25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SCYFA CUMHURİYET 30 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA HABERLER fönsoy tfkalamh • ANKARA (AA) - Yeraltı dnyasının ünlü isimlerinden Aıattin Çakıcı'nın adamı obn ve eski Emlak Bankası Gtıel Müdürü Engın Cvan'ın vurulması olayına knşan Tevfık Nurullah Aşansoy, Almanya'nın Nsuhaus smır kapısında yatalandı. Şışlı 2. Sulh Ceza Vkhkemesı, "tasarlayarak aam öldürmeye tam teıebbüs" suçundan Aşansoy hakkında gıyabi tuuklama karan vermişti. Acalet ve Dışişleri bacanlıklannın, Ağansoy'un iaaesi için Alman lîiikamlanna başvuruda buunduğu bildirildi. Eninönü su i İstanbui Haber Servisi - Eninönü'nde su şebekesini yeıileme çalışmalanna dün dfeenlenen bir törenle bailandı. Törene istanbui Biyükşehir Belediyesı Bajkanvekilı Ali tbış, Erainönü Belediye Başkanı Ahmet Çetınsaya, ISKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu katıldı. ISKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu, uzun yıllar el atılmamış olan şebekenın, önemli su kaçaklanna ve kirliliğe yol açnğını söyledi. Eminönü Belediye Başkanı Ahmet Çetinsaya, ilçelerinde su şebekesinın yanı sıra elektrik şebekesinin de yenilenmesi geıektıSine dikkat çekti. 1995 fıyatlanyla 187 milyar liraya mal olacak olan su şebekesini yenileme işinı. Kimaş înşaat yüriitecek. Öğretmene af istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-CHP Genel Sekreter Yardımcısı Kenan Coşar, öğretmenlere yönelik, antıdemokratik ve hukuk dışı uygulamalara son verilmesı gerektiğinı belirterek "Binlerce ögretmen hakkında, haksız olarak verildiğine kesin biçimde inandığımız bütün idari cezalar geri alınmalıdır" dedi. Geçmişte ilerici öğretmenlere yönelik baskılann. günümüzde Eğitim-Sen çatısı altında toplanan öğretmenlere karşı sürdürüldüğünü ifade eden Coşar, "Kamu görevlilerine, özel olarak da öğretmenlere yönelik bu antidemokratik. hukuk dışı uygulamalara öncelikle ve ivedilikle son verilmelidir" diye konuştu. Çiller, Gürcistan'a gidiyor • ANKARA (Cumburiyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller'tn yann Gürcistan'a yapacağı bir günlük ziyarette. ikili anlaşmalar üzerinde durulacak. Başbakanlık Başdanışmanı Büyükelçi Yalım Eralp dün düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Çiller'in Gürcistan ziyareti hakkında bilgi verdi. Eralp. Çiller ile Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze 'nin görüşeceğini belirtti. 7 PKK'li ÖMÜrüldÜ • DİYARBAKIR(AA)- Şımak, Dıyarbakır, Tunceli ve Siirt'in kırsal kesiminde sürdürülen operasyonlarda 7 PKK'li öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliğı'nden yapılan açıklamaya göre güvenlik kuvvetlerince bölgede sürdürülen operasyonlar sırasında çıkan çatışmalarda. Şırnak'ın Yeşiltepe bölgesinde 3. Dıyarbakır'ın Bismıl, Tunceli'nın O\acık. Siirt'in Pervari ilçeleri kırsal alanlannda birer PKK'li öldürüldü. Bu arada DYP Pervari llçe Başkanı ve Adıyanaşireti ileri gelenlerinden Durmaz Bilen'e ait Harekol Dagı eteğindekı Gürzova mezrasındaki düğüne baskın düzenleyen bir grup PKK'li ile köy koruculan arasında çıkan çatışmada bir PKK'li öldü. Anayasa toplantısı ertelendi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Başkanı Hiisammetin Cindoruk, anayasa değişiklikleri nedeniyle yasalarda yapılması gereken düzenlemelen tartışmak üzere 4 eylülde parlamentoda grubu bulunan sıyasi partilerle yapacağı toplantıyı erteledi. Cindoruk, dün parti başkanlanna gönderdiğı yazida. toplantının. CHP partisinin kongresi nedeniyle 4 ekıme ertelendiğini bildirdi. 'DYP muharip gaziler derneği değil' sataşmasma Cindoruk'tan yanıt: Gazilik, yüce mertebedirANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, kendisine. DYP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yaşar Dedelek aracılığıyla "muharip gazi** sıfatını yakıştıran Başbakan Tansu Çiller'ı, "dolaylı ve alaycı" bir üslupla yanıtlamayı tercih ettı. Cindoruk, Çiller ve genel merkez yönetiminı, 30 Ağustos Zafer Bayrarru dolayısıyla yayımladığı ve *muharip gazfleri" kutladığı mesajı ile yanıtlayarak "Gazilik, gıpta edilecek en yüce mertebedir" görüşünü dıle getirdi. Cumhurbaşkanı Süleyman DemireTe vekâlet etmesi nedeniyle. Dedelek' in sozlerine doğrudan yanıt vermeyen • Cindoruk, DYP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yaşar Dedelek'in, kendisini "muharip gazi" olarak niteleyen açıklamasına, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajla yanıt verdi. Cindoruk, "Gazilik, bütün benzetmelerin üzerinde bir ayncahktır. Şehitlerine ve gazilerine saygı duymayan topluluklar, ayakta duramazlar" dedi. Cindoruk, bulunduğu makamı da dikkate alarak politik tartışmaya girmeden, Çiller'i yanıtlayacak bir yöntem geliştirdı. Cindoruk, 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle iki ayn mesaj yayımladı. Mesajlann birinde, Zafer Bayramı ve Sılahh Kuvvetler Günü dolayısıyla Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'yı kutlayan Cindoruk. ikinci mesajda, aynı gerekçeyle bu kez "bütün muharip gazflerT kutladı. Mesajında, "iğneleyki" bir üslup kullanmasıyla dikkat çeken Cindoruk, "şehitierine ve gazilerine saygı duymayan tophıluklann ayakta duramayacağuu" belirterek şu görüşlere yer verdi: "Büyük zaferin 73. yikfönümünde şanlı muharip gazilerimize minnetler sunuyor. sehitlerimizi rahmet \e sajgı Ue anıyoruz. Cazilik gıpta edilecek en yüce mertebedir. Bütün kalıcı başanlann gerisinde şehitler ve gaziler \ardir. Şehitlerine ve gazilerine saygı duymayan topluluklar ayakta duramazlar. Gazilik, bütün benzetmelerin üzerinde bir ayncalıktır. İstiklal Savaşı'nda, Kore'de, Kıbns'ta, anarşi ve teröre karşı mücadelede, gazilik onurunu kazananlann aramızda bulunuşu milli bilincimizin kıvılcımıdır, övüncümüzdür. Bu mutlu günümüzde, bütün ga/ilerimi/.in, eski muharip gazi derneklcrimi/in bayramlannı kutluyor. çahşmalannda başaniar \e sağlıklar ^ diHvorum." Pehlivanoğlu'nun saldınsına uğrayan hostes Serpil Yücedağ. düzenlediği basın toplantısryla. kendilerinin hiçbir şekilde siyasete kanştınlmamalan gerektiğini söyledi. (Fotoeraf: UĞUR "GÜNYÜZ) Pehlivanoğlu'nun tokatladığı hostes, basın toplantısı düzenledi: Siyasikomplo savlan yalanİSTANBUL/tZMİR (Cumhuriyet)- ANAP Ordu Milletvekifi Şadi PehUvanoğlu tarafından tokatlanan TH Y hostesi Serpil Yücedağ. siyasi komplo yaptığı savlannı. "Bizi siyasete kanştırmasınlar, böyle bir ilgimiz kesinlikle olamaz" sözleriyle yanıtladı. Hostes ve Kabin Memurlan Derneği Başkanı Nese Kocaoğlu da olayia ilgili olarak "TBMM üyelerinin kendi imzaiadıklan talimata karşı hareket edip, ardından hosteslere böyle davranmalan çok çirkindir'" dedi. Çağdaş Kadın Derneği'nden yapılan açıklamada ise tokatlama olayı "Erkek Meclisimizin kadına bakış açısını gösteriyor" şeklindc değerlendirildi. Hostes Serpil Yücedağ dün Hostes ve Kabin Memurlan Derneği'nde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda dayak olayına tepki gösteren dernek Başkanı Neşe Kocaoğlu, "TBMM üyelerinin kendi imzaiadıklan talimata karşı hareket edip ardından hosteslere böyle davranmalan çok çirkindir" dedi. THY'de böyle bir olayın ilk kez yaşandığını belirten Kocaoğlu, "Bu olay THY'nin de prestijini kötü etkikyecektir. Dış basında Tiırk uçaklannda silah taşınıyor, milletvekilı de buna ızin vermeyen hostesi dövüyor' diyorlar. Düşünebiliyor musunuz hem de bu çağda, Avnıpa Topluluğu'na girmeyi hedefleyen Türkiye için ne kadar utanç verici" şeklinde konuştu. Kocaoğlu, bu konunun bağlı bulunduklan Uluslararası Kabin Memurian Kuruluşu'nun da öğrendiğini bu nedenle kuruluşun yapacağı ilk toplantıda konunun gündeme geleceğıni söyledi. Bazı milletvekillerinin uçakta bu olaydan önce de sılah taşıdıklan ve bu konuda hosteslerin hiçbir şey yapmadıkJannı söylemelennin anımsatılması üzerine Kocaoğlu, "Çünkü görmemişlerdir. Çantada silah var mı diye aramak da hosteslerin görevi degffl" yanıtını verdi. Dayak yediği belirtilen ve bu nedenle rapor da alan hostes Serpil Yücedağ ise basında çıkan haberleri eleştirerek "Önemli olan eylemin yapılması, tokatın atılmasıdır. Kac günlük rapor aldıgım önemli değil. Burada bir görc\1iye saklın var" dedi. Aynı gerekçe ile tekrar tokat yiyeceğinı bilse dahi aynı davranışı tekrar yapacağını, çünkü temel görevinin yolculann güvenliğını sağlamak olduğunu belirten Yücedağ, olayın siyasi bir komplo olduğu ıddıalannı ise yalanladı Özür dilesîn' Gazilerden Dedelek'e tepki ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Muharip Gaziler Demeğı, DYP Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Yaşar De- delek'ın, "'D\P,eski muharip gaziler derneği değiklir'" şek- lindekı sözlenne tepki göster- dı. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Yönerim Kurulu tara- fından yapılan açıklamada. demeğin, anayasanm 61. maddesi hükmü uyannca sos- yal hakları güvence altına alınmış ve 2847 sayılı Asken Demekler Kanunu ile kurul- dugu ve kamu yaranna çalışan bir kurum olduğu belırtıldı. Açıklamaya. daha sonra şöy- ledevam edıldı: "30 Ağustos Zafer Ba> ra- mı'nın 73. yıldönünıünü kut- ladıgımı/ bugünk-rde, Dede- lek'in siyasiçekişmeler arasın- da rakiplerini eskimiş. muha- rip gaziİer demegi olarak mi- sal göstermest Türkiye gene- linde tüm gazilerimizin tepki- sioe neden olmustur. Yüzler- cedernekarasından neden bi- ziın derneğimizi sectiği. anla- şıhrgibideğBdir. Bunun izahı- nı kendisinden bekliyor, basın veteievizyon aracılığı ile 50 bin gazidenözürdilemesini istiyo- ruz. Gerektiği zaman \atânı için gözünü kırpmadan cam- nı seve seve \ercn, yabancı ül- kcdc anıtını diktiren, Üstün Krlik Nişanı taktıran ve Tür- kiye Cumhuriveti'ni yüceHen bu güzide topluluğu aşagılayı- cı demeç veren kinı olursa ol- sun. onu yüce Türk mitleti öoünde protesto ediyor ve ga- zfliğuı ne olduğunu bilmeden bu taühsfc. benzetmeyi yapan Sayın Milletvekili Dtdelek'i, Türkiye genelindekitüm gazi- ler adına kınıyor. bu taiihsiz da\Tan«şınu bu onuıiu insanla- ra karşı düzeltmesini is- tiyoruz." Sadhk Ahmet Parkı hizmete açıldı İstanbui Haber Servisi - Bakırköy Belediyesi'nce. eski Gümülcine Milletvekili Dr. Sadık Ahmet anısına Osmaniye'de yaptınlan park. oğlu Levent Ahmet tarafından hizmete açıldı Sadık Ahmet'in eşı Işık Ahmet'ın de katıldığı açılış törenınde konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Ali Talip Özdemir, Sadık Ahmet'in vatanını seven gerçek bir kahraman olduğunu söyledi. Bosna'da yaşanan vahşete de değinen Özdemir. Bosna'ya uygulanan ambargonun kaldınlması \e oradaki insanlara her türlü yardımın bir an önce yapılması gerektiğini belirtti. Özdemir, Sadık Ahmet'in eşi Işık, oğlu Levent ve kızı Funda'nın Ataköy'de devletin verdiği bir dairede kalacaklannı belirterek "Onlar artık bizim hemşehrimiz oldu, bundan sonra her türlü ihtiyaçlarmı karşılamay a hazınz'1 dedi. Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneğı Başkanı Taner Mustafaoğlu da Sadık Ahmet'in kaybıyla, oradaki mücadelenin bitmediğini söyledi. 1900metrekarelikbir alan üzerine yaptınlan ve 4 milyar liraya mal olan parkta, 2 gül bahçesi, 2 havuz ile özürlü çocuklar için de bir oyun grubu bulunuyor. Osmaniye'deki Dr. Sadık Ahmet Parkı'nın açıhşını Işık Ahmet ve oğlu yapö. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) NOTLAR/ORAL ÇALIŞLAR İstanbul'da birkaç gûndür bombalar patlıyor. En büyük şehrimiz, her zaman- kinden daha çok terör tehdidi altında. Bu tür olaylardan gelişmelerin nasıl bir seyirjzleyeceğini neredeyse ezbere biliyo- ruz. Önce polis yetkilileri açıklama yapa- caklar ve tetöristleri kısa zamanda yakala- yacaklanni söyleyecekler. Terörün belinin kınlmasına az bir zaman kaldığını belırtip yurttaşlan rahatlatmaya çalışacaklar. Polisin açıklamasını, gazetelenn köşe ya- zılan izleyecek. En ateşli yazarlar. PKK'nin. İBDA-C'nin alçaklığını sergile- yen makaleler yazacaklar. Daha sonra han- gi terör örgütünün bu eylemleri yaptığına ilişkin yorumlar ve haberler gazete sayfa- lannda yer alacak. Bu arada eylemi yaptık- lan söylenen bazı ınsanlar yakalanacaklar ve polis tarafından halka tanıtılacaklar. Bunlann bir kısmının olayia ılgisi olmadı- ğı bir süre sonraya ortaya çıkacak. Diğer- leri cezaevlerine gönderilecekler. Sonra ne mi olacak'' Yenı bombalar, bel- kı de daha şıddetlı ve daha tahrip edıci ola- rak büyük şehirlerimızde patlamaya devam edecek. "Nereden biUyorsun" diye sorabi- lirsiniz. Patlayan bombalar neyin faturası? Cevabı çok basit. Bu ülkenin Güneydo- ğusu'nda her gün 20'den fazla insan çatış- malarda veya faili meçhul cinayetlerde ya- şamını yitiriyor. Bu sayı zaman zaman 40- 50'leri buluyor. Her gün 20'den fazla insa- nın çatışmalarda yaşamını yitirmesi ne de- mek? Bu ölümlerin yalnızca o bölgey i yak- makla sınırlı kalacağını düşünebilir mıyiz? Izleri yalnızca orada mı kalacak? Güneydoğu'da bir ay içinde yüzlerce in- sanın ölmesi. büyük şehirlerdeki gündelik yaşam içindeki insanlara uzak bir olay gi- bi gelebilir. Ateş kendi yüregimizi yakma- dığı için "Boş ver" deyip geçebiliriz. Fakat Güneydoğu sanıldığı kadar uzak değil. Orada yürekleri yakan alevlerin bu- raya sıçramaması mümkün mü? Orada o kadar çok vahşet ve acımasızlık kol gezi- yorsa, bu vahşetın ve gözü karalığın bir şe- kilde büyük şehirlere sıçrayacağını ve bu- ralan da yakacağını bilmeİc için kâhin ol- mak gerekmiyor. Güneydoğu yanıyor, Tunceli yanıyor. köyler boşaltılıyor, köyler yakılıyor. Her gün bu bölgelerden inanılmaz ölüm haber- leri geliyor. Çaresiz insanlar, oradan oraya kaçarak yaşamaya çalışıyor. Bu insanlann bir kısmı da gücü yeterse kapağı büyük şe- hirlere atıyor. Son yıllarda şehirlere en büyük göç. köy- leri boşaltılan ve yakılan yörelerden geli- yor. Şehirlere can havliyle sığınan ve hiç- bir gelecek umudu olmayan insanlar topla- nıyor. Bunlann gencecik çocuklan ölümü ve çaresizliği yaşıyorlar. Urnutsuzluk ve öf- ke yüreklerine yer ediyor. tstanbul'un ge- cekondulanna gözlerinizi çevınn bu öfke- yi göreceksiniz. Bu öfke, bu bölgelerde devletin \e polı- sın uygulamalanyla daha da bilcniyor. Or- taya çaresiz, hiçbir gelecek umudu olmayan patlamaya hazır bir bomba çıkıyor. Güneydoğu'da her gün 20-25 ınsanın öl- mesi belki bizi günlük yaşamımız içinde pek etkilemeyebilir. Ama işte bu son bom- balar orada akan kanın buraya sıçramasıdır. Bu bombaların daha kalıcı ve daha korku- tucu hale gelmememesi için de hiçbir ne- den yok. Yann daha büyük patlamalarla sarsılabiliriz. Ölüm, tıpkı Güneydoğu'da ol- duğu gibi burada da gündelik yaşamımı- zın sıradanbirunsu- ru haline gelebilir. Bu kayitstzlığa son vermek hepimizin yaranna. Güneydoğu'daki kanı durdurucak yollar aramak ve bulmak zorundayız. Sila- hın ve şiddetin ötesindeki çözümleri hızla gündeme getirmek zorundayız. Kim olur- sa olsun yaşamını yitiren gencecik insan- lara da köyü yakılan yurttaşa da yazık, ba- nş ve huzur arayan bu ülkeye de yazık. Kafamızı kumdan çıkaralım. Uzaklan- mızda öldüğünü düşündüğümüz yüzlerce ınsan bu ülkede ölüyor ve bazı siyaset mad- rabazlarının, savaş tüccarlannın kirli he- saplan yüzünden bu kan durdurulamıyor. 'kökünü kazKÜk, brtirdik" türünden söz- lenn hiçbvr inandıncılığımn olmadığı yaşa- nan bunca gerçelaen sonra hâlâ anlaşılma- dı mı? Kımse kımseyi kandırmasın. Güneydoğu"daki savaş ve ölüm artık ola- ğan bir haber gibi gazetelenn küçük haber- leri içinde yer alıyor. HeT gün 25-30 kişi- nin öldüğü bir savaş kanıksanamaz ve kü- çültülemez. Bunun faturası bir gün toptan ve daha acı şekilde çıkar. Zaten çıkıyor da. İstanbul'da patlayan bombalar da bu sa- vaşın yeni bir faturası, o kadar. G L O B A L POLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Dünya Kadın KonferansıEzıci çoğunluğu erkeklerden oluşan bir politikacı- lar. gazeteciler ve demagoglar sürüsü, dikkatleri Dün- ya Kadın Konferansı 'nın gündemini oluşturan "yok- sulluk ve kadınlara yönelik şiddet" konusundan ve genel olarak kadın hakları konusundan uzaklaştınp ABD ve Çin arasında bir diplomatik pazarlığın üzeri- ne çekmek için ellerinden geleni yaptılar. Son yıllarda Amerika'da kadın haklarına yönelik en şiddetli saldınlan düzenleyen yasaları hazırlayan Cumhuriyetçi Parti, büyük bir utanmazlıkla Çin, ka- dın haklanna ve insan haklanna saygı göstermediği için, Hilary Clinton'ın toplantıya katılmasına karşı çıktı. Hilary gitsin mi gitmesin mi? Kadın Konferansı hükümet dışı örgütler forumunu, kendi halkından saklamak için Pekin'den, ismi "Barbarlara iyi davra- nınız" anlamına gelen, eski garnizon şehri Huairou'ya süren Çin hükümetinın tutumu da bir başka sorun. Çin'in çoğunluğu bunak erkeklerden oluşan lideriiği, kadınlan, yatak, toplantı yeri ve haberteşme olanak- lan son derecede ılkel olan bu şehire sürerek akılla- n sıra etkinliği sabote etmek istiyortar. Şimdi, tüm dik- katler Hilary Clinton'ın gelmesini bir diplomatik zafer olarak gören ve ısrarla isteyen bu hükümetin konfe- ransa yönelik tutumu üzerinde yoğunlaştı. Tüm bu gariplikler, dünyanın her tarafından gelen delegele- rin katılacağı konferansın etkın olma şansını ('Bu şans hıç oldu mu' sorusu saklı kalmak koşuluyla) büyük ölçüde azalttı. Halbuki son 25 yılda, gtobal ekono- mik ve sosyal krızlerın en büyük yükünü çeken ka- dınlann ne kadar ufak olursaolsun, önemsiz gibi gö- rünürse görünsün, tüm mücadete ve direnme olanak- lanna gereksınımleri var. ••• Resmı ıstatıstıkler, dünyanın her yerinde esas ola- rak kadmlann konumlannı açıklığa kavuşturmaktan ziyade gizlemekten başka bir işe yaramaz. Resmi ol- mayan istatistıkler ise olanaksızlıktan dolayı, çok sı- nırlı kalır. Bu koşutlarda bile ortaya çıkan rakamlara bakınca felaketm boyutları biraz olsun görünebiliyor. Veriler 1970'ten bu yana dünyanın zengin ülkelerin- de kadmlann sosyal konumlannda dikkate değer bir iyileşme olmadığını, yoksul bölgelerde ise kadmlann konumlannın belirgin bir şekilde bozulduğunu gös- teriyor (Newsweek 28.8.95). Bir Birieşmiş Milleler ra- poruna (Human Development Report) göre kadınlar gelişmiş ülkelerde aynı işi yaptıklan erkeklerden yüz- de 30-40 daha az ücret alıyoriar ve dünya yoksulla- rının ise yüzde 70'ini oluşturuyorlar. Halbuki kadınlar dünya üretiminin en az yansını yaratıyorlar (Financi- al Tımes 28.08). Bu durumun sosyal boyutlan ise in- sanlık için artık bir yüz karası haline ğeldi. Yoksullu- ğun ve erkek egemenlığının en güçlü olduğu bölge- lerde kadıniarın yaşam koşullan hızla kötüleşıyor. Bir- çok yerde kadmlann bedenleri üzerinde hemen hiç kontrolleri yok. Bazı yeıierde dini sebeplerie doğum kontrolü ve kürtaj hakkı engellenirken bir başka ta- rafta kadınlar hükümet politikalannın ve ataerkilliğin baskısı ile doğum kontrolüne, kürtaja hatta kısırlaş- tırmaya zorianıyorlar. Asya'nın birçok bölgelerinde kız çocuklan istatistiklere bile konu olamadan, çocu- ğun cinsiyetini doğum öncesinde öğrenmeye oianak veren modem teknolojinin de yardımıyla doğar doğ- maz ya da doğmadan öldürülüyoriar. Artık bir katli- am, hatta soykırım düzeyıne ulaşmış bu olgunun ça- pını, bugün Asya'da ortaya çıkan 100 milyonluk ka- dın nüfusu açığından görebıhyoruz. Yoksa katledilen bebeklerin hesabını kimse tutmuyor. Kadın-erkek nüfusu oranı bu şekilde bozulunca, erkek egemen toplumlarda, doğumda ölmemiş olan bebeklerin geleceği de özellikle yoksulluğun etkisi al- tında hızla karanyor. Çin'de kız çocuklara Pandi (Er- kek Bekliyorduk); Yanan (Erkeğe Göre İkinci Sınıf); Zhaoti (Bir Erkek Kardeş Getir) gibi ısimler verilme- sinin yaşam boyunca açacağı yaralar bir yana, dün- yanın birçok yerinde kız çocuklar ve genç kızlar bir metagibialınıpsatılma, kaçınlmagibi kölecilik etkin- lıklerine konu oluyorlar. Batı'dan zengin ülkelerde ço- cuk sahibi olamayan çiftler de tüm iyi niyetlerine rağ- men bebek satın almaya gelerek bu köle ticaretine bilerek veya bilmeyerek katkıda bulunuyoriar. Bunlan göz önüne alarak tüm olası olumsuzlukla- ra rağmen, 40 bin kadının bir araya gelerek gerçek- leştireceği uluslararası toplantıya hep birlikte başa- rılar dileyip Çin'de gerçekleştirecekleri protesto ey- lemlerine de (umanz) desteklerimızi önceden ve ka- yıtsız şartsız verelim. MESUT Y1LMAZ YALOVA DA 'Başbakan ülkeyi komşuları ve kocasiylayönetiyor' HÜLYATOPCU YALOVA -ANAP Genel Başkanı MesutYılmaz, va- tandaşlardan. ANAP'ın 8 yılhk iktidanyla DYP-SHP koalisyonunun 4 yılhk dö- nemini iyi karşılaştırmala- nnı isteyerek "2 yılııuzba- barun, 2 yılınız kı/ının ma- saOanylâ gecti, 2 yıhnızı da hocanm masallam la gerir- meyin'* dedi. Yılmaz, dün helikopter- le geldiği Yalova'nın Ar- mutlu ilçesinde ANAP tlçe Başkanlığı'nı hizmete açtı ve Belediye Başkanı Os- man Elbaştan, ilçenin so- runlan hakkında bilgi aldı. Daha sonra Çmarcık ilçesi- ne geçen Yılmaz. burada düzenlenen mitıngde va- tandaşlara, "3 hafta önce yapılanseçimdeANAP'ı bi- rincipartiyapbklan için te- şekkür etîneye geldiğini" söyledi. Siyaset kirietildi Saraybosna'dakı katli- ama değinen Yılmaz, Av- rupa'nm ortasındaki Bos- na-Hersek'te Sırp vahşeti- nin bütün hıziyla devam et- tiğıni belirterek bunun üzüntü vericı olduğunu kaydetti Türkiye'de sıya- sctin kırletildiği görüşünü de savunan Yılmaz, şöyle konuştu: "Siyasete yalanı ve haramı kanştırdıîar. Bu- gün Türkiye'yi Medis ve hükümet idare etmiyor. Başbakan, Türkiye'yi ko- cası ve komşulanyta yöne- tiyor. Türkiye'yi bir menfa- at çetesi yönetiyor." Sıyasilerin her şeyi "na- uncı keseri gibi" kendileri- ne yonttuklannı anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: "Siz kendi y-aşadıklannH za bakın... 8 sene biz idare ettik. Bunlann 4ytbylakar- şılaştınn. Karar siziru. Biz ANAP olarak Halka hiz- met. hakka hizmettir' şian- na sahip bir partiyiz. İld yı- luuz babanın masallarryla geçti, 2 yıl da kızının.. 2 yıb- luzı da hocanm masallany- la geçirmeyin. Sizin için ça- hşanlara destek olun. San- dığı önünüze getirmek için etimizden geleni>apryoruz, Hem bize 'kaçtı' diyorlar, hem de kendileri milletin önünden kaçıyoriar. Gel- sinler. istedikleri tele>izyon kanahnda tartışalım. Bu Medis, parmak hesabıyla seçimden kaçıyorsa bize düşen görev, sizin aramza kabhnakbr. Sandık önüne geldiği zaman millet, 4 yd- dır oynanan bu yalan rüz- gânnı durdurur." Yılmaz, vatandaştan, haksızlıklar karşısında ses- lerini yükseltmelerini de is- teyerek "Ben gittiğim her yerde bunlan anlatıyonım. Ama bugünkü iktidann devlet imkânlanyla, halkm parasıyla beslediği birta- kım basın ağalan, benim sesimi si/t ulaşarmıyoriar" dedi. Daha sonra gittiği Şenköy'de, köy kahveha- nesınde bir süre dinlenen Yılmaz, vatandaşlarla soh- bet etti. Daha sonra da Ko- ru beldesine geçerek belediye hizmet binasını açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle