25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 MAY1S 1995 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Ciddiye almadım MELİH CEVDET ANDAY N urullah Ataç'ın "Dev- rimler Yok Devrim Var" başlıkh yazısı cumhunyetle gırdığı- mız aydınlanma çağına eşsız bır yaklaşımın belgesıdır Ona gore devnmler tek tek değerlendınlemez, bunlann tumu bır arada ele alınmalıdır kı gerçek anlanıı ortaya çıkanlabılsın Ne demektır bu9 Cumhunyetle başla- yan yenıleşme etkınlıkJennın kımıru be- ğenıp, kımını yanlış, gereksız saymak olaym ozunu kavTamamak demefe gehr "Lâtin abecesine evet, ama şapka giy- mem" gıbı Bızde gencılığın başkaldırması boyle oldu dılın özleşmesme karşı gelenler gıderek cuma namazı ıznıne dayandılar Ben dılde ozleşme çabasının başan>a erdığı kanısmdayımdır bundan hıç kuş- kumyok Bugûn "Osmanlıca''dıye andı- ğımız, Turkçe, Arapça, Farsça karması dıl, tanhsel bır gerçektır, bundan oturu doğru >a da yanlış olduğu tartışılamaz, ama dılde ozleşme akımının dayandığı ılkeler onu yadsımayı ıçenr kuşkusuz Şundan kı, Turkçe, Arapça, Farsça başka başka dıl aılelenndendırler (Türk dıllen, Semıtık dıller, Hınd-A\rupa dıl- len), böyle olduğu ıçın o ıkı yabancı dıl Turkçeyı zengınleştırmedı, kısırlaştırdı Avrupalılar, dıllennı zengınleştırmek ıçın Yunanca ve Lâtınce koklen ve ekle- n ışletırken doğru yoldaydılar. çunku Batı dıllen o ıkı (klâsık) dılle bır aılen- dendırler Bızım ıçın ıse, yenı sozcuk ge- reksemelenmızı karşılamak ıçın Tûrkçe koklen kullanmaktan başka yol yokru Bunu yaptık Şımdı bu konuyu açmamın nedenıne geleyım Pazar gunlen gazetemızın "Fenato" köşesınde yazılannı yayımlayan arkada- şımız Memet Baydur, 7 Mayıs ve 14 Ma- yısgunlennıbırmektubaayırdı Buuzun mektubu yazan, Turkçenın ozleşmesını vahım dıye nıtelendınyor Bu mektubu başka bır gazetede, başka bınnın koşe- sınde gorseydım, uzennde durmaz ge- çerdım Şovlebaşlıyor "Seninlefikrîvekalbî dostluğumuzun başladığından bugune kadar sık sık konuştuğumuz mevzular- dan birl Turk dılının bugunku kısırlaş- nuş, acı hali. Gazetelerde \e mecmualar- da neşredüen \anlar hemen her muhar- ririn kendi kendıne uydurduğu. İngiliz- ce ya da Fransızca'dan buyuk bır comert- likk serpiştirdiği keUmeierle dolu." Bız "mevzu" venne "konu", "mec- mua" yenne "dergi", "neşretme" ye- nne "yayımlama", "muharrir'' yenne "yazar" dedığırruz ıçın mı Turkçe kısır- laştı9 Anlayamadım Turkçe kısır bır dıl mı9 Şunu da belırteyım Her yazar ken- dı kendıne uydurmuyor Keşke oyle ol- sa Arapçadan uydurulan sozcukler tatlı da, Turkçeden uydurunca mı acılaşıyor9 Ingılızce ve Fransızca sozcukler konusu- na gırmıyorum şımdılık Ancak şunca- sını söylemeden geçmeyeyım, Arapça- dan. Farsçadan serpıştınnce doğru da, lngılızceden, Fransızcadan serpıştınnce mı vanlış0 "Ben dilini, Türkçeyi seven herhangi bir künseyim. Binaenaley h aşağıda senin nazan dıkkatini çekmesinj istediğim şah- si goruşlerim bir hezeyan olabilir. Buna rağmen sana bu uzun mektubu yazmak- tan da kendimi men edemryorum." "Binaenalevh" sözcuğüne orada hıç gerek yok, aynca ne demek oldugunu da kımse bılmıyor o sozcüğun "Nazan düdtafe gelelım "Nazar"ın sonundakı "ı"yı bır tıre ıle ayırmak ge- rekırdı Neyse "Dfltkat" sozcüğunu Zi- ya Gökalp uydurmuştu ve fesahatçılar bunun yanlış oldugunu soylemışlerdı Bu uydurmaya bır de "nazar"ı ekleme- ğe ne gerek vardı17 Ille "terkip'' mı yapı- lacak Ustelık Farsça bır tamlama Ikı Arapça sozcukJe bır Farsça tamlama Katmerlı yanlış "OsmanJı duşuncesi veya Turk duşun- cesi her medeniyette olduğu gıbı nesırle başlar." Doğru değıl Duzyazı bızde çok gecı- kerek, Tanzımat'la başlayabılmıştır an- cak Sonra mektubu yazanın "güzel ne- sir vazDiışlardır"dıye omek getırdığı ad- lar arasındakı Kâtip Çelebi, doğnıdan Arapça kaleme almıştır yapıtlannı Bu- nu bılmeyenın o mektubu yazmaktan kendını men etmesı gerekırdı "Cumhuriyet devnne gelivonız. Lisan tekrar bir sıvasi mesele olarak karşımız- da. CumhuriyetTurkrvesL,Osmanlı Tur- kiyesi ilebütün bağiannı koparmak mec- buriyetinde. Hâkım olan duşunce, eğer bürun bağlar kopmazsa Cumhuriyet ya- şavamaz— Madem ki Osmanlı medeniye- ti ıslâm'a, lslâm da Arapçaya bağu, ev- veia yanmızı değiştiriyonız. Ve sonra It- bhatçılann başlayıp da bitiremediği dili sadeieştirmek meseiesini ele alryoruz." Dıl elbette bır sıyasal sorun olarak çık- mıştı karşımıza Bır uygarlık değıştırme sorunu Başka deyışle, yaşayıp yaşama- ma sorunu Osmanlı, lslâm-Arap uygar- Iığı ıçınde çokmuştu Onun yenne gelen Türkıye Cumhunyetı "Aydınlanma" yo- luna gırecektı çünku Bunun ıçın de dılı ıle tanhı ıle kendı ulusal kımlığını yara- tacaktı AhAtaç' Nasıl anmam senın o yazı- nı Devnmler yok, devnm var Bunlar- dan bınru yoksadın mı ötekılen yoksa- mak da çorap sökuğu gıbı gelır bırbın ar- dısıra Laıklığı kaldır, şenat gelsın, pa- zar dmlencesını at, cuma tatılını dınlt. soldan yazıyı bırak, sağdan yazıya geç1 Sıyaset değıl mı bu7 Dılı sadeieştirmek Hayır efendım, dılımızı kurmaktı gereklı olan Unutulan Yunus Emre'den yola çıkarak. Yıne mektuptan bır soz "Osmanlı Turklen ihtiyacı olan keB- mderi Rumcadan ve Laünceden alamaz- du Osmanlı duşuncesi, duşmanı olduğu bir milletin bsanından değü, dmen ortak olduğu Arapça ve Farsçadan ıstifade et- mek mecburiyetinde idL" Neresını düzelteyım, bılemıyorum Osmanlı, Rumcadan ve İtalyancadan yı- ğınla sozcuk almıştır Düşman konusu- na gelınce, yenenler her yerde yenılen- lenn kultûrune yenılmışlerdır Tanh bu- nun ılgınç orneklen ıle doludur Nıtekım Osmanlı da lstanbul'a yerleştıkten son- ra geleneklennden bırçoğunu bırakmış ve devlet düzenını >enı örneğe göre baş- tan lcurmuştur Muzığını kılıseden almış- tır Şunu da behrtmek yennde olur Fa- tih Mehmed, Bızanslılan duşman say- mıyordu kendıne, onlara bırçok aynca- lıkJartanıması, kaçanlan kente çağırma- sı, Bızanslı bılgınlerle dostluklar kurma- sı bunu gostenr Bızım ni. Selim'den bu yana Batı'ya donük olmamızı buyuk bıryanJışlık ola- rak gostermek ıstıyor mektup vazan Başka turlu olabilir mıydı9 Arap'ta, Acem'de hangı bılımı, hangı felsefeyı, hangı sanatı bulabılırdık kı9 Memet Baydur, bu uzun mektup sona erdıkten sonra yazısını şoyle bıtın>or "Dil konusu, hayatımın yüreğinde dur- makta devam ediyor. Katılsanız da. kar- şı çıksanız da bu mektubun sorduğu so- ruları ciddiye almadan yapabilir misi- niz?" Ben yapabılınm, çünku ciddiye alma- cak hıçbır soru ıle karşılaşmadım bu mektupta Baştan başa yanlışlarla dolu, Cumhunyet devnmıne ve aydınlanmaya karşı bır mektup Sayın Baydur bıze bu mektupta bulduğu olumlu > anlan anla- tırsa se\ ınınm Şunu soyleyerek bıtıreyım yazımı Osmanlı medresesınde okutulan dıl Arapça ıdı Arapça bılmeyenlenn, şım- dı kalkıp Osmanlıcaya övguler duzme- lennı nasıl anlayabıbnm9 Mektupçunun "tisan silahsörii" dıye nıteledığı Zıya Gö- kalp'ın uydurduğu sözcukJerle akıl ho- calığına kalkmasını nasıl cıddıve alabı- hnm9 Bız uyduruyorsak Turkçe koklen ış- leterek uyduruyoruz, bılmedığımız dıl- lerden değıl Nedır bu Turkçe dûşmanlığı' ARADA BIR RECEP BtLGtNER Sanatta da Temiz Bler... Yıllar once, Varşova'da, unlu tryatro adamı J. Şay- na'nın Dante oyununu seyretmıştım Sevgılısı Beat- nçe, otekı dunyadan elınde bır havlu ve buyuk bır tasla gelır Seyırcılere bu tastakı suyla ellennı yıka- malarını söyler Çunku der "Dunya o kadar kırtendı kı, ancak bu suyla elınızdekı kın gıderebılırsınız " Geçen yıl, Italya'da bır fırtına gıbı esen temız eller operasyonu, kıyafet modası gıbı, ulkemızde de gu- nun konusu oldu Ama, kısa surdu, unutulup gıttı Kır- lılık devam ediyor; hem de daha pervasızca, daha yaygın olarak 1 Ust kademe yoneticılerımızın kımılerı, bu kırlılığı kendı yaşamlannda surdururken, kamu duyuncu (vıcdanı) denılen olgu da, bunu normal saymaya baş- ladı Yanı, kırlılık esas oldu, temızlık mucıze Para kırlı, sıyaset kırlı, sosyal ılışkıler kırlı Içten dı- leğım Hıç olmazsa, sanat ve kultur alanında olsun, temızlığı koruyabılsekJ Çunku, sanat ve kultur, kırlılı- ğı kaldıramaz Insanlığın geleceğı bu ıkı olgunun te- mız kalmasına bağlı fnsanın ıçındekı kırlenmeyı de, toplumdakı kırlenmeyı de, ancak, bu ıkı olgu temız tutabılır En etkılı temızleyıcıdır bunlar Duşunuyo- rum, sanat ve kultur ortamımız, bu gorevını yapabı- lıyor mu, yoksa, o da zamanla kırienıyor mu? Gazetelenn, dergılenn sanat sayfalanna bakıyo- rum Televızyonlan seyredıyorum Bu sonuncular- da gorduklenm, sozumona sanat ve kultur adına, her şeyı raıtıng denılen zevksızlığe, çırkınlığe gore ayarladığı ıçın, kırlılık akıyor Sokak şarkıcısı bıle ola- mayanlar mahalle duğunlennde gobek kıvıran ko- çeklerın duzeyınden aşağı dansozler Turkçeyı konu- şamayan sunucular, belden yukarı çıkamayan esp- rılenyle bayağılığı sergıleyen komıkler, sanatçı yafta- sıyla doldurmuşlar programlan Bayram boyunca, gobek kıvırmalar, kalça oynatmalar, akortsuz sesler- den oluşan ve ustelık sanat adına yapılan kırlıhkler- den kurtuluş yok galıba Sanat bır emek ışıdır Bınkımdır, ust duzey zevke erışme ve enştırme ışıdır Fransız devrımı sırasında, bır duşunur, gorkemlı bır anıta bakıp "Erdem ayak- lar altında, rezalet at üstunde" demış Bızım sanat ve kultur yaşamımız da boyle olma yolunda. Geçenlerde bır televızyon programında sunucu, karşısındakı edebıyatçı ıle konuşurken, bırden sozü "Yakında daha başka neler yazacaksınız" sorusuna getırdı Karşısındakı de uzun uzun gelecek hayalle- rınden soz ettı Boylece yazılmayanı ballandıra bal- landıra anlattı Yazılmış yuzlerce kıtabın adını anma- yarak, haksızlık ettı, çıkar ılışkılen adına Bırbırierını kollamada yanş ediyor yeteneksızler Ele geçırdıkle- rı TV ekranlannda, çalıştıklan gazete ve dergılerde, ya danışmanı oldukları ya da başka bır çıkar ılışkıle- rı bulunan yayımevlennın kıtaplarını getırırler gunde- me Bayram oncesı, anlı şanlı gazetelerımızden bı- nnde bır haber gordum O gazetede çalışanlardan bır gazetecı-yazann ılerde yayımlanacak olan kıtabınm ovgusu vardı, hem de uzun uzun Yanı, daha doğ- mamış, doğunca nasıl olacağı bellı olmayan bır ço- cuğun reklamı yapılıyordu Açıkçası, ortada olan ganplık daha doğrusu ham- lıkşu Değerlendırmelerde, gerçekler bır yana ıtılmıştır Ideolojık anlayışlardan bedensel zevklere kadar ay- nı yolun yolcuları, kendılen dışında kalanların hakla- rını, utanmadan çığneyebılıyorlar Dahası onlan yok sayıyorlar Sanatla, kulturle ılışkısı olmayan kışıler, ış- te boyle kırletıyorlar ortamı En temız kalması gere- ken kultur ve sanat adına yayılıyor bu kırlılık Medya dedığımız b j yaygın ıletışım araçlannda, kultur ve sa- nat ya bılgısızlerın elınde ya da çıkarcıların Bınncıler değerlendırme yeteneğınden yoksun, ıkıncılerse çı- karcı 1 Ban Edebıyatçılar Bırlığı, YazarlarSendıkası gı- bı kuruluşlar, bu kırlılığı yapanların ıplığını pazara çıkaracak atıiımlar yapsa KADIKÖY BELEDİYESİ KÜLTÜR ve SANAT MERKEZİ 27 MAYIS 1995 CUMARTESİ S.\AT: 15.00 SÖYLEŞt Prof. Dr. İsmail TUNALI AVRUPA TOPLULUĞU'NA KÜLTÜR AÇIDAN BİR YAKLAŞIM Giriş Serbesttir. KSM Bağdağ Caddesı Haldun Taner Sokagı Caddebostan Tel 360 90 95 TARTTŞMA İnce sorular... 12 Eylul ve sonrası sorunlan bunalımlarla suruyor Şışmlmış hedeflerle dolu bolca ortadırek edebıyatı, çağ atlama, bır koyup uç alma ve umuk sıkmak gıbı palavralann atıldığı arabesk gunler gende kaldı sanılıyordu Şımdı de "ya olacak, ya olacak" soylemlenjle ya da Sosyal Demokratlann lıder değışımlenne umutlar bağlandığı oyalanma gunlen mı geçınyoruz 9 Sosyal ve sıyasal bunalımlann temelınde, ulke ışverenlennın ve zengın sınıfin doyumsuzluğunun yarattığı ekonomık dengesızlığı goremıyor muyuz 7 SurekJı artan rant gelırlenyle ışverenlenn daha çok kazanma. az vergı verme, SSK pnmlennı odememe yuzsuzkığune ne denılmelıdır 9 Sosyal Demokratlann lıder değışımlen, 5 Nısan K.ararlan'nın altına atılan ımzayı unutturabılır mı 9 Yuzde 150 yaşam pahalılığına karşın ortalama yuzde 70 arttınlan ucretlerle çalışan kesımın memnun oldugunu mu sanıyorlar 9 Halktan, ülke gerçeklennden, oy aldıklan kesımın beklentılennden kopuk bır sıyasal anlayışı sosyal demokratlıkla bağdaştırmak olanaklı mıdır 9 Demokratıkleşmeyı uç yılı aşkın bır sure gundemde tutup sonuçlandıramama becenksızlığı de ne oluyor 9 Sosyal Demokratlann kararsızlıklan guvenı sarsmamış mıdır 9 Dayandıklan halk yığınlannın kuskunluğunu, onlardan umut kesıldığını goremıyorlar mı ? Okullannda her ay katkı adı altında çocuklanndan para toplamayı ıçme sındırebılen ya da kampanyalarla paralar toplamaya kalkan bır anlayışı Sosyal Demokratlann kabul etmesı anlaşılacak ış mıdır 9 Devletı, sosyal devlet olmaktan çıkanp guçsuz gostermeye tanhımızın hangı dönemınde bu denlı curet edılebılmıştır 9 Vergı toplama kampanyasıyla bırhkte. vergı kaçıranlan, hırsızlan yakalama kampanyası açılması neden dûşunulmemektedır 9 Çalışanlar bu ucretlerle mılyarlan aşan ev fıyatlanna nasıl ulaşıp ev sahıbı olacaklar' 7 Uç buçuk yıl oncesı ıktıdar ortağı olanlar, bu durumu oy ısteyeceğı kesıme açıklayabılecekler mıdır 9 u Çağdaş oimanın, çağı atlamanın ölçusü; birkaç marka es\a değışikligivle zenginlenn iki-uç >azlık ev \a da villa> r a sahıp olması\la çok kanallı TV'İerde sunulan yoz yaşam bıçımı midir?'" Duşunsel oluşumun tanhsel ve felsefı temellenne ulaşma ısteğıyle para değer ılışkılennın oluşturduğu duşunsel tembellığı aşabılmenın neresmdeyız 9 Tanhın oğretısı, ergeç buyuk kıtlelenn uyanacağı, paranın çıkarcı duruma soktuğu ınsanlık anlayışına ters bır surecın başlayacağı yonunde degıl mıdır 9 Aydınlık geleceğın onu kesılemeyecektır Bılgıye, bılınçle yurumenın uğraşını vermek zaman değıl mıdır 9 AdilAlaj Emeklı Oğretmen PENCERE Zamanla ve Uzamla Barışmak!.. Ganı Gırgin, Melih Cevdet'ın geçen haftakı cuma yazı- sına yıne konuktu Yine öfkelıydı Yazıyı okurken Ganı Gırgın'ın kendıne ozgu bıçemıyletiı- le getırdığı şu tumcelenn altnı çızdım "Insan, bılıncınde olsa da, olmasa da, yaşamını ıkı kavram ıçınde surdurur Bunlardan bın zamandır, ötekı mekân Uzam sözcuğunu kullanamayacağım, kusura bakma, çünkû bu sozcüğun kafamda ımgesı yok daha, belkı ılerde olabilir" Insanın vartığı, yaşam ve uzam (mekân) ıçınde anlam ka- zanıyor, duşunmesı de 1) Tanh bılımı gehşmeden once ınsan duşuncesının za- mana yayılması kısıtlıydı 2) Iletışım devnmı uzamı genışlettı, dunyamız avuç ıçı gı- bı oldu Bugun geçmışımızı bılıyoruz, gunumuzde yeryuvarlağın- da neler olup brttığını gozluyoruz Osmanlı tanhını kıtap- larda okuyoruz, kıtabı kapatıp televızyonun başına geçtık mı, Iran'da Mısır'da, Afganıstan'da yaşananlan ızlıyoruz, bu bılgıler duşunmemıze yardımcı oluyor • Gunumuz Turkıyesı'nde laıklık dûşmanlığı alabıldığıne serpılıyor, çoğu okumuşyazmış seçkın de benlığını bu ruz- gâra kaptırdı, şerıatçı, entelı buktu, etkısıne aldı, soyle- nenlere bakarsanız Cumhuriyet devletı dın duşmanıymış, tanhımızle ve dınımızle banşmalıymışız Tuhaf laflar Çunku ulkemızde ılencı-gencı çatşması, ne cumhunyet- le başladı, ne de Ataturk'le Istersenız bu konuyu daha da açmak ıçın hem zaman, hem mekân açısından ele alalım duşunmemızı bu ıkı bo- yuta yayarsak, uçuncu boyutu, daha başka deyışle ger- çeğın dennlığını yakalamak kolaylaşır • Tanhımızle banşmak ıçın nereye kadar uzanabılınz? 1071'den oncesıne mı gıdeceğız Selçuklulara ne dersı- nız? Haydı Osmanlı'ya ınelım, Uçuncu Sdım'e gelelım, çunku Kabakçı Mustafa ıle Alemdar Mustafa Paşa'dan hangısıyle kus, hangısıyle barışık olacağımızı duşunmek- te yarar var Tanh çocuk oyunu değıldır, ama, oynayalım 1789 Devnmı Fransa'da patlayıp da dunyayı sarsınca, depremın lstanbul'a yansıması kaçınılmazdı O gunlerde Ataturk ortalıkta yoktu, ama, ulkede -tıpkı bugunku gıbı- yobazlarla yenılıkçıler arasında kıyasıya bır kavga suruyor- du Kabakçı bınncılenn adamıydı Alemdar ıkıncılenn Bılmem kı hangısıyle kusup hangısıyle barışacağız'? Ikısı de toprak oldular Alemdar Mustafa Paşa, gencılen tepeleyıp saraya vardı- öında ılencı padışah Uçuncu Selım'ı olu bulunca, yenne Ikincı Mahmut'u tahta çıkarmıştı Yaşadığımız topraklarda, nıce ılencı gencı ayaklanma- sıyla olduruldu, nıce kelle bu yolda duşuruldu, 1923 Dev- nmı bu çatışmalara son vermek ıçın kuruldu Sonuçta dı- yebılınz kı Ataturk olmasaydı, laık cumhunyet kurulma- saydı, bugun şenatçılarla laıklık yandaşlannın kavgası da- ha beter olacaktı Iran'da, Mısır'da, Cezayır'de, Bangladeş'te, vb 'de bu kavga surmuyor mu 9 Evet, ışte şımdı tanhten geçtık uzama, yanı mekâna gel- dık Zaman ıçınde suregelen çatışmanın gunumuz coğraf- yasında guncelleşmesı ne anlam taşıyor? Mısır'da, yazar Necıp Mahfuz un bıçaklanması, Bangladeş'te yazar Tes- lime Nesrin'ın dramı, Ingıltere'de yazar Salman Ruş- dü'nun olum fetvasını boynuna asması, ılencı-gencı çatış- masının uzamdakı göstergelendır. • Turkıye, zamandan ve uzamdan kopuk bır ulke değıl bu- gunku ıçınde yaşadığımız çatışma da Ataturk'le başlama- dı, Osmanh'dan ben suruyor Tanhımızle kus olanlar, ba- nşmak ıstıyoriarsa, tarihı lyıce bellemek zorundadırlar, bu da ınsanın bılıncını zamana ve mekâna oturtmasıyla ger- çekleşır juct* MMAaınc ELEFON, ELEKTRİK DOGALGAZ FATURA ODEMELERINIZ T E L E 2 4 K O L A Y L I G I Ü S T E L İ K Ü C R E T S İ Z Yapı Kredi'nin sunduğu bu büyük kolaylıktan yararlanmak için, size en yakın Yapı Kredi Şubesi'ne gelip, Süper Hizmet Yetkilisi'yle görüşmeniz, Telecard'ınız yoksa, hemen bir Telecard sahibi olmanız ve tek bir talimat vermeniz yeterlidir. • • # • BUYUK BIR KOLAYLIK. Telefon, elektnk, su, doğalgaz ve kablolu TV faturalannızı. Turkıye'nın dort bır yanında, tam 760 noktada hizmet veren Tele24 lerden, gunun dıledığınız saatınde. Telecard'ınızla odeyebılırsınız. Odemenızı VVorldcard ınızla, kredı kartı hesabınızdan da yapabılırsınız. Odemenız sırasında hangı tuşa basacağınızı, odeme ışlemını nasıl yapacağınızı, Tele24 ekranından adım adım gorerek, odemenızı kolayca gerçekieştırırsınız. Sız de gelm Yapı Kredı'ye, Super Hizmet Yetkilisi'yle goruşun, Yapı Kredı farkını yaşamaya başlayın. Burası Yapı Kredi YAPI^CKREDi "hizmette sınır yoktur" • Istanbullular telefon elek'nk (AKTAŞ TEDAŞ) su ^e kablolu TV fa^raiar m Ankaralılar 'elefon dogalgaz .e kablolu TV fatjralarını Izmlrlller telefon ve elektnk faturalanm Bursalıiar telefon elektnk ve SL faturaların Adana Adapazarı AKsaray Antalya Aydın Balıkeslr Bolu Denlzll Dlyarbakır Edlrne Elazığ Eskişehlr Gazlantep Hatay Isparta tçel Izmtt Kahramanmaraş Kars Kayserl Konya Manlsa Muğla Samsun Slvas Teklrdağ Tokat Trabzon ve Zonguldaklılar telefon faturalann Tele24 lerden öoeyebılırler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle