Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 1995 SALJ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Üçüncü köprü bir cinayettir!Prof.Dr. SEMİH S. TEZCAN B. Ü. Öğretim Üyesi
1
Üçüncü köprü neye hiz-
met edecek: İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Baş-
kanı Sayın Recep Tayyip
^ Erdoğan geçen gün basın
9 toplantısında, "Lçüncü
köprü dnavettir!" diyerek böyle bir teşeb-
büsün Istanbul'un çağdaş kentJeşmesi ve
ulaşımı için ölümcül sonuçlar doğuraca-
ğını veciz bir şekılde ifade etmıştir. Üçün-
cü Boğaz köprüsünün sadece bir karayo-
lu köprüsü olarak ınşa edileceğini. üzerin-
de hiçbir raylı sisteme yer verilmeyece-
ğini varsayarsak Sayın Başkan'a bu isa-
betli teşhısinden dolayı katılmamak
mümkün değildir.
Köprüler ulaşım için yapılır. Boğazi-
çi'ne yapılan her türlü köprü de toplu ta-
şimacılığa değil, yüzde 85 oranmda özel
taşımacılığa hizmet etmektedir. lstan-
bul'un ulaşımı ise maaleseftoplu taşıma-
yı ihmal ettiğimiz için çok çarpık ve çok
İcorkunç. ters birdöngü içindedir. 1970 yı-
lında Istanbul'dakı 2.5 milyon yolculu-
gun yüzde 52'si özel taşımacılık ile yüz-
de 48'i toplu taşıma araçlan olurken 1994
yılında tstanbul'daki 8.1 milyon yolculu-
ğnn yüzde 60.2'si özel taşımacılık ile yüz-
de 39.8'i toplu taşıma araçlan ile yapıl-
maktadır. Bunun araç türlerine dağılımı
ise şöyledir: Otobüslerle yüzde 29.2, de-
nizyolu ile yüzde 4.5, raylı sistemle yüz-
de 6.1 olmak üzere toplu taşımacılığm
hissesi sadece. yüzde 39.8 'dir. Özel oto-
lar yüzde 14.8, minibüsler yüzde 17.5,
dolmuş ve taksiler yüzde 4.9, servis ara-
balan yüzde 20.9, korsan taksiler yüzde
6.1 oranındayolcutaşımaktadırlar. Dola-
yısıyla istanbul'da günlük seyahat türleri
makası. her geçen yıl toplu taşımacılık
aleyhine açılmaktadır. Bu da duraklarda
bekleyen halkjmızın perişanlığının gittik-
çe artması demektir.
Herkesin bir arabaya sahıp olma arzu-
su ve içgüdüsünü otomotiv endüstrisi de-
vamlı pompalamakta ve trafığe çıkan özel
araç sayısı Istanbul'da başdöndürücü bir
süratle (ayda 8000 araba) artmaktadır. Bu
tempo ile beş yıl sonra. istanbul'daki özel
araç sayısı iki milyon olacak ve istan-
bul'un yollan bu trafiği kaldıramayacak-
tır.
Üçüncü köprü, toplu taşıma aleyhine
gelişen bu kısır ve ters döngüyü daha da
körükleyecek, özel taşımacılıgı teşvik
edecek ve İstanbul ulaşımtnm içine düş-
tüğü çıkmazdan kurtanlmasına hiçbir
katkı sağlamayacaktır. Halbuki, üçüncü
köprü için sarf edilecek parayı. fstan-
bul'un raylı sistemineyatınrsak özel oto-
mobıllere yeni sürat yollan yapmak yeri-
ne duraklarda bekleyen perişan yolcula-
ra hizmet götürmüş oluruz.
2. Ra>1ı sistemle Boğaz'ı geçiş: Yukan-
da verilen açıklamalann ışığında, üçün-
cü Boğaz geçişinin karayolu geçişi yeri-
ne, raylı sistem geçişi olması gerektiği
bütün çıplaklığı ile görülmektedir. 1987
yılında Amerikan PB firmasının yaptığı
bir incelemede, raylı sistem Boğaz geçi-
şi için Yenikapı-Sarayburnu-Üsküdar ve
Söğütlüçeşme arasında 13 kilometre
uzunluğunda bir tünel önerilmektedir.
Doygun nüfuslu, yoğun tarihi, rurisrik
ve kültürel hazinelerle dolu Saraybumu
ve Üsküdar'ın birleştirilmesi şehircilik
açısından sakıncalıdır. Böylesine önemli
bir ulaşım köprüsü, şehrin en yoğun iki
yerleşme bölgesinin ağırlık merkezleri
arasında olmalıdır. Onun için raylı sistem
Maltepe-Pendik arasındaki yerleşim böl-
gelerini, Şişli-Gaziosmanpaşa yerleşim
merkezlerine bağlayacak şekilde Bo-
ğaz'dan geçmelidir. Şimdilik en uygun
yer mevcut birinci köprünün iki orta şe-
ridir. Ileride bu geçişin bir köprü veya tü-
nel ile mi daha ucuz olacağını olurluk he-
saplan gösterir. llk bakışta, köprü tipi ge-
çişin daha ekonomik olacağı söylenebi-
lir. Bu raylı Boğaz geçişinde, hem gidiş-
geliş hatlan ile bir metro hem de tek ve-
ya çift hatlı bir Avrupa-Asya demiryolu
bulunabilir.
Üstelik Yenikapı-Üsküdar Söğütlüçeş-
me tüneli, iki milyar dolar mertebesinde
gereğinden çok pahalı biryatınmdır. Hem
şehircilik hem ulaşım teknolojisi hem de
ekonomik açılardan büyük sakıncalan
bulunan Yenikapı Tüp Geçiş Projesi der-
hal terk edilmelidir.
3. Istanbul'da raylı sistemin uzunluğu:
tstanbul gibi nüfus artış hızı yılda yüzde
4.5olan lOmilyonfukbirmetropolünray-
lı sistem ıhtiyacı en az 400 kilometredir.
Bir şehrin raylı sistem uzunluğu, o şehrin
toplu taşımacılıktaki başansını simgeler.
Şikago'da 144 km, Hamburg'da 92 km,
Sidney'de 875 km, K.openhag'da 132 km,
Londra'da 409 km, New York'ta 372 km,
Paris'te 276 km, Moskova'da 340 km, Is-
tanbul'da ise sadece 15 km raylı sistem
mevcuttur.
1985-1995 yıllan arasındaki on yılda
işletmeye açılan Aksaray-Merter arası
raylı sistemin uzunluğu (Topkapı-Sirke-
ci arasındaki tramvaylan dahil etmezsek)
15 kilometredir. Demek ki yıldayaklaşık
1.5 kilometre raylı sistemi işletmeye aca-
biliyoruz. Raylı sistem deyince, yol kav-
şakiannda ve trafik işaretlerinde durmak
zorunda olmayan, korumalı ve ticari hız-
lan saatte 40 kilometrenin altına düşme-
yen metro ve hafıf metroyu kastediyonız.
istanbul "un ihtiyacı olan 400 kilometre
raylı sistemi işletmeye açabilmek için en
az 260 yıl gerekeceği aşikârdır. Buna ki-
min ömrü yeter? Dolayısıyla raylı sistem
inşaatını ve yatınmlannı beşe veya ona
katlamak zorundayız. Daha doğrusu, her
yıl ortalama en az 6-8 kilometre raylı sis-
temi işletmeye açmalıyız. Bu da her yıl
ortalama 8 kilometreliİc bir metro güzer-
gâhının inşaat ve elektromekanik işleri-
nin komple ihaleye çıkanlması demektir.
Kısaca, yılda 300 milyon dolarlık bir ya-
tınm temposu gerekir. Bu tempoya İstan-
bul belediye bütçesinin ayak uydurabıle-
ceğini düşünmek sadece birhayaldir. Mil-
li bütçenin devreye girmesi İcaçınılmaz
bir zarurettir.
4. Raylı sistemin avanUjlan: Diğer ta-
şıma türlerine göre, raylı sistemin çok bü-
yük üstünlükleri vardır. Ulaşım süresi
hepsinden kısadır, ulaşım maliyeti hep-
sinden ucuzdur, ulaşım hepsinden güven-
li ve konforludur, gürültü ve hava kirlili-
ği hepsinden azdır, ulaşım hepsinden da-
ha az dışa bağımlıdır, tesisler daha uzun
ömürlüdür ve ulaşım tüm iklim koşulla-
nnda konforludur.
Bir hafif metro tren dizisirun taşıyabi-
leceği 1000 yolcuyu taşıyabilmek için 25
otobüse veya 560 özel otoya ihtiyaç var-
dır. Başka bir deyişle bir yönde 1000 yol-
cu taşıyabilmek için 5.5 metre genişliğin-
de bir metro hattı yeterli iken aynı yolcu
için 30.5 metre genişliğinde bir trafik ko-
ridorunda 3'lü diziler halinde 9 şeritli oto-
büs yolu veya 199 metre genişliğindeki
bir trafik koridorunda 10'lu diziler halin-
de 57 şeritli bir özel oto yolu gereklidir.
Bir yolcu kilometresi başına sarf edilecek
fueloil miktan metroda I birim ise oto-
büste 4 katı, özel otoda 12 katıdır. Işte bu
nedenlerle Japonlar, şehirlerinde ve şe-
hirlerarası yollarda yolculuklannı yüzde
95 oranında raylı sistemle yapmaktadır.
5. Raylı sistem pUnlaması: Istanbul'da
hangi güzergâhın ne zaman inşa edilece-
ğine, önceliklerin ne olacağına ve yatınm
bütçesinin uzun vadede nasıl dağılacağı-
na dair bilimsel verilere dayanan geniş
kapsamlı bir plan yoktur. Böyle bir plan
olmayınca. Sayın Bedrettin DJüan'ın baş-
lattığı metro güzergâhını Sayın Nurettin
Sözen gelip rahatlıkla bozabilmektedir.
Toplu taşıma ve metro konusunda en doğ-
rulan görebilen şimdiki Büyükşehir Be-
lediye Başkanımız Erdoğan ise Dalan'ın
yanda kalmış eski güzergâhırun isabeti-
ne inanarak bu hattı ihaleye çıkarmakta-
dır.
Erdoğan'ın metro yatınm programı, bir
hayli zengin görünüyor. Aklımıza ilk ba-
kışta gelen güzergâhlar şöyle: a) Taksim-
Yenikapı-Aksaray, b) Esenler-Atışalanı-
Çobançeşme-Havameydanı, c) Yenikapı-
Ûsküdar-SöjŞütlüçeşme Boğaz Tüneli, d)
Ümraniye-Üsküdar, e) Harem-Gebze, f)
Atışalanı-Ikitelli-Nükleer-Halkalı-Beş-
yol, g) Yenikapı-Zeytinburnu-Topkapı-
Merter, h) Çapa-Fatih-Cibali-Kasımpa-
şa-Dolapdere-Feriköy-Yenı SSK Hasta-
nesi, ı) Atişalanı-Metris-Beşyüzevler-
Küçükköy-Gaziosmanpaşa-Sadabat-Ok-
meydanı-Darülaceze-Şişli Abide-i Hürri-
yet, k) Yenikapı-Cerrahpaşa-Şehremini-
Topkapı, I) Yenikapı-Belediye Sarayı-Ci-
bali-Kasımpaşa-Dolapdere-Osmanbey.
Ancak bu zengin programın bir eksiği,
bilimsel verilere dayanan bir sıralamadan
ve zamana bağlı yatınm önceliklerinden
ve alternatif araştırmalardan yoksun olu-
şudur. İstanbul ulaşımında yapılacak ilk
şey arazi kullanım planlamasıdır. Çünkü
ulaşım ağlannm yer ve uzunluklannı bu
arazi kullanım planlan dikte eder.
6. Tercihli otobüsgeçişi: Boğaz'dan ray-
lı geçişi sağlayacak yeni bir köprüyü yap-
madan evvel, derhal uygulanmaya konul-
ması gereken önemli bir husus vardır. O
da her iki Boğaz köprüsünde ve onlara
bağlanan çevre yollannda otobüsler için
tahsisli ve tercihli birer koridor açılması-
dır. Gidiş ve geliş yönlerinde birer şeridi
işgal edecek olan bu tercihli yollan sade-
ce belediye ve halk otobüsleri, servis oto-
büs, minibüsleri ve ambulanslarkullana-
bileceklerdir. Böylece, toplu taşımacılığa
prim verilecek, İcöprü trafiği rahatlaya-
cak, sabah ve akşam saatlerinde her iki
köprü ve çevre yolunda çekilen ıstıraplı
kuyruklar hafifleyecektir.
Bir körüklü otobüs, en az 50 adet özel
otomobilin taşıdığı yolcuyu taşıyacak,
tahsisli şerit içinde bir sıkışıklık olmaya-
caktır. Şehrin Avrupa yakasında, rahmet-
li Aytekin Kotfl'in belediye başkanlığı za-
manında başlatılmış olan tercihli otobüs
yollan yirmi yıla yakın bir süredir başan
ile kullamlmaktadır. Bu başanyı Boğaz
geçişine uygulamakta büyük yarar var-
dır.
Ancak bir taraftan bu tercihli otobüs
yollan uygulamaya konurken dığer taraf-
tan 1. Boğaz Köprüsü'nün ortasına döşe-
necek raylarla yeni bir köprü inşa etme-
den Boğaz'ı metro ile geçmenin yoluna
bakmalıdır. Köprü bir metro geçişi için
yeterli taşıma gücüne sahiptir. Böyle bir
metro geçişi Anadolu yakasında Gözte-
pe'de ve Acıbadem 'da yapılacak istasyon-
larla Ümraniye ve Pendik metro hatlan-
na bağlanır. Avrupa yakasında da Barba-
ros'tan yeraltına dalarak Mecidiyeköy is-
tasyonuna entegre olur. Böylece, ne tünel
ne de yeni bir köprü yatınmına gerek kal-
ır. Az bir gayretîe tstanbul'un iki yakası
raylı sistemle birbirine bağlanmış olur.
ir büyük
gazetemizde bir
haber başlığı:
Futbol terörün
ilacı mı? Haberin
sonu şöyle
bitiyor: "Vaşanan gerginlik.
Başbakan lansu Çiller'in son
Şımak ge/isinde ortaya çıktı.
Çiller'in konuşması sırasında
Silopisporiular. Şımaklılan şike
yapmakla suçlarken Şırnaklılar
da Çiller'in önünde Silopilileri
yuhaladı. Silopi-Şırnak kavgası
da gösteriyor ki devletin teröre
karşı spor planı basanlı olmuş.
Bunu göz önüne alan Başbakan
Terörü önlemek için spor mu ekmek mi?
Tansu Çiller de son gezisinde
fabrika, işyeri yerine ikind bir
spor salonu vaat etti. Bölge halkı
ise devletin futbol politikasında
'adil' da>ranmasınt istiyor."
Güneydoğu halkı aşı, işi.
ekmeği bulmuş şimdi pasta
istiyor.
- Biz, ekmek istemirek, bize top
verin, saha yapın, diyor sanki.
Bir büyük gazete (!) bir anda
terör sorununun çözümünü
buluvermiş. Verin her
mahalleye, her köye bir iki top,
herkeselindeki Kalaşnikoflan
size versin...
On yıldır, onbinlerce insanın
yaşamına mal olmuş bir
mücadelenın çözümü bu denli
basit(miş) ama, bu dönemdeki
yöneticilerin basiretsizliği
nedeniyle iş bugünkü duruma
gelmiş. Yetkililertop
vermeyince onlar da silaha
sanlmışlar.
Bir meşin topu çok gören
devlete karşı silaha sanlmışlar!
On yıl sonra durumu kavrayan
Başbakan Çiller, fabrika ve
işyeri açma sözü yerine, saha
açmayı vaat etmiş.
Böylece de terörün gerçek
nedeni anlaşılmış.
Güldürmeyin insanı beyler!
Kandırmayın da.
Aç insanın eline bir futbol topu
vermekle sorunu çözemezsiniz.
Sonınunu çözmek istediğiniz
insanın önce karnını doyurun.
Saha da açın ama, önce iş, aş,
ekmek kapısını aralayın.
Bugüne dek dağa çıkmış onlarca
bin insanın sosyal yapısına bir
bakmız. Dükkânını, işyerini
kapatıp. çahştığı işyerinden
aynlıp, ya da yaptığı memuriyeti
elinin tersi ile iterek dağa çıkmış
tek kişi var rru?
Boyah şeker uzatırcasma bir
saha, bir top göstereceksiniz ve
tüm aç insanlar koşacak...
- IJla Hamo, ula IMemo! Bizim
köye saha yapılmıştır, top
vermişlerdir. He ula, elimizdeki
sflahlan bırakıp oraya gedek,
diyecekler...
Zengjn korkak, yoksul cesurdur.
Çünkü, zenginin yitireceği çok
şeye karşın, yoksulun neyi
vardır bir solukluk canından
gayn?
Önce fınn, sonra saha... Önce
ekmek, sonra top...
Ahlakını düzeltmek istediğiniz
toplumun önce karnını doyurun
Sayın Başbakan Çiller. Aç
kannla top oynanmaz ki.
Saadettin Malkoç
PENCERE
Haydi Türkiye!..
Eksik olmasınlar Batılı dostlanmız PKK'nin terör ör-
gütü olduğunu söylüyorlar.
Biz de enayi gibi seviniyoruz...
Neden?
Batı ne diyecekti?..
Avrupa, "PKK terör örgütü değildir, Kürt halkını
meşru temsilcisidir..." diyebilir mi?.
Diyemez...
Söylemeleri gerekeni söyledikleri için Batılı dostla-
nmızın laflanna gereğinden çok değer vermek; dip-
lomaside deneyimli bir ülkeye yakışmaz.
Üstelik bunun dışında olan bitenler hiç de hoş de-
ğil. Amerikan kaynaklı bilgilere ve Avrupa'dan gelen
haberlerin toplamına göre PKK'yi destekleyenler kim-
ler?..
Anadolu'yu kuşatan ülkelerden Suriye, Ermenis-
tan, Iran, Yunanistan bu konuda en başta geliyorlar...
Suriye'nin Türkiye ile su ve toprak davası var. Er-
meni diasporasındaki eğilim ne?.. ABD ile Fransa'da-
ki Ermeni lobilerinin siyaseti, sözde soykırımın üstün-
de yükseliyor; Ermenistan, Azerbaycan'la toprak üze-
rine çatışıyor, Ankara da Azerbaycan'ı tutuyor. iran,
Türkfye'deki laik Atatürk cumhuriyeti rejimine düş-
mandır. Yunanistan'la Ege'de ve Kıbns'ta havada,
karada ve denizde paylaşım tartışması sürüp gidiyor.
Kürt sorunu bunlann üstüne tüy dikiyor. Hepsinin al-
tına bir toplam çizgisi çektiğimiz zaman, ortaya Sevr
haritasmın yandaşlan çıkıyor.
Hayal değil..
Gerçek bu..
•
Sevr'i "halk/ann özgürlükierini sağlayan" bir antlaş-
ma sayıp Lozan1
! kötüleyenler, Türkiye'nin içinde de
var; hem güçleri de az buz değil...
Canlan sağolsun!..
Şeriatçılar oldum bittim Lozan'ı "hezimet" sayar-
lar, bu yolla Atatürk'e karşı çıkmanın kör güdüsüne
sanlırlar; Kürtçüler de -Kürtler değil- Sevr yandaşıdır-
lar; Osmanlı entelleri de bu katara ekleniyoriar. İstan-
bul sermayesini arkasına alan bu "ittifak", tekelleşen
medyanın köşe başlannı tutmuştur; bilinçsizliğin ap-
tallığında sarhoşlaşanlar, bu kervanın ardından yürür-
ler...
Azımsanmayacak bir güç oluştu..
OluşsunL
Sevr Antlaşması'nın mirasını üstlenenler, 21 'inci
yüzyıla doğru Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyetin
her bakımdan sıfırı tükettiğini sanıyorlar. Hesaplanna
göre Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu'da haritalar
yeniden çiziliyor. 1923 cumhuriyeti miadını doldur-
muştur. Değişim ve yenileşme gerekir; yıkılıp tarihe
kanşan bu modelin yerine ne koyalım?..
CIA ajanlan model öneriyorlar, bizimkiier pazarljyor-
lar...
Ha gayret!..
Olan bitene hiç şaşmıyoruz, kırk yıldan beri yapı-
lan yatırımlarla bu noktaya gelmemiz doğaldır...
•
Ne var ki böyle bir gelişme, diyalektik olarak karşı-
tını da yaratacaktır...
• Arkosı 17. Sayfada
RENAULT'DAN -Fiyatı ne kadar artarsa artsın
aylarca benzine para ödemem.
-Türkiye'yi baştan başa
4 kere katedebiliriz.
Kimbilir kaç gezimiz
bedavaya gelir.
RENAULTLAR
NİSAN FİYATLARIYLA
SON KATILMA TARİHİ
5 MAYIS
t/RENAULT-MAİS, -0 km." Renault alan herkese
tam 500 It. bedava benzin veriyor.
I^Süper benzinin fiyatı ne kadar artarsa artsın,
siz kuruş ödemiyorsunuz... Çünkü RENAULT-MAİS
kullanacağınız benzinin parasını değil, kendisini
veriyor.
-Dûşünebiliyor musunuz,
ortalama 8400 km.
gideceksiniz, benzine kuruş
vermeyeceksiniz.
Bedava benzini Türkiye'nin her yerine yayılmış
Petrol Ofisi istasyonlarından yıl sonuna kadar ne
zaman isterseniz, nereden isterseniz alıyorsunuz.
RENAUKT
YAŞANACAK
OTOMOBİLLER
Petrol Ofisi
RENAULT-MAİS Y e t k i l i S a t ı c ı l a r ı n a
Hemen G e l i n , Hemen K a ı a n ı n . . .
Ayrıntılı bılgı ıçın
BİLCİ RENAULT-MAİS in
( 212 ) 2 9 3 2 6 2 6 no'lu
telefonunu arayın, 8'ı tuşlayın
• Bu kampanya sınıriı sayıda otomobılı ıçermektedır RENAULT-MAIS 5 Mayıs'tan önce t>u kampanyayı bıtnme Hâkkım saklı tutar.