02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 1995 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada kadannı ummuyorduk. Fikir ve sanat eseıieri yasa tasa- rısının böylesine geniş kapsamlı ele alınıp çiğköftenin anlam ve öneminin de görüşmelere konu edilmesi, bu Meclis'te keşfedilme- yi bekleyen ne cevherfer olduğu- nu da ortaya koyuyordu. ANAP Afyon Milletvekili Mah- mut Orhon'un, "Bizim dönemi- mizde Meclis tavanına çiğköfte atlmadı" demesi ortalığı kanştırdı. Biz Meclis'te çiğköfte partisinin TBMM'ye hakaret olduğunu sanı- yorduk. Meğeryanılmışız. Çiğköf- teye hakaretmiş. RP Şanlıurfa Mil- letvekili Ibrahim Halil Çelik, ANAP'lı Orhon'un sözlerinden sonra aldı kalemi eline, yolladı Ka- mer Genç'e pusulayı: "Çiğköfte aleyhine konuşma ya- pıldı. Bu, Urfa'ya hakarettir. Ce- vap vermek istiyonım." Genç'in önündeki yasa taslağın- da çiğköftenin kültürel önemi ve yoğurma yöntemlerine ilişkin pa- tent hakkını içeren madde yoktu, ama Çelik, tartışılan madde üzeri- ne söz alıp çiğköftenin tarihsel önemini ve gelişimini anlattı. Bu gidişle Meclis çalışmalannı izleye- rek genel kültürümüzü iyice arttı- racağız. RP Karaman Milletvekili Zeki Ü- nal, kürsüdeki suyu Kamer Genç'e doğru yöneltirken Sakar- ya çevresinin ünlü "ıslama köfte- s/ni" tarif edecek sandım. Meğer Genç'e Meclis'i yönetmesini tarif edecekmiş. Bu duaım, TBMM'nin altyapı eksikliğini de ortaya koydu. Ko- nuşmacılar, başkana sadece su atmak zorunda mı? Kürsünün ya- nında, kezzap, ketçap, gülsuyu ve çiğ yumurta da bulundurulmalı. Meclis, çalışmalannı çok yönlü olarak sürdüredursun, demokra- simizin geleceği açısından asıl u- mut veren gelişmeler, Tansu Ha- nım'la Mesut Bey arasında yaşa- nıyor. Tansu Hanım, kulak zan patlatan Sdu MecBs'te Taocular ve Uşütükter... alkışlarla geldiği yüce Meclis'teki grup kürsüsünden kükredi: - Heeey Taocu korkak Mesut, senin dediğin fasulye nohut. Artık bana yetişemezsin haddini bil. Sende ne yürek kalmış ne dil. Be- nim mitingleri izle de biraz hitabet öğren. Oyuncağını kaybetmiş sa- nıryüzünü gören. Tansu Hanım baktı ki alkışlaryo- ğun, yüksek perdeden devam et- ti: - Göğsümü bağır ettim, seçimi kazandım. Mesut beni toy sanıyor, ama artık palazlandım. İkinci Sul- tan Yavuz Kanuni Mahmut'tan be- ri en büyük ıslahatı ben yaptım. Afrika Bırleşik Devletleri'yle ara- mızdaki uzaklık, mesafe farkını ben kapattım. Mesut Bey, Tansu Hanım'a erte- si gün yine yüce Meclis'in çatısı altından karşılık verdi: - Halk dilinde senin gibilere üşü- tük derier. Memleket yanıyor, her- kesi güldürûyor artık kedeher. Hal- kımı da yardıma çağırdım, seni ik- tidardan düşüreceğiz. Çok değil, bu sonbahara cenaze yemeğini pişireceğiz. Tansu Hanım sözün altında ka- lırmı: - Senin yardıma çağırdığın hal- kı topla da birgörelim. Nazı bırak, adamlannı al, bize gel, parası ney- se vereiim. Gerçeği gör artık, ben iktidardayım, sen iktidarsız. Mu~ halefette daha ne kadar dayana- caksın beş kuruş kârsız. Bu arada ermiş Özer'ın Tansu Hanım'a ilişkin ilginç birsaptama- sını da öğrendik: - Tansu'nun çekim gûcüne kim- sedayanamaz. Mesut Bey yetişe- mez, kılsa da beş vakit namaz. Ben daha önceki yaşamımda Rus çanydım, iktidan bilirim. Aldığımız paraya lafediyorfar, Amerika 'yı bi- le satın alamaz bütün gelirim. Mesut Bey çaresiz, Çiller ailesi- ni Türk hekimlerine havale eder: - Türkiye'yi psikolojik tedaviye muhtaç biraile yönetiyor. Becerik- sizlerbenim engin sabnmı bile tü- ketiyor... Çiller-Yıfmaz diyaloğunu, suya sabuna dokunarak karikatürize et- meye 'çalıştım. Üzerinde ayrıca durmamız gereken bir konu var; Taoculuk. Anlaşılan Cumhurbaş- kanı Demirel'in Çin gezisi sırasın- da Tansu Hanım biraz Uzakdoğu felsefesi çalıştı. Ezber fena değil, ama biraz kavrama eksikliği var sanki. Taoculukla ilgili düşüncelerimiz yüzeyseldi. Iki gündür fırsat bul- dukça "Tao" okuyoruz. Tansu Ha- nım sayesinde kültürumüz geniş- liyor. Bizim kamuoyunda konuya ilişkin tanınan kitaplar daha çok "seks"yönüyle ilgili. Taoculuk ay- nı zamanda felsefe ve Budizmle de kanşmış bir din. Dinsel Taocu- luğu I.S. ikinci yüzyılda Zhang kur- muş. Akımın o zamanki adı, Tians- hi Dao'ymuş (Göksel Ustalann Yo- lu). Bu akım, zamanla dinsel-siya- sal bir örgüte dönüşmüş. Birkaç yüzyıl sonra Taoculuğun içinden Snangqing (Yüksek Saflık) ve Mao Shan (Mao Dağlan) adlı iki mezhep çıkmış. Taoculuğun cinsel yanı ise bize biraz yabancı. Boşalmadan uzun süre sevişme temeline dayanıyor. Sabırsız Türk erkekleri buna me- rak sararsa, eşleri yandı. llerieyen saatlerde bağıracaklar: "Hadi gari beeey..." Sanınm Mesut Yılmaz da şu ara Taoculuğu aynntılanyla öğrenme- ye çalışıyor. llk edindiği bilgiler ışı- ğında, Tansu Hanım'ın benzetme- sini "iltifat" mı yoksa "hakaret" olarak mı algılayacağını kestire- medi. Uyan ve uymayan yönleri var. Ama Tansu Hanım, uysa da uymasa da dedi. Mesut Bey, Tan- su Hanım için "kafayı üşütmüş" dedikten sonra, çözüm önerisini de getirdi: "Psikolojik tedaviye ih- tiyaç var." Ortağı CHP'ye ne demeli? Santnm orada da "ideolojik te- daviye" ihtiyaç var... Kııtlu ve Sargm'a İsrail devrede I Baştarafi 1. Sayfada araştıran Ankara Emniyet Müdürlüğü Dış Terör Masa- sı'na, Israilli terör uzmanlan- nın da yardımcı olduğu belir- tildı. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Nöbetçi Savcısı Kemal Ayhan tarafin- dan tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde ifadesi alınan Yûrüm, seriatçı örgütler tara- findan sık sık yapılan tehditle- rin 3-4 ay önce kesildiğini bil- dirdi. Ankara DGM Başsavcı- sı Nusret Demiral. saldında kullanılan bombanın, aracin tekerleğinin üstüne yerleştiril- diğini, Musevi profesörün he- def gösterilmesi dahil, olayı tûm boyutlanyla araştırdıkla- nnı bildirdi. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Demiral, Yürüm'ü tehdit eden örgütler ve hedef gösteren kişilerin saptanmaya çalışıldığını söyledi. Demiral. bombanın Yürüm'ün arabası- nın sağ ön tekerleğinin üstün- de, kaportayla tekerlegin ara- sına yapıştınldığmı bildirdi. Bombanın yerli ya da yaban- cı yapımı olup olmadığınm da ekspertiz raporundan sonra saptanacağını ifade eden De- miral, olayı üstlenen Türkiye Ütkücü Seriatçı Komandolar Oniusu (TÜŞKO) adlı örgüt- le ilgili de çalış.malar yapıldı- ğını anlattı. TÛŞKO'nun ge- niş bir faaliyet ortamında bu- lunmadığmı anımsatan Demi- ral, önjütün olayı gerçekten üstlenip üstlenmediği konu- sunda kesin bir bilgiye sahip olunmadığını, polisin bu ko- nuda da incelemeyi sürdürdû- ğünü belirtti. Ankara Emniyet Müdürlü- ğü kriminal laboratuvannda yapılan incelemede. ilk belir- lemelere göre bombanın "C- 4" değil "TNT" olduğu belir- lendi. Üst düzey emniyet yet- kililerinden alınan bilgiye gö- re soruşturmayı yürüten Dış Terör Masası'na, tsrailli terör uzmanlan da yardımcı oluyor. Israilli 4 terör uzmanının dün Ankara Emniyet Müdürlü- ğü'ne giderek suikast girişimi ve olası terör örgütleri konu- sunda yetkililerle görüştüğü belirtildi. tsrailli uzmanlann, Yürüm'ü hastanede ziyaret ederek ifadesine başvurdukJa- n öğrenildi. Yetkililer, patlayıcının yapı- sı dikkate alındığında yerleş- tirmenin uzmanlık gerektirdi- ğini ve olayı TÜŞKO'nun üst- lendiğine ilişkin savlann araş- tırmayı saptırmaya yönelik olabileceğini vurguladı. Em- niyet yetkilisi, saldınnm dış bağlantılı terör örgütleri tara- fından gerçekleştirilme olası- lığı üzerinde de durulduğunu açıkJadı. Patlamanın olduğu sokakta ABD Büyükelçiliği'ne ait bir konuttan. sokağın giriş ve çı- kışının kamera kaydına alın- dığı belirlendi. Yuda Yü- rüm'ün aracının bulunduğu sokak ve çevresinin. Rusya Büyükelçiliği, yabancılann oturduğu apartmanlar ve Kü- ba Büyükelçiliği binalannın da bulunması nedeniyle koru- ma görevlilerinin yoğun ola- rak görev yapttğı bir bölge ol- duğuna dikkat çekildi. Uz- man lar, bu kadar yoğun bir gü- venlik trafiği yaşanan bölgede bombanın yerleştirilebilmesi- nin dikkat çekici olduğunu bil- dirdiler. Tepkfler sûrflyor Prof. Dr. Yürüm'e yönelik suikast girişimine tepİciler de süriiyor. Oniversite Öğretım Üyeleri Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Senatosu'nca ya- pılan açıklamalarda. Prof. Dr. Yuda Yürüm'e düzenlenen saldın şiddetle kınandı. Üni- versitesi Öğretim Üyeleri Der- neği Başkanı Prof. Dr. Buıiıan Şenatalar. saldınnm Prof. Dr. Yuda Yürüm'ün şahsında de- mofcratik, tefk cumhuriyeti ve Türk bilim dünyasını hedef al- dığını belirtti. Prof. Şenatalar, şöylededi: "CMayuı sorumlulanmn ya- kalanması ve cczalandınlması için başta hükümet olmak üze- re tüm yetkili organ ve kişile- rin azami gayreti göstermekri- ni talep ediyoruz. Son olayın ve ben/erierinin tekil girişimier olmadığı, demokrasi ve laiklik düşmanı belirli odaklardan kav naklandığı gerçeğinden hareketle. bu odaklann üzeri- ne karartı biçimde gidilmesi acil bir zonınJuluktur. Olayın şiddet boyutu dışın- da önemli bir boyutu daha var- dır. Üniversitelerimizde görev yapan bilim adamlan arasında dinsel inançlara göre ayınm yapan her yaklaşımı çağdışı bulduğumuzu bir kez daha •s'urguluyoruz. Böyle bir ayı- nmcılığı sözlü veya yazılı ola- rak savunan her yaklaşımı son derece yanlış ve sakıncalı gö- rüyoruz. Üniversite içindeki ve dışındaki herkesi bu konu- da çağdaş, insancıl bir yakla- şıma ve titizliğe çağınyoruz." Hacettepe Üniversitesi Se- natosu'nca yayımlanan açık- lamada ise "Irk ve din ayrmı- cılığı ile terorizmi. ulusun bir- Bğine ve ülkenin bütünlüğüne düşman sayan Hacettepe Üni- versitesi Senatosu, toplumu- muzun diriik ve düzenini boz- maya yönelik tüm ta\ırian ve her tüıiü terörü şiddetle kuıa- dığını yüce Türk uJusuna bir kez daha saygryia duyurur." • Baştarafi 1. Sayfada gözaltına alındıklan ve mahkeme sürelerinin fazla uzadığı gerekçe- siyle, Türkiye'nin Insan Haklan Evrensel Be- yannamesi'nin 5. ve 6. maddelerini ihlal ettiği- ni iddia etmişlerdi. Komisyon, Kutlu ve Sargın'ın yaptığı bu başvuruyu yerinde bu- larak, davanın Avrupa Konseyi Insan Haklan Mahkemesi'ne sevkini kararlaştırmıştı. Sözko- nusu dava ile ilgili du- ruşmalarda, Türk hükü- metinin avukatlan, Av- rupa Konseyi tnsan Haklan Mahkemesi'nin yetkisinin 22 Ocak 1990'dan sonra tanmdı- ğına dikkati çekmişler ve basvurunun bu tarih- ten önce yapıldığını be- lirterek Türkiye'nin mahkemede yargılana- mayacağını vurgula- mışlardı. Kutlu ve Sar- gın, daha önce de gözal- tında bulunduklan süre içinde "kötü muamete- ye maruz kaldıklan" gerekçesiyle Türkiye aleyhine Avrupa Konse- yi Insan Haklan Komis- yonu'nda başka bir da- va açmışlardı. Avrupa Konseyi In- san Haklan Komisyonu, bu davada da Türki- ye'nin insan haklannı ihlal ettiğine karar ver- mişti. Söz konusu dava sonucu Türkiye, Kutlu ve Sargm'a, yaklaşık 3 milyar lira tazminat ödemeye mahkûm edil- mişti. Bursa'da cinayet BURSA (Cumhuriyet) - Akli dengesı yerinde olmayan birba- ba, eşi ile iki çocuğunu av tüfe- ğiyle öldürdükten sonra intihar etti. Edınilen bilgiye göre Bursa Eğitim Mahallesi'ndeki olay şöyle gelişti: 3 yıl önce çalıştığı TOEAŞ'tan akli dengesi bozulduğu için ma- lulen emekli edilen MehmetAB Ertaş isimli 3 çocuk babası, ken- disınden boşanmak isteyen ve i- ki ay önce de evi terk eden kan- sı Fevzjye Ertaş ile tartışmaya başladı. Bir anda kendisini kay- beden M. Ali Ertaş, av tüfegine sanlarak önce kansını kanlar içinde yere serdi. Kendisine en- gel olmaya çalışan 11 yasındaki kızı Nurten Ertaş ile 8 yaşında- ki Nurettin Ertaş ı acımasızca öldüren Mehmet Ali Ertaş, tek- rar doldurdugu tüfeğim, bu kez kendi göğsune dayayıp ateşledi. OLAYLARCV ARDEVDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada devletin içine yuvalanmış kontrgehlla, cinayet işleye- rek amacına doğru yürü- yor." Cinayetlerin ve suikast- lann failleri meçhul kaldık- ça, seriatçı kesim bu görü- şünde diretecektirya da fa- iller bulunsa da gerçeği onaylamaya dilleri varma- yacaktır; oysa gerçekten Müslüman olanlar arasın- da sağduyusunu yitirme- miş olanlar çoğunluktadır- lar. Ülkemizde Musevi top- luluğunun ileri gelenlerin- den Jak Kamhi'ye yapılan başansız suikasttan sonra Profesör Yuda Yürüm için düzenlenen bombalı tuzak nasıl yorumlanabilir?.. Laik cumhuriyet düzenini tehdit eden şeriatçılık yükseldik- çe Türkiye her tüıiü tehlike- ye açık duruma düşecektir. Bu olaylann bir başka anlamı yoktur. Bir insana, inancı, inanç- sızlığı, etnik kökeni yüzün- den yaşam hakkı tanıma- yan bağnazlığın kökü kuru- madıkça ülkemizde huzura kavuşmak olanaksızdır. Bu amaca ulaşmak için de ön- ce toplumda "nereden ge- lirse gelsin, teröre karşı it- tifak" bilincinin temellen- dirilmesi gerekiyor. ••• Kelebek'te gordugunuzu ahrsınız. Kelebek mağazaUmndan aldığınız her mobilya evinize aynen gelir. Ölçüsü, rengi değişmeden. Eksiksiz, hasarsız! MUKEMMEL MOBİLYA ÇEVRE DOSTLARIÎ SİZ ÇEVREYİ KORUYORSUNUZ, MKYL DE SİZİ Israıl'le terör işbirliği anlaşması imzalanmıştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tür- kiye ve israil, Ortadoğu'daki yumusama sü- recine koşut olarak uyuşturucu maddeler, terör ve örgütlü suçlara karşı mücadele ko- nusunda anlaşmaya varmıştı. Ankara ve Tel Aviv arasında imzalanan anlaşma, İsrail yurttaşlannın geldiği turis- tik yörelerdeki güvenlik önJemleri, karşılık- lı olarak diplomatik misyonlann korunma- sı ve iki ülke emniyet görevlilerinin karşı- lıklı olarak kurumlannda çalıştınlması da- hil, birdizi konuda işbirliği yapılmasını ön- görüyor. tki ülke emniyet güçleri arasında- ki işbirliğini başlangıçta kâğıda dökmekten çekinen israil, ABD'nin arabulucuğunda Suriye ile bir yumusama sürecine doğru adım atması üzerine işbirliğine girdi. İsrail ile Türkiye arasındaki ortak bildiri, 7 Ekim 1994 tarihinde Ankara'da imzalanmjştı. Kaynaklar, Ankara Musevi Cemaati Baş- kanı Prof. Dr. Yuda Yürüm'e yöneltilen bombalı suikast girişimine ilişkin soruştur- mada, Israilli 4 terör uzmanının, "ild üJke emniyet görevlflerinin karşılıklı olarak ku- rumlarda çauşûnlması" çerçevesinde dev- reye gırmiş olabileceklerini söylediler. Hükümet sessiz, siyasiler tepkisiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anka- ra Musevi cemaati lideri ve Hacettepe Üni- versitesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yuda Yürünfe yapılan bombalı saldınnm ar- dından hükümetin hiçbirresmi açıklama yap- maması dikkat çekerken, suikast girişimine siyasi partiler de tepkisiz kaldılar. Prof. Dr. Yürüm'e önceki gün yapılan bombalı saldınyı ilk olarak Atatürkçü Dü- şünce Derneği ile bazı üniversiteler kınadı. Sabahın erken saatlerinde başkentin göbeğin- de Musevi profesöre yapılan bombalı saldı- nyla ilgili olarak önceki gün ve dün hükümet kanadından hiçbir açıklama yapılmadı. Göz- lemciler. hükümetin 'kayıtsıziığııun' dikkat çekici olduğunu, Türk yurttaşı olan Yü- rüm'ün Musevi asıllı oluşunun, olayı 'diplo- matik nezaketsizlik' boyutuna taşıdığını vur- guladı lar. Başbakan Tansu Çillerve diğer siyasi par- ti liderlerinin olayı kınadıklan veya Yü- rüm'ün ailesine geçmiş olsun dileğinde bu- lunduklanna ilişkin hiçbir bilgi düne kadar gazete ve ajanslara geçilmedi. Bombalı sal- dın olayma milletvekilleri ve bakanlar tara- fından da basına yansıyan yazılı veya sözlü bir tepki gösterilmedi. * Başak Sigorta. çe\re dosilanna ikinci bir hizmet olarak, auk anima tesisi bulunan kuruluşlann yangın sigortalannda ve : kurşunsuz benzin kullanan araçların kaza sigortalannda da%5 oranında indirim uyguluyor. Sanayinin çevreyle banşmasının da birtakım riskleri var.,. Başak Sigorta "Çevre Dostu Mall Mesullyet Sİgoıta8i"^R(uruluşunuzun atık antma tesislerinde bir ile şimdi bu riskleri üstleniyor. ^ k a z a oldu... Çevreniz ve komşularınız bu (azadan zarargördü..."Çevre Dostu Yfall lesullyet Sİgortasr bu zararları güvence altına dıyor. Sanayinin çevreyle barışık yaşamasma imkan îğlıyor* svre Dostu Mall Mesullyet SJgortası Çağdaş bir Juyarlılık için çağdaş bir güvence. EVRE DOSTU MALİ MESULİYET SİGORTASI BAŞAK SİGORTA 7 C 2 . R A A T B A N K A S i O S I A K L I G i O l B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle