28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 1995 CUMA 14 KULTUR Kafesteld kıışuıı özgürKik şarkıları MEHMETULUĞ Cannonball Adderiey, 1950'li yıllarda cazın yeni parlayan bİT alto saksofoncusu olarak anılmaya başladığı gûnîerde, pop ve rhythm & blues plaklannda çalabilmek için "Buckshot LeFonque" takma adını kullaruyordu. O dönem anlaşmalı bulunduğu plak fîrması tarafından cazın dışındaki yapıtlarda yer almasına izin verilmcyen saksofoncu, Buckshot LeFonque adını kullanarak rhythm & blues gibi sevdiği farklı albüm çalışmalannda çalmayı başanyordu. Branford Marsalis'in bu akşam Pariiament Caz Festivali'nin kapanışına getirdigı son projesinin ismi de işte o günlerin ruhunu taşıyor. 1960 yılında New Orleans'm mûzik dolu bır evinde dünyaya gelen ve çok genç yaşlannda kardeşi Wynton ile birlikte caz dünyasına balıklama atlayış yapan Branford, Art Blakey, Liond Hampton, Herbie Hancock, Dizzy Gillespk ve Miles Davis gıbi devlerin yanında stajyerlik yaptıktan sonra 1985 yılında bir gûn Sting'le tanıştı. Caz çevrelerinde birçok kişinin canını sıkan bir karaıia bu ünlü pop yıldızıyla çalışmaya başlayan Branford, iki seneyi aşkın bir süre boyunca Sting'in topluluğunda yer aldı. Pek çok caz eleştirmeni Wynton gibi klasik cazın < *süpennen"i olmasını bekledikleri Branford'ın böyle hafîfbir projede yer almasını hazrnedemedi. Aslında Branford, Wynton'a nazaran daima daha fazla özgür düşünce ve hareket yanlısıydı. 80'li yıllarda Spike Lee'nin "Mo Better Blues ve Do The Right Thing" adlı filmleri için yaptığı müzikler, 90 yılında Gratefuli Dead ile yılbaşı akşamı çalması, ünlü Hip-Hop yapımcısı ve DJ Premier ile yaîunlaşma, bütün bunlar Branford'un cazın yanında sûrdürdüğü projelerdi. Aynı süre içinde Kenny Kirkland, Jeff Watts ve Bob Hurst'den çevrelere olan kızgınlığını gizlemedi. Branford kısıtlanmak istemiyordu ve bunu da Jay Leno'nun iş teklifıni kabul ederken kendisine açık açık ifade etti. "Tonight Show"da yanına Kirkland, VVatts ve Hurst'e ek olarak gitarist Kevin Eubanks, tromboncu Matt Finders, trompet Sal Manjuez ve perküsyoncu Vicki Randk'i alarak çok sağlam bir ekip kuran Branford. bu topluluguyla iki yıl boyunca cazdan funk'a, blues'dan bosa nova'ya pek çok farklı türdeki Buckshot LeFonque projesinin kilit ismi DJ Premier. Eski caz melodilerini ya da(herhangi bir parçayı) "turntable''inda değişik hızlarda çevirerek farklı ritm sesler yakalayan DJ Premier bu projede kimi zaman Branford'un sololanyla kafa kafaya yanşıyor. Saksofondaki tonunun Ben VVebster ve Sonny Roffîns, doğaçlama tekniğinin ise Wayne Shorter'den etkılendiğini açıkça ifade eden Branford, ne kazandığı Grammyieri, ne de Sting ya da Jay Leno gibi ünlülerle olan Z aman zaman kafese şirse de, kendini "özgür bir kuş" olarak nitelendıren saksofon ustası için en önemli şey istediği müziği çalabilmek. Bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda izleyeceğimiz Branford'un son projesi olan Buckshot LeFonque de sanatçının istediği her türlü müziği çalabileceği ideal ortam. oluşan klasik dörtlüsüyle önemli kayıtlar yapmaya devam eden Branford, bu dörtlüyü 90 yılının bir bayram akşamı Açıkhava Tiyarrosu'na da getiriyordu. Amerika'nın ünlü "Talk Show"cusu Jay Leno da NBC kanalında yeni bir programa geçince ilk iş olarak Branford Marsalis'i aradı. Branford, Leno'un istediği tüm özelliklere sahipti; zeki, esprili, dinamik ve yaratıcı bir müzisyenin liderliğinde yeni bir müzik ve yeni bir ruh. Branford'un 1992 yılında bu yeni iş teklifini kabul etmesi bazı çevreler için ikinci bir şok oldu. Açıksözlü Branford da bu müziğe kendi yorumunu getirerek çalma fırsatını yakaladı. Branford Marsalis'in son projesi olan "'Buckshot LeFonque" da Cannonball Adderiey gibi cazın dışında kalan müzikleri çalabilmek için kullandığı ve de funk, hip-hop, blues ve reggae gibi farklı türdeki müzikleri bir araya gerirdiği projeye verdiği isim. Buckshot LeFonque'un aynı isim altında piyasaya çıkan ilk albümünde Branford Marsalıs'e GangStarr'ın ünlü prodüktörü DJ Premier'in yanı sıra Albert CoUins, Roy Hargrove, Nils Lofgren ve Kevin Eubanks gibi ısımler eşlik ediyor. Branford'a göre birlikteligini önemsiyor. Zaman zaman kafese girse de, kendini "özgür bir kuş" olarak nitelendiren saksofon ustası için en önemli şey istediği müziği çalabilmek. Branford'un son projesi olan Buckshot LeFonque de sanatçının ıstedıği her türlü müziği çalabileceği ideal ortam. Daha ikinci yılında James Bromt, Sonny Roüins, Chick Corea ve Buddy Guy gibi farklı akımlann devlerini aynı çatı altında toplamayı başaran Pariiament Caz Festivali, bu seneyi bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda kendisine yakışır bir konserle kapatacak. Selanik Yazarlar Toplantısınm Ardından 8.Madde her yerde karşımızda SEZERDURU Kasım 1994'te 30 ülke yazar örgütlerinin katılımı ile ya- pılan "Karadeniz'in Dalgalan- Üç Denizin BuluşmasTadlı gezi-toplantı "Worid Renaissance" adlı gemı ile yapılmış ve sonucunda Delfi Deklerasyonu yayınlanmıştı. Buna gö- re "Word Renaissance'' yanı "SözcüMerin RönesansT ad- tı uluslararası bir yazar ve çevırmenler konseyi kurulacak, konsey Ege ve Karadeniz bölgesi içinde bır merkez oluş- turmayı arnaç edinecek. ülkelerin yazarlannı biraraya geri- recek seminerler, toplantılar. festivaller düzenleyecek, kar- şılıklı edebiyat çevinlerini destekleyecek ve yayınlanmala- nnı sağlayacaktı. Aynca düşünce özgürlügünün kısıtlandı- ğı ülkelere karsı ortak tavır alacak, hakkında kovuşturma olan yazarlara destek verecekti. Kasım ayında yapılan gezi sırasında hava koşullan elver- mediğı ıçıri programd olan Selanik kentine gıdilememişti. Bilindiği gibi Selanik 1997 Avrupa Kültür Başkenti seçil- di. Selanik Beledıyesi 19-21 Mayıs 1995 tarihleri arasmda Karadeniz'in Dalgalan gezısine kablan ûlkeliren grup bas- kanlannı kentlenne davet ettiler. 19 ülkenin temsilcileri res- mı adı "Wbrd Renaissanee Confcrencein Thessaloniki" olan bu toplantıya kaüldi. Bunlar. Abhazya, Bulgaristan, Dani- marka, Estonya, Finlandiya, Gürcıstan. Almanya, Yunanis- tan, Izlanda, Letonya, tsveç, Moldavya, Norveç, Polonya, Romanya, Rusya, Ukrayna, Vietnam ve Türkiye ıdi. "Süzcüklerin Rönesansı''adh konsey kuruldu, kasım ge- zisine katılan tüm ülke yazar örgütleri konseyin doğa! üye- sioldu. Yürütme kuruluna ıse şu kişıler seçildi: Bente Chris- ten(norveç), PeterCurman (lsveç). Uwe Friesel (Almanya). Thanasis Valtinos, Nikos Kasdaglis, Dimitros Fatouros (Yu- nanıstan), Ewa Kumlin (Karadeniz gezisi koordinatörü), Sezer Dunı (Türkiye), aynca Rodos Belediyesi'nden 3 yet- lalı. Merkez Rodos'ta kuruluypr Karadeniz'in Dalgalan adlı gezide karara alınan Ege ve Karadeniz bölgesinde bir Yazarlar ve Çevırmenler Merke- zi kunılması için 5 aday yer vardı: Rodos, tstanbul/Büyü- kada. Odessa. Pitsunda ve Poti. Selanik toplantısmda mer- kezin Rodos'ta kunılması karara bağlandı. Rodos Beledi- yesi altı ay önce duyduğu bu projeyiaradan bu kadar kısa bir süre geçmiş olmasına karşılık gerçekleştirmek için her- şeyi yapmış, binayı bulmuş, restorasyon projesini hazırla- mış, gerekli parasal desteğı hem kendı belediye bütçesin- den, hem Kültür Bakanlığf ndan, hem de UNESCO'dan sağlamış durumda. 1996 yılının sonbahannda hazır olacak merkez programıru uygulamayabaşlayacak. Program ulus- lararası konsey tarafından hazırlanacak, Rodos Belediyesi bu konuda söz sahıbi olmayacak. Rodos Belediye Başkanı'nın karar okunduktan sonra se- vinçten gözleri parlıyordu. "Yalnızturistikbir yer olarak bi- Hnmek istenıiyonız. Kültür Merkezi kurarak uhısUrarası prestij s»gla>-ac«gımız için çok muthıyuz^dıyor. Büyükada Projesi Hemen hemen 10 yıllık bir geçmışe sahip olan ve TYS'nin büyük uğraş verdiği Büyükada projesini ise şim- diye kadar ne Istanbul Belediyesi'ne, ne Kültür Bakanlı- ğı'na, ne de Dışişlen Bakanlığı Kültür Dairesine, ne Taıut- ma Fonuna, ne maddi yardım sağlayabilecek birilerine doğ- ru dürüst anlatabilmemiz mümkün olmadı. Daha doğrusu hiçbir yerden destek alamadık. Kültür alanında uluslarara- sı ilişkilerin önemı ülkemizde henüz anlaşılamadığı gibi, ör- gütlerimiz de gerçek kurumlaşma niteliğine kavuşamadı. Bunun sonucu olarak her gittiğimiz yerde acı durumlarla karşılıyoruz. Ülkemizın bu konudaki politik kararsızlığı ve de en önemlisi düşüncenin suç sayıhnası, birçok yazar ve gazetecinin düşünce suçlusu olarak hapishanelere konma- sı, haklannda kovuşturmalar açılması her yerde gündeme geliyor. Toplantıya katılan ülkeler içinde bir tek Türkiye'de bu tip uygulamalar var. Selanik toplantısmda Büyükada projesine bundan sonra gerçekleştirilecek olan merkez için sıcak bakılmasına karşılık Türkiye'de TMK'nın 8.madde- sinin kaldınlmasından önce izin verilmemiş dile getirildi. TC hükürnetlennin yazarlannı böylesine hor görmesi ulus- lararası arenada her gün prestij kaybetmesine yol açmakta- dır. TYS, PEN ve Edebiyatçılar Birliği'ne yapılan hiçbir ödenek yoktur. Davet edildiğimiz her uluslararası toplantı- ya gıdebılmek için yol, otel, yurt dışı çıkış fonu gibi mas- raflan Kültür Bakanlığından sağlayabilmek akıl almaz bü- rokratik engellere takılmakta, çoğu zaman da mûmkün ol- mamaktadır. Bakanlık örgütlerimıze, tıpkı tiyatroya, bale- ye, operaya, orkestraya yaptığı gibi yıllık ödenek yapmak zorundadır. Kültürun ana yaratıcısı ve taşıyıcısı olan yazar- lar o zaman her türlü masraflannı kendi bütçelerinden sağ- larlar, aynca Bakanhğın şimdiye kadar bir türlü yapamadı- ğı arşiv çalışmalannı, yabancı dillere çevnlen Türk edebı- yatı ömeklerini bir mefkezde toplama işini üstlenir ve ulus- lararası yazar toplantılan düzenleme olanaklannı rahatça yürütebilirler. Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'na ilişkin yasa tasansı TBMM'de kabul edildi Yasa, teknolojiye göre yenilendi ANKARA (Cumhuriyet Bö- ros«)-RP'nin engellemeleri, hü- kümet ortaklannın meclis çalış- malanna yeterli ilgiyi gösterme- meleri nedeniyle 2 aydırTBMM Genel Kurulu gündeminde gö- rüşmeleri süren fıkir ve sanat eserleri yasa tasansı önceki gün yasalaştı. 33 maddelik yasa, telif hakla- nnm konınması için Avrupa standartlan öngörüyor. Yasa ile sanat yapıtlannın koruma kap- samı genişletilirken, bilgisayar programlan da ilk kez telif hak- lan kapsamına alıruyor. Türkiye'nin gümrük birliğine uyum yükümlülükleri içinde yer alan ve telif haklan ihlallerinin önlenmesi için Batı standartla- nnda koruma önlemleri getiren yasa ile korsan yayıncılığa karşı para cezalan önemli ölçüde ar- tınlırken, ilk kez hapis cezası da öngörülüyor. Fikir ve Sanat Eserleri Yasa- sı'nda büyük ölçüde değişiklik öngören yasaya göre, bilgisayar programlan. "bflhnve sanat ese- ri* kabul edilerek korunacak ya- pıtlar kapsamına alınıyor. Yasay- la, bilgisayar programcısı da "eser sahibi" kabul ediliyor. Teknolojık gelişmelere göre düzenlemeler öngören yasa, bil- gisayar programiannm da, diğer fikir ve sanat yapıtlan gibi, sa- hibinden izinsiz çoğaloîmasını, dağıtılmasını yasaklıyor. Yeni düzenlemeye göre, bilgi- sayar programından yararlan- mak isteyenler, yapıt sahibine te- lif hakkı ödemek zorunda kala- caklar. Yasa ile fikir ve sanat ya- pıtlannın koruma kapsamı da genişletiliyor. Özgün ve çeviri yapıtlarla tüzel kişilere ait eser- terde koruma süreleri 70 yıla çı- kanlıyor. Yasa ile getirilen yeni düzen- lemeler, özetle şöyle: . Bilgisayar programlan, veri tabanlan koruma kapsamına alı- nırken, koruma süresi de 70 yı- la çıkanlıyor. Çeviri yapıtlarda 10 yıl olan koruma süresi de 70 yıla çıkan- lıyor. Yasa ile icracı sanatçılann haklannın, icranın tespitinin ilk yayınlandığı tarihten, yapımcı- lann haklannın, ses taşıyıcılan- nın ilk yayınlandığı tanhten, rad- yo-televizyon kuruluşlannın haklannın da programın ilk ya- yınlandığı tarihten başlayarak 70'er yıl devam etmesi hükme bağlandı. Komşu haklan, bilgi- sayar programlan ve veri taban- lan için korunma süreleri geriye doğru işlemeyecek. Koruma sü- resi dolan yapıtlar, serbestçe, sa- hibinden veya varislerinden izin almadan kullanılabilecek. . İcracı sanatçılann haklan da ilk kez güvence altına alınıyor. Fikir ve sanat yapıtlannı özgün bir biçimde icra eden, yorumla- yanlar, eser sahibinin haklanna komşu haklara sahip kabul edi- lecekler. Buna göre, bir sanatçı- nın ıcrasını saptama, çoğaltma. kiralama, icranın tclli ve telsiz her türlü araçla yayınlanması ya da temsili suretiyle yararlanma hakkı, sanatçıya verilecek. . Bir eserin çoğaltılabümesi için basımevi, yapımevi ya da dolum tesisi, eser sahibi olduğu- nu uygun sözleşme veya yetki belgesi ile kanıtlayacaklar. izin- siz kullanma durumunda, hak sahipleri veya yetkili meslek bir- liği, Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'ndan çoğalülan eserin nüsha- lannın toplatılması ve bu konu- da kullanılan teknik araçlann mühürlenmesini talep edebile- cek. . Sinema yapıtlannda, yönet- menin yanısıra senarist ve özgün müzikbestecisi de "yaprt sahibi" sayılacak. . Eserniteliğindeki mimari ya- pılarda, yazılı istem üzerine, ya- pıtm görülen bir yerine dayanık- İı malzeme ile silinmeyecek bir biçimde yapıt sahibinin adı ya- zılabilecek. . Yapıtsahibinin maddi ve ma- nevi haklannın ihlali durumun- da öngörülen cezalar artınlıyor. Buna göre, bir yapıtı sahibin- den izinsiz çoğaltan, dağıtan, ba- sanlar hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis, 300 milyondan 600 milyon liraya kadar ağır para ce- zası verilecek. . Meslek birliklerinin sayılan artınlıyor. Yeni düzenlemeyle bir alanda birden fazla meslek biriigi kurulmasına olanak sağ- lanacak. Buna göre, bilgisayar programcılan, yapıt sahibi ile komşu haklara sahip olan icracı sanatçılar, ayn meslek birlikleri kurabilecekîer. . Yasanın yürürlüğe girmesin- den önce kAmılan meslek birlik- leri, tip statülerin yayımından iti- baren bir yıl içinde Kültür Ba- kanlığı'nın gözetiminde yeni meslek birliklerine dönüştürüle- cek. Bunu yapmayan meslek bir- likleri, birinci yılın sonunda ken- diliğinden dağılmış sayılacak. YENİ BAŞLAYAN FİLMLER... YENİ BAŞLAYAN FİLMLER... YENİ BAŞLAYAN Sinemanın kutsal aptalr.Ed Wood Kühür Servisi - 'Plan Nine From Ou- terSpace", 'Glen or Gkda' gibi kötü fılm- lerin yönetmem Edward D. Wood, 1980 yılında bütün zamanlann en kötü film yönetmeni seçilmişti. 1969y\lmdaöldü- ğü için bu konudaki düsüncelerini açık- layaînadı. O zamandan beri filmleri sü- rekli olarak ikinci smıf sinemalarda süp- rüntü filmlerin meraklılan için gösterili- yor. Wood'un filmleri üzerine elestiri ki- taplan yayımlanırken, Londra'daki Prin- ce Charles sinemasında yönetmenin fîlm- lerinin toplu gösterimi yapılıyor. 'Beetlejuice-Beter Böcek", 'Edward Scissorhandş-Makas EUer' ve 'Bat- man'fılmleriyle Hollyvood'un dikkate değer yönetmenleri arasına giren Tim Burton'ın yönettiği 'Ed Wood' adlı Fılm, Wood'un yaşamını konu ediyor. Ed Wo- od (Johnny Depp). günün birinde büyük bir yönetmen olmayı düşleyerek bir stüd- yoda ayak işlerine bakan bir çırak olarak işe başlar. Yıllardır bir fılmde rol alma- mış kokain bağımlısı yaşlı korku fıhni yıldızı Bela Lugosi (Martin Landau) ile arkadaşhk kurar. Bir film yapımcısmın bir travestiyle ilgili film yapmak istedi- ğini duyan Ed, bu filmi yönetebilecek tek kişinin kendisi olduğu konusunda ısrar eder. Çünkü Ed, heteroseksüel olmasına karşın yüksek topuklu ayakkabılar ve pembe angora kazaklara ilgi duymakta- dır. Bu ilk film başansızlığa uğradıktan sonra Ed, tarikat üyeleri, Crisvvell, Vam- • Tim Burton, Wood'u, sinemanın kutsal aptalı olarak sunuyor. Filmlerine kattığı tutkuyla, gururuyla ve sabit fıkir haline gelen kararlılığıyla, her türlü yetiye sahip gerçek bir dâhi... pira ve Isveçli güreşçi Tor Johnson'm ka- tthmıyla kendi filmini yapmaya koyulur. Ne yazık ki Bela film tamamlanmadan ölür. Ama Ed yoluna devam eder ve fil- mi bitirir. Wood'un en garip özelliği, ken- disinin normal olduğunu düşünmesiydi. Insanlann filmlerini beğeneceğine ina- nıyordu. 'Glen Or Glenda' fihTiinin da- ğıtımını üstlenmesi söz konusu olan fir- manın yetkilisine filmi nasıl bulduğunu sorup "Gördüğüm en kötü fitaT yanıtı- nı alınca, "Bir sonraki daha iyi olacak" demişti. Kısacası umarsızca iyimserdi. Burton Wood'u, sinemanın kutsal ap- talı olarak sunuyor. Filmlerine kattığı tut- kuyla, gururuyla ve sabit fikir haline ge- len kararlılığıyla, her türlü yetiye sahip gerçek bir dahi... Ed Wood, bütün yetersizliğine karşı- lık, belki de bu yüzden sinema tarihinde yerini aldı. 1895-1969 yıllan arasında, si- nemanın altın çağmda yaşadı. Ed için bir film yapmak, parçalamak, hızla gözden geçiımek ve doğaçlama yapmak demek- ti. 'Ed Wood' adlı filmde, yönetmenin filmleri için sermaye bulma yollan da an- latılıyor. Wood, bir kiliseyi, 'Plan Nine From Outer Space' adlı fümini fuvanse etmeye razı edebilmek için fılmin bütün oyunculannı vaftiz ettirmişti. Wood, büyük ölçüde yeteneksiz olma- sına karşın, diğer Hollywood emekçile- rinde olmayan büyük bir yetenegi vardı: Umutedebilme... Ed'i canlandıran John- ny Depp'in performasında yönetmenin o dayanılmaz iyimserliği ön plana çıkıyor. Gerçekten çok kötü olmak da bir deha gerektiriyor. Wood, bir bakıma büyük bir film yönetmeninin tersten görünüşünü yansıtıyordu. Bir 'auteur'ün tutku ve enerjisine sahipti. Küçük aynntılarla uğ- raşarak büyük bir film yapılamayacağını savunuyordu. Büyük bir filmin bütünüy- le küçük aynntılardan oluştuğunu hiçbir zaman anlayamamıştı. Martin Landau, bu filmdeki rolüyle En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscan'mı ve Altın Küre'yi kazamrİcen, Amerikan Ulu- sal Film Eleştirmenleri Dernegi tarafın- dan da en iyi yardımcı erkek oyuncu ödü- lüne değer görüldü. Yeni bir Anais Nin uyarlaması: Venüs Deltası Kühür Servisi- "Vahşi Orkkie- ve "Dokuz Buçok Hafta"gıbı filmlenyle tanıdıgımız Zalman King'in son filmi ">^nüs Dehaa" bugün gösterime girdi. Anais Nin'in romanından uyarlanan fılmin çekimlen, ocak "" 1994'de Prag'da başlamış. Paris, 1939. Şafak vakti, genç bir kadm, Seine nehnnde kürek çeken yakışıklı bir adam görür. Amerikah bir yazar olan Elena, bir grup gençle; sivri dilli dert ortağı Donald, Ispanyol ressam Miguel, esrarlı ve duyarlı şarkıcı Leila ve Leila'nın uçan sevgilısi Ariel'le zamanını geçirmektedir. Menajeri Marcel tarafindati başanlı romancı Lawrence'ın evine davet edilen Elena, oraya gıttiğinde, yazan daha önce görmüş olduğunu farkeder. La\VTence, Seine nehnnde gördügü yakışıklı adamdır. Elena, çevresındekilerin uyanlanna karşm, ona aşık olur. Lavvrence ise, onun hakkında herşeyi bildığinı ve Marcel'in onu, partiye getirmesi için, anlaştıklarını itiraf eder. Elena ve Lawrence, kendilerini çılgın sevişmelere görüren romanhk bir baştan çıkarma oyununa başlarlar. Mutluluktan havalara uçan Elena, bunu kutlamak için arkadaşlanyla Cafe Americaine'de buluştuğu sırada, Lavvrence'ı bir fahişenin peşinden kosarken görür. Sevgililer, şıddetli bir kavgaya tutuşurlar ve Lawrence Paris'ten aynlu 1 . Parasının yavaş yavaş bitmekte olduğunu farkeden Elena. eroük öyküler toplayan isimsız biri için, çalışmaya başlar. Bir yandan öykü yazarken bir yandan da, gerçek aşkı ve kendi çekiciliğinin gizemini araşnnr. Elena, Paris'inparketaşlı sokaklannda, dumanaltı kafelerinde, karanhk esrar tekkelennde ve büyük otellerin lobilerinde, doyumu arar dunır.Senaryosunu Etina Rothsteinve Patricia Loukiana Knop'un yazdığı fılmde, başrollen Audie England, Costas Mandylor, Eric Da Silva. Marek Vasut Zett ve Emma Louise Moore paylaşıyorlar. Festival bttettePi saüşa sunuluyor • Kültür Servisi - tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 23. Uluslararası tstanbul Müzik Festivali biletleri, yann saat 10.00'dan itibaren AKM ve Akmerkez'deki festival gişelerinde satışa sunuluyor. 20 haziran-16 temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Uluslararası Istanbul Müzik A Festivali'ne 800 yabancı, 350 • yerli olmak üzere 1150'yi aşkın sanatçı katıhyor. Toplam 39 konser ve gösterinin yer alacağı festivalde, 6 büyük orkestra konseri, 9 oda müziği konseri, 1 resital, 2 opera, 3 bale gösterisi ve 9 geleneksel müzik konserinin yanı sıra 15 solist, 3 orkestra ve 2 oda müziği topluluğunun katıhmıyla 9 konserlik 'Genç Solistler Dizisi' : gerçekleştirilecek. Donma'nm sergisî süpüyor • Kühür Servisi - Hatice ; Donma'nın, Akbank Bebek Sanat Galerisi'nde açtığı resim sergisi sürüyor. Doğayı ele alan yağhboya tablolanyla insanlara, doğanın güzelliklerini yansıtmayı amaçlayan sanatçı, uluslararası sergiler, festivaller, fuarlar ve açılış törenleri çerçevesinde, dernekler ve resmi kuruluşlar tarafından düzenlenen otuzun üzerinde karma sergiye katıldı. Sanatçının Akbank Bebek Sanat Galerisi'ndeki resim sergisi, özel koleksiyondan oluşuyor. Sergj, 16 hazirana kadar görülebilir. Ankara'da kültür kurultayı • ANKARA (AA) - Folklor Araştırmalan Kurumu'nun 40. yıl çalışmalan çerçevesinde" düzenlenen ' 1. Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı' ve '7. Uluslararası Türk Halk Edebiyatı Semineri' bugün başlıyor. Pazar gününe kadar sürecek olan etkinlik kapsamında, Türk kültürünün Türk dünyası üzerindeki birleştirici rolü ve Türk dünyasının kültürel birliğini engelleyen sorunlar ve çözüm yollan tartışılacak. hi JUman sanatçı • Kültür Servisi - BM Çağdas Sanat Merkezi ve Alman Kültür _ Merkezi'nin işbirliğiyle düzenlenen Lilli Engel ve Raffael Rheinsberger sergileri sürüyor. Berlin Senatosu'ndan 1995 Istanbul Bursu alan ve alt ay boyunca Istanbul'da yaşayacak olan Lille Engel, Taksim Sanat Galerisi'nde yer alan 'Uzak Yakınlar' başlıklı sergisini, Delacroix'nın 'Haçlılann Konstantinopolis Seferi' adlı resmi üzerine kurgulamış. BM Çağdaş Sanat Merkezi'nde, 'Toplamak' başhklı bir enstalasyon sergi yapan Raffael Rheinsberger de geçen yıl, 'Orient Express' sergileri sayesinde, Istanbullu sanatseverlerle tanışmıştı. Varmrta Alevi edebiyatı • Kültür Servisi - Aylık edebiyat ve sanat dergisi Varlık, haziran sayısında Alevi edebiyatmın boyutlannı ve antik Anadolu kökenli simgeleri konu ahyor. Rıza Zelyut, Erdoğan Alkan ve Esat Korkmaz'ın konuyla ilgili yazılan ve Meluli Baba, Pir Sultan Abdal, Kazak Abdal, Aşık Veysel ve Hüseyin Çetinkaya'nın yazılannın yanı sıra derginin son sayısmda, Tomris Uyar'm Füsun Akatlı, Salah Birsel, Demir Özlü, Tank Dursun K., Vedat Günyol, Sulhi Dölek, Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, Özdemir Ince, Sevim Akten, Necati Güngör, Nurçay Türkoğlu, Atilla Birkiye, Şavkar Altınel ve Tuğrul Tanyol'un yazı ve öyküleri; Afşar Timuçin, Veysel Çolak, Nurullah Can, Oğuzhan Akay, Halil îbrahim Bahar, Ali Hikmet, Gültekin Emre, Mehmet Mümtaz Tuzcu, Ergül Çetin ve Sunja Altınel'in çevirisiyle Hermann Hesse'nin şiirleri yer alıyor. Dergide aynca bir de kıtap eİci bulunuyor. New York Füarmoni, Istanbufa geliyon • NEW YORK (AA) - New York Filarmoni Orkestrası, Birleşmiş Milletler'in kuruluşunun ellinci yıldönümü nedeniyle çıkacağı turne çerçevesinde 22-23 haziran tarihlerinde Istanbul'da iki konser verecek. Istanbul'a Viyana'dan gelecek olan orkestra, konserlerde Beethoven'm Egmont ve Leonore uvertürlerini, Mahler'in 1. Senfonisi'ni, Şostakoviç'in 5. Sefonisi'ni, Strauss'un "Metamorfoz"lannı, VVagner'in "Usta Şarkıcılar" uvertürünü ve Gershwin'in "Porgy and Bess" operasmdan bazı bölümler çalacak. tstanbul 'dan Yunanistan'ın başkenti Atina'ya geçecek olan orkestramn Avrupa tumesi önceki gün Paris'te K>«1wlı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle