25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Kopuş ve Süreklilik Şu anda yaşadığımız müthış bır kopuş' Kıtlesel boyutta, kültürel, ruhsal ve zıhınsel kopuş' Bızı (Türkıye Cumhunyetı yurttaşlannı) üstünde yaşadığımız yurdun tanhsel-kulturel hamurundan, bızı cumhunyetımızın kuruluş felsefesmden, bızı ınsanca bır geleceğe ıletecek yollardan, bızı bırbınmızden uzaklaştıran kopuş 1 Prof. Dr. ERENDİZ ATASÜ Y aşamm asal dokusu, ko- puşlardan ve sureklılık- lerden orûlmemış midir, hem bıyolojık hem top- lumsal ve kültürel yaşa- mın Herölüm bır kopuş herdoğum sureklılığın yenı bır atılımı "Dönuşüm" dıye adlandırdığımız -bır anlamda yaşama eşdeğer- kavramlar, sü- reçler buyüteç altında ıncelenırse kopuş- lann ustune örulmuş sureklılık ıplıkçık- lennın gelıştırdığı yapılar çıkar karşımı- za Savaş en buyük kopuştur! I Dunya Savaşı'ndan sonra, dunyanın hıçbır ye- nnde toplumsal yaşamın -cınsel ahlaktan sanata dek- hıçbır oğesı değışıme uğra- maksızın surmedı 2 Dunya Savaşı 'ndan sonra da1 Topraklanmız ustunde yaşa- yan ınsanlann dedelen, buyukannelen 1911 Trablus Savaşı'ndan başlayarak (Balkan ve 1 Dünya savaşlan, ışgal ve kurtuluş) 1923'e kadar kesıntısızvuruş- tular Cumhunyet devnmlen gerçekleş- seydı bıle hıçbır şey aynı kalmayacaktı1 Bunu neden unutuyoruz7 Savaşın yıkın- tısında, mutareke ve ışgal yıllannın zul- munde toplumun (ışbırlıkçılerdışındakı kesımiennın) altûst, mevcut dengelenn alabora olduğunu, ınsanlann aç ve gu- vencesız kaldığını9 •'Sınıfsız toplum" bır masal değıldı1 Savaş, toplumsal kesım- ler arasındakı sınırlan yıkmış ınsanlan yoksullukta ve açlıkta bırleştırmıştı Cumhunyet devnmlen var olan yıkıntı- yı, kopuş artıklannı temızleyıp surekiılı- ğı sağlıklı bır yapı oluşturarak sağlaya- bılme cabasından başka bır şe> değıldır Çeiik Gulersov bır yazısında CGüm- rûk Bırliğının Moral Yanı" Cumhunyet, 22 Hazıran 1995) Turklenn havatında ta SelçukJu'dan Osmanlf ya oradan cum- hunyete akan süreklılıgı ne guzel anla- tır1 Süren ıplıkçıklerden bın kokenını gö- çebe yaşamın gorelı eşıtlıkçılığınden ve dındekı kardeşlık duygusundan alan "Toplumunu kendinden önce duşün- me"olgusudur, mahalleye sebıl yapmak- tan başlayıp cumhunyet ulkusellığınde ve yasantısında yurtseverlık, halkçıhk ve devletçılık ılkelen olarak belınr Bu ıplıkçık koptu mu9 Tersıne tum be- lırtılere, "köşeyı doıune" kordovuşunde ve boş umudunda yaşamın anlamını yı- tırmış gonül yoksullannın bolluğuna kar- şın, *Hayır!"dıyorum Yurdunu sevmek, ulusunu kısa surelı kışısel çıkarlanndan onde duşünmek, kıyısında durduğumuz uçurumun ustunde ınce, ama sağlam bır köpru örecek' Hukumetlerden umudunu kesen yurttaşlann dernek çahşmalanna koşmalan, yazma eylemının başka alan- lannda etkın olan kalemlenn ya da bu- güne dek yazmaya uzak durmuş kışıle- nn ulkerruzın tanhı ve şımdısı ustûne bıl- gılenmeye, duşunmeye ve yazmaya ko- yulmalan, bu sureklılığın on gostergele- ndır Üsteltk yukselen bıreysel bılınç ve yurttaşlık bıhncıyle ülkenın çıkarlannın kendılennm ve çocuklannın uzun enm- lı ozçıkarlanyla çakıştığının aynmında- dır bu ınsanlar Şımdılık sayılan azdır, ama nıtelıklen yuksektır Göstergelenn tersıne, Türkıye'nın uzenmızden kasırga gıbı geçen "vahşi kapitaliznın c temellı teslım olacağını da sanmiyorum Tıim dünyavı kaplamış özetleştirme "ısterısı ' dindiğınde. hem "GAP'ı havTanlıkla alkışlayıp hem ozei- leştirme teUalhğryla uğraşanlar, düştük- ieri çelişldyi fark edeceklerdir. Turkiye devletcüikten tumden kopamaz, valnı/ca tarihsd kokterinden oruru değıl, guncel zorunlulukiar vuzunden.' Teror beiasın- dan kurtulabümenın anahtarianndan bf- rinın. bolgeler arasındakı ekonomık eşit- sızliğin \ umuşaması okluğunu herkesgö- nıyor artık. EşitsizJiği kim kaJdıracak? Özel girişim mi? Türkıye'yı devletçılık geleneğınden kopartmaya heveslenenlenn kımı, ılgınç bır çelışkıyle başka geleneklerden aynl- mayı hıç ıstemıyorlar u Banldaşma"nın Türkler ıçın bır kopuş değıl, surekhlık olduğunu unutuyorlar Tûrk boylannın hayatlannda "Batılılaşma", coğrafî yer değiştinneyle başlâdı gibi gelir bana. Ana- dolu'ya,oradan Rumeü'>egoç,bu yuz\> lın ıkinci yansında işçi kafileleri halinde Almanya'ya goç_. Nıye Turkler Batı'ya koşuyordu Selçuklu ve Osmanlı zama- nında, salt "fetih" şanı uğruna mı9 Do- ğu'dan saldıran. taş ustunde taş koyma- yan Mogol ıstılasıyla Batı'dan vuran Haçlılar arasında sıkışmışlardı Türk boylannın önünde, Anadolu'nun kendı- lennden öncekı yerlılenyle banşçıl or- tamda kaynaşıp bütunleşmekten ve Ba- tı'ya karşı güçlü olmaktan başka çıkar yol yoktu Osmanlı devletının umarsızlıktan ge- nışledığı hıç akhmıza gelıyor mu^ Ya Iran yok edecektı onu, ya süren Haçlı ru- hu Turklenn tanhı hep Batı'yayöneldı, hep Doğu'yla Batı arasında kıstınlmış- lardı (Belkı ulusal ve tanhsel bır dram- dır bu, ama herhalde trajedı değıldır1 ) Kultürlen ıse hep bır Doğu-Batı bıleşke- sı olageldı Bu bıleşkenın her yenı yoğ- ruluşunda, yenılıkçılenn karşısına "sa- nal"bır Dogu'nun savunuculan dıkıldı' Batılılaşmayı ne Tanzımat ıcat ettı ne cumhunyet1 Tanzımat'ın başansız (an- cak kuşkusuz cumhunyet devnmlennın tabanının bır kısmını hazırlayan) yenı- leşme çabalanndan cumhunyetın başan- lı atılımının farkı, gerek hareketın önde- n Mustafa Ketnal Atatürk'ün gerek ça- lışma arkadaşlannın hem ıçınde yetıştık- len halkı hem Batı'nın tum yuzlennı (akılcılığını, bılımsellığını, ınsancılhğı- nı ve bencıllığını, emperyalızmın vahşe- tını) çok ıyı tanımalan, Turkıye'nın 1 Dünya Savaşı sonrası dunyasındakı kül- turalaşımının oluşmasını yonlendınrken gundelık kazanımlarla yetınen yararcılı- ğa ıtıbaretmeyıp gelecektela bırdemok- rasının ekonomık ve eğıtımsel temellen- nı bıiınçle armalandır Pekı, sonra ne oldu9 2 Dünya Sava- şı'yla bırlıkte atılımın hızı kesıldı Yüz- yılın ıkıncı yansında yalnızca teknolojık kalkınmayı önemseyen, cıddı kültür po- lıtıkalanndan yoksun hukumetler "halk- çıhğı" değıl, halk dalkavukluğu yöntem- lerini benımsedıler, bu talıhsız yakla- şımlar kımı kez yerel-bölgesel yaşama bıçımlennın abartılmasına, kımı kez "sa- naT Dogu'nun ırkçı ve dıncı çağnşım- lara açık yorumlanmasına yol açtı Sos- yalıst muhalefet, yukseldığı dönemlerde kımı kez, ulusallaşma sürecımızı "ta- mamlannuş" varsayma yanılgısına dü- şebıldı Derken teror ve anarşı, asken mudahalelerve baslu, yanm yamalak de- mokratıkieşme süreçlen, ağır ekonomık bunalım, önu alınamayan ıç göç dalgala- n, dınmeyen teror, hortlayan şenatçılık1 Şaşkınlık, belleksızlık, tutarsızlık, gü- vensızlık, uyumdan, dennlıkten, güzel- lıkten yoksun bolük porçuk, karman çor- man yapay bır hayat1 Ve belkı en korkun- cu, olaylar, belırtıler, goruntuler arasm- dakı ılışkılen fark edebıbne, bağlantıla- n lcurabılme zıhınsel yetısını suratle yı- tıren bır toplum' Şu anda yaşadığımız müthış bır kopuş! Kıtlesel boyutta, kulturel, ruhsal ve zıhın- sel kopuş1 Bızı (Türkıye Cumhunyetı yurttaşlannı) üstünde yaşadığımız yur- dun tanhsel-külturel hamurundan, bızı cumhunyetımızın lcuruluş felsefesmden, bızı ınsanca bır geleceğe ıletecek yollar- dan, bızı bırbınmızden uzaklaştıran ko- puş' 2 Ocak 1996 tanhlı Cumhunyet gaze- tesınde, bu kopuşa tanıklığın acısını çe- ken bıredebıyatçının SOS feryadını duy- duk, Mılh Eğıtım ve Kultur bakanlıkla- nmıza seslenen Seüm Üeri'nın1 Aynı çağ- nyı yukseltmeyı dılıyorum Neden9 Dev- let örgutlenmesının uç sağ kadrolaşma- lann kuşatması altında olduğunu bıle bı- le, nıçın görevlılen uyarmak ve onlara umutbağlamak zorundayız9 Türkıye'njn devletçılık geleneğı mı yönlendınyor bu çağnlan, somut koşullan mı9 LıberaJ ekonomıyı deneyen bır ülkede kültürün korunması ve gelıştınlmesı burıuvazının doğal görevı sayılır Ya bızde9 Ozel gı- nşım, kültüralanındakı kımı ıyı nıyetlı ve değerlı çabalannı kıtlesel olçekte geçer- sız kılacak bıçımde yonetıyor ve yönlen- dınyor bu kopuşu, kendıne aıt kıtle ıletı- şım araçlanyla1 Devlet ve burjuvazı, görevını yapmaz- sa kopuşun uçurumlaşması kaçınılmaz olur Yıne de bızlere düşen, uçurumun üzennden aşacak köpnlyü bugünden ta- sarlamaya koyulmaktır Bu köprünun bır ayaği ortak dılımız Türkçedır Bu bağ- lamda, Türkçenın orta yaş ve üzen yazar- lanna bır görev düştup kanısındayım Bu görevı gelecek yazımda açıklamaya çalışacagım. ARADABÎR BAHtR M. ERURETEN Hukukçu Liderlerin Duyarsızlığı 24 Aralık 1995 seçımlennın ortaya çıkardığı sıya- sal tablo karşısında hukumet kurma çalışmalannı yu- rutmekle gorevlendırılen Refah Partısı Genel Başka- nı Sayın Necmettin Erbakan, obur dort partının lı- derlenyle bınncı tur goruşmelennı tamamladı Erba- kan'ın bırer gun ara ıle goruştuğu liderlerin, toplantı- lar sonrasında goruşlennı açıklarken bır noktada bır- leştıklen goruluyor Lıderler sankı ağız bıriığı etmış- çesıne, Erbakan'ın, bugune kadar gerek şahsı gerek- se partısı adına sergıledığı goruş ve soylemlennın tersıne, çok yumuşak bır tutum ızledığını, daha on- celerı kendılerını taklıtçı ve dın duşmanı ılan etmesı- ne karşın şımdı, obur partı programları ıle kendılen arasında buyuk bır fark bulunmadığını, hatta dılerier- se, kendısı ıle koalısyon yapacak herhangı bır partı- nın programını aynen dahı uygulayabıleceğını belırt- tığını, gerçekten de Erbakan'ın bugunku soylemlen- nın kabul edılebılır doğrultuda bulunduğunu vurgu- lamakta, ancak, bu soylemlenn ne kadar "samımı" olabıleceğınde kuşkulu olduklannı belırtmektedırler Haklılar Erbakan'ın, hergoruşme sonrasında televız- yonlarda yaptığı canlı yayınlardan ızledığımız kadarı •le ozellıkle laıklık konusunda asla odun venmedığı açık ve kesındır Erbakan yaptığı butun açıklamalar- da, Anayasadan laıklık sozcuğunün kaldınlmasında ısrartı olduklannı, bu sozcuğun Türkçe olmadığı bır yana, laıklığın sadece dın ve vıcdan ozgürlüğü oldu- ğunu, anayasaya, laıklık sozcuğu yenne bu tanımla- manın getırılmesı ıle konunun sonuçlanacağını, bu anlamda kendılennm butun partılerden daha çokla- ık bulunduğunu tekrariamaktadır Öbur partı lıderie- n, ıçenk olarak bu anlatıma karşı çıkmadıklanna ve bu konuya hıç değınmedıklenne gore acaba Erbakan ıle bu laıklık tanımı açısından yaptığı soylemde uyuş- muşlar mıdır^ Tum partı lıderten nasıl boyle bır ay- mazlık ıçınde bulunabılırler? Laıklığı, anayasanın açık hukumlenne karşın, sade- ce dın ve vıcdan ozgurluğune ındırgeyen goruş, ka- bul eden herkes ıçın, Erbakan'la bırlıkte anayasa ve tum yasalar hukumlenne karşı çıkmak anlamını taşır Bu dar anlatım şeklı, asla laıklığın ıçenğını açıklama- ya yetmez Laıklık, dın ve vıcdan ozgurluğunun ote- sınde, bu ozgurluklerın bırguvencesı olduğu gıbı, asıl ıçerdığı oğe, devlet yonetımının her katman ve aşa- masında, dın ışlennın devlet yaşamına asla kanştınl- mamasıdır Bunun tersı, şerıat hukumlennın yaşama geçınlmesıne yeşıl ışık yakmaktır Ote yandan laıklığın vazgeçılmez başka bır somut oğesı de, anayasanın başlangıç bolumunde açıklan- dığı gıbı "Laıklık ılkesının gereğı olarak, kutsal dın duygulannın devlet ışlenne ve polıtıkaya kanştınla- mayacağı" şeklınde anlatımını bulan buyruktur La- ıkJık ılkesının sozcuk olarak anayasadan çıkanlması ıle dının, devlet duzenı ıle tum hukuksal duzenı etkı- lemesının onu açılmış olur Laıklık, Turk devletının, Atatürk ılkelen doğrultu- sunda, yetmış kusur yıl oncesınde yaşama geçırdığı çağdaşlaşma surecının adıdır Ulusal egemenlığın, ırk dın, cıns aynmı gozetılmeksızın kurulan eşıtlıkçı anayasal duzenın temelıdır Anayasal laık duzene açıkça karşı olduğunu soy- lemı ıle ortaya koyan Erbakan'ın, fikırierınden odun vermedığı açıkça ortada ıken, obur partı lıderlennın, ıçenk açısından son derecede sakıncalı hatta suç oluşturan soylem ve davranışlannı, kabul edılebılır bır değışım olarak algılayan tutumlannı, uyutulmuş- luğun ve aymazhğın bır dışavurumu olarak tanımla- mak gerekıyor Sayın Erbakan 'a Halkımızın anlayabılmesı ıçın la- ık sozcuğunün Turkçesını bulup yazalım Yazalım da, varmısın, ezanın ve Kuran'ın da Türkçesınıyazıp Turkçesını okuyalım, onu da halk anlasın 6 Yüce Dağ Başmda Yanar Bir Işık' Prof.Dr. OZCAN ESMER, ODTUŞehır ve Bolge Planlama Bol Oğr Üyesı 1 940 yılı 17 Nısanında Türkıye Büyük yağlıboya ya da karakalem resım yapan öğrencı- Mıllet Mechsı'nde Koy Enstıtülen Ku- 'ere merakla bakıyor, derslıklerde, atoh/elerde do- ruluş Yasası kabul edıldığınde Ffasan laşıpduruyorum Büyük gurültülerfeçahşarakens- Güld 13 ya$tndadır Yasanın bınncı tıtüye elektnk ureten santral bınasındayım Inlı maddesıne göre Kov Enstıtülen'nın ufaklı kasnaklar, bunlan dondunmekte olan kayış- amacı "Köv oğretmcni vekövevara>«n lar gıdıp gelıyor "Sakın onlara dokunma, uzak 940 yılı 17 Nısanında Türkıye Büyük Mıllet Mechsı'nde Koy Enstıtülen Ku- rufuş Yasası kabul edıldığınde ffasan Güld 13 ya^ındadır Yasanın bınncı maddesıne göre Kov Enstıtülen'nın amacı "Köv oğretmeni ve köyeyarayan öbür meskksahjpknnı yeösormektir.'* Anılan ku- ruluş yasasına gore Köy Enstıtülen'ne, köy ılko- kullannı bıtırmış, sağlıklı ve yeteneklı köylü ço- cuklan seçılerek aiınacaktır • Hantada Denızlı ve çevresıne şöyle bır bakar- sanız, Ege'nın en yüksek dağı Honaz'ı ve onun kuzeyındekı Cokelez Dağlan'nı görürsünüz Ça\ kasabasının Çökelez Dağlan yamaçlanna yaslan- mış bır köyunde yaşayan genç Hasan Gulel 'yasa- nın öngördüğü' koşullara uygundur ve tzmır'dekı Kızılçullu Koy Enstıtüsü'ne göndenlmek üzere se- çılır Yüreğı çarpa çarpa lzmır'e doğnı yola çıkar Ege ve Akdenız rüzgârlan ruhundakı lavılcımı tu- tuşturmuştur bır kez Orada oğrendı kı genç cum- hunyet, "Fikren, ilmeo, bedenen kırv-vetii ve yük- sek seviyeli muhafizlar" ıstemektedır lzmır'den sonra Ankara'dakı Hasanoğlan Yüksek Koy Ens- tıtusu'nü kazanır ve mezun olur Artık, "Vazfliye ablmak içın içinde bulunduğu vazryetin" durum ve koşullannı hıç duşunmeyecektır • Anılanmın dennlıklenne ınıyonjm Tanh 1946/47 olrnalı Babam (A. Hamdi Esmer) Aksu Köy EnsUtusü'nde oğretmenhk yapmakta. Ben de dur!_ w gıbı uyanlar alıyorum Elektnkjeneratöru- nü ışleten kasnak ve kayışlar arasında bır oraya bır buraya koşuşturan Hasan Gülel öğretmenı göruyo- rum Uretılen elektnkten enerjı aiıyor gıbı gözlen parlıyor, yüzü hep gulumsuyor •"Bu akşam sinema gosterilecekmiş" habennı bekler dururdum Enstıtu ıdare bınası yakınmdakı bır meydan ortasına genlmış bır beyaz perde Per- denın önüne sıralanmış sandah/eler ve bır sinema makınesı Makıneyı çalıştıran Hasan Gülel öğret- men Perdenın arkasına koşup bakıyorum Acaba perdenın arka yüzunde de aynı şeyler gözükür mü dıye 9 • Babam eve Aga marka bır radyo almış. Rad- yoyu kım ve nasıl kuracak 9 Eve babamla Hasan Gülel oğretmen gelıyor lşte yeşıl lambası ıyıce yandı Ankara Radyosu C°cuk Saatı'nı arayalım mı? Tamam, ses geldı Yenmde duramıyorum Ya- şa Hasan Bey • Hep başkalannın gulmesı ıçın çarpan yüreğı 21 Kasım 1995gunuduruverdı Antarya'daonara- rak çalıştırdığı 'KaJe-Kaptsı'ndakı saat ıse ışleme- sını surduruyor > Kuşkusuz bırçok kımsenm Hasan Ağabey ıle paylaştığı anısı vardır ve bırçok yayında yer almış- nr Yenılendeyayımlanacaktır Ancak, bugune dek yazılanlar o tanhlerde Köy Enstıtülen'nde öğren- cı ya da oğretmen olanlann anılandır Benım gıbı 1945'h yıllarda çocukluk donemını yaşamış olanlaranılannı henuz yazmaya başlama- dılar Belkı de bu yazım, bu anlamda ılk ya da ılk- lerden bın olacaktır Hasan Gülel Ağabey'ın, her- kes tarafından bılınen ıyılıkseverlığı ve pratık ze- kâsı yanında, aynca yazarlığı da vardı Bızım ku- şağa duşen bır gorev de onun Şelale gazetesı, der- gı ve benzen başka yaymlarda çıkmış olan yazıla- nnın derlenmesı ıçın yapılacak çalışmalara katıl- mak olacaktır Yayımlanacak bu tür bır kıtap ya da kıtaplar dı- zısı, sadece onun anısını yaşatmakla kalmayacak, cumhunyetın ıstedığı "yüksek seciyeh muhafizb- nn" nasıl ve hangı koşullarda yetiştığını gösteren bır belge nıtelığınde olacaktır Zaten amaç, anı değıl tanh yazmaktır Böyle bır yaptt ıse kuşkusuz Antalya Tekehoğlu Kutüphane- sı'nde ve Ankara'da yenı açılan Eğıt-Der'ın Eğı- tım Müzesf nde yer alacaktır Türk eğıtımındekı 'yenidendoğuş'u (Rönesans'ı) ve aydınlanma çağı- m uıcele>ecek olanlar, Honaz eteİdennde tutuşan kıvılcımın Antalya Beydağlan 'nda büyüyerek yan- maya devam ettığını ve yollannı aydınlatnğını gö- receklerdır Ruhunun şadolmasını dılıyorum Tannsal bır ışık ıçınde yatsın TARTIŞMA Bilimle, Sanatla, Özekinle... U lkemızın sorunu çok, kım sayma- ya kalkarsa. şa şınr Kımı tero- rü, kımı yasam pahalılığını, kı- mı sağlık koşullanndakı olum- suzluklan basat sorun olarak ele alır, öbürlennı art arda sıralar Açıkoturumlarda, telev ızyon söyleşılennde konuşulanlara bakıhrsa, hemen herkes, bu sı- ralamalardahemfıkırdırde Gı- derek teror dışında obür sorun- lann çozumu konusunda, nere- deyse bır ortak payda oluşmaya başlamıştır bıle Oyleyse nıye bu sorunlann karşısında bırtür- lû basan sağlanamamaktadır ve njye gün geçtıkçe ıçınden çıkıl- maz duruma gelmelenne seyır- cı kahnmaktadır 9 Kanımca bu- nun temel nedenı, toplumumu- zun 'kalitesınde' aranmalıdır Güzel Turkçemızde 'nitelik' dedığımız 'kalite' sözcüğünü bız satılık mallar ve hızmet sek- törü ıçın kullanmaya alışmışız da bıreyler ıçın kullanmaya bır türlu yanasmıyoruz Oysa ınsanlar ıçın de önemlı bır ölçüttür nıtclık Çokeskıyıl- lan geçelım, son 15-20 yıllık geçmışe baktıgınıızda bıle, m- sanlanmızın nıtelığınde bır duş- meyı, bır çoküntuyû rahatça gözleyebılınz Bu gozlem, hem yakın çevre- mız ıçın geçerlıdır hem de gö- zümüzde büyüttuğumuz kımı seçkınler ıçın Yalan soyleme, adam kandırma, olduğundan farklı görûnme temel ozellıkle- nmızınarasınaçoktangırdı Bu FATİH 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞl'NDEN 1995/516 Mahkememızın 1995 516-772 esas ve karar sayılı 13 10 1995 tanhlı karan ıle lstanbul Fatıh Müftüalı Mah cılt 056/14, sayfa 20, kütük 1108'denüfusakayitlı bu- lunan Ergun ve Canan Yasemın oğlu 28 5 1983 doğum- lu Emın Berat Dıner'ın hak ve menfaatlennı korumak ve temsıl etmek üzere lstanbul, Fatıh, Iskender Mah cılt 54/22, sayfa 65 ve kutuk 1606'da nufusa kayıtlı bulu- nan Mustafa Şevket ve Sadıve oğlu 7 8 1933 doğumlu Nejat Kaytar vası olarak tayın edıhnış olup, keyfıvet ılan olunur 18 10 1995 Basın 65535 TMMOBÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI 3. OLAĞAN GENEL KURUL ÇAĞRISI Odamız 3 Olağan Genel Kunıl Toplantısı çoğun- luklu olarak 3 - 4 Şubat 1996 tanhlennde, Selanık Cad 19 1 Kızılay - Ankara adresınde, çoğunluk sağ- lanamadığı takdırde, 10 Şubat 1996 Cumartesı gü- nu TMV1OB Mımarlar Odası Toplantı Salonu, Ko- nur Sok No 4 Kazılay - Ankara adresınde yapıla- caktır 11 Şubat Pazargünü ıse Selanık Cad 19/1 Kı- zılay - Ankara adresınde seçımleryapılacaktır Tüm uyelenmızı Genel Kurula katılmaya çağınyoruz TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu l.Gün GÜNDEM l)Açıhş 2) Sa>gı duruşu 3) Başkanlık Dıvanı'nın seçımı 4) Oda Başkanının açış konuşması ve konuklann konuşmalan 5) Çahşma komısyonlannm oluşturulması 6) Çahşma Raporu'nun okunması, gorüşülmesı ve Yonetım Kurulu'nun aklanması 7) Oda Yönetmelıklennın görûşülmesı 8) Yenı donem çahşma progTamının, oda ve TMMOB orgütluİuğunün gorüşülmesı 9) Komısyon raporlannın gorüşülmesı 10) Dılek ve önenler 11) Oda organlan, TMMOB Yönetim Kurulu ve TMMOB delegasyonu ıçın adaylanrt behrlenmesı ve ılanı 12) Kapanış 2. Gün Oda organlannın seçımı (Seçımlerde kımlık kartt bulundurmak zûrunludur) Yeni İçeceğiniz "ALTIN TEBESSÜM" Konsantre Kola Tel: 531 86 87 bugece 5AP?M0•«,-1LÜEs D i m u i s i lıottıltggeıs • ] l ! l B K L H İ S İ Tiftstn knıı - Sdım IMÎÜ - INnıı Irıl - Ifmtıt «ırtun R E Z 2 4 5 0 6 6 8 - 6 Aıkddaşlan Rez: O.212. 149 71 79 Muammer Karaca TryaCro Çıkmazı Beyoglu lstanbul Tribunal'de yeni bir yüdız daha doğuyor.. Rez: O.212. 249 71 79 Muaminer Karaca Ttyatro Çıkmazı B*yoglu Kranbul Aksa Jenerator San A Ş 'ye aıt 20 12 1995 tanh, 085995, 085996,085997 numaralı faturalann aslı kaybolmuştur Hükümsıızdur olumsuzluldardan uzak durma- yı başaranlar ıse toplumda 'dı$- Ulanmış' (marjınal) sayılır ol- du • Kanada'da çalışmakta olan oğlunu zıyaret ıçın üç aylığına bu ülkeye gıdıp gelen bır kom- şuma "Sizi orada en çok etld- leyen şey ne idı" dıye sormuş- tum da "Yalan nedır, bılmi- vorlar" dıye yanıt veruıce, tüy- lenm dıken dıken olmuştu Şım- dı aynı sözcüğûn bızdekı dolaşı- mını bır düşunehm, buruk bır gülumseme kaplıyor değıl mı yüzümüzür> Partı lıderlennın ta- v ırlan, tüm alışvenş sıstemımız, toplumsal ılışkılenmız, hatta ta- pınma yöntemlenmız bıle artık ıçtenlıkten uzak ve ınsanlan ap- tal yenne koyma yanşı halıne gelmedı mı9 Artık bırbınmızm her dedığınm altında bır gızlılık, bır kötü nıyet aramıyor muyuz7 Boylesı bır açmazın ıçıne her geçen gun daha da süruklenmek- te olan toplumumuzda gıttıkçe düşen 'ınsan nıtelıği' yükseltıl- medığı sûrece çağdas yaşamın teknolojık kolayhklanndan ne denlı yararlanırsak yararlanalım, ışığı bulamayız Nasıl kı bır do- landıncının yaptığı butün ıyılık- ler, onun dolandıncı olduğu ger- çeğını değıştıremezse, nıtelıksız bır toplumun 'göıünür' zengın- lığı, onun nıtelığım arttırmaz Çözûm mu' Bu kargasadan (kaostan) kurtulmanm en kestır- me yolu bılım, sanat ve özekın (kültür) bınkımınden geçer Sağduyulu yetışkınlenn, ana ba- balann, aydınlann en onemlı gö- rev ve sorumluluklanndan bın, ınsanlanmızı, ozellıkle gençle- nmızı bılımsel, sanatsal ve öze- tansel zetıgınlıklerle donatmak olmalıdır Çunku bu ulke bızım Yanlışıyla, dogrusuyla ınsanlan- mızı sevmek zorundayız Ama o ınsanlan, bu olumsuz ve uğursuz gıdışten kurtaramaz- sak bu ülke gıtükçe dennleşen bır uçuruma dönusur Nasıl reva görurüz bu dunımu gûzel yurdumuza MefametAtilla Eğıtımcı PENCERE Kımlığımı, sıgorta kartırrıı, banka kredı karrımı, rnağaza kredı kartlanmı, hastane kredı kartlanmı yırırdım, hükümsuzdür AYTENAKYOL DOĞAV Nizam-ı Alem... Olacağı buydu! İş geldı çattı, teronstten terönst beğenmeye hangısı daha ıyı?. - Benım teronstım daha guzel. - Hayır, benımkı fark atar - Benımkı Çeçen - Benımkı Kurt.. - Benımkı Turk Suçsuz ınsanlan kaçırmak, kurşunlamak, asıp kesmek, evını basıp aılecek yakmak... Al bınnı vur otekıne1 Terorun kanlı elı bulaştı mı, en haklı dava bile ın- sanlığın gozlerınde kırlenmez 9 Meğer bızım ulkemızde terore teşne ne de çok kışı varmış, bırden ortalığa dokulduler Ustelık Ni2am-ı ÂJem'ı kurup tepesıne yeşıl bay- rağı oturtmak hevesı caba 'Nızam-ıÂlem' ne demek? . Osmanlı'nın dunya goruşu Nızam-ı Âlem'dı, Turkçesı 'Dunya Duzenı' demek Osmanlı'nın vatanı yoktu.. Ulke sının yoktu. Ulusu yoktu.. Vatan yenne 'mulk' vardı, sınır 'fetıh"\e değışır- dı, ele geçırdığın toprak senındı, padışahın ve ha- lıfenın başında bulunduğu duzen bu dunyanın nı- zamı sayılır, şenatın dedığıne gore Islamda yeryu- zu hantası ıkıye aynlırdı: • Darulıslam '< Darulharp Şenatın geçeriı olduğu ulke 'Darulıslam'di, ge- nye kalan savaş alanı gıbı gorulur, fetıhle butun dunyayı ele geçınnek uzenne çağdışı dunya go- ruşu devletın temel polıtıkası değennı taşırdı • Nızam-ı Âlem'ın dunya goruşune Türkıye Cum- hunyetı'nde yer var mı? Ismet Paşa, Türkıye'yı Ikıncı Dunya Savaşı'na sokmadı dıye az eleştınlmedı Dedıler kı "- Paşa, ulkeyı harbe sokmamakla mtllettn er- keklığınıoldurdu..." Inonu'nun Türkıye'yı Ikıncı Dunya Savaşı'ndan esırgemesı, uzennde cıltler dolusu ınceieme ya- pılması gereken bır tanhsel değer taşır Bınncı Dunya Savaşı'na cuppadak dalan Ittıhatçı kafa- sıyla Kemalıst ılkeler arasındakı buyuk aynmın gostergesı gıbıdır, Osmanlı'nın devlete ılışkın tum kavramlannı 1923 devnmı tanhe gommuştu, "Yurtta sulh, cıhanda sulh" deyınceye değın bu halk az acı çekmedı, ulusal devlet, durup durur- ken mı kuruldu 9 Son yıllarda kavramlann yenıden bulandınldığı ve sınıriar otesıne donuk zıpırlıklann 'vızyon' sa- yıldığı bır donemın çalkantısına kapıldık Amenka'nın 'Yenı Dunya Duzenı'neyaşadığımız coğrafyada 'Nızam-ı Âlem'\ eklemlemek ısteyen- lenn sayısı az değıl' Darulıslam'la Darulharp tar- tışmasını yapanlar var 1 PKK teroru ulkeyı kana boyarken, yenı teror bayraklannı açmak ısteyen- len alkışlamaya kalkışanlann amaçlan ne?.. ^ Yenı bır ımparatorluk kurmak mı?. - ^ ' Yoksa Türkıye'yı parçalamak mı? • ( Pekı, hukumet ne yapıyor? Gozaltında gazetecı olduruluyor, gokdelende ışadamlan kurşunlanıyor, PKK doğuda koylulen oldurup yakıyor, teronst gemı kaçırıyor, Bayan Tansu Çiller sıvn tırnaklannı Başbakanlık koltu- ğuna geçırmış, çırpınıyor - Başbakanlığı bırakmam Yok canım 1 Turkıye'nın durumuna bır goz atan aklı başın- da bır kımse, bu ulkede ne bır hukumet ne de bır başbakan olduğuna ınanır SSK knzının ıçyuzu • SSK batar rrw? Kurtulursa nasıl kurtulur? • Bu duruma nasıl gelındı? • Kaynakları nasıl harcanıyor? TÜRK TABİBLER BİRÜĞİ'NİN SSK RAPORU Aynca TlSK'in görüşleri Tum ışçılerın, sendıkacılann, doktorlann, sryasetçıtenn okuması gereken bır belge Tam metın pazartesınden ıhbaren Türkıye Gazetecıler Cemryetı'nın yaytmladığı patronsuz, tam bağımsız Sıvıl toplum gazetesı Hergun 10 bin lıra İLAN T.C. ÇINARKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN EsasNo 1978 350 Davacı Hazıne tarafından davalılar Temo Acar ve muş- tereklen aleyhıne Çınar ılçesı Çınar köyunde kaın 102 no'lu parsel hakkında mahkememıze açılan kadastro tes- pıtıne ıtıraz davasının yapılan açık duruşması sırasmda venlen ara karan uyannca Davahlardan Denk ılçesı Dûztaş köyü nüfusuna kayıt- lı Sıno oğlu Güh'den olma 1935 d'lu Temo Acar'ın ölü olduğu ve mırasçılan bulunan Hatun, Sultan, Selma, Ab- dulazız ve Zemzeme Acar davacı Hazıne temsılcısı tara- fından dava dosyasına dahılı dava edıldığı adı geçen mı- rasçılann zabıta manfetıyle yapılan araştırma sonucu ad- reslennın tespıt edılemedığı ve dahılı dava dılekçesı ad- lanna teblığ edılememış olduğundan adı geçenler adına dahılı dava dılekçesırun ılanen tebhğıne kararvenlmış ol- makla dava dosyamızın duruşma günü olan 30 1 1996gü- nü dunışmaya gelmelen veya kendılennıbır vekılle tem- sıl ettırmelen, mazeretlennı bıldınnelen aksı takdırde duruşmanın gıyabuıızda yapılacağı ve yokluğunuzda ka- rar venleceğı ılanen teblığ olunur Basın 25933
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle