22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN 1995 CUMARTESİ HABERLER Uman-iş Genel Başkam'na beraat • ANKARA (Cumhurtyet Bürosu) - Sıvas katliamını protesto ederken, "halkı itaatsizliğe tahrik etmek"le suçlanan ve hakkında Türk Ceza Yasası'nın 312/1. maddesi uyannca 6 aydan 2 yıla kadar ağır hapis istemıyle ceza davası açılan Liman-tş Sendikası Genel Başkanı Hasan Biber, beraat etti. Biber'in yargılanmasına, dûn Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada savcı, Biber'in, 2 Temmuz 1994 tarihinde Ankara'da Tandoğan Meydaru'nda düzenlenen "Demokrasi ve Laiklik Için Mücadele" konulu mitingde yaptığı konuşmada kullandığı sözlerin "bir cûrmü övme nitehgı ve yoğunluğunda olmadığı ve suç unsurlanmn oluşmadığı" görüşünde olduğunu belirterek beraatini istedi. Peppa için topbmtı • Istanbul Haber Servfai - "Balkanlar'ın en büyûk iş merkezi" olan PERPA'nın S yıldır atıl durumda kalmasından kooperatıf yönetimıni sorumlu tutan bir grup üye harekete geçti. Yönetim muhalifı üyeler, PERPA'nın canlandınlabilmesi için, pazar günü yapılacak olan genel kurul toplantısma bütûn üyelenn katılmasını istedi. Kayıp yakntarı yargılandı • İstanbul Haber Servisi - Gözaltına ahndıktan sonra öldürüldüğü ileri sürülen Hasan Ocak'ın bulunması için İstanbul Valiliği'ne dılekçe vermek isteyen 30 kişiye 'izinsiz gösteri yapmak' suçundan açılan davaya, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Sanıklar, Hasan Ocak'ın bulunması için toplu halde tstanbul Valiliği'ne gittiklerini ve çevik kuvvet polislerinin herhangi bir uyanda bulunmadan coplarla müdahale ettiğini savundular. Mahkeme, sanık ifadelehnin tamamlanması için duruşmayı ertcledi. earantfden çevre desteB • Haber Merkezi - Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin Tûrkiye'deki sulak alanlan, kıyılan, önemli kuş alanlannı, orman ve bitkilerini korumaya yönelik projelerine destek veren Garanti Bankası. son olarak "Önemli Kuş Alanlan Projesi"ne destek verdiğini açıkladı. SPK'den suç duyurusu • ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Serrnaye Piyasası Kurulu (SPK), AKS Menkul Değerler AŞ yöneticileri ve Dirikoç soyadlı müşterileri hakkında suç duyurusunda bulunurken ÇEAŞ müdürü ve muhasebecisi hakkında da cezai takibata karar verdi. SPK, hisse senedi değişimi uygulamalannda sermaye piyasası mevzuatına uymayarak, eski hisse senetlerini yenileri ile değiştirme işlemini Çukurova Elektrik AŞ merkezinde yapmakta israr etmesi nedeniyle ÇEAŞ müdür ve muhasebecisi hakkında cezai takibaü kararlaştırdı. AçMama • Haber Merkezi- Gazetemizin 15.05.1995 tarihli sayısında 'Halk, Polise Güvenmiyor' başlığıyla yayımlanan ve bir araştırmanın sonuçlannı içeren haberle ilgili olarak bir açıklama yapan Emniyet Genel Müdürlüğü, haberin, araştırma sonuçlannı objektif olarak yansıtmadığını savundu. Emniyet Genel Müdürû Mehmet Ağar imzalı açıklamada şu görûşlere yer verildi: "Özellikle bu yıl büyük bir çaba ve umutla yoğunluk kazandırmaya çahşılan polis-halk ilişkileri konusunda aleyhte bir kamuoyu oluşturmaya yol açar nitelikte olduğu görûlmûş, bu bakımdan hedeflenen polis-halk ilişkilerinin gerçekleşmesinde olumsuz etki oluşturduğu gözlenmiştir." TBMM Güneydoğu Komisyonu'nun raporu tartışmaya neden oldu Rapor taslağında görüş aynhğı • Raporun, tamamen resmi açıklamalarla yetinilerek nazırlanmasını eleştiren CHP'li üye Ali îbrahim Tutu, komisyonun DYP'li başkanı Ismail Köse'yi "olaylara polis şefi gözüyle bakmak"la suçladı. Ali Ibrahim Tutu, rapora "muhalefet şerhi" yazacağını bildirdı. DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - TBMM Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Meydana Gelen Olaylan Araştırma Komisyonu, taslak raporunu tamam- ladı. Komisyon üyeleri- nin imzasına açılan ra- por, görüş aynlığına ne- den oldu. Raporun, tamamen resmi açıklamalar- la yetinilerek hazırlanmasını eleştiren CHP'li üye AH tbrahim Tutu, komisyo- nun DYP'li başkanı tsmail Köse'yi "otay- bra poBs şefi gözüyie bakmak"la suçladı. Tutu, rapora "muhalefet şerhi" yazacağı- nı bildirdi. PKK'nın. Bingöl-Elazığ kara- yolunu keserek 29'u er, toplam 32 yurtta- şı katletmesinde. idarenin "görev ihmali ve kusunT bulunduğu görüşüne yer veri- len rapor taslağında, Olağanüstü Hal Bölgesi'ndeki boş kadrolara geçici köy koruculannın atanması, bölgede toprak reformu yapılması, istihbarat çalışmalan için yeni düzenlemeye gidilmesi önerildi. DYP Erzurum Milletvekili Ismail Köse başkanlığindaki komisyonda hazırlanan rapor taslağı, üyelenn imzasına açıldı. Merkez Bismü Cermik Cünqüş Dicte EÖH Erqani Hani Hazro Kocaköy Kulp Lice Silvan Cınar Toplam Boşalan Köy Tamamen-Kısmen 2 7 _ Yok 7 Yok 1 1 6 2 19 6 4 - 58 3 1 2 - 5 . 2 4 - 2 - - 6 24 Boşalan Mezra Tamamen-Kısmen 5 8 1 Yok 5 Yok 1 5 7 - 76 28 14 5 155 - - 2 - - 3 - 5 - 6 - - 18 GöçEden Hane-Nüfus 182 238 98 - 1031 - 90 254 _ 443 368 2499 189 439 315 6146 1227 1555 550 - 4890 - 756 1399 3019 1840 16314 1469 2548 1709 36389 Göç Edilen ll-llçe D.Bakır Bismil/D.Bakır D.Bakır - D.Bakır - D.Bakır D.Bakır D.Bakır D.Bakır D.Bakır Adana-D.Bakır D.Bakır D.Bakır T->v* 1 1 5 1 ANKARA (UBA)-lçişleri açıkladı. Menteşe, ANAP l l l V 3 . r D 3 . K i r O 3 . Bakanı Nahit Menteşe, Bilecik Milletvekili Mebmet • ^ ^ *^" *"^ x * v * Diyarbakır iline bağlı Seven'in sonı önergesine _ _ . . . . ^ .. . | . | ilçelerden 82 köyün verdiği yanıtta, Diyarbakır'da V / I f A y | \ r \ Q Î ^ 11"1 I ( l 1 boşaldığını, 36 bin 389 58 'itamamen,24'ükısmen \J+-* ^\Jjf L y v / ^ C H L l l v l - l kişinin ise köy ve mezralannı toplam 82 köyün boşaldığını bırakarak şehre göç ettiklerini açıkladı. CHP'li üyelenn karşı görüş bildireceği taslağın, Bingöl-Elazığ karayolunun ke- silmesiyle 32 yurttaşın katledilmesi ola- yına ilişkin bölümünde, 24 Mayıs 1993 günü, Bingöl-Merkez Mendo Köprüsü bölgesinde faaliyet gösteren 120 kişilik bir PKK grubunun, Bılaloğlu Köyü civa- nnda 2 kişiyi öldürüp 9 kişiyi yaraladığı- na dikkat çekildi. PKK grubunun, aynı gün Bingöl-Ela- zığ karayolunu keserek birliklerine teslim olmak üzere yola çıkan askerleri taşıyan 2 aracı durdurarak 49 er ile 8 yurttaşı ka- çırdıklan anlatıldı. Taslakta, kaçınlanlar- dan, 29'u er olmak üzere, toplam 32 kişi- nin kurşun yağmuruna tutularak öldürül- dükleri anımsatıldı. Olaydan sonra başlatılan operasyonlar- da 10 PKK mensubu öldürülürken çok miktarda gıda maddesi ile ASELSAN marka 4811 seri numaralı el telsizi ele geçirildi. 'Müdahale edilmedi Rapor taslağında, katliamın gerçekleş- tiği yerin Bingöl'e 20 kilometre mesafe- de olması ve olayın, bir köy sınırlan içe- risinde kalmış olmasına karşın yaklaşık 1-1.5 saat süren bir silahlı eylemden geç haberdar olunması ve olay anında müda- hale edilemediği, takipte geç kahndığı vurgulandı. Malatya'dan, birliklerine ka- tılmak için gönderilen sivil kıyafetli erle- rin yol ve can güvenliklerinin sağlanma- dığı ve gerekli önlemlerin alınmadığı be- lirtılen taslakta, "Komisyonumuz görev Rodrigo eşliğindeKerbela mizanseni Haber Merkezi - Muharrem ayının 10. gününde Kerbela'da 63 yakınıyla birlikte öldürülen tmam Hüseyin'i anma törenleri bu yıl geçmişe oranla daha renkli geçti. Hem Şiilerin hem de Alevilerin toplantı mekânlanndâ binlerce kişi Hüseyin'i anarak yas tuttu. Şiiler, her zarnanki gibi Halkah'da ve Üsküdar'daki Seyyit Abmet Deresi'nde toplandılar. Aleviler de dergâh ve cemevlerinde bir araya geldiler. 'Medya', göriintü olarak hayli renkli olan Halkalfdaki Şiilerin törenine büyük ilgi göstermişti. Şiiler bu yıl daha da medyatik gösteriler düzenlediler. Zincirle sırtlanndan kan gelinceye kadar insanlann kendi kendilerini dövmesi bilinen bir manzaraydı. Ama bu kez öyle olmadı. Sembolik olarak birkaç kez zinciri sırtlanna vurup indirdiler. Onun yerine Kerbela olayını başından sonuna kadar karşılıklı diyaloglar ihmal ve görev kusurunun bulunduğu kanaatine var- nuşür" dendi. Taslakta, olayla ilgili ola- rak idari veya disiplin so- ruşturması yapılmadığı kay- dedildi. Olayda kusurlu olan 8 personel hakkında, 8. Ko- lordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde açılan da- vada görevsiziik karan ve- rildiği belirtilen taslakta, ka- rann, Askeri Yargıtay tara- fından bozularak yeniden mahkemeye gönderildiği ve yargılamanın devam ettiği bildirildi. 'Halk,PKK'ye destek yermiyor' Taslakta, bölgede meyda- na gelen diğer önemli olay- lar hakkında bilgi verilirken bütün olaylann, PKK'nin önceden planlayarak, bölge halkını korkutup sindirmeye yönelik eylemler olduğu be- İirtildi. Baskıya karşıhk böl- ge halkının PKK'ye destek vermediği vurgulanan tas- lakta, terör örgütüne dış destek sağlandığına dikkat çekildi. Ahnması gereken önlemlerin sıralandı- ğı taslakta, işsizlik sorununu azaltacak, kırsal altyapı, besicilik, ormancılık, eroz- yon alanlannda hizmet verecek istihdamı arttmcı "sünger projeler'' oluşturulması önerildi. Irak'a uygulanan ambargonun. bölgenin sınai gelişmesini ve ticareti olumsuz yönde etkilediği belirtilerek, kaldınlması ve sınır ticaretinin serbest bırakılması istendi. Asayiş ve güvenlikle ilgili önlemlerin de arttınlması gereğine işaret edilen tas- lakta, yol güvenliği ve yol denetimlerinin etkin ve sûrekii bir biçimde yapılması, is- tihbarat konusunda yeni bir düzenlemeye gidilerek bilgilerin tek elde toplanması, sınır karakollannın arttınlması önerildi. Taslakta, Köse'nin seçim bölgesi olan Erzurum'un Yavi beldesinde öldürülen 32 yurttaş için "anıtme- zar" yapılması istenirken diğer bölgelerdeki kayıplar konusunda benzer bir iste- me yer verilmedi. Taslakta, Olağanüstü Hal Bölgesi'ne aynlan kadrola- nn adil bir şekilde dağıtıl- ması gerektiği vurgulandı. Söz konusu kadrolann terö- rist eylemler sonucu yakın- lannı kaybeden ailelere ve güvenlik nedenleriyle bo- şalülan yerleşim birimleri- ne ağıriık verilmesi istenir- ken geçici köy koruculan- nın da açık bulunan kadro- lardan yararlandınlması is- tendi. Taslakta, sorgulamalara hız kazandınlması, gözaltı sürelennin kısaltılması öne- rilerine de yer verildi. Aleviler ve Şiiler, Kerbela'da katiedilişinin 1355'inci \ ıklönümündc İmam Hüseyin'i andılar. Şiiler, Halkalı ve Seyit Ah- met Deresi'nde toplanıp ancirlerie kendilerini döverken Aievüer de dergâh ve cemevlerinde yas töreni düzenlediier. halinde sahnelediler. Onlarca kişinin rol aldığı Kerbela oyununu on bini aşkın insan izledi. Playback olarak, hazırlanan oyunda müzik olarak RodrigoYıun ünlü gitar konçertosu çalmırken, İmam Hüseyin'in hangi yakını rol gereği şehit olsa kalabalıktan feryatlar müziği bastınyordu. Hele imam Hüseyin'in şehit düştüğü sahnede ağlama sesleri yeri göğü inletiyordu. Sutından dövüle dövüle kan akan insanlann resmini çekmek için 'sota'ya yatmış foto muhabirleri ile kameramanlar biraz hayal kınklığına uğradılar ama, yine de Halkah'da görüntülenecek hayli malzeme çıktı onlara. Şiilerin Tûrkiye'deki lideri Şii imam Seiahattm Ozgündüz, arkasından grup halinde gelen insan seliyle birlikte kürsüye çıkarak fmam Hüseyin'i "Selam sana ey şehJt" diyerek selamladı. Muharremin 10. gününün matem günü olması nedeniyle tatil edihnesini isteyen Ozgündüz. "Bugün inancı için yiğitçe savaşan, ama baş eğmeven şerefli insanlann günüdür. Bugün a> nı zamanda Hüseyin'e bağlı binlerce insanın hem matem hem de onur günüdür" derken insanlann kan akıtıncaya kadar kendilerini zincirle dövmesini ise "Hüseyin âşıldan bazan mantık du variannı yıkarak acüannı gösteriyor" şeklinde açıkladı. Selahattin Özgündüz'ün konuşması sık sık "Lebbeyk ya Hüsevin", "Etnrindeyiz ya Hüseyin" ve "AUanüekber" seslenyle kesildi. Töreni izleyen gazetecilere başörtü dağıtan Şiilerin bu isteği bayan gazeteciler tarafından geri çevrildi. Aleviler ise matem günü saydıklan muharremin 10. günü olan dün dergâh ve cemevlerinde bir araya gelerek Hüseyin için dua ettiler. Şiilerin bildirilerinde Alevilerin de Şianın bir parçasıymış gibi gösterilmesine kızan Aleviler, yaptıklan konuşmalarda bazı Alevi dergilerinin, Alevileri Şiilerin törenine çağırmasına tepki gösterdiler. "Şülerle tek ortak noktanuz AB'ye ve Ehlibevt'e olan sevgi ve bağhhğunızdır'' diyen Aleviler. yann Şiilerin kendilerini camilere davet edebileceğine dikkat çekerek kendi üzerlerinde şimdi de Şiilerin tehlikeli bir oyuna giriştiğini vurgulâdılar. TARIHTE KERBELA OLAYI CHP'dcnitira/ Komisyonun CHP'li üye- si Erzincan Milletvekili Ali Ibrahim Tutu, rapor taslağı- nı tamamen incelemediğini, ancak hâkim olan anlayışın "resmi bilgi ve ifadelerle ye- tinmek oMuğunu" vurgula- dı. Komisyon başkanı Is- mail Köse'nin, diğer ko- misyon çalışmalannda da CHP'nin itirazlanna neden olduğunu anlatan Tutu, Cumhuriyet'e şunlan söy- ledi: "Ismail Köse, olaylara, adeta 'polis şefi' gözüyle bakıyor. Sonınlarm temeli- ne inip, çözüm aramak yeri- ne resmi açıklamalar ışığm- da olaylara yüzeysel yaklaşı- yor. Toplumun sivil kesimle- rinin ifadelerini dikkate al- mıvor. Muş'ta 5 kişinin, MfT görevülerince gözalö- na ahndıktan sonra ölü ola- rak bulunması olayryla ilgi- li, bütün ısrarlarıma rağ- men yerinde inceleme yap- mayı kabul etmedi. Oİayı, resmi yazışmalara dayana- rak rapora aktardı. Rapora muhalefet edeceğün." Yezid'e baş eğmeyen Hz. Hüseyin, mazhımların sembolü MİYASEİLKNUR Alevilerin matem ayı sayılan muharre- min 10. günü olan dün. Hz. Hüseyin'in Ye- zid'in ordulan tarafından şehit edilmesinin yıldönümüydü. Islam tarihini iyi bilmeyen- lerin bile ana hatlanyla vâkıf olduğu Ker- bela katliamı ve İmam Hüseyin'in, öldürü- leceğini bile bile Yezid'e karşı direnişi 14. asırdan beri Islam dünyasında haksızlığa ve despotizme karşı savaşanlann sembolü olmuş, onlara ışık tutmuştur. Hz. Hüse- yin'le birlikte yandaşlanrun acımasızca öl- dûrühnesi nedeniyle her yıl muharrem oru- cunun onuncu günü Aleviler ve Şiiler için matem günüdür. O gün, Kerbela şehitleri- ni unutmadıklannı göstermek için siyahlar giyilir ve özel anma törenleri düzenlenerek yas tutulur. Kasım 680'de meydana gelen olayın nasıl ve neden kaynaklandığını ye- niden hatırlayalım. AK'nin halifeligini kabul etmeyen Şam Valisi Muaviye,onun öl ümünden sonra ken- disini halife ilan etti ve Hz. Ali'nin oğlu Hasan'dan kendisine biat etmesinı istedi. Oysa Ali'nin ölüfnünden sonra Kufeliler, oğlu Hasan'ı halife seçmişti. Kufelilerin ya- nı sıra Ali'ye bağlı olan Mekke, Medine, Hicaz ve Yemen halkı da Hasan'a biat etti- ler. Bunu haber alan Muaviye 60 bin kişi- lik ordu ile Irak'a yürüdü. Hasan da onun- la savaşmak için harekete geçti. Özünde ba- nşsever biri olan ve kan dökülmesini iste- meyen İmam Hasan, etrafindaki güçlerin giderek azaldığını ve onlann kavgaya ya- naşmadığını görünce çaresizlikten Muavi- ye ile 5 maddelik bir anlaşma yaparak (6 Temmuz 661) biat etti. Bu anlaşmaya göre, Hasan'a bağlı olanlara eziyet edilmeyecek, hutbelerde babası Ali aleyhinde konuşma- lar yapıbnayacak ve Muaviye öldükten son- ra halife onun soyuna geçmeyecekti. Ancak Muaviye. şartlann hiçbirine uymadı. Hasan'ın aksine kardeşi Hüseyin, Mu- aviye'ye biat etmektense savaşmayı, gere- kirse ölmeyi göze alıyordu. O nedenle ağa- beyinin biat ettiğini öğrenince çok üzüldü. Hüseyin ağlayarak Hasan'ın yanına gelip "Niçin Mua\iye'ye biat ettfaTdiye hesap so- ruyor. Ancak ağabeyi Hasan'ın "Bea öyle uygun gördünT yanıtı üzerine içine sindir- mese de fazla üstelemiyor, onunla birlikte Medine'ye gidiyordu. Muaviye, kendisiyle anlaşma yapmasına rağmen Hasan'ı hep bir tehlike olarak gör- dü. Kendisinin ölmesi halinde halifeliğin Hasan'a geçeceğini bildiğinden onu orta- dan kaldırmayı planladı. Hasan'ın kansı Cude ile anlaştı ve "Hasan'ı öldür. seni oğum Yezjd'le evlendireceğinı" vaadiyle kandırdığı Cude'ye Hasan'ı zehirletti. Hüseyin, ağabeyi Hasan'ın ölümünden sonra Ali yandaşlanrun ısranna karşın he- men harekete geçmedi ve banş koşullanna uyarak Muaviye 'nin ölümünü bekledi. An- cak anlaşmanın hiçbir maddesine uymayan Muaviye, ölmeden önce kendisinden sonra halifenin, oğlu Yezid olacağını ilan etti. On- ce Şam'da, ardından da baskı ve zulüm so- nucunda Kufe ile Basra'da Yezid'in halife- liği kabul gördü. Medine'de ise Hüseyin'in yanı sıra ilk halifelerden Ömer ve Ebube- Idr'in oğullan dahil, ileri gelenlerin birço- ğu Yezid'in halifeliğine karşı çıktı. Mayıs 680'de Muaviye ölünce oğlu Yezid onun yerine geçti. Yezid'in Medine Valisi Velid'e verdiği ilk emir, "Benim haHfeliğhııe karşı çıkan Hüsevin ve diğer iki kişinin biat etme- lerini sagla" şeklinde oldu. Velid, Hüse- yin'den gizlice biat etmesini istedi. Hüseyin bu isteği, karan halkla birlikte alacağını açıklayarak reddetti ve ailesiyle Mekke'ye gitti. Hüseyin'in Mekke'ye gittiğini öğrenen Kufeliler, haber yollayarak onu destekle- diklerini ve Kufe'ye gelebileceğini söyle- diler. Durumu tetkık etmesi için Hüseyin, amcasının oğlu Müslüm bin Akıyl'i Ku- fe'ye gönderdi. Başlangıçta Hüseyin'i Ku- fe'de binlerce kişi destekliyordu. Ancak ge- rekli önlemi alan Yezid, Müslüm'ü öldürt- tü ve Kufelilere baskı uygulayarak halife- ligini kabul ettirdi. Bu arada Hüseyin, am- casının oğlunun öldürüldüğünden habersiz, ondan gelecek haberi beklemeden Kufe'ye doğru yola çıktı. Yakınlannın "Kufetfler dö- nektir. babana ve Hasan'a bile ihanet etti- ler, geri dön" yolundaki uyanlannı dinle- mez. Bu uyanlara karşıhk, "Ben şimdi ar- kamı döneceğim, isteyen bırakıp gjdebüir, hiç kimseye de kızmayaeağım, kınlmayaca- ğnn" der. Bunun üzenne onunla birlikte yo- la çıkanlann büyük bir kısmı aynlır. Geri- de sadece çocuklan, kızkardeşi Zeynep, öl- dürülen ağabeyinin çocuklan ve birkaç sadık adamı kaldı. SÜRECEK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Dosttarımız ve Biz Türktap... Fausto Zonaro adını ressamlanmızın ve sanat ta- rihi uzmanlanmızın dışinda bilen var mı? Türk Hava Yollan'nın dergilerinden birinde kendisiyle ilgili bir ya- zı okumamış olsam, benim de böyle birinden habe- rim olmayacaktı... (Uçakta okuduğum bu yazı ne ya- zık ki bende yok. Fakat Zonaro1 nun oradan öğren- diğim yazgısı hep aklımda.) Şimdi, somut bilgiler verebilmek için bir ansiklo- pediye bakarak özetliyorum: Fausto Zonaro, Italyan asıllı bir ressam. 1854 Padova doğumlu. 9O'lı yıllann başJannda Türkiye'ye gelmiş. Çok usta bir sanatçı ol- mamasına karşın Istanbul'un günlük yaşamını konu alan tablolanyla ün kazanmış. II. Abdülhamrt döne- minde saray ressamlığına getirilerek kendisine ma- aş bağlanmış. Türk-ltalyan savaşının pattak verme1 si üzerine (1911) Türkiye'den aynlmış... Zonaro'nun söz konusu dergide basılan bazı re- simlerini, yaralı bir Osmanlı askerinin gösterildiği bir savaştablosunu, Istanbul'un gezinti yerierinden ba- zı görünümleri daha öncelerde de gördüğümü (bel- ki Resim-Heykel Müzesi'nde?) anımsamıştım. Fakat yazımın konusu Zonaro'nun (bence çok canlı, renk- li, etkileyici) ressamlığı değil... Ansiklopedide, Istan- bul'da yirmi yılı aşkın bir süre kalan ve saray ressam- lığına kadar yükseltilen bu Italyan asıllı sanatçının, ül- kemizden hangi koşullarda ayrıldığının aynntılannı öğrenemiyoruz... Dergide.okuduğum yazıdan anım- sadığımca, Italyanlarla savaşın başlaması üzerine Zonaro'nun saray ressamlığı görevi sona ermiş. Tab- lolannı yok pahasına elden çıkaran sanatçı (bu tab- lolar şimdi nerede?), kovulurcasına, apartopar ülke- sine dönmek zorunda bırakılmış... Dergideki yazıda, Zonaro'nun kendi yurdunda mırtlu olamadığını, İs- tanbul özlemiyle yaşadığını okumuştum. Ansiklope- diden ise, başlığı "Abdülhamit'in Hükümranlığında Yirmi Yıl" diye çevrilebilecek olan anılan olduğunu, fakat bu kitabın dilimize henüz (nedense) çevrilme- diğini öğrendim... Zonaro'nun yazgısı, ülkemize dostluk göstermiş, yaprtlanyla tarihimize ve kültürümüze katkıda bulun- muş yabancı kökenli bir sanatçıya yapılan bir nan- köriük olarak beni üzmüştü ve üzmeye devam edi- yor. ••• Amerikalı ünlü tarihçi, doğubilimci Prof. Bemard Lewis e karşı, Le Monde gazetesinde kendisiyle ya- pılan bir söyleşideki sözlerinden ötürü, önce "Paris Ermeni Forumu", daha sonra da AGRIF adtndakı ırkçi bir Fransız derneği tarafından Fransa'da üstüs- te davalar açıldığını bizim bastnımızdaki haberter- den öğrendim ve davalann gelişimini merakla bekji- yorum... Levvis'e yöneltilen suçlamalar bana kalırsa tutarsız ve şovence. Fakat bu ayn bir konu... Düş- manlığın nedeni ise uluslararası saygınlığa sahip bu ünlü tarihçinin, bir Türk dostu olarak tanınması... AG- RIF'in başında, aşın sağcı Ulusal Cephe üyesi B. Anthony bulunuyor. Milliyet gazetesinde Mine Sa- ulnier'in haberinde (1.6.95) son duruşması 12 tem- muza bırakılan davanın düşmesine kesin gözüyle bakıldığı bildiriliyor. Avukatları arasında Türkiye kar- şitlığıyla tanınan Ermeni asıllı Fransız Milletvekili P. Deveciyan'ın da bulunduğu "Ermeni Dernekleri Fo- rumu"nun açtığı dava ise 21 temmuzda sonuçlana- cak... (Bkz. Cumhuriyet 19.5.95 ve Milliyet gazete- leri.) Bernard Levvis, düşüncelerini savunmaya her ba- kımdan yetenekli bir bilim adamı. Fakat acaba, ülke- mizin ve kültürümüzün dostu bu saygın bilim ada- mını destekleme konusunda, Dışişlerimizin birçaba- sı, girişimi var mı? ••• Dünyanın çeşitli ülkelerinde ülkemizin tarihi, kültü- rü, edebiyatıyla ilgili çalışmalar yapan uzmanlar var. Hem de, hiç kuşkum yok ki, başka ülkeler ve kültür- lerie ilgili meslektaşlarının sahip olduğundan çok da- ha sınıriı olanaklarla... Acaba Kültür Bakanlığımızın ve Dışişleri Bakanlığımızın ilgili daireleri, bu Türko- loji" uzmanlannın kimler olduğuna ve neler yaptıkla- nna ilişkin yeterli bilgiye sahip midir? Hiç sanmıyo-, rum. ••• Bütün ülkeler, kültürlerini, tarihlerini, edebiyatlan- nı, sanatlannı dünya ölçüsünde tanıtmak için birbi- riyle yanştalar. Bu amaçla yatırımlar yapılıyor, ilişki- ler kuruluyor, büyük paralar harcanıyor... Türkiye ise, yeni dostlar kazanmak şurda dursun, var olan dost- lannı bile koruyup savunmaktan, onurlandırmaktan aciz bir ülke görünümündedir... ••• Dünyanın çeşitli ülkelerindeki Türkoloji uzmanlan- na ve hatta öğrencilerine özendirici burslar sağlan- malı, değerli ürünler çeşitli olanaklarla (yarışmalar vb.) ödüllendirilmelidir... Ülkemizin tarihiyle, kültü- rüyle ilgili yapıtlar (tek ölçüt bilimsel ve sanatsal de- ğerlilik olmak koşuluyla) dilimize gecikmeksizin çev- riltilip yayınlanmalıdır. Türkiye'nin kabuklannı kırabil- mesi,dünyayaaçılabilmesi,hakkındaki olumsuz ön- yargılardan kurtulabilmesi için, nankörfük dediğtmiz, bu tür bir köriükten de kurtulması gerekiyor... 'DEP, PKK'nin siyasi kolu' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Doğu ve Güneydoğu Anadolu Böl- gelerinde Meydana Gelen Olaylan Araştırma Komis- yonu, raporunda DEP-PKK ilişkisini, Diyarbakır Ceza- evi'nde tutuklu bulunan bir kişinin ifadesine dayandır- dı. DYP Erzurum Milletve- kili Ismail Köse'nin başkan- lığını yaptığı komisyon üyelerinın imzasına açılan raporda, Türk milletinin birlik ve beraberliğine, top- rak bütünlüğüne yönelik si- lahlı eylemler yapan PKK terör örgütünün gerçek yü- zünü sergilemek için Diyar- bakır E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan bir kişinin ifadesine yer verildiğı belir- tildi. Adının saklı tutulacagı belirtilen eski bir PKK'li olduğu anlaşılan kişinin ifa- desi şöyle: "Türkiye'yi etkileyecek kişilerin bizimlc nasıl içli dt- şı olduğuna dcğinmek isti- yorum. 1991 yılı genel se- çhnlerinde örgütün tattmat- lan doğrultusunda Diyar- bakır Cezaevi yönetimi oia- rak Han'p Dıcle, Leyla Za- na, Orhan Doğan. Sedat Yurtdaş, Mahsun Melik, Zübeyir Aydar gibi isimleria aday olmasında etkili bir rol oynannuşor. Örnek vermek gerekirsc Şırnak'tan millet- vekfli olan Orhan Doğanadk şanıs; bizzat gefip cezaevin- de benimle görûştü ve aday olmak istedigini söyledi. Te- rörün başı olan Apo'ya gön- derdigim bu şahıs, Abdullah Öcalan tarafindan onayian- dı. Orhan Doğan, Seiün Sa- dak. Sım Sakık. Mahmot Alınak, Mahmut Kıhnç. Zü- beyir Aydar, Leyla Zana ad- h DEP'K gnıp, 1992 yıhnda cezaevine ekrek biziınk gö- rüştüler. Bu görüjme sıra- sında Abdullah Ocalan'ın 'Gerekirse Meclis'i terk edin' talimatı üzerinde ko- nuşuldu. Onlann tabiri ile Meclis, örgütün kazandığı bir mevridir, terk edilme- mcsi gerekir. Kısaca DEP, PKK'nin nefes borusudur. Siyasi koludur. Nasıl ki PKK kendinden vazgeçmi- yorsa, ERNK'den \azgeçmi- yorsa DEP'ten de vazgeç- meyecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle