Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 1995 PAZAR
PAZAR KONUGU
ŞUNUŞ
Türkiye de siyaset tıkandı... Buyargı son günlerde
çokyandaş buluyor. Anayasa değiştkliği için
imzalarıyla söz vermiş 301 milletvekili ve 270'izor
bulan evet oylan. Hani söz namustu? Ancak
tıkananm sait siyaset olmadığını, Türkiye'nin
akandığını savunanlar var ve bunlann sayısı hızla
artıyor. Günübirlik kararlarla 60 milyonluk koca bir ülkenin yönetilemeyeceği, çözüm bekleyen köklü
sorunlartn gitgide kangrenleşme eğilimi içine girdiğini söyleyenler çoğahyor. Meclis 'teki partilerden ve
yozlaşan politikacılardan sıtkı sıyrılanlar eski dönemlerde başka ve demokrasi dışı çözümlere yönelirlerdi.
"Parlamento dışı muhalefet, zindegüçUr" terimleri, o günlerden ve o yönelimlerden mims kalmış terimler.
Sevindirıcidir ki bugün bu parlamentodan, bu politikacılardan umudu kesenler, çözümü demokrasi dışında
değil, "daha çok demokrasi "de arar oldular. Ülkenin köklü sorunlarına köklü çözüm arayışlan çeşitli
sivasal kanatlardan aydınları, bilim adamlannı ve temiz kalabilmiş siyasetçileri bir araya getiriyor. Yeni
gruplar, yeni siyasal oluşum arayışlan birbirini izliyor. Demokratik Cumhuriyet Programı da (DCPj
bunlardân biri. Geçen haftalarda sessiz sedasız kamuoyu önüne çıktılar. Üç buçukyıl sürmüş (gün değil, ay
değil, yıl) taıtışmaların, ince eleyip sık dokumalann ürününü, Türkiye 'nin sorunları için bir çözüm
programmı kamuoyuna sundular. Görüşlerinin yeterli olgunluğa ulaştığı kanısındalar ve artık bunu bir
siyasalpartiye dönüştürme hazırlığı içindeler. Tarhan Erdem, Ahmetİsvan, Necdet L'ğurgibi sosyal
demokrat saflardapolıtikayapmış birkaç kişiyi biryana bırakırsanız çok ünlü değiller. Ama çok iddialılar.
Bu hafta DCP 'nin önde gelenlerinden altısının katüdığı bir söyleşide bu yeni siyasal olusumu, ana yönelim
ve özellikleri ile okuyucuya tamtmayı amaçladık. Söyleşiyi de bu sınırlar içinde tuttuk. Daha ayrıntılı bilgi
edinmek isteyenlerin lstanbul'da 0 212. 275 10 00 numarah telefona başvurmaları gerekiyor.
AYDINENGİN
i birsiyasal arayış: DCP- Aranızda adlan sosyal demokrat hareketie
özdeşleşmiş pek çok kişi var. DCP günümüz
sosyal demokrasisinin bir program önerisi ya da
arayışı olarak değerlendirikbilir mi?
Tarhan Erdem: Tahmin etmiyonım. Biz bir ad
koymak istemiyoruz. Ama siz nasıl
görüyorsanız... Sıze nasıl gehyorsa öyle
diyelim...
- Ama aranızda sizin gibi ünlü sosyal demokrat
politikacılar var. Hareketiniz bu açıdan bir
sosyal demokrat-
Tarhan Erdem
Yöneticı ve inşaat
yüksek mühendisi
T
A. ürkiye'nin
gerçeklerine
hiçbir
öğretiden
hareket
etmeden
bakarak bir
program
hazırlamaya
çalıştık. Bu çıktı, elinizdeki bu
program çıktı.
Tarhan Erdem: Şimdi eskiden sosyal demokrat
olan burada pek çok arkadaşımız var. Yani daha
doğrusu eskiden içinde politika yaptıklan
partinin kendini sosyal demokrat olarak
tanıttığı pek çok arkadaşımız var. Bu bir şey
ifade ediyor muhakkak. Ama bız bu programı
yaparken ne eski sosyal demokrat bir
programın 1992'lerdeki, 1994'lerdeki
versıyonunu aradık ne de yeni sosyal demokrasi
ne olmalıdır diye aradık. Biz Türkiye'nin çıplak
gerçeklerinden başlayarak bir program yapmak
istedik. Yani toplumla banşık, Türkiye'nin
olaylanna hiçbir öğretiden hareket etmeden
bakarak bir program hazırlamaya çalıştık. Bu
çıktı.
ÂD izim bir
Türkiye
hayalimiz ve
hayallerimizi
ete kemiğe
büründürmek
Doç. Dr. Aydın Uğur * . , ,
A.ü.'de öğretim ayrıntılandırıl-
üyesi, siyaset bilimci
programımız var. Oysa öyleleri
var ki hayalleri bileyok.
Mehmet Kabasakal: Bir de şöyle bir kaygımız
oldu. daha doğrusu olmadı: Bizim işte eski
dostlanmız hoşlanırlar şunlan da koyalım gibi
bir kaygımız olmadı.
Tarhan Erdem: ...veya hoşlanmazlar,
koymayalım, programdan çıkaralım diye de...
Mehmet Kabasakal: Evet, böyle de olmadı.
- Peki bir başka soru. Sosyal devlet, özel
mülkiyetin asılması, kanıu mülkiyeti,
kooperatifçflik gibi sosyal demokrasinin klasik
kavramlan DCP programında yer aJmıvor. Bu
bir terminolojik bir tercih mi? Yoksa daha ötede
bir yöneüme mi işaret ediyor?
Tarhan Erdem: Bu bir terminolojik tercih. Yani
burada. bu programda ne bir öğreti ne bir lıder
adı vardır. Çünkü o kavramlarla, o adlarla
anılmaktan, o isimlerle değerlendirilmekten
çekındik. Bu, bilinçlı bir tercihtir.
- Aynı paralelde bir başka sorum var. Siyasette
alışılagelmiş konumlandırmalar vardır. İşte
merkez partisi, merkez sol, merkez sağ, radikal
sol ya da sağ filan gibi. Böyle bir
konumlandırma. siyasal yelpazede böyle bir yer
arayışı. Demokratik Cumhuriyet Programı için
de geçerti mi ?
Tarhan Erdem: Hayır. Ama... Bakın biz bunu
kendi kendimize konuştuk. Bize bu sorunun
sorulmasını beklediğimiz için. Nitekim de
soruldu ilk basın toplantımızda. Bakın şimdi siz
de soruyorsunuz. K.onusruk biz bunu önceden.
Alışılmış terimlerden biriyle kendimizi ifade
edebılir miyiz diye... Kimi öneriler de oldu.
Ama hepsınden vazgeçtik. Biz kendimizi böyle
bir konumlandırmada bir yere
yerleştiremiyoruz. Örneğin Aydın Uğur'un bir
teklifi var, "Hberal sol" gibi bir terim... Ama
lıberal sol, kendi içinde yanlış
bir terim.
Aydın Uğun Onu bilerek
önerdim.
Tarhan Erdem:
Görüyorsunuz yanlışlığını
bilerek diyor.
Aydın Uğur: Evet. Literatürde
yeri yok, ama bugün dünyada
doktnnlerin geldiği noktada
bir şey ifade ediyor bence.
Bekir Ağırdır: Şimdi efendim
şu var. Biz geriye dönüp
tartışmadık. Sadece geleceği
tartışma çabasında
olduğumuz için orada böyle
önyargılı, birtakım şablonlan
önümüze koyup geriye
bakmak gereğini de hissetmediğimiz noktada...
O yüzden bu tanımlar bizi karşılamadı zaten.
Karşılamıyor da.
Hasan Karacal: Ama şu da bir gerçek ki
içimızdekı arkadaşlann çoğunluğu sol bir •
gelenekten gelmekte. Yani partıcilik yapmamış
bıle olsalar sosyal demokrat gelenekten ya da
farklı sol geleneklerden geliyorlar. Ama bız
kendimizi gene de şöyle tanımlamıyoruz:
Türkiye'de bugün çağdaş olanlar var, çağdışı
olanlar var. Yani çağdaş olan ve olmayanlar
diye Türkiye'yi bir çizgiyle ikiye bölmek
mümkün. Ya da bir ileriye bakanlar. bir de
geriye bakanlar var. Kalın çizgılerle böyle
bölünebilir. Biz dedik ki ileriye bakan ne kadar
insan varsa, sosyal demokrat gelenekten, sol
gelenekten gelmiş de olabilir, liberal
gelenekten, kendini liberal olarak tanımlayan,
hatta merkez sağın içinde çağdaş düşünen,
ileriye bakan insanlar da var bugün. Onlar da
olabilir dedik.
Yeter ki yüzü geriye değil, ileriye dönük olsun,
değişimden yana olsun. Türkiye bir noktaya,
programda açıkladığımız tıkanmış bir
noktaya... Birkaç adım atıp ileriye doğru
gitmesi lazım. Bu program onun için
hazırlandı...
Nilüfer Anak: Şimdi bizim ilk bir araya
gelişimizde Türkiye'deki sorunlara tepkiler
vardı, yapıya tepkiler vardı.
tlk olarak biz Türkiye'deki yapıya baktık ve
Türkiye'nin yapısal önemli problemleri
olduğunu, sistemle ilgili önemli problemler
olduğunu, önce bunun çözülmesi gerektiğini
saptadık. Bunlann çözümlennı önerirken de
bence Türkiye'deki önemli tehlikelerden biri
bu, onun için tarifler çok sınırlıyor, belli
tariflerin içine kendinizi soktuğunuz zaman bu
problemler için geçerli çözümler bulmaktan
çok, bu tariflerin içinde kalmaya
çalışıyorsunuz. Yani bizi tanımlayanlara aykın
gelenleri bile biz çözüm olarak önerebildik. Bu
anlamda hiçbir önyargımız olmaksızın yola
çıktık. Bunun ben sağlıklı bir tutum olduğuna
inanıyorum.
Aydın Uğur: Şimdi efendim bu merkez sağ ya
da sol sorunu. Esasen toplumdaki temel çelişki
ekseninin üretim aracı olduğu, ülkeyi üretim
aracına sahip olanlarla olmayanlann aynşması
ekseni üzerine toplumun bir yere yöneldiği bir
tablodan yola çıkarak yapılan bir
kategorileştirmedir. Bize öyle geliyor ki,
Türkiye'de elbette üretim araçlan sahipliği ya
da yoksunluğu konusunda çok ciddi bir çelişki
var. Ama Türkiye'nin sorunlan sadece bu
çelişki ekseni üstünde anlaşılamaz. Başka
çelişkiler de var.
- Samnm siz de bana hak vereceksiniz, dikkade
Hu
Nilüfer Anak
Bankacı, ekonomist.
Eski CHP yöneticisi
içbir önyargımız
olmaksızın yola çıktık.
Kendinizi belli tariflerin içine
soktuğunuz zaman
: î i j
problemleri çözmekten çok
bu tariflerin içine sıkışıp
kalıyorsunuz.
bakddığmda sosyal demokrasinin Idasik
tezlerinden köklü bir aynlış. en anndan o
sistematiği terk ediş, programa damgasını
vurmuş. Buna katıhyor musunuz?
Mehmet Kabasakal: Evet. tfade de ettik zaten.
- Sosyal demokrasiyi terk mi ettiniz, yoksa
uzlaşma vurgunuz yûzünden ertdediniz mi?
Tarhan Erdem: Hayır. Ertelediğimizi
sanmıyorum. Yani sosyal demokrat hedefler
derken bizim sık kullandığımız bir deyimle
"ahta kalanın canı çıkmasın" amaçlanıyorsa
eğer terk etmedik elbette.
- PekL YDH, Yeni Demokrasi Hareketi üstüne.
YDH, merkez sağdaki ükanmaya bir seçenek
olarak ortaya çıktı. Siz de merkez solda bir
seçenek üretiyor i/lenimi uyandınyorsunuz. Bu
bağlamda \ DH ile aranızda bir ortakiık
görüyor musunuz?
Tarhan Erdem: Şimdi burada çok önemli bir
nokta var. Biz merkez sağ, merkez sol, orta sağ,
orta sol diye başlamıyoruz söze. Doğrular var.
Bu doğnıları da tartışmaya hazınz. Doğrulan
savunmaya hazınz.
Ama bunu savunurken "Biz sosyal
demokradar" veya "Biz sağcüar, biz
muhafazakâıiar. biz liberaller" diye savunmaya
başlamıyoruz. Türkiye'nin gerçekleri var.
Sorunlan var. Bu sorunlan nasıl çözeriz, diye
başlıyoruz.
Bunun çözümü bizi nereye götürmüşse
meselemiz odur.
Mehmet Kabasakal: Altta kalanın canı
çıkmasın diyoruz ve buna çözüm anyoruz...
Tarhan Erdem: ...evet çözüm anyoruz. Zaten
hareketin başlangıcı o. Şimdi eğer YDH
kendisini merkez sağ olarak tanımlayabilir.
Ama YDH programından herhangi bir madde
ile mukayese etmek lazım ya da onu da
tartışmak lazım. Yani sorun, onlar daha ıyi, biz
daha iyiyiz değil. Hayır değil.
- Peki bir örnek vereyim. Devlet ve birey
Uişkisinde YDH ile DCP'nin yaklaşımlan büyük
benzeşim gösteriyor.
Aydın Uğur: Bu devlet ve birey meselesini
YDH bir uzlaşmaz çelişki gibi anlar vaziyette.
Yani ya bireyden yana oluyorsunuz ya devletten
yana. Oysa bizim anlayışımız adımızın da ifade
ettiği gibi ikisini mezcetmeye yönelik bir
nitelikte. Çünkü sivil toplum, yani bireyin hak
ve özgürlükleri dediğinizde tarifıni
buldugumuz hukuki zemin devlettir.
Dolayısıyla devleti bir düşman gibi değil,
transforme edilmesi gereken ve bireyin
mutluluğa erişmesi için gerekli bir çerçeve, bir
zemin gibi ele alıyoruz.
Hasan Karacal: Bız bu çelişkiyi devletin
neredeyse sıfırlanması veya bireyin çok
yukanlara doğni çıkanlması gibi anlamıyoruz.
Böyle siyah beyaz
anlamıyoruz. Tam tersine,
devlet etkin devlet olmalı.
Bugün etkili bir devlet yok
ortada. Ama bu etkinliği
hantallık olarak da
kavramamak gerek.
- Programınızda
"ekonominin kendi
kurauanna göre işlemesL."
diyorsunuz. Nedir bu
ekonominin kendi kurallan
dediğiniz? Yani evrensel
geçerliği olan ekonomik
kurallar var ve bunlar dış
etkenlerle işlemiyon.. Bunu
mu diyorsunuz?
Tarhan Erdem: Ekonominin
kendine özgü, kendi kurallannın işlemesi,
serbest piyasa ekonomisi kurallannın işlemesi
demektir. Biz bunu demek istedik
programımızda.
Nilüfer Anak: Bir de şöyle soralım: Kurallann
işlememesi ne demek? Öna bakalım. Piyasalan
bozan müdahaleler var. Ekonominin kendi
kurallanna göre işlemesi demek, başıboş
olması demek değil, tam tersine devletin
devletliğini yaptığı bir ortamda rekabetçi bir
piyasanın mevcudiyetı demek.
- Peki hukuken nesiniz şimdi siz? İUegal bir
kuruluş filan mı?
Tarhan Erdem: Yok canım. Bakın şimdi şurdan
bir polis, gelse sorsa ne yapıyorsunuz siz diye.
Cevabımız: Biz bir parti kuracağız. Bu partinin
hazırlığını yapıyoruz.
- Size gösterilen ilgiden hoşnut musunuz? Yoksa
bir suskunluk duvanna mi çarpaıuz?
Aydın Uğur: Bakın bizim bu programın bir
siyasal harekete dönüşmesi için yeteri kadar
sabnmız ve inancımız var. Nitekim şimdi
büyük bir ilgi odağı olduk. Ama şımarmadık.
Çok fazla ilgi topladık diye kendimizi gaza
filan getirmedik. Birbakıma YDH'nin düştüğü
şeye kapılmadık...
- YDH'nin düştüğü neye?
Aydm Uğur: Tamam bütün Türkiye bize telefon
ediyor. bizde birleşiyor, filan diye yani. Ama
tersine de kapılmadık. Yani biz basınla bir
toplantı yaptık. Ona yedi-sekiz gazeteci geldi.
O zaman da üzülmedik. Acaba basın bize uzak
mı filan demedik. Yani inancımız ve sabnmız
var bizim.
- Peki efendim son soru: Programınızm
"Hedeflenen Türkiye" bölümünün sonunda çok
iddiah bir yarguuz var. Her türtü tevazuu bir
yana btraknğınız bir yargı. "...Mevcut partilerin
hiçbirinin sahip olmadığı bir programı..."
diyorsunuz. Nedir sizin getirdiğiniz ana yenilik?
Öteki partilerin hiçbirinde olmayan nedir?
Pr
Dr. M. Kabasakal
Siyasal bilimci, eski
DPT danışmanı
rogramı
hazırlarken
eski
dostlanmız
şunlardan
hoşlanırlar,
aman bu
noktalan da
Demokratik
Cumhuriyet
Programı 'na koyalım gibi bir
kaygımız hiç olmadı.
Tarhan Erdem: Türkiye'nin bütünûnü
görmesidir.
- Bütünûnü?..
Tarhan Erdem: Evet, bütünûnü görmesi ve
bütün problemlerine birlikte cevap arayışıdır.
Burada bizim söylediklerimiz yerel yönetimler,
yargı vs. Bunlar birbirinden bağımsız konular
değildir. Öteki partıler günlük politikalarla
yürüyorlar.
Oysa Demokratik Cumhuriyet Programı bir
bütün mozaiktir. lçinden bir parçasını çekip
çıkanrsanız onun yerine bir başkasını koymaruz
gerekir.
Açıkta bırakamazsınız. Bu program, Türkiye
toplumunun bütünûnü ve problemlerinin
bütünûnü dikkate alan bir programdır. Onun
bütün değerlerini dikkate alan bir programdır.
ürkiye de
bugün çağdaş
olanlar var,
çağdışı olanlar
var. İleriye
bakanlar var,
gerive bakanlar
Hasan Karacal o •; •
Ekonomist ve yöneti- ™r. Bız ileriye
ci. Eski DPT uzmanı bakanların,
çağdaş olanların, değişimden
yana olanların hareketiyiz.
Aydın Uğur: Bizim bir Türkiye hayalimiz var.
Bir toplum projemiz var. Ötekilerde Türkiye
hayali bile henüz yok. Hayal dağarcıklan
kalmamış.
Artı.
O hayallerimizin ete kemiğe bürünmesi için de
aynntılandınlmış bir programımız var.
FCimilerinin hayali yok, yok. Kimilerinin hayali
var belkı, ama programı yok.
- Teşekkür ederim hepinize»
Sevgili
AZİZ
NESİN
Senin soğumuş ama
hâlâ ellerimizde sıcacık
duran ellerinden
öperiz.
PAPİRÜS
YAYIN DAĞITIM
PRATİSYEN HB(İM
İnsanı ve
mesleğini seven
kendine güvenen
hekimler,
acil arayınız.
ttOST51l3Sa-SİD
BİLGİ EMEK-SEVGİ
DERNEĞİ
Aynı konulara duyarlı kışı,
demek ve vakıflarla ıletışım
kurmak istiyor
Yazrçma adresi:
EsatCad. 34/10
Küçökesat-Ankara
Tel: 425 38 25 Fat 425 26 39
Sigorta kartımı
kaybettim.
Hûkümsüzdür.
FATMA DEMlRCt
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTT1RMA ÎLANI
T.C. BODRUM tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
DosyaNo: 1994/168 Tal.
Satılmasına karar venlen gayrimenkulün cinsı, kıymetı, adetı, evsafı: Bodrum ılçesı, Islımhanelen Köyü, Bağla mevkıınde kain, tapunun %2 parsel, N18 c-22 d, 11 cilt, 1083 sahife-
smde kayıtlı, 962 no'lu parselde kat ırtifakı kurulan 2/59 arsa paylı. 51 ve 52 no'lu dubleks meskenlerin henûz inşaatının yapılmadığı arsa nitelıklı taşınmazlardır.
Satılmasına karar venlen gaynmenkul, ılçenin Islımhanelen Köyü, Bağla mevkıınde, Görece'den Bağla ve Kargı Koyu istikametine giden karayolunun Bağla kavşağının 200-300 m.
gensinde ve bu yoldan sol tarafa aynlan tali yol ile ulaşılmaktadır. Bu anayoldan dik bir eğimle yükselmektedir. Solda vadi vardır. Vadideki Kuzudere mevkıinden tekrar yukanya eği-
len yükselen parsel, önceden ımar uygulaması görmüştür 962 no'lu parsel ana parseldır. Bağla yoluna uzaklığı yaklaşık 400 m.'dir. Parsel imar parselidir. Bağla karayolundan ulaşan y-
ol, dar toprak yoldur. Araçla ulaşmak mümkündûr. Elektnk yakın çevrede vardır. Denizi tamamen görmektedir. Bıtışikte diğer parsellerin yollan açılmıştır. Tapu kaydrna göre üzerinde
kat ırtifakı kurulduğu anlasılmaktadır. Plandakı konumu Taks % 15, Kaks % 30 görûlmektedır.
GayrimeDkullerin muhammen değerleri: 1-2/59 arsa paylı ınşaatı yapılmamış 51 no'lu bağımsız bölüm arsa muhammen bedeli: 65.000.000.- TL.
2- 2/59 arsa paylı ınşaatı yapılmamış 52 no'lu bağımsız bölüm arsa muhammen bedeli: 65.000.000 - TL.
fraar durumu: Dosyasındadır.
Şanşşartian: 1-51 bağ. bölüm no'lu arsa, saat: 10.20'den 10.30'a kadar, 2- 52 bağ. bölüm no'lu arsa, saat: 10.35'ten 10 45'e kadar.
Bınncı satışlar 18.8.1995 tanhınde saat 10.20-10.45'e kadar Bodrum Adlıyesı bahçesınde açık arttırma suretıyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edılen kıymetın % 75'inı ve rüç-
hanlı alacaklılar varsa alacaldan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ıhale ohınur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artnranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 28.8.1995
günü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflannı geçmesi şartı ile kıymetin % 40'ını bulduğunda iha-
le olunur.
2- Arttırmaya ıştırak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20'si nıspetınde pey akçesı veya bu mıktar kadar millı bir bankanın temınat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşüı pa-
ra ıledır. Alıcı istediğınde 20 günü geçmemek üzere mehil venlebilir. Resmi ıhale, tapu harç ve masraflan, KDV alıcıya aıttir. Birikmiş vergıler, tellahye ücretı satış bedelinden ödenir.
3- Ipotek sahıbı alacaklılarla diğer ilgıhlerin (+) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddialannın dayanağı belgeler ile on beş gün içinde daıremı-
ze bıldırmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sıcili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır.
4- Satış bedeli, hemen veya venlen mühlet içinde ödenmezse lcra ve lflas Kanunu'nun 133. maddesı geregince ıhale feshedilir. tki ihale arasındakı farktan ve % 30 faızden alıcı ve
kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektır. .. . . .
5- Şartname, ilan tarihınden itibaren herkesin görebilmesi için daırede açık olup masrafı verildiğınde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebılir.
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan, başkaca bilgi almak ısteyenlenn 1994/168 Tal. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze
başvurmalan ılan olunur. 28.6.1995
(+) bginler tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın. 31436