22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MAYIS 1995 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Günümüz topkunundaki Kültür Servisi- TiyatTo Stüdyosu'nun sezonun bitimine yakın sahneye koyduğu "Çöplük", üç çöplük insanjnın yaşamından yola çıkarak günümüz toplumlanndaki kokuşmuşluğu anlatıyor. Şair Turgay Nar'ın ilk oyunu olan Çöplük'ü Işıl Kasapoğlu sahneye koydu. Sahne tasanmını Duygu Sağiroğlunun gerçekleştirdığı oyunda Ahmet Uğıırlu, Haluk Bilginer ve Zuhal Gencer rol alıyor. tsrafil ve Aymelek adlı iki kardeş ile aralanna sonradan katılan amcaoğullan Haço oyunun kahramanları. îsrafil o güne kadar çöplükte kendi kendine işleyen sısteme ses çıkarmamış, çöplük maryasının kurallanna boyun egmış biraz korkak bir adam. Aymelek ise dışanya adım atmayan, ağabeyınden başka insan yüzü görmeyen, dolayısıyla kendini ona adamış saf bir genç kız. Çöplükte kendi halinde bir yaşam süren iki kardeşin düzenlen adam öldürdüğü için saklanmak zorunda olan Haço'nun gelişiyle alt üst oluyor. Oyunda kötülüklerin simgesi olarak görünen Haço. kendisiyle birlikte onlann da sonunu hazıriıyor. Yazannın deyimiyle "Bir yirminci yüzyıl Ortaçağ'ı"oyunu olan Çöplük'te bir yanda Doğu-Ban kültürlerinin çarpıması da görülüyor. fnsanlann alışkanlıkları. batı] inançlan. davTanış biçimleri Müslüman kültüre aitken, bir tarafta da sürekli adı geçen bir Peder Virgin ve onun vaazlan. kilise bahçesindeki kuyu ve dönmesi bekfenen tsa ile Hıristiyan kültür vurgulanıyor. Işıl Kasapoğlu, mekanı ülkesi belli 7.8USUMMSI fSTMttgl TİYMTMFfSTtVJtÜ olmayan soyut bir çöplük olarak düşünüyor: "Soyut bir yerde üç kişbıin yaşam ı. Ama bunun içinde çöplükten çok y aşanan sistemdeki bir çürümüşlük anlatılıyor. Bir takun fantastik öğeler \ar. Doğu-batı kültürü kanşunı öğeler. Bir taraftan uzakta gözüken bir kilise ve kilise bahçesindeki kuyu, bir taraftan çöplükte bulunan bilimum malzemeler". Kaybolma ve kaybedilme üzerine OYUNCULAR 'Bahar îsyancıdır' Kendinizi sağduyunuza bırakın Kültür Servisi- Oyuncular Tiyatro Grubu, "7. L luslararası İstanbul Tiyarro FestivalT kapsamında bugün "Bahar Isyancıdır" adlı oyunJannı sahneleyecek. Selma Köksal ve Gülsüm Soydan'ın oyunlaştınp yönettikleri oyun bugün saat 18.30'da Oyuncular Sahnesi "nde izlenebilir. Onat Kutlar'ın "Bahar tsyancıdır" adlı öyküsünden, Yusuf Aoigan'ın "Ceren'e MasaT adlı yapıtının bir bölümü ve "Yük" adlı öyküsünden ve Oktay Rifat'ın "Yağmurlar" adlı şiirinden yola çıkılarak oluşturulan tek perdelik gösteri; yaşamlannı güzellıği ve aydmlığı yasatmak için yaratan rüm 'güzeUik ustalan'na adanmış. Kasaba kasaba gezen sirk soytanlanna, can- bazlara. sözü ve sazı için yıkılanlara ve daha nice bu uğurda yanmış yaşamlara.... Oyuncular "Bahar lsyancıdır"ı şu sözlerle anlatıyor: "Güzelliği yaşamınıızı yücelten unsurlann araşünldığı oyunda; 'Güzellıkler Ustalan'nın bu işi nasıl canlan pahasına yaptıklaru aym ustalann, yasamınuzdan çckilmesiyle yaşadtğunız o dehşetli sağırlık, kuraklık anlatıhyor." Ayrıca insanın insan sırtından geçinmesi, diğerini kemirerek yaşaması, gericilik unsurlannın her zaman toplumda yaşam kaynağı bulması ve rüm bunlara karşın insan belleğinde ileriye dönük bir isyan ruhunun varoluşu oyunun diğer temalarını oluşturuyor. Oyunun rejisi: vücut kullanımının . retorik ve retorik dışındaki rüm insan sesi çeşitlemelerinin araştınlmasına dayanan bir atölye çalışması sonucu gerçekleşiyor. înterkamera 95 yarın başlıyor Kültür Servisi- TÜYAP tarafından dü- zenlenen 5.Fotoğraf, Sınema, Vıdeo. tşıtsel ve Görsel Sistemler, Dıfier Optik Ürünler ve Masaüstü Yayıncılık "fnterkamera'95" fu- an, 25 mayıs perşembe günü Tepebaşı-Istan- bul Sergi Salonu'nda açıhyor. 28 mayıs pa- zar akşamına kadar sürecek fuarda 157'sı yabancı, 56'sı yerlı olmak üzere 213 fırma yer alacak. Fuar kapsamında İFSAK, TÜRSAK, Fl- YAP Fotografevı, RT.F.D, SESAM, ÇASOD ve Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Tele- vizyon Bölümü'nün katkılanyla fotoğraf ve kitap sergıleri, dia ve kısa metrajh fılm gös- terilen düzenlenecek, Fuar boyunca her gün saat 12.00'de.TÜR- SAK'ın hâzırladığı İcısa metrajh film göste- rileri izlenebılecek. Aynca Engin Ozen- des'ın "Osmanlı tmparatortuğunda Fotoğ- nrf" konulu konferans ve dıagöstensi, "Ma- gazin ObjektiTınden Sosyal YaşanTkonulu panel. Sabıt Kalfagıl'in "Güneş Diyagram- lan", Alberto Modıano'nun "Türkıye'de Fotoğraf Yaymlan" konulu koferanslan ile bzet Keribar ın "tstanbuT, Peün Yddıze- K'niîi "Anadolu'nun baosmda bir yokuhık*', Bünvad Dinç'ın "Pbrtfolyo", Erman Kopa- ranileYûkselErserteTin"Galata". Kemal Fırat'ın "Kent Düştü" ve Fotografevı'nin "Çin'e Doğru"başlıklı dıa gösterileri de fu- ann etkinlikleri arasında yer alacak. Cumartesı günü Güftekm Çizgen, pazar gûnü de Ara Güler'in ımza günleri düzen- lenecek. Fuar çerçevesinde TÜYAP-KO- DAK ışbırliğiyle "Foto Maraton" adlı bir yanşma da yapılacak. 25 mayıs perşembe günü saat 12.00'de fuara ilk gelen 100 kışı fılmlerini alacak ve kendilerine verilecek konu çerçevesinde çekecekleri fotoğraflan 26 mayıs cuma günü 1 7 _.00'de teslım edecek- ler. Ara Güler, Engjn Özendes, Ergün Hiç- yılmaz, Nevzat Çakır ve AJi İbsan Gök- çen'den oluşan seçıcı kurul. sonuclan 27 ma- yıs cumartesi günü açıklayacak. Kazananla- ra ödülleri pazar günü saat 16.00'daki tören- de venlecek. Fuarda son olarak Türk sine- masının yaşayan en yaslı kameramanı olan tUıan Arakonve Beyoğlu'nun en yaşlı tica- ri fotoğrafçısı Osep Minasoğlu'na şükran plaketlen sunulacak. Kültür Servisi- "7. Uluslararası tstanbul Ti- yatro FestivalTnin 'Öteki Tiyatro' bölümünde Nesrin Kazankaya, Mahir Günşıray, Özden Çiftçi ve AyşeGünşıray dan oluşan topluluk bu- gün ve yann saat 18.30'da İstanbul Sanat Mer- kezi'nde "Kaybohna" adlı oyunu sahneleye- cek. Devlet Tiyatrosu sanatçılan, birlikte birşey- ler üretmek için yola çıkmış ve dört aylık bir çalışma sonucu, Devlet Tiyatrosu'nun çeşitli salonlannda yapılan dogaçlamalar sonucu bu oyunu hazırlamış. "Kaybolma"nın canlı mü- ziklenni Selim Dogru gerçekleştiriyor. Oyunda; birinin kaybolması, kimliklerin kaybolması, parçalanması sarmalında çağdaş bir soru olarak ele alınıyor. Sanatçılann mernini yazıp birlikte sahneye koyduklan oyunda, "kaç'bolına/kaybettirilnıe'' olgusunun ardından arama sürecınde, kışının tekrar tekrar kaybolması, gıderek hastalık sınır- lannda dolaşan kimlik parçalanması yaşama- sı: insanlık suçlannın toplurndaki > ansımasının nedenli tehlikelı boyutlara ulaşabileceğinedik- kat çekilıyor. Dort sanatçı. birlikte yazdıklan oyunun çıkı^ noktasını şu sözlerle açıklıyor: "Günümüzde insanlık suçlan. ülke sınırlannı ortadan kaldı- rarak öy lesine bir yoğunlukta sürüp girmekn ki; neredeyse kanıksanıp, alışümakta. Faili meç- hul, kimliği meçhul cesetlerin, hiçbir iz bırak- madan, ortadan kay bolan kişilerin; gazetelerin üçüncü, beşinci sayfalannda \ er aldığı, gündcm maddesi büe oluşturamadığı bir gerçek." MahırGünşıray, o>Tandakı duygunun oluşum sürecini şu sözlerle açıklıyor "Bu düzen için- de birev lerin kimliklerinin parçalanması isteni- yor gibi bir düşüncemiz vardı. Bu kimliklerin parçalanması bizde üç kadında oluştu. Daha sonra parçalanmavla birlikte bir şeyi arama_ Ardından daha somut olarakyalnızca Türkhe için değiL rüm dünya için kay bettirilen. kaybo- lan, yok olan insanlar somut olarak oluşmaya başlâdı. Oyunumuzda somut olarak bunu ara- maya başladık. Bu arama süreci içinde kadın da kimlik parçalanmasına uğruyor. O da ka>bolu- >t>r aslında." Blues'un kraliçesi Koko Taylor EYÜP S. İBLAĞ 8. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Festivali 'nin ikinci gecesinde Açıkhava Tiyatrosu'nun sahnesi. birkaç yıl önce bluesun Kralı B. B. King'e gönderdiği konukseverlığıni, bu kez kraliçe Koko Taylor'a gösterecek. Değişmez topluluğu Blues Machine ile ülkemize ilk kez gelen Koko Taylor, bluesun en baskın tarzlanndan biri olan Chicago Blues'da çalışmalar yapan en- der kadın sanatçılardan biri. 6O'ı aşkın yaşına karşın yılda 200 civannda kon- ser vermeyi de sürdürüyor. Bu yüzden Chicago Tribune onun ıçın "Müzik diinyasının en çok çaltşan kadını, efsa- nevi yorumcu"tanımını yapıyor. Kari- yeri boyunca 14 kez Handy Ödülü'nü (Blues'un Grammy'si), bir kez de Grammy Ödülü'nü kazanmış. 13 Mart 1993 ise Chicago'da "Koko Taylor Gü- nü" ilan edilmiş. Sayısız ülkede. sayı- sız festivale katılmış. Dostlar başma. Şüphesizbunlargururtablosununkü- çük birer reprodüksiyonu. Beni bir mü- ziksever olarak asıl ılgilendiren, yaptı- ğı müzik. Elimdekı malzemelerini din- lediğimde tipik bir Chicago Blues tarzı ilk elden "merhaba" dıyor. Çok iyi dü- zenlenmiş gitar, davTil, nefesli çalgılar ve diğerleri arasında Koko'nun kumlu ve etkileyicı sesi ve yorumunun hakkı- nı vermemek haksızlık olur. Kumlu se- sindeki azalmayan enerjisı ve olgun yo- rumu çok zevk verici. Ben onun, Bessie Smith-Big Mama Thornton çizgisinin devamı olduğuna inanıyorum. Bessie Smith, her ne kadar cazcılarla bluescu- lar arasında paylaşılamayan bir isim ol- sa da döneminde yaptığı parçalannın çoğu (çok erken dönemlere ait olduğun- dan) artık vodvil blues olarak kabul edı- liyor. Big Mama Thornton ise gospelın ölümsüz ihalesi. Koko'nun gençlik gün- lerine dayanan gospel temeli ise ona çok şey kazandınyor. Onun için, Boston Glofoe: -Blucsdaki kraüann sayisı çoktur, ama herkesin ortak fıkriyle tek bir kraüçesi vardır; Koko Taylor" derken Chicago Tribune: "Koko Taylor dünyanınen büyük blues şarkıcüanndan biri™" vorumunu yapıyor. Koko Taylor Memphis, Tennessee'de bir ortakçı çiftliğinde doğup büyümüş. Müziğe olan ilgisini kilisede ve B.B. King'in radyo programında dinledığı parçalann kanşımıyla geliştirmiş. Ba- bası tarafından sadece gospel şarkılan söylemeye teş\ikedilmişsede Koko ve kardeşleri el yapımı çalgılarla toplanıp blues çalıp söylemeyi tercih etmişler. Koko, genç bir kızken dinleyebildiği kadar blues dinlemiş. Big Mama Thorn- ton ve Bessie Smith onun üzerindeki en etkili isimler olurken Muddy Waters, Howlin \Vwrfve Sonny Boy \VlDiamson da ilgi alajıı sıralamasında önlerde yer almış. PlakJannı hiç ara vermeden din- lemiş. Şarkı söylemeyi çok sevse de us- talannın arasında kendini hayal bile edemiyormuş o zamanlar. 18 yaşına geldiğinde Koko ve gele- cekteki eşi Robert "Pops" Taylor ise iş arama umuduyla Chicago'ya doğru yo- la koyulmuşlar. Chicago bluesun en ka- tıksız tarzının beşiği olan Güney yaka- sına gelmişler. Ama kentin kuzey yaka- sı varoşlannda zengin bir çiftin evleri- nin temizlikçisi olmuşlar. Geceleri ve hafta sonlannda Koko ve kocası Pops, dönemin en güçlü isimleri Muddy Wa- ters, Howlın Wolf, Magic Sam, Buddy Guy ve Junior Wells gibi devlerin çık- tığı Idüplere gıderlermiş. Sahneye adım atmasınm çok kısa bir süre öncesindey- mış rüm bunlar. Taylor'ın büyük çıkışı 1962 yılında olmuş. Ateşli bir sahne perförmansın- dan sonra düzenlemecl'bestecı (aslında bluesda her şeyci) VVîllie Dhon ona yak- laşmış. Koko'nun çok şaşırdığını gö- rünce, VV illie ona "Tannm, şimdiye ka- dar senin gibi blues söyleyen bir kaduı görmedim. Etrafta blues söyleyen çok adam var. ama senin gibi bir kadın yok. Bugün buna ihrivaç \ar. Blues'u senin- kigibi sesiolan bir kadınm söylemesi la- zun" demiş. Dixon, Koko'yu. Chess plak şirketine götürmüş ve 1965 yılın- daki, Koko'yu dünyanın bir numaralı kadın bluescusu konumuna getiren mil- yon satışlı "Wang Dang Doodle" dahil onun için birkaç singleyaptırmış. 1972 yılında Koko kendi topluluğunu kur- muş: The Blues Machine. 1975 'te efsa- nevi plak şirketi Chess kapılanna kilit vurduğunda Koko, Chicago'nun en ye- ni blues plak şirketi (bugün en büyüğü) Alligator'a geçmiş. Bu plak şırketinde Grammy'ye aday gösterilen "I Got WhatItTakcs"ı yapmış. 1975 yılından beri Koko Taylor, Alligator'da altı al- büm yapmış. Bunlar "The Earthsha- ker", "From the Heart Of A VVoman", "Queen of the Blues", "Live From Chi- cago", "Jump For Joy" ve "Forceof Na- ture." Bunlann dışında konuk olarak yer aldığı sayısız blues albümlerinin içinde B. B. King'in Grammy ÖdüJiü "Blues Summh" >ine Grammy Ödüllü derleme "Blues Explosion", "Paul Shaffer"in "Coast to Coast" sayılabılir. Tamamen erkeklerin hâkim oldufu blues dünya- sında bir kadın olarak başan kazanmak gerçekten hiç de kolay değil. Fakat Ko- ko Taylor bunu çoktan başanruş. O, mü- ziğini Chicago'nun Güney yakasında- ki küçücük klüplerden dünyanın her ya- nındaki dev festivallere taşıyan büyük isimlerden sadece biri. Onun başardık- lannı başardıktan sonra kuşkusuz "Blu- esun kraliçesi'' olarak anılmak abartma değil. NEW YORKTAN tLHAN MİMAROĞLU Bilgisayar ve Ben "Digit" sözcüğü "pam7a/c"anlamınageldiğine, bil- gisayar da "digital" bir aygıt olduğuna, demek ki "parmaksal" olarak çalıştıgına, ben de bilgi sayabil- diğıme, hem de parmaklarım olduğuna göre, bilgile- rimi parmaklarımla sayabilirdim. Tek bildiğinin hiçbir şey bilmediği olduğunu söylemiş olan adamın geri kalan dokuz parmağıyia sayacak bilgisi yok idiyse de benim en azından iki elimin on parmağıyla sayılabi- lecek bilgilerim var. Sayıyorum işte. Başparmak: Çar- şambadan sonra perşembe gelir. Işaretparmağı: Gü- neş doğudan doğar, batıdan batar. Ortaparmak: Dün- ya yuvarlak olmayıp yerine göre düz ya da iniş yo- kuştur... Ne gerek bana bilgisayar! Ama dostlar, tanıdıklar yıllardır tutturmuşlar: "Sa- na bir bilgisayar gerek. Hem yazı yazarsın hem de müzikyaparsın." İyi öyleyse. Hem de bilgi saydınnm. Ne ki Türkün "Ne var ne yok" sorusuna bir bilgisa- yann pek öfkelendiğini duymuştum. öfkelenecek ne vardı bunda? Bilgi saymak için daha uygun bir soru olabilir miydi? Yoksa o bilgisayann da benim gibi yal- nız on parmağı vardı da neyin var, neyin yok olduğu- nu sayıp dökmeye yetmiyor muydu? Kaldı ki orada burada karşıma çıkan bilgisayarfann hiçbirinde par- mağa benzer bir şeyler görmemiştim. Belkı içlennde bir yerlerde vardı. Bunu bir uzmana söylediğimde bil- gisayann içinde de parmağa benzer bir şey olmadı- ğı, ama gene de parmaksal olarak çalıştığı yolunda bir açıklama yaptıysa da ne demek istediğini pek an- layamadım. Gün geldi, bilgisayann Türkçeye de pek öfkelen- diğini gördüm. Kimin evine gitsem bir bilgisayar gö- rüyordum. Evlerine gittiklerim de hep buradaki Türk- ler. Bilgisayar benim yazı makinesi dıye bildiğimı an- dırdığı için, evine gittiklerimden birinin bilgisayanyla tanışıklık kurmak amacıyla Türkçe iki üç satır yaza- yım dedim. Ortaya çıkan Türkçe değil Tagalogça ola- bilirdi. "Sen ille de Türkçesi olan bilgisayar istiyor- san, Kaliforniya'da biri Türkçe program satıyor; da- ha olmazsa Türkiye'den getirtip bilgisayanna takar- sın" dediler. İyi, ama klavye Türk alfabesine uymu- yordu. Onun da kolayı varmış. önce programı klav- yeye uydurur, sonra da tuşlara Türk alfabesindeki harfleri yapıştınrmışım! lleri teknolojiden söz ettiğimi- ze göre, bu bana uzay gemisini çekçek arabasına bağlayıp Merih'e götürmeye çalışmak gibi geldi. Bilgisayarsızhğım nedeniyle çoğu kişi bana yan bakmaya başladığından, hem de bakışlannda acıma duygusu sezdiğim için çekçek arabasına katlanıp bir bilgisayar edinrnem gerekiyordu artık. Ama hangisi- ni? Bunu öğrenmeye çalışırken sayılması hiç de ko- lay olmayan bilgilerle karşılaştım. önce şunu kesin- likle bilmem gerekiyordu: Pencereler mi? Yoksa Mac mı? Pencereler, alacağım bilgisayan gün ışığında kul- lanabilmem için gerekiyor olmalıydı. Bizim evde bir- den çok pencere olduğuna göre Mac dediklerini al- malıydım. Bundan da önemlisi, bugünkü kuşağın bil- gisayanndan kaçınmaktı. Çöplükler eskiyen kuşak- lardan bilgisayarlann mezarlıklanna dönüşmeye baş- lamamış mıydı? Alacağım bilgisayar, gelecek kuşa- ğın bilgisayan olmalıydı. Gelecek kuşağın bilgisaya- nnı alırsam parmaksa) sevınç değneği bugünün ben- zeşimsel sevınç değneğinden çok daha çabuk çalı- şabileceği gibi 486'lann çoğuna uyan bir VI otobüsü ya da PCI otobüsü bellekteki bilgileri ISA otobüsün- den daha hızlı bir yerden öbürüne taşır, 800'e 600 SVGA ile 64.000 rengin hepsinr75 Hz'detazeleyebi- lir, 66 MHz'de çalışan bir 486Dx2 320'ye 240'lık bir VGA ile saniyede 15 çerçevelik bir filmı televizyon ka- litesinde yansıtamazsa da Frankenstein'ı canavann gördüğü gibi göstermeye ve pizzacı dükkânı açmak için en uygun yerin neresi olduğunu, hem de beledi- ye memurianna ve mafyaya nasıl rüşvet verileceğini öğretmeye, bununla da kalmayıp pencere perdesiy- le nasıl ses çıkartılabileceğinin bilgisini kazandırma- ya, katlanan pencerelere en kestirme yolu bulmaya, 7.x sisteminde balon yardımcısı ikonu tıkırdatarak yemek listesi bannın önce sağ köşesine erişmeye, sonra da üçüncü sayfaya varmak için öbür düğme- ye basıp oradaki bahşişlerin elde edilmesine yaraya- bilirdi. Bu bilgileri saymaya çalışırken bilgisayar doktora- sı yapanlann niye gitgide çoğaldığını, oysa eski gün- lerde dolmakalem doktorası yapmayı hiç kimsenin düşünmemiş olduğunu anlamaya başlamıştım. En önemli bilgiyi unutuyordum neredeyse. Bilgisa- yann elektrikle çalıştığını. Bugüne değin yazı maki- nesinin bile elektriklisinden uzak durmuştum. Yazı masama yakın tek priz, tavan boyu koskoca bir ki- tap rafının arkasındaydı. Olacak gibi değildi o prize erişmek. Bunu bir tanıdığa açtığımda, "Seni laptop paklar" dedi. Neydi o laptop dediği? "Şey işte... Kucağına oturtuyorsun. Pille çalıştyor.' Bakın şu edepsize! Yan baktığı yetmiyormuş gibi bir de dalga geçmeye kalkıyor benimle. Porno dük- kânlannda satılmıyor mu o tür oyuncaklar? YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ BUGÜN: 24çarşamba 21.30 Harbiye Açıkhava Tiyatrosu/ Koko Taylor & Her Blues Machine YARIN: 25 perşembe 2130 Harbiye Açıkhava Tiyatrosu/ John Mayall & The Bluesbreakers TİYATRO FESTtVAU BUGÜN: Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi: 21.15 Çöplük/Tiyatro Stüdyosu (Türkiye) Ses Tiyatrosu: 21.15 Ute Lemper (Almanya) İstanbul Sanat Merkezi: 18.30 Kaybolma/Nesrin Kazankaya. Mahir Günşıray, Özden Çiftçi, Ayşe Günşıray (Türkiye) Oyuncular Sahnesi: 18.30 Bahar Isyancıdır/Oyuncular (Türkiye) YARIN: Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi: 20.30 Çöplük/Tiyatro Stüdyosu (Türkiye) Kenter Tiyatrosu: 20.30 Ennio Marchetto (Italya) Ortaköy Mejdam: 22.30 Tiyatro Gemısi/Els Comediants (Ispanya) Oyuncular Sahnesi: 18.30 Bahar tsyancıdır/Oyuncular (Türkiye) IVeşeH Güırier' Kadıköy Halk Eğftbn'de • Kültür Servisi -Özel Üsküdar Bil-Fen Lisesi ortaokul öğrencileri, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde "Neşeli Günler"i (Sound Of Music) sahneye koyuyor. Nurdan Yıldınmalp'den tiyatro dersi alan öğrenciler, oyunun dekor ve kostümlenni de kendileri hazırlamış. Bugün saat 20.00'de başlayacak oyun lngilizce olarak sahneleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle