Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç #
Genel Yayın Koordınatöru Hikmet
ÇetİDkayaO Yazıışlerı Müdürlerı.
Ibrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
• HaberMerkezıMüdürii Hakan Kara
• Görsel Yönetmeır Fikret Eser
Yayın Kurulu: tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Dış Haberler Erguo Balcı • Isühbarat Yılçın Çakır •
Ekonorra Bfilent Knanlık • Radyo-TV: Uygar Eremektar , . „
• KultürHandanŞenköken«SporAbdaOudirYâceiıııan Kurtböke. Özgen Acar. Hikmet
V Yun Habcrlcn Mehmet Saraç 0 Makaleler Sami Çetinkaya, Şnkran Soner. Ergun
Karaören • Çevın S«yfettin Turhan • Düzeltme. Baka,DiııçTayanç.tbrahim Yıldız.
Abdullah \ ancı • Fotoğraf Erdogan koseoğlu Orhan Bursaiı. Mustafa Balbay.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay •HaberMûdürûDoğan
Akm Atatûrit Bulvan No: 125, Kat'4, Bakanhklar-Ankara Tel:
4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı: Serdar
Kınk,H.ZıyaBlv 1352S.23Tel 4411220,Faks:4419117
• AdanaTemsılcısı. Çetin Yığeooğlıı,InönüCd. 119 S No 1
Katl, Tel- 3522550, Faks. 3522570
Müessese Müdürü. Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Koordınatör Ahmet Korulsan • Başkanı-Genel Mfidür Gülbin Er-
Muhasebe Bülent Yener •Idare duran • Koordınator Reha l^rt-
HüsevinGürertlsletnıe Önder man • Genel Müdür Yardımcısı
Çefik*Bılgı-tşlem Nailtnal» Mine Akdağ • Halkia thşkıler
Bılgısayar Sıstem: Mflrüvet Çiler Müdürii Npten Beriooy
Ysyunijyan ve BIHD: Yenı Gun Haber ^jansı. Basın \e Yayuıcıhk A Ş
Türitocajıcad 3941 Cağalofclu 34334 tst PK 246 lstanbul Tel (0/212) 51205 05 (2Ohat) Faks: (0/212) 513 85 95
10 HAZİRAN 1995 lmsak: 3.25 Güneş: 5.25 Öğle: 13.10 Ikindi: 17.08 Akşam20.42 Yatsı: 22.32 MEDYACTd 5i39580-5i384«Wi,Faks 5H8466
Demokrasi
Kulturu'
• Haber Merkeri - Abay
Hukuk Araştırmalan
Vakfi'nca düzenlenen
"Demokrasi Kültürü"
lconulu sempozyum
Istanbul'da yapıldı. Açış
konuşmasını Anayasa
Mahkemesi Başkanvekili
Güven Dinçer'in yaptıgı
sempozyumda, Prof. Dr.
Cem Eroğul, Prof. Dr. îlter
Turan, Prof. Dr. Tûrkan
Saylan, Prof. Dr. Ahmet
Mumcu, Prof. Dr. Rona
Aybay, Yrd. Doç. Dr. Birgûl
Ayrnan çeşitli konularda
tebliğlerini sundular.
Sempozyumda oturum
başkanlıklannı ise Prof. Dr.
Erdoğan Teziç ve Prof. Dr.
Pertev Bilgen üstlendiler.
Vakıf Başkanı Rona Aybay,
amaçlan arasında
demokratik hukuk
devletinin gelişmesine
katkıda bulunmak olduğunu
belirtti. Aybay, bu
sempozyuma katkılanndan
dolayı Kültür Bakanlığı'na
teşekkür etti.
'Yakakentfler
Gecesi'
• Haber Merkezi -
'Yakakent Yardımlaşrna ve
Dayanışma Derneği'nin
dûzenlediğı 'Yakakentliler
Gecesi'nin ikıncisi 17
haziranda yapılacak.
Yakakent Belediyesi'nin de
katkıda bulunduğu 'gece',
Kartal-Pendik Sahil Yolu
ûzerindeki Akvaryum
Tesisleri'nde 20.00-01.00
saatleri arasında yapılacak.
Demokrasi ve
AievHHC
• Haber Merkezi - Sıvas
Yöresi Demekleri
tarafından düzenlenen
"Demokrasi ve Alevilik"
konulu panel. yann saat
13.00'teTaksim'deAKM
Büyük Salon'da yapılacak.
Panele konuşmacı olarak
Prof. Dr. Aslan Başer
Kafaoğlu, Dr. Hüseyin
Karataş, gazeteci-yazar Oral
Çahşlar ve İHD'den
Hüseyin Aygül katılacak.
Cappy ve
Çeyko'dan çevre
odüki
• Haber Merkezi - Çevre
Haftası'na duyarlı
çalışmalanndan dolayı
Beşiktaş Belediyesi sınırlan
içinde yer alan 10 ılkokul,
Cappy ve Çevko tarafından
ödüllendirildi. Behçet
Kemal Çağlar tlköğretim
Okulu'nda konuyla ilgili
yapılan törende 'Çevre
Koruma ve Temizlik' konulu
mini tiyatro gösterisi
sunuldu.
Yeşil Vadi için
piknik
• Haber Merkezi-
Ormanlann hızla
tükenmesinin önüne
geçilmesi ve Şile-Yeşil Vadi-
Karaburun'da yanarak yok
olan 16 hektarhk alaru
yeniden yeşertmek amacıyla
BP Türkiye veÇEKÜL,
bugün Yeşil Vadı'de bir
piknik dûzenledi. Pikniğe
katılmak isteyenlen bugün
saat 10.00'da Kadıköy
Fenerbahçe Stadyumu önü
ve Taksim Gazi Oteli
önünden kalkacak olan
otobüsler Yeşil Vadi'ye
götürecek.
Talaş böreği giinü
• Haber Merkezi - lstanbul
Kız Lisesi mezunlan, yann
saat 12.00'deheryıl
geleneksel olarak
düzenlenen talaş böreği
günü için okul bahçesinde
toplanacaklar. Bu yıl
mezuniyetlerinin 50. yüını
dolduranlar için altın yıl
kutlamalanmn da
düzenleneceği bıldirildı.
Bitkiyoksahısaııda yokZengin bitki örtüsüne sahip Türkiye, yangın ve dikkatsizlikle özelliğini yitiriyor
YÖRÜKHAN ÜNAL
İZMİR - Bitki çeşiti bakımından tüm Avru-
pa ülkelerinden daha zengin potansiyele sahip
Türkıye, bunlann yeterince korunamaması ne-
denıyle "bitki cenneti" olma özelliğini yitiriyor.
Türkıye'nin. dunyada eşi kalmayan çok sayıda
bitkiye sahip olduğunu belirten Ege Üniversi-
tesı Fen Fakültesı Biyoloji Bölümü öğretim üye-
si Prof. Dr. Y'usuf Gemici, bu zenginlikleri koru-
yacak önlemlerin acilen ahnması gerektığını
söylüyor ve öne sürülebilecek 'tasarruf önlem-
leri' gerekçesı için ekliyor "Doğa, kemer sık-
mayı kabul etmez."
Türkıye, zengin bitki örtüsüne sahip çıkamı-
yor. Tüm Avrupa ülkelerinde toplam 15 bin çe-
şit bitki olduğunu. buna karşın yalnız Anado-
lu'nun 10 bin çeşide sahip olduğunu belirten
Gemici, önlem ahnmaması durumunda bu zen-
gınlığin yok olacağını vurguluyor. 1800'lüyıl-
lar da araştırmacılarca varlığı saptanmış birçok
endemik bitkinin, bugün yennde bulunamadığı-
nı belirten Gemici şunlan söylüyor:
"Dünyanın hiçbir yerinde olmayan, yalnız
Türkiye'de varhğını sürdûrebilmiş birçok bitki
yok olup gjdiyor. Bunun en önemli nedenlerin-
den biri bilinçli ya da bilinçsiz olarak çıkanlan
orman yangınlan. Yanan bir orman tüm bitki
nırteriniveendeınikleriyokedryor. Hayvanlann
-özeDflde keçflerin- bilinçsizce odatılması da bir-
çok bitki türünün son buimasına neden oiuyor.
Ticari amaçla bitki sökümü ve gkkrek büyüyen
kuraklık da. bitkiler için çokönemlitehükelerya-
raüyor. Bu sorunlann ortadan kaldınlmamasL,
Türkiye'ıün bitki örtüsünü yitirmesi ve giderek
bir çöİ dunımuna geimesine neden ohır."
Bu tehlikeye karşı yürütülen çabalar dajok
değil. Gemici bunlan şöyle anlatıyor. "GariUni-
versitesi öğretimfiyesiProf. Dr. Tuna Ekim baş-
kanhğında yürütülen ve diğer üniversitelerin de
kaüldığı çahşma kapsamında Türkıye'nin her
yerinden endemik bitki tohumlan toplanıyor.
Bunlar, Menemen'deki Zirai Araşürmalar Ens-
titûsû'nde kurulan gen bankasmda özel koşul lar
amnda saklamyor. Bir diğer çalışma da bitkile-
rin yerinde korunmasıyla ilgili. Gerçi yasalaria
koruma alüna aünmış bölgeler var, ama bu da
çok yetersiz kalryor. Koruma alüna alınnuş böl-
ge sayısuun çok daha artnniması gereldyor. Ao-
cak koruma alüna ahnan bölgeferde yaşayan in-
sanlann da rencide edilmemesi gereldyor. Biz de
bunu engellemek için 'nokta koruma" sistemini
önerdik >ctkililere. Bir dağ ya da ormarun bütü-
nüy le koruma alüna ahnarak insanlara yasaklan-
ması gereksiz. Yalnız endemiklerin çevresinin
dikenli teDerleçevril mesi, tüm böigenin kapaül
masına gerek bırakmayacakür. Bunun dışında
Dünya Bankası'nın desteklediği 'yerinde koru-
ma projesf de Kaz Dağı'nda başladL Aynı ça-
hşma Bolkar ve çevresindeki dağlar da da süre-
cek."
Bitkilerin insan yaşamının aynlmaz parçası
olduğunu belirten Gemici. "Bitkilerin olmad»-
ğıyerdeüısanlardaolamaz"dıyor Çöllerde yer-
leşimın ancak bitki ve suyun bulunduğu vahalar
çevresinde gerçekleştiğini örnekleyen Gemici,
sözlerinı şöyle bitıriyor: "Bhki yoksa su da. top-
rak da, hayvan ve insan da yok. Bu nedenle ülke-
mizdekibitkiieri acilen korumaya almaiıyız, çüu-
kü varolan çabalar yetersiz. Çok geç kahnmadı-
ğını da beiirbnek istiyorum. Çünkü Türkiye ne
kadar çok bitki yitirmiş olsa da, hâlâ Avrupa'da
'bitki cenneti' olma özelliğini konıyor. Ahnacak
ve dddi bir biçünde sürdürükcek önlemler. Tür-
kiye'nin bu tehükenin önüne geçmesini sağ-
lavacakür"
VDıivelaııı ııasil yaratddı?ŞÜKRANSONER
Her şey bayranun 3. günü Fergan Mirkelam 'ın.
Kayahan'uı televizyonda konuğu olması ıle baş-
ladı. 2-3 günde "Her gece" radyolarda en çok ça-
hnan, televizyonlarda klibi ile bırlikte en çok ya-
yımlanan ve en çok istenen parça oldu.
Nerede ise aym gün ve gecelerde bütün büyük
tirajlı gazeteler, televizyonlann ana haber bülten-
lerinde "Mirkelam olayı" esprisinde haber ve
röportajlaryayımlandı. Dahakaseti çıkmadan, tek
parça ile pop müziğinde yeni bir ilah yaratılmıştı.
Aynı hafta içinde köşe yazarlannm, paparazziler-
den, haber programlara kadar herkesin, evlerimi-
zin konuğu oldular. Mirkelam'ın "doğru söz" an-
lamından, lskender Paydaş ve Fergan Mirke-
lam'ın müzik geçmişlen, özel yaşamlan, sevdik-
leri, sevmediklen, nasıl gıyindiklen, dikilen saç-
lanna kadar her şeylerini öğrenmiş, yaşamlannı
bütün aynntılan ile ezberlemiştik.
"Mirkelam"ın, soyadı olmasına karşın, ilgiyi
çekeceği ve anlamı nedeni ile projeye ad olarak se-
çilmesinden, Fergan'ın klıbinde koşturulmasına,
favorilerinin kusatılmasına, birinin canı istediği gi-
bi rock yaparken, diğerinin alaturkada direnmesi-
ne, davullann sesinin yükseltilmesine kadar öğ-
renmediğimiz, tartışmadığımız özel bir şeyler kal-
mamıştı.
Kasetleri çıkıp ilk haftasında 280 bin gibi bir sa-
tış rekoruna ulaşırken, biz artık müzüderinin ka-
litesini, geleceklerini, medyamn yarattığı hemen
sönecek bir yıldız mı, kalıcı sanatçılar mı olacak-
lannı tartışıyornoktasmagehTiiştik. Mirkelam ola-
yı neydi? Nasıl yaratılmıştı?
lstanbul Plak'ın sahibi Mehmet Söğütoğlu, i-
maj yaratıcısı Serra D'antry, klıp çekıminden so-
rumlu Umur Turagay, basın ve tanıtımından so-
rumlu Ahmet Güvençer, fotoğrafçı Tamer Yü-
maz. grafiker Tibet Salman gibi isımler önden sa-
yılarak. bırbiri ile uyumlu, profesyonel, ama ına-
narak, gönüllü çalışılan bir büyük ekipten söz edi-
liyor. Yine de özenle "Mirkelam" olayında çok
başanlı bir yaraöcılıktan önde, özgün ve kaliteli
müziğin ve medyanın beklenmedik ilgisinin, bir
yerde de şansın öne çıktığı vurgulanıyor.
Medyamn yeni bir isim, renk, aradığı, boşluğun
olduğu bir zamanlamada, sürpriz ilgi ve yer ver-
me yanşı, aylara yayılabilecek bir gelişme ve ba-
şan çizgisini günlere sıkıştırmış. Bir yerde med-
yamn etkisi ve gücünü gösteren bir büyük patla-
ma yaşanmış.
Mirkelam'ın yaratılması olayında akla gelen ilk
önemli isim lstanbul Plak'ın sahibi Mehmet Sö-
ğütoğlu. Tarkan'ı da ünlü yapan fınansör. Mirke-
lam'ın yaratılmasmda yapılan harcamalann top-
lamını rakamla pek açıklamak istemiyor. Bugüne
kadar yapılmış en kapsamlı, en pahalı, en iyi kad-
rolarla, sanatçılar tamamen özgürbırakılarak ger-
çekleştirilmiş bir proje olduğunu, milyarlarla har-
camanın söz konusu olduğunu vurgulamakla ye-
riniyor.
Ancak bütün büyük televizyon ve gazetelerde
aynı günler ve saatlerde röportajlann çıkması, ka-
set çıkmadan tanıüm ve imaj parçası olan "Her ge-
ce"nin bütün radyolar ve televizyon kanallannda
arka arkaya çalınmasınm sırnnın bu yolda harca-
nan büyük paralar olduğu ıddialannı şiddetle ret
ediyor: "Halk ilk dinleme, ilk izleme ile çok sev-
di. Normalde 5 kez çalınacakken, gördüğü bü-
yük ilgi ve istekler nedeni ile 10 kez daha fazla
çahnmış oldu. Bu büyük ilgi karşısında. yeni bir
sanatçı, renk arayışı içindeki, boşlukta kalmış,
haber sıkıntısı çeken medy a, bu işe sarıldı. Biz
de bunu iyi değerlendirdik" diyor.
Dünyada çalınan her parçanın ücret karşılığı ol-
duğunu, bizde ise hâlâ çıkmayan yasa nedeni ile
işlerin ters işlediğini, radyo ve televizyonlann iz-
lenme ve ilan alabılme ile bağlanülı bir seçim yap-
tıklanm söylüyor. Ahmet Güvençer de arada sö-
ze girerek, kendilerinin katkısının halktan gelen
beğemyi çok iyi yansıtmak ve kanallar, radyolar
arasında pazarlamayı iyi yapmakla sınırlı kaldığı-
•Fergan Mirkelam fenomenini yaratan 27 yaşındaki Mehmet
Söğütoğlu,"Halkın kulağı ile dinler, beni etkileyen her sanatçıya yatırım
yapanm" diyor. Mirkelam projesinde en önemli boyutun özgûn ve
kaliteli müzik olduğunu, çok değişik bulduğu, çok fazfa beğendiği için,
sanatçılan tamamen özgür bırakarak, bütün aşamalarda en iyisinin, en iyi
ekiple yapılması için hiçbir şeyden kaçınmadıklannı söylüyor. Yine de
bu kadar kısa zamanda böyle bir ilgiyi düşünemediklerini vurguluyor.
m vurguluyor. Röportajlardan ızlemiş olmalısınız
Fergan Mirkelam ve Iskender Paydaş, 10-15 yıl
geçmişe uzanan müzik çalışmalan ve birikimleri-
ni, en az 1.5 yıl süren bir özgün ortak çahşma ile
birleşrirdikten sonra lstanbul Plak'ın sahibinin
karşısına çıkmışlar. Kendisi 27 yaşında, müzik
eğitimi geçmişi olmayan, ancak 13 yildırbabasın-
dan kendisine kalan işleünede, bu dünyada geçir-
miş Mehmet Söğütoğlu, dinledıği müziği çok be-
ğeniyor, yapılabileceklerin en iyisinin yapılması-
na karar veriyor.
Orhan Gencebay, Ajda Pekkan, Tanju Okan
gibi sanatçılan yaratmış lstanbul Plak'ın sahibi,
yeni bir sanatçının tanıtımında, çok büyük yatinm-
lann, çok büyük risk ve kayıp, ya da kazanım, bir
kumar olduğunu söylüyor. "Yatınmın niteliğine,
halkın kulağı ile dinleyerek karar veririm. Mü-
zik bilgisi ve kalitesi ile verilecek bir karardan,
amatör kulakla verilmiş bir karar daha sağlık-
lı olabilir. Beni etkileyen her şeye yatırım yapa-
nm" diyor.
Neden Tarkan ve neden Mirkelam sorulanna
yanıtı ise aynı değil: "Tarkan çok genç ve erkek
olarak çok güzeldi. Popta sanatçıların çoğu yaş-
lanmıştı. Çok iyi dans ediyordu. Yetenekliydi,
sesi güzeldi.. Mirkelam'da müzik ağır basıyor.
Rock ve alaturka karışımı çok değişik, özel bir
müzik. Besteler kaliteli, arkası var. tkisi birbi-
rinin rakibi asla değil. Alanlan çok farklı ra-
kip olmalan, birinin diğerinin yerine geç mesi
söz konusu değil. Zaten çok da iyi dostlar." Sö-
ğütoğlu, Mirkelam'ın geleceğıne çok güvendiği
için, tanıtımında her şeyin birinci sınıf, sanatçıla-
nn, klip çekiminden, imaj yaratıcısına kadar A ta-
kımından olmasına özendiklerini, hiçbir harcama-
dan kaçınmadıklannı ve en önemlisi öncelikle FeT-
gan Mirkelam ile lskender Paydaş olmak üzere bü-
tün sanatçılan istediklenni, bildiklerini yapmak-
ta tamamen serbest bıraktıklannı söylüyor. Örne-
ğin ilk tanıtım filminde video kaset kullanılabıle-
cekken, en pahalı filmin seçildiğıni, istenılen uzun
çahşma, hazırlık sürelerinin verildiğini, "en iyi
proje" için yola çıkıldığını anlatıyor.
Aynntılar ûzerindeki açıklamalar Ahmet Gü-
vençer'den geliyor. En iyi kadrolann sanatçılann
özgün müzik ve kimliğini olduğu gibi koruyacak,
ancak imajını geliştirecek her tür aynntı üzerinde
titizlikle durduklannı anlatıyor. Orneğin Serra,
Mirkelam'ı giydirmeden önce aylarla yanında kal-
mış, yaşamını, kişiliğini. müziğini, yapmak iste-
diklerini incelemiş. Daha güzeli yapma adına ya-
pay bir imajın bir sanatçının geleceğinde çok
olumsuz etki yapacağını, bütün çabanın var olan
kimliğı öne çıkarmak olduğunu söylüyor.
Mirkelam'ın yaratılışınm öyküsünü Mirke-
lam'ın gözü ıle dinleyemiyoruz. Çünkü o bir ge-
ce evvel sabaha kadar süren televizyon çekimi,
son günlerin aşın yoğunluğu nedeni ile hastalan-
mış, yatıyor. Ahmet Güvençer'in günlük defterin-
de günde ortalama 3 sayfayı. randevu ısteyen med-
ya mensuplannın listesı dolduruyor. Ortalama 60-
90 kişılik bir medya, televizyon, gazete, radyocu-
nun görüşme sıralamasını bir denge, ağııiık için-
de, kimseyi kırmadan düzenlemeye çalıştıklannı
açıklıyor.
Mirkelam olayının yaratıcılan, bunun hak edil-
miş bir başan olduğunu savunuyorlar. Onlar için,
sürpriz medyamn çok kısa zamanda çok büyük il-
gisi. "Bizim 'aylara, yıllara yayılacak' diye dü-
şündüğümüz bir gelişme, günlere sıkıştı. Bu
nedenle de biraz hazırlıksız yakalandık" diyor-
lar.
Kâlplerin zincirlerini çözdüParfiament Superfoand Caz FestivaJi'nin üçüncü gecesinde Har-
biye Açıkhava Tiyatrosu, Joe Cocker'ı konuk etti. 'SouT ve 'bhı-
es'u 'rock'Ia harrnanlayan sanatçı 'Have A LitrJe Faith' dürrya tur-
nesi kapsamında tstanbul'a gelerek festhale kaüldı. Cocker. güç-
lü yonımuyla olduğu kadar sahne şoMiyla da ilgi çekti. HareketJe-
rini müziğin ritmine uyduran, bedenini bir enstrüman gibi kulla-
nan sanatçı, bazen görünmeyen bir gitann teHerini okşarken, ba-
zen de düşsel bir klav-yenin tuşlanna dokunuyordu. Mfizik Btera-
türüne 'zenci sesli bej'az şarlacf olarak geçen Cocker, özeffikk 'Up
Where We Belong' ve 19İ87 yüında yapüğı, Türkiye ve dünya öste-
lerini altüst eden parçası 'Unchain My Heart' ile izkyenleri böyö-
ledL (Fotoğraflar: UGUR GÜNYÜZ)
Berkarda:
Rektörlükten
hiçbir
çıkanm yok
HÜLYATOPCU
lstanbul Oniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Bülent Berkar-
da, Danıştay 8. Daıresı'run,
Prof. Dr. Cem'i Demiroğ-
lu'nun YÖK tarafından gö-
revden alınmasını hukuka ay-
kın bulan karannın kendisine
resmen ulaşmadığını söyledi.
Kararda kendısım ilgilendıren
bir durum görmediğini belir-
ten Prof. Dr. Berkarda, rektör
olarak üst makamlannın
Cumhurbaşkanı ve YÖK o!-
duğuna dikkat çekü. Prof. X>.
Bülent Berkarda, "Bana bu-
ralardan resmibirtebligatge-
lirse gereğiııi düşünûrüm.
Cem'i Demiroğlu ya da Pertev
Bilgen gibi üçüncü şahısLann
hakkımda verdiği beyanlar
beni hiç itgüendirmiyor"' dedi.
Demıroğlu'nun bırkaç gün
önce yurtdışına gıttiğini öne
süren Prof. Dr. Bülent Berkar-
da. "Katiktağun bir televizyon
progranunatekrip göndermiş.
Kı-ndisi buradayokken tekzip
gtinderiyor. bunu anlamıyo-
rum. Rektörlük mücadeie»
veren bir kişinin yurtdışına
gtanesi 'Korktuğu bir şey mi
var' sorusunu akla genriyor"
diye konuştu. Cumhurbaşkanı
kendısinı görevden aldığı tak-
dırde rektörlükten çekileceği-
ne dikkat çeken Prof. Dr. Bü-
lent Berkarda, bu durumda
tekrar rektör seçımlenne gidi-
leceğmi söyledi. Bulunduğu
makamdan bir çıkan olmadı-
ğını vurgulayan Berkarda,
"Öğretim üyesi arkadaşlanm
beni tekrar seçerierse görevi-
me devam ederim. Ancak seç-
mezlerse mesele yok. Göre-
vimden çeldlirim'' dedi.
'Istanburun
soluk borusu
tıkanacak'
lstanbul Haber Servisi -
Çevre Haftası etkınlikleri çer-
çevesinde uygulamalann al
tında yatan nedenleri ırdele
mek amacıyla Mimarlar Oda-
sı lstanbul Büyükkent Şubesi
ve çevre örgütlerinın katıh-
mıyla lstanbul Barosu'nda bu-
basın toplantısı düzenlendi.
Toplantda, yakın gelecek-
te lstanbul'un soluk borusu-
nun ükanacağına dikkat çekil-
di. lstanbul Barosu Başkanı
TurgutKazan, çevre haftasın-
da çevre konusunda çok par-
lak sözler dınlediklerinı anla-
tarak "Işin ilginç yaıu. bu söz-
leriçevreyi bu halegetirenterhı
ağandan dndemenıizdir'' de-
di. Mimarlar Odası lstanbul
Büyükkent Şubesi Başkanı
Oktay Eküıci de basın toplan-
tısında yaptıgı konuşmada,
Özelleştirme Yasası'nın ama-
cının kamuoyuna anlatıldığı
gibi KİT'leri ışletemeyen dev-
letin, bu yolla özel sektör ta-
rafından işletilmesini sağla-
mak olmadığını vurguladı.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
\ ürldyehızladeğişryor*' dı-
yenlerin çok hakkı var.
Bakın, yeni illerimiz olur
olmaz ne çok şey değişti. Şimdi çok-
tan il olmayı bekleyen ılçeler de sıra-
ya girdi. Önlar da elbette il olacaktır
ama biraz bekleyecekler, yeni bir se-
çim olunca davul zurna sırası onlara
da gelecek. Şimdi köyleri belde, bel-
deleri ilçe, ilçeleri il yaparken bir şe-
yi unutmamak gerekiyor. Şişip şişip
patlamaya başlayan eski illeri de köy
yapmak lazım. Bunlann başında ls-
tanbul geliyor. lstanbul, şükiürler ol-
sun, 500 yıldır tarafımızdan fethedi-
liyor. Kıyısıydı tepesiydi derken da-
ğı taşı bile fetihçilerimizden kurtula-
madı. Böylecebubinlerceyılmken-
tini köy yapmayı başardık sayıhr.
Şimdi iş bunu ilana kaldı. Sırası gel-
mişken bunu da yapmalı, "tstanbul'u
köy ilan etmelL" Adını da "Fetihköy"
koymalı. Köy hasreti çekip de "hadi
Istanbul'u köy yapın...
köyümüze gjdeüm" şarkısıyla içi ya-
nanlan, hemen eski lstanbul'a, yem
Fetihköy'e göndermeli. "Arakbura-
larda yaşanmaz oldu" diyen mızmız-
lan dâ yeni beldelerle yeni ilçelere
yollamalı. Evh evine, köylü köyüne.
"Nasıl olsa bunlar kendiüğinden olu-
yor" diyenleriniz vardır da değışimın
adını koymak gerekır. lstanbul yavaş
yavaş bölgelere aynlmış. gelenler
kendine göre uygun yere yerleşiyor.
Köy olunca her şey daha güzel olur,
merak etmeyin. Meydanlarda ne gü-
zel köy düğünleri yapılır. Trafik dü-
zene girer; at, eşek, otomobil, otobüs
yan yana giderler. Kazalar bile aza-
lır.
Hele bir seçim öncesini düşünün.
"Ey köylü kardeşlerün. Sonunda sizi
köyünüze kavuşturuyoruz. Burası şe-
hir ohnuş da ne ohnuş? Ortahk kedi
köpek dolmuş. Bunlardan kime ne
hayır gebniş? Şimdi siz, köyünüzde
istediğmiz gibi aünızla, eşeğinizle ge-
zeceksiniz. Bahçenizde koyununuz,
keçinizolacak. tstediğiniz gibi yaşaya-
caksınız. Kimse size yan bakamaya-
cak. Begenmeyen buralardan çekip
gitsin. Bize oy verin, sizi köy yapalım,
dilediğiniz gibi vaşayın." Bunu söyle-
yen partinin sırtı yere gelirmi? Hadi
siz bunu bir düşünün. " Yahu öyle şey
olur mu, adamı tefe korlar" diye çe-
kinmeyin. Cesur, atak ve girişimci
olun. Reel politika yapın. Kimselerin
düşünemediğini düşünün, kimsele-
rin yapamayacağını yapın. Ki namı-
nız yürüsün, iktidannız ebedi olsun.
Kıyıları 'mafiland' yapın...
K
ıyılan, turistikbölgeleri, rant
alanlannı "Mafiland" ilan
edin. Bu "mafya memleketi"
demek oiuyor. Böyle yerleri bir gü-
zel saptaym. Buralan mafyaya iha-
leyle verin. Şimdi gene "Zaten öyle
değfl mi?" dıyenler olacaktır. Öyle
olmasına oluyor ama baksanıza in-
sanlar vuruluyor, memleketin huzu-
ru kaçıyor, boşuna can kaybı oluyor,
zaman kaybı oluyor. Şimdi buralan
güzel güzel "Mafiland" yapılınca
herkes neyin kimden isteneceğini öğ-
rerur. Buralarda yer edinmek mi isti-
yorsunuz? Gidersıniz mafya babası-
na, ne istiyorsa öğrenirsiniz, gücü-
nüz yetiyorsa verir, yerinizi alırsınız.
Haracınızı verirsiniz, başınız ağn-
maz.
Ostelik, böyle olunca buralann tu-
ristik cazibesi artar. Işin içine biraz
romantizm, biraz barut kokusu, sert
erkek raconu kanşır. Turizm öyle bir
canlamr ki siz de şaşarsınız.
Buralann filmini çekmek için ün-
lü Amerikalı sinema yönetmenleri
gelir, Al Pacino'ya yeni filmler çek-
tirirler. Turistler de güvence içinde
olurlar.
Mafyamn koruduğu yere kiın ge-
lip turiste tecavüze kalkışır? Buna
kalkışanın bir yerini keserler de ağ-
zına koyarlar. Ara sıra kendi aralann-
da bam güm olursa da bu iç hesaplaş-
madır, kimseyi ilgilendirmez. Gelin,
yol yakınken şu "Mafiland" işiyle il-
gilenin. Disneyland'dan daha çok il-
gi çckeceğine de emin olun.