14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatöru Hikmet ÇetİDkayaO Yazıışlerı Müdürlerı. Ibrahim Yıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç • HaberMerkezıMüdürii Hakan Kara • Görsel Yönetmeır Fikret Eser Yayın Kurulu: tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Dış Haberler Erguo Balcı • Isühbarat Yılçın Çakır • Ekonorra Bfilent Knanlık • Radyo-TV: Uygar Eremektar , . „ • KultürHandanŞenköken«SporAbdaOudirYâceiıııan Kurtböke. Özgen Acar. Hikmet V Yun Habcrlcn Mehmet Saraç 0 Makaleler Sami Çetinkaya, Şnkran Soner. Ergun Karaören • Çevın S«yfettin Turhan • Düzeltme. Baka,DiııçTayanç.tbrahim Yıldız. Abdullah \ ancı • Fotoğraf Erdogan koseoğlu Orhan Bursaiı. Mustafa Balbay. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbay •HaberMûdürûDoğan Akm Atatûrit Bulvan No: 125, Kat'4, Bakanhklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • Izmır Temsılcısı: Serdar Kınk,H.ZıyaBlv 1352S.23Tel 4411220,Faks:4419117 • AdanaTemsılcısı. Çetin Yığeooğlıı,InönüCd. 119 S No 1 Katl, Tel- 3522550, Faks. 3522570 Müessese Müdürü. Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kurulu Koordınatör Ahmet Korulsan • Başkanı-Genel Mfidür Gülbin Er- Muhasebe Bülent Yener •Idare duran • Koordınator Reha l^rt- HüsevinGürertlsletnıe Önder man • Genel Müdür Yardımcısı Çefik*Bılgı-tşlem Nailtnal» Mine Akdağ • Halkia thşkıler Bılgısayar Sıstem: Mflrüvet Çiler Müdürii Npten Beriooy Ysyunijyan ve BIHD: Yenı Gun Haber ^jansı. Basın \e Yayuıcıhk A Ş Türitocajıcad 3941 Cağalofclu 34334 tst PK 246 lstanbul Tel (0/212) 51205 05 (2Ohat) Faks: (0/212) 513 85 95 10 HAZİRAN 1995 lmsak: 3.25 Güneş: 5.25 Öğle: 13.10 Ikindi: 17.08 Akşam20.42 Yatsı: 22.32 MEDYACTd 5i39580-5i384«Wi,Faks 5H8466 Demokrasi Kulturu' • Haber Merkeri - Abay Hukuk Araştırmalan Vakfi'nca düzenlenen "Demokrasi Kültürü" lconulu sempozyum Istanbul'da yapıldı. Açış konuşmasını Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer'in yaptıgı sempozyumda, Prof. Dr. Cem Eroğul, Prof. Dr. îlter Turan, Prof. Dr. Tûrkan Saylan, Prof. Dr. Ahmet Mumcu, Prof. Dr. Rona Aybay, Yrd. Doç. Dr. Birgûl Ayrnan çeşitli konularda tebliğlerini sundular. Sempozyumda oturum başkanlıklannı ise Prof. Dr. Erdoğan Teziç ve Prof. Dr. Pertev Bilgen üstlendiler. Vakıf Başkanı Rona Aybay, amaçlan arasında demokratik hukuk devletinin gelişmesine katkıda bulunmak olduğunu belirtti. Aybay, bu sempozyuma katkılanndan dolayı Kültür Bakanlığı'na teşekkür etti. 'Yakakentfler Gecesi' • Haber Merkezi - 'Yakakent Yardımlaşrna ve Dayanışma Derneği'nin dûzenlediğı 'Yakakentliler Gecesi'nin ikıncisi 17 haziranda yapılacak. Yakakent Belediyesi'nin de katkıda bulunduğu 'gece', Kartal-Pendik Sahil Yolu ûzerindeki Akvaryum Tesisleri'nde 20.00-01.00 saatleri arasında yapılacak. Demokrasi ve AievHHC • Haber Merkezi - Sıvas Yöresi Demekleri tarafından düzenlenen "Demokrasi ve Alevilik" konulu panel. yann saat 13.00'teTaksim'deAKM Büyük Salon'da yapılacak. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Aslan Başer Kafaoğlu, Dr. Hüseyin Karataş, gazeteci-yazar Oral Çahşlar ve İHD'den Hüseyin Aygül katılacak. Cappy ve Çeyko'dan çevre odüki • Haber Merkezi - Çevre Haftası'na duyarlı çalışmalanndan dolayı Beşiktaş Belediyesi sınırlan içinde yer alan 10 ılkokul, Cappy ve Çevko tarafından ödüllendirildi. Behçet Kemal Çağlar tlköğretim Okulu'nda konuyla ilgili yapılan törende 'Çevre Koruma ve Temizlik' konulu mini tiyatro gösterisi sunuldu. Yeşil Vadi için piknik • Haber Merkezi- Ormanlann hızla tükenmesinin önüne geçilmesi ve Şile-Yeşil Vadi- Karaburun'da yanarak yok olan 16 hektarhk alaru yeniden yeşertmek amacıyla BP Türkiye veÇEKÜL, bugün Yeşil Vadı'de bir piknik dûzenledi. Pikniğe katılmak isteyenlen bugün saat 10.00'da Kadıköy Fenerbahçe Stadyumu önü ve Taksim Gazi Oteli önünden kalkacak olan otobüsler Yeşil Vadi'ye götürecek. Talaş böreği giinü • Haber Merkezi - lstanbul Kız Lisesi mezunlan, yann saat 12.00'deheryıl geleneksel olarak düzenlenen talaş böreği günü için okul bahçesinde toplanacaklar. Bu yıl mezuniyetlerinin 50. yüını dolduranlar için altın yıl kutlamalanmn da düzenleneceği bıldirildı. Bitkiyoksahısaııda yokZengin bitki örtüsüne sahip Türkiye, yangın ve dikkatsizlikle özelliğini yitiriyor YÖRÜKHAN ÜNAL İZMİR - Bitki çeşiti bakımından tüm Avru- pa ülkelerinden daha zengin potansiyele sahip Türkıye, bunlann yeterince korunamaması ne- denıyle "bitki cenneti" olma özelliğini yitiriyor. Türkıye'nin. dunyada eşi kalmayan çok sayıda bitkiye sahip olduğunu belirten Ege Üniversi- tesı Fen Fakültesı Biyoloji Bölümü öğretim üye- si Prof. Dr. Y'usuf Gemici, bu zenginlikleri koru- yacak önlemlerin acilen ahnması gerektığını söylüyor ve öne sürülebilecek 'tasarruf önlem- leri' gerekçesı için ekliyor "Doğa, kemer sık- mayı kabul etmez." Türkıye, zengin bitki örtüsüne sahip çıkamı- yor. Tüm Avrupa ülkelerinde toplam 15 bin çe- şit bitki olduğunu. buna karşın yalnız Anado- lu'nun 10 bin çeşide sahip olduğunu belirten Gemici, önlem ahnmaması durumunda bu zen- gınlığin yok olacağını vurguluyor. 1800'lüyıl- lar da araştırmacılarca varlığı saptanmış birçok endemik bitkinin, bugün yennde bulunamadığı- nı belirten Gemici şunlan söylüyor: "Dünyanın hiçbir yerinde olmayan, yalnız Türkiye'de varhğını sürdûrebilmiş birçok bitki yok olup gjdiyor. Bunun en önemli nedenlerin- den biri bilinçli ya da bilinçsiz olarak çıkanlan orman yangınlan. Yanan bir orman tüm bitki nırteriniveendeınikleriyokedryor. Hayvanlann -özeDflde keçflerin- bilinçsizce odatılması da bir- çok bitki türünün son buimasına neden oiuyor. Ticari amaçla bitki sökümü ve gkkrek büyüyen kuraklık da. bitkiler için çokönemlitehükelerya- raüyor. Bu sorunlann ortadan kaldınlmamasL, Türkiye'ıün bitki örtüsünü yitirmesi ve giderek bir çöİ dunımuna geimesine neden ohır." Bu tehlikeye karşı yürütülen çabalar dajok değil. Gemici bunlan şöyle anlatıyor. "GariUni- versitesi öğretimfiyesiProf. Dr. Tuna Ekim baş- kanhğında yürütülen ve diğer üniversitelerin de kaüldığı çahşma kapsamında Türkıye'nin her yerinden endemik bitki tohumlan toplanıyor. Bunlar, Menemen'deki Zirai Araşürmalar Ens- titûsû'nde kurulan gen bankasmda özel koşul lar amnda saklamyor. Bir diğer çalışma da bitkile- rin yerinde korunmasıyla ilgili. Gerçi yasalaria koruma alüna aünmış bölgeler var, ama bu da çok yetersiz kalryor. Koruma alüna alınnuş böl- ge sayısuun çok daha artnniması gereldyor. Ao- cak koruma alüna ahnan bölgeferde yaşayan in- sanlann da rencide edilmemesi gereldyor. Biz de bunu engellemek için 'nokta koruma" sistemini önerdik >ctkililere. Bir dağ ya da ormarun bütü- nüy le koruma alüna ahnarak insanlara yasaklan- ması gereksiz. Yalnız endemiklerin çevresinin dikenli teDerleçevril mesi, tüm böigenin kapaül masına gerek bırakmayacakür. Bunun dışında Dünya Bankası'nın desteklediği 'yerinde koru- ma projesf de Kaz Dağı'nda başladL Aynı ça- hşma Bolkar ve çevresindeki dağlar da da süre- cek." Bitkilerin insan yaşamının aynlmaz parçası olduğunu belirten Gemici. "Bitkilerin olmad»- ğıyerdeüısanlardaolamaz"dıyor Çöllerde yer- leşimın ancak bitki ve suyun bulunduğu vahalar çevresinde gerçekleştiğini örnekleyen Gemici, sözlerinı şöyle bitıriyor: "Bhki yoksa su da. top- rak da, hayvan ve insan da yok. Bu nedenle ülke- mizdekibitkiieri acilen korumaya almaiıyız, çüu- kü varolan çabalar yetersiz. Çok geç kahnmadı- ğını da beiirbnek istiyorum. Çünkü Türkiye ne kadar çok bitki yitirmiş olsa da, hâlâ Avrupa'da 'bitki cenneti' olma özelliğini konıyor. Ahnacak ve dddi bir biçünde sürdürükcek önlemler. Tür- kiye'nin bu tehükenin önüne geçmesini sağ- lavacakür" VDıivelaııı ııasil yaratddı?ŞÜKRANSONER Her şey bayranun 3. günü Fergan Mirkelam 'ın. Kayahan'uı televizyonda konuğu olması ıle baş- ladı. 2-3 günde "Her gece" radyolarda en çok ça- hnan, televizyonlarda klibi ile bırlikte en çok ya- yımlanan ve en çok istenen parça oldu. Nerede ise aym gün ve gecelerde bütün büyük tirajlı gazeteler, televizyonlann ana haber bülten- lerinde "Mirkelam olayı" esprisinde haber ve röportajlaryayımlandı. Dahakaseti çıkmadan, tek parça ile pop müziğinde yeni bir ilah yaratılmıştı. Aynı hafta içinde köşe yazarlannm, paparazziler- den, haber programlara kadar herkesin, evlerimi- zin konuğu oldular. Mirkelam'ın "doğru söz" an- lamından, lskender Paydaş ve Fergan Mirke- lam'ın müzik geçmişlen, özel yaşamlan, sevdik- leri, sevmediklen, nasıl gıyindiklen, dikilen saç- lanna kadar her şeylerini öğrenmiş, yaşamlannı bütün aynntılan ile ezberlemiştik. "Mirkelam"ın, soyadı olmasına karşın, ilgiyi çekeceği ve anlamı nedeni ile projeye ad olarak se- çilmesinden, Fergan'ın klıbinde koşturulmasına, favorilerinin kusatılmasına, birinin canı istediği gi- bi rock yaparken, diğerinin alaturkada direnmesi- ne, davullann sesinin yükseltilmesine kadar öğ- renmediğimiz, tartışmadığımız özel bir şeyler kal- mamıştı. Kasetleri çıkıp ilk haftasında 280 bin gibi bir sa- tış rekoruna ulaşırken, biz artık müzüderinin ka- litesini, geleceklerini, medyamn yarattığı hemen sönecek bir yıldız mı, kalıcı sanatçılar mı olacak- lannı tartışıyornoktasmagehTiiştik. Mirkelam ola- yı neydi? Nasıl yaratılmıştı? lstanbul Plak'ın sahibi Mehmet Söğütoğlu, i- maj yaratıcısı Serra D'antry, klıp çekıminden so- rumlu Umur Turagay, basın ve tanıtımından so- rumlu Ahmet Güvençer, fotoğrafçı Tamer Yü- maz. grafiker Tibet Salman gibi isımler önden sa- yılarak. bırbiri ile uyumlu, profesyonel, ama ına- narak, gönüllü çalışılan bir büyük ekipten söz edi- liyor. Yine de özenle "Mirkelam" olayında çok başanlı bir yaraöcılıktan önde, özgün ve kaliteli müziğin ve medyanın beklenmedik ilgisinin, bir yerde de şansın öne çıktığı vurgulanıyor. Medyamn yeni bir isim, renk, aradığı, boşluğun olduğu bir zamanlamada, sürpriz ilgi ve yer ver- me yanşı, aylara yayılabilecek bir gelişme ve ba- şan çizgisini günlere sıkıştırmış. Bir yerde med- yamn etkisi ve gücünü gösteren bir büyük patla- ma yaşanmış. Mirkelam'ın yaratılması olayında akla gelen ilk önemli isim lstanbul Plak'ın sahibi Mehmet Sö- ğütoğlu. Tarkan'ı da ünlü yapan fınansör. Mirke- lam'ın yaratılmasmda yapılan harcamalann top- lamını rakamla pek açıklamak istemiyor. Bugüne kadar yapılmış en kapsamlı, en pahalı, en iyi kad- rolarla, sanatçılar tamamen özgürbırakılarak ger- çekleştirilmiş bir proje olduğunu, milyarlarla har- camanın söz konusu olduğunu vurgulamakla ye- riniyor. Ancak bütün büyük televizyon ve gazetelerde aynı günler ve saatlerde röportajlann çıkması, ka- set çıkmadan tanıüm ve imaj parçası olan "Her ge- ce"nin bütün radyolar ve televizyon kanallannda arka arkaya çalınmasınm sırnnın bu yolda harca- nan büyük paralar olduğu ıddialannı şiddetle ret ediyor: "Halk ilk dinleme, ilk izleme ile çok sev- di. Normalde 5 kez çalınacakken, gördüğü bü- yük ilgi ve istekler nedeni ile 10 kez daha fazla çahnmış oldu. Bu büyük ilgi karşısında. yeni bir sanatçı, renk arayışı içindeki, boşlukta kalmış, haber sıkıntısı çeken medy a, bu işe sarıldı. Biz de bunu iyi değerlendirdik" diyor. Dünyada çalınan her parçanın ücret karşılığı ol- duğunu, bizde ise hâlâ çıkmayan yasa nedeni ile işlerin ters işlediğini, radyo ve televizyonlann iz- lenme ve ilan alabılme ile bağlanülı bir seçim yap- tıklanm söylüyor. Ahmet Güvençer de arada sö- ze girerek, kendilerinin katkısının halktan gelen beğemyi çok iyi yansıtmak ve kanallar, radyolar arasında pazarlamayı iyi yapmakla sınırlı kaldığı- •Fergan Mirkelam fenomenini yaratan 27 yaşındaki Mehmet Söğütoğlu,"Halkın kulağı ile dinler, beni etkileyen her sanatçıya yatırım yapanm" diyor. Mirkelam projesinde en önemli boyutun özgûn ve kaliteli müzik olduğunu, çok değişik bulduğu, çok fazfa beğendiği için, sanatçılan tamamen özgür bırakarak, bütün aşamalarda en iyisinin, en iyi ekiple yapılması için hiçbir şeyden kaçınmadıklannı söylüyor. Yine de bu kadar kısa zamanda böyle bir ilgiyi düşünemediklerini vurguluyor. m vurguluyor. Röportajlardan ızlemiş olmalısınız Fergan Mirkelam ve Iskender Paydaş, 10-15 yıl geçmişe uzanan müzik çalışmalan ve birikimleri- ni, en az 1.5 yıl süren bir özgün ortak çahşma ile birleşrirdikten sonra lstanbul Plak'ın sahibinin karşısına çıkmışlar. Kendisi 27 yaşında, müzik eğitimi geçmişi olmayan, ancak 13 yildırbabasın- dan kendisine kalan işleünede, bu dünyada geçir- miş Mehmet Söğütoğlu, dinledıği müziği çok be- ğeniyor, yapılabileceklerin en iyisinin yapılması- na karar veriyor. Orhan Gencebay, Ajda Pekkan, Tanju Okan gibi sanatçılan yaratmış lstanbul Plak'ın sahibi, yeni bir sanatçının tanıtımında, çok büyük yatinm- lann, çok büyük risk ve kayıp, ya da kazanım, bir kumar olduğunu söylüyor. "Yatınmın niteliğine, halkın kulağı ile dinleyerek karar veririm. Mü- zik bilgisi ve kalitesi ile verilecek bir karardan, amatör kulakla verilmiş bir karar daha sağlık- lı olabilir. Beni etkileyen her şeye yatırım yapa- nm" diyor. Neden Tarkan ve neden Mirkelam sorulanna yanıtı ise aynı değil: "Tarkan çok genç ve erkek olarak çok güzeldi. Popta sanatçıların çoğu yaş- lanmıştı. Çok iyi dans ediyordu. Yetenekliydi, sesi güzeldi.. Mirkelam'da müzik ağır basıyor. Rock ve alaturka karışımı çok değişik, özel bir müzik. Besteler kaliteli, arkası var. tkisi birbi- rinin rakibi asla değil. Alanlan çok farklı ra- kip olmalan, birinin diğerinin yerine geç mesi söz konusu değil. Zaten çok da iyi dostlar." Sö- ğütoğlu, Mirkelam'ın geleceğıne çok güvendiği için, tanıtımında her şeyin birinci sınıf, sanatçıla- nn, klip çekiminden, imaj yaratıcısına kadar A ta- kımından olmasına özendiklerini, hiçbir harcama- dan kaçınmadıklannı ve en önemlisi öncelikle FeT- gan Mirkelam ile lskender Paydaş olmak üzere bü- tün sanatçılan istediklenni, bildiklerini yapmak- ta tamamen serbest bıraktıklannı söylüyor. Örne- ğin ilk tanıtım filminde video kaset kullanılabıle- cekken, en pahalı filmin seçildiğıni, istenılen uzun çahşma, hazırlık sürelerinin verildiğini, "en iyi proje" için yola çıkıldığını anlatıyor. Aynntılar ûzerindeki açıklamalar Ahmet Gü- vençer'den geliyor. En iyi kadrolann sanatçılann özgün müzik ve kimliğini olduğu gibi koruyacak, ancak imajını geliştirecek her tür aynntı üzerinde titizlikle durduklannı anlatıyor. Orneğin Serra, Mirkelam'ı giydirmeden önce aylarla yanında kal- mış, yaşamını, kişiliğini. müziğini, yapmak iste- diklerini incelemiş. Daha güzeli yapma adına ya- pay bir imajın bir sanatçının geleceğinde çok olumsuz etki yapacağını, bütün çabanın var olan kimliğı öne çıkarmak olduğunu söylüyor. Mirkelam'ın yaratılışınm öyküsünü Mirke- lam'ın gözü ıle dinleyemiyoruz. Çünkü o bir ge- ce evvel sabaha kadar süren televizyon çekimi, son günlerin aşın yoğunluğu nedeni ile hastalan- mış, yatıyor. Ahmet Güvençer'in günlük defterin- de günde ortalama 3 sayfayı. randevu ısteyen med- ya mensuplannın listesı dolduruyor. Ortalama 60- 90 kişılik bir medya, televizyon, gazete, radyocu- nun görüşme sıralamasını bir denge, ağııiık için- de, kimseyi kırmadan düzenlemeye çalıştıklannı açıklıyor. Mirkelam olayının yaratıcılan, bunun hak edil- miş bir başan olduğunu savunuyorlar. Onlar için, sürpriz medyamn çok kısa zamanda çok büyük il- gisi. "Bizim 'aylara, yıllara yayılacak' diye dü- şündüğümüz bir gelişme, günlere sıkıştı. Bu nedenle de biraz hazırlıksız yakalandık" diyor- lar. Kâlplerin zincirlerini çözdüParfiament Superfoand Caz FestivaJi'nin üçüncü gecesinde Har- biye Açıkhava Tiyatrosu, Joe Cocker'ı konuk etti. 'SouT ve 'bhı- es'u 'rock'Ia harrnanlayan sanatçı 'Have A LitrJe Faith' dürrya tur- nesi kapsamında tstanbul'a gelerek festhale kaüldı. Cocker. güç- lü yonımuyla olduğu kadar sahne şoMiyla da ilgi çekti. HareketJe- rini müziğin ritmine uyduran, bedenini bir enstrüman gibi kulla- nan sanatçı, bazen görünmeyen bir gitann teHerini okşarken, ba- zen de düşsel bir klav-yenin tuşlanna dokunuyordu. Mfizik Btera- türüne 'zenci sesli bej'az şarlacf olarak geçen Cocker, özeffikk 'Up Where We Belong' ve 19İ87 yüında yapüğı, Türkiye ve dünya öste- lerini altüst eden parçası 'Unchain My Heart' ile izkyenleri böyö- ledL (Fotoğraflar: UGUR GÜNYÜZ) Berkarda: Rektörlükten hiçbir çıkanm yok HÜLYATOPCU lstanbul Oniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Bülent Berkar- da, Danıştay 8. Daıresı'run, Prof. Dr. Cem'i Demiroğ- lu'nun YÖK tarafından gö- revden alınmasını hukuka ay- kın bulan karannın kendisine resmen ulaşmadığını söyledi. Kararda kendısım ilgilendıren bir durum görmediğini belir- ten Prof. Dr. Berkarda, rektör olarak üst makamlannın Cumhurbaşkanı ve YÖK o!- duğuna dikkat çekü. Prof. X>. Bülent Berkarda, "Bana bu- ralardan resmibirtebligatge- lirse gereğiııi düşünûrüm. Cem'i Demiroğlu ya da Pertev Bilgen gibi üçüncü şahısLann hakkımda verdiği beyanlar beni hiç itgüendirmiyor"' dedi. Demıroğlu'nun bırkaç gün önce yurtdışına gıttiğini öne süren Prof. Dr. Bülent Berkar- da. "Katiktağun bir televizyon progranunatekrip göndermiş. Kı-ndisi buradayokken tekzip gtinderiyor. bunu anlamıyo- rum. Rektörlük mücadeie» veren bir kişinin yurtdışına gtanesi 'Korktuğu bir şey mi var' sorusunu akla genriyor" diye konuştu. Cumhurbaşkanı kendısinı görevden aldığı tak- dırde rektörlükten çekileceği- ne dikkat çeken Prof. Dr. Bü- lent Berkarda, bu durumda tekrar rektör seçımlenne gidi- leceğmi söyledi. Bulunduğu makamdan bir çıkan olmadı- ğını vurgulayan Berkarda, "Öğretim üyesi arkadaşlanm beni tekrar seçerierse görevi- me devam ederim. Ancak seç- mezlerse mesele yok. Göre- vimden çeldlirim'' dedi. 'Istanburun soluk borusu tıkanacak' lstanbul Haber Servisi - Çevre Haftası etkınlikleri çer- çevesinde uygulamalann al tında yatan nedenleri ırdele mek amacıyla Mimarlar Oda- sı lstanbul Büyükkent Şubesi ve çevre örgütlerinın katıh- mıyla lstanbul Barosu'nda bu- basın toplantısı düzenlendi. Toplantda, yakın gelecek- te lstanbul'un soluk borusu- nun ükanacağına dikkat çekil- di. lstanbul Barosu Başkanı TurgutKazan, çevre haftasın- da çevre konusunda çok par- lak sözler dınlediklerinı anla- tarak "Işin ilginç yaıu. bu söz- leriçevreyi bu halegetirenterhı ağandan dndemenıizdir'' de- di. Mimarlar Odası lstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Oktay Eküıci de basın toplan- tısında yaptıgı konuşmada, Özelleştirme Yasası'nın ama- cının kamuoyuna anlatıldığı gibi KİT'leri ışletemeyen dev- letin, bu yolla özel sektör ta- rafından işletilmesini sağla- mak olmadığını vurguladı. MESELA DEDİK ERDAL ATABEK \ ürldyehızladeğişryor*' dı- yenlerin çok hakkı var. Bakın, yeni illerimiz olur olmaz ne çok şey değişti. Şimdi çok- tan il olmayı bekleyen ılçeler de sıra- ya girdi. Önlar da elbette il olacaktır ama biraz bekleyecekler, yeni bir se- çim olunca davul zurna sırası onlara da gelecek. Şimdi köyleri belde, bel- deleri ilçe, ilçeleri il yaparken bir şe- yi unutmamak gerekiyor. Şişip şişip patlamaya başlayan eski illeri de köy yapmak lazım. Bunlann başında ls- tanbul geliyor. lstanbul, şükiürler ol- sun, 500 yıldır tarafımızdan fethedi- liyor. Kıyısıydı tepesiydi derken da- ğı taşı bile fetihçilerimizden kurtula- madı. Böylecebubinlerceyılmken- tini köy yapmayı başardık sayıhr. Şimdi iş bunu ilana kaldı. Sırası gel- mişken bunu da yapmalı, "tstanbul'u köy ilan etmelL" Adını da "Fetihköy" koymalı. Köy hasreti çekip de "hadi Istanbul'u köy yapın... köyümüze gjdeüm" şarkısıyla içi ya- nanlan, hemen eski lstanbul'a, yem Fetihköy'e göndermeli. "Arakbura- larda yaşanmaz oldu" diyen mızmız- lan dâ yeni beldelerle yeni ilçelere yollamalı. Evh evine, köylü köyüne. "Nasıl olsa bunlar kendiüğinden olu- yor" diyenleriniz vardır da değışimın adını koymak gerekır. lstanbul yavaş yavaş bölgelere aynlmış. gelenler kendine göre uygun yere yerleşiyor. Köy olunca her şey daha güzel olur, merak etmeyin. Meydanlarda ne gü- zel köy düğünleri yapılır. Trafik dü- zene girer; at, eşek, otomobil, otobüs yan yana giderler. Kazalar bile aza- lır. Hele bir seçim öncesini düşünün. "Ey köylü kardeşlerün. Sonunda sizi köyünüze kavuşturuyoruz. Burası şe- hir ohnuş da ne ohnuş? Ortahk kedi köpek dolmuş. Bunlardan kime ne hayır gebniş? Şimdi siz, köyünüzde istediğmiz gibi aünızla, eşeğinizle ge- zeceksiniz. Bahçenizde koyununuz, keçinizolacak. tstediğiniz gibi yaşaya- caksınız. Kimse size yan bakamaya- cak. Begenmeyen buralardan çekip gitsin. Bize oy verin, sizi köy yapalım, dilediğiniz gibi vaşayın." Bunu söyle- yen partinin sırtı yere gelirmi? Hadi siz bunu bir düşünün. " Yahu öyle şey olur mu, adamı tefe korlar" diye çe- kinmeyin. Cesur, atak ve girişimci olun. Reel politika yapın. Kimselerin düşünemediğini düşünün, kimsele- rin yapamayacağını yapın. Ki namı- nız yürüsün, iktidannız ebedi olsun. Kıyıları 'mafiland' yapın... K ıyılan, turistikbölgeleri, rant alanlannı "Mafiland" ilan edin. Bu "mafya memleketi" demek oiuyor. Böyle yerleri bir gü- zel saptaym. Buralan mafyaya iha- leyle verin. Şimdi gene "Zaten öyle değfl mi?" dıyenler olacaktır. Öyle olmasına oluyor ama baksanıza in- sanlar vuruluyor, memleketin huzu- ru kaçıyor, boşuna can kaybı oluyor, zaman kaybı oluyor. Şimdi buralan güzel güzel "Mafiland" yapılınca herkes neyin kimden isteneceğini öğ- rerur. Buralarda yer edinmek mi isti- yorsunuz? Gidersıniz mafya babası- na, ne istiyorsa öğrenirsiniz, gücü- nüz yetiyorsa verir, yerinizi alırsınız. Haracınızı verirsiniz, başınız ağn- maz. Ostelik, böyle olunca buralann tu- ristik cazibesi artar. Işin içine biraz romantizm, biraz barut kokusu, sert erkek raconu kanşır. Turizm öyle bir canlamr ki siz de şaşarsınız. Buralann filmini çekmek için ün- lü Amerikalı sinema yönetmenleri gelir, Al Pacino'ya yeni filmler çek- tirirler. Turistler de güvence içinde olurlar. Mafyamn koruduğu yere kiın ge- lip turiste tecavüze kalkışır? Buna kalkışanın bir yerini keserler de ağ- zına koyarlar. Ara sıra kendi aralann- da bam güm olursa da bu iç hesaplaş- madır, kimseyi ilgilendirmez. Gelin, yol yakınken şu "Mafiland" işiyle il- gilenin. Disneyland'dan daha çok il- gi çckeceğine de emin olun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle