Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sahte polisler
yakalandı
• tstanbul Haber Servisi -
Renkli fotokopisini
çektikleri polis kimliğiyle
Rus ve Romen uyruklu
hayat kadınlannı emniyete
götürmekle tehdit ederek
cinsel ilişki kurmaya
zorlayan Ramazan Muslu
ve Arif Yıldınm, bir adet
gaz tabancası ve çok sayıda
sahte kimlilde yakalandı.
Polis öldünJü'
iddiası
• İstanbul Haber Servisi -
Sağmalcılar Cezaevi'nde
bulunan Ayfer Ercan, 26
temmuz günü Bakırköy'de
bir çatışma sonrası hafıf
yaralı olarak yakalanan
Tank Ziya Yıldınm'ın
götürüldüğü Vatan Caddesi
Terörle Mücadele
Şubesi'nde öldürüldüğünü
iddia etti.
BSP hükümeti
suçladı
İstanbul Haber Servisi -
Birleşik Sosyalist Parti
(BSP) Genel Başkan
Yardımcısı ve parti sözcüsü
Atilla Aytemur, hükümeti
insan haklan konusunda
'çifte standart'
uygulamakla suçladı.
Aytemur, Suudi
Arabistan'daki Türkler için
çaba gösteren hükümetin.
BSP Genel Merkezi'ne
sığınan 130 Iranlı için bir
şey yapmadığını, bu
tutumun "insan haklan
siciline kara bir leke"
olarak geçeceğini söyledi.
G.Osmanpaşa'da
soygun
• İstanbul Haber Servisi-
Gaziosmanpaşa'da bulunan
Yıldınm PTT Merkez
Müdürlüğü, biri maskeli ve
silahlı 4 kişi tarafından dün
saat 12.15 sıralannda
soyuldu. Soyguncular
içcride bulunan iki
veznedan ve müşterileri
etkisiz hale getirdikten
sonra kasadaki 980 milyon
lirayı alarak kaçtılar.
Tekel işçilerinin
açlric gnevi
• İZMİR(AA)-Tekel
lzmir Yaprak-Tütün, Şarap
ve Sigara fabrikalannda
çalışan Tek Gıda-tş
Sendikası'na üye 100 işyeri
temsilcisi ve sendika
yöneticisi, toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinin
ükanmasını protesto için
bir günlük açlık grevi
başlattı.
Gölhanr
teğmeni
savundu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Moldova'ya
yaptıği 3 günlük ziyareri
tamamlayarak dün yurda
dönen Gölhan, Esenboğa
Havalimanfnda
gazetecilerin sorulan
üzerine, Hatay'ın
Gazeluşağı Köyü'ne
yapılan PKK baskını
sırasında ateş emri
vermeyen teğmenin, halkj
korumak açısmdan ateş
açmadığı yönünde
duyumlar olduğunu
söyledi.
Promosyona
karşı kampanya
• ANKARA (Cumhuryet
Bürosu) - Yazılı basın
organlannın "ithal mallar
vererek düzenledikleri
promosyonlarla tiraj
arttırma çabalannı
protesto" amacıyla
Ankara'da bir imza
kampanyası başlatıldı.
Güvenpark'ta dün
başlatılan kampanyada,
gazetelerin promosyonla
milyarlarca dolan
yurtdışına aktardığrna
dikkat çekildi.
Demipoğlu'ndan
açıklama
• Haber Merkezi - Prof.
DT. Cem'i Demiroğlu yazılı
bir açıklama yaparak,
hakkında disiplin
soruşturması
sürdürülebilmesi için
yönetmelik hükümleri
uyannca, soruşturma
yapılan kişinin
savunmasının oluşması hiç
değilse soruşturma
yapıldığının kendisine
bildirilmesi gerektiğini
söyledi. Demiroğlu, Adalet
Bakanlığı'nın inha ve tayini
ile adli tıp kurumunda
görevlendinldiğini, yine
YÖK Ba$kanlığı'run
yazılan ile Kardiyoloji
Enstitüsü Araştırma ve
Yardım Vakfi'nda
görevlendirildiğini açıkladı.
Demiroğlu, Acil Tedarik
Merkezi *nin de vakfın bir
kuruluşu olduğunu belirtti.
SHP kökenlilerde tek aday arayışı sürerken Çetin, bakanlara aday olacağmı açıkladı
CHFde BaykaLtelaşı• Kongrelerden istedikleri
sonucu alamayan Çetin,
Karayalçın ve Soysal yandaşlan,
"Baykal'a karşı SHP
kökenlilerin tek adayı" olarak
kendi adaylannı çıkarmak için
kollan sıvadılar.
TÜREY KÖSE
ANKARA - CHP'nin bütünleşme önce-
si lideri Deniz Baykal'm il kongrelerinin
ardından öne çıkrnası üzerine SHP köken-
liler, kurultayda yaşanması beklenen genel
başkanlık yanşına *tekaday"la çıkma ara-
yışma girdiler. CHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Hikmet Çetin, partili ba-
kanlarla yaptığı görüşmelerde "Adayım,
basının abartmalanna bakmayın" mesajı
verdi. Yandaşlan, Ankara Milletvekili
MümtazSoysal'ı tek aday olarak çıkarmak
için kollan sıvadılar. Yenilikçi sol kanat
temsilcilerinden İstanbul Milletvekili Er-
can Karakaş da "kişilere indirgenmiş bir ya-
nşın doğru olmay acağını. cephe polrtikala-
nna da karşı olduğunu"' belirterek yenilen-
meye ılışkin görüşlenni söylemeye devam
edeceklerini bildirdi.
9 eylülde yapılacak CHP olağan kurul-
tayı yaklaşırken "Baykal işi bitirdi" hava-
sının yaygınlaşması, SHP kökenlileri çeşit-
li araytşlara yönelttı. Murat Karayalçuı
yandaşlan "Baykal'ın 420 oyu var. SHP kö-
kenüler tarannda sol kanadın 150 dolavın-
Kongrelerden sonra 'Baykal işi bitirdi' havası, diğer adaylan arayısa hti.
da o>u var, gerisi de bizim. İstanbul moral
bozdu, ama birçok kişi büromuza gelip.
'Partıyı Baykal'a teslim etmeyelim" diyor.
Tek adayla çıkanz" dediler. Karayalçın'ın
kurmaylan. "moral bozuklugunun aşılarak
SHP kökenli tek adayla kurultaya gidilme-
si" için temaslara başladılar.
SHP kökenlilerarasında "tek aday" için
Erdal İnönü formülü ile Ankara Milletve-
kili Mıimtaz Soysal'ın da adlan konuşul-
maya başlandı. Ancak "İnönü formü-
lü"nün artık tutmayacağma dikkat çekilir-
ken, Soysal'ın kongre sürecinde tatile çık-
ması da eleştin konusu oldu. Delege hesap-
lannın dışmda kalmak isteyen Soysal, tati-
le gitmeden önce bazı milletvekıli arkadaş-
lanyla yaptığı toplantıda, delege yapılan-
masına dikkat çekerek. aday olmayabilece-
ği mesajı verdı. Ancak bu toplantıda Istan-
bul ve Ankara kongre sonuçlannın beklen-
mesi ıstendi. Soysal'ın yandaşlan "Hoca
tek aday olarak Ba> kal'ın karşısına çıkma-
lı" demeye başladılar.
Yenilikçi sol kanat temsilcilerinden İs-
tanbul Milletvekili Ercan Karakaş. Bay-
kal'ın tstanbul il kongresinden sonra şan-
smı artırdığını söyledi. Karakaş "Baykal
ve karşıtian" cepheleşmesine dönük ara-
yışlarla ilgili olarak da Cumhuriyet'e şu
değerlendirmeleri yaptı:
" Farkfa eğilimleri temsil edenler kendile-
rini ortaya koymalı. Ancak Idştteri önleme-
ve ya da bir yere getirmeye dönük politika-
lar doğru olmaz. Yenilenmeye ihtiyaç var.
Biz bir deklarasyon yayımlamıştık. Bu doğ-
rultuda daha aynntilı tarüşmalara gereksi-
nim var. Yapay çözümler doğru değiL Ku-
nütay isim meselesine indirgenmemdL Ay-
nca hükümet konusu çok önemlL Kongre-
lerde net olarak hükümette kabnanın par-
tiye zarar verdigi dile getirildi."
Çetin: Adayım
CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Hikmet Çetin'in de özellikle SHP
kökenliler arasında uzlasma sağlanarak
Baykal'ın karşısına tek aday olarak çıkma
çabasına girdiği bildirildi. Çetin, bazı par-
tili bakanlarla yaptığı görüşmelerde, "Par-
ti için yarariı olacağuna inanryorum. Ben
adayım. Basının verdiği sonuçîar abarülı"
mesajinı verdi.
Çetin, dün SSK Ankara Eğitim Hastane-
si Göz Hastalıklan Kliniği ve Göz Banka-
sı° nın açı Iışında da kurultay konusunda de-
ğerlendirme yapmak için henüz erken ol-
duğunu söyledi.
Baykal muhalifleri kızgın
Çapan: CHP'nin
miadı doldu
İstanbul Haber Servisi-
CHP'de İstanbul delegasyo-
nunun önemli bir bölümü,
Baykal'm desteklediği Ah-
met Güryüz Ketend listesin-
den oluştu. 94 kurultay dele-
gesinden 78'i, Ketenci'nin
listesinden seçildi, 13 kişi
lısteyi deldi, 3 delege ise or-
tak listelerde yer aldı. Hem
Ketencı hem de Özbek'ın
lıstesinde yer alan Beşiktaş
Belediye BaşkanıAyfer Atay,
en yüksek oyu alan delege
oldu. "Dunım degerleodir-
mesi" yapan Baykal muha-
lifleri, 9 eylül kurultayında
benzer bir sonuç çıkması ha-
lınde partıden aynlmaya ha-
zırlanıyorlar.
Kongreyi "kamyoncular
kooperatifî kongresine"ben-
zeten Esenyurt Belediye
Başkanı Gürbüz Çapan.
"Daha önce hazıriadığımız
bildiride de belirttiğiıniz gibi
bu parti, biıieşerek yenilme-
yi öğrenecek" dedı. "Lum-
penler ayaklanma çıkardılar.
iç ayaklanmayla partivi ka-
pattuar" diyen Çapan.İstan-
bul sonuçlannı, "Moğultay 'a
veGürbüzÇapan'a karşı ha-
rekefolarak değerlendırdı.
Çapan, sözlerinj şöyle sür-
dürdü:
"Bu hareketi Sayın Sözen-
ve Sayın Karakaş ile arkadas-
lan yapb. Şimdi parti bir
gnıbun eline geçti, doğal
mccrasına girdi. Bu, mevcut
kesimi rahatsız etmeyecek.
Biz, politikalanmua devam
edeceğiz. ama birlikte olup
olmayacağımıza icraatlanna
bakarak karar vereceğiz."
Partının, teonk anlamda
"miadının dolduğunu" ılen
süren Çapan, "Yûz yülık
parti yoktur. Ittihat Terak-
ki'nin defterinin kapanması
gerekir. Bclgc olarak kalma-
sı gereken bir şeyi gün yüzfi-
ne çıkarmaya çalışıyorlar.
Biz, kitlenin taleplerinden
kopmuş duruma geldik. Bi-
zim partimi/. Türkiye'nin
gelişmesine ayak uydurama-
yacak hale geldi. Tarihteki
yerini almak üzere son sahi-
bini buldu. Miadını doldur-
muşkamyonu Baykal'a hedi-
yeediyorum" dıye devam et-
tı.
ANAP lideri Mesut Yılmaz, DYP lideri Çiller'i yanıtladı:
Çaıııaşu'eılık yapaeağız
Toplayıcı liste kulisi
Baykal, hükümet
tartışmalarına girdi
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP'nin bütün-
leşme öncesi genel başkanı
Deniz Baykal ve ekibi, SHP
kökenlilerin kendilerine kar-
şı cepheleşmesini önlemek
için "topariayıcı Hste" kulı-
sine basladı. Baykal ekibin-
de. örgürün sert eleştinlen
dikkate alınarak hükümet
konusunda da "peşinen
'evet" demeden pazarük
yapma" eğılımi ortaya çık-
tı. CHP Genel Sekreteri Ad-
nan Keskin."Yeni bir seçim
yasası konusunda anlaşılır.
ek protokoi olursa hüküme-
te devam edilebilir"dedı.
Kurultay öncesinde "za-
fer" ilan eden Baykal ekibi.
"Genel başkanlık garan-
ti"dıyerek parti meclısi
(PM) listesı kulislerine gir-
di. Ekibın, "hizipçi'' görü-
nümünden kurtulmak için
"toparlayKu hiçbir kesimi
dışlamayaiı bir liste" oluş-
turmaya özen göstereceği
bildirildi.
Genel sekreter yardımcı-
sı Eşref Erdem de dün dü-
zenlediği basın toplantısın-
da, gazetecilerin "En şansb
aday Baykal mı" sorusu üze-
rine, "Kamuoyu yoklamala-
ruıa, esen rüzgârlara, iller-
den seçilen kişilere bakıku-
ğında giderek böyle bir anla-
yışın egemen olmaya başla-
dığını söylemek doğru olur"
dedi.
Genel başkanlık yanşını
kazanacağından emın olan
Baykal kanadı, hükümet tar-
tışmalanna da girdi. Baykal
"KongreJer,sosyal demokra-
sinin her an hükümet ortak-
bgı dışında. seçim dahil, bü-
rün si> asal seceneklerc hazır
olduğunu göstermiştir'" der-
ken "sıkı pazarhğa" girile-
ceği mesajı verdi.
Keskin, dün Cumhuri-
yet'in sorulannı şu sözlerle
yanıtladı: "Seçime yaklası-
yoruz. Yeni bir PM seçikcek.
O PM çıkmadan. o arkadaş-
lann iradelerine ipotek ko-
namaz. Seçün Kanunu'nun
değişmesi konusunda anla-
şılır, ipe un sermeyecekleri
güvencesi verilir, ayrıca ek
protokoi yapıhrsa hükumete
devam edflebUir."
• Umurbey*de Celal Bayar'ı ölümünün
9. yılında anma törenine katılan ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Çiller'i
yanıtlarken "Eğer bir ülkede Başbakan
kirli işlere kanşmışsa muhalefete düşen
görev, çamaşırcıhk yapmaktır" dedi.
ANKARA / UMURBEY (Cumhuriyet Bürosu) - 3
Cumhurbaşkanı Celai Bayar Bayar. ölümünün 9. yılında
anıldı. Umurbey beldesinde Bayar'ı anma törenine katı-
lan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Başbakan Tan-
su Çiller'in "Muhalefet kirli çamaşır edebiyatı yapı-
yor"sözlerinı yanıtladı ve "Evet biz çamasırcılik yapaca-
ğız. Eğer bir ülkede başbakan kirli işlere kanşmışsa mu-
halefete düşen görev, çamasırcılik \apmaktir" dedi.
Yılmaz, Bursa'nın Gemlık ilçesıne bağlı Umurbey bel-
desinde 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı anma törenine
katıldıktan sonra, köy
kahvehanesinde bir sü-
re dinlendi ve gazeteci-
lerin sorulannı yanıtla-
dı. Yılmaz, birgazeteci-
nin Başbakan Çiller'in
dünkü sözleri ile ilgılı
sorusu üzenne "Eğer
bir ülkede, Başbakan
kirli işlere kanşmışsa
muhalefete düşen görev
de çamasırcılik yap-
maktır. Bütün kirli ça-
nıaşırlan ortaya çıkar-
makür" dedı. Bu göre-
vin aslında TBMM'ye
ve sisteme düştüğünü
ifade eden Yılmaz, Çil-
ler'i şöyle suçladı:
"Ama maalesef. Mec-
lis bu görevini yerine ge-
tirmemektedir.
ABD'deki malvarhğı ve
bu malvartığının nasıl
ikrisap edildiğiyle ilgili
Mcclis tarafından gö-
revlendirüen .\raştırma
Komisyonu toplanama-
maktadır. Komisyon
daha hâlâ, Meclis'e bu
çalışmalan ile ilgili ra-
poru sunamamıştır. Sa-
yın Başbakan, gerçekle-
rin ortaya çıkmasından
Yılmaz, Bursa'nın Umurfoev beldesinde Celal Bayar'ı anma tö-
renlerine kaüldı. (Fotoğraf:' HÜLYA TOPCU)
rahatsız olduğu için ik-
tidar gücünü kullana-
rak komtsyonun görev
yapmasını engellemektedir. İstanbul Bankası'nın batınlt-
şından Bizim Vadi Kooperarifi'ne, Tofaş hisselerinden
medyaya peşkeş çekilen halkın parasuıa kadar Başba-
kan 'dan soracağunız çok hesap var"
Mesut Yılmaz, Başbakan Tansu Çiller'den hesap sora-
caklannı. bunu seçim sonrasına ertelemelerinin. bozulan
dengeleri daha da kötü hale getirmemek olduğunu sa-
vundu.
Çiller'i." Türkiye'nin dengeterini bozduktan sonra Sa-
yın Başbakan şimdi de ağzını bozmuşrur" sözleriy le eleş-
tiren Yılmaz, şöyle devam ettı:
"Sayın Başbakan Türkiye'nin dengeterini bozduktan
sonra şimdi de ağzını bozmuşrur. \ma bununla bizi cay-
dırması, korkutması mümkün değildir. Halkın parasuun
hesabını kendisinden sonnava sonuna kadar karârlniz. Bu
konuda elimi/de bilgiler vardır. Devletin elinde olup da he-
nüz bize inrikal etmemiş bilgiler vardır. Ama hepsinden
önemlisi. bu hesabın sorulabilmesi için. bunu sorabilecek
konumda olmamız la/ım. Bunun yolu iktidardan geçiyor.
Bizden hesap soracağını iddia edenler. millete mahcup ol-
muslardır. 4 sene boyunca soruşturma komisyonlanyla,
yüce dhanlarıyia sadece ANAP'ı aklamışlardır. Ama bi-
zim soracağunız hesap onlardan farkh olacak."
Yılmaz, bir başka soru üzerine de hükümetin Suudi
Arabistan'daki infazlara karşı takındığı tutumun, Türki-
ye'nin itibannın zedelenmesine yol açtığını ve Çiller'in
Suudi Arabıstan Kralı'ndan 'şefaat' beklediğini savundu.
Yılmaz, "Şu ana kadar vatandaşlanmızın kurruluşunun
tecelli etmemiş olması,Türk devletinin itibannui düşürül-
müş olmasının sonucudur. İslam inancmda yalnızca Al-
lah'tan 'şefaat' istenir, kişiierden degü" diye konuştu.
Yılmaz, daha sonra Celal Bayar Meydam'nda toplanan
Umurbeylilere hitap ederek Celal Bayar'ın en takdir et-
tiği özelliğinin ileri gö-
rüşlülüğü olduğunu,
Bayar'ın ANAP iktidb-
nnın uygulamaya koy-
duğu serbest piyasa
ekonomisini o yıllarda
savunduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel. Ba-
yar'ın Kurtuluş Savaşı
yıllanndan başlayarak
hayatı boyunca kendisi-
ni tamamen milletin
hizmetıne adadığını ifa-
de etti v e "Türkiye eğer
bugün çağdaş, hukukun
fistünlüğüne dayalı, par-
lamenter, laik bir de-
mokratik rejime sahipse
bunda Celal Bayar ve ar-
kadaşlannın, uğruna aa
ve ıstırap da çektikleri
demokrâsi mücadeiesi-
nin payı büy üktür" de-
di.
Celal Bayar'ın, De-
mokrat Parti'nin kuru-
cusu ve ilk genel başka-
nı olduğunu anımsatan
Demirel, şunlan kaydet-
ti:
"Hayatınuı en büyük
mücadelesüıi milli ege-
menlik ilkesinin tam an-
lamıyla uygulanması
için vererek, tarihe Türk
demokrâsi devriminin
öncüierinden biri olarak geçmiştir. Bu düşüncelerle Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin 3. Cumhurbaşkanı, değerti devlet
adamı Celal Bayar'ı. vefatının 9. yıldönümünde milletçe
saygı, şükran ve rahmetie anıyoruz."
TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk da Celal Bayar
Vakfı Başkanı ve Bayar'ın kızı Nilüfer GürMty'a gönder-
diği mesajda Bayar'ı rahmetie andığını belirtti.
DYP Başkanlık Divanı açıklamasında ise Bayar'ın min-
net duygulan ile anıldığı belirtilerek "Azizhatırası önün-
de saygıy la eğflryonız" denildi.
DP Başkanlık Divanı tarafından yapılan açıklamada da
"DP'nin ilk genel başkanı, Milli Mücadele'nin Galip Ho-
ca'sı ve 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar"ın ölümünün 9.
yıldönümünde saygıyla anıldığı kaydedildi.
Içişleri Bakanı Nahit Menteşe de Nilüfer Gürsoy'a
gönderdiği mesajda. Bayar'ı rahmetie andığını bildirdi.
KONUK YAZAR ŞANAR YURDATAPAN
B
ugünlerde yoğun olarak karşı-
laştığımız bir soru şu: Görül-
mesine başlanacak davada or-
tak bir hareket tarzı belirleme-
yecek miyiz? Hepimiz, hiç kuş-
kusuz dilediğimiz avukata vekâlet verebi-
lir ve gerek sorguda gerekse savunma saf-
hasında görüşlerimizi dilediğimiz şekilde
açıklayabiliriz. Herbirimiz diğerlerinin bu
hakkına saygılıyız. Toplu davranış için gö-
rüş ve önerileri, bu saygınm ışığında açık-
ladığımı bir daha belirtmek isterim.
1- Birlikte davranalım: Ne kadar toplu-
ca hareket edersek, etkinliğimiz ve saygın-
Iığımız o derece büyük olur. Aramızdan
"Ben bunu tophı konut dilekçesi sanmış-
üm"diyen tek kişinin bile çıkmayacağına
eminim. Öyle düşünen kişilerolsaydık, hiç
kendimizi ihbar edip sonra da ifade için
kuyruğa girer miydik?
2- Vakitkaybetmeyelim: Davanın sürün-
cemede bırakılması, uzayıp gitmesi, hatta
yasalarda hiçbir şey değişmezken beraat
ettirilmemiz bizim isteğimiz olamaz. Tam
Sevgili düşünce suçlulan (!?)...
tersine işin tavsamasını ve unutulmasını is-
temediğimiz için savcıya ifade verirken
"Bilerek ve isteyerek bu kitaba yaymcı ol-
dum, başka diyeceğim yoktur" şeklindeki
ortak metnin dışına çıkmamaya özen gös-
tertiik. Aynı tutumu duruşmada da sürdü-
rerek davanın bir an önce sonuçlandınlma-
sını sağlayalım. Bugüne kadar az mı söy-
lendi, yazıldı-çizildi, dilekçeler verildi. Yet-
kililerin bir kulağından girip ötekinden çı-
kıyor.
ilk kez, onlan bu derece rahatsız edip bir
şeyler yapıyormuş gıbi görünmeye zorla-
yan şey, bizim "Ya hepimiri içeri tıkın ya da
düşünceyi suç olmaktan çıkann, içerideki-
leridedışan" şeklindeki ortak davranışımız
oldu. Bu kez söylemiyor, yapıyoruz ve on-
lan da bir şey yapmaya zorluyoruz. Güçlü-
lüğümüz burada. Bu rurumu sonuna kadar
götürmeliyiz
Hepimizi birden hapse atmalan gibi bir
tehlike yok mu? Var, ama bu kimın için teh-
like? Bugün ve geçmişte hapishanelerle ta-
nışmış bunca aydınımız gibi biz de aydın
olmanın bedelini onurla öder. ranzalanmız-
da rahat uyuruz. Oysa içeride geçireceği-
miz her gece, çağdışı yöneticilerin uykusu-
nu kaçıracaktır.
3- 8. madde, Anayasa Mahkemesi'neL
Savcı Aytaç Tolay, iddianamesinde. bizim
suçumuzu oluşturan Terör Yasası'nın ünlü
8. maddesi ile TCK'nin 162. maddesinin
Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne aykı-
n olduğunu söylüyor.
1982 Anayasası'mn (!?) 90. maddesinin
ise uluslararası anlaşmalan anayasanın üs-
tünde saydığını belirtıyor ve bu maddele-
rin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne
gönderilmesıni ıstiyor. Sanıklanmız ara-
sında bulunan anayasa profcsörü Bülent
Tanör ve diğer hukukçu arkadaşlanmız,
bunu doğrulayan özlü bir hukuksal metin
hazırladılar. Biz de sıramız gelince bir ke-
lime ile bu metne katıldığımızı belirtelim.
Bu yol açılsın ve mahkemeler "Bana ne,ka-
nun böyie, ben kanuna göre karar veririm"
bahanesinin arkasına sakJanamasınlar. Yar-
gıçlar, gerçekten 'hukukun üstürdüğü'nü
savunuyorlarsa "Daha üst bir yasanın em-
ri dururken daha alttakini uygulayamam"
diyebilsinler.
4- Yalnız 8. madde değil, hepsi! En iyi
olasılıkla bütün bunlar gerçekleşse ve 8.
madde iptal edilse ne olacak? Hatta bu ya-
sanın tümü iptal edilse ne olacak ki? Dü-
şünceyi suç sayan bir yığın yasa etrafımızı
örümcek ağı gibi sarmış.
Biz yalnız 8. madde için değil. 'düşün-
cenin suç say ılmaktan tamamen çıkanlma-
sı için' yola çıktık. O halde yolumuza de-
vam etmeli, benzeri diğer maddeleri de hep
birlikte çiğnemeliyiz. (Zaten iddianamede,
eğer 8. madde iptal edilirse TCK'nin 312.
maddesinden yargılanmamız isteniyor). O
halde devam! Yoksa düşün düşün, suçtur
işin!..
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Rabıta...
Suudi Arabistan Prensi Abdutlah Bin Abdülaziz
açıklıyor:
"Uyuşturucu kaçakçılannın islam yasalanna göre
idam edilmesine devam edilecektir..."
Suudi Arabistan'a giden 'özel elçi' Prof. Dr. Nev-
zat Yalçıntaş ise şöyle diyor:
"Suudiler gazete haberlerinden rahatsız olmuş-
lar..."
Şeriatçı gazetelere sabah sabah bir göz attım. Şe-
riatçı tosuncuklar da tıpkı Suudiler gibi rahatsızlar.
Diyorlar ki:
"Infazın suçlusu medya..."
Refah Partisi'nin yayın organı gazetenin fesli yaza-
n 'şenat hukukunun üstünlüğünü' savunduğu yazı-
sında Suudilere 'selam göndermeyi' de ihmal etmi-
yor.
O da şunları yazıyor:
"...Faiz ve tefecilik, resmi vesikalı kadın satışı, pa-
ra ticareti ve spekülasyonlan, bütçe talanı, saçı bit-
medik yetimlerin haklannın deve edilmesi, israf, hır-
stzlık, talan, soygun, emanetin ehil olmayana tevdii,
bin kişilik bir işletmeye on bin kişi tayin ederek onu
batırma, yalan-dolan, dinsizlik, mafyacılık, emanete
hıyanet, arrivizm ve daha bin türlü rezalet ve ahlak-
sızlık üzenne kurulu yamuk bir düzenin nimetleriyle
zenginleşen medya kompradoriannın şeriat hukuku
aleyhinde kampanya açmalanndan daha tabii ne ola-
bilir.
Laiklenn hepsini bu kategoriye sokmuyorum. Be-
nim tasnifîme göre üç çeşit laik vardır.
1. Ateist laik. Bunlar AJIah 'ı inkâr ettikleri için şeri-
at hukukuna karşıdıriar.
2. Ataist laik. Bunlar resmi ideoloji ve müolojiyi din
gibi benimsemişlerdir.
3. Kafası karışık Müslüman laikler. Hem Müslü-
manlıktan hem laiklikten vazgeçmezler. Cumaya gi-
deni, ramazanda oruç tutanı bile vardır. Hemyardan
hem serden vazgeçemezler.
Deliliğin bile çeşidi bulunmaktadır. Zırdeli, zırzır
deli, hınzır deli. Hepsini aynı kefeye koymak doğru
olmaz.
Bugünkü hukuksuzluktan, hukuki anarşiden, top-
lumun ihtiyaçlanna cevap vermeyen kanunlar can-
gılından ve bu sebepler dolayısıyla yıkımdan, ancak
şeriat hukuku kurtanr.
Uyduruk pozitif anti-hukuk sıstemiyle ancak bu-
günkü anarşiye, kargaşaya ve çıkmaza yuvarianılır.
Kılınçla adam idam etmek vahşetmiş: Asarsan In-
giliz veya Amerikan ipiyle asacakmışsın. Hem asma-
dan önce kaliteli şarapla sulanmış bir de yemek ye-
direcekmişsın. Benim karnım böylezırvalara tok. Ak-
lına ve kalemine güvenen varsa, şahatanlık ve edep-
sizlik yapmadan laik hukuk sisteminin ciddi bir sa-
vunmasını yapsın, üstünlüğünü göstersin bakalım.
Gücü yeterse..."
•••
Dört yurttaşımızın başlannın kılıçla kesilerek idam
edilmesine alkış tutan şeriatçı tosuncukların yazdık-
larını okudukça, 1987 yılında Uğur Mumcu'nun or-
taya çıkardığı 'Rabıtazinciri'n anımsıyoaım. Zincirin
halkalannı oluşturan Rabıta örgütünün kurucuların-
dan Salih Özcan'dan, 1976'da bakan olan Hasan
Aksay'a dek birçok adın bu olaya kanştıklarını bili-
yorum. Suudi kökenli Rabıta örgütünün, yurtdışında-
ki Türk imamlara para ödediğini, o dönem çıkan tar-
tışmalarda şeriatçı tosuncuklann, Kenan Evren ile
Bülend Ulusu'yu (28.4.1981 tarihinde çıkanlan
8/2838 sayılı -Rabıta'nın imamlara maaş ödemesini
sağlayan- kararname yüzünden) ne denli savunduk-
larını unutmuyorum. Yine Rabıta'nın laik, demokra-
tik Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal
Atatürk hakkında 'put adam' adlı bir kitap yayımla-
dığını da aklıma getiriyorum.
Tşte Uğur Mumcu'nun kaleminden 1987 yılının 'Ra-
bıta zinciri'nm halkalan:
"...1971'lerde başlayıp 1987'ierde büyük bir hız
alan dinsel amaçlı vakıf yanşı, 11 Mart 1987 günlü
Resmi Gazete'de Maliye ve.Gümrük Bakanlığı'nca
yayımlanan 'Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre
kurulan vakıflar ile bilimsel araştırma ve geliştirme
faaliyetlerinde bulunan kurum ve kuruluşlara vergi
muafiyeti tanınmasıyla ilgili usül ve esaslar' başlıklı
tebliğ ile yeni biryön alıyor, bu tebliğ ile büyük ser-
mayeli vakıflara yeşil ışık yakılıyordu.
Suudi sermayesi ile Ozal a/7es; arasında kurulan bu
ilişkilerin ardında, 'Rabıta' örgütü bulunmaktadır.
Bu şeriat örgütünün yönlendirdiği finans kurumla-
n Türkiye'de ekonomik hayatı daha şimdiden etkile-
meye ve yönlendirmeye başlamıştır.
Faizsiz bankalar, bu bankalann kuruculan, bu ban-
ka kuruculannın siyasal etkinlikleri ve bu 'finans ku-
rumlan 'na tanınan ayncalıklar.
Ilim Yayma Cemiyeti' ile 'Aydınlar Ocağı'ndan ge-
lip Suudi ortaklıklan eliyle güçlenen, gün geçtikçe bü-
yüyen bir para imparatohuğu.
Biryanda Suudi Prensleri, öteyanda iktidar parti-
si il başkanlan ve Başbakan'ın kardeşlerine kadar
uzanan bir zincir.
Zincirin bir ucunda şeriatçı 'Rabıta örgütü', öbür
ucunda Türk hükümetinin Başbakanı'nın kardeşi...
Ve Suudi sermayesiyle güçlenen çevreler eliyle
kurulan siyasal amaçlı dinsel vakıf olgusu.
Milli Eğitim'den ün'ıversiteye, üniversiteden TRVye
kadar, hemen hemen her yerde görünen 'Islamcı'
akımlar, kimi Süleymancı, kimi Milli Görüşçü, kimiHu-
meynici, kimi Nurcu, kimi de Türk-lslam sentezcisi.
Tümü de laiklik ilkesiyle kavgalı."
•••
Türkiye'yi ortaçağın karanlığına götürmek isteyen
güçlerin parasal kaynağı Rabıta değil midir? Cami-
lere, Kuran kurslanna Rabıta tarafından para akıtıldı-
ğı, şeriatçı örgütlenmenin yıllardan beri bu biçimde
sağlandığı devlet tarafından bilinmemekte midir?
Dört yurttaşımızın kellesini koparan gücün Türki-
ye'deki kolları, elbet şeriata karşı çıkanlan hedef gös-
terecek, onları yok etme planlan hazırlayacaktır...
Bizyarın, 'Rabıta o/ay/'nın bir başka yönünü, 1987
yılında sevgili Uğur Mumcu'nun ortaya çtkardığı 'şe-
riatçı örgütlenmeyi' 1995 Türkiyesi'nde olup biten-
lere ışık tutması için anlatacağız...
CATI RESTAURANT - BAR
Yeşillikler arasından
Boğaz'ı
seyrediyorum,
Beyoğlu'nda dans ederken...
251 00 00
(Özel Tekne Gezileri...)