28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA 13 Tefe 0.212.512 05 05 Fofe: 0.212.513 90 98 KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK Camide gece sohbetinde ne yapılıyor? S on günlerde Türkiye'de ilginç olaylar yaşanıyor. Ikinci cum- huriyetçilerle birtikte medya- da fink atan Fehmi Koru'nun kalemine doladığı Prof.Dr. Yuda Yü- rüm'ün otomobiline Ankara'da bom- ba konuyor... Sıvas'ta türbanlı öğrencileri yemin törenine almayan okul müdürü Prof.Dr. Servet Özgür. şeriatçı basının kışkırt- ması sonucu can güvenliğı kalmadığı için kenti terk etmek zorunda kalıyor... Türbanlı iki avukatı barodan ihraç et- tiği gerekçesiyle şeriatçı basının hedef gösterdiği Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday öldürülüyor... Işadamı Ibrahim Cevahir, Bilkent Üniversitesi'ni bitiren ve birtarikata gi- rerek kara çarşafa bürünen kızını kur- tanmaya çalışırken, tarikat mensupları tarafından savcılığa şikâyet ediliyor... Mahkemede ifade veren şeriatçılar, adliye çıkışında laik devletin sonunun gelmekte oiduğunu açıklıyor... Bütün bunlar kamuoyunun gözleri önünde oluyor... Kıyıda köşede yaşanan nice olaydan ise kimsenin haberi olmuyor. örneğin, Gaziosmanpaşa'da gece saat 20.00 sularında bir Alevi yurttaşın kapısı çalınıyor. Kapıyı açan evin hanı- mı karşısında sanklı, cüppeli, sakallı beş erkek görünce irkiliyor... Beklenmeyen "misafirler", kocasını çağırmasını istiyor. Kocası kapıya ge- liyor. Adamlar, her hafta camide soh- bet toplantısı yaptıklarını söyleyerek evin reisini o geceki toplantıya davet ediyor... Evin reisi çağrıyı geri çeviriyor. Adamlar, "Toplantılarda para toplamı- yoruz. Sadece birbirimizi daha yakın- dan tanıma fırsatı buluyoruz" diye ıs- rar ediyor. Evin reisi Refahlı olmadığını SESSIZ SEDASIZ söyleyince adamlar, "Olsun, parti gö- rüşü önemli değil" diyor. Israrlan fay- da etmeyince adamlar, "Başka bir gün tekrar gelip alacağız, kesinlikle cami- ye götüreceğiz" diyerek apartmanın öteki dairelerine doğru seğirtiyor... Bir süre sonra apartmanda bir telaş yaşanıyor. Namazında niyazındaki komşu kadınlardan biri kayınvalidesiy- le birîikte sokağa fııiıyor... 16 yaşındaki oğlunu birilerinin alıp götürdüğünü söylüyor... Kadınlar koşar adım, Gaziosmanpa- şa Merkez Mahallesi 3. Bağlar So- kak'taki caminin yolunu tutuyor. Aile- si, 16 yaşındaki çocuğu camiden çıkar- tıp eve getiriyor. Namazında niyazında insanlar bile artık camilerde yalnızca ibadet edilme- diğinin ayırdına vanyor... Türkiye'de son günlerde ilginç olay- lar yaşanıyor... Ahmet Ünal emen her konuda "fikir" be- yan eden ANAP'ın Adana ll Başkanı Ahmet Ünal, Birieş- miş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali'yi de eleştirdikten sonra yerel basın "Her şeye maydanoz" baş- lığını atmıştı... Adana büromuzdaki arkadaşlann bildirdiğine göre Ünal, geçenlerde yi- ne coşmuş ve Bosna konusunda bir basın açıklaması yapmış: "Bu iş bize düştü. Gelin gönüllü ola- rak gidip Müslümanlann bağımsızlığı için çarpışalım. Ülkemizdeki bütün si- yasi partilerin il ve ilçe başkanlan, ge- lin Bosna'ya gönüllü gidip Müslüman kardeşlerimiz için çarpışalım. Var mısı- nız?" Adana'dan "Vanz" sesleri yük- selmiş. Ancak bir koşulla: "Ahmet Bey, siz gidip çarpışmaya başlayın. Niyetiniz ciddi mi görelim. Sonrasına bakarız." H Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Mezarlıklar depozitolann .toplandığı yerierdir. Rıfat llgaz: Bir gün Cide'yi bırakıp gidebilir miyim? U zun adlı bir şölendi, Cide Sa- nyazma Rıfat llgaz Kültür Sa- nat veTurizm Şöleni... Rıfat II- gaz'ın memleketi Cide'de, ölümünün ikinci yılında ilki düzenlendi ve fakat kültür ve sanat yanı olmaksı- zın! Üç temel atma töreni, trap atışlan, kumda kızlar futbol maçı, sazlı-sözlü eğlenceler yapıldı... Şölenin kültür ve sanat yanı ise unutuldu... Yine de büyük bir "gelişme" sayılır- dı böylesi birşölen... Geçen yıl 19 Ma- yıs törenlerini yaptırmayan kaymaka- mın yerine atanan Ahmet Soley'in ha- zırlattığı "Cide Halkı ve Cide Âşıklan" imzalı davetiye ile ancak böyle bir "şö- len" düzenlenebilirdi! Eli gözü bağlı dolaştırıldığı ve "Ci- de'nin papazını yakaladık" diye teşhir edildiği sokaklardan geçip de 12 yıl sonra Rıfat llgaz Caddesi'ne çıkmak bile bir büyük gelişmeydi... Oğlu Aydın llgaz'ın, el yazılanndan ve fotoğraflarından hazırladığı "Cide Kıyılan"ndan albümü ise bir harikaydı: "...Peki, benim ne işim var buralar- da değil mi? Ben de zaman zaman bu- nu düşünmüyordeğilim. Güzel birrast- lantı sonucu annem babam Bartın'dan gelip beni burada dünyaya getirmişler. Mutluyum Cide'de doğmaktan. Hem- şerilerim de mutlu mu dersiniz? Onu bilmem! Kimi dönemlerde sorulur bu kıyılara gelip yerleşmemin nedeni. Ne var ki gene yanıtını onlar verirler. Ilk günlerde ünlü bir partiye girip milletve- kili olmak için geldiğim bile söylenilen- ler arasına kanşmış... Aradan kaç se- çim geçti, ne partiye girdiğim görüldü, ne betediye meclisine katıldığım. İki ka- rış toprak alıp kendime ev yapmaya kalkışım söz konusu olunca bıraktım attığım temeli olduğu gibi. Haydi ben eşi dostu bırakıp çekildim diyeyim çocukluğumun geçtiği bu kı- yılara. Sorabilir okurlanm, çoluğum ço- cuğumun nerelerde kaldığını. Hemen hepsi de Istanbul'da... Demek ki ben bir Istanbul kaçkınıyım. Hani nikâhlar- da söylendiği gibi, tüm iyi günlerim, kötü günlerim hep Istanbul'da geçti... Hele hele hastaneleri, hapishanele- riyleo kapkara günier... Kimbilir, Zincir- likuyu, Feriköy, Karacaahmet gömü tö- renlerinden eşimi dostumu kurtarma- yı düşünmüş de olabilirim. Törende bulunmak zorunda olanlan... Gazete- ci, sendikacı arkadaşlanmı, Birinci Şu- be görevlilerini... Eski öğretmen arka- daşlanm, beni unutacak kadar geriler- de kalmış olabilirler. Yaşama oğretmen olarak başlayıp meslektaşlanmca unu- tulmak... Çok yaşamanın en kötü yanı bir me- zariık kadar korkulu, gene bir mezarlık kadar da taş yürekli olma zorunlulu- ğu... Daha bir hafta önce aldım abla- mın ölüm haberini... Daha nice ölüler... Kuşağımın sanatçılan, Sait'ler, Saba- hattin'ler, Orhan Kemal'ler, Niyazi'ler, Faruk'lar, Cahit'ler.. Bir iki ay önce Enver Gökçe'yi gör- düm Antalya'da, onuruna düzenlenen ılık bir dostluk gecesinde... Ne güzel- di 1940'lann havasını gençlerimiz ara- sındasürdürmek... Enver de kuşkusuz aynı şeyleri düşünmüş olmalı... Çeki- lenlerin boşa gitmediği gerçeğini... Sa- natın kuşaklardan kuşaklara geçip bir- leştiren gücünü... Bir gün Cide'yi bırakıp gidebilir mi- yim? Olumlu çalışmalar için bırakıp yo- la çıkabilsem... Bırakıp çıkmaya değer çoook olumlu çalışmalar için..." Yayımlanmamış bir duyuru A ziz Nesin, vasiyetinde aile- sinden ölüm ilanı verilmeme- sini istediği için, sevenlerinin de buna uyması gerektiğini yazan kafalar amma da kıyamet ko- parmıştı... Sanki sağlığında Aziz Ne- sin'e saygı göstermişler gibi, ölümün- de saygıda kusur edilmemesini iste- mişlerdi! O günlerde bir çok kişi ve kurum da hazırladıklan duyurulan, kimselere du- yurmadan kalplerine gömmüştü. Işte bunlardan birini de Türkiye Yu- nanistan Dostluk Derneği adına Cen- giz Bektaş hazıtiamıştı: "Son soluğunadekTürkiye'yeadan- mış bir yaşamdı onunkisi... Önursal Başkanımız Aziz Nesin'in Sevgi banş dostluk ışığında olacağız hep!" Çamlıea'daki şerbetten yola çıkıp f.üfelih de Güvenpark'ta kıım? servisi yaptırmalı mı? CLINIQUE LA PRAıRıE «Beautymed» treatments PALACE HOTEL GSTAAD SWITZERLAND Pleasc call: Ptıone+41 30/831 31 Teletax+4130/433 44 KOZAN2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1991/146 Davacı Maliye Bakanhğı adına Kozan Mal Müdürlügü tarafından davalılar Eşe Atcıoğlu ve arkadaş- lan aleyhine açılan tapu iptali ve tescıl davasından dolayı mahkeme- mizın 28.10.1993 gün ve 1991/146 esas 1993/316 sayılı karar. Hazine vekili ile bir kısım davalılar tara- findan temyız edilmiş olup Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'mn 10.7.1995 günve 1995/9073 esas 1995/10447 sayılı kararlan ile onanmış olup an- cak adreslen meçhul bulunan Dur- du Yılmaz, Fahriye Yılmaz, Müni- re Güvenç, Meryem Güvenç, Ali Otcuoğlu, Mustafa Otcuoğlu, Mit- hat Otcuoğlu, Meliha Otcuoğlu, Sultan Otcuoğlu ve M. Kemal Bek- taş'ın işbu karann gazetede yayım tarihınden itibaren 15 gün içinde ıtiraz yoluna başvurulmadığı tak- dırde karann kendıleri yönünden kesınleşeceği hususu tebligat yeri- ne kaim olmak üzere ılanen duyu- rulur. Basın: 34243 11. KÜLTÜR VE SANAT ŞENLİĞİ ÇERÇEVESİNDE Yöneten : Sami Karaören (Cumhuriyet Gazetesi) Katılanlar : Enver Ercan (Varlık Oergisi) Turgay Fişekçi (Adam Sanat Dergisi) Orhan Kânyaoçjlu (Sombahar Dergisi) Ahmet Miskioglu (Türk Dili Dergisi) Sunay Akın (Milliyet Sanat Dergisi) 29 Temmuz 1995 Saat: 19.00 KAVALA PARKI IETT pasomu kaybettım. Hükümsüzdür. RECEP KL4PLAN Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04 İZMİR tKİNCİ SILH HLKUK MAHKEMESİ HAKtMLİĞİ'NDEN 1995/2991 Davacı Buca Belediye Başkanlıgı vekili tarafından davalı Sad- rettin Aslan (Arslan) aleyhine mahkememıze açılan ortakhgın gi- denlmesı davasında davalının adresı tespıt edılemedığınden, Mahkememizin 10.7 1995 günlü oturumunda da\a dılekçesınin davalıya ılanen tebligıne karar venlmış olduğundan. Bu dava ile ilgili ıbraz etmek ıstediğınız belgeleri duruşma günü olan 17.8.1995 günü saat 10.(Xfa kadar göndermeniz yeya duruşma- ya getirmenız gerektıği, duruşmaya getırmedığmiz veya bir ve- kil tarafından temsıl edilmediğinız takdirde yargılamaya voklu- ğunuzda devam edıleceğı ve karar verıleceğı hususları daha ön- ce 1. sokak No- 6 Buca-lzmır adresınde ıkâmet ettığı anlaşılan davalı Sadrettm Arslan'a dava dılekçesı teblığı yerine geçmek üzere ilanen duyurulur. Basın: 34197 ÇÎZGİLÎK KÂMtL MASARACI GADDAR DAVUT NURIKURTCEBE ^ÛMSAVAB&/LE X B£t VAR BULUT BEBEK NVRAYÇlFTÇt MIRMIRLAR VĞUR DVRAK «Ki MSANİfci K TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKA\ 28 Temmuz B/R KONÇERTO USTASI.. 1M1'D£ BUGÜN İTALYAN BESTBCİLERİNİN EN BÜ- yÜKLEfîJNPEN AMTDNIO VlVALDl, ?Z yAŞlNDA ÖLPÜ. /o/e/c YIIA y/vaH ZAAAANINI, VEA/BOİK'TEKJ e>& y£- TIML££ OJOH-UNDA MÛZ.İK ÖĞEBTMENLIĞİ YAPA- d BİRÇOK. ENÇmUMAMI ÇALMfiLARlMlM DA £7KİS/Yr l£,2£NGİU OJSKESTK* YAPmAEl &ESTELEMIŞT/. OPERA VE oeATveyoLA/ej c* ı&epı AMA, ON ZAMAN/NfAJ ÖHÖUe GEÇİIZEN,UE TAL MÜ2IK ÇAUŞM4LA&YPl.23SeNFCNİ VE 454- KOMÇ£/em YAZMlŞ OLAN VH/ALOi, ÖZEL- LİKl£ KCNÇEZTO 6ROSSO VE SOLD KOUÇEeTO LARlYLA BAeOK ÇAĞtU/N PÂHİSİ SAYILMAKTA- Ote. 'MBVSİMLEK.'APU YAPITI BU fCDHUPA İLAN T.C. BAŞÇtFTLİK KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 199413 Davacı Orman tdaresi vekili tarafından davalılar Mehmet Esım ve arkadaş.ları hakkında açılan Erikbelen Köyü 123 ada 14 parselin ka- dastro tespitine itiraz davasının yapılan açık yargılamasında verilen ara karan gereğince; Davalılardan Nazmiye Esim ile ölü davalı Döndü Esım'in davaya dahil edilen mirasçısı Hüseyin Hüsnü Coşkun'un nüfusa kayıtlı ol- duklan yerlere tebligat çıkanldığı, tebligatlann teblığ edilmeyerek iade edildiği, zabıta aracılığı ile yaptınlan adres tahkikatından bir ne- tice alınamadığından mahkememıze davayı yetkisizlikle gönderen Niksar Kadastro Mahkemesi'nin 1993/100-86 E.K. sayılı yetkisizlik karan, dava dilekçesi ve duruşma günûnün ilanen tebliğine karar venldı. Duruşma günü olan 5.9.1995 günü saat 10.00'da duruşmaya bizzat gelmeleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmelen, aksi tak- dirde yargılamaya yokluklannda devam edılip karar venleceğı, ilanm yapıldığı tanhten itibaren 7 gün sonra kendilerıne tebliğ yapılmış sayılacağı keyfıyet, dava dilekçesi. yetkisizlik karan ve duruşma günü yerine geçerlı olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 32858
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle