14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 HAZİRAN 1995 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Kofkunç bir dünyaya doğru MELIH CEVDET ANDAY G ani Girgin benden önce gelmıştı gazeteye. orur- muş, kara kara düşünü- yordu Beni görünce, Gelmeyeceksin diye korkmaya başlamıştım, dedı. - Ne oidu sana? dıye sordum. Gani Girgın. yan cebinden bir gazete çı- kardı, baktim, bir Le Monde Diplomati- que. - Kötû bir şey mi \ar? dedim. - Kötii demek yetmez, dıyerek gazetenın başyazısını gösterdi elıyle: Les noveaux maitres du monde (Dünyamn yenı efen- dilen.) - Kimmiş bunlar? diye sordum arkada- şımın yanına oturarak. Başyazıdakı kimı tümcelenn alti çizilmiştı. Anladım bu- nun ıçin geldığını. Gani Girgin başladı okumaya, hem okuyor. hem çevıriyordu. Bu yazının önemlı bolümlerinı aktanyonım: • "Gelışmış demokratık ülkelerde ıktı- dar kimın elındedir, dıye sorulduğunda. seçım savaşımlannı kazanan polıtıkacı- lann, kûresel korkunç güçler karşısında ıktidarsız kaldıklan gözlemlenıyor. Bu güçler. ne gızlı kurmaylardır, ne de lıbe- ral amentüyü uygulayanlar, sadece Ser- best alışvenş, rekabet, monetanzm'dir: bunlann sloganlan kısaca 'bütûn iktidar pazarlann' bıçımınde ozetlenebilır" "Fınans. ticaret ve medyalar, >eni tek- nolojılenn yardımı ıle tam bir patlama durumuna gelmıştır Bunlar yeni model ıktısadi imparatorluklaryarattı, yasalan- nı kendılen yapı>orlar, sermayelennı ışık hızı ıle bir yerden bır yere gönderiyorlar. dünvanın bir ucundan öbür ucuna yatı- nmlara ginyorlar. Ne sınır, ne devlet ne kültur tanıyorlar, ulusal egemenliklerle alay ediyor'lar. Yapıp ettıklennın toplum- sal sonuçlanna aldırmıyorlar Parayı spe- külasyona getınyor. ekonomık çöİcüntü- lere neden oluyor ve hükümetlere tuta- caklan yolu öğretıyorlar" " Bunlann ortağı olmayan hükümetler şaşkma dönüyor. başta ışsizlık olmak üzere bır yığın sorunu çozmekte v eter- sız kalıyor." 'Le Nouvel Observateur'ün 5 ocakta yaptığı ankette dünya uzerinde en nüfuz- 1u ellı kişi içinde ne bir devlet başkanı, ne bir bakan. ne bır mılletvekılı var." "Son yırmı yıl ıçındekı bılımsel-tek- nolojık gelışmeler. 'Bırak yapsın, bırak geçsin' lıberal tezinı bırçok alanda kam- çıladı. Berlm duvannın yıkılışı. komü- nıst rejımlenn çoküşu bunu busbütün hızlandırdı Bılgı ahşvenşı alanında ger- çekleştınlen büyük devnm. modem top- lumlann gerçek sınır sıstemı olan malı pazan ve haberleşme ağını patlama ker- tesınde gelıştırdı Söylemler. ımgelerbır v erden bır yere ışık hızıyla göndenliyor " "Diplomalı genç uzmanlar pazarın egemenlendır. Yenı ekonomı mantığını bunlar yürütuyorlar. Her zaman haklı olan mantıktır bu Bunun karşısında top- lumsal, ınsanı çekinceler başeğmek zo- rundadır. Aralık 1994'te patlayan Mek- sıka krızı. bunu gösterir. Bırleşık Dev let- ler, Japonya. Almanya, Fransa, ltalya, İn- giltere ve K.anada'nın. demek dünyanın en zengin yedi ülkesının bınkmiş döviz- leri ve özel yatınm fonları karşısında hangi silah para eder'" " Bu yenı güçler, hıçbır merkez banka- sı başkanının elınde bulunmayan olanak- lan ıle her dev letı ekonomık açıdan sar- sabilırler." "'Bu inanılmaz zengınlıkler, çoğun vergi cennetlerinin korurnası altındadır ve hükümetlerin etkısınden kendılerını kurtarmaktadırlar Bunlar kanunsuz, an- laşmasız, cezasız ıstediklennı yapabıl- mektedırler. Bunlar içın demokrası dıye bır şey yoktur; kamu yaran, sosyal mut- luluk, özgurluk, eşıtlik gıbı kavramlar anlamsızdır Bunlann yıtırecek zamanla- n yoktur; paralan. ürünlefi. düşüncelen küreleşen bırpazann sınırlannı engelsız aşmaktadır." "Bunlann gözûnde polıtik güç üçün- cu derece bır güçtür. her şeyden önce ekonomık güç gelır, sonra da medyatık güç vardır Bu ıkısını ele geçırirsenız. ık- tıdara gelmek sadece bir formalitedır. Iş- te Berlusconi bunun örneği." "Pazarlann serbestleşmesı ıle ulusal kapıtalızmden kuresel kapıtalızme ge- çiş, yenı dünya egemenlerinin fizyono- misını değıştırdı. Ekonomigörünmezle- şıyor. ışte göstergesi: Dünyanın en önde gelen yırmi endüstn kuruluşunun ara- sında mıkro elektronik ve enformatik 6 şırket var. Yırmı yıl önce bunlann biri bi- le yoktu." "Bu oligarşılerin dinamiğı tam bır fe- tıh mantığına dayanıvor, küresel rekabet yeni ahlakın buyruğudur. bu da yasadı- şı uygulamalara \e ekonomık cinayetle- re yol açıyor Her şeyden önce, serma- yenın küresel pazan devletlenn deneti- mı dışında kalmaktadır. Sıyasetin göre- vı, tumden sılındı Dünya 15. yüzyılda- ki gibı yenı bır fetıh çağına açıldı. Rö- nesansta başlıca aktörlerdevletlerdi, bu- gün ıse şırketler. fınans gruplan, özel endüstnlerdır Yenı fatihler, eylemlerinı yasallaştırmak ıçın, bır dını, bır uygar- lığı. bir külturü yaymak gibı bır bahane- ye gerekseme duymazlar; bunlann tek amaçlan fetıhtir 'Biz yapmazsak baş- kası gelip yapacak'." "Hıçbır dönemde dünya egemenlen bunca az sayıda olmadı. Tek tek tam güç- lü sayılabılecek bır ginşım yoktur, bun- lan bırbınne bağlayan ağ. egemenliğı sağlıyor Fınansçılar ıçin fetih bir tür kapkaççılık mantığına dayanır ve kâr et- me bir ganimete dönüşür." " Böylece yüz mılyonlarca insanın ya- şam koşullan tehlikeye düşüyor. Oysa sosyal, politık ve kültürel yıkımlan hiç- bır şey yasallaştıramaz. haklı kılamaz. 1980'den ben, kamu denetımı çarklan- nm bır yana bırakılması bu yağmayı ola- naklı kıldı. Devlet ıktidarsız bır seyırci durumuna düşünce politika, başka bir yerde ahnan kararlann onaylayıcısı du- rumuna geldi." "Peki, ne yapmalı'' Ulusal ve ulusla- rarası denetimlerin yenıden kunılması, banka gizliliğinin kaldınlması, sermaye hareketlen üzennden küresel bır harç alınması gerekır." "Ekonomik gücün hukuk alanına el- koyması büyük çaptadır. Chicago Üni- versıtesi'nin eski hukuk profesörü, Ri- gan tarafından federal yargıç atanan Vk- tor Pösner şöyle diyor: 'Adalet sözcü- ğünden iğreniyorum. Her şey ekonomi için, kâr içindir'." • Okumamızı kestilc, korku içinde bır- bırimize bakıyorduk. Kölecilik, aristok- rası, kapıtalızm, emperyalizm.. yeni du- rum bunlann hıçbınne benzemıyordu. Bır canavar yaratılmıştı. Gani Girgin, - Bu konuyu düşün, dedı. Sonra, başı önde, dalgın, düşünceli, çıkıp gitti 'Türkiyekazandı', 'Atatürkölmedi', 'laikliğin zaferi...'*kta Güngör Ozden'ın Anayasa Mahkemesı Başkanlığı'na yenıden seçılmesiyle duygu ve düşüncelen "yansıtan sözlerden birkaçını yazımın ginşıne aldım. Değerlı meslektaşıma gelen mektup ve telgraflarda kımbüir daha neler yazılıdır. Ama bu sözleri çok kimseden duydum. Kararan ortamda, seçim her yörede bir coşku rüzgân estirdı. Ataturkçülügü ve laıklığı ödünsüz savunmaktan başka suçu göstenlemeyen bır başkamn yenıden seçımindekı güçlük bilindiğı ıçin herkes birbırinı kutlamaktadır. Sayın Özden "ı secen üyelen öncelıkle. lnsan haklannı. demokrasıyı. hukuk devletını ve bağımsız yargıyı yazı ve konuşmalanyla savunmuş, 1982 Anayasa Taslağı'nı otuzdan fazla makalesıyle eleştirmıştir Sonralan *Dünvanın hiçbir yerinde sanıklar yargıçlannı secemez' demıştır K.HK ıle venlen aylık farkını mahkeme karanna kadar almamıştır Son aylarda üyelerden fazla olan aylığının ındinlmesinı, Mercedes arabanın yerine yerli araba verilmesıni yazıyla ıstemiştir. Başkanhğa geldığinden ben üyelerden fazla olan aylık bölümünü mahkemesı için kullanmaktadır Mahkemesının ele alınmayan ve çözüme kavuşturulmayan hıçbır sorunu kalmamış gibıdır. Meslek kuruluşlanyla, yiiksek mahkemelerle ve ılerici kuruluşlarla ilişkilen. uygar bir tutumla güçlendirerek yürütmüştür Hıçbır kışı ve kurum önünde eğılmemıştır. Özal'ın atadığı profesönln ant ıçme törenının yapılmaması, Fehmi Koru'nun mılletvekıllığının düsmesi ve özelleştirme konulan gıbi nice örnekler sayılabılir. Herkesle konuşur, dosttur. tnatlaşmayı ve zıtlaşmayı sevmez Size katılmasa da katlanır 12 Eylül dönemınde görevden almak ıstedıler, olmadı. Askerlen kutladığı. onlara hızmet ettığı sa\ lan asla doğru değıldır. Olke yarannı gözeterek görevde kalmıştır Ayrılsa ıdi akçalı olanaklan çok ıleri düzeyde olurdu. Şımdı evınden başka hiçbir şeyi yoktur Askerler nezdinde çalışmamıştır. Askerlenn nezdinde Başbakan Yardımcılığı ve Başbakanlık yapanın kim olduğunu herkes bılmektedır. 12 Eylül dönemınde anayasa ortadan kaldınlmamıştır. Mılli Güvenlık Konseyi kararlanyla değişenler dışındakı anayasa ve yasa kurallan yunirlükte olduğu gıbı tüm kurumlar görev başında idı. O dönemde ımzalı-ımzasız yazılarla demokrasıyı yüreklıce savunmuştur. Şımdılerde "Susrnanın sorumluluğu konuşmanın sorumluluğundan ağırdır._ Konuşması gerekenlerin sustuğu verde susması gerekenler konuşur.. Anavasavı savunmuyoruz, uyguluyoruz_ Bu anayasa, yama götürmez; degiştirilmelidir— Vlcdanımızı vastık \apıp vatıyoruz— Bi/e herkes güvenmelidir... V'atanı oJmayamn dini: aklı oimayanın Allah'ı olmaz... Anavasadan kaynaklanan sorunlan bize vüklemeyiniy... Laiklik ulusal birliğin de harcıdır, asla dinsizlik değüdir.- Inanç sömürücûlüğö inancsızlıkla birdir" dıyen BISIKLETTJE* bınsıdır. Nice güzel kararlarda ımzası vardır. Mıras payı, babahk davası, kadının çalışma hakkı gıbı.. Ceza Yasası'nın 438. maddesınin iptalinın ret karanna da karşıoy kullanmıştır Yürürlüğün durdurulması karan onun zamanında olmuştur. Özal'ın TMY'dekı ıptal ve karşı oyu bellıdir. lnançlara saldırdığı, kavgacı olduğu, çok konustuğu savlan tümüyle gerçek dışıdır. Hiç kımse Ataturkçülügü ve laikliği savunması dışında inançlara yönelik olumsuz bir sözünü gösteremez. Ama savunduklanna kızanlar gerçek dışı suçlamayla onu eleştırirler. Öğrendigıme göre şımdiye kadar 283 radyo, TV, gazete ve dergi konuşmasıyla konferans isteminin ancak 34'ünü yerine getirmiş. Barolarda. üniversitelerde, ilenci kuruluşlarda, Harp Akademileri'nde ve Kara Harp Okulu'yla liselerde konferanslar vermış. Bunlar kötü şeyler mi? Atatürk'e, devlete, laikliğe saldırmak demokratlık da, bunlan savunmak antıdemokratlık mi? Sayın Özden'e saldıranlar, Kürtçülük yapanlar, şeriat devleti özlemcileri ve tüm bölücülerdir. Her zaman aynlığa. aynmcılığa, ayncalığa ve aynklığa karşı olduğunu söyleyen, Atatürkçülük ve laiklik konulannda yanlı olduğunu çekınmeden açıklayan, ama görevde bağımsız ve yansız çalışması kuşkusuz bulunan Özden'ı suçlayanlann amacı nedir? Medyanın sag kesımınin son aykı çabası niçındi? Özden yitırse yeşıl bayraklı göstenler, davul zurnalı haykınşlar yapılacaktı. Hepsi kursaklannda kaldı. 2 Temmuz 1994 Edebiyatçılar Derneği'nın laiklik konulu toplantısındaki konuşmasıyla 13 Aralık 1993TürkHukuku Kurumu'ndakı açış konuşmasmı gerçek dışı biçimde veren gencı gazetelenn ^ayımlanna dayanarak Özden'i eleştırenler kendılenne gelmelıdır. Sayın Özden, birkaç kez ymeledı: "Ne çekiyorsak sahte demokrariardan, sahte dindarlardan, sahte Atatürkçülerden çeldyvruz!'' Yalan mı? Hıçbır çekınme duymadan, düzeltme ve yanıtlara karşın tablo almasmı. jüri danışman üyeliği yapmasını (insan haklan konusunda) ıkide bir yazarak halkımızı yanılrmaya çalışıyorlar. Yıne Özden'in dedığı gibi, "lnsan olmayan Müslüman olur rau?" Hıçbır görev sel kusurunu göstermeden onu demokrasi karşıtı tanıtmaya çalışmak zavalhhktır. Yıkıcılann, Atatürk ve cumhuriyet karşıtlannın, Türkiye düşmanlannm, şeriatçılarla ikınci cumhuriyetçılenn ışbırliğı hep sonuçsuz kalacaktır. A- ATEŞ EmekJİ Yargıç PENCERE Ya İnsanlarımız?.. Her kuşak kendi zamanında ve uzamında yaşar, yaşlanmaya yüz tuttuğunda geçmişi özler. Geçen- lerde bir eskı Istanbullu iç geçirıyordu: - Ah, nerede o Istanbul?.. Hangi Istanbul?.. - Havasıpınlpınl, denizi masmavi, tramvaylan çan çan, insanlan edeplı... Nostalji mi bu?.. • ^ • Bir Istanbul yok, kaç Istanbul var?.. Geçmişın bir- birine eklemlenmiş katmanlannda "bin kocaman ar- takalmış bive-i bâkir" kimbilir ne dönemler yaşadı... "Mütareke lstanbul'u"r\a ne dersiniz?.. Geriye gıderseniz, tarihin sayfalarını tersıne çevire çevire Bızans'ın Konstantınopolis'inı bulursunuz; za- man içinde yolculuk ısterseniz "2'nci Mahmut'un Is- tanbulu'na da sizı ulaştınr. 20'nci yüzyılın ilk çeyre- ğindekı kozmopolit Istanbul'u sever misiniz?.. Ancak, ne olursa olsun, eski Istanbulların hiçbirin- de hava kirli değildi; su zehırlenmemişti, deniz ölme- mişti... • 1960'larda "Yusırf Ziya Ortaç bizi Serkıl Dor- yan'da (Cercle d'Orient) her perşembe öğle yeme- ğinde bır araya getirirdı. Çetin Altan, Doğan Nadi, Cemal Hüsnü ve ben eksik olmazdık; bir de her haf- ta çağrılan "önem/ı" kişiler sofrada bulunurdu. Be- yoğlu'nda Istiklal Caddesi'ndekı kulübün yapısı ilgi- mi çekmiştı: - Nedir bu?.. Yusuf Ziya yanıtladı: - Burası Abraham Paşa'nın kışlık konağı mrıiş... Kafamı kaldınp tavanlara, duvarlara bakmış, 'kim- bilir buralarda neler yaşandı' diye düşünmüştüm. Abraham Paşa kimdi?.. • Ermenı kökenli Osmanlı devlet adamı, Mısırlı bir sarrafın oğluymuş, Hıdıv Ismail Paşa'nın Istanbul'da kapıkâhyalığı görevıni yapmış, Sultan Aziz donemin- de padişahın yakınındaymış, sonra Abdülhamit ta- rafından âyan üyelığıne atanmış. Sultan Aziz tavla meraklısıymış, en ünlü tavlabaz- ları getirtir, karşısına oturturmuş. Abraham Paşa, Hünkâr"ın tiryakiliğini bildiğinden, sağda solda konu- şunca Saray'a tavta partisine çağrılmış. Açıkgöz pa- şa bir oyun aldıysa ikı oyun vermiş, padişahın gözü- ne girmiş, bir gün sırası geldiğinde taşı gediğine koy- muş: - Padişahım, var mısınız? Elli bin liraya tek oyun!.. Sultan: - Peki... Abraham Paşa, bıle bıle lâdes, oyunu kaybedip 50 bin lirayı Abdülaziz'e sununca, Padişah keyfe gelmiş: - Dile benden ne dilersin!.. Abraham Paşa: - Hüseyin Avni Paşa kulunuzun teker meker olu- şunu... Sadrazam Hüseyin Avnı Paşa, tavla keyfine hemen azledilıp Isparta'ya sürülmuş, ama, yaman bir herif- mış kı bu ışın, başına nasıl geldiğini öğrenince Abra- ham Paşa'ya haber salmış: - Beni nasıl sürdürdüyse öylece getirtsin ya da kendini üç aya kadar yok bilsin... Can pazan... Abraham Paşa'nın etekleri tutuşuybr, Hüseyin Av- ni Paşa dediğini yaparmı?.. Çokgeçmeden paşa ba- ğışlanıyor, Istanbul'a geri dönüyor. • Abraham Paşa'nın öyküsünü Sermet Muhtar Alus'un "Istanbul Yazılan'nüa okuyunca aklıma Ser- kıl Doryan'daki toplantılanmız geldi. Istanbul'un geçmişın zaman tüneHne doğru hangi kımlıklerle uzandığını düşündüm. Ama, hiçbir Istanbul'un havası, suyu, denizi kirlen- memişti. Peki, bugünkü Istanbul'un yalnız havası, suyu, denizi mi kirli?.. Ya insanlanmız? EN DEĞERLİ KÂR ORTAKLARIMIZDAN YEŞİL KAPLUMBAĞA. Nesli tükenmekte olan Yeşil Kaplumbağa, ülkemizin korunması gereken-doğal zenginliklerinden hiridir. Garanri, gelirinin bir bölümüyle, deniz kapkınıbağalarının da korunması için çalışmalar yapan Doğal Hayatt Koruma Derneği'nin projeleriııLikstt.'klı\(ir ^ uyiKz. Göz okşayıa, canlı renkler... •de1löfX*lşte \Beldesan bisikletlerinin , Jsfisi. Üstelik Beldesan'ın tüm yurdw " " " " • ' < •••sl I j f c -* aygın servis - böl ysdek parça gupencesi ve peşin Few Age"\ PEŞİN FİYATV4A TAKSİTIS ÜttÜNlMK PREMI&l (Alümnyvtvl | M-2418 L(K,zl M-2618 İErlek) vrns PtfİHAT VT4 TAKSlT 21 33 B7S.OOO I. StÇENfK ptşitua Toıt vıınKSİr rfr. 4.29O OOO 3B.A\0.0OO 24 S I »25,000 B\.S25.OOO\ 10,36S,OOQ l O 425.000 2.0B5 OOO 1O.3SO.OOO 2.070,000 10900000 2.I8OOOO 10,900000, M-2Ö18 LIKızl M-262 1 X ICrkekJ M-262 1 5 (Amortısöriü) C241B (Erk»k) C2818 Itrtmk) C-26IB l tKız) C-2A21 X (Erkekl BMX TOJOKVO (Kolfemır) KOOY IKatlanıti GUÇlü IKIoukl 26- 26- 26- 24- 2«" 26' 26' 20' 20- 2O" 2 6 - 18 21 2 ) 18 78 18 21 - - 14.325,000 2,865,000 14.325 OOO 14,850,000 2,970.000 14.850 OOO 17 575 OOO 3,515 OOO 17,575,000 11 750 OOO 2,350 OOO 11,750,000 12 225 000 2 445 OOO 12.225 OOO 12,050.000 2,410,000 ı 12,050,000 12,825.000 2.565,000 \ 12.825.000 5,775.000 1.155,000 5,775.000 7,000.000 1,400,000 7.000,000 8 OOO OOO 1.600,000 8.O0O OOO S 750 OOO 1.750.OO0 8.750 OOO 1,815 OOO 1,880 OOO 2,225 OOO 1 490 OOO 1,550 OOO 1,530,000 1.625 OOO 730.OOO 890,000 1.O15OOO 1 110 OOO 16,335 OOO 16,920 OOO 20,025,000 13.410,000 13 «50.000 13,770,000 14,625,000 6,570,000 BO10OOO 9,135 OOO 9 990 000 ffororrtisi a!tınd*tiır, • Ürüriter farihVr 71$İÖ scyihTebrtg hCfcüm atiroh 1&S torihleri dc scms n»lcfo/orındt yürtft/(fır. • TalejİK&jftSk ve üetinı oianakftm <J İENBLDACinCI ; BekoTtcar İZ TÜKETİCİ DANIŞMA^ \1 85 15-0800261 i% GARANTl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle