Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MAYIS 1995 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
PENCERE
B Baştarafi 2. Sayfada
Lozan'ı savunan çıkmayacak mı?.. Laik cumhuriye-
ti benimseyen susup oturacak mı?.. Emperyalizm, Or-
tadoğu'da Sevr'in davasını güden iç ve dış güçlerle oy-
narsa, buna karşı ulusal bilincin direnişi oluşmayacak
mı?.. Herkes dudaklarını mühürleyip ellerini bağlaya-
rak gidişata seyirci mi kalacak?..
Sevr cephesi yakınıyor; ama, bu gidişle iş daha da
kanşabilir...
Men dakka dukka!..
Eğer demokrasi olacaksa, Sevr cephesinin karşısın-
dakiler de konuşacaklar...
Yakınmakyok!..
Halkı kim arkasına alabilirse, "geleceğin tarihi"ne
damgasını o vuracak!..
Halk kendisini koruyup savunmak için ikinci bir kur-
tuluş savaşı vermek zoaındadır...
Haydi TürkiyeL
Bomba samklarmın
sorgusu sürüyor
tstanbul Haber Scrvisi -
Gazetemiz yazan Onat Kut-
lar ıle rehber Yasemin Cebe-
noyanın ölümüne neden ol-
duklan. Saraybumu'nda ve
Halıç Köprüsü ayaklanndakı
patlamalan gerçekleştirdıkle-
n ıddıasıyla basına tanıtılan
ve PKK mıiitanı olduklan öne
sürülen 15 kışınin sorgulan
sürüyor.
Emnıyet yetkılileri, sorgu-
larvn tamamlanmasından son-
ra sanıklann savcılığa sevk
edıleceğinı belırterek, Kutlar
ve Cebenoyan'm öldüğü Ope-
ra Pastanesi'nin bombalan-
ması eylemini tBDA-C adlı
radıkal tslamcı örgütûn yayın
organı Taraf dergisı aracılı-
ğıyla üstlenmesı konusunda
ise "Soruşturma çok yönlü sü-
rüyor. Ancak olayı PKK'nin
yapbğı yakalanan kişilerin ifa-
deieri ile saptanmışnr" dedı-
ler. ABD'nın Oklahoma ken-
tınde 100'ü aşkın ınsanın
ölümüne yol açan patlamanın
kısa sürede çözümlenmesınin
ardından Türk polisimn, Onat
Kutlar ve Yasemin Cebeno-
yan'ın öldüğü Opera Pastane-
si ile Haliç Köprüsü ayaklan-
nın bombalanması ve Saray-
burnu'ndakı otoparkta infilak
eden bırotomobille ılgılı "yıl-
dınra" açıklamasıyla ilgılı
gelışmeler sürüyor.
tstanbul Emnıyet Müdıirü
Necdet Menzir'ın ABD'de
bulunduğu sırada tçışlen Ba-
kanı Nahit Menteşe"nın "bil-
gilendirmcsi" üzenne Başba-
kan Tansu Çillerın, "Onat
Kudar'ın katilleri yakalandı"
açıklamasının ardından gü-
venlik güçleri, "soruşturma-
nın setameti" açısından sus-
kunluğu yeğlıyorlar.
Emnıyet yetkilıleri, sanık-
lann henüz savcılığa sevk
edilmediklenni, soruşturma-
nın tamamlanmasının ardın-
dan gerekli işlemlerin yapıla-
cağını belirttıler.
"Soruşturma sürerken
açıklama yapıldı. Bazı zanlı-
lar kaçü" açıklamasının ger-
çekleri yansıtmadıgını belır-
ten bir Emnıyet üst düzey yet-
kilisı, "Iki sanıgı daha anyo-
ruz. Onlann da yakalanması
an meselesi. Dosyalar tamam-
lanacak, ardından deiiUerie
birtikte savcılığa sevk edece-
ğiz. Bundan sonrası adaletin
işi. Biz yakalanz, sorgulanz,
deliUerle birtikte savcıbğa sevk
ederiz™ dedı.
Bu arada Onat Kutlar ve
Yasemin Cebenoyan'm ölü-
müne neden olan Opera Pas-
tanesı'ndekı patlamanın, ola-
yın hemen ardından tBDA-C
tarafından üstlenıldıği ve bu
örgütün yayın organı Taraf
dergısinın de olayı "zaferi-
miz" diye duyurduğu anımsa-
tılan Emnıyet yetkilıleri, "tB-
DA-C bu olayı firsat bilip üst-
lenmiş ve böyleee propagan-
dasını yapmış olabüir. Şu an-
da eiimizdeki sanıklar ve ifa-
delerden yola çıkarak Saray-
burnu. Haliç Köprüsü ve The
Marmara Oteli'ndeki patia-
malann kesinlikle PKK tara-
fından yapıldığını biliyonız.
Aksi bir kanıt olmadıkça da
gerçek budur" dedıler.
Boğaz'da 250 yolcu
ölümden döndü
• Baştarafi 1. Sayfada
yapan kaptan Hasan Uçar
yönetimindeki 'Bayraklı'
adlı yolcu vapuruyla, Üskü-
dar'dan Emınönü'ne seyre-
den Hasan Mete idaresinde-
ki 'Sakaryam' adlı yolcu
motoru dün sabah saat 09 30
sıralannda Sarayburnu açık-
lannda çarpıştı. Sancak tara-
findan yara alan motordakı
250 yolcu, çevreden yetişen
motoriar tarafından kurtan-
hrken 3 yolcu ise çarpışma-
nın etkisiyle denize düştü
Ancak bu yolcular da vapur-
dakı vatandaşlar tarafından
halat ve can simitleri atılarak
kurtanldı. Olaydan sonra
Sarayburnu açıklanndakı is-
keleye çekilen 'Sakaryam'
adlı yolcu motoru. bir süre
sonra tamamen sulara gö-
mülerek battı. Öte yandan
Şehir Hatlan tşletmesi'ne
bağlı 'Bayraklı' adlı yolcu
vapurunun daha önce de iki
kez kaza yaptığı belirtildi.
'Bayraklı' gemisı, 2 Şubat
1995 tanhinde yine bir yol-
cu motonıyla çarpışırken 2
Mart 1995 tanhinde ise
Haydarpaşa açıklanndakı
mendireğe çarpmıştı.
Çarpışma
noktası
Bayraklı şehir
hatlan vapum
KARAKÖY
Uskûdar - Eminönü
seferini yapan Bayraklı
vapuru Kadıköy'den gelen
yolcu motoruna çarptı.
Motor, yolcular vapura
alındıktan sonra Adalar
isketesi önOne cekildi ve batft.
Kadıköy - Eminönü
seferini yapan motor
Haycteıpaşa
KAOtKÖY
w w
G U N D E M 3VIUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
varlak yanıtlar veriyorlar.
Ya çok kalın giyinmişler, iğne batmı-
yor ya da derileri çok sağlam...
Öncelikle şunun altını çizmek gerekı-
yor, devletin bir konudaki eksikliğini or-
taya koymak, devlete karşı çıkmak de-
mek değildir. Tam tersine sahip çıkmak-
tır. Nasıl ki bir takımı tutan kişi, takımı-
nın hep en iyı olmasını ister, olmayınca
kızar, sağduyulu çağdaş insanlar da ça-
tısı altında yaşadıkları devletin tüm ku-
rumlannın tıkır tıkır işlemesini istiyor. Ka-
fasında hiçbir soru işareti kalmasın is-
tiyor. Insanltğm yaratabildiği 'en az kö-
tü' yönetim biçimi olan demokrasinin
işlemesini istiyor. Bu toprakları, devle-
ti, cumhuriyeti sevme hakkının kimse-
nin tekelinde olmamasını istiyor.
Konuya bu gözle baktığımızda, faili
meçhul cinayetler raporunun ortada
kalmaması, her satırının yanıtlanması
gerekır.
Itirafçılann ve koruculann sürekli suç
işlediği, uyuşturucu ve silah kaçakçılı-
ğına kanştığı iddia ediliyor, Olağanüstü
Hal Bölge Valiliği'nden çıt yok!
Jandarma teşkilatı içindeki istihbarat
birimlerinin, yasal olmayan işlere giriş-
tikleri iddia ediliyor. Içişleri Bakanlı-
ğı'ndan çıt yok!
Isim verilerek DGM savcılannın bilgi
vermekten kaçındığı, hatta örtülü teh-
ditlerde bulunduklan iddia ediliyor. Bu
kişilerin kılı kıpırdamıyor!
Meclis ve Raporu...
Devtetin içinde karanlık unsuıiann bu-
lunduğu ve temizlenmesi gerektiği id-
dia ediliyor. Başbakan oralı değil!
Son görünüm şöyle:
Faili Meçhul Cinayetler Komisyo-
nu'nun çalışması ikiye aynlıyor; yazılan-
lar ve yazılmayanlar.
Yazılan ve rapor haline getirilen me-
tin de kendi içinde ikiye aynlıyor; komis-
yon üyelerince onaylanan ve onaylan-
mayan bölümler.
Raporu genel olarak kabul edenler
de ayrıca ikiye ayrılıyor; doğru olduğu-
nu, ama biraz hafifletilmesi gerektiğini
düşünenlerle, "Doğru ama biraz daha
ağır ve net olmalı" diyenler...
Raporu daha pek çok parçalara ayı-
rabiliriz. Bu kadarı bile konunun ne ka-
dar karmaşık, karanlık ve derin olduğu-
nu gösteriyor.
Bir aydır rapora 'son şekli' verilmeye
çalışılıyor. Ama birtürlü verilemiyor. Re-
daktör Hâkim Akman Akyürek, sürek-
li itirazlann ardından istifa etmek istedi,
ancak kabul edilmedi. Akyürek bugün-
lerde ABD'de, dönünce raporun 'son
şeklini' yazmaya çalışacak.
Bu aşama tamamlanabilirse rapora
muhalefet edenler 'şerhlerini'yszacak-
lar.
Komisyonun DYP'li üyesi Ismail Kö-
se, devleti suçlayan bölümlerin metin-
den çıkanlmasını istiyor. CHP ve RP'li
üyeler ise bunları çıkarmak yerine açık-
ça ortaya koymanın daha yararlı oldu-
ğunu savunuyor. Dileyelim ki bu çalış-
malann ardından, "Bizim Meclis rapor
yazar, döner döner yine yazar; ipin ucu
kaçmış, yazsa ne yazar, yazmasa ne
yazar" demek durumunda kalmayalım.
Raporun 'yazılmayanlar' bölümü de
özünde, yazılanlan perçinleyen sapta-
malardan oluşuyor. Komisyonun CHP'Iİ
üyesi Mustafa Yılmaz, rapora geçme-
yen bölümleri Cumhuriyet'e anlattı. Yıl-
maz'a göre, savcılar görevini yapmıyor,
ıddialar yeterince araştınlmıyor, iddi-
anameler sadece polisin verdiği bilgile-
re dayanılarak hazırlanıyor.
Bu aşamadan sonra aslolan bu rapo-
run ilk şekli, son şekli, ağırı, hafifi, yu-
muşağı, serti değil; gereğinin yerine ge-
tirilip getirilmemesidir. Bir anlamda ör-
tü aralanmış, kuşkular daha net tümce-
lerle ifade edilmiştir.
Birinci görev Meclis'in. Kendi üyele-
rince hazırlanan bu rapora sahip çıkma-
sı ve iddialann aydınlatılması için çaba
harcaması gerekli.
'Diri' ele geçirince...
Istanbul'da Onat Kutlar ve Yasemin
Cebenoyan'm ölümüne neden olan
bombanın yerieştirilmesi başta olmak
uzere, pek çok olayın 'faili' olduğu id-
dia edilen bir grup zanlı yakalandı. Gü-
venlik güçlerinin bu başarısı tabii ki kü-
çümsenemez, ama iki bini aşkın cina-
yetin karanlıkta olduğu bir ülkede bir-
kaç olayın aydınlatılması, ne yazık ki
genel kanıyı değiştirmeye yetmiyor.
Polisin 'diri' ele geçirdiği bu kişilerin
kanştığı onu aşkın olay aydınlatıldığına
göre, 'ölü' ele geçirilenler de sağlam
yakalanabilseydi, demek ki başarı gra-
fiği daha da yükselecekti.
Istanbul polisinin bu başansının Baş-
bakan tarafından açıklanmasını da do-
ğal karşılamalıyız. Çünkü gerçekten de
haberin değeri büyük. Düşünebiliyor
musunuz, faili meçhul olaylardan bir-
kaçı aydınlanmış! Bundan önemli haber
olur mu? Artık faillerin bulunmaması ha-
ber değeri taşımtyor. O, alışılmış durum.
Dün 1 Mayıs Işçi Bayramı'ydı. Ülke-
mizde, 1 Mayıs deyınce akla ılk; çalışan-
lar, emeğin yüceliği, üretimin gücü de-
ğil; kan, yasak, gözaltı geliyor. 1 Mayıs'a
bu damgayı, 1977 olaylannın vurduğu-
nu kimse yadsıyamaz. Türküler söyle-
mek üzere Taksim Alanı'nı dolduran, el-
lerinde bayrak, dillerinde işçi şarkılann-
dan başka bir şey olmayan, 150 bin ki-
şinin üzerine sıkılan kurşunlann faili de
ne yazık ki ortaya çıkanlamadı.
1970 kuşağı kanla, 1980 kuşağı bas-
kıyla büyüdü...
1990 kuşağını da ninniyle büyütmek
istiyoriar:
"Dandini dandini dastana, hain gir-
miş vatana, öldür polis haini, hemen
bildirhaddini..."
Ankara'da rüzgi lar
AYDIN ENGtN
Leyleği havada mı gördük ne. bu kez de
dört gün Ege'yi dolaştık. Önce Bozdağ'ın
kuzey yakasını, Gediz Havzası'nı. Salihli,
Turgutlu, Gölmarmara, Alaşehir ve Mani-
sa. Sonra Bozdağı aşıp Küçük Menderes
Ovası'na indik. Doğduğumuz, büyüdüğü-
müz, ilk aşklanmızı yaşadığımız, ilk şara-
bı tattığımız o güzelim Ege kentinde, Öde-
miş"te konakladık. Kısa aralıklarla Tire ve
Kiraz'a uğradık.
Ege'de baharpatlamışrı. Bozdağ'ın tepe-
si karlı. Bembeyaz. Bozdağ'ın etekleri de
bembeyaz. Kiraz, enk ve zerdali çiçeğe dur-
muş, ovanın yeşiliyle yanşıyor. Tire'de bir
salaş meyhanede rakı bardağımızın içine,
uçtu uçtu bir zerdalı çıçeği düştü. Dört gün
boyunca "Gazetcciliğin de, si>
t
asetin de..."
dediğimiz çok oldu. Böyle demedigimiz kı-
sa zaman dilimlerinde derlediklerimizi ak-
taracağız. tlkin sosyal demokrasi cephesi-
ne bir göz atalım. Kuşkusuz kesin yargılar
değil. Kuşkusuz dört günde koşar adım ge-
zılen Ege kent ve kasabalannın siyasal tab-
losunu tam olarak kavramamız olası değil.
Ama sosyal demokratlann durumunu kav-
ramak için -galiba- dennlemesine araştır-
malara da gerek yok.
Birinci saptama: SHP ile CHP Ankara'da
birleşri. Sosyal demokratlann tek partisi var
artık. Ama bu Ankara'da böyle. Ege'de (en
azından Gediz ve Küçük Menderes havza-
lannda) SHP var, Baykal'ın CHP'si var, bir
• SHP ile CHP birleşti. Ama bu Ankara'da böyle. Ege'de SHP var,
Baykal'ın CHP'si var, bir de Hikmet Çetin'in CHP'si. İki parti
birleşip tek partiye değil, üç partiye dönüşmüş.
de Hikmet Çetin'in CHP'si. tkı parti birle-
şip tek partiye değil, üç partiye donüşmüş-
ler. Yani sosyal demokratlar 1+1=3 gibi yep-
yeni bir matematik formülü üretmeyi de ba-
şarmışlar.
1974'ten bu yana pek çok seçim kam-
panyası izlediğimiz Ege'de sosyal demok-
ratlann tartışma gündeminde de yürekler
acısı bir değişme (siz dilersenız nğiaşma,
çiirüme filan gibi terimleri yeğleyın) yaşa-
nıyor. Toprak mülkiyetini, üreticilerin ko-
operatiflerde örgütlenmelerini, ütopik de
olsa köykent gibi projeleri, katılımcı de-
mokrasinin zorluklannı tartışan sosyal de-
mokratlar gitmışler; yerlerini siyasal çıkar
hesaplannın batağına gömülmüş 'partki-
ler'e bırakmışlar.
- Ahmet'in 30 delegesi var. Onu destekler-
sek, o da 20 delegesine bize oy verdirtirse;
Bay ındır'ın oylannı Ödemiş'e kapttrmayıp,
Tire'ye aktarabilirsek: Kiraz'da 40 crvann-
da küskün delege var, oraya gölet sözü verip
Karayollan'ndan da 15-20 işçi kadrosu ÇH
kanrsak: Halk BankasTnuı esnaf kredile-
rinden 200-300 milyonunu Bcydağlılara
kajdırabilirsek...
Offf, biz yazarken sıkıldık. Kimbilir siz
okurken ne oldunuz...
Gediz Ovası'nda yukandaki tabloya bir
de Kürt ve MHP faktörü eklenmiş. Salihli
ve Turgutlu'da 27 Mart yerel seçimlerinde
belediyeleri MHP aldı. Gerek Salihlili. ge-
rekse Turgutlulu sosyal demokratlar bu
önemli siyasal gehşmeyi hafiften almaya,
gelip geçici bir 'seçim şakası' gibi göster-
meye çabalıyorlar:
- DYP'nin küskünleri, ÇUler'e kızıp
MHP'ye oy vcrdi. Refah da kazanamayaca-
ğınjanlmınca VlHP'yeblokoy kaydınk Biz-
se CHP, SHP, DSP diye bölündük. MHP de
aradan fıriadı...
Bu sade suya tırit 'bryasal tahlilleri' (!)
yutmayıp biraz deşelediğınız zaman gerçek
ortaya çıkıyor. MHP köy düğünlerinden,
Güneydoğu'dan gelen şehitlerin cenaze tö-
renierine; yerel takımın futbo! zaferinden,
kent pazarlanna kadar her olanağı ve alanı
kaba birmilliyetçiliğin ve 'Kürtdüşmanh-
ğı'nın propaganda konusu etmiş ve ediyor.
Kürt sorununda Ankara'da rüzgâr ekenler,
şımdi en azından Ege ovalannda fırtınabiç-
meye hazırlansınlar.
Gölmarmara gibi 11 bin nüfuslu kûçücük
ve cennerten bir köşeyi andıran bir kasaba-
da bile Kürt sorunundan söz ediliyor. Son
on yılda gelişen sulama düzenekleri, yapay
gübreyi bilinçli kullanımın artışı, turfanda-
cılığın ve sera tanmının gelişmesi, bölgede
yoğun bir işgücü açığı yaratmış. Bu açık
Güneydoğu'dan göç eden, kaçan Kürt ır-
gatlarla karşılanmış. Şimdi -örneğin- Sa-
lihli, çepeçevre Kürt mahallelen ile kusa-
tılmış durumda. Ve düşmanlık tohumlan
patladı patlayacak.
Kürtler potansıyel PKK'li olarak görül-
mekten yakınıyor ve daha da içlerine kapa-
nıyorlar. Türkler kendılenni, "Esas ayak-
lanma Diyarfoakır'da değil, burada olacak.
Burada kan akacak. Her taraf Kürde kesti.
Durmadan da çogalıyorlar" paranoyasına
kaptırmışlar. Bu gergınlikte şovenizrm ve
kaba mılliyetçiliği kamçıiayanlar siyasal
prim topluyor. MHP başı çekiyor.
Niyeti bu olmasa bile Ecevit'in DSP'si de
yükselen parti konumunda. Sohbet ettik-
lerimiz arasında gözünü siyasal yükselme
hırsı bürümüş sosyal demokrat yerel polı-
tıkacılar az değildı. Hepsinin gönlünde.
kendilerine bile itiraf etmekten çekindik-
leri bir umut yatıyor:
- Acaba bunca olup bitenden sonra bir
şey yapıp Bülent Bey'in gözüne girebilir
miyim?
Eğer Küçük Menderes ve Gediz ovalann-
da DSP, hızla yükselen grafiğini ikiye, üçü
katlayamıyorsa bunda Bülent Ecevit'in ün-
lü inadı ve kendince ilkesel davranmatutar-
Iıhğı yatıyor. Yani Ecevit ipm ucunu bir çek-
se Ege'de CHP'lileri arayıp bulmak için
gündüz vakti fenerle dolaşmak gerekecek.
Bunlar sosyal demokrat cepheden göz-
lemlerimiz. DYP, ANAP ve... Ve evet YDH
cephesine bir başka gezi notunda değin-
eceğiz...
Çifler: Terör demokrasi ortamında yeşerebilir
• Baştarafi 1. Sayfada
ni bildirdi. Yaklaşık bir ay-
dır sürdürülen aşamalı çe-
kilme sonunda Kuzey I-
rak'ta 8 bin askerin kaldığı
bildirildi.
Başbakan Çiller, CHP
Genel Baskanı ve Başbakan
Yardımcısı Hikmet Çetin,
Devlet Bakanı Necmettin
Cevheri, Milli Savunma Ba-
kanı Mehmet Gölhan, tçiş-
leri Bakanı Nahh Menteşe
ile Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı Ka-
radayn \e ku\\et komutan-
lan dün Kuzey Irak'tan dö-
nen 8 birliği Şırnak'm Silo-
pi ilçesinde karşıladılar. Çil-
ler. Batman'dan Silopi'ye
helikopterle geçerken prog-
ramı izlemek için basın
mensuplan da Diyarba-
kır'dan yoğun güvenlik ön-
lemlen altında karayoluyla
Silopi'ye getirildi.
Nusaybin-Silopi arasında
sınıra doğru gidilirken bazı
tank ve zırhlı araçlarla aske-
ri birliklerin harekât bölge-
sinden döndükleri görüldü.
Karayolu boyunca bazı
askerlerin üstlendikleri mer-
kezler dışındaki birçok kü-
çük ticaret merkezi ile akar-
yakıt istasyonunun tahrip
edilerek kullanılamaz duru-
ma getirildıği, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin zırhlı araç-
larla kontrol ettiği bölgeler-
deki yöre halkının ise nor-
mal yaşamını sürdürdüğü
gözlendı.
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Karadayı, asker-
iere yaptığı konuşmada.
"sapık ideolojilerle beslen-
miş kandınlmış vatan hain-
leri" olarak nıtelendirdiği
PKKteröristlerinden geriye
"arüklannın" kaldığını, lo-
jistik üsleri ve bannaklan-
nın imha edildiğini belirte-
rek şunlan söyledı:
"Hiç kimse yüce milleti-
mizin banş tutkusuna. sab-
nna. asaletine. adaletine ve
soğukkanlılığına bakıp da
yanlış hesaplar içinde olnıa-
sın. Bu sebeple insanlık düş-
manı katil tcröristierle,onla-
nn içteki ve dıştaki destekçi-
lerinj bir kez daha ikaz edi-
yorum. Bu haysiyctsiz uşak-
hktan, bu ihanetten vazgeçin
ve geün teslim olun. Bu yüce
millet bağışlanıasını da bağ-
nna basmasını da bilir."
Başbakan Çiller de "Kah-
raman Mehmeflerün" diye
hitap ettiği askerlere, şunla-
n söyledi: "Sizler dünvaya,
insan haklanna saygı konu-
sunda adeta ders verdiniz.
Türk mületinin asaletini
tüm dünyaya gösterdiniz.
Oraya meşnı müdafaa için
gittiniz. Bu terörist bölücü-
dür, amacı bellidir. Bunlar
haindirter."
Çiller, harekât nedeniyle
Türkiye'ye karşı kararlar
alan dünya kamuoyuna ses-
lenirken de "Sakın ola terö-
ristleri insan haklan davası
güden grup olarak görme-
yin. Sizüıülkenizedegeiebi-
Brter. Demokrasi ortamında
yeşerebilirler. Terörle müca-
deîe uluslararası meseledir"
dedi.
Türkiye'nin, kimsenin
toprağında gözü olmadığı-
nı, ancak terörle mücadele-
de de kararlı olduğunu belir-
ten Çiller. "Karşunda du-
ran Mehmeöerim, yainız de-
ğUdüıiz. 60 miKon Türk mil-
leti sizinle el ele>di" diye ko-
nuştu. Orgeneral Karadayı
ve Çiller'in Kuzey Irak'tan
çekilme konusuna değinme-
Başbakan Tansu ÇUler'e askerier sevgi gösteri»inde bulundu. (Fotoğraf: AA)
meleri dikkat çekti. Bölge-
de 8 bin dolaymda asker bı-
rakıldığı bildirildi.
43. gününe giren Çelık
Harekâtı'nın başlangıcında
Dışişleri Bakanı Erdal İnö-
nü'nün, "Pek yakuıda açık-
lajacagız
r
' dediği sınır öte-
sı güvenlik planı hâlâ netlik
kazanmadı. Milli Savunma
Bakanı Gölhan, dün Silo-
pi'de harekâttan dönen üst
düzey komutanlarla ve ga-
zetecilerle sohbet ederken
yurtiçi ve yurtdışında 17 bin
militanı olduğu tahmin edi-
len örgüte büyük bir moral
bozgunu venldiğini söyle-
di. Bir komutanm, tüm yu-
valan tahrip edilen örgütün
yeniden örgütlenebileceği-
ne dikkat çekmesi üzerine
Gölhan, "Çekiç Güç'ün gö-
rev sürcsine ilişkin oy lama-
nın geri çekilip starüsünde
değişiklik yapüarak, ortak
bir güvenlik mekanizması
kurulması düşünülüyor
mu" sorusuna, "Düşünüyo-
ruz, olabilir. Ancak bunun
için henüz erken. Oylama-
nın öne alınması söz konusu
değil. Zaten haziran sonun-
da olacak. 15-20 haziran
arasında bir tarihte toplana-
cak olan MGK'de konu gö-
rüşülecek. Ondan sonra hü-
kümetegelir, bakanz" açık-
lamasında bulundu.
OLAYLARIN
ARDEVDAKİ
GERÇEK
• Baştarafi 1. Sayfada
lüne çevirmişlerdi. Buna
karşılık Türkler, Ermenile-
re gül atamazlardı. Üzücü
olayların nedenleri,
1914'te başlayan "Payla-
şım Şavaşı"nın halkları
birbirine düşman eden
içeriğinde aranmalıdır.
Aynı topraklarda yaşa-
yan insanların ne sebeple
birbirlerine düşmanlaştık-
larının temel nedenlerini
arayıp bulmak bilimin gö-
revidir. Almanlar mı cana-
vardır, Ingilizler mi, Türkler
mi, Ermeniler mi, Rumlar
mı?.. Soya, halka, ulusa
dayanan savlaryürütmek,
ırkçılığın göstergesidir.
Yeryüzünde uygar, yaba-
nıl, barbar, zalim, iyi, kötü
ırklar aramak, ırkçılığın ta
kendısidir; ınsanlığın dö-
nüşümünü ve tarihsel
olaylann nedenlerini soy-
lara dayanarak açıklamak,
gericiliğin en kötü biçimi-
dir.
1915'te Ermeniler ve
Türkler arasında yaşanan
olaylara dayanarak
1995'te Türk düşmanlığı-
nı yürütmeye çalışmak,
uygar dünyaya yakışan bir
tutum değildir.
20'nci yüzyılın ilk çeyre-
ğinde, Anadolu'da yaşa-
yan Ermeniler Rus ordu-
suyla, Rumlar Yunan or-
dusuyla birleşerek Türkle-
ri arkadan vurmuşlardır.
Eğer savaşı kazansalardı,
bugün Türkiye var ol-
mayacaktı.
Türkler meşru müdafaa
durumunda kalmışlardır.
Bugün, tarihsel oyun,
Anadolu'da bir başka
biçimde yeniden tezgâh-
lanıyor, Kürtler ile Türkleri
birbirine düşmanlaştırmak
için büyük yatırımlar
yapılıyor. Kanlı deneyim-
lerden geçmiş Anadolu
halkı, bu tuzağa düşecek
midir?.. Yoksa tarihsel
deneyimlerinin kazandır-
dığı bilinç ya da içgüdüy-
le oyunu boşa çıkaracak
mıdır?..
Işte sorun buradadır.
•••
Hürriyet ve
Milliyet'in
kuruluş
yıldönümü
tstanbnl Haber Servisi -
Mıllıyet gazetesı yann kuru-
luşunun 45. yıldönümünü
kutlayacak. Medya Center'da
saat 18.00'de başlayacak kut-
lama töreninde gazeteye 10,
20,25 ve 30 yıl hızmet veren
çalışanlara rozet ve ödülleri
venleçek. Törende "1994 Mil-
liyet OdüUeri" yanşmasında
dereceye girenlerle, Milliyet
Sanat Dergısı'nin düzenledi-
ği "Abdi Ipekçi Gezi Yazısı
Yanşması"nda dereceye gi-
renlere de plaketleri verile-
cek.
Hürriyet gazetesı de kunı-
luşunun 48. yıldönümü nede-
niyle Medya Tovvers'ta bir tö-
ren düzenledi. Törene Hürri-
yet gazetesı sahıbi Aydın Do-
ğan'ın yani sıra murahhas
üyeler Yaşar Eroğlu, Tezcan
Yaramancu Genel Yayın Yö-
netmenı Ertuğrul Ozkök, Ya-
yın Koordınatörü Seçkin Tü-
resay, Yayın Danışmam Doğan
Hızlan. Hürriyet Gazetesı
Başyazan Oktay Ekşi, Show
TV ve CINE 5'ın sahibi Erol
Aksoy ıle Hürriyet'ın tüm
çalışanlan katıldı. Geleneksel
olarak düzenlenen törende
gazetede 20 ve 10 yılını dol-
duran 11 elemana altın ve
gümüş rozetler verildı.
w m
Uııiversiteler hareket serbestligi istiyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TÜBtTAK Başkanı
ve Türkiye Bilım Akademısi
(TÜBA) aslı üyesi Tosun Ter-
zioglu. yasalann üniversitele-
re hareket serbestligi tanıma-
dığını vurgulayarak, üniversi-
te yönetımının akademik ter-
fılere kanşmaması gerektığı-
nısavundu. Tosun Terzıoğlu,
TÜBA tarafından düzenlenen
"Üniversite Yasası" konulu
panelde,_"Üniversite Yasası
için Bir Oneri" adlı bir kon-
ferans verdı. Terzioğlu, Türlu-
ye'de değişim rüzgârlannın
P E R A AJANS
Metin Yazan
A R I Y O R
İlgılenenlenn 293 89 78 no.'lu
telefondan Nurşen Demir'ı
aravarak randevu almalan nca olunur.
yaşandığı bırdönemde. "Üni-
versiteler. YÖK Yasası ile yö-
netilmeye devam edilnıeii mi-
dir? Üniversiteler, bugüakü
halrj'leyeterli mjdir?" sorula-
nnm gündeme geldığını söy-
ledı.
Ünıversite yöneticilerinın
kaynak sorununu ortaya koy-
duklannı, kaynaklann kulla-
nılıp kullanılmadığının da tar-
tışmalı olduğunu vurgulayan
Terzioğlu. "Şimdiye kadarÇH
kanlan ünhcrsiteyasalan son
derece ay nntıya inen, üniver-
sitelere hareket serbestligi ta-
nımayan yasalardır. Oysa ya-
salar,yanşma ve rekabetorta-
mı sağlamabdır" diye konuş-
tu.
Terzioğlu, yöneticilerin se-
çiminde bütün ünıversite ça-
lışanlannın katılımının sağ-
lanması gerektığinı kaydede-
rek. üniversıte yasasında ol-
ması gereken unsurlan söyle
sıraladı:
- Cniversite kaJitesinin be-
Hrleyicisu akademik terfî süre-
cinin nasıl işlediğidir. İyi isle-
yen bir terfi sistemi, üniversi-
te kalitesinin güvencesidir. Bu
sürecte üniversite yönetüni dı-
şanda rutulmalıdır. Akade-
mikterfide objektif kriterlerin
belirlenmesi ve bunun duyu-
rulması muüaka gereklidir.
- Akademik terfılerde TÜ-
BA danışma bınmı olarak
kullanılabilir.
- Kamu üniversitelerinin
bütçesi iki aşamalı olarak dü-
şünülmelidir. İlk aşamada
ünKersitelerin eğitûni sürdü-
rebilmesi için zorunlu gider-
leri karşılanmalıdır. ikinci
olarak da üniversitenin per-
formansına göre para ha\wv
oluşturulmalıdır. Bu havuzun
kuilanılmasında üniversite
serbest bırakılmalıdır.
- Öğrenci harçlan ve burs
sistemi yeniden düzenlenme-
lidir. Pek çok ülkede harç
miktarlan çok yüksekken, ba-
zı üikelerde de çok düşük du-
rumda. Mali olanaksızlık ya-
şayan öğrencılenn önünü tı-
kamayacak burs ve harç siste-
mi gelıştırilmelıdır.
Kelebek Muifak Koleksıyonundan H. Ceviz
Kelebek Mutfak küçük/büyük
her mutfak için en ideal
çözümdür. Her mutfağa uyar.
Mutfağın her köşesini, her
crr^sini değerlendirir. Gelin,
siz de "ölçü" lerinize göre
bir mutfak seçin. Bu bir
firsat.. Ertelemeyin!
Jfefebek* Mutfak
TAM SIZE GORE MUTFAK