Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18TEMMUZ1995SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Meclis ve içindekiler...
Prof.BAHRİSAVCI
T
urkıye, gunlerdır duşünu-
yor Meclis nedır, ıçınde
kımler vardır9
Bu anayasa
değışıklıklennı yapabıle-
cek mı7
Aslında, yanıt
açıktır Meclıs, ulusal ege-
menlığın, yasama yetkısı denen erkını.
doğrudan doğruya (bi2zat) kullanan. yu-
rutme yetkısı denen erkı kullanan 'kabi-
ne-Jnıkümeti'de denetleyen bır sıyasal
organdır Hem ona hem de ıçındekılere
us-bılunsel bılgı-ınsansal ve toplumsal
estetığe uygun mcelık (zarafet) gerekır
Ancak o zamandır kı Meclis ve ıçınde-
kıler, olumlu ış üretebılır Anasayayı da
değıştırebılırler
fşte, 1876 Meşruöyet Meclısı'nden be-
n, bunu duşûnüyoruz
93 Osmanlı-Çarlık Rusyası Savaşı
gûnlennde, Romanya kuzeyınde yapıl-
makta olan savaşın yonetımını, savaş ala-
nında, ordusunun ıçınde ve başında olan
komutanlara bırakmayıp Yıldız Sara-
yı'ndan telgraf buynıklan gönderen Ab-
dülhamit zamanında, Meclıs-ı Mebu-
san'ı ve ıçındekılen, olumsuz olarak dü-
şünmüştük (Fakat bır Anadolulu parla-
menter, padışaha, bu konuda, bır tanzde
bulunarak bır parlamenterlık kışılığı de
gostermıştır) Bınncı Dünya Savaşı sılah
bırakışımından sonra, padışah sarayı ön-
lenne duşman zırhlılan geldığı zaman da
u
Bunlar nasıl gider?" dıye düşundüğu-
müzde, yıne Mebuslar Meclısı'nı ve
onun ıçındekılen duşünmüştük "Bun-
lar, nasıl gen gonderflebflır; padişah, tah-
tından otesi için, ciddi bir ilgi gÖstermi-
yor" kaygısıru duymuştuk Bereket, bır
Mustafa Kemal,bütün ulusal gûçlen bır-
leştırerek bütun ışgalcılen, 'geldikleri gi-
bi geri' gondermıştı Çûnkü, o zamankı
toplumsal yapının dınamıklen olan as-
kersel-bürokratık-aydınlıkçı ılencı guç-
len, bır araya getırmıştı, onlan yoksul,
fakat oz\enh 'halk'la bütunleştırmıştı
Ve Ankaradakı Meclıs'te, "kuvay-ı
miüiyeyi âmıl, ırade-i milliyeyi hâkım" kı-
larak bu ışı başarmıştı Arkasından da.
saltanatı 'münhedim ve merftT (yıkılmış
ve kaldınlmış) kılmıştı. gene Meclıs'le,
ve onun ıçındekılerle
Bu, Meclıs'ın ıçındekılen, Osmanlı dı-
namıklen olan Sened-ı Ittıfak Âya-
nı'ndan Genç Osmanlılardan, Genç
Turklerden, Ittıhat ve Terakkı saflann-
dan ben, kafalan laık bır demokrası fel-
sefesı, düşunu, estetığı ve ahlakı ıçınde
bır butunleştırme ıdı
Yanı, tanhımız, bıze ıkı yuzyıl oncele-
nnden kaynağını alan bır sosyo-polıOk ve
kulturel gelışım çızgısı çızmıştı Bu çız-
gı, bıze, yazılı olan anayasal kurallan da
ıçererek, ama onlann da ustunde olmak
üzere, bır 'sosyo-politik ve kulturel pakt'
getırmıştı
Bu 'pakt'a göre, anayasalarda yazıl-
mamış olsa bıle, "kuvayn milliye âmiL,
irade-i milliye hâkim olacakür" Turkı-
ye 'dekı butun ulusal kuwetler(dınamık-
ler) ıle ulusal ıstenç, temsılcılık hükume-
tı sıstemı ıçınde oluşumlaşıp uygulanma
olanağı kazanacaktır Artık Meclis, tek
başına, bır "Kürsi-i Muallay-ı Mflleftır
Onda, her şey, tartışılır Onda. her şey
konsensuslere bağlanır Artık, ulusal ıs-
tenç, bu konsensüs ıçındedır Onlan da
çağdaş parlamentanzmımızın araçlan-
kurumlan-uzuvlan uygulamaya koyar
Bunlar ıçınde en başta gelen de parla-
mentonun kendısıdır Her şeyın sonsal
(nıhaı) sahıbıdır
Bunu, Ingılız parlamentanzmının bır
kuralı, çok ıyı anlatır Kuvvetlı bır yone-
tım mekanızmasımn ışbırlığı ve tam ser-
best bır yargı aygıtının adalet dağıtıcılı-
ğı ortamı ıçınde, "parlamento, her şeyi
yapabilir"
Buna kıyasla, bız de dıyebılınz
"TBMM de ber şeyi yapabilir."
Aman dıkkat Ve asla unutmayalım
gene o Ingılız pariamento tanhı hemen
ekler "tngüizparlamentosu, her şeyi ya-
pabılir; bir kadını erkek yapma dışinda_"
Bu, parlamentonun da bağımlılığını
belırtme olarak, Ingılız Sosyal Paktı'nın
kuralı olarak, surup gelmıştır gelmekte-
dır Bızım parlamentomuzun gucu de bu
kuralla bağlıdır
Evet, o "Kursüy-ü MuaUavH Miflet",
temsıl ettığı ulus kadar serbesttır, serbest
bıryapıcıdır Ne varkı yazılı anayasala-
n da ıçererek onlann da üstunde olan ve
kendı tanhımızın urettığı bır 'sosyo-poü-
tikve kulturel pakt' ıle bağımlıdır Mec-
lis, her şeyı yapabilir, ancak, tanhımızın
gelışım çızgısının yarattığı bu 'pakt'ın
'değer'lennı, 'hüküm'lennı, 'buynık'la-
nnı, 'kurum'lannı bozamaz Bunlar, 'do-
kunulmaz'dır Örneğın, bılgısı kıt Men-
deres'ın dedığını >apamaz çünkü, bu
paktın bır laık değerlenmesı, bır laık huk-
mu, bır laıklık buyruğu varchr kı o "uhı-
sun yüce kürsüsü" o her şeyın, herkesın
ûstûnde olan 'pakt'ın laıklık kuralının
tersı olan hılafetı getırmeye gınşemez
AsiKürk Bey de ANAP ve DYP ıçınde
yuvalanmış moralıte örtüsu altındakı 'se-
mavici'ler de getıremez
Tanhın sosyo-polıtık ve kulturel açık-
laması, saptaması ve de zorunluluğu böy-
leyken. yanı, tarihimizin çizdiğı gelişim
\onumuz,bıze sosyo-polıtık ve kulturel
bır çağdaşlaşma zorunu olarak, ınsan-
toplum-kultur-polıtıka algılannı, 'laik-
Hk' eksenı uzennde kurarken, Meclıs'te-
kı kımı bağnazlar, kımı şenatçılar, ayn
ayn partılerde olduklan halde, bağnaz-
hkta butünleşme sonucubırleşerek butun
yollann, şenat toplumuna ve şenat dev-
letıne açılması eylemınde ıttıfaka gın-
yorlar, demokrasının ışte bu olduğunu
ılen sürûyorlar ve "Demokrasi,şeriatıda
getirmeeylemidir"dıyebağınyorlar ko-
ca Meclıs'ı kendı batıl manyetıklerıne
alarak tutsak kılıyorlar
Oysa tanhın, demokrasının bılımsel
anlamı bu değıldır Özgurlük de, tanhı-
mızın urunu olan 'pakt'ın öğelennı, ku-
rallannı tersyüz etme başıboşluğu değıl-
dır Özgürlûk ve demokrası, 'sosyal
pakt'ın gösterdığı oğelen. tanhsel gelı-
şımın ısrarla ışaret ettığı yöndekı gelı-
şımlere doğru götürmededır Sosyal pakt
ve onun buyruğu olan, örneğın laıklık
oğesı, alınterlenne, ıhanetlen, antlama,
kanlanna mal olmuştur Turkıye, genel-
de bunlan bılecek, algılayacak, sosyal
paktgereklennı koruyacak bıryapıdadır,
duzeydedır
Ama, 1991-1996 sûrelı bu Meclis ve
onun ıçındekı bır bağnazlık bıleşımı,
1807'lerden ben alınten ve kan bahala-
nyla yaratılmış 'sosyal pakt'ı laıklık ek-
senınden kaydırma gınşımlenm, "De-
mokrasi gereğidir'' dıye yutturmaya uğ-
raşıyor
Evet onlar, tankat şeyhlennden ıcazet,
bır gûlücuk elde etmeyı uman dostlar da,
hep bu Meclıs'te
Pekı sormak gerekmez mı kı Bırteok-
rası ortamında bıle, 'semavi padişah sui-
tası'm yeryüzûne ındırme kapısını açan
1807 âyanının torunlan, neredesınız7
Bu teokrası padışahının salt sultasına
1839'larda, ınsan haklan yükumlüluğû-
nu ve sınınnı getıren Tanzımat ın çocuk-
lan, neredesınız9
Gene, bu göksel ve bundan ötüru or-
taksız padişah egemenlığıne, 'halk or-
takhğı'nı getıren Meşrutıyetçılenn kalıt-
çtlan, neredesınız9
Saltanatı 'mıihnedmı ve merfiı' (yıkıl-
mış ve kalkmış) kılan cumhunyetı de
gökselhğın değıl. yersellığın demokrası-
sı olmaya açmak ıçın hılafetı de kaldıran
laık kuşaklar. neredesınız9
Butun bunlan kapsayan 'sosyal pakt'ın
gereklenne gore laık bır zıhnıyetın de-
mokratık kurumlannın yandaşlan, nere-
desınız9
Bütûn bu aşamalarla 'asri bir heyeti-i
içtiınaiye'yı kurmak ısteyen aydın entel-
lyensıya, neredesınız9
Ve en sonunda, 'kul' olmaktan çıkarak
'yurttaş' olma onuru ıle bütun sıvıl top-
lum olanaklannı kullanarak sıyasanın
kendısıne bağlanması gereğını kavrayan,
bunu ısteyen, bu yoldakı polıtıkalan de-
netleyen serbest halk, sen neredesın9
Butûn gelışımlenn kalıtçısı olan ku-
şaklar, hepınız, ama hepınız Toplumda-
İcı her hak ve özgûrlûk durumunun. her
proje \e eylemın sosyo-politik ve kültü-
rel ve de etik sosyal pakt ıçındelığım ıle-
n sûrenler, demokrasının yanında oluşu-
nuzu, durmadan, dınlenmeden yıneleyı-
nız, oylannıza, ona göre yön vennız
Ancak o zamandır kı aslında 12 Eylûl-
cü olan bu Meclis gıbısınden, yanı onun
ıçındekı gıbılerden ırak olursunuz ve
Mechs de MectisHğmi bılır
ARADABIR
YAVUZGOR/EmekltElç,
Yunanistan ve
Türk Sendromu...
Bu hastalıklı durum, uzun suredır ızlenıyor Yu-
nanlıların ne çıkar sağladığı kolayca anlaşılmayan
bu tutumlannın akılcı bır temele dayandığını du-
şunmek çok zor
Dış polıtıkanın herturlu duygusallıktan uzaktu-
tulması gereken, soguk hesaplara yerleştınlmış
'cıddı' bır ış oldugunun, bılene bılmeyene 'malûm'
olması gerekırdı
Yunan tutumu, karşımızdakılenn rasyonellık ra-
yından çıkmış bırtren gıbı suratlefelaketlere doğ-
ru yol aldıklannı gostermektedır
Karnelerı, bırçok kırıklaria dolu 12 mıl oykusu,
Kıbns'takı hazırlıklar, Batı Trakya'dakı yoğun bas-
kı, uluslararası platformlarda sureklı Turkıye
aleyhtan gınşımlen, Apo'ya madalya takmalar,
teronst eğıten kamplar ışletmeler, Yunanıstan'da
gorev yapmaya çalışan Turk memurlannı hedef
gostermeler suıkastlar, vb
Basıt bır sonuç çıkarabılırız butun bu davranış-
lardan Kendılennce 'geçerlı' nedenlerden dola-
yı bızımle ıyı geçınmeye nıyetlen yok
Bu durum karşısında, Turkıye'nın neleryapma-
sı gerektığı, neler yapabıleceğı, nereye kadar gı-
debıleceğını çok ozenlı bır şekılde ırdelemek ge-
rekıyor
Bunu yaparken bızım de karşımızdakıler gıbı
duygusallık uçurumlanna duşmememız şarttır,
ama bır yanağımıza tokat atılınca obur yanağımı-
zı da çevırmemız olamaz
Son gunlerde, bır 'dosya' hazırlanarak 'eşe ve
dosta 'dağıtıldığı ve Yunanlılan şıkâyet etmeye ka-
rarvenldığı oğrenıldı Bunun 'zararlı'bır gırışım ol-
duğu, elbette soylenemez Ama acaba yetertı m ı '
•••
Şoyle bır 'senaryo' duşunelım Ankara'dakı Yu-
nan Buyukelçısı, bır sabah saat 09 45'te Dışışle-
n Bakanhğımızda bulunmak uzere çağnlsa ve de
kendısıne şunlar soylense "Ekselans' Sızın de
pek ıyı bıldığınız gıbı pek uzun bır suredır, hukü-
metlerınızın Turkıye aleyhındekı faalıyetlen su-
rup gıtmektedır Bu davranışın nedenlennı bıze
açıklamanızı beklemıyoruz Çunku akılcı olmayan
bır tutumun, akılcı açıklaması da olamaz
Sızlerın bu davranışlanna şımdıye kadar gere-
ken sert tepkıyı gostermememızın nedenı, bır
çekınge ıçınde bulunduğumuz yönünde değer-
îendırılıyorsa bu değehendırme çok yanlış olur
Sızlerce, belkı de 'pasıf sayılan bu tutumumu-
zu, Turkıye'nın ıç ve dış değışık turden sorunla-
n dolayısı ıle 'çekıngenlık' ıçınde bulunduğumuz
tarzmda yorumlayan bır yanılgıya duşmemenız
gerekır Bızım genel polıtıka çızgımız banştan
esınlenır Aynca, ne denlı bırkımlığe burunse de
hâlâ aynı ıttıfakta, NATO ıttıfakı ıçensındeyız Bu
noktalardan hareketle hukumetımız, sızlerın 'aşı-
nlığına', soğukkanlılıkla ve uzlaşmaya yonelık bır
tutumla, yanıt veregelmıştır
Ama Turk kamuoyu, basını, sızın yuzunuzden
'patlama'notoas/na gelmış bulunmaktadır Hu-
kumetımız, bu durumu daha fazla sürdurmek,
tahammul sınırlarımızt çok zohayan davranışla-
nnız karşısında yıne de 'sabırlı' davranmak ola-
nağından yoksun bırakılmıştır
Yunanıstan'ın, ızledığı bu 'Turkıye polıtıka-
s\'ndan bekledığı bazı kısa ya da uzun vadelı çı-
karlan varsa, bunu bılmek ısterız Belkı de bızım
ulusal çıkarianmızı zedelemeyecek, bızce bılın-
meyen ısteklennız vardır Müzakere konusu da
olabılır bunlar
Ama kesın bır 'kural' varsa, bu dostluk ve ıyı
komşuluğun her zaman ıçın ve heryerde, daıma
taraflann çıkarına ışledığıdır Sızden ncamız şu-
dur
Bu goruşmeyı ve goruşumuzu hukumetınıze
bıldınnız En kısa zamanda, sızden bu goruşumuz
hakkında Atına'nın yanıtını beklemekteyız
Bır şey daha var.
Bu bızım, ıyı komşuluk, dostluk ve barış ıste-
ğımızden kaynaklanan 'son' gınşımımızdır Buna
göre değehendırılmesını tavsıye edıyoruz "
•••
Bu senaryodan sonra, Atına'dan olumlu bır ya-
nıt alınacağını ummak, yazık kı aşın lyımserlık olur
Ama 'gunah' da bızden gıder
Ondan sonrakı aşamada, neler yapılabıleceğı
de şımdıden saptanması gereken bır durumdur
Yeter kı bu onur kıncı 'letarjık' tutumdan vazge-
çelım artık
Üniversite kurmanın dayanılmaz hafifliği
En vahım sonuç odur kı yapılan gtnşımle bılımsel bılgı ve donammdan uzak
bınlerce ınsan ortaya çıkacaktır Bu, ülkenın geleceğine bır karanlık ıpotek
koymak demektır
Doç. Dr. MEHMET SEMİH GEMALMAZ Ist Unı Huk. Fak.
T
BMVI Vlilli Eğitım
Komisyonu'nun 10
Teramuz 1995 gunlü
toplanbsında 27 yeni
üniversite kurulması-
na üışkın yasa önensi
kabul edildi. Tarüşmalar sırasında Millı Eğıtim
Komisyonu'nun, sadece Çorum Unıversıtesı mn
kurulmasına ılışkın karar almasına karşın, teklife
13 yenı üniversite daha ekleyen Plan ve Bütçe Ko-
misyonu 'haddını aşmakla suçlandı. Tarüşma st-
rasuıda V OK Başkaru, Prof. Dr. Mehmet Sağlam,
'Teklıflergen çekılsın Yangmdan mal kaçırmıyo-
ruz Bundan bır sure once boyle bır furyada ku-
rulmuş olan 24 unıversıtedekı 60 fakulteyı faalı-
vete geçıremedık' diye isyan ettL Prof. Sağlam,
'Oğretım üyesı yok Buna karşın yenı teklıfler olu-
yor Bızım bu ıllerden dahı habenmız yok' dedi"
(Cumhunyet, 11 7 1995, s 25479, sf 19)
Unı\ ersıte kurmanın dayanılmaz hafifliği ışte
buolsagerek Buoluşumun ûzennde durulma-
sı gereken bırçok yonu var Bırkaç ozellık hemen
belırtılebılır
tlkL,boyle "tabelaûniversiteleri" kurmakla, cıd-
dı ve amaca hızmet edecek bır unıversıter kurum-
sallaşmanın gerçekleştınlemeyeceğı apaçık Bına
yok, hoca yok, hızmetlısı yok araç-gereç yok, kı-
tap yok Bırakın onu, yırmıyı, bunlardan bınsı ıçın
bıle yeterlı olacak şekılde bütçeden ozgulenen
(tahsıs edılen) pay yok Demek kı bu baştan aşa-
ğı bır ıkıyuzluluk
tkuıcısi, boyle bır gayncıddı gınşım, hesapsız,
plansız gelışıguzel adun, yuzbınlerce lıse ve den-
gı okul mezunu gencm beklentılennın, umutlan-
nm_ıstısmar edılmesı anlamına gelır
Üçüncüsû, bu adım, yûzbınlerce gencın onbın-
lerce ana-babasının, "eviaüarııubır okulasokma"
çırpınışlannın ıstısmar edılmesı, sozun ozu, hal-
kın ığfal edılmesıdır
Dördüncüsû, bu gınşım, yasama yetkısının ko-
tu nıyetle kullanılması örneğıdu- Dıştan bakışta
halkın yaranna bır hızmet gıbı gorünmesıne kar-
şın, gorunurdekı maksada hızmet etmeyecek bır
yasa çıkanhnaktadır, bu yasa, kâğıt üzennde ka-
lacaktır
Bcşincisi, bu gınşım, parlamenterlenn, sorum-
lu bır temsılcı gıbı davranmadıklannın gosterge-
sıdır Çünku onlar kendı hesaplanna gore, halk
katında sıyasal pnm yapacağını umduklan bır sı-
yasal yatınm duşuncesıyle hareket etmışlerdır O
kadar kı gazete haberlenne gore, mılletvekıllen
"Benım ıhmde de üniversite kurulmazsa bu yasa-
yı engeUenm"lı. hatta kufurlu konuşmalar yapa-
rak bu sonucu elde etmeye çahşmışlardır Nıtekım
basın,
u
Komisyon, yaklaşan milletvekiDiği genel
seçimieri için "ıl yapma' kozundan sonra, ûnıver-
siteyi de kozolarak siyasete soktu" değerlendırme-
sını'yapmıştır (Hurnyet, 11 7 1995, s 16978, sf
31)
Atanası, mılletvekıllen, kendı ısteklennın ya-
sa onensıne geçınlmesı ıçın gerçek dışı beyanlar-
da bulunmaktan da çekmmemışlerdır Örneğın
YOK Başkanı Sağlam, genel kurul goruşmelen-
ne davet edılmedığını ve bunu TV'den ızledığını
belırterek "Ban millervekilleri, vapüklan konuş-
malarda 'Bu unıversıteler ıçın YOK un olumlu
goruşunu aldık dedı. Bu duyduklannızın tamanu
kuyrııkhı yalandır. YÖK'e hiç gelmemistir" de-
mıştır (Hurnyet, 11 7 1995, sf 31)
YedÜKİsi, parlamenterlığın bu şekılde gayncıd-
dı ve sorumsuz bıçımde yurutûlmesının bu ılk or-
neğı değıldır Sadece her ılçeye ıl ohna sozu ve-
nlmesı şeklınde de bu sorumsuzluk açığa çıkma-
maktadır Anımsanacağı ûzere, kısa bır sure önce
pariamento, oncelıklı ve ulke ıçın yaşamsal onem
taşıyan yasalann goruşulmesını arka plana ıterek
yuksekoğrenım oğrencılen ıçın, artık mutatlaştı-
ğı bıçımde, yenı bır af yasası çıkarmıştı O tanh-
te çıkan bazı söylentılere gore, parlamenterlere
yoneltılen "Penyodıkaf yasalan çıkarmak yeri-
ne, öğrencüer tçın sınırsız suıav hakkı getıren bır
genel düzenleme ile bu sorunu temeUi olarak çöz-
mek oianakhdır" dıye bıçımlendırdınlrruş onen-
len, parlamenterler hararetle reddetmışler, "Böy-
le yaparsak af yasası çıkarmak yoluyla elde edece-
ğiıniz sıyasal yaunm şansmdan yoksun kannz" ar-
gümanını ılen surmuşlerdı
Sekizinrisi, bu gayncıddı tavırda topu sadece
parlamenterlere atmamak gerekır Her ne kadar bu
son olayda aklın yolunu dıle getınyor olarak gö-
zükse de YOK daha once, ozellıkle Başbakan
Prof ÇiDer'ın, "ÜniversiteJere,seneyesuıavsıztüm
öğrencilerialacagız"vb gıbıtamamenmesnetten
ve hazırlıktan yoksun sozlennı dıle getırdığı ba-
sın toplantılannda hazır bulunmuş ve Çıller'ın hal-
kı ıstısmar etmesıne bır bılım kuruluşunun cıddı-
yetıne ve nesnellığıne yakışır bıçımde karşı dur-
mamıştı YOK Başkanı, bu son olayda ısyan et-
mektedır Ne kı bugüne dek neden ısyan etmedı-
ğını sormak gerekır ya da ısyan ettıyse neden se-
sının o zaman guçlu çıkmadığını merak etmek do-
ğaldır
Dokuzuncusu, böyle bır gınşım, sadece kaba
ve sakıl bır sıyasal manevra sayılmaz Aynca, bır
bılgı çağı olduğu soylenen gunumûzde, gerçek bır
bılgılenme olanağını asla bulamayacak onbınler-
ce gencın ellenne tutuşturulacak ışlevsız bır kâğıt
parçası olmaktan başka ışe yaramayacak dıplo-
malanyla, topluma unıversıte mezunu sayılarak
salıvenlmesıne yol açacaktır Bu bakımdan, en va-
hım sonuç odur kı yapılan gınşımle bılımsel bıl-
gı ve donanımdan uzak bınlerce ınsan ortaya çı-
kacaktır Bu, ulkenın geleceğine bır karanlık ıpo-
tek koymak demektır Bu, ulkenın geleceğını bı-
lınçlı şekılde karartmakla eşanlamhdır
Onuncusu, her ıle üniversite ( ve hatırlatalım,
Çıller hukumetının Mıllı Eğitım Bakanı Nevzat
Ayaz, bır ara da "herilçeye bir fakuHe"den söz edı-
yordu
1
) kurmak, sonuçta, bır dolaylı operasyonla
unıversıtelenn özelleştmlmesı demektır Zaten bır
yandan, adıyla adlı, unıversıteler paralı hale getı-
nbnış, vakıf ünıversıtelen kunılmuştu. Bu kurum-
lar, bılındığı üzere, yıllık bınlerce ABD Dolan
odeyebılme gücünde bulunan aılelenn çocuklan-
na hızmet götunnekteydı Şımdı, pıtrak gıbı tabe-
la ünıversıtelen açılarak devlet unıversıtelennın
yetersız olanaklar nedenıyle uğradığı büyuk pres-
tıj kaybı pekıştınlecektır Işverenler, yıne zaten
yıllardır, sadece bellı unıversıte dıplomalanna
pnm vennektedır kı bu da yetmemekte, lısansus-
tu eğitım ve bırkaç dıl bügısı de adaylarda aran-
maktadır Dolayısıyla, yenı açılan unıversıtelenn
vereceğı dıplomalar değersız kâğıt parçalan ola-
cağı gıbı, genel olarak devlet ünıversıtelen ıçın ya-
ratılmış bulunan değererozyonu artacaktır Bu so-
nuç, unıversıtelenn ozelleştınhnesı ıle nıtelıkh
eğitım arasında kurulan yapay ve yüzeysel bağlan-
tının, ozelleştırme yandaşlannca yenıden v e yenı-
den kullanılması olanağını verecektır
Akla, mantığa, sorumlu devlet adamlığına ay-
kın, sağlam bır plana, programa, malı kaynakla-
nn aynlmış ohnasına dayanmayan, sığ ve capsız
bır sıyasal yatınm gorunümu veren bu adımdan ne
kadar çabuk dönulurse olası zararlar o kadar ön-
lenmış olacaktır TBMM Genel Kurulu'ndan ve
oradan geçerse Cumhurbaşkanlığı makamından,
bu konuda duyarlı ve soğukkanlı bır yenı değer-
lendırme yapmalan beklentısı ıçensındeyız
ÇORUM ASLİYE İKİNCİ HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Sayı 1994/225
Ismet Veldet vekılı Av Yücel Ilıman tarafından Elmas Fatma Delı, Mustafa Delı ve
Abdullah Kalelızade aleyhıne açılan tapu ıptalı tescıl davasında, Davacı vekılı dava dı-
lekçesınde, davalılann Çorum G BeyMah AşağıKapaklı mevkııparsel 56 sayılı taşın-
mazın malıklen olduğunu, ancak bu taşınmazı 40, 50 yıl önce müvekkılı Ismet Veldet'e
sattıklannı, o tanhten ben müvekkılının zılyet ve tasarrufu altında bulunduğunu, dava-
lılann kım olduklannın ve adreslennın bılınmedığını, gaynmenkulün tamamına zılyet-
lığın ni2asız ve fasılasız malık sıfatıyla 20 yılı aşan bır süre gerçekleştığını ılen sürerek
taşınmazın davalılar adma olan tapusunun ıptalı ıle davacı adma tescılıne karar venlme-
sını talep etmıştır Davalılar Elmas Fatma Delı Ibışoğlu, Mustafa Delıalıoğlu, Abdullah
Kalelızade'nm adreslen yapılan aramalara rağmen tespıt edılemedıgınden dava dılekçe-
suıın ılanen teblığıne karar venlmış olmakla duruşma günu olan 7 9 1995 gûnü davalı-
lann tam delıllenyle bırlıkte mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bır vekılle
temsıl ettırmelen, aksı takdırde yargılamay a yokluklannda devam olunacağı ve karar ve-
nleceğı dava dılekçesı teblığı yenne kaım olmak uzere ılan olunur 20 6 1995
Basın 31633
GÖNEN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DUYURU
EsasNo 1992/15'Karar No 1993/5
Davacı Nun Dağlı mırasçılan Mülku Dağlı, Alaaddın Dağlı Yusuf Dağlı, Esma Agas
tarafından davalı hazıne ıle katılanlar Haynye Onder ve Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emı-
ne aleyhıne açılan komısyon karannın ıptalı ve tescıl davasının mahkememızde yapılan
açık yargılaması sonunda Davanın kabulü ıle, Gönen ılçesı, Çıfteçeşmeler köyu, Akyar
mevkıınde bulunan tapunun H19 a 22 a pafta 636 parselınde kayıtlı tarla nıtelığındekı 6600
tnN mıktarlı taşınmazın tespıttekı dığer nıtelıklen ıle bırlıkte tespıt gıbı Gonen Sulh Hu-
kuk Mahkemesrnm 3 2 1989 gün, 1989'62-43esas ve karar sayılı mırasçılık belgesınde-
kı paylan oranında tamamı(4) pay ıtıbanyla (1) er eşıt paydan (4) payının Nun Dağlı ço-
cuklan Mulkü Dağlı, Alaaddın Dağlı, Yusuf Dağlı ve Esma Agas adlanna tapuya kayıt
ve tescılıne ılışkın venlen mahkememızın 27 1 1993 gunlü, 1992/15 esas 1993/5 karar
sayılı ılamı katılanlar Haynye Onder \e Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emıne'ye teblığ olu-
namadığından ışbu ılanın > ayınlandığı tanhten ıtıbaren yasal suresı ıçınde ılgılılerce tem-
yız olunmadıgı takdırde hukinun kendı yonlennden kesınleşeceğı hususu karar teblığı yer-
ıne geçerlı olmak üzere ılanen duyurulur Basın 31449
ŞARKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
EsasNo 1995/29
Davacı DSt Genel Mudurlüğu-Ankara Vekıllen Av G Fıgen Arslan Av AhmetSoy-
lu-DSll9Bol Md Sivas Davalı 1-Goncagul Yurdakul. Yassıpınar köyü Altınyayla
2- Gulkız Yurdakul, Yassıpınar köyu Altınyayla 3- Hatun Yurdakul, Yasstpınar köyü Al-
tınyayla Dava TESCtL2942ks 17mad Davacı kurum vekılı tarafından mahkememı-
ze açılan davanın dava dılekçesı \ e duruşma gununü bıldınr davetıyenm tüm aramalara
rağmen adı geçenlere teblığ edılemedıgınden 03 08 1995 gunu davalılann duruşmada ha-
zır bulunmalan veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı halde yargılamaya de-
vam olunacak ve karar venleceğı ılanen teblığ olunur 25 5 1995 Basın 25845
GONEN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN DUYURU
EsasNo 1974/13/Karar No 1993/2
Davacı Alı Kunduz mırasçılan Hamdı Kunduz, Salıh
Kunduz, Emetıye Dağlı, Emıne Adıcan, Naıl Kunduz ve
Sülbıye Ucar tarafından davalılar Haynye Önder ve Ibra-
hım mırascısı Esma kızı Emıne aleyhıne açılan komısyon
karannın ıptalı ve tescıl davasının yapılan açık yargılama-
sı sonucu Davanm kabulü ıle, Gönen ılçesı, Çıfteçeşme-
ler köyü, Akyar mevkıınde bulunan tapunun H19 a 22 a
pafta, 635 parselınde kayıtlı bulunan tarla nıtelığmdekı 1
hektar 2950 mN mıktarlı taşınmazın tespıttekı dığer nıte-
lıklen ıle bırlıkte Gönen Sulh Hukuk Mahkemesı'nın
2 5 1991 gün 1991/53-269 esas ve karar sayılı verasetıla-
mındakı paylan oranında tamamı (6) paydan (1) er eşıt pay
olmak uzere (6) payının Alı Kunduz mırasçılan Sulbıye
Uçar, Emıne Kunduz (Adıcan) Emetıye Dağlı, Salıh Kun-
duz \ e Hamdı Kunduz ıle Naıl Kunduz adlanna tapuya ka-
yıt ve tescılıne ılışkın venlen mahkememızın 27 1 1993
günlü, 1974/13 esas 1993/2 karar sayüı ılamı davalılar Hay-
nye Onder ıle Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emıne'ye teb-
lığ edılemedığınden ışbu ılanın yayınlandığı tanhten ıtıba-
ren ılgılılerce yasal suresı ıçınde temyız yoluna başvurul-
madığı takdırde ılamınkendı yonlennden kesınleşeceğı hu-
susu karar teblığı yenne geçerlı olmak üzere ılanen duyu-
rulur Basın 31454
İLAN T.C. GÖNEN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN DUYURU
EsasNo 1992/13/ Karar No 1993/3
Davacı Recep Denız tarafından davalı Hazıne ıle ka-
tılanlar Haynye Önder ve Ibrahım mırasçısı Esma kızı
Emıne aleyhıne açılan Komısyon karannın ıptalı ve tes-
cıl davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması so-
nucu Davanın kabulü ıle, Gönen ılçesı, Çıfteçeşmeler kö-
yü, Akyar mevkıınde bulunan tapunun H19 a 22 a pafta
638 parselınde kayıtlı tarla nıtelığındekı 4550 mN mık-
tarlı taşınmazın tespıttekı dığer nıtelıklen ıle bırhkte
Emın oğlu Recep Denız adına tapuya kayıt ve tescılıne
ılışkın venlen mahkememızın 27 1 1993 günlü, 1992/13
esas, 1993/3 karar sayılı ılamı katılanlar Haynye Önder
ıle ıbrahım mırasçısı Esma kızı Emıne'ye teblığ oluna-
madığından ışbu ılanın yayınlandığı tanhten ıtıbaren ya-
sal süresı ıçınde ılgılılerce temyız olunmadıgı takdırde
ılamın kendı yonlennden kesınleşeceğı hususu karar teb-
lığı yenne gecerlı olmak uzere ılanen duyunılur
Basın 31451
PENCERE
Tıto Sosyalizmine
GüzellemeL
Soru ıle yanıt bır butundur
Insanoğlu butun yaşamı boyunca sorar ve yanıt-
lan bu eytışım surer gıder, kuşaktan kuşağa akta-
nlır, ınsanlığın bınkımı sonsuzluğa uzanır, hıçbır za-
man noktalanamaz Her bır soru, bır yanıtın peşın-
dedır; her bır yanıt, yenı bır soruya yol açar; uygar-
lık boyle gelışır
Yanıtlamayla sorgulama arasındakı butunleşme-
de, ınsanoğlunun varoluşu bır tumcede vurgulanır
"Düşünuyorum, oyleyse vanm! "
•
Balkanlar'dabırtragedyayaşanıyor, Sırplar, Boş-
naklan boğazlıyor
Neden?.
Hıç kımse etnık çatışmaların kokenındekı soru
ışaretıne takılmıyor Her yanda ofke, ofke, ofke1
Kın, kın, kın' Her bır etnık topluluk otekıne duş-
man< Araya dın aynmı da gırdı mı, kızgınlık artarak
yoğunlaşıyor Eskı Yugoslavya'dan arta kalmıştop-
raklardakı vahşet, ınsanı umutsuzluğa surukluyor,
karamsariık ağır basıyor, kadın, çoluk çocuk kınmı
mıde bulandırıyor
Ne oldu da bırdenbıre guzelım Bosna-Hersek kan
golune donuşuverdı?
Dunden bugune değışen ne var7
Bır şey var*.
•
Yugoslavya, oteden ben tekın bır yer değıldı Bı-
nncı Dunya Savaşı, bu topraklardan ateşlenmıştır
Ikıncı Dunya Savaşı'nda, Mareşal Trto, Nazı ordu-
lanna karşı bolgedekı dırenışı uzlaştınp butunleştır-
dı, savaştan sonra Yugoslavya'da sosyalızmın ozel
bır turu benımsendı.
Etnık çelışkıler gen ıtıldı
1945'te kurulan Yugoslavya Federatıf Halk Cum-
hunyetı'nde sosyalızm yıkılıncaya degın, etnık kav-
ga nedenıyle kımsenın burnu kanamadı Beriın du-
vannın yıkılması ve Sovyetler'ın dağılmasının ardın-
dan gundeme gıren "Yenı Dünya Duzenı", bolge-
de bır cehennem yarattı Kımı yazariar, duşunurler,
gazeteler, bugun Boşnaklara uygulanan Sırp zulmu-
nun bır soykınma donuştuğunu ılen suruyorlar, Av-
rupa tanhının en buyuk utançlanndan bınsı, uygar
dunyanın alnına yazılıyor
Oysa Musluman Boşnaklar, Trto donemınde,
varoluşlannın gerekçesı ıçınde ınsanca yaşayabılı-
yorlardı Hırvat, Sırp, Boşnak bırbınnı boğazlamıyor-
du Komunıst Partısı yonetımı geçerlrydı, ne camı-
ler yıkılıyor, ne çoluk çocuk olduruluyor, ne Muslu-
man kadınlann ve genç kızlann ırzına geçılıyor ne
de suçsuz ınsanlar toplama kamplannda yok edı-
lıyordu
Soru
Sosyalızm yıkılır yıkılmaz, halklann bırbınnın bo-
ğazına sanlması neden?.
•
Sorunun yanıtını araştırmak gerekır; belkı de 71-
to sosyalızmı, her derde deva değıldı, komunıstler
başanlı olsalardı, toplumu şoven duygu ve ınanç-
lardan annmış bıçımde eğıtebılırlerdı; 1945ten bu
yana yetışen kuşaklann canavarlığı ınsanı duşun-
duruyor
Ancak neolıberalızme dayanan "Yenı Dûnya Du-
zenı" de ıflas etmedı mı?.
Insanlık, geçmış deneyımlerınden ders alarak,
tum yeryuzunu banşa kavuşturacak bır sosyalıst ya-
şam bıçımıne er geç ulaşacaktır, yoksa dın, mez-
hep, çıkar hırsı, koşeyı donmece, ırkçılık, şovenlık
ve somuru bataklığında kendısını yıtıren dunya ce-
hennemlık olacaktır
Yugoslavya'dakı Muslumanlar, Trto sosyalızmtn-
de guvence altında yaşamıyoriar mıydı'? Keşke
eskı rejım surseydı de Boşnaklar yurtlannda, yuva-
lannda mutluluklannı surdurebılselerdı
B A Ş S A G L I Ğ I
Dostumuz Sayın Selım Denızkuıfun aıle büyuğc '
Perlhan Denizkurt Hanımefendi'nin
aramızdan anîaynlışı hepımızı uzuntuye
boğmuştur Aılesıne ve yakınlarına başsağlığı,
merhumeye Allah'tan rahmet dılıyoruz
FAKÜLTEARKAOAŞLARI
VEFAT
Barataşvılı Yusuf-Hatıce Çevıker'uı oğullan, merhum
tsmaıl Çevıker'ın kardeşı Kervalızade Hasan-Hümye
Kıper'ın damatlan, Asıye Çevıker'ın sevgılı eşı,
Muammer, Muzaffer, Ertuğrul, Turgut, Alı Hıkmet'm
babalan, Necatı Yığıt, Gülten, Nurten Çevıker, Ayten
Şahın'ın amcalan, Neslıhan, Incı, Serhan ve Sercan'ın
bıncık dedelen,
Çarşamba / Samsun eşrafından, emeklı oüfus memuru,
Sevgılı ve bıncık varlığımız
HÜSEYİN ÇEVİKER'İ
16 7 1995'te yıtıraıış bulunuyoruz Sonsuz yolculuğuna
18 7 1995 Salı günü Çarşamba, Sungurlu Mahallesı,
No 7'deh çok sevdığı ağaçlı çıçeklı, çımenlı
bahçesındekı evmden çıkacaktır
BİLAR
BİLAR'DA
17 TEMMUZ'DAN İTİBAREN
HER AKŞAM BİR ŞEY VAR.
Pazartesl EGtTlM VE ÖZELLEŞTÎRME
Sall MEDYADAALTERNATİFARAYIŞLAR
Car$amba EŞCINSELLIK
P«r$embe U
DIL VARLIGIN EViDtR''
Cuma SÜRPRIZ'
Haftaıçı Saat 19 00
Haftasonu Saat 15 00
lstıklal Çaddesı Zambak Sokak 4/7 Beyoğlu - Istanbul
S 0 (212) 249 42 86 - 252 81 34 FAX 0 (212) 252 81 34