Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 1995 CUMA
HABERLERİN DEVAMI
YORUM
• Baştarafi 9. Sayfada
trtda bulunmaktadır.
* Banka özkaynaklan 1994 yılında cari fiyatlaria yüz-
de 94.5 oranında artış göstermiştir.
ödenmiş sermaye, yedek akçeler ve değer artış fo-
nundan oluşan banka özkaynaklan tutarı, 1993 yılı so-
nunda (TCMB dışında) 69.796 milyar TL iken 1994 yı-
lında cari fiyatlaria yüzde 94.5 oranında artarak 135.755
milyar TL'ye yükselmiştir. Bu dönemde TCMB dışında
bankalann ödenmiş sermayeleri 40.546 milyar TL'den
71.630 milyar TL'ye yükselirken yedek akçeler ve de-
ğer artış fonlan toplamı da (yıne TCMB dışında) 29.250
milyar TL'den 64.125 milyar TL'ye ulaşmıştır. USD ola-
rak banka özkaynaklan tutan, 1993 yılı sonunda yakla-
şık 4.7 milyar USD iken 1994 yılı sonunda yaklaşık 3.5
milyar USD'ye gerilemiştir. USD olarak özkaynaklar
yüzde 25 dolayında azalmıştır.
* Bankalann toplam mevduatı cari fiyatlarla yüzde
134 oranında artarken USD olarak azalmıştır.
1993 yılı sonunda bankalann toplam mevduatı (ban-
kalar mevduatı ve döviz tevdiat hesapları -DTH- dahıl)
544.965 milyar TL iken 1994 yılı sonunda 1.275.126 mil-
yar TL'ye yükselmiş, cari fiyatlarla yüzde 134.0 oranın-
da artmıştır. Ancak bu tutar, bankalar mevduatı ve ban-
kalann yıl sonundaki yapay işlemleri ile türetilmiş, fiktif
mevduatı da ıçerdiğinden, bir ölçüde abartmalıdır. Bu
kapsamdaki toplam mevduat, 1993 yılı sonunda yak-
laşık 36.6 milyar USD iken 1994 yılı sonunda 32.8 mil-
yar USD'ye gerilemiş; USD bazında yüzde 10 dolayın-
da azalmıştır.
* Mevduatın yapısı değişmiş, ilk kez döviz tevdiatı TL
mevduatı aşmıştır.
1994 yıl sonu itibarıyla 660.559 milyar TL'ye ulaşan
bankalardaki döviz tevdiat hesapları (DTH), toplam
mevduatın yüzde 51.8'ini oluşturmuştur. 1994 yılında
DTH'ler, TL bazında cari fiyatlarla yüzde 207.3 oranın-
da artarken TL mevduattakı artışın yüzde 86.2 düze-
yinde kalrşı, mevduat kompozisyonunu degiştırmiştır.
Döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki
payı sürekli artış göstermektedir. DTH'lerin toplam mev-
duat içindeki payı, 1990 yılında yüzde 23.6 düzeyınde
iken bu pay 1993 yılı sonunda yüzde 39.5'e, 1994 yıl
sonunda da yüzde 51.8'e yükselmiştir. DTH'lerin top-
lam mevduat içindeki payındaki artışta, devalüasyonun
yanı sıra arttırımcılann (mudilerin) enflasyona karşı ko-
runma güdüleri de etkilı olmaktadır.
1994 yılında TL mevduatın yapıs* da değişmiştir. 1993
yılı sonuna göre TL mevduat içınde tasarruf mevduatı-
nın payı yüzde 37.4'ten yüzde 53.2'ye yükselirken ti-
cari mevduatın payı da yüzde 17.2'den yüzde 17.6'ya,
diğer kuruluşlar mevduatının payı da hafifçe yüzde
16.9'dan yüzde 17.2'ye çıkmıştır. Buna karşı bankalar
mevduatının payı yüzde 23.8'den yüzde 8.2'ye gerile-
miştir. TL mevduat içinde resmi kuruluşlar mevduatının
payı yüzde 3.1, mevduat sertıfikasının payı da binde 7
gibi düşük düzeylerdedir.
1994 yılında TL mevduat için en hızlı artan mevduat
türü tasarruf mevduatı olmuştur. Tasarruf mevduatı bir
önceki yıla göre cari fiyatlaria yüzde 164.6 oranında ar-
tarak 1994 sonu itibanyla 326.7 trilyon TL'ye yükselmiş-
tir. Ekonomide yüzde 6.0 oranında küçülme olduğu, re-
el tasarruflann azaldığı bir dönemde, tasarruf mevdu-
atında bu denli artış, bırikimlerin diğer kullanım alanla-
nndan tasarruf mevduatına kayma olduğunu göster-
mektedir.
* Kredilerde artış hızı, cari fiyatlarla dahi, bir önceki
yıla göre yavaşlamıştır.
1994 yılında toplam banka kredileri, cari fiyatlarla
yüzde 82.1 oranında artarak 789.853 milyar TL olmuş-
tur. Enflasyon hızının yan yanya düşük olduğu 1993 yı-
lında ise banka kredileri yüzde 87.3 oranında artmış ı-
di. USD bazında ıse toplam banka kredileri 29.1 milyar
USD iken 1994 yılı sonunda yüzde 30 oranında bir aza-
lışla, 20.3 milyar USD dolayına gerilemiştir
1994 yılında ekonomide küçülme, belirgin bir şekil-
de bankacılık sektörüne de yansımıştır.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Koltuksuz lider Deng'in yakın çevre-
sine "koltuk çıktığı" iddialan yaygın.
Oğul, kız, aile, tüm sülale, paranın tadı-
nı almış. Bir oğlunun Sakatlan Koruma
Derneği'nin bütçesini kötürüm bıraktı-
ğı söyleniyor. Damatlar Hong Kong'da-
ki şirketlerte iş yapmaya başlamış. Kart-
vizitlerinin görünmeyen yüzünde
"Deng" yazılı kızının New York Times'da
yayımlanan, babasına ilişkin anılanndan
elde ettiği gelir 1 milyon dolar.
Şu haber geçen günlerde bomba gi-
bi patlamış:
"Deng 'in bütün çocuklanna yurtdışı-
na çıkış yasağı kondu."
Bu aşamadan sonra gelecek ikinci
adım merakla bekleniyor.
Geçen ay yaşanan bir diğer olayın
çalkantılan da henüz dinmiş değil. Pe-
kin Belediye Başkan Yardımcısı Ba-
asan, hakkındaki yolsuzluk iddialanyla
ilgili soruşturma açıldıktan hemen son-
ra intihar etti. Bu yüzden de soruştur-
ma rafa kaldınlmış durumda.
Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) Pekin
Parti Sekreterliği çok önemli bir koltuk.
Bu koltuğun sahibi Dengşen hakkında
da soruşturma açılmış ve görevden
alınmış.
Son 1.5 yılda hakkında yolsuzluk so-
ruşturması açılan ÇKP üyesinin sayısı
Ruşvefln Cezası Olum!
130 bin. Bunlardan 20 bini için soruş-
turma sonrası dava açılmış, on bin kişi
de hüküm giymiş.
Çin'de ağır suçların başında artık sa-
dece "muhalif"o\mak gelmiyor. Rüşvet
almak da en az onun kadar ağır. Başta
Merkez Bankası olmak üzere, kilit nok-
talarda görev yapanlann, rüşvet alma-
sı halinde, cezası idam. ölüm cezası
yerine getirilirken "ibret-i âlem"için te-
levizyondan da yayımlanıyor. Pekin'de
sohbet ettiğim kışiler, son iki ayda 20
kadar idam cezası seyrettiklerini söyle-
diler.
Artış gösteren diğer suçlann başında
ise cinayet, yol kesme ve hırsızlık var.
Pekin'de yaşayan bir kişi değişimi şöy-
le anlattı:
"20 yıl önce evlerin dış kapılannda
kilit kullanılmazdı, şimdi kent merkezin-
de ikinci bir demir kapı yaptırmayan
yok."
Bunlar, toplumsal bozulmanın suç
sayılan ve "görûnen" yanı. Bir de "gö-
rünmeyen" yanı var. Pek çok alanda ol-
duğu gibi bu yönü çok daha derin ya-
ralar açıyor. Şimdi herkes emeğine, sa-
natına, becerisine şu gözle bakıyor:
- Paraedermi?
Kantann birgözünde para, diğerinde
saydıklanmız. Oğretmen, "Acaba yeni
zengin birinin çocuğunu bulup, özel
ders verebilirmiyim" arayışı içinde. Mü-
zisyen, "Gece birkaç saat canlı müzik
yapıppara kazanabileceğim birbarbul-
sam ne iyi olur" diyor.
Tabii ki herkes böyle değil, ama de-
ğişimin yansıyan yüzünde görünenler
bunlar.
Rumuz sosyalizm
Reform hareketlerinin topluma yansı-
masınfn bir yönü daha var. Verilen me-
sajşu:
- Her şey sosyalizm adına yapılıyor.
Sosyalizm sözcüğü pek çok kapıyı
açan sihirli bir anahtar. Piyasa ekono-
misi sosyalizm için, özelleştirme sos-
yalizm için, serbest bölgeler sosyalizm
için. Son olarak yolsuzluklaria mücade-
lede de aynı silah kullanılıyor:
- Sosyalizmin ayakta dunması için.
Çin'de yerteşmiş bir kavramı derinle-
mesine sorgulamanın da güçlükleri var.
Konu biraz karmaşık hale gelınce yanıt-
lan hazır.
- Bu, Çin işi...
Yolsuzluklaria mücadelede de genel
bir imajın yerieşmemesi için çaba har-
canıyor. Ölüm cezasına kadar varan ce-
zalar veriliyor. Ne var ki yolsuzluklann
önüne tümüyle geçilemiyor. "En acıma-
sız cezayı" vermenin yaran da ayn bir
tartışma konusu. Topluma sürekli para-
nın çok önemli olduğu, onunla her tür-
lü kapının açılacağı, insanı değerli ya
da değersiz kılan ilk unsurun para oldu-
ğu vurgulanırsa, tabii ki ona herkes u-
laşmak isteyecek!
Çinliler ekonomik kalkınmayla top-
lumsal kalkınmayı koşırt olarak yürüt-
tüklerini söylüyoriar, ama gözlemlerimiz
bunu doğrulamıyor.
Yıllarca yan yana, eşit koşullarda ya-
şamış iki aileden biri birden zengin olu-
yor. Bisıkletten Toyota'yageçiyor. İki ai-
lenin yetişmekte olan çocuklannı düşü-
nün...
Çin'deki "kapita-sosyalist" deneyi-
min, topluma yansıyan "o/umsuz"yön-
leri kabaca böyle.
Yönetimi elinde bulunduranlann "pa-
rayla dansı" ise ister istemez bizim gi-
bi ülkelere de çağrışım yaptınyor. Şöy-
le bir genellemeye gitmek yanlış olma-
sa gerek:
Paranın yüzü heryerde tatlıdır.
Bu ne Çin'de ne de Türkiye'de fark-
lıdır. Devleti yönetenlerin cüzdanı ağır,
çalışanlann kanatlıdır.
Alımet OzaPın bankasuıa el kondu
• Baştarafi 1. Sayfada
DSB Bankası'na ortak ve
yönetici olma iznini kopa-
ran Ahmet Özal'ın, ekono-
mik kriz içerisindeki banka-
yı ınanılmazbirhızlaelege-
çırdikten sonra aynı hizla
batırması, Alman uzmanla-
n da şaşırttı
Yönetimi nasü ele
geçirildi?
Almanya'dakı DSB Ban-
kası 1992 yılı ortasındaöde-
me güçiüğüne gırdi. Bunun
üzerine Alman Bankacılık
Yasası'na göre bir tasfîye
kurulu oluşturuldu. Tasflye
kurulu, bankanın iflasını ön-
lemek amacıyla yeni bir or-
tak arayışına gırdi. Bu aşa-
mada Ahmet Ozal bankaya
talip oldu.
Ahmet Özal'ın DSB'nin
devir işlemlenni. Avrupa
Bırliği'nin 1 Ocak 1993 gü-
nü uygulamaya giren ve
banka sahibi olmayı güçleş-
tiren Bankacılık Yasası'nın
yûrürlüğe girmesine 36 saat
kala, noterleri Frankfiırt'un
lüks Arabella Oteli'ne top-
layarak gerçekJeştirdiği öğ-
renildi. Operasyon, normal
koşullarda tüm noterlerin
Noel tatıli nedeniyle kapalı
olduğu 29 Aralık 1992 gece-
si gerçekleştirildi. 261-
9629W sayıh belge, Frank-
furt'un en pahalı noterlerin-
den Dr. Peter Gamon tara-
findan hazırlandı. Adresini
Tekfen Villalan, D Blok, U-
lus- Istanbul olarak belirten
Tevfık Ahmet Özal, 783 bin
mark sermaye ile bankaya
ortak oldu.
Ancak bankaya bir ikinci
ortak daha geldi. Adresi 31
Harley Street, London W1N
1 DA olarak belirtilen Ah-
met Özal'a aıt Plus (Artı)
Communication Ltd. şirke-
ti de 8 milyon 667 bin mark
sermaye ile DSB ortaklan
arasındayeraldı. Plus Com-
munication Ltd. tarafindan
Peter Mc Bride ımzasını ta-
şıyan yetki belgesi ile Ah-
met Özal kendi şirketine ve-
kil tayın edildi.
Oçüncü ortak olarak Özal
ailesine yakın olduğu öne
sürülen Kazakıstan'dan bazı
isimler devreye girdi. Özal
ile birlıkte Almanya'daki
bankaya ortak olan Kazakis-
tan Alem Bankası, işlemler-
de K. Irishev adlı kişiyi yet-
kili kıldı.
Ahmet Özal'ın amcası
Korkut Özal'ın yakın ilişki
içinde bulunduğu Faisal Fi-
nans'ın da Kazakistan 'm da
arasında bulunduğu Orta
Asya Türk cumhuriyetlerin-
de yoğun faaliyette bulun-
duğuna dikkat çekildi. Ah-
met Özal, Kazak ortağın
desteğiyle 11 Ocak 1993'te
yapılan ilk genel kurulda
yüzde 36 hisseyle bankanın
Yönetım Kurulu Başkanlı-
ğı'na getinldi. Almanya'da
"tam bankacıhk" yetkisine
sahip olan bankayla Özal,
Alman bankalanndan mil-
yonlarca mark topladı. Ar-
dından bu paralann bir bö-
lümüyle Türkiyecte bazı şir-
ketlere kredi açtı. Kredi alan
şirketler arasında, Türki-
ye'de Bakanlar Kurulu ka-
ranyla bir 1994 yılı başında
tasfıye sürecine sokulan
Marmarabank, TYT Bank
ve tmpeksbank da yer aldı.
Özal'ın bankasmın verdiği
krediler geri dönmeyince
bankanın içinde bulunduğu
kriz derinleşti.
Bunun üzerine 31 Ekim
1994'te Berlin'deki Kredi
İşlemleri İçin Federal De-
netleme Kurumu, Özal'ın
bankası DSB'nin faaliyetle-
rini durdurma karan aldı.
Kurnm, banka hesaplannı
ıncelemeye alırken yöneti-
ciler ve ortaklar hakkında da
soruşturma başlattı. Ahmet
Özal'ın Almanya'daki ban-
kasının verdiği kuşkulu kre-
dilerin tahsil edilememesi
ve bankanın iflas durumuna
gelmesı sonucu kriz toplan-
tılan düzenleyen Alman
makamlan, bankanın devır
alınmasından yönetimine
kadar bircok alanda yasala-
nn çiğnendiğini belirledi.
Inceleme sonucu bankanın
satışı sırasında Ahmet
Özal'ın Bankalar Birliği'ne
yanlış beyanda bulunduğu
ve Alman makamlannı ya-
nılttığı öne sürüldü. Yapılan
araştırmada Ahmet Özal'ın,
Alman Bankalar Yasası'na
göre suç olan Türkiye'de ti-
cari ortaklık içerisinde oldu-
ğu kurumlara kredi verdiği
savı da gündeme geldi.
Bankanın diğer ortağı
olarak adı geçen ve merke-
zı Londra'da gösterilen Ah-
met Özal 'a ait Plus Commu-
nication Ltd. şırketinin
Londra'da bürosunun bıle
olmadığı, verilen adresin
Ahmet Özal'ın muhasebe-
cisine ait olduğu ortaya çık-
tı. Alman uzmanlar tarafin-
dan yapılan araştınnalar so-
nucu Ahmet Özal'a ait Plus
Communications & Tech-
nology Ltd. isimli bir şirke-
tin bulunduğu, ama adresi-
nin Londra değil, kara para
ve vergi kaçakçılan cenneti
Guernsy Cumhuriyeti'nde
olduğu belgelendi.
15 Haziran 1992 tarihin-
de Ahmet Özal tarafindan
50 bin dolar sermaye ile ku-
rulan, kara para ve vergi ka-
çakçılan cenneti Gu-
emsy'dekı şirketin sermaye-
sinın, kuruluştan hemen
sonra 5 milyon dolara yük-
seltıldiği belırlendi.
Ozden yeniden başkan Yargıtay'da dehset aıılan
Baştarafi 1. Sayfada
Güngör Özden. dün ikinci kez Ana-
yasa Mahkemesı Başkanhğı'na geti-
rildi. Özden'in 6 oyla seçildiği oyla-
mada başkanlığa aday gösterilen
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili
Güven Dinçer 4 oy alırken bir üye de
Sdçuk Tüznn'e destek verdi. Özden,
"Bana oy verenlerin yüzünü kara çı-
karma>'dcağım. Beni kendisinden ya-
na ya da kendisine karşı sananlar al-
Bugüne kadar cep telefonu almadıysanız
ŞANSLISINIZ !
ERICSSON
GSM Teknolojisini yaratan
Ericsson'dan
Dünya'nın en uzun konuşma süreli
cep telefonları
59.900.000.-K D V , T u r k c e l l s i m k a r t ı d a h i l
• GH - 337
• GF - 337 (KAPAKLI)
Cenel DislribülOr Turkcell
GSM lcoriı
cep telefoounun
anohtan
G S M C E N T E R
Fulya Caddesi No:31/3 Mecidiyeköy
Tel: (0212)212 13 50Pbx
danacaktr" dedi Seçildikten sonra
yaptığı konuşmada, kendisine veril-
meyen oylan da verilmiş gibi saydı-
ğını kaydeden Özden, çalışmalanna
kaldığı yerden daha inançlı. daha ka-
rarlı ve azimlı olarak devam edeceğı-
ni şöyledi.
Özden, "Seçimler yaptbnadan dn-
ce, bazı gazete köşe yazarian ve mah-
kememizin ü>elerinin de içinde bulun-
duğu çeşitli toplantılar yapıldığı ve be-
nim yeniden seçümemem için üyeleri-
mize telkinkrde bulunulduğu yolun-
da duvumlar aldırn. Ama ben bunia-
ra inanmadım. Beni kendisinden ya-
na ya da kendisine karşı sananlar al-
danacaktır" dıye konuştu
Anayasa Mahkemesi 'nin, anayasal
ışlevlenni özenle ve duyarlılıkla ye-
rine getirdiğini ve yansız bir kuruluş
olduğunu vurgulayan Özden, şunlan
söyledi:
"Anavasa Mahkemesi Başkanlığı
seçimleri de kendi aramızda, en de-
mokratik,en insancılyöntemierfc ger-
çekteşmiş bir oigudur. Kimi arkadaş-
bnmizın bizi medya ile karşı karşıva
getiren yazı ve konuşmalannın ger-
çekle bir ilgisi yoktur. Ben içinizden
gekUm. hepinizi kendi çocuğum gibi
sever ve sayanm. Bütün istediğiıniz
şey,hepinizin hak ve özgürlükferinizin
güvencesi olan Anayasa Mahkcme-
si'nin kişiseU yönetsel ve kurumsal
bağlamda yıpratdmanıasıdır. Çünkü
inanılacak kurumlann sayısı azaknk-
ça, bizim güvenlik içinde yaşamamız
oianaksızdır. Onun için, sizJerden rica
edıyorum, biz aramızda bir bütünüz,
hiçbir aynlık yoktur."
Ozden, gazetecilerin seçim nede-
niyle üyelerin etkilenmeye çalışıldığı
yolundaki sorulannı, "Ben her zaman
söylüyorum. VTcdanımı yasök yapıp
yatrvorum. Ben bile Anayasa Mahke-
mesi Başkanı iken yönlendirmem.yö-
netirim. Anayasa Mahkemesi, değil
Türkiye'de, dûnyada hiçbir gucün et-
Idsinde ohnamıştır'' diye yanıtladı.
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETf
Basın Müzesi
Koleksiyon Sergisî
• Baştarafi 1. Sayfada
len saatlerinde dışanya çıktı ve
Başbakanlık binasının hemen
karşısında bulunan Yargıtay'ın
Atatürk Bulvan'na açılan kapı-
sının önünde beklemeye başla-
dı. Saat 13.20 sıralannda Yargı-
tay 6. Ceza Dairesi üyelerinden
Aydın ve Turan'la karşılaşan
Necmioğlu, bu sırada üzerinde
bulunan 7.65 milimetre çapında-
kı Kınkkale marka tabancasını
çıkararak iki üyenin üzerine üst
üste beş el ateş etti. Aydın ve Tu-
ran'ın yere yıkılmasının ardın-
dan olay yerinden hızla uzaklaş-
maya çalışan Necmioğlu, vatan-
daşlann da yardımıyla polis tarafindan yakalan-
dı. Görgü tanıklannın anlatımına göre, Yargıtay
çalışanlanndan Ömer Faruk Işıktan tarafindan
kıskıvrak yakalanan saldırgan, daha sonra olay
yerine gelen polise teslim edildi. Olay yerinde
bulunanlann müdahalesi sonucu. Aydın ve Tu-
ran'ın kurşun ısabet eden bacaklan. kanamayı
durdurmak amacıyla kravatla bağlandı. Aydın,
ambulansla BayındırTıp Merkezi'ne; Turan, Ga-
zi Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altına alındı.
Bacaklan ve kamından yaralanan iki üyenin
de sağlık durumlannın iyiye gittiği öğrenildi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltına alı-
nan Necmioğlu'nun üstünde yapılan aramada,
"Yargrtay'da 25 yıl süren hukuk davamın sonuç-
landınlmayışını protesto için bu işi yaptun" yazı-
lı bir not bulundu.
Emniyet yetkilileri, yaptıklan yazılı açıklama-
da, Necmioğlu'nun sorgusunda, sanığın babası-
nın 1953 yılında Konya'nın Ermenek ilçesinde,
o tarihte Ermenek Hükümet Tabıbi olarak görev
yapan ve halen Ankara Üniversitesi Tıp Faİcülte-
si Hastanesi'nde görevli Prof. Dr. Hüseyin Gûr-
s«ty tarafindan yanlış tedavi sonucu ölduğünü id-
dia ettiğıni, bu yüzden açtığı davalan kaybetriği-
ni, 1975 yılında emekli olduktan sonra ruh sağlı-
ğının bozulması üzerine Istanbul Bakırköy ve
Manisa Ruh ve Sinir Hastalıldan hastanelerinde
tedavi gördüğünü, babasının ölümünün kendisi-
ni çok sarstığını, Yargıtay'ı protesto etmek için bu
eylemi yaptığını, vurduğu şahıslan tarnmadığını,
sadece dikkatleri çekmek için
ateş ettiğıni anlattığı bıldiril-
di.
Tiyatro ve sinema sanatçı-
sı Tuncer Necmioğlu'nun
kardeşi olduğu bıldirilen sal-
dırganm çok yemek yediği ve
okuduğu için yakın çevTesin-
Cümhurivet Gazetest Ankara Bürosu
Resim-Fotoğraf-Minyatür-Ebru-
Özgün Baskı-Karikatür-Seramik
16Mayıs-2Hariran 1995
Basın Müzesi: Divanyolu Cad. 84
Çemberlilaş #
Tel: 513 84 58
ce "fil" lakabıyla anıldığı bildirildi. 1960 ihtila-
linden sonra, babasının ölümü nedeniyle Içişleri
Bakanlığı'nı protesto amacıyla telgraf yağmuru-
na tuttuğu kaydedilen Necmioğlu'nun, Diyarba-
kır'da doğduğu, A.Ü. Hukuk Fakültesi'ni 1951
yılında bıtirdikten sonra Istanbul. Denizli ve çok
sayıda ilçede hâkimlik yaptığı öğrenildi.
Polis kayıtlanndan alman bilgilere göre, Nec-
mioğlu, 1988 yılında da Ankara-Kızılay'da 'gök-
dden' olarak anılan Emek tşhanı'nın önünde, yi-
ne öğle saatlerinde havaya 4-5 el ateş ederek bir
kişinin yaralanmasına neden oldu.
Bu olayın ardından Bakırköy Ruh ve Sinir Has-
talıklan Hastanesi'ne sevk edilen Necmioğ-
lu'nun, yargıçlara eksik yan ödeme yapıldığı sa-
vıyla Danıştay'da açtığı davayı kazandığı belir-
tildi. Necmioğlu'nun Topraklıİc'ta iki odalı birev-
de tek başına yaşadığı öğrenildi.
Yargıtay üyelerini silahla yaralayan Selahattin
Necmioğlu'nun, yapılan araştırmasında cezai eh-
liyetinin bulunmadığı saptandı. 1969 yılında Prof.
Dr. Hüseyin Gürsoy'u vurduktan sonra, 1980"e
kadar Istanbul Bakırköy ve Manisa akıl hastane-
lerinde tedavi gören Necmioğlu'na, cezai ehliye-
tinin olmadığına ilişkin "TCK 46raponı'' veril-
diği öğrenildi. Necmioğlu'nun, bir albayla evli
olan, ancak kocası ölen ablasının da arandığı tes-
pit edildi.
Gazi Hastanesi'nde tedavisi devam eden Aydın,
sanığı ilk kez gördüğünü belirterek "Arkadaşım-
la Yargıtay 'a giderken arkadan ateş etti. Görme-
dim. Kendisinitanımıyorum, sadeceyeredüşerken
silahb bir adam gördüm" dedi.
Bayındır Tıp Merkezı'nde tedavi altına alınan
Zekai Turan'ın ise yaşamsal tehlikeyi atlattığı bil-
dirildi. Turan'ın hastanede ifadesini alan Ankara
Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Cahit Yahşi, olayın,
soruşturmanın ardından açıkhğa kavuşacağını ifa-
deetti.
SAINT-BENOIT'LILAR DERNEĞÎ
G E L E N E K S E L
ETU PILAV GUNU27 MAYIS 1995 CUMARTESt SAAT 13 00
SAINT-BENOİT LİSESİ
1 9 5 5 B t l l l l l l
Nüfus
cüzdanımı,
toplu taşıma
kartımı
kaybettim.
Hükümsüzdür.
ALEMDAR
COŞKUN
TELEVİZYON EKRANISAHNEYE CIKARSA
DOKTOR FAÜSTUS YA DA
ŞEYTANIN PALTOSU
DOCTOR FAUSTUS OR THE DEVIL'S COAT
• •• ORLEANS ULUSAL DRAM MERKEZİ (Fransa)
Taksim Sahnesi, 26-27 Mayıs 1995,21.15
OLAYLARIN
ARDINDAKI
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
şıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'njn
laiklik ilkesi üzerinde ytik-
selmesi, demokratik rejim
için 'olmazsa ol/naz' ko-
şuludur. Batı'da demokra-
si, devletin dinsel devlet
olmaktan arınmasıyla
başlar, insan haklannın
yolu böyle açılır. Yeryüzün-
de uygarlığın vardığı son
aşama, din ve devlet işle-
rinin birbirinden ayrılması-
dır; Anayasa Mahkemesi
de kuruluşundaki amaç
bakımından bu temel ilke-
ye bağlıdır. '.
İkinci kez Anayasa
Mahkemesi Başkanhğı'na
seçilen Sayın Özden'i kınV
luyoruz.
Bu seçim, şeriatçılanh
atak üstüne atak yaptıkla-
n bir ortamda daha çok
değer kazanıyor.
••*
PKK
vahşeti i-
• Baştarafi 1. Sayfada
bir özei otomobıl parçalaû-
dı. Olaydan sonra aynı yerde
ıkıncı bir bomba saptayan po-
lis, bombayı patlamadan irnha
etti.
Dün saat 17.30'da Hürriyet
Mahallesı'ndeki mınibüs du-
rağında şıddetlı bır patlama
meydana geldi. Patlamada,
Mehmet Emin OJcay, Hasan
Şimşek. Hatil Geyik, Hüseyin
Okay, Mehmet Emin Ergin,
Medeni Işık, Abdurrahnıan
Aktaş ve adı belırlenemeyen
lkışı yaşamını yıtınrken 20
kışı de yaralandı. ilk belırle-
melere göre yaralılann adlad
şöyle:
"Cahit Hamarat Mahfuz
Yakut, Seyfettin Tufan. Fah-
rettin Taşan, Hayriye Kayra,
Mehmet Emin Tutuş. Hasaa
Yakut. Hüsnü Yılmaz, Nurul-
lah Polat Ibrahim Yakut Ra-
mazan AtJak. Mehmet Emin
Yakut. Hüseyin Ergin, Şeh-
muz Ergin, Hüseyin Yılmaz.*
Yaralılann büyük bır kısmı-
nın kol ve bacaklannı kaybet-
tıği bıldınldı ve bazılannıa
durumunun ağır olduğu açık-
landı. Patlamada yaralanan ve
Batman'dakı SSK ile Devlet
hastanelerine kaldınlarak te-
da\ ı altına alınan 20 kışıden
durumu ağır olan 7'si, Dıyar-
bakır Dıcle Üniversitesi Tıp
Fakültesı Hastanesi'ne kaldı-
nldı. Cesetlerin 100 metrelik
alana yayıldığı patlamada, 3
mınibüs ile bır özel otomobıl
de parçalandı. Olağanüstü Hal
Valısı Ünal Erkan olay yenn-
de inceleme yaptı. Olayda
plastık patlayıcı kullanıldığını
ve bazı kışılenn gözaltına
alındığını belirten Erkan. an-
cak soruşturmanın sürmesi
nedeniyle bu konuda daha de-
taylı açıklama yapamayacagı-
nı söyledi. Patlama yennde
yaklaşık 1 metre derinlığınde
çukur oluştuğunu belirten Er-
kan. "'Otay, yakındaki ilkoku-
lun dağıldıgı saatte meydana
gelseydi ölü sayısı daha da ar-
tardı. Minibüsler bombamn
parça tesirini bir ölçüde önle-
diler, böylece yolun karşısın-
daki yurttaşlar patlamadan
daha az etkflendfler" diye ko-
nuştu.
Olaydan sonra cevrede gö-
nış güvenlik önlemlen alınır-
ken, güvenlik güçleri olay ye-
nnde patlamaya hazır bû*
bomba daha buldu. Bomba,
uzmanlar tarafindan ımha
edildi K
Valilik açıklaması
Olağanüstü Hal Bölge Va-
hlığı'nce yapılan açıklamadi
söyle denıldi "25 Mayıs 1995
tarihinde saat 17.40 sıralann-
da Batman'ın Hürriyet Ma-
haDesi. ilkokul karşısuidaki 2&
Cadde üzerinde Balpuıar KöF-
yü'ne giden minibüs ve doK
muşçulann yolcu aidıklan dı>-
rak olarak kullanılanyerde, P-
KK teröristlerince hazıriandr-
ğı ve yerleştirilmeden önce te-
rörisrin elinde pauadığı değer-
lendiriten tahrip gücü çofc
yüksek bombamn patlamaa
sonucu 8 kişi öbnüş,20kişi ya-.
ralanmıştır." .^
Başbakan Tansu Çiller,
Batman Valısi Salih Şar»-
man'a başsağlığı ve geçmiy
olsun mesajı gönderdi.
Öte yandan Bingöl, Tuncei>ı
lı ve Batman'ın kırsal kesij?
minde sürdürülen operasyonf
lar sırasında 22 PKK'li teröj
nst öldürüldü. Batman'ınr
Gercüş ilçesı Hisarköyü'n*
önceki akşam saatlerinde bi^
grup PKK'li terönst tarafuı^
dan düzenlenen baskında ^
kişi yaralandı.
Bu gösten Tİ1RK HENKEL'ın değerli katkılanyla gerçeklestırilecektır Bu tlan ûmburiyet Gazetesi 'mn katkmyla ucretstz olarakyaymlanmıştır