Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MAY1S 1995 PERŞEMBE
HABERLER
Gökçek'ten
Leman'a dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet Savcılığı'nca,
RP'li Belediye Başkanı
Melih Gökçek'in kişilık
haklanna hakaret edildiği
gerekçesiyle Leman
dergisine dava açıldı.
Derginin karikatüristi ve
yazan Alp Taner Ulukıhç
ile derginin soramlu
müdürü Vedat
Özdemiroğlu hakkında, 2
yıl 6'şar aya kadar hapis
cezalan talep edildi.
5 bln imzalı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Doğal Hayatı
Koruma Demeği
(DHKD), Milli Parklar
Genel Müdûrü Nevzat
Ceylan'ın görevine iadesi
için Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'den
yardım istedi. DHKD
, Genel Müdûrü Nergis
Yazgan, Cumhurbaşkanı
Demirere biryazı
göndererek Nevzat
Ceylan'ın görevden
alınmasının. 'Türkiye
doğa korumacılığı
açısından son derece
üzücü ve olumsuz bir
gelişme' olduğunu
bildirdi. Ceylan'ın, milli
parklan koruma
çalışmalanna büyük
katkısı olduğunu belirten
Yazgan, Ceylan'ın siyasi
baskı sonucu görevden
alındığını öne sürdü.
Sultansazlığı Tabiatı
Koruma Vakfı ile Kayseri
Hayvanlan Koruma
Demeği tarafından Orman
Bakanı Hasan Ekinci'ye
gönderilen 5 bin imzalı
dilekçede de Ceylan'ın
göreve iadesi talep edildi.
Menteşe'den
açfdama
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - îçişlerî Bakanı
Nahit Menteşe, Başbakan
Tansu Çiller'in talimatına
karşın Hakkâri'ye
gitmediği yönünde
haberler yayımlanması
üzerine dün yaptığı yazılı
açıklamada. geziyi
Başbakan'ın isteği üzerine
eıieledigini belirterek,
"Başbakan, Ankara'da
kalmamı uygun gördü"
dedi. Başbakan Çiller'in
isteği doğrultusunda
önceden açıklanmasına
karşın Güneydoğu'ya
gitmedikleri ya da
günübirlik ziyaretle
yetindikleri savlanan
devlet bakanlan Nafız
Kurt, Baki Ataç, Şükrü
Erdem, Maliye Bakanı
Ismet Attila, Milli Eğitim
Bakanı Nevzat Ayaz ile
Tanm ve Köyişleri Bakanı
Refaiddin Şahin herhangi
bireçıklama yapmadılar.
liyatrocu Dflllgl
ağır yaralı
• İstanbul Haber Servisi -
Tiyatro ve sinema
sanatçısı Belkıs Dilligil,
giçirdiği trafik kazasında
ağır yaralandı. Dün öğle
saatlennde Boğaz
Köprüsü'nde meydana
gelen olayda, 34 JS 686
plakalı otomobili kullanan
sanatçının kızı Çiçek
Dilligil, lsmail Hakkı
Bektaş'ın kullandığı 34 R
0394 palakalı araç ve
Mustafa Doğan'ın
kullandığı 34 Z 1688
plakalı araca çarptı. Kaza
sonucu araçta bulunan
Belkıs Dilligil(67) ağır
şekilde yaralanırken,
Nalan Yurtay'ın(28) da
bacağı kınldı.
Ağca içhı şartb
tahliye istemi
• ROMA (AA) - Papa 2.
Jan Paul'u vurmaktan
ömür boyu hapis cezasına
mahkûm olan Mehmet Ali
Ağca'nın, cezasının kısmi
olarak tehir edilmesini
isteyeceği bildırildi.
Ağca'nın avukatı Marina
Magistrelli, Reuters'e
yaptığı açıklamada, bu
yılın sonlarına doğru,
muhtemelen eylül ayında,
Ağca'nın cezasııun 30 yıla
indirilmesi için, Italyan
yetkililerine resmi ve 'iyi
hazırlanmış' bir başvuru
yapacağııu söyledi.
Magistrelli, eğer bu
başvuru Devlet Başkanı
Oscar Luigi Scalfaro
tarafından kabul edilirse,
Ağca'nın, gelecek yılın
başına kadar, Italyan
mahkûmlar için uygulanan
gündüzleri şartlı tahliye
çerçevesinde, kısmi
serbest bırakılma
hakkından
yararlanablleceğini
belirtri. Yasalara göre,
Ağca'nın 1986;daaldığı
ömür bovu hapis
mahkûmiyeti, 2004 yılına
kadar şartlı tahliyesine izin
vermiyor.
Üniversitede mektup gerginliği
İstanbul Emniyet Müdûrü Necdet Menzir'in velilere gönderdiği 'Öğrenciniz
yasadışı örgütle ilişki nedeniyle yakalandı' mektuplan aileleri tedirgin ediyor
HULYATOPCU
Istanbul'daki üniversıtelerde ülkücü-Is-
lamcı gruplann başlattıklan saldınlardan
sonra sol görüşlü öğrencilenn fişlenmesi,
gizlice fotoğraflannın çekilmesi ve istan-
bul Emniyet Müdürü Necdet Menzir'in
ailelere gönderdiği mektupla 'işbirliği'
çağnsı yapmasıyla başlayan gelişmeler
sürüyor. Menzir bu kez, çok sayıda öğ-
renciyle birlikte, 1.0. önünde ülkücülerin
saldınsına uğrayıp, kavga ettikleri için
mahkemeye çıkartılarak 'davacı olnp (A-
madıklan' sorulan ve daha sonra salıveri-
len öğrencilenn ailelerine mektup gönde-
rerek "Oğrenciniz yasadışı örgütle ilişki
nedeniyle yakalandı. Tutuksuz yargılan-
mak üzere serbest bırakıldı" dedi. Veliler
ve öğrenciler Menzır'e, "Yarguun görevi-
nj üstlenmesin. Önce okullara saldıran ül-
kücüleri yakalasın" diye tepki gösterdiler.
Üniversıtelerde son yıllarda meydana
gelen ülkücü-radikal dinci saldırılar,
'farklı' önlemleri gündeme getirdi. Içişle-
ri Bakanı Nahit Mentese'nin üniversite
rektörleri ve güvenlik güçlerinin üst dü-
zey sorumlulan ile yaptığı toplantıdan
'özel güvenlik birimi' önerisinin çıkması-
nın ardından fstanbul Emniyeti'nin baş-
lattığı 'mektupla iletişim'olayı sürüyor.
istanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir
ilk olarak üniversite rektörlerine 'gizli'
kayıtlı yazı göndererek öğrenciler hak-
kında güvenlik güçlerinin bilgilendinl-
mesini istemişti. Menzir daha sonra üni-
versitelerin farklı bölümlerinde okuyan
öğrencilerin ailelerine mektup göndere-
rek "Çocuklannızın yasadışı örgütler ile
ilişki kurduğu saptanmıştır" dedi
istanbul Emniyet Müdürü Necdet Men-
zir bu kez de Kurban Bayramı öncesi, ai-
lelere 'Çocuklarının örgütsel eylemlere
katıldığmın tespit edildiği, yakalanarak
sevk edildiği adli makamlarca tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakıkJığV şek-
linde açıklamaların yapıldığı yeni bir
mektup gönderdi. Menzir'in imzasını taşı-
yan bu mektuplarda şu görüşler yer aldı:
"Veüsi bulunduğunuz ... Lniversitesi...
fakültesi _. sınıf öğrencisL. ile yasadışı ör-
gütler ilişkiye geçmiş olup, öğrencinizin
örgütsel eylemlere kabkuğı tespit edilmesi
üzerine yakalanarak sevk edildiği adli
makamlarca tutuksuz vargılanmak üzere
serbest bırakılmıştır. Ögrencinizle ilgilen-
menizi ve arzu cttiğiniz takdirde bizimle
aşağıdaki irtibat telefonu ve adresinden
ilişkiye geçmenizi rica ederiz."
Adının açıklanmasını istemeyen tstan-
bul Oniversitesi'nde okuyan bir öğrenci,
mektuplann gönderilmesine tepki göstere-
rek "Potansiyel suçlu ilan edilhoruz. Aileie-
rimizk Uişkiİeriınizi bozuyoriar" dedi. Ay-
nı ögrenci, olayın mektupta yazdığı gibi
olmadığını da belirterek şunlan söyledi:
"Faşistler okuldaki bir arkadaşımızı
dövmüşlerdi. Biz okulun önüne çıktığı-
mızda toplu halde saldırdılar. O sırada
polis de geldi. Polis. faşistlerin saldınsına
seyirci kaldı. O sırada polislerden biri beni
yakaladı. Hepimizi Bevazıt Karakolu'na
götürdüler. Bir gün ora'da kaldıktan sonra
Eminönü Emniyeti'ne getirildik. İfadele-
rimiz alındıktan sonra Sultanahmet Adli-
yesi'ne götürüldük. Burada savcı karşısı-
na çıkanldık. Savcı 'şikayetçi olup olma-
dığımızı" sordu. Olmadığımızı söyleyince
serbest bırakıkük."
Bu olaydan kısa bir süre sonra öğrenci-
lenn evlerine Necdet Menzir imzalı mek-
tuplar gönderildi. Mektuplarda öğrencile-
rin yasadışı örgüt üyesi olduğu ve bu ne-
denle yakalanarak tutuksuz yargılandık-
lan bildirildi.
Tunceli
Köyleri
bir merkezde
toplama
hazırlığı
• Baymdırlık ve Iskân Bakanı
Erman Şahin, bayramdan sonra Irak
sınınndaki bazı stratejik yollann da
asfaltlanacağını söyledi.
TÜREY KÖSE
ANKARA - Baymdırlık ve Iskân
Bakanı Erman Şahin, bayramdan
sonra Irak sınınndaki bazı stratejik
yollann asfaltlanacağını açıkladı.
Şahin, Doğu ve Güneydoğu'da en
önemli sorunun göç olayı olduğuna da
dikkat çekerek, 'büyük şehirter
etrannda toplulaşünlmış, kırsal
çözümlemeteri de içinde taşryan bir
yerieşim modeB' hazırlanması için
çalışma başlatacaklannı söyledi.
Bayram öncesinde Bitlis ve Van'da
incelemeler yapan Baymdırlık ve tskân
Bakanı Erman Şahin, Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtladı. Şahin, K. Irak'taki
köylerin onanmı için herhangi bir
hazırhğm olup olmadığı sorusuna şu
yanıtı verdi: "Hayır. Onun ilgflilerie
görüşmesi yapümau, de\ letlerarası
hukukla ilgili bir konu. Sadece oraya
bir heyet yolladık. Bayramdan sonra
bir toplanh yapüacak. Daha önceden de
hazuitgı yapılan sınır boyundaki bazı
önemli stratejik yollann asfaltJanması
yapılacak. Bayramdan sonra ilgililerle
bu konuda bir toplantı yapılacak."
Şahin, bölgeye yaptığı son ziyaretten
izlenimlerinı. "En huzursuz görünen
yerler bfle törpülenmiş, çok
yumuşamış. Bunu desteklemek gerddr.
Bu insaniara somut bir şeyler
vermemiz, bir şeyler yapmamız
gerekiyor" diye özetledi. Şahin,
yakılan köyler ve göç sorununun
çözüm yollan konusunda da şunlan
söyledi:
Yeni yerieşim modeli
"Valflikler kendi başlanna bazı şeyler
yapıyor, bölge vaiiliği inisivatif
kuUamyor. Bakanlık olarak biz de
bölgeye dönük bir çalışma sapacağız.
Bu çahşmanın merkezini, köylerden
göçün olduğu yerlerde, büyük kenrJer
etrafinda. toplulaşürma oluşturacak.
Toplulaştırma esasına göre yeni
yerieşim modeüeri oluşturmak
zorundayız. Genel başkanımızın da
böyle bir proje için direktifi var. Bu
çalışma süratle yapılacak. Bölgenin en
önemli sorunu göç ve yerieşim
olduğuna göre, bunu karşdayıcı bir
yerteşim modeli üzerinde çahşma
başlatmak zorunlu. Sadece konut
sorununu çözmek vetmiyor tabii,
istihdam yaratmak da önemli.
Köylünün. göçmenin de katkıda
bulunacağı bir çözüm üretmek
gerekiyor. Toplu Konut Idaresi de bu işe
bir parça monte edilecek."
Doğu ve Güneydoğu'daki insanlann
politikacılara gü\en duymadığına
dikkat çeken Şahin, "Vatandaşlar,
'Herkes geliyor, söz veriyor' diyor.
Somut bir şeyler yapmak gerek. Ben
vaatte bulunmadığımı. söz verdiğim işi
yapacağımı söyledim. Bitlis'te faciaya
yol açan derenin üzeri feci bir şekilde
örtülmüş. Şimdi bu somut bir sorun ve
çözümü de belli. Bizinı görevimiz, bu
tür sorunlan çözmek" dedi.
fkrklf î e î CMaylar üzerine THK'nin kurban kesim, saüş ve deri toplama merkezi önunde toplanan çok sayıda
t ? | i i v i s l vatandaş, Ka>Tnakam Şentürk'ün uygulamalannı protesto etti. Islamcı vakıf ve derneklerin kur-
duğu kesim yerlerinde bir kurbanlığın 500 bin liraya kesildiğini belirten vatandaşlar, "THK para almadan kesiyor. Kurban de-
rilerimizde Âtatürk'ün kurduğu THK'ye gidiyor.Neden karşı çıkıjorlar?'* dcdiler. (Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA)
Eyüp Kaymakamı, THK'nin kurban derisi toplama yerini kaldırmak istedi
Kaymakamdan THK'yeengelleme
Haber Merkezi - Türk Hava Kurumu
(THK) Istanbul-Eyüp Şubesi'nin beledi-
yeden izin alarak açtığı kurban kesim, sa-
tış ve deri toplama yeri, kaymakamlık ta-
rafından kaldınlmak ıstendi. Şube Başka-
m Uygun Somer. kaymakamlığın bu gıri-
şitnine engel olmaİc istediği için Eyüp
Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulandı.
THK yetkilileri, Kaymakam Necati Şen-
tûrk'ün, "THK'nin şeriatçı vakıfların
kurban derisi toplamasına engel olduğu
için kendilerine müdahale ertiğini'' iddıa
ettiler. Yetkisi olmamasına karşın kurban
derisi toplayan tzmir Büyükşehir Beledi-
yesi ise kendisine bağlı et entegre tesisine
THK araçlannı sokturmadı. THK Izmir
Şubesı Başkanı Hami Gürtunca, Büyük-
şehir Belediye Başkanı Burhan Ozfatura-
hakkında bayram sonrası savcılığa suç
duyurusunda bulunacağını söyledi. lz-
mir'de dinci vakıf ve kuruluşlann kurban
derisi toplamada öncekı yıllara göre daha
başansız olduklan gözlendi.
THK'nin Eyüp Adliyesi'nin yanındakı
eski kaymakamlık binasının bulunduğu
bahçede, Belediye Başkanı Ahmet
Genç'ten izin alarak açtığı kurban kesim.
satış ve deri toplama yeri, Kaymakam
Necati Şentürk'ün emriyle önceki akşam
kaldınlmak istendi. THK'nin bazı pan-
kartlan emniyet güçlerince sökülürken,
THK Eyüp Şubesi üyelerinin karşı koy-
ması üzerine yıkım engellendi.
THK Eyüp Şube Başkanı Uygun So-
mer, kaymakamlığın, belediyeden izin
alarak açtıklan kurban kesim yerini kal-
dırmak için, "Hemen yanında Atatürk
büstü var. Kesim yeri, büst ve çevresini
kirletiyor" şeklinde yaptığı açıklamanın
gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek şun-
lan söyledi:
"Kesim yerinin Atatürk büstüne yakın-
hğı, Ka> makanı Necati Şentürk'ün belirt-
tiği gibi 15 metre değüdir. Aradaki mesafe
kırk metreye yakındır. Dikkatinizi bir
Eyüp Kaymakamı Necati Şentürk.
rfoktaya çekmek isterim. Atatürk büstüne
bu kadar saygı duyan Kaymakam Şen-
türk, neden büstün önündeki direğe Türk
BayTağı dikmemiştir. Hemen yanında bu-
lunan adliye binasının önünde bayrak çe-
kilmişken, Eyüp'ün ortasında Atatürk
büstünün önündeki direğe yetkililerce
bayrak asümamıştır.**
THK Eyüp Şubesi üyelerinden Sadul-
lah Faydalı ise istanbul Haber Servisimiz-
den Aykut Küçükkaya'ya kurban kesim,
satış ve deri toplama yerinin dinci vakıf-
lann gelirini engellediği için kaldınlmak
istendiğini öne sürdü. Faydalı, şunlan
söyledi:
"Bizim açügımız kurban kesim yerinin
yakınında Marmara Eğitim ve Kültür
Vakfı'na ait kurban kesim yeri \ar. Biz
kestiğuniz kurbanın etini 115 bin ile 130
binden satıyoruz. Onlar ise 150 bin lira-
dan satıyorlar. Tabii aradaki fark vatan-
daşı bize çekiyor. Bununla birlikte kurban
derilerinin bize gelmesi ise bazı çevreleri
rahatsız ermekte."
Faydalı, kaymakamlığın kurban kesim
yenni kaldırmak için ilen sürdüğü gerek-
çenin taraflı ve yanlış olduğunu vıargula-
yarak "Atatürk büstüne çok yakınmış. O
büst bir ay önce dökülüvordu. Nisan ayı
başlannda CHP ilçe örgütü hem boyadı,
hem çevresini temizledi. Eyüp'ün ortasuı-
daki büst Şentürk'ün akhna kurban kesi-
mi başlayınca mı geldi?" dedi.
Halk sahip çıktı
THK'nin açtığı kurban kesim, satış ve
deri toplama yennin gece yıkılmak isten-
mesi üzerine sabah erken saatlerde olayı
duyan %-atandaşlar ve THK yetkilileri olay
yerinde toplandılar. Bu arada gece yıkımı
gerçekleştiremeyen güvenlik görevlileri,
kaymakamhktan aldıklan talimatla tekrar
THK'nin kurban kesim bölgesine geldiler.
THK yetkilileriyle bir süre tartışan ve kur-
ban kesim yerini yıkmak isteyen güvenlik
güçlerinden, soyadını belirleyemediğimız
Kadir adli polis memuru, fotoğraf çeken
arkadaşımız Aykut Küçükkaya'yı "Bir
daha Eyüp Sultan'a ayak basamayacak-
sın" diye tehdit etti. Bunun üzerine, kur-
ban kesim kuyruğundaki yurttaşlar büyük
tepki gösterdiler. Güvenlik güçleri tepki-
ler üzerine olay yerinden aynldılar.
THK Eyüp Şube Başkanı ve üyelerinin
iddialarını, Eyüp Müftülüğü'nde, dün
MHPIi ve RP'li partililerle bayramlaş-
maya gelen Eyüp Kaymakamı Necati
Şentürk ve Belediye Başkanı Ahmet
Genç'e ilettik. Kaymakam Şentürk,
"THK'nin kurban kesim, satış ve deri
toplama yerini kaldırmak için neden arife
gününfi beklediniz" şeklindeki sorumuzu
"Durumu o gün fark ettim" diye yanıtla-
dı. Başkan Genç ise "THK bize müracaat
etti. Biz de onlara bu meydanın bir köşesi-
ni verdik" dedi.
N O T L A R /ORAL ÇALIŞLAR
Kurban etmek ve kurban olmakSabahın erken saatlennde kapımızın zili
ısrarla çaldı. Bir bayram sabahı rahat
rahat uyumak istiyorduk. Açmadık, ama
zil ısrarla çalmaya devam edince çaresiz,
'Idm o' diye seslendik. Kapıcı Ismairmiş.
"Abi arabayı çek, arkada kurban
kesüecek" dedi. Apartmanın arka
bahçesine arabanın yerini değiştirmek
için indiğimde, bütün erkek komşular
bahçede faaliyet halindeydi. Kurban
edilmek üzere üç öküz bahçenin her bir
köşesine bağlanmıştı. Bir kısmi ceviz
ağacının dibinde çukur kazıyordu.
Herkesin yüzünden mutluluk
okunuyordu. Çünkü büyük kurbanlar
keseceklerdi. Sabahleyin bütün huzurum
kaçtı. Birkaç saat içinde bütün mahalle
kana bulanacaktı. Ustelik mahalleyi kan
gölüne çevirecek bu vahşet inanç
gerekçesine bağlanıyordu.
Abdurrahman Dilipakla geçen yıl bir
panelde birlikteydik. Bana kûrban derileri
konusundaki fikrimi sordu. Ben de ona,
derilerinden önce kurban kesmeye karşı
olduğumu söyledim. Eğer bu ülkeye bir
hayır yapılacaksa, mahalle aralannda
sürdürülecek bu vahşete son vermek
gerekiyordu. Kurban geleneği
Islamiyetten çok önceleri var olan eski
bir gelenekti. Dilipak'a bunu da anlattım.
Insanhk, ilk avcılığa başladığı andan
itibaren kurbana kutsal bir gözle
bakmıştır. Insanlık. hayvan kurban
etmeden önce Tann'ya çocuk kurban
edermiş. ilk peygamberlerden tbrahim'ın
çocuğunu kurban etmek istemesiyle
hayvan kurban etme geleneğinin
başladığı bütün kutsal kitaplarda anlatılır.
Ama ilkel kavimlerde insan kurban
etmek oldukça yaygın bir gelenektir.
Tevrat ve Incil'de de kurbandan kutsal bir
ibadet olarak söz edilir.
Bizim toplumumuz için kurban etme
geleneği, dini gelenekten çok daha ileri
bir anlam taşıyor. Cünkü. yalnız
bayTamlarda değil, düğünlerde,
törenlerde. açılışlarda kurban kesmek bir
farzmış gibi insanlann altına masum
hayvanlar yatınlıp boğazlanıyor ve
boğazlamaya kutsal bir anlam yükleniyor.
Kurban, bizde bir toplumsal kültür olarak
ön plana çıkıyor. Milli maçta kazanma
sevincini havaya, sağa sola kurşun
sıkarak kutlamaya kalkan tstanbullu
şimdi de elinde satırlar kurban peşinde
koşuyor. Ve yerlere akan kanlar onlara
rahatlatıcı bir mutluluk veriyor.
Kurbanlar kesmek ve kendini kurban
etmek. bizim kültürümüzün önemli bir
boyutudur. Ya kendimizi bir işe kurban
ederiz veya bir başka birisini. Ama
sonunda kurban olmak bizde bir
gelenektir. Yıllannı savaşla, iç kavgayla,
toplumsal çatışmayla geçirmiş bir halkın
doğal bir alışkanlığı mıdır bu acaba?
Yoksa, gündelik yaşamın çekilmezliği
bizi kurban olmaya mı götürüyor?
Her neyse, ama şu bayram sabahı,
bahçeleri, sokaklan kan içinde
bırakmamn. dınle inançla bir alakası
olduğunu sanmıyorum. Daha uygar
usullerle de geleneklerimizi yerine
getirebileriz. Bayram sabahı sokaklan
kan gölüne dönmüş bir İstanbul
yaratmayalım lütfen. Buna hep birlikte
bir çare bulalım.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Başkalaşma
TV karşısında, elimde o muhteşem yok et-
me/var etme cihazı ile Arif Çağlar'ın sözlerini
kendimde test ediyorum. Çağlar t?ir gece önce,
"Biz dikkatimizi bir konu üzerinde toplayamayız,
o nedenle de Avrupa'nın en çok zapping yapan
milletiyiz" vecizesini dile getirmişti.
Dikkat yoğunluğum gerçi üst derecelerde değil-
dir... Ama zappingim seyredilebilir bir şeyler ara-
maya yönelikti.
Birden ekranda güzel yüzlü, güzel dilli bir sunu-
cu ile göz göze geldim; bana bakıyor ve fikrimi
soruyordu: "öldürülsün mü yaşatılsın mı? Lütfen
şu telefona bildirin... Evet söyleyin, öldürülsün
mü yaşatılsın mı?"
Sunucumuz, saçlarını uçuşturarak yıldınm hızıy-
la ortada fır dönüyor, mıkrofonu stüdyodaki seyir-
cilere uzatıyordu: "Evet, öldürülsün mü yoksa..."
Birbirine zıt, uç noktalarda bulunan iki eylem bi-
çimiyle ilgili bu çağn, içimde sakin duran duygu-
lan dalgalandırmaya başladı.
O duygular ki ebedi uykuya dalmalan için doğ-
rusu ben elimden geleni yapıyorum.
Ama bazen liderierin beyinlerinin ikiye bölün-
müşlüğü, bazen dolunayın büyüsü, hele TVdeki
programların birçogu, ama özellikle de evdeki
Tekir'in arada sırada büründüğü kaplan kılığı,
beynimin ilkel bölgelerinde bastırılmış duran o
cangıl duygulannı ayaklandınyor.
Bu 'vahşetin çağrısı'na sessiz kalamıyorum.
Insanlığın ilk varoluş döneminden beynımde
kalıtsal olarak variıklannı sürdüren karmaşık, bö-
lük pörçük, ilkel benlikler dehenip toparlanıyor.
Tüylerim dikeliyor; kulaklarım uzuyor; gözlerim
yuvalarından fırlıyor; tırnaklarım sivriliyor...
Tarihin derinliklerine doğru amansız bir koşu
tutturuyorum...
• • • '• " •"••••
Aramızda, beyin içi başkalaşımlarını tamamla-
mış, benim bastırdığım dürtülerini özgür bırakmış
binlerce insan olduğunu biliyorum.
Çünkü beyin kıvnmlanmda yatan duygular, on-
ları tanıyor ve onlaria hemen titreşime geçiyor.
Tıpkı şu anda gözlerini dikerek bana, "Oldüre-
limmm mi?" diye soran Show TV'deki sunucum-
la ve stüdyoda neredeyse koro halinde 'Öldüre-
limmm!' diye bağıranlarla titreştiğim gibi.
TV'deki bu çağrı karşısında deıtıal kendimi to-
parlıyorum.
Kim, nasıl, öldürülecekti?
Anlaşılıyor ki ötanazi uygulaması gündemdey-
di.
Yani doktorların, "Artık iyileşme umudu yok"
fetvasını verdiklerini hastalann 'kolay ölümü' ve-
ya doktorların önerisi ve ailesinin isteğiyle öldürül-
mesi.
Örneğin hastayı hayata bağlayan cihazlan ka-
patarak...
Oksijen alımını engelleyerek... '
Yaşaması için gerekli tıbbi yardımı yapmaya,-
rak...
Dahası, bazı Batı ülkelerinde örneklerini gördü-
ğümüz, hastaya zehir vererek...
• • •
Show TV'de seyrettirilen ötanazi uygulamasını
izlerken gözlerim çakmaklanıyor...
Parmak uçlanm kanncalanıyor... "
Dudaklanm boru gibi dolunaya doğru uzuyor...
• • •
Ekranda kaza geçirmiş ve hastanede bilinçsiz
yatan bir adam gösteriliyor.
Doktorlara göre yeniden ayaklanması için umırt
sıfır.
Genç kansı çaresiz. Benzer durumda bir başka
adamın kansı, altı aydır nasıl çektiğini, dini inanış-
lan elverse kocasına ötanazi uygulatacağını söy-
lüyor... "Ben yapamıyorum, sen yap... Ne ona
çektir ne kendin çek..."
Genç kadını kocasının önünde ağlaşırken görü-
yoruz; "Ona bu acıyı çektirmemeliyiz..."
Kocasından çok, henüz körpecik olan kendine
ağladığı belli.
Sunucumuz, "Bu adamı acılar içinde yaşatma-
ya kimin hakkı var" diye bağırıyor.
Ve stüdyodakiler ile ekran başındaki ben, baş-
kalaşmanın girdabında mutlu uçuşlara geçiyoruz.
Ne bilinçsiz yatan bir adamın nasıl acı çekebile-
ceği akhmıza geliyor ne de tıbbın iyileştirmede
acizliğine rağmen, ağnyı ve acıyı kesmede harika-
lar yaratan olanaklara sahip olduğu.
Bilinçsiz yaşayan bu adamın ölmesi, öldürülme-
si gerek...
Çağımızın ekonomik ve bireyci/çıkarcı aklı, bir
ateş çemberi içinde kalmış, kendine yok edici iğ-
neyı batınyor.
Ekonomizm, düşünceyi ve vahığı esir alıyor.
Ekrandaki ötanazi dayatması, aklın incelikleriyle
bile örülmemiş; kabalığı ile uygarltğın düşünsel bi-
rikimine meydan okuyor...
Ve beyinlerimizin ilk oluşumundan geride kalan
bölümleri pır pır kanatlanmış...
Toplu halde kendimizden geçiyoruz..
Öldürrr... . ' '
Öldürelimmm.. . • ' v
dürmr.. hrrrr...
137 kişi hastaneye kaldırıldı
Kurban yerine
kendilerini kestiler
İSTANBUL(AA) - Is-
tanbul'da kurban kesimi
sırasında kazayla kendile-
rini el ve ayaklanndan ya-
ralayan 137 kişi hastanele-
re başvurarak tedavi oldu.
Kurban keserken hayva-
nın aniden hareket etmesi
ve derinin yüzülmesi ile
etlerin parçalanması sıra-
sında yaralanan yurttaşlar,
yaralarına dikişler atılıp
pansuman yapıldıktan
sonra taburcu oldular. 10
Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
8, Haydarpaşa Numune
Hastanesi'ne 10, Şişli Et-
fal Hastanesi'ne 50, Cer-
rahpaşa Tıp Fakültesi Has-
tanesi'ne 3, Sanyer Devlet
Hastanesi'ne 1, Pendik
Devlet Hastanesi' 5, Sul-
tanbeyli Devlet Hastane-
si'ne 13, Taksim Hastane-
si'ne 6. Eyüp SSK Hasta-
nesi'ne 2, SSK Göztepe
Hastanesi'ne 30, Okmey-
danı SSK Hastanesi'ne
10, lnternational Hospi-
tal'a 1, Özel Gaziosman-
paşa Hastanesi'ne 37 ve
Özel Avcılar Anadolu
Hastanesi'ne de 3 başvuru
yapıldı.
Hastane yetkilileri,
kentteki diğer SSK, devlet
ve özel hastaneler de dik-
kate alındığında, bayram
kazazedelerınin sayısının
çok daha fazla olduğunu
kaydederek, yurttaşları
kurban kesiminde dikkatli
davranmaları konusunda
uyardılar.