28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 1995 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 ARAYIŞ • Baştarafı 3. Sayfada rüne yıkar. Ben de buna şahidim...) Gazeteci arkadaş bu izni verenin kim olduğunu öğ- renmek konusunda ısrarlı olunca da (günlerden cumar- tesiymiş), hafta sonu olduğu için kimseyi bulamaya- cağını ifade etmiş. Ve haber, "sorvmluluk bilinci için- deki" gazetede yayımlanmış: "Emre Kongar, ben bu imzayı hafta sonunda atmıştım, atlamışım diyor..." Bizim sevgili Emre çıldırmış tabii. (Doğrusu çıldınn- ca da hiç çekilmez...) Hemen bir mektup yazarak ha- beri tekzip etmek istemiş. Muhabir gene gelmiş ve ye- nıden konuşmuşlar. Ve yapılan konuşma yayımlanmış, gönderilen tekzip yayımlanmamış. Dığer gazeteler de bu konuda yazılan mektuba pek ilgi göstermemişler. • Ve bizim sevgili Emre, eli böğründe kalakalmış... "Ben" diyor, "Ben bana yapılan haksızlığı duyura- • mazsam, ben isyanımı dile getirme konusunda yeter- siz kalırsam, bu toplumun çok daha dar çevreli insan- • lan ne yapar, ne yapabilir?" Gerçekten çok haklı bir soru bu. Insanı isyana sevk • eden haksızlıklar ve saptırmalar karşısında, sokaktaki insanın hiçbir gücü ve olanağı yok. Kitle ıletışım araç- " lannda çalışan bin türtü insan var. Bunlar arasında ger- çekten sorumluluğunun bilinci içinde görev yapmak ' için çırpınanlann yanı sıra, her türlü moral değeri "aşan" ve "orijinal olma" uğruna her şeyi göze alanlar da gö- rülüyor. Ama işin sonunda "testiyi kıran da suyu geti- ren de" aynı kefeye konuluyor... Hatta kimi zaman, testiyi kıran ödüllendiriliyor, suyu getirmeye çalışan ce- zalandırılıyor. Kültür Bakanlığı'nın ve Arkeoloji Müzesi'nin bizim Ercan Yaytalı'ya reva gördüğü kaçakçı muamelesın- den ve koleksıyoner belgesinin gerekçesiz (ve bence "çokhaksız birbiçimde) iptalinden sonra; "Buyapılan- larmeheldir" denebilir ama, demiyorum. Zira adalete hepimizin gereksinimi var. Haksızlığa karşı birlikte dı- renmek gerek. Ve eğer haksızlıklara karşı birlikte diren- mezsek, direnemezsek,"... Nasıl çıkar karanlıklar ay- dınlığa..." , G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Ardından cadde sokak isimlerine el attı. Onlarca yıldır çevre sakinlerince de benimsenmiş isimleri, bir gece alınan kararla değiştirdi. Şimdi de başkentın amblemine kafa- yı taktı. Bir yanşma açtırdı. Şartname şöyle diyor: "Amblem seçiminde Anadolu 'da ya- şayan uygahıkların en önemlisi ve uzu- nu olan Türk kültürünün bütünlüğü ile bu kültür içerisinde Islami devrin ağır- lığının vurgulanmasına önem verilecek- tir." Yani Gökçek, Türk-islam sentezinin sembolünü anyor. Bilinen geçmişi on bin yılı aşan Ana- dolu'da her yönetici, Ankara'nın RP'li Befediye Başkanı Melih Gökçek gibi ha- reket etseydi, Anadolu'da hiç tarihi e- ser kalmazdı. Bugünkü dünya çapında ün yapmış kültürel mirasın yerinde yel- ler eserdi. Hitit Güneşi, herşeyden önce Anado- lu'dur. Gökçek, tarih deyince Türk ve Is- lam tarihini anlamaktan vazgeçip biraz bu toprakların geçmişine baktığında Anadolu'da en uzun süre devlet kur- muş uluslann arasında Hititlerin de ol- duğunu görürdü. Anadolu, Türklerden önce 35 uygar- lık yaşamış. Bugün bilinen tam 3 bin antik kent, 40 bine yakın antik nokta var. Her uygariık bir sonrakini etkilemiş. Yapılan kazılarbunlan açıkça ortaya ko- yuyor. Türkler de Anadolu'ya geldikle- rinde kendilerinden önceki uygarlıklan Ankara'nın Amblemi... silip süpürmemişler. Bursa'da ilk cami- ler, Bizanslı kilise ustalannın yardımıyla yapılmış. Pek çok yerleşim yerimizin adı binler- ce yıl öncesinden geliyor. Bazı değişik- likler de özü bozulmadan yapılmış. ör- neğin Salihli yakınlarındaki Sard antik kentinin yanındaki köyün adı, Sardmus- tafa. Gökçek tıpinde biri oraya beledi- ye başkanı olsa, demek ki adı hemen değişecek: - Sertmustafa. Bu tür yanlış anlayış son zamanlarda Güneydoğu'da yaşanıyor. Asurlulardan kalan köy ve kasaba adlan Kürtçe sa- nılarak değiştiriliyor. Ankara'nın geçmişi M.ö. 3. bin yıla kadar dayanıyor. Hititlerin ikinci binden başlayarak bin beş yüz yıla yakın süren uygarlıklannı görmüş bir kent. Başkenti sımgeleyen Hitit Güneşi de aslında Hititlerden önce Anadolu'da ya- şamış Hattiler dönemine dayanıyor. Atatürk'ün bizzat ilgilenerek başlattığı Alacahöyük kazılannda ortaya çıkanlan Hitit Güneşi'nin aslı, Ankara'da Anado- lu Medeniyetleri Müzesi'nde sergileni- yor. Hitit dönemine ait kazılar, bugün ulus- lararası düzeye ulaştı. İlk kez 1990'da Uluslararası Hititoloji Kongresı, Türki- ye'de toplanmıştı. Ikincisi 1993'te Ital- ya'da yapıldı. Üçüncü toplantı da önü- müzdeki yıl Çorum'da yapılacak. Türki- ye ev sahibi. Yabancı ülkelerden gele- ceği kesinleşen bılim adamlarının sayı- sı şimdiden yüzü geçti. Kongreye başkanlık yapacak Hrtito- tog Prof. Or. Sedat Alp'le dün bir süre sohbet ettim. Başta Hititler olmak üze- re Türklerden önceki Anadolu uygarlık- lanna sahip çıkmanın bizim için büyük biravantaj olduğunu vurguladı. Sohbe- timizden kısa bir bölüm aktarayım: "Avrupa'da başını Yunanlılann çekti- ği şöyle bir tema işleniyor, 'Türkler bar- bardır, Orta Asya'dan gelmiştir. Geldik- leri yere gitmeleri gerekir. Kendilerinden önceki Anadolu uygarlıklanyla da hiçbir ilgileri yoktur.' Oysa tam tersi. Türkler Anadolu'ya geldiklerinde bu topraklar- da yaşayan insanlarla kaynaştılar. Bir Anadolu insanı oluştu. M.ö. Ikibinde Yunanistan'da Miken uygarlığı vardı. Aynı dönemdeki Anadolu ve Yunanis- tan'a ait buluntular gösteriyor ki Ana- dolu çok daha ileri." Hitit uygarlığı Kazılar sonucu ortaya çıkanlan Hitit tabletlerinin sayısı 30 bini buluyor. Hitit krallan, yıllıklar çıkanyorlardı. Bir bakı- ma tarih biliminin kökenleri o günlere dayanıyor. Ankara böyle bir uygarlığa ait bulun- tuyu amblem yaparak, Anadolu'ya tü- müyle sahip çıkmanın güzel bir örneği- ni veriyor. Bu amblem bizim ne Türklü- ğümüzü zedeler ne Müslümanlığımızı. Istanbul'un amblemi de cami desen- lerinden oluşuyor ve yakışıyor. Çünkü büyük bir mimarlık eseri olan camiler, Is- tanbul'un en güzel siluetlerinden birini oluşturuyor. Şimdi Istanbul, Ankara'dan daha mı çok Müslüman? Böyle bir ilkeJ yakJaşım olabilir mi? Ankara Kültür ve Tabiat Variıklarını Koruma Kurulu, Hrtit Güneşi'ni koruma altına aldı. Yani kimse dokunamaz. An- cak Gökçek'in hukuka bakışı, demok- rasiye inanan insar.lann penceresinden değil. Danıştay, meslek kuruluşlarının iddiasına göre, kente yarar yerine zarar getirecek olan kavşak inşaatlarıyla ilgi- li yürütmeyi durdurma karan aldı. Ama Gökçek inşaata devam ediyor. Buna karşı mücadele eden meslek odaları için Gökçek'in yaklaşımı da şu: "Savcılığa başvurup kapattıraca- ğım." Bu zihniyetteki bir kişinin Küftür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu'nun ka- ranna ne ölçüde saygı duyacağı tabii ki tartışmalı. Gökçek'i dün telefonla aradım, not almakla yetindiler. Bir belediye başkanı, "Mûhürbende, istediğimiyapanm" diyemez. O kentın tümü adına başkanlık koltuğundadır. Çağdaş Türkıye Platformu üyeleri, bugün Abdi Ipekçi Parkı'nda seslerini duyunmaya çalışacaklar. Öyle görünü- yor ki Gökçek'in bunlan anlaması zor. Sol partilerin bölünmüşlüğünden yarar- lanıp, altı bin oyla aradan çıkan Gökçek, demokrasinin bir cilvesi. Nediyelim... Dört yıl daha Gökçek, çek Ankara çek... DYP'ye kaıdı saldın: 2 ölü . • Baştarafı 1. Sayfada tıklan otomobil, Okmeydanı Piyalepaşa . Bulvan'nda terk edilmiş olarak bulundu. Polis, diğer iki saldırganm yakalanması için operasyonlann devam ettiğını bildirdi. Yalçın'ın öldürüldüğü evde ilk inceleme- yi Istanbul Emniyet Müdürü Necdet Men- riryaptı. Menzir, olay hakkında basına her- hangi bir açıklama yapmayacağinı belirte- rek "Bir bayan sakürgan ölü olarak ele ge- çirilmiştir" dedı. Çatışmadan yaklaşık bir buçuk saat son- ra, Şişli Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Nihat Ergün, ceset üzerinde ve evde araştırma yapmak için olay yerine geldı. Savcı Er- gün'ün yaptığı incelemeden sonra kadın saldırganm cesedi Adli Tıp Kurumu'na kal- dınlırken ev de mühürlenerek basına kapa- tıldı. Bu arada, kadın militanm gırdiği evlerde "oturan Hayrettin ve eşi Fadime Şahin ile . Cevat ve eşi Fatma Şahin sorgulan yapıl- ? ! İHkiler kurtuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mer- kez Av Komisyonu, 1995-96 av mevsimi- ne ilişkin genel esaslan belirledi. Ayılann ardından, geçen mevsimde siya- nûrlü yiyeceklerle sayılan bilinçsizce azal- tılan tilkiler de bu dönem av yasağı kapsa- ' mına alındı. Tavşan, sansar, kokarca ve porsuğun, her avcı başma günde en fazla 1, bağtrtlak, çuJluk ve yabankazırun 4, ya- banördeğınin 8, bıldırcının 15 adet avlan- ması hûkme bağlandı. Resmi Gazete'nin dünkû sayısmda yer alan Merkez Av Komisyonu karanna gö- re, av hayyanlan, avlanma sürelerine göre 3 gnıba aynldı. Avlanmanın yalnızca çar- şamba, cumartesi, pazar ve resmi tatil gûn- lerinde yapılmasmı öngören karara göre, birinci grupta yer alan bıldırcın, güvercin, üveyik ve bağırtkanlann avlanması 16 Ağustos 1995 çarşamba günü sona erecek. İkinci grup av hayvanlanndan keklik, kum- kekliği, çil ve tavşan avı 21 Ekım 1995 cu- martesi günü başlayacak ve 10 Aralık 1995 pazar günü tamamlanacak. Üçüncü grup av hayvanlanndan porsuk. kokarca, gelincik, kakım, sansar, yabanör- değı (angıt, sütlabi, dikkuyruk, yaz ördeği hariç), yaban kazlan. (bozkaz. fasulyeka- zı, sibiryakazı, küçüksakarya hariç), kızku- şu, karatavuk, çulluk, suçulluklan, sakar- meke avı 14 Ekim 1995 cumartesi günü • başlayıp, 2S Şubat 1996 çarşamba günü sona erecek. Tilki avı, bu mevsimde yasak- landı. Av hayvaılannm, avcı basına bir av gü- nü için avlanma miktarlan da belirlendi. mak üzere gözaltına alındı. Olay sonrasında gazetelere telefon eden bir kişi, eylemi DHKC Ibrahim Yalçın Sı- lahlı Propaganda Birlığı adına üstlendı. Sal- dınyı üstlenen kışı "Düzenin ayjaş bekçile- rini cezalandırdık. Komutanımız bizi böl- geden uzaklaştırdı, şehit oldu. Kendini feda ettL Ayşenur'un katiii nerede?" dedi. Ibrahim Yalçm, Devrimci Sol örgütü üye- si olmak suçundan tutuklu bulunduğu Bay- rampaşa Ceza ve Tutukevi'nden 1993 yılı- nın Şubat ayında firaretmışti. Ibrahim Yal- çın, 24 Nisan 1993 günü Rahmanlar'da bir eve düzenlenen operasyon sonucu öldürül- müştü. Olayla ilgilı bir açıklama yapan Istanbul Emniyet Müdürlüğü, parmak izi ve fotoğ- raf incelemeleri sonucu, ölü olarak ele ge- çirilen kadının Sibel Yalçın olduğunu ve daha önce de 1992 yılında iki kez gözaltı- na alındığını belirtti. tbrahim Yalçın ile Sı- bel Yalçın arasında bir akrabalık olmadığı bıldinldi. • ! Bir av günü için tavşan, sansar, kokarca ve porsuk l'eradet, adatavşanı, kınalıkeklik. çil ve sakarmeke 2'şer adet. bıldırcın 15 adet, üveyik ve avına izın venlen diğer tür- ler için 10'ar adet sının getirildi. Kurt, çakal, yabandomuzu, kuyruksü- ren, saksağan ve kargalar 16 Ağustos 1995- 28 Şubat 1996 tarihlen arasında cumarte- si, pazar, çarşamba ve resmi tatil günleri dı- şmda kalan günlerde, 28 şubattan sonra da bütün günlerde avlanılabilecek. Özd av turizmi Orman Bakanlığj "A" grubu seyahat acentelerine av turizmi organizasyonlan yapabilmeleri için bir defayla sınırlı olmak üzere izin verecek. Av organizasyonlannda, avcı basına, a- va çıkılan her av günü için günlük 40 ABD Dolan karşılığı Türk Lirası olarak katılma bedeli alınacak. Aynca bûtün avlarda, her av günü için avcı basına alınacak 20 ABD Dolan karşı- lığı Türk Lirası bedel, avlağın ve av hay- vanlannın korunması karşılığında avın ya- pıldığı avlağın köy tüzelkişilıklerine veri- lecek. Av turizmi organizasyonlan kapsamına alınan türlerin avlanma süreleri, yerlen ile bunlann avlanmasına ait ava katılma ve av- lanma ücretlerine ilişkin esaslar da belir- lendi. Yabankeçisi, çengel boynuzlu dağ- keçisi ve vaşak avı 1 Ağustos-31 Aralık 1995 ve 1 Mart-31 Mart 1996 tarihleri ara- sında, yabandomuzu, kurt ve çakal avı ise bütün yıl yapılabüecek. Kelebek'in devam ı gelir. Kelebekler, ihtiyaca göre ünite iinite ahnabüir. Tek kaptlı bir dolap gerektiğinde bütün bir takıma (yülar sonra bıle) tamamlanabilir. Siz bir Kelebek alm. Devamı mutlaka gelir. Kelebek MUKEMMEL MOBiLYA nti 15 asırdır dinmeyen acı ORALÇALIŞLAR Islamiyetin 4. halifesi Hz.Ali ile Hz.Muham- med'in kızı Fatma'nın küçük oğullan Hüseyin, bundan 1415 yıl önce Kerbela'da, Emevı dev- letinin kurucusu Muavıye'nin oğlu Yezid tara- findan öldürülmüştü. Türkiye'de Aleviler ve Iran'da Şiiler, Hüse- yin'in insafsızca öldürüldüğü 680 yılını hiç bir zaman unutmadılar. O acı, aradan yüzlerce yıl geçmesine rağmen yüreklerden hiç silinmedi. Binlerce yıllık tarihte, binlerce insanın siya- si cinayetlerde yaşamını yitirdiği bilinen bir ger- çek. Ama bazı ölümler var ki unutulmaz ve in- sanlann belleklerinde yereder. Hüseyin'in ölü- mü de böyle bir ölümdür. Onun acısı unutulmu- yor. Neden bu acı unutulmuyor? Çünkü Hüse- yin'in ölümü lslam tarihinde bir dönüm nokta- sı, bir hesaplaşmanın kritik anıdır. Hüseyin, Hz.Ali'nin ikinci oğludur. Hz.Ali ölünce bü- yük oğlu Hasan, iktidan ele geçiren Muavi- ye'ye karşı mücadele yürütecek gücü kendinde görrneyince bir kenara çekilmiş ve bir iddiaya göre Muaviye'ye biat ederek onun halifeliğini kabullenmiştir. Hüseyin ise Emevi hükümdan Muaviye'ye hiç bir zaman biat etmemiş, onun sultanlığını benimsememiştir. Uygun koşullarda yeniden iktidarkavgasınagirmek niyetindedir. Ama ba- basının ölümü üzerine iktidara gelen Yezid, böy- le bir firsatı ona tanımaz. Kufe valısine emır ve- rerek, Hüseyin'in kendisine biat etmesini sağ- lamasını ister. Yoksa Hüseyin öldürülecektir. Hüseyin, Yend'in talebini reddedince tayin edi- ci hesaplaşma kaçmılmaz hale gelir. Muharrem ayının 10. günü 680 Kasımı'nda Hüseyin yakın çevresindeki az sayıda ınsanla Kerbela'da sı- kıştınlır ve öldürülür. Aslında bu savaşın sonu başından belliydi. Hüseyin, son direnişe giriştiginde yanında ta- rihçilerin belirttiğine göre topu topu 63 savaş- çı kalmıştı. Gücü o kadardı. Bu sayı, artık ls- lam tarihinin birinci dönemındeki iktidar kav- gasının sonunun geldiğinin matematiksel ola- rak da kanıtlanmasıydı. Hz.Ali ve onu izleyen oğullan 680 yılına gelındiğinde, yani Peygam- berin ölümünden 48 yıl sonra, adım adım güç- lerini yitirmişler ve sonunda bir aile çevresiyle sınırlanacak kadar zayıflamışlardı. Bir tarih, acılarla ve çaresizliklerle noktalanıyordu. Ama bu her şeyin bitmesi demek değildi. Emevilere karşı olanlar, imparatorluğun büyümesinden despotikleşmesinden zarar görenler, Hüseyin'in ölümünü hiç bir zaman unutmadılar. Onun anı- sını hep canlı tuttular. Emevi iktidan altında ol- sun, Abbasi yönetiminde olsun yoksullann ıs- yanı hiç bıtmedı. Hüseyin'in ölümü bu isyan- larda bir simge olarak hep gündemde kaldı. Ya- pılan haksızlığın hesabını sormak amacıyla çok kanlardahaaktı. Kerbela, lslam tarihinde bir dönüm noktası- dır. Aradan 1415 yıl geçtiği halde hâlâ unutul- mamasının nedeni budur. Bu cinayeüe, ilk ku- ruluş dönemi sona ermiş ve artık yeni bir say- fa açılmıştı. Hüseyin'in ölüm emrini veren ikin- ci Emevi halifesi Yezid, dünya zevklerinin ve zengin biryaşam biçiminin temsilcisi olarak ta- rihe adını yazdınrken, tslamın ilk kuruluş yıl- lannın ve dünya nimetlerinden uzak duran ba- sit yaşam biçiminin son örneği sayılabilecek Hüseyin'le ise bir tarih noktalanıyordu. Emevilerle birlikte Islamiyet, bir devlet ide- olojisine dönüştü. Muaviye ve oğlu Yezid, bu devlet ideolojisinin temsilcisi, lslam egemen sınıflannın sözcüleri olarak savaşı kazandılar. Hz.Ali ve oğullan ise yoksullann haklannı ko- rumaktan yanaydılar ve tslamın ilk kuruluş yıl- lannda yoksullara dayanan lslam önderlerinin geleneklerini sürdürmek istiyorlardı. Ama tarih devletleşmeden yanaydı. Ali ve oğuJlan kaybet- ti, Emeviler kazandı. Ama tarih orada bitmedi, tslam toplumlannda her haksızlığa ugrayan ku- ruluş yıllanna baktı Ali ve oğuüannı gördü. Kendi acılanyla onlann acılan arasında bir pa- rallellik kurdu. tşte Hüseyin'i ölümsüzleştiren bu tarihtir. OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada ya'da AKKA'ya (Avru- pa'da Konvansiyonel Kuvvetlerin Azaltılması Antlaşması) uyup uymadı- ğı bir soru işaretidir. Rus- ya bu bölgede 58'inci Or- duyu kurduğunu da açık- lamıştır. Gerçi bu ordunun kuruluşunun AKKA'ya ters düşmediği ileri sürülüyor- sa da, Türkiye ile Rus- ya'nın arasındaki ilişkilerin gün geçtikçe ilginç anlam- lar kazandığı gözlerden kaçmıyor. Hazar petrolü konusun- daki rekabet, olayın bir başka yanını oluşturuyor. Bütün göstergeler, Tür- kiye'nin, iç sorunlannı en kısa sürede çözerek böl- gede beklenmedik geliş- melere karşı hazır duruma geçmesini öngörmektedir. Ne var ki iç polıtikadaki anlamsız çelişkiler ve çe- kişmeler Türkiye yönetici- lerinin gözlerini körleştiri- yor. Dışa bakan gözlerimiz ise, kendi sorunlarımızı görecek yerde, Balkan- lar'da Bosna ve Kafkas- ya'da Azerbaycan üzerine yoğunlaşmaktadır. Türkiye içerden ve dı- şardan kuşatılmışlık duy- gulan içindeyken Orta As- ya'daki Türklük ve Orta- doğu'daki Müslümanlık dünyası kendi âleminde yaşamaktadır. Bu gevşek- liğin de doğal karşılanma- sı gerektiğini düşünüyo- ruz. Her iki coğrafyada ya- şayanlar, daha uzun bir süre edilginliklerini üstle- rinden atamayacaklardır. Türkiye de daha bir sü- re, kalabalık içinde yalnız- lığını yaşayacak... önlemlerimızi buna gö- re almalı, beklenmedik çı- kışlara hazırtıklı olmalıyız. ••• Ağar, İsrail desteğbıi yalanladı^ EVİNGÖKTAS ANKARA-Ankara Mu- sevi cemaati lideri ve Hacet- tepe Oniversitesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yuda Yürüm'e yapılan bombalı suikast girişimı, ABD'nin Ankara Büyükel- çiliği görevlilerini yeni bir saldın konusunda kaygılan- dırdı. tçişleri Bakanı Nahit Menteşe, saldınnın failleri konusunda örgüt belırtmek- ten kaçınırken Emniyet Ge- nel Müdürü Mehmet Ağar, olayı araştırmak için Israil- li terör uzmanlannın devre- ye girdiği savlannı yalanla- dı. Ağar, a Biz bu olayı kesin çözeriz. Önümüzdeki gün- lerde somut açıktamalarda bulunacağun" diye konuş- tu. Emniyet yetkilileri de o- lay günü Emniyet Müdürlü- ğü'ne gidıp kendileriyle gö- rüşen ve daha sonra hasta- nede Yürüm'ü ziyarete gi- den dört yabancmm, Israil- li uzmanlar değil, patlama- nın meydana geldıği Çanka- ya Kuloğlu Sokak'ta oturan ABD Büyükelçiliği görev- lileri olduğunu bildirdiler. ELEQROLUX TAM KURUTMAL! r Bu temizlik hep sürsün ister misiniz? Electrolux patentlı ALC otomatik seviye kontrolu ve direkt spreyleme sistemi.. Emsalsiz balanslama... 850/1200 devır/dakika seçenekleri... Paslanmaz galvanize gövde.. 0-80 dakıka arası ayarlanabilir kurutma programı.. Pamuklu ve sentetik çamaşırlar için ayrı kurutma . Kapalı devre otomatik buhar tahliyesi... Yünlü ve nazik çamaşırlarda ısı ve sıkma devri ayannı otomatik yapan "akıllı" emniyet sistemi... Tam kunıtmafı Electroluı EW1230 W çamaşır makinesi çamaşırlannıza benzersiz bir temizlik, hayatınıza benzersiz bir kolaylık getiriyor. Farklı özelliklere sahip diğer Electrolux modelleriyle siz de bir an önce tanışın! Size en yakın Electrolux bayiinı rjğrenmek ve ayrınblı bilgı için Turkıye'nın her yerınden ücretsız servıs telefonumuzu hemen arayın. EC Electrolux ' B e y a z E ş y a d a D ü n y a L i d e r i " • MERKEZ: TARUBAŞ1 BULVARI NC 35 TAKSIM 60060 ISTANBUL TEL 02122931020 FAX 0212.251 60M • ŞUBE ATATÛRK CAD NO 3^8 K 5-501 ALSANCAK 35220 IZMIf! TEL 0a2463S315 FAX 02324639252 I• ÖCRETSİ2İrükfTİcİDANIİMÂ SERVİSİ ıP?0 ?211
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle