29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET KÜLTÜR 27 AĞUSTOS 1995 PAZAR 14 CazısevdirenüçKi MEFARET AKTAŞ Ülkemizde caz etkınlikleri düzenlemek ve bu alanda süreldihk sağlamak önemli bir başan. Son yıllarda Parliament Caz Festivali. Akbank Festivali, Efes Pilsen Blues Festivali gibi dikkat çeken birçok organızasyona imza atan "POzitif Tanıtım ve Lretim*' de bu iyi Bati standartlannda kotaran kuruluşlardan biri. Pozitif, 1989 vılı Mayıs ayında Mehmet Uluğ. Cem Yegül ve Ahmet Uluğ tarafından kuruldu. Şirketın ısmi de hem pozitıf düşünce tarzını ıfade etmesi hem de tek sözcük olması 1 yûzünden "PbzinT*.. Üniversite eğitimlerini ABD'de yaparken caz kültüründen I etkilenerek sağlam birercaz dınleyicisi olan üç arkadaş. Türkıye'ye döndükten sonra. hem kültürel faaliyetlere katkıda bulunmak hem de eğlenmek düşüncesiyle yola ç,ıkmışlar. Başlangıçta amaçlan kış aylannda da izlenebilecek bır festival yapmak olan gruptan Mehmet Uluğ. "Prodüksiyon için para gerekli, ama en önemlisi aam ve istek. Sabretmek lazım. insanlar hemen birilerini getirelim. para kazanahm tstiyorlar. O kadar kolay değil, sevmek çok önemli, biz kendi sevdigimiy sanatçılan getiriyoruz. Her $e>den önce eğleniyoruz ve istedigimiz müziği dinliyoruz" dıyor. Pozitif'in genelde avant-garde bır çizgısı var. ICendi deyımlenyle "cazın köklerini alıp bir adım ileriye götüren, deneysel birtakım arayışlara giren" insanlann müzikleriyie ılgıleniyorlar Sevdiklen müzısyenler arasından. planladıklan dönemde kimın turnesi varsa onu seçiyorlar. Aynca bazı müzisyenler sadece Türkıye'deki festivaller içın geliyorlar. Pozitif. organızasyon işine ilk kez Cem Yegül Mehmet Uluğ, Cem Yegül ve Ahmet l'luğ tarafindan kurulan Pozitif, •cazın köklerini alıp bir adım ileriye götüren, deneysel birtakım arayışlara giren'in sanlann müzikleriyie Ugileniyor. Mehmet Uluğ,-Sevmek çok önemli, biz kendi sevdiğüniz sanatçılan getiriyoruz. Her şeyden önce eğleniyoruz ve istediğiıniz müziği dinliyonız**diyor. (Fotoğraflar DEVRİM BARAN) Mehmet Uluğ c azın kalbinin attığı New York'ta da tanınan ve dünya caz îestıvallerini birleştiren kuruluşlardan FIDOF'a üye olan Pozitif'in, en önemli projeleri ABD'deki caz müzisyenleriyle enstrümantal Türk müziği icra eden sanatçılanmızı buluşturmayı amaçlayan "Turkish Music Meets Jazz-Türk Müziği Cazla Buluşuyor". Fildişi Sahilleri'nden birreggae grubu getirerek başlamış... Pozitif'in tarihinde ünlü cazci Sun Ra'nın çok önemli bir yeri var. 1988'de Sun Ra'yı ülkemıze getirmeyi planlayan vakıf, son anda vazgeçince, onlar "Biz getirelim" diyerek araştırma yapmaya başlamışlar. Cem Yegül, Sun Ra hakkında * Onun değeri ashnda şu an anlaşılmıyor. bize göre yaşayan en büyük caz efsanesi, Sun Ra'nın grubunda yaklaşık otuz yıldır Marshall Allen, John Gilmore gibi büyük virtüözler çalıyor" diyor. Üç arkadaşın ilk süreldi organizasyonlan 1990-1992 arasında Ahmet Uluğ düzenledıkleri ve adını BobMariey'in bir parçasından alan sekiz konserlik *•Pozitif Vıbrations" dizisi olmuş. Aralannda Steve Lacy, Sun Ra, David Murray, Ray Anderson, Don Cherry gibi ünlü isimlerin bulunduğu birçok sanatçının katılımıyla gerçekleşen bu konserler için sponsor bulunamadığından, Pozitif, konser kataloglanna aldığı reklamlarla bu organizasyonun altından ancak kalkabilmiş. Bu yüzden bir sonraki organizasyonda ilk işler olarak, kataloglara "Sponsortuk Nedir?" diye iki sayfalık bir bilgi koymuşlar. Uluğ, Türkiye'de şirketlerin olaya konser sponsorlugu gibi değil, isim sponsorlugu olarak baktıklannı söylüyor ve ekliyor "Sponsorhıkta önemli olan, bir festivalin, bir kuruluşun adıvla anımsanmasını saglamaktır. İ Ikemi/dt şirketler 'olay' sponseetmekdeğiL, "ısıırf sponsectmc taraftan. Yıldız sanatçılar zaten, fjnansman bulmakta zoriuk çekmezler. Önemli olan yetenekli fakat tanıtuna ihtiyacı oianlan desteklemektir." Akbank Caz Festivali ekimdeKûhür Servisi- Akbank 5Uluslararasi Caz Festivali, 4-14 Ekim tarihleri arasında yapılacak.Organizasyonu Pozitif Tanıtım ve Üretim tarafından gerçekleştırilen festival 4 Ekim'de Sabancı Center'da Sheila Jordan Quartet Konsen ile açılacak. Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Aksanat ve Resini Heykel Müzesi'nde devam edecek olan gösterilerde Alex Vbn Schlippenbach (6 \ e 8 Ekim), Matthew Shipp& William Parker(6-7 Ekim), Fred Hopkins & Diedre Murrav(7-8 Ekim). Asia Minor(9-I0 Ekim». Hasan Cihat Örter (9-10 Ekim), John Abercrombie Trio (11 Ekim). John Zorn( 11 -12 Ekim). Balanescu Quartet (12 Ekim), Eddie Palmieri Octet (13-14 Ekim). Henry Threadgill (13 Ekim). Anthony Braxton Sertet (14 Ekim) gibi çağdaş cazın önde gelen sanatçılan yeralacak. Festivalde konserlerin yanısıra amatör sanatçılara açık olan atölye çalışmalan. sergiler. video ve fılm gösterileri de yer alıyor. Cem Akkanın "Caz FotoğraflarT5-15 Ekim tarihleri arasında Aksanat Sergi Salonu'nda sergilenecek. Aksanat'ta "Çok Amaçlı Salon"da aynca ünlü davulcu Can Kozlu'nun yanısıra Anthony Braxton, Sheila Jordan ve \latthew Ship'ın uygulamalı seminerleri ile caz tarihine geçmiş önemli müzisyenlerin fılm ve video gösterileri ücretsiz olarak izlenebilecek. Festival biletleri Atatürk Kültür Merkezi, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Aksanat ile Akbank'ın Nişantaşı. Beşiktaş, Saşkınbakkal, Bahariye, Ankara Kızılay ve Izmir Konak şubelerinde satılacak olan festival biletleri 300 bin lira olacak. Akkart ve J Kart sahipleri ise gösterileri %59 indirimli izleyebilecekler. Akbank Caz Festıvalf nden elde edilen gelir eğitim harcamalan için kullanılacak. Pozitif, 1990 yılında Efes Pilsen Blues Festivali'ni düzenlemeye başladj. Her seyiyle Pozitif tarafından yaratılan festivalin bu yıl altıncısı yapılıyor. Yine Pozitif'in organize ettiği Akbank Uluslararası Caz Festivali'nin 5.'si de bu yıl 4-14 ekim tarihlerinde yapılacak. Antik tiyatrolarda da caz festivalleri düzenlemek isteyen Pozitif, IstanbuFda gerçekleştirdiği konseTİerin kayıtlannı da "Live At İstanbuT gibi bir isimle yurtdışında çıkarmayı planlıyor. Pamukbank'ın desteğıyle 3-8 eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Carmen Flamenko Dans Gösterisi'nin organizasyonu da Pozitif'e ait. Cazın kalbinin attığı Nevv York'ta da tanınan ve dünya caz festivallennı birleştiren kuruluşlardan FIDOF'a üye olan Pozitif'in, en önemli projeleri ABD'deki caz müzisyenleriyle enstrümantal Türk müziği icra eden sanatçılanmızı buluşturmayı amaçlayan "Turkish Music Meets Jazz-Türk Müziği Cazla Buluşuyor". M. Uluğ. "Şimdiye kadar Türkiyc'nin tanıtımında çok önemli rol oynayan birçok festival ve konser düzenledik, ne devletten nede beledivelerden tek kuruş destek almadık. Belediveler ne kadar pop konseri varsa destek oluyor. Çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu proje için destek bekliyoruz*' diyor. Ekip konserler için mekan bulamamaktan da şikayet ediyor. Istanbul'daki ıki konser mekanı AKM ve Cemal Reşit Rey'in programlannın her zaman dolu olduğunu. aynca düzenlemeyi planladıklan bazı konserlerin bu mekânlara uymadığını söylüyorlar. Mekânla konsenn birbirine uyması gerektiğini savunan Cem Yegül. "Mesela reggae konseıieri için dansedilebilecek bir mekan gerekli, dört duvar arası olması bile yeterli. Devamlı alternatif verler arıyoruz. Çünkü CRR'de hiçbir zaman bir reggae konseri vapamazsınız, zaten yapılmaması lazım" diyor. Pozitif"in şu sıralar en büyük isteği Buming Spear ve Toots & the Maytalls ı getirebilmek. Bu projelenn yanında, yöneticiliğini Ömer Madra'nın yaptığı "Açık RadycTnun kurulmasında da Pozitif'in ortaklanndan Cem Yegül'ün büyük katkısı var. Radyonun müzik direktörlüğünü üstlenen "RraitiP,bu radyo aracılığıyla da cazseverlere sürekli olarak seslenebilecek. Mehmet Uluğ, Amerika'dan ilk geldiklerinde Istanbul'daki genç insan potansiyelini fark etmelerinin onlan cesaretlendirdiğinı söylüyor: "Amerika'da yaşadıktan sonra, oradaki insanlann ne kadar bağnaz ve geri kafalı oJduklannı farkettik. Burada insanlar müzik dahil, her konuda daha açık. Gerçekten büyük bir potansrvel var tstanbul'da. İnsanlann kafasuida müzikle ilgili kalıplar yok. İstanbul gjbi on mihonluk bir şehirde tabii ki üç bin, beş bin hatta yüz bin insan doğru düriist müzik dinleme eğilirninde oiacakür diye düşünüyorum". GENÇ PAMUKBANK 4 0 . YILINDA DAHA DA COŞKULU! BALLET TEATRO ESPANOL de RAFAEL AGUILAR carmenL A M N C O Daha fazla coşku... Daha fazla tutku. Ballet Teatro Espanol, Pamukbank'ın 40. yıl etkinlikleri çerçevesinde Eylül'de tstanbul'da. Carmen Flamenco dans gösterisi, 1820'lerin Ispanyası'nda geçen tutkulu bir aşk ve ölüm hikayesinin farklı ve çarpıcı yorumu. Merimee'nin romanından esinlenerek Bizet'nin ünlü müziğiyle sahneye konan bu ölümsüz eserin koreografı, 1991'de Londra'da "Yılın Koreografı" seçilen Rafael Aguilar. Gösterinin başarısı, çağdaş bale, flamenco ve klasik Ispanyoi dans figürlerinin mükemmel bileşiminden kaynaklanıyor... Italya, Fransa, Almanya ve Japonya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında büyük beğeni kazanan Ballet Teatro Espanol, İstanbul Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'na 45 kişilik geniş kadrosu ve Ispanya'mn eşsiz ortamını yansıtan orijinal dekorlarıyla geliyor. Daha fazlasını görmek isteyenleri bekliyoruz! PAMUKBANK 8 EylO11995 saat 21:00'<feki biletli gösteri için satış nolrtalan: Vakkorama/Suadiye (0216) 350 87 42, VaKKorama/Rumeli (0212) 234 42 81, Vakkorama/Taksim (0212) 251 28 88, Vakkorama/Galleria (0212) 559 54 44, Akmerkez. Bitetinizi Pamukbank Visa/MasterCard ve Bank24 kardanyla aldığınız taktirde %S0 indirim uygulanacaktır. KOŞEBENT ENİS BATUR Aydınca Tartişmak Bağlam Yayınlan'oın hazıriadığı bir kolektif krtap, 'Türk Aydını ve Kimlik Sorunu' önümde duruyor. Bu oylumlu çalışmayı yayına hazıtiayan Sabahattin Şen'in bütün inceliğine ve sabnna lârşın katkıda bu- lunamadığım için, şimdi daha da üzgünüm. Yayincı- lığımızın en önemli eksiklerinden biri bu: Birkonu et- rafında aynntılı bir soruşturma yapılmasını sağlaya- cak, biribirileriyle çatışan görüşleri yan yana getire- cek türden bağlamlar oluşturmak. 'Türk Aydını ve Kimlik Sorunu', bence örnek bir çalışma. Bambaşka bir açıdan da dikkat çekici, ortaya çı- kan toplam: Türk aydınının Türk aydını konusunda kafasının ne kadar karışık olduğunu kanıtlıyor. Kav- ram bile uzlaşma getirmemiş, iyi ki de getirmemış: Aydın, münevver, entelektüel, hatta 'entel' kelimele- ri kimliğin cıva gerçekliğini gösteriyor bize. Bu ço- ğulculuk etkileyici bir yandan; bir yandan da ürper- tici: lktidar'\ ele geçiren, ele geçirmeye aday her gö- rüşün ötekıni sıkıştırmaya, ezmeye, yok etmeye ya da hepten susturmaya degilse de gücünü indirge- meye ne denli niyetli olduğunu belli eden sertlikler- le dolu kitap. Bütün bunlar, 'Türk aydın'ından çok 'aydın'dan söz etme gerekirliüğinin artık ağır bastığını göstermi- yor mu? Geçen yüzyıla bakarken bu yüzyılın ilk ya- nsını değerlendirirken ulusal aydın kimliğine yönel- mek doğru, belki de kaçınılmaz oluyordu, olacak. Oysa, 1945 sonrasının 'aydın'ında evrensel duruş, evrensel boyutlarda eylem kaygısı iyice belirginleş- miştir. Şüphesiz. yerkürenin dört bir yanında milliyetçili- ğin yeniden alan kazandığı, öne çıkmaya yüz tuttu- ğu bir gerçek. Ama doğru bir gerçek mi bu? Aydın- lann, aydın kimliği taşıdıklarını düşünenlerin sahip- lenmeleri gereken bir gelişme olarak değertendire- bilir miyiz olup bitenleri? Anlaşılan, bu çerçevede de anlaşamıyor Türk aydınlan, aydınlar, kolay kolay da anlaşamayacaklar. Bu anlaşılmazlığın en yeni göstergesi, 'Türk Aydı- nı ve Kimlik Sorunu'nun yayımlanışını izleyen gün- lerde patlak veren bir tartışma oldu: Selim ileri'nin 15 Ağustos 1995 tarihli Cumhuri- yet'te çıkan 'Neden EskiKültürümüz?'başlıklı yazı- sına, bir hafta geçmeden sert bir yanıt verdi Melih Cevdet Anday, gene Cumhuriyet sayfalarında: 'Es- ki Kuitürümüz Dedikleri.' Selim ileri'nin 'yapay aydın' tamlamasından hare- ketle ileri sürdüğü görüşleri, Melih Cevdet Anday 'Osmanlı aydını' tamlamasıyla karşılıyordu. Açıkça- sı, İleri'nin yazısını okur okumaz, bir karşı-yazı kale- me almak üzere bir kâğıda notlar düşmüştüm, bu ko- nuya önümüzdeki hafta değinmek istiyorum. Bura- da, farklı bir aynntı üzerinde kalacağım: Bir süredir, Cumhuriyet'in kültür sayfalannda dü- zenli yazan yazarlar arasındaki görüş ayrılıklan, irili ufaklı, kısa süren ya da başka yayın organlanna sıç- rayarak açılım kazanan tartışılar doğurur oldu. Türk- çe konusunda Melih Bey'le ve Tahsin Yücel ile Me- met Baydur arasında, eleştin konusunda Memet Fuat'la Ahmet Cemal ve bu satırların yazarı arasın- da gelişen bu 'söyleşi'\ere böylece bir yenisi eklen- di. Kendi payıma, farklı görüşlere sahip yazariann ay- nı konu üzerinde aynı yayın organında tartışmaJan- nın hem çoğulculuk açısmdan hem de işlevsellik açı- sından en doğru, en 'aydınca' çözüm olduğuna ına- nıyorum. ifade terbiyesi terk edilmediği sürece (ki Cumhuriyet tartışmalannda terk edilmedi hiç), dü- şünsel alıştırmalar, medya ortamının genelinde kar- şılaştığımız üslubun tek seçeneği olabilir, olacaktır, kanısınt taşıyorum ben. Nıcedir düşünce ve proje üretimi temelinde özürlü bir kültür platformuna sü- rükleniyor, en acil konularda bile feryatla susku ara- sı kalarak, zihinsel süreci işletemiyoruz. 'Kaybolan- lar' sorunu geliyor aklıma örneğin, son zamanlarda aklımdan çıkmadığı için heıtıalde: Ytldınm Tûrker'in Express 'teki yazılarını saymazsak, kimlerdüşünt/yo/' bu konuda? Düşünülüyorsa, neden üretilmiyor? Son dönemde, Türkiye'deki aydınlann en büyük açmazı, derinlemesine ve soluklu düşünmek, üret- mek, ufuk taramak ve açmak yerine, boy aynasında birer fıgür, birer görüntü olmayı yeğlemelerinde bi- çimlenmedi mi? Hamiş: Ülkemizdeh kamyolu levhalanna bcmlıyorum: Jikkat Heyelan Mıntıkası', 'Askeri Araç Çıkabilir' tii- riinden uyarılar haşımıza gelebilecekleri gösterdiği kadar. bu konuda vetkililerin tek yetkisinin 'Sizi arabanızın üze- rine kaya düşeceği konusunda ikaz etmiştik' olduğunu da gösterıvor. Şimdi bir de 'Içinizdeld Trafik Canavannı Durdurun' çıktı: Karşımızdaki trufik canavannı kim dur- duracak pelti? Bosnalı Kadınlar belgeseli Kültür Servisi- Kasım ayı içinde Çırfin başkenti Pekin'de toplanacak "Dün- ya Kadınlar Kongresi"nde gösterilmek üzere Başba- kan Tansu Çiller tarafından "Bosnalı Kadınlar" hak- kında bir belgesel fılm ha- zırtattınlıyor.Belgeselin konusunu Sırplar tarafın- dan baskı, işkence ve teca- \iize uğrayan Bosnalı ka- dınlar ve çocuklar oluştu- ruyor^Yönetmenliğini Ya- vuz Özkan'ın üstlendiği belgesel için Özkan'a Baş- bakanlık ve Dışişleri özel bir ekiple destek veriyor. Yaklaşık 40 gûndür Sa- raybosna'da çalışmalannı sürdüren Yavuz Ozkan ve ekibi 300 kadar Bosnalı kadınla çekim yaptı. Bu kadınlar Başbakan Tansu Çiller'in himayesin- de ağustos ayı sonunda İs- tanbuFa getirilerek özel bir rehabilitasyon merkezinde tedavi altına alınacaklar. Yavuz Özkan'ın belge- seli Dünya Kadınlar Kong- resi'nde gösterilecek. Balkan Müz* Festivali başiaıh ATtNA(.\A>-1. Balkan Müzik Festivali, dün Yunanistan'ın Atina şehrinde başladı. Selanik'e bağlı Kalamaria Belediyesi'nın dûzenlediği ve 3 eylüle kadar sürecek festivalde 31 Ağustos Perşembe günü saz sanatçılan Alı Ekber Çiçek ve Ihsan Özgen ile Türk cazının önde gelen isimlerinden Okay Temiz konser verecek. 1 Eylül Cuma günü de şarkıcı Gönül Akez ile saz sanatçısı thsan Özgen, Yunan müzikseverlere klasik Türk müziğinden örnekler sunacak. Yeni kurulan Balkan Orkestrasf nın 2 Eylül'de vereceği konserde ise Okay Temiz ve trompetçı Ergun Seslendirici yer alacak. Festivalde aynca, Balkan ülkelerinde müzik kültürüyle ilgili toplantılar düzenlenecek. Bu toplantılara ICültür Bakanlığı'ndan Hasan Özgen Gürbüz ve tstanbul Konservatuvan'ndan Yalçın Tura ile Ihsan Özgen, Cemal Reşit Rey Konservatuvan Müdürü Ahmet Yürür, İstanbul Caz Festivali Organizasyon Komitesi üyesi ve Pozitif Organizasyon'un sahiplerinden Mehmet Uluğ ve tarihçi Bülent Aksoy konuşmacı olarak katılacak. Festivalde Türk, Yunan, Bulgar, Rumen. Arnavut ve Sırp sanatçılar yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle