04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 1995 CUMARTESİ 12 KULTUR Dylan da modaya uyup konserden kayıt edilen albüm çıkardı. Sıra Bulutsuzluk Ozlemi'nde 4 Canhmüzık'te yaşam varKasetlerde, CD'lerde defalarca dinlediğimiz bir parçanın canlı yo- rumunu keşfetmenin, özgûn haline en yakın yüzûnü görebilmenin key- fi bambaşka. Hatalanyla. sevapla- nyla, sahnedeki türlü şovla, sevinç- le, hüzünle, bazen şarkıya katılan binlerce insanın tüyleri ürperten ko- rosuyla "yaşayan müzik'* bize göre stüdyo işi sentetik çalışmalann her zaman önünde geliyor. Miizik endüstrisi de birçok önemli konseri kaçırmadan kayıt ediyor ve görsel-işitsel medyanın son 20 yılda yarattığı canlı yayın esprisini kendi sahasında kullanma- ya çabalıyor. Nirvana'nın canlı albümünün bü- yük ilgi görmesinden sonra sıra Bob Dylan'ın geçen kasım ayında yıne MTV stüdyolarındakı "unp- lugged" çalışmasının albüm halinde yayımlanmasına geldi. Sony, yalnız Avrupa piyasası için Dylan'ın MTV konserinden on ıkı parçayı Bob Dylan MTV Unplııgged adıyla piya- saya çıkardı. 24 mayısta 55. yaşına basacak sanatçının bu çalışması bizde de ay sonunda yayımlanacak. Batı basınında "Dylan'ın dönü- şü" sloganıyla tanıtılan albüm. mü- zikçıleri bu yönüyle heyecanlandır- madı: çünkü Dylan, listelerde az görünse de genç kuşaklara pek ya- kın olmasa da hiçbir yere gitmedi ki. 1.58 cm'lik bu minik ve utangaç adam 35 yıldır sahnede ve ayakta. 20 yaşında New York'a geldiğin- de Greeımich VTllage'lı pop şarkıcı- lanndan büyük destek gördü Dylan. Kısa sürede halkın nostaljik temalar yerine gûncel sorunlan işleyen şar- kılar istedigini gördü. Kennedy'nin Amerikası'nda ırkçılık, savaşa dö- CUMHUR CANBAZOĞLU K asetlerde, CD'lerde defalarca dinlediğimiz bir parçanın canlı yorumunu keşfetmenin özgün haline en yakın yüzünü görebilmenin keyfi bambaşka. Hatalanyla, sevaplanyla, sahnedeki şovla, sevinçle, hüzünle, bazen şarkıya katılan binlerce insanın tüyleri ürperten korosuyla "yaşayan müzik" stüdyo işi sentetik çalışmalann her zaman önünde geliyor. nük politıkalar. atom şantajı gibi konularla yaşıyordu insanlar. Dylan, gıtarını bu cevrelere doğru çevırdi... Bir, iki yıl içinde folkun rakipsız kralı olmuştu. Arkadaşlan akustik- ten elektrikli gıtara kayarken o ilgi- siz kalamazdı. Ancak Nevvport Fes- tivali'nde sahneden ıslıklarla inmiş- tı. 1965 yazıydı. Akustiğe ihanet et- tiğini düşünen bir çok hayranı için o bitmişti, artık Blowin'In The Wind ya da Like A Rolling Stone gibi şarkılaryapamıyordu... 1967'den başlayarak farklı ufuk- lara doğru yolculuğa çıktı Bu dö- nemde Blood On The Tracks, Desire ve Infields gibi çok ıyi çalışmalar üretti. 1975'te bir grup arkadaşıyla Rolling Thunder Revııe adlı turneye çıktı ve ABD'nin irili ufaklı birçok salonunda konserler verdı. 1978'de de Hıristiyanlığa ilgi duyup gospel rock yaptı 1983'te yeniden "laik n>ck"a döndü ve o tarihten bu yana dünyanın dört bir yanını kapsayan, ne zaman biteceği belli olmayan rurneyi başlaftı. Yaşıtlanna, ununu eleyip eleğini asanlara aniamlı bir mesajdı bu. 1988'den bu yana 650 konser ve- ren Dylan için emeklilik hayli uzak- ta. Ispatı da MTV'deki canlı konser ve sonrasında gelen albüm. Beş ki- şilik bir grubun hammond org eşli- ğindeki gitar ağırlıklı soundu, "Dylan efsanesi"nin akustiğin doğal sesleri ya da 220 volt elektnkten yayılan müzikten değil kalpten gel- diğini gösteriyor. Bulutsuzluk ÖzlemTnden konser albümü Türkiye'de ise konser kayıtlann- dan albüm üretmek yaygın olmayan bir uygulama. Bir dönem Ruhi Su'nun Kadıköy Tiyatrosu ve Dost- lar Tiyatrosu İconserlerinden elde edilen kayıtlan, Livaneli'nin Istan- bul Konserleri, Çekirdek Sanat Evı'ndeki bazı dinletiler ve Yeni Türkü'nün Rumelihisarıkonser- lerinden başka fazla dikkat çeken albüm çıkmadı piyasaya. Şimdi Bulutsuzluk Özlemi hayli geciken albümünü canlı kaydedip müzikseverlere ulaştırmayı plan- lıyor. Önce bir single için hazırlık yapan, ancak finansörlerle an- laşamayınca projeden yazgeçen grup, bu hafta içinde ITÜ Ayazağa Kampusu'nda verecekleri iki kon- serin kayıtlarını albümde kullan- mayı planlıyordu Ancak bu kez de salon konusunda anlaşamayınca dogumu haziran ayındaki Açıkhava Tiyatrosu konserine kaldı. Sinatra şarkılannı anımsamıyor Son dönemde ünlü isimlerle yaptığı düetleri albümlerde toplayarak yeniden gündeme gelen Frank Sinatra, tngilız Today gazetesine göre 'bunadf. Today'de yayımlanan haberde. günlerini Palm Springs'teki villasında ha\"uz kenannda eski şarkılannı dinleyerek geçirdiği, hiçbirinin sözlerini anımsamadıgından kansı Barbara Mant tarafından Los Angeles'ta tedavi ettirildiği belirtiliyor. Aralıkta 80. yaşını kutlayacak Sinatra, geçen yıl sonundaki Japonya konserinden bu yana halkın içine kanşmıyor. Metalcilerden çocuklara besteler Uzaylı yaratıklara karşı savaşan ünlü TV dizisi Power Rangers'ın sinema versiyonuna müzikleri, aralannda \'an Halen, Devo, Red Hot Chili Pepper Guns'n Roses'dan Matt Sorunı'ın bulunduğu bir metalci grubu yazdı. Bazı ülkelerde şiddet içerdiği için yayımı yasaklanan Povser Rangers'in müzikleri çocuklara mı, anne-babalanna mı yönelık olacağı bellı değil. Haziranda kaset \e CD olarak pivasaya sürülecek albümden iki parçaGo go Power Rangers (Matt Sorum) \e Trouble'dan (Shampoo) oluşan single geçen hafta satışa sunuldu ve İngiltere ile Japonya"da 750 bin satışa ulaştı. Sanremolu kızm ilk albümü Bu sezon U. Tozzi'nin kasetinden başka hlayanca kaset çıkmamıştı Türkiye"de pıyasaya. Gianna Nannini'nin yenı çalışması beklenirken Sanremo'daki başanlanyla tanınan Laura Pausini'nin(21 yaşında) 1993'te gençler kategorisinde birinci olduktan sonra çıkardığı ilk albümü yayımlandı. Parçalannda genellikle gençlerin aşk deneyımlerinı ve korkulannı anlatan Pausini, yitirilmeye yüz tutan Italvan aşk şarkılanna sahıp çıkmaya çalışan gençlerin başında geliyor. Pausini'nin 1994'te yayımlanmış bir albümü daha var. Mıısa Eroiâu'ndan bir deneme daha Son dönemde halk müzıği örneklerini dinleyeme- yenlere Musa Eroğlu'dan bir "bdgesel albüm" daha geldi: Yolver Dağlar. Eroğlu'nun bağlamasıyla ses- lendirdiği parçalann altyapılannda bu kez bas gitar- la akustik gitar da var. Yeni albümü için çalışmalan sürdüren Tolga Çan- dar'a Ege bölgesinde Grek kültüründen bugüne uzanan bir repertuvar da hazırlayan Musa Eroğ- lu'nun kasetinde on üç parça bulunuyor. Karacaogtan'dan Yolver Dağlar ve Yine Gel'i bes- telemış Eroğlu. Ayrıca Nedendir ve Barak lizun Hava'yı derlemiş. Diğer derlemeler Gün Garip Ga- rip'te Aziz Yılmaz'ın, tlme Değer Verdim'de Gülsen Altun'un. Dosrtan Gelen Sitem'de Feyzullah Çı- nar'ın, Emanet Etmişsin'de flhan Erten'ın imzalan var. Beste olarak Mahzuni Şerif ten Bugün Şahımı Gördüm'ü. Ali Cemali'den Temel Felsefemiz'ı. Muhlis Akarsu'dan Bugün Dost Yaralanmış'ı almış ve kendı de Mahzuni Şerif in Zaman Oldu'sunu bestelemiş... -Yolver Dağlar'da bağlamanın yanına gitar kova- rak nasıl bir tat getirmeyi amaçladuuz? Bu albümde öncelıkle elımdekı bağlamayı bir başka çalgıyla bağdaştırmayı denedim, bas gitann homurtusuyla bağlamanın bir arada neler yapabile- ceğine bakıyoruz. Ben firsat buldukça caz dinliyo- rum. şarkı söylerken de caz şarkıcısına özeniyoruz Çünkü caz halkın kendisi. deneye açık. önünde hıç set yok. Anadolu'dakı bölge renklerini yerel ağzı kullanmadan yorumlamaya çalışıyorum. Müzik adamlanna insanlan devamlı yerelliğe itmenin bir anlamı kalmadığmı. herkesin konuştuğu gibi şarkı söylemesi gerektiğinı anlarmak istiyorum. - Halk müziğimizde neden Güneydogu Anadolu türkülerinin dışında yapıtlar seslendirilmez oldu? - Olaya iki açıdan bakmak gerek. Bırincisi Gü- neydoğu Anadolu müzik olarak çok dar melodilere sahip, Iç Anadolu'nun bazı kesimlerinde de böyle dar melodiler var. Deyişler de melodilidir. Bunlann ezberlenmesinin kolay olması tıkanmaya yol açtı. herkes bu bölgeye yığıldı. Ikincisi kolay yoldan ta- nınmayı arzulayanlar söylenmesi ernek isteyen çok zor Orta Anadolu ezgilerini değerlendirmekten çe- kindiler. Işte bunun sonucu yerellikten evrenselliğe giden yol tıkanmaya başladı, halkın düşüncesi gü- dükleşri. basit ezgilerle kültür tahrip edildi. Otantik olacağız diye abanılı yerel ağızlarla türkü söylendi. - Aynı yozlaşma şimdi de Alevi türküleri için söz konusu. Herkesin kasetinde birkaç Alevi vapıtı yer alıvor... - Her şeyi mahvettiler. sıra bu ışe geldi. Tıcari kaynağın yerini keşfedince bılmedikleri kültürün şarkılannı söyleme>e başladılar. Oysa senelerdir Aşık Veyserier, Feyzullah Çınarlar. tsmail Daimi'ler bu kültürün en güzel eserlerini verdıler. neden o za- man bunlara eğilmediler de şimdi ilgi duydular. Bu hareket artık ticarerfen de öteye gidip bir kültür sö- mürüsüne döndü. - Büyük kentlerde insanlara halk müzigi diye ga- rip bir rür sunuluyor. Aynca ruristler için de yine ne olduğu belirsiz toplama kasetler üretiliyor. Bu işin akademik vönüne önem verip doğnısunu yapacak insanlar yok mu? - Bu iş Anadolu'nun herhangi bir yerinde malını mülkünü satıp metropole gelmiş. müzikten hiç anla- madığı halde plakçılığa başlamış adamlann elinde. Onlar da ticari kaygısı olan müzikçiler tarafından kolaylıkla yönlendiriliyorlar. Metropoldeki insan da bu yıkıma katıldı. Çalınan müzik yanlış, satılan kı- yafetler yanlış. saz'ar yanlış Değerler müzigiyle. geleneğiyle. göreneğiyle silındır gibi ezıliyor. Ulke- nın bu artı değerlerıne sahip çıkan bırılen olmmalı: vazarlar. gazeteciler destek vermeli. Basın sadece Ibrahim Tatlıses'le dalga geçmekle görevını vapmış sayılmaz. buna da hakları yok ayrıca Daha cıddı boyutta eleştıriler bekliyoruz gazetecilerden Bizi bu tip plakçıların eline bırakmajacak sistemı kurabilmek için birlikte çahşmahvız Türküden şarkıya uzanan AnadoluÇağdaş Türkü bünyesinde yaptığı deneysel çalışmalarla tanınan Tolga Çandar, grubun dağılmasından son- ra yoluna tek başına devam etti ve Harman, Kar Yangınlan, Türküleri Ege'nin adlı üç solo albümle deney- sel çalışmalardan oluşan çizgisinı müzikseverlere sevdirdi. Albümler uzun zaman diliminde iyi satış rakamlanna ulaşarak bu tür müziğin bol alıcısı olduğunu kanıtladı. Çandar'ın yeni albümü Türküden Şarkıya da aynı çizgide bir yapıt. Ticari beklentiyle üretilen toplama kasetlerle ağzına kadar dolan bir pazarda türkülerimizın evrensel boyutlarda yorumlandığı bir çalışma bulabilme hayli sevindirici. Asiaminör'ün elemanlanndan Kâmil Erdem'in düzenlemeleri yük- lendiği albümde Ankaralı sanatçılar eşlik etmiş Çandar'a. Erdem'in Asi- aminör'deki caz ağırhklı arayışlan Türküden Şarkıya'ya da yansımış. Karadır Kaşlann, Mican, Boz- doğan Zeybeği, Dün Gece Yar Hanesinde. Bir Gemim Var Adalara Yaslanır. Söğüdün Erenleri, Sabahın Seherinde Otüyor Kuşlar, Devrent Deresi, Kimseye Etmem Şikâyet, Kırnuzı Gülün Alı Var albümün parçalan. Klasikte, 'klasik isimler' önde Klasik müzik dünyasında 'ustalar'ın modası hiçbir zaman geçmiyor. Alman Focus dergısı, günümüz bestecilerinin gücünü saptamak üzere 1994'te Almanya'da verilen 6000 konserin repertuvarlannı teker teker inceletmış ve ortaya geçmişin bestecilerinin hâlâ rakipsiz olduğu çıkmış. Dergiye göre ilk 10'da yakın tarih klasikçileri >ok: plaklan da istenilen düzevde alıcı bulamıyor. 'Bolero'vla Ravel'in ilk 10"da adı Mozart geçıyor ama onun da ölüm tarihı 1937. Eleştirmenlere göre klasik müzik dünvasındaki bu durumun şaşılacak bir yanı \ok. listede yer alan klasıkçiler uzun bir zaman diliminden elene elene geriye kalan, dahi besteciler. A>TH günümüz insanı kolay tüketeceği ürünlere yöneliyor ve araştırmayı fazh sevmiyor. Focus'un listesinde Almanya'da en fazla sevilen klasıkçiler şöyle sıralanıyor: 1 - Beethoven, 2- Mozart 3- Haydn, 4- Schubert. 5- Brahms, 6- RaveL 7- Bach, 8- Schumann. 9- ÇaykavskL 10- Chopin. Klasik Batı muzığının önemli pazarlarından İtalva'dada satış rakamlmanna göre şöv le bir "se\gi listesi' çıkartılmış 1-Mozart. 2- Bach. 3- \erdi. 4- Chopin, 5- Rossini. 6- Schubert, 7- Brahms. 8- Vivaldi. 9- Beethoven. 10- Schumann. Bluesda kraliçe enflasyonu 20'li yıllardan bu yana blues ve soulun usta seslen hep sıradışı bir ımaj yaratmaya çalıştılar: adlarının önüne efsane gibi bir unvan alabılmek için büyük çaba sarf ettiler. Bluesun kralıçesı, anası, imparatonçesi gibi sıfatlar hep tıcan endışevle verildi kadın seslere: ancak çoğu da karrv izıtlerindekı bu kelimevi ADINLAM hak etti doğrusu... Sıvah müzığınde kadının kımlıği çok belırgin: 601ı \ ıllarda soul nıüzığın. sıyahfarın hakları için verdığı mücadelede. kadınların erkekler kadar görev alması; Franklin'ın. parçaları yorumu hâlâ belleklerde. Bugünün bluesunda Koko Ta>îor güçlü sesi ve geçmışı anımsatan yorumuvla en Fanınan sanatçı. 24 mayısta. çok ıv ı klasik blues çalan grubuyla. İstanbul'da konser verecek olan Koko Taylor'dan sonra Şikago'ya sıkışmasına rağmen çok ıyi bir ses Gloria Hadiman geliyor Birkaç yıl önce genç yaşta ölen Valerie VVellington ıkı önemli plağıyla yaşıyor. Uzun süre uğraştıktan sonra zirveye çıkan Big Time Sarah. gospella blucsu karıştıran Mana VVright bluesla soul arasında gıdip gelen. sahneve çok hâkım Etta James. özgün çalışmalanyla ılerleyen Irma Thomas. klasik soulda duygusal sesli Ann Peebles, repertuvannı modernıze etmeye çalışan Thelma Houston bu tiirün en iyi yorumcuları. Dığer türlere kaymalanna karşın Diana Ross'la TinaTurner hâlâ blues içinde yer alabıliyorlar bazı araştırmalarda. BtTTİ Blues'un güçlü sesi Koko Taylor Big Time Sarah Lay ItOn"EmGirls(l992) Sarah'ın. kendı çalışmalannı da kattığı ilk çalışması klasik bluesun en iyi LP'lerinden biri olarak değerlendirilıyor. Etta James Lıve From San Francisco (1994) Konserden kaydedilen LP geçmişin önemli yapıtlannı içeriyor. Ann Peebles Full Time Love( 1992) Bugünün soul müziği Ann Peebles'a emanet edilmişdurumda. Frank- lın kadar usta olmasa da iyi işler yapıyor. Valerie VVellington Lıfeln A Big C ıty (1991) Bluesun geçmiş günlerini anımsatan sesi ve seçtıği grupların perfor- mansıyla en "olgun" albümü sanatçının. CÖRÜS Mı?ni'i:ı 11' E. Denizhan Tango" Resitali Tango gerçeği "ölümsüz"dür. Bu gerçek, tangonun müzik dünyasında, bütün çağlan kap- sayan ve yenilenerek yaşayan müzik oluşuyla kanıtlanmıştır. Müziktürlerinin bazısı kalıcı, ba- zısı gelip geçicidirler. Ama "Tan- go"müzikte vazgeçilmez bir "tutku", dönem ve akın tanıma- yan, aynı zamanda "şiir" ve "dans" ile yogrulan bilimsel ta- nımıyla "psiko- sosyal ve kültü- rel" bir olgudur. Ülkemizde de tango, evren- sel-çoksesli popüler müziğin çe- kirdeği ve en verimli kaynağı ol- muş ve temeli Istanbul olmak üzere, "Türkçe Tangolar" ekolü biçiminde halkımıza yansımıştır. Arjantin'den Avrupa'ya Eşref Denizhan'ın (basbari- ton) Sergey Gavrilov (piyano) eşliğinde, ENKA'nın sanat etkin- likleri olarak seslendirdiği resital, gerçek tango şöleni sayılacak ni- telikte olumlu, başanlı ve önem- liydi... "Arjantin'den Avnjpa'ya Tango"adı altında verilen bu re- sital. özellikle Türkiye'de tango- nun uluslararası tanıtılması ve yayılması yönünde büyük eme- gi geçmekte olan araştırmacı, yazar ve program yapımcısı Fehmi Akgün'ün başta olmak üzere, yabancı tango sözlerinin dilimize çevirisine katılanların, müzikal materyali sağlayanlann katkılanylagerçekleşmiştir. Feh- mi Akgün'ün "Arjantın Utusal Tango Akademisi"r\e üye olarak seçildiğini duymakla aynca se- vindik, kendisini kutlanz... Bu re- sitalde, yabancı tango şiirierinin Türkçelerini sunan Nükhet H. Gökaltay'ın yorumuyla, reper- tuvardaki müziklere gereken an- lamı ve sıcaklığı kazandırdığını belirtelim. ENKA Haberier Dergi- si Yayın Yönetmeni olan N. H. Gökaltay'ın aynca şiirieri ve öy- küleri yayımlanmıştır. Programdaki Arjantin, Avrupa ve Türk tangolannı "anlamlanna uygun" özellikleriyle, duygulu- sıcak- renkli sesiyle yorumlayan basbariton Eşref Denizhan'ı ne kadar övsek yerindedır. Eşref Denizhan, ender olarak konser veren, 1932 Istanbul doğumlu, Istanbul Belediye Konservatu- varı'nda yetişmiş gerçek bir sa- natçıdır. İHalen ENKA'da yöneti- ci olarak yoğun çalışmalan, onu müzikte meslek dışında bırak- maktadır... Denizhan'a piyano- da eşlik eden ve bazı tangolan solist olarak çalan değerli piya- nist Sergey Gavrilov Rusya'da- ki ve Avrupa'daki başanlarından sonra şimdi Istanbul Devlet Opera Balesi kon-epetitörü olarak çalışmaktadır. O numara Türk pop müziğinde lzd, Adak'la yine zirvede. Geçen hafta Ze>-nep,Ah Memedbn adlı şarkının desteklediği tnadı Bırak adlı albü- müyle 2. sıraya yükseldi. Bende- niz'in yeni kaseti ise listenin üçün- cü sırasındaydı geçen hafta. Türk sanat müziğinde Bülent Er- so>'un tahtını kimse sarsamıyor. Ersoy, Alaturka 19951e '1 numara.' Ebru Gündeş, Ben Daha Büyüme- dim'le ikinci, Hüner Coşkuner, Bir Evcilik OjTinu'yla üçüncü. Türk halk müziğinde Arif Sağ, Umut'la lider. Burhan Çaçan Ne- den Geldim tstanbul'a'yla onu iz- liyor. Songül Karlı ise Oralıyam Ben'le az da olsa kaset satışı iyi gi- den bir sanatçı. Yabancı popta The Craberriers, No Need to Argue ile yeniden zir- veye yükseldi. U2 geçen hafta pi- yasaya çıkan CaverigThen'le liste- ye ikinci sıradan girdi. Yaki-da ise Pride'la üçüncü. Klasik Batı müziğinde Best of Classie '94 lider. - Ho>\ To Make Friends and In- fluence People- Terrorv isıon - Lcftizm- Leftfield -CrocodileShoes-Jimmy Naıl - Brandv- Brandy - Laura Pausini- Laura Pausını - Frida> INight In San Francisco- Al Di Meola. J McLaughlin. Paco De Lucia Lı\e. -LivingUnder Jun-Jann Arden -Crises-MikeOldtıeld - Upfront- John Miles -HealingHands OfTime-Willie Nelson - Murder Lo\e- Snovv - Purple Rain- Prınce and the Revolution - Trois Couleurs Blanc- Bande O. Du Fılm - Behind Closed Doors- Thunder - Healing Hands Of Time-Vv'i 11 ie Nelson - Alpha Centor>- Centory - Cesaria - Cesana Ovara - The Best of The Collection - Avdın Havası- Aydın - Benimle Kal- Çelık -Çiler-Çıler - Yağmurlar Vagıyor Duygu- lanma- Murat Köseoğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle