02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 1995 SALI 10 DIZIYAZI Halk vergi sistemini adaletsiz bıüuyor• Orta ve Doğu Avrupa'nın beş yıldır sistem değişikliği yaşanan ülkelerinde istisnasız herkes, yani işverenden işçiye, memurundan sokaktaki vatandaşa kadar herkes, yaşadığı ülkedeki vergi sistemini "adaletsiz" buluyor. 1 993 verilerinde, Po- lonya'yla baş başa gelen Macaristan, bu araştırmaya göre 1994'te artık geride kalmaya başlamış. Macaris- tan, 26 ürünlük çizelgede 6 maddede en ucuz ikinci ülke durumunda. Macaristan res- toran fiyatlannda, sığır etin- de, patateste ve diğer bazı ürünlerde en "ucuz" olma sı- fatını elde etmiş. Ilginç olan bir başka nokta da Macaristan'ın sözn geçen kalemlerin hiçbirinde "en pahah" ülke olmaması. Çizelgede üçûncü ucuz ülke Çek Cumhuriyeti görünüyor. Bira ve yabancı sigara, en az çalışarak bu ülke- de satın ahnabiliyor. Genel olarak bakıldığında bir yıl ön- cesine göre, ileri ülkelerde sözü geçen ürünlerin satın alınabilmesi için insanla- nn artık daha fazla çalışması gerektiği anlaşılıyor. Bu durum, bu ülkelerde gerçek ücret- lerde azalma olduğunu gösteriyor. Ama gelir düzeyi daha düşük olan ülkelerde, bazı ürünlerdeki eski yıllara göre ucuz- lama olduğu da ortaya çıkıyor. Örneğin Bulgaristan'da kahve, bira, kıyafet ve res- toran fiyatlannda düşüş var. Roman- ya'da, çizelgede yer alan ürünlerin yan- smın reel fiyatı azalmış, ama gıda mad- deleri fıyatlannda ise artış söz konusu. En hızlı durumu düzelen ülke ise Ukray- na. Bugünkü gerçek ücretlerde çok az görünse de geçen yıla göre hızlı bir dü- zelme tespit etmek mümkün. Bir sene önce bin saatlik bir çalışmayla satın alı- nabilen kadın elbisesi fiyatı, artık 183 saate düşmüş. Bir kilo ekmek için 1993'te 2 saat çalışmak gerekirken artık insanlar 1 saatlik çalışmayla ekmek ala- biliyorlar. Ama bu ülkede 250 gr. kahve alabilmek için bir hafta çalışmak gereki- yor. Bölge ülkelerinde devlet tarafindan işletilmeye devam edilen enerji üretimi, nakliyat ve benzeri temel hizmet fiyatla- n. ucuzluğunu korumaya devam ediyor. Benzin de görece ucuz olan ürünler ara- sında. Türfctye daha ucuz DİE'nin ortalama ücretlerle ilgili ve- rilerini temel alarak çizelgemize ekledik ve aynı ürünlerin Türkiye'de ne kadar ça- lışmayla elde edileceğini hesapladık. Böylece Türkiye'yi Doğu ve Batı Avru- pa ile karşılaştırma imkânına sahip ol- duk. Çizelgede ilk göze çarpan, Türki- ye'nin Doğu koşullanna daha yakın ol- duğu ve Doğu Avrupa'nın dönüşümler- de önde giden ülkelerine benzediğidir. 6 üründe Türkiye'nin Doğu Avrupa'dan da ucuz olduğunu göriiyoruz. Ama örneğin ulaştırmada (Sadece tren dikkate alın- mıştır!), Türkiye'nin sadece Doğu Avru- pa'nın değil, Avusturya ve Portekiz'in de önünde olduğunu görüyoruz. Bu veri de Türkiye'deki KJTlerin durumu hakkın- da küçük de olsa bir gösterge oluyor. Do- ğu Avrupa ülkelerinde son yıllarda hayat şartlannın kötüleştiği ortada. Avusturya ve Portekiz'de ücret ve Fıyatlar arasında- ki ilişkilerdegişmezken, Doğu Avrupa'da ücret ve fiyat dengesinin ücretler aleyhi- ne bozuldugu anlaşılıyor. Dolar üzerinden ortalama ücretlere baktığımızda, bunun Doğu Avrupa'nın üç ileri ülkesinde en yüksek olduğunu görüyoruz. 1994'te Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da ortalama ücret kişi başına ay- da 250 dolarken, Macaristan'da bu mik- tar 320 dolara ulaşmış. Diğerleri ise bu- nun çok altında. Sonuç olarak; Doğu Avrupa, ücretler ve fıyatlar bakımından da hem tek tek ül- kelerde toplusal katmanlar düzeyinde ve hem de bölgede ülkeler düzeyinde fark- lılaşıyor. Bölgenin, Batı 'ya entegrasyona en ha- zır ülkeleri olan Macanstan, Çek Cum- huriyeti ve Polonya'da her ne kadar diğer ülkeleri cenderesine alan ücret-fiyat sar- malında zorlanıyorsa da ekonomik du- rumlanndan doğan avantajlannı sosyal hayatta da devam ettirmeyi başarmaya - şimdilik- devam ediyorlar. Ama bir tür- lü rayına oturamayan ekonomik hayat, buna ne kadar imkân tanıyacak, o bilin- miyor. Doğu Âvnıpa'da 5 yıldır yaşanan dö- nüşüm süreçlerinin en önemli alanlann- dan birini vergiler oluşturuyor. Bir za- manlann hem ülke içinde ve hem de böl- gesel anlamda merkezi ve devletçi felse- fesinin gerektirdiği modeller. vergiler alanında da yenileniyor. Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri hızla piyasa ekonomisi- nin gerektirdiği, gelirlerle orantılı ve ope- ratif vergi sistemine geçme çabası için- deler. Vergi sistemlerl Temelde Batı Avrupa ülkelerindekine benzeyen yeni vergi sistemi, temeldeki benzerliğin ötesinde, aynntılarda ve ver- gi oranlannda önemli farklılıklar da gös- teriyor ve sonuçta ne alan memnun ne de satan! Vatandaşa sorarsanız, "devlet vatan- daşlannı acımasızca eayor!" Işletmeler, "Maliye, bütçe açığını, iş- letmelerin gelirlerini tırpanlamakla kapatmaya çalışıyor" diye yakınıyor- lar. Sosyal sigortalara kesilen vergi pay- lannın yüksekliği nedeniyle hem işveren ve hem de ücretliler şikâyetçı. Politikacılar ve devlet yöneticileri ise toplanan vergilerin yetersizliğinden, ka- mu kaynaklannın azalmasından şikâyet ediyor. Bunun da bir sonucu olarak sos- yal fonlann kısılması, devletin sosyal gi- derlerinin azaltılması ciddı olarak tartı- şılıyor. Sonuçta Orta ve Doğu Avru- pa'nın beş yıldır sistem değişikliği yaşa- nan ülkelerinde istisnasız herkes. yani iş- verenden işçiye, memurundan sokaktaki vatandaşa kadar herkes, yaşadığı ülke- deki vergi sistemini "adaletsiz" buluyor. Vatandaş için "yüksek" olan ise devlet için "yetersiz" kalıyor. Dizimizin bu bölümünde beş Doğu Avrupa ülkesinde; Polonya. Çek Cumhu- riyeti, Slovakya, Romanya ve Macaris- tan'daki vergi sistemlerine bir göz ataca- ğız. Bu ülkelerde devletin gelir kalemle- ri arasında en önemli vergiler; kişisel ge- lir vergisi, işletme vergisi, katma değer ve tûketim vergisi ve son olarak sosyal Çizelge: 2 3 1994 Aralığı'nda Doğu Avrupa'da tüketim düzeyi. Ortalama ücret duzeyıne sahip olan bir vatandaş belırti maltan ne kadariık çalışmayla satn alabıliyor? Avusturya, Portekiz ve Türkiye'yi de karşılaştırma amacıyla venyoruz. Malve hizmetler Bulga- ristan Çek Cum. Po- lonya Maca- ristan Rusya Ro- manya Slo- vakya Uk- rayna Avus- turya Por- tekiz Tür- kiye 1 lıtre süt 1 kg. ekmek 1 kg. patates 250 gr. yağ 250 gr. kahve 1 kg. sığır etı 1 kg. domuz eti 2. sınıf restoranda bir tam yemek (3 çeşit) 1 paket Marlboro 1 paket yerii sigara 1 bira (yerii) 1 kadın elbisesi (yerii) 1 erkek takım elbisesi (yerii) 1 erkek gömleği (yerli) 1 erkek ayakkabısı (yerli) 1 kvVt elektrik 1 m3 doğalgaz 100 kg. kömür 1 Tuğla 100 kilo çimerrto 1 Irtre benzin Şehır ıçi telefon 3 dak. Ülke içi mektup pulu Şehir ıçi otobüs bıleti 100 km'ti mesafe 2. sınıf tren bileti 57' 25' 29' 1h.55' 8h.2' 7h3' 13h 37' 1h.55' 52' 29' 80h.9' 150h50' 19h22' 48h5' 2' 25" 7h41' 11' 31" 7h8' 39' 1 '55" 5'45" 9'36" 17' 17' 12' 30' 1h.24" 3h.3' 2h48' 4h41' 42'15" 38' 14' 35h.12' 82h9' 5h9' 14h5' 4'55 5' 25" 2h'6' 8' 27" 3h45' 27' 3' 4'13" 8'27" 13' 13' 12*23" 25' 55" 49'4" 3h.H' 2h39' 8h. 5f' 54'51" 24'46" 58h.59 103h14' 8h50' 14h44' 2'7" 6' 28" 21'13' 4'14' 2h39' 20'53" 1'45" 4'25" 10' 11' 17' 11'13" 21'35" 1h.4O' 3h.2' 2h42' 2h. 16' 46' 2'451" 16'33' 26h.35' 76h34' 7h59' 24h9' 1'33" 2'55" 3h33' 4'50" 3h50' 27' 1'46" 5'40" 8' 47' 1h.6' 59' 1h.3O' 13h,46' 16h.24' 24h 16 1 45h. 55' 1h.38" 39' 47' 98h.25' 131M4' 19h40' 22h 57' 1'40" 50" 21 '39" 14'25" 29'31" 11' 9' 15'20" 25' 30' 7" 307" 1h.15' 4h.3O' 4h.12' 6h31' 4h. 30' 2h.24' 21'5" 33'20" 70h.17' 90h21' 8h2' 30h7' 2' 32" 4'41" 2h48' 7' 13" 30h24' 27' 9'2" 16' 19' 20' 46'18" 1h.38' 4h.14' 3h42' 5h.15' 1h.11' 55'28" 16'30" 45h.17' 90h33' 7h58' 27h8' 2'52" 5'9" 3h32' 10' 30" 4'56" 32'27" 5'55" 5'15" 8'46" 1h.49" 57'41" 2h.4' 3h.26' 264.19' 6h.38' 7h42' 103h.2' 4h.2O' 52' 2h.3O" 183h. 251 h 68h 71 h 1'55" 1" 51" 7h5' 1h19' 25h10' 2h58' bedava! 2'44" 4'48" 1 h.36' 1h 10' 1h54' 1h28' 3h 17' 1h 13' 5h29' 4' 6' 2'51" 7' 14' 51' 31' 1h. 21' 12'6" 9'33" 3' 13h.5' 19h18' 3h.10' 4h46' 28" 1h50' 1'30" 50" 3' 46" 1'54" 5' 50' 9' 19' 6' 18' 29' 1h50' 57' 2h.17' 23' 20' 6' 16h.32' 27h59' 4h.27' 10h10' 1'23" 3 31" 4'34" 2h17' 11' 1'31" 3'10" 10' 52 34'.25" 16'9" 10'.46" 39'30" 1h30' 3h49 2h2' 35.51" 25'6" 21'31" 38h14' 47h 12' 8h14' 28h 52' 2' 4' 37" 4h20' 6' 2h50" 21'31" 1'8" 2'30" 10'45" 39'27" 3 HVG, 7 Ocak 1995, Sayfa: 21 • Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde sigorta primlerinin oldukça yüksek oluşu, bu ülkelerde kayıt dışı ekonominin canlanmasına neden oluyor. Birçok ülkede işverenler, işçileri kaçak istihdam ediyor veya düşük ücret grubunda gösteriyorlar. sigortalara kesilen vergiler. (Bk. Çizelge 3). Kişisel gelir vergisi, Doğu Avrupa ülkelerinde belirli gelir gruplannın oluşturul- ması yöntemiyle toplanıyor. Polonya'da 3 gelir grubu oluşturulmuşken. diğer ül- kelerde 5-8 farklı kateogori oluşturulmuş. Polonva'da asgari gelirle çalışan ücretliler, gelirlerinin yüzde 21'ini gelir vergisi olarak ödüyorlar. Gelir vergisinin en üst sının da bu ülkede oldukça düşük; asga- ri, ücretin yedi katını kazanan bir ücretli, en yüksek gelirler grubuna dahil oluyor ve bu grubun alt sının olan yüzde 45'lik vergi kategorisine girmiş oluyor. Polonya'da bu yıl içinde vergi siste- minde değişiklikler olabilir. Gelirler üç gruba aynlmaya devam edecek; ama Lech VValesa bu gelir gruplanndaki ver- gi oranlannın yüzde 20. yüzde 30 ve yüz- de 40 olarak değişmesi gerektiği yolun- da görüş bildirdi. Macaristan'da ise bu sınır daha da dü- şük: Asgari ücretin beş buçuk katı kadar ücret alan herhangi bir kişi en yüksek ge- lir grubunda sayılıyor ve en yüksek gelir vergisinı ödüyor. Macaristan'da da deği- şiklikler bekleniyor. Bu ülkede vergi mu- afiyetlerinın azaltılacağı, yapılan işe ve sosyal duruma bağlı olarak, muafiyet ye- rine vergi indirimlerine gidileceği açık- landı. Çek Cumhuriyeti'nde ve Slovakya'da vergi gruplandırmalan, gelirleri daha es- nek ele alıyor. En yüksek gelir grubunun alt sının, asgari ücretin 29, üst sının ise 40 katı kadar gelir sahibi olmayı gerek- tiriyor. Bu vergi grubunun bir altında ise asgari ücretin 15-20 katı gelire sahip olanlann vergi kategorisi var. Çek Cumhuriyeti'nde gelir vergisi uy- gulamasının içinde bulunduğumuz yıl bazı değişikliklere ugraması bekleniyor. 1994 yılı sonunda parlamento, gelir ver- gisinden muaf tutulan gelir kategorisinin üst sınınnı 21.600 krondan 24.000 kro- na yükseltti. En yüksek vergi diliminden alınacak vergi matrahını da yüzde 44'ten 43'edüşürdü. Romanya'da ise durum farklı. Bu ül- kede kişisel gelir vergisi ödemek gerek- miyor. Dolayısıyla vatandaşlar, yıllık ge- lir vergisi beyannamesi bıldiriminde bu- lunmak zorunda değiller. Ama gelir ver- gisi değişik formüllerle Romanya'da da gündeme geliyor: Ücret vergisi adı altın- da, çalışanlardan aylık ücretin büyüklü- ğüne göre, yüzde 20'den yüzde 40'a va- ran oranda vergi, ücretler ödenirken ke- siliyor. Bildirim usulü gelir vergisi uygu- lamasının bu ülkede 1996'da uygulan- ması bekleniyor. Yarın: l$letme ve katma değer vergileri ile sosyal sigorta primleri Yerel televizyonlar niçin gereklidir?VtLDANÇETİN SKY-TVProgram Müd. Yard. 80 sonrası yaşanan sosyal, siyasal ve ekonomik bunalım, düşünsel alanda uy- gulanan baskılar, toplumu; -özellikle gençleri- kimliksiz, duyarsız ve sosyal sorumluluktan yoksun bir hale getirirken aynı zamanda içten içe büyüyen bir baş- kaldırma, başkalanndan farİdı ohna ar- zusunu da insanlann içinde canlı bir or- ganizmaymışçasına büyütmüştür. Çün- kü insan ırkı, başlangicından günümüze yaşamını sürdürdüğü ucu bucağı belli ol- mayan bu evren içerisinde, varhğının ge- rekliliğini ve önemini kendi nesline ve en önemlisi de birey olarak kendi kendine ispat etme kaygısı içinde olmuştur. Baş- ka canlılardan farklı olarak düşünme gü- cüne sahip olmanın verdiği yetenekle ye- ni bir şeyler yaratma, keşfetme isteğıni doyurma çabasıyla günümüze gelinmiş- tir. Ulaşılmış olan teknolojik ve kültürel gelişim -sonuçlan ne olursa olsun- insan ırkının başansının ve gayretinin sonucu- dur. Bilgi çağmı yaşayan bizler, teknolo- jik gelişme konusunda çok gerisinde kal- dığımız Batı uygarlığını son bir şans ile bilgi çağının gerçeklerinin yeni yeni kav- randığı bu dönemde yakalayabiliriz. Komünikasyon sistemlerinin yaşamı- mızuı dört bir yanını çepeçevre kaplaya- rak vazgeçilmesi imkânsız bir duruma geldiği günümüzde televizyonlann top- lumsal yaşamdaki hayati etkisi ve önemi, toplumbilimciler tarafından da kesinlik- le kabul edilmektedir. Batı ülkelerinde yıllar evvel yaym hayatına başlayan öz- gür televizyonlar, son yıllarda ülkemiz- de de başanlı bir şekilde yayınlanna de- vam etmektedirler. Özel televizyonlann açılması, toplum- sal özgürlükler açısından 80'li yıllann en sevindirici gelişmelerinden birisidir. Özel televizyonlann ahlak bekçiliğini ya- pan RTÜK ve TC Anayasası, bu özgür- lüğe yeterince gölge düşürüyorsa da ger- çek anlamda bir yaym özgürlüğüne ula- şabilme umudumuz hâlâ kınhnamıştır. Televizvonculuk zor iştir Ülkemizde sosyal özgürlükler ve kişi- sel duyarlılığın varlığına ilişkin en so- mut gelişmelerden birisi. son zamanlar- da yoğun olarak yayın hayatma girmeye devam eden yerel televizyonlardır. Tele- \izyonculuk, özverili ve sıkı bir çalışma gerektirdiği gibi eksik veya hatalı yapı- lan en ufacık bir hareket, yapılan tüm iş- lerin bir anda tepetaklak gitmesine neden olabilecek kadar hassas bir ritme sahip- tir. Başanııın uzun ve zorluklarla dolu bir dönemde kazanıldığı televizyonculuk mesleğinde bu işe gönül vermiş değerh' meslektaşlanmızm dışında, televizyon kurma işine oldukça yüklü paralar yatı- ran televizyon patronlannı da unutma- mak gerekir. Yerel televizyon patronlan açısından konuyu ele aldığımızda, iki farklı televizyon patronu tipi karşımıza çıkıyor. Birincisi hakikaten olayın bilin- cinde olan ve elinde bulundurduğu gücün hiç de önemsenmeyecek ölçüde bir güç olmadığımn farkında olanlar. bir diğeri de televizyonculuğu hobi olarak görüp sağda solda hava atabilmek ya da benim de var diyebilmek için televizyon sahibi olanlar. Bu iki tipi birbirinden iyi ayırma- lıdır. Kanımca bir yıla varmadan. yerel televizyonlar içerisinde kalacaklar ve gi- decekler belli olacaktır. Burada televiz- yon patronlan açısından sorumJuluk ge- rektıren konu şudur: Maddi imkânsızlık- lardan dolayı televizyonu ayakta tutabil- mek için reklam girdilerinin yetmediği, maddi kaybın gitgide büyüdüğü durum- larda çeşitli çıkar çevrelerinin -ki bunlar siyasal, ekonomik veya sosyal alanlarda olabilir- baskılanna maruz kalma veya güdümü altına girmek zorunda kalabi- lirier. Maddi imkânsızhklar yerel tele\iz- yonlann gelişimine olumsuz etkide bu- lunan en önemli faktörlerden birisidir. Personel yetersizliği bu bağlamda büyük şehirlerin dışında yaym yapan televiz- yonlann yayın kalitelerini önemli ölçü- de etkilemektedir. Yerel televizyonlann yayın yaptıklan yöre içerisindeki etkinlik oranı, sanıldı- ğının aksine oldukça yüksektir. Nasyonal televizyonlarda yapılması mümkün ol- mayan bazı promosyon ve reklam kam- panyalan, yerel televizyonlann desteği ile yöresel özellikler göz önüne alınarak daha etkin ve geniş kapsamh bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yöreye özel çahşma- lar, halk ve üretici arasında daha sıcak ve samınıi bağlar kurumıasına ve üretici fır- manın insan unsuruna verdiği değerin yöre insamnca daha iyi anlaşılmasına ne- den olmaktadır. Konunun sosyal yönü belki izleyici açısından işin en önemli kısmıdır. Örne- ğin Antalya'da var olan ulaşım sorunu, Is- tanbul'da televizyonun başındaki bir iz- leyiciyi ne kadar alakadar eder? Ya da Kayseri'deki küçük çaplı bir elektrik ke- sintisini nasyonal bir kanal ne kadar ya- yımlanabilir özellikte bulabilir. tzmir'de yapılan sanat festivali. Ankara'daki tele- vizyon izleyicisinin ilgisini kaç saniye çekebilir? Yerel habercüik İnsanlar, yörelerinde meydana gelen olaylardan geniş kapsamh bir şekilde ha- berdar olmak ve oturduklan bölgenin so- runlannı, gelişmelerini ekrandan izle- mek isterler. Bu anlamda nasyonal televizyonlann ele alacağı konular daha geniş kapsamh -ülke genelinde olurken- yerel televiz- yonlar daha öznel konulan ele almakla yükümlüdürler. Insanlar televizyonlarda kendi gibi insanlan. kendi problemleri- ni, kendi mahallelerinde meydana gelen birolayı görmek istiyorlar. Yerel televiz- yonlarda yapılan paparazzi programlan- nın bu denli büyük ilgi çekmesini başka hangi nedene bağlayabiliriz ki? Ameri- ka'daki televizyonlarda haberlerde uygu- lanan sinkasyon sisteminin başansının ana nedenleri işte burada aranmalıdır. Ül- kemizde yerel televizyon kavramının gerçek amacına ulaşıp hak ettiği yeri al- ması için zamana ve yeterli düzeyde bir bilince ihtiyaç vardır. Yerel televizyonla- n incelerken ana kriter olarak nasyonal televizyonlan almak yanlıştır, çünkü nas- yonal televizyonlann maddi girdileri ile yerel televizyonlann maddi girdileri ara- sında inanıhnayacak büyüklükte bir uçu- rum vardır ve bunun sonucu olarak nas- yonal kanallarda yayımlanan her çeşit programın ya da haberin kalitesindeki farklı lık, anormal görülmemelidir. (Yerel televizyonlann reklam ücretleri nasyo- nal televizyonlann yanında devede kulak kalır). Bizim ülkemiz için geçerli olma- sa da bazı ülkelerde yaşanan zaman ve ik- lim farklılıklan, insanlan ve şirketleri ye- rel televizyonlara yöneltmişlerdir. Ileti- şim alanında yaşanan son gelişmeler, in- sanlann dünyanın her yanıyla bire bir ilişkiler kurmasma yardımcı oluyorsa da yaşadığı çevreye karşı duyarhlığı gitgi- de gelişen insanoğlunun -ülkemiz insan- lannın- böyle bir gelişmeden yoksun bı- rakılmamalan gereklidir. Insanlarherşe- yi en ufak aynntısına kadar bilmek isti- yorlar. Artık kulaktan dolma bilgilerle yetinme devrinin sonu gelmiştir. Gün, iletişimin günüdür, yaşamlar iletişimle gerçek anlamma kavuşmaktadır. Yerel te- levizyonlar kimsenin önüne geçemeye- ceği bir hızla büyümelerine devam et- mektedirler. Dileğimiz, daha geniş im- kânlara sahip, daha özgür ve daha yara- tıcı televizyonlann en kısa zamanda ül- kemizde gereken yerini almasıdır. ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt • ••Eşeğini Dövemeyen Geçen perşembe akşamı, Ali Nesin, savunman Ve- li Devecioğlu yla, Gölbaşı'nda "VılayetlerEvi"nde ye- mek yedik. Ali'yle ikimiz rakı içtik, Veli Bey bira içti. Aziz Nesin'e, Turan Dursun'a kadeh kaldırdık. Ali orada, bir olayi anlattı, şöyle: Aziz Nesin'in ölürnünden iki gün sonra, gazeteciler Nesin Vakfı'nagelmişler. Gömütünün yeri belli olmayan Nesin, "Çocuklar gömütümüzün üzerinde oynasınlar!" demişti ya, bir gazeteci çocuklara: - Haydi oynayın da resminizi çekelim! demiş. - Siz oynayın da biz sizin resminizi çekelim! demiş çocuklar. Savunman Veli Devecioğlu, Aziz Nesin'i küçük dü- şürücü yayınlar dolayısryla, açtığı davalarla ilgili bilgi verdi. Mahkemeler, şimdiye değin 250 milyon lira taz- minat ödenmesi karannı vermişler. Ancak, bu da he- men ahnamıyor, sovüp kaçanlar, borçlannın taksitlere bağlanmasını istiyorlarmış. Veli Devecioglu'nu, Gümüşhane'de savcı olduğu yıl- larda tanıdım. Süleyman Bey'le bir gezide, bir ara Sü- leyman Bey'i bırakıp Gumüşhane Adliyesi'ne gidip, Ve- li Devecioglu'nu buldum. Veli Devecioğlu, Şadi Alkı- lıç'ın damadıydı. Nesin Vakfı başkanlığına Prof. Ali Nesin geldi. Vak- fın, Aziz Nesin yaşıyormuş gibi, aksamadan yürümesi gerek. Vakrf'ta bir "Matematik Enstitüsü"r\ün kurülma- sı, Aziz Nesin'in vasiyeti içinde. Bu nedenle Ali Nesin, Amerika'daki görevini bırakarak Türkiye'ye gelecek; vakfın başına geçecek. Vakfın yaşatılması için toplumun katkılan da zorun- lu. Bu nedenle, vakfayardımda bulunmak isteyenleriçin vakfın hesap numarasını, nereye yatınlacağını buraya yazmak istiyorum, şöyle: (Nesin Vakfı, Ziraat Bankası, Selamiçeşme Şb. 4566 nolu hesap; Kadıköy/lstanbul). • • • Biriesmiş Uluslar Genel Yazmanı Butros Gali, bugün Türkiye'ye geliyor. Çeşitli gazetelerde, özel uzgöreçler- de yer yerinden oynuyor. Bir gazetede "Gelme!" diye başlık atılmıştı. Kendi kendime düşündüm: - Basm, uzgöreçler ne yapıyor? Nereye gidiyor? Topluluklan kışkırtarak neyi çözebiliriz? Usuma Sıvas olaylan geliyor. O da Aziz Nesin için ge- rici basında çıkan saldınlarla başlamadı mı? 37 kişi ca- navarca yakılmadı mı? Ellerinden gelse, Aziz Nesin'i ne yapacaklardı? Partiler, Butros Gali olayında, "Refah"\n kuyruğuna takılıp gidecek denli sağduyulannı yitirdiler mi? Türkiye'nin de içinde yer aldığı Birieşmiş Uluslar örgütü'nü dövemeyenler, Butros Gali'yi dövmek isti- yorlar. Hanı, ne demiş atalar: - Eşeğini dövemeyen semerini döver! Geçen yıl aralık ayında, Cumhuriyet'te "Bosnalı Sür- günün Anlattıklan " yayımlanmıştı "Ankara Notian "nda. Anlatan Bosnaeski Başbakan Yardımcısı Muhammed Çengiç. saynlandı; Viyana'da beyin ameliyatı olup fs- tanbul'a döndü. Düşünüyorum da Muhammed Çen- giç'in tüm dedikleri çıktı. Bosnalı politikacılann izledik- leri politika yanlıştı. Izzetbegoviç bir diktatördü! Bir kez, Bosna'yı "köktendinci", yalnız Müslümanlardan oluşan bir topluluk olarak görmek yanlıştı. Bosna, çok dinli bir toplumdu. Burada Sırp da vardı (yüzde 10 ora- nında). Muhammed Çengiç şöyle demişti: "... Şimdisoryn, 'Bosnasorununasılçözülebilir?'Iz- zetbegoviç, 'Dünyanın en büyük sorunu Bosna soru- nunu çözmektir' diyor. Demek ki, Izzetbegoviç sorunu nasıl çözümleyeceğini bilmıyor. Biheşmiş Milletler'in, Avrupa Konseyi'nin, değişik Avrupa ve dünya organi- zasyonlannın önerdikleri her öneriyi kabul etti, Sırplar ise hiçbir zaman kabul etmediler. Her görüşmeden sonra Sırplar bir ödün daha alıyohar. Bir dolu banş gö- rüşmesi yapıldı. Her görüşmeden sonra Boşnaklar bir şeyyitiriyorlar..." Türk basınında şimdiye değin, Aliya izzetbegoviç'in tutumunu eleştiren bir iki yazı ya çıktı, ya çıkmadı! Butros Gali'ye karşı bilinçsiz yığınlan kışkırtmak is- teyenler, önce kendilerine bir baksınlar. iğneyi kendile- rine batırsınlar... Dışişleri Bakanı Erdal Inönü ile konuşuyordum. Ko- nu Butros Gali'ye hazırianan tepkilerdi. Erdal Bey'e sor- dum: - Ne olacak Butros Gali geldiği zaman? - Bir şey olmayacak inşallah! Yani, Butros Gali, Bir- leşmiş Milletler'in memuru; Genel Sekreteri ama, ni- hayet Birieşmiş Milletler'in karahannı uygulayan bir in- san. Dolayısıyla, yani, biz ne istediğimizi, tabii açıkça söylemeyiz, biz Bosnalılan desteklemek istiyoruz an- ladığım kadar. Bunu açıkça söyledim. Yani, bunun yo- lu Biheşmiş Milletler'in tabii onlara yardım etmesini sağlamak. Gali'ye kızmanın hiçbir faydası yok. Ya da tek başımıza onu karşımıza almanın hiçbir faydası yok. Yani, bir tepki olarak anlıyorum, ama tabii bunu ölçü- lü yapmak gerekir. Çünkü, aksi takdirde, Birieşmiş Mil- letler'le ilişkimizi kesersek, bunun ne faydası var Bos- na'ya? -Doğru! - Bilakis Birieşmiş Milletler'in daha çok yardım et- mesini istiyoruz. Onun için Birieşmiş Milletler'le konuş- maya devam etmeliyiz ve onlann yaptıklannın yanlış ol- duğunu söylemeliyiz. O da tabii onlaria konuşmakla olur. - Bir özel TV'de (uzgöreçte) dinledim, diyor ki, "But- ros Gali davetli olmadığı halde geliyor!" Oyle mi? - Yok canım, olur mu öyle şey? Kaç yıl önceden ka- rariaştınlmış şeyler bunlar. Birieşmiş Milletier Genel Sekreteri, böyle normal ziyaretler yapar bütün ülkele- re. Bu da onlardan biri... (Butros Gali gelmiyormuş. Olsun! Ben diyeceğimi dedim. Tepkiciler semeri de dövemediler!) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Şeker kanştın- larak pışirilmiş meyve ezmesı. 2/ Zehir... Büyük sa- ban. 3/ Bir renk... Sarhoş ya da kül- hanbeyi bağırma- sı. 4/Türk halk şa- ırlerinin etkisinde yetişen Ermenı 6 asıllı âşıklara ve- rilen ad... Gümü- şün simgesi. 5/ "Sözün---iledü- şürgil" (Yunus Emre)... Bir işletmenin ani batışı 6/Kendi anlamının dı- şında kullarulan kalıplaşmış sözcük grubu... Evcil bir ge- yik. 7/ Sıcağa ve soğuga kar- şı dayanıklılığı kükürtle an- tınlmış kauçuk... Eski Mı- sır'da güneş tannsı. 8/ Yöne- tim bakımından bir tür ba- ğımsızhğı olan büyük il. 9/ Yigıt, kahraman... Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test. VUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Kökü müshil olarak kullanılan san çiçekli. beyaz sütlû ve tırmanıcı otsu bitki. 2/Kırsal kesimde büyük topraklan olan varlıklı ve sözü geçer kimse... Hayır için dağıtılan ıçme su- yu. 3/ Arap harflerinin en çok kullanılan el yazısı biçim... "Hayır" anlamında kullanılan söz. 4/ Eti lezzetli bir Akde- niz balıgı. 5/llave... Iran'da bir göl. 6/Türk müziğinde yö- rük özellik taşıyan oyun havası... Kök, sap ve yaprak şek- linde farklılaşmamış bir bıtkınin yaşama ve büyüme orga- nı. 7/Soyundan gelinen kımse... Kripton elementinin sim- gesi... Adlan sıfat yapmakta kullanılan bir yapım eki. 8/Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bir tür eğri bıçak... Acı badem ağacı. 9/ Bir Uzakdoğu dövüş sporu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle