Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
jîağımsız yüksekokullar ve enstitüler kurulabilmesi için yasa değişikliği gündemde
Ozel iiniversite kapısı aralaınyorEMt.NE KAPLAN
ANKARA - Yûkseköğretimde akade-
- rnik yükselmeler, yurtdışına ögrenci gön-
* derilmesi ve doçentlik eğitiminin yeni ıl-
kelere bağlanması yönündeki çalışmala-
nyla dikkatı çeken Yüksek Öğretım Ku-
rulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Kemal Gü-
rüz, kâr amacı gütmeyen vakıf ve kişile-
rin üniversıtelerin dışmda bağımsız yük-
' sekokul ve enstıtü açabilmesi ıçin yasa
değişikliğine gıdıleceğini söyledi. Öğre-
- tim Üyeleri Demeği Genel Sekreteri
Prof. Dr. Tahir Hatipoğlu. Kemal Gü-
rüz'den üniversıteleri demokratik ve ka-
r itıhmcı bir yapıya kavuşturmasını bekJe-
diklerini belirterek "Yapılanlar mıntıka
temizJiginden başka bir şey değfl" dedi.
YÖK. Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz,
Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, 2547
,sayılı YÖK Yasası'nın yeniden gözden
^eçirildiğinı kaydederek yasanın günün
koşullanna göre düzenlenmesi gerekti-
gini söyledi. Gürüz, son yıllarda üniver-
• YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, Cumhuriyet'e yaptığı
açıklamada, 2547 sayılı YÖK Yasası'nın yeniden gözden
geçirildiğini kaydederek yasanın günün koşullanna göre
düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Gürüz, son yıllarda
üniversitelere büyük bir talebin olduğuna, ancak vakıflann
dışmdaki kişilerin üniversite kuramadığına dikkat çekti.
sitelere buyuk bir talebin olduğuna, an-
cak vakjflann dışındaki kişilerin üniver-
site kuramadığına dikkat çekti. 7. Beş
Yıllık Kalkınma Planı'nda 02e) üniversi-
telerin desteklenmesinin öngörüldüğünü
anımsatan Gürüz, bu doğrultuda yenı bir
düzenleme yapılması gerektiğini söyle-
di. Yeni bir üniversite kurulmasının dev-
let ve vakıflara çok pahalıya mal oldugu-
nu kaydeden Gürüz. şunlan söyledi:
u
Bugün,devletin destegi oJmadan üni-
versitelerin yaşamlannı sürdürmesi
mümkün değil. Bütün organlanyla bir
üniversite oluşturulmasınınzor olduğunu
dikkate alarak kâr amacı gütmeyen kişi
ve vakıflann bagımsız v üksekokul ve ens-
titü kurabiinıcleri için çalışıtıa yapıyoruz.
İstanbui Sana>i OdasTnın tkaret enstitü-
sü \an Burada vüksek lisans yapılsa kötci
mii olur?"
Devlet üniversitelerinin mali ve idari
açıdan yazışmalar ıçinde boğulduğunu
kaydeden Gürüz, bu alanlarda yetkı dev-
rinin söz konusu olabileceğini söyledi.
Gürüz. "Bize düşen görev de kamu kay-
naklannın dağıtımında dengenin sağlan-
ması ve kalite kontrolünün yapılması ola-
eakür" dedi.
Kamuoyunda "korsan üniversiteler''
olarak bilinen yabanci üni\ersitelerin
Türkiye'de şubelennı açan kurumlarla il-
gili de yenı bır düzenleme yapılması ge-
rektiğini kaydeden Gürüz, "Geçen gün-
Jerde kendileriyie bir toplanti yapök.' Kâr
amacı güderek bu işı vapamazsınız' de-
dik. Ancak, şu anda bu kurumlann du-
rumlan hcili değil, birtakıın boşluklar var.
Bunlaria ilgili bir yorum yapınak tstemi-
yorum. Ancak, Amerikan ve Japon iini-
\crsiteJerinin ortak çalışmalan var" diye
konuştu.
Öğretim Üyeleri Derneği Genel Sek-
reteri Prof. Dr. Tahır Hatipoğlu, YÖK
Başkanı Gürüz'den ünıversiteleri demok-
ratik ve katılımcı bir yapıya kavuşturma-
sıni beklediklerini belirterek şu ana ka-
dar yapılan çalışmalann "mın&katemiz-
KğTnden öteye gitmediğini söyledi. Ha-
tipoğlu, öğretim üyelerinin bir partiye
üye olabilmesine karşm, hâlâ bir deme-
ğe üye olabilmesi için rektörden izin al-
ması gerektiğine işaret ederek üniversite
adını taşıyan kurumlann devlet tarafın-
dan açılması gerektiğini, ancak meslek
yüksekokullannın özel sektör tarafindan
kurulabileceğini anlattı. Öğrenci ve öğ-
retim üyelerinin fakülte kurullannda
temsil edilmesi gerektiğini vurgulayan
Hatipoğlu, şu görüşleri dile getirdi:
"l'ni\wsitelerdeakademik\aşamla il-
gili diizenlemeler yapılıyor. ama YÖK sis-
teminin öziinde değişen bir şey yok Do-
çentlik eğitiminin değiştirilmesi düşünü-
lüyor. Ancak, doçentiik için doktora bit-
tikten sonra 4 yıl beklenmeüdir. Ameri-
ka'da 25-30 yaşlannda doçent olunabiü-
yor. Ama, Türkiye'nin koşulian çok fark-
İL Koşullarda birtakım /orlasürmalar va-
pılmalı ve ciddi jüriler oluşturulmalıdır.'"
Ramazan bugün başlıyor
'Hutbelerde
siyaset yasak'
s, ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Diyanet tşleri
Başkanı MehmetNuriYıl-
maz, ramazan ayı boyıınca
verilecek vaaz ve hutbeler-
de siyaset, siyasi kişileri
''hedef alan iç ve dış politi-
"Tcayı içeren hertürlü konuş-
!
ma ve yorumun yasaklan-
-'dığını söyledi.
Ramazan ayında müftü
• ve vaızi buiunmayan Doğu
ve Güneydoğu'da 70, yurt-
.dışında toplam 314 ek per-
sonelin görevlendirildiğini
kaydeden Yılmaz, görevli
Mesailerde
ramazan
Yıırt Haberleri Scrvisi
-Cumartesı gecesibaşla-
yacak ramazan ayı nede-
niyle yurdun büyük bölü-
tnünde valiier mesai saat-
lerinde değişiklige gitti-
ler. Ayduı'da valiğin me-
sai saatlerinde yaptığı de-
ğişiklik tepkiler üzerine
iptaf ediidi. Vaiilerin öğ-
le arası yemek ıznini ya-
ran saate indinneîeri dik-
kat çekti. Yurdun büyük
bohlmündekj kcntlerde
valiler ramazan ayının
başlaması nedeniyle kjş
mesaisinde değişiklige
gittiler. Adana'da Vali
Vekılı Sami Durukan, ra-
mazan ayının başlaması
nedeniy le mesai saatleri-
ni iftar öncesine denk ge-
tirdi. Valilik. genelgesini
6. Kolordu Komutanlığı
ile diğer tüm kamu kuru-
luşlanna gönderdi. Erzu-
rum. Trabzon, Mardin,
Samsun, Ordu. Malatya
ve Gaziantep'te de rama-
zan mesaisi uyguiaması-
na 22 ocaktan ıtıbaren
başlanacak. Bukentlcrde
de mesaüer 16.30'da so-
sa erecek. Valiliklerin
mesai saatlerini ramazan
nedeniyle bir saat erkene
alması bazı kentlerde
tepki çekti. Aydın'daki
uygulama bu yüzden
ikinci bir genelge ile ip-
tal ediidi. Bazı kentlerde
de valiliklerin kamu ku-
ruluşlanna gönderdilüeri
genelgelerde mesai saat-
lerini yöneticilerin inisi-
yatiflerine bırakması dik-
kat çekti. Kamu çalışan-
lan bu yöntemJe oruç tut-
rnaya zorlandıklannı be-
lirtiyoriar.
göndermek için Rusya Fe-
derasyonu ve Bulgaris-
tan'dan haber bekledikleri-
ni söyledi.
Diyanet Işleri Başkanı
Mehmet Nuri Yılmaz, 20
ocak cumartesi gecesi baş-
layacak ramazan ayma iliş-
kin bir basın toplantısı dü-
zenledi.
Iftann bu yıl çalışanla-
nn mesai saatine rastladı-
gını kaydeden Yılmaz,
yurttaşlann yatsı ve teravih
namazma yetişmeyecekle-
rinin göz önünde bulundu-
rularak akşam ile yatsı na-
mazı süresinin 2 saate çıka-
nldığını bildirdi.
Ramazanda il, ilçe müf-
tülükleri ile camilerde uy-
gulanacak vaaz ve aydın-
lahna programlannın belir-
lendiğini kaydeden Yıl-
maz, programlara uyulup
uyulmadığinın yakın taki-
be alınacağını söylerfi,
Vaaz ve hutbelerjde, top-
lumun dini, ilmi ve ahlaki
konularda bilgi ve kültürü-
nün arttınlmasının hedef
alındığını, insan hakları.
sosyai dayanışma ve yar-
dımlaşmanın önemi ile
ulusal birliği güçlendirici
konulara öncelik tanmdığı-
nı kaydeden Yılmaz, şunla-
n söyledi:
"Hutbe. vaaz, konferans
ve semüierlerdo samimi,
duygulu. topiumun içinde
bulunduğu manevi hasta-
iıklan tedm i edki, ölçülû,
yapıcı. uyancı, teşvik edici,
sevdirici ifadeler kullanıia-
cak; aşın,kıncı, itham ede-
ci, bıktıncı ve mesnetsiz
sözterden dini ve ilmi bilgi-
lere uymayan görüşlerden
kaçmılacak. Siyaset ve şab-
siyet yapmaktân kaçınıla-
rak konu bütünlüğü sagla-
nacak; iç ve dış politik ko-
nulara kesinlikfe giribneye-
cektir."
Yılmaz, Batı Trakya'da-
ki Türk toplumuna din hiz-
metleri sunmak üzerc 3 va-
iz görevlendirildiğini, an-
cak her türlü işlemleri ta-
mamlanmasına rağmen
Yunan makamlan tarafin-
dan bu görevlilerin sınır-
dan sokulmayacağının Dı-
şişleri Bakanlığı'na bildi-
rildiğini kaydetti.
Dışişleri Bakanlığı da
Yunanistan'ı bu tutumun-
dan dolayı kınadı.
Yılmaz, ramazan ayı ne-
deniyle yayımladığı mesaj-
da. sosyai çözülmelerin
toplumu tehdit eden bir
hastalık olduğunu belirte-
rek dayanışmanın önemine
işaret etti.
Basında ramazan
'Promosyon savaşı'nın
ramazan aşaması
Haber Merkezi - Basın-
da her geçen gün şiddetini
arttırarak süren 'promos-
yon savası', ramazan nede-
ni>le 'a>ın mana ve ehem-
miyeti'ne uygun şekil aldı.
Âylardır çatal-kaşık, ten-
cere-tava, bardak-tabak, te-
levızyon, buzdolabı, müzik
set vb. her türlü mutfak ge-
recinden beyaz eşyaya ka-
dar eşya dağıtan gazeteler.
şimdi de 'dinsel promos-
yon'a başladılar.
Gazetelerin büyük bir
bölümü her ramazanda ol-
duğu gibi bu yıl da yine
seccade, tespih, imsakiye.
Kuran tefsiri. ezan seslı ça-
lar saat, ramazan özel say-
falan vermeyanşınagirdi-
ier.
Çok satışlı bazı gazetele-
rin 'promosyon savaşı'nı ra-
mazan aytnda dinsel alana
taşıması, öteden beri 'anti-
laik' yayın organlan tara-
findan şiddetle eleştiriliyor.
Şeriat yanlısı yayın organ-
lan, söz konusu gazeteleri
'halkın dini duygulanndan
yararlanmak, ramazanı su-
iistimal etmek'le suçluyor-
lar.
Ramazanla birlikte ga-
zetelerde Islam tarihinde
önemli yeri olan kişilerin
yaşamlannın ele alındığı
yazi dizileri ve dinsel bilgi-
lerin verildiği ramazan
özel sayfalan hazırlandı.
Bazı yayın organlan ise
okurlanna ücretsiz im-
sakiye dağıtıyor.
STFA yetkilileri 'inşaat bitti' derken, Karayollan 'eksiklikler var' diyor
Galata Köprüsü hâlâ bilıııeee
ÜçyüöncehiznıeteaçılanköpriinünyapınKisı STFA'ıun yetkilileri, köprünûnTürk mühendisliğinin
erişmiş olduğu teknotojik düzeyi gösterdiğini öne sürdüler.
HÜLYATOPCU
Yeni Galata Köprüsü'nün yapımı 7 yıldır
tamamlanamadı. Yapımı Türk-Alman
ortak konsorsiyumunca gerçekleştirilen
köprünün eksiklikleri bir türlü
giderilemiyor. Karayollan 17. Bölge
Müdürlüğü yetkilileri, müteahhitlerin
hukuktaki boşluklardan yararlandığını
belirterek "Köprünün bazı yerterini
projeye göre ve yeterli kalitede
yapmadılar. Düzeitmelerini istcdiğimizde
ek para istiyorlar" dcdı. STFA yetkilileri
ise iş teslimini yeniden talep ettikleri
halde Karayollan 'ndan bir yanıt
alamadıklannı savundular.
Türk STFA-Alman Thyssen fırmalannın
oluşturduğu konsorsiyumun üstiendiği
yeni Galata Köprüsü inşaatı, projedeki ve
şartnamelerdeki eksiklikler
tamamlanamadıgı için teslim alınamıyor.
1985 yılında ihale edilen proje,
finansmanın sağlanamaması nedeniyle
1988 yılında başlayabilmişti. STFA'ya
sözleşmeye aykm olarak yaklaşık 30
milyon mark fazla ödeme yapıldıgı
iddialan üzerine ise olay yargıya intikal
etmişti. Iddialar üzerine dönemin
Bayındırlık ve Iskân Bakanı Onur
KumbaracıbaşL soruşturma başlatmış,
Karayollan'nda 13 üst düzey yetkilinin
bu ödemelerde sorumluluğu bulunduğu
ortaya çıkmıştı. Yeni Galata Köprüsü
inşaatında en önemli eksikliğin
dükkânlann teslim edilmemesı, asfaltının
yapılmaması olduğu belirtiliyor.
Karayollan 17. Bölge Müdürlüğü
yetkilileri, köprünün eksikliklerinin
mahkeme tarafindan tespit edildiğini, bu
nedenle eksikler tamamlanmadan teslim
alınamadığını belirrtiler. Eksikliklerin
uzun bir listesi olduğuna dikkat çeken
yetkililer, köprünün yapimınm
tamamlanması konusunda STFA'nm
tutumu yüzünden oldukça umutsuz
olduklannı vurguladılar. Köprünün
yapımı sırasında STFA fırmasına
Karayollan tarafindan fazla para
ödendiğinin ortaya çıktığını da anımsatan
yetkililer, şu bilgileri verdiler:
"Müfettişler ve Sayıştay murakıplan
geldiler, STFA'ya fada ödeme yapıldığınj
tespit ettiler. Fazla ödemeler nedeniyle
STFA'ya her hak edişte ödenecek paranın
>iizdc 20'suıin kesilmesini uygun gördüler.
Ancak daha sonra yargı, STFA lehine
karar verdi. STFA, köprünün bazı
yerierini m yapamadı. Yeniden
yapmasına koşul olarak tekrar para
\crilmesini istiyor. Örneğin, asfaltını ve
korkuluklannı tekrar yapması gerekryor.
Dtikkânlann tamamlanması gerekiyor.
Zaten STFA'ya ödenen fazla para ortada.
Bir de bu masraflar için tekrar para
verilmesi düşünülemez. Müteahhitier
hukuktaki boşluklan dolduru>orlar."
STFA yetkilileri ise yeni Galata
Köprüsü'nün, Türkiye mühendisliğinin
erişmiş olduğu teknolojik düzeyi gösteren
bir anıt olduğunu öne sürdüler. Köprünün
3 yıl önce hizmete açıldığını söyleyen
yetkililer, "Eksik kaian cüzi işler için
'nam ve hesabımıza açılan yeni ihale' de
bu geçergtz ve haksız fesih karannın bir
uzandsMÜr" dediler.
CHP'nin eski genel sekreteri, bir süredir ABD'de tedavi görüyordu
Kasım Gülek, Washingtoıı9
da öldü
BM Asamblesi üyeliği,
senatörlük, Bayındırlık, Ulaştırma
ve Devlet Bakanlığı, Başbakan
Yardımcılığı görevleri yapan
Kasım Gülek, CHP Genel
Sekreterliği görevinde de
bulundu.
VVASHINGTON (Cumhuriyet)
- CHP'nin eski genel sekreterlerin-
den Kasım Gülek, tedavi gördüğü
ABD'nin başkenti Washington'daki
VValter Reed askeri hastanesinde öl- -
dü. Kasım Gülek, nefes darlığı so-
runu nedeniyle tedavi görmek ama-
cıyla bir süredir ABD'de bulunuyor-
du. Gülek'in cenazesi THY'ye ait
bir uçakla bugün Türkiye'ye gön-
Yaralanan 4 kişi, Cöztepe SSK'de tedavi altına alındı
Tuzla'da asfaltgemisiyandı: 3 ölü
tstanbul Haber Servisi - Tuzla Çelik Trans
Tersanesi'nde bakım \e onanm çalrşmaîan yaptlan
bir gemide çıkan yangında 3 kişi öldü. 4 kişi
yaralandı. Tuzla Çelik Trans Tersanesi'nde onanm
için bulunan İhsan Kalkavan'a ait w
Yeşflköy-l" adlı
asfalt gemisinde dün öğle saatlerinde makine
dairesinde yapılan kaynak çalışmalan sırasında
yangın çıktı. Yangında, bakım onanm çalışmalannı
yürüten Gözde Denizcilik AŞ personeli Cengiz
Çınar(30) \e İsmet Dalkılıç( 19) ile geminin
aşçıbaşısı Recep Irmak(35) yaşamlannı yitirdiler.
Bakım onanm çahşmalannı yürüten Mehmet Ay
(42), Banş Kurul (20), Miinir Işık (46) ve Sezgin
Atilla Halilhacıoğlu (35) yaraiı olarak Göztepe SSK
Hastancsı'ne kaldınlarak Kdavi altma alındılar.
Makine dairesinde büyük maddi hasara neden olan
yangın. itfaiye ekiplerinin müdahalesiyJe başka
bölümlere sıçramadan söndürüldü.
derilecek. 1910 yılında Adana'da
doğan Kasım Gülek, Galatasaray
Lisesi, Robert Kolej, Paris Siyasi
BilimlerOkuIu'nda öğrenim gördü.
Gülek, Harvard Üniversiteşi'nde iş-
letme masteri. Kolombiya Üniversi-
tesi'nde doktora, Cambridge Üni-
versitesi Kings Kolej ve Berlin Üni-
versitesi 'nde postdoktora yaptı. BM
Asamblesi üyeliği, TBMM üyeliği
ve senatörlük de yapan Gülek, Ba-
yındırlık, Ulaştırma ve Devlet Ba-
kanlığı, Başbakan Yardımcılığı gö-
revlerinin yanı sıra CHP Genel Sek-
reterliği görevinde de bulundu.
Gülek, BM Kore Komisyonu
Başkanı, Kuzey Atlantik Asamble-
si Başkanı, Avrupa Konseyi Parla-
mento Asamblesi Başkan Yardımcı-
sı, NATO Parlamenterler Konferan-
sı Başkan Yardımcısı, Atlantik Ens-
titüsü Guvernörü olarak da görev
yapmıştı. Evli ve iki çocuk babası
olan Gülek, 8 yabancı dil biliyordu.
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei,
Başbakan Tansu Çiller ve CHP Ge-
nel Başkanı DenizBaykal,Gülek'in
ailesine başsağlığı mesajı gönderdi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Kavganın Zamanı
Ne kadar kolay şey insanları mutlu etmek... Fethul-
lah Hoca ile el ele resim çektirmemize içerleyen ya da
bunu bahane eden bir grup ınsanın iki haftadan beri.
kimi zaman bayağılaşan ve terbiye sınırlannın çok öte-
sine geçen karalamalanna şahit oldum. Birileri pek mut-
lu oldu. Bu arada, karalayanlann katbekat fazlası kut-
lama ve destek mesajı geldi. Sağolsunlar
Önceleri bu karalamalara kulak asmarnaya, yanıt ver-
memeye karar vermiştim. Ama sonra iş öyle bir nokta-
ya geldi ki sessızlığim, suçlamalan kabul ettiğim anla-
mına çekilmeye başlandı. Zaten atalanmız da "Sükût
ikrardan gelir" dememişler mi?
Özel bır televızyon kanalında "yan canlı" bir program-
da tartıştığımız bir köşe yazan; daha önceleri de dile ge-
tirdıği ve hak ettıği bir biçimde yanıtladığım kimi haksu
suçlamalan öylesıne seviyesiz ve terbiyesiz bir biçim-
de dile getirdi ki gülmekten başka yapacak bir şey bu-
lamadım. Üstelik gülmeme de sinirlenmez mi...
Bir başka yazanmız, benı "gelmiş geçmiş en med-
yatik hoca" ilan ettikten sonra, kendisıne hiç yakıştıra-
madığım bir üslup içinde ve benden "adam" dıye söz
ederek ve kendince aşağılayarak sataştı. Saygı duydu-
ğum bir yazar idi. Şimdıye dek, benim yazılanmdan da
zaman zaman alıntılaryapmış ve hak etmediğim kadar
övmüştü. Doğru bulduğunu övme hakkına ne kadar
sahipse yanlış bulduğunu eleştin hakkına da o denli sa-
hip elbette. Fakat eleştinsınde kendıne yakışır bır üslup
kullanabilirdi.
Sorunlann dennlerine inmeyip "Gözucu "y'a bakma-
yı huy edinmiş bir hanımefendi, "uçuklukla ikinci cum-
huriyet arasında gidip gelirken" birdenbire Atatürkçü
kesilmiş olacak ki aklınca bir "dokundunna" yapmadan
geçemedi.
Bir başka hanımefendi, köşesinde bu insanlann ne
denli ikiyüzlü olduğundan dem vurdu. "Allah Allah" de-
dim. "Yahu bu hanımefendi, o ödül töreninde değil
miydi? Mikrofona çıkıp benim de çok beğendiğim bir-
kaç cümleyle toplantıya katkıda bulunarak ve alkışla-
narakyerine oturmadı mı?"
insan böylesine ikıyüzlu insanlann toplantısına neden
katılır? Neden çıkar konuşur? Peki bunlan yaptı, sonra
neden eleştınr?
Bir başka köşe yazanmız, "Pardonyani" dıyerekAta-
türkten bir alıntı yapmış ve bana Atatürk'ün kimlere kar-
şı hoşgörülü olduğunu öğretmek istemiş. Atatürk'ün
tüm konuşmalannı bilirim. Soylev ve demeçlennin beş
cildi başımın ucunda durur. Ve tüm yaşamım boyunca,
"O gün ve o koşullarda bunlan söyleyen Mustafa Ke-
mal, bugün ve bugünün koşullannda acaba ne söyler,
nasıl davranırdı?" diye düşünmüşümdur. Yaşamımın
gıdasını oralardan almış, yönümü oralardan belirleme-
ye çalışmışımdır. Bu konuda, hiç kimseden öğrenece-
ğim bir şey yok.
Eski hikâyelerini çok sevdığim, fakat gündelik yazıla-
nnda aynı lezzeti bulamadığım bir başka yazanmız da
bir yazısını buna ayırdı. Onunla da aynı yolun yolcusu
olduğumuzu düşünürdum. Yanılmışım.
Bu arada zevkle okuduğum eleştinler de oldu. Örne-
ğin Atilla Dorsay, Ahmet Cemal, Ahmet Taner Kış-
lalı ve Mahmut Tali Öngören sevıyelı eleştinler yaptı-
lar. Saygı duydum. Fakat ben onlafdan farklı düşünü-
yorum.
Benim farklı düşünmem, elbette seni eleştiriden "mü-
nezzeh" kılmaz. Ben nasıl kendımde herkesı eleştiri
hakkı görüyorsam; herkesın beni eleştirmeye, hem de
en sert biçimde eleştirmeye hakkı vardır. Bundan mut-
luluk duyanm ve elbette kendi görüşlerimi de savunu-
aım. Fakat "ikna'ya da açığım. Hiç yüksünmeden "Yan-
lışyapmışım, yanlış düşünmüşüm "derim. Bu konular-
da hiçbir kompleksim yok. Fakat eleştlriyle hakareti ve
terbiyesizliği kanştıranlara da hak ettikleri yanıtı veririm.
Bu toplumda bir arada yaşayacaksak hoşgörülü ve
uzlaşmacı olmak durumundayız. Ama binlerce ve bin-
lerce kez yazdığım ve söyledığim gibi; ne hoşgörülü ol-
mak temel ilkelerden ödün vermektir, ne de uzlaşmacı
olmak teslimiyettir.
Her düşünce ve inanç, o düşünceye ve inanca gonül
veren insanlar açısından doğru, haklı, meşru ve iyidır.
Ve bana çok aykın da gelse, çok farklı da düşünsem, o
insanlann bu düşünce ve inançlan özgürlük içinde dile
getirme haklan olduğunu düşünür ve savunurum.
Bugün özgürlüğü savunan bazı insanlann, yann güç-
lenirterse, benim özgürlüğumü ortadan kaldırmak iste-
yebileceklerini elbette tahmin ederim. Ama iş bu nok-
taya gelene kadar; kendim için istediğim özgurlüğü,
başkalanndan esırgemek ısteyemem. Buna hakkım ol-
madığını düşünürüm.
Ben kendi düşüncelerini "haklı" ve "doğnj" bulan,
bunlara ve kendine "güvenen" bir ınsanım. Atatürk'ün
kurduğu çağdaş ve laik cumhunyetin sağlam temelle-
n olduğuna inanıyorum. Kimi suratsız, hoşgöfüsüz ve
sevgisiz "Atatüri<çülere" (!) rağmen, Türk halkının Mus-
tafa Kemal'e ve onun eserine sahip çıkacağını düşünü-
yorum.
Birileri "demokrasiyi ve özgüriükleri suiistimal eder"
ve Atatürk'ün laik cumhuriyetini bir islam şeriatı devle-
tine dönüştürmek isterse, bu ülkede kaçınılmaz olarak
bir kardeş kavgası çıkar ve bu kavganın sonunda elbet-
te biz, yani çağdaş ve laik olanlar kazanınz. Ben belki
de bunun güven ve rahatlığı içindeyım. Fakat bu zafer,
ancak bir "Pirus zaferi" olabilir. Ve bu nedenle laiklerle
şeriatçılararasındaki birkavga; ısteyebileceğim en son
şey, düşünebileceğim en büyük felakettir.
Fethullah Hoca'nın elini tutmakla "Fethullahçı" ol-
madım. Sanınm Fethullah Hoca da benim elimi tutmak-
la Kemalist olmamıştır. Üzerınde hiç konuşmamıştık a-
ma, bu tutumumuzla topluma bir mesaj verdik. "Her-
kes kendi inancı çevresinde kalarak bir arada yaşaya-
biliriz" dedik.
Kimileri "olmaz" diyor "Biz bunlaria bir arada yaşa-
yamayız. Sonunda bunlar bizi keser." Sağ "cenahta"
böyle bir hesabın içinde olanlar mutlaka vardır. Ama sen
adam ol, kendini kestirme, onlara bu fırsatı verme. On-
lar nasıl özveriyle çalışıyoriarsa sen de çalış. Onlar na-
sıl uzun vadeli düşünüyorlarsa, sen de düşün...
Birileri kavga istiyor ama, böyle bir kavga çıksa ilk on-
lar sıvışır gibıme geliyor...
uçak enkazı aramaya gitmişlerdi
2 amatör dağcı
5 gündür kayıp
LEVENTGENCELLİ
BURSA - Bursa'nın Ar-
mutlu ılçesı yakınlannda
meydana gelen ve bestecı-
aranjör Onno Tunç ile pılot
Hasan Kanık'ın ölümü ile
sonuçlanan uçak kazasından
sonra, uçağın enkazına ulaş-
mak amacıyla bölgeye hare-
ket eden iki amatör dağcı-
dan 5 göndür haber alınamı-
yor. En son nazartesi akşamı
köylûler taraftndan görülen
dağcılann bulunması için
dag komandolannın arama
çalışmalan sürüyor.
tstanbullu amatör dağcı-
lar Emrah Çelebı ile Selçuk
Sorguç, pazar günü meyda-
na gelen uçak kazasından
sonra uçak enkazına ulaş-
mak amacıyla pazartesi gü-
nü bölgeye geldiler. Armut-
lu Kaymakamı Fuat Ergün,
dağcılann bölgeye geldikle-
rinde resmi makamlara bil-
gı vernıedıklerini belirterek.
u
Dağcılardan 4 gündür ha-
ber alamayınca aileleri kay-
bolduklannı bildirdiler. Bu-
nun üzerine hemen çalışma-
lara başladık" dedi.
Yalova İl Jandarma Alay
Komutanı Kıdemli Albay
Teoman Barutçuda dağcıla-
nn havadan ve karadan aran-
dıgını belirterek operasyon-
lar çerçcvesınde. Uludağ
Dag Komando Bırlıği ekip-
lcrı.jandarma. Istanbul Sıvıl
Dağcıiık Kulübü ve köylü-
lerden oluşan toplam 70-80
kışılik ekibin arama çalış-
malannı sürdürdügünü söy-
ledi.