Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 AĞUSTOS 1995 PAZAR
HABERLER
Expres$
toplatddı
• Haber Merkezi -
Haftahk Express
gazetesinin 83. sayısı
Istanbul DGM tarafından
'halkı sınıf, ırk, din,
mezhep veya bölge
farklılığı gözeterek
düşmanlığa açıkça tahrik
ettiği' gerekçesiyle
toplatıldı. Express
gazetesinin beşinci
sayfasında yer alan bir
fotoğraf ile bu fotoğrafin
altında yer alan 'Bnrası
Türkiye' başlıklı yazı
toplatma gerekçesi yapıldı.
İstanbul DGM tarafından
TCK'nin 312/2 maddesi
gerekçe gösterilerek
verilen toplatma karannda
'halk ve devletin düşman
kutuplar halinde
gösterildiği' belirtildi.
Dergıden yapılan
açıklamada toplatma
karannın hukuki
dayanaklardan yoksun ve
keyfı oldugu belirtilerek
gerekli itirazlann
yapılacağı bildırildi.
Derginin yasaksız
sayısmın salı günü bayilere
verileceği duyuruldu.
Yancı,
hükümete çattı
• DEVREK (Cumhuriyet)
-ANAPZonguldak
Milktvekili Necdet Yazıcı,
partisinin Devrek ılçe
kongresinde yaptığı
konuştnada hükümete çattı.
Yazıcı, "Mutfakta yangın
var diyerek iktidara
gelenler binayı yaktılar.
Bunlar Allah'tan
korkmazlar rru?
Güneydoğu'da bir savaş
hali sürûyor. Bunlar terörû
bitirdik diyorlar. Tunceli'de
bıtirseler Van'da başlıyor.
Diyarbakır'da bitirseler
Hatay'da başlıyor. Bu nasıl
iş. Bunlar terörde bir arpa
boyu yp\ bile alamadılar'"
dedi. Ote yandan Devrek
ilçe başkanlığına Lütfi Ant
yeniden seçildi.
İranlılara destek
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Sosyal Hizmet
Uzmanlan Demegi,
mülteci statüsüyle üçüncü
bir ülkeye gitmek için
Ankara'da eylem yapan
Iranlı sığınmacılann
ihtiyaçlannı karşılama
karan aldı. lranhlann
sığındığı Birleşik Sosyalist
Parti'de(BSP), dünbir
basın toplantısı düzenleyen
dernek Genel Başkanı
Önder Öztürk,
sığınmacılann Türkiye'de
kaldıklan süre içinde
ihtiyaçlannm dernekleri
tarafından karşılanacağını
söyledi.
Bağ-Kurluya
zam hazırlığı
• ANKARA
(Cumhuriyet) - Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Ziya Halis, Bağ-Kur
emeklilerine ödenen sosyal
yardım zammının 100 bin
liradan 1 milyon liraya
yükseltilmesini öngören
kararnameyi Başbakanhğa
gönderdi. 1991 yılından
beri asgari ücretin yüzde
956, SSK emekli dul ve
yetimlerine ödenen sosyal
yardım zammının yüzde
1102 oranında arttığını
vurgulayan Halis. Bağ-
Kurlulara ödenen sosyal
yardım zammının da
bunlara koşut olması
gerektiğini belirtti.
Prof. Güngöp
kaza kurbanı
• GAZİANTEP
(Cumhuriyet) - Gaziantep
Universitesi Rektör
Yardımcısı ve Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Sabn
Güngör, Ankara'da
geçirdiği bir trafik kazası
sonucu yaşamını yitirdi.
Plakası ve sürücüsü henüz
belirlenemeyen bir taksi,
düngecesaat 01.00
sıralannda Kızılay'daki
Gima Mağazası önünde
karşıdan karşıya gecmeye
çalışan Gaziantep
Universitesi Tıp Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Güngör'e
(52) çarparak kaçtı.
Kazadan sonra, Numune
Hastanesi'ne kaldınlan
Prof. Dr. Göngör, yapılan
tüm müdahalelere rağmen
kurtanlamadı.
'Çağdtşı ceza
r
• AKSEKİ (Cumhuriyet)
-Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör
Özden, Akseki'ye bağlı
Akşahap Köyü'nde
dûzenlenen 3. Badem
Festivali'ne katıldı. Burada
gazetecilerin sorulannı
yanıtlayan Özden, Suudi
Arabistan'daki idamlan
'çağdışı ve ilkel'
bulduğunu ve günümüzde
savunulmasının güç
olduğunu söyledi.
Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, hakkmdaki iddialara sert yanıt verdi:
Hııkıık kuralları çarpıbldı
RP'ye
karşı
seçim
taktiği
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP. 27
Mart yerel seçimlerinde
oylannı yükselten RP'yi,
1996 milletvekili genel
seçimlerinde, yeni seçım
yasası ile engellemeye ha-
zırlanıyor.
DYP Genel ldareKuru-
lu (GİK.) tarafından seçim
yasası taslağı hazırlamak-
la görevlendirilen komis-
yonun hazırladığı taslak-
ta, 'iki turiu seçim sisteıni'
öngörülüyor. Bu düzenle-
me, genel seçimlerde
ikincı tura kalan sağ par-
tiye. RP'ye karşı 'irtifak"
şansı sağlıyor.
DYP GIK tarafından
görevlendinlen ve Orman
Bakanı Hasan Ekinci,
Devlet Bakanı Necmettin
Cevheri, Aydın Milletve-
kili tsmet Sezgin, Ankara
Milletvekili Sait Kemal
Mimaroglu. Teşkilat Baş-
kanı Rıfat Serdaroğlu ve
Genel Başkan Yardımcısı
İsmail Köse'den oluşan
komisyon çalışmalannı
tamamlayarak, hazırladı-
ğı seçim yasası taslağmı
Başbakan Tansu ÇiHer'e
sundu.
Taslağa son biçimi ıse
GİK ve ekim ayında Mec-
lis grubunda tartışıldıktan
sonra verilecek.
DYP, bu taslağı koalıs-
yon ortağı CHP'nin de
görüşüne sunarak. hükü-
met tasansı olarak TB-
MM'ye sevk etmeyi he-
defliyor. DYP'nin taslağı.
ANAP'm da istediği iki
turlu seçim sistemini ön-
görüyor.
Bu yöntemle, RP'nin
de öniinün kesilmesi he-
defleniyor.
• Moğultay, hakkındaki iddialan yanıtladığı basın
toplantısında, "Başlıksız, hazırhk numarasız ve usulüne
uygun olmayan, fezleke şeklinde düzenlenmeyen, ekinde
dayanak bulunmayan, adeta arzuhalci üslubuyla
hazırlanmış belge, TBMM Başkanı tarafından ciddi
görülmeyerek işleme konmamış ve iade edilmiştir" dedi.
İstanbul Haber Servisi - Adalet
Bakanı Mehmet Moğultay, kendisi-
nin adıyla birlikte bir savcının ve bir
kamu görevlisinin toplumun günde-
minde tutulmak istendiğini ifade
ederek, "İSKİ olayı ile ilgüi soruş-
rurmada, hukuk, yasa ve usul kural-
lan çarpıtılarak lia/jrlanan bir bel-
genin ha/in yanlışltğının anlaşüma-
sma rağmen"taruşmanın hâlâ sürdü-
rüldüğünü görüyorum" dedi
Kendisine yapılan saldınlann as-
lında partiye yönelik olduğunu be-
lirten Moğultay, "Egemengüçlerde,
CHP'nin olmadjğı bir iktidar ve par-
lamento özlemi vardır" dedi.
Ankara 'dan dün uçakla Istanbul'a
gelen Bakan Moğultay, Atatürk Ha-
valimanı'nda, son günlerde hakkın-
da öne sürülen iddialarla ilgili ola-
rak bir basın toplantısı düzenledi.
Kendi adıyla birlikte bir savcının ve
bir kamu görevlisinin toplumun
gündeminde tutulmak istendiğini
savunan Moğulta), şunlan söyledi:
" İSKİ olayı ile ilgili soruşturmada
hukuk. yasa ve usul kurallan çarpı-
tılarak hanrlanan bir belgenin hazin
yanlışlığının aniaşılmasına rağmen,
tartışmanın halen sürdüğünü görü-
yorum. Başlıksız, hazırlık numarasız
ve usulüne uygun olmayan. fezleke
şeklinde düzenlenmeyen, ekinde da-
yanak bulunmayan, adeta arzuhalci
üslubuyla hazırlanmış bu belge. TB-
MM Başkanı tarafından ciddi gö-
rülmeyerek işleme konmamış ve ia-
deedilmiştir. Hukuken hiçbir aıüam
taşımayan bu belge iade edildikten
sonra, konu Başsavcı tarafından ta-
kipsizlik karan verilerek kapanmış-
tır. Bütün bu gerçekler ortada iken,
konunun çarpıtılarak aleyhime su-
nulmaya çalışılması cehaletten kay-
naklanmıyorsa, kasıttan kaynakla-
nryor."
tSKİ soruşturmalarını yürüten
Mali Şube Müdürü Salih Güngör
hakkında açtlan davanın iddianame-
sinin de, Adalet Bakanlığı görevine
gelmesinden 5 ay önce hazırlandığı-
nı kaydeden Moğultay, "Bu gerçek-
ler karşısında benim bu kişi ile ilgili
olarak baskı >apmam hukuken de,
fiilen de mümkün değildir'' dedi.
Duruşma esnasında tanık sıfatıy-
la ifade veren savcının söyledikleri-
nin hukuk öğrencilerini bile güldü-
recek nıtelikte olduğunu kaydeden
Moğultay şöyle konuştu:
"Bu kişi ifadesinde kendisinin ta-
kipsizlik karan vereceği aşamada
baskı yapddığım. bu yüzden dosya-
yı Şişli Sav cılığı"na gönderdiğini söy-
lemektedir. Bu göstertyor ki, maale-
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
INFAZLARLA ILGU-I
sef sayın Savcı baskrya açık bir Idşi-
liğe mi sahiptir? Benim hakkımda
da ancak varakpare olarak nitelene-
bilecek fezleke düzenlenirken, bu du-
rum bazı kişilerin baskısıvla mı dü-
zenlendiği kuşkusunu silememiştir.*'
İstanbul İl Kongresi'nde söyledi-
ği sözlerin abartılarak yanlış yansı-
tıldığını anlatan Moğultay, Adalet
Bakanlığı'nın 600 infaz koruma
memuru alınmasına ilişkin sınav ve
prosedürün yanlış anlatıldığını ve
sayının fazla söylenerek, kamuoyu-
nun yanıltıldığını savundu. 600 in-
faz koruma memurunun alımına
ilişkin sınav sonuçlannın henüz bel-
li olmadığını ifade eden Moğultay,
şöyle devam ettı: "Bu sınavı Adalet
Komisyonu yapıyor. Komisyonda
bir savcı ile iki yargıç var. Görüldü-
ğü gibi bir bakan olarak. birey ola-
rak benim hiçbir dahlim yoktur ve
olamaz da_. Çünkü >argıçîar görev-
lerinde bağımsızdır. Hiç kimseden
emir ve talimat alamazlar. Bunun
aksini söylemek yargıyı zedelemek
olur ve değerli yargı mensuplaruıa
hakaret olur."
Moğultay, daha sonra
CHP il merkezine giderek
yeni seçilen tl Başkanı Ah-
met Güryüz Ketenci'yi ziya-
ret etti. Ziyareti sırasında.
CHP istanbul İl Kongre-
si'nde yaptığı konuşmanın
kasıtlı olarak belli çevreler-
ce abartıldığını ve çarpıtıldı-
ğını söyleyen Moğultay.
u
Ben kongreye Adalet Baka-
nı olarak değİL CHP tstanbul
delegesi olarak katılıp konuş-
tu m. Konuşmamda kendi ik-
tidanmızda demek istedün.
Amacım bu sorunlara kendi
ikrjdanmr/da çözüm buhnuş
oMuğumuzu söylemekti" de-
di. Moğultay, konreden son-
ra bazı çevrelerin, "Kongre,
Mogultay 'uı sonu okJu" şek-
lindeki savlanna karşılık
olarak "Ben bu partinin ikti-
danndayken bu yere geldim.
Bir tükenmişlik varsa, Mo-
ğultav'm şahsında değil.
Bunlann tümü partiye yöne-
liktir. Üyekrden birine yapn
lan saldın. üyelerin tümüne
yapılmış demektir. Bizim
amacumz, CHP'yi tek başı-
na iktidara taşımaktır. Çün-
kü bugün egemen güçlerde,
CHP'nin olmadığı bir ik-
tidar ve parlamento özlemi
vardır" dedi.
Moğultay, bir gazetecinin
"KuruKayda Karayalçın'a a-
day olmaması için telkinde
bulundunuz mu"sorusuna
ise "Hiç kimseye, aday olup
olmama konusundatelkinim
olamaz" yanıtını verdi.
Can guvenligi istediler
Sığınmacılar
BSP <den aynlmıyor
• Devlet Bakanı Aysel Baykal'm Atatürk
Çocuk Yuvası'na yerleştirileceklerini
açıkladığı, BSP'nin Ankara tl Başkanlığı ve
Mamak ilçe binasında kalan tranlı sığınmacılar,
can güvenliklerinin sağlanmaması durumunda
BSP bınalannı terk etmeyeceklerini açıkladılar.
ANKARA (AA) - Birle-
şik Sosyalist Parti Ankara İl
Başkanlığı ve Mamak ilçe
binasında kalan 157 lranlı
sıgınmacı. can güvenlikle-
ri sağlanmadığı sürece
Atatürk Çocuk Yuvası'na
gitmek istemediklerini bil-
dirdiler.
Kadın, aile ve sosyal
hizmetlerden sorumlu
Devlet Bakanı Aysel Bay-
kal'ın, lranlı sığınmacıla-
nn Atatürk Çocuk Yuvası
Tiyatro Salonu'na yerleşti-
rileceklerine ilişkin açık-
lamasından sonra lranlı
mülteciler, Türkiye Cum-
huriyeti'ne yardımlann-
dan dolayı teşekkür ettiler.
Ancak mülteciler. can
güvenliklerinin üçüncü bir
ülkeye gidinceye kadar
sağlanmaması halinde par-
ti binasından aynlmaya-
caklannı açıkladılar
Sosyal Hizmet Uzman-
lan Derneği Genel Başka-
nı ÖnderÖztürk, BSP An-
kara İl Başkanlığı'na gide-
rek bir açıklama yaptı.
Öztürk, Devlet Bakanı
Aysel Baykal ile Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esir-
geme Kunımu'na yardım-
lanndan dolayı teşekkür
etti ve sığınmacılara. Tür-
kiye'de bulunduklan süre
içerisinde görevlendire-
cekleri sosyal hizmet uz-
manlannın psikolojik ve
sosyal sorunlannın çözü-
mü için yardımda buluna-
caklannı söyledi.
Öztürk, "lran'daki şeri-
atçı rejimin uygulamalan-
na karşı çıkarak ülkelerini
terk etmek zorunda ka-
lan" 157 kişinin üçüncü
bir dünya ülkesine siyasi
sığınma taleplerini "endo-
ğalhaklan" olarak karşıla-
dıklannı belirtti.
Öztürk, sığınmacılann
hertürlü ihtiyaçlannm, ln-
san Haklan Evrensel Be-
yannamesi ile Çocuk Hak-
lan Sözleşmesi'nin ilgili
maddelerince hükümet ta-
rafindan karşı lanması gere-
ğinede işaretetti.
DGM savcıları, 37 kişinin bilinçli öldürüldüğünü söyledi:
Sıvas layımı şeriatçı eylemANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi
(DGM) savcılan Sıvas katliamı davası-
nı temyiz ederken verdikleri dilekçele-
nnde, eylem sonunda. laikliğı koruma
amacı güden kişilerin yangında zehırle-
nerek öldürüldüklennı kaydederek, bu
girişimin de seriat kastinı gösteren bir
tavır olduğunu behrttiler. Savcılar, Sı-
vas 'ta meydana gelen olaylan'devlete
karşı başkaldın' olarak değerlendırerek
"Ottkle ayn ayn kalan kişilerin rümü-
nün Aziz Nesin için öldürülmeleri de
yanlış bir varsayım ve kabuMür" dedı-
ler. Sıvas katliamı sanıklannın cezasını
"Aziz Nesin'in tahrikte bulunduğu ve
gerçek failin kim olduğunun tespit edil-
mediği''gerekçesıyle 15 yılla sınırlı tu-
tan Ankara DGM'nın karannı temyiz e-
den Başsa\cı Nusret Denûral ile 7 sav-
cı dilekçelennde olaylar sırasında hü-
kümet güçlerinin görevlenni yapmadı-
ğını belirttiler. Temyiz dılekçesınde hü-
kümet güçlenyle ilgili olarak şöyle de-
nıldi
"Toplann ve yürüyüşe kanlanlann
dağümalan için hükümet kuvvetkrince
emir, ihtarvebir ikazyapılmamışnr. Em-
nhet güçlerine yürüvüşte olanlann bir
mukavemeti,tehdidi vesakünsı da ohna-
'Kayıplan unutma' eylemisürüyor
Gözaltında kaybolanlann aileterinin
sürdürdüğü 'Kayıplan unutma' cylcminin bu
hafta 14"üncüsü vapıldı. Her hafta Galatasaray
Lisesi'nin önünde toplanan aileler 'kayıplar
son buluncaya ve şimdiye kadar kaybolanlann
ardındaki giz açığa çıkana kadar' eylemkrine
devam edeceklerini söylediler. Dört yıl önce
gözaltında kaybolduğu öne sürülen. Hüseyin
Toraman'ın annesi Hatice Toraman ise feryat
ediyor: "Hiç hak etmediği halde oğlumu
götürdükr. Beş gün Gebze Karakolu'nda
kalmış. sonra ne olduğu belli değil. Her yere
başvurduk, ama sonuç alamadık. Polisin ve
devletin yapüğı bu haksı/lığı herkes görsün
diye oturuyoruz ve çocuklanmızı bulana kadar
da oturacağız. Bu devletin yapögını hiçbir
zaman unutmayacağım. Onlar benim oğlumu
elimden aldılar..."
dığı gibL esasen emniyet güçlerinin de
yürüyüştekilerin dağıtılmalan için me-
gafonla bir emri ve ihtan olmamtş, top-
luluğu dagırma harekeüeri saptanma-
nuştm"
Laikük savunuculan
Savcılar, şiddetlı geçen e> lem sonun-
da, laikliğı koruma amacı güden kişile-
rin yangında zehirlenerek öldürüldükle-
rinı, bu ginşımm de şeriat kastını gös-
teren bir tavır olduğunu belirttiler. Sav-
cılar, "OteMe ayn odalarda kalan, ayn
kanarda kalan kişilerin tümünün Aziz
Nesin için öidürülmeleri de yanhş bir
varsayım ve kabuldür" dedi-
ler. Kararda, Aziz Nesin'in
tahrikte bulunduğu yönünde-
ki görüşe savcılar dilekçele-
rinde şu gerekçeyle karşılık
verdıler:
"Aziz Nesin bir kişidir. Din-
siz kişiliği yanmda onu sergile-
me biçimi,Sıvasvediğer şehir-
krde bir tahrik ortamı getir-
mesLlaik düzeniyıkma hakb-
hğını kimseye verdiği söy lene-
meveceği gibi, bu düşünce de
kabul göremez. Bu olay Aziz
Nesin'eyönelik birola\ olarak
basite indirgenemez. Haklı bir
ortam içinde bu olavın icra
edildiğini söylemek; o kanryı
düşlemek bile yanlıştır. Toplu-
luğun e> lemi, devlete karşı bir
başkaldırmadır ve tek fiildir.
Her yasadışı hareket bu tek fi-
ilin özünde araşrjnlmabdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anava-
sasrnın4.maddesindeki2.fık-
rasmda bulunan 'laik devlet
düzeni'nin değiştirilenıeyece-
ğine dair amir hükmünün. Sı-
vas'ta meydana getirilen dev-
lete karşı başkakürma olayin-
da değiştirilrncye çalışılması,
eylemin ne derece ciddi oldu-
ğunu göstermektedir."
Dilekçede, Aziz Nesin'le
birlikte, olaydan bir gün önce
Sıvas sokaklannda gösten ya-
pan Dev-Sol, Dev-Genç ve
PKK üyelerinin de tahrik un-
suru içerdikleri, ancak yasa-
dışı fanatık gruplann da bu ge-
lişmeleri, cuma günü onbin-
lerce insanı kışkırtarak. soka-
ğa dökmek için kullandıklan
belirtildi.
Sıvas davasmda alınan ka-
rarlan, sanık avoıkatlan ile
mağdurlann ailelerinin de
temyiz edeceklen bildirilirken
dilekçelenn 10 eylülde sona
erecek adli tatilden sonra Yar-
gıtay'da ele alınacağı kay-
dedildi.
MIKRO
DİNÇ TAYANÇ
N'apalım, Hayat Buü! ^
Hayat kadınlan "sendikalılaşıyor"; gazetecilerlse
"sendikasızlaşıyor..."
Ne diyeyim; demek "hayatlarından" hoşnutlarü!
• • •
Milletvekilı(!) "uçak, pusat, avrat" diyor. Uçağa si-
lahla binmeye kalkışıyor; silahını "gökkonuksal av-
rat(!)" alıyor, pusatı alınan MV(!) "avradı" dövüyorü!
"Dokunulmaz" MV, bir "hanım"\ dövüyor; hanımın
kadısı MV, dava edecek "kadı" mı kalır?..
Ne diyeyim; bu kadar kusur kadı MVsinde bile
olur!!!
• • •
Başbakanlık Özelleştiıme Idaresi Başkanlığı, ga-
zetelere çarşaf boyu "reklam" veriyor: Selam Türki-
ye'nin AydınlıkGeleceğine! Soylem, "sosyalist"söy-
lem... llk söyleyen Türkiye Işçı Partisi Genel Başka-
nı Behice Boran...
Behice Ana, 1976'da söylediği bu ve benzeri söz-
lerden ötürü hapıs yatıyor, partisine faşist "kilit" vu-
ruluyor, sürgünde yaşıyor ve sosyalizmın Türkiye'de
gerçekleştiğini göremeyen bir sosyalist savaşçının
onunjyla dünyadan göçüyor...
1976'dan onlarca yıl sonra "dünyadaki son sos-
yalist devlete son verenfl" Boğaziçi Suttanı, kapita-
listteşme sürecinin kilittaşı özelleştirme için "sosya-
list söylem"e sığınıyorü!
Ne diyeyim, o "aydınlık Türkiye'nin geleceği" baş-
ka, hanımefendi ve "bürokratlannın aydınlığı" bam-
başka...
• • •
Türkiye'de "son"kJam 1984'te "yapılmış!"\apan-
lann "başı" dönemin güçlü ve de kuvvetli orgenera-
li... Üstüneüstlük, "silahzoru"cumhurbaşkanı! "As-
mayalım da, besteyelim mi?" buyurmuş...
Son "resmı" infazın üzerinden 14 yıl geçtikten son-
ra, Suud denen Arap ümmeti, kılıçla Türk kafası ke-
since, idam (ya da infaz) tartışma konusu oluyor.
Oluyor ki "şeriata küfretmektesiniz" yobazlaşma-
casına! (Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün MV(!)'ler, Sul-
tanlar(!), emekli DB(!)'ler ve "icazetli ardılı" aracılığıy-
lagetirildiği noktadaşeriatı "kalaylamak" suç, Kema-
lizmi kalaylamak "hak' edildiğinden(!) kimse "bu ül-
kede de, bırakın infazın yargılı idamlısını, yargısızı bi-
le yok edilmeli" tartışmasına giremiyor!
Ne diyeyim; Aydınlanma çağdaşlıgı başka, çağdı-
şı kalmışlık 'bambaşka!'
• • •
Çağdışılık kargası Suudlar'ın, kılıçla kafa "düşür-
mekteki" geçmişi "kandilli!!!" Bu'nlar; kılıcı ve de
hançerı, gözü kapalı ınsanlara ve de toplumlara "ar-
kadan" vurmakta pek bir usta(!)'dır...
Hüner; Aydınlanma Cumhuriyeti'nin, Ata'nın ölü-
müne dek kimselere ödün vermediği "saygınlığını"
koruyabilmektedirü!
Ne diyeyim; "koltuğunu" koruyabilmek uğruna,
1950'lerden beri nıce "saygın(!)" zevat, şeriatçı el ve
eteği öpmemiş ki...
•••
Takside şoför soruyor "Abi, sen de gezetecisin.
N'olacak bu TV, tabak çanak, falan filan furyasının
sonu?"
"Bunlarbeniaşar, ben gazeteciyim! Somnu, gitde
pazahamacıya sor!" diyecek oluyorum.
Yanıt (aynıyla "vaki"): "Abi, hani Domuzlar Dikta-
toryası diye kitap vardı ya... Hani, diyorum ki; do-
muz kim, insan hangileri ki aynı sofradan ziftleniyor-
larü!"
Ne diyeyim; "Hayat böyle işteü!"
•••
Ana fikir "N'apalım hayat böyle" özdeyişi, ancak
domuzlara yakışır!
Ana fikrin ana fikri: Domuzlann çoğaldığı toplu-
luklarda, insan "insanlığım" bilmek zorundadır. Yok-
sa, sofraya oturayım derken, sofranın "meknıh"
yemeği olabilirü!
DCM Bassavcısı Demiral:
Bizdeki cezalar da
infaz edilsin
• Demiral, Türkiye'de idam cezalannın yerine
getirilmesi gerektiğini savunurken, "Türkiye'de ve
diğer ülkelerde yapılan idam cezalan ya elektrikli
sandalye ile ya gaz odası ile ya kurşunlanarak ya da
asılarak infaz ediliyor. Ama hiçbir zaman bir
insanın başı kesilme vahşetine girilmemiştir" dedi.
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA - Ankara
Devlet Güvenlik Mahke-
mesi (DGM) Bassavcısı
Nusret Demiral, Suudi
Arabistan'daki idamlann
infaz yöntemine karşı çık-
tı. Türkiye'deki idam ceza-
lannın da infaz edilmesini
isteyen Demiral, "Herdev-
letin kendi hâkimiyet saha-
lan içinde geçerii yasalan
vardır. Türkiye'de ve diğer
ülkelerde vapılan idam ce-
zalan ya elektrikli sandal-
yeile va gaz odası ileya kur-
şunlanarak ya da asılarak
infaz ediliyor. Ama hiçbir
zaman bir insanın başı ke-
silme vahşetine girilmemiş-
tir"dedi.
Türkiye'de ölüm cezala-
nnın Yargıtay, TBMM ve
Cumhurbaşkanfnın onayı
gibi uzun bir prosedür iz-
lediğini anımsatan Demi-
ral, "Oysa Suudi Arabis-
tan'da, bir kişinin idam
edilmesi kralın iki dudağı
arasmda. Böyle bir rejim
ohnaz. Oysa vaşama hakkı,
insanın en temel ve en yiice
hakkıdır. fdam cezası za-
ten çok ağır bir ceza, onu
daha ağır ve vahşi bir hale
sokmamn âlemiyok? İdam
cezasının bu şekilde infazı-
nakarşıyun" diye konuştu.
Demiral, şunlan söyle-
di: "Ölüm cezası bugüne
kadar, kişileri aynı suçu iş-
leme ortamından uzaklaş-
ürmak için tek çare olarak
görülmüş. Türkiye Cum-
huriyeti devletinin hâkimi-
yet sahası içinde de idam
cezası yasalarda öngörül-
müş. Bunu kimse yargısız
ve yasasızyerine getiremez.
Kişi kendi hareketiyle gidi-
yor beş on kişi) i öMürüyor.
Türkiye'de böyie bir otey-
da dahi verilen idam ceza-
sının münakaşasını yapı-
yorlar. İdam cezası verelim
mi vermeyelim mi diye. Bir
kişi bunca insanı kendi
yöntemiyle öldürüyorsa, o-
nun cezası Türk Ceza Ka-
nununa göre idamdır. A-
ma biz ne yapryoruz? tnfa-
zı gizli ve kimsenin göreme-
yeceği yerde ve saatte yapı-
yoruz. Önceleri meydan-
larda yapılıyordu, şimdi
gizli yapdıyor. 1983'ten be-
ri deTürkiye'de idam ceza-
lan infaz edilmiyor."
İnfaz edilsin'
İdam cezasının verilme-
si durumunda infaz edil-
mesi gerektiğini savunan
Demiral, şöyle dedi:
"İdam cezası verildiyse
eğer mutlaka infaz edilme-
lidir. Bu cezanın geri bıra-
kılması veya ertelenmesi,
aynı fıillerin başka kişiler
tarafından yeniden işlen-
mesine neden oluyor. O ne-
denle idam cezası verildi-
ğinde yerine getirümesini
savunuyonım. İdam ceza-
sı verilsin veya verilmesin
münakaşasına girmiyo-
rum. Zaten anlaşmaztık da
burada başlıyor.
DüşünebiÛyor musu-
nuz; bir orgeneral, bir kor-
general, bir devlet adamı,
bir başbakan veya devlet
başkanı illegal bir örgüt
mensubu tarafından öldü-
rülüyor. Bunun karşıtını,
Ceza Yasası'nda klamla ta-
yin edıyoruz." •