Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12MAYIS1995CUMA
HABERLER
Çetinsaya'dan
çöp tepkisi
• İstanbul Haber Servisi -
Temizlik işçilerinin,
Eminönü Belediyesi
tarafindan ödenmeyen
ikramiyelerini gerekçe
göstererek Kurban
Bayramrnda çöpleri
toplamamalan karan
üzerine, dün Eminönü
Belediye Başkanı Ahmet
Çetinsaya. çöp yığınlannın
önünde basın toplantısı
dûzenledi. Uygulamalannı
kıskanan bazı
"mihraklann" tûm maaşlar
ödendiği halde bir ikramiye
verilmediği için çöplen
toplatmadığını öne sürdü.
Çetinsaya, önünde basın
toplantısı yaptığı çöp
yığınmdan birkaç kürek
çöpü kamyonlara attıktan
sonra, "Çöpü toplamamak
halka ihanettir" dedi.
THK bağıştan
memmm
• İZ.MİR (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Hava
Kurumu Izmir Şube'
Başkanı Hami Gürtunca,
bayramın ikinci gününde
toplanan kurban derisinin,
geçen yıl toplanan deri
sayısına ulaştığını bildirdi.
Bayramın ikinci gününe
dek tzmir'de 60 bin deri
topladıklannı belirten
Gürtunca. geçen yıla oranla
daha iyi örgütlenilmesine
karşın sayının aynı oranda
kalmasına neden olarak
uzun ba>Tam tatilini ve
kurban fıyatlannın
yüksekliğını gösterdi.
UHcücü başkan
okJunuldu
• İSTANBUL.(AA)-
Fikirtepe eskı Ülkü
OcakJan Başkanı Zarif
llhan uğradığı silahlı saldın
sonucu yaşamını yitirdi.
Erenköy Istasyon Caddesi
17 numarada bulunan Milli
Gençlik Vakfı Bürosu'nun
önünde önceki gece saat
00.45 sıralannda meydana
gelen olayda, Zarif llhan
(31), bir arkadaşına ait 34
UMT 55 plakalı özel
otomobilin içinde. kimliği
henüz belirlenemeyen bir
kişinin silahlı saldınsına
uğradı. Kafasından ve
vücudunun çeştli
yerlerinden 5 kurşun yarası
alan birçocuk babası tlhan,
olay yerinde öldü. Yakın bir
zatnana kadar Fikirtepe
ÜlküOcağı'nın,
başkanlığını yaptığı
belirlenen llhan'ın,
Fikirtepe1de gryim
mağazası sahibi olduğu
öğrenildi.
Faruk Üçok öldü
• ANKARA(AA)-TRT
Ankara Televizyonu
yönetmen ve
yapımcılanndan Faruk
Üçok, Ankara'da öldü.
1945 yıhnda Istanbul'da
doğan Faruk Üçok, Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesi Tiyatro
Bölümü'nden mezun oldu.
1969 yıhnda TRTde göreve
başlayan Üçok,
Televizyonun çocuk ile
müzik eğlence
bölümlerinde yönetmen ve
yapımcı olarak çalıştı.
Faruk Üçok, TRT Haber
Merkezi, Spor Haberleri
Müdürlügü'nde de görev
y_aptı. 50 yaşında ölen
Üçok'un cenazesi,
Kocatepe Camii'nde
düzenlenen törenden sonra
Karşıyaka Mezarlığı'nda
toprağa verildi.
Gecekondu
yricıım engellendi
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Buca
Adatepe Mahallesi'nde
oturan gecekondu sahipleri
Anakent Belediyesi'ne
konutlannı yıktırmadı. Çok
sayıda Çevik Kuvvet
ekıbinin görev aldığı yıkım
bölgesine giden Izmir
Anakent Belediyesi'ne ait
dozerlerin önü, gecekondu
sahipleri tarafından kesildı.
tzmir Anakent
Belediyesi'nin yıkım
karannı tepkiyle karşılayan
gecekondu sahipleri, seçim
öncesi Burhan Ozfatura ve
Tansu Çiller'in kendilerine
evlerinin yıkılmayacağına
dair söz verdiğinı
hatırlattılar.
Silahlı çatışma ortamı 'psikosomatik' rahatsızlıklan doğurdu
• lOyıldırsüren
silahlı çatışma
ortamı,
Güneydoğu'da
güvenlik
güçlerinden halka
kadar herkesi
hasta ediyor.
Hastalıklann
nedeni ise strese
dayalı
psikosomatik
rahatsızhklar.
• Güneydoğu
halkında kalp
hastalığı, yüzde ve
ciltte döküntü,
mide-bağırsak
sorunu; kadınlarda
düzensiz âdet
kanaması, düşük
ve çocuklarda
korku, gece altına
işeme gibi
sorunlann ortaya
çıktığı belirlendi. Güne\doğu'daçoculdann,nonnalolmavanalünJislarınaşikirvetkrin€sıksıkrastlanıyor.(Fotoğraf: ERDOGAN KÖSEOGLL)
GüneydoğuhastafağıGüvenlik güçlerinin yüzde 9O'ı ülser. Halk psikolojik çöküntü içinde.
Bölgede, kalp, mide rahatsızlıklan ile kadınlarda düşükler yaygm
YUSUFÖZKAN
ANKARA-Güneydoğu'da lOyılıaşkın
süredir devam eden silahlı çatışma ortamı-
nın, bölgede görev yapan güvenlik güçleri
ile halkta "psikosomatik" rahatsızlıklara
yol açtığı belirlendi. Olağanüstü Hal Böl-
ge Valiliğı kapsammda görev yapan gü-
venlik güçlerinin yüzde 90"ının. "çaüşma
ortamının getirdiği strese dayalı ülser has-
talıgına" yakalandığı bildirildi. Bölge hal-
kında, kalp hastalığı, yüzde ve ciltte dökün-
tü. mide-bağırsak sorunu, kadınlarda dü-
zensiz adet kanaması, düşük ve çocuklar-
da korku, gece altma işeme gibi sorunlann
ortaya çıktığı belirlendi.
tlaç firmalannca Güneydoğu'da yapılan
biraraştırmada, güvenlik güçlerinin en faz-
la mide hastalıklanndan rahatsız oldukla-
n, yüzde 90'ınm strese dayalı ülser hasta-
lığına yakalandığı saptandı. Araştırmada,
ülsere zemin hazırlayan etkenlenn başında
sigara ve alkol kullanımı gelmesine kar-
şın, hiç sigara ve alkol almayan güvenlik
güçlerinde de çok sayıda ülser olgusuna
rastlandığı vurgulandı. Araştırmada, gü-
venlik güçlerindeki ülserin ana nedenınin
çatışma ortamından kaynaklanan stres ol-
duğu belirtildi. Güvenlik güçlerinin çoğun-
da da ceşitli psikolojik rahatsızlıklann or-
taya çıktığı kaydedıldi.
Uzmanlar, benzer rahatsızlıklann Viet-
nam ve Körfez savaşlanna katılan Amen-
kan askerlerinde de ortaya çıktığına ve bu
tür rahatsızlıklann "Vletnam scndromu"
diye adlandınldığma dikkat çektiler.
Diyarbakır. Mardin. Siirt. Batman. Şır-
nak Tabip Odası Sekreten Dr. Necdet Ipek-
yiiz de yaptıklan gözlemler sonucu, güven-
lik güçlerinin yanı sıra, bölge halkının da
strese dayalı çeşitli rahatsızlıklara yakaian-
dığını belirlediklenni söyledi. Çatışma or-
tamının bilimsel araştırma yapmayı güçleş-
tirdiğine dikkat çeken tpekyüz, "Hekim
olarak yaptığımız gözlemler sonucu,sürek-
li çaöşma ortamının psikosomatik rahat-
sızlıklan körüklediğini saptadık" dedı.
Gerilim kalbe vurdu
Çatışma ortamına baglı olarak kadınlar-
da yoğun biçimde düzensiz adet kanamala-
n ve düşük tehditleri göriildüğünü belirten
Ipekyüz. "Çocuklardacfltdöküntüleri, kor-
ku, panik, gece altınaişeme,yetişkinlerdede
suratta ve >~ücudun diğer böigeterinde ne-
densiz dökflntüler, kaşınn, egzama türü şi-
kâvetier çoğunlııkta" dedi. Bölgedeki in-
sanlarda kalp hastalıklannda da büyük ar-
tış gözlendiğinı kaydeden Dr. Necdet Ipek-
yüz, şunlan söyledi:
"BÖlgedeki sürekli gerilim ortamı bu in-
sanlarda kalp hastaiıklanndaki yükselme-
yi artûnyor. Kalp hastalıklan hipertansi-
yon biçiminde kendisini gösteriyor. Normal-
Hipertaroi>on ve kalp hastalıkiannın en önemli nedenlerinin başında stres geliyor.
de kalp hastalıklanndan hipertansiyon.
dünya genelinde özellikie ekonomik düzeyi
yüksek insanlarda beklenirken, bölgede in-
sanlann, beslenmeleri son derece kötü ko-
şuflarda olmasına karşın,yaşanan gergüüik-
ten doiayı bu şikâyetler de artmakta. Gast-
rointestinal şikâyeder. mide, bağırsak, ülser.
ishal, kabızhk sorunu, sürekli ekşime ve bu-
na benzer psikosomatik rahatsızhklar çok
yaygın." Bu tür rahatsızlıklara tedavi uygu-
lamanın da olanaksız olduğunu söyleyen
Ipekyüz, şu görüşleri dile getirdi:
"Belki birkaç gün yararb oluyorsunuz, a-
ma ortam a> nı kaldığı için pek yaran oünu-
yor. Ben buradaki olaylan suya aolan bir ta-
şa benzetiyorum. Suya tasın halka halkaya-
yılması, Ankara'yı. Izmir'i, tstanbul'u ve
diğer illeri de etkilivor. Bir tifo, hepatit taşı-
vicısı oralara gidip hastalığı başkalanna da
bulaştınvor ve birsos>al uyumsuzlukdoğu-
yor, Bu da psikosomatik hastalıklan hice
artnnyor."
Hızla artan psikosomatik rahatsızhklar
sonucu birsüre sonra ağnlann da ortaya çı-
kacağını vurgulayan Ipekj'üz, "tnsanlarda
ruhsal çöküntü var. E>epresif duruma düş-
müşler. icine kapanık. Idınseve güvenmiyor-
lar. Koşullar degişnıcdiği sürece teda\i ola-
naksız" dedı. Bölgede ve Türkiye'de yaşa-
yan çok sayıda insana rehabilıtasyon uygu-
lanması gerektığıni savunan Dr. Necdet
Ipekyüz. "Hepimizdeşovenistyapıgelişmis,
kin, şiddet jaygıniasınış. Tele>iz>onlan açı-
yorsunuz kan fişkınyor. Asbnda toplumsal
bir rehabilitasyona gereksinim var" diye
konuştu.
Kriz masası kuruldu
îçişleri
Bakanlığı'nda
teröralarmı
• Turizm bölgelerine yönelik
bombalama eylemleri, orman
yangınlan ve sabotajlar için
bakanlıkta kriz masası oluşturuldu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îçişleri
Bakanlığı. yaklaşan yaz mevsıminde özel-
likle turizm bölgelerine yönelik olası bom-
balı eylemler, orman yangınlan ve sabotaj-
lara karşı alarma geçti. îçişleri Bakanı Nahit
Menteşe, bakanlıkta kurulan kriz masasının
kentlerle sürekli haberleşme içinde bulundu-
ğunu v e istanbul 'da bir mağazada 3 çahşanın
ölümüyle sonuçlanan saldınnın faillerinden
bazılannın yakalandığını bildirdi.
Menteşe. turizm bölgeleri başta olmak
üzere patlayıcı yüklenen otolarla, bombalı
eylemler. orman yangınlan ve diğer sabotaj-
lara karşı gerekli önlemlerin ahndığını, kent-
lerden gelen bilgilen değerlendirmek üzere
bakanlıkta kriz masası oluşturulduğunu bil-
dirdi. Menteşe, büyük kentlerde özellikie tu-
nzm bölgelerine yönelik eylem hazırlığı için-
de bulunan bazı PKK üyelerinin 5 mayısta Iz-
mir'de yakalandığını ve bu operasyonda
bombalar ile bomba yapımında kullanılan
malzemelerin ele geçirildiğini bildirdi.
Menteşe, 2 mayısta Küçükçekmece Cen-
net Mahallesi'nde Nazlım Giyim Mağaza-
sı'na bomba atarak 3 çahşanın ölümüne ne-
den olan saldırganlardan bazılannın yaka-
landığını belirtti.
Menteşe, mav ıs ayının ilk 10 gününde Tür-
kiye genelinde 54 terör nitelikli olay meyda-
na geldiğini: 6 asker, 1 geçicı köy korucusu
ile 5 yurttaşın öldürüldüğünü. 1 polis, 17 as-
ker, 3 geçici köy korucusu ve 4 yurttaşın da
yaralandığını bildirdi.
"Apo kaşıyor"
Menteşe. PKK lideri Abdullab Öcalan'ın
"Alevi-Sunni çabşmasının kaşınmasınıT
'ıs-
tediğı yolunda istihbarat aldıklannı söyle-
di. Menteşe, Gaziosmanpaşa olaylanyla ıl-
gili olarak da "Bana "polis neden taşlama-
lar sırasında geri çekildı' diye soracaklan-
na 'Polis neden ateş açtf diye sonıyorlar"
dedi. Menteşe. dün partideki bayramlaşma
törenlerinde. "Benim korkum, bu çaüşma-
nın bütün yurt geneline yayılmasıydı. Bu
aynoklar dişardan empoze edibnektedirler.
Y'oksa halk arasında da devtet yönetiminde
de böyle bir ayrılık söz konusu değil-
dir"dedı.
Uluslararası Af Örgütü, Kızılhaç, Avrupa Parlamentosu ve Alman milletvekilleri harekete geçti
Hasan Ocak için uluslararası gûîşim
• 21 Mart 1995
tarihinden bu yana
kendisinden haber
alınamayan Hasan
Ocak'm bir an önce
bulunabilmesi için
geniş kapsamlı bir
dış girişim atağı
başlatıldı.
• Avrupa
Parlamentosu
milletvekili Stan
Newens, Başbakan
Tansu Çiller'e
gönderdiği
mektupta, bütün
dünyanın gözünü
Türkiye'deki gözaltı
vakalanna
çevirdiğini söyledi.
İstanbul Haber Servisi- Gazios-
manpaşa'da meydana gelen olaylar
nedeniyle gözaltına alındığı iddia
edilen Hasan Ocak için uluslararası
örgütler devreye girdi. 21 Mart 1995
tarihinden bu yana kendisinden haber
alınamayan Ocak'ın bulunmasını is-
teyen Uluslararası Af Örgütü. Kızıl-
haç, Avrupa Parlamentosu ve Alman
milletvekilleri harekete geçti.
Avrupa Parlamentosu milletvekili
Stan Newens, Başbakan Tansu Çil-
ler'e gönderdiği mektupta. bütün
dünyanın gözünü Türkiye'deki gö-
zaltı vakalanna çevirdiğini söy-
leyerek şu görüşleri dile getirdi:
"Avrupa Konseyi Parlamenterler
MeclisL Türkiye'deki insan haklan
manzaralannı ortaya koymaya başla-
dı. Büyüyen endişeler, A>rupa Parla-
mentosu'nda dilegetirildi. Bu neden-
le sizden ailesine. arkadaşlarına ve
uluslararası kamuoyuna güven ver-
mek açısından Ocak'ın nerede oldu-
ğunun araştınlmasını istiyoruz."
Uluslararası Af Örgütü ıse yaptığı
yazılı açıklamada, Ocak'ın gözaltına
ahndığını öne süren tanıklann ifade-
lerine dikkat çekti. Örgüt. konu hak-
kında Ocak'ın ailesinın yaptığı açık-
lamalan da takip ettiğini belirtti.
Kızılhaç Örgütü'nebağlı Uluslara-
rası Refah Departmanı'ndan (Inter-
national Welfare Departrr.ent) Pame-
la Hussain ise Hasan Ocak'ın bulun-
ması'için bir komite oluşturulduğu-
nu söyledi. Kızılhaç'ın Türkiye'dekı
tutukluları ziyaret ermek için hükü-
metten izin istediğini söyleyen Hus-
sain, bu konudaki resmi ginşimleri-
nin sonuçsuz kaldığını belirtti.
Alman parlamenterler de Hasan O-
cak için çeşitli girişımlerde bulundu.
Federal Meclis SPD milletvekıllerin-
den Otto Reschke, Alman Dışişleri
Bakanı Dr. Klaus Kinkel'e ve Fede-
ral Meclis Başkanı Dr. Rita Süss-
muth'a gönderdiği mektupta. "Ulus-
lararası Af Örgütü 'Amnesty Interna-
tional'ın bütün çabalanna rağmen,
Türk makamlan Hasan Ocak'ın kal-
dığı yer hakkında bilgi vermiyor. Gör-
gü tanıklaruun tersini ispaüamasına
rağmen, Türk makamlan, rutukla-
manın olmadığını iddia ediyor. Siz-
den parlamenterler düzeyinde ve Al-
man Konsolosluğu üzerinden Hasan
Ocak'ın kaldığı yer hakkında bilgi
edinmenizi rica ediyonım"dedi.
• Yeşiller Partisi'nden Federal Mec-
lis milletvekillerinden AngeiikaBeer
ise Başbakan Tansu Çiller'e ve eski
Bonn Büyükelçisi Onur Oymen'e
gönderdiği mektupta şöyle dedi:
"213.1995 tarihinden beri kayıp olan.
yakınlannın ve insan haklan kuru-
İuşlannın çabalanna rağmen, ma-
kanılannı/ın Hasan Ocak'ın yeri
hakkında biigi \ermemesini büyük
üzüntüy lc öğrendim. Birçok tanık ifa-
delcrinin olmasına rağmen İstanbul
polisi, Hasan Ocak'ı tutuklamadığını
iddia ediyor. Bende Hasan Ocak'ın
polis karakolunda göriildüğünü bel-
geleyen yazılı ifadeler var. Ben, gec-
mişte de sık sık olduğu gibi tutukla-
nan insaniann kaybolma endişesi ta-
şıyorum. Biz Hasan Ocak'a işkence
edildiğinden endişe ediyoruz. Sizden
Hasan Ocak'ın yerinin tespit edüme-
si için çaba harcamanızı \ e mahkeme
nezdindegeçerli suçlamalar \arsa ya-
sal işlemlerin yapılmasını. a\ukatla-
rıyla ve yakınlan ile ilişki kurmasını
sağlamanızı rica ediyonım»'"
Yeşiller Partisi'nden Federal Mec-
lis Türk asıllı milletvekili Cem Özde-
mir de Çiller'e gönderdiği mektupta
şu görüşleri dile getirdi: "12 Mart
1995'te İstanbul Gaziosmanpaşa'da-
ki olaylardan sonra bazı insaniann
tutııklandığını üzülerek öğrendim. O-
tuz yaşındaki Hasan Ocak'ın, 21
Mart 1995 tarihinde öğle saatkrin-
den sonra Aksaray-Yenikapı yoiunda
rutuklandığı bildiriliyor. Ailesi. Ha-
san Ocak'la ilişkiye girmek istemesi-
ne rağmen İstanbul polisi, Hasan O-
cak'ı tanımadıgını açıklıyor. Bu tür
davranışlar. Türkiye'ye, demokrasi
ve insan haklanna zarar verebilir. O
yüzden Hasan Ocak'ın ve diğer tu-
tuklananlann serbest bırakılmasına
çaba göstermenizj rica ediyorum.'"
BIRBAKIMA
SERVER TANILLI
Umudu Var Büyük
İnsanlığın...
Her yılın 8 Mayıs'ı, İkinci Dünya Savaşı'nın sona
erişinin anısına, kimi Avrupa ülkelerinde olduğu gi-
bi, Fransa'da da tatil günüdür. Bu yıl ise, bir başka
çerçeve içinde anıldı 8 Mayıs; çünkü, faşizme karşı
zaferin 50. yılı idi bu yıl.
Nasıl olur da kutlanmazdı?
Gazeteler, dergiler yazı ve resimlerle dolu; tele-
vizyonlarda daha da çarpıcı görüntüler. Bir yanm
yüzyıl öncesinden bugüne ulaşabilmiş insanlann
canlı tanıklıkları...
Altı yıl süren boğazlaşmadan arta kalanlar mı?
Cephe ve cephe gerisinde milyonlarca ölü, yerie
bir edilmiş kentler, ölüm kamplan; tarifsiz yoksun-
luklar, acılar, gözyaşlan... Hiçbir savaş, tarihte böy-
lesine yıkıcı olmadı; insanoğîunun ayıbını böylesine
ortaya koyan başka bir örnek de yok.
Militarizmin sonu budur işte; halklara düşmanlı-
ğın, emeğe ve akla düşmanlığın sonu budur işte!
Tek kelimeyle, faşizmin pahası budur!
Içiniz götürmese de bakacaksınız bu resimlere;
insanoğîunun çektiği acılan, "yüreğim kaldırmıyor"
diye gözardı edemezsiniz; savaşla ilgili bütün bu
görüntülerin -paradoksal elbette!- "terbiyetkâri" bir
etkisi vardır. Aynca yeni kuşaklara bunlan gösterip
ekleyeceksiniz: "Tanı bunlan, tanı da büyü!"
Ama o ne?
Bu Dresden, bu da Berlin! ,
Avrupa'nın. başka güzelim kentleri gibi, yerle bir
edilmiş iki uygarlık merkezi.
Peki ya bunlar?
Saraybosna ile Grozny!
Nasıl olur?
Bir elli yıl öncesinin dehşeti nasıl unutulur da bu-
raya vanlır?
Hayır, vahşet bitmedi; sürüyor, sürecek daha
da...
8 Mayıs 1945'te, Nazizmin yıkıntıları üzerinde
doğrulan insanlann düşünceleri ve beklentileri ney-
di?
O tarihte yirmili yaşlarda olup da bugün yetmişi-
ni sürenlerin verdikleri yanıtlar arasında pek dü-
şündürücü olanları var. O gün 25 yaşında bir Al-
man askeri olup sonralan bir kitap da yazan Horst
Krüger şöyle diyor: "Tarihin değirmen taşlannın
arasına düştük. Binlerce tahıl tanesi olarak, tarihin
pasta hamuoına eklenmek üzere, havanda döğül-
dük. Pastayı yapanlar ise başkalan oldu: Amerika-
lılar, Ruslar, Ingilizler, FransızJar." Ve ekliyor bir yer-
de: "Hepimiz tetiğe dokunduk, hepimizin elleri
kanlı, bir kan banyosudur Avrupa olsa olsa!"
O tarihte yirmisini süren kuşağın gözünde, III.
Reich'ın teslim oluşu, çılgınca umutlann başlangı-
cı, güzel bir dünyayı yaratma isteğinin de su yüzü-
ne çıkışıydı; bir daha böyle felaketlerin olmayacağı
bir geleceği düşlüyordu insanlar.
Ne oldu sonunda?
Fransa'da, Almanya'da, Polonya'da, Rusya'da,
Ingiltere'de, Birleşik Amerika'da, kısacası hemen
hemen her ülkede, gerçeklikle ütopya karşı karşıya
gelip savaştı. Yırtılan bir Avrupa'da ve nefes nefe-
se bir dünya ortamında, sonraki yılların onca çökü-
şünün arkasından bugüne kalan, yine gerçeklik-ve
ütopyadrr. *
Ezen gerçekliğin yanı sıra, daha insanca bir dün-
yaya inanç ve umut!
"Umudu var büyük insanlığın, umutsuz yaşan-
mıyor."
Nâzım Hikmet'in bu sözleri yaşamla iç içedir...
8 Mayıs. Avrupa'da büyük törenlerle kutlandı; bir
kutlama da, 9 mayısta Moskova'da düzenlendi ve
Sovyetler Birliği dönemindeki törenlerin görkemini
sürdürerek, daha doğrusu özenerek onlara...
Okuyucular hatırlayacaklar: Sovyet halklarının
Nazi saldırganına karşı yürüttüğü savaş bir destan-
dır başlıbaşına ve 20 milyon cana malolmuştur. Ta-
rihin cilvesine bakınız: O destanın ulaştığı zaferi
kutlamak üzere bugün tören düzenleyenler de,
Sovyetler Birliği'nin yıkıntılan üzerine tüneyen, elle-
ri üstelik Çeçen kanına da bulaşmış, sosyalizm
düşmanı baykuşlar oldu. Votkanın morartıp ablak-
laştırdığı suratıyla, Yeltsin, söylevini nereden oku-
du, bilmiyorum dikkatinize çarptı mı?
Lenin'in anrt-kabrinin balkonundan!
Vay öleydim ben!..
8. maddeye karşı mücadele
20 bin gönüllü
düşünce suçlusu
YAHYAKOÇOĞLU
Aralannda bilim adam-
lan. yazarlar, gazeteciler ve
sanatçılann da bulunduğu
150'ye yakın kişinin 'dü-
şünce suçu' nedeniyle ce-
zaevinde bulunduğu Tür-
kiye'de, Terörle Mücadele
Yasası'nın 8. maddesinin
Türk Ceza Kanunu'na ek-
lenmesiy le yapılacak deği-
şiklik yeterli buiunmuyor.
Ocak ayından bu yana yap-
tıklan eylemlerle kamu-
oyunun dikkatini çeken
'DüşünceSuçuna Karşı Gi-
rişim'in sözcüsü Şanar
Yurdatapan, gerçekleşme-
si öngörülen '>'etersiz' de-
ğişikJiği, 15-20 bin düşün-
ce suçlusu yaratarak etkisiz
hale getireceklerini söyle-
di. Yurdatapan, 'düşünce
suçu'nun kaldınlması için
sürdürecekleri çalışmanın
halkın direkt katıhmını
sağlamaya yöneleceğini
belirtti.
Girişimin sözcüsü Şanar
Yurdatapan. kampanya
çerçe\esinde bundan sonra
yapılacaklan anlatırken
Ankara DGM'de de ifade
kuyruklan oluşturacakjan-
nı söyledi. Toplanan yüz
bin imzadan 15-20 bininin
yayıncı olacağı, kitabın
ikinci baskısıyla ilgili ça-
lışmalann sürdüğünü dile
getiren Yurdatapan, kitabın
TBMM'nm TMY'nin 8.
maddesiyle ilgili karannın
çıkmasına kadar baskıya
hazır bekletileceğine dik-
kat çekerek şunlan söyledi:
"Çünkü düşünce suçu,
bir örümcek ağı gibi birçok
yasayı kaplanuş. Bu çalış-
malan Bakanlar Kuru-
lu'na ileteceğiz ve 'Bakın,
düşünce özgürlüğü sadece
Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 8. maddesinde değil,
birçok yasada varlığını sür-
dürüyor. Bunlann hepsini
temizleyin' diyeceğiz. Bü-
tün partilerin seçim öncesi
özgürlük vaatleri var. Bun-
lan yerine getirsinler. Sade-
ce 8. maddeyi kaldınp ay nı
içerikteki suçu Türk Ceza
Kanunu içine alacaklar.
Cezaev terindeki insanlann
dışany a çıkmasını sağlaya-
caklar. GÖrünürde cezaev-
lerini boşaltmış olacaklar,
biz de hemen kitabın ikinci
baskısını piyasaya sürece-
ğiz ve aynı gün binlerce dü-
şünce suçlusu daha olacak.
Bunun için yapacaklanm
buna göre ayarlasınlar ve
bunlan temizksinter."
Demokrasiyle. düşünce-
lerin serbestçe söylenme-
siyle "vatanın bölüneceği
safsatasmın' bırakılması
gerektiğine işaret eden
Yurdatapan, çalışmalannın
kamuya, halkın direkt katı-
lımını sağlamaya yönelik
olduğunu kaydetti. Yurda-
tapan, Düşünce Suçlulan
Müzesi'nin isteyenlere sa-
dece güvenlı bir yer bula-
rak video kaset kopya mas-
rafını ödemeleri halinde
gönderileceğini sözlerine
ekledi.