02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18TEMMUZ1995SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Meclis ve içindekiler... Prof.BAHRİSAVCI T urkıye, gunlerdır duşünu- yor Meclis nedır, ıçınde kımler vardır9 Bu anayasa değışıklıklennı yapabıle- cek mı7 Aslında, yanıt açıktır Meclıs, ulusal ege- menlığın, yasama yetkısı denen erkını. doğrudan doğruya (bi2zat) kullanan. yu- rutme yetkısı denen erkı kullanan 'kabi- ne-Jnıkümeti'de denetleyen bır sıyasal organdır Hem ona hem de ıçındekılere us-bılunsel bılgı-ınsansal ve toplumsal estetığe uygun mcelık (zarafet) gerekır Ancak o zamandır kı Meclis ve ıçınde- kıler, olumlu ış üretebılır Anasayayı da değıştırebılırler fşte, 1876 Meşruöyet Meclısı'nden be- n, bunu duşûnüyoruz 93 Osmanlı-Çarlık Rusyası Savaşı gûnlennde, Romanya kuzeyınde yapıl- makta olan savaşın yonetımını, savaş ala- nında, ordusunun ıçınde ve başında olan komutanlara bırakmayıp Yıldız Sara- yı'ndan telgraf buynıklan gönderen Ab- dülhamit zamanında, Meclıs-ı Mebu- san'ı ve ıçındekılen, olumsuz olarak dü- şünmüştük (Fakat bır Anadolulu parla- menter, padışaha, bu konuda, bır tanzde bulunarak bır parlamenterlık kışılığı de gostermıştır) Bınncı Dünya Savaşı sılah bırakışımından sonra, padışah sarayı ön- lenne duşman zırhlılan geldığı zaman da u Bunlar nasıl gider?" dıye düşundüğu- müzde, yıne Mebuslar Meclısı'nı ve onun ıçındekılen duşünmüştük "Bun- lar, nasıl gen gonderflebflır; padişah, tah- tından otesi için, ciddi bir ilgi gÖstermi- yor" kaygısıru duymuştuk Bereket, bır Mustafa Kemal,bütün ulusal gûçlen bır- leştırerek bütun ışgalcılen, 'geldikleri gi- bi geri' gondermıştı Çûnkü, o zamankı toplumsal yapının dınamıklen olan as- kersel-bürokratık-aydınlıkçı ılencı guç- len, bır araya getırmıştı, onlan yoksul, fakat oz\enh 'halk'la bütunleştırmıştı Ve Ankaradakı Meclıs'te, "kuvay-ı miüiyeyi âmıl, ırade-i milliyeyi hâkım" kı- larak bu ışı başarmıştı Arkasından da. saltanatı 'münhedim ve merftT (yıkılmış ve kaldınlmış) kılmıştı. gene Meclıs'le, ve onun ıçındekılerle Bu, Meclıs'ın ıçındekılen, Osmanlı dı- namıklen olan Sened-ı Ittıfak Âya- nı'ndan Genç Osmanlılardan, Genç Turklerden, Ittıhat ve Terakkı saflann- dan ben, kafalan laık bır demokrası fel- sefesı, düşunu, estetığı ve ahlakı ıçınde bır butunleştırme ıdı Yanı, tanhımız, bıze ıkı yuzyıl oncele- nnden kaynağını alan bır sosyo-polıOk ve kulturel gelışım çızgısı çızmıştı Bu çız- gı, bıze, yazılı olan anayasal kurallan da ıçererek, ama onlann da ustunde olmak üzere, bır 'sosyo-politik ve kulturel pakt' getırmıştı Bu 'pakt'a göre, anayasalarda yazıl- mamış olsa bıle, "kuvayn milliye âmiL, irade-i milliye hâkim olacakür" Turkı- ye 'dekı butun ulusal kuwetler(dınamık- ler) ıle ulusal ıstenç, temsılcılık hükume- tı sıstemı ıçınde oluşumlaşıp uygulanma olanağı kazanacaktır Artık Meclis, tek başına, bır "Kürsi-i Muallay-ı Mflleftır Onda, her şey, tartışılır Onda. her şey konsensuslere bağlanır Artık, ulusal ıs- tenç, bu konsensüs ıçındedır Onlan da çağdaş parlamentanzmımızın araçlan- kurumlan-uzuvlan uygulamaya koyar Bunlar ıçınde en başta gelen de parla- mentonun kendısıdır Her şeyın sonsal (nıhaı) sahıbıdır Bunu, Ingılız parlamentanzmının bır kuralı, çok ıyı anlatır Kuvvetlı bır yone- tım mekanızmasımn ışbırlığı ve tam ser- best bır yargı aygıtının adalet dağıtıcılı- ğı ortamı ıçınde, "parlamento, her şeyi yapabilir" Buna kıyasla, bız de dıyebılınz "TBMM de ber şeyi yapabilir." Aman dıkkat Ve asla unutmayalım gene o Ingılız pariamento tanhı hemen ekler "tngüizparlamentosu, her şeyi ya- pabılir; bir kadını erkek yapma dışinda_" Bu, parlamentonun da bağımlılığını belırtme olarak, Ingılız Sosyal Paktı'nın kuralı olarak, surup gelmıştır gelmekte- dır Bızım parlamentomuzun gucu de bu kuralla bağlıdır Evet, o "Kursüy-ü MuaUavH Miflet", temsıl ettığı ulus kadar serbesttır, serbest bıryapıcıdır Ne varkı yazılı anayasala- n da ıçererek onlann da üstunde olan ve kendı tanhımızın urettığı bır 'sosyo-poü- tikve kulturel pakt' ıle bağımlıdır Mec- lis, her şeyı yapabilir, ancak, tanhımızın gelışım çızgısının yarattığı bu 'pakt'ın 'değer'lennı, 'hüküm'lennı, 'buynık'la- nnı, 'kurum'lannı bozamaz Bunlar, 'do- kunulmaz'dır Örneğın, bılgısı kıt Men- deres'ın dedığını >apamaz çünkü, bu paktın bır laık değerlenmesı, bır laık huk- mu, bır laıklık buyruğu varchr kı o "uhı- sun yüce kürsüsü" o her şeyın, herkesın ûstûnde olan 'pakt'ın laıklık kuralının tersı olan hılafetı getırmeye gınşemez AsiKürk Bey de ANAP ve DYP ıçınde yuvalanmış moralıte örtüsu altındakı 'se- mavici'ler de getıremez Tanhın sosyo-polıtık ve kulturel açık- laması, saptaması ve de zorunluluğu böy- leyken. yanı, tarihimizin çizdiğı gelişim \onumuz,bıze sosyo-polıtık ve kulturel bır çağdaşlaşma zorunu olarak, ınsan- toplum-kultur-polıtıka algılannı, 'laik- Hk' eksenı uzennde kurarken, Meclıs'te- kı kımı bağnazlar, kımı şenatçılar, ayn ayn partılerde olduklan halde, bağnaz- hkta butünleşme sonucubırleşerek butun yollann, şenat toplumuna ve şenat dev- letıne açılması eylemınde ıttıfaka gın- yorlar, demokrasının ışte bu olduğunu ılen sürûyorlar ve "Demokrasi,şeriatıda getirmeeylemidir"dıyebağınyorlar ko- ca Meclıs'ı kendı batıl manyetıklerıne alarak tutsak kılıyorlar Oysa tanhın, demokrasının bılımsel anlamı bu değıldır Özgurlük de, tanhı- mızın urunu olan 'pakt'ın öğelennı, ku- rallannı tersyüz etme başıboşluğu değıl- dır Özgürlûk ve demokrası, 'sosyal pakt'ın gösterdığı oğelen. tanhsel gelı- şımın ısrarla ışaret ettığı yöndekı gelı- şımlere doğru götürmededır Sosyal pakt ve onun buyruğu olan, örneğın laıklık oğesı, alınterlenne, ıhanetlen, antlama, kanlanna mal olmuştur Turkıye, genel- de bunlan bılecek, algılayacak, sosyal paktgereklennı koruyacak bıryapıdadır, duzeydedır Ama, 1991-1996 sûrelı bu Meclis ve onun ıçındekı bır bağnazlık bıleşımı, 1807'lerden ben alınten ve kan bahala- nyla yaratılmış 'sosyal pakt'ı laıklık ek- senınden kaydırma gınşımlenm, "De- mokrasi gereğidir'' dıye yutturmaya uğ- raşıyor Evet onlar, tankat şeyhlennden ıcazet, bır gûlücuk elde etmeyı uman dostlar da, hep bu Meclıs'te Pekı sormak gerekmez mı kı Bırteok- rası ortamında bıle, 'semavi padişah sui- tası'm yeryüzûne ındırme kapısını açan 1807 âyanının torunlan, neredesınız7 Bu teokrası padışahının salt sultasına 1839'larda, ınsan haklan yükumlüluğû- nu ve sınınnı getıren Tanzımat ın çocuk- lan, neredesınız9 Gene, bu göksel ve bundan ötüru or- taksız padişah egemenlığıne, 'halk or- takhğı'nı getıren Meşrutıyetçılenn kalıt- çtlan, neredesınız9 Saltanatı 'mıihnedmı ve merfiı' (yıkıl- mış ve kalkmış) kılan cumhunyetı de gökselhğın değıl. yersellığın demokrası- sı olmaya açmak ıçın hılafetı de kaldıran laık kuşaklar. neredesınız9 Butun bunlan kapsayan 'sosyal pakt'ın gereklenne gore laık bır zıhnıyetın de- mokratık kurumlannın yandaşlan, nere- desınız9 Bütûn bu aşamalarla 'asri bir heyeti-i içtiınaiye'yı kurmak ısteyen aydın entel- lyensıya, neredesınız9 Ve en sonunda, 'kul' olmaktan çıkarak 'yurttaş' olma onuru ıle bütun sıvıl top- lum olanaklannı kullanarak sıyasanın kendısıne bağlanması gereğını kavrayan, bunu ısteyen, bu yoldakı polıtıkalan de- netleyen serbest halk, sen neredesın9 Butûn gelışımlenn kalıtçısı olan ku- şaklar, hepınız, ama hepınız Toplumda- İcı her hak ve özgûrlûk durumunun. her proje \e eylemın sosyo-politik ve kültü- rel ve de etik sosyal pakt ıçındelığım ıle- n sûrenler, demokrasının yanında oluşu- nuzu, durmadan, dınlenmeden yıneleyı- nız, oylannıza, ona göre yön vennız Ancak o zamandır kı aslında 12 Eylûl- cü olan bu Meclis gıbısınden, yanı onun ıçındekı gıbılerden ırak olursunuz ve Mechs de MectisHğmi bılır ARADABIR YAVUZGOR/EmekltElç, Yunanistan ve Türk Sendromu... Bu hastalıklı durum, uzun suredır ızlenıyor Yu- nanlıların ne çıkar sağladığı kolayca anlaşılmayan bu tutumlannın akılcı bır temele dayandığını du- şunmek çok zor Dış polıtıkanın herturlu duygusallıktan uzaktu- tulması gereken, soguk hesaplara yerleştınlmış 'cıddı' bır ış oldugunun, bılene bılmeyene 'malûm' olması gerekırdı Yunan tutumu, karşımızdakılenn rasyonellık ra- yından çıkmış bırtren gıbı suratlefelaketlere doğ- ru yol aldıklannı gostermektedır Karnelerı, bırçok kırıklaria dolu 12 mıl oykusu, Kıbns'takı hazırlıklar, Batı Trakya'dakı yoğun bas- kı, uluslararası platformlarda sureklı Turkıye aleyhtan gınşımlen, Apo'ya madalya takmalar, teronst eğıten kamplar ışletmeler, Yunanıstan'da gorev yapmaya çalışan Turk memurlannı hedef gostermeler suıkastlar, vb Basıt bır sonuç çıkarabılırız butun bu davranış- lardan Kendılennce 'geçerlı' nedenlerden dola- yı bızımle ıyı geçınmeye nıyetlen yok Bu durum karşısında, Turkıye'nın neleryapma- sı gerektığı, neler yapabıleceğı, nereye kadar gı- debıleceğını çok ozenlı bır şekılde ırdelemek ge- rekıyor Bunu yaparken bızım de karşımızdakıler gıbı duygusallık uçurumlanna duşmememız şarttır, ama bır yanağımıza tokat atılınca obur yanağımı- zı da çevırmemız olamaz Son gunlerde, bır 'dosya' hazırlanarak 'eşe ve dosta 'dağıtıldığı ve Yunanlılan şıkâyet etmeye ka- rarvenldığı oğrenıldı Bunun 'zararlı'bır gırışım ol- duğu, elbette soylenemez Ama acaba yetertı m ı ' ••• Şoyle bır 'senaryo' duşunelım Ankara'dakı Yu- nan Buyukelçısı, bır sabah saat 09 45'te Dışışle- n Bakanhğımızda bulunmak uzere çağnlsa ve de kendısıne şunlar soylense "Ekselans' Sızın de pek ıyı bıldığınız gıbı pek uzun bır suredır, hukü- metlerınızın Turkıye aleyhındekı faalıyetlen su- rup gıtmektedır Bu davranışın nedenlennı bıze açıklamanızı beklemıyoruz Çunku akılcı olmayan bır tutumun, akılcı açıklaması da olamaz Sızlerın bu davranışlanna şımdıye kadar gere- ken sert tepkıyı gostermememızın nedenı, bır çekınge ıçınde bulunduğumuz yönünde değer- îendırılıyorsa bu değehendırme çok yanlış olur Sızlerce, belkı de 'pasıf sayılan bu tutumumu- zu, Turkıye'nın ıç ve dış değışık turden sorunla- n dolayısı ıle 'çekıngenlık' ıçınde bulunduğumuz tarzmda yorumlayan bır yanılgıya duşmemenız gerekır Bızım genel polıtıka çızgımız banştan esınlenır Aynca, ne denlı bırkımlığe burunse de hâlâ aynı ıttıfakta, NATO ıttıfakı ıçensındeyız Bu noktalardan hareketle hukumetımız, sızlerın 'aşı- nlığına', soğukkanlılıkla ve uzlaşmaya yonelık bır tutumla, yanıt veregelmıştır Ama Turk kamuoyu, basını, sızın yuzunuzden 'patlama'notoas/na gelmış bulunmaktadır Hu- kumetımız, bu durumu daha fazla sürdurmek, tahammul sınırlarımızt çok zohayan davranışla- nnız karşısında yıne de 'sabırlı' davranmak ola- nağından yoksun bırakılmıştır Yunanıstan'ın, ızledığı bu 'Turkıye polıtıka- s\'ndan bekledığı bazı kısa ya da uzun vadelı çı- karlan varsa, bunu bılmek ısterız Belkı de bızım ulusal çıkarianmızı zedelemeyecek, bızce bılın- meyen ısteklennız vardır Müzakere konusu da olabılır bunlar Ama kesın bır 'kural' varsa, bu dostluk ve ıyı komşuluğun her zaman ıçın ve heryerde, daıma taraflann çıkarına ışledığıdır Sızden ncamız şu- dur Bu goruşmeyı ve goruşumuzu hukumetınıze bıldınnız En kısa zamanda, sızden bu goruşumuz hakkında Atına'nın yanıtını beklemekteyız Bır şey daha var. Bu bızım, ıyı komşuluk, dostluk ve barış ıste- ğımızden kaynaklanan 'son' gınşımımızdır Buna göre değehendırılmesını tavsıye edıyoruz " ••• Bu senaryodan sonra, Atına'dan olumlu bır ya- nıt alınacağını ummak, yazık kı aşın lyımserlık olur Ama 'gunah' da bızden gıder Ondan sonrakı aşamada, neler yapılabıleceğı de şımdıden saptanması gereken bır durumdur Yeter kı bu onur kıncı 'letarjık' tutumdan vazge- çelım artık Üniversite kurmanın dayanılmaz hafifliği En vahım sonuç odur kı yapılan gtnşımle bılımsel bılgı ve donammdan uzak bınlerce ınsan ortaya çıkacaktır Bu, ülkenın geleceğine bır karanlık ıpotek koymak demektır Doç. Dr. MEHMET SEMİH GEMALMAZ Ist Unı Huk. Fak. T BMVI Vlilli Eğitım Komisyonu'nun 10 Teramuz 1995 gunlü toplanbsında 27 yeni üniversite kurulması- na üışkın yasa önensi kabul edildi. Tarüşmalar sırasında Millı Eğıtim Komisyonu'nun, sadece Çorum Unıversıtesı mn kurulmasına ılışkın karar almasına karşın, teklife 13 yenı üniversite daha ekleyen Plan ve Bütçe Ko- misyonu 'haddını aşmakla suçlandı. Tarüşma st- rasuıda V OK Başkaru, Prof. Dr. Mehmet Sağlam, 'Teklıflergen çekılsın Yangmdan mal kaçırmıyo- ruz Bundan bır sure once boyle bır furyada ku- rulmuş olan 24 unıversıtedekı 60 fakulteyı faalı- vete geçıremedık' diye isyan ettL Prof. Sağlam, 'Oğretım üyesı yok Buna karşın yenı teklıfler olu- yor Bızım bu ıllerden dahı habenmız yok' dedi" (Cumhunyet, 11 7 1995, s 25479, sf 19) Unı\ ersıte kurmanın dayanılmaz hafifliği ışte buolsagerek Buoluşumun ûzennde durulma- sı gereken bırçok yonu var Bırkaç ozellık hemen belırtılebılır tlkL,boyle "tabelaûniversiteleri" kurmakla, cıd- dı ve amaca hızmet edecek bır unıversıter kurum- sallaşmanın gerçekleştınlemeyeceğı apaçık Bına yok, hoca yok, hızmetlısı yok araç-gereç yok, kı- tap yok Bırakın onu, yırmıyı, bunlardan bınsı ıçın bıle yeterlı olacak şekılde bütçeden ozgulenen (tahsıs edılen) pay yok Demek kı bu baştan aşa- ğı bır ıkıyuzluluk tkuıcısi, boyle bır gayncıddı gınşım, hesapsız, plansız gelışıguzel adun, yuzbınlerce lıse ve den- gı okul mezunu gencm beklentılennın, umutlan- nm_ıstısmar edılmesı anlamına gelır Üçüncüsû, bu adım, yûzbınlerce gencın onbın- lerce ana-babasının, "eviaüarııubır okulasokma" çırpınışlannın ıstısmar edılmesı, sozun ozu, hal- kın ığfal edılmesıdır Dördüncüsû, bu gınşım, yasama yetkısının ko- tu nıyetle kullanılması örneğıdu- Dıştan bakışta halkın yaranna bır hızmet gıbı gorünmesıne kar- şın, gorunurdekı maksada hızmet etmeyecek bır yasa çıkanhnaktadır, bu yasa, kâğıt üzennde ka- lacaktır Bcşincisi, bu gınşım, parlamenterlenn, sorum- lu bır temsılcı gıbı davranmadıklannın gosterge- sıdır Çünku onlar kendı hesaplanna gore, halk katında sıyasal pnm yapacağını umduklan bır sı- yasal yatınm duşuncesıyle hareket etmışlerdır O kadar kı gazete haberlenne gore, mılletvekıllen "Benım ıhmde de üniversite kurulmazsa bu yasa- yı engeUenm"lı. hatta kufurlu konuşmalar yapa- rak bu sonucu elde etmeye çahşmışlardır Nıtekım basın, u Komisyon, yaklaşan milletvekiDiği genel seçimieri için "ıl yapma' kozundan sonra, ûnıver- siteyi de kozolarak siyasete soktu" değerlendırme- sını'yapmıştır (Hurnyet, 11 7 1995, s 16978, sf 31) Atanası, mılletvekıllen, kendı ısteklennın ya- sa onensıne geçınlmesı ıçın gerçek dışı beyanlar- da bulunmaktan da çekmmemışlerdır Örneğın YOK Başkanı Sağlam, genel kurul goruşmelen- ne davet edılmedığını ve bunu TV'den ızledığını belırterek "Ban millervekilleri, vapüklan konuş- malarda 'Bu unıversıteler ıçın YOK un olumlu goruşunu aldık dedı. Bu duyduklannızın tamanu kuyrııkhı yalandır. YÖK'e hiç gelmemistir" de- mıştır (Hurnyet, 11 7 1995, sf 31) YedÜKİsi, parlamenterlığın bu şekılde gayncıd- dı ve sorumsuz bıçımde yurutûlmesının bu ılk or- neğı değıldır Sadece her ılçeye ıl ohna sozu ve- nlmesı şeklınde de bu sorumsuzluk açığa çıkma- maktadır Anımsanacağı ûzere, kısa bır sure önce pariamento, oncelıklı ve ulke ıçın yaşamsal onem taşıyan yasalann goruşulmesını arka plana ıterek yuksekoğrenım oğrencılen ıçın, artık mutatlaştı- ğı bıçımde, yenı bır af yasası çıkarmıştı O tanh- te çıkan bazı söylentılere gore, parlamenterlere yoneltılen "Penyodıkaf yasalan çıkarmak yeri- ne, öğrencüer tçın sınırsız suıav hakkı getıren bır genel düzenleme ile bu sorunu temeUi olarak çöz- mek oianakhdır" dıye bıçımlendırdınlrruş onen- len, parlamenterler hararetle reddetmışler, "Böy- le yaparsak af yasası çıkarmak yoluyla elde edece- ğiıniz sıyasal yaunm şansmdan yoksun kannz" ar- gümanını ılen surmuşlerdı Sekizinrisi, bu gayncıddı tavırda topu sadece parlamenterlere atmamak gerekır Her ne kadar bu son olayda aklın yolunu dıle getınyor olarak gö- zükse de YOK daha once, ozellıkle Başbakan Prof ÇiDer'ın, "ÜniversiteJere,seneyesuıavsıztüm öğrencilerialacagız"vb gıbıtamamenmesnetten ve hazırlıktan yoksun sozlennı dıle getırdığı ba- sın toplantılannda hazır bulunmuş ve Çıller'ın hal- kı ıstısmar etmesıne bır bılım kuruluşunun cıddı- yetıne ve nesnellığıne yakışır bıçımde karşı dur- mamıştı YOK Başkanı, bu son olayda ısyan et- mektedır Ne kı bugüne dek neden ısyan etmedı- ğını sormak gerekır ya da ısyan ettıyse neden se- sının o zaman guçlu çıkmadığını merak etmek do- ğaldır Dokuzuncusu, böyle bır gınşım, sadece kaba ve sakıl bır sıyasal manevra sayılmaz Aynca, bır bılgı çağı olduğu soylenen gunumûzde, gerçek bır bılgılenme olanağını asla bulamayacak onbınler- ce gencın ellenne tutuşturulacak ışlevsız bır kâğıt parçası olmaktan başka ışe yaramayacak dıplo- malanyla, topluma unıversıte mezunu sayılarak salıvenlmesıne yol açacaktır Bu bakımdan, en va- hım sonuç odur kı yapılan gınşımle bılımsel bıl- gı ve donanımdan uzak bınlerce ınsan ortaya çı- kacaktır Bu, ulkenın geleceğine bır karanlık ıpo- tek koymak demektır Bu, ulkenın geleceğını bı- lınçlı şekılde karartmakla eşanlamhdır Onuncusu, her ıle üniversite ( ve hatırlatalım, Çıller hukumetının Mıllı Eğitım Bakanı Nevzat Ayaz, bır ara da "herilçeye bir fakuHe"den söz edı- yordu 1 ) kurmak, sonuçta, bır dolaylı operasyonla unıversıtelenn özelleştmlmesı demektır Zaten bır yandan, adıyla adlı, unıversıteler paralı hale getı- nbnış, vakıf ünıversıtelen kunılmuştu. Bu kurum- lar, bılındığı üzere, yıllık bınlerce ABD Dolan odeyebılme gücünde bulunan aılelenn çocuklan- na hızmet götunnekteydı Şımdı, pıtrak gıbı tabe- la ünıversıtelen açılarak devlet unıversıtelennın yetersız olanaklar nedenıyle uğradığı büyuk pres- tıj kaybı pekıştınlecektır Işverenler, yıne zaten yıllardır, sadece bellı unıversıte dıplomalanna pnm vennektedır kı bu da yetmemekte, lısansus- tu eğitım ve bırkaç dıl bügısı de adaylarda aran- maktadır Dolayısıyla, yenı açılan unıversıtelenn vereceğı dıplomalar değersız kâğıt parçalan ola- cağı gıbı, genel olarak devlet ünıversıtelen ıçın ya- ratılmış bulunan değererozyonu artacaktır Bu so- nuç, unıversıtelenn ozelleştınhnesı ıle nıtelıkh eğitım arasında kurulan yapay ve yüzeysel bağlan- tının, ozelleştırme yandaşlannca yenıden v e yenı- den kullanılması olanağını verecektır Akla, mantığa, sorumlu devlet adamlığına ay- kın, sağlam bır plana, programa, malı kaynakla- nn aynlmış ohnasına dayanmayan, sığ ve capsız bır sıyasal yatınm gorunümu veren bu adımdan ne kadar çabuk dönulurse olası zararlar o kadar ön- lenmış olacaktır TBMM Genel Kurulu'ndan ve oradan geçerse Cumhurbaşkanlığı makamından, bu konuda duyarlı ve soğukkanlı bır yenı değer- lendırme yapmalan beklentısı ıçensındeyız ÇORUM ASLİYE İKİNCİ HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1994/225 Ismet Veldet vekılı Av Yücel Ilıman tarafından Elmas Fatma Delı, Mustafa Delı ve Abdullah Kalelızade aleyhıne açılan tapu ıptalı tescıl davasında, Davacı vekılı dava dı- lekçesınde, davalılann Çorum G BeyMah AşağıKapaklı mevkııparsel 56 sayılı taşın- mazın malıklen olduğunu, ancak bu taşınmazı 40, 50 yıl önce müvekkılı Ismet Veldet'e sattıklannı, o tanhten ben müvekkılının zılyet ve tasarrufu altında bulunduğunu, dava- lılann kım olduklannın ve adreslennın bılınmedığını, gaynmenkulün tamamına zılyet- lığın ni2asız ve fasılasız malık sıfatıyla 20 yılı aşan bır süre gerçekleştığını ılen sürerek taşınmazın davalılar adma olan tapusunun ıptalı ıle davacı adma tescılıne karar venlme- sını talep etmıştır Davalılar Elmas Fatma Delı Ibışoğlu, Mustafa Delıalıoğlu, Abdullah Kalelızade'nm adreslen yapılan aramalara rağmen tespıt edılemedıgınden dava dılekçe- suıın ılanen teblığıne karar venlmış olmakla duruşma günu olan 7 9 1995 gûnü davalı- lann tam delıllenyle bırlıkte mahkememızde hazır bulunması veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdırde yargılamay a yokluklannda devam olunacağı ve karar ve- nleceğı dava dılekçesı teblığı yenne kaım olmak uzere ılan olunur 20 6 1995 Basın 31633 GÖNEN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DUYURU EsasNo 1992/15'Karar No 1993/5 Davacı Nun Dağlı mırasçılan Mülku Dağlı, Alaaddın Dağlı Yusuf Dağlı, Esma Agas tarafından davalı hazıne ıle katılanlar Haynye Onder ve Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emı- ne aleyhıne açılan komısyon karannın ıptalı ve tescıl davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sonunda Davanın kabulü ıle, Gönen ılçesı, Çıfteçeşmeler köyu, Akyar mevkıınde bulunan tapunun H19 a 22 a pafta 636 parselınde kayıtlı tarla nıtelığındekı 6600 tnN mıktarlı taşınmazın tespıttekı dığer nıtelıklen ıle bırlıkte tespıt gıbı Gonen Sulh Hu- kuk Mahkemesrnm 3 2 1989 gün, 1989'62-43esas ve karar sayılı mırasçılık belgesınde- kı paylan oranında tamamı(4) pay ıtıbanyla (1) er eşıt paydan (4) payının Nun Dağlı ço- cuklan Mulkü Dağlı, Alaaddın Dağlı, Yusuf Dağlı ve Esma Agas adlanna tapuya kayıt ve tescılıne ılışkın venlen mahkememızın 27 1 1993 gunlü, 1992/15 esas 1993/5 karar sayılı ılamı katılanlar Haynye Onder \e Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emıne'ye teblığ olu- namadığından ışbu ılanın > ayınlandığı tanhten ıtıbaren yasal suresı ıçınde ılgılılerce tem- yız olunmadıgı takdırde hukinun kendı yonlennden kesınleşeceğı hususu karar teblığı yer- ıne geçerlı olmak üzere ılanen duyurulur Basın 31449 ŞARKIŞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo 1995/29 Davacı DSt Genel Mudurlüğu-Ankara Vekıllen Av G Fıgen Arslan Av AhmetSoy- lu-DSll9Bol Md Sivas Davalı 1-Goncagul Yurdakul. Yassıpınar köyü Altınyayla 2- Gulkız Yurdakul, Yassıpınar köyu Altınyayla 3- Hatun Yurdakul, Yasstpınar köyü Al- tınyayla Dava TESCtL2942ks 17mad Davacı kurum vekılı tarafından mahkememı- ze açılan davanın dava dılekçesı \ e duruşma gununü bıldınr davetıyenm tüm aramalara rağmen adı geçenlere teblığ edılemedıgınden 03 08 1995 gunu davalılann duruşmada ha- zır bulunmalan veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı halde yargılamaya de- vam olunacak ve karar venleceğı ılanen teblığ olunur 25 5 1995 Basın 25845 GONEN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DUYURU EsasNo 1974/13/Karar No 1993/2 Davacı Alı Kunduz mırasçılan Hamdı Kunduz, Salıh Kunduz, Emetıye Dağlı, Emıne Adıcan, Naıl Kunduz ve Sülbıye Ucar tarafından davalılar Haynye Önder ve Ibra- hım mırascısı Esma kızı Emıne aleyhıne açılan komısyon karannın ıptalı ve tescıl davasının yapılan açık yargılama- sı sonucu Davanm kabulü ıle, Gönen ılçesı, Çıfteçeşme- ler köyü, Akyar mevkıınde bulunan tapunun H19 a 22 a pafta, 635 parselınde kayıtlı bulunan tarla nıtelığmdekı 1 hektar 2950 mN mıktarlı taşınmazın tespıttekı dığer nıte- lıklen ıle bırlıkte Gönen Sulh Hukuk Mahkemesı'nın 2 5 1991 gün 1991/53-269 esas ve karar sayılı verasetıla- mındakı paylan oranında tamamı (6) paydan (1) er eşıt pay olmak uzere (6) payının Alı Kunduz mırasçılan Sulbıye Uçar, Emıne Kunduz (Adıcan) Emetıye Dağlı, Salıh Kun- duz \ e Hamdı Kunduz ıle Naıl Kunduz adlanna tapuya ka- yıt ve tescılıne ılışkın venlen mahkememızın 27 1 1993 günlü, 1974/13 esas 1993/2 karar sayüı ılamı davalılar Hay- nye Onder ıle Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emıne'ye teb- lığ edılemedığınden ışbu ılanın yayınlandığı tanhten ıtıba- ren ılgılılerce yasal suresı ıçınde temyız yoluna başvurul- madığı takdırde ılamınkendı yonlennden kesınleşeceğı hu- susu karar teblığı yenne geçerlı olmak üzere ılanen duyu- rulur Basın 31454 İLAN T.C. GÖNEN KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DUYURU EsasNo 1992/13/ Karar No 1993/3 Davacı Recep Denız tarafından davalı Hazıne ıle ka- tılanlar Haynye Önder ve Ibrahım mırasçısı Esma kızı Emıne aleyhıne açılan Komısyon karannın ıptalı ve tes- cıl davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması so- nucu Davanın kabulü ıle, Gönen ılçesı, Çıfteçeşmeler kö- yü, Akyar mevkıınde bulunan tapunun H19 a 22 a pafta 638 parselınde kayıtlı tarla nıtelığındekı 4550 mN mık- tarlı taşınmazın tespıttekı dığer nıtelıklen ıle bırhkte Emın oğlu Recep Denız adına tapuya kayıt ve tescılıne ılışkın venlen mahkememızın 27 1 1993 günlü, 1992/13 esas, 1993/3 karar sayılı ılamı katılanlar Haynye Önder ıle ıbrahım mırasçısı Esma kızı Emıne'ye teblığ oluna- madığından ışbu ılanın yayınlandığı tanhten ıtıbaren ya- sal süresı ıçınde ılgılılerce temyız olunmadıgı takdırde ılamın kendı yonlennden kesınleşeceğı hususu karar teb- lığı yenne gecerlı olmak uzere ılanen duyunılur Basın 31451 PENCERE Tıto Sosyalizmine GüzellemeL Soru ıle yanıt bır butundur Insanoğlu butun yaşamı boyunca sorar ve yanıt- lan bu eytışım surer gıder, kuşaktan kuşağa akta- nlır, ınsanlığın bınkımı sonsuzluğa uzanır, hıçbır za- man noktalanamaz Her bır soru, bır yanıtın peşın- dedır; her bır yanıt, yenı bır soruya yol açar; uygar- lık boyle gelışır Yanıtlamayla sorgulama arasındakı butunleşme- de, ınsanoğlunun varoluşu bır tumcede vurgulanır "Düşünuyorum, oyleyse vanm! " • Balkanlar'dabırtragedyayaşanıyor, Sırplar, Boş- naklan boğazlıyor Neden?. Hıç kımse etnık çatışmaların kokenındekı soru ışaretıne takılmıyor Her yanda ofke, ofke, ofke1 Kın, kın, kın' Her bır etnık topluluk otekıne duş- man< Araya dın aynmı da gırdı mı, kızgınlık artarak yoğunlaşıyor Eskı Yugoslavya'dan arta kalmıştop- raklardakı vahşet, ınsanı umutsuzluğa surukluyor, karamsariık ağır basıyor, kadın, çoluk çocuk kınmı mıde bulandırıyor Ne oldu da bırdenbıre guzelım Bosna-Hersek kan golune donuşuverdı? Dunden bugune değışen ne var7 Bır şey var*. • Yugoslavya, oteden ben tekın bır yer değıldı Bı- nncı Dunya Savaşı, bu topraklardan ateşlenmıştır Ikıncı Dunya Savaşı'nda, Mareşal Trto, Nazı ordu- lanna karşı bolgedekı dırenışı uzlaştınp butunleştır- dı, savaştan sonra Yugoslavya'da sosyalızmın ozel bır turu benımsendı. Etnık çelışkıler gen ıtıldı 1945'te kurulan Yugoslavya Federatıf Halk Cum- hunyetı'nde sosyalızm yıkılıncaya degın, etnık kav- ga nedenıyle kımsenın burnu kanamadı Beriın du- vannın yıkılması ve Sovyetler'ın dağılmasının ardın- dan gundeme gıren "Yenı Dünya Duzenı", bolge- de bır cehennem yarattı Kımı yazariar, duşunurler, gazeteler, bugun Boşnaklara uygulanan Sırp zulmu- nun bır soykınma donuştuğunu ılen suruyorlar, Av- rupa tanhının en buyuk utançlanndan bınsı, uygar dunyanın alnına yazılıyor Oysa Musluman Boşnaklar, Trto donemınde, varoluşlannın gerekçesı ıçınde ınsanca yaşayabılı- yorlardı Hırvat, Sırp, Boşnak bırbınnı boğazlamıyor- du Komunıst Partısı yonetımı geçerlrydı, ne camı- ler yıkılıyor, ne çoluk çocuk olduruluyor, ne Muslu- man kadınlann ve genç kızlann ırzına geçılıyor ne de suçsuz ınsanlar toplama kamplannda yok edı- lıyordu Soru Sosyalızm yıkılır yıkılmaz, halklann bırbınnın bo- ğazına sanlması neden?. • Sorunun yanıtını araştırmak gerekır; belkı de 71- to sosyalızmı, her derde deva değıldı, komunıstler başanlı olsalardı, toplumu şoven duygu ve ınanç- lardan annmış bıçımde eğıtebılırlerdı; 1945ten bu yana yetışen kuşaklann canavarlığı ınsanı duşun- duruyor Ancak neolıberalızme dayanan "Yenı Dûnya Du- zenı" de ıflas etmedı mı?. Insanlık, geçmış deneyımlerınden ders alarak, tum yeryuzunu banşa kavuşturacak bır sosyalıst ya- şam bıçımıne er geç ulaşacaktır, yoksa dın, mez- hep, çıkar hırsı, koşeyı donmece, ırkçılık, şovenlık ve somuru bataklığında kendısını yıtıren dunya ce- hennemlık olacaktır Yugoslavya'dakı Muslumanlar, Trto sosyalızmtn- de guvence altında yaşamıyoriar mıydı'? Keşke eskı rejım surseydı de Boşnaklar yurtlannda, yuva- lannda mutluluklannı surdurebılselerdı B A Ş S A G L I Ğ I Dostumuz Sayın Selım Denızkuıfun aıle büyuğc ' Perlhan Denizkurt Hanımefendi'nin aramızdan anîaynlışı hepımızı uzuntuye boğmuştur Aılesıne ve yakınlarına başsağlığı, merhumeye Allah'tan rahmet dılıyoruz FAKÜLTEARKAOAŞLARI VEFAT Barataşvılı Yusuf-Hatıce Çevıker'uı oğullan, merhum tsmaıl Çevıker'ın kardeşı Kervalızade Hasan-Hümye Kıper'ın damatlan, Asıye Çevıker'ın sevgılı eşı, Muammer, Muzaffer, Ertuğrul, Turgut, Alı Hıkmet'm babalan, Necatı Yığıt, Gülten, Nurten Çevıker, Ayten Şahın'ın amcalan, Neslıhan, Incı, Serhan ve Sercan'ın bıncık dedelen, Çarşamba / Samsun eşrafından, emeklı oüfus memuru, Sevgılı ve bıncık varlığımız HÜSEYİN ÇEVİKER'İ 16 7 1995'te yıtıraıış bulunuyoruz Sonsuz yolculuğuna 18 7 1995 Salı günü Çarşamba, Sungurlu Mahallesı, No 7'deh çok sevdığı ağaçlı çıçeklı, çımenlı bahçesındekı evmden çıkacaktır BİLAR BİLAR'DA 17 TEMMUZ'DAN İTİBAREN HER AKŞAM BİR ŞEY VAR. Pazartesl EGtTlM VE ÖZELLEŞTÎRME Sall MEDYADAALTERNATİFARAYIŞLAR Car$amba EŞCINSELLIK P«r$embe U DIL VARLIGIN EViDtR'' Cuma SÜRPRIZ' Haftaıçı Saat 19 00 Haftasonu Saat 15 00 lstıklal Çaddesı Zambak Sokak 4/7 Beyoğlu - Istanbul S 0 (212) 249 42 86 - 252 81 34 FAX 0 (212) 252 81 34
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle