14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 HAZİRAN 1995 PAZAR 12 DIZIYAZI Imparatorluğun parçalanışını onaylayan Sevr'den, genç cumhuriyeti dünyaya tanıtan Lozan'a: Turkıyp nın 91ÛŞU ve yeniden dirilişilçerdeki mücadelelere. dışardaki has- ma karşı sa\aş eklenir. Ülkenin güney- doğusunda. milliyetçi örgütler. Kilik- ya"ya yerleşmış Fransızlarla çarpışırlar: Batı'da 20 Hazıran 1920'de. işgal böl- gesini belırleyen Milne hattını aşmış Yunanlılarla karşı karşıyadırlar. Kuzey- doğuda, Kâzım Karabekir komutasın- daki 15. Kolordu. Ermenıstan sınırla- nnda nöbete girer \e Erıvan hükümetı- nin. ımparatorluğun çöküşünden yarar- lanıp ele geçırdigi topraklan geri almak içın uygun anı bekler. Öyle de nasıl gıderleri karşılanacak bütün bu askeri etkinliklerin? Maddi kaynaklar ttılaf devletlerıne ve kuyruklarma karşı mücadeleyi sürdürebilmek için. ulusal hareketin elindeki kaynaklar pek yetersizdir. Kuşkusuz. Ankara hüküme- ti, kendısini tek yasal iktıdar olarak gö- rüp. sultanınkıne benzeyen bir vergi mekanızması kurmuştur. Ne var ki ver- gi tahsildarlannın sıkıp suyunu çıkar- dıkları köylüler, Anadolu toprağında çatışmaları sürdürmeye oldukça kötü gözle de baktıklanndan. ellerinden gel- diğince kaçarlar yükümlülüklerinden. Öyle olduğu ıçındir kı Mustafa kemal. dış yardımlara başvurmakta gecikmez: Hındistan'dan Kuzey Afrika'ya. Kahi- re'den Buhara'ya değin. bütün Islam dünyasına propagandacılar yollayarak Müslümanlardan -manevı olduğu kadar mali- kardeşçe yardımlaşmaya çağnda bulunmaya başlar. Bunun gibi Türki- ye"nın savaştıgı aynı düşmanlara karşı mücadele eden Sovyetler Cumhuriye- ri'nin desteğini de ister pek çabuk. Anadolu'nun Bolşevikleşttnlmesi gi- bi -hiç de savsaklanamayacak- bır teh- likeyi ta^ısa da Ankara ile Moskova arasındakt yakınlaşma. pek yararlı ola- cağa benzıyordu. tlk Rus altın kasalan, 1920 Ağustosu'nda geldi Anadolu baş- kentıne. Silahlar. cephane \e altın rub- leler, Türk-So\yet bağlaşıklığının yolu üzerine dikilen yığınla soruna karşın, akıp duracaktır artık. Koşullann baskısı altında doğmuş bu zoraki e\ lilik. Tür- kiye'yle Sovyetler Cumhuriyeti arasın- dakisttvır anlaşmazlıklarının çoğunu düzertieyen bir "dostluk ve kardeşlik* 1 antlaşmasıyla. 1921 Martı'nda onayla- nacaktır da. Kendisine. Kafkasötesinde istikrarlı bir sınır ve büyük bir Bolşevik yardımı sağlayan bu anlaşmaya varabil- mek için, Ankara hükümeti -görece- düşük bir fiyat ödemek zorunda kahr. Elı kulağında bır Sovyetleştirmeye aday olan Gürcistan'a Batum'u geri ve- rir. Sevr'den Mudanya'ya Kemalistler, Anadolu'da işgalciye karşı mücadele için her çabaya başvu- rurken, İstanbul hükümeti. Itilaf devlet- leriyle uzun banş görüşmelerinin içıne gömülüp kalır \e Avrupa dıplomasisı- nin kendisine dayattığı diktanın önünde eğilir sonunda. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması. Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun parçalanışını onaylar. Kürdis- tan'dan. Ermenı nüfusun oturduğu iller- den. Trakya'dan. İzmır bölgesinden. Suriye'den. Arabistan'dan \e Mezopo- tamya'dan yoksun bırakılan Türkiye sı- nırlan hâlâ belırsiz iki devlet. Ermenıs- tan "la Yunanıstan arasında sıkışıp kal- mış küçük bir Anadolu devletine getiri- lip indirgenir. Ulusun zinde güçlerinin tanımayı reddedecekleri bir belgenin altına. Ba- bıâü'nın temsilcilerinin attıklan ımza- nın kıymeti harbiyesı nedir? İtilaf de\- letlerinde. özelikle Fransa'da. Sevr ba- nşının ölü doğmuş bir barış olduğu bi- linir. Batılı kamuoyunun hatırı sayılır bir bölümü, Türkiye'de dayatılan koşul- ları haksız, uygulanamaz. hatta ttilaf devletlerinın çıkarlarına zararlı olarak görür. Türklere gelince. en azından şimdı bilmektedirler kı. başkaldın bay- rağını açmakta haklıdır Mustafa Kemal ve kendilerine düşen. savaşı sürdür- mektir. Sevr Antlaşması'nın büyük de- ğeri şu olmuştur: Olan-bitenı aydınlığa çıkarmıştır; bütün açıklığıyla göster- miştir kı. Büyük Savaş'ta yenılenlere hiçbır ödünde bulunmamak karannda- dır ltilaf devletleri. Zor yıllar Mademki savaşmaktan başka yol yoktur. savaşacaktır Türkler de! Çarpışmalar, daha iki yıldan fazla sürecektir. Başarılar vardır onların ara- Lozan'da 20 Kasım 1922'de başlayan görüşmeler uzun sürecektir. Bununla beraber ismet Paşa, sa- ğırtığını her yönde ustaca kullanarak, davasını kazanacaktır sonunda. Fotoğrafta İsmet Paşa ve İs- viçre Cumhurbaşkanı, görüşmelere katılan (soldan) isviçre, Fransa, ingiltere, Romanya, Italya ve Japonya temsilcileriyle birlikte görülüyor. • Kemalistler, Anadolu'da işgalciye karşı mücadele için her çabaya başvururken, İstanbul hükümeti, İtilaf devletleriyle uzun barış görüşmelerinin içine gömülüp kalır ve Avrupa'nın kendisine dayattığı diktanın önünde eğilir sonunda. 10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması, Osmanlı imparatorluğu'nun parçalanışını onaylar. 24Temmuz1923'te Lozan'da imzalanan belge, Sevr Antlaşması'nın alçaltıcı durumunu siler. Razı olunan özverilere karşın, Lozan barışı, bir büyük başarıdır hiç kuşkusuz; öteki devletlerle eşitlik temeli üzerinde hareket edecek, bağımsız, özgür bir millet olarak kendini ortaya koyma olanağını sağlamıştır Kemalist Türkiye'ye. • : Savaşın kazanılmasından sonra, barış savaşını kazanmak kalmıştır Kemalistlere. Bu iş, en hünerli stratejistlerden biri- ne, büyük bir asker olduğu kadar, inatçı ve kıvrak zekâlı bir diplomat da olan, İnönü'ye bırakılır. Yeni harekât alanı onun, Lozan'da toplanan konferansın yeşil çuhalı masasıdır. Bu vazı dizisinde anlalüanlarm yanı sıra. başka önemli konuları, Robert Mantran ve arkadaşlarının. birkaç gün içinde Cem Yayınlan 'ndan çıkacak Osmanlı İmparatorluğu Tarihi nde (2. cilt), yine Sener Tanilli nin kaleminden okııvacaksımz. sında: Kâzım Karabekir"in 1920 kışı- nın başlarında Ermenı güçlerine karşı kazandığı zaferle. Kilikya'dakı Fransız işgaline karşı girışilmiş çeşitli gerılla hareketleri özellıkle böyledir: umutsuz- luk anları da yaşanır onlar kadar. Böy- lesi anlar. Yunanlıların kralı Konstanti- nos'un ordularına karşı batı cephesınde sürdürülen seferlerde doludurözellikle: Yunanhlar karşısında. Kemalistler. tü- kenişin iki parmak berısinde olurlar birçok kez. Ancak 20 Ekim 1920'de imzalanan ve Kilikya'nın boşaltılması- nı şart koşan Ankara Anlaşması ile Fransız-Türk uyuşmazhğma son \erilip de Fransız hükümetinı kendi lehine çe- virdikten sonra, 1922 Ağustosu'ndadır ki Mustafa Kemal, artık zaferden emin bir halde. ünlü emrini verebilecektir: "Ordular, ilk hedefıniz Akdeniz'dir, ile- ri!" İşgalciye karşı. uzun uzun hazırlanan bu son saldın, ıkı hafta sürecektir sade- ce. Gerçekten. 9 Eylül'den başlayarak Izmir yeniden fethedilmiştir. L'lusal ha- reketin başkanının ordularına gösterdi- ği hedefe ulaşılmıştır: Anadolu ordusu. Ege'nin başkentinin rıhtımında geçit resmi yapar \e deniz, kaçanların gemi- leriyle doludur. ufka değin; savaş bit- mıştir. Mondros'tan üç yıl sonra, 11 Ekim 1922'de. Türkler. Mudanya'da. Marmara'nın bu küçük limanında. tti- laf devletleriyle yeni bir ateşkes imza- layacaklardır. Ne \ar ki şart koşan bu kez onlardır: Yunanlılar. on beş gün içinde. son birliklerini de boşaltacak- lardır: Itilaf devletlerı. istanbul'da ve boğazlarda -geçicı olarak- birkaç alay bulunduracaklardır, ancak bu bölgele- rin mülki idaresi Anadolu hükümeti ne bırakılacaktır Lozan'la kazanılan Savaşın kazanıldığı şu anda. banş sa- vaşını kazanmak kalmıştır Kemalistle- re. Bu iş. en hünerli stratejistlerden bi- rine. büyük bir asker -1921'de. Inö- nü'de Yunanlılara karşı parlak bir zafer kazanmıştır- olduğu kadar. inatçı \e kıvrak zekâlı bir diplomat da olan. İnö- nü'ye bırakılır Yeni harekât alanı onun, Lozan'da toplanan konferansin yeşil çuhalı masasıdır. 20 Kasım 1922'de başlayan görüşmeler uzun sü- recektir orada \e sekız ay sonra bite- cektır ancak: güç de yürüyecektir işler. çünkü ne Paris ne de Londra. açgözlü- lüklerini bütün bütüne terk etmişlerdir henüz. Bununla beraber İsmet Paşa. sa- ğırlığını her yönde ustaca kullanarak. da\asını kazanacaktır sonunda. 24 Temmuz 1923te Lozan'da imza- lanan belge. Sevr Antlaşması'nın alçal- tıcı durumunu sıler Bu antlaşma. Türk mıllenekıllerının 1920 Ocağı'nda "Milli Misak"ta dıle getirdiklerı dılek- lere alabildığıne uygundur. Antlaşma. Doğu Trakya ile Anadolu'nun çekış- meli yörelerini (İzmır bölgesı. Kılikya. Karadenız kıyıları. Doğu »1leri> ıçine alan süreklı sınırlar tanımaktadır Türkı- ye'ye: azınlıklar sorununa. tam doyuru- cu olmasa da. en azından kabul edilebi- lır bır çözüm -halklarııı değış tokuşu- getirir; Türkiye'nin boğazlar üzerinde- ki egemenlığinı tanır: son olarak. dele- gelerin andıcında yazılı -en kılçıklı- uyuşmazlıklardan bırının. Osmanlı "düvun-u umumi\e"sını aıdermenın esaslannı koyar. Ankara hükümeti kimi ödünler vermek zorunda kalmıştır kuş- kusuz: Kılikya'dan çekilmek zorunda bırakılan Fransızlar. İskenderun sanca- ğını ellerinde tutarlar yıne de: yeni bir emre kadar. Ingilızler Musul'da kalır- lar; boğazlar. Türkiye'ye geri verilmiş- tir. ne var ki uluslararası bır komisyon. bir denetleme hakkını saklı tutar orası için; kapitülasyonlann ortadan kaldınl- masında bile. Batı sonunda resmi ola- rak tanımış da olsa bunu. devletler ara- sındaki ilişkilerde böylesine köklü bir değişikliğin etkılerinı birkaç yıl için sı- nırlayan geçici hükümler eklenmiştir. Öyle de olsa. bir yerde aynntıdır bütün bunlar. Razı olunan özverilere karşın, Lozan barışı. bır büyük başarıdır hiç kuşkusuz: ötekı devletlerle eşitlik te- meli üzerinde hareket edecek. bağım- sız. özgür bir millet olarak kendini or- taya koyma olanağını sağlamıştır Ke- malist Türkiye'ye. Dökecek gözyaşı yok Açıktır ki banş antlaşması. sultanla- nn ımparatorluğuna. Balkanlar'dan Hint Okyanusu'na değin yayılan bu ya- malı bohçaya öldürücü bir darbe v urdu. Kimın ağınna gidebılir bu şimdı9 Yeni- den doğuşunun bayramını yapan Türki- ye'nın. geçmiştekı büyüklüğünün haya- letlerıne dökecek gözyaşı yoktur pek. Hem sonra. imparatorluk bir süredir. yalnız fiili olarak değil, hukuk bakı- mından da varlığını yitirmiştir Gerçek- ten. Yunanlılar üzerinde kazandığı za- ferın doğurduğu canlılıktan yararlanan Mustafa Kemal, Mudanya ateşkesinin ımzalanmasının arkasından, Büyük Meclis'i sultanlığı kaldırmaya (Kasım 1922) zorlamak için. birkaç hafta bek- ledı sadece. Diş gıcırdatmalan. durak- samalar oldu kuşkusuz Ne var ki, son direnişlerı sılıp süpürmek içın. bir sert çıkış yetti Ankara hükümetinin başına. Gerçekten. özellikle şöyle konuşmuştu millervekillerine karşı: "Kimsenin kar- şı koyamayacağı bir olup-bittidir söz ko- nusu olan. Bu meclisin üyelerinden her birinin. doğal hukuka dayanan bu gö- rüşe gelip katılması yerinde olacak. Ter- si olursa. kaçınılmaz gerçekliğin olavlan değişmeyecektir; ancak, kimi kafalann kopanldığıgörülecektir." Şurası bir ger- çektır kı kullanılan kanıt. "kimi kafala- nn koparıldığını görme". ağırlıktan yoksun bir kanıt değildı öyle. Ne var kı Lozan Antlaşması sırasın- da. sultanlık artık yok idiyse de Türki- ye, kesin siyasal temelini de bulama- mıştı henüz. Gerçı cumhuriyet. uzun bir süredir kafalardadır: ancak, 29 Ekim 1923'te resmi olarak ilan edile- cektir. Birkaç ay sonra. 3 Mart 1924'te de. Ankara'nın Büyük Meclisi, sultanlığın kaldırıldığı sırada ondan ayrı tutulan bir din görevi olarak Halifelığe son vermeyı kararlaştırmakla, eski rejimin son izlerini de silecektir. Yeni bir çağın başlangıcı mıdır bu olup bitenler? Yeni bir çağın başlarında... Bağımsızhk savaşının sona ermesı ile Halifelık görevinin ortadan kaldınl- ması arasında art arda sıralanan çeşitli siyasal değişıklikler, Türkiye'nın tari- hinde kesin bir dönemecin işaretıdirler hiç kuşkusuz. Kemalist devrim. çağını doldurmuş kurumların engeline takılı kalmadan açılıp serpilebılır artık. Laik- liğe. ilericiliğe. bilimsel anlayışa ve Batı'ya açılışa olduğu kadar, ulusal de- ğerler ve geleneklere saygıya da güve- nip bel bağlayan genç cumhuriyet, esınlenmiş kurucusunun itişiyie, ger- çekten şaşkınlığa düşen bir dünyaya, "uvgar uluslar" topluluğu içinde örnek bır rol oynamaya yetenekli bır ülke iz- leniminı vererek. deri değıştirecektır birkaç yılda. Bununla beraber. Türkiye'nin Musta- fa Kemal'le Batılı çağdaşlığa doğru yü- rüyüşü birden hızlanmış olsa bile. şu- nun hakkını tanımak yerinde olur her şeye karşın: Tarıhin bu hızlanışı, daha öncekı uzun ve derın yol açışlara çok şey borçludur. Kemalist devrim - 1930'lara doğru- ulaştığı doruk nokta- sında Jöntürk devrımının başarılı bir tekrarı olarak görünecektır hatın sayılır bir bölümüyle. Ve çağdaş Türkiye'nin derın kökleri aramaya kalkıldığında, zamanın akışı daha da genlere götürü- lürse, Tanzimat'ın zengın humuslu top- rağına gelip varılır. BÎTTİ İSTANBUL 10. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAVTÜMENKUL SATIŞ İLANI DosyaNo- 1994 5 Tal Eminönü. Hacıkadın Mahallesi. Atatürk Bulvan 2900 ada, 2 parsel sayılı ManifiıturacılarÇarşısı 5. Blok 4. Kat 118 Bağ Böl Nolu Iİ6 55500 arsa pa\lı 5456 kapı nolu dükkânın tamamı 2. derecede ıpotek alacağından dolayı açık arttırma suretivle satışa çıkarılmıştır Satış ılanı ılgilılenn adresme teblığe göndenlmiş olup. adreste teblıgat yapümaması veya adreslerı bilınmeyenler içinde ış bu satış ılanının ılanen teblıgat yerıne kaım olacağı ılan olunur İMAR Dl'RUMU: Eminönü Bel. Bşk. Imar Müd.'nün 4.2.994 T.'lı yazısına göre: Parsel Eminönü. koruma amaçlı uygulama ınıar planında I derecede Tıcaret alanında kalmakta olup. me\cut bınanın kontur ve gabarisı ay- nen korunduğu belırtılmektedir. HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz: Mezkûr dükkân 5 blokta Atatürk Bulvarfndan girilen gıriş katında yer almakta zeminı karomozaık döşeme üzen sunı halı kaplı. duvarları ahşap lambn kaplama. ıç ıçe 3 böl- meden ıbaret. arka kısmında depo ve WC'sı ılearkakoridoraaçılan demırkapisi mevcuttur. Öncephesı alümınyum camekânlıdır Elektrık. su \e kalorıfer tesısatı mescut olup net alanı7 0mN"dır. KIYMETİ: Tüm mülkıyetıne 2.200.000.000.- TL (İki mılyar ıkı yüz mılyonlıra) kıymet takdır edilmıştır. Ihale damga pulu bedelı. tellalıye rebmı-tapuda alım harcı. KDV ve tahliye masrafları alıcıya aittır. ARTTIRMA ZAMANİ VE YERİ: İlk açık arttırması 1 8 1995 salı günıi saat 15.00'ten 15.3O"a kadar İstanbul Adliye Sarayı Onuncu lcra Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Arttırma şartnamesı herkesın görebilmesı içın 3'7 1995 tarihinden itibaren müdürluğümüz- de açık bulundurulacaktır. İlk açık arttırmada teklif edılen bedel muhamınen kıymetın "o75'ıni \e varsa rüçhanlı alacaklılann bu gayrımenkul ile temın edılını^ alacakları mecmuunu aşmadığı takdirde en çok arttıranın taahhudu bakı kalmak üzere arttırma on gün daha uzatılarak onuncu 118 1995 cunıa günu saat 15.00'ten 15 30'a kadar yıne İstanbul Adliye Saray ı Onuncu tcra Mudurlüğünde yapılacak. ıkıncı açık arttınnada muhammen kıymetın ° <>40'ını bulması \e satış ısteyenin alacagma rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevınne \e paylaı>tırma nıasratlarmı geçmoi şartı ile en çok arttırana ıhalesi yapılacaktır. Gayrımenkul kendisine ıhale olunan kımse verılen mehil içinde ihale bedelinı ödenıezse namına yapılan ıhaie fesholunarak llK'nun 133. nıaddesı hükmiı tatbık olunur. Ikı ıhale arasındakı tark \e geçen gunlenn "o30'dan hesaplanacak faız se dığer za- rarlar aynca hukme hacet kalmaksızın alıcıdan tahsil olunur İpotek sahıbı alacaklılarla diger ılgılılerin \e ırtıfak hakkı bahiplennm haklarını. taız \e masvat'a daır olan ıddıalann dayanağı belgelerle 15 gün içinde lcra Daıresf ne bıldırmelerı ıcap eder. Aksı halde hakları tapu sıcılıvle sabn olmadıkça vıtıs bedelının pavlasılmasından harıc kalırlar Talep edıldıöı \e 35 000 TL'lık posta pulu sıondenldiiınde sartnamenın bır ömeâı aönderılır Arttımıava ıs- tıı nk ctmck ı^lc\ cıılotm .ıcttıı mn >ırtıınmc^ını ı->kııımı> v *' nıundctc^atınt .ı\ ıı^n k.ıtint ctnttş .nl \ r ıtıh.ıı olıııı.Tc.ıklnnin Itınlcvc ı>tıı .ık rhııck ı^tv"\ cıılcnıı nnıh.ıııııiH'n k ı\ tm-tııı ' ..2()'s,ı ıııshclımic |>o\ okı;csı vı-jn mıllı hıı hnııkntıın temınat mektubunun te\ dıı mecburi olup. alıcı b m d e uç damga resmını ıhaleyi ıhaley ı müteakip o d e m e y c mecburdur Fazla bilgi e d m m e k ısteyeıılerın dosş j numarası ile müdürlüğüınuze müracaallan ılan olunur. Basın: 28856 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇt Karaman'ın Horozu... Karaman'da "Dıl Bayramı"na gıttığımde gözledim; Karaman'da horozlar, neredeyse ötmeyı unutmuş gi- biydıler. Ötüyorlar da, seslen çıkmıyor, nerde herkesi uyandıran horoz? Araştırmacılar nedeninı bulabilirler ama, kanımca nedenı. sabahın ennde, ses yükseltir- lerden (hoparlör) ardı ardına gelen Arapça ezan sesle- riydı. "Dil Bayramı" ile ilgilı konuşmamda, burıa değın- dım. Karamanoğlu Mehmet Bey. yedı yüz yıl ör.G'î, "Şimden geru hiç gimesne kapıda, dıvanda, meclıste, seyranda Türk dılinden ozge söz söylemesinler"öeme- mış mıydı? Karamanlılara düşen, bu buyruğa uyup. namaza çağrının Turkçeye çevrılmesını sağlamak, bu- na oncülük etmekti. Bır de ses yükseltirler kaldırılmalı ya da kısılmalıydı. Buncağız sözlerim, salonda homurtulara yol açmış. Sonradan kımılerı: - Burayı Sıvas'a çevirecektık, ama hazırtıksızdık! de- mışler. Konuşmamı bıtırınce, yoğun bir grup kutladılar: - Bunlan bırısının söylemesi gerekıyordu, Tann siz- den razı olsun* dediler Çok sayıda kıtap ımzalatanlar oldu. Yaşlı bır bayan. eşime: - Ben iki camı arasında oturuyorum. Uyuyamıyo- n/m.'demiş. insancıklara, bu eziyetı çektirmeye, yaşamı zehir et- meye kımın, ne hakkı var? '. Karaman'da CHP'nın ilen gelenlerınden biri: ' - Abı, dedı, uç yıldır üç /marnı bıze çekmeye çalışı- yorduk, başardık da. Ama, sen konuşurken, üç dakıka- da gıttıler! Belkı adamlar, CHP'yi de şenatçı sanmışlardı, ne bileyım? Karşılık vermedim. Ayrıldıktan sora, gerıcı basında, konuşmamı eleşti- ren haberier, yorurnlar çıkmış. "Akıt" gazetesı, "Türk- çe yazma ve Türkçe konuşma kararı alınan Kara- man'ın, ezanın Türkçe okunmasına da onculük etme- sinı ıstemesı bardağı taşıran son damla oldu" diye yazmış. Horozlar ötmeyınce, boylelerı ötüyor demek. Atatürk Turkıyesı'nın nerelere geldığinı, kamuoyun- dakı anayasa tartışmalarından anlamamak olanaksız. Karaman'dakı dil bayramı ile ilgıli olarak, yazdığım birkaç satır üzerine, tıtız bır okur olduğunu sezdığım Ercüment Melih Özbay, "Çevre ve Sanat S//;nc/"adlı yapıtını yollamış. Yapıtın 88. sayfasında başlayan "Ezan okumak sanatı" başlıklı bölum ılgınç. Şöyle başlıyor: "Islam dınınin çok duygusal bır konusuna değinece- ğız. Böylece yıne bir tabu'ya ılışmiş olacağız Ulaştığımız elektromekanık çağda toplumumuz, is- ter ıstemez ses yukseltıciierle (hopartörle) erkenden uyandınlmaktadır. Çunku, çevremizdekı camilerden peşpeşe sabah namazına tum muminler çağnlmakta- dır. Bu ilk çağnda namazın uykudan hayıriı olduğu bil- hassa be/ırfı/mekfedtr. Arapça okunan tumcemn aslı, Tann veya Yalvaç (peygamber) buyruğu değıldır. Isla- mın ilk muezzmi Etıyopya (Habeş) kokenlı ve güzel ses/; Bilal taraiından sabah ezanına eklenmiştir. Onun davranışı. Hz. Muhammed'/n çok hoşuna gıttığı için önerisı derhal onaylanmıştır. Ama, pek çok Muslûman ezan Tann buyruğu san- maktadır. 19.7 1991 tarihlı Hüniyet gazetesine yansı- yan bır yoruma göre, söyleşen TBMM üyesı iki bakanı- mızdan bın: 'Allahın bile tanıtıma önem verdiğini öne sürmüş. günde beş kere ezan okutturup adından bahsettırdığını' söylemıştır. Bız böyle bır soyleşideki, 'tanıtım' vurgulamasına, 'estağfurullah' diyeceğiz. Ezan, sadece bir belırtı, bir uyan, bır haber salıştır. Gunde beş kez kıiınan namazın zamanını bildırmek için kullanılır. Öncelerı Yahudıliktekı gıbı boru uflenmesı, Hıristi- yanlıktakı gibı çan çalınması, Mecusilıktekı gibı ateş yakılıp duman salınması gıbı çeşitli türter düşünülmüş- tür. Taklıtten kaçan Müslümanlar, kendi çağrılarının in- san sesıyle yapılmasını tstemışler ve azat edılmış dın- dar bır kölenin sesını beğenmışlerdır. Û, önce Medine içinde koşarak sağa sola seslenmiş, sonra yuksekçe bır yere çıkarak ezan okumaya başlamıştır. Müezzinlik görevinı Hz. Peygamber'in vefatına kadar sürdürmüş- tür..." Ercüment Melıh Özbay. Osmanlı döneminın mina- relerı, şerefelerı ile ılgılı bılgıler verdıkten sonra, bir yerde şöyle dıyor: "... Fakat sonra, radyo ve elektromanyetık sanayiı geliştıkçe, Istanbul'un Bankalar Caddesı'ndekı uyanık gayrimüslim girişımciler, dın gorevlılerını ve festival yö- netıcilerinı uyararak tapınaklara çok ucuz mikrofon ve hoparlör aygıtlan kurmuşlardır. Suleymaniye Camii gı- bi eşsız bir yankıya sahıp Sinan yapısına, arada sırada Odeon'a dönüştürülen Synthronos'// Doğu Roma ya- pısı Aya Irinı Muzesı'ne bile mikrofonlar sokulup, kan- dıller arasına kutu şeklınde çırkın hopaıiörler astınlmış- tır. Şimdi, geneilıkle mınare şerefelerınm tabanında, korkuluğunda. kubbe alemıne ılıştırilmış tek veya çıft çanaksı hopariörier vardır. Müezzinler sadece tapınak içinde mıkrofonun önune geçmekte ve manyetık şeri- din düğmesine basmaktadırlar. Her muezzın, kendi saatine uymakta, art ardına ezanlar ışıtilmektedır. Ses yoğunluğundaki 'desıbel^olçümünü kımse yapmamak- ta, tapınak yakınındaki konutlarda uyuyan hastalann ve yabancı tunstlenn derdıne derman olacak onlemler alınmamaktadır. Yanılmıyorsak, bır ara Mısır'da ses ' yükseltıcıyle ezan okumak yasaklanmıştı. Hürnyet gazetesınm cuma sohbetleri köşesinde , Doç. Dr. Yaşar Nuri Öziürk, 9.8.1991 tarihlı 'içimiz- deki puf başlıklı yazısında: 'Namaza kalkılacaktı; ezan beklenıyordu. Derken, ılahı çağrının bütün güzellığini bozan bır bağırtı. bozuk bır hoparlörden yükselmeye başladı. Güya ezan okuyorlardı. Baba mürşit şöyle konuştu: - Bakın bu adam ezan okumuyor, namaz kılmayan- lara sövuyor... Allah ve Resulü boyle ezanlardan şıkâyetçıdir..." B L L M A C A SEDAT YAŞAYA* SOLDAN SAĞA. 1/ Oyunda ortaya konan parayı ıkı -| mıslıneçıkarma... Temel nıtelığınde 2 olan. 2/ Bir elekt- 3 roliz aygıtındakı artı kutup... Ja- 4 ponlar'a özgü bır c güreş. 3/ Bır Afn- ka ülkesı olan Gambıya'nmpara bırimı... Rütbesız asker. 4/ tpucu... Q Süs içın yapılmış gıysı kıvrımı. 5/ 9 Muğla'nın bır ıl- çesı. 6/ Kuyruksokumu ke- mıği... Gelınlenn oturması ıçm yapılmış süslü sedır. II Bır nota... Resmi bır erkek gıysısı. 8/Habercı... Kokulu bırkahvecınsı.9/Kahveren- gı ve tüylü kabuğu olan. C v ıtaminınce zengin bır mey- \e... En büyük. YTKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bır borcun ödenmesı içın tanınan süre... Soy, sülale. 2/ Emanet... Arap harflenyle yazılan bır yazı türü. 3/Tırnak yöresmdekı yumuşak bölümlenn iltihaplanmasından ılerı gelen ağnlı şış . Tuzağa düşürülen şey. 4/ Denizayısı da de- nılen bır fok turü... Kayak. 5/Peşın parayla veresıye mal al- ma usulü. 6/ Hatay ıhnde bır ırmak... Kesk\n kokulu dofial madde. 7/ Bir şeyın kenarına paralel olarak yapılan süs... Akıl hastalıklarının genel adı. 8/Bır kimsenın dınin buyruk- lannı yerine getırmek içın yaptıklan... Pedro Almodovar'ın l ^ n ı n n ı ı ş h ı ı I t l m ı V / P ^ p a j i ^ ı ı f t i ^ k i r i h n k ı ı ı , ı ı k h ı ı k ı ı > Yaratılmış olan bütün canhlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle