Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 12 MAY1S1995CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Mektuplarla
MELİH CE VDET ANDAY
A
v Yahya Kanbolat mek-
tubundadi)orkı "Sayın
Melih Cevdet Anday,
Bekleyeceğız' adhyazı-
nız üzerine. Sovyetier
Birliği olavını en ivi ana-
lize edenler, burjuva ıktısatçüan oimuştur
Onlara göre. Sow eüer Birliği' ndekı değı-
şimden en mutazarnr olması gerekenler,
en favdalanan kesinı oldu. Favdalamnası
umuİan kesinı ise. en mutazarnr sınıf ol-
du. \aıu eskı komunıstler, bu kez komu-
nızmı reddederek vıne ıktıdarda kaldılar
Buna karşın emekçıler ıse bır kısım sos-
yaJ durumlannı Mtırmek zorunda kaldı-
lar.
Bu iktisatçılara göre, Rusya'da sosya-
lizm derken de, kapıtalizm derken de,
ekonomik yapıda temei bir değışiklik ol-
mamıştır. Sadeceust vapı değişikliği oldu.
Tek partiden çok partiye geçildı.
Devlet mulkivetı temeli uzerinde oluş-
muş bu duzenın adı nedir? Kapitalizm
değıL ama kapıtaiızme açık bir duzen ve
bu duzene bir ad bulamadılar.
Gorbaçov onemlı bır sıyaset adanu, ûl-
ke>e demokrasıvi getınnış ve Rus Jmpa-
ratoriuğu'na da son vernuş kışıdır. Ona
gore, Sovyetier Büiiği'nde yapılan, StaB-
nizm'in emir komuta zinciridir, sosvaüzm
değü. Pekı. şimdıkı ekonomik duzenın adı
nedır? Sosv altstolmadığuıa gore daha on-
eeki düzenin adı neydi?
Gorbaçov bu sorulara yanıt verme-
mektedir. Çunkü pratisven olanın, teoris-
ven de olma zorunluluğu voktur. Fransız
Komunıst Partisi, Ocak 1994 yıh kongre-
sinde kabul edılen raporda Gorbaço\ 'un
analızını benımsemıştir, butun suçu Sta-
lın e vukleyerek, teonk bir kısırlık sergi-
lemistır. Bolşevik Partisı'nın son polıtbu-
ro u.veleri olan Yeltsın, Şevardnadze ve
Ha>dar Alıyev'in, Rus, Gürcü ve Azeri
mılIıvetçUiğine dönuşmelen, son Sov>et-
ler Bırligı'run de komuntzm doktnnıne
ınanmadığını gosterir.
Burjuva iktisatçılan Ue, Gorbaçov ve
Fransız Komunist Partisi arasında şu iki
noktada ittifak vardır:
1) Sovjetfer Birtiğinde yıkılan sosya-
tizm değüdir, çünkii sosyalizm yoktu Id yı-
kılsın,
2) Dunku ve bugunku ekonomik duze-
ne, iki tarafda bir ad vermemektedir.
'BekJeveceğız adnyazuıızdahaklıoia-
rak şojle demektesuıiz: Bugune kadar
bu konuda ınandıncı bır araştırma vapıl-
tnış değıl' Aynca Hindistan Komunist
Partısı raporunun da. sosvalizmin geçir-
dığj bunalıma bır açıklık getinnediğini
beuitmektesiniz.
Sav gılanmı sunanm."
Geçenlerde yurdumuza gelen Sovyet-
ier Bırlığı'nın eskı Devlet Başkanı Gor-
baçov, katıldığı açık oturumlarda solcu
gençlenmızın, "Rusya'da sosyaüzmi ne-
den yıktmız?" gıbısınden soruİanyla kar-
şılaştı Bu gençlenmız, Sayın Kanbo-
lat'ın mektubunu okurlarsa, sanınm ya-
rarlanırlar Bana sorarsanız, yetmış yıllık
bır rejımı bır kışının ortadan kaldırabıle-
ceğıne aklım yetmez denm Boyle bır
yaklaşım Marksçı duşunceye uymaz
•
Maraş'tan yazan Nihat Kum ıkı soru
yoneltıyor bana
1) Sinema müziği muzikten sayıhr mı?
2) T \7Ierimizde arada sırada dil yan-
bşlan yapıhvor mu?
1) Fılme eşlık eden muzık dınlenmez,
duyulur Ama kalıcı olmuş film mûzık-
len de var Bıldığımce, "Love Story" ıle
"Doktor Jivago" adlı fılmlenn muzıgı
buna ornek venlebıhr
2) T V'lenmızdekı dıl yanlışlanna ara-
da sırada rastlandığı ıçın sayın okurumuz
Kum kendını mutlu sayabıhr
•
Istanbul Buyukada'dan uzun bır mek-
tup gonderen Sayın AJV., "Ben 22 yaşın-
da tstanbul Universitesi öğrencisi ve gefe-
cekte 'edebıyatçı olmavı uman bir gen-
cim" dıye başladığı mektubunu şöv le sur-
duruvor
"Bir Rum baba ve Müshıman annenin
çocuğu olarak dunvaya geklım. Ortaöğ-
renim v ıllannda annem ve babam ayrüın-
ca hayatımın genve kalanını kendim şe-
killendırmek zorunda kaidım. Bu vıızden
de birçok toplumsal değere karşı pek de
sivTi tavuiar gehştirdım. küısede papaz
yamakuğı yaptıktan sonra dın öe ügili gö-
ruşlerimi geüştirdim ve artık kendimi ag-
nosük sayıvorum. Bu şekılde gelişen ka-
rakterim beni ahp buralara geürdı ve şim-
di belkı de hayatımın en onemli karan
olacak bir konuda size yazıyorum.''
Sayın okurumuz yazar, şaır olmak ıs-
tıyor, yokluk ıçımde yaşamaya razı, şan-
sını edebıyatta aramaya kararlı, benım
yanıtımı ve onenlenmı beklıyor
Şu anda y aman bır sorumluluk duygu-
su ıçındeyım Yoklugu, yoksunluğu gö-
ze almasını, sonunda yuzde yüz başan-
ya ereceğını nasıl soyleyebılmm9
Karar
verecek olan kendısıdır Mektubundan
gözü pek bır genç olduğunu anladığım
Sayın A N 'nın başanlı olmasını dıle-
mekten başka ne soyleyebılınm''
•
Okurumuz Guzin Gükr dış hekımı, ta-
nınmış bır dış hekımının yanında çalışı-
yor, ama mesleğınden yakınıyor, dışçılı-
ğı sevmıyormuş "Romancı olmak istivo-
rum" dıye yazıyor, "ISe dersiniz?" dıyor
Ne dıyeyım' Herkesın yaşamı bır ro-
mandır, Sayın Güler'ın de boyle duşun-
duğunu anladım mektubundan lş bura-
ya geldı mı, herkes bır roman, ama sade-
ce bır roman yazabılır demektır Pekı,
sonra9
Sanıyorum, yazarlık kolay görûnüyor
ınsanımıza, elbette çok çekıcı de Duşu-
nun,unvepara bır arada gelecek Bune
mutluluktur1
Oysa yazarlık hevesı yuzunden yaşa-
mım mahvetmış nıce kışı vardir kım bı-
lır9
Kım bılır dıyorum, çunku onlar mut-
suzluJdan ıle de tanınmazlar Hem acıdır,
hem hazın1
•
Şermin Badbev, gazetemızm 72 yayın
yılı dolayısı>la yolladığı mektupta "Ye-
ni yıhnız kutlu olsun!" dıyor bana Gaze-
temızın vaşı ıle benım yaşımı kanştırdı-
ğı ıçın sayın okurumuza teşekkur etme-
lıyım
Sayın Batıbey, kutlamadan sonra bana
bırkaç soru da yoneltmış Ilk sorusu şu
Gazeteden memnun olup olmadığım
Yanıtım Ben Cumhunyet'ı ışyen gıbı
görmem, sankı evımdır orası Yazılanm
da bır dost soyleşısı Şunu da ekleyeyım,
yurdumuzun neresınde bır Cumhunyet
okuru ıle tanışsam, yûzunde bır aıleden
olmamın sıcaklığını bulurum Gazetemı-
zm kurduğu bır yakınlık geleneğıdır bu
Sayın Batıbey. arkadaşım Gani Gir-
gin'ın neden gazeteye yazmadığını da so-
ruyor
Ne dıyeyım, benı bulmuş ya, kendını
aynca zahmete sokmuyor Aynca Ganı,
> azmayı sevmez, konuşmayı uğraş edın-
mıştır Duşunürum de, bu dosrum yaz-
maya kalksa coşkusunu yıtınr gıbı gelır
bana
Ben yazıyorum ya, ona da yeter bana
da
ARADA BIR
YÂVUZ GOR
Emeklı Elçı
Ankara Uzüyor.
Bırkaç gun once Ankara'ya gıttım Trenle Bos-
tancı, Pendık Tuzla, Gebze Yol almış gıdıyoruz, An-
kara'ya Anılarla bıriıkte
Ankara'yı ılk kez 1934'te gormuştum Gençlık Par-
kı'nın olduğu yerde çocuklara bısıklet kıralıyorlardı
Kızılay'dakı ufak parkta Afyonkarahısar Madensuyu
ıçılıp, ıkıde bırgelıpgeçen kırmızı-beyaz ZİS otobus-
lenn gelıp geçışı seyredılryordu Kaldırımlar terte-
mızdı Hava tertemızdı Bakır gıbı yanan bozkır gu-
neşı, çalışan, guvenen ve ovunen bır ulkenın başken-
tı uzennde parlıyordu
• • •
Otelde, gazete getınyorlar odaya "Sevr"den bah-
sedılıyor Guneydoğu'dakı harekâtı yazıyor Orta
sahıfelerde, dolar kuru 42 bın bılmem kaç Çay ye-
rıne Nescafe, ekmek-peynır-zeytın yerıne Croıssant
vb Tunalı Hılmı Caddesı'nden Ataturk Bulvan'na çı-
kamıyoruz, on beş dakıka Önemlı bınsı geçecek,
Çankaya'ya doğru Trafik sıkış tıkış Beklıyoruz
önde yanar-soner lambalarıyla motosıkletlı polısler,
koruma araçlan, Mercedesler, BMW'ler Uzun bır
kortej Taksı şoforu soylenıyor "Her gun bu hıkâ-
ye. "dıyor
• • • >-' -'
Samanpazan'ndan aşağı bir ustiı açık Lincoln'de
Ataturk'le yan yana oturan Iran Şahı'nı anımsıyo-
rum Şoforun yanında bır polıs memuru oturuyor
Hepsı bu Halk alkışlıyor
• * •
Bır hukumet kentı, bır memur kentı, bır Ankaralıla-
nn kentı olan Ankara, bu kez bana başka turiu bakı-
yor Kızılay ve cıvannda, çoğunluğu 18-25 arası bır
gençlık topluluğu dolaşıyor Bunlann çoğu unıversı-
te oğrencılen Blucınlı, acelecı, guzel çocuklar Bır
fakulteyı bıtırecekler Ekmek parası kazanmaya sıva-
nacaklar Işlenguç Bellıkı bır hamburgeryemek ıçın
bıle ceplerındekı paralann hesabını yapıyorlar
Guzel mağazalar, butıkler açılmış Tenzılatlı satış-
lar başlamış Erkek gomleklerı 1 mılyon 300 bın lıra-
ya ındınlmış
1
Yenı yollar, yenı mahalleler, yenı yuzler 1995'ın
Ankarası, taksıtle oteberı alıp ev doşeyen KDV fiş-
lerını bırıktınp enflasyonla savaşmaya uğraşan yıkıl-
mış bır ortadırek aılesının goruntusunu venyor
• • •
Garlar, her zaman huzunlu yerlerdır
Bu kez de bıraz yağmur çıselıyordu
Tren çaldı duduğunu, frenler gıcırdadı
Hareket ettık
Ankara, yavaş yavaş gende kalıyor, ışıklar azalı-
yor
Bır mavı-beyaz vagon var bır yerde Işıklan yanmı-
yor
İLAN
BEYOĞLU 2. SULH HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
EsasNo 1994/676
Mahkememızın 25 4 1995 tanh ve 1994 676 esas.
1995 254 karar sayılı ılamıyla, Erzıncan Kemaltye
Armağankoyu,cılt036 01 sayfa23,kutük 10'dakayıtlı
Halıl ve Ayşe'den olma 15 2 1945 doğumlu Hüsnü
Üstündağ'ın kronık şızofren denılen ruhsal hastalığa
duçar olduğu anlaşıldıgından hacır altına alınarak ken-
dısıne oglu Hakan Ustundağ vası olarak tayın edılmıştır
îlan olunur 27 4 1995
Basın Tashıhı
Şiddet ve eğitim
Öğr. Gör. ELGİZ PAYMÎR AY
M Ü Ataturk Eğıtım Fak. Eğıtım Bılımlen Bolumü
# yıye olduğu kadar kötûye de eğılımlı bır
I
varlık olan ınsanı "olaoaİdar varbgı" olarak
tanımlar Kant lyıye ve kötüye aıt yetenek-
lenn çekırdeğının bulunduğu tek canlı olan
ınsana duşen gorev de ıyıvı surdurmek, ko-
tuyu dızgınlemektır Insandakı ıyıye aıt çe-
kırdeklenn gelıştınlmesını sağlayan da eğıhmdır
Onun deyışıyle "Dûnvada iyi olan her şev, iyı bir
eğitimin ürünüdür" ve "Insan, ancak eğıtun saye-
sinde insan olur." tnsana bakış açımızla, "insan ne-
dir"sorusuna venlecek yanıtla eğıtım arasında
(tum başka ınsan başanlannda olduğu gıbı) kuş-
kusuz doğrudan bır bağlantı bulunmaktadır kanım-
ca Doğal olarak her toplum, kendı ınsan modelı-
ne uvgun kışileryetıştırecektır eğıtım aracılığıyla
1993 yılından bu yana orta (dahası ılk) öğretım
kurumlannda başgosteren canakıvım olaylan pek
çok avdın ve eğıtımcı gıbı benı de kaygılandırmak-
ta gençlenn bın bınlenne yonelttıİden saldırgan
davranışlann temelınde hangı etkenlenn bulundu-
ğu acıyla duşundurmektedır
Bu etkenlenn ılkı, lıselerdekı eğıtımın (ve genel
olarak eğıtımın) yetersızlığı gıbı gorunmektedır
Eğıtım yetkılılennın yapmış olduklan toplantılar-
da "kredı sistemı"nı sorumlu tutmalanna karşın,
gencın "düşünsel geKşün'*ını sağlayacak olan fel-
sefe derslennın seçmelı duruma duşurüldüğü,
"du> gusal geuşim"ıne katkıda bulunacak olan mu-
zık, resım gıbı sanat derslennın onemseıunedığı,
"bedenselgelişını''ını sağlayacak olan sportıfetkın-
lıklere gerektığınce yer venlmedıgı bır eğıtım or-
tamında gençlen gereğınce eğıtmekten söz edebı-
lır mıyız
9
Gençlenn boş zamanlannı değerlendı-
rebılmelen ıçın okullarda yeterlı kıtaplık, müzık
odası. resım atölyesı ya da voleybol veya basket-
bol alanlannın varhğını one surebıhr mıyız
9
Çıkar
ve paranın tek değer olarak görulduğü, uğruna
dostluk, sevgı gıbı değerlenn çığnenıp geçıldığı,
kolay yoldan köşeyı donmenın "erdem" sayıldığı
bır ortamda gençlerde ınsana ozgu yuce değerle-
nn oluşabıleceğını duşunebılır mıyız
9
Oysa bır
enerjı evrenı olan ergenın gerek bu enerjısını olum-
lu bır bıçımde vönlendırmesı gerekse kalıtımla ge-
tırdığı gızıl güçlennı son sınınna dek geiıştırebıl-
mesı uygun bır eğıtım ortamı oluşturmakla ola-
naklıdır Çağımız eğıtımını ve eğıtımcılennı denn-
den etkıleyen düşunur ve eğıtımcı John Dovey'e
gore okulun uç ışlevı, basıtleştınlmış bır çevre sağ-
lamak, özel olarakdüzenlenmişvaşantı ortamı sağ-
lamakve sosyal çevredekı çeşıtlı oğelen dengele-
mektır
Bu etkenlerden ıkıncısı gençlenn ıçınde yetıştık-
len yakın çe\Tesel ortamın olumsuz sosyo-ekono-
mık koşullan gıbı gorunmektedır Işsızlık vb ne-
denlerle ozkıyım olaylannın ıvme kazandığı top-
lumumuzda toplumun en kuçuk bınmı olan
u
aile"
kurumunun da bu olumsuz koşullardan etkılenme-
sıne olası değıldır Saldırganlık davranışı sergıle-
yen gençlerden bınnın babasının eroın kullanmak
ve bulundurmaktan hapıste dığennın ise \lman-
>a'da ışçı olarak çalıştığı ıçın amcasının yanında
kaldığı anılan gençlenn aıle ılışkılen yonunden ıl-
gı çekıcıdır
Devlet, gerektığınde şıddetın egemen olduğu
olumsuz koşullarda yaşamak zorunda kalan çocuk
ve gençler ıçın kurumlar oluşturarak onlann uygun
koşullaraltındayaşamasınıveeğıtılmesımguveıı-
ce altına almahdır Bu kurumlar oluşturulana dek,
okullardakı danışmanlık kurumlan etkın bır bı-
çımde ışlerlığe geçınlmelı, davranış bozukluğu
gosteren gençlere (cezalandırmak yenne) yardım-
cı olunmalıdır
Medyanın gençler uzenndela olumsuz etkısı go-
zardı edılmemesı gereken bır başka olgudur özel-
lıkle görsel medyada yer alan şıddete yönelık gos-
tenmler, salt para kazanma amacına yönelık, top-
lumun ruh saglığını bozucu nıtelıktekı TV prog-
ramlan gençlen olumsuz etkılemekte, gençlenn
ıçmdekı "kahraman" gıderekgöstenmdekı şıdde-
tı sımgeleyen kahramanJa ozdeşleşerek gencı, ken-
dını kanıtlamaya yoneltmektedır
Bır toplumsal olguyu etkıleyen etkenlenn ırde-
lenmesı amacına yönelık olan bu vazının onenler
kısmına gelınce
Gelecek kuşaklann eğıtımını ustlenecek olan
oğretmen adaylannın "en jyfler" arasından seçıl-
mesıne ozen gostenlmelı (oysa gunümuzde en dü-
şuk puan alan oğrencıler oğretmen yetıştıren fakul-
telerebaşvurmaktadırlar) bu anlamda "öğretmen-
Bk" mesleğının toplumdakı statusü ozendıncı bı-
çıme donuşturulmelıdır Yaşam savaşımı veren,
derslıklenn 80-100 çevresınde oğrencılerden oluş-
tuğu bır ortamda "kahraman ofretmen'"ın oğren-
cılennı tanıması ve onlarla ılgılenmesı olanakîı de-
ğıldır Bu anlamda devletın temel görevlennden bı-
n olan "eghun" gorev ını venne getırerek yenı okul-
lar açması ve öğretmenın sosvo-ekonomık koşul-
lannı değıştınnesı kaçınılmazdır
Ilkoğretımden bu vana uvguianacak yetenek
testlenyle oğrencıler yeteneklen doğrultusunda
eğıtılmelı bu anlamda, sanat, teknık ve meslekı
eğıtım alanlannda lıse dengı okullar açılarak bır
yandan akademık çalışmaya yonelecek öğrencıle-
nn (okullardakı yığışım onlenerek) daha ıyı eğıtıl-
melen sağlanmalı, dığer >andan gençler, yetenek-
len doğrultusunda eğıtılebıleceklen kurumlara ka-
vuşturulmalıdır
Gelışmış ulkeler, eğıtılmış ınsan gücü ıle top-
lumsal gelışme arasındakı bağıntıyı gorebılmekte-
dırler Bu anlamda sosyal ve ekonomik reformlar
ıvedılıkle yaşama geçınlmelı, nufus planlaması et-
kın bır bıçımde uvgulanarak "nhelikli ve eğhfl-
miş"ınsan gücu oluşturulması yoluna gıdılmelıdır
Yazımı, eğıtımın temel amacının bır sosyal re-
form programını gerçekleştırmek olduğunu one
suren, çağımızın onde gelen eğıtım felsefesı akım-
lanndan Veniden Düzeniemeciiik (Rokonstrüksi-
yonizm)ın goruşlenyle bıtınyorum
"Eğhim, açık secik bir sos>-al hareket programı
geüştirmede başta gelen araç olmaJıdır. tnsanlann
kafalannda oluşacak bır devnm. \ alnızca politika-
cılar taranndan \a da zorla vapılacak bır değışik-
lıkten daha etkıhdır Eğer toplumu veniden duzen-
lemek ısûvorsak onun uyeierinı veniden eğıtmek
zonındavTZ."
Geleceğın ıyı eğıtılmış mutlu ınsanına
TARTIŞMA
Yasalar mı kafalar mı değişmeli?
Ş
ımdılerde ulkemızm
guncel konusu.
demokratıkleşmedır
Parlamento, yazılı
\egorsel basın
sendıkalar sıvıl toplum
orgutlen sureklı bu konuyu
tartışıyor Forumlar, paneller,
sempozyumlar
duzenleyerek,
demokratıkleşmenın ozunü
ve boyutlannı enıne boyuna
ırdelıyorlar
Demokrası konusundakı
oluşumlan uç obekte
toplayabılınz Gerçekten
ınandıklan ıçın bunu gereklı
ve vazgeçılmez gorenler
Batı zorladığı ıçın ıster gıbı
gorünenler ve mevcut
özgurlüklen bıle fazla
gorenler
Ulusumuzun buyük bır
kesımının
demokratıkleşmeye olan
ınancı sevındıncı, sevındıncı
olduğu kadar da
umutlandıncıdır
Bugün anayasadan v e
yasalardan yakınanlar,
geçmışte dunyanın en cağdaş
ve katılımcı anayasası olan
1961 Anayasası'nı
eleştınyor ve bu anayasanın
Tûrk toplumunun bedenıne
genış geldığını
savunuyorlardı
Nıtekım 1961 Anayasası bu
tepkıler sonucu 12 Mart ara
rejımıyle budanarak kuşa
çevnldı 1961 Anayasasfnın
özu gıttı sozu kaldı O gun
ıçın toplumun gencı ve
tutucu guçlen ıstedıklen
anayasaya kavuşarak
amaçlanna ulaşmış oldular
O gun, 12 Mart ara rejımmrn
budadığı 1961 Anayasası'nı
yeğleyenler, ıçenk olarak
aynı olan 12 Eylül
Anavasası'na karşı bayrak
açtılar Bır kısım
polıtıkacılar, seçım
meydanlannda, "Anavasayı
değıştireceğiz'' dıye halka
soz venp o şekılde oy aldılar
Aslında bu bır aldatmacaydı
Çünku duşledıklen ve
ıstedıklen anayasayı, 12
Eylul asken rejımı onlara
armağan ehnıştı
Bu çelışkıler ıçmdekı,
dünden bugune kalan
polıtıkacılann bu ana>asayı
değıştıreceğını, gerçek
demokratıkleşmeyı
sağlayacağını duşunmek ne
denlı ınandıncı olur
bılınmez
Yasalar ne kadar çağdaş
olursa olsun yasalan
uygulayan yargıdakı ve
yurutmedekı kafaîar
değışmedıkçe, toplum,
yasalan ozumseyıp ıçıne
sındırmedıkçe en ılen
yasalar bıle rafta kalmaya
mahkûmdur
Ceza Muhakemelen Usulu
Yasası değıştı Sozde
karakollar saydamlaşacak,
bıreyler fışlenmeyecek,
güvenhk soruşturması
yapılmayacak, herkese
savunma hakkı tanınacaktı
Ne oldu9
Bu yasadan sonra
sokakta mılletvekılı
dovuldu, hak aramak ıçın
demokratık eylem yapan
memur, ışçı, emeklı, ıtıldı
kakıldı, tartaklandı
Dunyanın en gelışmış
demokrasısıne sahıp
Ingıltere'de yazılı anayasa
yoktur Önemlı olan yasalan
çıkanp kâğıt uzenne yazmak
değıl, kafalann ıçıne
yerleştırmektır Çağdaşlığı
ve demokrasıyı bır yaşam
bıçımı olarak kabul etmektır
Bır ulkede yasalar bıreylere
eşıt olarak uygulanmıyor
akceye dayalı guçluler
korunuyor, guçsüzler
ezıhyorsa, testı>ı dolduran
da kıran da aynı kefeye
konuluyorsa yasanm çağdaş
olmasının ne anlamı kalır?
Bugun okullar, ünıversıteler
Turk-lslam sentezı
kıskacında, bılımden ve
çağdaşlıktan uzak şenat \e
tankat yuvalan halıne
gelmışse, Dıyanet tşlen
Başkanlığı'na bağlı camı ve
Kuran kurslannın bır
kısmında Ataturk
yargılanı>or ve laıklık
katledılıyorsa. buna hangı
yasa ızın venyor9
Ustelık
\taturk'u Koruma Yasası
olmasına karşın
Ülkemızde yasalardan once
kafaiar değışmedıkçe. eğıtım
çağdaşlaştınlıp toplumun
bıreylen sevgı ve
hoşgoruvü oğrenmedıkçe,
toplum çıkarlan kışısel
çıkarlann önüne
geçmedıkçe, yasalann yazılı
olarak değışmesının ne
anlamı kalır9
YdmazAkçay
Emeklı Oğretmen
PENCERE
Eşek OyküleN...
Cumhunyet bır okuldur
Medyada nereye baksan, bu ocaktan yetışmış
olanlara rastlarsın, çoğu lyıdır, hoştur, dosttur, ıçle-
nnden tıynetsız olanlar da çıktı, yeteneksızlere dıye-
ceğım yok1
Edebıyat fakultesınde okuyan herkes ıyı
yazar, guzel sanatlardan dıploma alan 'dâhı ressam'
olacak değıl ya1
Kımı de Cumhunyet'e karşı hınçla
dolu, aşağılık duygusuyla yuklu, hasta ruhlu1
Geçen-
lerde bunlardan bırının yazısını gosterdıler, ne dıye-
yım
- Eşek herrfi.
Sonra eşeğe haksızlık ettığımı duşundum
Eşeğı kuçulten ve aşağılayan bır dızı deyımı ağız
alışkanlığıyla kullanırız, ama, eşek başı, eşek şakası,
eşek cennetı, eşek kuyruğu, eşek ınadı, eşek sıpası,
eşek derısı gıbı deyışler, eşeğın eşeklığını değıl, ın-
sanın eşeklığını vurgulamak ve anlatmak ıçın uydu-
rulmuştur
•
Nasrettin Hoca, unlu eşeğının yulannı elıne almış,
kendısı onde, hayvan arkada, yolda dalgın yururfer-
mış
Hırsızlar bakmışlar kı Hoca aşın dalgın, 'şuna bır
oyun edelım' demışler
Eşeğın başından yulan sırtından palanı almışlar, bı-
nsı hayvanı alıp goturmuş, otekı başına yulan takmış,
sırtına palanı almış, eşeğın yenne geçmış, Hoca'nın
ardından yururmuş
Hoca bır ara donup bakmış
- Eşeğım sana ne oldu? dıye sormuş, görüyorum
kı sen artık adam olmuşsun'
- Ah, demış adam, ben çocukluğumda çokyara-
mazdım, babam 'ınşallah eşek olursun' dıye beddua
etmıştı, eşek olmuştum, anlaşılan çılem dolmuş kıyı-
ne ınsan oldum
Hoca
- Hımmm1
Sen aslına donuşmuşsun, ben de gel
senı azad edeyım, ama bır daha eşeklık etmei de-
mış
Nasrettin Hoca, henfi bırakır, yenı bır eşek almak
ıçın doğru pazara gıder kı ne gorsun* Sadık eşeğı
tellalın elınde satılığa çıkanlmış Hemen eşeğının ya-
nına sokulup kulağına fısıldamış
- Ulan, sen adam olamayacak mısın? Yine ne halt
ettın de eşeğe donuştun?
•
Evvel zamanda Bağdat'ta bır herıf-ı naşenf şehnn
guzel kadınlannı toplayıp ev açmış hovardalar her ak-
şam kapıya dayanıp gece geç vakte kadar eğlenır-
lermış Eşraf bu rezalete dayanamamış, evı basıp he-
rıfi dovup sokağa atmışlar ama henf şehre yanm sa-
at uzaklıkta bır ev txjlup ışını surdurmeye koyulmuş,
Bağdat'ın zamparaları kıralık eşeklere bınıp yanm sa-
at otedekı eve gıder olmuşlar
Rezalet yıne ayyuka çıkınca şıkâyetler çoğalmış,
Bağdat kadısı, henf-ı naşenfi çağınp sorguya çekmış:
- Sen ev ışletıp sanatını surduruyor muşsun^ı.
- Yalan soylüyoriar'
Şıkâyetçılerden bın
- Kadı Efendı, demış, Şehnn yakınında bır ev tut-
tu, muştenler kıralık eşeklerle o eve gıdıyorlar
Kadı
- Nasıl ıspat edersın?
Şıkâyetçı
- Çok kolay kıra eşeklennı salıvenn, doğru bu he-
nfın evıne gıdeher t
Henf kadıya demış kı
- Sakın yapma
1
- Neden''
- Sonra derier kı Bağdat kadısı ınsanlann değıl,
eşeklenn tanıklıklanyla karar venyor
PENDİK 2. ASLfYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN BÎLDİRİLMİŞTİR
EsasNo 1991 478'KararNo 1992 521
Davacı ArsaOfısıGen Mud Vekılı Av KurdetŞen-
türk Davalı Sebaıttın Öztürk. Kuştepe, Çığdem Sok, No
34/1 Şışlı-tstanbul Dava Tescıl Tem sur 15 gun
Davacı tarafından davalı aleyhıne ıkame olunan tescıl
davasında dava dılekçesı ılanen teblığ edılmış olup, mah-
keme karannda ılanen teblığ edılmesıne karar venlış ol-
makla
1 - Davanın kabulü ıle Pendık, Şeyhlı 2 pafta, 316 par-
sel sayılı taşınmazda hıssedar bulunan davalı Sebaıttın
Özturk'e aıt 220 29952 payın Arsa Ofısı Genel Müdür-
lüğü adına tapuya kayıt ve tescılme, karar venlmıştır llan
olunur
lşbu ılanın yayınlandığı tanhten ıtıbaren 15 gûn sonra
yayınlanmış sayılacaktır 25 11 1994 Basın 20738
DİNAR ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ
1993 301 1994 64
Davacı Hacer Gurdal tarafından davalı Yusuf Gurdal
aleyhıne açılan boşanma davasının yapılan yargılaması so-
nunda mahkememızın 23 2 1994 gun ve 1993/301 esas,
994 64 sayılı karan ıle Dinar ılçesı Cumhunyet Köyu ku-
tuk sıra no 16'da nüfiısa kayıtlı Şakır kızı 1950 doğumlu
Hacer Gurdal ıle Seydı Ahmet oğlu 1950 doğumlu Yusuf
Gurdal'ın MK'nın 134 maddesı uyannca boşanmalanna
ve dava tanhı olan 17 9 1993 tarıhınden ıtıbaren aylık
300 000 - TL tedbır nafakasının davalıdan alınarak dava-
cıya ventoıesıne takdır edılen bu tedbır nafakasının ışbu
karann kesınleşmesınden sonra >oksulluk nafakası olarak
devamına karar venlmış olup davalı Yusuf Gürdal tum ara-
malara rağmen bulunamadığından ışbu ılan davalı Yusuf
Gürdal'a karar teblığı yenne kaım olmak üzere ılan olunur
6 4 1995 Basın 18229
ŞIK ŞIK ARÇELİK...
Sizi, 1600 Arçelik Yetkili Satıcısı'nda, Şık Şık Arçelik'ler bekliyor!
İlk şık, değiştirme. İkinci şık, hemen teslim. Üçüncü şık, ön ödemeli, sabit fiyat garantili.
Dördüncü şık, peşin fiyatına taksitle. Hangi şık sizin hayatınızı kolaylaştıracak?
Size en yakın kampanya merkezine, yani Arçelik Yetkili Satıcısı'na gelin, kendinize uygun şıkkı seçin!
Çamajtr makinesi
Termosifon