Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1995 PAZAR
12 DIZIYAZI
Imparatorluğun parçalanışını onaylayan Sevr'den, genç cumhuriyeti dünyaya tanıtan Lozan'a:
Turkıyp nın 91ÛŞU
ve yeniden dirilişilçerdeki mücadelelere. dışardaki has-
ma karşı sa\aş eklenir. Ülkenin güney-
doğusunda. milliyetçi örgütler. Kilik-
ya"ya yerleşmış Fransızlarla çarpışırlar:
Batı'da 20 Hazıran 1920'de. işgal böl-
gesini belırleyen Milne hattını aşmış
Yunanlılarla karşı karşıyadırlar. Kuzey-
doğuda, Kâzım Karabekir komutasın-
daki 15. Kolordu. Ermenıstan sınırla-
nnda nöbete girer \e Erıvan hükümetı-
nin. ımparatorluğun çöküşünden yarar-
lanıp ele geçırdigi topraklan geri almak
içın uygun anı bekler.
Öyle de nasıl gıderleri karşılanacak
bütün bu askeri etkinliklerin?
Maddi kaynaklar
ttılaf devletlerıne ve kuyruklarma
karşı mücadeleyi sürdürebilmek için.
ulusal hareketin elindeki kaynaklar pek
yetersizdir. Kuşkusuz. Ankara hüküme-
ti, kendısini tek yasal iktıdar olarak gö-
rüp. sultanınkıne benzeyen bir vergi
mekanızması kurmuştur. Ne var ki ver-
gi tahsildarlannın sıkıp suyunu çıkar-
dıkları köylüler, Anadolu toprağında
çatışmaları sürdürmeye oldukça kötü
gözle de baktıklanndan. ellerinden gel-
diğince kaçarlar yükümlülüklerinden.
Öyle olduğu ıçındir kı Mustafa kemal.
dış yardımlara başvurmakta gecikmez:
Hındistan'dan Kuzey Afrika'ya. Kahi-
re'den Buhara'ya değin. bütün Islam
dünyasına propagandacılar yollayarak
Müslümanlardan -manevı olduğu kadar
mali- kardeşçe yardımlaşmaya çağnda
bulunmaya başlar. Bunun gibi Türki-
ye"nın savaştıgı aynı düşmanlara karşı
mücadele eden Sovyetler Cumhuriye-
ri'nin desteğini de ister pek çabuk.
Anadolu'nun Bolşevikleşttnlmesi gi-
bi -hiç de savsaklanamayacak- bır teh-
likeyi ta^ısa da Ankara ile Moskova
arasındakt yakınlaşma. pek yararlı ola-
cağa benzıyordu. tlk Rus altın kasalan,
1920 Ağustosu'nda geldi Anadolu baş-
kentıne. Silahlar. cephane \e altın rub-
leler, Türk-So\yet bağlaşıklığının yolu
üzerine dikilen yığınla soruna karşın,
akıp duracaktır artık. Koşullann baskısı
altında doğmuş bu zoraki e\ lilik. Tür-
kiye'yle Sovyetler Cumhuriyeti arasın-
dakisttvır anlaşmazlıklarının çoğunu
düzertieyen bir "dostluk ve kardeşlik*
1
antlaşmasıyla. 1921 Martı'nda onayla-
nacaktır da. Kendisine. Kafkasötesinde
istikrarlı bir sınır ve büyük bir Bolşevik
yardımı sağlayan bu anlaşmaya varabil-
mek için, Ankara hükümeti -görece-
düşük bir fiyat ödemek zorunda kahr.
Elı kulağında bır Sovyetleştirmeye
aday olan Gürcistan'a Batum'u geri ve-
rir.
Sevr'den Mudanya'ya
Kemalistler, Anadolu'da işgalciye
karşı mücadele için her çabaya başvu-
rurken, İstanbul hükümeti. Itilaf devlet-
leriyle uzun banş görüşmelerinin içıne
gömülüp kalır \e Avrupa dıplomasisı-
nin kendisine dayattığı diktanın önünde
eğilir sonunda.
10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr
Antlaşması. Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nun parçalanışını onaylar. Kürdis-
tan'dan. Ermenı nüfusun oturduğu iller-
den. Trakya'dan. İzmır bölgesinden.
Suriye'den. Arabistan'dan \e Mezopo-
tamya'dan yoksun bırakılan Türkiye sı-
nırlan hâlâ belırsiz iki devlet. Ermenıs-
tan "la Yunanıstan arasında sıkışıp kal-
mış küçük bir Anadolu devletine getiri-
lip indirgenir.
Ulusun zinde güçlerinin tanımayı
reddedecekleri bir belgenin altına. Ba-
bıâü'nın temsilcilerinin attıklan ımza-
nın kıymeti harbiyesı nedir? İtilaf de\-
letlerinde. özelikle Fransa'da. Sevr ba-
nşının ölü doğmuş bir barış olduğu bi-
linir. Batılı kamuoyunun hatırı sayılır
bir bölümü, Türkiye'de dayatılan koşul-
ları haksız, uygulanamaz. hatta ttilaf
devletlerinın çıkarlarına zararlı olarak
görür. Türklere gelince. en azından
şimdı bilmektedirler kı. başkaldın bay-
rağını açmakta haklıdır Mustafa Kemal
ve kendilerine düşen. savaşı sürdür-
mektir. Sevr Antlaşması'nın büyük de-
ğeri şu olmuştur: Olan-bitenı aydınlığa
çıkarmıştır; bütün açıklığıyla göster-
miştir kı. Büyük Savaş'ta yenılenlere
hiçbır ödünde bulunmamak karannda-
dır ltilaf devletleri.
Zor yıllar
Mademki savaşmaktan başka yol
yoktur. savaşacaktır Türkler de!
Çarpışmalar, daha iki yıldan fazla
sürecektir. Başarılar vardır onların ara-
Lozan'da 20 Kasım 1922'de başlayan görüşmeler uzun sürecektir. Bununla beraber ismet Paşa, sa-
ğırtığını her yönde ustaca kullanarak, davasını kazanacaktır sonunda. Fotoğrafta İsmet Paşa ve İs-
viçre Cumhurbaşkanı, görüşmelere katılan (soldan) isviçre, Fransa, ingiltere, Romanya, Italya ve
Japonya temsilcileriyle birlikte görülüyor.
• Kemalistler, Anadolu'da
işgalciye karşı mücadele için
her çabaya başvururken,
İstanbul hükümeti, İtilaf
devletleriyle uzun barış
görüşmelerinin içine
gömülüp kalır ve Avrupa'nın
kendisine dayattığı diktanın
önünde eğilir sonunda. 10
Ağustos 1920'de imzalanan
Sevr Antlaşması, Osmanlı
imparatorluğu'nun
parçalanışını onaylar.
24Temmuz1923'te
Lozan'da imzalanan belge,
Sevr Antlaşması'nın alçaltıcı
durumunu siler. Razı olunan
özverilere karşın, Lozan
barışı, bir büyük başarıdır hiç
kuşkusuz; öteki devletlerle
eşitlik temeli üzerinde
hareket edecek, bağımsız,
özgür bir millet olarak kendini
ortaya koyma olanağını
sağlamıştır Kemalist
Türkiye'ye. • :
Savaşın kazanılmasından sonra, barış savaşını kazanmak
kalmıştır Kemalistlere. Bu iş, en hünerli stratejistlerden biri-
ne, büyük bir asker olduğu kadar, inatçı ve kıvrak zekâlı bir
diplomat da olan, İnönü'ye bırakılır. Yeni harekât alanı onun,
Lozan'da toplanan konferansın yeşil çuhalı masasıdır.
Bu vazı dizisinde anlalüanlarm
yanı sıra. başka önemli konuları,
Robert Mantran ve arkadaşlarının.
birkaç gün içinde Cem
Yayınlan 'ndan çıkacak Osmanlı
İmparatorluğu Tarihi nde (2. cilt),
yine Sener Tanilli nin kaleminden
okııvacaksımz.
sında: Kâzım Karabekir"in 1920 kışı-
nın başlarında Ermenı güçlerine karşı
kazandığı zaferle. Kilikya'dakı Fransız
işgaline karşı girışilmiş çeşitli gerılla
hareketleri özellıkle böyledir: umutsuz-
luk anları da yaşanır onlar kadar. Böy-
lesi anlar. Yunanlıların kralı Konstanti-
nos'un ordularına karşı batı cephesınde
sürdürülen seferlerde doludurözellikle:
Yunanhlar karşısında. Kemalistler. tü-
kenişin iki parmak berısinde olurlar
birçok kez. Ancak 20 Ekim 1920'de
imzalanan ve Kilikya'nın boşaltılması-
nı şart koşan Ankara Anlaşması ile
Fransız-Türk uyuşmazhğma son \erilip
de Fransız hükümetinı kendi lehine çe-
virdikten sonra, 1922 Ağustosu'ndadır
ki Mustafa Kemal, artık zaferden emin
bir halde. ünlü emrini verebilecektir:
"Ordular, ilk hedefıniz Akdeniz'dir, ile-
ri!"
İşgalciye karşı. uzun uzun hazırlanan
bu son saldın, ıkı hafta sürecektir sade-
ce. Gerçekten. 9 Eylül'den başlayarak
Izmir yeniden fethedilmiştir. L'lusal ha-
reketin başkanının ordularına gösterdi-
ği hedefe ulaşılmıştır: Anadolu ordusu.
Ege'nin başkentinin rıhtımında geçit
resmi yapar \e deniz, kaçanların gemi-
leriyle doludur. ufka değin; savaş bit-
mıştir. Mondros'tan üç yıl sonra, 11
Ekim 1922'de. Türkler. Mudanya'da.
Marmara'nın bu küçük limanında. tti-
laf devletleriyle yeni bir ateşkes imza-
layacaklardır. Ne \ar ki şart koşan bu
kez onlardır: Yunanlılar. on beş gün
içinde. son birliklerini de boşaltacak-
lardır: Itilaf devletlerı. istanbul'da ve
boğazlarda -geçicı olarak- birkaç alay
bulunduracaklardır, ancak bu bölgele-
rin mülki idaresi Anadolu hükümeti ne
bırakılacaktır
Lozan'la kazanılan
Savaşın kazanıldığı şu anda. banş sa-
vaşını kazanmak kalmıştır Kemalistle-
re. Bu iş. en hünerli stratejistlerden bi-
rine. büyük bir asker -1921'de. Inö-
nü'de Yunanlılara karşı parlak bir zafer
kazanmıştır- olduğu kadar. inatçı \e
kıvrak zekâlı bir diplomat da olan. İnö-
nü'ye bırakılır Yeni harekât alanı
onun, Lozan'da toplanan konferansin
yeşil çuhalı masasıdır. 20 Kasım
1922'de başlayan görüşmeler uzun sü-
recektir orada \e sekız ay sonra bite-
cektır ancak: güç de yürüyecektir işler.
çünkü ne Paris ne de Londra. açgözlü-
lüklerini bütün bütüne terk etmişlerdir
henüz. Bununla beraber İsmet Paşa. sa-
ğırlığını her yönde ustaca kullanarak.
da\asını kazanacaktır sonunda.
24 Temmuz 1923te Lozan'da imza-
lanan belge. Sevr Antlaşması'nın alçal-
tıcı durumunu sıler Bu antlaşma. Türk
mıllenekıllerının 1920 Ocağı'nda
"Milli Misak"ta dıle getirdiklerı dılek-
lere alabildığıne uygundur. Antlaşma.
Doğu Trakya ile Anadolu'nun çekış-
meli yörelerini (İzmır bölgesı. Kılikya.
Karadenız kıyıları. Doğu »1leri> ıçine
alan süreklı sınırlar tanımaktadır Türkı-
ye'ye: azınlıklar sorununa. tam doyuru-
cu olmasa da. en azından kabul edilebi-
lır bır çözüm -halklarııı değış tokuşu-
getirir; Türkiye'nin boğazlar üzerinde-
ki egemenlığinı tanır: son olarak. dele-
gelerin andıcında yazılı -en kılçıklı-
uyuşmazlıklardan bırının. Osmanlı
"düvun-u umumi\e"sını aıdermenın
esaslannı koyar. Ankara hükümeti kimi
ödünler vermek zorunda kalmıştır kuş-
kusuz: Kılikya'dan çekilmek zorunda
bırakılan Fransızlar. İskenderun sanca-
ğını ellerinde tutarlar yıne de: yeni bir
emre kadar. Ingilızler Musul'da kalır-
lar; boğazlar. Türkiye'ye geri verilmiş-
tir. ne var ki uluslararası bır komisyon.
bir denetleme hakkını saklı tutar orası
için; kapitülasyonlann ortadan kaldınl-
masında bile. Batı sonunda resmi ola-
rak tanımış da olsa bunu. devletler ara-
sındaki ilişkilerde böylesine köklü bir
değişikliğin etkılerinı birkaç yıl için sı-
nırlayan geçici hükümler eklenmiştir.
Öyle de olsa. bir yerde aynntıdır bütün
bunlar. Razı olunan özverilere karşın,
Lozan barışı. bır büyük başarıdır hiç
kuşkusuz: ötekı devletlerle eşitlik te-
meli üzerinde hareket edecek. bağım-
sız. özgür bir millet olarak kendini or-
taya koyma olanağını sağlamıştır Ke-
malist Türkiye'ye.
Dökecek gözyaşı yok
Açıktır ki banş antlaşması. sultanla-
nn ımparatorluğuna. Balkanlar'dan
Hint Okyanusu'na değin yayılan bu ya-
malı bohçaya öldürücü bir darbe v urdu.
Kimın ağınna gidebılir bu şimdı9
Yeni-
den doğuşunun bayramını yapan Türki-
ye'nın. geçmiştekı büyüklüğünün haya-
letlerıne dökecek gözyaşı yoktur pek.
Hem sonra. imparatorluk bir süredir.
yalnız fiili olarak değil, hukuk bakı-
mından da varlığını yitirmiştir Gerçek-
ten. Yunanlılar üzerinde kazandığı za-
ferın doğurduğu canlılıktan yararlanan
Mustafa Kemal, Mudanya ateşkesinin
ımzalanmasının arkasından, Büyük
Meclis'i sultanlığı kaldırmaya (Kasım
1922) zorlamak için. birkaç hafta bek-
ledı sadece. Diş gıcırdatmalan. durak-
samalar oldu kuşkusuz Ne var ki, son
direnişlerı sılıp süpürmek içın. bir sert
çıkış yetti Ankara hükümetinin başına.
Gerçekten. özellikle şöyle konuşmuştu
millervekillerine karşı: "Kimsenin kar-
şı koyamayacağı bir olup-bittidir söz ko-
nusu olan. Bu meclisin üyelerinden her
birinin. doğal hukuka dayanan bu gö-
rüşe gelip katılması yerinde olacak. Ter-
si olursa. kaçınılmaz gerçekliğin olavlan
değişmeyecektir; ancak, kimi kafalann
kopanldığıgörülecektir." Şurası bir ger-
çektır kı kullanılan kanıt. "kimi kafala-
nn koparıldığını görme". ağırlıktan
yoksun bir kanıt değildı öyle.
Ne var kı Lozan Antlaşması sırasın-
da. sultanlık artık yok idiyse de Türki-
ye, kesin siyasal temelini de bulama-
mıştı henüz. Gerçı cumhuriyet. uzun
bir süredir kafalardadır: ancak, 29
Ekim 1923'te resmi olarak ilan edile-
cektir.
Birkaç ay sonra. 3 Mart 1924'te de.
Ankara'nın Büyük Meclisi, sultanlığın
kaldırıldığı sırada ondan ayrı tutulan
bir din görevi olarak Halifelığe son
vermeyı kararlaştırmakla, eski rejimin
son izlerini de silecektir.
Yeni bir çağın başlangıcı mıdır bu
olup bitenler?
Yeni bir çağın başlarında...
Bağımsızhk savaşının sona ermesı
ile Halifelık görevinin ortadan kaldınl-
ması arasında art arda sıralanan çeşitli
siyasal değişıklikler, Türkiye'nın tari-
hinde kesin bir dönemecin işaretıdirler
hiç kuşkusuz. Kemalist devrim. çağını
doldurmuş kurumların engeline takılı
kalmadan açılıp serpilebılır artık. Laik-
liğe. ilericiliğe. bilimsel anlayışa ve
Batı'ya açılışa olduğu kadar, ulusal de-
ğerler ve geleneklere saygıya da güve-
nip bel bağlayan genç cumhuriyet,
esınlenmiş kurucusunun itişiyie, ger-
çekten şaşkınlığa düşen bir dünyaya,
"uvgar uluslar" topluluğu içinde örnek
bır rol oynamaya yetenekli bır ülke iz-
leniminı vererek. deri değıştirecektır
birkaç yılda.
Bununla beraber. Türkiye'nin Musta-
fa Kemal'le Batılı çağdaşlığa doğru yü-
rüyüşü birden hızlanmış olsa bile. şu-
nun hakkını tanımak yerinde olur her
şeye karşın: Tarıhin bu hızlanışı, daha
öncekı uzun ve derın yol açışlara çok
şey borçludur. Kemalist devrim -
1930'lara doğru- ulaştığı doruk nokta-
sında Jöntürk devrımının başarılı bir
tekrarı olarak görünecektır hatın sayılır
bir bölümüyle. Ve çağdaş Türkiye'nin
derın kökleri aramaya kalkıldığında,
zamanın akışı daha da genlere götürü-
lürse, Tanzimat'ın zengın humuslu top-
rağına gelip varılır.
BÎTTİ
İSTANBUL 10. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAVTÜMENKUL SATIŞ İLANI
DosyaNo- 1994 5 Tal
Eminönü. Hacıkadın Mahallesi. Atatürk Bulvan 2900 ada, 2 parsel sayılı ManifiıturacılarÇarşısı 5. Blok 4. Kat 118 Bağ Böl Nolu Iİ6 55500 arsa pa\lı 5456 kapı nolu dükkânın tamamı 2. derecede ıpotek alacağından dolayı
açık arttırma suretivle satışa çıkarılmıştır
Satış ılanı ılgilılenn adresme teblığe göndenlmiş olup. adreste teblıgat yapümaması veya adreslerı bilınmeyenler içinde ış bu satış ılanının ılanen teblıgat yerıne kaım olacağı ılan olunur
İMAR Dl'RUMU: Eminönü Bel. Bşk. Imar Müd.'nün 4.2.994 T.'lı yazısına göre: Parsel Eminönü. koruma amaçlı uygulama ınıar planında I derecede Tıcaret alanında kalmakta olup. me\cut bınanın kontur ve gabarisı ay-
nen korunduğu belırtılmektedir.
HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz: Mezkûr dükkân 5 blokta Atatürk Bulvarfndan girilen gıriş katında yer almakta zeminı karomozaık döşeme üzen sunı halı kaplı. duvarları ahşap lambn kaplama. ıç ıçe 3 böl-
meden ıbaret. arka kısmında depo ve WC'sı ılearkakoridoraaçılan demırkapisi mevcuttur. Öncephesı alümınyum camekânlıdır Elektrık. su \e kalorıfer tesısatı mescut olup net alanı7
0mN"dır.
KIYMETİ: Tüm mülkıyetıne 2.200.000.000.- TL (İki mılyar ıkı yüz mılyonlıra) kıymet takdır edilmıştır. Ihale damga pulu bedelı. tellalıye rebmı-tapuda alım harcı. KDV ve tahliye masrafları alıcıya aittır.
ARTTIRMA ZAMANİ VE YERİ:
İlk açık arttırması 1 8 1995 salı günıi saat 15.00'ten 15.3O"a kadar İstanbul Adliye Sarayı Onuncu lcra Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Arttırma şartnamesı herkesın görebilmesı içın 3'7 1995 tarihinden itibaren müdürluğümüz-
de açık bulundurulacaktır. İlk açık arttırmada teklif edılen bedel muhamınen kıymetın "o75'ıni \e varsa rüçhanlı alacaklılann bu gayrımenkul ile temın edılını^ alacakları mecmuunu aşmadığı takdirde en çok arttıranın taahhudu
bakı kalmak üzere arttırma on gün daha uzatılarak onuncu 118 1995 cunıa günu saat 15.00'ten 15 30'a kadar yıne İstanbul Adliye Saray ı Onuncu tcra Mudurlüğünde yapılacak. ıkıncı açık arttınnada muhammen kıymetın ° <>40'ını
bulması \e satış ısteyenin alacagma rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevınne \e paylaı>tırma nıasratlarmı geçmoi şartı ile en çok arttırana ıhalesi yapılacaktır. Gayrımenkul kendisine
ıhale olunan kımse verılen mehil içinde ihale bedelinı ödenıezse namına yapılan ıhaie fesholunarak llK'nun 133. nıaddesı hükmiı tatbık olunur. Ikı ıhale arasındakı tark \e geçen gunlenn "o30'dan hesaplanacak faız se dığer za-
rarlar aynca hukme hacet kalmaksızın alıcıdan tahsil olunur İpotek sahıbı alacaklılarla diger ılgılılerin \e ırtıfak hakkı bahiplennm haklarını. taız \e masvat'a daır olan ıddıalann dayanağı belgelerle 15 gün içinde lcra Daıresf ne
bıldırmelerı ıcap eder. Aksı halde hakları tapu sıcılıvle sabn olmadıkça vıtıs bedelının pavlasılmasından harıc kalırlar Talep edıldıöı \e 35 000 TL'lık posta pulu sıondenldiiınde sartnamenın bır ömeâı aönderılır Arttımıava ıs-
tıı nk ctmck ı^lc\ cıılotm .ıcttıı mn >ırtıınmc^ını ı->kııımı> v *' nıundctc^atınt .ı\ ıı^n k.ıtint ctnttş .nl \ r ıtıh.ıı olıııı.Tc.ıklnnin Itınlcvc ı>tıı .ık rhııck ı^tv"\ cıılcnıı nnıh.ıııııiH'n k ı\ tm-tııı ' ..2()'s,ı ıııshclımic |>o\ okı;csı vı-jn mıllı hıı hnııkntıın
temınat mektubunun te\ dıı mecburi olup. alıcı b m d e uç damga resmını ıhaleyi ıhaley ı müteakip o d e m e y c mecburdur Fazla bilgi e d m m e k ısteyeıılerın dosş j numarası ile müdürlüğüınuze müracaallan ılan olunur. Basın: 28856
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Karaman'ın Horozu...
Karaman'da "Dıl Bayramı"na gıttığımde gözledim;
Karaman'da horozlar, neredeyse ötmeyı unutmuş gi-
biydıler. Ötüyorlar da, seslen çıkmıyor, nerde herkesi
uyandıran horoz? Araştırmacılar nedeninı bulabilirler
ama, kanımca nedenı. sabahın ennde, ses yükseltir-
lerden (hoparlör) ardı ardına gelen Arapça ezan sesle-
riydı.
"Dil Bayramı" ile ilgilı konuşmamda, burıa değın-
dım. Karamanoğlu Mehmet Bey. yedı yüz yıl ör.G'î,
"Şimden geru hiç gimesne kapıda, dıvanda, meclıste,
seyranda Türk dılinden ozge söz söylemesinler"öeme-
mış mıydı? Karamanlılara düşen, bu buyruğa uyup.
namaza çağrının Turkçeye çevrılmesını sağlamak, bu-
na oncülük etmekti. Bır de ses yükseltirler kaldırılmalı
ya da kısılmalıydı.
Buncağız sözlerim, salonda homurtulara yol açmış.
Sonradan kımılerı:
- Burayı Sıvas'a çevirecektık, ama hazırtıksızdık! de-
mışler.
Konuşmamı bıtırınce, yoğun bir grup kutladılar:
- Bunlan bırısının söylemesi gerekıyordu, Tann siz-
den razı olsun* dediler Çok sayıda kıtap ımzalatanlar
oldu. Yaşlı bır bayan. eşime:
- Ben iki camı arasında oturuyorum. Uyuyamıyo-
n/m.'demiş.
insancıklara, bu eziyetı çektirmeye, yaşamı zehir et-
meye kımın, ne hakkı var? '.
Karaman'da CHP'nın ilen gelenlerınden biri: '
- Abı, dedı, uç yıldır üç /marnı bıze çekmeye çalışı-
yorduk, başardık da. Ama, sen konuşurken, üç dakıka-
da gıttıler!
Belkı adamlar, CHP'yi de şenatçı sanmışlardı, ne
bileyım? Karşılık vermedim.
Ayrıldıktan sora, gerıcı basında, konuşmamı eleşti-
ren haberier, yorurnlar çıkmış. "Akıt" gazetesı, "Türk-
çe yazma ve Türkçe konuşma kararı alınan Kara-
man'ın, ezanın Türkçe okunmasına da onculük etme-
sinı ıstemesı bardağı taşıran son damla oldu" diye
yazmış. Horozlar ötmeyınce, boylelerı ötüyor demek.
Atatürk Turkıyesı'nın nerelere geldığinı, kamuoyun-
dakı anayasa tartışmalarından anlamamak olanaksız.
Karaman'dakı dil bayramı ile ilgıli olarak, yazdığım
birkaç satır üzerine, tıtız bır okur olduğunu sezdığım
Ercüment Melih Özbay, "Çevre ve Sanat S//;nc/"adlı
yapıtını yollamış. Yapıtın 88. sayfasında başlayan
"Ezan okumak sanatı" başlıklı bölum ılgınç. Şöyle
başlıyor:
"Islam dınınin çok duygusal bır konusuna değinece-
ğız. Böylece yıne bir tabu'ya ılışmiş olacağız
Ulaştığımız elektromekanık çağda toplumumuz, is-
ter ıstemez ses yukseltıciierle (hopartörle) erkenden
uyandınlmaktadır. Çunku, çevremizdekı camilerden
peşpeşe sabah namazına tum muminler çağnlmakta-
dır. Bu ilk çağnda namazın uykudan hayıriı olduğu bil-
hassa be/ırfı/mekfedtr. Arapça okunan tumcemn aslı,
Tann veya Yalvaç (peygamber) buyruğu değıldır. Isla-
mın ilk muezzmi Etıyopya (Habeş) kokenlı ve güzel
ses/; Bilal taraiından sabah ezanına eklenmiştir. Onun
davranışı. Hz. Muhammed'/n çok hoşuna gıttığı için
önerisı derhal onaylanmıştır.
Ama, pek çok Muslûman ezan Tann buyruğu san-
maktadır. 19.7 1991 tarihlı Hüniyet gazetesine yansı-
yan bır yoruma göre, söyleşen TBMM üyesı iki bakanı-
mızdan bın: 'Allahın bile tanıtıma önem verdiğini öne
sürmüş. günde beş kere ezan okutturup adından
bahsettırdığını' söylemıştır. Bız böyle bır soyleşideki,
'tanıtım' vurgulamasına, 'estağfurullah' diyeceğiz.
Ezan, sadece bir belırtı, bir uyan, bır haber salıştır.
Gunde beş kez kıiınan namazın zamanını bildırmek için
kullanılır.
Öncelerı Yahudıliktekı gıbı boru uflenmesı, Hıristi-
yanlıktakı gibı çan çalınması, Mecusilıktekı gibı ateş
yakılıp duman salınması gıbı çeşitli türter düşünülmüş-
tür. Taklıtten kaçan Müslümanlar, kendi çağrılarının in-
san sesıyle yapılmasını tstemışler ve azat edılmış dın-
dar bır kölenin sesını beğenmışlerdır. Û, önce Medine
içinde koşarak sağa sola seslenmiş, sonra yuksekçe
bır yere çıkarak ezan okumaya başlamıştır. Müezzinlik
görevinı Hz. Peygamber'in vefatına kadar sürdürmüş-
tür..."
Ercüment Melıh Özbay. Osmanlı döneminın mina-
relerı, şerefelerı ile ılgılı bılgıler verdıkten sonra, bir
yerde şöyle dıyor:
"... Fakat sonra, radyo ve elektromanyetık sanayiı
geliştıkçe, Istanbul'un Bankalar Caddesı'ndekı uyanık
gayrimüslim girişımciler, dın gorevlılerını ve festival yö-
netıcilerinı uyararak tapınaklara çok ucuz mikrofon ve
hoparlör aygıtlan kurmuşlardır. Suleymaniye Camii gı-
bi eşsız bir yankıya sahıp Sinan yapısına, arada sırada
Odeon'a dönüştürülen Synthronos'// Doğu Roma ya-
pısı Aya Irinı Muzesı'ne bile mikrofonlar sokulup, kan-
dıller arasına kutu şeklınde çırkın hopaıiörler astınlmış-
tır.
Şimdi, geneilıkle mınare şerefelerınm tabanında,
korkuluğunda. kubbe alemıne ılıştırilmış tek veya çıft
çanaksı hopariörier vardır. Müezzinler sadece tapınak
içinde mıkrofonun önune geçmekte ve manyetık şeri-
din düğmesine basmaktadırlar. Her muezzın, kendi
saatine uymakta, art ardına ezanlar ışıtilmektedır. Ses
yoğunluğundaki 'desıbel^olçümünü kımse yapmamak-
ta, tapınak yakınındaki konutlarda uyuyan hastalann ve
yabancı tunstlenn derdıne derman olacak onlemler
alınmamaktadır. Yanılmıyorsak, bır ara Mısır'da ses '
yükseltıcıyle ezan okumak yasaklanmıştı.
Hürnyet gazetesınm cuma sohbetleri köşesinde ,
Doç. Dr. Yaşar Nuri Öziürk, 9.8.1991 tarihlı 'içimiz-
deki puf başlıklı yazısında: 'Namaza kalkılacaktı; ezan
beklenıyordu. Derken, ılahı çağrının bütün güzellığini
bozan bır bağırtı. bozuk bır hoparlörden yükselmeye
başladı. Güya ezan okuyorlardı. Baba mürşit şöyle
konuştu:
- Bakın bu adam ezan okumuyor, namaz kılmayan-
lara sövuyor... Allah ve Resulü boyle ezanlardan
şıkâyetçıdir..."
B L L M A C A SEDAT YAŞAYA*
SOLDAN SAĞA.
1/ Oyunda ortaya
konan parayı ıkı -|
mıslıneçıkarma...
Temel nıtelığınde 2
olan. 2/ Bir elekt- 3
roliz aygıtındakı
artı kutup... Ja- 4
ponlar'a özgü bır c
güreş. 3/ Bır Afn-
ka ülkesı olan
Gambıya'nmpara
bırimı... Rütbesız
asker. 4/ tpucu... Q
Süs içın yapılmış
gıysı kıvrımı. 5/ 9
Muğla'nın bır ıl-
çesı. 6/ Kuyruksokumu ke-
mıği... Gelınlenn oturması
ıçm yapılmış süslü sedır. II
Bır nota... Resmi bır erkek
gıysısı. 8/Habercı... Kokulu
bırkahvecınsı.9/Kahveren-
gı ve tüylü kabuğu olan. C
v ıtaminınce zengin bır mey-
\e... En büyük.
YTKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bır borcun ödenmesı içın
tanınan süre... Soy, sülale. 2/
Emanet... Arap harflenyle yazılan bır yazı türü. 3/Tırnak
yöresmdekı yumuşak bölümlenn iltihaplanmasından ılerı
gelen ağnlı şış . Tuzağa düşürülen şey. 4/ Denizayısı da de-
nılen bır fok turü... Kayak. 5/Peşın parayla veresıye mal al-
ma usulü. 6/ Hatay ıhnde bır ırmak... Kesk\n kokulu dofial
madde. 7/ Bir şeyın kenarına paralel olarak yapılan süs...
Akıl hastalıklarının genel adı. 8/Bır kimsenın dınin buyruk-
lannı yerine getırmek içın yaptıklan... Pedro Almodovar'ın
l ^ n ı n n ı ı ş h ı ı I t l m ı V / P ^ p a j i ^ ı ı f t i ^ k i r i h n k ı ı ı , ı ı k h ı ı k ı ı >
Yaratılmış olan bütün canhlar.