28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18TEMMUZ1995SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral, hükümetin Türk-İş'in sesine kulak vermesi gerektiğini söyledi Kamııda tophıpazarbk Bekir Sami Daçe GUNEŞGURSON ANKARA - 18 mılyon 500 bin lira tu- tanndaki ortalama kamu işçisi ücretine, yüzde 5.41 oranında yaptığı ücret artışı önerisi sendikalar tarafından "sadaka" olarak nitelendirilen hükûmet, Türk- Iş'ten "resmi yanrt" bekliyor. Kamu ke- simi toplusözleşmelerinden sorumlu Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, toplu- sözleşme sürecinin "evlemlerle bir yere götürülemeyeceğini'' belırterek. "Türk- fş'in bu tekİife yönelik yaklaşımını gör- mek ihtiyacı içindeyiz. Konuşarak uzlaş- mak, meseleleri çdzer" dedi. Hükümetin ücret artışı önerisıni yakarakprotesto et- tikten sonra Daçe ile telefonla görüşen Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral • Kamu kesimi toplusözleşmelerinden sorumlu Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe, toplusözleşme sürecinin "eylemlerle bir yere götürülemeyeceğini" belirterek "Türk-İş'in bu teklife yönelik yaklaşımını görmek ihtiyacı içindeyiz. Konuşarak uzlaşmak, meseleleri çözer" dedi. Sendikaların ücret artışı konusunda düşüncelerini net olarak ortaya koyması ve masa başında konuşmaya devam edilmesi gerektiğini ifade eden Daçe, "Konuşmak, daha kolay ve akılcı bir yoldur. Düşünceleri gelirse, dikkate alacağız. Masada meselenin çözümlenmesinin gereklerine yöneleceğiz" diye konuştu. de, "Hükümet, Türk-lş'in sesine kulak versin" diye konuştu. Devlet Bakanı Daçe, Türk-lş yönetı- cileri ve sendika başkanlannın, işçi üc- retlerinin 500 bin lira ile 3 milyon lira arasında arttınlmasını içeren önerisıni yakmalannın ardından Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede. "Yapılacakşey, yakmak >a da başka türlü eylemlere te- vessûl etinek değildir. Türk-İş'in kendi düşüncelerini hükümete bildirmesidir. Demokrasi. aynı zamanda yasaiara da saygıyı ifade eder. Biz, demokratik hak- lannı yasalar içinde kullanmalanna, hep saygdı olduk ve oluruz" dedi. Sendikalann ücret artışı konusunda düşüncelerini net olarak ortaya koyma- sı ve masa başında konuşmaya devam Bayram Meral edilmesi gerektiğini ifade eden Daçe. şunlan söyledi: "Konuşmak. daha kolay ve alalcı bir yoldur. Düşünceleri gelirse, dikkate ala- cağız. Masada meselenin çözümlenmesi- nin gereklerine > öneleceğiz. Türkiye'nin ekonomik şartlan içinde, bir teklif getir- dik. Bunun gerekçelerini de ortaya koy- duk. Türk-İş'in yapması gereken, eylem değiL Konu, kendi takdirlerinde. Yasalar çerçeresinde, hak ara>ışı olarak tezahür etsin. Demokratik hak kullanılmış olur. Meseleyi eylemlerle değü konuşarak çöz- mek gerekir. Mukabil görüşlerini, net ola- rak bilmek ihtiyacı içindeyiz" diye ko- nuştu. Pazarlık sürecındeki gecikmenin, hü- kümerten kaynaklanmadığmı savunan • Türk-tş Başkanı Bayram Meral de sözleşme görüşmelerinin "günün koşullanna uygun bir rakamla, masa başında bitirilmesinden yana" olduklannı ifade ederek "Hükümet, Türk-İş'in sesine kulak versin" dedi. Meral, hükümeti "daha gerçekçi ve makul" rakam önermeye çağırarak Şunlan söyledi: "Kamuda işçi ücretleri, iddia edildiği gibi yüksek değil, 'Birisi az alıyor, diğeri de az alsın' mantığı yanlıştır. Bizim amacımız, ekonomik durumu kötü olanlann ekonomik durumunu iyi düzeye getirmektir." Daçe, şunlan söyledi: "Biz, bir teklif getirdik Tûrk-tş'e. Geç kaluidığı yolundaki şikâyetler vardı. Türk-lş, konulann bir an önce sonuçlan- masuu istiyordu. Gecikmenin temel ne- deni biz değiliz. Sözleşmenin tabiatından doğan durum var. Başkaıüar Kurulu top- lanölannı yapacaklan için. değerlendir- sinler diye düşündük, o sebeple götür- dük. Ancak eylemlerle meseleler çözül- müyor. Masa başında konuşmaya devam edilmesi lazım. Net düşüncelerinin orta- y« çıkması lazım. Her sözleşme böyle baş- hyor. Konuşarak belli noktaya gelinir. Ko- nuşmak daha kolay ve akılcı bir yoldur. Düşünceleri gelirse, dikkate alacağız. Masada meselenin çözümlenmesinin ge- reklerine yöneleceğiz." İsveren sendikaları arastırması 'Kamu işçisi daha şanslı' • Kamu işveren sendikalannca yapılan karşılaştırmalara göre toplusözleşme görüşmeleri idari ve ücret rnaddelerinde tıkanan 680 bin kamu işçisinin ücret düzeyi, bazı işkollarmda 10 milyon lirayı aşarak özel sektör işçisini solladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu işveren sendikalannca yapılan kar- şılaştırmalara göre toplu- sözleşme görüşmeleri idari ve ücret maddelennde tıka- nan 680 bin kamu işçisinin ücret düzeyi, bazı işkollann- da, 10 milyon lirayı aşan dü- zeyde, özel sektör işçisini solladı. Türk-lş'e bağlı sen- dikalann metal ve tekstil ıg- kollannda istediği enflas- yon düzeyindeki artış ora- nıyla, işçilerin ücret düzeyi- nın ortalama çıplak brüt ola- Türk-ls toplanıyor eyleme iıazır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş, hüküme- tin, ortalama yüzde 5.4'lük ücret artışı önensini reddet- mesinın ardından, bugün ya- pacağı genışletilmiş Başkan- lar Kurulu toplantısında, ey- lem takvüni ıçin düğmeye sacak. DtSK Başkanlar Kurulu da yann bir araya ge- lerek eylemlere katılım ko- nusunda değerlendirme ya- pacak. Türk-lş'e bağlı 33 sendıkanın şube başkanlan ve temsılcılerinın de katıla- cağı toplantı. saat 10.00'da Devlet Su Işlen (DSİ) konfe- rans salonunda başlayacak. Toplantıda, demokratikleş- me, anayasa değişiklikleri, asgari ücretve hükümetin üc- ret artışı önerisi konusunda Türk-İş'in geliştireceğı ey- lem türleri behrlenecek. Top- lu vizite eylemlerinin yanı sı- ra DYP-CHP genel merkez ve ıl-ilçe bınalannda kitlesel protestolar, ışyeri ışgalleri ile Ankara'da hükümetin ıstifa- sının isteneceği bir mitıng düzenlenmesı de toplantıda ele alınacak. rak 38 milyon liraya ulaş- ması öngörüldü. Metal işkolunda 1994 so- nunda sağlanan ücret arüşla- n, Türkiye Demir Çelik Iş- letmeleri'nin (TDÇİ) giyi- nik ücret düzeyine hâlâ ula- şamazken özel sektörde tekstil işkolunda sözleşmey- le vanlan ücret düzeyinin, Sümer Holding'deki artışı 14 ay sonra yakalayacağı he- saplandı. Bfiyfik uçunım Kamu işveren sendıkala- nnın özel sektör ile kamu sektöründe bağıtlanan top- lusözleşmeler arasındaki ücret farklılıklanna ilişkin yaptığı karşılaştırmaya göre metal işkolunda Arçelik, Tofaş, OYAK, BMC, Mer- cedes-Benz, Otosan, AEG, Tekfen, Philips ve Mannes- man gibi fırmalann da ara- lannda yer aldığı 174 işye- rini kapsayan toplusözleş- melerde 1 Eylül 1994 tari- hinden itibaren verilen ücret artışlan, TDÇl'nin primli ücretine ancak 26 ay sonra ulaşabilecek. Araştırmaya göre, 1 Temmuz 1994 tari- hinde, özel sektörde çalışan bir işçi 9 milyon 356 bin li- ra çıplak brüt ücret alırken, aynı dönemde TDÇl'de ça- lışan işçinin eline çıplak brüt ücret olarak 19 milyon 782 bin lira, giydirilmiş (primli) ücret olarak da 27 milyon 220 bin lira geçti. Birinci altı ay için yüzde 42, ikinci altı ay için yüzde 31, üçüncü ve dördüncü al- tı aylar için geçmiş altı ay- lık enflasyon oranlannda zam oranlan verilerek bağıt- lanan MESS sözleşmesinde ulaşılan ücret oranlan; T- pÇi'nin 1 Temmuz 1994 ta- rihindeki primsiz ücretine sözleşmenin ilk yılı sonun- da erişemezken, bu ücretin, kamudaki primli ücret dü- zeyine 26 ay sonra (1 Eylül 1996 tarihinde) ulaşması öngörüldü. Pblisin geniş güvenlik aldığı cezaevi önünde bir açıklama yapan tutuklu ve hükümlü yakınlan, çocuklaruun hakb bir mücadele verdikJerini soyleyerek "Gerekirse biz de açlık grevi başlaünz" diye konuştular. Ailelenden açhkgrevine destek Protestolanm alkış ve algıtlarla sürdüren aileler, daha sonra toplu halde Bayrampaşa rramvay durağına yürüyerek dağıldı. 200 kişilik bir gnıp ise HADEP Bahçelievler tlçe Merkea'ne gelerek açfak grevi başlatü. (Fotoğraflar: KUBlLAY TUNTÜL) tstanbul Haber Servisi - Tüm yurttaki cezaevlerinde yatan PKK'li tutuklu ve hükümlülerin başlattığı açlık grevine destek vermek amacıyla Bayrampaşa Cezaevi önünde toplanan tutuklu yakınlan, protesto gösterisi yaptı. Cezaevlerindeki koşullann düzeltilmesi, Güneydoğu'da süren "Idrö savaşın" sona ermesi için açlık grevi başlatan PKK'li tutuklu ve hükümlülere destek vermek amacıyla Bayrampaşa Cezaevi'nin önünde toplanan bine yakın kişi oturma eylemi yaptı. Polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı cezaevi önünde bir açıklama yapan aileler, PKK'li tutuklu ve hükümlülerin açlık grevini desteklediklerini söylediler. Sık sık alkışlı protestoda bulunarak zılgıt çeken aileler, "Biz kavga değil. banş istiyoruz. Bu kirli savaş bitsin. Polis ve özel tim, bize Kürt olduğumuz için işkence yapıyor, çocuklanmızı öldürüyor. Çocuklanmız hakh bir mücadele veriyorlar. Biz de onlann açlık grevine destek veriyoruz. Gerekirse biz de açhk grevi başlaünz" dediler. Aileler daha sonra toplu halde Bayrampaşa tramvay durağına yürüdü. Buradan Aksaray'a gelen 200 kişilik bir grup, metronun önünde oturma eylemi yaptı. Oturma eylemi yapan grup, buradan HADEP Bahçelieyler llçe Merİcezı'ne gelerek açlık grevı başlattı. Öte yandan, Bayrampaşa Cezaevi 'nde uyuşturucu kaçakçılığı suçundan Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanmalan süren Abdullah Kener ve Turgut Güner adlı iki tutuklu arasında dün, adi tutuklu ve hükümlülerin kaldığı B blok koğuşunda tartışma çıktı. Tartışmanm büyümesi üzerine Kener, daha önceden içeriye soktuğu iddia edilen silahıyla Güner'i vurdu. Ağır sekilde yaralanan Güner, hastaneye kaldınlırken yolda yaşamım yitirdi. Cezaevi yetkilileri, Güner'i cezaevi içinde öldüren Kener'in, silahıyla birlikte ele geçirildiğini ve olayla ilgili olarak gerekli soruşturmamn başlatıldığını bildirdiler. lstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni BUgin ise olayın siyasi yönünün bulunmadığmı belirtirken gerekli çalışmamn savcılık tarafından yürütüleceğini açıkladı. Türk-İş'in, ücret artışı önerisi konu- sunda "düşüncelerini resmen hükümete yansıtmadıgınr vurgulayan Daçe, teklif- lerinin yıllık maliyetinin 9-10 trilyon li- ra tutannda olduğıınu, ıkınci yıl zammı- nın da, "sistem kabul görürse, taroşüır- sa" konuşulabileceğini belirtti. CHP'ti bakanlar dûşûk buldu "Birmakuldeuzlaşüınasının" önemı- ne dikkat çeken Daçe, bazı CHP'li ba- kanlann ücret artışmı düşük bulduklan- na ilişkin açıklamalan konusunda şu de- ğerlendirmeyi yaptı: "Algan Hacaloğlu'na sordum. Bakan- lara da teklifı gönderdik. İlgili bakanla- ruı haberi var. 'Sız olsaydınız kabul ed- er miydiniz sualı üzerine, süreç olduğu- nu söyledim'dedL Söyleyiş tarzı başka. Verilen anlam, başında daha değişik. Hükü- metin, hepimiz birlikte için- deyiz; hükümet sorumlulu- ğunu birlikte yerine getiriyo- ruz. Koalisyonun uyum için- de ghmesine çabalıyoruz." Daçe, Türk-lş'ın, DtSK ve memur sendikalanyla birlikte, hükümeti istifaya çağınnak ve erken seçim is- temek ıçin eylem sürecini başlatarak ücret önerisıne yanıt vermesini de, "Hükü- met konusu, seçim konusu, parlamentonun yetld alanın- da olan konuiardır. Seçim olacaksa, hükümet konusu olarak, pariamento karar verir. Onlar, hükümeti be- ğenmeyebilirler. parlamen- toyu beğenmeyebiliıier. Ta- bii haklandır. Karar merci- leri, nihayet paıiamento- dur" diye yorumladı. Daçe, Yol-lş Sendikası ile Köy Hizmetleri Genel Mü- dürlüğü arasında geçen ay imzalanan ve geçici işçi üc- retlerim dondurarak, 500 bin lira seyyanen artış uygulan- masını öngören protokolün, hükümetin önerisine etki- siyle ilgili soruya da, " Pro- tokolün, teklifle hiçbir ilgisi yok. İlkc olarak da benzeriik yok. Adaleti sağlama bakı- mından. bir \<ol izlenmişti. Y- ol-lş'le ilgili konu, emsal de- ğil; olması da mümkün değiL Ayn konular. İş güvencesi sağlandL İkisi arasuıda fark- lar var" >anıtını verdi. Daçe. genel grev tüni ey- lemlerin "Türldye'yikarga- şaya sürükleyeceğini'' ve "bir yere ulaşılmasının mümkün oünayacagmı" sa- vundu. Meral, Daçe'yi aradı Türk-lş Başkanı Meral, AA'ya yaptığı açıklamada, sözleşme görüşmelerinin "günün koşullanna uygun bir rakamla, masa başında bitirilmesinden yana" ol- duklannı ifade ederek, "Hü- kümet,Türk-İş'in sesine ku- lak versin" dedi. Meral, hükümeti "daha gerçekçi ve makul" rakam önermeye çağırarak, "Ka- muda işçi ücretleri, iddia edildiği gibi yüksek değil, 'Birisi az alıyor, diğeri de az alsın' mantığı yanlıştır. Bi- zim amacımız. ekonomik durumu kötü olanlann eko- nomik durumunu iyi düzeye getirmektir. Ülkedehuzur istiyorlarsa, sorunlan aza çekmek isti- yorlarsa, hükütümet Türk- İş'in sesine kulak vermeü- dir" diye konuştu. SHÇEK için Vakıf modelF gündemde IŞIKKANSU ANKARA- Kaduı ve aileden sorumlu Devlet Ba- kanı AysdBaykaL Sosyal Hizmetlerve Çocuk Esir- geme Kurumu'nun (SHÇEK), gerektiği biçimde hizmet veremediği için yönetimde "vakıf mode- B"ni gündeme getirmeye hazırlandığını bildırdi. Baykal, "Sosyal hizmet mahaDeden başlaman, demokratik yapılanma içinde yürütülmeü. Shü top- kımun kuruma güç \ermesinL yönetimini denetle- mesini ve ona kaülmasını istiyoruz" dedi. Baykal, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, büt- çe ve kadro kısıtlamalan içinde SHÇEK'in gerek- tiği biçimde hizmet yapamadığının kesinlikle orta- da olduğunu belirterek "Çocuğa, yaşhya, özürlüye hizmet sunamıyoruz. 10 bin kişiye hizmet sunarken 3 bini aşkın kişi kuyrukta ve bu kuyruk gitgide uzu- yor. Artık yetiştinme yurtlan modelinin dışına çık- manuz gereldyor. Küçük çapta uygulamasma baş- lanan, çocuğun kendi ailesi yamnda bakımını özen- dirici önlemlerin ahnması ve bunlann gehştirilmesi gerek. Terkedümiş çocuklar bizim için büyük prob- lem oimuyor, özürtülerin dışında. Çünkü, terk edil- ntıiş çocuklan evlat edinmek için uzun kuyruklar var" diye konuştu. Annesi veya babası olup ekonomik ya da sosyal Aysel Baykal • Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal, bütçe ve kadro kısıtlamalan içinde SHÇEK'in gerektiği biçimde hizmet yapamadığının kesinlikle ortada olduğunu belirtti. Baykal, "Çocuğa, yaşhya, özürlüye hizmet sunamıyoruz. 10 bin kişiye hizmet sunarken 3 bini aşkın kişi kuyrukta ve bu kuyruk gitgide uzuyor. Artık yetiştirme yurtlan modelinin dışına çıkmamız gerekiyor" dedi. nedenlerle koruma altma alınan çocuklan evlat da veremediklerini aktaran Baykal. şunlan söyledi: "En başta bu modelin içinde sevgi yok. Bir sürii öğretmen kullanıyoruz. Bu öğretmenler, sabah 09.00'da geliyor. akşam gküyor. Ama,o saatteçocuk- lar yıırtta değil, okuldalar. Akşam çocuk geldiği za- man nöbetçi öğretmenle baş başa kalryor. Sağlıklı bir ilişki kurmak için bile sakit yok. Oğretmenlerimiz çok zor koşuüarda görev yapmalanna rağmen, o sevgiyi, anlayışı işin içine katmaya çalışıyorlar. Ama, bunlar modelde yok. Sosyal hizmet politikalanna çokyeni açıhmlar getirmemiz gerekiyor. Pek çok ül- kede olduğu gibi sosyal hizmetin mahalleden başla- ması gerektiğine inanıyoruz. Elbette bizim görev ü- lerimizolacak, ama aynı zamanda bu görevliler. top- lumun da bu işe katılımını sağlayacak işlev üstlene- cekler. Mahalledeki insanlar, sosyal hizmete yönelik ihtiyaçlany la ilgili kendi örgütlenmelerini, kendi da- yanışmalannı yapacaklar. Yahut başka makamlar- ca çözümlenebilecekse kendi temsilcilerini seçecek- ler, demokratik yapılanma içinde bu işi geliştirecek- ler. Kurum da yardım edici, yönlcndirici bir işlev üst- lenecek. Ömeğin, mahallede bir çocuk ortadaysa o mahalledeki insanlar, soruna sahip çıkacak ve ko- ruyucu aile konumuna geçecek birisi \ arsa onu bu- lacak. Ya da anneyle babay ı uzlaşbrmaya çalışacak, kurumun aileye ayni nakdiyardım yapmasi olanak- lannı araşoracak." Bu düşünceden hareketle, toplum merkezleri ya da sosyal hizmet merkezleri örgütlemeye çaba gös- terdiklerini anlatan Baykal, bunun için pilot bölge- ler saptanacağını ifade etti. Aysel Baykal, pilot böl- gelerin, öncelikle gecekondu semtlerinden seçile- ceğini aktardı ve şu görüşlere yer verdi: "Halkunız çok yardunsever. Fakat bu yardımla- ruı organize edilmesi ve teşvik edilmesi gereklL Bir vakıf kurmayı planladık. Ama maalesef çok hızlı gi- demedik bu konuda. Konuya çok önem veren insan- lan da bu vakfa çağıracağız. Çünkü, birçok insanı- nuz kendi başına birçok şeyi inşa ediyor ve bunlara büyük Ugi duyuyor. O insanlann da bu vakfa üyeola- rak kanimalan konusunda çalışma yapıyoruz veon- lan da bu vakfa katmayı düşünüyonız. Sivil toplu- mun kuruma bu vakıf kanaüy la güç vermesini isti- yoruz. Böyie bir modelin, açılımlar sağlayabileceği kanısmdayun. Toplum, örgütlenmeye, yardun için para vermeye haâr. Ama, mühim olan, onlara pa- ralannın nasıl kullanıldığını kanıtlamak ve inandır- mak, bu paralann çok akıllıca kullanılabilecegini göstermek. Bir bakıma da onlan kendi gözleriyie bunlan görmesi ve denetlemesini sağlamak lazım. Bu vakfın. böyle bir işlevi olacak şekilde kurulmasun amaçlıyorum." ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Siyaset Yasağı... Geçen günlerde Hacettepe Üniversitesi'nden bir grup ögretim üyesi^ beni hayretler içinde bırakan bir açıklama yaptılar. Universite öğretim üyelerinin siya- set yapmasını yasaklayan yasal hükümlerin kaldınl- mamasını istıyorlardı. Yani bir başka deyişle üniversi- te öğretim üyelennin siyaset yasağının sürmesini is- tiyorlardı. Bütün içtenliğımle söylüyorum, ilk anda gözlerime inanamadım. "Herhalde bir dizgiyanlışı falan vardır" diye düşündüm. Ama baktım kı yanlışlık falan yok. Bi- zjm Hacettepe Üniversitesi'nden kimi meslektaşlan- mız, "Aman" diyorlar, "bizim siyaset yapmamız çok sakıncalıdır, buna izin verilmesin..." Herhalde "Bizim bu ışe aklımız ermez" diye düşünüyorlar, ama bunu dıle getıremedikleri için, 'kutuplaşma' falan gibisinden kimı bahaneler ıleri sürüyorlar. Doğrusunu isterseniz, benim o tür siyasetle uğraş- maya hiç niyetim yok, ayrıca zamanım da yok. Zaten "Benim için hocalık her şeyın önünde gelir" diye di- ye siyasetin bir başka türlüsünde batmış durumda- yım. Ama bir toplumun en elit ve eğıtılmiş insanlannın "Bize siyasetı yasaklayın " gibisinden dilekçeler yayım- lamasını da aklım almıyor. Universite öğretim üyelerinin partilere üye olama- ması ve bu biçimde siyaset yapamamasını 'tarafsız- lıkla' açıklamak, tek sözcük ile 'çağdışı' bir anlayıştır. Demokratik bir toplumda hiçbir 'aydın'm tarafsız ol- maya hakkı yoktur. Kaldı kı herhangı bir partiye üye dmak (bilimsel anlamda) tarafsızlığı ortadan kaldınma- dığı gıbı herhangi bir partiye üye olmamak da insanı tarafsız hale sokmaz. Şimdikı yasal yapıya göre, örneğin bir öğretim üye- si ders verdığı surece tarafsız sayılıyor. Herhangi bir göreve 'aday olduğu' zaman (kadrosu korunmak üze- re) istifa ediyor ve herhangi bir siyasal partide aday- lık ve daha sonra seçılme mücadelesine gıriyor. Yani taraf oluyor. Ama bu mücadeleyı başaramazsa ya da seçilip görev süresini tamamlayınca yenıden üniver- sıteye dönüyor ve yeniden 'tarafsız' kimliğine bürü- nüyor... Hıç böyle mantıksızlık olur mu? Adam girecek bir partinin içinde siyasal mücadele yapacak, belki de yıl- iarca o partı için mücadele edecek. Sonra geri dön- düğü zaman, yeniden 'tarafsız' olmuş sayılacak. Bu- na kargalar bile güler... Aman bu satırtan okuyarak benı yanlış anlamayın. Zaten bu arada moda oldu. Bir şeyın yansını okuyan ya da dınleyenler; işin gerisini okumadan ya da din- lemeden değerlendirme yapıyorlar. Ve tam tersine an- laşılmalar ortaya çıkabılıyor. Ben universite hocalannın her durumda siyaset ya- pabılmelennden yanayım. Yukarıda anlartığım gibi- sinden zorlamalara, komıklıklere yol açmaksızın siya- set yapabilmelerını savunuyorum. Ve bence bu sade- ce bir hak değil, bir görev ve bir sorumluluktur. Parti üyesi bir öğretim görevlısi'fa/afe/2'olabilırmi? Elbette olabilir. Neden olmasın? insanın siyasal dü- şünce ve beklentilen farklıdır, bilimsel çalışmalan ve öğretmenliğı farklı. Aynca tarafsızlığın sının nerededir? Parti üyesı olmayanlann tarafsız olacaklarının bir ga- rantisi var mı? Bu memlekette kasaplar, nalburlar, kahvecıler, sü- rücüler siyaset yapıyor ve daha etkın olabılmenin mü- cadelesinı sürdurüyor. Bu memlekette apartman ka- pıcılan, demekleşmeye ve etkılerini arttırmaya çalışı- yorlar. Ama bir kısım öğretim üyelerı, "Aman bizi si- yasetin dışında tutun, aman bizi sıyasete bulaştırma- yın" diye bildiri yayımlıyorfar. Vallahı olacak şey değil... Demokrasi, örgütlü insanlann rejimıdır. Binlerce kez yazdım bunu. Zaten tüm insanlık tarihı boyunca de- mokrasi konusunda katem oynatan herkes sürekli bu- nu dile getirir. Örgütü olmayan ve 'örgütsel ağırtığını' duyuramayan insanlann, demokrasıde varlığı ile yok- luğu birdir. Demokrasi, birtoplumdaki kaynak paylaşımının 'ör- gütlü olarak ve özgühük içinde' yapılmasıdır. Yani her- kesin temsilcileri kanalryla 'tepsinın başına' oturması ve pazarlık ederek payını büyütmeye çalışmasıdır. Eğer siz, "Ben siyaset yapmak istemiyorum" derse- niz; bu "Ben bu paylaşıma katılmamak ıstıyorum" de- mektîr. O zaman önünüze ne konursa onu kabul et- mek durumundasınız. Hacettepe Üniversitesi'ndeki meslektaşlanmın bu bildiriyi hangi akla hizmet olarak yayımladıklannı an- layabilmiş değilim. Ama Sayın Hocamız Ihsan Doğ- ramacı'yı Türk yükseköğretimine anmağan ettıkten sonra, bu bildiriyi de yayımlamakla onanlması çok güç bir başka yara daha açtılar... Herhalde bir bildikleri vardır. Ama benim aklım er- mryor. Bakan Hacaloğlu: Bakan Hacaloğlu, NaD Güreli'yle görüştü Basının üzerindeki engeller kaldınlmalı lstanbul Haber Servisi - Insan haklanndan sorumlu Devlet Bakanı Algan Haca- loğlu, Terörle Mücadele Ya- sası'nın 8. maddesinin de- ğıştırilememesinin bir ek- siklik olduğunu belirterek "Biz hükümet ve MecKsola- rak demokran'kleşme konu- sunda yetersiz kaldık" dedi. Devlet Bakanı Hacaloğlu dün Türkiye Gazetecıler Cemiyeti Başkanı Nail Gü- refi'yi ziyaret etti. Hacaloğ- lu, ziyareti sırasında, hoşgö- rii ve iç banşın oluşmasın- da başına ciddi görevler düştüğünü söyledi. Doğru bilgi aktannayan basının toplumun gehşmesi önünde ciddı bir engel oluşturaca- ğını vurgulayan Hacaloğlu, basın üzerindeki her türlü engelin de kaldınlması ge- rektiğini belirtti. Hacaloğlu şöyle konuştu: "Sivil toplu- mun en önemli kesimini oluşturan basın ve medya üzerindeki her türlü engelin kaldınlması hükümetin gö- revi. 4 yıldır sözler verdik. Fakat bu sözlerin bir çoğu- nu yapmadık. İç banşta ve ekonomide sıkıntı var. İç ba- nş, ekonomi ve demokrasi- de onanm ihtiyacımız var. Onanm ihtiyacı toplumu- muzun tüm kanaruıda." Al- gan Hacaloğlu, Avrupa Bir- liğı hedefinde de en önem- li görevın başına düştüğüne söyledi. Anayasadeğışiklı- ği ile ilgili çalışmalann ye- niden başlamasından umut- lu olduklannı ifade eden Hacaloğlu şöyle konuştu: "Çarşamba gününden iti- baren Meclis'e yeni bir sağ- duyunun hâkim olacağına inanıyorum. Parti farkı gö- zetmiyoruz. Demokrasinin gdişmesinden her siyasi gö- rüşyarargörür." Algan Ha- caloğlu, kayıp ailelenne de yakınlannı teşhis için çağn- da bulundu. Savcılar, emni- yet müdürlüğü ve kayıp ai- leleri arasında birleştiricı görev yaptığını kaydeden Hacaloğlu, ailelere "Gelin, fotoğraflara ve dosyalara bakın" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle