02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ işadamlarmm btanbulçikartnası • Ekonomi Servisi - Türkiye Genç tşadamlan Dernekleri Yüksek Kurulu ikinci geniş kapsamlı kurultayını 9-11 haziran tarihleri arasında Istanbul Hilton Exhibition Center'da gerçekleştirecek. 34 genç işadamı deraeğinin yanı sıra, işadamlan, eğitimciler, bürokratlar ve devlet adamlannın oluşturduğu 500 kişilik bir topluluk tarafından izlenecek olan kurultayda, "Dışandan Bakış "teması çerçevesinde Tûrkiye'nin dış politikasının yanı sıra küreselleşen ve yöresel olarak birleşen ekonomiler ile bunun ülkemize etkileri lartışılacak. Bıonomide îyHeşme yok •Ekonomi Servisi- Ülke ekonomisinde iyıleşme olmadığını söyleyen Istanbul Ticaret Odası Başkanı Atalay Şahinoğlu, Başbakan Çiller'in sözlenmn aksine saadet zincirinin kınlmadığını belirtti. ÎTO'nun aylık olağan meclıs toplantısında konuşan Şahinoğlu şimdiye kadar özelleştirmeye yönelik hiçbir şey yapılamadığmı, sıcak para akışının engellenemediğini, dövizin durdurulamadığını.aylık enflasyon rakamlannın hâlâ yüksek çıktığını kaydettı. Seçimlerin zamamnda yapılması gerektiğini savunan Şahinoğlu, ûlkenin seçim ekonomisiyle yönetıldığinı hatırlatarak, "Seçim ekonomisınin ülke ekonomisini hırpalamaması gerekir" dedi. îşadamı Sakıp Sabancı kendini 'tröstçülükle' suçlayan hemşehrilerine kızdı: Çimentoyu başka yerden alsınlar Kayseri TicaretOdası Baş- kanmın suçlamalannı va- nıtlayan Sabancı, Türki- ye'deki 40 çimento kuru- luşundan birinin kendisi- nin okhığunu vurguladL Ekonomi Servisi - Kayseri Ticaret Odası'nın 'tröst'suçlamasını cevap- layan işadamı Sakıp Sabancı, kimse- ye zorla çimento satmadıklannı vur- guladı. "tsteyen istediği yerden çi- mento alabifir" diyen Sabancı, Tür- kiye'de 20'si devlete ait olmak üzere toplam 40 çimento fabrikası bulun- dugunu hatırlattı. Öncekı gün yaptığı açıklamada. Sabancı ve Bayraktar'ı tröstçülükle suçlayan Kayseri Ticaret Odası Baş- kanı Vılmaz Büyüknalbant, "En bü- yük mafya bunbu-" deınıştı. Tröstle- rin belinin kınlmasını ısteyen Büyük- nalbant, Sabancı ve Bayraktar gibi ünlü işadamlannın "Kayserilivim'' diye övünmesini eleştirerek, "Kay- seriye yarjnm yapmayanlar, yapsalar da çevre>i kirietenler bunlar"diye açıklama yapmıştı. Açıklamasında, Sabancı'nın Kayseri'deki fabrikasın- da üretilen çimentonun torbasını 120-150 bin liradan sattığını anıtnsa- tan Büyüknalbant. "Kayseri'de bu fabrika ohnasaydı, 60-70 bin liraya pornantçimento atabttirdik" diye ko- nuşmuştu. 9'uncu Dünya Prodüktivite Kong- resi'ninkaparuşındagazetecilerinso- rusu üzerine Büyüknalbant'ın suçla- malannı cevaplayan Sabancı, yalnız- ca bir çimento fabrikası bulunduğu- nu anımsatarak, isteyenlerin çimen- to ihtiyacını Ankara başta olmak üze- re pek çok komşu ilden karşılayabi- leceğini söyledi. "Sabancı'nın çimento fabrikası çevTeyikirietiyor" eleştirilerini de ya- nıtlayan Sabancı, Çevre Bakanlı- ğı'nın tesiste gerekli incelemelerde bulunduğuna dikkat çektı. Sabancı, iddıalann aksine 'çevre ödülüne la- yık' göriildüğünü söyledi. "Demokrasigüzel şe> " diyen Sakıp Sabancı, herkesin konuşma özgürlü- ğü bulunduğunu vurgulayarak, Kay- seri Ticaret Odası Başkanı Büyük- nalbant'ın söylediklerinin ehemmi- yeti olmadığını ifade etti. Kayseri'de çimento ucuz Akçimento Tic. AŞ Yönetim Ku- rulu Başkan Yardımcısı Ayduk Çe- lenk de, Kayseri Ticaret Odası Baş- kanı Yılmaz Büyüknalbant'ı aynı dil- le suçlarken "Mafyadan söz edenin, kendisi mafyadır" dedı. Cumhuriyet Kayseri muhabiri RecepBuhıt'un ha- berine göre Çelenk, en ucuz çimen- tonun Kaysen'de satıldığını iddia ederken "Bugün Tûrkiye'nin her ye- rinde çimentomın tonu fabrika çıkışı 1 milyon 750 bin liradır" diye konuş- tu. Akçimento tesislerinde bir basın toplantısı düzenleyen Çelenk, Bü- yüknalbant'ın Akçimento'nun Kay- seri'ye kuruluşundan bu yana, yalan, haksi2 ve iftiralarla art düşünceli ol- duğunu kanıtladığını bildirdi. Çe- lenk, "Büyüknalbant'ın, çauşkan ve zeld insanlan ik ülkemizde ismi sık sık anılan Kavseri'nin Ticaret Odası Başkanı olması,büyük bir talihsizlik- tir"dedi. Çelenk, Kayseri Ticaret Odası Başkanı Yılmaz Büyüknalbant'ı suç- lamalan nedeniyle mahkemeye ve- receklerini de sözlerine ekledi. Rus kapitaüstler Türkiye'ye... • îşadamı ortaklık, turisti eğlence, kumarbazı ise kazanç peşinde HÜLYAGENÇ Ruslar kapitalizmin tadını Türki- ye'de çıkanyor. Moskovalı 150 işa- damı geçen hafta iş bağlantılan kurmak için tstanbul 'da bir dizi gö- rüşme gerçekleştirdi. Rusya'nın yeni zenginleri ise, Komünist Par- ti disiplini altında geçen yıllann yorgunluğunu, Antalya'nın 5 yıl- dızlı otelleri ve kumarhanelerinde atmaya çalışıyorlar. Gelir düzeyi düşük Ruslar, ba- vul ticareti yapmak için Istanbul ve Karadenız kentlerini tercih ederken Rusya'daki yeni düzenin kayrnağı- nı yiyenler, tatil yapmak için gü- ney sahillerine akın ediyorlar. Akdenız sahillennde yaşanılan Rus turist patlamasını olumlu de- ğerlendiren turizmciler, BDT ülke- leri dahil toplam 250 milyon nüfu- sa sahip Rusya'nın, Türk turizmi için en az 10 yıllık bir potansiyel teşkil ettiğini belirtiyorlar. Dövize endeksli konaklama üc- retlerinin geçen yıla göre yüzde 50'nin üzerinde arftiğını bildiren turizmciler, Haziran ayı sonundan itibaren Antalya, Kemer ve Be- lek'te boş oda bulmanın güçleşece- ğini, tesislerin doluluk oranının yüzde 85 olduğunu bildirdiler. Türkiye Seyahat Acentalan Bir- liği Genel Sekreteri Sûha Uyar, gü- ney sahillerine Rus tunstlerin akı- nını bir başlangıç olarak nitelendir- di. Havalimanlannın ihtiyacı kar- şılayamayacak kapasitede olduğu- na dikkat çeken Uyar, Bağımsız Tûrk-Rus 1? Konsevi, Moskov-a İş Komitesi kurulması için protokol yapü. Devletler Topluluğu ve Rusya'nın talebini karşılamak için Bursa Ha- valimanı'na işlerlik kazandırmak gerektiğini savundu. Rus turistlerin güneye akın et- mesi casino sektörünü de canlan- dırdı. Talih Oyunlan Mahalleri Iş- letenler Demeği (TOMl) Başkanı Erhan Akbulut, lsrailliler'den son- ra Rus turistlerin de gruplar halin- de kumar turizmi için Türkiye'ye geldığıni belirtti. Akbulut, serbest piyasa ekonomisiyle yeni tanışan Ruslar'ın dünyaya dafıa yeni yeni açılmakta olduklannı ve soluğu komşu ülke Türkiye'de almalannın doğal karşılanması gerektiğini vur- guladı. Türkiye ıle Rusya arasın- daki ekonomik üişkilerin geliştiril- mesıiçın 30 mayıs salı günü tstan- bul'da bir araya gelen Türk-Rus Iş Konsevi, Moskova tş Komitesi'nin kurulması için protokol imzaladı. Ekim ayında da St. Petersburg İş Komitesi'nin kurulması öngörülü- yor. Türk-Rus tş Konseyi Eşbaşkanı Yavuz Kıhç, Türk Fırmalannın ar- tık ticaretten çok ortak yatınmlara yönelmesi gerektiğini vurguladığı konuşmasında, Moskova bölgesi- nin altyapı açısından Rusya'nın en gelişkin bölgesi olduğuna dikkat çekti. Rusya Ticaret Ataşesi V. Kop- tevsky de konuşmasında iki ülke arasındakı ticaret hacminin 2 mil- yar dolara yaklaşmasıyla birlikte, bavul ticaretinin 5 miryar dolar ol- duğuna dikkat çekti. Köpeğinizin kovaladığı komşu çocuğu düşüp kolunu kırdı. 9 ' . Istenen tazminatı kim ödeyecek? Elbette siz. Ama, Anadolu Aile Sigortası yaptırırsanız, Anadolu Sigorta öder. Anadolu Aile Sigortası, "özel" bir poliçeyle, ailenin tüm bireylerini sigorta güvencesine alır. Bu küçük örnekte olduğu gibi, aile bireylerinin başka- larına kazayla zarar vermesi sonucu doğacak tazminat taleplerini bile üstlenir. Daha da onemlisi, ailenizden birinin uğrayacağı herhangi bir kaza duru- munda, bedensel zararları ve bu zarar- lardan doğan masrafları karşdar. Üstelik, ferdi kaza ve hukuki sorum- luluk teminatlannı, hem de ailenin tüm bireylerine tek bir poliçeyle sağladığı için, ekonomiktir. Anadolu Aile Sigortası'nı bir an önce yaptırın, içiniz rahat etsin. Bu özel poliçe bakkında aklınıza gelebilecek tüm aynntıları 0 800 211 61 06 numaralı ücretsiz telefonumuzdan öğrenebilir, çok elve- rişli şartlarıyla ilgili bilgi edinebilirsiniz. Anadolu Sigorta'nın tüm acenteleri ve İş Bankası'nın tüm şubeleri, size bu hizmeti vermeye hazır. ANADOLU SİGORTA "Tsm güvence" 40 trilyona ulaşması bekleniyor TCDD'den rekorANKARA(AA)-Zarare- den KlT'ler arasında ilk sı- rada yer alan T.Ç. Devlet Demir Yollan Genel Mü- dûrlüğü'nün bu yılki zaran- nm yaklaşık 40 trilyon lira- ya ulaşması bekleniyor. 1982 ile 1985 yıllan ara- sında kâr eden kuruluş, 1990 yılından itibaren zarar dönemine girdi. 1990 yılından bu yana büyük çapta yeni j yatınm yapama- yan ve bakım har- camalannı da as- gariye indiren TGDD, 1991 yılını 2 trilyon 160 milyar, 1992 yılını ise 3 trilyon 830 milar lira za- rarlı kapatmıştı. Zarar trendinı sonraki yıllarda da sürdüren TÇDD'nin zaran 1993 yı- lında 8 trilyon 849 milyar lira, 1994 yılında ise son yıllann rekorunu kırarak 25 trilyon lira düzeyine çıktı. Yetkililerin verdiği bilgi- ye göre 1995 yılında yakla- şık 40 trilyon lira civannda zarar etmesi beklenen TCDD Genel Müdürlüğü ve bağlı müesseselerde, toplam 48 bin kişi istıhdam ediliyor. TÇDD'nin zarannın "personel ücreoerinin faz- lahğı,yuk veyolcu taşımacı- hk fiyatlannın za- manında ayarlan- maması ve fiyatia- nn yeterstdiğin- den"ka>naklandı- ğı ifade edildi. TÇDD'nin geçen yıllar- da kullandığı dış kredı bor- cu geri ödemelerinin, işlet- meyi fınansman darboğazı- na sürüklediğıni ifade eden ılgıliler. bu sıkıntılann önü- müzdeki yıllara da taşınma- sından endişe duyduklannı vurguladılar. Citroen yeni modelleriyle Türkiye'de Ekonomi Servisi - Citroen'in yeni Türkiye distribütörü Baylas Otomotiv resmi açıhşını yaptı. Türkiye'deki otomobil pazannda şu anda talebin bastınlmış olduğunu söyleyen Baylas Yönetim Kurulu Başkanı Hûseyin Ba>raktar, 1995 yılının Citroen için atılım yılı olduğunu belirtti. Daha önce distribütö- rlüğünü Ersanlı ve dahasonrada Ihlas Oto'nun yaptığı Citroen, şu ana kadar Türkiye'de istediğini bulabilmiş değil. Bayraktar grubuyla lhlas Oto'nun yan yanya ortak olduğu Baylas Otomotiv AŞ'nin satış hedefinin Türkiye'deki ithal otomobil pazannın yüzde 15'i olduğu belirtildi. Yeniden satışa çıkanlmasma tepki Üretici SEK'ten vazgeçmîyor Ekonomi Servisi -Süt üreticileri, Süt Endütrisi Kurumu'nun (SEK) yeniden satışa çıkanlmasma tepki gösterdi. SEK'in işle\inin sonaere- bileceği düşüncesinin tedirginlik ya- ratnğına dikkat çeken süt üreticile- ri, SEK'in süt fiyatlannın oluşmasında bir denge oluşturduğunu vurguladılar. SEK'in özel sektöre geçmesi halinde süt fiyatlan- nın serbest kalacağını belirten süt üreticile- ri, SEK'in olmadığı bir ortamda süt üretmek istemediklerini dile getirdiler. Köy-Koop Kırlareli Birliği'nden yapılan açıklamada SEK'in özelleştirihnesine kar- şı olan binlerce ürericinin imzalannı içeren dilekçelerin Başbakan Tansu Çîller'e sunul- duğu hatırlatılarak en kısa zamanda SEK'in vazgeçilmezliğini anlatmak için Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin'le görüşü- leceği belirtildi. Trakya Köy AŞ ve Köy Koop Kırldareli Birliğı Başkanı Erdoğan Kantürer. Istanbul SEK fabrikası- nın Kırklareli Köy Kooperatifleri ile yirmi yıllık bir geçmişi olduğunu söyleye- rek SEK'in özelleştirme adı altında sanayi- cilere verilmesinin süt üreticisi köylülerin i- dam fermanı anlamına geldiğini vurguladı. Kantürer, "SEK'in bu şartlarda özeDeştirfl- mesi mihonlarca süt üreticisi ve insanımızın sağuğı için yararh sonuçlar doğurma>acak- ur. Zaten, SEK Istanbul Süt Fabrikası işlev- leri yüzde 70-80 oranında üretki biriikler olarak özeUeştirilmiş durumdavdı. Uygun koşullar sağlanırsa zaman içinde İstanbul SEK'i atanaya hazınz'" dedi. YORUM ÖZTİN AKGÜÇ Yılın İlk Üç Ayında Ödemeler Dengesi Açıklanan ödemeler dengesi rakamlanna göre 1995 yılının ilk üç ayında, bir öncekı yıla göre gelişmeler şöyledir: * Dışsatım, bir önceki yılın eş dönemine göre, yüz- de 24.4 oranında artış göstermiştir. Yılın ilk üç ayında dışsatım FOB değer olarak bir ön- ceki yılın eş dönemine göre, yüzde 24.4 oranında ar- tarak 4.761 milyon USD'ye yükselmiştir. USD'nin di- ğer yabancı paralar karşısında yılın ilk üç ayında de- ğer yitirmesi, dışsatım artışını bir ölçüde abartmıştır. Ekonomik sektörlere göre ocak-mart döneminde ta- nm ve hayvancılık ürünleri dışsatımı yüzde 17.2 ora- nında azalırken, madencilik ürünleri dışsatımı yüzde 31.5, sanayi ürünleri dışsatımı da yüzde 34.2 oranın- da artmıştır. Bu gelişmeler sonucu, sanayi ürünlerinin dışsatım içindeki payı yüzde 86.0'a yaklaşmıştır. Dış- satımın ülke gruplan arasında dağılımında da Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile OECD üyesi olmayan Avrupa ül- kelerinin payının arttığı görülmektedir. Gerçekten bu dönemde AB ülkelerine yönelik dışsatım yüzde 36.0 oranında artarken AB dahil tüm Avrupa ülkelerine yö- nelik dışsatım yüzde 34.5 oranında artmıştır. Yılın ilk üç aylık döneminde AB ülkelerinin dışsatırnımız için- deki payı yüzde 52.3'e, tüm Avrupa ülkelerinin payı da yüzde 67.0'a yükselmiştir. * Dışalım ise bir önceki yılın eş dönemine göre, yüz- de 16.0 oranında artış göstermiştir. Ocak-mart döneminde dışalım CIF değer olarak yüzde 16.0 oranında artarak 6.856 milyon UŞD'ye u- laşmıştır. Bu htzlı artışta kuşkusuz ekonominin bir ön- ceki yıla göre hafifçe canlanmasının yanı sıra USD'nin değer yitirmesi de etkili olmuştur. Dışalım artışı esas itibanyla hammadde ve yan işlenmişlerden kaynaklan- mıştır. Gerçekten hammadde dışalımı yüzde 32.9 ora- ntnda artarken, artış oranı tüketim mallannda yüzde 9.7 oranında olmuş, yatınm mallan dışalımı ise yüzde 10.7 oranında azalmıştır. USD'nin değer yitirişi de dik- kate alındığında, yatınm mallan dışalımında reel aza- lış çok daha büyük boyutludur. Bu dönemde AB ülke- lerinden yapılan dışalım, cari USD değeri ile dahi yüz- de 6.6 düzeyinde kalırken, AB ülkelerinin dışalımımız içindeki payı bir önceki yılın eş dönemine göre, yüz- de 48.7'den yüzde 44.7'yş gerilemiştir. Tüm Avrupa ülkelerinin dışalımımız içindeki payı da yüzde 62.6'dan yüzde 60.0'a inmiştir. * Dış ticaret açığımız, bir önceki yıla göre hemen he- men değışmeyerek 2.096 milyon USD olmuştur. Yılın ilk üç aylık döneminde dışsatımın dışalımdan daha hızlı bir artış göstermesine karşın, dış ticaret açı- ğı (dışsatım FOB, dışalım CIF değer olarak) bir önce- ki yılın eş dönemine göre hemen hemen değişme gös- termemiş; bir önceki yılın ocak-mart döneminde 2.061 milyon USD iken bu yılın aynı döneminde 2.096 mil- yon USD olmuştur. Dış ticaret açığımız AB ülkelerine karşı yüzde 45.2 oranında azalarak 568.3 milyon USD'ye değin gerilemiştir. Tüm OECD ülkeleriyle olan dış ticaret açığımız da yüzde 22.3 oranında azalarak 1.285.3 milyon USD'ye inmiştir. Buna karşı, dışalımı- mızın bir ölçüde AB ülkeleri dışına kayması sonucu OECD üyesi olmayan ülkelerle olan dış ticaret açığı- mız, hemen hemen katlanarak 810.3 milyon USD'ye yükselmiştir. * Görünmeyen gelirier yüzde 51.7 oranında artış göstermiştir. Turizrn gelirleri, alınan dış faizler ve diğer hizmet sa- tışından kaynaklanan görünmeyen gelirier, bir önceki yılın eş dönemine göre yüzde 51.7 oranında artarak 2.908 milyon USD'ye yüksetmiştir. Görünmeyen ge- lirier içinde, özellikle turizm ve faiz gelirleri dışındaki gelirlerde, yüzde 66.0 oranında bir artış görülmekte- dir. Görünmeyenler dengesindeki fazla, esas itibany- la diğer gelirierden kaynaklanmaktadır. * Görünmeyen giderlerde artış yüzde 12.1 düzeyin- de kalmıştır. Dış turizm giderleri, dış borç faiz ödemeleri ve yurt- dışında yerieşik kişilerden hizmet alımlanndan oluşan diğer görünmeyen giderler, yılın üç ayında yüzde 12.1 düzeyinde artarak 2.040 milyon USD olmuştur. * Cari işlemler açığı, 440 milyon USD fazlaya dönüş- müştür. 1994 yılının ocak-mart döneminde cari işlemler 1.133 milyon USD açık vermiş iken, bu açık 1995 yı- lında fazlaya dönüşmüştür. Dış ticaret açığı değişmez- ken, cari işlemler dengesinde büyük boyutlu değişme, görünmeyen dengesinde fazla ıle karşılıksız transfer- lerden kaynakJanmıştır. Görünmeyenler (hizmet hare- ketleri) dengesinde fazla 97 milyon USD'den 868 mil- yon USD'ye yükselirken, karşılıksız transferier 569 mil- yon USD'den 1.371 milyon USD'ye çıkmıştır. Bu dö- nemde işçi dövizleri yüzde 67.5 oranında artarak 747 milyon USD'ye ulaşırken, resmi transferier de 89 mil- yon USD'den 591 milyon USD'ye yükselmiştir. * Sermaye hareketlerinde fazla 835 milyon USD'den 1.772 milyon USD'ye yükselmiştir. Uzun süreli portföy yatınmlan ve uzun sürelı borç- lar azalırken, Türkiye yeniden kısa süreli borçlanma- ya başlamıştır. 1994 yılının ilk üç ayında Türkiye'ye resmen 2.545 milyon USD kısa süreli yabancı serma- ye, başka bir deyişle sıcak para girmiştir. Net hata ve noksan rakamının artı 1.445 milyon USD oluşu, ger- çekte sıcak para girişinin daha büyük boyutta oldu- ğunu göstermektedir. Cari işlemler dengesinin fazla vermesi, bu dönem- de Tûrkiye'nin resmi rezervlerinin 3.657 milyon USD artması, olumlu görüntülerdir. Ancak cari işlemlerde- ki fazlanın, görünmeyen diğer gelirlerte, gelecekte de- vam etmeyecek resmi transferierden kaynaklanması; sermaye hareketlerindeki fazla ile resmi rezerv artışı- nın sıcak paradan doğması, ihtiyatlı izlenmesi gereken gelişmelerdir. Gelişmelerin olumlu veya olumsuz olarak değerien- dirilmesinde, nedenler gözardı edilmemelidir. Konuk Yazar Balıkçılığımızda kırk yıllık anılar/2 HAYDARAYTEKtN Eski Planlama Müsteşarhğı Genel Sekreteri Türkiye'de bazı durumlarda devlet, kooperan'fçiliği teşvik eder. 1950'le- rin ikinci yansında döviz kıtlığı yü- zünden bazı mallann, bu arada ağ ıp- liği ve konserve kutusu için teneke it- hali belli kuruluşlara verilmiş ve bun- larm dagıtımında kooperatiflere önce- liktanınmıştı. Ağ ipliği ve teneke itha- li ve dağıtımı işi, Et ve Balık Kuru- mu'na verilmişti. Kurum içinde de bu işle Balıkçılık Müdürlüğü görevlendi- rilmişti. Bizim 'deniz ağalan' hemen kooperatif başkanı oldular. Tenekeleri konserve fabrikası sahip- lerine dağıtıyorduk. Birgün Sinop'tan bir konserve fabrikası sahibi geldi. Fabrikasında balık ve sebze işliyorlar- mış. Birkaç av teknesi de varmış; ama pek balık çıkmıyormuş, ağlar deniz salyangozuyla doluyormuş. Bunu du- yunca sevındım. Kendisine salyangoz- lan Fransa'ya ihraç edebıleceğıni, ora- da salyangozun çok makbul bir yiye- cek maddesi olduğunu anlattım. Bu iş için oğlunu Fransa'ya gönderdi ve Türkiye'de ilk salyangoz ihracatçısı ol- du. Daha sonrabunu canlı kurbağa ıh- racatı izleyecekti. Et ve Balık Kurumu'nun elinde Marshall yardımından sağlanmış onbir balıkçı teknesi vardı. Bunlann çalıştı- nlıp üretime katkı sağlanması amacıy- la birisi üzerinde avlanma denemeleri yapıîdı. Teknelerin açık denız balıkçı- îığı için yapılmış olduğu, bu nedenle de bizim balıkçılığa uygun olmadığı sonucuna vanldı. Ama atıl duran bu teknelere çare bulmak ve aynca balık- çılık konusunda geniş kapsamlı işbir- liği yapmak amacıyla 1960 yılı başla- nnda Norveç'e gittik. Görüşmelerden sonra anlaşmaya vanldı. Teknelerimiz Norveç tekneleriyle birlikte Atlas Ok- yanusu'nda, Akdeniz'de ve Karade- niz'de avlanacaklar, teknelerin donatı- mı ve personelın eğitimi Norveç tara- fından sağlanacak, balık işleme tesis- leri kurulacak, pazariamaortaklasa ya- pılacaktı. lyi bir iş başarmış olmanın mutluluğu içinde nısan ayı sonunda Ankara'ya döndük. Ortalık kanşıktı. Ünıversıtehler sokaklara dökülmüş, Harbiyeliler Kızılay'da gösteri yapı- yorlardı. Arkasmdan 27 Mayıs ihtilali oldu. Bizim anlaşma suya düşmüştü. Ankara'da kamu kesimınde bir durak- sama dönemi başlamıştı. Ağ ipliği ve teneke dagıtımında görevi kötüye kul- landığımız ıhban üzerine bu soruştur- ma kurullanndan birine çağnldık. So- nuçta ihbannyersiz olduğu ortaya çık- tı. O yılın ekım ayı başında bir gün Devlet Başkanı Cemal Gfind'ın Baş- yaveri Albay Agası Şen -kendisi Trab- zon ortaokulundan sınıf arkadaşımdı- telefon ederek Paşa'nın benimle gö- rüşmek istediğini söyledi. Kararlaştı- nlan gün ve saatte gittim. Paşa hemen sonuç alınabilecek konulara, halka u- cuz, taze balık yedirme ve ihracata önem vermemi söyledi. Aslındabu iş- leri olanaklanmız ölçüsünde yapıyor- duk. Daha iyi sonuç alınması için bi- zim Balıkçılık Müdürlüğü'nün tstan- bul'da çalışması gerektiğini ve neden- lenni anlattım. Aynca bu çahşmalar sırasmda Ticaret Bakanlığı ya da ku- rum genel müdürlüğünün hiçbir şekil- de kanşmamasınm sağlanmasını ıste- dım. Üç ay içinde kendısınin arzu et- tiği sonuçlann alınmaya başlanabile- ceğıni sözlerime ekledim. Paşa, benim yanımda zamanın Ticaret Bakanı'na (Mehmet Baydur) telefon ederek bu yolda talimat verdi. Akşam üzeri ku- ruma döndüğümde kapıda iki askeri kamyon ile başlannda bir subayın be- ni bekledığinı gördüm. Bizim müdür- lüğü dosyalan ve personeli ıle bırlıkte Istanbul'a taşımak için emir almışlar- dı. O akşam istanbul'a hareket ettim. Çalışmalan hızlandırmıştık. Mezat- tan balık alıp Ankara ve Istanbul'daki kurum mağazalannda satıyor, artan balıklan da dondurup ihraç etmek üze- re kurumun soğuk hava deposunda s- tok ediyorduk. Bu çahşmalar içindeyken bakanhk- tan bir telgraf geldi. Telgrafta donmuş balık yanında taze balık da ihraç edin deniyordu. Bakanlığa Ankara'da van- lan anlaşmayı hatırlattık. Aradan bir hafta geçti. Bir gün bakanhktan iki mü- fettış çıkageldı. Cemal Gürsel'in em- riyle Ziraat Bankası 'ndan bize sağlan- mış olan kredinin (6.5 milyon TL) ne- relereve nasıl harcandığı konusunu in- celeyeceklermış. Bu, bardağı taşıran damla olmuştu. Hemen oturup Cemal Gürsel'e yazdığım telgrafin birer kop- yasını Ticaret Bakanı'na ve kurum ge- nel müdürüne (Süreyya Bingöl) gön- derdım. Telgrafta, vanlan anlaşmaya bakanlıkça uyulmadığı için görevi bı- raktığım yazılıydı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle