Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1995 PAZAR
HABERLER
Askeri Yangıtay
• ANKARA(AA)-
Askeri Yargıtay Başsavcısı
Tuggeneral Hakkı Onder
Ajhan, Askeri Yargıtay
Başkanlığı'na atandı.
Resmi Gazete'nin bugünkü
sayısında yayımianan
atama kararlanna göre.
Askeri Yargıtay Beşinci
Daire üyesi Tuggeneral
Nursafa Pandar Askeri
Yargıtay Başsavcıiığı'na,
Tuggeneral Ali Fuat
Kaylan da Askeri Yüksek
Idare Mahkemesi
Başkanlıgı'na getirildi.
KiHs'te seçim
• GAZİANTEP(AA)-
Kilislileri 2 ay aradan
sonra yine seçim heyecanı
sardı. Kilis'in il olmasıyla
ilçe yapılan Polateli,
Musabeyli ve Elbeyli'de
yannki belediye başkanlığı
seçimlerinde toplam 6
sandıkta 1.52i. il genel
meclisi üyeliği seçimlen
için de toplam I02
sandıkta 13 bin 893
seçmen oy kullanacak.
Belediye başkanlığı için
DYR CHP ve RP tüm
ilçelerde aday gösterirken.
ANAP yalnızca Elbeyli'de
aday gösterdı.
Otoyol polisi
• ANKARA(AA)-
Emniyet Genel Müdürlügü,
her yıl binlerce kişinin
ölümüne neden olan trafik
kazalarının azaltılması için
yeni çarelere başvuruyor.
OtoyolIarda trafik
kazalannın önlenmesi ve
trafiğin kontrol altına
alınması için "otoyol
polisi" kuruluyor. Emniyet
Genel Müdürlüğü'nden
alınan bilgilere göre
"otoyol polisi". il emniyet
müdürlüklerine bağlı
Trafik Bölge müdürlükleri
bünyesinde görev yapacak.
Halis'ten çagrı
• ANKARA(AA)-
Çalışma \e Sosyal
Güvenlik Bakanı Ziya
Halis, Asgari Ücret Tespit
Komisyonu toplantısına
Türk-lş'in de katılması için
bir mektup gönderdi.
Toplantının 9 agustos
çarşamba günü yapılacağı
bildirildi. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik
Bakanlıgı'ndan yapılan
açıklamaya göre Halis.
Türk-lş'e gönderdiği
mektupta çalışma
hayatında sosyal banşın
ancak hükümet-işçi-işveren
işbirliğiyle saglanacağına
inandığını belirtti.
Üniversite tuzağı
• ANKARA(AA)-YÖK.
Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Sağlam. yabancı
üniversitelerin Türkiye'de
şube açmalannın veya
üniversite kurmalannın
mümkün olmadıgını
bildirdi. Prof. Dr. Saglam.
son günlerde bazı kişi ve
kunıluşlann gazetelere ilan
vererek yurtdışındaki
üniversitelerin şubelerini
Türkiye'de açtıklannı
duyurduklanna dikkat
çekip \elileri ve ögrencileri
bu konuda uyardı ve tuzaga
düşmemelerini istedi.
Türkeş'in 30. yılı
• KAYSERİ(AA)-
Siyasette30. yılını
kutlayan MHP Genel
Başkanı Alparslan Türkeş.
yann Kayseri'deyapılacak
Erciyes Zafer
Kurultayı'nda büyük bir
gösteri ile karşılanacak. Bu
yıl altıncısı
gerçekleştirilecek
Erciyes Zafer Kurultayı'na
yurtdışı ve yurtiçinden
yogun bir katılım olması
için, parti teşkilatlan
çalışmalannı sürdürüyor.
Kurultay Tertip Komitesi,
yann Erciyes'te en az 250
bin kişinin bir araya
gelecegini bildirdi.
Bombalı pankart
asarken patladı
• İSTANBUL(AA)-
Bağcılar'da bir kısmı
inşaat halindeki
apartmana patlayıcı
madde bağlı pankart
asmak isteyen yasadışı bir
örgütün militanlan,
patlayıcının patlaması
üzerine olay yerinden
kaçtılar. Ögleden sonra
Yenimahalle.
Devekaldınmı Caddesi,
109 numarada bulunan
Burak Apartmanı'na gelen
kimligi belirsiz teröristler,
bir kısmı yapım halindeki
apartmana. aynı adreste
polisle geçen yıl giriştikleri
silahlı çatışma sonucu
öldüriilen üç kişinin
anılması amacıyla,
yasadışı sol bir örgütûn
slogarilarının yazılı oldugu
bir pankart asmak istediler.
Teröristler. bu sırada
patlayıcının aniden infilak
etmesi üzerine olay
yerinden kaçtılar.
Antalya Emniyet Müdürü Mete Altan, 'MHP'nin gücü' eleştirilerine karşı çıkıyor:
Ozel tim mOlîyetçidirBÜLE.NTECEVİT
ANTALYA - Eskı Özel Harekât Daire
Başkanı Antalya Emniyet Müdürü Mete
Altan, özel timin tartışıldıkça daha büyük
destek bulacağını söyledi. Altan, "Terör
örgürierinin karşı çıktığı bir yapılanma ül-
ke için gereklidir" diyerek Özel Harekât Ti-
mi'ni savunurken, özel timi kötü göster-
mek isteyen çevrelerin olmasından da ra-
hatsızlık duyduklannı dile getırdi.
Özel timin'MHP'nin gücü'olarak çalış-
tıgı şeklinde gösterilmesinin yanlışlığını
vurgulayan Mete Altan. "Özel rim eleman-
lanmız da herkes kadar milfiyetçidir" de-
di. Altan. TBMM'de özel timin tartışılma-
sının yararlı olacağını savunurken. "Pire-
ler deve yapılarak. özel timin yıpranlması-
nın moda haline geldiğini göriiyoruz. Ama
devlet güvenlik kuvvetlerine hâkimdir, sa-
hiptir'" diye konuştu.
Çam agaçlan arasındaki Antalya Özel
Harekât Şubesi 'nde gazeteciler ve özel tim
elemanlanyla gerçekleştirdiği toplantıda
Mete Altan. Özel Harekât Brrimi'nm kurul-
masının gerekçelerini anlattı. Altan. devle-
tin daha 'fedakâr" polis istemesiyle özel ti-
min oluşturulduğunu v e polis teşkilatı için-
den seçildiklerini vurgulavarak. "Buarka-
daşlar gekiiler dağlara çıkihlar ve vatan ha-
inleriv le karda-kışta,içeride vedışanda hiz-
met veriyorlar. 2-3 kişinin şahsi hatalarıvla
VTpratamavTz" dedi.
Özel tim elemanlannın bıyıklannı kes-
miş olduklarını gösteren Mete Altan. "Bı-
yıklan kesildiği için milliyetçiliklerinden bir
şey kaybetmiş değiller" şeklindeki açıkla-
masından sonra personeline şöyle seslen-
di:
"Antaha'da olağanüstü hal yok. Mirası-
nız çok zengin olabilir. ama hunları bıraka-
caksınız. Orada 40 milyon maaş alabilirsi-
niz ancak burada da 15 milyona iriraz ede-
mezsiniz."
"Sa\aşsendromu" nedeniyle Antalya'ya
veBatı illerinetayınedildigi şeklindeki gö-
rüşlere katılmadıgını vurgulayan Altan.
Antalya Emniyet Müdürlüğü'ne psikolog
kadrosunun geldiğini ve birpsikiyatrist ala-
caklarını da söyledi.
Altan. "Sadeceözel rim için bu kadro açıl-
mış değil. Diğer personelimiz de görev sıra-
sında sinirlerine hâkim olmavabilir. Psiko-
log tüm teşkilatimız için genekli olacak" di-
ye konuştu.
'Fotoğraf çeker gibi tetiğe
basıyoruz'
Mete Altan'ın "İstediğinizsoruvusorun,
isterseniz uzmanlığınız varsa muayene de
edebilirsiniz. Bu arkadaşlarımızın hasta
olmadıgını anlarsını/" şeklinde konuşma-
sının ardından. "Girdiğiniz çatışmalardan
sonra öldürdüğünüz terörist de olsa gece
uykulannızda silah. kan görerek rahatsız
oîmuyor musunuz" şeklinde soruya yanıt
veren özel tim elemanları şöyle konuştular:
"Siz gazeteciter ve gazeteier PKK lideri
Abdullah Öcalan'ı araştırır gibi bizi mercek
altına yatımorsunuz. Bizi av nı büv üteç al-
tına yatırma)in. Bizleri istemeven cepheler
belli. Bunları siz de bilivorsunuz.*"
"Siz gazeteciler bir adamın fotoğrafinı çe-
kiyorsunuz şak diye flaş patlıvor. Belki o
adamın hayatıyla ovnadınız. O andan son-
ra siz nasıl bir \icdan duygusu içindeyseniz
biz de o tetiği çekerken aynı duygular için-
dev iz. Ama biz vatanımı/ için bu işi yapıyo-
ruz. Yani var olan mikrobu yok etmek gibi
bir şey."
"Bu soru>ıı bize değil, PKK teröristleri-
ne sornıak gerekirdi. Acaba onlar vatan-
daşlan VB da bizleri ökJürdükleri zaman na-
sıl bir vicdan azabı duyuyorlar."
Bu konuşmaların çok 'aşınya* kaçtıgını
ve karşılıklı konuşmaya döndüğünü düşü-
nen Emniyet Müdürü Mete Altan. gazete-
ciler ile özel tim elemanları arasındaki ko-
nuşmalan kesebilmek için. "Demokrasivar
dediyseko kadardeğil" uyansınıyaptı.Gü-
neydoğu'dan \enı tayin edilen bir özel tim
görev lisi. "Tüm basın Özgür Gündem ga-
zetesigjbioldu"VklmJe konuşmasına An-
lalya Emniyet Müdürü Altan. "Tamam,
özel konuşmalar yok" uyansını tekrarlaya-
rak toplantıyı sona erdirdi.
KARAKOL ADI MERKEZ E DÖNÜŞTÜRÜLECEK
Polis, imajını
değiştirmeye çalışıyor
EVtlS GÖKTAŞ
ANKARA- Polisin görünrüsünü degiştirmek
için çalışma başlatıldı. Emniyet Genel Müdürü
Mehmet Ağar, polisi 2000'li yıllara hazırlamak
için örgütün. araç-gereç ve personel bakımından
çagın gereklerine uygun olarak yeniden
yapılandınlmasının şart oldugunu bildirdi.
"Polis karakolu"nun adının değiştirilip tüm
dünya ülkelerinde oldugu gibi "polis merkezi"
adı altında yeniden yapılandınlacagını ifade
eden Ağar. belîi yerlerde oluşturulacak
merkezlerin yaya ve motorize de\riyelerle
takviye edilecegini kaydetti. Agar. artık
vatandaşın karakola görürülmeyerek turulan
tutanak ve benzeri belgelerle olay yerinde
ifadesinin alınacağım söyledi.
Agar, bu konuda hazırlanan proje çerçevesinde
tüm il emniyet müdürlüklerine gönderdiği
yazıda. şöyle dedi: "Belli yerlerde oluşturulacak
polis merkezlerinin yaya ve motorize dev riyelerle
takvive edilmesi. artık karakola götürülmek
suretiyle tanzim edilen tutanak ve benzeri
belgelerle şahıslar karakola götürülmeden, davet
edilmeden olay yerinde tanzim edilmek için
gerekli tedbirlerin alınması, form tutanaklan
hazırianarak boş bırakılan yerterin olav verinde
doldurulmak suretivle tanzimi, hizmetin halkın
ayağına görürülmesi. vatandaşın polisle
ilişkilerinde usul ve vöntemleri kola\laştıracak
tedbirlerin alınması arzu edilmektedir.
Küçük karakollann verine büyük karakollann
ve her rürlü olanağa sahip polis merkezkri
ihdasında daha etkili ve verimli olup
olamavacağu karakol' ketimesinin kaldınlıp
V'erine "polis merkezi' deviminin
kuUanılmasının uvgun olup olmavacağı
konusunda sizlerin göriiş ve önerilerine
gereksinim vardır."
Menzir ve Taşanlar ne dedi?
İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir.
karakol sözcügünün artık günümüzde
kullanılmadıgını belirterek. "Batı
standartlannda kunılacak olan polis merkezleri
sayesinde, polis-halk ilişkileri gelişecek ve polisin
imajı değişecektir. Polisin kabuk değiştirmesi ve
kendini yeni bir kalıba sokması sağlanacaktır"
dedi. Polis merkezleri kuruldugunda vatandaşın
zihnindeki olumsuz polis görüntüsünün silinip
vatandaşın gönüllü tanıklık etme alışkanlığına
kavuşacağını öne süren Ankara Emniyet
Müdürü Örhan Taşanlar. "Polis karakollan.
hızla gelişen iş hacmi ve yoğunluğu karşısında
maalasef etkinliğini vitirmiştir. Karakollar, kısıtlı
imkânlaria görev yapmakta /orianmaktadır.
Olav mevdana geldiğinde konuya çözüm
bulmaktan uzak: ancak bir başv uru merkezi
haline gelmiştir. Bu nedenle karakol ve
noktaların kaldınlıp jerine çağın gereklerine
uygun polis merkezleri kunılması
gerekmektedir" görüşünü savundu. Taşanlar. şu
öneriyi yaptı: ".\raç-gereç, silah ve personel
yönünden yeterli düzeyde polis merkezteri ile
buralara bağlı motorize devriyeler
oluşturulmalıdır. Bö> lece vatandaşın zihnindeki
olumsuz polis imajı yok olacak ve daha semparik
karsılanacakrır. Avrıca 12-24 esasına göre
çaltşan personelde tasarrufa gidilecek ve polis
açığı giderilmiş olacaktır."
MIKRO
Ümithan öimesln İ mithan Myaşında. I7marttansonratüm
hayatı değişti Ümithan'ın. " O " artık,
bileğine takılı serum şişeshle birlikte yaşamak zorunda. Kan kanseri
olduğundan habersiz. Kurtulabilmesi için ablası Neslihan'dan ilik nakli
yapılacağından habersiz. Amelivat için beş milvar gerektiğinden haber-
siz. Babasının yalnızca beş mihon altı vüz bin İira aldığından habersiz.
Ümithan'ın yaşaması için kesinlikle ilik amelivatı olması gerekiyor. Bu
arncüyat için abla Neslihan, hiçbir fedakâriıktan kaçınmayacağını belir-
tiyor. Ama her şey dönüp dolaşıp yine o "kâğıt parçasına" geliyor.
(l nıithan'a vardını elini uzatmak isteyenler. Türkiye fş Bankası Cer-
rahpaşa Şubesi 12021/100187 no'lu hesaba başvurabilirler.)
Mehmet Ali Aslan, etnik tanımlamanın milliyetçiliği getireceğini söylüyor:
Etnik sorunu sosyalizm çözerTlP Genel Başkanlanndan Mehmet Ali
Asian. "Dünyada ve Türkiye'de sosyaliz-
min gelecegi" ile ilgili sorulanmıza verdi-
gi yanıtlannı şöyle sürdürüvor.
- Türk solunun gecmişteki hatalan neler-
dir?
Aslan - Türkiye, etnik, dinsel ve kültürel
bakımdan çoğuîcu bir yapıya sahip. Sosya-
lizm, bu kimlikleri kab'ul eden. kendilerine
gelişme olanağı saglayan bir sistem. Ama
etnik çoğulculugun oldugu bir toplumda.
sosyalistîerin, hareketi bu alt kimliklerden
biriyle tanımlamamalan gerekir. Çünkü bu,
diger etnik gruplan dışlar. Özellikle Türki-
ye gibi sorunlann çözümünün bu etnık
gruplann gönüllü beraberligine bağlı oldu-
gu bir toplumda bu daha da önemlidir. Et-
nik tanımlama. milliyetçiliği getirir. Milli-
yetçiligin oldugu yerde sosyalizm olmaz.
Bu nedenle "Tnrk solu". "Türk sosyalist
hareketi" değil. "Türkiyt solu". "Türkiye
sosyalist hareketi" kavTamlan kullanılmalı.
femel hata bu tanımlamadan doğdu. Sol
evrensel olamadı. milliyetçi unsurlardan.
anlayışlardan anriamadı. Asker-sivil bürok-
rasi ile tekelci sermaye iktidannın karşısın-
da yer aldı. Ezildi. işkence gördü, zulme
ugrâdı. Ama farkında olmadan, karşısında
oldugu sisteme çoğu kez destek sağladı. Bu
da milliyetçilikten kaynaklandı.
TÎP hareketi dışında, sosyalistler Türki-
ye sosyalistleri olamadılar. •Küba'nın,
Çin'in. Sovyetler Birliği'nin, Angola'nın,
Vietnam'ın sorunlannı tartıştılar. Bunlar
için yazdılar. çizdiler, üzüldüler, büyük kav-
galara girdiler. Ama Türkiye sorunlanna
ciddi olarak egilenlerin, çözüm üretenlerin
sayısı çok az oldu.
Korktular. Hem de çok korktular. Zin-
danlardan. işkencelerden, zulümden. işsiz-
likten, yoksulluktan değil. Kendilerine "re-
vizyonfet, sosyalizmden saptı" suç_lamalan-
nın yöneltilmesinden korktular. Ozgür dü-
şünemediler. Yanlış olduğunun farkına var-
dıklannda bile kalıplara ve modellere bağ-
lı kaldılar. Sosyalistîerin; emekçi halk kit-
lelerine ulaştırabildikleri ve destek sağlaya-
bildikleri ciddi, ülke gerçeklerine ve koşul-
lanna uygun birprogramlan olmadı. Genel
ilkeler ve genel nitelemelerle yetinildi. Hep
muhalif oldular. Hep eleştirdiler. Ama ikti-
dar olma arzu ve iradesine sahip olmadılar.
- Türkiye solu önümüzdeki dönemde ge-
lişmek, güçlenmek için nasıl bir strateji uy-
gulamah?
Aslan-Solun önemli iki kesimı var. Sos-
yalistler ve sosyal demokratlar. Avmpa'da-
ki sosyal demokrat hareketlerin kökeninde
hümanist felsefe, Hıristiyanlıkdegerleri, iş-
çi hareketleri ve Marksist ögreti vardır. Hı-
Dûnyada ve Türkiye'de sosyalizmin gelecegi
SOSYALİSTLER
TARTIŞIYOR
SEVİM 14
Etnik tanımlama,
milliyetçiliği getirir.
Milliyetçiliğin
oldugu yerde
sosyalizm olmaz.
"Türk solu", "Türk
sosyalist hareketi"
değil, "Türkiye
solu", "Türkiye
sosyalist hareketi"
kavramları
kullanılmalı.
ristiyanlık. uygarlık düzeyi yüksek toplum-
larda yaygınİaştığı ve bu toplumlarda sos-
yal örgütlenme ve kurumlar gelişmiş oidu-
ğu için, bir ınanç ve ahlaksal değerler sis-
temi yararmakla smırlı kalmış. toplumu ye-
niden örgütleme iddiasında bulunmamıştır.
lslam dini ise geri bir toplumdu, Arap yarı-
madasında gelişip yaygınİaştığı için toplu-
mu yeniden örgütlemek ve sadece "uhrevi"
değil "dümevi" ilişkileri dedüzenlemekve
değişmez kurallara bağlamak durumunda
kalmıştır. Her iki dinin de savunduklan ah-
laksal değerler evrenseldir. Bu değerler, sos-
yalist değerlere yakındır. Ama İslamı siya-
sallaştıran güç odaklarının menfaatlerine
ve tercihlenne uygun olarak siyasal fslam,
sermayenin yanındayeralmış. işçi hareket-
lerine ve sola karşı çıkmıştır.
Türkiye, kökeni lttihat ve Terakki'ye da-
yanan, çoğu dönemlerde şovenliğe kaymış
milliyetçi hareketlerin ve totaliterdev letgö-
rüşlerinin baskısında hümanist felsefenin
etkilerine uzak kalmıştır. Türkiye'nin işçi
hareketleri tarihi ise Avrupa işçi hareketle-
ri tarihi kadar zengin deneyımlerle dolu de-
ğil. Kaldı ki Avrupa'da sosyal demokrat ha-
reketlerde işçi sınıfı ve işçi hareketleri
önemli rol oynadığı halde. Türkive'de daha
çok işçi hareketlerine uzak durmaya özen
gösteren. hatta bu hareketleri tehlikeli bu-
lan aydınlann rolü büyük olmuştur. Mark-
sist öğreti de yasaklann, idari baskıların ko-
nusu oldugu için serbest tartışılamamış.
dogru anlaşılamamış ve yaygınlaşamamış-
tır. Üniversitelerde bile ders konusu olarak
yanlış anlatılmıştır. Bilimsel ve sosyal ge-
lişme tarihinin en önemli tarihsel kesiti yok
sayılmıştır.
Görülüyor ki Türkiye'deki sosyal demok-
rat hareketin fikir ve deney kaynaklan. Av-
rupa'daki gibi zengin ve saglam degil. Av-
rupa'daki sosyal demokrat hareketlerin kö-
keninde Marksizm, Türkiye'dekinin köke-
ninde ise milliyetçi ideoloji vardır. Türki-
ye'de Avrupa'daki anlamda bir sosyal de-
mokrat hareket olmadı ve şimdi de yoktur.
Ama azımsanmayacak sayıda sosyal de-
mokrat kışı ler var. Bunlar politikada önem-
li rol oynayabilirler. Ne var kı içınde bulun-
duklan örgütler. bütün iddialarına karşm,
sosyal demokrat değillerdir.
Sosyalistler ile sosval demokratlar ara-
sındaki farklar. dün çok belirgindi ve uzlas.-
maz görünüyordu. Sovyet modelinin başa-
nsızlığı hem sosyalistler ve hem de sosyal
demokratlar arasında yeniden değerlendir-
melere yol açtı. Özellikle komünistlerin ön-
cü parti, devrim, dev let. nıerkeziyetçilik ve
ekonomi ile ilgili görüşmeleri önemli ölçü-
dedegişti. Sosyal demokratlarla vakınlaş-
ma sağlandı. Bugün Türkiye'de de öncü par-
tiyi, silahlı dev rim hareketini. dev letçi eko-
nomiyi. merkeziyetçiliği savunmayan. le-
gal, demokratik ve banşçı yöntemlere bağ-
lı, demokratik ve sivil bir toplum düzenını
sosyalizme gidişin zorunlu bir önkoşulu
olarak gören sosyal istlerle. sosyal demok-
ratlann birlikte olmaması için bir neden
yoktur.
Demokratik siv il toplum ise ancak banş-
çı ve demokratik yöntemlerle gerçekleşebi-
Iir. Çünkü ister öncü partinın gücüyle. ister
savaş koşullannın yarattığı bir başka güç
ile kurulacak düzenler. totaliter ve merke-
ziyetçi olmak zorundadırlar. İsteseler de.
yapısal nitelikleri bunuaşmayaelverişli ol-
madığı için demokratik siv il seçenegi ger-
çekleştiremezler.
- Türkiye tipi sctsv ali/min nitelikleri neler
ounalı?
Aslan - Sosyalizmin genel ilkeleri var.
Her yerde geçerli olması gereken. Bir de
sosyalist uygulamalar var. Bu. ülkelerin ko-
şullanna göre değişir. Şu anda sosyalist il-
keleri ve sosyalist değerleri biliyoruz. Ama
sosyalizmin doğru uvgulamasına tanık ol-
madık. Sosyalizm adına sadece Sovyetler
Birliği. Çin. Doğu Avrupa. Kübada değil.
Afrika ve Asya'nın birçok ülkelerinde de
uygulamalar oldu. Nebu uvgulamalarbiri-
bırine benzedi ve ne de herhangi bir uygu-
lama Marx"ın öngörüsüne uygun oldu. Biz
de geleceğin düzeni olan sosyalizmi. bütün
özellikleriyle bugünden tanımlamak duru-
munda değiliz. Bu falcılık olur.
- Türkive'deki mevcut sosyal demokrat
parrilerin gelecegini nasıl görüyorsunuz?
Bugünkü durumlannın bir değeriendirme-
sini vapar mısınız?
.Aslan- Kendisini sosyal demokrat olarak
niteleyen CHP gibi partilerin sosyal demok-
rat olmadıklan. yukarıdaki açıklamaları-
mızdan anlaşılabilir. Ama bu partilerin ta-
banında sosyal demokrat ve demokrat ge-
niş bir kitle var. Yöneticileri arasında da de-
ğerli sosyal demokrat kişiler var. Bunlar
partileriyle büvük bir uyuşmazlık içinde-
dirler. Bu durumun devam etmesi. hem ken-
di kişi1iklerine \ e hem de ülkemize zarar v e-
riyor. Sosyalistler ve diğer demokratlarla
birlikte politik bir güç olarak siyasai alan-
da yer alacakları beklentisi var.
Sosyalistîerin ve sosyal demokratlann
birleşmeleri gerekiyor. Türkiye'nin gelece-
gi soldadır. Batı'yla bütünleşme sürecine
girmiş. azgelişmiş bir ülkenin sorunlanna
ancak sol çözüm bulabilir. Ama bunu söv-
lemek yetmiyor. Solun gerçekten bu yete-
neğe. bu birikime ve bu güce sahip olması
gerekir. Eğer sol bunu başaramazsa. sağın
yapısı. yaşadığımız büyük sorunlara çözüm
bulmaya elverişli olmadığı için ne vazık ki
Türkiye'nin ufkunda kan ve ateş eksik ol-
mavacaktır.
- Sosyalist partiler-hareketler ilerde birie-
şebilirler mi?
Aslan - Sosyalist-partilerin hareketlerin
bütünüyle birleşmesini beklemek yanlış
olur. Sosyalizmi anlayış farkları, dayandık-
lan toplumsal kesimlerin nitelikleri farklı
örgütlenmeler yaratmıştır ve bu büyük öl-
çüde dev am edecektir. Ama solda güçlü de-
mokrat bir örgütlenme. sosyalistîerin. sos-
yal demokratlann ve demokratlann çekim
merkezi olabilir. Diğer partiler marjınalle-
şır. Fakat marjina! oîan veya marjinalleşen
partilerin büyük çoğunluğuyine varlıklan-
nı sürdürürler. Çünkü bir kısım sosyalist ar-
kadaşlarımız, toplumdan ve toplumun so-
runlanndan kopuk bu partileri. toplumdan
ve toplumsal sorumluluktan kaçışın sığına-
gı olarak kullanıyorlar.
Güçlü sol bir partinin gerçekleştireceği
demokratik sivil biriktidardöneminde, ina-
nıyoruz ki. bu sıgınaklar birer huzur adası-
na dönüşecektir
SÜRECEK
DINÇ TAYANÇ
Forsalık Tarihi...
Sevgisiz bir kentin, sevgisiz genişlikteki caddesin-
de yürüyorum. Sağım, solum mağaza... Birinin ta-
belasına takılıyorum: Forsa/lş Giysilerüü
Vitrinde rengârenk çizmeler, tulumlar, başlıklar...
Önce "forsa" lafına takılıyorum.
Forsa; buhar öncesi çağlarda, gemilere okyanus
aşırtan kürekleri çeken ve de çoğu tutsak ya da kö-
le olan kürekçilere takılan ad!
Finikelisinden Osmanh'ya, Çinlisinden köleci Av-
rupalısına dek tüm "denizaşın yayıimactlan" forsa-
lan sömürerek "utkular" kazanmış, "sömürgeler"
edinmiş...
Forsanın yazgısı ise kurtulmalığı ödenene dek (o
da ödenebilirse), sömürücülerinin utku ve sömürge-
ciliği uğruna küreklere asılmak. Ölemeyip de kürek
çekebilecek gücü bulabileceği denli bol(!) gıdayla
"besleniyor"forsalar... Haaa, birde "başkaldıracak"
kadar güçlenemeyeceği denli az gıdayla(!) doyuru-
luyor...
Tepelerinin üstünde çalan davul "tempo" veriyor,
şaklayan kırbaçla tempoya uyuyorlar ve de "başkal-
dın" düşünden güç buluyoıiar...
"Forsa" lafının "iş giysileri"r\e ne denli "uyduğu-
na" takılıyorum ardından...
Forsanın giysisi. el ve ayak bileklerindeki zincirler;
"süsü" nasırlaşmış ellerine sıkıştırılmış kürek sapla-
nü! "Defile mekânı" üstü kırbaç, altı ve çevresi su bir
çıkmaz tekne... Tekne batarsa, en son bile kurtanl-
mayacak forsalar... Ama gemiyi götüren de onlarü!
"Nereye götürüyorlar" ve "neden götürüyortar"a
takılıyorum bu kez...
Sömürgeleşmeye götürüyorlar, sömürgecilere tut-
sak ya da köle olduklan için götürüyorlar...
Takılmak değil mi? Bu kez de "sömürgeciye" ve
de "sömürüye" takılıyorum!!!
İki "takıntım" özdeşleşiveriyor ansızın: Sömürge-
ci "eşittir" sömürüü!
Çağlar oluyor; sömürgeci, denizaşırı toprakları,
kendi bağnndan tutsak ya da köle ettiği forsalann
kürek gücüyle ulaşıp sömürüyor... Çağlar ilerliyor;
sömürgeci. kendini "dost" bellettiği ülkelerin emek-
çisini, forsa niyetine kullandırıp sömürüyor... Çağ
geliyor; sömürgeci, emekçisini sömürmeyi kafasına
koyduğu ülkenin yöneticilerini forsa yerine koyup,,
onlar aracılığıyla sömürüyor sömürge belfediği yer-
leri...
Forsanın yerini "emek" alıyor, davulcunun yerini
"işbirtikçiyöneticiler", kırbacın yerini "dışa bağımlı-
lık"l\\ Davul işbiriikçimn boynunda, "burulmuş sığır
cinselliğinden" kırbaç emeğin sırtında...
Davulun tokmağı, kırbacın sapı "sömürgecinin"
elindeü!
Sömürü; sömürgeciyle. işbirlikçinin ortaklığında..£
Günümüzde buna "Yeni Dünya Düzeni" diyorlar...
Yeni dünya düzeninde, işbirlikçi; sömürgecinin "ya-
bancı sermaye" ya da "özelleştirme" adıyla toprak-
larına girmesinc. emekçisini sömürmesine izin veri-
yor. Verdiğı ıznin karşılığında, önüne emeğin kanlı ke-
miğinden bir "lokma" atılıyorü!
Günümüzde. bu lokmanın adı "özelleştirme"\\\ Sör
mürgeci diline "tercümesi", "bölünmüş veyenme-
ye hazır eylenmiş yağlı parça"\\\ Bu parçayı "kemi-
ren" işbirlikçi, ne forsalan anımsıyor. ne emeği, ne
emekçiyi, ne bölünmüşlüğünü...
O, kemirip ıt suratı bağlayadursun, Yeni Dünya
Düzeni'nin sömürücüleri; forsa/emekçiyi aralarında
konuşup anlaşamayacak ve de kendilerini sömüren-
lere karşı koyamayacak denli zayıflatmak için etin-
den geleni ardına koymuyor. Yeni Dünya Düzeni'nin
sözlüğünde bunun adı da "sendikasızlaştırma"\\\
Sendikasızlaştırılacağının "bilincine varan" çağ-
daş forsaların, böylesine dışsal ve içsel bir sömürü-
ye dayalı Yeni Dünya Düzeni'ne karşı yapabilecek-
leri tek şey kalıyor ki. o da "forsalık tarihi" denli es-
ki ve somut: Zincirlerini kınp, "ölümüne" başkaldır-
makü!
Ana fikir: Forsalar: tepelerinde çalan davula da
sırtlarında şaklayan kırbaca da davulu çaldırtıp kır-
bacı şaklattıran sömürgeciye de tekneyi avuçların-
daki küreklerle götürdüklerinin bilincine varamama-
nın korku ve öfkesini duyarlar.
Ana fikrin ana fikri: Sömürgeci ve işbirfikçilerin
sömürerek yaşama şansları. tekneyi götüren gücü
avuçlarında tutan forsaların uyanmamalanna ve duy-
dukları öfkenin, korkularını bastıramamasına bağlıdır.
CHP'li Kenan Cosar:
Ozel tkn, yasadışı
eylemler yapıyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Kenan
Coşar, özel timin. görev
yaptığı bölgelerde halka
"potansiyel suçlu gözüyle"
bakmasının yanlışolduğu-
nu belirterek, "Ozel tim
bugünkü yapılanması. an-
layışı ve uvgulamalarıvla
güvenlik adına güven ver-
mekten uzaktır" dedi. Co-
şar. dün parti genel merke-
zinde düzenlediği basın
toplantısında. Tunceli'de
mevdana gelen olaylarda
özel timin yapılanmasıyla
ilgili çarpıcı gerçeklerin
ortaya çıktığını söyledi.
Özel timin görev yaptıgı
bölgelerde halka karşı bas-
kıcı bir tutum izledijğini
öne süren Coşar. "Ozel
tim, halkı sindirmek ve
korkutmak için vasa ve hu-
kukla bağdaşmavan ey-
lemler yapmaktadır" iddi-
asında bulundu.
Tunceli 'de yaşanan olay-
lann benzerlerinin özel ti-
min görev yaptıgı diğer
bölgelerde de yaşandığını
ileri süren Coşar, şu görüş-
leri savundu:
"Özel rimle ilgili olarak
ortaya çıkan bir başka ger-
çek de. aşın sağ görüşlü
kadrolardan oluşmasıdır.
Kullandıkları işaretlerle,
attıklan sloganlaria bu
kadrolaşma açık secik gö-
rülmektedir. Bu. bizim ta-
rafımı/dan önceden beri
bilinmektedir. Fakat şimdi
kamuov u da bunu farket-
nıişrir. Özel tim görev >ap-
tığı bölgeJertie halka potan-
siyel suçlu gözüyle bak-
maktadır. Böyle bir bakış
açışı da. onlan baskıcı bir
tutuma itmektedir. Hukuk
devletine. güvenlik görevli-
lerine düşen iş, suç işlediği
ileri sürülen insanları suç-
lu olarak görüp v erinde in-
faz etmek değU, yargı önü-
ne sağ olarak çıkarmaktır.
Güv enlik güçleri suç işledi-
ğini sandıklan insanlara
karşı daha ilgili özenli dav-
ranmalıdır. Ozel tim bu ya-
pılanması, anlayışı ve uygu-
lamalanyla güvenlik adına
güven vermekten uzaktır.*
Türkeş'ten sa\ unma
MHP Genel Başkanı Al-
paslan Türkeş, TOBB'nin"
yaptırdığı Güneydoğü
araştırmasını bilimsel buN
madıklarını söyledi. Tür-
keş. özel tim elemanlannın
MHP'li olmadıgını da ile-
ri sürdü.
Alpaslan Türkeş. dün
düzenlediği basın toplanıı-
sında. Doğu raporunun or-
taya koyduğu sonuçlan
doğruya yakın bulmanıri
bile mümkün olmadığıni
kaydederek. "Araşörmaji
vapanlar, PKK terör örgü-
tü ile Güneydoğu'da vaşa-
yan vatandaşlarımızı aynı
mı görüyorlar? Bu araştır-
ma hangi bilimsel metotla
yapılmıştır? Rapor mak-
satlı ve uvdurmadır" dedi.