28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İO HAZİRAN 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Nazmiye Demipenn annesi öldü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerın kayınvalidesi Kübra Şener, dün sabah Isparta'da vefat etti. 85 yaşında ölen Kübra Şener'in cenazesi, Islamköy'de Şevket Demirel tarafindan 1990 yılında yaptınlan ve Cumhurbaşkanı Demirel'in nınesi Şehriban Demirel'in adının verildiği Şehriban Hatun Camisı'nde kılman namazdan sonra köy mezarlığında defnedüdi. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Demirel, eşi Nazmiye Demirel ile Şener ve Demirel ailelerinin yakınlan, DYP rnilletvekilleri Cavit Çağlar, Ekrem Ceyhun, Omer Barutçu, Ibrahim Gürdal, TURBAN Genel Vüdürü Ömer Bilgin ve "çok sayıda vatandaş katıldı. MGKyarm toplanacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kurulu'nun dün yapılması beklenen toplantısı, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel'in annesi Kübra 'Şener'in ani ölümü üzerine yannaertelendi. CumhurbaşkanlığTndan alınan bilgiye göre, dün kayınvalidesi Şener'in ölüm haberini alan •Demirel, bütün programlannı iptal ederek sabah erken saatlerde karayoluyla Isparta'ya Ihareket etti. Demirel'in «enazenın toprağa ıverilmesinin ardından ıhelıkopterle Antalya'ya -geçmesı ve daha sonra uçakla Ankara'ya gelmesi bekleniyor. RFnUı laiklik îtipazı süpüyor M ANKARA (Cumhuriyet •Bürosu) - Anayasa degişikliğı ıçin gerekli 300 •oyu TBMM Genel -IÇurulu'nda bulabilmek tçia siyasi parti liderlen üe .görüşerek destek isteyen TBMM Başkanı Hûsamettin Cindoruk, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'dan olumsuz yanıt aldı. Erbakan, devlet yapısının kısmen de olsa dini esaslara dayandınlamayacağı ilkesini düzenleyen 24. maddenin değişiklik paketine alınmaması nedeniyle daha önceki tavırlannı sürdüreceklerini ve değişikliğe destek vermeyeceklerini açıkladı. Birand'a yine mahkûmiyet • ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - "Asker kişileri "topladıklan, askeri "konularda açıklamalarda bulunduklan" gerekçesiyle yargılanan '32. Gün'haber programının yapımcısı Mehmet Ali Birand, genel yaym yönetmeni Deniz Arman ve kameraman •»Halim Abanoz. Askeri -Yargıtay'ın usulden bozma -karanndan sonra yeniden -5'er ay hapıs cezasına çarptınldı. ÇHten'den sermaye çagrısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller, özelleştirme sonucu çalışanlara daha fazla iş olanağı ve gelir düzeyi yaratılacağını savunurken "işçilere, "Gelin, hepinizi 'sermaye sahibi yapalım" rdedi. Çillerin de katıldıgı ,^lak-I| Konfederasyonu'na ,bagk Oz Çelik-lş Setvükası'mn 8. olağan ıgenel kurul toplantısında -hükümet, çalışanlar .tarafindan eleştiri -yagrmıruna tutuldu. Hak-Iş -Başjcanı Necati Çelik, •ICÎTlerin sıtışmda daha dikkatli olunmasını istedi. Uyuştırucıı Jumferansı bitti " • tstanbul Haber Servisi - "Uyuşturucı. maddeyle ^ul«jslararas. mücadelenin ş için ,Jst_anbul"da dûzenlenen ı.'Oöıya Eroin - Koıferansı'nm ikincisi. .•çajışnıalamı tamamladı. •49 ilkeden 109 delegenin i k a t Idığı kcnferansta, -uyıştunıcıyla mücadelede -alaracak tdbırler tartışıldı. "Çakşmalarsonunda yazılı m orabakat ımzalandı. Ölümle tehdit edilen TBMM Başkanvekili Kamer Genç'ten suçlama: RPTfler şeriatistiyor• Genç'ten RP'lilere: Devletin suyunu atamazlar, kendi sulannı getirsinler, ama bunlar gûnahlannı vermezler. Bugün su atılır, yann silah sıkılır. Kara düzenle, sopayla Meclis'e hâkim olmaya çalışıyorlar. • TC kanunlannı istemiyorlar, şeriat kanunlannı istiyorlar. Yaptıklan dine imana sağmaz. Tann cezalannı verecektir. Vermezse Tannlık vasfi kalmaz. Istifamı istiyorlarmış. Erbakan istifa ederse ben de ederim. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - RP'lilerin saldın ve hakaretlerine hedef olan TBMM Baş- kanvekili Kamer Genç. ölüm tehditleri de aldıgı- nı belirterek RP'li millet- vekilleriyle mahkemeler- de hesaplaşacağını söyle- dı. Genç, kendisine kür- südeyken su atan RP Ka- raman Milletvekıli Zeld Ünal'a, "Devletin suyunu atamazlar, kendi suJaruu getirsinter. ama bunlar gü- nahiannı bifc vermezler'' diye çattı. Genç, istifaya çağnl- masıyla ilgili olarak da. "Onİann partisi beni seç- medi. Ben de Necmettin Erbakan'ın istifasmı isti- yorum. O istifa ederse ben de ede- rim' 1 dedi. TBMM Başkanvekili Kamer Genç'in yönettiği TBMM Genel Kurulu'ndan bir hafta için- de telif haklan. üniversite öğren- cilerine af, çifte vatandaşlık ve yetki yasalan çıkarken, Genç de RP'li milletvekillerinin yoğun sal- dın ve hakaretleriyle karşı karşı- ya kaldı. RP'li milletvekillen za- man zaman kürsüye yürüdüler, Genç'in üstüne su attılar, "Terbi- ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART yesiz", "YaltakçT, "Kürsüye sar- hoş çdayor'' diye hakaret ettiler. Genç, bu hakaretlerin ardından, önceki gün kendisine ölüm teh- ditleri geldiğine ve koruma ön- lemlerinin arttınldığına dikkat çekti. Devletin suyu Kamer Genç, dün bir basın top- lantısı düzenledi. Genç, toplantı- nm başında, "Devletin suyunu an- yoriar, kendi sulannı getirsinler. Oraya konan su, devletin suyudur. Dev İerin malına el uzatmak, tslam kurallanna göre haramdır. Kendi sulan olsa atmazlar, gûnahlannı vermezler" dedı. Genç. kürsüye saldınnın CHP dışındaki partiler tarafindan kınanmamasını eleştı- rerek, "Bugün su aühr, varuı silah sıküır" diye konuştu. RP'lilenn tepkisini çekecek bir tavır içinde olmadığını savunan Genç, "Kü- çük bir Uin milletvekfli ve Alevi ol- duğu için bu tür saldınlara hedef oMuğunu" öne sürdü. "Bunlaria bir arada yaşamak çok zor" diyen Genç, sözlennı şöyle sürdürdü: "TBMM kürsüsü yüce bir kflrsü- dür, krahn soytanlannın kürsüsü değiklir. Mecİis'i çalıştırdığun için beni tebrik etmeleri gereidrken başta grup başkanveldlleri obnak üzere kürsüye saldınvorlar. Ben kürsüdeyken Tann'nın karşısında ibadet eden birinin sorum- luluğunu duyuyorum. TB- MM'nin çahşmasını istemi- yorlar. Bunlar laik TC'nin bir an önce yıkılmasını ve şeriat kurallanna dayah bir tslam devleti kumlrnasuu istiyorlar. Hakaretierini bi- riktirdim. toplu dava aça- cağım. Kazanacağun taz- minarj da yoksui ögrencüe- re vereceğim, Onlar gibi 158 kflo altın biriktirip üs- tüne otunnam. 158kiloal- ün 15eşekyüküdür,bu her- halde eşeklerinfişkısıahm- da toplanmadV Ünal'ın. "Kızmıştı, on- dan su attun" sözlenne. "Benim nereme dokundu da kızdığunı anladı?" kar- şılığını veren Genç, sarhoş olduğu savlanyla ilgili ola- rak da. "Aksamlan içki ab- run, ama hiçbirzaman kür- süye içkili çıkmam" dedi. RP'lilenn "çeşitH senaryo- bu~uydurduklânnL, yapak- buının dine imana sığma- yacağuu" bildıren Genç, "Tann'nın adaletine inanı- yorum. Bunlara hak ettiği cezayı verecektir. Vermezse Tannhk vasfı kalmaz" diye konuştu. 'Önce Erbakan' Genç, gazetecilenn RP'lilerin kendisini istifaya davetettiğini anımsatmala- n üzerine, "Beni onlann partisi seçmedi. Ben de Er- bakan'ın istifasım istiyo- rum. O istifa ederse ben de ederim. Ama kurultayda tekrargehnesin" dedi. Genç, geç- mişte kendısinin de Meclis'te su attığının anımsatılması üzerine de şunlan söyledi: "Bana çanta aül- mıştı, ben onun üzerine su artım. Benim iyi taraflanmı taklit etsin- ler. Peygambcr sabnndan daha üs- tün benim sabnm. Ama bunlar ka- ra düzen istiyoıiar, Meclis'e sopay- la hâkim olmava çalışıvorlar. Sayı- lan artarsa Allah korusun, milleti sopav la kovalayacaklar harhakfe.'' m w Ozer Çiller'e Saint Joseph ;ecesi armağanıI Haber Servisi- Başbakan Tansu Çilkr. önceki akşam Saint Joseph Lisesi'nin 125. kuruluş yılı nedeniyle okulun Moda'daki sosyal tesislerinde dûzenlenen yemeğe katıldı. Başbakan Çiller, yemekte yaptığı konuşmada, Saint Josephli öğrencilerin hem ülkelerinin kimliğini konıyarak hem de uygar dünyaya açılarak yetişmiş olduklannı beIirterek"Bir Saint Josephlinin eşi olarak bugün aranızda yan Saint Josephli olarak bulunuyorum" dedı. Saint Joseph Lisesi'nde 44 yıl süreyle matematik öğretmenliği yapan Frere Etienne NVeymann'a 'Legion d'Honneur' nişanı takılmasından sonra Başbakan Çiller, "Sadece aldığı ödülden dolayı degiL başta benim eşim olmak üzere başarüı öğrenciler yetiştirdiği için Wevmann'ı kutiuyorum" dedı. Marmara Üniversitesi lletişim Fakültesi Dekanı ve Saint Josephliler Derneği Başkanı Prof Dr. Ateş Vuran, Başbakan Çiller ve Kültür Bakanı Ercan Karakaş'a bırer şükranplaketi sunduktan sonra Ozer Çiller'e son sınıfta okurken çekilen bir fotoğrafinı hediye etti Devlet Bakanı Aysel Baykal Sinop'ta konuştu: Kadın-erkek eşitliği devlet politikası olacak CENGİZ DEMİREL SİNOP - Devlet Bakanlığı Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlügü'nce dûzenlenen 'Türldye'de Kadma YöneHk Poutikalann Ohışturubnası' konulu toplantıda konuşan Devlet Bakanı Aysel Baykal kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik politıkalann oluşturulmasında *ısrara' olacaklannı belirterek "Kaduv erkek eşitüğini hükümetkrin sryası tercihlerinden kurtanp devlet politikası haline getireceğiz'' dedi. Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Aysel Baykal 'ın öncülüğünde Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdürlüğü'nün düzenlemesiyle dün Sinop'ta yapılan toplantıya ANAP, CHP ve RP parti meclislerinden kadınlarla bazı gazetelerin köşe yazarlan ve öğretim üyeleri katıldı. Kadının statüsü yfikseMlecek Toplantıya DYP'den temsilci katılmazken Başbakan Tansu Çiller, gönderdiği telgrafla toplantıyı desteklediğini bildirdı. Devlet Bakanı Aysel Baykal 'Türldye'de Kadma Yönelik Politikalann Oluşturulmasr toplantısının açılışmda yaptığı konuşmada kadınlann cumhuriyetin kuruluşundan günümüze değin önemli gelişmeler sağladıklannı, cumhuriyetin ve temel ilkelerinin korunmasında görevlerinin bilincinde olduklannı söyledi. Kadının statüsünün yükseltilmesine yönelik politikalann belirleneceğini vurgulayan Baykal, "BeHrlenecek politikalann uygulanmasında ısrarcı olacağrz. Yasal eksikliklerin hem gidcrilmesi hem de yaşama geçirihnesi için mücadele gerekiyor, bu mücadeleyi gerçekleştireceğiz'' dedi. Sorunlann çözümünde eğitim sisteminin önemine de değinen Baykal, kadınlann bugüne değin aldıklan haklann büyük bir bölümünün kâğıt üzerinde kaldığını söyledi. Baykal, "Bu toplantmuz haklann kâğıt üzerinde kalmaması ve güçlerin birleştirUmesi açısmdan son derece önemlidir. Bu toplantımızın sonuçlannı sivü toplum örgütlerimizin tartışmalanna sunacağız ve bö\lece kahcı poütikalar üreteceğiz. Kadın-erkek eşitiigini hükümetlerin si>asi tercihlerinden kurtanp devtet politikası haline getireceğiz'' dedı. Sinop DSİ Toplantı Salonu'nda dün başlayan toplantı üç gün sürecek. Devlet Bakanı Aysel Baykal kadın erkek eşitiigini sağlamada ısrarü olacağını söyledi. Dışişleri Bakanı Erdal İnönü öziir diledi Devlet Bakanı Gökdemir: Goeunaeak adam değOim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dev- let Bakanı AyvazGökdemir ın Avnıpalı ka- dın parlamenterler hakkında bazı gazete- lerde yer alan hakaret niteliğindeki sözleri, Alman kadın parlamenterleri ve Alman Ye- şiller Partisi'ni harekete geçirdi. Parlamen- terler ve Yeşiller, Başbakan Tansu Çiller'e birmektup göndererek Türkiye'de dava aça- caklannı bildirdiler. Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir, Türkiye'ye yaptıklan ziyarette demokratildeşme uyansında bulunan Av- nıpalı 3 bayan parlamenter için hedef gös- termeden "abiaken düsük" ifadesini kul- landığını dogruladı. Parlamenterlere "Orospu" dediği savla- nan Gökdemir, "İUe de sen söyledin denir- se ben bundan goeunaeak adam degUim" dedi. Dışişleri Bakanı Erdal İnönü, Gökde- mir'in sözleri için, "Bizim, hükümet ve be- nim, Dışişleri Bakanı olarak o gazetedeld haberle hiçbirttgimizyoktur. Hiç kimsenin onurunu zedelemek aklımızdan geçmez. Kimse böyle bir hareketin vanmda olmaz. Ohınmuş gibi gösterüiyorsa da özür diüyo- nız" açıklamasını yaptı. Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir, Erdal Inönü'nün Brüksel'de Avnıpalı parlamen- terlere verdiği yemeğin bazı üyelerce pro- testo edilmesine neden olan olayla ilgili ola- rak dün Kınkkale'de bir basın toplantısı dü- zenledi. Kilis'te yaptığı bir ziyaret sırasın- da bir vatandaşın, "Avrupa'da Türkiye aleyhtan ve PKK yandaşı lobinin içinde ah- laken şüpheli birtakım insanlar da yer alı- yor" dediğinı, bunun üzenne kendisinin de hedef ve şahıs belirtmeksizin "Ahlaken şüp- heli birtakım insanlann şöyie\eya böyle gay- rederiyle, Türkiye'nin ülkesiyİc, miDetiyle bölünme/Jiguıden bir taviz vermesiıün ba- his konusu olmadığını'' söylediğıni bildir- dı. Bakan Gökdemu1 , bir gazetecinin "Ay- vaz Gökdemir Türkiye'ye gelen temsOdle- re hakaret etti" diye yazdığmı anımsatma- sı üzerine, Türk basınını dünyaya ihbarcı- lık yapmalda suçladı. Gökdemir, şöyle de- di: "Böyle bir sözcülüğün Türk basnuna dü- şüp düşmcdiğini basının düşünmesini rica edîyorum. Ayvaz Gökdemir veya başka bir Türk vatandaşı Türkh'e alebytan lobinin içinde aktif rol alanlara bir tepki ifade etmiş ise bu tepkiyi Türkiye hakkında rol alanla- ra ihbar haİinde büyütüp dünyaya yaymak Türk basının işj mi, bizzat o lobinin içinde yer alanlann işi mi? İlle de sen söyledin de- nilir ise ben bundan yerinecek adam değt- Bm." Dışişleri Bakanı İnönü, Ahnan VDR te- levizyonu muhabirinin sorusu üzerine, Al- manya Parlamentosu Sosyalist Grup Baş- kanı Pauline Green, Yeşıl Grup Başkanı Claudia Roth ve Radikal Grup Başkanı Catherine Lalumiere'in Türkiye'yi ziyaret ederek istedikleri herkesle konuştuklannı, kendilerine kötü davranılmasının da söz ko- nusu olmadığını söyledi. Üç bayan millet- vekilinin Türkiye'den aynldıktaöı sonra te- maslanndan duyduklan memnuniyeti dile getirdiklerini de anımsatan Erdal İnönü, "Onlann buraya gehnesmden çokonur duy- duk, hatta yararlandık"diye konuştu. ANAP Genel Başkanı MesutYdmaz, dün gazetecilerin konuya ilişkin sorulan üzeri- ne, "Temenni ediyorum Id doğru degildir. A- ma doğruladıysa herhalde istifa etmiştir. Böyle rezalet ohır mu? Bunlardan her şey beklenir" dedi. Alman Parlamentosu üyesi Yeşiller Par- tisi Milletvekili Cem Özdemir ise konuyla ilgili olarak. "Bu korkunç birolay. Sanld ba- zı kişiler Türkiye'nin gümrük birliğine gir- memesi için elinden geleni yapıyor" dedı. POLİTİKA GÜTNLÜĞÜ HIKMET ÇETCNKAYA Fehmi Ne Yapıyor?.. Sevgi, kardeşlik, banş, hoşgörü, birlik... Televizyonlannda, gazetelerinde sık sık yineJerler bu sözcükleri... Ama tümü de 'göz boyama'dır. Bir kez şöyle yazmıştı, alışveriş ettiği mağazanın Atatürk posteri verdiğini görünce: "Bizim paralanmız, kurşun olarak geriye dönü- yor..." Baktım dün sabah yine şıkıdım şıkıdım oynuyor Ta- ha Bey, yani gerçek adıyla Fehmi Koru. Bellı kı pa- niğe kapılmış bir yıl önce yazdığı yazıdan ötürü. Acaba Fehmi'nin Musevi yurttaşlarla alıp vereme- diği nedir? Oysa kayınpederi Süleyman Karagül- le'nin 'Akevler Kooperatifi'nin yapısı israil modeline benzer. Fehmi yine şaşkın, yine panikte... Ingiliz Reuter Ajansı'na takmış bu kez. DiyorkJ: "Sanki bir hain el, biryandan otomobile koyduğu C-4 bombasınıpatlatırken biryandan da Yuda Yö- rüm'ü öldürmeyen bombayla bizi yok etme ameli- yesini başlatıyordu..." Bu korku niye Fehmi? Bak benim elimde 11 ve 17 mayıs tarihli Zaman gazetesi var. Orada neler yazdığın apaçık ortada. Yazında Kimya Vakfı Ödülü'nü alan Prof. Dr. Yuda Yü- rüm'den söz ederken annesinin adının Özen, baba- sının Kemal, çocuklannın ise Kemal ve AJp olduğu- nu yazıp şöyle dıyorsun: "Bay Yuda'nın Ankara'daki Musevi Cemaati'nin de lideri olduğunu sanıyorum. Hacettepe Üniversi- tesi Mühendislik Fakültesi'nde kimya dersleri veri- yor, 1982-85 yıllan arasında İsrail'de Weizmann Bi- lim Enstitüsü'nde misafir profesör olarak çalıştı..." Bu arada bir Selanıklı gazetecinin notlannı da ya- zına alıp şöyle devam edıyorsun: "...En ayncalıklı olanlar (Ankara'da) Selanik'ten ge- len Yahudiler. Selanikli olmak Ankara'da bir serma- ye sayılıyor. Gazi de Selaniklilere yakınlık göstetiyor. O, taşınmazlann yönetimini dört Selanikli Yahudiye verdi..." • Fehmi Koru, laik, demokratik cumhuriyeti savunan, Atatürk devrim ve llkeleriyle övünen Musevileri an- latmayı pek seviyor. Her satınnda koyu bir 'cumhu- riyet ve Atatürk düşmanlığı' gözleniyor. 17 Mayıs 1994 tarihli Zaman gazetesinin manşeti şöyle: "Bayramda THK Terörü..." THK (Türk Hava Kurumu), Atatürk'ün kurduğu bir kurum değil mi?... Evetöyle... Saldın THK'ye değil aslında; saldın, cumhuriyete ve Atatürk'e... Fehmi Koru, 11 ve 17 mayıs tarihli gazetenin üçün- cü sayfasında 'Kulis' başlığı ve Taha Kıvanç takma adıyla yazdığı notlarda Mario Levi'den Leyla Ala- ton'a, edebiyatçı Erol Güney'den Cefi Kamhi'ye kadar Musevi yurrtaşlanmızı sergiliyor. Üstü kapalı olarak onlann laik, demokrat, Atatürk sevgisiyfe dop- dolu yaşadıklannı anlatıyor. Bir televizyon programında Cefi Kamhi'nin söy* lemek isteyip desöyleyemediğı şu cümleyi aktanyoH "Madem Müslümanlar Taksim'e cami istiyorlar, bl 1 zim gibi Atatürk dinine mensup olanlara da bir iba- dethane yapılsın aynı yere..." Şimdi biz Fehmi'ye soruyoruz: Nerede kaldı sevgi, hoşgörü ve iç banş? Fehmi, satır arasında birilerini birilerine tanrtmak- tan nedense büyük zevk alıyor... • Fehmi panik içinde yine sağa sola saldınyor. Oysa 11 ve 17 mayısta Yuda Yürüm'ün ana-ba- ba ve çocuklannın adlannı, çalıştığı üniversiteyi yaz- dı uzun uzun. Niye yazdı, niçin yazdı? Onu Fehmi yanıtlasın. Ama Fehmi, Atatürk posteri dağıtan mağaza için "Paralanmız kurşun olarak bize dönüyor" demekle kimlere ne mesaj verdi?.. Biz bu soruyu Fehmi'ye birkaç kez yönefttik, ama yanıt veremedi... Fehmi, cumhuriyet ve Atatürk'e karşı neden böy- lesine kin ve nefret duyuyor? Fehmi onu da açıklasın... Yuda Yürüm'ün babasının adının Kemal olması sanınm Fehmi'ye Mustafa Kemal Atatürk'ü çağnş- tınyor... Fehmi kızıyor, Fehmi öfkeleniyor.. Leyla Alaton'dan başlayıp Nedim Saban'a dek pek çok Musevi yurttaşımızı 'teşhir' edip rahatlıyor. Öyle mi Fehmi? • Üsküdar Küçüksu Mahallesi Yıldız Sokakta konut- lar, bahçeli ve iki katlıdır. Refah Partili Üsküdar Bele- diyesi, aynı sokakta 6 katlı bir binanın yapımına göz yummaktadır. Buraya Kuran kursu binası yapılmasına niçin izin verilmiştir? Binayı yapanlar, mahalle halkına bakın ne diyorlan "Yapı kaçaktır. Çünkü burada sizin gibi dinsizleri eğiteceğiz..." Vali Hayri Kozakçtoğlu'nun bilgisine sunulur... Süleyman Mercümek'i Sultanbeyli besledi • Yaklaşık 3 milyon marklık Bosna-Hersek yardım parasını bir dizi kuşkulu işlemin ardından üyesi bulunduğu Refah Partisi'nin kasasma aktardığı öne sürülen Süleyman Mercümek'in hesaplanna en çok para, RP'li belediyenin yönetimde olduğu Istanbul'un Sultanbeyb Uçesinden yatınldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Malvarlıklannı Araştırma Komisyonu'na ulaşan bilirkişi raporlanna göre 3 milyon marklık Bosna-Hersek yardım parasını bir dizi kuşkulu işlemin ardından üyesi bulunduğu Refah Partisi'nin kasasına aktardığı savlanan Süleyman Mercümek'in hesaplanna en çok para, tstanbul'un Sultanbeyli ilçesinden yatınldı. Mercümek'in RP'li belediyenin yönetimde bulunduğu Sultanbeyli'dekı Vakıfbank şubesinde yer alan "334.10.04.894" numaralı hesabına 83 kişi tarafindan 30 bin ile 5 bin mark arasında değişen tutarlarda para gönderildiği ortaya çıktı. 83 işlemin çoğunda, 5 ile 6 bin mark arasında para yatınlması "takstt" ödemesine benzer işlem akışı ortaya koydu.RP'ye yakın kaynaklar, Mercümek'in hesaplannda birkaç yıl içinde görülen yaklaşık 1.3 trilyon lira tutanndaki hareketliliği, bu kişinin RP çevrelerinde "yediemüı" olarak tanınmasıyla açıkladılar. f
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle