29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 NİSAN 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kurtuluş' dizisi okullarda • ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu, Türkiye Radyo-Televizyon Kunımu (TRT) tarafından hazırlanan "Kurtuluş" dizisini tûm okullara tavsiye etti. ValilUderden dizinin "tavsiye" edilmesi için çok sayıda başvuru alan kurul, yakın tarihimizi ve Kurtuluş Savaşı'nı anlatan dizıden derslerde yararlanılabileceğini kararlaştırdı. RP, Osmanlıca dersi istedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP Şanlıurfa Milletvekili Ibrahim Halil Çelik, TBMM Genel Kurulu'nda Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nın bazı maddelerinin değiştirilmesine ilışkin tasannın görûşülmesi sırasında Osmanlıcanın serbest bırakılmasını ve liseler ile yüksekokullarda ders olarak okutultnasını istedi. CHP'den yalanlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Saymanı Ismet Atalay, SHP'nin bazı harcamalannın ödenip ödenmemesiyle ilgili olarak basında çıkan haberlerin doğru olmadığını belirterek, CHP Merkez Yönetim Kurulu kararlan ve Siyasi Partiler Yasası ile ilgili yönetmelikler uyannca işlem yapılacağını bildirdi. Çetin ekonomiye elattı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Koaliasyonun devam etmesi için Merkez Bankası'nın kendisine bağlanması şartını koşan CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin, Eximbank Yönetim Kurulu üyesi Osman Ünsal ve eski Merkez Bankası Başkanı Rüştü Saracoğlu'nun ardından, dün Merkez Bankası Başkanı Yaman Törüner'le görüştü. Çiller'den NATO mesajı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tansu Çiller, Batı savunmasına Türkiye'nin hatın sayılır bir katkıda bulunduğuna dikkat çekerek, "Aynı ittifak dayanışması ruhunu. özellikle ülke bütünlüğüne yönelik bir terörist tehditle karşı karşıya bulunduğumuz bir ortamda müttefiklerimizden de beklemek hakkımızdır" dedi. Çiller, NATO'nun kuruluşunun 46. yıldönümü nedeniyle yayımladıgı mesajında, NATO'nun kendini yeni koşullara uyarlama çabalannda büyük ilerlemeler kaydettiğini belirttirken •'Mazlum toplumlann ve demokratik değerlerin korunmasında NATO'ya görevler düşeceği yadsmamaz" görüşüne yer verdi. CHPilçe Istanbul Haber Servisi - CHP İstanbul örgütünün yeni ilçe başkanlan belli . oldu. Yapılan seçimlere göre CHP'nin lstanbul'daki yeni başkanlan şöyle: Uluç Yurtçu (Adalar), Orhan TJuran (Avcılar), Gültekin Aydın (Bağcılar), Tjiyasettin Budan (Bahçelievler), Ahmet Ketenci (Bakırköy), Halil Özden (Bayrampaşa), Mehmet Durakoğlu (Beşiktaş), Necati Kambur (Beykoz), Orhan Seyrek (Beyoğlu). Mustafa Göçküncü (Büyükçekmece). Celal Teke (Eminönü). Hüseyin Aksu (Esenler), LütfD Gündöndü (Eyüp), Çetin Soysal (Fatih), Mehmet Polat (Gaziosmanpaşa), Kemal Timur (Güngören), Kadir Ögüt (Kadıköy), Cafer Dursun (Kâğıthane), Hasan Sert (Kartal), Yüksel Macarcıkoğlu (Küçükçekmece), Ismet Şengül (Maltepe), Emin Maltepe (Pendık), Cengiz Alp (Sanyer), Mehduh Kurdal (Şile), Jsmail Özkul (Sultanbeyli), Dursun Çaltı (Şişli), Önder Polatoglu (Tuzla), Battal tlgezdi (Ümraniye), Ali Cihat Işık (Ümraniye), tsmail Mutlu (Yalova), Mahmut Kocatürk (Zeytinburnu) CHP Genel Başkanı Başbakan ile ancak kendisinin muhatap olabileceğini söyledi Hikmet Çetin, Gürkan'ı uyardı • Gürkan, "nerede çalışanlann aleyhine, sosyal demokrasinin ilkelerine aykın bir şey olursa orada direneceğini" belirterek Başbakan Tansu Çiller'e "Tek başlanna sorumluluğu yükleniyorlarsa ilk önerdikleri gibi yasa önerisini kendileri getirsinler. Hükümette kriz çıkacak diye katı bir düzenlemeye 'evef demem" dıye meydan okudu. TÜREYKÖSE ANKARA - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Aydın Güven Gürkan, hü- kümette doğan emeklilik yaşı bunalımı ile ilgili ola- rak "Nerede çalışanlann aleyhine, sosyal demokrasi- nin ilkelerine aykın bir şey gelirse direneceğim. Bana alışacaklar. bundan sonra boy le gideceğiz. Bu yasa, be- nim topluma kabul ettirebi- leceğim koşullarda çıkar, başka tiirlü çıkmaz" dedi. Gürkan, Başbakan Tansu ÇiHer'e, "Eğer sorumlulu- ğu yükleniyoriarsa tek baş- lanna yasa önerisini istedik- leri gibi getirsinler" dıye meydan okudu. CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Hikmet Çetin de Başkanlık Kurulu toplantı- sında yaptığı konuşmada. Hikmet Çetin, grup-parti-hükümet ilişkilerini yeniden ete alarak, bir disiplin getirecekkrini söyiedL " Başbakan ile ben muhatap olurum. Tek tek bakanlann muhatap olup tartışmaya girmeleri dogru değil" diye- rek Gürkan'ı uyardı. Gür- kan, bu uyan ve "Şov yapt- yor" tepkilerine, "Kriz ç»- kannaya niyetim yok, ama kriz çıkacak diye katı bir emeklilik düzenİemesine de 'evet' diyemem" karşılığını verdi. Emeklilik yaşının kadın- larda 60, erkeklerde 65'e yükseltilmesini öngören ya- sa tasansı taslağı. CHP'li hükümette ilk gerginliğe y- ol açtı. Çiller"in IMF'ye söz verdiği için bu yasanın bir an önce çıkanlması istemi- nekarşılık,Gürkan'ınişgü- venliği ve işsizlik sigortası yasalanylabirlikte SSK Ya- sası'nın çıkmasında ısrarlı olduğu telefon konuşması basına da yansıdı. CHP lide- ri Hikmet Çetin, konuşma- nın basına yansımasından rahatsızlığını gizlemedi. Gürkan karaıiı: Bana alışacaklar Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanı Aydın Güven Gürkan, emeklilik yaşı ile ilgili olarak yann sendika- larla görüşeceğini. daha sonra da parti grubu ya da Genel Başkan Hikmet Çe- tin'in uygun göreceği orga- na konuyu götürecegini söyledi. Gürkan, "Sosyalde- mokrat bir partinin çalışma bakanı olarak verilmiş bir sosyal hakkın geri alınması- na, ancak parti karanyla on- ay \erebilirim. EmekUHkko- şuüannın yeniden düzenlen- mesi gereğini kabul ediyo- rum. Ancak bu makul, ka- bul edilebilir ve sosyal vkda- nı rahatsız etmeyen bir dü- zenleme olmalıdır. Görüşü- mü sonuna kadar savunaca- ğım" dedi. Gürkan, Müm- taz Soysal örneği anımsatıla- rak yöneltilen "Sizdevunı- şarak çekilmekten yana mı- sımz" sorusuna da "Bunu strateji. taktik olarak yapmı- yorum. Kimseye imrenmi- yorum, yapıldığında da onayladığımı söyleyemem. Sosyal demokrat bir baka- nuı göstermesi gereken du- yaruhğı gösterdim. Kimse beni böyle önemli bir y asayı bir ild giin içinde çıkarmaya zorlayamaz. Bunun vuruşa- rak çekflmekle ilgisi yok" ya- nıtını verdi. Gürkan, bundan böyle de nerede çalışanlann aleyhi- ne, sosyal demokrasinin il- kelerine aykın bir şey gelir- se direneceğini söyledi. Zeki Cenç, Cazi Mahallesi'nde vurulanlardan biriydi Polis kurşıınuyla felç oldu MİYASE ÎLKMJR Bakırköy Fizik Tedavi Rehabıli- tasyon Merkezi. götürüldügü dör- düncü tıp kunımu. Önce Gazios- manpaşa Tıp Merkezi. ardından Haseki Hastanesı, oradan Yaşam Haştanesi, son olarak da Bakırköy Fizik Tedavi Rehabilitasyon Mer- kezi'ne getiriliyor. Yirmi gün için- de yaşamla ölüm arasında gidip ge- liyor Zeki Genç. Kefeni yırtıyor, a- ma felç olmaktan kurtulamıyor. A- ma o, her şeye karşm umutlu. Ya- şama bağlı biri. Olup bitenleri bü- yük bir serinkanlılıkla anlatıyor. Kendisinden çok askere gidecek oğlunu ve öğrenim gören diğer üç çocugunu düşünüyor. "Yurtdışına gidebilsem belki düzelirim" di> or. Ama sıkıntısı paradan ve kaybetti- ği kimliğinden yana. Zeki Genç, 1947 Tunceli Pertek doğumlu. Evli ve dört çocuk baba- sı. Oğullanndan büyüğü bu hafîa askere gidecekti. Ancak babastnın basına gelenden sonra askerliği er- telendi. Diğer üç oğlandan biri üni- versiteye hazırlanıyor. Ortancası li- sede okuyor. En küçüğü de ilkoku- la gidiyor. Bugünlerde okula pek gidemiyor. Çünkü kendisine baka- cak kimse yok evde. Annesi sürek- li hastanede babasmın yanında ka- lıyor. Kemerburgaz'ın Akpınar Köyü'nde çoğunluğu Tuncelili olan patronJannın kömür ocağında 8 yıl boyunca sosyal güvenceden yoksun olarak çalışan Zeki Genç. böyle bir sonu bekJemiyordu elbet- te. Kendisi Akpınar Köyü'nde bir köy evinde bekâr hayatı yaşarken eşi ve çocuklan Alibeyköy Silah- tar'da 1 milyon lira kira karşılığın- da tuttuklan iki odah bir gecekon- duda yaşıyordu. 12 mart gecesi Ga- zi Mahallesi'nde olan bitenden ha- beri yoktu Zeki Genç'in. 13 mart sabahı Alibeyköy'de eşini ve ço- cuklannı görmek için Alibey- köy 'deki evine geldi. Tam kapıyı çalıyordu ki, komşulannın toplu halde yürüdügünü gördü. Nedeni- ni bir solukta öğrenince eşine ha- ber verip Gazi Mahallesi'ne doğru komşulanyla birlikte yola çıktı. Gazi Karakolu'na kadar sağ salim ulaşabildiler. Ancak ondan öteye Gazi Mahallesi oia> lannda polis kurşunuyla yaralanan Zeki Genç felç olmaktan kurtulamadı. (Fotoğraf. KAAN SAĞANAK) geçemedıler. Polislergeçişiengel- neye yetiştirin beni, çocuklanmı tedi. Kalabalık ısraredincepolisle aralannda bir meydan muharebesi başladı. Birden silahlar patlamaya başladı. Zeki Genç, cemevi yönü- ne doğru kaçmaya çalıştı. Ancak bir süre sonra sırtında bir sıcaklık hisseti ve yere yıkıldı. Sırtından kurşunlanmıştı. Sonrasını Zeki Genç. bundan böyle mahkûm oldu- ğu yatağından şöyle anlatıyor: "Sırtımdan kurşunu yedim, a- ma şuurum hâlâ yerindeydi. Ver- den kalkma\a çabahyor. ama bir türlü başaramıyordum. O sıra- da üç polis etrafımı sararak ka- fama kafama coplarını indirmc- ye başladı. Kafam yarıldı ve yü- zümden aşağı kanlar akmaya başladı. Beni herhalde öldii di>e bıraktdar. Biraz ileride birlikte yürüdüğüm sivil insanlar vardı. Onlara 'Ben ölmedim, tez hasta- görmek istiyorum' dedim. Kalaba- lık bana doğru yaklaşmak istiyor ancak polis ateş açınca yeniden ka- çışıyoriar. Bir nrsatını buhıp beni kaçırdılar. Dengemi kavbettiğim için yürüyemiyordum. Önce Gazi- osmanpaşa Özel Hastanesi'ne kal- dırdılar beni. Kafama beş, dikiş atıl- dt Beni ora>a götürenlere 'Ne olur beni Haseki Haştanesi 'negötürün, ölmek istemiyorum' dedim ve Ha- seki'ye götürdüler. Haseki'de dört gün kaldım. İkinci gün ame- liyata alındım. Kurşun çıkarıldı, ama ben felç oldum. Belimden aşağısı tutmuyor. Sırtımdaki ya- ra kapanmadan Haseki Haşta- nesi 'nden beni zorla taburcu et- tiler. Sonra bazı Alevi dernekle- rinin yardımıyla Özel Yaşam Hastanesi'ne kaldırıldım. Bir hafta kadar da orda kaldım. Dünden beri de buraya geldim." Tansu Çiller, Zeki Genç Haseki Haştanesi'ndeyken ziyarete geli- yor. "Niçin >ürüdüğümüzü Çiller'e anlatöm. Bizim kimliğimizi tanıyın, bize haklanmtzı verin dedim" di- yor. Peki kendisi için bir şey iste- miş mi? 'Yok' diyerek anlatıyor: "Tansu Hanım sorunca, dört çocuğum olduğunu üçünü okut- tuğumu, kirada oturduğumu ve sigortam olmadığını söyledim. O da 'Sana sahip çıkacağız evladım merak etme' dedi. Ama bugüne ka- dar ne gelen oldu ne giden. Kimse sahip çıkmadı. Hiçbir yerden tek kuruş vardını almadım. Sadece Sağlık Bakanlığı bana Haseki'dev- ken ilaç göndermişti. Ama bir işe yaramadı. Çünkü ben komşular- dan 40 milyon lira alarak ilaçlanmı çoktan almıştım. Yaşam Hastane- si'nde 17.5 milyon lirahk bir fatura çıkanldt Henüz ödemedim. Ode- yecek param yok." Bugüne kadar çalıştıgı işyerlerin pek çoğu sigorta yapmamış Genç'e. Bazıları da yaptık diye kandırmış. Araştırdığında 10 yıl- Iık çalışma süresi içinde sadece 2 yıllık prim toplamı olduğunu öğ- renmiş. İsteğe bağlı olarak prim y- atıımak istemiş ve bir avukata 12 milyon lira vererek gereğinin yapıl- masını istemiş. Avukat 'İşin ol- muyor' demiş, ama parayı da iade etmemiş. Zeki Genç'in şimdi bel- den aşağısı tutmuyor. Onu Ak- pınar'da yıllarca sigortasız çalış- tıran Tuncelili kömürocağı patron- lan. vicdanınız rahat mı? Ya ona Gazi Mahallesi'nde gözünü kırp- madan kurşun yağdıranlar sizin ki rahat mı? 'Seni isteğe bağlı sigorta yaptıracağım' diyerek 12 mil- yonunu götüren Avukat Bey her- halde sizinki de rahattır? Devlet Baba'nın ve Tansu Ana'nın rahat- lıklan cümlemizin malumu. Genç'in patronlan. iri iri laflar e- den Alevi dernekleri, demokratik kitle kuruluşlan, Zeki Genç, Bakır- köy Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde sizleri beldiyor. Her şeye karşın yine de yaşamdan ve sizlerden umutlu. Haydi hiç olmaz- sa bugün umudunu boşa çıkar- mayın. Gürkan, "Onlar nasıl Hazi- ne açıklannı düşünüyorsa benim göre\im de çalışanla- n düşünmek. Ahşacaklar. Bundan sonra böyle gklece- ğiz. Benim tek kılavuzum, çanşanlann. ülkemin insan- lannın haklarını korumak, sosyal demokrasinin ilkele- rine sahip çıkmak. Gerisi lafn güzaf. Eğer tek başlan- na sonımluluğunu yükleni- yorlarsa ilk önerdikleri gibi yasa önerisini kendileri ge- tirsinler" dedi. Gürkan, par- ti içinde kendisini "Müm- taz Soysal gibi şov yapmak- la" suçlayanlarada "Şovya- pıyor diyenkr çıkıp konuş- sunlar, 'Gürkan yanlış yapı- >or, bu yasa çıkmah' desin- ler. Biz bu yasayi çıkaraca- gız. Ama kamu vicdanmı ra- hatsız etmeden, sendikalar- ia ve partimizle uzlaşarak ÇK karacağız. Ve mutlaka bir paket halinde çıkaracağız" karşılığını verdi. Gürkan, Genel Başkan Hikmet Çe- tin'in kendisine uyan konu- sundaki sorulara da "Genel başkan, hükümet krizi biçi- mine dönüşmesini doğru bulmuyor. Benim de böyle bir niyetim yok. Ama kriz çı- kacak diye de katı bir emek- lilik düzenlemesine "e\ et' di- yemem. Bu kadar öncelikli bir yasay sa niy e bugüne ka- dar çıkarmamışlar? Benim bakanlığımı beklemek ihti- yacını hissetmişler. Bu yasa benim topluma kabul ertire- bileceğim koşullarda çıkar, başka türlü çıkmaz" yanıtı- nı verdi. Gürkan'ın çıkışı önceki gün akşam yapılan CHP Başkanlık Kurulu toplantı- sında da gündeme geldi. Toplantıda, Gürkan'ın sa- vunduklanna, "Zaten parti- mizin görüşü böyle" dıyerek sahip çıkıldığı, ancak konuş- masının basına yansıması ve üsluptan duyulan rahatsızlı- ğın dile getirildiği öğrenil- di. Edinilen bilgiye göre CHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Hikmet Çetin de " Başbakan ile ben muhatapounauyım. Bakan- lann doğrudan Başbakan ile muhatap olup tartışmaya girmeleri doğru değil"dedi. Çetin'in hükümetın kritik konularda grubun tam des- teğini alamamasından da ya- kınarak "Hükümet - grup - parti ilişkilerini yeniden ele aunamız, bir disiplin getir- memizgerekivor"dedıği öğ- renildi. Uslup tarüşması Gürkan'ın çıkışı, ''Hükü- mette üslup değişiyor mu" tartışmalanna da yol açtı. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. gazetecilerin bu yöndeki sorulan üzerine. "Toplu bir değeriendirme yapmak istemiyorum. Ben, 51. hükümet kuruimasını çok istedim. Ama ounadı. O nedenle bunu genele yayarak bir değeriendirme yapmak söz konusu değil" dedi. Kabinenin CHP kanadın- da "ekip" olarak anılan Kül- tür Bakanı Ercan Karakaş ile Bayındırlık ve lskân Ba- kanı Erman Şahin ve Devlet Bakanı Ziya Halis de Cum- huriyet'in sorulannı yanıt- larken Gürkan'a destek ver- diler. Karakaş, "Normalleşiyo- nız, Hükümet programında, protokolde olan, TBMM gündeminde iki yıldır bekle- yenyasalar var. Bu konunun acelesi ne? Tabii ki Sayın Gürkan'm tavnnı destekli- yonım" dedi. Erman Şahin ile Ziya Ha- lis de iş güvencesi ve işsiz- lik sigortası yasalannın mut- laka çıkanlması gereğine dikkat çektiler. CHP genel başkan yardımcılanndan Etem Cankurtaran, "Başın- dan beri partimizin görüşü, yumuşak bir geçişin sağlan- ması" dedi. TBB Başkanı Önder Sav, sorunlara çözüm bulunmaması halinde eylem karan alacaklannı söyledi Avukadardan hükümete eylem uyarısıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Barolar Birlıği (TBB) Başkanı ÖnderSav. so- runlarının çözümlenmemesı halinde. 27-28 mayıs tarihlerinde yapılacak TBB Genel Ku- rulu'nda eylem karan alacaklannı bildirdi. Başbakan Tansu ÇiBerve CHP Genel Başka- nı Hikmet Çetin, avukatlann sorunlannı çok iyı bildiklerini ve çözümü için her türlü çaba- yı harcayacaklannı söylediler. 5 Nisan Avukatlar Günü, dün Ankara'da düzenlenen bir toplantıyla kutlandı. Dün sa- bah Anıtkabir'e giderek Atatürk'ün mozale- sine çelenk koyan yurdun her tarafından ge- len baro başkanlan ile binlerce avukat, daha sonra Karayollan Genel Müdürlüğü toplantı salonuna kadar yürüdüler. Burada düzenle- nen toplanlıda konuşan TBB Başkanı Sav, ül- kenin içinde bulunduğu sorunlara değindik- ten sonra, meslekle ilgili sorunlan anlattı ve bu sorunlann çözümlenmemesi halinde hükü- mete karşı eylem uyansında bulundu. Sav. 27- 28 Mayıs 1995 günü Balıkesır'de TBB'nin genel kurulunun loplanacağını anımsatarak, bu tarihe kadar sıraladığı sorunlann çüzümü için herhangı bir gelişme olmazsa Ceza Mu- hakemeleri Lsul Kanunu(CML'K)gereği. hu- kukı yardımlan durduıma dahıl, ülkenın her tarafinda eylem karan alacaklannı söyledi. Doğu ve Güneydoğu'da yıllardır devam e- den teröre karşı başlatılan Kuzey Irak harekâ- tının, amacı dışma taşmadan bir an önce ta- mamlanması gerektiğini belirten Sav, "Ulke- miz Kuzey Irak harckâundan yüzü ak ve de- mokrasi puanını düşürmeden çıkmak zorun- dadır" dedi. Kuzey Irak harekâtmın meşru müdafaa ol- duğunu savunan Başbakan Tansu Çiller de konuşmasında ülkenın ekonomık sorunlanna değindi. 5 nısanın. gecen yıl alınan ekonomik kararlann birinci yıldönümü olduğunu anım- satan Çiller. bir yıl önce dış borçlann ülke ba- ğımsızhğını tehdit eder bir dûzeye geldiğini, bugün ıse dış borçlann rahatlıkla ödendığini kaydettı. Konuşmasının son bölümünde avukatlann sorunlanna değinen Çiller. tüm bu sorunlan bildiğini ve çözümü için gerekJi tüm ginşım- lerde bulunacağını söyledi. CHP lıderi ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin de konuşmasında, avukatlann sorunla- nmn çözümlenmemesi halinde eylem yapa- caklannı belirtmelerinden büyük üzüntü duy- duğunu ifade ederek. Terörle Mücadele Yasa- sı 'nın 8. maddesinin mutlaka kaldmlması ge- rektiğini belirtti. Çetin, TBMM gündemınde- ki avukat]ık yasa tasansının kısazamanda çık- masına çalışacağını söyledi. Adalet Bakanı Mehmet Moğultay konuş- masında, demokratikleşme sürecinde hem avukatlara hem de onlann mesleki kuruluşla- n olan barolar ve Barolar Birliği 'ne çok önem- lı görevler düştüğünü anımsattıktan sonra, so- runlan tepeden inmece eğilımlerle değil, ka- tı lım ve uzlaşmayolu ile çözmeye talip olduk- lannı bildirdi. Yeni avukatlık yasasının TBMM'den bir an önce çıkmamasına tepki gösteren avukatlar, dün tüm yurtta duruşmalara girmediler. 5 Nisan Avukatlar Günü'nü buruk bir şe- kılde kutladıklannı belinen avukatlar, "Bu nedenle bazı meslektaşlannuz uygulamabra tepki gösterek, girecckleri davaiara mazeret dilekçesi vererek karılmadılar" diye konuş- tular. Istanbul'da da eylem Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) istan- bul Şubesı Yönetim Kurulu Başkanı Levent Tfizel de "Ulkede ne kadar demokrasi varsa emekçiler ne kadar özgûrse avukatlar da o kadar özgür olacaktır" dedi. Avukatlar Günü dolayısıyla dün İstanbul Adliyesi önünde toplanan bir grup ÇHD üye- si avukat, siyasi iktidarlann bugüne kadar hep anti-demokratik ve insan haklanna aykın anayasa ile yasalara dört elle sanldıklannı, bu yasalan kaldırmak bir yana, yenilerini düzen- lemeyi marifet saydıklannı savoındular. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HIKMET ÇETINKAYA Düşünceye Kelepçe... Aralannda DİSK ve Türk-lş'in de yer aldığı 'Demok- rasi Ptatformu'nun açıklaması, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumu ne de güzel yansıtıyor. Deniyor ki: "Toplumsal banş, farklı siyasal görüşlerden, fark- lı etnik kökenlerden ve farklı mezheplerden çalışan- lann ortak thtiyacıdır. Çünkü onlan birieştiren ortak nokta emekçi olmalandır..." Elbet Türkiye yasakçı ve baskıcı politikalann ürü- nü olan bir dalgalanma süreci içine girdi. Toplumsal uzlaşma, 'demokrasi maskesJ' takan kimi 'numara- cı cumhuriyetçilerie' ve 'şeriatçı-trkçı çetelerte', sü- rekli kışkırtılan etnik, dinsel. mezhepsel düşmanlık- laria engellendi. Kim kaybetti bu kışkırtmalarda? ' Emekçiler... Bağrmsızlığın kelepçelendiği bir toptumda, top- lumsal barıştan ve demokrasiden söz etmek olanak- sızdır. Işte son bir örnek sizlere: Yazar Orhan Pamuk ki- mi çevrelerce neredeyse 'vatan haini' olarak suçla- nıyor. Tıpkı Yaşar Kemal ve Azız Nesin gibi. Ortıan Pamuk ne yapmış? Der Spiegel gazetesine bir makale yazıp Kürt so- rununu ve Kuzey Irak harekâtını değerlendirmiş. Bir aydın, bir yazar olarak Kuzey Irak operasyonuy- la ilgili düşüncelerini yazmış; 'kana kan intikam' man- tığının her iki taraf için de geçerli olmayacağını söy- lemiş. Şimdi silahlar çekildi ve Orhan Pamuk'a saldın başladı: "Vayalçak, vaynamussuz, vaysatılmış." Nerede kaldı toplumsal banş, uzlaşma ve kardeş- lik türküleri? Demokrasisi eksik olan ya da demokrasiyi araç olarak gören toplumlarda ne banş olur, ne de kardeş- lik. Işte asıl sorun budur... Yaşamları boyu ölüme alkış tutanlar, yargısız infaz- larda gencecik insanlann delik deşik edilmesini 'ser- hat türkülen' söyleyerek kutlayanlar; Şemdinli'de öl- dürülen Mehmetçiğin anasınm yüreğindeki sızryı bil- meyenler hep böyle yapariar. Şehit düşen bir binbaşının eşine, dağda öldürülen gencin annesinin sesine lütfen kulak verin, bakın ne diyorlar: "Bu kan dinsin, ülkeye banş, kardeşlik gelsin..." ••• 'Demokrasi Platformu'nun açıklamasında şöyle deniliyor: "Toplumsal banş ve demokrasi ancak bağımsız- lıkla anlam ve içerik kazanır. Günümüzde uluslarara- sı tekelci sermayenin 'Yeni Dünya Düzeni' adı altın- da tek güç olarak uyguladığı politikalann en önemli alanlanndan biri ülkemiz ve bölgemizdir. Süpergüç- lerin ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki oyunlannın bo- şa çıkanlması için verilecek bağımsızlık mücadele- si, banş ve demokrasi mücadelesinin aynlmaz bir parçasını oluşturmaktadır..." Şimdi bu bildiriye pek çok kişi (üstelik kendisini çağdaş ve demokrat sanan) karşı çıkacak, yine 'ser- hat türküleri' söyleyerek "Biz bağımsız mıyız, bıra- kın 1917 kafasım" dryecektir. Bu kişilerin, Orhan Pamuk'a karşı çıkanlarla, onii 'vatan haini' ilan edenlerle aynı çizgide olduklarını, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görmek isteme- diklerini söyleyebiliriz. Tansu Çiller'i 'Plevne Kahramanı' olarak kamu- oyuna sunan ırkçı liboşlar, Orhan Pamuk'u eleştirir- lerken acaba hiç aynaya bakıp 'çıkar ilişkileri' için- de, toplumsal gerçeğe nasıl ters geldiklerini görebi- liyorlar mı dersiniz? Önceki gün TBMM Başkanvekili Kamer Genç'i st- ra kapaklannı vurarak protesto eden ANAP, DYP ve MHP milletvekilleri de aynı şeyi yaptıfar. Kamer Genç, Tunceli milletvekili olarak Içişleri Bakanı Nahit Men- teşe'ye aşağıdaki soruyu yöneltince, kimı milletve- killeri sıra kapaklannı vurmaya başladılar. Ne diyordu Kamer Genç: "Tunceli'de teröristler imha edilirken yurttaşlar da zarar görüyor mu?" Acaba bu soru yerine şunu sorsaydı Genç, aynı sert tepki yerine alkış alır mıydı? "Müslüman ve milliyetçi halka filanca yerde bas- kı yapılıyor, yok etme planlan düzenleniyor, doğru mu?" Sanırız alkışlanırdı... ••• Ülkemizde bir yandan ırkçılığı çağnştıran milliyet- çilik, Suudi destekli Islamcılık, öte yandan koyu bir Amerikan hayrancılığı giderek ivme kazanmıyor mu? Tüm bunlar olurken 12 Eylül'ün anayasası da bas- kıcı yasaları da ortada duruyor. Bizim 'aslan sosyal demokratlar' da hükümet ortaklığını 'demokratikleş- me adına' sürdürüyor. Ne yapıyorlar acaba iktidarda kalarak? Düşünceyi suç öğesi sayan yasalan kaldırma ye- rine 'infazdan yararlanma' getiriliyor. Adalet Bakanı CHP'li Mehmet Moğultay ise tüm olup bitenleri iz- liyor. Formüle bakın ve Türkiye'de düşünce özgüriüğü- ne nasıl yaklaşıldığını görün... Işte örnek: "Terörle Mücadele Yasası'nın 13ve17. maddele- rini değiştirip düşünce suçlulannın cezalannı yanya indirmek..." Terörün önlenebilmesi, demokrasi ve özgürlükler- le gerçekleşebilir. Ama siyasal iktidar ve Meclis bu gerçeği görmü- yor. Sonra da kalkıp 'Kahraman Başbakan' nutuk atı- yor: "Biz demokratız, demokrasiye sahip çıkacağız..." Güler misiniz, ağlar mısınız? .. DEMİRAL'IN ÖVGÜSÜNE YORUM Nesin: Nerede yanlış yaptığımı düşünüyorum ANKARA (ANKA) - Yazar Aziz Nesin, kendisini 'tahrikçi' diye suçlayarak cezalandınlmasını isteyen Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral'ın övgü sözlerine şaşırdı. Almanla- nn sattıklan silahların P- KK'ye karşı kullanılması- na karşı çıkanlan eleştiren Nesin,başsavcı Demiral'ın kendisine bu nedenle des- tek vermesi üzerine. 'nere- de yanlış yapttgını düşün- düğiinü' söyledi. Nesin, "Demiral birini övüyorsa veo adam dürüst bir adam- sa, ya adam yanlış yapmış- tır, ya Demiral, ondan gelen övgüleradamın yanlış yap- bğuiı gösterir" dedi. Türkiye'ye satılan Al- man silahlannın PKK'ye karşı sınırötesi harekâtta kullanıp kullanılmayacağı- na ilişkin tartişmada ken- disine destek veren Demi- ral'ın sözlerini değer- lendiren Nesin asıl suçlu- nun Almanya değil, geri kalmış ülkelere silah sata- rak insanlan öldürten ileri teknoloji sahibi tüm ülkeler olduğunu belirtti. .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle