Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 AĞtlSTOS 1995 CARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ortaokul düzeyinde genel başan ortalamasının yüzde 91.4 olarak gerçekleştiği bildirildi
MEB'e 'sartsız kıınıT baskısı
EMİNEKAPLAN
• Sırufta kalan ortaokul öğrencilerine af niteliğinde yeni
bir "kurul" hakkı verilmesi yönünde baskılar sürerken
Milli Eğitim Bakanlığı, aflann eğitim kalitesini
düşürdüğûnü gerekçe göstererek baskılara direniyor.
kaldığı yönündekı savlara karşın,
bakanlığın araştırmasında. orta-
okullardaöğrenim gören 2.5 mil-
yon öğrenciden yalnızca 220 bi-
ninin sınıf tekran yaptığı belir-
lendi.
Yetkililer, ortaokullarda başan
ortalamasının yüzde 91.4 olarak
gerçekleştiğine dikkat çekerek
dünyanın hiçbir ülkesinde yüzde
100 oranında başan sağlanama-
ANKARA - Milli Eğitim Ba-
kanlığı, yıllardır ortaokul ve lise-
lerde gelenek haline getirilen ve
eğitim kalitesini düşürdügü öne
sürülen "şartsız kuruTun, bu yıl
da uygulanması istemlerine kar-
şı direniyor.
1994-1995 öğretim yılında
milyonlarca öğrencinin sınıfta
dığına işaret ettiler. Hazırlık sı-
nıflannda yabancı dilden başan-
lı olamayan öğrencilere ek bir sı-
nav hakkmın verilmesinin ardın-
dan. ortaokul ara ve son sınıf öğ-
rencileri de yeni bir kurul hakkı
verilmesini istiyor. Her yıl okul
türû ve sınıfina bakılmaksızin af
getirildiğini belirten öğrenciler.
kendilerine son bir hak daha ve-
rilmesi gerektiğini söylediler.
Milli Eğitim Bakanlığı'ncaya-
pılan araştırmaya göre ortaokul-
larda genel başannın yüzde 91.4
olarak gerçekleştiği, 2.5 milyon
öğrenciden de 220 bininin sınıf-
ta kaldığı belirlendi. Ortaokul
1 'de okuyan 947 bin öğrenciden
112 bini sınıf tekran yaparken ba-
şan oranı yüzde 88.6 olarak sap-
tandı. Ortaokul 2'de okuyan 768
bin öğrenciden yalnızca 27 bini
sınıfta kalırken başan oranı yüz-
de 96.5 olarak gerçekleşti. Orta-
okul 3. sınıfta da 870 bin öğren-
ciden 84 bini sınıfta kaldı ve sı-
nıf düzeyinde yüzde 91.3'lük bir
başan sağlandı.
Bakanlık yetkilileri, öğrencile-
rin başan oranının yüksek çıkma-
sının, "öğretmenler kunıluw
nun
görevini yaptığının göstergesi ol-
duğunu belirterek dünyanın hiç-
bir ülkesinde yüzde 100 oranın-
da bir başan sağlanamadığına
dikkat çektiler. Yetkililer. bazı
okullarda az zayıfi olan öğrencı-
nin bırakılması ve fazla zayıfi
olan öğrenciye ise sınıf geçiril-
mesinin derslerin niteliğinden
kaynaklandığını belirterek, şun-
lan söylediler:
u
Bir öğrenci; beden eğitimi.
müzik, resim ve benzeri dersler-
den başansız oluyor. Başansız
olunan ders sayısı çok da olsa bu
öğrenci başanlı sayüıyor. Ama ba-
zı öğrencilerin matematik ve
Türkçe gibi dersleri başansız
olunca sınıf tekranna karar veri-
liyor. Bu da çok nornıal bir ka-
rân"
Öğrenci aflannın eğitim kalite-
sini düşürdügü ve öğrencileri
tembelliğe ıttiğine işaret eden
yetkililer. u
Bir öğrenci. eğer bi-
rinci sınıfta başansız olmasına
karşın bir üst sınıfa geçirilirse, o
sınıfta başanlı oiacağını kim ga-
ranti edebilir? Her \eli öğrencisi-
nin başanlı olmasmı ister. Ama
burada eğitim kalitesi \e toplum
yarannı da düşünmek zonında-
ytz" dediler.
Milli eğitim müdürunden uyari:
Başş
isteğe
bağlıdır• Milli Eğitim Müdûrû Metin Saraçoğlu,
velilerden eğitime katkı payı adı altında toplanan
paralann yüzde 90'ının okul yönetimine, yüzde
3'ünün okulun bulunduğu ilçe milli eğitim
müdürlüğüne, yüzde 7'sinin ise il milli eğitimine
kalacagını söyledi.
tstanbul Haber Servisi - ts-
tanbul Milli Eğitim Müdürü
Metin Saraçoğlu okul mü-
dürlenni uyardı: "Bagış iste-
ğe bağbdır. Kayıtiarda veü-
den zorta bağış almayın. Eği-
time katkı payı ise zorunlu-
dur."
Metin Saraçoğlu, dün Ca-
ğaloğlu'ndaki Halk Eğitim
Merkezi'nde okul müdürle-
riylebirtoplantıyaptı. 1995-
1996 öğretim yılı hazırlıkla-
nnm ele alındığı toplantıda
konuşan Saraçoğlu, veliler-
den eğitime katkı payı adı al-
tında toplanan paralann yüz-
de 90'ının okul yönetimine,
yüzde 3'ünün okulun bulun-
duğu ilçe milli eğitim mü-
dürlüğüne, yüzde 7'sinin ise
il milli eğitimine kalacagını
söyledi. Geçen yıl eğitime
katkı payı olarak 24 milyar
lira toplandığını hatırlatan
Saraçoğlu, bunun 17 milya-
nnın inşaatlara, 4 milyannın
okullara, 3 milyannın da
1
lerini hatırlatarak "Geçen
ytldan 1.5-2 milyar Kra pa-
ra var. Bu parayı ne yapaca-
ğunızı henüz bÛmiyonız. A-
ma bir karar \erecegiz. Bu
konuda milli eğitim müdür-
lüğü olarak para talebimiz
yok. Okul müdürieri bu ko-
nuda devre dışı kalsınlar.
Okul kooperatiflıri vasıta ol-
sun. Pazaruk gücünüzü kul-
lanın. Ucuz ya da pahah sa-
tabilirsiniz. ama müdürier
bu işin içinde olmasın" diye
konuştu. Milli Eğitim Ba-
kanlığı'ndan lstanbul'a 5 bin
300 öğretmen istediklerini
belirten Saraçoğlu, 726 yeni
öğretmenin atandığını, ilde-
ki öğretmen açığının devam
ettiğini söyledi.
Kadıköy'dekunılan'kırtasiyefuan\Kadıköy Beiediyesi0eBüy ükşehirBeJediveMarasındataıiışmahaşlatü.(Fotoğraf: HATİCETUNCER)
Kadıköy'de beledtyelersavaşı
MEHMET DEMİRKAYA
RP'li tstanbul Büyüksehir Beiedi-
yesi'nın. Kadıköy Meydanf nda. 1-
30eylül tarihleri arasında açacağı ki-
tap ve kırtasiye fuanna, CHP'li Ka-
dıköy Beiediyesi,"yerseçHnininyan-
lış oİduğu" gerekçesıyle karşı çıkı-
yor. Kadıköy Belediye Başkan Yar-
dımcısı Levent Ersun. "Üçe belediye-
sinden hiçbir izin almadan fuar açıh-
yor. Biz kitap ve kırtasryi
1
fuanna kar-
şı değfliz, ama çok yoğun yaya trafiği-
oin okfaığu bir yerin seçilmesi yanhş"
dedi.
Kadıköy Beiediyesi, Istanbul Bü-
yüksehir Beiediyesi 'nin, özellikle ak-
şam saatlerinde çok yoğun bir yaya
trafığınin yaşandığı Kadıköy Mey-
dam'nda kitap ve kırtasiye fuan aç-
masını istemiyor. Kadıköy Belediye
Başkan Yardımcısı Levent Ersun, 1 -
30 eylül tarihleri arasında açılacak
olan fuann yer seçiminin yanlışlığı-
nı vurgulayarak yoğun bir yaya trafi-
ğinin yaşandığı Kadıköy Meyda-
nı "nda böyle bir fuann daha büyük sı-
kıntılara neden oiacağını söyledi. Er-
sun, Istanbul Büyükşehir'in bu ko-
nuda kendilerini bilgilendirmediğine
de değinerek sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Orası Büyükşehir'in kontrolfin-
de, ama ilçe belediyesinden hiçbir izin
almadan fuar açmaya kalkıyorlar. Biz
kitap veya kırtasi>e fuanna karşı de-
ğiiizde >er olarak yanhş. Naya trafiği-
nin çok yoğun olduğu yerde giderek
ukanıklıkyararnıayabaşladıbu. Böy-
le bir yeri Büyüksehir, bizim haberi-
miz almadan bir firmaya (Akın Or-
ganizasyon) kiralıyor. 200 tane kitap
standı yeri Finna da kitap ve kırtasi-
yecileri çağınyor oraya, 'Böyle bir o-
îay, ana arter olduğu için benim yet-
kimdedir diyor.' Ama Oçe beJedivesi-
nin en küçükbir haberidahiolmuyor.
Büyükşehir'in kontrolünde olma-
sına karşın orada yapılacak geçici
vapılanmaya ilişkin izin İmar Ka-
nunu'na ait. İmar Kanunu da bu
tür yerlerdeki geçici yapılanmaya
ilişkin ilçe belediyelerini yetkili kı-
lar. Ana arteller onun kontrolünde
diye bu ona, Kadıköy'ün göbeğin-
de kulübe yapma hakkını vermez
ki. O zaman istediği yere istediğini
yapar. 'burası benimdir' diycrek. Oy-
le şey olur mu? Bizim amacunız ora-
da ucuz kırtasiye malzemesi satü-
masına karşı çıkmadeğfl.yeri yanhş."
dürü, okul müdürlerine öğ-
renci taşımacıiığımn, hazır-
lanan yönerge doğrultusun-
da gerçekleştirileceğini,
böylece önceki yıllarda bu
konuda çıkan dedikodu ve
tarhşmalara son verileceği-
ni söyledi.
Kantin ihalelerini de bun-
dan böyle okullann yapaca-
ğını kaydeden Saraçoğlu,
"Kantin Idralan okul mû-
dürlükleri hesabına yaonla-
cak. Bu paranın yüzde 20'si
miDi eğitime verilecek" dedı.
Metin Saraçoğlu, okulla-
nn ünite dergilerinden elde
ettikleri getirden milli eğitim
müdürlüğüne pay verilmesi
ile ilgili anlaşmayı feshettik-
THY personeli yetersîz kahyor
Hava-Iş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yağcı, THY'de kaliteli hizmet sunulabilmesi
için çalışan sayısının 8 bin 200'den, asgari 10 bine çıkanlması gerektiğini söyledi.
GUNNURİLHAN
Hava-Iş Sendikası Genel Baş-
kanı Mustafa Yağcı, hava ulaşım
trafığınin yoğun olduğu yaz ayla-
nnda THY personelinin, yetersiz
sayıyla ve uzun saatler çalıştınldı-
ğını söyledi.
Özelleştirme tdaresi'ni, THY'-
nin özel koşullannı bilmemekle
suçlayan Mustafa Yağcı, personel
sıkıntısının part-time çalışma ve
taşeron uygulamasıyla çözülmeye
çalışıldığını, bununsa hizmet kali-
tesini düşürdüğûnü, tecrübeli çalı-
şanlann yükünü ise arttırdığını
vurguladı.
THY'de 1993 yılında uçak başı-
na düşen personel sayasının 238
iken bugün 130 civannda olduğu-
nu dile getiren Yağcı, TH Y'nin ka-
liteli hizmet sunabilmesi için 8 bin
200 olan çalışan sayısının asgari
10 bine çıkanlması gerektiğini
kaydetti.
Hava-lş Genel Başkanı, en yo-
ğun sorunlann, personel sayısının
önemli oranda azaltıldığı yükle-
me-boşaltma gibi işlerin yapıldığı
apron hizmetlerinde yaşandığını
da anımsatarak şöyle konuştu:
"Örneğin yükieme-boşaltma gi-
bi apron hizmetlerinde ve uçak iş-
letnlerinin yapıldığı bölümlerde
büyük eleman eksikliği var. Perso-
nel almmamasının nedeni ise belli
THY'de öncelikle uçak temizUk iş-
leri, sonra kargo hizmetleri taşero-
ıta veriML Şimdi de yükleme-bo-
şaltma hizmetleri taşerona verili-
yor. En son yaşadığımız bir ömek
var ki STFA'nın yükleme-boşalt-
ma işleri, personel yetersizliği nedi-
niyle İstanbul'da 70. Ankara'da 40
taşeron işçisi çalışürılarak yapıl-
mak zorunda kaku."
Tük Hava Yollan'mn tum birim-
lerindeki yükleme-boşltma işi ya-
pan personel sayısının yaklaşık
400 olduğunu dile getiren Musta-
fa Yağcı. "Üç kişi bir Air Bus uça-
ğmın yükleme boşattmasuu yapt-
yor. Yani bir işçi günde 25 uçağuı
hizmetlerini gönnüş oluyor. Bu,
uluslararası standartlann tama-
men dışında'" dedi.
Yağcı, THY'de çalışanlann tü-
müyle emeğinı kullanarak fiili
yükleme yapnğını, oysa Avrupa'da
bütün bu işlerin makinelerle ya-
pıldığını vurguladı. Hava-lş Genel
Başkanı aynca, THY Genel Mü-
dürlüğü'nde de öğrenci işçilerin
çalıştınldığını, hiçbir mesleki eği-
timden geçirilmeden part-time ça-
hştınlan uçuş elemanlan nedeniy-
le hem sürekli elemanlann iş yü-
künün arttığını hem de hizmet ka-
litesinin düştüğünü söyledi.
Yağcı. grev sırasında Yazeks'e
satılan Havaş'ta imzalanan sözleş-
menin ardmdan çok sayıda işçinin
ışten çıkanldığını ve 2 bin 300
olan işçi sayısının yaklaşık bin
700'e düştüğünü söyledi. Yağcı,
Havaş Genel Müdürlüğü'nün söz-
leşmenin imzalanmasından sonra
calışanlara kendı ıstekleriyle işten
aynlmalan için 15 ağustosa kadar
süre tamdığını. bu süre içinde yak-
laşık 200 çalışanın kıdem ve ihbar
tazmınatlannı alarak işten aynl-
dıklannı belirtti.
Aralannda 80 bayan temizlik iş-
çisinin de bulunduğu 220 işçinin
de işten çıkanldığını ifade eden
Yağcı. "Grevciişçiler,sözleşmeıün
imzalanmasından sonra sürekli
baskıyla karşılaştılar. Bu baskılar
halen süriiyor" dedi.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Tarihin Yaprakiarında
Bir Gezinti...
Ismet Paşa'nın, Sıvas demiryolunu, 1930'un 30
Ağustosu'nda açması bir rastlantı mrydı? Hiç sanmı-
yorum.
Demiryollan, yoksul ve yolsuz Anadolu'da, genç
cumhuriyetin en büyük ekonomık başansıydı. Ve en
büyük askeri başannın yıldönümüne rastlatılması, hiç
kuşkusuz ki bilinçliydi.
Atatürk, askeri güç ile ekonomik gücü karşılaştınr-
ken, inanılmayacak kadar açık sözlü olmuştur:
"Kılıç kullanan kolyorulur. Fakatsapan kullanan kol,
her gün daha çok kuvvetlenir. Toprağa her gün daha
çok sahip olur... Kılıçla fûtuhat yapanlar, sapanla fü-
tuhat yapanlara, sonuçta mevkilerini terk etmeye
mecburdurtar... Milli hâkim/yet, iktisadi hâkimiyetle
sağlamlaştınlmalıdır. Siyasi ve askerizaferier ne kadar
büyük olûrsa olsun, iktisadi zaferterte taçlandınlma-
dıkçasemere vermez. Sonuç devamlı olmaz."
• • •
1921 yılında, Ankara'nın denetimi altındaki toprak-
larda bir sanayi sayımı yapılmıştı.
Elle üretim yapanlar dahil, 33.085 ışletmede 76.213
IŞÇI çalışıyordu. Yanı işyeri başına 2.3 işçi düşüyordu...
llkel el ve halı tezgâhlan, deri atölyeleri...
Yani sanayi yoktu.
Asfaltsız da olsa, "şose "diye adlandınlabilecek tek
kilometre yol yoktu.
Türklere ait tek kilometre demiryolu yoktu.
Türk limanlan arasında bile yabancı gemiler çalışı-
yordu... 1911 yılında imparatorluğa ait gemilerin top-
lam sayısı 120 idi. Bunlann da çoğu, çatana ve taka i-
di...
Ekonomisi yabancılann denetimi altında, dış borç
yükü altında ezilmiş, vergi koyma yetkisi bile yaban-
cılarca sınıriandınlmış bir ülke söz konusuydu. Ve Ke-
malist devrimin ikincı ismi Ismet Paşa, 30 Ağustos
1930'da Sıvas'ta "iktisadi devletçilik" ilkesini açıklar-
ken koşullar buydu.
"Üç beyazlar" ve "üç siyahlar" siyasetini övünç kay-
nağı yapan yeni bir Türkiye vardı artık. Üç beyazlar;
un, şeker ve pamuktu. Üç siyahlar da kömür, demır ve
akaryakrt... Bunlann hepsinı "yurt;ç/nden"sağlamak,
o zaman için çok heyecan verici bir amaçtı. Türkiye
"demokratik dünya" içinde planlı ekonomi uygulayan
ilk ülke oldu.
On yılda bütün dünyada sanayi üretimi yüzde 19 ar-
tarken, Türkiye'de yüzde 96 arttı. Japonya ve Rusya
ile bıriikte, Türkiye dünyada en hızlı sanayileşen üç ül-
ke arasında yer aldı. (Hem de tek kuruş dış borç al-
madan, Osmanh'nın da borçlannı ödeyerek ve de ne-
redeyse sıfır enflasyon ile!)
• • •
1924 yılında, Marksist Aydınlık dergisi şunları yazı-
yordu:
"Bizde ne sosyal demokrasi, ne de diğer kitle ha-
reketleri için gereken toplumsal ortam henüz oluşma-
mıştır. Memleketimizın zengin, sermayedar, ileri bir
hale gelmesi, şimdi tarihi bir görevdir. Bu görev ise,
disiplinli ve örgütlü bir cumhuriyet partisine düşer.
Cumhuriyetin devamı ve korunması için yapılacak her
hareket, hatta ne kadar şıddetli bile olsa, doğrudur.
llenci bir harekettir."
Marksist aydınlar bile bu görüşteydi. Ama Mustafa
Kemal'ın, Ikinci Meclis'i açış konuşmasında şu öge-
lerın altı çiziliyordu:
"Devlet şeklimizin, gerçek halk devleti ve demok-
ratik olabilmesi"... "Çağdaş kurumlar kurmak yolun-
da cesaretle ilerterken, kişisel kurumlar yoluna sap-
mamak"...
Büyük "Söy/evinde ise şu tümceler vardı:
"Biz olağanüstü olan yasal önlemleri, hiçbirzaman
ve hiçbir şekilde, yasalann üzerine çıkmak için biraraç
olarak kullanmadık."
• • •
Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı'nda zafer ka-
zanan tek Osmanlı paşası idi. Kurtuluş Savaşı'nın bü-
yük kahramanıydı. Yabancılara karşı kılıçla yücelmiş
bir isimdi.
Ama Atatürk olarak yaşamını noktalamadan bir yıl
önce şöyle diyordu:
"Insan, üyest olduğu ulusun vartığtnı ve mutluluğu-
nu düşündüğü kadar, bütün dünya uluslannın huzur
ve refahını düşünmeli ve kendi ulusunun mutluluğu-
na ne kadar değer venyorsa, bütün dünya uluslannın
mutluluğuna hizmet etmeye de elinden geldiği kadar
çalışmalıdır."
Insancıllığın küçumsendıği, ırkçılığın yükseldiği ve
dünyanın hızla faşizme kaydığı bir dönemdi bu. Mark-
sist Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam kitabında,
bu sözlerin hemen altına şu notu koymuştur:
"Atatürk'ün yaşadığı devırde yetişen liderter ara-
sında, bu dili konuşabilen bir başkası yoktur."
Ve -kitabının bir başka yennde- eklemiştir.
"Içımden şunları haykırmak geçer: Atatürk! Ne çe-
tin, ne işlenmemiş yollardan geldin? Ama ne kadar ce-
sur, ne kadar karahtymışsın?.. Eğer sen olmasaydın,
bir gün bu yolu, elbette ki gene bulur, aşardık. Ama
kimbilir nice zamanlardan ve nice kurbanlardan son-
ra..."
GATA'da diploma töreniANKARA (AA) - Gülhane Asken Tıp Akademi-
sı (GATA) Askeri Tıp Fakültesi ve Hemşirelik Yük-
sekokulu'ndan 1994-95 öğretim yılında mezun olan
teğmenler, diplomalannı törenle aldı.
GATA Komutanı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof.
Tabıp Tümgeneral Fahrettin Alpaslan, törende yap-
tıgı konuşmada, Akademı'nin, 1998'de 100'üncüyı-
lının kutlanacağını belirterek, "Bir asrayaklaşnuşbi-
limsel birildmL ulaşılan öğretim üyesi potansiyeü ve
teknik olanaklanmız açısından. yüksek bir düzeye u-
laşnuş durumday ız" dedı. Asken Tıp Fakültesi dö-
nem birincısi Tabip Teğmen Fatib Zorda arkadaşla-
n adına yaptığı konuşmada. "Uzun süren ve yoğun
bir gayret gerektiren tıp eğitimini bitirmiş genç nb-
biyeüier olarak aldığumz bilgileri hekûnlik tecrübe-
leriyle yoğunıp çağın gerektirdiği gibi uygulamak te-
mel gayemiz olacakür" dedı. Hemşirelik Yüksek
Okulu'nudönem binncisı olarak bitiren Denız Yük-
sek Hemşire Teğmen TülayTanm ise'Mesleğin onu-
runu konıyarak, beklenen görevleri y«rine getirecek-
lerini ve içecekleri mezuniyet andma daima bağh ka-
lacaklannı" söyledi.
Öte yandan. Hava Harp Okulu'nda dün düzenle-
nen terfi töreninde ise bir üst rütbeye terfi eden 67
subay ve astsubaya terfi rütbelen takıldı. Törende 31
ağustos perşembe günü mezun olacak 228 öğrenci-
ye de teğmen rütbesi takıldı. Tuğgenerallikten tüm-
generalliğe terfi eden Hava Harp Okulu Komutanı
Ahmet Cömert'in rütbesi, eşi Ozay Cömert tarafın-
dan takıldı.
TUM SOSYAL-SEN'DEN SUÇLAMA
Bürokratlar SSK'nin
kârmı paylaşıyor
tstanbul Haber Servisi- Tüm
Sosyal-Sen Istanbul Şube
Başkanı Hasan Arslan, SSK'ye
ait işletmelerden elde edilen kâr
payının, kurumun üst düzey
bürokratlan arasında
paylaştınldığını söyleyerek.
"SSK yönetiminin bu
tutumunu kınıyor derhal bu
uygulamaya son vermelerini
istiyonız" dedi.
Tüm Sosyal-Sen
Şube Başkanı
yaptığı yazılı
açıklamada.
SSK'nin sağlık
tesisleri işletme
gelirleriyie, ilaç ve
tıbbi malzeme
işletmelerinden elde
edilen kâr payının.
kurumun gerçek
yükünü çekenler
için kullanılmadığını belirtti.
Arslan, kâr payının SSK
personelinin maaşlanna ek
ödeme olarak yansımasını
düzenleyen 3917 sayılı yasanm
5.maddesinin sadece üst düzey
bürokratlara uygulandığını
\aırguladı.
SSK Yönetim Kurulu'nun 15
ağustos tarihinden geçerli olarak
yönetim kurulu üyelerinin ek
ödeme oranlannı 6 milyon 923
• Hasan Arslan,
SSK yönetiminin
yasayı kendi bildiği
gibi uygulayıp adil
davranmadığını,
kurum
çalışanlannın
emeğini ise hiçe
saydığını ifade etti.
bin 862 liradan 7 milyon 385 bin
677 liraya yükselttiğini belirten
Arslan, genel müdür
yardımcılannm ek
ödemelerininin 6 milyon 270 bin
858 liradan 7 milyon 246 bin
324 liraya, şube müdürlerinkının
ise 3 milyon 832 bin 191 bin
liradan 4 milyon 528 bin 950
liraya yükseltildiğini söyledi.
Hasan Arslan, SSK
yönetiminin yasayı
kendı bildiği gibi
uygulayıp adil
davranmadığını,
kurum
çalışanlannın
emeğini ise hiçe
saydığını ifade ettı
ve şunlan söyledi:
"Eködeme
kaynağı
sorumsuzca üst
bürokratlar arasında pay
edilmektedir. SSK bünyesinde
asıl hizmeti sunanlar
çalışanlardır.
SSK yönetiminin bu tutumunu
kınıyor ve derhal bu
uygulamalara son verilmesini
istiyoruz. SSK yönetimini
konuya duyarlı olmaya
çağınyor, meşru haklanmızı
kullanacağımızı da
duyunıyoruz."
* * * * *
SEA GARDEN
Hotel & Village
Sea Garden Hoiel'den
cazip bir
'Ağustos" teklffi.
Sea Garden Hotel & Tatil Köyü'nde.
Ağustos ayı boyunca çift kişilik odalarda
kişi başı, yanm pansiyon günlük
2.800.000
Bu fırsattan yararlanmak için
derhal yerinizi ayuiın.
RezervasTonlarınız için
Bodrumtel: 1252)368 90 15 120 Hal) F.ks (252) 3««*O 48
lsIanbulTel: 12121231 61 6*
veya seyahat acenteniz
Hapımag bir /sı ıçre kunıluşudur