Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 1995 CUMA
HABERLER
BSP üyesi Güner Eliçin, sosyalizmin yakın zamanda sıçrama yapacağını söylüyor:
Çağdaş sosyalîzm geliyor
Besim Tibuk
Liıeral Parti
bir yaşında
• İstanbul Haber
Servisi- Lıberal Parti
(LP)Genel Başkanı
Besim Tibuk.
Güneydoğu nun
kalkınması için de\letın
bölgeye yatınm
yapmasının 'israf
olduğunu belırterek,
•'Yatınm yapmak yerine
sınırlar kaldınlmalıdır"
dedi. LP"nin kuruluşunun
1. yıldönümii nedeniyle
önceki akşam Dedeman
Oteli'nde yemeklı bir
toplantı düzenlendi.
Toplantıda konuşan LP
Genel Başkanı Tibuk.
iktıdara geldıklerinde ilk
olarak ele alacaklan iki
konunun "gümrük ve
vergı"konulan olacağını
söyledı."
Eğitim-Sen'den
mücadele
kararı *
• ANKARA (ANKA) -
Eğitım-Sen. anayasa
değişıkliğının demokratik
olmadığı görüşünden
hareketle grevli-toplu
sözleşmeli sendika
hakkını elde etmek için
mücadeleierin
sürdürülmesı için karar
aldı. Eğitım-Sen 1.
Olağan Genel Kurulunun
21 temmuzda toplanarak
bundan sonraki
çalışmalarda temel alınan
görüşlerin belirlendıği
düzenlenen bir basın
toplantısıyla açıklandı.
"Hükümetin
baskısı son
bulsıın"
• ANKARA (ANKA) -
Insan Haklan derneğı,
(İHD) hükümetin İHD ve
tüm demokratik kitie
örgütleri üzerine büyük
baskı kurduğunu ılen
sürdü. İHD Ankara
Şubesi Başkanı Nunye
Erkol. yaptığı yazılı
açıklamada. dernegın
Malatya şubesinin
Malatya Valıliği'nin
emriyle kapatıldığını
bildirerek bunun. dernek
üzerindeki hükümet
baskısının açık bir
göstergesi olduğunu
söyledi. Erkol. İHD'nin
insan haklannın
geliştinlmesi yolunda
çalışan birörgüt
olduğuna dikkat çekerek.
"'tHD Ankara Şubesi
olarak bir kez daha
hükümete çağnda
bulunuyoruz.
Demokratik bir hukuk
de\letının gereklen
yerine getirilmeli. İHD
Malatya Şubesi için
verilen kapatma karan
kaldınlmalıdır" dedi.
E
skı TlP üyelennden
Güner Elıçın, Sovyet-
ler Bırlıği'ndeyaşanan
\e bugün gelınen nok-
tanın aslında sosyaliz-
mı daha da güncelleştırdiğinı söy-
lüyor. Eliçin. "Sovyetler Birliği
döneminde diğer ülkelerdeki
partiler bağımsız ve gerçekçi bir
politika Lzleyemiyorlardı. Şimdi
bö>le bir örnek ortadan kalkın-
ca. hatta bu örneğin yanlışları
görülünce sosyalizmin daha
güncel ve somut bir biçimde
gündeme geleceğini düşünüvo-
rum" dıyor. Eliçin Cumhunyet'in
sorulannı şöyle yanıthyor.
- Bu çerçevede. sosyalizmin in-
sanlık için günceliğine geldim.
-Sosyalizmin daha güncel ve so-
mut bir biçimde gündeme gelece-
ğini düşünüyorum. Bu durumda
her ülkenın somut durumu öne çı-
kacaktır ve o yüzden sosyalîzm y a-
kın zamanda bir sıçrama yapacak-
tır. Ama bu. tabii o eski bıldiğimiz
biçimde b«r sosyalizm olmayacak.
Bu. yenı koşullann analizıyle or-
taya çıkacak olan çağdaş bir sos-
yalızmdır. Marksizmin kaynaklan-
na yeniden dönülmesi v e yeniden
çağdaş bir anlamda değerlendiril-
mesi söz konusudur artık.
- Çağdaş anlamdaki değerien-
dirmeniz neleri içeriyor? Ban
marksisrtere göre yeniden çağdaş
değerlendırme'nin sonu. karşı
kamp...
- Sosyalizmin bir gecede kuru-
lacağına inanmıyorum. Sosya-
lîzm. tolumsal yapı ıçinde. çeşitli
mevzıler. kazanımlar sağlanarak,
alttan yukarıya kurulacaktır. Bu
mevziler nedir? Geniş kitlelerin
yararına olan kooperatifler. sendi-
kalar. geniş kitleler adına mülk
edınmeler. eğıtim kurumlarını ele
geçirmek gibi. Şımdı. bu duruma
en yakın olan. Avrupa"dır. Geçen
yıllarda sosyalizm azgelişmiş ül-
kelerde bir çağdaşlık sorunu ol-
maktan çok. kalkmma sorunu gibi
algılanıyordu. Halbukı sosyalizm.
salt bir kalkınma sorunu değıl. In-
sanların içinde mutlu olabıleceği
bir toplumsal yapıyı kurma soru-
nudur. Bu toplumsal yapıda tek ba-
şına maddi olanaklar rol oynamaz.
Insanlann dığer gereksinimleri
olan sanat. kültür gibi. üstyapı ku-
rumları da önemlidır. Bız bunlan
vaktiyle bu kadar kesın bilmiyor-
duk ve düşünmüyorduk açıkçası.
Ama şimdi. bunun böyle olduğu-
nu görüyoruz. Sosyalizmin, öyle
gelir gelmez de mucize yaratama-
yacağını bılıyoruz.
- Güneydoğu'yu nasıl değerien-
diriyorsunuz Kiirt sorunuyla bir-
ukte ?
- Kürt meselesının. bir sınır so-
runu olmadığını düşünüyorum.
Oysa ki bizim dev letimizin politi-
kası, Kün meselesının bir sınır me-
selesi olduğu üzerine kurulu. Kürt-
ler arasında da böyle görenler var
ama. büyük çoğunluğun ısteği. sa-
dece mutlu yaşamak. Bu konuyu
sınır sorunu olarak ortaya koymak.
aynı zamanda emperyahzmin de
ışine geliyor. Çünkü bölgenın bu
sorunla meşgul olmasını ıstiyor.
Bu nedenle devletın ve hükümet-
lerın tutumu. emperyahzmin ek-
meğıne yağ sürüyor. Bu mesele-
nin özü. bölgenin azgelışmişliğın-
de yatıyor. Oradaki insanlar mutlu
olsalaY, silaha kadar varacak kal-
kışmalara girişmezler. Konuyu salt
bir kalkışma v e bir terör olarak al-
gılamak. sorunu çözmeyecektir.
Belki terörü bastıra bastıra engel-
lemek mümkün olur, ama sorunun
çözümü sağlanamaz
- Terör boyutu, toplumun önün-
de daha acil dunıyor.
- Şunu unutmamak lazım; ölen
de öldüren de Türkiye Cumhuriye-
SERDAR
tı vatandaşı. Bızım
kardeşlerımizdir.
Kürt gencı askere gıt-
tiğinde Mehmetçik
oluyor. Ev et, terör so-
runu önlenmelidir.
Ancak asıl olan. terö-
rün kaynaklarının or-
tadan kaldınlmasıdır.
Sinek öldürerek ba-
taklıgı kurutamazsı-
nız. Terönst öldürerek
de sorunu çözemezsi-
nız. Haklı ıstekleri
görmek lazım. Genç
bir insanının ölümü
göze alarak kendısıni dağlara at-
ması, eline silah alması. öyle ko-
lay bir iş değildir. Bunu sajt bir kış-
kırtmayla. kandırmayla açıklamak
yetmez.
- Sorunun bir boyutunda da P-
KK \ar. Kurulduğu ilk günlerde li-
derinin ağzından Marksist-Leni-
nist olduklan söyleniyordu. Gerçi
böyle olmadıklan ortada, ama son
olarak Öcalan, Marksist-Leninist
olmadıklannı açıklamak duru-
munda kaJdu Size göre, neden?
- Geçmiş yıllarda Marksizm ve
Leninizm her ayaklanmanın daya-
nağı yapılmıştır. Marksizm ve Le-
ninizm salt bir kalkınma modeli
olarak algılanmıştır. Oysa ki. ger-
çek bu değildir. Marksist öğreti.
yaşamı degiştirme olayıdır. Yıllar-
Dünyada veTürkiye'de sosyalizmin geleceği
SOSYALİSTLER
TARTIŞIYOR
düşmüşlerdir. Türk soLuiurı. ade-
ta kendi devletlerine muhalif ve
karşı olan her harekete katılmış-
lardır, destek vermişlerdır. Bu yüz-
den de çok haksız durumlan ve
olaylan desteklemek durumunda
kalmışlardır. Bu. doğru bir tavır
değildir.
Orneğın Kıbns"ta bağımsız bir
devlet ıstemek esastır. Ama Yuna-
nistan buna razı olmadıkça. biz de
razı olamayız. Eğer onlar Kıbns'ı
özgür. demokratik ve bağımsız bir
devlet noktasına getirmek ıstiyor-
larsa, o zaman biz de buna katılı-
nz.
Ama bunun yenne adayı Yuna-
nistan'a teslım etmek. yanlıştır.
Marksist, aynı zamanda bir ülke-
nın vatandaşı olduğunu ve devle-
AET ve gümrük birli-
ğıne gırilmesme karşı
değilim. Avrupa bu-
gün. dünyanın ışık sa-
çan bölgesidir. Bu.
ABD ıçın de böyledir.
Tayin edıci olan Av ru-
pa'dır. Benim inancı-
ma göre sosyalizme
en erken geçecek güç.
Avrupa'dır. Sosyaliz-
me geçınce. daha da
iyi olacaktır. Bu yüz-
den Avrupa'yla ılişki-
lenmizi ne denli sık-
laştınrsak. hem geliş-
memız bakımından hem de sosya-
lizme ulaşma amacımız açısıdan
doğru olur.
Bu tav nn sosyalizmi çabuklaş-
tıracağına inanıyorum. Sosyaliz-
min yakınlaşması, böylece daha
mümkün olacaktır. Bir anlamda
konuya Marksist açıdan değil de
kalın bir çızgıden bakalım: bugün
dünyada ilencilik ve gericilik kav-
gası sürmektedir. Gericıliği, başta
şeriatçılar olmak üzere statükocu
güçler oluşturmaktadır. ilencıliği
ise Batılı gibi yaşayan güçler. Bu-
nun içinde, laik eğıtimli burjuva-
lar ve kapitalistler de vardır. libe-
raller de vardır. Bu anlamda. böy-
le temel bir çızginin bir tarafında
şeriatçılar, mollalar. agalar, şeyh-
ler var, diğer tarafında söyledikle-
ca bu kalkı^malara ideolojık kılıf
bulmak için Marksizm ve Leni-
nizm kullanılmıştır. Devrimci un-
surlara cazip gelsin dıye Marksi-
sizm ve Leninizm kullanılmıştır.
Aynca Sovyetler Birliği ayaktay-
ken bu ülkeden y ardım uman her
türlü kalkışma. kendisine Mark-
sıst-Lenınıst demıştir kı. kolay ıliş-
ki kursun. Bu anlamda PKK'nin
Marksizm ve Leninizmle ilişkisi
olamaz. Marksizm ve Leninizm.
işçı sınıfına dayalı bir dünya görü-
şüdür.
- Solun bazı kesimlerinde Kürt
sorununa emek-sermaye bağla-
mında değiL solculuğun ölçütü ola-
rak bakılıyor.
- Maalesef bu tür yanlışlıklar
solda hep yapıldı. Bizim solcula-
rımız geçmişte, birçok uluslarara-
sı sorun karşısmda bu çelişkiye
tın kendı devletı oiduğunu bılme-
lıdi-r. Tabii o devletin niteliğıni de-
ğıştirmek ve işçi sınıfına dayan-
dıımak ayn bir konudur. Bu ne-
denle PKK hareketinin sol adına
kayıtsız şartsız desteklenmesini
çok yanlış buluyorum. Bunun ya-
nında başka yanlışlıklar da var.
- Ömeğin ?
- Solda AET'ye ghme konusun-
da da yanlış değerlendirmeler ya-
pıldı. yapılıyor. BenceTürkiye'nin
gelişmesi. Avrupa'yane kadar ya-
kın olursa, o denli mümkündür.
Çünkü Avrupa. bugün dünyanın
merkezini oluşturmaktadır. Dün-
yanın geleceğınm her anlamda yö-
rüngesidir. merkezıdir Bu neden-
le Türkiye'yi Avrupalı gibi olmak-
tan, yaşamaktan uzaklaştıran her
hareİcet. ülkenin aleyhınedir. Bu
fırsatlan değerlendırmek gerekır.
Tabii ki kendini sömürtmeden.
rımız. Benım burada tarafım. tabıı
ki dûnyayı karanlığa götürmek ıs-
teyen güçler değildir. Bu nedenle
Atatürk zamanından beri yol ayn-
mındayız. Atatürk,Türkiye'yi Ba-
tılı yörüngeye sokmuştur.
Düşmanlan ıse Batılı yörünge-
den kopartıp ortaçag karanlığına
sürüklemek ıstemişlerdir. O yüz-
den bu iki genel ayrımda sosyalıst-
lenn safı. ileriden yanadır. Unutul-
mamalıdır ki Marx, bir Batılıdır
Bızı toplumsal olarak ileri götüren
herşey Batı'dangelmıştır. Bundan
gocunmamak lazımdır. Bızım sol-
cularımızın çoğu. devlet neyi istı-
yorsa mutlaka ona karşı olmak ge-
rekirgıbi biryanılgıyadüşüyorlar.
Bu. Kürt meselesinde de böyle.
Kıbns meselesinde de böyle...
llusal Kurtuluş Sav aşı...
- Atatürkçü değılım, ama Ata-
türk'ü sevıyor ve takdir ediyorum.
Atatürkçü olmak demek, yönünü
Batı'ya çevirmek. düşünceleri ve
yaklaşımlan pozitif bılime göre
ayarlamak demektır. Aynca Ata-
türkçüler ıle sosyalistler arasında
aşılmaz dağlar yoktur. Atatürkçü-
lük bir ideoloji olamaz, ama çağ-
daş bjr yaşam biçımidır. Ata-
türk'ün getirdigı en büyük kaza-
nım. pozitif bılimi Türkıye'ye sok-
masıdır. Aynca Atatürk dönemini,
kendi koşullarına göre değerlen-
dirmek gerekir. Demokrası açısın-
dan bakıldığmda Atatürk dönemı-
ne ilişkin pek olumlu şeyler söyle-
yemem. Bu konuyu, tartışılabılir
buluyorum. Demokrasi açısından
şöyle yapsaydı bugün daha mı iyi
olurdu sorusu, tartışılabihr. Ama
sonuç olarak faraziyedır. Ama şu
çok önemlidir ki bugün dünyada
bu kadar şeyı. bu kadar kısa bir za-
manda başarabılmiş bir başka dev-
rimci yoktur. Lenın ve Atatürk ay-
nı dönemde yaşamış iki insan. Bu-
gün bakıldığmda Lenin'den ne kal-
dı Atatürk'ten ne kaldı, insan gö-
rüyor bunlan. Atatürk zeki ve akıl-
cıydı. O gerici ortamda, o yoz or-
tamda öyle bir yıldızm parlaması,
Türkiye'nin şansıdır diye düşünü-
yorum.
- Banlan. niye sosyalizmi kur-
madı o zaman, diyor?
- Yapamazdı. Çünkü daha iyi bir
düzenin altyapısı yoktu o dönem-
de. Daha iyi bir düzen ne? Tabii ki
sosyalizm. Ama bu düzeni kura-
cak altyapı yoktu. Işçi sınıfı yok,
gelişkin bir düşünce sistemi yok.
tabanı yok. Yani yapılsaydı, bugün
Sovyetler Bırliği'ndeki durumdan
daha kötü olabilirdi. Birçok insan,
neden sosyalizmi getirmedi diye
Atatürk'e kızıyor. Yanlıştır, dedi-
ğım gibi sosyalizm bir altyapı is-
ter. Bu gerçek, Sovyetler Birliği ör-
neğinde de ortaya çıkmıştır. Nedir
altyapı? Demokrasidir. sınıfsal ka-
zanımlardır. Atatürk yapılabile-
ceklerin fazlasını bıle yapmıştır.
- Demokrasi konusunda da fark-
lı yaklaşımlar görülüyor.
- Demokrasi olayı. daha iyi ya-
şam mücadelesıdir. Eskiden şu de-
mokrasisi. bu demokrasisi. burju-
va demokrasisi gibi aynmlar çok
modaydı. Ben bunlara inanmıyo-
rum. Demokrasi.herkes ıçindir. Iş-
çi sınıfı için de burjuva için de. De-
mokrasi, bir hak arama mücadele-
sıdir. Hak arama, insanlar arasında-
ki eşıtsizliklerin kapanmasma ya-
rar. Bu nedenle sosyalizmle de-
mokrasi arasında önemli bir ılişki
vardır. Sosyalizm için mücadele et-
mek demek. demokrasi için müca-
dele etmek demektir. Demokrasi
için mücadele de aslında sosyalizm
içındır. Tabii demokrasılerde her
şey bizim ıstedığımız gibi olmaz.
Beğenmediğimiz görüşlere de yer
vardır. Bunlara katlanmak zorun-
dayız. Ben, ülkemizde dmi dünya
görüşünü de Cem Boyner hareke-
tini de demokrasinin içinde görü-
yorum. Ama bunlara karşıyım.
Bunlann belli bır zaman içinde de-
ğişeceklenne ve dönüşeceklerıne
inanıyorum. Ancak demokrasi, ku-
rallannagöreoynanmalıdır. Birine
sağlanan özgürlük. diğerlerine de
tanınmalıdır. Bizde ise sosyalizm
gelmesin diye ilericı düşüncedeki
insanlann eli kolu bağlanmakta,
buna karşın gericiliğe hız veril-
mektedir. Tabii çok önemli bır nok-
ta daha var; demokrasıyi isteme-
yenler, demokrasinin içinde yer
alamazlar. Yanı şeriatçılar. faşist-
ler yer alamaz. Çünkü bunlar sonuç
olarak demokrasiyı kaldırmak isti-
yorlar.
- Solda yeniden değeriendirilen __
bir konu da Atatürk dönemi ve SÜrecek
BIRBAKIMA
Tarikat üzerinden arsa kavgası
İşadamı İbrahim Cevahir'in kızının tarikat ilişkileriyle başlayan tartışma, karşılıkh suçlamaya dönüştü
tş dünyasının ünlü ısımlennden İbrahim
Cevahir"ın kızı Aysun Cevahir'in tarikat ılış-
kilerınm gündeme gelmesıyle başlavan tar-
tışma. karşılıkh suçlamaya dönüştü. [brahım
Cev ahır, böyle bır durumda her babanın yap-
ması gerekeni yaptığını söylerken tarikat
şeyhi oldugu öne sürülen Haldun Çetin ise
kavganın Yeniköy sırtlanndaki arsa yüzün-
den çıktığını belırtti.
Aysun Cevahir'in tarikat ilişkileri, geçen
yıl tstanbul Büyükşehır Belediye Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan'ı zıyaret etmesıyle
gündeme gelmışti. Daha sonra gazetelen do-
Taşan kara çarşaflı bazı kadınlar. gazetemıze
de gelerek. arazi mafyasımn, Haldun Çetin
ısımlı kimsesiz ve fakır bir kışinın 3.5 dö-
nümlük arazisıne el koymak istediğinı belirt-
mişlerdı.
Ay sun Cevahir' in de bulunduğu görüşme-
den kısa bir süre sonra Hatice Âksoy isimü
bir kadın gazetemizi aramış ve Aysun Cev a-
hır'in. babası tarafından Londra'ya kaçınl-
dığım haber vermişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bil-
gin'e kadar uzanan tartışmanın ardından gö-
rüşlenni aldığımız Haldun Çetin, olayın ge-
lişimıni şöyle anlattr.
"Tartışmanın asıl nedeni arsa mesdesidir.
Benim Yeniköy 'deki 3.5 dönümlük ara/imin
çevresine 1989 yılından itibaren gecekondu
yapılmaya başlandı. Zaman zaman ara/ime
girdiler. Biz bu durumu şikâyet eftik. Ancak
hangi kapıyı çaldıysak vü/ümüze kapandı.
İşin arkasında o dönem Sanyer ilçe başkanı
Davranış Bilimleri Araştırma Merkezi'nce düzenlenen toplantı beklenen ilgiyi görmedi
İşkence ve şiddetin etkileri konferansı
İstanbul Haber Servisi -
Uluslararası ınsan haklan ör-
gütlerinın ve özellıkle AvTupa
Parlamentosu'nun Türkı-
ye'deki işkence ve şıddet
olaylanna ılişkın tepkıleri sü-
rerken. Istanbul'da sessız se-
dasız bir konferans gerçekleş-
tirıldı.
Şıddet olayiarının birey ve
toplumlar açısından yarattığı
sorunlann ele alındığı konfe-
ransa, dünyaca ünlü Amen-
kalı bılım adamlan katıldılar.
Işkencenın etkileri üzerine
Türkiye'de yapılmış bır çalış-
manın sonuçlarının da yo-
rumlandığı konferansa izley ı-
ci olarak katılanlann sayısı-
nın ıse son derece düşük kal-
dığı gözlendı.
Londra Cnıversıte'sı Psıkı-
yatn Enstıtüsü öğretım üyele-
nnden, aynı zamanda konfe-
ransı düzenleyen Davranış
Bılımlerı Araştırma ve Teda-
vı Merkezi'nin kurucusu Dr.
Metin Baloğlu. Cumhuriyet'
e ışkenceye bağlı sorunlar
hakkında bilgı verdı:
-İşkencenin önlenmesi ve
ruhsal etkilerinin tedavisi ile
ilgili bu ve benzeri çalışmala-
nn sizce ne şekilde yaran olu-
yor?
Baloğlu: Her şeyden önce
dünya kamuoyunda bu konu-
da bılınç ve duyarlılık gelış-
mesine katkıda bulunuyor.
Dığer bır nokta da. bu konu-
dakı bılımsel çalışmalann
ürettiği verilenn bu alanda ça-
lışan hukukçulann ışıne yara-
ması. Örneğin. ışkencenın et-
kılerine ılişkın yaptığımız bı-
limsel yayınlar bugün birçok
Batı ülkesinde hukukçular ta-
rafından mahkemelerde kul-
lanılıyor.
Bu venler özellikle tazmi-
nat davalarında ve polıtık
mültecilere ılişkın davalarda
yararlı oluyor. Üçüncü olarak
da. bu tür çalışmalar işkence
mağdurlannın tedav isine ilış-
kın bılgılerin edinilebılmesı
için de gereklı. Önce işkence-
nin ne gıbı ruhsal etkılen ol-
duğunu anlamanız lazım kı
tedav ı yollannı araştırabilesi-
niz.
-Yapılan çalışmalar işken-
cenin insan üzerinde ne gibi
etkileri olduğunu gösteriyor?
Baloğlu: Bırtakım psiko-
lojik belırtıler var ki bjz bun-
ları Travma Sonrası Stres
Hastalığı (TSSH)diyetanım-
lıyoruz. Sık rastlanan belırtı-
ler arasında ışkenceye ilişkin
düşüncelerın. anılann ya da
ımajların sık sık zıhni ışgal et-
mesı, sıkıntı ve huzursuzluk
yaratması, kâbuslar ya da ge-
ce korkularıyla uykudan
uyanmalar, durup dururken
anıden ışkenceyı yeniden ya-
şıyormuş hissı, ışkenceyı ha-
tırlatan durumlarla karşılaşıl-
dığında kalp atışlarının hız-
lanması. terleme ve benzeri
fızyolojik tepkiler, y'aşama
karşı ilginin azalması. duygu-
sal küntlük. uyku sorunlan.
dikkatı toplama güçlüğü. aşı-
rı ırkılme tepkıleri gıbı belır-
tıler sıklıkla görülüyor.
Bunlann dışında kuşkucu-
luk, ınsanlara güvenmeme.
öfke patlamalan, saldırgan
davranışlar. depressıf ruh ha-
lı. bedende bır hastalık oldu-
ğu korkusu ve panik nöbetle-
rı gibi belirtiler de görülebılı-
yor.
olan İbrahim Cevahir olduğunu öğrendik.
Cevahir'le uzun yıllar komşuluk yaptık. Ay-
sun benim elimde büyüdü. Kendisinin iki eşi
vardır, ikisinden de bize haber gönderdi;
Gelsınler eltmi öpsünler bitsin bu ış." Git-
rik konuştuk. bizi dönemin imar müdürüne
gönderdi. Arazime viUa yapmak istiyorlar-
mış. Bana da iki villa vereceklermiş. Kabul et-
medim. "O zaman satın alalım" dediler, 'Kaç
para venrsıniz" dedim. İki milyar..." dediler.
"Bu paraya olmaz' dedim. Sonra aramızda
kav ga dev am etti. tbrahim Cevahir'in kızı za-
ten İsmail Ağa tarikabnın
üyesiydi.
* Ben onlan tarikat ilişkile-
rinden kurtardım. Tarikat
adı altında faaliyet gösteren-
lerin, İslamın tarikat tarifıne
uymadığını söyledim. Sonra
bu kızlar kendileri toplanma-
ya başlamış.
Eşarp işleriyie uğraşmaya
başladılar. Onlara bu işi ben
öğrettim. Ben Av rupa'y la ya-
nşacak nitelikte eşarpiar ya-
pıyorum. Şimdi bu işleri on-
lar yürütüyor.'"
tşadamı İbrahim Cevahir
ise tüm iddialan yalanlaya-
rak şunları söyledi:
"Ben çocuğumun bu rip ar-
kadaşhldanna ambargo koy-
dum. Başka bir baba böyîe
bir şey başına geldiğinde na-
sıl hareket ederse öy le hareket
ettinı. Bunlann kiyamet ko-
parmasının nedeni, kızımı
onlardan kurtarma çabala-
nmdır.'"
Almanya
PKK
eylemleri
üüsürüyor
GÜNER YÜREKLÎK
BERLİN -Almanya'da
Türk kuruluşlanna karşı
yapılan saldınlar sürüyor.
Polisın yaptığı açıklama-
ya göre. geçen gece Ba-
den-Württemberg. Aşağı
Saksonya, Kuzey Ren
Vestfalya, Hessen eyalet-
leri ile Hamburg kentinde
toplam 10 Türk kuruluşu-
na molotofkokteyli atıldı.
Yetkilıler. saldınlarda
ölen ya da yaralanan ol-
madığını. ancak Ham-
burg'daki saldında bir ki-
şinin duman zehirlenme-
sinden hastaneye kaldml-
dığını bildirdiler. Toplam
5 kişi olaylardan dolayı
gözaltına alınırken saldın-
yı yapanlaran. PKK'nin
buişleriçınkullandığı 16-
17 yaşlannda gençler ol-
duğu belirtildi.
Geçen hafta perşembe
gününden ben Berlin'de
açlık grevi yapan PKK'li-
lerden 6'sının komada ol-
duğu açıklanırken, 41 ya-
şındaki bir kadının kalp
yetersizliğinden öldüğü
bildirildi.
SERVER TANİLLİ
Paul Valery Ustüne...
Fransız Akademisi'nde bir kural vardır: Biri ora-
ya seçildiğinde bir söylev verir: söylevinde de,
oturacağı koltukta daha önce kim bulunuyor idiy-
se. onu da anar ve bu arada değerlendirir. Bu söy-
levler ve onlara -yine kural gereği- verilen yanıt-
lar, pek ünlüdür; içerik olarak da bir tür "kültür şö-
lenı"d\r\er.
Öyle her babayiğit zevkine varamaz.
Paul Valery, 1925te, Anatole France'tan bo-
şalan koltuğu doldurmak üzere, Akademi'ye se-
çilir. Ama o da ne? Söylevinde, Anatole France'ın
adını bir kez olsun anmaz. Gerekçesi araştınldı-
ğında, şunu bulurlar: France, vaktiyle Mallar-
me'den sözederken ileri-geri konuşmuştur; Mal-
larme ise, Valery'nin ustası. Şair, ustasına yapılan
haksızlığı yedirememiş, fırsatını düşürüp acı bir
misillemede bulunmuştur.
Edebiyatta ve sanatta olur böyle şeyler.
işte bu Valery, ölümünün 50. yılında anılıyor.
Yazılaria, kitaplaria, kollok ve sergilerle...
Öyle ha deyince dolaşıp tüketebileceğiniz bir
dünya değil yazarımızınki.
Alabildiğine geniş ve çok cepheli...
Şairliğinin yanı sıra, denemeci; sonra tarih, fel-
sefe, politika, bilim, teknik deyip kalem oynatmış.
20. yüzyılın en büyük aydınlanndan biri olarak
gösteriliyor.
Gelişme süreci de baş döndürücü...
Işe şiirle başlayan sanatçı, sonra onu birden bı-
rakır ve bir yirmi yıl "aklm manastırı"na kapanır. O
yıllarda edindiği bir alışkanlıkla, her sabah birkaç
saat, duyduklarını ve duşündüklerinı "yaşayanın
gerçek ayrıntısı" diye bir deftere kaydedermiş.
Bu alışkanlık, yaşamının sonuna değin sürer; bu-
gün bu Defterler'in sayısı 257 ve Valery'nin serü-
venini en iyi gösteren metinler olarak bakılıyor on-
lara.
Bu arada, edebiyat ve sanat çevreleriyle ilişki-
si sürer. Kimler yok ki aralannda? Mallarme'nin
öleceği güne değin "yar-ı vefakâr"\dır\ sonra Gi-
de, Heredia, Debussy, Degas, Renoir...
Uyuyan şair bir gün uyanır sonunda.
Ve yazıp yayımladıklarıyla çağdaş dünya şiirinin
doruklarına tırmanır.
ilkeleri vardır bu şiirin: Valery'ye göre, gerçek şa-
ir, insanlann en uyanık ve aydınlık düşünenidir; ev-
rensel aydınlığın insanı olarak, hiçbir gerçekliğe de
yabancı kalmamalıdır; bir şiir, "zekânın bir şöle-
ni" olmalıdır: Dilin bütün hünerleri, müziğin bütün
kaynaklan bu şölene katılırlar.
İki Dünya Savaşı arasının bir başka ve velvele-
li akımından, Gerçeküstücü'lerden farklı birbakış-
tır bu şiire ve Valery, onlar karşısmda tek başına
bir kaledir.
O şiirlerin en ünlülerinden biri. Deniz Mezartığı
bizde de bilinir: Alınız. Sabri Esat Siyavuşgilin
çevirisinden şu dizeleri:
Rüzgâr uyandı... Artık yaşama zamanıdır!
Kitabımı bir geniş meltem açıp kapatır,
Su kayadan toz olup görünür kıyı kıyı!
Pırıl pırıl sayfalar uçuşarak gidiniz! \ •>
Yık dalga! Yık keyifli sularında ey deniz,
Yelkenin yem yediğı şu âsude çatıyı!
Aydınlığın buram buram tüttüğü bir biçemle ka-
leme aldığı Denemeler'l. Diyaloglar'\ mutlaka
okunmalı Valery'nin. Çağının sorunlanna eğilirken
de. aynı berraklık içindediro vedidikleyicidir. "Biz
uygarlıklar, ölümlü olduğumuzu biliyoruz artık"
derken, pek yükseklerden seslenir gibidir.
Onun Türkçeye de çevrildiğini sandığım, Günü-
müz Dünyasına Bakışlar'ında, Batı için söyledik-
lerinde sözünü esirgemez. Biryerinde, şöyle der:
"Avrupa'nın, şupeksınırlı, veayrıcalıklı toprağın
insanlan, buluşların ve teknik ilerlemelerin çoğu-
nu verdiler dünyaya. Ne var ki, Avrupa'nın
geleceği, bilginlerinden aşağı düzeydeki siyaset
adamlarının yanlışları yüzünden tehdit altındadır."
1919'da yapılmış bir saptama bu!
Ya bugünlerde yaşasaydı Valery, neler söylerdi
acaba?
1940'tan sonra Alman işgali sırasındaki tutumu,
onurlu bir aydının tutumudur. 1941'de Bergson
öldüğünde, Valery'nin Fransız Akademisi'nde
yaptığı konuşma, Direniş hareketinin ilk adımlann-
dan biri olur. 1942'de Kötü Düşünceler ve Baş-
kalan adlı eseri yayımlandığında, niçin "iyi düşün-
celer" değil diye, işgalci güçler sorgulariar ken-
disini.
Nasıl başka türlü yazabilirdi ki? Aklın aydınlığın-
da olunca, yurtseverdi de...
Cumhuriyet Kitap Kulübü
Antalya Temsilciliği
GENÇLİK KİTABEVİ
IMZA GUNU
29 Temmuz Cumartesi (Yarın)
FAKİR BAYKURT
Saat: 17.30
Adres:Kışla Mah. Milli Egemenlik Cad. 41. Sok. No:l4
AMTALYA
SATILIK ARSA
Saroz, Güneyli köyünde satılık iki parsel.
0216 333 61 02