Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Kopuş ve Süreklilik
Şu anda yaşadığımız müthış bır kopuş' Kıtlesel boyutta, kültürel,
ruhsal ve zıhınsel kopuş' Bızı (Türkıye Cumhunyetı
yurttaşlannı) üstünde yaşadığımız yurdun tanhsel-kulturel
hamurundan, bızı cumhunyetımızın kuruluş felsefesmden, bızı
ınsanca bır geleceğe ıletecek yollardan, bızı bırbınmızden
uzaklaştıran kopuş
1
Prof. Dr. ERENDİZ ATASÜ
Y
aşamm asal dokusu, ko-
puşlardan ve sureklılık-
lerden orûlmemış midir,
hem bıyolojık hem top-
lumsal ve kültürel yaşa-
mın Herölüm bır kopuş
herdoğum sureklılığın yenı bır atılımı
"Dönuşüm" dıye adlandırdığımız -bır
anlamda yaşama eşdeğer- kavramlar, sü-
reçler buyüteç altında ıncelenırse kopuş-
lann ustune örulmuş sureklılık ıplıkçık-
lennın gelıştırdığı yapılar çıkar karşımı-
za
Savaş en buyük kopuştur! I Dunya
Savaşı'ndan sonra, dunyanın hıçbır ye-
nnde toplumsal yaşamın -cınsel ahlaktan
sanata dek- hıçbır oğesı değışıme uğra-
maksızın surmedı 2 Dunya Savaşı 'ndan
sonra da1
Topraklanmız ustunde yaşa-
yan ınsanlann dedelen, buyukannelen
1911 Trablus Savaşı'ndan başlayarak
(Balkan ve 1 Dünya savaşlan, ışgal ve
kurtuluş) 1923'e kadar kesıntısızvuruş-
tular Cumhunyet devnmlen gerçekleş-
seydı bıle hıçbır şey aynı kalmayacaktı1
Bunu neden unutuyoruz7
Savaşın yıkın-
tısında, mutareke ve ışgal yıllannın zul-
munde toplumun (ışbırlıkçılerdışındakı
kesımiennın) altûst, mevcut dengelenn
alabora olduğunu, ınsanlann aç ve gu-
vencesız kaldığını9
•'Sınıfsız toplum" bır
masal değıldı1
Savaş, toplumsal kesım-
ler arasındakı sınırlan yıkmış ınsanlan
yoksullukta ve açlıkta bırleştırmıştı
Cumhunyet devnmlen var olan yıkıntı-
yı, kopuş artıklannı temızleyıp surekiılı-
ğı sağlıklı bır yapı oluşturarak sağlaya-
bılme cabasından başka bır şe> değıldır
Çeiik Gulersov bır yazısında CGüm-
rûk Bırliğının Moral Yanı" Cumhunyet,
22 Hazıran 1995) Turklenn havatında ta
SelçukJu'dan Osmanlf ya oradan cum-
hunyete akan süreklılıgı ne guzel anla-
tır1
Süren ıplıkçıklerden bın kokenını gö-
çebe yaşamın gorelı eşıtlıkçılığınden ve
dındekı kardeşlık duygusundan alan
"Toplumunu kendinden önce duşün-
me"olgusudur, mahalleye sebıl yapmak-
tan başlayıp cumhunyet ulkusellığınde
ve yasantısında yurtseverlık, halkçıhk ve
devletçılık ılkelen olarak belınr
Bu ıplıkçık koptu mu9
Tersıne tum be-
lırtılere, "köşeyı doıune" kordovuşunde
ve boş umudunda yaşamın anlamını yı-
tırmış gonül yoksullannın bolluğuna kar-
şın, *Hayır!"dıyorum Yurdunu sevmek,
ulusunu kısa surelı kışısel çıkarlanndan
onde duşünmek, kıyısında durduğumuz
uçurumun ustunde ınce, ama sağlam bır
köpru örecek' Hukumetlerden umudunu
kesen yurttaşlann dernek çahşmalanna
koşmalan, yazma eylemının başka alan-
lannda etkın olan kalemlenn ya da bu-
güne dek yazmaya uzak durmuş kışıle-
nn ulkerruzın tanhı ve şımdısı ustûne bıl-
gılenmeye, duşunmeye ve yazmaya ko-
yulmalan, bu sureklılığın on gostergele-
ndır Üsteltk yukselen bıreysel bılınç ve
yurttaşlık bıhncıyle ülkenın çıkarlannın
kendılennm ve çocuklannın uzun enm-
lı ozçıkarlanyla çakıştığının aynmında-
dır bu ınsanlar Şımdılık sayılan azdır,
ama nıtelıklen yuksektır
Göstergelenn tersıne, Türkıye'nın
uzenmızden kasırga gıbı geçen "vahşi
kapitaliznın
c temellı teslım olacağını da
sanmiyorum Tıim dünyavı kaplamış
özetleştirme "ısterısı ' dindiğınde. hem
"GAP'ı havTanlıkla alkışlayıp hem ozei-
leştirme teUalhğryla uğraşanlar, düştük-
ieri çelişldyi fark edeceklerdir. Turkiye
devletcüikten tumden kopamaz, valnı/ca
tarihsd kokterinden oruru değıl, guncel
zorunlulukiar vuzunden.' Teror beiasın-
dan kurtulabümenın anahtarianndan bf-
rinın. bolgeler arasındakı ekonomık eşit-
sızliğin \ umuşaması okluğunu herkesgö-
nıyor artık. EşitsizJiği kim kaJdıracak?
Özel girişim mi?
Türkıye'yı devletçılık geleneğınden
kopartmaya heveslenenlenn kımı, ılgınç
bır çelışkıyle başka geleneklerden aynl-
mayı hıç ıstemıyorlar u
Banldaşma"nın
Türkler ıçın bır kopuş değıl, surekhlık
olduğunu unutuyorlar Tûrk boylannın
hayatlannda "Batılılaşma", coğrafî yer
değiştinneyle başlâdı gibi gelir bana. Ana-
dolu'ya,oradan Rumeü'>egoç,bu yuz\>
lın ıkinci yansında işçi kafileleri halinde
Almanya'ya goç_. Nıye Turkler Batı'ya
koşuyordu Selçuklu ve Osmanlı zama-
nında, salt "fetih" şanı uğruna mı9
Do-
ğu'dan saldıran. taş ustunde taş koyma-
yan Mogol ıstılasıyla Batı'dan vuran
Haçlılar arasında sıkışmışlardı Türk
boylannın önünde, Anadolu'nun kendı-
lennden öncekı yerlılenyle banşçıl or-
tamda kaynaşıp bütunleşmekten ve Ba-
tı'ya karşı güçlü olmaktan başka çıkar
yol yoktu
Osmanlı devletının umarsızlıktan ge-
nışledığı hıç akhmıza gelıyor mu^ Ya
Iran yok edecektı onu, ya süren Haçlı ru-
hu Turklenn tanhı hep Batı'yayöneldı,
hep Doğu'yla Batı arasında kıstınlmış-
lardı (Belkı ulusal ve tanhsel bır dram-
dır bu, ama herhalde trajedı değıldır1
)
Kultürlen ıse hep bır Doğu-Batı bıleşke-
sı olageldı Bu bıleşkenın her yenı yoğ-
ruluşunda, yenılıkçılenn karşısına "sa-
nal"bır Dogu'nun savunuculan dıkıldı'
Batılılaşmayı ne Tanzımat ıcat ettı ne
cumhunyet1
Tanzımat'ın başansız (an-
cak kuşkusuz cumhunyet devnmlennın
tabanının bır kısmını hazırlayan) yenı-
leşme çabalanndan cumhunyetın başan-
lı atılımının farkı, gerek hareketın önde-
n Mustafa Ketnal Atatürk'ün gerek ça-
lışma arkadaşlannın hem ıçınde yetıştık-
len halkı hem Batı'nın tum yuzlennı
(akılcılığını, bılımsellığını, ınsancılhğı-
nı ve bencıllığını, emperyalızmın vahşe-
tını) çok ıyı tanımalan, Turkıye'nın 1
Dünya Savaşı sonrası dunyasındakı kül-
turalaşımının oluşmasını yonlendınrken
gundelık kazanımlarla yetınen yararcılı-
ğa ıtıbaretmeyıp gelecektela bırdemok-
rasının ekonomık ve eğıtımsel temellen-
nı bıiınçle armalandır
Pekı, sonra ne oldu9
2 Dünya Sava-
şı'yla bırlıkte atılımın hızı kesıldı Yüz-
yılın ıkıncı yansında yalnızca teknolojık
kalkınmayı önemseyen, cıddı kültür po-
lıtıkalanndan yoksun hukumetler "halk-
çıhğı" değıl, halk dalkavukluğu yöntem-
lerini benımsedıler, bu talıhsız yakla-
şımlar kımı kez yerel-bölgesel yaşama
bıçımlennın abartılmasına, kımı kez "sa-
naT Dogu'nun ırkçı ve dıncı çağnşım-
lara açık yorumlanmasına yol açtı Sos-
yalıst muhalefet, yukseldığı dönemlerde
kımı kez, ulusallaşma sürecımızı "ta-
mamlannuş" varsayma yanılgısına dü-
şebıldı Derken teror ve anarşı, asken
mudahalelerve baslu, yanm yamalak de-
mokratıkieşme süreçlen, ağır ekonomık
bunalım, önu alınamayan ıç göç dalgala-
n, dınmeyen teror, hortlayan şenatçılık1
Şaşkınlık, belleksızlık, tutarsızlık, gü-
vensızlık, uyumdan, dennlıkten, güzel-
lıkten yoksun bolük porçuk, karman çor-
man yapay bır hayat1
Ve belkı en korkun-
cu, olaylar, belırtıler, goruntuler arasm-
dakı ılışkılen fark edebıbne, bağlantıla-
n lcurabılme zıhınsel yetısını suratle yı-
tıren bır toplum'
Şu anda yaşadığımız müthış bır kopuş!
Kıtlesel boyutta, kulturel, ruhsal ve zıhın-
sel kopuş1
Bızı (Türkıye Cumhunyetı
yurttaşlannı) üstünde yaşadığımız yur-
dun tanhsel-külturel hamurundan, bızı
cumhunyetımızın lcuruluş felsefesmden,
bızı ınsanca bır geleceğe ıletecek yollar-
dan, bızı bırbınmızden uzaklaştıran ko-
puş'
2 Ocak 1996 tanhlı Cumhunyet gaze-
tesınde, bu kopuşa tanıklığın acısını çe-
ken bıredebıyatçının SOS feryadını duy-
duk, Mılh Eğıtım ve Kultur bakanlıkla-
nmıza seslenen Seüm Üeri'nın1
Aynı çağ-
nyı yukseltmeyı dılıyorum Neden9
Dev-
let örgutlenmesının uç sağ kadrolaşma-
lann kuşatması altında olduğunu bıle bı-
le, nıçın görevlılen uyarmak ve onlara
umutbağlamak zorundayız9
Türkıye'njn
devletçılık geleneğı mı yönlendınyor bu
çağnlan, somut koşullan mı9
LıberaJ
ekonomıyı deneyen bır ülkede kültürün
korunması ve gelıştınlmesı burıuvazının
doğal görevı sayılır Ya bızde9
Ozel gı-
nşım, kültüralanındakı kımı ıyı nıyetlı ve
değerlı çabalannı kıtlesel olçekte geçer-
sız kılacak bıçımde yonetıyor ve yönlen-
dınyor bu kopuşu, kendıne aıt kıtle ıletı-
şım araçlanyla1
Devlet ve burjuvazı, görevını yapmaz-
sa kopuşun uçurumlaşması kaçınılmaz
olur Yıne de bızlere düşen, uçurumun
üzennden aşacak köpnlyü bugünden ta-
sarlamaya koyulmaktır Bu köprünun bır
ayaği ortak dılımız Türkçedır Bu bağ-
lamda, Türkçenın orta yaş ve üzen yazar-
lanna bır görev düştup kanısındayım
Bu görevı gelecek yazımda açıklamaya
çalışacagım.
ARADABÎR
BAHtR M. ERURETEN Hukukçu
Liderlerin Duyarsızlığı
24 Aralık 1995 seçımlennın ortaya çıkardığı sıya-
sal tablo karşısında hukumet kurma çalışmalannı yu-
rutmekle gorevlendırılen Refah Partısı Genel Başka-
nı Sayın Necmettin Erbakan, obur dort partının lı-
derlenyle bınncı tur goruşmelennı tamamladı Erba-
kan'ın bırer gun ara ıle goruştuğu liderlerin, toplantı-
lar sonrasında goruşlennı açıklarken bır noktada bır-
leştıklen goruluyor Lıderler sankı ağız bıriığı etmış-
çesıne, Erbakan'ın, bugune kadar gerek şahsı gerek-
se partısı adına sergıledığı goruş ve soylemlennın
tersıne, çok yumuşak bır tutum ızledığını, daha on-
celerı kendılerını taklıtçı ve dın duşmanı ılan etmesı-
ne karşın şımdı, obur partı programları ıle kendılen
arasında buyuk bır fark bulunmadığını, hatta dılerier-
se, kendısı ıle koalısyon yapacak herhangı bır partı-
nın programını aynen dahı uygulayabıleceğını belırt-
tığını, gerçekten de Erbakan'ın bugunku soylemlen-
nın kabul edılebılır doğrultuda bulunduğunu vurgu-
lamakta, ancak, bu soylemlenn ne kadar "samımı"
olabıleceğınde kuşkulu olduklannı belırtmektedırler
Haklılar Erbakan'ın, hergoruşme sonrasında televız-
yonlarda yaptığı canlı yayınlardan ızledığımız kadarı
•le ozellıkle laıklık konusunda asla odun venmedığı
açık ve kesındır Erbakan yaptığı butun açıklamalar-
da, Anayasadan laıklık sozcuğunün kaldınlmasında
ısrartı olduklannı, bu sozcuğun Türkçe olmadığı bır
yana, laıklığın sadece dın ve vıcdan ozgürlüğü oldu-
ğunu, anayasaya, laıklık sozcuğu yenne bu tanımla-
manın getırılmesı ıle konunun sonuçlanacağını, bu
anlamda kendılennm butun partılerden daha çokla-
ık bulunduğunu tekrariamaktadır Öbur partı lıderie-
n, ıçenk olarak bu anlatıma karşı çıkmadıklanna ve
bu konuya hıç değınmedıklenne gore acaba Erbakan
ıle bu laıklık tanımı açısından yaptığı soylemde uyuş-
muşlar mıdır^ Tum partı lıderten nasıl boyle bır ay-
mazlık ıçınde bulunabılırler?
Laıklığı, anayasanın açık hukumlenne karşın, sade-
ce dın ve vıcdan ozgurluğune ındırgeyen goruş, ka-
bul eden herkes ıçın, Erbakan'la bırlıkte anayasa ve
tum yasalar hukumlenne karşı çıkmak anlamını taşır
Bu dar anlatım şeklı, asla laıklığın ıçenğını açıklama-
ya yetmez Laıklık, dın ve vıcdan ozgurluğunun ote-
sınde, bu ozgurluklerın bırguvencesı olduğu gıbı, asıl
ıçerdığı oğe, devlet yonetımının her katman ve aşa-
masında, dın ışlennın devlet yaşamına asla kanştınl-
mamasıdır Bunun tersı, şerıat hukumlennın yaşama
geçınlmesıne yeşıl ışık yakmaktır
Ote yandan laıklığın vazgeçılmez başka bır somut
oğesı de, anayasanın başlangıç bolumunde açıklan-
dığı gıbı "Laıklık ılkesının gereğı olarak, kutsal dın
duygulannın devlet ışlenne ve polıtıkaya kanştınla-
mayacağı" şeklınde anlatımını bulan buyruktur La-
ıkJık ılkesının sozcuk olarak anayasadan çıkanlması
ıle dının, devlet duzenı ıle tum hukuksal duzenı etkı-
lemesının onu açılmış olur
Laıklık, Turk devletının, Atatürk ılkelen doğrultu-
sunda, yetmış kusur yıl oncesınde yaşama geçırdığı
çağdaşlaşma surecının adıdır Ulusal egemenlığın,
ırk dın, cıns aynmı gozetılmeksızın kurulan eşıtlıkçı
anayasal duzenın temelıdır
Anayasal laık duzene açıkça karşı olduğunu soy-
lemı ıle ortaya koyan Erbakan'ın, fikırierınden odun
vermedığı açıkça ortada ıken, obur partı lıderlennın,
ıçenk açısından son derecede sakıncalı hatta suç
oluşturan soylem ve davranışlannı, kabul edılebılır
bır değışım olarak algılayan tutumlannı, uyutulmuş-
luğun ve aymazhğın bır dışavurumu olarak tanımla-
mak gerekıyor
Sayın Erbakan 'a Halkımızın anlayabılmesı ıçın la-
ık sozcuğunün Turkçesını bulup yazalım Yazalım
da, varmısın, ezanın ve Kuran'ın da Türkçesınıyazıp
Turkçesını okuyalım, onu da halk anlasın
6
Yüce Dağ Başmda Yanar Bir Işık'
Prof.Dr. OZCAN ESMER, ODTUŞehır ve Bolge Planlama Bol Oğr Üyesı
1
940 yılı 17 Nısanında Türkıye Büyük yağlıboya ya da karakalem resım yapan öğrencı-
Mıllet Mechsı'nde Koy Enstıtülen Ku- 'ere merakla bakıyor, derslıklerde, atoh/elerde do-
ruluş Yasası kabul edıldığınde Ffasan laşıpduruyorum Büyük gurültülerfeçahşarakens-
Güld 13 ya$tndadır Yasanın bınncı tıtüye elektnk ureten santral bınasındayım Inlı
maddesıne göre Kov Enstıtülen'nın ufaklı kasnaklar, bunlan dondunmekte olan kayış-
amacı "Köv oğretmcni vekövevara>«n lar gıdıp gelıyor "Sakın onlara dokunma, uzak
940 yılı 17 Nısanında Türkıye Büyük
Mıllet Mechsı'nde Koy Enstıtülen Ku-
rufuş Yasası kabul edıldığınde ffasan
Güld 13 ya^ındadır Yasanın bınncı
maddesıne göre Kov Enstıtülen'nın
amacı "Köv oğretmeni ve köyeyarayan
öbür meskksahjpknnı yeösormektir.'* Anılan ku-
ruluş yasasına gore Köy Enstıtülen'ne, köy ılko-
kullannı bıtırmış, sağlıklı ve yeteneklı köylü ço-
cuklan seçılerek aiınacaktır
• Hantada Denızlı ve çevresıne şöyle bır bakar-
sanız, Ege'nın en yüksek dağı Honaz'ı ve onun
kuzeyındekı Cokelez Dağlan'nı görürsünüz Ça\
kasabasının Çökelez Dağlan yamaçlanna yaslan-
mış bır köyunde yaşayan genç Hasan Gulel 'yasa-
nın öngördüğü' koşullara uygundur ve tzmır'dekı
Kızılçullu Koy Enstıtüsü'ne göndenlmek üzere se-
çılır Yüreğı çarpa çarpa lzmır'e doğnı yola çıkar
Ege ve Akdenız rüzgârlan ruhundakı lavılcımı tu-
tuşturmuştur bır kez Orada oğrendı kı genç cum-
hunyet, "Fikren, ilmeo, bedenen kırv-vetii ve yük-
sek seviyeli muhafizlar" ıstemektedır lzmır'den
sonra Ankara'dakı Hasanoğlan Yüksek Koy Ens-
tıtusu'nü kazanır ve mezun olur Artık, "Vazfliye
ablmak içın içinde bulunduğu vazryetin" durum ve
koşullannı hıç duşunmeyecektır
• Anılanmın dennlıklenne ınıyonjm Tanh
1946/47 olrnalı Babam (A. Hamdi Esmer) Aksu
Köy EnsUtusü'nde oğretmenhk yapmakta. Ben de
dur!_
w
gıbı uyanlar alıyorum Elektnkjeneratöru-
nü ışleten kasnak ve kayışlar arasında bır oraya bır
buraya koşuşturan Hasan Gülel öğretmenı göruyo-
rum Uretılen elektnkten enerjı aiıyor gıbı gözlen
parlıyor, yüzü hep gulumsuyor
•"Bu akşam sinema gosterilecekmiş" habennı
bekler dururdum Enstıtu ıdare bınası yakınmdakı
bır meydan ortasına genlmış bır beyaz perde Per-
denın önüne sıralanmış sandah/eler ve bır sinema
makınesı Makıneyı çalıştıran Hasan Gülel öğret-
men Perdenın arkasına koşup bakıyorum Acaba
perdenın arka yüzunde de aynı şeyler gözükür mü
dıye
9
• Babam eve Aga marka bır radyo almış. Rad-
yoyu kım ve nasıl kuracak
9
Eve babamla Hasan
Gülel oğretmen gelıyor lşte yeşıl lambası ıyıce
yandı Ankara Radyosu C°cuk Saatı'nı arayalım
mı? Tamam, ses geldı Yenmde duramıyorum Ya-
şa Hasan Bey
• Hep başkalannın gulmesı ıçın çarpan yüreğı
21 Kasım 1995gunuduruverdı Antarya'daonara-
rak çalıştırdığı 'KaJe-Kaptsı'ndakı saat ıse ışleme-
sını surduruyor
> Kuşkusuz bırçok kımsenm Hasan Ağabey ıle
paylaştığı anısı vardır ve bırçok yayında yer almış-
nr Yenılendeyayımlanacaktır Ancak, bugune dek
yazılanlar o tanhlerde Köy Enstıtülen'nde öğren-
cı ya da oğretmen olanlann anılandır
Benım gıbı 1945'h yıllarda çocukluk donemını
yaşamış olanlaranılannı henuz yazmaya başlama-
dılar Belkı de bu yazım, bu anlamda ılk ya da ılk-
lerden bın olacaktır Hasan Gülel Ağabey'ın, her-
kes tarafından bılınen ıyılıkseverlığı ve pratık ze-
kâsı yanında, aynca yazarlığı da vardı Bızım ku-
şağa duşen bır gorev de onun Şelale gazetesı, der-
gı ve benzen başka yaymlarda çıkmış olan yazıla-
nnın derlenmesı ıçın yapılacak çalışmalara katıl-
mak olacaktır
Yayımlanacak bu tür bır kıtap ya da kıtaplar dı-
zısı, sadece onun anısını yaşatmakla kalmayacak,
cumhunyetın ıstedığı "yüksek seciyeh muhafizb-
nn" nasıl ve hangı koşullarda yetiştığını gösteren
bır belge nıtelığınde olacaktır
Zaten amaç, anı değıl tanh yazmaktır Böyle bır
yaptt ıse kuşkusuz Antalya Tekehoğlu Kutüphane-
sı'nde ve Ankara'da yenı açılan Eğıt-Der'ın Eğı-
tım Müzesf nde yer alacaktır Türk eğıtımındekı
'yenidendoğuş'u (Rönesans'ı) ve aydınlanma çağı-
m uıcele>ecek olanlar, Honaz eteİdennde tutuşan
kıvılcımın Antalya Beydağlan 'nda büyüyerek yan-
maya devam ettığını ve yollannı aydınlatnğını gö-
receklerdır
Ruhunun şadolmasını dılıyorum Tannsal bır
ışık ıçınde yatsın
TARTIŞMA
Bilimle, Sanatla, Özekinle...
U
lkemızın sorunu
çok, kım sayma-
ya kalkarsa. şa
şınr Kımı tero-
rü, kımı yasam
pahalılığını, kı-
mı sağlık koşullanndakı olum-
suzluklan basat sorun olarak ele
alır, öbürlennı art arda sıralar
Açıkoturumlarda, telev ızyon
söyleşılennde konuşulanlara
bakıhrsa, hemen herkes, bu sı-
ralamalardahemfıkırdırde Gı-
derek teror dışında obür sorun-
lann çozumu konusunda, nere-
deyse bır ortak payda oluşmaya
başlamıştır bıle Oyleyse nıye
bu sorunlann karşısında bırtür-
lû basan sağlanamamaktadır ve
njye gün geçtıkçe ıçınden çıkıl-
maz duruma gelmelenne seyır-
cı kahnmaktadır
9
Kanımca bu-
nun temel nedenı, toplumumu-
zun 'kalitesınde' aranmalıdır
Güzel Turkçemızde 'nitelik'
dedığımız 'kalite' sözcüğünü
bız satılık mallar ve hızmet sek-
törü ıçın kullanmaya alışmışız
da bıreyler ıçın kullanmaya bır
türlu yanasmıyoruz
Oysa ınsanlar ıçın de önemlı
bır ölçüttür nıtclık Çokeskıyıl-
lan geçelım, son 15-20 yıllık
geçmışe baktıgınıızda bıle, m-
sanlanmızın nıtelığınde bır duş-
meyı, bır çoküntuyû rahatça
gözleyebılınz
Bu gozlem, hem yakın çevre-
mız ıçın geçerlıdır hem de gö-
zümüzde büyüttuğumuz kımı
seçkınler ıçın Yalan soyleme,
adam kandırma, olduğundan
farklı görûnme temel ozellıkle-
nmızınarasınaçoktangırdı Bu
FATİH 1. SULH HUKUK
HAKİMLİĞl'NDEN
1995/516
Mahkememızın 1995 516-772 esas ve karar sayılı
13 10 1995 tanhlı karan ıle lstanbul Fatıh Müftüalı Mah
cılt 056/14, sayfa 20, kütük 1108'denüfusakayitlı bu-
lunan Ergun ve Canan Yasemın oğlu 28 5 1983 doğum-
lu Emın Berat Dıner'ın hak ve menfaatlennı korumak ve
temsıl etmek üzere lstanbul, Fatıh, Iskender Mah cılt
54/22, sayfa 65 ve kutuk 1606'da nufusa kayıtlı bulu-
nan Mustafa Şevket ve Sadıve oğlu 7 8 1933 doğumlu
Nejat Kaytar vası olarak tayın edıhnış olup, keyfıvet ılan
olunur 18 10 1995
Basın 65535
TMMOBÇEVRE
MÜHENDİSLERİ ODASI
3. OLAĞAN GENEL KURUL
ÇAĞRISI
Odamız 3 Olağan Genel Kunıl Toplantısı çoğun-
luklu olarak 3 - 4 Şubat 1996 tanhlennde, Selanık
Cad 19 1 Kızılay - Ankara adresınde, çoğunluk sağ-
lanamadığı takdırde, 10 Şubat 1996 Cumartesı gü-
nu TMV1OB Mımarlar Odası Toplantı Salonu, Ko-
nur Sok No 4 Kazılay - Ankara adresınde yapıla-
caktır 11 Şubat Pazargünü ıse Selanık Cad 19/1 Kı-
zılay - Ankara adresınde seçımleryapılacaktır Tüm
uyelenmızı Genel Kurula katılmaya çağınyoruz
TMMOB Çevre Mühendisleri
Odası
Yönetim Kurulu
l.Gün
GÜNDEM
l)Açıhş
2) Sa>gı duruşu
3) Başkanlık Dıvanı'nın seçımı
4) Oda Başkanının açış konuşması ve konuklann
konuşmalan
5) Çahşma komısyonlannm oluşturulması
6) Çahşma Raporu'nun okunması, gorüşülmesı
ve
Yonetım Kurulu'nun aklanması
7) Oda Yönetmelıklennın görûşülmesı
8) Yenı donem çahşma progTamının, oda ve
TMMOB orgütluİuğunün gorüşülmesı
9) Komısyon raporlannın gorüşülmesı
10) Dılek ve önenler
11) Oda organlan, TMMOB Yönetim Kurulu ve
TMMOB delegasyonu ıçın adaylanrt
behrlenmesı ve ılanı
12) Kapanış
2. Gün
Oda organlannın seçımı
(Seçımlerde kımlık kartt bulundurmak
zûrunludur)
Yeni İçeceğiniz
"ALTIN
TEBESSÜM"
Konsantre Kola
Tel: 531 86 87
bugece
5AP?M0•«,-1LÜEs D i m u i s i
lıottıltggeıs
• ] l ! l B K L H İ S İ
Tiftstn knıı - Sdım IMÎÜ - INnıı Irıl - Ifmtıt «ırtun
R E Z 2 4 5 0 6 6 8 - 6
Aıkddaşlan
Rez: O.212. 149 71 79
Muammer
Karaca TryaCro Çıkmazı
Beyoglu lstanbul
Tribunal'de
yeni bir yüdız daha
doğuyor..
Rez: O.212. 249 71 79
Muaminer
Karaca Ttyatro Çıkmazı
B*yoglu Kranbul
Aksa Jenerator San A Ş 'ye aıt 20 12 1995
tanh, 085995, 085996,085997 numaralı
faturalann aslı kaybolmuştur Hükümsıızdur
olumsuzluldardan uzak durma-
yı başaranlar ıse toplumda 'dı$-
Ulanmış' (marjınal) sayılır ol-
du •
Kanada'da çalışmakta olan
oğlunu zıyaret ıçın üç aylığına
bu ülkeye gıdıp gelen bır kom-
şuma "Sizi orada en çok etld-
leyen şey ne idı" dıye sormuş-
tum da "Yalan nedır, bılmi-
vorlar" dıye yanıt veruıce, tüy-
lenm dıken dıken olmuştu Şım-
dı aynı sözcüğûn bızdekı dolaşı-
mını bır düşunehm, buruk bır
gülumseme kaplıyor değıl mı
yüzümüzür>
Partı lıderlennın ta-
v ırlan, tüm alışvenş sıstemımız,
toplumsal ılışkılenmız, hatta ta-
pınma yöntemlenmız bıle artık
ıçtenlıkten uzak ve ınsanlan ap-
tal yenne koyma yanşı halıne
gelmedı mı9
Artık bırbınmızm
her dedığınm altında bır gızlılık,
bır kötü nıyet aramıyor muyuz7
Boylesı bır açmazın ıçıne her
geçen gun daha da süruklenmek-
te olan toplumumuzda gıttıkçe
düşen 'ınsan nıtelıği' yükseltıl-
medığı sûrece çağdas yaşamın
teknolojık kolayhklanndan ne
denlı yararlanırsak yararlanalım,
ışığı bulamayız Nasıl kı bır do-
landıncının yaptığı butün ıyılık-
ler, onun dolandıncı olduğu ger-
çeğını değıştıremezse, nıtelıksız
bır toplumun 'göıünür' zengın-
lığı, onun nıtelığım arttırmaz
Çözûm mu' Bu kargasadan
(kaostan) kurtulmanm en kestır-
me yolu bılım, sanat ve özekın
(kültür) bınkımınden geçer
Sağduyulu yetışkınlenn, ana ba-
balann, aydınlann en onemlı gö-
rev ve sorumluluklanndan bın,
ınsanlanmızı, ozellıkle gençle-
nmızı bılımsel, sanatsal ve öze-
tansel zetıgınlıklerle donatmak
olmalıdır Çunku bu ulke bızım
Yanlışıyla, dogrusuyla ınsanlan-
mızı sevmek zorundayız
Ama o ınsanlan, bu olumsuz
ve uğursuz gıdışten kurtaramaz-
sak bu ülke gıtükçe dennleşen
bır uçuruma dönusur
Nasıl reva görurüz bu dunımu
gûzel yurdumuza
MefametAtilla
Eğıtımcı
PENCERE
Kımlığımı, sıgorta
kartırrıı, banka kredı
karrımı, rnağaza kredı
kartlanmı, hastane kredı
kartlanmı yırırdım,
hükümsuzdür
AYTENAKYOL DOĞAV
Nizam-ı Alem...
Olacağı buydu!
İş geldı çattı, teronstten terönst beğenmeye
hangısı daha ıyı?.
- Benım teronstım daha guzel.
- Hayır, benımkı fark atar
- Benımkı Çeçen
- Benımkı Kurt..
- Benımkı Turk
Suçsuz ınsanlan kaçırmak, kurşunlamak, asıp
kesmek, evını basıp aılecek yakmak...
Al bınnı vur otekıne1
Terorun kanlı elı bulaştı mı, en haklı dava bile ın-
sanlığın gozlerınde kırlenmez 9
Meğer bızım ulkemızde terore teşne ne de çok
kışı varmış, bırden ortalığa dokulduler
Ustelık Ni2am-ı ÂJem'ı kurup tepesıne yeşıl bay-
rağı oturtmak hevesı caba
'Nızam-ıÂlem' ne demek? .
Osmanlı'nın dunya goruşu Nızam-ı Âlem'dı,
Turkçesı 'Dunya Duzenı' demek
Osmanlı'nın vatanı yoktu..
Ulke sının yoktu.
Ulusu yoktu..
Vatan yenne 'mulk' vardı, sınır 'fetıh"\e değışır-
dı, ele geçırdığın toprak senındı, padışahın ve ha-
lıfenın başında bulunduğu duzen bu dunyanın nı-
zamı sayılır, şenatın dedığıne gore Islamda yeryu-
zu hantası ıkıye aynlırdı: •
Darulıslam '<
Darulharp
Şenatın geçeriı olduğu ulke 'Darulıslam'di, ge-
nye kalan savaş alanı gıbı gorulur, fetıhle butun
dunyayı ele geçınnek uzenne çağdışı dunya go-
ruşu devletın temel polıtıkası değennı taşırdı
•
Nızam-ı Âlem'ın dunya goruşune Türkıye Cum-
hunyetı'nde yer var mı?
Ismet Paşa, Türkıye'yı Ikıncı Dunya Savaşı'na
sokmadı dıye az eleştınlmedı
Dedıler kı
"- Paşa, ulkeyı harbe sokmamakla mtllettn er-
keklığınıoldurdu..."
Inonu'nun Türkıye'yı Ikıncı Dunya Savaşı'ndan
esırgemesı, uzennde cıltler dolusu ınceieme ya-
pılması gereken bır tanhsel değer taşır Bınncı
Dunya Savaşı'na cuppadak dalan Ittıhatçı kafa-
sıyla Kemalıst ılkeler arasındakı buyuk aynmın
gostergesı gıbıdır, Osmanlı'nın devlete ılışkın tum
kavramlannı 1923 devnmı tanhe gommuştu,
"Yurtta sulh, cıhanda sulh" deyınceye değın bu
halk az acı çekmedı, ulusal devlet, durup durur-
ken mı kuruldu
9
Son yıllarda kavramlann yenıden bulandınldığı
ve sınıriar otesıne donuk zıpırlıklann 'vızyon' sa-
yıldığı bır donemın çalkantısına kapıldık
Amenka'nın 'Yenı Dunya Duzenı'neyaşadığımız
coğrafyada 'Nızam-ı Âlem'\ eklemlemek ısteyen-
lenn sayısı az değıl' Darulıslam'la Darulharp tar-
tışmasını yapanlar var
1
PKK teroru ulkeyı kana
boyarken, yenı teror bayraklannı açmak ısteyen-
len alkışlamaya kalkışanlann amaçlan ne?.. ^
Yenı bır ımparatorluk kurmak mı?. - ^ '
Yoksa Türkıye'yı parçalamak mı? • (
Pekı, hukumet ne yapıyor?
Gozaltında gazetecı olduruluyor, gokdelende
ışadamlan kurşunlanıyor, PKK doğuda koylulen
oldurup yakıyor, teronst gemı kaçırıyor, Bayan
Tansu Çiller sıvn tırnaklannı Başbakanlık koltu-
ğuna geçırmış, çırpınıyor
- Başbakanlığı bırakmam
Yok canım
1
Turkıye'nın durumuna bır goz atan aklı başın-
da bır kımse, bu ulkede ne bır hukumet ne de bır
başbakan olduğuna ınanır
SSK knzının ıçyuzu • SSK batar rrw?
Kurtulursa nasıl kurtulur? • Bu duruma nasıl
gelındı? • Kaynakları nasıl harcanıyor?
TÜRK TABİBLER BİRÜĞİ'NİN
SSK RAPORU
Aynca TlSK'in görüşleri
Tum ışçılerın, sendıkacılann, doktorlann,
sryasetçıtenn okuması gereken bır belge
Tam metın pazartesınden ıhbaren
Türkıye Gazetecıler Cemryetı'nın yaytmladığı
patronsuz, tam bağımsız
Sıvıl toplum gazetesı
Hergun 10 bin lıra
İLAN
T.C.
ÇINARKADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1978 350
Davacı Hazıne tarafından davalılar Temo Acar ve muş-
tereklen aleyhıne Çınar ılçesı Çınar köyunde kaın 102
no'lu parsel hakkında mahkememıze açılan kadastro tes-
pıtıne ıtıraz davasının yapılan açık duruşması sırasmda
venlen ara karan uyannca
Davahlardan Denk ılçesı Dûztaş köyü nüfusuna kayıt-
lı Sıno oğlu Güh'den olma 1935 d'lu Temo Acar'ın ölü
olduğu ve mırasçılan bulunan Hatun, Sultan, Selma, Ab-
dulazız ve Zemzeme Acar davacı Hazıne temsılcısı tara-
fından dava dosyasına dahılı dava edıldığı adı geçen mı-
rasçılann zabıta manfetıyle yapılan araştırma sonucu ad-
reslennın tespıt edılemedığı ve dahılı dava dılekçesı ad-
lanna teblığ edılememış olduğundan adı geçenler adına
dahılı dava dılekçesırun ılanen tebhğıne kararvenlmış ol-
makla dava dosyamızın duruşma günü olan 30 1 1996gü-
nü dunışmaya gelmelen veya kendılennıbır vekılle tem-
sıl ettırmelen, mazeretlennı bıldınnelen aksı takdırde
duruşmanın gıyabuıızda yapılacağı ve yokluğunuzda ka-
rar venleceğı ılanen teblığ olunur
Basın 25933