28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 MAYIS 1995 PEBŞEMBE 12 KULTUR Amerikah yazar Paul Auster günlük yaşamda karşılaşabileceğimiz garip olaylan kurmacaya dönüştürüyor Rastlantılara dayanan gerçek öykülerKültür Servisi - Bir öğleden sonra tele- fon çalar. Yazar, telefonu açtığmda, garip bir ses orasının bir dedektiflık bürosu olup ol- madığmı sorar. Yazar "Hayır, yanlış numa- ra" yanıtını verir. Yirmi dört saat sonra tele- fon yine çalar. Yazar telefonu açıp aynı sesi duyar ve aynı yanıtı verir. Ancak sonra için- dekı dürtüye boyun eğip "Evet, burası dedek- tiflik bürosu" yanıtını vermesi halinde ola- bileceklen düşünmeye başlar. Çağdaş kurmaca okurlanna tanıdık gele- bilecek bu olay, Paul Auster'in ilk romanı 'City of Glass-Camkent'in (1985) başlangı- cmı oluşturuyor. Yazar daha sonra gerçekten de bir dedek- tiflik bûrosuna ulaşmaya çalışan birinin ken- disini arayıp durduğunu açıkladı. Bu tele- fonlan 1980 yılının ilkbahannda alan Aus- ter, bir sûre düşündükten sonra, çılgın dene- yimlerle dolu garip bir olaylar örgûsünün çe- kirdeğini oluşturdu bunlarla. 'Camkent' okurlan büyülerken bu romanla başlayan 'New York Trilogy-Nev» York ÜçtemesT pek çok ülkede çok satılan kitaplann başında yer aldı. Başansını yarattığı farklı kurmaca ya- pıtlara ('Moon Palace-Ay Sarayı', 'The Mu- $ic of Oıance-Şans Müziği' ve 'Leviathan') borçlu olan Auster. ülkesinin önde gelen ro- mancılanndan biri haline geldi. Ancak bazı eleştirmenler, yazann roman- lanndaki olaylar örgüsünü sık sık rastlantı ve gizlı kapaklı olaylara dayandırmasını doğru bulmuyorlar. Yapıtlannı temelde sanattan yoksun ve saptınlmış olarak niteleyen bu eleştirmenler, kurmacanın bu denli rastlan- tıya dayandınlmasına karşı çıkarken "Çün- kü gerçek yaşam bövle değiT diyorlar. Auster'in "elestirmenlerinekarşısavunma otuşturmak üzere', yıllar boyu kendisinin ve arkadaşlannın başına gelen rastlantılan. şans eseri gerçekleşen buluşmalan konu edinen denemelerini toplama karan alması, onu 'The Red Book-Kırmızı Defter' adlı yapıtına götürmüş: "Bu Idtabın herhangi bir kuramı olmayan 'ars poetıca' olduğunu so\le\ebili- rim. Amacım gerçek ö\ küleri, gerçek dünya- yı yaşadığım gibi,yorumsuz olarak anlatmak- tL Böylece oturup bu kısa metni yazdım. Da- ha pek çok öyküm vardı ama hepsini on ûç öykünün içinde erittiın." Kitaptakı öykülerden birinde, Auster'in Taipeı'yi ziyaret eden bir arkadaşı, bir Arae- rikalı kadınla sohbete dalınca, ikisinin kız kardeşlerinin New York'ta aynı evde, üstelik ğhıi dfişünüyonım." Bütün bu düşünceler, yazann yaşamının son on beş yılını geçirdiği Brooklyn'deki ge- niş apartman dairesindeki çalışma odasında kurmacaya dönüşüyor. Auster, Walt Whit- man, Henry Miller, Arthur Miller gibi seç- kin yazın adamlan yetiştirmiş olan Bro- oklyn'in yapıtlan için dolaysız bir esin kay- nağı oluşturmadıgıru söylüyor. Kentin ban- liyösünde yaşamayı yeğlemesinin nedeni başka: "Künselere görünmeden, herhangi bir müdahaleyle karşılaşmadan işimi yapa- bildiğim, yapmacıkhktan uzak bir yer." Bro- oklyn'i bir kez yapıtına malzeme yapması, yazın yaşamının en büyük isyanını berabe- G arip öyküler toplayarak yaşamıyornm, onlar gelip beni buluyor, kaçamıyorum. Kitaplanmda bu kadar çok yer tutmalan bundan. Bu öyküleri yaşamın anlamını keşfetmenin bir yolu olarak görmüyorum. Ama bu tür olaylann herkesin başına geldiğini düşünüyorum. de aynı katta oturduklan ortaya çıkıyor. Bir başka öyküde, bir Çek sanat tarihçisi, Doğu Alman kocasının, savaşta kaybolan, öldüğü sanılan bir adamın oğlu olduğunu ve farkın- da olmadan kendi üvey kardeşiyle evlendi- ğini keşfediyor. Auster, kûramsal olarak bu tür gariplikle- re ilgi duyduğu yolundaki iddialan reddedi- yor: "Komik ama bu tür olaylann peşinde koşmuyorum. Garip öyküler toplayarak ya- şamıyorum, onlar gelip beni buluyor, kaçanu- yorum. Kitaplanmda bu kadar çok yer tut- malan bundan. Bu öyküleri yaşamın anlamı- nı keşfetmenin bir yolu olarak görmüyorum. Ama bu tür olaylann herkesin başına gekfi- rinde getirdi. Auster'in yaşamı giderekyarattığı kurma- ca yapıtlara benziyor. Beş yıl önce, 'The New York Tünes' gazetesi kendisinden bir Noel öyküsü yazmasını istediğinde, Auster bu tek- lifı neredeyse reddetti. Geleneksel klişelere dûşmemek ıçin dikkatli davranan romancı, bütünüyle tıkanmıştı adeta: "Ne hakkında yazacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Bunu ciddi bir meydan okuma olarak algıla- dım." Brookl>Ti"de sigara ve puro satılan bir dük- kânda geçen yedi sayfalık öyküsü 'Auggie VVren'sChristmasStory'nin 'Smoke'adlı bir Hollywood filmine dönüşebileceği akJına bi- le gelmemişti. Bu öyküden 'Blue in the Fa- ce' adlı ikinci bir film daha çekildi. Auster denetiminden çıkan olaylar sonucu kendini kameranın ardında tek başına Jim Jarmusch, Madonna ve Lou Reed'den Roseanne, Mk- haelJ. Fox ve Lily Tomlin'e kadar herkesi yö- netirken buldu. Bütün bu olaylar, Auster'in, karakterlerin raslantılann merhametine bırakıldığı kurma- ca yapıtlannı anımsatıyor. 1990 yılının No- el günü o sıralarda San Fransisco'da yaşayan Çin kökenli Amerikah yönetmen VVayne Wang, 'New York Times'ı gördükten sonra Auster'i arayarak gazetede yer alan öykü- nün çok iyi bir film malzemesi olabileceği- ni söyledi. Önce bu projeyle hiç ilgifenme- yen Auster, Wang'la buluştuktan sonra fik- rini değiştirdi. Auster ve Wang'ın baştan sona birlikte yaptıklan 'Smoke' fîlmi, Berlin Film Festi- vali'nde jüri özel ödülüne değer görüldü. Film, Harvey Keitel'ın canlandırdığı, sigara satılan bir dükkânın sahibi, usta bir öykü an- latıcısı ve amatör fotoğrafçı Auggie ve WU- liam Hurt'ün canlandırdığı Paul adlı roman- cı etrafında gelişen birbirine bağlı üç öykü- den oluşuyor. Filmin çekimleri sırasında bir gün Keitel ve bir başka aktörün doğaçlama yapmaya başlamalan setteki oyunculan gülmekten kı- np geçirince Auster, aynı oyunculara bu kez doğaçlama yöntemini kullanarak başka bir film çekmelerini önerdi. Bu, Miramax'taki prodüktörler tarafından ciddiye alınınca, Auster'in yazdığı 13 skeçten, senaryosuz ve prova yapılmaksızın üç gün içinde bir film daha çekildi. Auster. bu ikinci film için ''Cid- di bir şey beklemeyin, bütünüyle saçma_ Ama benim ilk komedim" diyor. Ölümünün 41. yılında Sait Faik Abasıyanık Hep, bir kızılcık dalıyla yazdı ATtLLA BtRKİYE " Burgaz çahhklanndan çekti bir kıztkık dalı kopardı. kalem gibi yonrru, ucunu yaşama barırdı ve yazmaya koyuİdu." Hakiun Taner. bunlan yazıyor Sait Faik için. Düzeni, sunulan değer yargılannı, parayı, şunu bunu, yani çoğu "dünyevi" şeyi elinin tersiyle itip Burgaz adaya gelip de o 'özgür insanı' yaşayış... Doğanın içinde; denizin karşısında, balıkçılann, emekçi insanlann, sıradan insanlann arasında olageldigınce doğal bir yaşam... Yaşayabildiği kadar süren bir yaşam, kısa ya da uzun, önemli değil. Istedigi, dılediği gibi yaşamak... Sait Faik'in yaşamı için yetersiz sözcüklerdir bunlar. Yetersizdir, ama onun yaşamını da hani biraz yansıtır Yazdıklanna ve onunla ilgili yazılanlara bakarsak... Her ne kadar "Sait KuşagTna yetişememişsek de "Saifin yaşamına dair ne çok şey belleğimizdedir... Gerçek sanatçı, özgür ve özgün olan sanatçıdır. Nitekim bunun edebiyatımızdaki benzersiz örneklerinden biri değil midir Sait Faik? Yazarlığı gibi yaşamı da benzersizdir. Bir eşini bulmak güçtür. Hani. alt kamarada oturup, yukandaki dünyayı, hayal edenlerdendir. Kınalı'da inecek yaşlı adamın, yanmdan aynldıktan hemen sonra daha merdivenlerle yukan çıkmadan öyküsünü hayal etmeye başlanuştır bile.. Yaşlı adamın dünyası, o alt kamaradaki tarafından "hayal" edilmiştir: Kınalı'da inecek, biraz sonra iskeleden evine doğru yollanacak ve evinin kapısında çocuklar, "_. bu sıcak yaz gününde Istanbul denilen bu harikulade şehrin pis ve güzel sokaklanndan ucuz şeyler arayıp da yorulmuş" yaşlı adamın elinden hediye paketlerini kapacaklardır. Alt kamarada, her bir şeyden uzaklaşıp kendi 'ben'ini özgürce yaşayan ve dış âlemi en ince aynntılanyla kurgulayıp hayale dalan genç adam, kuşkusuz ki Sait Faik'ten başkası değildir. Alt kamarada oturmak, yaşama ilişkin bir seçimi de belirtiyordur. Alt kamarada oturup dünyayı, denizin maviliğini, martılann beyazlığını, insanlann aksam yorgunluğunu, miçonun halatı atışını, iskelenin verilişini ve geminin iskeleden aynhşını hayal etmek, düşünmek ya da kurgulamak için o dünyayı da derinliğine yaşamayı gerektiriyordur. Işte "kahramanımız" hem alt kamarada oturup hayal dünyasına dalıveren hem de o alt kamaradan hayal edebilecek kadar doyasıya yaşayan adamdır. Sah Faik Abasıyanık.. Bir Sait Faik hikâyesi okuduğunuz zaman. komşunuzu, karşı penceredeki genç kızı, Kapalıçarşı'da çalışan çocuğu, emekli aylığını almış yaşlı adamı, sesi belki de rakıdan çatallaşmış balıkçıyı ve daha nicesini görür gibi olursunuz. Istanbul, Sait Faik'in Istanbul'u değil. Istanbul'u şimdiki haliyle görseydi üstat kim bilir ne / stanbul'un sokaklan, meyhaneleri, trenleri, tramvaylan, vapurlan, adalan ve özellikle de Burgaz; her renkten, her ırktan, bu kentte yaşayan, ama sokaktaki insanlan, "•lüzumsuz adam"lan okuruz, onun kızılcık dalıyla yazdıklannda. acılar içıne girerdi. Biraz da, Sait Faik'i bize şimdilerde döne döne okutan Istanbul'un bu hali değil mi? tstanbul'un sokaklan, meyhaneleri, trenleri, tramvaylan, vapurlan, adalan ve özellikle de Burgaz; her renkten, her ırktan, bu kentte yaşayan, ama sokaktaki insanlan, "fözumsuz adam"lan okuruz, onun kızılcık dalıyla yazdıklannda. O insanlann acılannı. küçük mutluluklan okuruz. Yalnızca insanlan mı? Ne güne duruyor Sinağrit Baba, Dülger Balığı? Sait Faik, yaşamı oîduğu gibi tüm canlılığıyla yazmıştır. Aslında onu okumak biraz da yaşamı öğrenmektir. Onu okumak, biraz da ipekli bir mendile benzer: "İyi, halis ipekü mendiDer hep böyledir. Avucunun içinde istediğin kadar sıkar. buruşturursun; sonra avuç açıldı mı insanın elinden su gibi fişkınr." Sait Faik okumak biraz da Burgaz'ı öğrenmek ve sevmektir. Bunun tam tersi de geçerli olabilir. Yani henüz Sait Faik'i keşfetmemiş kimileri, Burgaz'ı tanıdıktan sonra Sait Faik'i de tanıma şansına ermişlerdir. Burgaz ile Sait Faik aslında deri ile tırnak gibidir. Birinin adını andınız mı ötekinin adı da gelir. Burgaz'da dolaşırken hele bahann ilk günlerinde gitmişseniz, ada iyice tenhadır. Kalpazankaya'ya doğru yol alırken bir "Hişt" sesi duyarsmız. Bu aynı zamanda "Sah" diye bir sestir. Dönüp arkanıza bakarsınız. Sait Faik'i görmemek olanaksızdır. Burgaz adasında yalnız başmıza yürürken birden karşınıza Sait Faik çıkar. Size içten gülümserken hayretle kanşık. ama büyük bir saygıyla selamlarsınız. Şaşkınlığınızdan arkanıza bakamazsınız. Biraz sonra ardınızdan bir "Hişt, hişt" sesi gelir. Dönüp bakarsınız, yol boştur. Ama "Saifin "hişt, hişt" sesi vardır. Hakiun Taner'in dediği gibi: "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değU"™ Sait Faik'in yazarlığı bir sevginin ifadesidir. tnsanı sevmekle başlar her şey... Sevgi, insanoğlu olarak hiçbir zaman dünyada ulaşamadığımız banş. kardeşlik ve özgürlük temalanna doğru yol ahr, onun yazı ve yaşam serüveninde. Sev, özgür ol: Doğayı, ağaçlann yeşilliğini. güllerin kırmızılığını, gökyüzünün mavisini, denizin köpüklerini, Burgaz'ı, Boğaz'ı, içine çek; özgürce derin derin tüm güzellikleri severek ondan alabildiğin kadar tat alarak içine çek. Bir şair ruhu, Istanbul'dan gelip geçti; ellisini göremeden yaşamdan çekip gitri. "SevimH bir ajiaktı", adı ise Sait Faik'ti. Yazdıklan, çevresindeki insanlardı. Onlarla birlikte yaşamaktan mutlu oldu, Kalpazankaya'da kırmızı şarabını güneşin batışında yudumlarken. Sait Faik'in kızılcık sopasıyla yazdıklannı okuduk, mutlu olduk; içimiz sevinç doldu. Balkona çıkıp derin derin temiz bir havayı. ama temiz bir Istanbul havasını solur gibi onun yazdıklannı soluduk. Çocuİdanmıza öğütledik, edebiyatı onunla sevdik. edebiyatı başkalanna onunla sevdirdik. Yazımıza bir başka değerle başlamışrık yine onunla, Haldun Taner'in "Sait" için dedilderiyle bitirelim: "Dogayu insanlan bu kadar İçten seven, her satınnda bize bu kadar sıcak seslenen bir yazara, gönül dolusu saygu sevgi ve teşekkür." Gönül dolusu saygı. sevgi ve teşekkür... Cumhuriyet YELIK'941 OCAK1993 / 31 ARALIK 1993 .X -•- YILLIK951 OCAK1994 / 31 ARALIK 1994-X V-r 1993 ve 1994 yıllarının önemli olaylan, belgeler Büyük boy, lüks ciltli, 424 sayfa o Yurtta neler oldu? . ^ *\ f YENİ 4 ^ 7 ÇIKTI o Dünyada neler oldu? o Ekonominin iki yılı "\ o Kültür, sanat, basın o Yeşil ve temiz çevre için yazılar JKJ YILLIK o Toplum ve insanlar BİRDEN o 1993 ve 1994'den çizgiler 258.000 TL. (KDVİçiade) Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41 (34334) Cağaloçjlu-İstanbul Tel:512 05 05 KURUCAŞtLE SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1994/31 Hâkim: Hayrı Demir 29361 Kâlip: Hasan Top 614 KurucaşileKareacıkmahallesinıifusuna.!cayıtlıHalilkızı 1312 D.lu AyşeFayiz25 1 1984 ta- rihli vasiyetıyle zıTyetliğindeki Kurucaşıle Omerler mahallesmde. doğusunda yol, batışında Ka- pınar suyu, kuzeyi Mehmet ve Suat Fındık. güneyınde Ahmet Kocataş taşınmazı bulunan tasuı- mazın tamamını (ev ve arsasını) vemantariıf mevkiı, mektep arkasj adı ıle tanınan doSusu Zıih- tû Fındık, batısı Osman Demirel, kuzeyi devlet karayolu, güneyi Mehmet Büyükböçek'ın tasın- mazlan ile çevnlı taşınmazdakı hısselennın tamamını Mehmet Murat oğlu 1337 D.lu Izzet Fa- yız'e vasıvet ettıği. ancak bu vasiyemame kanunı mırasçılan Rıza kızı 1930 D.lu Hatıce Vural, Rıza kızı İ339 D.lu Necla Favız, Fanık oğlu 1957 D lu Alı Rıza Eldemır, Faruk oğlu 1963 D.lu Ferhan Eldemır ve Faruk oğlu 1965 D.lu Erhan Eldemır'e teblığ edilemediğınden, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 29. maddesi gereğince bu kışilere ilanen tebliğıne karar verilmiştir. llan tarihınden itibaren 15 gün sonra tebliğ edılmiş sayılacağından süresinde vasiyetnamenin iptali davası açılmadığı takdirde vasiyetnamenin kesınleşeceğı tebliğ olunur Basın: 19544 ÜNYEASLÎYE HUKUK HÂKtMLİĞt'NDEN DosyaNo: 1992/278 Davacı K.H. tarafından davahlar Mehmet Ocak- tan ile Belkıs Baykan aleyhine açılan evlilik kaydının iptali davasının mahkememizde yapılan açık duruşmalan sonun- da; Davanın kabulü ile, Ordu ili Ünye ilçesi Gö- bü köyü cilt: 039/01, say- fa: 29 ve 21 sayılı hanede nüfusa kayıtlı Hasan ile Bülbül'den olma 1.1.1936 d.lu Mehmet Ocaktan ile aynı hanede nüfusa kayıtlı olan esas olarak Samsun ili Selahi- ye mahallesi cilt: 022 ve 150 no.lu hanede nüfusa kayıtlı olan Rasim ile Emine Kadnye'den olma 11.1.1946 d.lu Belkıs Baykan (Ocaktan)la yap- mışolduğu 17.1.1987 ta- rihli 2'inci eyliliğin ipta- line, dair Ünye Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilenl8.4.1994tarihve 1992/278 esas 1994/151 karar sayılı ilam bütün aramalar rağmen adresi bulunamayan Istanbul ili Selimiye, Üsküdar lskele caddesi No: 41 adresınde oturan davahlar Mehmet Ocaktan ile Belkıs Bay- kan adına ilanen tebligat yapılmasına karar veril- miş olup iş bu ilanın ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde ış bu hükmü tem- yiz etmeleri, gelmedikle- ri takdirde hükmün kesin- leşeceği hususu ilanen tebliö olunur. 27.3.1995 "Basın: 19014 Nüfus cûzdanımı yitirdim. Hükümsüzdür. NURCANAKGÜN ŞOFÖR ARANIYOR Yayınevimizde çalışmak üzere lise mezunu şoför aranıyor. Merter, Topkapı, Haznedar'da oturanlar tercih edilir. Tel.: 234 00 65 - 234 48 62 TÜRK DİLÎ DERGtSİ^ OKUYOR MLîSLTNfUZ? 1995 MAYK SAYISIBAYÎLERMZDE Doğu Kökenli Kelimelerin Son Hecelenndeki Uzun Ünlulerin Kısalması (Prof. Dr. Hamza Zülfikar). Kâşgarh Mahmud'da -SA-/SE- Eki (Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun). Döküman mı Yoksa Doküman mı? (Prof. Dr. Hasan Eren). Evinızin Önü (Kerim Aydın Erdem). Yabancı Kelimelere Karşıhklar (TDK). Türkiye Türkçesı ıle Kırgız Türkçesindekı Ortak Alınma Kelimeler (Dr. Hulya Kasapoğlu Çengel). THY (Hikâye) (Ahmet B. Ercilasun). Türkmencede iyi Niyet tfadeleri (Sapar Gücük). Karaer tiin Gönlümun Söylettiklen (Gültekin Sâ- manoglu). Yirmı Yıl Önce, Yirmı Yıl Sonra (Mehmet Çmarlı). "Altay Dil Ailesi" ve Mayalar (Prof. Dr. Tuncer Gülensoyj. Nurettin Özdemir, Ali Sevim, Nüzhet Erman, llhan Geçer. Yahya Akengin, Ali A.bbas Çmar, Seyfettin Başçılar, Ali Akbaş ın şiırleri. Değerlendirmeler, yitirdıklerimız, okuyucu mektu- plan, haberler. Ahmet Midhat Efendi Ozel Bölümü: Prof. Dr. Ömer Faruk Batırel, Prof. Dr. Inci Enginün, Prof. Dr. Hamza Zülfikar, Prof. Dr. Kâzım Yetiş, Doç. Dr. Sema Ugur- can, Yard. Doç. Dr. Nüket Esen, Araş. Gör. Bâkı Asiltürk, Dr. Handan Incı, Dr. Nur Gürani Arslan, Dr. Enver Töre, Dr. Aydın Uluyazman, Dr. Emel Kefeli, Dr. Erol Ülgen, Halil tbrahım Ustg'nın yazıları. TÜRK DİL KURUMU Fiyatı: 25.000 TL. Abone şartian: Yıllık: 250.000 TL (Öğretmen ve öğrencilere 200.000) Altı aylık: 125.000 TL (Öğretmen ve öğrencılere 100.000) Postaçekino: 128236 Adres: Atatürk Bulvan, 217 Kavaklıdere/ANKARA Basın: 19295 Beyoglu ALKAZAR (245 73 83) @UVER STONE FİLMLERİ KATİL DOĞANLAR 12, 14, 16. 18 May.s CENNET ve YERYÜZÜ 13, 15, 17 Mayıs S e o n s t O f . 11 30-14 00-16 30 -1 9 0 0 - 2 1 . 5 0 T.C. Kültür Bakanhğı ISTANBUL DEVLET OPERA VE BALESI ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ BÜYÜK SALON F. Lehar ŞEN DUL operet 3 perde Orkeslra Şefi: Serdar YALÇIN Sahneye Koyan: Aydın GUN 9 Mayıs Sah saat: 20.00 31 Mayıs Perşembe saat: 20.00 C. Orff CARMINA BURANA Orkeslra Şefi: Serdar YALÇIN Koro Şefı: Gokçen KORAY 10 Mayıs Çarşamba saat 20.00 13 Mayıs Cumartesi saat. 15.30 G. Verdi NABUCCO opera 4 perde Orkestra Şefi: Michei SASSON Sahneye Koyan Marek GRZESINSKI 11 Mayts Perşembe saat 20.00 16 Mayıs Salı saat: 20.00 20 Mayıs Cumartesi saat: 15.30 G. Verdi AIDA opera 4 perde Orkestra Şefi' Michei SASSON Sahneye Koyan: Yekta KARA 18 Mayıs Perşembe saat' 20.00 KONSER SALONU K. Ludvvig BİR TENOR ARANIYOR müzikal komedi 2 perde Sahneye Koyan Adrıan BRINE Muzık Yonetmenr Serdar YALÇIN 12-19-26 Mayıs Cuma saat. 19.00 T. Egner KARANFİL KÖY çocuk müzikali 2 perde Sahneye Koyan: Sumeray ARIMAN Mırak Yonetmenı. Aydın KARLIBEL 13-20-27 Mayıs Cumartesi saat: 11 00 •ILETLER ATATURK KULTU» MERKEZİ GIÎELEKINDE SATILMAKTAOIR. A.K.M. Gi)l Tel: 10212} 2SI 10 23 / 251 S* 00 |7 Hjt| 2S« KÜLTÜR • SANAT I 293 89 78 (3H*T) Stones'un kayıtlan açık arttırmada • LONDRA(AFP)- Rolling Stones'un solisti Mick Jagger'la, topluluğun gitaristi Keith Richards'ın birlikte gerçekleştirdiği orijinal kayıt, bu ayın sonunda Londra'da açık artıımayla satılacak. Bandın 80 bin dolara alıcı bulacağı tahmin ediliyor. 31 dakika sûren kayıt, birçoğu Chuck Berry'y e ^ 13 şarkıyı içeriyor. Açık artırma, 25 mayısta Christie's Müzayede Salonu'nda gerçekleştirilecek. GençNk Kitabevi'nden öykü yarışması • tSTANBUL (UBA)- Gençlik Kitabevi, serbest konulu bir öykü yanşması düzenledi. TC vatandaşı olan ve 30 yaşını aşmamış herkesin katılabileceği yanşma için son başvuru tarihi, 31 ağustos olarak belirlendi. Seçici kurulunda Hulki Aktunç, Feridun Andaç, Semih Gümüş, Necati Tosuner ve Muzaffer Uyguner'in yer aldığı yanşmada, birinciliği kazanan yazara 15, ikinciliği kazanan yazara 10 ve üçüncülüğü kazanan yazara da 5 milyon TL ödül verilecek. Aşkın, Hyde Park'ta konser verdi • Kültür Servisi-Onlü kemancı Cıhat Aşkın geçen cumartesi Londra'da, Hyde Park'ta bir konser verdi. Kendisine eşlik eden piyanist Nataşa Lipovsek'le birlikte, "Victory In Europe" (Avrupa'da Zafer Günü) kutlamalanna katılan Cihat Aşkm'ın resitalini, yaklaşık bin kişilik bir dinleyici topluluğu izledi. ikinci Dünya Savaşı'nın bitişinin 50. yılı kutlamalan kapsamında yapılan törenlere, yaklaşık elli ülkeden temsilciler ve sanatçılar katıldı. Ingiltere . kraliçesi II. Elizabeth'in açılış demeciyle başlayan kutlama etkinliklerinin resmi programına dahil edilen Cihat Aşkın, daha önce de, Türkiye'nin en genç sanatçılanndan biri olarak ülkemizi birçok Avrupa ülkesinde temsil etmişti. Sendikacılar koruma istiyor • ANKARA(ANKA)- Müzik ve Sahne Sanatlan Sendikası (Müzik-Sen) yöneticileri, gazino ve eğlence yeri sahipleri tarafından tehdit edildiklerini belirterek, Ankara Valiliği ve Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdular. Müzik-Sen Genel Baskanı Mehmet Cınka, sendika yöneticilerine yönelik herhangi bir saldından, gazino ve eğlence yeri sahiplerinin sorumlu tutulacağını belirtti. 11 CENCLIK CUNLERI BUGÜN: HARBÎYE MUHStN ERTUGRUL: 12.00 Film "SunsetBulvan" Yönetmen: Bill> VVTlder KADIKÖY HÂLDUN TANER: 19.00 Oyun "Gişe" 10 Ögrenci Kültür Merkezi ÜSKÜDAR MUSAHİPZADE CELAL: 19.00/Oyun "DeH Dumrul" Kadıköy Anadolu Lisesi FATİH REŞAT NURİ: 19.00 Oyun "Insan Olabilmek" Ali Poyrazoğlu Tiyatro Okulu YAR1N: HARBİYE MUHStN ERTUGRUL: 12.00 Film "Dracula" Yönetmen: Tod Brmvning 15.00 Söyleşi "LaDdiğin BoyuÜan" Prof. Dr. Toktamış Ateş. Abdurrahrnan Dilipak KADIKÖY HALDUN TANER: 19.00 Oyun «Sahnede Tek Başuıa" IStS Tiytro Kulübü ÜSKÜDAR MUSAHtPZADE CELAL: 19.00 Oyun "Sessiz Isyan" Teatr'ama (Türkçe) 20.00 Oyun "Sessiz tsyan" Teatr'ama (Fransızca) FATİH REŞAT NURİ: 19.00 Oyun "Bir Delinin : Hafara Defteri" Umudum Tiyatro * Filmler, orijinal dıllcnnde gösterilecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle