06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2MAYIS1995SALJ HABERLER 16PKKN oMuruldu • YurtHaberleri Servisi - Güvenlik kuvvetlerince Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sürdürülen operasyonlarda, 16 PKJC'li lerörist öldürüldü. Çatışmalarda, 4 güvenlik görevlisi de şehit oldu. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nden yapılan açıklamaya göre güvenlik kuvvetlerince bölge genelinde sürdürülen operasyonlar sirasmda çıkan çatışmalarda, Hakkâri'nin Yüksekova ilçesi Çamdalı bölgesinde 8, Siirt'in Şeyhömer dağı ve Palamutlu mevkiinde 5, Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Özbek köyü yakinlannda 2, Tunceli"nin Pertek ilçesi kırsahnda da bir PKK'li terörist öldürüldü. Barzani heyeti Ankara'da • ANKARA (ANKA)- Dışişleri BakanlığVndan bir heyetin Kuzey Irak'ta KDP Iideri Mesut Barzani ve KYB Iideri Celal Talabani ile 'yerel çözüm' konusunda yaptiğı görüşmelerin ardından. her ikı partiden üst düzey heyetler Ankara'da görüşmelerde bulunacak. KDP heyetinin bugün Ankara'ya gelmesi bekleniyor. Nuruosmaniye'de peferandum • İstanbul Haber Servisi - Eminönü Belediyesi, Nurettin Sözen döneminde araç trafiğine kapatılarak yayalaştınlan Nuruosmaniye Caddeşj'nin yeniden araç trafiğine açtlıp açılmamasıyla ilgili, 47 esnafin katıîacağı bir "referandum" yapıyor. Eminönü Belediyesi dün yaptığı yazılı açıklamada, referandumun Milliyet gazetesinin eski binası önünde yapılacağını bildirdi. Menteşe'den açıklama I tstanbul Haber Servisi - Içışleri Bakanı Nahit Menteşe, 30 Nisan 1995 tarihii gazetemizin 4. sayfasında bir haberde yer alan, "21 Mart'ta gözaltına alınarak kaybedildiği iddialan" ile ilgili olarak bir açıklama yaptı. Menteşe, açıklamasında. "Ocak'ın ailesi, savcılığa suç duyurusu yapacak" başlığıyla yayımlanan haberin içerisınde yer alan "istanbul Emniyet Müdürü'ne sordum. Hasan Ocak'ın gözaltına alındığını ve daha sonra serbest bırakıldığını söyledi" şeklindeki açıklamanın kendisine ait olmadığını belirtti. Luftfıansa'dan cep telefonu • Haber Merkezi - Lufthansa, aralık ve ocak aylan içerisinde şırketin uçaklanyla en çok uçan 10 yolcusuna. Telsim Mobil Telekomünikasyon Hizmetleri AŞ'den mobil telefon armağan etti. Telefonlar, Lufthansa Türkiye Temsilcisi Frank Sehr ile yönetim kurulu üyesi Nur Sakarya tarafından geçen hafta sahiplerine verildi. TBMM içtüzüğü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Anayasa Komisyonu'nda 166 maddelik içtüzük tekJifînin tümü üzerindeki göriişmeler tamamlandı. Teklifin maddeleri, 22 mayıstan itibaren görüşülecek. Alt komsiyonun yeniden düzenlediği 166 maddelik içtüzük değişikliği aynen kabul edilirse. Meclis'in çalışma günleri, haftada 3'ten 5'e çıkacak. TBMM Genel Kurulu'nda yoklama kaldınlacak. Milletvekilleri her an yoklama isteyemeyecek. Meclis Başkanı birleşımi açarken isterse yoklama yapacak. Toplantı yeter sayısı 63, karar yeter sayısı ise 62 olacak. Teklif veya tasanlar Meclis'ten daha hızlı geçecek, milletvekilleri ancak 35 imza ile önerge verebilecek. Asgari ücret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Asgari Ücret Tespit Komisyonu. sanayi ve tanm kesiminde uygulanacak yeni asgari ücreti belirlemek üzere bugün çalışmalanna başlayacak. Toplantıya Türk-lş, TtSK ve hükümet temsilcilen katılacak. Ortaklarm TMY pazarlığmda Adalet Bakanı Moğultay, 8. maddenin TCY'ye taşınmasını kabul etti CHP, geıd aclnıı ath• Koalisyon ortakları uzlaşıian metni, genel başkanlanna sunacaklar. Başbakan Tansu Çiller ve CHP Genel Başkanı Hikmet Çetin uygun bulursa, bu metin gruplarda tartışmaya açılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Koalisyon ortak- lan, DYP ve CHP Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) 8. maddesi konu- sunda yaşanan krizi aştılar ve bu maddenin kaldınl- ması konusunda uzlaşma- ya vardılar. DYP'nin isteği doğrul- tusunda TMY'nin 8. mad- desindeki "terör propa- gandası"na ilişkin hüküm- lerin Türk Ceza Yasası'nın (TCY)311.maddesineek yapılarak korunması ka- rarlastınldı. Yeni düzenlemeye göre. TÇY'nin 311. maddesine "Ülkenin birtiği ve büriin- lüğünün bozulmasına yö- nelik fîilleri tahrik edenler veya propagandasını ya- panlar 6 av ile 2 v ıla kadar cezalandınhrlar" ibaresinin 4. fıkra olarak eklenmesi karar- laştınlırken, bu fıillerin televizyon ve ba- sın yoluyla yapılması durumunda cezalann arttınlması öngörülüyor. Başbakan Tansu Çülerve Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin'in de katıldığı 5'li 8. madde ile Türk Ceza Yasası'nın 311 ve 312. maddeleri TMY'nin kaldınlması dûşünülen 8. maddesi, u Devietin bölünmeztiği aleyhinepropagandayapmak " suç- lannı kapstyor. Madde aynen şöyle: "Hangi yöntem, maksat ve dü- şünceyle olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan yazılı ve sözlû propaganda ile toplantı, gösteri ve yûrüyüş yapüamaz, Yapanlar hak- kında iki yıldan 5 yıla kadar ağır hapis ve 50 milyon liradan 100 mil- yon liraya kadar ağırpara cezasına hükmolunur. Yukandakifıkrada belirtilen pro- paganda suçunun 5680 sayılı Ba- sın Yasası 'ntn 3. maddesinde belir- tilen mevkuteler vasıtasıyla işlen- mesi halinde, ayrıca sahiplerine de mevkute 1 aydan az süreli ise, bir önceki ay satış miktartmn yüzde 90'ı kadar ağırpara cezası verilir. Ancak, bupara cezalart 100 mil- yon liradan az olamaz. Bu mevku- telerin sorumlu müdürlerine, sahip- lerine verilecek para cezasınm yarı- sı uygulanır ve altt aydan iki yıla kadar hapis cezası hükmolunur." TCY'nin 3Ilve 312. maddelerine divor? TCY'nin 311. maddesinde, birsu- çun işlenmesini aleni olarak tahrik eden kimsenin ne şekilde cezalandı- nlacağı belirtüiyor. Madde şöyle: "Eğer tahrik ettiği cürmün ceza- sı mtıvakkat ağır hapsin üstünde bir ceza ise üç yıldan beşyda kadar ağır hapis, - Muvakkat ağır hapis veya hapis cezasını müstelzim isefülin nevine göre üç aydan üçyıla kadar hapis, - Sair hallerde bin liradan beş bin liraya kadar ağırpara ceza.su Tahrik, her türlü kitle haberleşme araçlart, ses kayıt bantlan, plak, film, gazete, mecnuıa ile veya sair basın aletleriyle veya elleyazıhp ço- ğaltılarak yayınlanan veya dağıtı- lan yazılar ileya da umumi yerler- de levha ve ilan asmak suretiyle olursa, yukandaki bentler uyarınca suçlu hakkında tayin olunacak ağır hapis ve hapis cezaları bir misli ar- tırüır. Para cezası hükmolunacak hallerde bu ceza suçun nevine göre ikibinbeşyüz liradan onbin liraya kadar ağırpara cezası olmak üzere tayin olunur. Yukanda 2ve 3 sayılı bentterde beyan olunan hallerde ce- za, tahrik olunan suç için muayyen olan cezanın en yukan haddinige- çemez. Aleni tahrik neticesi olarak iste- nilen suç işlenir veya suçun icrası- na teşebbüs edilirse tahrikçiler, astl suçlular ile aynı derecede ceza gö- rürler." TCY'nin 312. maddesinde ise ka- nunun suç saydığı bir fıili açıkça öven veya iyi gördüğünü söyleyenya da halİa kanunlara itaatsizliğe tah- rik eden kimsenin altı aydan iki yıla kadar hapis ve ikibin liradan onbin liraya kadar da ağır para cezasına çarptınlacaklan öngörülüyor. Aynı maddenin diğer fikraları ise şöyle: "Halkı, sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklüığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden kimse bir yıldan üçyıla kadar hapis ve üçbin liradan onikibin liraya kadar da ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu tahrik umumun emniyeti için tehlikeli olabilecek bir şekilde yapüdığı takdirde faile ver- ilecek ceza üçte birden yarıya kadar artırüır. Yukandakifikralardan yazılı suç- iarı 311. maddenin ikinci fıkrasın- da sayılan vasıtalurla isleyenlere verilecek cezalar bir misli artırüır.'' TMY zirvesınden sonra, dün de teknik ça- lışmalan yapmak üzere Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe ve DYP Grup Baskanvekili Nev- zat Ercanbir araya geldıler. Yaklaşık 2 saatlik toplantıdan sonra Dev- let Bakanı Daçe. gazetecilere, uzlaşmaya vanldığı açıklamasını yaptı. Daçe, "Hükümet ortakJan olarak, TMY'nin 8. maddesinin kaldınlması ve TCY'nin 311. maddesinde yeniden düzen- lenmesi konusunda görüş birliğine vardık. Uzlaşıian metni önce genel başkanlann da- ha sonra da gruplann bügisine sunacağız" dedı. Daçe ve Ercan görüşme masasına, TCY'nin 311. maddesine, aynı yasanın dev- leti bölmeye yönelik fiillerin idamla cezalandınlmasını öngören 125. maddesindeki fıillerin propagandasını ya- panlann cezalandınlması hükmünün eklenmesi öneri- siyle oturdular. DYP görüş- meye şu öneriyle gitti: "TCY'nin 125. maddesi kapsamında olan maruf fiil- lerden herhangi birinin işlen- mesini tahrik edenler veya propagandasını yapanlar6ay ile2 yıla kadar cezalandmlır- lar. Bu cezalar, bu fiillerin te- levizyon ve basın yoluyla iş- lenmesi durumunda iki kaü- na çıkanJır." Ancak toplantıda 125. maddenin kapsamının çok geniş olması dikkate alınarak 311. maddeye taşınacak olan fikrada 125. maddeye atıfta bulunmak yerine devietin birliği ve bütünlüğünü boz- maya yönelik fıillerin propa- gandasını yapanlar ibaresiy- le sınırlandınlması kararlaş- tınldı. Koalisyon ortakJannın uz- laşmaya vardıklan metinle TMY'nin 8. maddesinden hüküm giyen ya da yargıla- nanlar bu maddeyle öngörülen suçlar orta- dan kalktığı için affedilecekler. Metne gö- re, bölücülük propagandası yapanlar ya da yaptığı öne sürülenler. DGM'lerde yargı- lanmayacaklar. Aynca bölücülük propa- gandası için öngörülen cezalar da hafifle- tilmiş olacak. Yargıtay 8'inci maddeyi daha önce taşıdı • Yargıtay, Terörle Mücadale Yasasrnın 8. maddesine dayanarak verilen iki ayn cezanın Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesine göre değerlendirilmesini istedi. ERGUN AKSOV ANKARA - Yargıtay, Terörle Mücadele Yasa- sı'nın (TMY) 8. maddesin- de tanımlanan "bölücülük propagandası" suçlaması- nı. daha önce verdiğı karar- larda Türk Ceza Yasası'nın (TCY) 312. maddesi açı- sından değerlendirerek hü- kümetin önüne geçtı. An- kara ve İstanbul Dev let Gü- venlik Mahkemelerince (DGM) Hava-lş Genel Başkanı Atilav Ayçin ve Pir Sultan Abdal Kültür Der- gisi yöneticileri hakkında 8. maddeye dayanarak ve- rilen hapis ve para cezala- nnı bozan Yargıtay, dava- lann TCY'nin 312. madde- si kapsamında ele alınma- sı istedi. Sıvas olaylanndan sonra "İçeriden bir mektup var" başlığıyla Pir Sultan Abdal Kültür Dergisi'nde yayım- lanan yazı ile ilgili dergi yöneticileri hakkında An- kara DGM tarafından veri- len hapis ve para cezalan karan Yargıtay'dan geri döndü. Yargıtay, bozma ge- rekçesinde, "Pir Sultan Abdal Kültür Dergisi'ni. sahibi olduğu matbaada basan sanık olan Burhan Günel'in, TMY'nin 8. ve Basın Yasası'nın 16. mad- deleri uyannca olayda so- nımluluğu bulunmamak- tadır. Beraati yerine, yazılı düşüncelerle mahkûmiye- tine karar verihnistir'' gö- rüşünü bildirdi. Yargıtay, sanıklardan Murtaza Demir. İbrahim Halit Elçi ve Metin Kuzu- güdenlioğlu haklannda da- vaya konu olan yazmın bir bütün olarak ele alınıp de- ğerlendirilmediğini belirte- rek şu görüşü bildirdi: u Davava konu olan vazu TCK'nin MV2 maddesi kapsamında değerlendiril- mesi gerekir. Bu madde, halkı sınıf. ırk, mezhep ve bölge farkhlığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme suçunu oluştu- rur. Sanıklann hukuki du- rumu buna göre değerlen- dirilmelidir. O>sa, olayda unsuru oluşmayan 3713 sa- yılı kanunun" (TMY) 8. maddesine muhalefet su- çundan hüküm tesis edil- mistir." Yargıtay, sanıklar hak- kında verilen toplam 15 milyar lira para cezasınm da Terörle Mücadele Yasa- sı'nın 8. maddesinin 2. fık- rasının 1 cümlesi uyannca fazla olduğuna dikkat çek- ri. Yargıtay'tn bozma kara- nna karşı oy kullanan iki üye ise Ankara DGM'nin karannı yerinde buldukla- nnı kavdettiler. 'Akan kan durmadan buradan gitmem tstanbul Haber Servisi - Başbakan'ın insan Haklan Başdanışmanı Hızır Ekşi. ülkesinde insan haklan ihlalleri nedeni ile açlık grevinde bulunan Çeçenistan Ulaştırma Bakanı ve İnsan Haklan Komisyonu Başkanı Seyid Emir İbragimoru dün ziyaret etti.tbragimof'u. ABD tstanbul Başkonsolosluğu yakınında sürdürdüğü açlık grevinin 8. gününde ziyaret eden Başbakan'ın İnsan Haklan Başdanışmanı Hızır Ekşi. "Çeçenistan da ölen insanlar için Avrupa aynı tavn amuyor" dedi. Ekşi'nin sözleri tbragimof'a tercüman aracılığıyla aktanlırken Çeçen bakan, duygulannı, aracın içinde yattığı yataktan şu şekilde açıkladı: "Ben buraya ölüm orucu için gelmeden önce, günlerce Çiller'e, Demirel'e mektup yazdım. Benim onlardan istediğnn arabulucu olmalanvdı. 'Yardımcı olun' dedim. 'Akan kanı durdurun' dedim. Ben de ölmek istemiyorum. Bir önlem alınmadıkça buradan gmneyeeeğim'' dedı. (AYKUT KÜÇÜKKAYA) TBMM Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu üyesi CHP'li Mustafa Yılmaz, rapora yazdıramadıklannı Cumhuriyet'e anlattı - 2 'Savcılar, görevlerini yapmıyor9 DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - TBMM Faili Meçhul Siyasi Ci- nayetleri Araştırma Komisyonu üyesi CHP Ma- latya Milletvekili Mustafa Yılmaz. olay yerleri- ne gitmemekle suçladığı cumhuriyet savcılannın emniyetten gelen tutanaklan yeni bir soruşturma ve incelemeye gereksinim duymadan iddiana- meye dönüştürdüklerini öne sürdü. Yılmaz, mah- kemelerin. olaylar incelenmeden hazırlanan id- dianamelere dayanarak verdigi kararlann "hata- h ve tartışdır'"olduk]annı öne sürerek bu duru- mun yurttaşlann adalete güvenini sarstığını kay- deni. Mustafa Yılmaz. faili meçhul siyasi cinayet- lere ilişkin TBMM Araştırma Komisyonu rapo- runa yazdıramadıklannı Cumhuriyet'e anlattı. Yılmaz. 1980'den sonra. cumhuriyet savcılan- nın, genel olarak görevlerini hakkıyla yerine ge- tirmedıklerini savundu. Yılmaz, "DGMsavcıla- n genelUkle olay yerine gitmezler veya savcı var- dımcılanm göndermezler. Emniyetten gelen tu- tanaklan, yeni bir araştırma, inceleme ve soruş- turma yapmadan iddianameye dönüştürürler. Bu durumda mahkemeler, yanlış, hatalı kararlar vermek durumunda kalıyoriar. Bu da vurttaşla- nn adalete güvenini sarsmaktadu*" dedi. Savcılan çok etkin bir yapıya kavuşturacak düzenlemeye ihtiyaç bulunduğunu anlatan Yıl- maz, şunlan kaydetti: "Diyelim Hakkâri, BingöL, Mardin, Siirt'te, Şırnak'ta bir suç işleniyor. Olav a Divarbakır Dev- let Güvenlik Mahkemesi bakfyor. fanıklar, delil- ler, oiay yeri ile ilgili her türlü bilgüer, bulgular orada kalıyor. Divarbakır'dan oraya gitmek zor. DGM savcıSL adli vargı savcısına 'Sen araştır, bulgulannı gönder" diyor. Burada her şeyden ön- ce 'doğal yargıç ilkesf ihlal edüiyor. Doğal yar- gıç ilkesi,suçun işlendiği yerin mahkemesinin yet- kili olması demektir. Bütün bunlar. olaylann ye- terince araştınlamamasu incelenememesi, delil- lerin, tanıklann değerlendirilememesi anlamına gelivor. Bunlar da DGM kararlannı tartışılır ha- le getiriyor." "DOVrİerkâJdırılsın" Devlet Güvenlik Mahkemesi uygulamasınm "doğal yargıç'' ilkesine aykın olduğunu savunan Yılmaz. hukuk devletinin işlerlikkazandığı ülke- lerde benzeri bulunmadığını vurguladığı DGM'lerin kaldınlması gerektiğini belirtti. DGM savcılannın özel ihtisas yargıçlan olmadığını, ağır ceza yargıçlannın da DGM yargıçlanndan daha az bilgili olmadığını savunan Yılmaz, yurt- taşlann adalete güveninin artması, yargının hız- lanması ve daha doğru kararlann verilebilmesi için DGM'lerin kaldınlması gerektiğini anlattı. VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Kurucu ortaklanmızdan, vefakâr kardeşimiz, ÜMİT ERCAN 30 Nisan 1995 günü vefat etmiştir. Kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz. Allah rahmet eylesin. Kiska tnşaat Taahhüdü tşleri A.Ş. 3-A Alüminyuııı Alaşımlan A.Ş. Ege Endüstri Mineralleri Sanayi A.Ş. Kireç ve Tuğja Sanayi A.Ş. Atıhm Özel Egitinı Hizmetleri A.Ş. tstanbul Turizm ve Otelcilik A.Ş. VEFAT Merhum Talip ve Hüsniye Ercan'ın oğullan, Fatma Köymen, Münevver Gürsel, Müsevvet Serdengeçti'nin kardeşleri, Oğuz Gürsel'in kayınbiraderi, İclal, Bike, Kağan, Ardıç, Tülin ve AtilJa'nın biricik dayılan, Kağan Taşkın'm kaympederi, Nur ve Talip Ercan'ın sevgili babalan, Gülsen Ercan'ın vefakâr eşi İyiliksever, kıymetli insan ÜMİT ERCAN 30 Nisan 1995 günü vefat etmiştir. Cenazesi Ankara Kocatepe Camii'nde 2 Mayıs 1995'te kılınacak öğle namazım müteakip kaldınlacaktır. Allah rahmet eylesin. AİLESİ GUNDUZGOZUYLE MELİH CEVDET ANDAY Demokrasi Sadece Çok Partili Olmak Değildir... Başlangıçta Atatürk'e karşı yöneltilen eleştirile' • den çoğu padişahçılardan ve halifecilerden gelmiş- tir. Onun en yakın arkadaşları bile cumhuriyet kurul- masını en azından yadırgadılar. Rauf Bey, "Ben pa- dişahın ekmeğiniyedim, ona karşıolamam"demiş- tir. Ekmek konusu ise şurdan kaynaklanıyor: Aylıkla- nmızı padişah kendi kesesinden vermektedir. "Doğ- mayan Hürriyet" adlı kitabın yazan rahmetli Hasan Amca'dan dinlemiştim, "Subay çıkmıştık, aylıklan- mızı padişah bahşediyor sanırdık" demişti. ümancı Hamdi Bey de tanıştığımız gün bana şu hikâyeyi anlatmıştı: Bir gün Atatürk'e, "Paşam, sizne isterseniz yapabilirsiniz, fakat ne olur, yapacaklan- nızı din adamlanna onaylatın!" demiş de, ondan "Yo onu yapamam, sonra yol olur" yanıtını almış. Bunlar cumhuriyetin ne demek olduğunu bir türlü kavrayamay anlardır. Atatürk'e karşı olanlara eski Ittihatçılar, Çerkez Et- hem olayından ötürü Çerkez aydınlan, gâ\Air oluyo- ruz diye korkanlar, "Bu fesi başıma babam giydirdi, onu kimse çıkaramaz" diyenler, laikliğe "Din elden gidiyor" diye tepki gösterenler ve elbet Saray'dan ge- çinmiş olanlar da katılıyorlardı. Daha sonra solun eleştirisi geldi: Atatürk, elinde bunca olanak varken neden komünizmi getirmedi? Marksçı düşünceye aykın bir görüştü bu; çünkü komünizm sadece isteğe bağlı bir düzen değildir, onun gerçekleşmesi için burjuva sınrfının gelişmiş ve işçi sınıfının bilinçlenmiş olması gerekir. Atatürk "acil- ci" değildi, yapılabilecek olanlan yaptı; toplumumu- zun tarihçe olgunlaşmış beklentilerini gerçekleştirdi. "Bir gün sömürgeciler on)adan kalkacak ve mazlum milletler istiklal ve özgüriüklerine kavuşacaklardır" di- yor, hangi gün olacağını söylemiyor. Onun şu sözü üzerinde de biraz duralım; bir yabancı konuğuna, "Benim isteyip de yapamayacağım bir şey yoktur" demiş. Bu tümcedeki "isteyip de" sözcüğünü iyi an- lamak gerekir. Atatürk, isteklerinin, toplumsal, tarih- sel koşullarla sınırlı olduğunu bilen büyük bir gerçek- çi idi. Büyüklüğün özünde vardır bu. Şimdilerde ise Atatürk'ün demokrat olmadığı eleş- tirisi ortaya çıktı. Bu eleştiriyi dillerine dolayanlann, bugün örnek aldığımız demokrasilere bu rejimin han- gi aşamalardan geçilerek yerleştirildiğini bilmezlikten geldiklerini düşünmek zorunda kalıyorum. Batı de- mokrasilerinin ardında uzunca bir aydınlanma süre- ci ve Fransız Büyük Devrimi var. Atatürk, toplumu- muzu hızla (çünkü tarihsel gelişimi adım adım izle- memize çağ izin vermiyordu) bu süreçten geçirmek isteyen kişidir. Atatürk devrimleri denilen kökten değişimler, öz- gür olarak düşünmemizin koşullannı getirmiştir ve bunların başında laiklik vardır. Laiklik, aklımızı kullan- manın başlıca yoludur. Felsefenin doğduğu eski Yu- nan'da düşünürier, bu tansığı tannlardışı düşünme- ye yöneldikleri için başardılar. Humanizma, on seki- zinci yüzyıl aydınlanmacılığı ve Fransız Büyük Dev- rimi insanoğluna özgüriuğün ve eşitliğin kapılarını açtı. Bize bu süreci yaşatan Atatürk'tür. Atatürk yal- nız cumhuriyeti değil, demokrasiyi de kuran adam- dır. Çünkü demokrasi sadece çok partili olmak de- ğildir. Atatürk'e yöneltilen bu eleştiriyi bir an ciddiye ai- dığımızı varsayalım, o vakit karşımıza şu soru çıkı- yor: öyleyse demokrasiyi biz kuralım, bunu yapmak için ille Atatürk'ü suçlamak mı gerekir? Böyle bir suç- lama, her şeyi ondan beklediğimizi göstermez mi? Hani tek adamlık yanlıştı? Sosyalist, geçmişinin ileri atılımlannı alır başına ko- yar. Stalin, Rusya'yı batılılaştıran Büyük Petro'yu öv- müştü; Mao, Çin'de cumhuriyeti kuran Sun Yat Sen'e hayrandı. ANAP'tan üç alternatîfli erken seçîm plam • Hasan Korkmazcan, anayasanm 77. maddesine göre Meclis'in yenilenmesini veya çalışma süresinin 4 yıla indirilmesini isteyebileceklerini ya da erken seçim için anayasa değişikliği teklifi verebileceklerini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP'ın erken seçim için 3 alternatif üze- rinde çalıştığı bildirildi. Bu nedenle ANAP, anayasanın 77. maddesine göre Mec- lis'in yenilenmesini iste- mek. erken seçim için ya da Meclis'in çalışma süre- sinin 4 yıla indirilmesi için anayasa değişikliği teklifi vermek arasında bir tercih yapmak zorunda kalacak. ANAP Grup Başkanve- kilı Hasan Korkmazcan. Türkiye'nin erken seçime ihtiyacı olduğunu belirte- rek. bunun yollannı aradık- lannı bildirdi. Bu konuda 3 altematif özerinde çahştık- lanm kaydeden Korkmaz- can, şunlan söyledi: "Anayasanın 77. madde- si uyannca Meclis'in yeni- lenmesi konusunda bir önerge sunabiliriz. Ağustos sonundan önceki bir tarihi Meclis'te kararlasürabiliriz veya seçimlerin belli bir ta- rihtc yapılması için yasa teklifi veririz. Ücüncü alter- narifuniz de anayasanın 77. maddesinin değiştirilerek, Meclis'in görev döneminin 4 yıla indirilmesi için teklif vermektir. Henüz bu konu- da ki çabsmalaronız ta- mamlanmadı. Karan, yet- kili kurullanmız verecek." Korkmazcan, ara seçim- den kaçmanın yolu olma- dığını söyledi. Ara seçim yapmamanın tek yolunun erken seçime gitmek oldu- ğunu belirten Korkmazcan. ara seçim sürecinin 8 Ekim 1995 tarihine veya ondan önceki bir tarihe rastlaya- cak şekilde Yüksek Seçim Kurulu tarafından başlatıl- ması gerektiğini kaydetti. Korkmazcan, "Ara seçim- den kaçüamaz.Ara seçimin yapdmaması, ancak erken seçim karan alınarak sağ- lanabilir" diye konuştu. Ekrem Pakdemirli de dün düzenlediği basın top- lantısında, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e yöne- lik eleştirilerini sürdürerek, "Seçime gidilir. Veni çıka- cak tabloda tutunabfliv orsa tutunur, tutunamıyorsa oradan aşağı iner, gerekir- sekarşımıza geçer ve biziın- le siyasi mücadele yapar" diye konuştu. Pakdemirli. "Hükümet sosyal ve ekonomik alanda vaat ettiği atıhmlan gerçek- leştiremedL Bu siyaset tü- kenmistir. Oradan inmele- ri gerekir. Ülke sivasetinde bir tıkanıklık var. Bu üka- nıklık. ancak bir erken ge- nel seçimle aşılabiür'' dedi. Pakdemirli, Demirel'in "tavşana kaç, tazıya tırt"tu- tumu izlediğini savıınarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradaki rutarsızlıkla- n göstermemizin nedeni var. DemireL 'Eğer devietin başı vatandaşla mahkeme- lik olmuşsa siyaset bitmiş- tir'diyor. Ben de bunu ka- bul ediyonım, bizi dava et- miştir, dava ettiğine göre si- yaset bitmişir. Siyasetin bit- tiği noktada seçünlere gidi- lir. Veni çıkacak tabioda tu- tunabiliyorsa tutunur. Ora- da tutunabiiecek oy oranı- nı sağla>-abi]iyorsa tutunur, tutunamıyorsa oradan aşağı iner."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle