28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 1995 CUMA HABERLER BSP üyesi Güner Eliçin, sosyalizmin yakın zamanda sıçrama yapacağını söylüyor: Çağdaş sosyalîzm geliyor Besim Tibuk Liıeral Parti bir yaşında • İstanbul Haber Servisi- Lıberal Parti (LP)Genel Başkanı Besim Tibuk. Güneydoğu nun kalkınması için de\letın bölgeye yatınm yapmasının 'israf olduğunu belırterek, •'Yatınm yapmak yerine sınırlar kaldınlmalıdır" dedi. LP"nin kuruluşunun 1. yıldönümii nedeniyle önceki akşam Dedeman Oteli'nde yemeklı bir toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan LP Genel Başkanı Tibuk. iktıdara geldıklerinde ilk olarak ele alacaklan iki konunun "gümrük ve vergı"konulan olacağını söyledı." Eğitim-Sen'den mücadele kararı * • ANKARA (ANKA) - Eğitım-Sen. anayasa değişıkliğının demokratik olmadığı görüşünden hareketle grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkını elde etmek için mücadeleierin sürdürülmesı için karar aldı. Eğitım-Sen 1. Olağan Genel Kurulunun 21 temmuzda toplanarak bundan sonraki çalışmalarda temel alınan görüşlerin belirlendıği düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. "Hükümetin baskısı son bulsıın" • ANKARA (ANKA) - Insan Haklan derneğı, (İHD) hükümetin İHD ve tüm demokratik kitie örgütleri üzerine büyük baskı kurduğunu ılen sürdü. İHD Ankara Şubesi Başkanı Nunye Erkol. yaptığı yazılı açıklamada. dernegın Malatya şubesinin Malatya Valıliği'nin emriyle kapatıldığını bildirerek bunun. dernek üzerindeki hükümet baskısının açık bir göstergesi olduğunu söyledi. Erkol. İHD'nin insan haklannın geliştinlmesi yolunda çalışan birörgüt olduğuna dikkat çekerek. "'tHD Ankara Şubesi olarak bir kez daha hükümete çağnda bulunuyoruz. Demokratik bir hukuk de\letının gereklen yerine getirilmeli. İHD Malatya Şubesi için verilen kapatma karan kaldınlmalıdır" dedi. E skı TlP üyelennden Güner Elıçın, Sovyet- ler Bırlıği'ndeyaşanan \e bugün gelınen nok- tanın aslında sosyaliz- mı daha da güncelleştırdiğinı söy- lüyor. Eliçin. "Sovyetler Birliği döneminde diğer ülkelerdeki partiler bağımsız ve gerçekçi bir politika Lzleyemiyorlardı. Şimdi bö>le bir örnek ortadan kalkın- ca. hatta bu örneğin yanlışları görülünce sosyalizmin daha güncel ve somut bir biçimde gündeme geleceğini düşünüvo- rum" dıyor. Eliçin Cumhunyet'in sorulannı şöyle yanıthyor. - Bu çerçevede. sosyalizmin in- sanlık için günceliğine geldim. -Sosyalizmin daha güncel ve so- mut bir biçimde gündeme gelece- ğini düşünüyorum. Bu durumda her ülkenın somut durumu öne çı- kacaktır ve o yüzden sosyalîzm y a- kın zamanda bir sıçrama yapacak- tır. Ama bu. tabii o eski bıldiğimiz biçimde b«r sosyalizm olmayacak. Bu. yenı koşullann analizıyle or- taya çıkacak olan çağdaş bir sos- yalızmdır. Marksizmin kaynaklan- na yeniden dönülmesi v e yeniden çağdaş bir anlamda değerlendiril- mesi söz konusudur artık. - Çağdaş anlamdaki değerien- dirmeniz neleri içeriyor? Ban marksisrtere göre yeniden çağdaş değerlendırme'nin sonu. karşı kamp... - Sosyalizmin bir gecede kuru- lacağına inanmıyorum. Sosya- lîzm. tolumsal yapı ıçinde. çeşitli mevzıler. kazanımlar sağlanarak, alttan yukarıya kurulacaktır. Bu mevziler nedir? Geniş kitlelerin yararına olan kooperatifler. sendi- kalar. geniş kitleler adına mülk edınmeler. eğıtim kurumlarını ele geçirmek gibi. Şımdı. bu duruma en yakın olan. Avrupa"dır. Geçen yıllarda sosyalizm azgelişmiş ül- kelerde bir çağdaşlık sorunu ol- maktan çok. kalkmma sorunu gibi algılanıyordu. Halbukı sosyalizm. salt bir kalkınma sorunu değıl. In- sanların içinde mutlu olabıleceği bir toplumsal yapıyı kurma soru- nudur. Bu toplumsal yapıda tek ba- şına maddi olanaklar rol oynamaz. Insanlann dığer gereksinimleri olan sanat. kültür gibi. üstyapı ku- rumları da önemlidır. Bız bunlan vaktiyle bu kadar kesın bilmiyor- duk ve düşünmüyorduk açıkçası. Ama şimdi. bunun böyle olduğu- nu görüyoruz. Sosyalizmin, öyle gelir gelmez de mucize yaratama- yacağını bılıyoruz. - Güneydoğu'yu nasıl değerien- diriyorsunuz Kiirt sorunuyla bir- ukte ? - Kürt meselesının. bir sınır so- runu olmadığını düşünüyorum. Oysa ki bizim dev letimizin politi- kası, Kün meselesının bir sınır me- selesi olduğu üzerine kurulu. Kürt- ler arasında da böyle görenler var ama. büyük çoğunluğun ısteği. sa- dece mutlu yaşamak. Bu konuyu sınır sorunu olarak ortaya koymak. aynı zamanda emperyahzmin de ışine geliyor. Çünkü bölgenın bu sorunla meşgul olmasını ıstiyor. Bu nedenle devletın ve hükümet- lerın tutumu. emperyahzmin ek- meğıne yağ sürüyor. Bu mesele- nin özü. bölgenin azgelışmişliğın- de yatıyor. Oradaki insanlar mutlu olsalaY, silaha kadar varacak kal- kışmalara girişmezler. Konuyu salt bir kalkışma v e bir terör olarak al- gılamak. sorunu çözmeyecektir. Belki terörü bastıra bastıra engel- lemek mümkün olur, ama sorunun çözümü sağlanamaz - Terör boyutu, toplumun önün- de daha acil dunıyor. - Şunu unutmamak lazım; ölen de öldüren de Türkiye Cumhuriye- SERDAR tı vatandaşı. Bızım kardeşlerımizdir. Kürt gencı askere gıt- tiğinde Mehmetçik oluyor. Ev et, terör so- runu önlenmelidir. Ancak asıl olan. terö- rün kaynaklarının or- tadan kaldınlmasıdır. Sinek öldürerek ba- taklıgı kurutamazsı- nız. Terönst öldürerek de sorunu çözemezsi- nız. Haklı ıstekleri görmek lazım. Genç bir insanının ölümü göze alarak kendısıni dağlara at- ması, eline silah alması. öyle ko- lay bir iş değildir. Bunu sajt bir kış- kırtmayla. kandırmayla açıklamak yetmez. - Sorunun bir boyutunda da P- KK \ar. Kurulduğu ilk günlerde li- derinin ağzından Marksist-Leni- nist olduklan söyleniyordu. Gerçi böyle olmadıklan ortada, ama son olarak Öcalan, Marksist-Leninist olmadıklannı açıklamak duru- munda kaJdu Size göre, neden? - Geçmiş yıllarda Marksizm ve Leninizm her ayaklanmanın daya- nağı yapılmıştır. Marksizm ve Le- ninizm salt bir kalkınma modeli olarak algılanmıştır. Oysa ki. ger- çek bu değildir. Marksist öğreti. yaşamı degiştirme olayıdır. Yıllar- Dünyada veTürkiye'de sosyalizmin geleceği SOSYALİSTLER TARTIŞIYOR düşmüşlerdir. Türk soLuiurı. ade- ta kendi devletlerine muhalif ve karşı olan her harekete katılmış- lardır, destek vermişlerdır. Bu yüz- den de çok haksız durumlan ve olaylan desteklemek durumunda kalmışlardır. Bu. doğru bir tavır değildir. Orneğın Kıbns"ta bağımsız bir devlet ıstemek esastır. Ama Yuna- nistan buna razı olmadıkça. biz de razı olamayız. Eğer onlar Kıbns'ı özgür. demokratik ve bağımsız bir devlet noktasına getirmek ıstiyor- larsa, o zaman biz de buna katılı- nz. Ama bunun yenne adayı Yuna- nistan'a teslım etmek. yanlıştır. Marksist, aynı zamanda bir ülke- nın vatandaşı olduğunu ve devle- AET ve gümrük birli- ğıne gırilmesme karşı değilim. Avrupa bu- gün. dünyanın ışık sa- çan bölgesidir. Bu. ABD ıçın de böyledir. Tayin edıci olan Av ru- pa'dır. Benim inancı- ma göre sosyalizme en erken geçecek güç. Avrupa'dır. Sosyaliz- me geçınce. daha da iyi olacaktır. Bu yüz- den Avrupa'yla ılişki- lenmizi ne denli sık- laştınrsak. hem geliş- memız bakımından hem de sosya- lizme ulaşma amacımız açısıdan doğru olur. Bu tav nn sosyalizmi çabuklaş- tıracağına inanıyorum. Sosyaliz- min yakınlaşması, böylece daha mümkün olacaktır. Bir anlamda konuya Marksist açıdan değil de kalın bir çızgıden bakalım: bugün dünyada ilencilik ve gericilik kav- gası sürmektedir. Gericıliği, başta şeriatçılar olmak üzere statükocu güçler oluşturmaktadır. ilencıliği ise Batılı gibi yaşayan güçler. Bu- nun içinde, laik eğıtimli burjuva- lar ve kapitalistler de vardır. libe- raller de vardır. Bu anlamda. böy- le temel bir çızginin bir tarafında şeriatçılar, mollalar. agalar, şeyh- ler var, diğer tarafında söyledikle- ca bu kalkı^malara ideolojık kılıf bulmak için Marksizm ve Leni- nizm kullanılmıştır. Devrimci un- surlara cazip gelsin dıye Marksi- sizm ve Leninizm kullanılmıştır. Aynca Sovyetler Birliği ayaktay- ken bu ülkeden y ardım uman her türlü kalkışma. kendisine Mark- sıst-Lenınıst demıştir kı. kolay ıliş- ki kursun. Bu anlamda PKK'nin Marksizm ve Leninizmle ilişkisi olamaz. Marksizm ve Leninizm. işçı sınıfına dayalı bir dünya görü- şüdür. - Solun bazı kesimlerinde Kürt sorununa emek-sermaye bağla- mında değiL solculuğun ölçütü ola- rak bakılıyor. - Maalesef bu tür yanlışlıklar solda hep yapıldı. Bizim solcula- rımız geçmişte, birçok uluslarara- sı sorun karşısmda bu çelişkiye tın kendı devletı oiduğunu bılme- lıdi-r. Tabii o devletin niteliğıni de- ğıştirmek ve işçi sınıfına dayan- dıımak ayn bir konudur. Bu ne- denle PKK hareketinin sol adına kayıtsız şartsız desteklenmesini çok yanlış buluyorum. Bunun ya- nında başka yanlışlıklar da var. - Ömeğin ? - Solda AET'ye ghme konusun- da da yanlış değerlendirmeler ya- pıldı. yapılıyor. BenceTürkiye'nin gelişmesi. Avrupa'yane kadar ya- kın olursa, o denli mümkündür. Çünkü Avrupa. bugün dünyanın merkezini oluşturmaktadır. Dün- yanın geleceğınm her anlamda yö- rüngesidir. merkezıdir Bu neden- le Türkiye'yi Avrupalı gibi olmak- tan, yaşamaktan uzaklaştıran her hareİcet. ülkenin aleyhınedir. Bu fırsatlan değerlendırmek gerekır. Tabii ki kendini sömürtmeden. rımız. Benım burada tarafım. tabıı ki dûnyayı karanlığa götürmek ıs- teyen güçler değildir. Bu nedenle Atatürk zamanından beri yol ayn- mındayız. Atatürk,Türkiye'yi Ba- tılı yörüngeye sokmuştur. Düşmanlan ıse Batılı yörünge- den kopartıp ortaçag karanlığına sürüklemek ıstemişlerdir. O yüz- den bu iki genel ayrımda sosyalıst- lenn safı. ileriden yanadır. Unutul- mamalıdır ki Marx, bir Batılıdır Bızı toplumsal olarak ileri götüren herşey Batı'dangelmıştır. Bundan gocunmamak lazımdır. Bızım sol- cularımızın çoğu. devlet neyi istı- yorsa mutlaka ona karşı olmak ge- rekirgıbi biryanılgıyadüşüyorlar. Bu. Kürt meselesinde de böyle. Kıbns meselesinde de böyle... llusal Kurtuluş Sav aşı... - Atatürkçü değılım, ama Ata- türk'ü sevıyor ve takdir ediyorum. Atatürkçü olmak demek, yönünü Batı'ya çevirmek. düşünceleri ve yaklaşımlan pozitif bılime göre ayarlamak demektır. Aynca Ata- türkçüler ıle sosyalistler arasında aşılmaz dağlar yoktur. Atatürkçü- lük bir ideoloji olamaz, ama çağ- daş bjr yaşam biçımidır. Ata- türk'ün getirdigı en büyük kaza- nım. pozitif bılimi Türkıye'ye sok- masıdır. Aynca Atatürk dönemini, kendi koşullarına göre değerlen- dirmek gerekir. Demokrası açısın- dan bakıldığmda Atatürk dönemı- ne ilişkin pek olumlu şeyler söyle- yemem. Bu konuyu, tartışılabılir buluyorum. Demokrasi açısından şöyle yapsaydı bugün daha mı iyi olurdu sorusu, tartışılabihr. Ama sonuç olarak faraziyedır. Ama şu çok önemlidir ki bugün dünyada bu kadar şeyı. bu kadar kısa bir za- manda başarabılmiş bir başka dev- rimci yoktur. Lenın ve Atatürk ay- nı dönemde yaşamış iki insan. Bu- gün bakıldığmda Lenin'den ne kal- dı Atatürk'ten ne kaldı, insan gö- rüyor bunlan. Atatürk zeki ve akıl- cıydı. O gerici ortamda, o yoz or- tamda öyle bir yıldızm parlaması, Türkiye'nin şansıdır diye düşünü- yorum. - Banlan. niye sosyalizmi kur- madı o zaman, diyor? - Yapamazdı. Çünkü daha iyi bir düzenin altyapısı yoktu o dönem- de. Daha iyi bir düzen ne? Tabii ki sosyalizm. Ama bu düzeni kura- cak altyapı yoktu. Işçi sınıfı yok, gelişkin bir düşünce sistemi yok. tabanı yok. Yani yapılsaydı, bugün Sovyetler Bırliği'ndeki durumdan daha kötü olabilirdi. Birçok insan, neden sosyalizmi getirmedi diye Atatürk'e kızıyor. Yanlıştır, dedi- ğım gibi sosyalizm bir altyapı is- ter. Bu gerçek, Sovyetler Birliği ör- neğinde de ortaya çıkmıştır. Nedir altyapı? Demokrasidir. sınıfsal ka- zanımlardır. Atatürk yapılabile- ceklerin fazlasını bıle yapmıştır. - Demokrasi konusunda da fark- lı yaklaşımlar görülüyor. - Demokrasi olayı. daha iyi ya- şam mücadelesıdir. Eskiden şu de- mokrasisi. bu demokrasisi. burju- va demokrasisi gibi aynmlar çok modaydı. Ben bunlara inanmıyo- rum. Demokrasi.herkes ıçindir. Iş- çi sınıfı için de burjuva için de. De- mokrasi, bir hak arama mücadele- sıdir. Hak arama, insanlar arasında- ki eşıtsizliklerin kapanmasma ya- rar. Bu nedenle sosyalizmle de- mokrasi arasında önemli bir ılişki vardır. Sosyalizm için mücadele et- mek demek. demokrasi için müca- dele etmek demektir. Demokrasi için mücadele de aslında sosyalizm içındır. Tabii demokrasılerde her şey bizim ıstedığımız gibi olmaz. Beğenmediğimiz görüşlere de yer vardır. Bunlara katlanmak zorun- dayız. Ben, ülkemizde dmi dünya görüşünü de Cem Boyner hareke- tini de demokrasinin içinde görü- yorum. Ama bunlara karşıyım. Bunlann belli bır zaman içinde de- ğişeceklenne ve dönüşeceklerıne inanıyorum. Ancak demokrasi, ku- rallannagöreoynanmalıdır. Birine sağlanan özgürlük. diğerlerine de tanınmalıdır. Bizde ise sosyalizm gelmesin diye ilericı düşüncedeki insanlann eli kolu bağlanmakta, buna karşın gericiliğe hız veril- mektedir. Tabii çok önemli bır nok- ta daha var; demokrasıyi isteme- yenler, demokrasinin içinde yer alamazlar. Yanı şeriatçılar. faşist- ler yer alamaz. Çünkü bunlar sonuç olarak demokrasiyı kaldırmak isti- yorlar. - Solda yeniden değeriendirilen __ bir konu da Atatürk dönemi ve SÜrecek BIRBAKIMA Tarikat üzerinden arsa kavgası İşadamı İbrahim Cevahir'in kızının tarikat ilişkileriyle başlayan tartışma, karşılıkh suçlamaya dönüştü tş dünyasının ünlü ısımlennden İbrahim Cevahir"ın kızı Aysun Cevahir'in tarikat ılış- kilerınm gündeme gelmesıyle başlavan tar- tışma. karşılıkh suçlamaya dönüştü. [brahım Cev ahır, böyle bır durumda her babanın yap- ması gerekeni yaptığını söylerken tarikat şeyhi oldugu öne sürülen Haldun Çetin ise kavganın Yeniköy sırtlanndaki arsa yüzün- den çıktığını belırtti. Aysun Cevahir'in tarikat ilişkileri, geçen yıl tstanbul Büyükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı zıyaret etmesıyle gündeme gelmışti. Daha sonra gazetelen do- Taşan kara çarşaflı bazı kadınlar. gazetemıze de gelerek. arazi mafyasımn, Haldun Çetin ısımlı kimsesiz ve fakır bir kışinın 3.5 dö- nümlük arazisıne el koymak istediğinı belirt- mişlerdı. Ay sun Cevahir' in de bulunduğu görüşme- den kısa bir süre sonra Hatice Âksoy isimü bir kadın gazetemizi aramış ve Aysun Cev a- hır'in. babası tarafından Londra'ya kaçınl- dığım haber vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bil- gin'e kadar uzanan tartışmanın ardından gö- rüşlenni aldığımız Haldun Çetin, olayın ge- lişimıni şöyle anlattr. "Tartışmanın asıl nedeni arsa mesdesidir. Benim Yeniköy 'deki 3.5 dönümlük ara/imin çevresine 1989 yılından itibaren gecekondu yapılmaya başlandı. Zaman zaman ara/ime girdiler. Biz bu durumu şikâyet eftik. Ancak hangi kapıyı çaldıysak vü/ümüze kapandı. İşin arkasında o dönem Sanyer ilçe başkanı Davranış Bilimleri Araştırma Merkezi'nce düzenlenen toplantı beklenen ilgiyi görmedi İşkence ve şiddetin etkileri konferansı İstanbul Haber Servisi - Uluslararası ınsan haklan ör- gütlerinın ve özellıkle AvTupa Parlamentosu'nun Türkı- ye'deki işkence ve şıddet olaylanna ılişkın tepkıleri sü- rerken. Istanbul'da sessız se- dasız bir konferans gerçekleş- tirıldı. Şıddet olayiarının birey ve toplumlar açısından yarattığı sorunlann ele alındığı konfe- ransa, dünyaca ünlü Amen- kalı bılım adamlan katıldılar. Işkencenın etkileri üzerine Türkiye'de yapılmış bır çalış- manın sonuçlarının da yo- rumlandığı konferansa izley ı- ci olarak katılanlann sayısı- nın ıse son derece düşük kal- dığı gözlendı. Londra Cnıversıte'sı Psıkı- yatn Enstıtüsü öğretım üyele- nnden, aynı zamanda konfe- ransı düzenleyen Davranış Bılımlerı Araştırma ve Teda- vı Merkezi'nin kurucusu Dr. Metin Baloğlu. Cumhuriyet' e ışkenceye bağlı sorunlar hakkında bilgı verdı: -İşkencenin önlenmesi ve ruhsal etkilerinin tedavisi ile ilgili bu ve benzeri çalışmala- nn sizce ne şekilde yaran olu- yor? Baloğlu: Her şeyden önce dünya kamuoyunda bu konu- da bılınç ve duyarlılık gelış- mesine katkıda bulunuyor. Dığer bır nokta da. bu konu- dakı bılımsel çalışmalann ürettiği verilenn bu alanda ça- lışan hukukçulann ışıne yara- ması. Örneğin. ışkencenın et- kılerine ılişkın yaptığımız bı- limsel yayınlar bugün birçok Batı ülkesinde hukukçular ta- rafından mahkemelerde kul- lanılıyor. Bu venler özellikle tazmi- nat davalarında ve polıtık mültecilere ılişkın davalarda yararlı oluyor. Üçüncü olarak da. bu tür çalışmalar işkence mağdurlannın tedav isine ilış- kın bılgılerin edinilebılmesı için de gereklı. Önce işkence- nin ne gıbı ruhsal etkılen ol- duğunu anlamanız lazım kı tedav ı yollannı araştırabilesi- niz. -Yapılan çalışmalar işken- cenin insan üzerinde ne gibi etkileri olduğunu gösteriyor? Baloğlu: Bırtakım psiko- lojik belırtıler var ki bjz bun- ları Travma Sonrası Stres Hastalığı (TSSH)diyetanım- lıyoruz. Sık rastlanan belırtı- ler arasında ışkenceye ilişkin düşüncelerın. anılann ya da ımajların sık sık zıhni ışgal et- mesı, sıkıntı ve huzursuzluk yaratması, kâbuslar ya da ge- ce korkularıyla uykudan uyanmalar, durup dururken anıden ışkenceyı yeniden ya- şıyormuş hissı, ışkenceyı ha- tırlatan durumlarla karşılaşıl- dığında kalp atışlarının hız- lanması. terleme ve benzeri fızyolojik tepkiler, y'aşama karşı ilginin azalması. duygu- sal küntlük. uyku sorunlan. dikkatı toplama güçlüğü. aşı- rı ırkılme tepkıleri gıbı belır- tıler sıklıkla görülüyor. Bunlann dışında kuşkucu- luk, ınsanlara güvenmeme. öfke patlamalan, saldırgan davranışlar. depressıf ruh ha- lı. bedende bır hastalık oldu- ğu korkusu ve panik nöbetle- rı gibi belirtiler de görülebılı- yor. olan İbrahim Cevahir olduğunu öğrendik. Cevahir'le uzun yıllar komşuluk yaptık. Ay- sun benim elimde büyüdü. Kendisinin iki eşi vardır, ikisinden de bize haber gönderdi; Gelsınler eltmi öpsünler bitsin bu ış." Git- rik konuştuk. bizi dönemin imar müdürüne gönderdi. Arazime viUa yapmak istiyorlar- mış. Bana da iki villa vereceklermiş. Kabul et- medim. "O zaman satın alalım" dediler, 'Kaç para venrsıniz" dedim. İki milyar..." dediler. "Bu paraya olmaz' dedim. Sonra aramızda kav ga dev am etti. tbrahim Cevahir'in kızı za- ten İsmail Ağa tarikabnın üyesiydi. * Ben onlan tarikat ilişkile- rinden kurtardım. Tarikat adı altında faaliyet gösteren- lerin, İslamın tarikat tarifıne uymadığını söyledim. Sonra bu kızlar kendileri toplanma- ya başlamış. Eşarp işleriyie uğraşmaya başladılar. Onlara bu işi ben öğrettim. Ben Av rupa'y la ya- nşacak nitelikte eşarpiar ya- pıyorum. Şimdi bu işleri on- lar yürütüyor.'" tşadamı İbrahim Cevahir ise tüm iddialan yalanlaya- rak şunları söyledi: "Ben çocuğumun bu rip ar- kadaşhldanna ambargo koy- dum. Başka bir baba böyîe bir şey başına geldiğinde na- sıl hareket ederse öy le hareket ettinı. Bunlann kiyamet ko- parmasının nedeni, kızımı onlardan kurtarma çabala- nmdır.'" Almanya PKK eylemleri üüsürüyor GÜNER YÜREKLÎK BERLİN -Almanya'da Türk kuruluşlanna karşı yapılan saldınlar sürüyor. Polisın yaptığı açıklama- ya göre. geçen gece Ba- den-Württemberg. Aşağı Saksonya, Kuzey Ren Vestfalya, Hessen eyalet- leri ile Hamburg kentinde toplam 10 Türk kuruluşu- na molotofkokteyli atıldı. Yetkilıler. saldınlarda ölen ya da yaralanan ol- madığını. ancak Ham- burg'daki saldında bir ki- şinin duman zehirlenme- sinden hastaneye kaldml- dığını bildirdiler. Toplam 5 kişi olaylardan dolayı gözaltına alınırken saldın- yı yapanlaran. PKK'nin buişleriçınkullandığı 16- 17 yaşlannda gençler ol- duğu belirtildi. Geçen hafta perşembe gününden ben Berlin'de açlık grevi yapan PKK'li- lerden 6'sının komada ol- duğu açıklanırken, 41 ya- şındaki bir kadının kalp yetersizliğinden öldüğü bildirildi. SERVER TANİLLİ Paul Valery Ustüne... Fransız Akademisi'nde bir kural vardır: Biri ora- ya seçildiğinde bir söylev verir: söylevinde de, oturacağı koltukta daha önce kim bulunuyor idiy- se. onu da anar ve bu arada değerlendirir. Bu söy- levler ve onlara -yine kural gereği- verilen yanıt- lar, pek ünlüdür; içerik olarak da bir tür "kültür şö- lenı"d\r\er. Öyle her babayiğit zevkine varamaz. Paul Valery, 1925te, Anatole France'tan bo- şalan koltuğu doldurmak üzere, Akademi'ye se- çilir. Ama o da ne? Söylevinde, Anatole France'ın adını bir kez olsun anmaz. Gerekçesi araştınldı- ğında, şunu bulurlar: France, vaktiyle Mallar- me'den sözederken ileri-geri konuşmuştur; Mal- larme ise, Valery'nin ustası. Şair, ustasına yapılan haksızlığı yedirememiş, fırsatını düşürüp acı bir misillemede bulunmuştur. Edebiyatta ve sanatta olur böyle şeyler. işte bu Valery, ölümünün 50. yılında anılıyor. Yazılaria, kitaplaria, kollok ve sergilerle... Öyle ha deyince dolaşıp tüketebileceğiniz bir dünya değil yazarımızınki. Alabildiğine geniş ve çok cepheli... Şairliğinin yanı sıra, denemeci; sonra tarih, fel- sefe, politika, bilim, teknik deyip kalem oynatmış. 20. yüzyılın en büyük aydınlanndan biri olarak gösteriliyor. Gelişme süreci de baş döndürücü... Işe şiirle başlayan sanatçı, sonra onu birden bı- rakır ve bir yirmi yıl "aklm manastırı"na kapanır. O yıllarda edindiği bir alışkanlıkla, her sabah birkaç saat, duyduklarını ve duşündüklerinı "yaşayanın gerçek ayrıntısı" diye bir deftere kaydedermiş. Bu alışkanlık, yaşamının sonuna değin sürer; bu- gün bu Defterler'in sayısı 257 ve Valery'nin serü- venini en iyi gösteren metinler olarak bakılıyor on- lara. Bu arada, edebiyat ve sanat çevreleriyle ilişki- si sürer. Kimler yok ki aralannda? Mallarme'nin öleceği güne değin "yar-ı vefakâr"\dır\ sonra Gi- de, Heredia, Debussy, Degas, Renoir... Uyuyan şair bir gün uyanır sonunda. Ve yazıp yayımladıklarıyla çağdaş dünya şiirinin doruklarına tırmanır. ilkeleri vardır bu şiirin: Valery'ye göre, gerçek şa- ir, insanlann en uyanık ve aydınlık düşünenidir; ev- rensel aydınlığın insanı olarak, hiçbir gerçekliğe de yabancı kalmamalıdır; bir şiir, "zekânın bir şöle- ni" olmalıdır: Dilin bütün hünerleri, müziğin bütün kaynaklan bu şölene katılırlar. İki Dünya Savaşı arasının bir başka ve velvele- li akımından, Gerçeküstücü'lerden farklı birbakış- tır bu şiire ve Valery, onlar karşısmda tek başına bir kaledir. O şiirlerin en ünlülerinden biri. Deniz Mezartığı bizde de bilinir: Alınız. Sabri Esat Siyavuşgilin çevirisinden şu dizeleri: Rüzgâr uyandı... Artık yaşama zamanıdır! Kitabımı bir geniş meltem açıp kapatır, Su kayadan toz olup görünür kıyı kıyı! Pırıl pırıl sayfalar uçuşarak gidiniz! \ •> Yık dalga! Yık keyifli sularında ey deniz, Yelkenin yem yediğı şu âsude çatıyı! Aydınlığın buram buram tüttüğü bir biçemle ka- leme aldığı Denemeler'l. Diyaloglar'\ mutlaka okunmalı Valery'nin. Çağının sorunlanna eğilirken de. aynı berraklık içindediro vedidikleyicidir. "Biz uygarlıklar, ölümlü olduğumuzu biliyoruz artık" derken, pek yükseklerden seslenir gibidir. Onun Türkçeye de çevrildiğini sandığım, Günü- müz Dünyasına Bakışlar'ında, Batı için söyledik- lerinde sözünü esirgemez. Biryerinde, şöyle der: "Avrupa'nın, şupeksınırlı, veayrıcalıklı toprağın insanlan, buluşların ve teknik ilerlemelerin çoğu- nu verdiler dünyaya. Ne var ki, Avrupa'nın geleceği, bilginlerinden aşağı düzeydeki siyaset adamlarının yanlışları yüzünden tehdit altındadır." 1919'da yapılmış bir saptama bu! Ya bugünlerde yaşasaydı Valery, neler söylerdi acaba? 1940'tan sonra Alman işgali sırasındaki tutumu, onurlu bir aydının tutumudur. 1941'de Bergson öldüğünde, Valery'nin Fransız Akademisi'nde yaptığı konuşma, Direniş hareketinin ilk adımlann- dan biri olur. 1942'de Kötü Düşünceler ve Baş- kalan adlı eseri yayımlandığında, niçin "iyi düşün- celer" değil diye, işgalci güçler sorgulariar ken- disini. Nasıl başka türlü yazabilirdi ki? Aklın aydınlığın- da olunca, yurtseverdi de... Cumhuriyet Kitap Kulübü Antalya Temsilciliği GENÇLİK KİTABEVİ IMZA GUNU 29 Temmuz Cumartesi (Yarın) FAKİR BAYKURT Saat: 17.30 Adres:Kışla Mah. Milli Egemenlik Cad. 41. Sok. No:l4 AMTALYA SATILIK ARSA Saroz, Güneyli köyünde satılık iki parsel. 0216 333 61 02
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle