07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 1995 CUMA HABERLERİN DEVAMI YORUM • Baştarafi 9. Sayfada trtda bulunmaktadır. * Banka özkaynaklan 1994 yılında cari fiyatlaria yüz- de 94.5 oranında artış göstermiştir. ödenmiş sermaye, yedek akçeler ve değer artış fo- nundan oluşan banka özkaynaklan tutarı, 1993 yılı so- nunda (TCMB dışında) 69.796 milyar TL iken 1994 yı- lında cari fiyatlaria yüzde 94.5 oranında artarak 135.755 milyar TL'ye yükselmiştir. Bu dönemde TCMB dışında bankalann ödenmiş sermayeleri 40.546 milyar TL'den 71.630 milyar TL'ye yükselirken yedek akçeler ve de- ğer artış fonlan toplamı da (yıne TCMB dışında) 29.250 milyar TL'den 64.125 milyar TL'ye ulaşmıştır. USD ola- rak banka özkaynaklan tutan, 1993 yılı sonunda yakla- şık 4.7 milyar USD iken 1994 yılı sonunda yaklaşık 3.5 milyar USD'ye gerilemiştir. USD olarak özkaynaklar yüzde 25 dolayında azalmıştır. * Bankalann toplam mevduatı cari fiyatlarla yüzde 134 oranında artarken USD olarak azalmıştır. 1993 yılı sonunda bankalann toplam mevduatı (ban- kalar mevduatı ve döviz tevdiat hesapları -DTH- dahıl) 544.965 milyar TL iken 1994 yılı sonunda 1.275.126 mil- yar TL'ye yükselmiş, cari fiyatlarla yüzde 134.0 oranın- da artmıştır. Ancak bu tutar, bankalar mevduatı ve ban- kalann yıl sonundaki yapay işlemleri ile türetilmiş, fiktif mevduatı da ıçerdiğinden, bir ölçüde abartmalıdır. Bu kapsamdaki toplam mevduat, 1993 yılı sonunda yak- laşık 36.6 milyar USD iken 1994 yılı sonunda 32.8 mil- yar USD'ye gerilemiş; USD bazında yüzde 10 dolayın- da azalmıştır. * Mevduatın yapısı değişmiş, ilk kez döviz tevdiatı TL mevduatı aşmıştır. 1994 yıl sonu itibarıyla 660.559 milyar TL'ye ulaşan bankalardaki döviz tevdiat hesapları (DTH), toplam mevduatın yüzde 51.8'ini oluşturmuştur. 1994 yılında DTH'ler, TL bazında cari fiyatlarla yüzde 207.3 oranın- da artarken TL mevduattakı artışın yüzde 86.2 düze- yinde kalrşı, mevduat kompozisyonunu degiştırmiştır. Döviz tevdiat hesaplarının toplam mevduat içindeki payı sürekli artış göstermektedir. DTH'lerin toplam mev- duat içindeki payı, 1990 yılında yüzde 23.6 düzeyınde iken bu pay 1993 yılı sonunda yüzde 39.5'e, 1994 yıl sonunda da yüzde 51.8'e yükselmiştir. DTH'lerin top- lam mevduat içindeki payındaki artışta, devalüasyonun yanı sıra arttırımcılann (mudilerin) enflasyona karşı ko- runma güdüleri de etkilı olmaktadır. 1994 yılında TL mevduatın yapıs* da değişmiştir. 1993 yılı sonuna göre TL mevduat içınde tasarruf mevduatı- nın payı yüzde 37.4'ten yüzde 53.2'ye yükselirken ti- cari mevduatın payı da yüzde 17.2'den yüzde 17.6'ya, diğer kuruluşlar mevduatının payı da hafifçe yüzde 16.9'dan yüzde 17.2'ye çıkmıştır. Buna karşı bankalar mevduatının payı yüzde 23.8'den yüzde 8.2'ye gerile- miştir. TL mevduat içinde resmi kuruluşlar mevduatının payı yüzde 3.1, mevduat sertıfikasının payı da binde 7 gibi düşük düzeylerdedir. 1994 yılında TL mevduat için en hızlı artan mevduat türü tasarruf mevduatı olmuştur. Tasarruf mevduatı bir önceki yıla göre cari fiyatlaria yüzde 164.6 oranında ar- tarak 1994 sonu itibanyla 326.7 trilyon TL'ye yükselmiş- tir. Ekonomide yüzde 6.0 oranında küçülme olduğu, re- el tasarruflann azaldığı bir dönemde, tasarruf mevdu- atında bu denli artış, bırikimlerin diğer kullanım alanla- nndan tasarruf mevduatına kayma olduğunu göster- mektedir. * Kredilerde artış hızı, cari fiyatlarla dahi, bir önceki yıla göre yavaşlamıştır. 1994 yılında toplam banka kredileri, cari fiyatlarla yüzde 82.1 oranında artarak 789.853 milyar TL olmuş- tur. Enflasyon hızının yan yanya düşük olduğu 1993 yı- lında ise banka kredileri yüzde 87.3 oranında artmış ı- di. USD bazında ıse toplam banka kredileri 29.1 milyar USD iken 1994 yılı sonunda yüzde 30 oranında bir aza- lışla, 20.3 milyar USD dolayına gerilemiştir 1994 yılında ekonomide küçülme, belirgin bir şekil- de bankacılık sektörüne de yansımıştır. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Koltuksuz lider Deng'in yakın çevre- sine "koltuk çıktığı" iddialan yaygın. Oğul, kız, aile, tüm sülale, paranın tadı- nı almış. Bir oğlunun Sakatlan Koruma Derneği'nin bütçesini kötürüm bıraktı- ğı söyleniyor. Damatlar Hong Kong'da- ki şirketlerte iş yapmaya başlamış. Kart- vizitlerinin görünmeyen yüzünde "Deng" yazılı kızının New York Times'da yayımlanan, babasına ilişkin anılanndan elde ettiği gelir 1 milyon dolar. Şu haber geçen günlerde bomba gi- bi patlamış: "Deng 'in bütün çocuklanna yurtdışı- na çıkış yasağı kondu." Bu aşamadan sonra gelecek ikinci adım merakla bekleniyor. Geçen ay yaşanan bir diğer olayın çalkantılan da henüz dinmiş değil. Pe- kin Belediye Başkan Yardımcısı Ba- asan, hakkındaki yolsuzluk iddialanyla ilgili soruşturma açıldıktan hemen son- ra intihar etti. Bu yüzden de soruştur- ma rafa kaldınlmış durumda. Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) Pekin Parti Sekreterliği çok önemli bir koltuk. Bu koltuğun sahibi Dengşen hakkında da soruşturma açılmış ve görevden alınmış. Son 1.5 yılda hakkında yolsuzluk so- ruşturması açılan ÇKP üyesinin sayısı Ruşvefln Cezası Olum! 130 bin. Bunlardan 20 bini için soruş- turma sonrası dava açılmış, on bin kişi de hüküm giymiş. Çin'de ağır suçların başında artık sa- dece "muhalif"o\mak gelmiyor. Rüşvet almak da en az onun kadar ağır. Başta Merkez Bankası olmak üzere, kilit nok- talarda görev yapanlann, rüşvet alma- sı halinde, cezası idam. ölüm cezası yerine getirilirken "ibret-i âlem"için te- levizyondan da yayımlanıyor. Pekin'de sohbet ettiğim kışiler, son iki ayda 20 kadar idam cezası seyrettiklerini söyle- diler. Artış gösteren diğer suçlann başında ise cinayet, yol kesme ve hırsızlık var. Pekin'de yaşayan bir kişi değişimi şöy- le anlattı: "20 yıl önce evlerin dış kapılannda kilit kullanılmazdı, şimdi kent merkezin- de ikinci bir demir kapı yaptırmayan yok." Bunlar, toplumsal bozulmanın suç sayılan ve "görûnen" yanı. Bir de "gö- rünmeyen" yanı var. Pek çok alanda ol- duğu gibi bu yönü çok daha derin ya- ralar açıyor. Şimdi herkes emeğine, sa- natına, becerisine şu gözle bakıyor: - Paraedermi? Kantann birgözünde para, diğerinde saydıklanmız. Oğretmen, "Acaba yeni zengin birinin çocuğunu bulup, özel ders verebilirmiyim" arayışı içinde. Mü- zisyen, "Gece birkaç saat canlı müzik yapıppara kazanabileceğim birbarbul- sam ne iyi olur" diyor. Tabii ki herkes böyle değil, ama de- ğişimin yansıyan yüzünde görünenler bunlar. Rumuz sosyalizm Reform hareketlerinin topluma yansı- masınfn bir yönü daha var. Verilen me- sajşu: - Her şey sosyalizm adına yapılıyor. Sosyalizm sözcüğü pek çok kapıyı açan sihirli bir anahtar. Piyasa ekono- misi sosyalizm için, özelleştirme sos- yalizm için, serbest bölgeler sosyalizm için. Son olarak yolsuzluklaria mücade- lede de aynı silah kullanılıyor: - Sosyalizmin ayakta dunması için. Çin'de yerteşmiş bir kavramı derinle- mesine sorgulamanın da güçlükleri var. Konu biraz karmaşık hale gelınce yanıt- lan hazır. - Bu, Çin işi... Yolsuzluklaria mücadelede de genel bir imajın yerieşmemesi için çaba har- canıyor. Ölüm cezasına kadar varan ce- zalar veriliyor. Ne var ki yolsuzluklann önüne tümüyle geçilemiyor. "En acıma- sız cezayı" vermenin yaran da ayn bir tartışma konusu. Topluma sürekli para- nın çok önemli olduğu, onunla her tür- lü kapının açılacağı, insanı değerli ya da değersiz kılan ilk unsurun para oldu- ğu vurgulanırsa, tabii ki ona herkes u- laşmak isteyecek! Çinliler ekonomik kalkınmayla top- lumsal kalkınmayı koşırt olarak yürüt- tüklerini söylüyoriar, ama gözlemlerimiz bunu doğrulamıyor. Yıllarca yan yana, eşit koşullarda ya- şamış iki aileden biri birden zengin olu- yor. Bisıkletten Toyota'yageçiyor. İki ai- lenin yetişmekte olan çocuklannı düşü- nün... Çin'deki "kapita-sosyalist" deneyi- min, topluma yansıyan "o/umsuz"yön- leri kabaca böyle. Yönetimi elinde bulunduranlann "pa- rayla dansı" ise ister istemez bizim gi- bi ülkelere de çağrışım yaptınyor. Şöy- le bir genellemeye gitmek yanlış olma- sa gerek: Paranın yüzü heryerde tatlıdır. Bu ne Çin'de ne de Türkiye'de fark- lıdır. Devleti yönetenlerin cüzdanı ağır, çalışanlann kanatlıdır. Alımet OzaPın bankasuıa el kondu • Baştarafi 1. Sayfada DSB Bankası'na ortak ve yönetici olma iznini kopa- ran Ahmet Özal'ın, ekono- mik kriz içerisindeki banka- yı ınanılmazbirhızlaelege- çırdikten sonra aynı hizla batırması, Alman uzmanla- n da şaşırttı Yönetimi nasü ele geçirildi? Almanya'dakı DSB Ban- kası 1992 yılı ortasındaöde- me güçiüğüne gırdi. Bunun üzerine Alman Bankacılık Yasası'na göre bir tasfîye kurulu oluşturuldu. Tasflye kurulu, bankanın iflasını ön- lemek amacıyla yeni bir or- tak arayışına gırdi. Bu aşa- mada Ahmet Ozal bankaya talip oldu. Ahmet Özal'ın DSB'nin devir işlemlenni. Avrupa Bırliği'nin 1 Ocak 1993 gü- nü uygulamaya giren ve banka sahibi olmayı güçleş- tiren Bankacılık Yasası'nın yûrürlüğe girmesine 36 saat kala, noterleri Frankfiırt'un lüks Arabella Oteli'ne top- layarak gerçekJeştirdiği öğ- renildi. Operasyon, normal koşullarda tüm noterlerin Noel tatıli nedeniyle kapalı olduğu 29 Aralık 1992 gece- si gerçekleştirildi. 261- 9629W sayıh belge, Frank- furt'un en pahalı noterlerin- den Dr. Peter Gamon tara- findan hazırlandı. Adresini Tekfen Villalan, D Blok, U- lus- Istanbul olarak belirten Tevfık Ahmet Özal, 783 bin mark sermaye ile bankaya ortak oldu. Ancak bankaya bir ikinci ortak daha geldi. Adresi 31 Harley Street, London W1N 1 DA olarak belirtilen Ah- met Özal'a aıt Plus (Artı) Communication Ltd. şirke- ti de 8 milyon 667 bin mark sermaye ile DSB ortaklan arasındayeraldı. Plus Com- munication Ltd. tarafindan Peter Mc Bride ımzasını ta- şıyan yetki belgesi ile Ah- met Özal kendi şirketine ve- kil tayın edildi. Oçüncü ortak olarak Özal ailesine yakın olduğu öne sürülen Kazakıstan'dan bazı isimler devreye girdi. Özal ile birlıkte Almanya'daki bankaya ortak olan Kazakis- tan Alem Bankası, işlemler- de K. Irishev adlı kişiyi yet- kili kıldı. Ahmet Özal'ın amcası Korkut Özal'ın yakın ilişki içinde bulunduğu Faisal Fi- nans'ın da Kazakistan 'm da arasında bulunduğu Orta Asya Türk cumhuriyetlerin- de yoğun faaliyette bulun- duğuna dikkat çekildi. Ah- met Özal, Kazak ortağın desteğiyle 11 Ocak 1993'te yapılan ilk genel kurulda yüzde 36 hisseyle bankanın Yönetım Kurulu Başkanlı- ğı'na getinldi. Almanya'da "tam bankacıhk" yetkisine sahip olan bankayla Özal, Alman bankalanndan mil- yonlarca mark topladı. Ar- dından bu paralann bir bö- lümüyle Türkiyecte bazı şir- ketlere kredi açtı. Kredi alan şirketler arasında, Türki- ye'de Bakanlar Kurulu ka- ranyla bir 1994 yılı başında tasfıye sürecine sokulan Marmarabank, TYT Bank ve tmpeksbank da yer aldı. Özal'ın bankasmın verdiği krediler geri dönmeyince bankanın içinde bulunduğu kriz derinleşti. Bunun üzerine 31 Ekim 1994'te Berlin'deki Kredi İşlemleri İçin Federal De- netleme Kurumu, Özal'ın bankası DSB'nin faaliyetle- rini durdurma karan aldı. Kurnm, banka hesaplannı ıncelemeye alırken yöneti- ciler ve ortaklar hakkında da soruşturma başlattı. Ahmet Özal'ın Almanya'daki ban- kasının verdiği kuşkulu kre- dilerin tahsil edilememesi ve bankanın iflas durumuna gelmesı sonucu kriz toplan- tılan düzenleyen Alman makamlan, bankanın devır alınmasından yönetimine kadar bircok alanda yasala- nn çiğnendiğini belirledi. Inceleme sonucu bankanın satışı sırasında Ahmet Özal'ın Bankalar Birliği'ne yanlış beyanda bulunduğu ve Alman makamlannı ya- nılttığı öne sürüldü. Yapılan araştırmada Ahmet Özal'ın, Alman Bankalar Yasası'na göre suç olan Türkiye'de ti- cari ortaklık içerisinde oldu- ğu kurumlara kredi verdiği savı da gündeme geldi. Bankanın diğer ortağı olarak adı geçen ve merke- zı Londra'da gösterilen Ah- met Özal 'a ait Plus Commu- nication Ltd. şırketinin Londra'da bürosunun bıle olmadığı, verilen adresin Ahmet Özal'ın muhasebe- cisine ait olduğu ortaya çık- tı. Alman uzmanlar tarafin- dan yapılan araştınnalar so- nucu Ahmet Özal'a ait Plus Communications & Tech- nology Ltd. isimli bir şirke- tin bulunduğu, ama adresi- nin Londra değil, kara para ve vergi kaçakçılan cenneti Guernsy Cumhuriyeti'nde olduğu belgelendi. 15 Haziran 1992 tarihin- de Ahmet Özal tarafindan 50 bin dolar sermaye ile ku- rulan, kara para ve vergi ka- çakçılan cenneti Gu- emsy'dekı şirketin sermaye- sinın, kuruluştan hemen sonra 5 milyon dolara yük- seltıldiği belırlendi. Ozden yeniden başkan Yargıtay'da dehset aıılan Baştarafi 1. Sayfada Güngör Özden. dün ikinci kez Ana- yasa Mahkemesı Başkanhğı'na geti- rildi. Özden'in 6 oyla seçildiği oyla- mada başkanlığa aday gösterilen Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Güven Dinçer 4 oy alırken bir üye de Sdçuk Tüznn'e destek verdi. Özden, "Bana oy verenlerin yüzünü kara çı- karma>'dcağım. Beni kendisinden ya- na ya da kendisine karşı sananlar al- Bugüne kadar cep telefonu almadıysanız ŞANSLISINIZ ! ERICSSON GSM Teknolojisini yaratan Ericsson'dan Dünya'nın en uzun konuşma süreli cep telefonları 59.900.000.-K D V , T u r k c e l l s i m k a r t ı d a h i l • GH - 337 • GF - 337 (KAPAKLI) Cenel DislribülOr Turkcell GSM lcoriı cep telefoounun anohtan G S M C E N T E R Fulya Caddesi No:31/3 Mecidiyeköy Tel: (0212)212 13 50Pbx danacaktr" dedi Seçildikten sonra yaptığı konuşmada, kendisine veril- meyen oylan da verilmiş gibi saydı- ğını kaydeden Özden, çalışmalanna kaldığı yerden daha inançlı. daha ka- rarlı ve azimlı olarak devam edeceğı- ni şöyledi. Özden, "Seçimler yaptbnadan dn- ce, bazı gazete köşe yazarian ve mah- kememizin ü>elerinin de içinde bulun- duğu çeşitli toplantılar yapıldığı ve be- nim yeniden seçümemem için üyeleri- mize telkinkrde bulunulduğu yolun- da duvumlar aldırn. Ama ben bunia- ra inanmadım. Beni kendisinden ya- na ya da kendisine karşı sananlar al- danacaktır" dıye konuştu Anayasa Mahkemesi 'nin, anayasal ışlevlenni özenle ve duyarlılıkla ye- rine getirdiğini ve yansız bir kuruluş olduğunu vurgulayan Özden, şunlan söyledi: "Anavasa Mahkemesi Başkanlığı seçimleri de kendi aramızda, en de- mokratik,en insancılyöntemierfc ger- çekteşmiş bir oigudur. Kimi arkadaş- bnmizın bizi medya ile karşı karşıva getiren yazı ve konuşmalannın ger- çekle bir ilgisi yoktur. Ben içinizden gekUm. hepinizi kendi çocuğum gibi sever ve sayanm. Bütün istediğiıniz şey,hepinizin hak ve özgürlükferinizin güvencesi olan Anayasa Mahkcme- si'nin kişiseU yönetsel ve kurumsal bağlamda yıpratdmanıasıdır. Çünkü inanılacak kurumlann sayısı azaknk- ça, bizim güvenlik içinde yaşamamız oianaksızdır. Onun için, sizJerden rica edıyorum, biz aramızda bir bütünüz, hiçbir aynlık yoktur." Ozden, gazetecilerin seçim nede- niyle üyelerin etkilenmeye çalışıldığı yolundaki sorulannı, "Ben her zaman söylüyorum. VTcdanımı yasök yapıp yatrvorum. Ben bile Anayasa Mahke- mesi Başkanı iken yönlendirmem.yö- netirim. Anayasa Mahkemesi, değil Türkiye'de, dûnyada hiçbir gucün et- Idsinde ohnamıştır'' diye yanıtladı. TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETf Basın Müzesi Koleksiyon Sergisî • Baştarafi 1. Sayfada len saatlerinde dışanya çıktı ve Başbakanlık binasının hemen karşısında bulunan Yargıtay'ın Atatürk Bulvan'na açılan kapı- sının önünde beklemeye başla- dı. Saat 13.20 sıralannda Yargı- tay 6. Ceza Dairesi üyelerinden Aydın ve Turan'la karşılaşan Necmioğlu, bu sırada üzerinde bulunan 7.65 milimetre çapında- kı Kınkkale marka tabancasını çıkararak iki üyenin üzerine üst üste beş el ateş etti. Aydın ve Tu- ran'ın yere yıkılmasının ardın- dan olay yerinden hızla uzaklaş- maya çalışan Necmioğlu, vatan- daşlann da yardımıyla polis tarafindan yakalan- dı. Görgü tanıklannın anlatımına göre, Yargıtay çalışanlanndan Ömer Faruk Işıktan tarafindan kıskıvrak yakalanan saldırgan, daha sonra olay yerine gelen polise teslim edildi. Olay yerinde bulunanlann müdahalesi sonucu. Aydın ve Tu- ran'ın kurşun ısabet eden bacaklan. kanamayı durdurmak amacıyla kravatla bağlandı. Aydın, ambulansla BayındırTıp Merkezi'ne; Turan, Ga- zi Hastanesi'ne kaldınlarak tedavi altına alındı. Bacaklan ve kamından yaralanan iki üyenin de sağlık durumlannın iyiye gittiği öğrenildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltına alı- nan Necmioğlu'nun üstünde yapılan aramada, "Yargrtay'da 25 yıl süren hukuk davamın sonuç- landınlmayışını protesto için bu işi yaptun" yazı- lı bir not bulundu. Emniyet yetkilileri, yaptıklan yazılı açıklama- da, Necmioğlu'nun sorgusunda, sanığın babası- nın 1953 yılında Konya'nın Ermenek ilçesinde, o tarihte Ermenek Hükümet Tabıbi olarak görev yapan ve halen Ankara Üniversitesi Tıp Faİcülte- si Hastanesi'nde görevli Prof. Dr. Hüseyin Gûr- s«ty tarafindan yanlış tedavi sonucu ölduğünü id- dia ettiğıni, bu yüzden açtığı davalan kaybetriği- ni, 1975 yılında emekli olduktan sonra ruh sağlı- ğının bozulması üzerine Istanbul Bakırköy ve Manisa Ruh ve Sinir Hastalıldan hastanelerinde tedavi gördüğünü, babasının ölümünün kendisi- ni çok sarstığını, Yargıtay'ı protesto etmek için bu eylemi yaptığını, vurduğu şahıslan tarnmadığını, sadece dikkatleri çekmek için ateş ettiğıni anlattığı bıldiril- di. Tiyatro ve sinema sanatçı- sı Tuncer Necmioğlu'nun kardeşi olduğu bıldirilen sal- dırganm çok yemek yediği ve okuduğu için yakın çevTesin- Cümhurivet Gazetest Ankara Bürosu Resim-Fotoğraf-Minyatür-Ebru- Özgün Baskı-Karikatür-Seramik 16Mayıs-2Hariran 1995 Basın Müzesi: Divanyolu Cad. 84 Çemberlilaş # Tel: 513 84 58 ce "fil" lakabıyla anıldığı bildirildi. 1960 ihtila- linden sonra, babasının ölümü nedeniyle Içişleri Bakanlığı'nı protesto amacıyla telgraf yağmuru- na tuttuğu kaydedilen Necmioğlu'nun, Diyarba- kır'da doğduğu, A.Ü. Hukuk Fakültesi'ni 1951 yılında bıtirdikten sonra Istanbul. Denizli ve çok sayıda ilçede hâkimlik yaptığı öğrenildi. Polis kayıtlanndan alman bilgilere göre, Nec- mioğlu, 1988 yılında da Ankara-Kızılay'da 'gök- dden' olarak anılan Emek tşhanı'nın önünde, yi- ne öğle saatlerinde havaya 4-5 el ateş ederek bir kişinin yaralanmasına neden oldu. Bu olayın ardından Bakırköy Ruh ve Sinir Has- talıklan Hastanesi'ne sevk edilen Necmioğ- lu'nun, yargıçlara eksik yan ödeme yapıldığı sa- vıyla Danıştay'da açtığı davayı kazandığı belir- tildi. Necmioğlu'nun Topraklıİc'ta iki odalı birev- de tek başına yaşadığı öğrenildi. Yargıtay üyelerini silahla yaralayan Selahattin Necmioğlu'nun, yapılan araştırmasında cezai eh- liyetinin bulunmadığı saptandı. 1969 yılında Prof. Dr. Hüseyin Gürsoy'u vurduktan sonra, 1980"e kadar Istanbul Bakırköy ve Manisa akıl hastane- lerinde tedavi gören Necmioğlu'na, cezai ehliye- tinin olmadığına ilişkin "TCK 46raponı'' veril- diği öğrenildi. Necmioğlu'nun, bir albayla evli olan, ancak kocası ölen ablasının da arandığı tes- pit edildi. Gazi Hastanesi'nde tedavisi devam eden Aydın, sanığı ilk kez gördüğünü belirterek "Arkadaşım- la Yargıtay 'a giderken arkadan ateş etti. Görme- dim. Kendisinitanımıyorum, sadeceyeredüşerken silahb bir adam gördüm" dedi. Bayındır Tıp Merkezı'nde tedavi altına alınan Zekai Turan'ın ise yaşamsal tehlikeyi atlattığı bil- dirildi. Turan'ın hastanede ifadesini alan Ankara Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Cahit Yahşi, olayın, soruşturmanın ardından açıkhğa kavuşacağını ifa- deetti. SAINT-BENOIT'LILAR DERNEĞÎ G E L E N E K S E L ETU PILAV GUNU27 MAYIS 1995 CUMARTESt SAAT 13 00 SAINT-BENOİT LİSESİ 1 9 5 5 B t l l l l l l Nüfus cüzdanımı, toplu taşıma kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. ALEMDAR COŞKUN TELEVİZYON EKRANISAHNEYE CIKARSA DOKTOR FAÜSTUS YA DA ŞEYTANIN PALTOSU DOCTOR FAUSTUS OR THE DEVIL'S COAT • •• ORLEANS ULUSAL DRAM MERKEZİ (Fransa) Taksim Sahnesi, 26-27 Mayıs 1995,21.15 OLAYLARIN ARDINDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada şıyor. Türkiye Cumhuriyeti'njn laiklik ilkesi üzerinde ytik- selmesi, demokratik rejim için 'olmazsa ol/naz' ko- şuludur. Batı'da demokra- si, devletin dinsel devlet olmaktan arınmasıyla başlar, insan haklannın yolu böyle açılır. Yeryüzün- de uygarlığın vardığı son aşama, din ve devlet işle- rinin birbirinden ayrılması- dır; Anayasa Mahkemesi de kuruluşundaki amaç bakımından bu temel ilke- ye bağlıdır. '. İkinci kez Anayasa Mahkemesi Başkanhğı'na seçilen Sayın Özden'i kınV luyoruz. Bu seçim, şeriatçılanh atak üstüne atak yaptıkla- n bir ortamda daha çok değer kazanıyor. ••* PKK vahşeti i- • Baştarafi 1. Sayfada bir özei otomobıl parçalaû- dı. Olaydan sonra aynı yerde ıkıncı bir bomba saptayan po- lis, bombayı patlamadan irnha etti. Dün saat 17.30'da Hürriyet Mahallesı'ndeki mınibüs du- rağında şıddetlı bır patlama meydana geldi. Patlamada, Mehmet Emin OJcay, Hasan Şimşek. Hatil Geyik, Hüseyin Okay, Mehmet Emin Ergin, Medeni Işık, Abdurrahnıan Aktaş ve adı belırlenemeyen lkışı yaşamını yıtınrken 20 kışı de yaralandı. ilk belırle- melere göre yaralılann adlad şöyle: "Cahit Hamarat Mahfuz Yakut, Seyfettin Tufan. Fah- rettin Taşan, Hayriye Kayra, Mehmet Emin Tutuş. Hasaa Yakut. Hüsnü Yılmaz, Nurul- lah Polat Ibrahim Yakut Ra- mazan AtJak. Mehmet Emin Yakut. Hüseyin Ergin, Şeh- muz Ergin, Hüseyin Yılmaz.* Yaralılann büyük bır kısmı- nın kol ve bacaklannı kaybet- tıği bıldınldı ve bazılannıa durumunun ağır olduğu açık- landı. Patlamada yaralanan ve Batman'dakı SSK ile Devlet hastanelerine kaldınlarak te- da\ ı altına alınan 20 kışıden durumu ağır olan 7'si, Dıyar- bakır Dıcle Üniversitesi Tıp Fakültesı Hastanesi'ne kaldı- nldı. Cesetlerin 100 metrelik alana yayıldığı patlamada, 3 mınibüs ile bır özel otomobıl de parçalandı. Olağanüstü Hal Valısı Ünal Erkan olay yenn- de inceleme yaptı. Olayda plastık patlayıcı kullanıldığını ve bazı kışılenn gözaltına alındığını belirten Erkan. an- cak soruşturmanın sürmesi nedeniyle bu konuda daha de- taylı açıklama yapamayacagı- nı söyledi. Patlama yennde yaklaşık 1 metre derinlığınde çukur oluştuğunu belirten Er- kan. "'Otay, yakındaki ilkoku- lun dağıldıgı saatte meydana gelseydi ölü sayısı daha da ar- tardı. Minibüsler bombamn parça tesirini bir ölçüde önle- diler, böylece yolun karşısın- daki yurttaşlar patlamadan daha az etkflendfler" diye ko- nuştu. Olaydan sonra cevrede gö- nış güvenlik önlemlen alınır- ken, güvenlik güçleri olay ye- nnde patlamaya hazır bû* bomba daha buldu. Bomba, uzmanlar tarafindan ımha edildi K Valilik açıklaması Olağanüstü Hal Bölge Va- hlığı'nce yapılan açıklamadi söyle denıldi "25 Mayıs 1995 tarihinde saat 17.40 sıralann- da Batman'ın Hürriyet Ma- haDesi. ilkokul karşısuidaki 2& Cadde üzerinde Balpuıar KöF- yü'ne giden minibüs ve doK muşçulann yolcu aidıklan dı>- rak olarak kullanılanyerde, P- KK teröristlerince hazıriandr- ğı ve yerleştirilmeden önce te- rörisrin elinde pauadığı değer- lendiriten tahrip gücü çofc yüksek bombamn patlamaa sonucu 8 kişi öbnüş,20kişi ya-. ralanmıştır." .^ Başbakan Tansu Çiller, Batman Valısi Salih Şar»- man'a başsağlığı ve geçmiy olsun mesajı gönderdi. Öte yandan Bingöl, Tuncei>ı lı ve Batman'ın kırsal kesij? minde sürdürülen operasyonf lar sırasında 22 PKK'li teröj nst öldürüldü. Batman'ınr Gercüş ilçesı Hisarköyü'n* önceki akşam saatlerinde bi^ grup PKK'li terönst tarafuı^ dan düzenlenen baskında ^ kişi yaralandı. Bu gösten Tİ1RK HENKEL'ın değerli katkılanyla gerçeklestırilecektır Bu tlan ûmburiyet Gazetesi 'mn katkmyla ucretstz olarakyaymlanmıştır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle