28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Memur, eylem lıazırhğıiKİa• Kamu Çalışanlan Sendikalan Konfederasyonlaşma Kurulu'nun (KÇSKK) karanyla 6 haziranda başlayacak eylemler, 17-18 haziranda 100 bin kamu çahşanımn Ankara'ya yürümesiyle doruklanacak. Metnur Sendikalan Yasa Taslağı'nm geri çekilmemesi halinde ise onbinlerce kamu çalışanı, 19 hazirandan itibaren süresiz iş bırakacak. GÜNNURtLHAN Kamu çalışanlan, sendikalannın grev ve toplusözleşme yapmalannı yasakla- yan, mülki amirlere ise sendikalannı ka- patma yetkisi tanıyan Anayasa Komis- yonu karanyla. Memur Sendikalan Yasa Taslağı'nm gen çekılmesı için haziran ayında "öfâm kalım savaşT vermeye ha- zırlanıyor. Kamu Çalışanlan Sendıkala- n Konfederasyonlaşma Kunılu'nun (KÇSKK)karanyla 6 haziranda başlaya- cak eylemler, 17-18 haziranda 100 bin kamu çahşanının Ankara'ya yürümesiy- le doruklanacak. Memur Sendıkalan Ya- sa Taslağı'nm geri çekilmemesi halinde ise onbinlerce kamu çalışanı, 19 haziran- dan itibaren süresiz iş bırakacak. KÇSKK çatısı altında toplanan 32 ka- mu çalışanı sendikasına üye onbinlerce Kamu çalışanlan grev li sendika istekleri için en son 20 nisanda e>lem yapmışü. kamu çalışanı, beş yıldır bekledıklen grev ve toplusözleşmeli sendika hakkı içeren bir yasal düzenlemenın yapılma- sını engelleyen Anayasa Komisyonu ka- ran üzerine bır dızı eylem gerçekleştire- cek. KÇSKK dönem sözcülüğü yapan Eğitim-Sen'in Genel Basın Yayın Sekre- ten Başyürek Attun, "Haziran ayında iş- verenimiz deviet ile besapiaşma yaşayaca- gız. Anayasa Komisyonu'nun karan bi- zmı için ölüm fermanı. Bu karann çıkma- sına izin vermeyeceğiz. Bu sonuç abcı bir eylem olacak" dedi. Altun, Anayasa Komisyonu'nun öne- nsının TBMM'den geçmesı halinde ka- mu çalışanlan sendikalannın toplusöz- leşme ve grev haklannm gasp edıleceğı- ni behrterek "Herkes bilir ki Türtdye'de anayasalar ancak askeri darbelerle değiş- tiriiebilir. Bizim uluslararası sözleşmeler- den doğan haklarumz anayasa Ue yasak- lanmak isteniyor* dedı. Anayasa Komisyonu'nun karanyla mülkı amirlere sendika kapatma hakkı tanmdığmı da kaydeden Başyürek Altun şunlan söyledi: "Kamu çalışanlan, mü- cadelesinin en kritik dönemini yaşıyor. Haklarunızı gasp ettinnejeceğiz, Bu de- mokratiklesnıe aldatmacasına kanmaya- cağız. Kamuoyunun kandınimasına da göz } u m ma> acağız." Yargıtay Daıreler Kurulu'nca kapatma karan verilen Tüm Haber-Sen Sendika- sfnın Genel Başkam İsmail Çınar, "Bu sakiınnın bir amacı toplusözleşme vegrev hakkı içermeyen yasal düzenleme yap- mak iken diğer amacı ise panik \ aratarak örgütJülüğümü/ü dağıtmaktır. Ama biz bu sakündan da gûçlenerek çıkacağız" dedi. Sendikalannın kapanlamayacağını be- lırten Çınar, Yargıtay Genel Kurulu'ndan karann düzeltilmesini ve "içtihadı birteş- tirme" karannın yanı sıra Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'ndan da altuıa imza attığı ILO sözleşmelerinin gereğini yeri- ne getirmeyen hükümetin yargılanması- nı ısteyeceklerini kaydetti. Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Vkdan Baykara ise Anayasa Komisyonu'nun ka- ranyla, Yargıtay Daireler Kurulu'nun Tüm Haber-Sen'i kapatma karannı "eş- güdfimle ahnrrus sryasi karar otorak" nitelendirdi. Grev ve toplusöz- leşme hakkı için mücadele eden kamu ça- lışanlanmn beş yıllık mücadele ıle kazan- dıklan sendika haklannın da ellerinden alınmak istediğinı kaydeden Baykara şöy- le konuştu: "Once kâjbettirip sonra bul- duracaklar. Ancak sonuçta btıkluğumuz şey ölü olacak. Biz blöfü görüyonız. Hak- larunızı gasp ettinneyeceğiz'" dedı. 190 bin işçinin örgütlü olduğu 38 sendikanm sözleşmesi, Yüksek Hakem Kurulu yolunda Işçiden YHK girdabına tavır GÜNEŞGÜRSON ANKARA -Kamu sözleşmele- rinde idari maddelerde yaşanan tı- kanıklık sürerken Türk-lş, "uyuş- mazfak" silahmı çekti. Türk-lş Yö- netim Kurulu, sendikalara, uyuş- mazlık zabıtlannın bır an önce tu- tulması için genelge gönderdi. 1995 yılı bütçesınde ücret zammı öngörmeyen hükümetin talimatı üzerine, kamu işveren sendikalan, ücrete bağlı idari maddelenn "don- durulmasını" gündeme getirdi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral. hükümetin "4 bürokrahn elinde oyuncak olduğunu ve işçinin köle gibi çalışmasını istediğini" sa- vunarak "İşçi düşmanlannın man- Ûğı, geri geldi. Direnmelerinin se- bebi, pazarhk marjı ouışturmak. Takvüne göre uyuşmaztığa gidiör" dedı. Meral, sözleşmelerle ilgili ola- rak yaptığı değerlendirmede, hü- kümetin "sosyal devlet" kavramıni ortadan kaldırdığını vurgulayarak " tstiyorlar ki işçi; kölegibi cahşsın, karnuu doyursun, \llah'a şükret- sin. Manbk bu. Yatandaş kavramı. sosyal devlet kavramı ortadan kal- dırilmış'" dedı. Bu yıl hükümetle pazarhk masa- sına oturacak olan 600 binı aşkın kamu işçisınden, grev ve lokavt ya- sağı kapsamı içinde bulunan 190 bin işçinin sözleşmesi için Yüksek Ha- kem Kurulu (YHK) tehlikesının bu- lunduğu belırtildi. Idari maddeler- deki tıkanmayı, "acjnaza sürükle- me potitikası" olarak nitelendiren sendikalar. "YHK girdabında söz- teşme bağtdanmastna" karşı toplu olarak tavır geliştireceklerini belirt- tiler. Türk-lş'e bağlı 12 sendikanın örgütlü olduğu 37 işyerinde çalışan toplam 190 bin 430 işçinin toplu iş sözleşmesinin, uyusmazlıgın sonuç- lanmaması durumunda, YHK'de bağıtlanabileceği ifade edildi. YTONG'la yapılan binalann yapımcılarına ve binada yaşayanlara sağladığı avantajlar tüm dünyada olduğu gibi artık ülkemizde de göriilüyor... Örneğin: Isı yalıtım üstünlüğü... Deprem ve yangın güvencesi... Binaya kazandırdığı çağdaş kimlik... Konforv.s... Bu nedenle günümüzde yapımcılar da, konut satın alanlar da, yapılarda YTONG'u seçiyorlar, anyorlar. Oysa inşaatta YTONG'u kullanmanın ve YTONG'lu binalarda yaşamanın görünmeyen kazançlan çok daha büyük. YTONG hafıf bir malzeme olduğundan inşaatlarda demir, çımento, kum. çakıl v.s. malzeme kullanımını azaltıyor. Isı yalıtım üstünlüğü ile. konutta yaşayanlara getirdiği, %50 yakn tasarrufu yanmda binanm ısıtma ststemlerinde ilk tesis masratlannı azaltarak yapımcılara kazandmyor. Kolay işleniyor, işçilikten, zamandan, nakliyeden, önemli kazançlar sağhyor. Yapıya ve yapımcısma prestij kazandınyor, binanın değerini arttınyor, paraya dönüşümünü hızlandınyor. Ne varki bu kazançlar ilk bakışta göriinmüyor. Basit de olsa, bir hesap gerektiriyor. YTONG' raha nftsı yok /;. TÜRK YTONG SANAYİ A.Ş Kaynarca, Pendik 81?00 tstanbul Tel: 0(216)396 66 00 Fdks 0(216) 196 19 61 Istanbul'da 10 Katlı, 40 daireli ömek bir binanın mukayese tablosu Kullanılan Malzeme Radyatör dılimi Kazan yuzeyı Demır Sıva Geleneksel 1600 adet 28 m2 103,86 ton 600 ton Ytong ile 1000 adet 17 m2 88,18 ton 300 ton Gelin bu hesabı sizin inşaatınız için de yapahm. YTONG'un fıyatıyla kıyaslanamayacak kadar mükemmel bir yapı malzemesi olduğunu siz de görecek, siz de kazanacaksınız. İsverenin önerisi Sosyal haklarda kısıtlama ANKARA (Cumhuri>«t Bürosu)- Kamu işv eren sen- dikalannın, Türk-lş'e bağlı sendikalara 1995 dönemi toplu iş sözleşmeleri görüş- melerinde idari maddeler konusunda yaptığı öneriler- de, çalışanlann ücret ve sos- yal haklannda kısıtlamalara yer verildi. Kamu işveren sendikala- nnın önerilen, şöyle sıralan- dr Yıllık ücretli izin: Yeni sözleşmenin yürürlük tari- hinden sonra işe giren işçi- lenn yıllık ücretli izinleri konusunda İş Yasası hüküm- len uygulansın. İzin süresi için, yemek parası ödenme- sın. Fazla mesaikr: tşçilerin fazla mesaı yapmalan konu- sunda peşin onay verilsin. Fazla mesaiyi önceden bıl- dirme yükümlülüğü kaldı- nlsın. Fazla mesai ücretleri- ni, diğer ödemelerle birlikte yapma yükümlülüğü kaldı- nlsın. lkramiyeter: Ikramiyele- rin hesaplanmasında fıilen çalışılan süre gözönüne alın- sın ve toplu iş sözleşmesi ile çalışılmış gibi sayılan günler için ikramiye ödenmesın. Sanat ve ağırlık zammı gibi ucrete eklenen ödemeler, ik- ramiyede gözönüne alınma- sm. Ikramiyeler, çıplak ücret üzerinden ödensin. Hafta tatüi: Hafta tatiline hak kazanabilmek için, top- lu ış sözleşmesi gereği çalı- şılmış gıbı sayılan günler ip- tal edilsin. Yasada belirtilen genel tatil günleri dışında, toplusözleşme ile tatıl edi- len günlerde ücret ödenme- sin. Jübile: tşçilere jübılede verilecek hediyeler, paraya çevrilsin ve ödensin. İhbarönelkri: Sözleşme- nin imza tarihinden sonra işe girenlere, İş Yasası'nda be- lirtilen süreler uygulansın. Servis: Servisler kaldın- larak, yol parası ödensin. tşletme ürünlerinden ya- rarlanma: Işçilerin işletoıe ürünlerinden yararlanma hükmü toplu iş sözleşmesin- den çıkanlsın. Haftalık çalışma süresi: Tanm ve Köy lşleri Bakan- lığı taşra teşkilatında hafta- lık çalışma süresi 40 saat iken, işveren 46 saate çıkar- mak istiyor. lüketim kooperatifı: Top- lusözleşme metninden çı- kanlsın ve bu konudaki işve- ren yükümlülükleri sona er- sin. SŞKeksiködemeleri: Ge- çıci işgöremezlik durumun- da SSK'nin eksik ödemesi- ni isverenin tamamlaması uygulamasına son verilsin. Pozisvonda çalışürma:' tş- çiler, idarenin ihtiyaç duy- duğu diğer işlerde de çalış- tınlabilir' gibi hükümlerge- tiribnek isteniyor. Yatacakyer: İşlerine ge- çici görevle gelen işçilere yatacak yer temin edilir' hükmü çıkanlmak isteniyor. İdari izin: İşçinin yıllık ücretli iznı mevcutsa toplu iş sözleşmesinde yer alan ücretli idari izin verilmesin. Süt-yoğurt: Zehirleyici iş- lerde çalışanlara her gün ve- rilen 1 kilogram yoğurt ve süt uygulaması kaldınlsın. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Devlet Mafyalaşırsa... Emin Cankurtaran da mafya kurşunlarından nasibini aldı. Allah'tan tetikçilerden birinin silahı tu- tuklukyapmış da çapraz ateşten kurtulrnuş. Sanı- yorum yaşamını buna borçlu. Benim bildiğim maf- yanın silahlan tutukluk yapmazdı. Verilmış sadaka- sı varmış. Geçmiş olsun. Bakıyorum gazetelere, günlerdir herkes devleti anyor. Doğrusu bu "arayışın" nedenlerini anlamak- ta zorianıyorum. Yahu devlet görevinin başında. Devletin görevlileri de görevlerinin geregini yerine getiriyoriar. Özalizmin demokratlık ve devrimcilik sayıldığı bir ülkede, devlet görevlileri bundan baş- ka ne yapariar? Eğer emniyet güçleri "beslenmese" ve göz yum- maları sağlanmasa, mafya mı çıkar ortaya? Eğer adalet mekanizması "fe/ç olmasa", eğer adalet da- ğrtımı gerçekleşse, kim çalar mafyanın kapısını? Eğer devletin yasalan, bunlan uygulamak ve gere- gini yerine getirmek zorunda olan insanlar tarafın- dan uygulanmazsa; elbette devletin yasalan yeri- ne başka yasalar geçerii olur ve elbette bu yasa- lann geregini uygulayacak birileri ortaya çıkar. Devlet görevinin başında ama devletin görevli- leri görevlennın başında değiller. Devletin görevli- leri kendilerini kurtarmaya çalışıyoriar. Bir hükü- met başkanı "Benim memurum işini bilir" der ve başında kıyamet kopmazsa, elbet mernur "işini bilmeye" uğraşır. Ve işini bilenler takdir edilir ve ödüllendirilir; işini bilemeyenler ise enayi yerine ko- nur. Bu ülkeyi yönetenlerin ya da yönettiklerini sanan- lann aymazlıklanna ve şaşkınlıklanna akıl erdirmek mümkün değıl. Enflasyonun yüzde 150 olduğu bir ülkede, memurlara yüzde 50 zam veren bir hükü- met, bu memurlann ne yiyip ne içtığini hiç mi me- rak etmez? "Biz bu adamlara yaşayabilecek kadar birmaaş ödemezsek, bu adamlarbuparayı biryer- den bulmak zorunda kalırlar" düşüncesi hiç mi fi- lizlenmez kafalannda?.. Rüşveti alan, işini canla başla yapıyor. Ama şun- dan, ama bundan; rüşveti almayan ya da alama- yan, işini ya "lütfen" yapıyor, ya hiç yapmıyor. Şi- kâyet etseniz, edecek makam yok. Şikâyet maka- mının sorumlusu da aynı dertten "muzdahp"... Civan skandalının ardından neler çıktığını, hay- ret ve ibretle izledik. "Bu pisliği nasıl örtbas ede- cekler?" diye merak etmiştim. Vallahi becerdiler. A- ma o gün bugün mafya silahlan susmuyor. Niye sussun?.. Herkesin çaldığı çırptığı yanina kâr kal- dı. Edes yurtdışında gününü gün edıyor, Civan iler- deki mutlu günleri düşünerek gün sayıyor... Olan Uğur Kılıç'a oldu. Kuşadası halkı gazetelere çarşaf çarşaf ilan ver- miş. Devleti anyorlarmış. Sanki dağa taşa ımar iz- ni veren belediye sorumlulannı kendileri seçme- mişler gibi. Sankı trilyonluk rantlan toplayanlan kendileri "baştacı" etmemışler ya da en azından bu pısliklere göz yummamışlar gibi... Birkaç yıl önce Kuşadası futbol takımı Türkiye 1. Ligi'nde oynamanın gayreti içindeydi. O günün pa- rasıyla yüz milyonlar harcıyoriardı. Nereden geliyor- du bu paralar? Bir ilçe halkınm olanaklan, bir takı- mı 1. lige çıkarmaya yeter miydi? Bizim Vefa, 3. lig- de bile tutunamadı. Şimdi yeniden 3. lige çıkabil- menin hesaplannı yapıyor. Ve o günlerde takımla- nnı alkışlayanlar, bu değirmenin suyunun nereden geldiğini düşünmeyenler, şimdi devleti arıyorlar. Devlet hep oradaydı. Ama çalıştırmayanlar ve ça- lıştırmayanlara göz yumanlar, şimdi bunun fatura- sını ödüyoriar. Aynı şey Alanya için de söz konusu. "Akarken toplamair diyerek, çılgınca büyümeye çalıştılar. Binaları ve tesisleri diktikleri zaman her şeyin çö- zümleneceğini sandılar. Nerede bunun yetişmiş elemanı, nerede altyapısı? Altyapı demek sadece su ve kanalizasyon demek değil. Altyapı denildiği zaman en önce "insan altyapısı" gelir. Eğer gel- mezse, işte böyle felaketler başa gelir... Devlet, devlet olmaktan çıktı. Hani çözüm ola- cağına milyonda bir inansam, "Su dey/ef çökmüş- tür, ikinci cumhuriyeti ilan edelim" diye bağırma- ya ben de başlayacağım. Ama devletin "militarya- pısını" ortadan kaldıracağım diyerek, sorunlan "mafyaya ihale etmenin" de çözüm olacağını dü- şünmüyorum. Eğitim ve sağlık hizmetlerini özel sektöre devret- meye çalışıyor birileri. Adalet ve güvenlik de maf- yaya devredilirse, seyreyleyin gümbürtuyü... Zaten ülkenin belli birbölümünde "aşiret koruculan" mil- li savunmayı da üstlenmiş durumdalar. Gene aynı bölgede özel timler de kendi yasalarını uygula- maktaymışlar. Galiba "devleti küçültme" denen şey böyle oluyor... Ve biz içerde böylesine "zaafa uğramışken" el- bette dışarda da itip-kakıyoriar bizi. Türkiye pasa- portu, sanki "vebalı belges". Hangi gümrük kapı- sına giderseniz gidin, bu pasaportu gördükleri za- man, "Gel kenara"diyoriar. Kahroluyoruz... Emin Çölaşan'ın "minikkuş"u, Sayın Başbaka- nımızın askerde olduğu rivayet olunan oğlunun ABD'de olduğunu söylemiş. Pek yanılmaz, ama umanm yanılmış olsun. Artık kepazeliğin bu kada- n ne duyulmuştur, ne de işitilmiştir. Sanki bir "körler" ve "sağırlar" ülkesindeyiz. A- ma "dilsizler" ülkesi olmayacağız, olmamalıyız. Ve umudumuzu da yitirmemeliyiz. Zira umutsuzluk yenilginin yansıdır... Özel okul ücreüeri yîne cep yakıyor tstanbul Haber Servi- si- Özel Türk ve yabancı liselerin 1995-1996 öğre- tim yılı ücretleri. 100 mil- yon lira ile 422 milyon li- ra arasında değişiyor. Bazı özel okullann önü- müzdeki öğretim yılı üc- retlen şöyle: Istek Vakfı Bılge Kağan Lisesi 145 milyon, Semiha Şakir Li- sesi 145 milyon, Atanur Oğuz Lisesi 135 milyon, Kemal Atatürk Lisesi 135 milyon, Belde Lisesi 130 milyon, Acıbadem Lisesi 130 milyon, Uluğbey Li- sesi 125 milyon, Kaşgarlı Mahmud Lisesi 95 mil- yon, Acıbadem llkokulu 130 milyon, Acıbadem Anaokulu 130 milyon lira (taksitli ödeme ücretleri). Tarhan Lisesi 112 mil- yon KDV hariç, Heki- moğlu Lisesi 117 mih/on 720 bin, Cent Lisesi 140 milyon (KDV hariç), Ah- met Şimşek Lisesi 98 mil- yon (KDV hariç), Şaint Joseph Fransız Lisesi 126 milyon 850 bin (KDV ha- riç), Uğur Lisesi 156 mil- yon (KDV hariç), Notre Dame De Sion Fransız Kız Lisesi 137 milyon, St Pulcherie Fransız Kız Or- taokulu 137 milyon, St. George Avusturya Lisesi 143 milyon (KDV hariç), Gökdil Lisesi 138 milyon 600 bin (KDV hariç), Mo- da Lisesi 145 milyon (KDV hariç), ltalyan Li- sesi 125 milyon, Robert Lisesi 242 milyon, yatılı bölümü422 milyon, Orta- doğu Lisesi 129 milyon.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle