Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
!5 HAZİRAN 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Şefika Kutluer, Iskoç Oda Orkestrası'nın bu akşam Istanbul Festivali'nde vereceği konserin solisti:
Festivalde çabnaktan gurur duyuyorum
GAMZE VARLM
En büyük sanatçılar Istanbul Festıvalf ne davet edılmiş olmaktan
gurur duyuyorlar. En önemlı orkestralar festıvale katılmak ıçın
fırsat kolluyorlar. Festıvalın 23 senelık bır geçmışı var. O kadar
gururlanılacak bır geçmış kı... Onjınal mekanında 'Saraydan
KJZ Kaçırma' sahnelenıyor. Bu, dünyanın hıçbır yennde
yapılacak ış değil.
mekanında "Saraydan Kız Kaçırma' sah-
neleniyor. Bu, dunyanın hiçbir yerinde
yapılacak iş değil. Bir de Aya İrini'deki
konserler. Hem tarihi yerlerimiz, hem sa-
natımız. hem sanatçılanmız. hem festiva-
limiz, hepsi super..." Sanatçı, New
Vork'tan Istanbul Festhali'nin progra-
mını takip ederek rezenasyon yaptıran-
lann. Turkiye'de yapacaklan tatili festi-
\ale göre a>arla>anlann bulunduğunu
anlatıyor gururla.
Kutluer. karşı karşıya kaldığı onyargı-
lar ve engelier yuzunden bır Turk sanat-
çının yurtdışında bır yere gelmesının
zorluklannadeğınıyor "Sanatçı kimliği-
nin dışında Tiirk olması bir engel. Bunu
aşabilmek, kendini kabul ettirebtlmek
buyük başan. Bir Avrupab sanatçının
yaptığının çok daha fazlasını yapmanız
gerekiyor. Onlarla a> nı duzeyde, çok ba-
şanlı bile olsanız Turk olmanız birçok şe-
yi kaybettiriyor. Boyle bir savaşa başla-
mışsanız, bunu yanda bırakmanıza im-
kân yok. O artık sizin için bir göre> olu-
yor"
Kutluer, bu gorev ı başanyla yenne ge-
tınyor 1986 yılında Vıyana'da, Doblın-
ger Lluslararası Flut Yanşması'nda bı-
nncı olan sanatçı yanşmanın 25 yılını
kutlama konsenne, kendısı gıbı daha on-
ce bınncı olan beş sanatçıy la bırlıkte da-
vet edıldı Geçenmayısta Vıyana'daver-
dığı konser. Sony Classıcs tarafından CD
olarak yayımlanmak uzere kaydedıldı
BuCD ıkı ay sonra çıkacak Kutluer, Vı-
İskoç Oda Orkestrası, 23 Uluslarara-
5i Istanbul Muzık Festıvalı kapsamında
bugun Aya trını'de Sır Charles Macker-
ras > onetımınde bır konser \ erecek Flut-
çu Şefika Kutiuer'ın solıst olarak katıla-
cağı konserde. HaendeTın Su Muzığı Su-
ıtı. Mozart'ın 1 numaralı Sol Major Flut
Konçertosu. Benjamin Britten'ın 'Frank
Bridge'nin Bir Teması L'zerine Varyas-
yonlar'ı ve Beethoven'ın 'Promethe-
us'un Yaratıldarı' Sahne Muzığı Op
43ten bolumler seslendınlecek
1994-95 konser me\ sımmde 21 kuru-
luş vılını kutlayan. dünyanın seçkın or-
kestralan arasında yer alan lskoç Oda
Orkestrası'yla ılk kez çalacak olan Şefi-
ka Kutluer. "Bu festivale gelmeleri, bu
orkestray la çalmak buyuk mutluluk. Sir
Mackerras, Mozart uzerine derin bilgı-
ye sahip bir şef. İskoç Oda Orkestrası'na
bir Mozart orkestrası diyebiliriz1
" dıyor
Sanatçı. bugun dunyanın onemlı fes-
tıvallenyleboyolçuşen Istanbul Festıva-
h' nın ulaştığı duzey den duy duğu mutlu-
luğu dıle getırıyor "Böylesine prestijli
bir festivalde çalmaktan gurur duyuyo-
rum. En başta bizim fesfivalimı/ olduğu
için... En büyiık sanatçılar İstanbul Fes-
rivali'ne davet edilnıiş olmaktan gurur
duvuyorlar. En onemli orkestralar festi-
vale katılmak için fırsat kollu\orlar. Fes-
tivalin 23 senelik bir geçmişi >ar. O kadar
gururlanılacak bir geçmiş ki_. Orijinal
PENALTI
Kutluer, 'Tıirk sanatçısının yurtdışında kendini kabul ettirebilmesi büyük başarTdiyor. (Fotoğraf DEVRİM BARAN)
yana'dakı başanlı konsennden sonra za-
fennı. kendısını gururla tebnk eden un-
lu >ef Zubin Mehta ıle bırlıkte kutlamış
Mehta oncekı yıllarda sanatçıya buyuk
ölçude destek olmuştu
Turk yorumculann CD'lennın duny a-
da ne olçude satıldığını soru>oruz Şefi-
ka Kutluer'ın eşı Refik Kutluer gınyor
burada soze "Eğer bir plak şirketi CD
için istekte bulunur, sıpariş verirse o CD
kataloglara \e dunya dağıtım ağına giri-
yor. Dola\ısıyla her yerde satılıyor. \ma
bir başka organizasyon CD yaptınrsa \e
satmak amacıyla Turkiye've getirirse, o
plak şirketinin gundemınde olmadığı için
diinya dağıtım ağına girmiyor." Şetıka
Kutluer'm vaptıgı ıkı CD. ıkı ayn plak
şirketinin talebıy le gerçekleştığı ıçın ka-
taloglara gırmış \e bugün Amenka, ln-
gıltere Almanya ve Uzakdoğu'da bulu-
nabıltyor Sanatçı bu CDIerden bınnde
Cek asılli bestecı Kromer'ın Senfonı
Konçertantrnın dunyada ılk kez seslen-
dırıldiğını belırtı>or
Italya. Avusturya, lsvıçre. Almanya,
Ingıltere Uraıl Sıngapur \e ABDde
konserler \eren. festıvallere katılan sa-
natçı farklı ulkelerde karşılaştığı farklı
tepkılerı anlatıvor "Mmanya'dasanatçı-
ya ulusal kimliğivle bakan bir seyirci kit-
İesi \ar. \ma bız bunu yıktık. Seyircinin
ilgisi çok değışti, son zamanlardaki kon-
serler çok daha değişik boyurlara ulaştL
Ingiltere'de seyircı çok ciddi. Ona rağ-
men oradaki son konserimde çok guzel
tepkiler akiım. Lzakdoğu'da çok coşku-
lu bir seyirci var. Amerikalı seyirci ise
Türk sanatçılann konserierini hasretle
bekKyor" Kutluer. New York'ta. Cama-
gıe Hall'da verdığı konserden sonra Ne»
York Tûnes gazetesınde > ay ımlanan bır
eleştırı yazısında, dünyanın seçkın flut-
çulen arasina katılan uluslararası bır sa-
natçı olarak şoyle selamlanmış "Şu an-
da müzik arenasında James Galwa>. Je-
an-Pıerre Rampal gibi unlü miızikçileri-
miz varken, şimdi de uzaklardan, Turki-
ye'den gelen bir ftutçümuz var.~
PELtN OZER
nun Müşterileri' adlı romanı İstanbul'da sinemaya aktanlıyor
; yazılan bir aşk öyküsü
İstanbuPda çeşhii mekânlarda çekilen fılmde 1000 fıgüran yer alıyor.
Georges Simenon un "Avre-
nos'nun Vluşterileri*' adlı roma-
nı bugunlerde Fransız>onetmen
PhilippeVenaulttarafından sine-
maya aktanlıyor Çekımlerı İs-
tanbul'da gerçekleştınlen fılmın
teknık ve oyuncu kadrosunun
buvuk çoğunlugunu Turk sıne-
macılar oluşturuvor Jacques
Gamblin, Carlorta Natoli \e
Claire Borotra nın ba^rollennı
ovnadığı tılmde Mahir Gunsı-
ray, Menderes Samancılar, Is-
mail Incekara. Konuralp SunaL
Nıhat Nikerel, İlteray İlter, Er-
giın Koknar. Anı İpekkaya. Na-
şit Ozcan, Mehmct Gurhan gı-
bı Türk ovuncular da rol alıyor
Goruntu vonetmenlığını Anne
Khripounoff un ustlendığı fıl-
mın Fransız yapımcısı Georges
Campana (Le Sabre) Turk ya-
pımcısı ıse İFR adına Emel Bi-
lal Turkıye'desınemalardagos-
terıme gırmesı planlanan fılm.
1995 yılının Istanbul'undaajnı
erkeğe âşık olan ıkı genç kadı-
nın ovkusunu konu alıyor Sı-
menon'un Istanbul'u zı>aret et-
tıkten sonra 8 gun gıbı kısa bır
suredekalemealdığı ve ınsanlar
arasındakı ılışkılerı dennlığıne
ışledığı romanı EmmanuelCar-
rere \e Philippe Vcnault bırlık-
te senaryoya aktarmış Istan-
bul'unçeşıtlımekânlannda vak-
laşık 1000 fıgüramn katılımıy-
laçekilen fılmın son duraklann-
dan bın de Paşabahçe'de eskı bır
yalı>dı Bugune dek polısıye.
komedı turunde fılmlere ve psı-
kolojık dramlara ımza atan Phı-
lıppe Venault ıle yoğun çekım-
ler arasında verılen oğle veme-
ğı sırasmdakısabır^öyleşı >ap-
ma fırsatı bulduk
- Georges Simenon'un ro-
manlan, televizyonda gösteril-
mek üzere sinemaya aktanlıyor.
"'Avrenos'nun Muştenlen de
bu filmlerden biri. Bu proje uze-
rine bil«ı \erir misıniz?
Beş fılmlık bır paket olacak
bu Dızılerın hepsı de Sıme-
non'un romanlanndan vola çıkı-
larak gerçekle^tırılıjor Hertıl-
mı farklı vönetmenler ycrı,ek-
le^tırı\or Benımle bulıkte K-
panvol \e Ingılız \onetmenler
de bu projcnın ıı,ınde Projenın
adı da "Simenon des Trophiqu-
es."Tabıı bunun anlamı oldukça
genış Valnızca Istanbul u kap-
samıvor Bu fılmlerın çogu Si-
menon'un 1930 lu vıllarda At-
nka\e Latın Amenka'va vaptı-
gı zıvaretler sonucu vazdıgı ro-
manlardan aktanlışor Bugune
dek çekımlerı Bulgariitan \e
Afrıka'da çekilen ıkı tılm ta-
mamlandı
- Buromanısinemaya aktar-
maya nasıl karar \erdiniz?
Avrenos'nun Ylıisterılen"
bence Sımenon'un en guzel ro-
manlanndan bın Aşağı vukan
10 vıl once ben bu romanı sine-
maya aktaımav ı duşunmuştum.
ancak bunu gerçekleştııeme-
mıştım Şımdıkarşımabovlebır
fırsat çıktı \ebendebırduşumu
gerçekleştınvorum Simenon bu
romanları 1930-^ \ ılları ara-
sında \e çok hızlı bır sekılde
vazmış ' Avrenos nunMuşten-
lerı" deSgundevazılmışbırro-
man Zatenromanlarınn,ok hız-
lı yazmak gıbı bır ozellığı var
onun Çokfazlanotalı>orvehıç
durmadan yazabılı\ormuş Za-
ten boyle olmas<ıydı 300 roma-
nı bırvaşama sığdıramazdı
- Simenon bu romanında İs-
tanbul ı/lenımlerini de
aktarmış değil mi?
Tabıı Ronıanların-
da anlattığı her verı zı-
varet etmış En kuçuk
ayrıntılara varana dek
her şevı betımlemesı
4İe bunu kanıtlıvor Is-
tanbul da ne kadar kal-
dığını bılmıyorum,
ama Istanbul da v a^aıtı
ve Istanbul'un eoğrafi
özellıklerı hakkında
çok şev bıldıgı kesın
- Simenon'un anlat-
tığı İstanbul'la gunü-
mıı/un İstanbul'u ara-
sında oldukça bıiyuk
bir fark \ ar. Bu da çok
ciddi bir çalışmayı ge-
rektiriyor. Buraya gefip
bir doncm filmı çekmeye karar
vermeden once ne gibi çalışma-
lar yaptınız?
Bu vuzden bız de bayagı ça-
liştık Savastan sonra Istan-
bul un durumunu araştırdık
Çunku gerçekten de Istanbul'da
19M) lu vıllann atmosferını va-
ratabılmek oldukça zor Tabıı
yabancı bır ülkededonem filmı
çekmek de oldukça zor Başan-
lı olabılmek ıçın çekımlerden
once bırkaç kez Istanbul'a gel-
dık Fılm ıçın uygun mekânlan
araştırdık Aslında fılmm konu-
sunun geçtıgı Turkıye de gerçek
degıl Fılmın şıırsel bır anlatımı
var Bu anlamda fılm, yalnızca
1950 lı vıllann Istanbulu'na ışık
tutmuyor Bu fılm ıkı ınsanın
macerasını anlatıvor Bu mace-
rada fon da Istanbul olarak be-
lırlenmış Fılmde gerçek olav-
larla hıçbır kar>ılaştırma >ok
Bu polısıye bır fılm degıl Si-
menon'un romanlan zaten çok
psıkolojık fılmlerdır Tehlıke,
şüphe. tedırgınlık gıbı ınsanı
duygulan araştınr
- Turk oyunculan seçerken
neleri göz onunde bulundurdu-
nuz?
Pek çok o\uncu>la tanıştım.
onlarla konuştum. fılmlerını
gördum Türk oyuncularla ça-
hşmaktan çok memnun olduğu-
mu da söyleyebılırım Tûm
o> uncular ışlenne dort elle sanl-
dılar Aradakı tarklılıklaravedıl
sorununa karşın çok ı>ı bır »o-
nuç elde edeceğımızı duşunu-
yorum
-Sesli çekilen bu fiimde teknik
ekibin buyfik çoğunluğu da
Turklerden oluşuyor. Fiimde
teknik açıdan bir zorlukla kar-
şılaştinız mı?
Butehlıkelıbırsoru Tabıı her
fılmın çekımlerı sırasında bazı
zorluklar yaşanır Bu doğaldır
Zaman zaman da çok sınırlı ve
duş kınklığı ıçınde aynlırsınız
setten Ama bu çok da onemlı
değıldır Çunku sonunda her şey
unutulur ve fılm değerlendınlır
Tabıı arada kultürel farklılıklar
var Çalişma sıstemlerınde de
değışıklıkler soz konusu doğal
olarak Olavları kavrayışımız
estetık kaygılarımız. gerçeklığe
bakışımız gerçeklığı yorumla-
ma çabamız ovuncu vonetımı-
mız Arada pek çok fark var ta-
bıı kı
- Filmin Fransa'da sınemalar-
da gösterime girmesi de soz ko-
nusu mu?
Bu şımdılık bır sır Fılmler
Fransız Alman ortak telev ızyo-
nu olan RT'de göstenlecek Çe-
kımler önumuzdekı bıtecek ve
montaj ıçın Fransa'va donece-
ğız Tabıı ışın en önemlı kısım-
larından bın venı başlı>or
Philippe \enault, Türk oyuncularla çalışmaktan çok memnun.
'Günümüz Çin'i 30'lu yıllardan farklı değil'
Kultür Senisi - Çınlı vonetmen
Zhang Yimou bu yıl Cannes Fılm Fes-
tıvah'ne son filmı "ShangaiTriad-Şan-
gay Mafyası" ıle katıldı Genç bır kov-
lunün gozunden '30'lu vıllann Şanga-
yı'na ışık tutan fılmde tehlıkelerle dolu
mafyadunyasıanlatılıyor Bufılmdede
başrolu yönetmenın fetış oyuncusu
Gong Li ustlenıyor Acımasız bır maf-
ya babasının metresı olan kabare ^arkı-
cısını canlandıran Lı. bu fılmde de gu-
zellığı ve başanlı oyunculuğuyla dık-
katlen çekıyor
Bu>ıl Uluslararası Istanbul Fılm Fes-
tivali'nde "Yaşamak"adlı fılmını ızle-
me fırsatı bulduğumuz \ ımou. Fransız
Le Fıgaro gazetesının son filmı uzenne
vönelttıgı sorulan yanıtlamıs
-Gecen yıl Cannes Film Festivali'nde
Jüri Buyuk Odulü'nu kazanan "Vaşa-
mak" adlı filımnizi tanıtmak üzere Can-
nes'a gelmemiştiniz. Odulu filmin erkek
oyuncusu Ge You almıştı. Bu seçımini-
zin nedenini açıklar mısınız?
Çok basıt Fılm hıçbır zaman sansur-
den geçemedı Hıç kımse de bana bu-
nun nedenini açıkaçıkanlatamadı Boy-
le bır durumda benım Cannes Fılm Fes-
tıvalı'ne gelmemın de bır anlamı yok-
tu
- Konusu 1930"hı yıllann Şangayi'nda
gecen son filmıni/in adını "Şangay Maf-
vası" kovdunuz? Bu donem sizin neden
ilginizi çekiyt)r?
Bugunlenn Çın'ıyle '30'hı yıüannÇi-
nl' arasında buyuk bır benzerlık var O
zamanlar Şangay maceraperestlenn.
zengın olmanın vollannı arayanların.
gezgınlenn kentıydı Bugûn de Çın'de
uygulanan serbest ekonomı polıtıkasıy -
la bırlıkte Şangay. Pekın ve Çanton gı-
bı kentler ınsanlara kalkınmaya açık
kentlerhalınegeldı Çomertlığımızıko-
rumak yenne materyalıst ısteklerımız
tarafından yonlendınlıyoruz Fılmde bu
mesajı ıletmek ıstedım
- Ama filminizde mafvadan soz edi-
yorsunuz?
Mafyayı fon olarak kullanıyorum
Fılm boyunca mafyanın varlığı, özel-
lıkle ıktıdara karşı ısyan olarak hıssedı-
lıyor Şıddet dolu, acımasız bır fılm ger-
çekleştırebılırdım Ama beş para etmez
bır konu uzenne fılm çekmek ısteme-
dım doğal olarak
Bu fılmde bır kabare şarkıcısı ve bır
mafya babasının metresı olan Xiao Jin-
bao(Gong Lı) \e Shuisheng( Wang Xı-
aoxıao) adında 14 yaşındakı bır çocu-
ğun çevresınde gelışıyor Aslında Fılm
Xıao Jınbao'nun emnnde çalışan bu
genç koylu çocuğun bakışlan uzenne
kurulu Fılmın sonunda açıkyureklılık
yennı vahşete bırakıyor
- Cömertlik uzerine ciddi bir eleşa'ri
getiriyorsunuz fiimde. Ancak Kultur
Devrinıi'nden sonra hâlâ ınsana olan
guveninizi koruyx>r musunuz?
Boyle zorlukları yaşavan yalnızca
ben değıldım Mılyonlarca ınsan pek
çok zorluğa katlandı o yıllarda Geç-
mışte yaşanan guçlukierı unutmak
mumkun olmasa da fazla hayıflanmı-
yorum bu y uzden
- Sizin hakkınızda bir efsane varahl-
dı. Fotoğrafmakınesi alabtlmek için ka-
nınıa sattığınız doğru mu?
Evet, gerçekten kanımı satTım Bov-
lece 18 frank kazandım Bu paray ı da dı-
ğer bınkımlerıme ekleyerek bır fotoğ-
raf makınesi aldım
- Sinemacı olma\a nasıl karar verdi-
niz?
Şans eserı' Basketbol oynamak ıstı-
yordum. ama bu ış ıçın çok ufak tefek-
tım 1978'de unıversıteler. öğrencı al-
mak ıçın kapılannı yenıden açmışlardı
Ben de fotoğraf sanatıy la ılgılendıgım
ıçın Sınema Akademısı'nı seçtım So-
nuçta sınavı da kazandım'
-Avrupayada Amerika'da.ozgurbir
ortamda film çekmek istemez mi> diniz?
Havır Bunun ıçın de geçerlı bır ne-
denım var Bu ulkelerı çok ıvı tanımı-
yorum Ben her ortamda fılm çekebılen
bır yonetmen doğaustu bır yaratık de-
ğılım Bugune dek pek çok guçluğıı
aşabıldığım ıçın başanlı bır yonetmen
oldum
MEMET BAYDUR
John Berger İkibin
Yılında
Herkesın yalnızca kendıne aıt yazarları, şaırien
vardır Okuyan, okumayı seven ınsanların demek ıs-
tıyoaım Bu ozel yazarlar çok unlu, çok satan ya-
zarlar da olabılır. Kışıye ozel konumlarını zedelemez
bu durum. Insan onların yazdıklarını yalnızca ken-
dısı ıçın yazılmışa benzer bır heyecanla okur. Ro-
man, hıkâye, şıır hepsı bır okura yazılmış uzun bır
mektuptur artık Yazar ıle okur arasındakı o gorun-
mez kopru, o kopmaz gobekbağı kurulmuştur bır
kere Herkesın yalnızca kendıne aıt yazarları, şaır-
len vardır
John Berger'ı yırmı yıl kadar once Yedtna Adam
adlı kıtabıyla tanıdım Sonra "Gormenın Yollan"m
okudum Londra'da. Sanata değil hayata bakışımı
etkıledı bu kuçuk dev kıtap Bu ıkı krtaptan sonra,
ıkı romanı gırdı araya Zamanımızın Ressamı ve G
Bu ıkı kıtabı da yıllardır ayırmadım yanımdan Arka-
sı benım açımdan çorap sokuğu gıbı geldı Bakmak
Uzenne, Pıcasso'nun Başansı ve Başansızlığı, Go-
nış Duyumu, Nesnelenn Gonınuşu, Sanat ve Dev-
nrn, Corker'ın Özguriuğu, Sureklı Kırmızı, Domuz
Toprak, Bır Zamanlar Evropa'da, Leylak ve Bay-
rak. Yakın bır dostummuş gıbı ızledım Berger'ı
Konferanslanna gıttım, gazete - dergı yazılarını oku-
dum. Açtığı resım sergısıne gıttım geçen yıl New
York'ta. Olağanustu sergı kataloğu! Yazdığı fılmle-
rı seyrettım defalarca Dünyanın Ortası ve Jonas
2000 yılında 25 yaşında olacak. Bu ıkı enfes fılm
duşlerıme gırdı, yerleştı John Berger benım yaza-
nm oldu Yirmı yıldan fazla zaman geçmış Berger'i
okumaya başlayalı Şımdı elımde son romanı var.
"Duğune Doğru" Berger'ın yetmış yaşına gırerken
yayımladığı, yırmıncı yuzyılın bıtışını, bılgece, usta-
ca, efendıce anlatan bır roman
Dırı, taze, berrak bır anlatım Kısık gozlerının ar-
dında dunyayı ve tarıhı, bulutları ve coğrafyayı,
umudu ve kuskunluğu, olumu ve hayatı pırıl pınl net
gören bır ınsanın satırları
Her şey, her satır, ancak bır ustanın yazabıleceğı
ama yedı yaşında bır çocuğun hemen anlayabıle-
ceğı karmaşık bır duzgunlukle orulu Berger, yuzyıl
bıterken ınanılmaz guzellıkte bır belge bırakıyor
okurunun elıne
• • •
Yüreğı, savı, ateşı, kapılan olan (açık kapılan olan)
bır roman Duğune Doğru Gızlı, saklı, ortulu, şıfre-
lı hıçbır şey yok ıçınde Şıfrelerden soz edıyor el-
bet, hemen anahtarını sunarak Gızlı olan bır şey an-
latırsa, aynı sayfada harıtasını da buluyorsunuz.
Kultur vesınırtanımayan bır yazar John Berger In-
gılız ama Fransa'da yaşıyor. ama Turkıye hakkında
yazıyor; Yunanıstan, eskı Yugoslavya, eskı Çekos-
lovakya hakkında yazıyor John Berger neresı hak-
kında yazıyorsa oralı.
Roman, Fransız asıllı bır genç kadın (Nınon) ıle
Italyan Gıno'nun yavaş yavaş evlılığe doğru yolcu-
luklarını anlatıyor Can sıkıcı bır durum var. Nınon
AIDS'ten mustanp. Nınon'un annesı bır Fransızla
evlı, Slovakya vatandaşı AIDS, Berlın Duvarı, bo-
lunmuş ulkeler, bolunmuş ılkeler, aşk, olum, anılar,
geleceğın anılan, gelecek nostaljısı her şey mucev-
her kırıntıları gıbı yennı alıyor bu romanda Butun
bunlar da kor bır Yunanlı tarafından anlatılıyor Ho-
meros değil bu çeşıtlı yolculuklan anlatan roman
kışısı. Kılıse suslen satan bır guzel adam. Çobana-
kos
Berger, ancak bır şaırın yapabıleceğı bır ışı kota-
rıyor Tnsan aklının ıçerebıleceğı her şeyı tutkulu
ama soğukkanlı (çocuksu bır soğukkanlılık bu) bır
dılle anlatıyor. Içınızden okursanız bırturtu, yuksek
sesle okursanız başka turlu ama aynı ağırlıkta, ay-
nı yoğunlukta tatlar veren bır yazı Hem geçmışı,
hem de geleceğı anlatan sakın, akasyalı, kırazlı,
ruzgârlı, ımkânsız, unutulmaz bır roman Duğune
Doğru. Marquez'ın Kolera Zamanında Aşk'\n\ du-
şunuyorum Berger'ın bu kıtabı ınsan aşkını daha
yukarılarda bır yere, ınsanın avucunun ıçıne yerleş-
tırıyor. Korkutucu guzellıkte.
• • •
John Berger'ın bu yaprtı da çevrılecektır dılımıze.
Torunlarımız onun butun yapıtlarını okuyacaklar,
okuduklan ıçın daha guzel ınsanlar olacaklar. Ber-
ger kadar onemlı bır başka yazarın satırlarıyla bıtı-
relım bu pazar yazısını Nurullah Ataç'ın ben ço-
cukken yazdığı satırlarla "Pek overler dayanışma-
yı, goklere çıkanrtar Gençler bır ış başarmak ıstı-
yorsa aralarında dayanışma olmalıymış, tutmalı,
korumalılarmış bırbırlerını Hanı anlatırlar: Bırbaba
dort çubuğu bırer bırer kırıvermış de dordunu bır-
bınne bağlayınca kıramamış Kışıler de o çubuklar
gıbı oimalıymış, sımsıkı bağlanacaklar bırbırlenne,
kımse onlan kıramayacak lyıya, kışıoğlu başka, çu-
buk başka Çubuk duşunmez, çubuk bu! Hangı
çubuğun yanına koysanız uzlaşır, bağdaşır, duygu-
su yok, düşüncesı yok Kışıoğlu oyle mı
7
Öyle ol-
sun ıstıyorlar, duygulannı, duşuncelerını bıraksın,
kımınle olursa olsun uzlaşıp bağdaşsın, bır daya-
nışma kursun dıyortar."
Eskıden "tesanûd" derlermış. Ataç "dayanışma"
dıyor o yıllarda Ben de oyle dıyorum. Bu yıllarda...
Tarih gün ışığına çıkıyor
•MUĞLA (AA)-Mugla ve yoresındekı antık
kalıntılann bu yıl başlanacak 10 arkeolojık ve 2
antropolojık kazıvla gun ışığına çıkanlacağı bıldınldı.
Muğla Bodnım ve Marmarıs muze mudurluklerınce
gerçekleştmlecek olan kazı ve araştkırma çalışmalan,
dokuz Türk, ıkı lsveçlı ve bır ingılız bılım adamı
başkanlığındakı heyetler tarafından yapılacak Kazı
ve araşırmalar, ekım ayı sonuna kadar surecek
Kültün-Sen'den
Bozkupt Kuruç'a suçlama
• \NKARA(ANKA)-Kultür-Sen ve Kultur
Bakanlığı Devlet Tıyatroları çalışanları. Devlet
Tıyatrolan'nda bır kaç yıldır uygulanmaya çalışılan
çağdaşlaşma ve demokratıkleşme surecının Dev let
Tıyatrolan Genel Muduru Bozkurt Kuruç'un
mahkeme kararıyla gorev ıne donmesıyle sekteye
uğradığını belırttıler ve yıllar oncesınde kalmış kımı
baskı ve yasaklann gen geldığını savundular
Kayserfde yeni bir yeraltı şehri
Zhang Vlmou'nun 'Şangay MafvasT adlı son filminde başrol oyuncusu yine Gong Li.
• ANKARA(AA)-Kayserf nın Veiîilhısar ılçesıne
bağlı Keşlık koyündekı ıçi fresklerle suslu kaya
kılıselerı tunzme açılmayı beklıyor Yeşılhısar
ılçesıne dort kılometre uzaklıkta bulunan Keşlık
koyü, "Urgup-Goreme. Yeşılhısar-Soğanlı tıpı"
kayalıklara oyulmuş kılıse. magara ve sığınaklann
bulunduğu dogal ve tarıhı yapısıyla dıkkat çekerken.
Kultur Bakanlığı yetkılılen bolgenın tunzme
açılabıleceğı yolunda goruş bıldınyorlar