03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Iratiyaz Sahibi: Berin Nadi GenelYaymYönetmenı:OrhanErinç# Dış Haberler Ergun Balcı • tstıhbarat Yalçın YayınKurulu tlhan.SetçukiBaşkan). Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çakır • Ekonomı: Bfilrnt Kızınlık • Kûltür Oriua Erinç. Oktay Kartböke, Ç e t i n k a v a • Yazıişleri Müdürlerr H«nd»nŞenköken • Spor Abdfilkadir Yücdman Özgen Acv, Hikmet Çetinkaym, Ibrahim YÜdlz(Sorumlu). Dinç Tayanç 9 Makaleler Sami Karaören •Çevın Sejfettin Şâkran Soncr, Ergun Balcu Dinç # Haber Merkezı Müdürii Hakan Kara Turhan • Düzeltme Abdullıh Yızıcı • B.lgı-Bd- Tayanç, Ibrahim Yüdız. Orhan • Görsel Yönetmen: Fikret Eser ge. Edibe Buğra • Fotoğraf. Erdoğ»n Köseoğl» Buna*,Most»f»B»lİMy. Ankara Temsılcısı. Mıutafa Balbay • Haber Müdürü: MûesseseMüdüıü:ErolErkut#Ko- MEDYA C: • Yön«.m MEOYA G: • Doğın Akm Atatüık Bulvan No: 125. Kal4, Bakanlıklar- ordınatör Ahmet Konılsajı • Kunılu Başkanı-Gcnel Yöneöm Kurulu Ankara Tel-4195020(7hat), Faks: 4195027 •izrmrTem- Muhasebe Bûleot Yener • Idare Müdûr Gîlbta Erdaran Başkanı - Genel sılcısı SerdarKjzık,H.ZıyaBlv. 1352 S. 2/3 Tel 4411220, Hüseyin Gûrer • Işletme Önder • Koordınatör Reha Mûdûr Üıtfin Ak- Faks.44191P#AdanaTemsılcıa.Çetin YigeDogİB.Inönü Çe«k»Bılgı-lşlem Nailtnal^Bıl- Iptnun • Genel Mûdur mın • Murahhas Cd 119 S.No:l Kafcl, Tel: 3522550, Faks-35225"'O gısayar Sıstem. MûrûvetÇOer Yardımcısı MineAkdağ ü\e Bora Gonenç y } ! ve Basaa: Ycnı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yaymcıhk A Ş 7ûıkocagıCaA39'41 Cagaloğlu 34334 ISL PK 246 tstanbul Tel (0/212) 512 05 05 <20hal) Faks (0/212)513 85 95 30 AĞUSTOS 1995 Imsak: 4.50 Güneş:6.21 Öğle: 13.12 Ikindi: 16.52 Akşam 19.49 Yatsı: 21.14 MEDYACTei 5i40753-5i39580-5i38460^ı,Faks 5118466 30Ağustos'la gelenaydınlıkSAMİKARAÖREN 26 Agustos 1922: Karşımızdaki düş- raaru kesin yenilgiye uğratıp yurdumuzu düşmandan kurtarmak kararlılıği içinde ordulanmız. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal. Bu büyûk kararlılık içinde 26 Ağustos sa- hahı başlatıyor Büyûk Taarruz'u. Garp Cephesi Kumandanı İsmet (Inönü) Paşa, Fevri (Mareşal) Paşa vc bütün komutan- lar, başlayan topçu ateşimizi ve kahraman erlerimizın saJdınsrnı büyûk bir coşku ve dikkatle izliyorlar, savaş meydanlannda pişmiş olmanın bilgi ve becerisi içinde birliklerimize, tümenlerimize, ordulan- mıza komuta ediyorlar. Afyon'da cephe tutmuş düşmanı bili- yorsunuz: Birinci Dünya Savaşı'nın ga- lipleri sömürgen devletlerin maşalığım yapan Yunanlılar... Aylardır cephelerinı iyice terk etmişler, silah ve malzemeyle NÂZEM HİKMETTEN 26 Ağustos gecesi saat 2.30 Düşündü birdenbire kayalardaki adam kaynakları veyolları düşman elinde kalan bütün nehirleri. Kim bilir onlar ne kadar büyük, ne kadar uzundular? Birçoğunun adını bilmiyordu, yalnız, Yunan dan önce ve Seferberlik 'ten evvel Selimşahlar Çiftliği 'nde ırgatlık ederken Manisa da geçerdi Gediz 'in sularını başı dönerek. Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Veyıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklanyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar. O, saati sordu. Paşalar: "Üç," dediler. Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmakîı. Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu. Bıraksalar ince, uzun bacaklan üstünde yaylanarak ve karanhkta akan bir yüdız gibi kayarak Kocatepe 'den Afyon Ovası 'na atlayacaktı. (Kuvay-ı Milliye Destanı 'ndan.) donanmışlar, o sömürgen devletleri de ar- kalanna almanın şımanklığı içindeler (Talihsizlikleri. Sakarya yenilgisinden ders almayışlannda). Başkomutanlan Haa Anesti, Izmir'de fîyaka ve keyif için- de... Ordulanmızın Baskomutanı Mustafa Kemal ve komutanlar, başlattıklan Bü- yük Taarruz'un ateş hattında! Inançlı, bil- gili ve yürekli. Bu kararlıhk ve umulma- dık andaki baskın biçımindeki saldın, ce- henneme döndürdüğûmüz cephede düş- manı her gün biraz daha şaşkına çevirip geriletirken şanlı süvarilerimizin Fahret- tin Altay komutasında Yunan birliklcnni arkadan çevirmesi, büyük moral kayna- ğımız olmuş. Kocatepe'ye tırmanan Gazi Mustafa Kemal; 27,28,29 Ağustos günlerinde bü- tün şiddetiyle devam eden savaşın düşma- nı nasıl çökerttiğini görmuş, 30 Ağustos günü büyük bir meydan muharebesiyle kesin sonuç almıştır. Tarihte bu meydan muharebesinin adı 44 Başkumandan Meydan MuharebesTdır (*)- Başkomutan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Feci bir yenilgiye uğramış Yunanlılar, muharebe meydanını terk etmiş, tzmir'e doğru kaçmaktadır. Durumu gören Gazi Mustafa Kemal, 30 Ağustos Zaferi'ni Izmır'de düşmanı denize dökmek kararlılığı içinde ordula- nmıza şu komutu verir: "Ordular, ilk hedeflniz Akdeniz'dir, ile- ri!" Düşman istilasındaki köyler, kasaba- lar, ovalar. bağlar-bahçeler, kentlenmiz bir bir kurtulmaktadır her gün. Şişinmekten komuta etmeye zaman bu- lamarnış olan Yunan Baskomutanı Hacı Anesti görevden alınmış, yerine cephede savaşmakta olan Trikopis başkomutan olarak atanmıştır. Ancak o da kentlerimiz bir bir kurtanlırken, kahraman askerleri- miz tarafından Uşak'ta esir alınır. Ve tut- sak olarak Mustafa Kemal ve Ismet Pa- şa'nın karşısına çıkanldığı zaman, onlar- dan öğrenir Yunan makamlannca başko- mutanhğa getirildiğini. Bir komutan için ne büyük talihsizlik! Trikopis'i yine de Mustafa Kemal ve İsmet Paşa teselli ed- er(**). tstanbul'daki eşine sağ olduğunun duyurulması ricasında bulunur Trikopis. 30 Ağustos Zaferi'nin coşkusuyla yor- gunluk. açlık, susuzluk bilmeyen kahra- man Mehmetçik ve komutanlanmız, düş- manı önüne katmış, sel gibi akarak 9 Ey- lül günü Izmir'e ulaşacaktır. O süvarilerimizin Izmir'de Kordonbo- yu'nda görünmesı, bayrağımızı göndere çekmesı, hâlâ hepımize sevinç gözyaşla- n döktürmektedir. • • • 30 Ağustos Zaferi'nin tarihteki büyük İzmir'de oluşturulan 'Sözlü Tarih Grubu' alternatif bir tarih yazmayı amaçlıyor Söz6 Kvutıüıış\nı canh taınklarnKİa YÖRÜKHANÜNAL tZMtR- Kurtuluş Savaşı'nın tarihi, bu kez 'yaşayanlann' gözünden yazılıyor. Farklı uzmanlık alanlanndan akademıs- yenlerce oluşturulan "Sözlü Tarih Gru- bu", Izmir'e bağlı ilçe ve köylerde yaşa- yan 85 yaşm üzerindeki kişilerle görüşü- yor. Her biri bir tarih olan bu kuşağın yi- tip gitme tehlikesiyle karşı karşıya oldu- ğuna dikkat çeken grup üyeleri, çalışma- lann hız kazanabilmesi için desteğe gerek- sinimleri olduğunu belirtiyorlar. Sözlü Tarih Grubu adı altında bir araya gelen Dr. Esra Danacıoğhı, Dr. Pelin Bö- ke, Yard. Doç. Dr. Engin Berber, Doç. Dr. Serhan Ada ve Doç. Dr. Sabri Sürgevü, Kurtuluş Savaşı üzerine ilginç bir araştır- ma yürütüyor. î 918-22 yıllan arasında ya- şamış, o yıllann tanıklanyla görüşen grup üyeleri, 'anılardan' oluşan zengin bir ar- şiv oluşturmayı hedefliyor. Dr. Danacıoğ- lu, "Sözlü tarih için her yasam bir tarihtir, her öykünün değeri vardır" dıyor. Sözlü tarih çahşmalannın, 'tarihin giz- ^H yapıcılannı' konuşturmayı amaçladığı- nt»befİrten-Or. Esra Danacıoğlu, "Sözlû tarihin özelliği. b«lli bir dönemin izini, Id- • Farklı uzmanlık alanlanndan akademisyenlerce oluşturulan "Sözlü Tarih Grubu", Kurtuluş Savaşı üzerine ilginç bir araştırma yürütüyor. 1918-22 yıllan arasında yaşamış, o yıllann tanıklanyla görüşen grup üyeleri, 'anılardan' oluşan zengin bir arşiv oluşturmayı hedefliyor. şUerin aıulanndan yoiacıkarak yakalama- sıdır. Sıradan insanın. tarihin nesnesi oi- maktan çıkanhp özne konumuna getirU- mesi gerekir" diye konuşuyor. Batı 'da altmışlı yıllann sonunda günde- me gelen sözlü tarih çahşmalannın, Tür- kiye'de iki yıllık geçmişi olduğunu vurgu- layan Danacıoğlu. çalışmalan konusunda şunlan söylüyor' "1996 yıh sonuna dek yaklaşıkfiçyfiz ktşiyie görüşme\i planlıyo- nız.Onceköy muhtarianna mektupla ula- şıp 80 yaşın üzerindeki kişiieri bize bildir- melerini istiyomz. Muhtardan cevap gel- mediğj dunımlarda, okui müdüıierinden yardun istiyoruz. Ancak kentlerde işimiz biraz daha zorlaşıyor. Bir de seçmen kü- tflkleri var, ama bunlardan da yasal engel- ler nedeniyle yararlananuvoruz." Var olan taıihe altematıf sunmayı amaç- lamadıklannı vurgulayan Danacıoğlu, "Kurtuluş Savaşı tarihini yeniden yazmak gibi bir iddianuz yok. ama resmi tarihin tezlerini kullanmak gibi bir kaygınuz da yok. TarihçBerde objcktif olma kaygısı var- dır. Sözlü tarihin alanı ise çok öznel. Ger- çekte biz öznel bir tarihin peşine düşüyo- ruz" diyor. Grup üyelerinden Yardımcı Doç. Dr. Engin Berber de sözlü tarihin, yerel ve ulusal belleği ortaya çıkardığını vurgulu- yor. Türkiye'de sözlü tarih çalışmalanna çok geç başlandığını belirten Berber, söz- lerini şöyle sürdürüyor: "Avrupa'da yapdmış büyük araşürma- larvar. Yunanistan'da 1930'luyıDarda baş- layan ve 40 yıl süren bir çalışma, bu konu- da çok önemii bir ömek. Anadolu'dan Yu- nanistan'a göç etmiş Rumlaria yapıian bir çalışma bu. Küçük Asya Araştırmalan \1erkezi'nce gerçekieştirUen proje kapsa- mında, yaklaşık 5 bin kişiyle görüşüldü ve çok aynnölı katologlar düzenlendi. Atina Universitesi'nden birçok öğrenci de bu ça- hşmada yer akh, Böylece merkezde,40 bin sâyfahk bir arşiv oluşturuldu. Ardmdan 6 dltiik bir de kitap yayınüandı." Berber, gelenekseî tarih araştırmacıla- nnın, insanı, belgelenn yansıttığı biçimiy- le ele aldığını da vurgulayarak şunlan söy- lüyor: "Beigeler, insan hakkmda hangi bOgüe- ri veriyorsa, onunla yetinilhor, ama özne- nin kendine gitme gereği duyulmuyor. Söz- lü tarih yakın tarih için gecerli oiduğuna göre, tabü ki belge tarihçiliginc karşı bir se- çenekoiamaz. Sözlü tarih, belgeleri destek- leyen, çeşMendiren, zengnüeştiren, böyle- ce tarihe renk kanp,yavan olmaktan çıkar- tan bir yöntemdir." Berber, çahşmalarda gönüllü olarak y- er almak isteyenlere açık olduklanm be- lirtiyor ve "YapdabOecek yardımlann en önemlisi de 85 yaşm üzerindekilerin bize bildirilmesidir. Yani bu çalışmanın başan- sı için 'tanıklan bize ıhbar edın' diyoruz" dıyor. Berber, bu tür bir çalışmayı Türki- ye'nin diğer bölgelerinde gerçekleştırmek ısteyenlenn, kendileriyle 3880110 nolu telefonun 1559 nolu iç hattından ilişki kurabileceklerini belirtiyor. anlamı, yalnızca yurdumuzu düşman çiz- mesinden kurtarmak değil, yepyeni, ba- ğımsız, çağdaş bir Türk devletinin kurul- masınj sağlamasıdır. O Türk devletinin adı, Türkiye Cumhu- riyeti Devleti'dir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kur- duğu laik Türkiye Cumhuriyeti. Uygar devletler arasında Lozan Ban- şı'yla hukukça da yerini alan devletimiz. Atatürk'ün "bir sır gibi'' duyumunda (vicdanında) sakladığı Cumhuriyet Tür- kiyesi'ni yaratan ilkelerin uygulanması- nı 30 Ağustos Zaferi'ne borçluyuz. Çağdışı bir ümmet yaşayışından kurtu- lup ulus olmanın, bir ulusun yurttaşı ol- manın mutluluguna böyle bir zaferle ulaş- tık. Eğirim Birliği'yle aklın ve bilimin bu- yurduğu çağdaş eğitimle aydınlanarak bulduk çağdaş bir ulus, çağdaş bir devlet olmanın yolunu. Ne mutlu, Türk'ün unutulmuş uygar niteliğini kazanıp gcleccğın ufkundan bir güneş gibi doğacağını haykıran bir dev- let başkanı, ölmeyen Atanlrk'ü olan biz- lere! Kurtuluş Savaşımızm, 30 Ağustos Za- ferimizin aziz şehitlerini, Atatürkümüzü ve komutanlanmızı şükranla anıyor, yü- rekten saygılar sunuyoruz. 30 Ağustos Zaferimiz kutlu olsun. Hal- kımız, bu değerlere sahip çıksın. (*) 30 Ağustos'un Başkumandan Meydan Muharebesi olarak adlandınlması, Garp Cep- hesi Komutanı İsmet Paşa'nın önerisiyle ol- muştur. (**) Trikopis, Yunanlılarla dost günlen- mizde -kı Atatürk'ün eseridir- Atina'da 30 Ağustos kutlaması için elçiliğimize gelır, kut- lamaya katılarak "Ne yapayım, dünyanın en büyük komutanına yeniJdim" dermiş. Büyük ve banşçı askerlere yakışan bir söz. Alman belgelerinden Büyük Taarruz ve 30 Ağustos Zaferi İ H O O Trikopis'manılanveHeyetnTahkikije'ninraponı- g A ^*4i4d n a g ö r e 26 Ağustos 1922"deki duruni: Öğleden ön- ce: Birinci Kolordu 5. fırkayı tkinci Kotordu emrine verdL Afyon'daki hastanekrin tah- liyesini ve bütün hasta vesairenin l şak'a naküni emretti. Başkumandanhğa gönderdigi raporda, düşman taarruzunun maksadı hakikisi Akar'm cenubuna müteveccih bulun- duğunu ve Akar'ın şimalinde bilhassa 5. fırkanın sol cenahı aleyhine mütemadiyen nfi- mayiş harekâü yapmakta oidıığu ve maksadı Döger'de ihtiyat kuvvetierinin harekâbna mani olmaktan ibaret bulunduğunu biklirdi. Oğleden sonra Başkumandanhğın ilk em- ri bu günün akşamı vasıl oldu. Bu emre nazaran 5 >e müstakil 15. fırka tkinci Kolordu emrine veriliyor ve tkinci fırka L'şak'taki sü\ari fırkası da Birinci Kolordu emrine giri- yordu. Aynı zamanda Birinci Kolordu*ya her fcdakârukla mo kii munafaza etmesi ve tkin- ci Kolordu'nun Hamidiye-Çay sahasında taamıza geçmesi emroiundu. Dokuzuncu fir- kadan Afyon'a kuvvet gönderilmesi de men edDmiştL Birinci Kolordu gece I. fırkanın Ka- raköseli'deki kuvvetini 2. fırka emrine verdi ve eMe mevcut bütün ku»etlerini düşman süvarisinin mümunına mani olmak için Tazılar-Kuuk-Düzağaç sahasında toplamasuu emretti. Başkumandanuk Üçüncü Kolordu'nun müsareaten Eskişehir'den çekilerek Akin'de toplanmasını emretmişti. (Kırmızılar Türk cephesini göstermektedir.) •u> Kenul Pncha- BüyükTaarru/'daBaşkomutanlıkMeydanSa- vaşısonrasıdurum.(SiyahlarTürkkuwetleri. Kaynak: Kemal Pascha Die Nationale Revolution, Dr. KURT KOEHLER)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle