Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MAYIS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
rürk sinemasımn zor günler
geçirdiği bugünlerde,
sinemaya taze kan
getirmek ve üretimi
arttırmak amacıyla 10
yönetmen bir araya gelerek Sinema
Vakfı 'nı kurdu. Vakıf, Ömer Kavur
başkanlığında Ali Ozgentürk, Atıf
Yılmaz, Barış Pirhasan, Erden Kıral,
Irfan Tözüm, Memduh Ün, Orhan
Oğıtz, YusufKurçenli ve Zeki
Ökten den oluşuyor. Sinema Vakfı
öncelikle nisan ayında gazetelerde
yayımladıkları
"Açık Mektup "la kamuoyuna
kendilerini tamttüar.
Mektupta yönetmenler; tüm dünyada
sinemanın yüzüncü yılının kutlandığı
bugünlerde Türk sinemasımn içinde
bulunduğu duruma dikkati çekiyor,
finans zorluklarının alîını çizerek ilgili
kurulus ve kişileri kendi paylarına
düşenleri yapmaya çağırıyorlardı.
Sinemamıza destek olanfonların kısa
zamanda kullanıma açılması,
sinemada özgürlük ortamını güvence
altına alacakyasaların bir an önce
çıkarılması, fılm üreten yapım
şirketlerine belli vergi
bağışıkhklannın getirilmesi, fılm
yapımma sponsorluk desteği veren
fınans kuruluşlarının bu miktarı
vergiden düşebilmelerini sağlayacak
yasamnı çıkarılması ve sinemamızı
dünyaya tanıtmak için güçlü bir kurum
yaratarak bunufınanse etmenin,
devletin değişmez kültür poliîikası
haline getirilmesi taleplerini bir kez de
yûksek sesle söylüyor ve çözüm
önerilerini somut bir biçimde
sıralıyorlardı.
Geçtiğimiz gûnlerde, Conrad
Oteli 'nde gerçekleştirilen bir
kokteylde kendilerini tanıtan vakfın
kurucu üyeleriyle görüşerek, kuruluş
amaçlarını ve hedeflerini öğrendik:
PELİNÖZER
Tiirk smeması öhııesiı ı...
G
erçeği
ifade
ediş
biçimi, estetik
ve sanatsal
anlayışlanmız
farklı da olsa
belli bir
düşüncede bir
araya geldik.
j L
Q
t
Amaç, üretimin
arttınlmasını desteklemek
ATIF YILMAZ: Sinema vakfı bir
ihtiyaçtan doğdu. Türk sinemasın-
da son iki yıldır üretim neredeyse sı-
fıra indi. Vakfin temel amacı Türk
sinemasında üretimin arttınlmasını
desteklemek. Vakıf kuruculan özel
yapimev leriyle ve kuruculanyla ba-
ğımlı değil, tüm Türk sinemasına
açık. Yani hazır ve iyi bir projesi
olan tüm sinemacılara özellikle
genç yönetmenlere destek vermeyi
amaçlıyor. Yalnız şu anda vakfin ha-
vuzunda önemli bir para toplanma-
dığı için şimdilik bütçenin üçte biri
bu fona aynldı.
Çeşitli üniversitelerin sinema bö-
lümlerinin veremedikleri uygula-
malı bir sinema eğitimi vermeyi
amaçlıyoruz. Sinemanın sorunlan-
nı anlatan bir yayın yapmayı amaç-
lıyoruz. Bunlan gerçekleştirebil-
mek için de hem sinemanın önemi-
ni maalesef farketmeyen başta Baş-
bakan olmak üzere Türkiye Cumhu-
riyeti hükümetini. hem çeşitli tele-
vizyon kurumlannı. hem de büyük
ricari ve sanayi kuruluşlannı sine-
mayı desteklemeleri için harekete
geçirmeye çalışıyoruz. Sponsorluk
kurumunun işlemesi için Meclis'e
birönceki Kültür Bakanı tarafından
verilmiş tek maddelik bir yasa tasa-
nsı var.
Bu yasa tasansı. büyük holding-
lerin, işadamlannın sinema ve tiyat-
roya yapacaklan desteklerin yüzde
yüzünün vergiden düşürülmesi tek-
lifmi taşıyor.
İçinde bulunduğumıız
dıınımdan kurtulmalıyız
Yeniden güven
tazelemek için
ALİ ÖZGENTÜRK: Devlet,
medya ve sistemin oluşturduğu ik-
tidarlar var. Buna karşı sivil örgüt-
lerin oluşması gerekiyor. Yaratıcılı-
ğın özgürlük alanını genişletmek,
yaratıcılığın sinema alanında ger-
çekleşmesini sağlayıcı fizik koşul-
lan üretmek amacıyla Sinema Vak-
fı'nı kurduk.
Vakıf; enerjileri, düşünceleri tabii
kı herkesin farklı yaratıcılıklan ve
özgürlükleri yedekte tutularak ku-
ruldu. Türkiye'de bütün kurumlar
gibi sinema alanı da tahrip edıldi,
saygınlığı zedelendi. Kolay bir şe-
kilde bilgisizlikle ya da başka ne-
denlerle sinemamız saldınya uğra-
dı yıllardır.Kendi kendıni tüketen ve
toplum tarafından tüketilen bir du-
ruma girdi. Yeniden bir güven taze-
lemek gerektiğine inanıyoruz. Bu-
nun için fılm üretmek, film üretme-
nin alanını hazırlamak ve finans
kaynaklan bulmayi amaçlıyoruz.
Türk Sineması adına yararlı
ORHAN OĞUZ: Bu vakfı kur-
maktaki asıl amacımız Türk sine-
masını iyileştirmelc, Türk sineması-
nı teknik açıdan yükselterek kalite-
li ve nitelikli filmlerçekmek. Bunun
dışında bir çok etkinlikler olacak.
Sinema okulu açmayı amaçlıyoruz.
Türk sineması için çok değerli bir
şey yaptığımıza inanıyorum. Böyle
bırdönemde 10 yönetmen birleştik.
Zannediyorum Türk sineması adına
çok yararlı olacak.
Ömer Kavur Ali Ozgentürk
ÖMER KAVUR: Sinemanın için-
de bulunduğu ortamdan yola çıkıla-
rak böyle bir birlikteligin, boyle bir
dayanışmanın bir vakıf çatısı altın-
da oluşmasının gerçek bir ihtiyaç ve
görev olduğu anlayışıyla bir araya
geldik. Vakfin amacı, sinemamızı,
içinde bulunduğu bu dunımdan kur-
tarmak. Öncelikle üretimi sağlaya-
bılmek. film çekilmesine imkân ta-
nımak lazım. Vakfin ilkeleri çerçe-
vesinde, mekânlan ölçüsünde tüm
projelere destek sağlayabilmek de
var. Bunun için sponsorluk imkân-
lannı uzun süreden beri araştınyo-
ruz. Bu konuda faaliyetlerimiz sür-
mekte. Nitekim başanlı iki girişi-
mimiz oldu. Efes Pilsen'in katkıla-
nyla vakıf. tüm proje üyelerinın yö-
neteceği 20'şer dakikalık sevgi te-
malı iki uzun metrajlı fılm gerçek-
leştiriyor. Haziran ayında çekimle-
rine başlanacak olan bu filmlerin
senaryolan hazır. Vakıf aynı zaman-
da sinema eğitimi üzerine de bir
şeyler yapmayı amaçlıyor. Bir de
kuramsal yazılardan oluşacak bir
süreli yayın projemiz var.
Görülmemiş bir dayanışma
YUSUF KURÇENLİ: Vakıf as-
lında bir tıkanıklıktan dogdu. Bu, si-
nema sektörünün tıkanıklığıydı. As-
lında sektörden söz etmek de zor,
çünkü yalnızca sinema yapmak iste-
yen insanlann uğraşlan var ortada ve
bu insanlar da on-on beş kişi yalnız-
ca. Aynı amacın peşinde olan insan-
lann bir araya gelmesi gerektiğini
düşündük ve böylece vakıf doğdu.
Bu aynı zamanda bir dayanışmayı
ıfade ediyor. Bu, bugüne kadar sine-
mamızda maalesef görülmeyen bir
dayanışma
Buradan yola çıkarak sinema eği-
timınden sinema üretimine kadar iyı
ürünler ortaya çıkaracağımızı düşü-
nüvonım.
Banş Pirhasan Orhan Oğuz
Nitelikli senaryoya destek
Sinema okulu oluşturulacak
BARIŞ PİRHASAN: Hem vakıf-
ta olan arkadaşlann film yapmala-
nnı kolay laştıncı birfon oluşturmak
hem de bu fondan özellikle genç si-
nemacılann, kaliteli projelen olan-
lann yararlanmalannı. sinema ala-
nında yatınm sağlamayı amaçlıyo-
ruz. Benim kişisel görüşüm bu vak-
fin aynı zamanda Türkiye'de çok ek-
sikliğinı gördüğümüz uluslararası
sinema okullan ağına. özellikle Av-
rupa sinema okullan agına bağlı uy-
gulamalı eğitimveren bir yüksek si-
nema okulu oluşturmak.
tkincisi yıne özellikle bizim ko-
şullanmızı değiştirecek ve dünya
standartlannı gözeten uluslararası
projelere özellikle katkı sağlamak
ve yardımcı kuruluşlarla anlaşmalar
yapmak.
Sponsorlar sinemanın
önemini kavramalı
İRFANTÖZÜM: Bir ülkenin kül-
türünü, yaşama biçimıni, sinema sa-
natının dünya insanına en ıyi ifade
edeceğini düşünüyorum. Sanıyorum
tüm kurucu arkadaşlarla aynı şeyle-
ri düşündüğümüz için bu anlayışla
böyle bir vakfı kurmaya karar ver-
dik. Onlarca genç insan sinema ala-
nında eğitim görüyor, bu insanlara
kendilerini ifade etme ortamı yarat-
mamız gerektiğinin sorumluluğunu
duyuyoruz.
Üretimi gerçekleştirmek ve sayı-
sal olarak fazlalaştırmak için bu
vakfı kurduk. Sponsorlann, işadam-
lannın sinemanın ne kadar önemli
olduğunun farkına varmalannı sağ-
lamak, onlarla işbirliği içine girmek
de hedeflerimiz arasında. Efes Pil-
sen üç yıldır sürdürdüğü çeşitli pro-
jeler dışında vakfin kurumsal spon-
soru oldu.
MEMDUH ÜN: Bir kaç seneden
beri Türkiye'de film üretmek çok
zor. Yatınlan paranın geri gelme ola-
sılığı olmayınca ne kadar dayanıla-
bilir bir işte. Sinemada da aynı şe-
kilde. Sinema öyle bir sanat ki pa-
raylayapılıyor. Mekanizmanın işle-
mesi lazım, işlemeyince bu vakfı
kurmak gereğıni duyduk. Vakfi ku-
rarken amacımız - tabii eğer vakfin
havuzunda gerekli parayı toplaya-
bilir, sponsorlar bulabilirsek- film
üretmek, aynca genç kuşak sinema-
cılara olanaklar tanımak. Yalnız
genç kuşak sinemacılar değil, her-
hangi bir yönetmen arkadaşımızın
iyi ve nitelikli birsenaryosu için va-
kıf destek olacak.
Kaliteli film yapacaklara açık
Erden Kıral Yusuf Kurçenli
ERDEN KIRAL: Vakıfta yapım-
cı yönetmenler var. Yapımcının ay-
nı zamanda yönetmen olması gere-
kiyor. Yaşam koşullan özel olarak
sinemamızın koşullan bizi bir ara-
ya getirdi.
Gerçeği ifade ediş biçimi, estetik
ve sanatsal anlayışlanmız farklı da
olsa belli bir düşüncede bir araya
geldik.
Üretim hızlanacak, dolayısıyla
Türk sinemasımn anlatım sorunlan
da tartışılacak ve daha kaliteli işler
yapabileceğiz sanıyorum. Böyle ku-
ruluşlarda çıkarlan doğrultusunda
insanlar bir araya gelir.
Bizim de çıkarlanmız aynı doğ-
rultuda ama bu bir klik, bir hareket
değil. Bu aslında ilk filmini yapacak
sinemacılara ve sinema sanatını
kendine sorun eden insanlara, dola-
yısıyla Türk sinemasımn kaliteli
film yapacak insanlanna açık bir va-
kıf.
Bu çeşit vakıflan ben gerek Al-
manya'da gerekse Isviçre'de incele-
dim. Çok iyi sonuçlar aldılar. Söz-
gelimi Almanya'da Fassbinder,
Wim VVenders v:
e SchJöndorff bir
araya geldıler yıllar önce ve bir va-
kıf kurdular.
Sonra bu vakıf kendi dağıtım şir-
keti ve ağını da kurdu. O kadar bü-
yüdü ve güçlendi ki sonunda bütün
bu kuruluşu Spiegel dergisi satın al-
dı.
Nathalie Sarraute: Yazmak benim hayatan
Küttür Servisi- Nathafie Sarraute yaz-
mayı bir yaşam biçimine dönüştürebilmiş
bir yazar. 18 temmuzda 95 yaşına basacak
olan Sarraute, neredeyse 70 yılı aşkın bir
süredir yazmayı sürdürüyor. Şu sıralar
Fransızlar, Milli Kütüphane'de yazar için
hazırlanan bir sergiyi gezme fırsatı bulu-
yorlar. Fransız edebiyatının bir çağı kap-
layan serüveninin içinde yer alan Sarraute
ıle Fransız Le Figaro gazetesinde yayımla-
nan söyleşiyi sunuyoruz:
- Krtaplannızı hâlâ bir cafede vazmavı
sürdürüyor musunuz?
Bugün artık evimde yazıyorum. Zaman
zaman Paris'te, zaman zaman da Val d'Oi-
se'deki evimde. 20 yılı aşkın bir süre evi-
min yakınındaki bir cafede yazdım. Sabah
saat 10.00'da gider, öğlen saatlerinde gen
dönerdim. Hep aynı masaya otunırdum.
Müşterilerin gürültüsü bana oldukça iyi ge-
lirdi. Orada, dış dünyayla hiçbir bağım ol-
madan yapıtıma yoğunlaşıyordum. Ne ya-
zık ki insanlar kahvelerini bitirdikten son-
ra meraklı bir havAan gibi benı gözetleme-
ye başlıyorlardı. Ben oraya yalnız olabil-
mek için gidiyordum ama bu mümkün ol-
muyordu.
- Hiçbir akademi vejüride görev abnıyor-
sunuz. Bu çok kesin bir karar değil mi?
Kışısel olarak gızlenmeyi çok severim.
Öte yandan, bir süre için Medıcıs Ödülle-
ri'ninjürisindegörev aldıysamdaedebıyat
otontelerinden nefret ederim.
- "Yeni Roman" akımı bazı yazartann
oluşturduğu bir gnıbu temsil edhordu. Bu
sizi rahatsız ernıedi mi?
"Yeni Roman" akımı içindekı yazarlar
olarak bizlerbirbirimizi tanıyorduk Ancak
hiçbir zaman gerçeküstücüler gibi toplan-
tılar yapmıyorduk Herkes kendi istediği
doğrultuda düşünüyor ve yazıvordu. Son-
ra kendimi tamamen Breton \e hareketı-
nin yanında buldum. Yalnızca Henri Mic-
haux beni ilgilendirmişti.
- Sizce "Yeni Roman", edebiviın gelistir-
dimi?
Bu bir gelişim sorunu değil. Proust'a gö-
re, ileriye gidebilmek için birkaç adım atıl-
dı. Onlarla aynı yollarda yürümek bana hıç
ilginç gelmiyordu. Yazmaya başladığımda
kimse bir şey anlamıyordu. Yavaş yavaş ba-
zı şeyler bilinçlendı. Bugün artık alıştılar.
- Kitaplanmz 26 dile çe\T0di ve siz Pleia-
de Kitaplığı"na kabul edildiniz. Başlangıç-
ta herkesin reddettiği bir \azar için oiduk-
ça başanlı bir noktadasımz.
Gallimard Yayınevi'nden Jean Paulhan
"Tropismes"ı gen çevirdikten sonra Jean-
Paul Sarrre kefil olduğu halde "Pttrtrait
d'un İnconmı" adlı kitabını yayımlama-
makta diretti. Sartre'a kitabı basmak için
kâğıtlan olmadığını söyledi. Maurice Na-
deau ve Francois Erval sayesinde Robert
Marin kitabı yayımladı.
- "Yeni Roman" akımı içinde yer alan Id-
taplan >ayımlayan les Edıtıons du Mınu-
it" yavmevine pek ilgi göstermediniz?
Alain- Robbe Grillet Claude Simon, Ro-
bert Pinget ya da Michel Butor'dan daha
önce kafa yormaya başlamıştım. Galli-
mard'da Editions du Minuit'de olduğun-
dan daha özgürdüm. Ama şunu da unutma-
mak gerek: "Tropismes"in ıkinci baskısı
altı yeni metin eklenerek Edition du Mmu-
it'den, hem de Alain-RobbeGriHet'nin "La
Jjüousie" adlı kitabıyla aynı zamanda çık-
mıştı. Emiie Henriot iki kıtabın eleştirisinı
birlikte yazmış ve bu kitaplan "Yeni Ro-
manlar" olarak tanımlamıştı.
- Önümüzdeki ey lül ay ında " ki" adb ki-
tabuıızı yayımlay'acaksınız. Başka prujckri-
niz var mı?
Şu sıralar bir kıtap üzennde çalışıyorum.
Yazmak benim hayatım.
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Orhan Veli Sevgisi
Bütün Şiirieri'ri\n çok satıldığını, korsan basım-
lannın yapıldığını biliyordum, ama bu çok genel bir
bilgiydi.
Geçenlerde son basımını karıştırırken baktım:
Adam Yayınlan'nda yirmi dördüncü basım...
1987'den 1995'e, sekiz yılda 24 basım.
Daha önce de, 1951'den 1986'ya, Varlık Yayın-
ları'nda on üç, Bilgi Yayınevi'nde iki, Can Yayınla-
n'nda yedi olmak üzere, otuz beş yılda 22 basım
yapılmıştı.
Demek ki toplam 46 basım. Ama son yıllarda bü-
yük bir hızlanma var.
Ofsettekniğinegeçildiğinden beri kitaplar bin, iki
bin arası basılıyor, öyle olabilir diye düşünerek In-
ci Asena'ya sordum.
- Hayır, 5000 basıyoruz, dedi.
- Her basımda?
- Evet, baştan beri her basımda 5000.
- Yırmi dört basımda 120.000 eder.
- Ayrıca korsan basımlar da var.
- Onlar ne kadar?
- Bilmiyorum, ama herhalde az değil...
Demek ki gittikçe hızlanan bir Orhan Veli sevgi-
si söz konusu. Bir şiir kitabının böylesine çok satıl-
ması mutluluk veriyor insana.
Nâzım Hikmet'in, Ahmed Arif*in kitaplan da çok
satılır, ama onların siyasal ağırlıkları olduğu için da-
ha doğal karşılıyoruz anlaşılan.
- Bir korsan basımda yazara ödenmeyen telif üc-
retinin ne kadar olduğunu öğrenmek ister misiniz?
diye soruyor Inci Asena.
- Evet, diyorum.
- Kitabın bugünkü üst fiyatıyla hesaplarsak 5000
basım için yüz yetmış milyon lira.
Orhan Veli de solda bir yazar, bütünüyle sıyasa
dışı olduğu söylenemez. Daha içine kapalı bir şa-
iri, kitaplarının sürekli yeni basımlar yaptığını bildi-
ğim Özdemir Asaf'ı soruyorum.
Verilen döküm şöyle:
Yalnızlık Paylaşılmaz, 1982'den 1995'e, on üç yıl-
da 12 basım, toplam 38.000 adet.
BirKapı önünde, 1982'den 1995'e, on üç yılda
11 basım, toplam 30.000 adet.
Benden Sonra A/fuf/u/u/c,1983'ten 1995'e, on iki
yılda 9 basım, toplam 21.000 adet.
Özdemir Asaf şiir kitaplarını önceleri Yuvariak Ma-
sa Yayınları adı altında kendısi basıp yayımlardı.
Kaç basardı bilmiyorum. Sonra Bilgi Yayınevi'yle bir
ilişkısı oldu. Ama sağlığında böylesine ilgi gören bir
şair değıldi. Şimdı çok sevıliyor, aranıyor, bir kita-
bın iyi satılması için üstünde onun adı olması yeti-
yor.
Yazarların okurlarına öldükten sonra ulaşabilme-
leri hüzün verici bir şey. Her yazar içinde bu umu-
du taşır mı, bir gün insanların kendisini anlayıp se-
veceklerini düşünür mü? Kestirmek çok güç. Gü-
nümüzde kimse böyle bir soruya kolay kolay olum-
lu yanıt veremez sanırım.
Özlediği yönde bir gelişme görmek, en azından
sezmek gerekır. Gene de ortada yadsınamayacak
bir gerçek var: Birçok yazar ancak öldükten sonra
yaygın bir üne erişiyor.
Orhan Veli'nin sağlığında kimse kitaplarının kor-
san basımlarını yapmıyordu.
Edip Cansever de öyle. Yaşadığı gûnlerde aynı
titizlik, aynı özenle, aynı yayınevınce basılan kitap-
lan on yılda ancak tükeniyordu, ölümünden sonra
ise toplu yapıtlan dört yılda üç kez basıldı.
Bugün Nâzım Hikmet, Ahmed Arif, Orhan Veli,
Özdemir Asaf, Edip Cansever gibi şairlerin gittikçe
artan bir okura ulaşmakta oluşları beni sevindiriyor.
Kitaplannın kaç basıldığını, kaç satıldığını bileme-
diğim başka şairlerin, örnekse Cemal Süreya'nın,
Turgut Uyar'ın da benzer bir gelişme içinde olduk-
larını sanıyorum.
Tek üzüntüm, Metin Eloğlu gibi, çok değerli bir
şairin bu gelişmenin dışında kalması...
Nedenlerinı araştırmak gerekir.
11. GENÇLİK GÜNLERİ
BUGÜN:
HARBlYE ML'HStN ERTUĞRUL: 12.00 Film
"Cennetin Çocuklan" Yönetmen: Marcel Carne
15.00 Oyoın "Açlık Cambaa" Tıyatro Tı
18.00 Dia Gösterisi "Doğanın Koynundan"
Seval Yenen
19.00 Oyıın "Mefısto Faust" İTÜ Oy/unculan
KADIKÖY HALDLN TANER: 15.00 Gösteri Yeşil
Üzflmler Dans Topluluğu
17.00 Happening
19.00 Konser Ruhi Su Dostlar Korosu
ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL: 19.00/
Oyun "Yaslı Ay" Anadolu Üniversıtesi Tıyatro
Bölümü
FATİH REŞAT NURt: 19.00/ Oyun "BirÖykünün
Öyküsü" 1Ü Oyunculan
YARIN:
HARBİYE MLHStN ERTUĞRUL: 12.00 Film
"Modern Zamanlar" Yönetmen: Charlie Chaplin
15.00 Söyleşi "Gençük_^evgi'' Suna Tanaltay-
Erdoğan Tanaltay
18.00 Dia Gösterisi tsmail Tütün
19.00 Oyun "Hizmetçüer" ODTÜ Oyunculan
21.00 Oyun Godot'yu Beklerken" ODTÜ Oyunculan
KADIKÖY HALDUN TANER: 15.00 Söyleşi
"Leman Dergisi Söyleşi Yorgunlan" Cezmi Ersöz,
Tuncay Akgün. Mehmet Çağçağ
19.00 Oyun "Kül Altındaki Kor" JÜ tşletme
Fakültesi
ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL: 19.00/
Oyun "Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşr
Doğu Akdeniz Üniversitesi
FATİH REŞAT NURt: 19.00' Oyun "Yolumuzun
Başi Nerede" Genç Anadolu Topluluğu
* Filmler, orijinal dilinde göstenlecektır.
Ruhi Su Dostlar Korosu, Haldun
Taner Sahnesi'nde
• Küttür Servisi- Ruhi Su Dostlar Korosu, bugün saat
19.00'da, 11 .Gençlik Günleri kapsamında Kadıköy
Haldun Taner Sahnesı'nde bir konser verecek. 1975
yılında Ruhi Su tarafından kurulan koro. 20. yılını
kutluyor. Ruhi Su'nun ölümünden sonra Timur Selçuk,
Sarper Özsan, Cenan Akın ve Cengiz Ünal'la çalışan
koro, 1994'ten bu yana çalişmalannı Öcal Öcalan'm
yönetiminde sürdürüyor. Kadrosunu ve repertuvannı
yenileyen koro. bir yıl aradan sonra konserlerine
yeniden başladı.