22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•28 MAYIS 1995 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 PENCERE • Baştarafı 2. Sayfada Peki, ben yazımın başlığındaki çağnyı neden yaptım?.. Cavit Çağlar bize de bir helikopter yollasa fena mı olur?.. Satışımız elli-altmış giderken, şöyie çarşaf, havlu, yastık yüzü, don, külot, Cavit'ten bir şeyler alıp dağıtsak da yüz binlere vursak... • Şakabiryana... Şimdi biliyorum ki patronundan gazetecisine kadar bu satırlan okuyan dostlar bana kızryoriar, ama, ben karşı- 4ıklı yayımlanan yazılan özetledim; üstelik hafıflettim, ke- sip kırptım... Bu iş böyle gitmez... . Basın mesleği çarşafladı, gazetecilik de çarşafa dolan- _dı. Cavit Çağlar'ı geçelim, Çiller ailesinin vergi kaçakçıh- ğını medya yayımlayabiliyor mu?.. Tiraj her şey değildir, satış yüzünden birbirini kınp dö- 'ken, bu arada mesleği çıkmaza sürükleyenler, bir araya gelip anlaşmalı, basının saygınlığını yeniden sağlamak yoluna girmelidirler. Yoksa sonumuz kötü olacak, gazeteci sokaga çıkama- yacak, kimsenin yüzüne bakamayacak... PENALTI • Baştarafı 15. Sayfada Jbambaşka mantıksal alışkanlıklar gerektirir çünkü. Euri- pides, Mippolytos adlı oyununda, o zamanlar başlayan . bu içinden okuma alışkanlığını oyunlaştırmıştır. Elindeki sayfaya bakarken, gerçek kişilerin konuşmalarını, sesle- •_•rini"/ç/nden "duyabilen insanlann başlangıcı. Kent kitap- Jıklannın, okuma alanianntn başlangıcı. ••. Sennett, kent ile insan gövdesi arasındaki ilişkiyi de- , şerken, cinsel tavır ve alışkanlıklann da bir kentin çizgile- . flni, siluetini oluşturduğunu yazıyor. Kent insanlan tara- fından kabul gören ya da reddedilen her tüıiü cinsel se- çimin etkisi var bir kent oluşumunda. Perikles ünlü şehitler konuşmasında vatandaşlara n"Kentinizisevin" diye sesleniyor. Ne var ki kullandığı söz- r cük (erastai) âşıkfar arasındaki erotik sevgiyi anlatan bir ..sözcük. Kentinizi aşkla, tutkuyla sevin diyor Perikles. Aristofanes de oyunlannda, bir kente bağlanmak kap- , samında aynı sözcüğü kullanır. Eski Atina vatandaşlan için insan gövdesiyle kent yapısı kopmaz bağlarla bağlıdır birbirlerine. * ,, Kent insanı konuşan, anlamlı konuşan, sözün gücünü , anlamış insandır. Bu insanlardan oluşan bir kent ise, do- ğallıkla bu insanlann gereksinimlerine göre tasarlanmalı- dır. Eski Yunan uygarlığında insan sesinin ve sözünün et- kili olarak duyulabildiği iki yer vardır. Agora (kent merke- zi) ve tiyatro. Agorada birçok şey üstüne aynı anda ko- nuşulabiliyordu. Küçük gruplar halinde, yürüyüp yer de- ğiştirerek, aynı zaman biriminde her türlü konu konuşu- lup tarüşılırdı. Agora, konuşmayı, tartışmayı hareket ha- Hnde bile mümkün kılan bir kent düzeninin parçasıydı. Herhangi bir ses, çevredeki diğer seslerin üstüne çıkmaz, - onlan egemenliği altında toplamazdı. Kentin kuruluş bi- çimi izin vermezdi buna. öte yandan tiyatroda, antik ti- yatroda binlerce insan sessizce oturup, konuşan tek bir ' sesi dinliyordu. Dilin kentlerdeki kullanımındaki iki deği- şik ve önemli pazarıydı agora ıle tiyatro. Sonralan agora- • nın karmaşık yapısı ile politikanın önem ve ciddiyeti ara- sında bir aynm olması gerektiği savunuldu. Politika kita- bındaAristo, "kent pazannın, mal alışverişi yapılan pazar .meydanlannın, agoranın uzağında biryerierde kurulma- . sı gerektiğini" yazar. Oysa aynı yapıtın bir başka yerinde, . aynı Aristo "Bir kent, birbirine benzemeyen insanlardan . oluşur. Birbirine benzeyen insanlarbir kent oluşturamaz- 4ar" diye yazmıştır. ,,, Bu konuya dönecegim önümüzdeki pazar. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada lann önlerine koyduklan, hatta ulaş- tıklanna inandıklan ortak hedefler- den biri de "ölümü yenmek." Bütün düşmanlan dize getirip ye- nilmezliklerini ilan ettikten sonra ölü- mü de küçümsüyorlar ve att edebi- leceklerini düşünüyorlar, Tarih, bunun örnekleriyle dolu. Bugün ölümsüzlüğe ulaşmak için yapılanlara bakınca, ister istemez mınldanıyoruz: - Akıllannı peynir ekmekle mi ye- mişler? Pazartesi günü başlayan Çin ge- zisi boyunca, ara ara, ölse bile ya- şama devam edeceğine inanan ve bunun bütün hazırlıklannı yapan Çin imparatorlarıyla tanıştık. Çin Seddi'ne giderken yolumu- zun hemen ötesindeki vadide Ming Hanedanı'nın mezarian vardı. De- mirel'in programı yogun olduğu için içeri giremedik. Ancak ben geçen yıl geldiğimde gitmiş, uzun uzun gezmiştim. 13 mezardan sadece biri ziyarete açık. ImparatorZhu Yijun'un mezannda- ki odalardan üç bini aşkın eşya çı- kanlmış. Giysiler, şarap bardaklan, savaş malzemeleri... Taht, tabii ki ayrı bir odada. Öl- dükten sonra saltanat burada de- vam edecek ya!.. Bir diğer Çin imparatoru, ölüm- süzlüğü ararken yedi bin askenni de yanında istemiş. Bereket, "Hepsini diri diri mezarıma gömün" deme- miş. "Heykellerini yapın yeter" de- miş. 300 kadar hizmetçisini yanına gömmüşler ama. Oradaki yaşamın- da rahatı bozulmasın diye. Olümsüzlüğü Arayış... Sözünü ettiğimiz imparator, Qin Huangli. MÖ ikinci yüzyılda, Çin'in Pekin'den önceki başkenti Şiyan'da yaşamış. Demiş ki "Ölümden son- ra da yaşamaya devam edeceğim. Gerekenleri yapın." Şiyan yakınlanna imparatorun as- kerlerinin heykeli yapılmış. Hepsi normal insan boyunda. Silahları ve atlan da doğal ölçülerde. 1974 yılın- da, bir köylünün su çıkarmak için kuyu kazarken bulduğu bir heykel başı, bugün "terra-cotta" askerleri diye bilinen "heykelorduyu"ortaya çıkarmış. Ordunun tümünün çıkanlması için arkeolojik kazılar devam ediyor. He- nüz imparatora ulaşılamamış. Işi ba- şından aşkın olmalı. Aynı arayış, Mısır firavunlarında da vardı. Piramitleri bir bakıma bu arayışlarına borçluyuz. Hem en görkemli mezar onunki olacak hem de daha sonraki yaşa- mında kullanabileceği her şeye sa- hip olup rahat edecek. 1992'de firavunlarla tanışmak için Mısır'a gitmiştim. Yerlerini, yurtlan- nı gördüm, ama randevu alamadım. Her fıravun tahta geçtiği gün, sa- ray-mezannı yaptırmaya başlarmış. En uzun yaşayan firavununki en gü- zeli olurmuş. Mezarların yapımında ve süslen- mesinde çalışan işçiler, haftada bir gün izin kullanırmış. O günü nasıl mı değerlendirirlermiş? Kendi mezariannı yaparak. ölümden sonra yaşanacak yerle- ri düzenlemek üzere geçen bir ömür... Işçilerin mezar yerierinden biri bu- lunmuş. Luksor yakınlarındaymış. Gitmek istedim, "Yolu yok. Bula- mazsın. Hem büyük ölçüde yok ol- muş dunımda" dediler. Adını unut- tuğum, kafa dengi şoföre, "Peki o zaman, işçileri görürsen selam söy- le" deyip Luksor'dan ayrılmıştım. Bu yazıyı, önceki akşam Şang- hay'da (gördüğüm kadanyla) sade- ce Çinlilerin gittiği bir eğlence yerin- de tasarladım. Âsya-Pasifik'te yay- gın bir eğlence türü var. Vıdeo-klipte tanınmış şarkıcılar parçalannı söylüyor. Müzik ön plana çıkıyor, sanatçının sesi kısılıyor. Sözler ekrana yazılıyor. Buraya gelenler sırayla ellerine mikrofon alıp şarkıyı kendileri söy- lüyor. Bu yeriere "Karaoke bar" de- niyor. Çoğu dolu. Gençler şarkı söyle- mek için sıraya giriyor, birbirieriyle yanşıyor. Bir yandan gençlerin "hafif çat- lak" seslerini dinlerken bir yandan da Ming Hanedanı'nın imparatorla- nnı düşünüyorum, Nil kıyısında, izin gününde mezariannı yapan işçiler- le terliyorum. Derken genç bir kız bir elinde mik- rofon, bir elinde küçük bir kâğıt par- çası, yanıma geldi. Sadece Çinli sa- natçıların değil, Avrupa'daki ünlü şarkıcıların kliplerinin de bulundu- ğunu söyleyip ekledi: - Haydi bir şarkı da siz söyleyin... "Dinlemek daha güzel", "Şang- haylı gençlerin sesi nefis" gibi veciz sözler ettimsedeolmadı. Gitti, yine geldi. Bu kez lıstelenmiş Ingilizce şarkılarla: - Hangisini çalalım?.. Kendi kendime, "Balbay evladım, kabahat senden gitti, bu güzel kız her şeyi hak etti" deyip elinden kâ- ğıt parçasını ve kalemi aldım. . Klibini hemen bulmalarını rica edip okuyacağım parçanın adını yazdım: "Düriye'nin Güğümleri Kalaylı..." Hanımefendi "/" ve "ü" harflerini görünce şaşırdı. Okumaya çalıştı: "Du... do... da... re... ri... ny... Du- rayne... Go... gu..." Ben oralı değilim. Elimde mikro- fon, gayet ciddi, "öhö", "öhö" ses kontrolü yapıyorum, klibi bekiiyo- rum. Şefine gitti, o diğerine göster- di, olmadı. Kız yanıma gelip bulama- dıklannı söyledi. Durumumu bozmadan devam et- tim: - Ama bu, ünlü bir parça... Şarkı söylememi de siz istediniz... Genç kız, klasik Çin utangaçlığıy- la eğile kalka özürdiledi, "Henüzre- pertuvanmıza almamışız" deyip çe- kildi. Ben de gülümseyerek "önemi yok, bir dahaki sefere" dedim ve "ölümsüzlere" geri döndüm... ölümsüzlük, "an"ıyaşamak... Olümsüzlüğü arayış, kravatı boy- nuna takıp odanın içinde döne döne bağırmak: - Kravatım nerede, kravatım nerede?.. OLAYLARIN ARDEVDAKI GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada mak için girişilen bir eylemdi. O zaman? Bakın DGM ne diyor: "Sıvas olaylan, devlete ve laik düze- ne yönelik değildir. Aziz Nesin 'in Şeytan Ayetleri kitabını yayımlamasına duyulan öfke, kin ve nefretin oluşturduğu bir tep- kidir." Bu bir Türkiye fotoğrafıdır aslında. Iş- te şeriatçılar, güçlerini böyle almaktadır- lar. Evet, Sıvas katliamıntn sorumlusu bu- lundu. Suçlu Aziz Nesin oldu. Yann bir başka yerde aynı eylemi yap- mayı planlayanlara da açık kapı bırakıl- dı. Yakarlar, keserier ve öldürürier... Gerekçe ise hazırdır: "Kin, nefret, tepkiyidoğurdu..." ••• Kutmangil cinayetinde yanlış ihbar ANKARA (Cuınhurhet Bürosu)- Yeni Gü- naydın gazetesi sahıbı Bekir Kutmangil'in katil zanlılannca kullanıldığı ıhbar edilen oto- mobil. polis tarafından ele geçirildi. Otomo- bıldekilenn olayla ılgısı bulunmadığı belırlen- di. Kutmangirin katil zanlılannın 06 ETB 990 plakalı kırmızı renkli BMW marka otomobil- de bulunduğunun ihbar edılmesi iizenne An- kara'da geniş önlem alan polıs, otomobilı dün saat 15.3Osıra!annda Ulus'taelegeçirdi. Oto- mobilde bulunan Trabzon Sanayi Odası üyesı Korkut Kaya ıle 2 polisin olayla ilgileri bu- lunmadığı açıklandı. Yetkilıler, Kaya'nın, ka- til zanlısı İbrahim Cici'ye çok benzediğı için ihbann yapıldığını söyledi ler. Çiller'in yasak bölgede de arsası var ANKAR.4 (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'nin yanı sıra ABD'de yaptıgı alımlarla da gayrimenkul yatınmlanna olan düşkünlügunü ortaya koyan Başbakan Tansu Çiller'in "askeri >-asak bötge^de de arsası olduğu belirlendi. Devlet Bakanı Ayvaz Gökdemir. ANAP Bilecik Milletvekili Mehmet Seven'in yazıli soru önergesini yanıtlarken, Çiller'in Sanyer Uskumru Kö>ü'nde 572 parselde bulunan arsasının "askeri yasak böJge" içinde oiduğunu açıkladı. Gündem, düşünce özgürlüğü ATAOL BEHRAMOĞLU VtVANA - 14. Avrupa Ya- 1 zarlar Kongresı. Avrupa'nm - .bütûn ülkelennden 85 dele- . genın katılımıyla önceki gün Viyana Edebiyat Evı'nde (Li- teraturhaus Wien) başladı. VTürkiye Yazarlar Sendikası r (TYS) ılkı 1977'de Berlın;de " yapılan bu kongrelerde, ilk kez örgütsel düzeyde temsil edılıyor. Avrupa ülkeieri yazar ör- gûtlennin birgenel kurul top- 1 lantısı sayılabilecek olan Av- rupa Yazarlar Kongresı'nın (EWC) gündemıni, ağırlıkla, , telif hakJan sorunlan ve dü- , • şünce özgürlüğü konusu oluş- turuyor. Merkezi Münih'te olan Avrupa Yazarlar Kong- 1 resi'nin sabah oturumunda " tüzük değışıklığı tartışıldı. Yönetım konusunda, Akde- niz ülkeieri yazar örgütleriy- He Kuzey ve Orta Avrupa ya- *«ar örgütleri arasında sürtüş- Tneler yaşanıyor. Yeni üyeltk başvurulannuı da tartışılıdığı 'genel kurulda, çeşıtlı yazar örgütlen EVVC'ye üye olma- - ya can atıyor. Bugün başvu- - ran örgütler arasında 'Isveç Eğitsel Kitap Yazarian Birli- ği' ıle 'St Petersburg Yazar- lar Biriiği'nin başvuru talep- leri, EWC'nın tüzüğüne uy- gun olup olmama bakımın- t dan zaman zaman şıddetlenen tartışmalara neden oluvor. EWC, telif haklan alanın- da tüm Avrupa ülkelerinde uygulama birlıği oluşturma- ya çalışıyor. Açılışa geldiğimde. dokü- manlann bulunduğu masada beni bir sürpriz bekliyordu. Daha doğrusu birkaç sürpriz. Kjsa bir süre önce Türkiye'yi ziyaret eden Norveç Yazarlar Bırlığı'nın, Süleyman Demi- rel'e çekılmesı önenlen bir telgrafla. tsmail Beşikçi'nin TMY'nin 8. maddestnın kal- dınlması ya da özel bir af çı- kanlması yoluyla serbest bı- rakılarak Norveç Yazarlar Birlığı'nın 27 Eylül '95'te Stavanger'de yapılacak 'Dü- şünce Özgüriûğü' konulu konferansa katılımının sağ- lanması isteniyordu. Birıkin- cı öneride. Istanbul Büyüka- da'da bir uluslararası yazarlar evınin açılması ıçın çaba har- canacağı bildıriliyor, bunun koşulu olarak yine 8. madde- nin kaldınlması isteniyordu. Fakat bu öneri ve talebin ad- resi belli değildi... Bir üçün- cü öneri ise Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 8. madde- nin kaldınlması için çaba har- cayan milletvekillenne bir destek mesajı gönderilmesiy- dı... Saygıh bir dille hazırlan- mış olan bu öneriler, öğleden sonraki oturumda görüşüldü ve bazı değışikliklerle, daha çok da eklemelerle kabul edildı... Buna göre Türkiye Cum- hurbaşkanı'na çekilecek telg- rafla, düşünce suçlulan Fik- ret Başkaya, Haluk Gerger, Işık Yurtçu'nun serbest bıra- kılmalan da ıstenecek... Bü- yükada'daki uluslararası ya- zarlar evi konulu telgraf met- ninın adresi olarak KültürBa- kanı Ercan Karakaş uygun görüldü. 8. maddeye karşı olan par- lamenterler, çekilecek destek telgrafının. antıdemokratik ceza ve uygulamalara karşı mücadele eden bütün aydın, gazeteci ve yazarlan da kap- sayacak biçimde genişletil- mesıne; telgrafta, Türlcıye kültürünün ve Türkiye'nin, Avrupa Yazarlar Kongre- sı 'nce Avrupa "nın aynlmaz parçası olarak görüldüğünün vurgulanmasına karar venle- rek Hüsamettin Cindoruk ve Ercan Karakaş bu destek me- sajının adresleri olarak belir- lendi... Önceki günkü oturumlarda aynca Saraybosna'nın bir Av- rupa kültür kenti olarak ço- ğulcu kültürel yapısının ko- runması ve aynca Salman Rüşdü'ye. Teslime Nesrin'e ilişkın konular görüşüldü. Bugünkü oturumda, Avrupa Yazarlar Kongresi'nin Saray- bosna'da bir dayanışma top- lantısı düzenlemesini öner- meyi tasarhyorum. Fakat EWC, bu gibi konularda ey- lemden çok söze dayalı bir kuruluş görünümünde... Genel kurulda, telif haklan konusunda somut sonuçlar alınması bekleniyor. Demirel: Kıbrıs'ta iki millet var I Baştarafı 1. Sayfada Demirel' in. "Şifi ilebizim hiç- ' bir sorunumuzyoktur. Çünkü Şili bizim komşumuz değildir. Türkiye tüm sonınlannı ba- nşçı yöntemlerle çözmeye ka- raıiıdır'* demesi dıkkat çekti. Çin Halk Cumhuriye- ti'ndeki temaslanru tamamla- yan Demirel. dün gezisinın ^ikinci durağı olan Hong Kong'a geçti. Demirel. Hong Kong'a vanşından hemen -şonra, kaldığı Island Shaggn- İa Oteirnde Hong Kong Tica- ,reti Geliştirme Konseyi Tica- ret Odası 'nın düzenlediğı öğ- le yemeğine katılarak işadam- Jannın Türkiye ıle ılgilı soru- laraıı yanıtladı. Demirel, An- kara'nın Kıbns konusundaki tutumuyla ilgilı bir soruyu ya- nıtlarken şunlan söyledi: "" "Etrafimızda komşulan- mız var. Komşulanmızla so- runlanmız \ar. Bu sonınlann hiçbiri yeni değildir. Türkiye kadar çok komşunuz olursa. sonınunuz da olur. Şili ile bi- zim hiçbirsorunu muz yoktur. Çünkü Şili bizim komşumuz değildir. Ancak Türkiye tüm sorunlan banşçı yöntemlerle çözmeye karariıdır. Kıbns ko- nusuna gelince, adada iki halk vardır. Birisi Yunan halkımn uzantısı. birisi de Türk halkn nm uzannsı. Ada 300 >ıl Os- manlı idaresinde kaldı. Sonra tngilizlere geçti ve adada iki halk arasında anlaşmazlıklar başladı,30-35 yıl önce. lld top- lum değil. iki millet var adada. Son 20 yılda Kıbns'ta hiç kan dökülmedi. Henüz politik bir çözümyok.Ancak kan dökül- müyor. Banş, Kıbns'taki Türk askeri taraftndan gayet iyi muhafaza edilmiştir.'" Hong Kong'da "Yabancı Muhabirier Klübü" tarafın- dan verilen akşam yemeğınde bir konuşma yapan Demırel, gazetecilerin çeşitli konular- dakı sorulannı yanıtladı. Tür- kiye'nin köktendinci olabile- ceği endişesinin 1992"de Da- vos'ta enıne boyuna tartışıl- dığını anlatan Demirel, "Ora- da nüfusun yüzde 99'u Müs- lüman olan. demokratik>e la- ik serbest piyasa ekonomisini uygulayan Türkiye'nin kök- tendinci olamayacağına her- kesi ikna ettim"" dedı. Demirel, bir soru üzerine Istanbul'da yaşayan bir mil- yondan fazla Kürt kökenli Türk yurttaşı olduğunu belir- terek şunlan söyledi: "Ülkenin tümü kendileri- ninken niye kendilerini küçük bir toprağa hapsetsinler. Kürtier Türkiye'de bürdür- ler; bakan, başbakan. cum- hurbaşkam. yargıc. asker, her şey olabilirler. Bir hikâye var; bir Kürt halkı varmış, devleti varmış ve Türkiye gelmiş o halkın vatanını elinden alnuş. Böyle bir şey yok. Türkiye tek bir ülkedir ve Kürtler dahil, hiçbir kimseye verilebilecek tek kanş topragı yoktur." SIEMENS İletişim de büyür... gıgaset DECT Standardı Dıjıtal Telsız Telefon Sistemı. Gereksinimleriniz büyüdükçe... Ama bız, dün oldugu gibi bugün ve yarın da hep yanınızdayız. Çünkü, küçük veya büyük, bütün üetişimin dilinden anlıyoruz.. İletişim çağının tüm evrelerinde degişen dünyayı degiştirenler arasında yine biz varız. Ülkemızde de PTT ile işbirligi içinde telekomünikasyon altyapısının kurulup yaygınlaştırılmasından GSM teknolojisinin geliştirilmesindeki katkılarına varan bütün ürün ve hizmetlerde Sıemens imzası ile karşılaşıyorsunuz. Farkında olsanız da olmasanız da siz iletişim kurdukça bizimle konuşuyor, bizimle anlaşıyorsunuz. Çünkü biz, sürekli sizlerin gereksinimlerinizle iletışimdeyiz. Simko Ticaret ve Sanayi A.Ş. Siemens AG Türkiye Genel Mümessili Meclisi Mebusan Cad. No.125 Fındıklı 80040 Istanbul Tel : (0212)251 09 00 Fax: (0212)252 41 34 8°
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle