Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 HAZİRAN 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
işadamlarmm
btanbulçikartnası
• Ekonomi Servisi -
Türkiye Genç tşadamlan
Dernekleri Yüksek Kurulu
ikinci geniş kapsamlı
kurultayını 9-11 haziran
tarihleri arasında Istanbul
Hilton Exhibition Center'da
gerçekleştirecek. 34 genç
işadamı deraeğinin yanı
sıra, işadamlan, eğitimciler,
bürokratlar ve devlet
adamlannın oluşturduğu
500 kişilik bir topluluk
tarafından izlenecek olan
kurultayda, "Dışandan
Bakış "teması çerçevesinde
Tûrkiye'nin dış politikasının
yanı sıra küreselleşen ve
yöresel olarak birleşen
ekonomiler ile bunun
ülkemize etkileri
lartışılacak.
Bıonomide
îyHeşme yok
•Ekonomi Servisi- Ülke
ekonomisinde iyıleşme
olmadığını söyleyen
Istanbul Ticaret Odası
Başkanı Atalay Şahinoğlu,
Başbakan Çiller'in
sözlenmn aksine saadet
zincirinin kınlmadığını
belirtti. ÎTO'nun aylık
olağan meclıs toplantısında
konuşan Şahinoğlu şimdiye
kadar özelleştirmeye yönelik
hiçbir şey yapılamadığmı,
sıcak para akışının
engellenemediğini, dövizin
durdurulamadığını.aylık
enflasyon rakamlannın hâlâ
yüksek çıktığını kaydettı.
Seçimlerin zamamnda
yapılması gerektiğini
savunan Şahinoğlu, ûlkenin
seçim ekonomisiyle
yönetıldığinı hatırlatarak,
"Seçim ekonomisınin ülke
ekonomisini hırpalamaması
gerekir" dedi.
îşadamı Sakıp Sabancı kendini 'tröstçülükle' suçlayan hemşehrilerine kızdı:
Çimentoyu başka yerden alsınlar
Kayseri TicaretOdası Baş-
kanmın suçlamalannı va-
nıtlayan Sabancı, Türki-
ye'deki 40 çimento kuru-
luşundan birinin kendisi-
nin okhığunu vurguladL
Ekonomi Servisi - Kayseri Ticaret
Odası'nın 'tröst'suçlamasını cevap-
layan işadamı Sakıp Sabancı, kimse-
ye zorla çimento satmadıklannı vur-
guladı. "tsteyen istediği yerden çi-
mento alabifir" diyen Sabancı, Tür-
kiye'de 20'si devlete ait olmak üzere
toplam 40 çimento fabrikası bulun-
dugunu hatırlattı.
Öncekı gün yaptığı açıklamada.
Sabancı ve Bayraktar'ı tröstçülükle
suçlayan Kayseri Ticaret Odası Baş-
kanı Vılmaz Büyüknalbant, "En bü-
yük mafya bunbu-" deınıştı. Tröstle-
rin belinin kınlmasını ısteyen Büyük-
nalbant, Sabancı ve Bayraktar gibi
ünlü işadamlannın "Kayserilivim''
diye övünmesini eleştirerek, "Kay-
seriye yarjnm yapmayanlar, yapsalar
da çevre>i kirietenler bunlar"diye
açıklama yapmıştı. Açıklamasında,
Sabancı'nın Kayseri'deki fabrikasın-
da üretilen çimentonun torbasını
120-150 bin liradan sattığını anıtnsa-
tan Büyüknalbant. "Kayseri'de bu
fabrika ohnasaydı, 60-70 bin liraya
pornantçimento atabttirdik" diye ko-
nuşmuştu.
9'uncu Dünya Prodüktivite Kong-
resi'ninkaparuşındagazetecilerinso-
rusu üzerine Büyüknalbant'ın suçla-
malannı cevaplayan Sabancı, yalnız-
ca bir çimento fabrikası bulunduğu-
nu anımsatarak, isteyenlerin çimen-
to ihtiyacını Ankara başta olmak üze-
re pek çok komşu ilden karşılayabi-
leceğini söyledi.
"Sabancı'nın çimento fabrikası
çevTeyikirietiyor" eleştirilerini de ya-
nıtlayan Sabancı, Çevre Bakanlı-
ğı'nın tesiste gerekli incelemelerde
bulunduğuna dikkat çektı. Sabancı,
iddıalann aksine 'çevre ödülüne la-
yık' göriildüğünü söyledi.
"Demokrasigüzel şe> " diyen Sakıp
Sabancı, herkesin konuşma özgürlü-
ğü bulunduğunu vurgulayarak, Kay-
seri Ticaret Odası Başkanı Büyük-
nalbant'ın söylediklerinin ehemmi-
yeti olmadığını ifade etti.
Kayseri'de çimento ucuz
Akçimento Tic. AŞ Yönetim Ku-
rulu Başkan Yardımcısı Ayduk Çe-
lenk de, Kayseri Ticaret Odası Baş-
kanı Yılmaz Büyüknalbant'ı aynı dil-
le suçlarken "Mafyadan söz edenin,
kendisi mafyadır" dedı. Cumhuriyet
Kayseri muhabiri RecepBuhıt'un ha-
berine göre Çelenk, en ucuz çimen-
tonun Kaysen'de satıldığını iddia
ederken "Bugün Tûrkiye'nin her ye-
rinde çimentomın tonu fabrika çıkışı
1 milyon 750 bin liradır" diye konuş-
tu.
Akçimento tesislerinde bir basın
toplantısı düzenleyen Çelenk, Bü-
yüknalbant'ın Akçimento'nun Kay-
seri'ye kuruluşundan bu yana, yalan,
haksi2 ve iftiralarla art düşünceli ol-
duğunu kanıtladığını bildirdi. Çe-
lenk, "Büyüknalbant'ın, çauşkan ve
zeld insanlan ik ülkemizde ismi sık
sık anılan Kavseri'nin Ticaret Odası
Başkanı olması,büyük bir talihsizlik-
tir"dedi.
Çelenk, Kayseri Ticaret Odası
Başkanı Yılmaz Büyüknalbant'ı suç-
lamalan nedeniyle mahkemeye ve-
receklerini de sözlerine ekledi.
Rus kapitaüstler Türkiye'ye...
• îşadamı ortaklık, turisti eğlence,
kumarbazı ise kazanç peşinde
HÜLYAGENÇ
Ruslar kapitalizmin tadını Türki-
ye'de çıkanyor. Moskovalı 150 işa-
damı geçen hafta iş bağlantılan
kurmak için tstanbul 'da bir dizi gö-
rüşme gerçekleştirdi. Rusya'nın
yeni zenginleri ise, Komünist Par-
ti disiplini altında geçen yıllann
yorgunluğunu, Antalya'nın 5 yıl-
dızlı otelleri ve kumarhanelerinde
atmaya çalışıyorlar.
Gelir düzeyi düşük Ruslar, ba-
vul ticareti yapmak için Istanbul ve
Karadenız kentlerini tercih ederken
Rusya'daki yeni düzenin kayrnağı-
nı yiyenler, tatil yapmak için gü-
ney sahillerine akın ediyorlar.
Akdenız sahillennde yaşanılan
Rus turist patlamasını olumlu de-
ğerlendiren turizmciler, BDT ülke-
leri dahil toplam 250 milyon nüfu-
sa sahip Rusya'nın, Türk turizmi
için en az 10 yıllık bir potansiyel
teşkil ettiğini belirtiyorlar.
Dövize endeksli konaklama üc-
retlerinin geçen yıla göre yüzde
50'nin üzerinde arftiğını bildiren
turizmciler, Haziran ayı sonundan
itibaren Antalya, Kemer ve Be-
lek'te boş oda bulmanın güçleşece-
ğini, tesislerin doluluk oranının
yüzde 85 olduğunu bildirdiler.
Türkiye Seyahat Acentalan Bir-
liği Genel Sekreteri Sûha Uyar, gü-
ney sahillerine Rus tunstlerin akı-
nını bir başlangıç olarak nitelendir-
di. Havalimanlannın ihtiyacı kar-
şılayamayacak kapasitede olduğu-
na dikkat çeken Uyar, Bağımsız
Tûrk-Rus 1? Konsevi, Moskov-a İş Komitesi kurulması için protokol yapü.
Devletler Topluluğu ve Rusya'nın
talebini karşılamak için Bursa Ha-
valimanı'na işlerlik kazandırmak
gerektiğini savundu.
Rus turistlerin güneye akın et-
mesi casino sektörünü de canlan-
dırdı. Talih Oyunlan Mahalleri Iş-
letenler Demeği (TOMl) Başkanı
Erhan Akbulut, lsrailliler'den son-
ra Rus turistlerin de gruplar halin-
de kumar turizmi için Türkiye'ye
geldığıni belirtti. Akbulut, serbest
piyasa ekonomisiyle yeni tanışan
Ruslar'ın dünyaya dafıa yeni yeni
açılmakta olduklannı ve soluğu
komşu ülke Türkiye'de almalannın
doğal karşılanması gerektiğini vur-
guladı. Türkiye ıle Rusya arasın-
daki ekonomik üişkilerin geliştiril-
mesıiçın 30 mayıs salı günü tstan-
bul'da bir araya gelen Türk-Rus Iş
Konsevi, Moskova tş Komitesi'nin
kurulması için protokol imzaladı.
Ekim ayında da St. Petersburg İş
Komitesi'nin kurulması öngörülü-
yor.
Türk-Rus tş Konseyi Eşbaşkanı
Yavuz Kıhç, Türk Fırmalannın ar-
tık ticaretten çok ortak yatınmlara
yönelmesi gerektiğini vurguladığı
konuşmasında, Moskova bölgesi-
nin altyapı açısından Rusya'nın en
gelişkin bölgesi olduğuna dikkat
çekti.
Rusya Ticaret Ataşesi V. Kop-
tevsky de konuşmasında iki ülke
arasındakı ticaret hacminin 2 mil-
yar dolara yaklaşmasıyla birlikte,
bavul ticaretinin 5 miryar dolar ol-
duğuna dikkat çekti.
Köpeğinizin kovaladığı komşu çocuğu
düşüp kolunu kırdı.
9 ' .
Istenen tazminatı
kim ödeyecek?
Elbette siz. Ama, Anadolu Aile
Sigortası yaptırırsanız, Anadolu
Sigorta öder.
Anadolu Aile Sigortası, "özel" bir
poliçeyle, ailenin tüm bireylerini sigorta
güvencesine alır. Bu küçük örnekte
olduğu gibi, aile bireylerinin başka-
larına kazayla zarar vermesi sonucu
doğacak tazminat taleplerini bile üstlenir.
Daha da onemlisi, ailenizden birinin
uğrayacağı herhangi bir kaza duru-
munda, bedensel zararları ve bu zarar-
lardan doğan masrafları karşdar.
Üstelik, ferdi kaza ve hukuki sorum-
luluk teminatlannı, hem de ailenin tüm
bireylerine tek bir poliçeyle sağladığı
için, ekonomiktir.
Anadolu Aile Sigortası'nı bir an
önce yaptırın, içiniz rahat etsin.
Bu özel poliçe bakkında
aklınıza gelebilecek tüm aynntıları
0 800 211 61 06 numaralı ücretsiz
telefonumuzdan öğrenebilir, çok elve-
rişli şartlarıyla ilgili bilgi edinebilirsiniz.
Anadolu Sigorta'nın tüm acenteleri
ve İş Bankası'nın tüm şubeleri, size bu
hizmeti vermeye hazır.
ANADOLU
SİGORTA
"Tsm güvence"
40 trilyona ulaşması bekleniyor
TCDD'den
rekorANKARA(AA)-Zarare-
den KlT'ler arasında ilk sı-
rada yer alan T.Ç. Devlet
Demir Yollan Genel Mü-
dûrlüğü'nün bu yılki zaran-
nm yaklaşık 40 trilyon lira-
ya ulaşması bekleniyor.
1982 ile 1985 yıllan ara-
sında kâr eden kuruluş,
1990 yılından itibaren zarar
dönemine girdi.
1990 yılından bu yana
büyük çapta yeni j
yatınm yapama-
yan ve bakım har-
camalannı da as-
gariye indiren
TGDD, 1991 yılını 2 trilyon
160 milyar, 1992 yılını ise
3 trilyon 830 milar lira za-
rarlı kapatmıştı.
Zarar trendinı sonraki
yıllarda da sürdüren
TÇDD'nin zaran 1993 yı-
lında 8 trilyon 849 milyar
lira, 1994 yılında ise son
yıllann rekorunu kırarak 25
trilyon lira düzeyine çıktı.
Yetkililerin verdiği bilgi-
ye göre 1995 yılında yakla-
şık 40 trilyon lira civannda
zarar etmesi beklenen
TCDD Genel Müdürlüğü
ve bağlı müesseselerde,
toplam 48 bin kişi istıhdam
ediliyor.
TÇDD'nin zarannın
"personel ücreoerinin faz-
lahğı,yuk veyolcu taşımacı-
hk fiyatlannın za-
manında ayarlan-
maması ve fiyatia-
nn yeterstdiğin-
den"ka>naklandı-
ğı ifade edildi.
TÇDD'nin geçen yıllar-
da kullandığı dış kredı bor-
cu geri ödemelerinin, işlet-
meyi fınansman darboğazı-
na sürüklediğıni ifade eden
ılgıliler. bu sıkıntılann önü-
müzdeki yıllara da taşınma-
sından endişe duyduklannı
vurguladılar.
Citroen yeni
modelleriyle
Türkiye'de
Ekonomi Servisi -
Citroen'in yeni Türkiye
distribütörü Baylas
Otomotiv resmi açıhşını
yaptı.
Türkiye'deki otomobil
pazannda şu anda talebin
bastınlmış olduğunu
söyleyen Baylas Yönetim
Kurulu Başkanı Hûseyin
Ba>raktar, 1995 yılının
Citroen için atılım yılı
olduğunu belirtti.
Daha önce distribütö-
rlüğünü
Ersanlı ve
dahasonrada
Ihlas Oto'nun
yaptığı
Citroen, şu ana kadar
Türkiye'de istediğini
bulabilmiş değil.
Bayraktar grubuyla lhlas
Oto'nun yan yanya ortak
olduğu Baylas Otomotiv
AŞ'nin satış hedefinin
Türkiye'deki ithal
otomobil pazannın yüzde
15'i olduğu belirtildi.
Yeniden satışa çıkanlmasma tepki
Üretici SEK'ten vazgeçmîyor
Ekonomi Servisi -Süt üreticileri,
Süt Endütrisi Kurumu'nun (SEK)
yeniden satışa çıkanlmasma tepki
gösterdi. SEK'in işle\inin sonaere-
bileceği düşüncesinin tedirginlik ya-
ratnğına dikkat çeken süt üreticile-
ri, SEK'in süt fiyatlannın oluşmasında bir
denge oluşturduğunu vurguladılar. SEK'in
özel sektöre geçmesi halinde süt fiyatlan-
nın serbest kalacağını belirten süt üreticile-
ri, SEK'in olmadığı bir ortamda süt üretmek
istemediklerini dile getirdiler.
Köy-Koop Kırlareli Birliği'nden yapılan
açıklamada SEK'in özelleştirihnesine kar-
şı olan binlerce ürericinin imzalannı içeren
dilekçelerin Başbakan Tansu Çîller'e sunul-
duğu hatırlatılarak en kısa zamanda SEK'in
vazgeçilmezliğini anlatmak için Başbakan
Yardımcısı Hikmet Çetin'le görüşü-
leceği belirtildi.
Trakya Köy AŞ ve Köy Koop
Kırldareli Birliğı Başkanı Erdoğan
Kantürer. Istanbul SEK fabrikası-
nın Kırklareli Köy Kooperatifleri ile
yirmi yıllık bir geçmişi olduğunu söyleye-
rek SEK'in özelleştirme adı altında sanayi-
cilere verilmesinin süt üreticisi köylülerin i-
dam fermanı anlamına geldiğini vurguladı.
Kantürer, "SEK'in bu şartlarda özeDeştirfl-
mesi mihonlarca süt üreticisi ve insanımızın
sağuğı için yararh sonuçlar doğurma>acak-
ur. Zaten, SEK Istanbul Süt Fabrikası işlev-
leri yüzde 70-80 oranında üretki biriikler
olarak özeUeştirilmiş durumdavdı. Uygun
koşullar sağlanırsa zaman içinde İstanbul
SEK'i atanaya hazınz'" dedi.
YORUM
ÖZTİN AKGÜÇ
Yılın İlk Üç Ayında
Ödemeler Dengesi
Açıklanan ödemeler dengesi rakamlanna göre 1995
yılının ilk üç ayında, bir öncekı yıla göre gelişmeler
şöyledir:
* Dışsatım, bir önceki yılın eş dönemine göre, yüz-
de 24.4 oranında artış göstermiştir.
Yılın ilk üç ayında dışsatım FOB değer olarak bir ön-
ceki yılın eş dönemine göre, yüzde 24.4 oranında ar-
tarak 4.761 milyon USD'ye yükselmiştir. USD'nin di-
ğer yabancı paralar karşısında yılın ilk üç ayında de-
ğer yitirmesi, dışsatım artışını bir ölçüde abartmıştır.
Ekonomik sektörlere göre ocak-mart döneminde ta-
nm ve hayvancılık ürünleri dışsatımı yüzde 17.2 ora-
nında azalırken, madencilik ürünleri dışsatımı yüzde
31.5, sanayi ürünleri dışsatımı da yüzde 34.2 oranın-
da artmıştır. Bu gelişmeler sonucu, sanayi ürünlerinin
dışsatım içindeki payı yüzde 86.0'a yaklaşmıştır. Dış-
satımın ülke gruplan arasında dağılımında da Avrupa
Birliği (AB) ülkeleri ile OECD üyesi olmayan Avrupa ül-
kelerinin payının arttığı görülmektedir. Gerçekten bu
dönemde AB ülkelerine yönelik dışsatım yüzde 36.0
oranında artarken AB dahil tüm Avrupa ülkelerine yö-
nelik dışsatım yüzde 34.5 oranında artmıştır. Yılın ilk
üç aylık döneminde AB ülkelerinin dışsatırnımız için-
deki payı yüzde 52.3'e, tüm Avrupa ülkelerinin payı da
yüzde 67.0'a yükselmiştir.
* Dışalım ise bir önceki yılın eş dönemine göre, yüz-
de 16.0 oranında artış göstermiştir.
Ocak-mart döneminde dışalım CIF değer olarak
yüzde 16.0 oranında artarak 6.856 milyon UŞD'ye u-
laşmıştır. Bu htzlı artışta kuşkusuz ekonominin bir ön-
ceki yıla göre hafifçe canlanmasının yanı sıra USD'nin
değer yitirmesi de etkili olmuştur. Dışalım artışı esas
itibanyla hammadde ve yan işlenmişlerden kaynaklan-
mıştır. Gerçekten hammadde dışalımı yüzde 32.9 ora-
ntnda artarken, artış oranı tüketim mallannda yüzde
9.7 oranında olmuş, yatınm mallan dışalımı ise yüzde
10.7 oranında azalmıştır. USD'nin değer yitirişi de dik-
kate alındığında, yatınm mallan dışalımında reel aza-
lış çok daha büyük boyutludur. Bu dönemde AB ülke-
lerinden yapılan dışalım, cari USD değeri ile dahi yüz-
de 6.6 düzeyinde kalırken, AB ülkelerinin dışalımımız
içindeki payı bir önceki yılın eş dönemine göre, yüz-
de 48.7'den yüzde 44.7'yş gerilemiştir. Tüm Avrupa
ülkelerinin dışalımımız içindeki payı da yüzde 62.6'dan
yüzde 60.0'a inmiştir.
* Dış ticaret açığımız, bir önceki yıla göre hemen he-
men değışmeyerek 2.096 milyon USD olmuştur.
Yılın ilk üç aylık döneminde dışsatımın dışalımdan
daha hızlı bir artış göstermesine karşın, dış ticaret açı-
ğı (dışsatım FOB, dışalım CIF değer olarak) bir önce-
ki yılın eş dönemine göre hemen hemen değişme gös-
termemiş; bir önceki yılın ocak-mart döneminde 2.061
milyon USD iken bu yılın aynı döneminde 2.096 mil-
yon USD olmuştur. Dış ticaret açığımız AB ülkelerine
karşı yüzde 45.2 oranında azalarak 568.3 milyon
USD'ye değin gerilemiştir. Tüm OECD ülkeleriyle olan
dış ticaret açığımız da yüzde 22.3 oranında azalarak
1.285.3 milyon USD'ye inmiştir. Buna karşı, dışalımı-
mızın bir ölçüde AB ülkeleri dışına kayması sonucu
OECD üyesi olmayan ülkelerle olan dış ticaret açığı-
mız, hemen hemen katlanarak 810.3 milyon USD'ye
yükselmiştir.
* Görünmeyen gelirier yüzde 51.7 oranında artış
göstermiştir.
Turizrn gelirleri, alınan dış faizler ve diğer hizmet sa-
tışından kaynaklanan görünmeyen gelirier, bir önceki
yılın eş dönemine göre yüzde 51.7 oranında artarak
2.908 milyon USD'ye yüksetmiştir. Görünmeyen ge-
lirier içinde, özellikle turizm ve faiz gelirleri dışındaki
gelirlerde, yüzde 66.0 oranında bir artış görülmekte-
dir. Görünmeyenler dengesindeki fazla, esas itibany-
la diğer gelirierden kaynaklanmaktadır.
* Görünmeyen giderlerde artış yüzde 12.1 düzeyin-
de kalmıştır.
Dış turizm giderleri, dış borç faiz ödemeleri ve yurt-
dışında yerieşik kişilerden hizmet alımlanndan oluşan
diğer görünmeyen giderler, yılın üç ayında yüzde 12.1
düzeyinde artarak 2.040 milyon USD olmuştur.
* Cari işlemler açığı, 440 milyon USD fazlaya dönüş-
müştür.
1994 yılının ocak-mart döneminde cari işlemler
1.133 milyon USD açık vermiş iken, bu açık 1995 yı-
lında fazlaya dönüşmüştür. Dış ticaret açığı değişmez-
ken, cari işlemler dengesinde büyük boyutlu değişme,
görünmeyen dengesinde fazla ıle karşılıksız transfer-
lerden kaynakJanmıştır. Görünmeyenler (hizmet hare-
ketleri) dengesinde fazla 97 milyon USD'den 868 mil-
yon USD'ye yükselirken, karşılıksız transferier 569 mil-
yon USD'den 1.371 milyon USD'ye çıkmıştır. Bu dö-
nemde işçi dövizleri yüzde 67.5 oranında artarak 747
milyon USD'ye ulaşırken, resmi transferier de 89 mil-
yon USD'den 591 milyon USD'ye yükselmiştir.
* Sermaye hareketlerinde fazla 835 milyon USD'den
1.772 milyon USD'ye yükselmiştir.
Uzun süreli portföy yatınmlan ve uzun sürelı borç-
lar azalırken, Türkiye yeniden kısa süreli borçlanma-
ya başlamıştır. 1994 yılının ilk üç ayında Türkiye'ye
resmen 2.545 milyon USD kısa süreli yabancı serma-
ye, başka bir deyişle sıcak para girmiştir. Net hata ve
noksan rakamının artı 1.445 milyon USD oluşu, ger-
çekte sıcak para girişinin daha büyük boyutta oldu-
ğunu göstermektedir.
Cari işlemler dengesinin fazla vermesi, bu dönem-
de Tûrkiye'nin resmi rezervlerinin 3.657 milyon USD
artması, olumlu görüntülerdir. Ancak cari işlemlerde-
ki fazlanın, görünmeyen diğer gelirlerte, gelecekte de-
vam etmeyecek resmi transferierden kaynaklanması;
sermaye hareketlerindeki fazla ile resmi rezerv artışı-
nın sıcak paradan doğması, ihtiyatlı izlenmesi gereken
gelişmelerdir.
Gelişmelerin olumlu veya olumsuz olarak değerien-
dirilmesinde, nedenler gözardı edilmemelidir.
Konuk
Yazar Balıkçılığımızda kırk yıllık anılar/2
HAYDARAYTEKtN
Eski Planlama Müsteşarhğı Genel
Sekreteri
Türkiye'de bazı durumlarda devlet,
kooperan'fçiliği teşvik eder. 1950'le-
rin ikinci yansında döviz kıtlığı yü-
zünden bazı mallann, bu arada ağ ıp-
liği ve konserve kutusu için teneke it-
hali belli kuruluşlara verilmiş ve bun-
larm dagıtımında kooperatiflere önce-
liktanınmıştı. Ağ ipliği ve teneke itha-
li ve dağıtımı işi, Et ve Balık Kuru-
mu'na verilmişti. Kurum içinde de bu
işle Balıkçılık Müdürlüğü görevlendi-
rilmişti. Bizim 'deniz ağalan' hemen
kooperatif başkanı oldular.
Tenekeleri konserve fabrikası sahip-
lerine dağıtıyorduk. Birgün Sinop'tan
bir konserve fabrikası sahibi geldi.
Fabrikasında balık ve sebze işliyorlar-
mış. Birkaç av teknesi de varmış; ama
pek balık çıkmıyormuş, ağlar deniz
salyangozuyla doluyormuş. Bunu du-
yunca sevındım. Kendisine salyangoz-
lan Fransa'ya ihraç edebıleceğıni, ora-
da salyangozun çok makbul bir yiye-
cek maddesi olduğunu anlattım. Bu iş
için oğlunu Fransa'ya gönderdi ve
Türkiye'de ilk salyangoz ihracatçısı ol-
du. Daha sonrabunu canlı kurbağa ıh-
racatı izleyecekti.
Et ve Balık Kurumu'nun elinde
Marshall yardımından sağlanmış onbir
balıkçı teknesi vardı. Bunlann çalıştı-
nlıp üretime katkı sağlanması amacıy-
la birisi üzerinde avlanma denemeleri
yapıîdı. Teknelerin açık denız balıkçı-
îığı için yapılmış olduğu, bu nedenle
de bizim balıkçılığa uygun olmadığı
sonucuna vanldı. Ama atıl duran bu
teknelere çare bulmak ve aynca balık-
çılık konusunda geniş kapsamlı işbir-
liği yapmak amacıyla 1960 yılı başla-
nnda Norveç'e gittik. Görüşmelerden
sonra anlaşmaya vanldı. Teknelerimiz
Norveç tekneleriyle birlikte Atlas Ok-
yanusu'nda, Akdeniz'de ve Karade-
niz'de avlanacaklar, teknelerin donatı-
mı ve personelın eğitimi Norveç tara-
fından sağlanacak, balık işleme tesis-
leri kurulacak, pazariamaortaklasa ya-
pılacaktı. lyi bir iş başarmış olmanın
mutluluğu içinde nısan ayı sonunda
Ankara'ya döndük. Ortalık kanşıktı.
Ünıversıtehler sokaklara dökülmüş,
Harbiyeliler Kızılay'da gösteri yapı-
yorlardı. Arkasmdan 27 Mayıs ihtilali
oldu. Bizim anlaşma suya düşmüştü.
Ankara'da kamu kesimınde bir durak-
sama dönemi başlamıştı. Ağ ipliği ve
teneke dagıtımında görevi kötüye kul-
landığımız ıhban üzerine bu soruştur-
ma kurullanndan birine çağnldık. So-
nuçta ihbannyersiz olduğu ortaya çık-
tı.
O yılın ekım ayı başında bir gün
Devlet Başkanı Cemal Gfind'ın Baş-
yaveri Albay Agası Şen -kendisi Trab-
zon ortaokulundan sınıf arkadaşımdı-
telefon ederek Paşa'nın benimle gö-
rüşmek istediğini söyledi. Kararlaştı-
nlan gün ve saatte gittim. Paşa hemen
sonuç alınabilecek konulara, halka u-
cuz, taze balık yedirme ve ihracata
önem vermemi söyledi. Aslındabu iş-
leri olanaklanmız ölçüsünde yapıyor-
duk. Daha iyi sonuç alınması için bi-
zim Balıkçılık Müdürlüğü'nün tstan-
bul'da çalışması gerektiğini ve neden-
lenni anlattım. Aynca bu çahşmalar
sırasmda Ticaret Bakanlığı ya da ku-
rum genel müdürlüğünün hiçbir şekil-
de kanşmamasınm sağlanmasını ıste-
dım. Üç ay içinde kendısınin arzu et-
tiği sonuçlann alınmaya başlanabile-
ceğıni sözlerime ekledim. Paşa, benim
yanımda zamanın Ticaret Bakanı'na
(Mehmet Baydur) telefon ederek bu
yolda talimat verdi. Akşam üzeri ku-
ruma döndüğümde kapıda iki askeri
kamyon ile başlannda bir subayın be-
ni bekledığinı gördüm. Bizim müdür-
lüğü dosyalan ve personeli ıle bırlıkte
Istanbul'a taşımak için emir almışlar-
dı. O akşam istanbul'a hareket ettim.
Çalışmalan hızlandırmıştık. Mezat-
tan balık alıp Ankara ve Istanbul'daki
kurum mağazalannda satıyor, artan
balıklan da dondurup ihraç etmek üze-
re kurumun soğuk hava deposunda s-
tok ediyorduk.
Bu çahşmalar içindeyken bakanhk-
tan bir telgraf geldi. Telgrafta donmuş
balık yanında taze balık da ihraç edin
deniyordu. Bakanlığa Ankara'da van-
lan anlaşmayı hatırlattık. Aradan bir
hafta geçti. Bir gün bakanhktan iki mü-
fettış çıkageldı. Cemal Gürsel'in em-
riyle Ziraat Bankası 'ndan bize sağlan-
mış olan kredinin (6.5 milyon TL) ne-
relereve nasıl harcandığı konusunu in-
celeyeceklermış. Bu, bardağı taşıran
damla olmuştu. Hemen oturup Cemal
Gürsel'e yazdığım telgrafin birer kop-
yasını Ticaret Bakanı'na ve kurum ge-
nel müdürüne (Süreyya Bingöl) gön-
derdım. Telgrafta, vanlan anlaşmaya
bakanlıkça uyulmadığı için görevi bı-
raktığım yazılıydı.