Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26MAYIS1995CUMA
12 HABERLER
Cııma izni
4
pek münasiptir
9
Cuma namazı tatili, özel sektörü de kapsamalıdır. Tatil yapma, cennete gitme vb. bir hakkın salt kamu çalışanlanna
tanınmasına, özel sektör çahşanlannın, işçilerin bundan mahrum tutulmalanna ne çağdaş hukuk, ne şeriat razı olur
AYDESENGİN
Karışmayacaktım. Bu konuda yazı
mazı yazmayacaktım. Ama cuma na-
mazı tatili tartışması hem bitmiyor,
hem yanlış bir yörûngede dört nala gi-
diyor. Önce bu konudaki kişisel görü-
şümü, tutumumu açıklayayım kı oku-
yucu yazının devamını okuyup okuma-
yacağına baştan karar versin:
Cuma namazı tatilini kesinlikle des-
tekliyorum.
Latinlenn de facto, Osmanlının fiili
vaziyet terimleri sanki tam da 1995
Türkiyesi'nde cuma namazı tatili için
üretilmiş gibi. Bunu kişisel ve mesleki
deneyimlerime dayanarak ısrarla savu-
nuyorum.
fnanmayanlar bir cuma namazı vakti
Üsküdar Belediyesi'ne gitsinler ve ör-
neğin emlak vergilerini yatırmak iste-
sinler...
Ya da bir cuma namazı vakti Ela-
zığ"da morga gitsinler ve 1993 Şuba-
tı'nda bizim yaptığımız gibi örneğin
bir faili meçhul cinayetin otopsi rapo-
runu almaya çalışsınlar...
Daha da inanmayanlar varsa. bir cu-
ma namazı vakti, bizim yaptığımız gibi
tstanbul hfaiye Müdürlüğü'ne telefon
etsinler. Onlarca dakika sonra karşılan-
na çıkan memurun "Cuma günü na-
maz vakti telefon edilir mi be gardeşim"
diye sizi tatlı-sert azarlamasına tanık
olsunlar ve ancak bütün bunlardan son-
ra cuma namazı tatili tartışmasına katıl-
smlar. Tutumlan değişecektir.
Resmi dairede kalmak ya da
kalmamak_
Dahası var. Ömeğin Yozgat'ta, cuma
namazı vakti resmi dairede bulunma-
mak değil. bulunmak sorundur. Sosyal
demokrat bir tanıdığımız. namazla ni-
yazla başı pek hoş olmadığı halde, Yoz-
gat'ta namaz vakti daireden tüyüp evi-
ne gitmek zorundaydı. O yüzden onun-
la makam odasında değil. evinde konu-
şabilmiştik. Bize vereceğinı söylediği
belgeler ise dairede olduğundan, namaz
vaktinin geçmesini beklemiştik.
Yani DYP'li milletvekilinin verdiği
yasa teklifi, laik devlet ilkesinin dina-
mitlenmesi filan değil, fiilen var olan
bir durumun admın konmasından iba-
rettir ve isabetlidir. Böylece hiç olmaz-
sa kımse kimseyi kandırmak zorunda
kalmaz. Galileo Galilei'nin trajedisini
yaşamak gerekmez.
. Hani Galilei üstadın, Papa'nın tehdit-
1 len karşısında yıljp. "Tamam Papa
> ÜKendi Beykardeşim, sen hakksın. Dün-
ya dönmüyor" deyip paçayı kurtardık-
tan sonra kendi kendine "Ama ne yapa-
bilirim ben? O gene de dönüyor" deyışi
gibi..
Törkiye'de resmi dairelerin mesai sa-
atleri yasalarla belirlenmiştir. Tamam.
Pazartesi, salı, çarşamba. perşembe
günleri mesai saatleri (diyelim ki) 8.30
- 12.00 ve 13.00 - 17.00 arasındadır.
Cuma günü ise öğlene kadar gene 8.30
- 12.00 arasındadır, ama öğleden sonra
artık miladi takvim değil, tslami tak-
vim uygulanır ve öğleden sonra mesa-
inın başlangıcı lslami takvime (hicri,
rumi. kameri fılan gibi adlan var ama
hangisi bilemiyorum) göre düzenlenir.
Bu yan burada bitmez
Şimdi buraya kadan herkesçe bılinı-
yor. Olsa olsa biz kimilerinden farklı
olarak cuma tatilinden yana çıkıyoruz.
Hepsi bu. Okuyucu ya kızar ya destek-
ler; bu yazı da burada biter.
l-ıh. Bitmez.
Türkiye'de özelleştirme ve sendika-
sızlaştırma süreçleriyle ilgili bir yazı
dizisine çalışıyoruz. Becerirsek önü-
müzdeki haftalarda okursunuz. Arçe-
lik'ten işçi arkadaşlanmızla bir kahve-
de buluştuk.
Sendikalaşmanın zorlukları, hatta
1995 Türkiyesi'ndeki olanaksızlığı üs-
tüne yürüyor sohbet. Sosyalist olduğu-
nu öteden beri bildiğimiz bir arkadaşı-
mız anlatıyor:
- Abi inanır mısın, sosyal demokrat
görüştekj işci arkadaşlar iyiden iyiye
yılgın. Sendikalaşma dedin mi bucak
bucak kaçıyorlar. Ama Refahlılar öyle
değil. Onlarla bu konuda iyi anlaşryo-
ruz. Biz de onlara kıyak aüyoruz.
- Yani ne yapıyorsunuz ?
- Yani abfcim, cuma namazı vakti bir
köşede namaztaruu kılarlarken biz er-
keteye yanyoruz.
Fabrikalar durur mu?
- O niye o ?
- Abi vardiya zamanı fabrikanın akar
bandı namaz niyaz dinler mi ?
Güzel soru. Fabrikanın akar bandı
namaz niyaz dinler mi ?
O yüzden yazının başında açıkladi-
ğım cuma namaz tatiline destek yargı-
mı genişletiyorum. DYP'li milletvekili-
nin hatasını örtüyor, eksiğini gideriyo-
rum ve cuma namazı tatilinin salt kamu
çalışanlanna tanınmasına şiddetle karşı
çıkıyorum. Cuma namazı tatili bütün
çalışanlara tanınmalıdır.
Yani Avrupa Birliği'ne katılmakta
kararlı, gümrük birliğine katılmakta sa-
bırsızlanan, serbest piyasa ekonomisi-
nin mucizeler yaratan reçetelerine ke-
sinkes inanan özel sektörümüzde de cu-
ma namazı tatili geçerli olmalıdır. Nü-
fusunun yüzde 99.5'u Müslüman olan
bu ülkede, herhalde Vehbi Koç amcam
da Sakıp Sabancı ağam da adlan bu
sayfaya sığmayacak özel sektörümüzün
anlı, şanlı ve ünlü elebaşılan da öneri-
mi destekleyeceklerdir.
Ozel sektörün görevi
Buna eminim. Çünkü onlar da her-
halde yüzde 99.5'a dahildirler ve üç
kuruşluk çıkarlan için Allah'ın emrine.
peygamberin buyruğuna karşı gelme-
yeceklerdir. Ne olur yani. Tofaş'ın. Re-
nault'nun, Otosan'ın, Opel'in, Arçe-
lik"in, AEG'nin akarbantlan cuma gün-
leri bir saat duruversinler. Dini bütün
birer Müslüman olduklanna kuşku du-
yulmaması gereken özel sektörümüz
buna salt razı olmayacak, bunu bizzat
kendisı ısteyecek, gerçekleştirecektir
de. (Amin).
Sonra Istanbul'da Yeşildirek, Mah-
mutpaşa. Rıza Paşa Yokuşu gibi ış
semtlerinde, 27 Mart seçımleri öncesi
Tayyip Erdoğan'ın posterleriyle dona-
tılmış dükkânlannda ticaret yapan top-
tan kumaş, iplik, fanila, gömlek, don,
düğme tüccarlanmız da bu konuda an-
layışlı davranacaklardır.
Esnafdesteklemeli
Büyük çoğunlugu hacı emmi diye
anılan ve bunu hak etmış bu tüccaran
taifesi, yanlannda çalışan tezgâhtarlan-
na, işhanlannın üst katlarında ya da
bodrumlannda kumaş. çorap. fanila.
don dokuyan sarı benizli dal gibi genç
kız ve delikanlılara da cuma namazlan
sırasında mutlaka izin vermelidirler.
Verecektirler de. Hacca gitmiş bu nur
yüzlü amcalar, üç kuruşluk dünya malı
için işçilerinin mübarek cuma nama-
zından uzak kalmasına elbette razı ol-
mayacaklardır.
Sonra Konya'da, Yozgat'ta, Şerefli-
koçhisar'da, Çorum'da, Erzurum'da
buğday. arpa. çavdar, un ticareti ile işti-
gal eden kantariyeci esnafi da bu konu-
da yanlannda çalışanlara anlayışla dav-
ranacaklar hatta onlan cuma namazı ta-
tili yapmalan için özellikle teşvik ede-
ceklerdir.
Onlar ki faizci bankalara itibar etme-
yip El Barakalarla, Faysal Finanslarla
çalışmayı yeğleyecek dinsel ayıklığı
defalarca göstermişlerdir. Bu konuda
da farklı bir rutum izleyecekleri düşü-
nülebilir mi ? (Buna da amin).
TÜSİAD öncüolmah
Ancak birkaç paragraf geriye dön-
mek ve yeniden vurgulamak istiyorum.
Bu konuda başı özel sektör, örneğin
TUSlAD çekmeli. öncülük yapmaJıdır.
Tartışmalan öyle tribünde oturup salt
izlemek TUSlAD'a yakışmaz.
Nasıl büyük sermayedarlanmız, artık
önemli kararlann, Ankara'daki ikınci,
üçüncü sınıf politikacılara bırakılama-
yacağını savunuyorlarsa (Cem Boy-
ner'in demeçlerini anımsayınız), şimdi
de cuma namazı tatili konusunu politi-
kacılara bırakmamalı, ağırlıklannı koy-
malıdırlar.
Kaldı ki bu tatil hakkının salt kamu
çalışanlanna tanınması anayasamızın
(yani şu, din derslerini zorunlu kılan
emekli general Evren'in anayasasının)
eşitlik ilkesine de aykındır. Bir hakkın
(tatil yapma, cennete gitme vb hakkı)
salt kamu çalışanlanna tanınmasına.
özel sektör çahşanlannın, işçilerin bun-
dan mahrum tutulmalanna ne çağdaş
hukuk. ne şeriat razı olur.
Bu konuda sesini yükseltenin. bir
haksızlığı düzeltmeye çalışanın, bu
hakkın tanınmasını karşı konulmaz ge-
rekçelerle savunanın yüzde doksan do-
kuz buçuktan sayılmayan bir fukara ga-
zeteci olmasının ayıbı ise hem özel
sektörümüze hem milletvekillerimize
bir ömür boyu yeter. Hatta bunca
günahıma rağmen bu hizmetimden
dolayı benim cennete gitme olanağım
bile belirdi bence...
Haydi hayırlısı...
Latinlerin defacto, Osmanlının fiili vaziyet terimleri sanki tam da 1995 Türkiyesi'nde cuma namazı tatili için üretilmiş gibi. Çünkü ülkemizde cuma namazı saatinde
çalışan memur bulmak neredeyse olanaksız gibidir. Hatta bu durum kimi yeıierde itfai\e memurlannın bile görevi bırakmasına kadar ulaşabilmektedir.
Pir Sultan Dernekleri Başkanı Murtaza Demir. memurlara cuma namazı izni verilmesine karşı:
Fiîli şeriat, yasalaştırıhyor
BCLENTSARIOĞLU
ANKARA - Memurlara cuma namazı
izni verilmesi girişimlenne tepki
gösteren Aleviler, kendi mezhepleri
için özel önemi bulunmasına karşın.
perşembe günü için bile böyle bir
uygulamayı kabul etmeyeceklerini
belirttiler. Pir Sultan Abdal Kültür
Dernekleri Genel Başkanı Murtaza
Demir. 'halkuı çok gerisinde olmak'la
suçladığı parlamentonun, ilk kez
şeriattan yana bir tavır aldığını ve
fiilen uygulanan şeriat hükümlerinin
adım adım yasalara yerleştirildiğini
vurguladı. Demir. ANAP ve DYP'deki
liberal ve muhafazakâr eğilımli
milletvekillerinın RP ile yanşması
nedeniyle dine olan saygınlığın
zedelendiğini söyledi.
'Mecüs halkın gerisinde'
Murtaza Demir, Cumhuriyet'in sonısu
üzerine, Sünni ve Şii mezhebinde
cemaatle kılınması önem taşıyan cuma
namazı için memurlara izin
• Parlamentoyu halkın gerisinde olmakla suçlayan Murtaza
Demir, Meclis'in ilk kez şeriattan yana bir tavır aldığını ve fiilen
uygulanan şeriat hükümlerinin adım adım yasalara
yerleştirildiğini belirterek, ANAP ve DYP'deki liberal ve
muhafazakâr eğilimli milletvekillerinin RP ile yanşması
nedeniyle dine olan saygınlığın zedelendiğini söyledi.
verilmesine karşı çıktıklannı, Aleviler
için kutsal sayılan perşembe günü de
böyle bir uygulamaya gidilmesi
durumundâ aynı şekılde karşı
çıkacaklannı belirrtı.
Parlamentonun, laik Türkiye insanının
dinsel görüşünü yansıtmaktan uzak ve
geri kaldığını belirten Demir. sözlerini
şöyle sürdürdü'
"Şu güne degin hiç kimse cuma
namazını kılınca başıma bir iş geldi
yakınmasında bulunmamıştır. Yine her
zaman olduğu gibi dini politikaya alet
ermek ve bu anlamda puan kazanmak
istiyorlar. RP ile yanşma icinde
olmalan endişe> le izlenecek bir durum.
RP ile muhafazakâr ve liberallerin
poütika olarak aynlıklannı koymaları
gerekirken, dinsel konularda
yanşıyorlar. Oysa bunlaruı
farklılıklannı ifade etmeleri gerekiyor.
RP. takiye uygulayan şeriatçı bir parti.
Özel ilişkilerinde şeriatı savunan ve bu
ülkenin şeriatla \önerilmesi anlamında
örgütlenen bir parti. Oysa DYP ve
ANAP tabanının şeriah isteyen bir
taban olduğuna inanmı\orum. Bu
çabalara verilen destekleri DYP ve
AJVAP tabanının görüşJerini yansıtan
göstergeler olarak düşünmüyorum.
Insanlann dinleriyle. inançlam la bu
denli uğraşılmaz. Bu denli politik
mal/enıe haline getirilemez. Bu inanca
da savgısızlık, inanan insanlara da
sajgısızlık. Politik insanlar. dini çok
kötü noktaya getiriyoriar. Dinin
saygınlığuu ortadan kaldınvorlar."
Demir, anayasanın en azından 'şeklen'
şeriatçı örgütlenmeye kapalı olduğunu
belirterek. "Ancak, bu bir şeriatçı"
düzenlemedir. Bu şeriatın adım adım
fiilen gelmesinin yani sıra >asal olarak
da ortaya konulması anlamındadır.
Laik Türkiye Cumhurneti'nde ilk kez
bir pariamentomuz şeriattan yana tavır
almıştır" dedi.
'Bölücülük yapılıyor'
Murtaza Demir, devletten Alevı
inancina yönelik hıçbir özel
düzenleme ve destek beklemediklerini
vurgulayarak. şunlan söyledi:
"Bu rür uygulamalann bölücülük
olduğunu düşünüvoruz. Bölücülük
lafını tcmcit püav ı haline gerirenler.
esas olarak kendileri bölücülük
yapıyoriar. Bunlar ülkenin bir
bölümüne tanınan haklardır. Bir
inanca tanınan yasal düzenlemelerdir.
Ülkede zaten egemen olan bir inancuı
daha da egemen olmasının yohınu açan
bir düzenlemedir."
ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL
Maaşlara %91 zam yapıldı ım?
Yüzde yüzelliyi bulan 1994 enflasyonuna, memuru, emekliyi, du-
lu ve yetimi ezdirmemek amacıyla maaşlara %91'e ulaşan oranlar-
da zam yapıldığı açıklanmıştı.
Oysa ki yaptığımız hesaplamalarda gördük kı, büyük çoğunluğa
yapılan zam %50'ye bile ulaşamamış durumdadır.
Aynca, %91'e ulaştığı açıklanan, ancak %35 ile %45 arasında
gerçekleşen bu "enflasyonu göğüsleyecek boyuttaki maaş zamlan".
haziran 1995'te verilmesi gereken zamlann da önünü kesmiştir.
Ilgililerce yapılan açıklamalarda, 15 nisandan geçerli olarak yapı-
lan bu büyük zammın, haziran 1995'te verilmesi gereken zamlann
yerini aldığı belirtilmiştir. Her yıhn haziran ayında verilmesi olağan
maaş zamlannı engelleyen bu zam, memur emeklilerine 15 Nisan -
31 Arahk 1995 dönemi için %15 dolayında ve ayda 1 milyon 300 bin
lira olarak yansıyacakhr.
Böylece emekli, dul veyetimlerbu%15'likbirzamlabirlikte 1995
yılında %50'ye ulaşamayan "büyük zam" ile % 150 oranına ulaşan
enflasyonu göğüslemek zorundadır 15 Nisan 1995 'ten geçerli % 15
dolayında ve 1 milyon 300 bin liralık zam. sigorta emeklilerine de
sosyalyardım zammının 3 milyon 390 bin liradan 4 milyon 690 bin
liraya çıkanlmasıyla yansıtılmıştır.
Gerek memur, gerekse sigorta emeklileri, dul ve yetimleri 15 ni-
san - 31 aralık arasında geçecek 8 ay 15 günlük süre için bu 1 mil-
yon 300 bin liralık zamla yetinmek durumundâ kalmıştır.
Emeklilir, dullar ve yetimler % 150 oranına ulaşan bir enflasyonu
%50'yi bile bulamayan bu "büyük maaş zamlan" ile karşılamak zo-
runda bırakılmıştır.
Şimdi, sözü sayılara bırakahm ve 1995 yılında %91 oranında ya-
pıldığı açıklanan bu zamlann. 25 yıl hizmetten sonra, memurluğun
en üst noktasına ulaşıp, 1. derecenin 4. kademesinden emekli olan
memurlann maaşlarına ne oranında yansıdığmı görelim.
Unvanı
Memur (Yüksek okul)
Memur (llk-orta-lıse)
Mühendıs
Kımyager
Tekniker
Teknisyen
Doktor
Usansiyer
Öğretmen
Avukat
Imam {Yüksekokul)
Imam (llk-orta-lıse)
Emnıyet müdüaı
Polis (Yüksekokul)
Polıs (llk-orta-lıse)
Arahk
1994
Emekli
aytığ.
6.496.875
6 043125
7.569.375
7 074.375
6.496.875
6.043.125
7.569.375
6.496.875
7.074.375
7.074.375
6.496.875
6.043.125
7.074.375
6.496.875
6.043.125
15 Nisan
1995
Emekli
ayhğı
9 495.563
8.852.438
10 781.810
10 230.560
9.495.563
8.852.438
10 781.810
9.495.563
10.230.560
10.230.560
9.495.563
8.852.438
10.230.560
9.495.563
8.852.438
1995 Yıh
Artış
TL
2.998.688
2.809.313
3.212.438
3.156.188
2.998.688
2.809.313
3.212.438
2.998.688
3.156.188
3.156.188
2.998.688
2.809.313
3.156.188
2.998.688
2.809.313
Artış
%
46.16
46.49
42.44
44.61
46.16
46.49
42.44
4616
44.61
44.61
46.16
46.49
44.61
46.16
46.49
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Işık Karanlığı Deler
Yaş otuzbeş, ömrün yarısı diyor sevgilı ozanımız.
Ömrümün yarısı başkentte geçmiş demek! 27 Ma-t
yıs Devrımi'nden sonra geldim, gitmedim. Istan-
bul'da on yıldan sonra yeni bir dönem başladı mes-
leğimde. Akşam'da yazıyorum o zaman, Kuvvet
gazetenin Ankara Temsilcısi, Sıhhiye'de Hanımeli
Sokağı'nda bir büro. bahçesinde güller, leylaklar, bir
de kayısı ağacı. Doğan Avcıoğlu ile ne güzel düş-
lerimiz var o ağacın altında. Nerdeyse duşsel söyle-
şiler. Havada devnmin sıcak soluğu, yeni bir anaya-
sa, yeni bir Türkiye, yeni bir düzen özlemi var top-
lumda. DP döneminin düş kınklığını aşmak umudu.
Sabahleyin kalkıyor, eski Meclis'e gidiyorum, Milli
Birlikçıler'le konuşuyorum. sonra büroya dönüyo-
rum, konuklar geliyor durmadan, odalara sığmıyor,
bahçeye taşıyor kalabahk. 27 Mayıs'çılar, genç su-
baylar, öğretmenler, öğrenciler. mımarlar, doktorlar,
herkesın söyleyecek sözü var. Akşam olunca evi-
mizde sürüyor söyleşıler. Kurucu Meciis'te anayasa
görüşmelerı başlayınca eve gelemiyoruz artık. Gün-
lerim, gecelerım Meclis'te geçiyor, kımi oturumlar
sabaha dek uzuyor, horozlar öterken dönüyoruz
eve. Gazetecıliğımin güzel dönemi, habercilikte atı-
lım yapıyor Akşam, Ankara baskısını gerçekleştiri-
yor Kuvvet, Anadolu illeri de aynı gün okuyor gaze-
teyi. Kurucu Meclis'te önemli bir olay yaşanırsa ka-
lıp değişıyor. Şimdi acı bir gülümsemeyle anımsıyo-
rum o günleri. Çağdaş teknolojiye karşın habercilik-
te hayli gerideyiz!
1961 Anayasaşı'nı 27 Mayıs Devrimi'nin onur
belgesi diye düşünürüm ben. Atatürkçülükten sa-
panlara, devrimleri yozlaştırma çabalarına bir uyan,
çağdaş bir toplumu amaçlayanlara ışık, yol diye yo-
rumlarım. O anayasa yaşama geçebilseydi, otuz
beş yılda başka bir toplum olurduk! Ülkemizin gün-
deminde yapay konular yer almaz, onca sorun çö-
züm beklerken cuma namazına, dua önergelerine
takılıp kalmazdık bugün. Düşlerın gerçekleşmesinı
beklerken gerçekler karabasana dönüşüyor! Siya-
sal sahneoe neler seyrediyoruz, Meclis'te, açıkotu-
rumlarda neler konuşuyor kimi politıkacılar!
1961 Anayasası yürürlükte kalsaydı sanırım böyle
konuşmalar gelemezdi gündeme, o anayasa doğ-
rultusunda çalışmalara yönelirdi politikacılar. Fırsat
eşitliği, eğitim eşitliği, dernekler, sıyasal yelpazeyi
sola doğru da genişleten partiler, sendikalar, tüm
kuruluşlarla. geniş bir katılımla demokrası yolunda
daha geniş ufuklara yönelirdi genç kuşaklar. Geriye
değil ileriye bir yürüyüş yaşardı toplum.
Once 12 Mart. ardından 12 Eylül, önce anayasa
onanmı, ardından 27 Mayıs'ı bayram olarak kutla-
mayı yasaklayanların yaptığı 82 Anayasası'yla olu-
şan ortamda çağın dışında taşınıyoruz 21. yüzyıla.
Bilimin ışığını söndürmeye çahşıyor karanlık güçler
Ama söndürebihrler mı? Nehırler tersıne akmıyor
hiç. Kapalı denızlere sığmıyor insanlar, sığ sulardan
okyanuslara açılmayı, derin sularda yüzmeyi özlü-
yor, ışığa, aydınlığa ulaşmayı...
27 Mayıs'ın bayram olarak kutlanmamasına karar
verildıği zaman, bu köşede bir yazım var. Evren
Paşa da okumuş, beğenmedığini söylemiş Uğur
Mumcu'ya. Içımden geleni yazdım, kimseden be-
ğeni beklemedim. Artık resmi bayram değil, ama
yıldönümlerini kutlarım her zaman. Takvımden sıli-
nenler tarihten silinemez değil mi? O devrimin bir
özelliği var bence, dokusu başka bir olay, kimi dün-
yamızda değil, ama yaşayanlar yorgun savaşçı ol-
madı hiçbır zaman. Işte şimdi de bir vakıf kurdular,
çağdaş çalışmalarta 27 Mayıs Devrımi'ne, o devri-
min somut bir belgesi olan 1961 Anayasası'na yeni
bir boyut vermek, çoksesli, çokyönlü tartışmalara
açmak istiyorlar. Bilimin ışığında yeni bir yürüyüş,
karanlık güçlere bir ışık, bir uyan.
Hepsı Ankara'ya gelecek mi bılmem, ama 27 Ma-
yıs günlerini başta eniştem Selahattin Özgür birlık-
te kutlarız her zaman, telefonla. çiçeklerle, anılaria.
Ağarmış saçlarımıza, by-pass'lı kalplere. ülsere,
kansere, kireç çağına karşın solmayan umudumuz
ve özlemimizle. Kimiyle yıldızımız banşmadı hiç, kı-
miyle güzel yıldızlar parlattık yıllar boyunca, Anka-
ra'da, Istanbulda, Körfez'de, Kaz Dağlan'nda.
27 Mayıs bayramını yasaklayanlar. TV kanallann-
da düzenlenen programlarla eleştirenler, doğrultu-
sunu çarpıtanlar da var, ama karşı güçleri, 27 Mayıs
Devrimi'yle, 1961 Anayasası'yla oluşan düşünce
ortamından gocunanlann, güçleri, çıkarlan zedele-
nen çevrelerin çabasını anlamak güç değil. 27 Ma-
yıs'ın başka bir dokusu var aslında. Aşağıdan bir
atılım, yukardan, dışardan değil. Yıpratma polıtıkası
da burdan kaynaklanıyor bence. 1961 Anayasası
da bu nedenle yürürlükten kalkıyor. Toplumun değı-
şik kesimlerınden kişılerin, sol aydınların da katılı-
mıyla gerçekleşen bir belge olması nedeniyle.
O belgenin boşluğu dolamıyor.
Dolacak elbet, hepimızın katkısıyla.
Cumhuriyetimiz 75. yıla ulaşıyor. 27 Mayıs 35. yı-
la. olgun çağı ve orta çağı simgelıyor bu yıllar. Bu
yılların güzel bir birikimi, bir gücü var. Geçmişten
geleceğe uzanan bir ışığı. Karanlık güçler söndüre-
mez o ışığı.
Doğanın da toplumun da değişmez yasası bu,
ışık karanlığı deler.
B U L M A C A SEDAT y:4j>4y:4A
1 2 3 4 5 6SOLDAİS SAGA:
1/ Soluk borusu.
2/ Su... Eskıden
TürklerveYunan-
lılar tarafından
kullanılmış mavı
ipekpüsküllükır-
mızı takke. 3/ Dar
ve kalınca tahta...
Bırsayı.47Ürenın
kanda bırikmesı
sonucu meydana
gelen hastaîık. 5/
Eskı Türklerde
bir babanın taşın-
maz mallannm
mırasçısı olan en küçük
oğul... Bazı kâğıt oyunlann-
da, ortaya sürülecek parayı
ödeyebilmek ıçın her oyun-
cunun kendi önüne kovduğu
toplam para. 6/ Araç... Be-
yoğlu semtinın eskı adı. 7/
Tepkili uçak... Boru sesı...
Hay\anlara \urulan damga.
8/Arazi üzennde secılmış bir
ışaret noktasının düşeyinı
gösteren ve yön belınmek
için uzaktan gözlenen geometrik biçimli tahta lata... Apan-
sız. 9/ Yunanıstan'da bir kent.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bir seçimde adaylardan hıçbırinin gerekli oyu sağlaya-
maması nedeniyle seçımin sonuçsuz kalması II En küçük
ızcı kuruluşu.. Kımr bıtkilerden elde edılen yumuşak bir
reçıne.3/Üretılenşeylerinkullanılıpharcanması.4/Bırge-
zegen... Bir nota. 5/Rad>umun simgesi... Genışlik... Lez-
zet. 6/ Ermenıstan'ın para bınmi. . Matematıkte kullanılan
sabit bir sayı. 7/ Bir kumaştan kesılmış motıflenn başka bir
kumaşa işlenmış durumu... Bir renk. 8/.Mutluluk... Boğa
güreşı yapılan alan. 9/ Çatı arasında ya da dükkânlann üs-
tünde bulunan basık oda.