06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 1995 SALJ OLAYLAR VE GORUŞLER Üçüncü köprü bir cinayettir!Prof.Dr. SEMİH S. TEZCAN B. Ü. Öğretim Üyesi 1 Üçüncü köprü neye hiz- met edecek: İstanbul Bü- yükşehir Belediye Baş- kanı Sayın Recep Tayyip ^ Erdoğan geçen gün basın 9 toplantısında, "Lçüncü köprü dnavettir!" diyerek böyle bir teşeb- büsün Istanbul'un çağdaş kentJeşmesi ve ulaşımı için ölümcül sonuçlar doğuraca- ğını veciz bir şekılde ifade etmıştir. Üçün- cü Boğaz köprüsünün sadece bir karayo- lu köprüsü olarak ınşa edileceğini. üzerin- de hiçbir raylı sisteme yer verilmeyece- ğini varsayarsak Sayın Başkan'a bu isa- betli teşhısinden dolayı katılmamak mümkün değildir. Köprüler ulaşım için yapılır. Boğazi- çi'ne yapılan her türlü köprü de toplu ta- şimacılığa değil, yüzde 85 oranmda özel taşımacılığa hizmet etmektedir. lstan- bul'un ulaşımı ise maaleseftoplu taşıma- yı ihmal ettiğimiz için çok çarpık ve çok İcorkunç. ters birdöngü içindedir. 1970 yı- lında Istanbul'dakı 2.5 milyon yolculu- gun yüzde 52'si özel taşımacılık ile yüz- de 48'i toplu taşıma araçlan olurken 1994 yılında tstanbul'daki 8.1 milyon yolculu- ğnn yüzde 60.2'si özel taşımacılık ile yüz- de 39.8'i toplu taşıma araçlan ile yapıl- maktadır. Bunun araç türlerine dağılımı ise şöyledir: Otobüslerle yüzde 29.2, de- nizyolu ile yüzde 4.5, raylı sistemle yüz- de 6.1 olmak üzere toplu taşımacılığm hissesi sadece. yüzde 39.8 'dir. Özel oto- lar yüzde 14.8, minibüsler yüzde 17.5, dolmuş ve taksiler yüzde 4.9, servis ara- balan yüzde 20.9, korsan taksiler yüzde 6.1 oranındayolcutaşımaktadırlar. Dola- yısıyla istanbul'da günlük seyahat türleri makası. her geçen yıl toplu taşımacılık aleyhine açılmaktadır. Bu da duraklarda bekleyen halkjmızın perişanlığının gittik- çe artması demektir. Herkesin bir arabaya sahıp olma arzu- su ve içgüdüsünü otomotiv endüstrisi de- vamlı pompalamakta ve trafığe çıkan özel araç sayısı Istanbul'da başdöndürücü bir süratle (ayda 8000 araba) artmaktadır. Bu tempo ile beş yıl sonra. istanbul'daki özel araç sayısı iki milyon olacak ve istan- bul'un yollan bu trafiği kaldıramayacak- tır. Üçüncü köprü, toplu taşıma aleyhine gelişen bu kısır ve ters döngüyü daha da körükleyecek, özel taşımacılıgı teşvik edecek ve İstanbul ulaşımtnm içine düş- tüğü çıkmazdan kurtanlmasına hiçbir katkı sağlamayacaktır. Halbuki, üçüncü köprü için sarf edilecek parayı. fstan- bul'un raylı sistemineyatınrsak özel oto- mobıllere yeni sürat yollan yapmak yeri- ne duraklarda bekleyen perişan yolcula- ra hizmet götürmüş oluruz. 2. Ra>1ı sistemle Boğaz'ı geçiş: Yukan- da verilen açıklamalann ışığında, üçün- cü Boğaz geçişinin karayolu geçişi yeri- ne, raylı sistem geçişi olması gerektiği bütün çıplaklığı ile görülmektedir. 1987 yılında Amerikan PB firmasının yaptığı bir incelemede, raylı sistem Boğaz geçi- şi için Yenikapı-Sarayburnu-Üsküdar ve Söğütlüçeşme arasında 13 kilometre uzunluğunda bir tünel önerilmektedir. Doygun nüfuslu, yoğun tarihi, rurisrik ve kültürel hazinelerle dolu Saraybumu ve Üsküdar'ın birleştirilmesi şehircilik açısından sakıncalıdır. Böylesine önemli bir ulaşım köprüsü, şehrin en yoğun iki yerleşme bölgesinin ağırlık merkezleri arasında olmalıdır. Onun için raylı sistem Maltepe-Pendik arasındaki yerleşim böl- gelerini, Şişli-Gaziosmanpaşa yerleşim merkezlerine bağlayacak şekilde Bo- ğaz'dan geçmelidir. Şimdilik en uygun yer mevcut birinci köprünün iki orta şe- ridir. Ileride bu geçişin bir köprü veya tü- nel ile mi daha ucuz olacağını olurluk he- saplan gösterir. llk bakışta, köprü tipi ge- çişin daha ekonomik olacağı söylenebi- lir. Bu raylı Boğaz geçişinde, hem gidiş- geliş hatlan ile bir metro hem de tek ve- ya çift hatlı bir Avrupa-Asya demiryolu bulunabilir. Üstelik Yenikapı-Üsküdar Söğütlüçeş- me tüneli, iki milyar dolar mertebesinde gereğinden çok pahalı biryatınmdır. Hem şehircilik hem ulaşım teknolojisi hem de ekonomik açılardan büyük sakıncalan bulunan Yenikapı Tüp Geçiş Projesi der- hal terk edilmelidir. 3. Istanbul'da raylı sistemin uzunluğu: tstanbul gibi nüfus artış hızı yılda yüzde 4.5olan lOmilyonfukbirmetropolünray- lı sistem ıhtiyacı en az 400 kilometredir. Bir şehrin raylı sistem uzunluğu, o şehrin toplu taşımacılıktaki başansını simgeler. Şikago'da 144 km, Hamburg'da 92 km, Sidney'de 875 km, K.openhag'da 132 km, Londra'da 409 km, New York'ta 372 km, Paris'te 276 km, Moskova'da 340 km, Is- tanbul'da ise sadece 15 km raylı sistem mevcuttur. 1985-1995 yıllan arasındaki on yılda işletmeye açılan Aksaray-Merter arası raylı sistemin uzunluğu (Topkapı-Sirke- ci arasındaki tramvaylan dahil etmezsek) 15 kilometredir. Demek ki yıldayaklaşık 1.5 kilometre raylı sistemi işletmeye aca- biliyoruz. Raylı sistem deyince, yol kav- şakiannda ve trafik işaretlerinde durmak zorunda olmayan, korumalı ve ticari hız- lan saatte 40 kilometrenin altına düşme- yen metro ve hafıf metroyu kastediyonız. istanbul "un ihtiyacı olan 400 kilometre raylı sistemi işletmeye açabilmek için en az 260 yıl gerekeceği aşikârdır. Buna ki- min ömrü yeter? Dolayısıyla raylı sistem inşaatını ve yatınmlannı beşe veya ona katlamak zorundayız. Daha doğrusu, her yıl ortalama en az 6-8 kilometre raylı sis- temi işletmeye açmalıyız. Bu da her yıl ortalama 8 kilometreliİc bir metro güzer- gâhının inşaat ve elektromekanik işleri- nin komple ihaleye çıkanlması demektir. Kısaca, yılda 300 milyon dolarlık bir ya- tınm temposu gerekir. Bu tempoya İstan- bul belediye bütçesinin ayak uydurabıle- ceğini düşünmek sadece birhayaldir. Mil- li bütçenin devreye girmesi İcaçınılmaz bir zarurettir. 4. Raylı sistemin avanUjlan: Diğer ta- şıma türlerine göre, raylı sistemin çok bü- yük üstünlükleri vardır. Ulaşım süresi hepsinden kısadır, ulaşım maliyeti hep- sinden ucuzdur, ulaşım hepsinden güven- li ve konforludur, gürültü ve hava kirlili- ği hepsinden azdır, ulaşım hepsinden da- ha az dışa bağımlıdır, tesisler daha uzun ömürlüdür ve ulaşım tüm iklim koşulla- nnda konforludur. Bir hafif metro tren dizisirun taşıyabi- leceği 1000 yolcuyu taşıyabilmek için 25 otobüse veya 560 özel otoya ihtiyaç var- dır. Başka bir deyişle bir yönde 1000 yol- cu taşıyabilmek için 5.5 metre genişliğin- de bir metro hattı yeterli iken aynı yolcu için 30.5 metre genişliğinde bir trafik ko- ridorunda 3'lü diziler halinde 9 şeritli oto- büs yolu veya 199 metre genişliğindeki bir trafik koridorunda 10'lu diziler halin- de 57 şeritli bir özel oto yolu gereklidir. Bir yolcu kilometresi başına sarf edilecek fueloil miktan metroda I birim ise oto- büste 4 katı, özel otoda 12 katıdır. Işte bu nedenlerle Japonlar, şehirlerinde ve şe- hirlerarası yollarda yolculuklannı yüzde 95 oranında raylı sistemle yapmaktadır. 5. Raylı sistem pUnlaması: Istanbul'da hangi güzergâhın ne zaman inşa edilece- ğine, önceliklerin ne olacağına ve yatınm bütçesinin uzun vadede nasıl dağılacağı- na dair bilimsel verilere dayanan geniş kapsamlı bir plan yoktur. Böyle bir plan olmayınca. Sayın Bedrettin DJüan'ın baş- lattığı metro güzergâhını Sayın Nurettin Sözen gelip rahatlıkla bozabilmektedir. Toplu taşıma ve metro konusunda en doğ- rulan görebilen şimdiki Büyükşehir Be- lediye Başkanımız Erdoğan ise Dalan'ın yanda kalmış eski güzergâhırun isabeti- ne inanarak bu hattı ihaleye çıkarmakta- dır. Erdoğan'ın metro yatınm programı, bir hayli zengin görünüyor. Aklımıza ilk ba- kışta gelen güzergâhlar şöyle: a) Taksim- Yenikapı-Aksaray, b) Esenler-Atışalanı- Çobançeşme-Havameydanı, c) Yenikapı- Ûsküdar-SöjŞütlüçeşme Boğaz Tüneli, d) Ümraniye-Üsküdar, e) Harem-Gebze, f) Atışalanı-Ikitelli-Nükleer-Halkalı-Beş- yol, g) Yenikapı-Zeytinburnu-Topkapı- Merter, h) Çapa-Fatih-Cibali-Kasımpa- şa-Dolapdere-Feriköy-Yenı SSK Hasta- nesi, ı) Atişalanı-Metris-Beşyüzevler- Küçükköy-Gaziosmanpaşa-Sadabat-Ok- meydanı-Darülaceze-Şişli Abide-i Hürri- yet, k) Yenikapı-Cerrahpaşa-Şehremini- Topkapı, I) Yenikapı-Belediye Sarayı-Ci- bali-Kasımpaşa-Dolapdere-Osmanbey. Ancak bu zengin programın bir eksiği, bilimsel verilere dayanan bir sıralamadan ve zamana bağlı yatınm önceliklerinden ve alternatif araştırmalardan yoksun olu- şudur. İstanbul ulaşımında yapılacak ilk şey arazi kullanım planlamasıdır. Çünkü ulaşım ağlannm yer ve uzunluklannı bu arazi kullanım planlan dikte eder. 6. Tercihli otobüsgeçişi: Boğaz'dan ray- lı geçişi sağlayacak yeni bir köprüyü yap- madan evvel, derhal uygulanmaya konul- ması gereken önemli bir husus vardır. O da her iki Boğaz köprüsünde ve onlara bağlanan çevre yollannda otobüsler için tahsisli ve tercihli birer koridor açılması- dır. Gidiş ve geliş yönlerinde birer şeridi işgal edecek olan bu tercihli yollan sade- ce belediye ve halk otobüsleri, servis oto- büs, minibüsleri ve ambulanslarkullana- bileceklerdir. Böylece, toplu taşımacılığa prim verilecek, İcöprü trafiği rahatlaya- cak, sabah ve akşam saatlerinde her iki köprü ve çevre yolunda çekilen ıstıraplı kuyruklar hafifleyecektir. Bir körüklü otobüs, en az 50 adet özel otomobilin taşıdığı yolcuyu taşıyacak, tahsisli şerit içinde bir sıkışıklık olmaya- caktır. Şehrin Avrupa yakasında, rahmet- li Aytekin Kotfl'in belediye başkanlığı za- manında başlatılmış olan tercihli otobüs yollan yirmi yıla yakın bir süredir başan ile kullamlmaktadır. Bu başanyı Boğaz geçişine uygulamakta büyük yarar var- dır. Ancak bir taraftan bu tercihli otobüs yollan uygulamaya konurken dığer taraf- tan 1. Boğaz Köprüsü'nün ortasına döşe- necek raylarla yeni bir köprü inşa etme- den Boğaz'ı metro ile geçmenin yoluna bakmalıdır. Köprü bir metro geçişi için yeterli taşıma gücüne sahiptir. Böyle bir metro geçişi Anadolu yakasında Gözte- pe'de ve Acıbadem 'da yapılacak istasyon- larla Ümraniye ve Pendik metro hatlan- na bağlanır. Avrupa yakasında da Barba- ros'tan yeraltına dalarak Mecidiyeköy is- tasyonuna entegre olur. Böylece, ne tünel ne de yeni bir köprü yatınmına gerek kal- ır. Az bir gayretîe tstanbul'un iki yakası raylı sistemle birbirine bağlanmış olur. ir büyük gazetemizde bir haber başlığı: Futbol terörün ilacı mı? Haberin sonu şöyle bitiyor: "Vaşanan gerginlik. Başbakan lansu Çiller'in son Şımak ge/isinde ortaya çıktı. Çiller'in konuşması sırasında Silopisporiular. Şımaklılan şike yapmakla suçlarken Şırnaklılar da Çiller'in önünde Silopilileri yuhaladı. Silopi-Şırnak kavgası da gösteriyor ki devletin teröre karşı spor planı basanlı olmuş. Bunu göz önüne alan Başbakan Terörü önlemek için spor mu ekmek mi? Tansu Çiller de son gezisinde fabrika, işyeri yerine ikind bir spor salonu vaat etti. Bölge halkı ise devletin futbol politikasında 'adil' da>ranmasınt istiyor." Güneydoğu halkı aşı, işi. ekmeği bulmuş şimdi pasta istiyor. - Biz, ekmek istemirek, bize top verin, saha yapın, diyor sanki. Bir büyük gazete (!) bir anda terör sorununun çözümünü buluvermiş. Verin her mahalleye, her köye bir iki top, herkeselindeki Kalaşnikoflan size versin... On yıldır, onbinlerce insanın yaşamına mal olmuş bir mücadelenın çözümü bu denli basit(miş) ama, bu dönemdeki yöneticilerin basiretsizliği nedeniyle iş bugünkü duruma gelmiş. Yetkililertop vermeyince onlar da silaha sanlmışlar. Bir meşin topu çok gören devlete karşı silaha sanlmışlar! On yıl sonra durumu kavrayan Başbakan Çiller, fabrika ve işyeri açma sözü yerine, saha açmayı vaat etmiş. Böylece de terörün gerçek nedeni anlaşılmış. Güldürmeyin insanı beyler! Kandırmayın da. Aç insanın eline bir futbol topu vermekle sorunu çözemezsiniz. Sonınunu çözmek istediğiniz insanın önce karnını doyurun. Saha da açın ama, önce iş, aş, ekmek kapısını aralayın. Bugüne dek dağa çıkmış onlarca bin insanın sosyal yapısına bir bakmız. Dükkânını, işyerini kapatıp. çahştığı işyerinden aynlıp, ya da yaptığı memuriyeti elinin tersi ile iterek dağa çıkmış tek kişi var rru? Boyah şeker uzatırcasma bir saha, bir top göstereceksiniz ve tüm aç insanlar koşacak... - IJla Hamo, ula IMemo! Bizim köye saha yapılmıştır, top vermişlerdir. He ula, elimizdeki sflahlan bırakıp oraya gedek, diyecekler... Zengjn korkak, yoksul cesurdur. Çünkü, zenginin yitireceği çok şeye karşın, yoksulun neyi vardır bir solukluk canından gayn? Önce fınn, sonra saha... Önce ekmek, sonra top... Ahlakını düzeltmek istediğiniz toplumun önce karnını doyurun Sayın Başbakan Çiller. Aç kannla top oynanmaz ki. Saadettin Malkoç PENCERE Haydi Türkiye!.. Eksik olmasınlar Batılı dostlanmız PKK'nin terör ör- gütü olduğunu söylüyorlar. Biz de enayi gibi seviniyoruz... Neden? Batı ne diyecekti?.. Avrupa, "PKK terör örgütü değildir, Kürt halkını meşru temsilcisidir..." diyebilir mi?. Diyemez... Söylemeleri gerekeni söyledikleri için Batılı dostla- nmızın laflanna gereğinden çok değer vermek; dip- lomaside deneyimli bir ülkeye yakışmaz. Üstelik bunun dışında olan bitenler hiç de hoş de- ğil. Amerikan kaynaklı bilgilere ve Avrupa'dan gelen haberlerin toplamına göre PKK'yi destekleyenler kim- ler?.. Anadolu'yu kuşatan ülkelerden Suriye, Ermenis- tan, Iran, Yunanistan bu konuda en başta geliyorlar... Suriye'nin Türkiye ile su ve toprak davası var. Er- meni diasporasındaki eğilim ne?.. ABD ile Fransa'da- ki Ermeni lobilerinin siyaseti, sözde soykırımın üstün- de yükseliyor; Ermenistan, Azerbaycan'la toprak üze- rine çatışıyor, Ankara da Azerbaycan'ı tutuyor. iran, Türkfye'deki laik Atatürk cumhuriyeti rejimine düş- mandır. Yunanistan'la Ege'de ve Kıbns'ta havada, karada ve denizde paylaşım tartışması sürüp gidiyor. Kürt sorunu bunlann üstüne tüy dikiyor. Hepsinin al- tına bir toplam çizgisi çektiğimiz zaman, ortaya Sevr haritasmın yandaşlan çıkıyor. Hayal değil.. Gerçek bu.. • Sevr'i "halk/ann özgürlükierini sağlayan" bir antlaş- ma sayıp Lozan1 ! kötüleyenler, Türkiye'nin içinde de var; hem güçleri de az buz değil... Canlan sağolsun!.. Şeriatçılar oldum bittim Lozan'ı "hezimet" sayar- lar, bu yolla Atatürk'e karşı çıkmanın kör güdüsüne sanlırlar; Kürtçüler de -Kürtler değil- Sevr yandaşıdır- lar; Osmanlı entelleri de bu katara ekleniyoriar. İstan- bul sermayesini arkasına alan bu "ittifak", tekelleşen medyanın köşe başlannı tutmuştur; bilinçsizliğin ap- tallığında sarhoşlaşanlar, bu kervanın ardından yürür- ler... Azımsanmayacak bir güç oluştu.. OluşsunL Sevr Antlaşması'nın mirasını üstlenenler, 21 'inci yüzyıla doğru Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin her bakımdan sıfırı tükettiğini sanıyorlar. Hesaplanna göre Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu'da haritalar yeniden çiziliyor. 1923 cumhuriyeti miadını doldur- muştur. Değişim ve yenileşme gerekir; yıkılıp tarihe kanşan bu modelin yerine ne koyalım?.. CIA ajanlan model öneriyorlar, bizimkiier pazarljyor- lar... Ha gayret!.. Olan bitene hiç şaşmıyoruz, kırk yıldan beri yapı- lan yatırımlarla bu noktaya gelmemiz doğaldır... • Ne var ki böyle bir gelişme, diyalektik olarak karşı- tını da yaratacaktır... • Arkosı 17. Sayfada RENAULT'DAN -Fiyatı ne kadar artarsa artsın aylarca benzine para ödemem. -Türkiye'yi baştan başa 4 kere katedebiliriz. Kimbilir kaç gezimiz bedavaya gelir. RENAULTLAR NİSAN FİYATLARIYLA SON KATILMA TARİHİ 5 MAYIS t/RENAULT-MAİS, -0 km." Renault alan herkese tam 500 It. bedava benzin veriyor. I^Süper benzinin fiyatı ne kadar artarsa artsın, siz kuruş ödemiyorsunuz... Çünkü RENAULT-MAİS kullanacağınız benzinin parasını değil, kendisini veriyor. -Dûşünebiliyor musunuz, ortalama 8400 km. gideceksiniz, benzine kuruş vermeyeceksiniz. Bedava benzini Türkiye'nin her yerine yayılmış Petrol Ofisi istasyonlarından yıl sonuna kadar ne zaman isterseniz, nereden isterseniz alıyorsunuz. RENAUKT YAŞANACAK OTOMOBİLLER Petrol Ofisi RENAULT-MAİS Y e t k i l i S a t ı c ı l a r ı n a Hemen G e l i n , Hemen K a ı a n ı n . . . Ayrıntılı bılgı ıçın BİLCİ RENAULT-MAİS in ( 212 ) 2 9 3 2 6 2 6 no'lu telefonunu arayın, 8'ı tuşlayın • Bu kampanya sınıriı sayıda otomobılı ıçermektedır RENAULT-MAIS 5 Mayıs'tan önce t>u kampanyayı bıtnme Hâkkım saklı tutar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle