15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 TEMMUZ 1995 CUMA 14 KULTUR 10 yönetmenden 'sevgive hoşgörif Bir çocukla babaannenin dayanışması Bu yıl tüm dünya sinemamn lOO.yılmı kutluyor. Birleşmış Milletler sinemaya des- tek vermek amacıyla. tüm dünyaya "Sine- ma sanatı 2O.yüzyıl belleginin koruyucusu- dur" sloganını yaymayabaşladı. Türkiye'de sinemayı canlandırmak ve kalıcı kılmak amacıyla yeni kurulan "Sinema Vakfi"nın "On yönetmcn iki fîlm projesi", tüm oyun- cu ve yönetmenlerin. maddi karşılık gözet- meksizin katıldıklan bır proje. Bu projeden elde edilen gelır. genç sanatçılara destek vermek. sponsorluk sağlamak ve bu yolla Türk sınemasını canlandırmak içın kullani- lacak. Bu amaçla Ali Özgentürk, Atıf Yd- maz, Banş Pirhasan. Erden kıral, İrfan Tö- züm, Memduh Ün, Orhan Oğuz, Ömer Ka- vur, Yusuf Kurçenli ve Zeki Okten "sevgi ve hoşgörü" üzerine 2O'şer dakikalık 10 film çekivorlar. Bu kısa filmlerdaha sonra 5"er filmden oluşan iki film halinde sinema ve televızyonlarda gösterilecek. Çekımleri sü- ren Zeki Ökten"in filrru "Hep Ayıu" da bu fılmlerden bin.Filmın oyuncu kadrosunda, ünlü oyuncular Tank Akan ve Serap Ak- soy'un yanısıra. reklam filmlerinde her ak- şam "Babam öyle diyo!" sloganıyla ızledi- ğimız küçük oyuncu Arda Bûlbül ve Nezi- he Becerikli de rol alıyor. Filmm çekimleri, Selamiçeştne'de son derece doğal bir aile ortarnı içinde sürdürülüyor. Yönetmen Ze- ki Ökten'e göre film. "Şiddetin, sevgisizli- ğin ve tekdüze bir yaşamın içine hapsolmuş günümüz insanının farketmediği ve onlara birbirlerine çok uzakmış gibi görünen iki kuşağın dayanışmasrnı konu alıyor. Tarık Akan ve Serap Aksoy, işleri nede- niyle çocuklarıyla yetennce ilgilenemeyen bır anne-babayı canlandmyorlar. Evde sü- reklî birlikte kalıp, birbirlerininyalnızlıkla- nnı paylaşan iki insan: Çocuk ve yaşlı. Ba- kıma muhtaç gibi görünen iki insanın bir- birlerine olan desteği, sıkı arkadaşlıklan. buna karşın çeşitli kaygılarla mekanikleşen yetişkin insanın bu iki kuşağabakışı, senar- yonun çıkış noktasını oluşturuyor. Filmde çocuk. "umufu simgeliyor. Yö- netmen Zeki Ökten. evin küçük çocuğunu oynayan Arda"yı anlatırken çok eğleniyor. "Bir prova, bir çekjm" diye ültimatom ve- ren Arda, arasıra kameraya baktığım da şid- detle reddedıyor. Çalışan bir anneyi canlandıran Serap Ak- soy. bu karakteri günümüz çalışan aile an- nesı imajınm tipik bır örneği olarak görüyor. "Hepimiz çalışırken fark etmeden de olsa çocuklan ihmâl etmiyor muyuz?*"' diye so- ruyor. Işi nedeniyle çocuklannı her gün an- nesiyle bırakmak zorunda kalan muhasebe- ciyi canlandıran Tank Akan'ın tam tersıne sette. zamanmın büyük bölümünü küçük oyuncularla geçirdiğı gözleniyordu. Bu film, hepimizin kendi yaşamından ke- sitlere rastlayabileceği, gerçekçi bir çalışma. Yönetmen Zeki Ökten'ın değindiği gibi, "Yaşamsal kaygılardan uzak bir çocuk ve yaşamının son günlerine yaklaşmış bir baba- annenin dünvasal hırslardan kopmuş,biraz mecburiyetten doğan çocuksu ilişkisini" an- latıyor bu film Onat'ın anlamı bir sırra dönüştü benim için...' Yönetmen Ali Özgentürk'ün. Sinema Vakfı ıçin çektiği kısa filmi "Sır", Onat Kutlar'ın yaşam öyküsünden yola çıkılarak çekılmış." Benim için ağır bir yol oldu bu yıL Bu toplumun en güzel evlatlan birer birer gö- çüp gittiler. Önce Onat. sonra Aziz Nesin, Mehmet Alı Aybar.. Onat'la bir senaryo çalışması yapıyorduk. Tam da o günlerde, bence bu ülkeye yakışır, başkalarınca talihsiz olarak adlandııilan bir bombayla aramızdan aynldı. Ölümü beni çok etldkdi. Onat'la diyaloğumu ölümün- den sonra da sürdürdüm zaman zaman. Bu vaktf projesi olmasa da Onat'la ilgili bir film tasarlamıştun" Filme u Sır" admı Özgentürk vermiş "Onat 'la senaryo yazarken birbirimize söz vermiştik. Filmden hiç konuşmayacaktık. Ama o, kafosında filmle ilgili bir yığin düşün- ceyleyok oldu gitti. Benim için bir sır ohrver- di. O yüzden bu küçük filme' Sır' admı ver- dim. Onat'ın anlamıbir sırra dönüştübenim için..." Filmin kurgusundan. oluşum süre- cınden söz ediyor Özgentürk. " Onat'uı bir değil, birçok hikâyesinden yarartanarak bir kurgu gerçekleştirdim. kahramanlarını tek bir hikayede topladım. Onat buıılan hikâve olarak vazmasaydı da, fîlm olarak çekseydi dive düşünerek filmi ta- mamladım. Bir tür Onat olmava çalışarak... Başarabilmişsem. kısmen de olsa. çok sevi- nirim. Çünkü gerçekten büyük bir yazardı Onat Kutlar. Dünya ölçüsünde büyük bir yazartu. Ama tembekii. az yazmıştı. 19 ya- şında yazdığı hikâyeleri şimdi okuduğunuz- da dünya edebiv atmdayeri doMurulamaya- cak olduklaruu görürsünüz. " Film, Onat Kutlar'ın çocukluğunun geç- tiği Gazıantep 'te çekilmiş. "Önemliolan hi- kayenin atmosferini yakalamaktı. Bu vüz- den onun çociukluğunun geçtiği e\e gittim. Onat, her hikâyesinde kendi çocukluğundan çıkıp evrensele doğru >ol alıyordu. Çünkü dünvası evTensel bir dünyaydı." Acaba Onat Kutlar filmi görebilsevdi de- meye kalmadan Özgentürk gülümseyerek yanıtlıyor: "Belkiçokkızardıbana.Herza- manki üslubuyla, 'Gene neler çeviriyorsun derdi belki..."' Ali Özgentürk'e göre Vakıf. genel anlam- da bir uygarlık sorunu. "Biz uygar olmaya çalışan bir toplumda yaşıyoruz. Bu da şu de- mek: Bir tarafta uvgarlar \an bir tarafta da uygar olmayanlar. İnsan tek başına uygar oiamaz. \'e bence uygarlık ekonomik. siyasi verilerle, günlük gazetelerin bakış açısıyla değerlendirilemez. L'ygarlığın en sade ta- nımı şudur: U>garlık insanın ölümle ça- tışmasıdır. Ölümle çatışan toplumlar uy- gar olabilirler. Bu çatışma hayatın bütün detaylarındadır. Gerçek aşk, gerçek cin- sellik de ölümle bir çatışmadır. Uygar ol- mak istemev en bir toplumda sanat isten- Türkiye 'den daha ileride bir kültürel ortam var. Kültürün yaşaması ve üretilmesi için gereken sistemler var Bızım toplumumuz- da ıse bazı züppe modernistler ve liberalist- ler liberalızmi sonuna kadar özgürlük ola- rak anlayıp toplumu yanlış yönlendiriyorlar. Kültürel cinayetler işliyorlar. Uygarlaşmak. modernleşmek 24 saat porno film izleyebil- mek değil. Kendi ulusunun sanatçısına kompleksle bakan bir ara kadrolar sınıfı oluştu. Reklamcılar. köşe yazarlan, TV yö- neticileri... Ellerinegeçirdikleri sılahlaher- gün beyin yıkamaktalar Bu kadrolann işle- diği kültürel cinayetlerin sonucunu yaşıyo- ruz şimdi Işte. Sinema Vakfı bununla mü- cadele ediyor. - Sinema Vakfı. fınansmanını sağlamak için ne yapacak? ÖZGENTL'RK- Dev letten v e özel kanal- lardan para bularak film yapmak değıl ama- cımız. Bu vakıf düşüncevı hayata geçirmek ıçin kuruldu. Medyanın tekeline. ıktidarla- ra tepki duyduğu için kuruldu. Sinema on yıllardır polisin yetkılerıni belirleyen yasa başlığı altında yer aldı. Artık gerektiği de- ğeri vermek gerek. Bunun için de kurumla- "Sevgi ve Hoşgörü" temah 10 film yapıh- yor. Bu fılmlerbiraraya gelip iki sinema fil- mi olacak. Yani iki sinema filminde beşer yönetmen sev gi ve hoşgörüyü yorumlaya- caklar. Benim yaptığım filmin adı "Çünkü Onu Seviyorum". Bu filmde ana tema sevmek ve sevmenin kefareti: sevmenin insana verdiğı mutluluk, sorumluluk ya da yarattığı bazı problemler. Bu konular üç insanın ilişkileri içerisinde ele alınıyor. Bir kadın. bir genç adam ve bir de daha orta yaşlı bır erkek. Ve kadın ikisini de sevmektedir ama alışkanlıklanmız. koşul- lanmalanmız belki de ahlak anlayışımız se- bebıvle bu bazı komplikasyonlara mutsuz- luklara, acılara yol açabiliyor. Filmimin ana teması bu. - Daha önce Sibel Turnagörün başrolünü oynay acağı "Sevda" isimli bir film çekeceği- niz açıklanmıştı... KURÇENLİ - O projemiz değişti. Şimdı çekmekte olduğum filmin senaryosunu da- ha önce yazmama rağmen filmm adını çok yeni koyduk. - Sinema Vakf» olarak ulaşmayı düşündü- ğünüz hedefler nelerdir ? Filmler çekildik- Ali Özgentürk'ün Onat Kutlar'ın öykülerinden oluşturduğu 'Sır' Zeki Ökten'in 'Hep Aynı' adh filminde Serap Akso\ ve Tânk Akan (yanda). rürkiye'nin barışa, sevgiye, hoşgörüye çok gereksinim duyduğu görüşünden yola çıkarak. 'sevgi ve hoşgörü' temasıyla Sinema Vakfı*nın kurucusu 10 yönetmenin çektiği kısa filmlerden iki film oluşacak. Bu projeden elde edilecek gelir, genç sanatçılara destek vermek, sponsor sağlamak ve bu yolla Türk sınemasını canlandırmak için kullanılacak. İrfan Tözüm'ün 'Monte Kristo' adh filminde Hale Soygazi Yusuf Kurçenli'nin 'Çünkü Onu Seviyorum' adh filminde Sermin Karaali mez, sinema istenmez. İstanbul Müzik Festivali'nde Açıkhava'yı sadece 5 bin ki- şi dolduruyor. İşte vakıf bana göre bir nefsi müdafaadır." Sinema Vakfı bünyesinde bir sinema sa- natçısı olarak sürdürdügü var olma savaşı- nı anlatıyor Özgentürk: ** Sinemacı olarak varüğım yok edilmeye çahşıhyor. Sinema yapmazsam ölürüm de- mek değil bu...Tersine fıhn yapmaktan nef- ret ediyorum çünküfilm çekerken çok acı çe- kJyorum." Yönetmen topluma film çekerek birşeyler vermek gibi bir amacı olmadığını söylüyor. "Ama buna rağmen sinemamn yok edil- mesine engel olmak için, sinema yapmanın gerekli olduğuna dair inancı taşıvan arka- daşlarla biraray a geldik bu vakfi kurduk, ay- nı zamanda Türkiye'de herhangi bir Afrika ülkesinde var olan kültürel ortamı talep et- tiğimiz için..." -T ürkiye'nin kendineözgü bir kültürel ya- şanıı yok mu ? ÖZGENTÜRK- Bir Afrika ülkesinde nn, sistemlenn oluşması gerekıyor. Sinema bağımsızdır. sinema bir sanattır. Ahmakla- ra duyurulur! Sevmenin bedeli üzerine... Başrollerini Yalçın Dümer,Sermin Kara- ali \e ÜhanŞeşen'inpaylaştığı "Çünkü Onu Seviyorum" adlı filmi Sinema Vakfı ıçin çe- ken yönetmen Yusuf Kurçenli, Sinema Vak- fı'nın tüm sinemaya ait olduğunu ve 10 ya- pımcı - yönetmenin sadece vakfın kurucu- ları olduğunu belirtti. Kurçenli, sinemamn sorunlarının sadece 10 kişıyle ancak parla- mentodan sinema sendikasına kadar herke- sın üstüne düş.eni yapmasıyla çözülebilece- ğini vurguladı. -Şu an çekmekte olduğunu/ "Çünkü Onu Seviyorum" isimli filmden sözeder misiniz? KURÇENLİ- Bildiğıniz gibi birhkteligı vurgulamak ve vakfa gelir sağlamak içinde ten sonra Vakıf ortadan kalkacak mı ? KURÇENLİ - Vakıf olarak sinema ala- nın'daki sorunlann tümünü ele alıp gücü- müz oranında bunlann üstesınden gelmek istiyoruz. Film yapmak kalitesi içinde ol- mak üzere. yasal düzenlemelerin sağlanma- sı. sinemaya finansman bulmak. sinema eği- timine katkıda bulunmak ki pratiğe dayalı bir sinema okulu projemiz de var... Kısacası Sinema Vakfı sinemamn her ala- nında. sinema yapan insanlann karşılaştık- lan sorunlan tespit ederek. bu sorunlann nasıl ortadan kaldırılabıleceğini bulmaya çalışıyor. Amabu sadece lOkişininyapabı- leceği bir iş değildır. Bu sorunlan sinemamn gündemine almak v e parlamentodan sinema sendikasına kadar herkesin üzerine düşenleri yapması ile bu sorunlar çözülebilir. Bu bağlamda Sinema Vakfı devam edecek. 10 film sadece bir baş- langıçtır. Yapılacak bu 10 filmle Sinema Vakfı 'na gelİT sağlamak amaçlanıyor. Zaten oyuncu- lar, yönetmenler. senaryo yazarlan bu film- lerde para almıyorlar. Vakfı güçlendirmek; üretimi artırmak, sinemaya ilişkin yayınla- nn arttınlması ve sinema okulu açmak açı- sından çok önemli. - Vakıf genişlemeyi düşünüyor mu ? KURÇENLİ - Vakıf 10 kişiden ibaret de- ğil. Yasal olarak vakfın kurulabilmesi için tam olarak bılmıyorum ama 500 - 600 mil- yon TL" sı mal varlığının bulunması gereki- yor. Bir araya gelen bu 10 yönetmen - ya- pımcı 100' er milyon TL koyarak Vakfın kurulması için gereken yasal zorunluluğu karşıladılar. Bu 10 insan sadece kurucu. va- kıf ise tüm sinemaya hizmet vermeye dönük ve onlara ait. Mesela projelerimizden bir tanesi her yıl mutlaka bir Türk fılmini desteklemek. Eğer bır filmi destekleyecek kadar paramız olur- sa. bir genç insanın yapacağı ilk sinema fil- mini desteklemeyı amaçlıyoruz. Bunun dı- şında kısa filmler belki de belgeseller des- teklenebılir. Sinema Vakfı 10 kişi tarafından değil de bir kışı tarafından da kurulabılirdi. Önemli olan vakfin tüm sinemaya ait olması. Önem- li olan sermayeyi bir şeyin hizmetıne sun- mak. vakfın mantığı burdan geçiyor. Dola- yısıyla bu 10 kişı bunu yaptı ama vakıf 10 kışiye hizmet veren bir yer değıl. - Çekflecek filmlerde ana tema olarak sev- gi ve hoşgörünün ele alınmasının sebebi bu iki öğenin toplumda eksikliğinin duyulma- sından mı kayiıaklanıyor ? KURÇENLİ - Yüzde yüz doğru. Temayı seçerken Türkıye'nin banşa. sevgiye, hoş- görüye çok ihtiyacının olduğu tespitinden yola çıktık. Özgürlüğüne kavuşmak isteyen Nebile Yönetmen İrfan Tözüm'ün çektiği kısa filmin ismi de "Monte Kristo". Tözüm de sinemarruzm yaratım sorunu olduğu görü- şünde "Önemli olan v-araticınui kendini ifa- deedebileceği özgür ortamın >aratıhnası"di- yor. Kendi kültürünü ve yaşama biçimini dünyaya yayan en önemli etkenin de sine- ma olduğuna ınanan Tözüm. yetenekli, eğı- timli genç sinemacılann önünü açmanın, tüm yönetmenlerin 'derdi ve görevi" oldu- ğunu düşünüyor. Devletin net bir kültür po- litikası olmamasından yakınarak, "bir ülke- nin sinemasının yok olmasının o ülkenin yok olması demek" olduğunu vurguluyor. - Çekmekte olduğunuz kısa metrajlı film- den söz eder misiniz? TÖZÜM- 'MonteKristo".NazhErayın öyküsünden uyarlandı. Senaryo Banş Pir- hasan'ın. Filmde Hale Soygazi, Macit Ko- per veTaner Bariasrol aldılar. Filmin yak- laşık bü>ük bır bölümünün çekıldiği dekor kurularak gerçekleştirilen mekanı (karanlık oda) oyuncu ile birlikte akvaryuma dönüş- türüldü ve Türk sınemasında ilk kez kom- püter efekt yapıldı. Öykü şöyle: Nebile (Hale Soygazi) 15 yıl- lık ev li bir ev kadını. Dört duvar arasında ge- çen yaşamından pek memnun değil. Koca- sı (Taner Barias) gerektiği gibi ilgilenemi- yor v e arasıra kansının kalbini kınyor. Ev in dar çevresi. hep aynı günlük işler, çocuklar- la uğraşmak, hem yormuş. hem de bulandır- mıştı Nebile'yı. Adeta bir ev temizleme ve çocuk bakma makinesine dönüştürmüştü. Nebile bir gün, süpürgelerin, cilalann. faraşlann ve deter- janlann durduğu küçük odanın duvannı tır- naklanyla gizlice kazmaya başladı. Duvann öte yanından bazı sesler duyuluyordu arada sırada. Amacı bir tünel kazıp özgürlüğüne kavuşmaktır - Filmin bütçesi ve süresi ne kadar? Sizce bu beş kısa film nasıl bir bütün oluşturacak? TÖZÜM- Çeşitli sponsorlar ve aynı kat- kılardan ötürü oyunculann ücretsiz çalış- ması sonucunda yaklaşık 2 milyara mal ol- du. süresi 40 dakika. Yapılan 10 filmde dil bütünlüğünün olması mümkün değil. Bilin- digi gibi temamız ortak sevgi ve hoşgörü üzerine kurulu, 10 yönetmenin dünyalan yansıyacaktır bu fılmlere.. - Bu çok fantastik bir hikâye ve Türk ka- dını genelde böyle fantastik bir dünyadan yoksun. Yaşamın akışına kaptırmış kaduıla- ra bu öy kü hiçbir alternatif çıkış yolu da sun- muyor. Bu öyküvü seçmenizdeki amaç ne- dir? TÖZÜM- Tespit çok doğru. Ancak kül- tür ve sanata verdiğimiz önem bunun altın- da yatryor. Bizler sanat eserlenni merak eder önemseriz. Fakat neden kendi hayatımızda sanat eserindeki gibi olmayı düşünmüyo- ruz. Bu öyküyü seçmemdeki neden aynı za- manda dış dünyaya olan sorumluluk. Amaç tican değil. -Niyefilmlerinizde hep aymoyunculan se- çiyorsunuz? TÖZÜM- Birçok genç santçılanmız ye- tişiyor, fakat çeşitli nedenlerden dolayı ken- dilerini yetiştiremiyorlar ve ifade edemiyor- lar. Zaten genç ve yetenekli sanatçüanmıza her seferinde mutlaka filmde yer veririm. gerek kamera önü veya arkasında. Aynı oyunculan seçişimin sebebi canlandırdık- lan rollere yaşça uygun olmalan, yoksa bu bir dışa kapanıklık meselesi değil. Sinemacılar, emeklilik haklannın ellerinden ahndığını savunarak Çalışma Bakanı Ziya Halis'ten çözüm istedi 'Gerekirse Ankara'ya ikinci kez yürürüz'Kültür Servisi - Çağdaş Sinema Ovunculan Derneği (ÇASOD). Sinema Oyunculan Derneği (SODER) ve Türkiye Sinema Emekçıleri Sendikası (Sine-Sen) temsilcılen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis' i ziyaret ederek, SSK borçlanma yasasına ilişkin ek genelge ile emeklilik haklannın ellerinden alınmasına tepki gösterdiler. Bakanhk olarak, sanatçılann elde edilmiş haklannı geri almak gibi bir amaçlan olmadığını V'urguluyan Halis, "Benim teşkilatımının görevi genişletmektir, haklan geri almak değildir. Verilen haklann geri aunması bu • kitabımızda yazmaz"dedi. SODER Başkanı ve sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, sanatçılann borçlandınlarak sigorta primlerini ödemelerinı öngören yasaya getirilen ek genelgeyle, sanatçılann elde edilmiş haklannı yitırdıklerinı belirtti. Bu genelgeyle sanatçı örgütlerinin değil, işverenlerin muhatap ahndığını ıfade eden Koçyiğit. "Elde edilmiş hakkımızı geri istiyoruz" dedi. Sıne - Sen üyesı Halil Ergün, sanatçılara özel emeklilik hakkının çıkanlmasının bile onlann magduriyetini gösterdığini belirterek. kendilenne tanınan bir hakkın geri alınmasına karşı çıkacaklarını söyledi. Sine - Sen Genel Sekreteri Muzaffer Hiçdurmaz ek bir genelge ile sanatçılarının haklannın ellerinden alınmasına karşı çıkarak u Gerekirse Ankara'ya ikinci yürüyüşü yapacağız" dedi. Sıne - Sen Genel BaşkanıNecmettin Çobanoğlu da sanatçılara uygulanan bu muamele ile sus payı verilmek istendiğini dile getırerek, sinema emekçilerinin zor durumda olduklannı belirtti. ÇASOD Başkanı Füsun Demirel de yasaya getirilen ek genelgenin sanatçılan derinden yaraladığını söyledi. Bu genelgenin. sanatçılann meslek örgütlerini yok saydığını belirten Demirel."Genelge işvereni muhatap alıyor. Bu durum sanatçıyı zor durumda bırakıyor. tşverenden bi/im böyle bir şey talep etmemiz mümkün değildir" görüşünü dile getırdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, sivil toplum örgütlerinin sorunlanna Çalışma Bakanlığı olarak büyük önem verdiklerini belirterek. bu sorunlan karşılıkh görüş alışverişiyle çözmeye özen gösterdiklerinı söyledi. Sanatçılann sorunlannı çözmek için bütün güçleriyle mücadele vereceklenni ifade eden Halis "Sanatçılann ülkemizin çağdaşlaşmasına olan katkılannı çok önemsiyoruz. Sorunlann çözümü için azami sınırlanmızı zorlayacagız" dedi. HayalBahçesiL Yaz Etkinlikleri Kültür Servisi - Bakırköy Belediyesi tarafindan düzenlenen etkınlikler kapsamında bugün. Yenidünya Sahnesi'nde saat 19.00'da Gösteri Sanatları Merkezi tarafından Mutluluk İkilemi - Pandomim ve saat 21.15 "te Kadıköy Halk Eğitim Merkezi tarafından Hamlet isimli oyunlar sergilenecek. Hayal Ağacı'nda saat 17.00'de IsmetÖzel kitaplannı ımzalayacak. Bakırköy Belediyesi Folk - Tur Halk Danslan Topluluğu saat 20.15'te bir gösteri sunacak. Sinema bölümünde ise saat 23.00'te Sergeı Bondarchuk'un Dünyayı Sarsan On Gün isimli filmi gösterilecek. Öemir Özlü Robinson Crusoe'da Kültür Servisi - Yazar Demir Özlü, 28 temmuz cuma günü saat 16.00 - 18.00 arasında Beyoğlu Robinson Crusoe Kitapevi'nde okurlanyla buluşacak. Derinkuyu'da Roma Heykeli bulundu DERİNKU\ U (AA) - Nevşehir in Derinkuyu ilçesinde bır evın toprak altındaki deposunun çökmesi sonucu, Roma döneminden kalma at ve aslan başlı bir mermer heykel ortaya çıktı. Büyük bır bölümü halen toprak altında bulunan heykeli inceleyen Nevşehir Arkeoloji Müzesi Müdürü Seracettin Yılmaz bir metre boyundaki heykelın, M.Ö. 3 bin yılında Romalılar tarafından yapıldığını sandıklannı ve kurtarma • kazısı yaparak çıkartılacak heykelin temizlenip müzede sergileneceğini ifade etti. Taş Heykel Sempozyumu Kültür Ser\isi - Yalova belediye Başkanlığı ve Heykeltıraşlar Derneği işbirliğiyle 1 - 30 temmuz tanhleri arasında bu yıl ılki düzenlenen Taş Heykel Sempozyumu, 9 heykeltıraşın katıhmı ile yalova Parkı'nda devam ediyor. Önümüzdekı yıllarda uluslararası olması planlanan Taş Heykel Sempozyumu sürecinde üretilen heykellerle, çok yakında Yalova"da bır açıkhava müzesınin oluşturulması hedefleniyor. Resimlepde vahşet anlatıMı VAN (AA) - lzmir Türk Dernekleri Bırlığı tarafından düzenlenen ve Embiya Çavuş'un yaptığı yağlıboya çalışmalanndan oluşan "Türk Dünyasının Kültür Varlığı ve Yaşadığı Dram" konulu sergi, Van'da açıldı. Kültür Müdürlüğü Güzel Sanatlar Galerisi'ndeki sergı, Kınm'dan Kıbns'a, Azerbaycan'dan Bosna Hersek'e uzanan Türk coğrafyasını. Türk insanının uğradığı haksızlıklan; baskı, zulüm ve soykınmlan belgeleyen orijınal koleksiyondan oluşuyor. 23 yağlıboya tablonun yer aldığı sergi 10 gün açık kalacak. KKTC'ye yeşillendirme yardımları LEFKOŞA (AA) - Teletaş, KKTC'de geçen ay çıkan orman yangını dolayısıyla açılan "Beşparmak Dağlannı Yeşillendirme Kampanyasf'na 1 milyar lira bağışta bulundu. Yardım çeki, Teletaş Genel Müdürü Lütfi Yenel tarafından, KKTC Gumhurbaşkanı Rauf Denktaş'a sunuldu. Bu arada Almanya'nın Bavyera Eyaleti St. Nicolaus Kılisesi'nde toplanan 19.270 markhk bağış da Başrahip * Josep Vollnhals tarafından Cumhurbaşkanı Denktaş'a teslim edildi. Bağış sırasında hazır bulunan KKTC'nin Bavyera Fahri Küitür Ataşesi Turgay Hilmi. Vogtland Filarmoni Orkestrası'mn, geliri kampanyaya bağışlanmak üzere, konser vermek üzere yakında KKTC'ye geleceğıni açıkladı. Kıpşehip 5. Ozanlap Şöleni KIRŞEHİR (AA) - Kırşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 5. Ozanlar Şöleni 28 temmuz cuma günü yapılacak. Kırşehir Ahi Stadyumu'nda yapılacak şölene Gülşen Kutlu, Ekrem Çelebı ve Aşık Sefai'nin yanı sıra Kırşehırli mahalli sanatçılar da katılacaklar. Anadolu Fuapı'nda kukla tiyatposu KAYSERİ (A.\) - Ankara Büyükşehir Belediyesi Kukla Tiyatrosu, Anadolu Fuan Kültür Merkezi'nde ücretsiz olarak oyunlannı sergiliyor. Mehmet Tahir tkiler'in yönettiği kukla tiyatrosu, Türkiye'nin tek kukla tiyatrosu olarak bıliniyor. Glopia Gaynop Antalya'da ANTALYA (AA) - Amerikalı ünlü pop sanatçısı Gloria Gaynor, Antalya'ya geldi. Gaynor, organizatör Erkan Özarman ve Türk Hafıf Müziği Sanatçısı Sibel Egemen ile birlikte Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Hasan Subaşı'yı makamında ziyaret etti. Hasan Subaşı, Gloria Gaynor'in ziyaretinden memnun olduğunu belirterek, sanatçıdan eylül ayı içerisinde yapılacak Antalya Altın Portakal Film Festivali etkinliklerinde konser vermesinı istedi. Amerikalı sanatçı Antalya'nın doğal güzelliklenne hayran kaldığını belirterek, Belediye Başkanının önerisıni kabul ettiğini ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle