07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 NİSAN 1995 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Tek resmi belge... 1926 yılında kaleme alınan ve ilk kez laik hukuk düzenini aynntılı biçimde ve hemen tüm öğeleri ile açıklayan anıtsal nitelikteki bu tarihsel belge, Medeni Kanun'un Gerekçesi başhğı altında bu konudaki tek resmi belgedir. BAHİR M. ERÜRETEN Hukukçu B ugün (4 Nisan 1995) Türkiye Cumhuriyeti ay- dınlanma devriminin çağdaş yasalanndan en önemlisi sayılan Medeni Kanun'un (Rahmetli ho- camız Ord. Prof. Hıfn Veldet Velidede- oğhı'nun öztürkçe deyimi ile Yurttaşlar Yasası'nın) Resmi Gazete ileyayımlan- dıgı günün 69. yıldönümüdür. îçlerinde parlamento üyeleri ile seç- kin bilim adamlanmızın bulunduğu in- celeme ve araştirma kurulunun, Isviç- re gibi uygar bir Avrupa devletinin Me- deni Yasasf ndan uyarladığı ve zamanın T. Büyük Millet Meclisi Adliye Encü- meni tarafından uygun görülüp, genel kurulda ivedilikle görüşülmesi karar- laştınlan yasa tasansı 17 Şubat 1926 tarihli toplantıda kabul edilmiş,4Nisan 1926 tarihinde yayımlanmış. altı aylık bir geçiş dönemi sonrasında 743 sayılı yasa olarak yürûrlüğe konulmuştur. Büyük Atatürk'ün ideal ve çalışma arkadaşı olan ve hepsi de bugün yaşam- lannı yitirmiş bulunan dönemin Adalet Bakaıu Mahmut Esat Bozkurt ile Mec- lisin Adliye Encümeni'ni oluşturan Mustafa Fevzi (Başkan), Şükrü Kaya (Mazbata yazmanı), Kemal (Sekreter) ile üyeler: Necip Ali (Küçüka). Necmet- tin, Hamdi, Hasan Fchmi. Tevfik Fikret (Süay\ AK Nazmi (Öziigür), Refik (Ko- raltan). Münür, Osman Ni\a/L Ahmet Saki, Yusuf Kemal (Tengirşenk) beyle- ri saygı ve rahmetle anıyoruz. . Türkulusunun uygar devletleryanın- da saygın yerini almasını •sağlayan ve yeni laik Türk devletinin yurttaşlık hak ve ödevlerini düzenleyen bu yasa, alt- mış dokuz yıllık uygulama sürecinde. Türk ulusunun istemlerini yetennce karşılamış, birkaç aynntı değişiklik dı- şında uygulanmasını sürdürmüştür. Bu yazımızda, yasanın getirdiği ye- niliklerveonunteknikaçıklamasınıde- ğil. asıl önemli saydığımız yeni Türk devletinin laik kimliği'nı ilk kez ve en açık yüreklilikle anlatan gerekçesi üze- nnde duracağız. Çağdaş yaşamın ve laik düzenin en veciz bir şekilde açıklamasını yapan bu gerekçe yazısının bugünkü dilde çarpı- cı bölümlerini aktanrken. sözde laikli- ğin devlet yapısına, anayasaya girdiği 1937 yılında alındığını iddia eden ay- mazlann gerekli yanıtı da bu vesile ile alacagına inanıyoruz. Gerekçe aynen şöyle başlıyor ve de- vam ediyor: "Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Medeni Kanun'u yokrur. Valnız so/Jeş- melerin küçük bir bölümünü kapsayan Mecelle vardır. 1851 maddeli bu yasanın günümüzde uygulanabilen üç yüz mad- desi vardır. Mecelle'nin esası ve ana çiz- gjsi dindir. Oysa insan yaşamı her gün hatta her an değişimlerle karşı karşıya- dır. Kanunlan dine da\alı olan devletler, kısa bir /aman sonra memleketin ve ulu- sun gereksinimlerini karşılayamazlar. Çünkü diıiler, değişmez hükümleri açıkJariar. Yaşam yürür, gereksinimler hızla değişir. Dine dayalı kannnlar, iler- leyen yaşam sürecinde biçimden ve ölü sözcüklerden fazla bir değer ve anlam içermezler. Değişmemek dinier için bir zonınluluktur. Bu ncdenle dinlcrin yal- nızca bir vicdan işi olarak kalması. ça- ğunız u\gariığının esaslanndan ve cski uygarlıkJa >eni uvgarlığın ayırmaçlann- dan biridir. Özünü dinden alan kanunlar, uygu- landıklan toplumlan indirildikleri çağ- lara bağlariar ve ilerlemeyi önleyen önemli etki ve nedenler arasında bulu- nuıiar. Ulusal sosyal yaşamın düzenleyicisi olan ve yalnız ondan esinlenmiş olma- sı gereken bir Medeni Kanun'dan Tür- kiye Cumhuriyeti'nin yoksun kalması; ne yüzyılımızın uygarlık gerekleriyle ne de Türk ihtilalinin kapsadığı anlam ve kavramlarla uyuşamaz. Bu amaçla hazuianan Türk Medeni Kanunu, uy- gar uluslar arasında en kusursuz ve halkçı olan İsviçre Medeni Kanu- nu'ndan alınmıştır. Çağımızın uygarlık ailesine bağlı uluslann gereksinimleri arasında esas- lı bir fark yoktur. Sosyal ve ekonomik devamlı ilişkiler. insanlığın büyük ve uy- gar bir kitlesini bir aile haiine getirmiş ve getirmekte bulunmuştur~." Gerekçenın buraya kadar olan kısmı Atatürk ve onun ıdeal arkadaşlannın bundan yetmiş yıl önce nasıl ileriyi gö- ren gerçek devlet adamı kimliğini ka- nıtladıklannı açıkça ve ibretle göster- mektedir. Özellikle yukarıdaki son tümce, Avrupa'da kaçınılmaz olan bir- liğin müjdecisi gibidir. Gerçekten de Türkiye'nin bugün Av- rupa standardmda bir Medeni Yasası bulunmasaydı, acaba bizim AT üyeliği için bir girişime dahi hakkımız olur muydu? Gerekçenin takıp eden bölümleri de gerçeklere aynı objektif görüşlerle ışık tutmaktadır. "Türk yenilenme tarihi tanık tırtula- rak denilebilir ki, Türk ulusu bu çağın gereksinimlerine uygun olarak meyda- na getirilen usa uygun yeniliklerden hiç- birisine karşı çıkmamıştır. l nurmamak gerekir ki. Türk ulusu- nun karan. çağdaş uygarlığı kosulsuz tüm prensiplerhle kabul etmektir. Bu- nun en göze çarpan kanıü devrimlerimi- zin kendisidir. Nitekim çağdaş uygar- lıkla Mecelle hükümleri uyumlu değil- dir. Fakat Mecelle ve buna benzer sair yasal hükümler ile Türk ulusunun ya- şanunın uyumlu olmadığı açık ve seçik- tir. Şu yönü de saptamak gerekir ki, çağ- daş uygarlığı anlamak \e özümsemek karaıiılığında olan Türk ulusu. çağdaş uygarlıgı kendisine değil. kendini çağdaş uvgarlığın gereklerine uydurmak zo- nındadır. Yaşama karannda olan bir ulus için bu şarttır. Isviçre, Almanya. Fransa politik ve ulusal birliklerini, ekonomik, sosyal ge- lişmelerini Medeni kanunlannı yürûr- lüğe ko\makla başarmışlardır. Bu say- dığımız konulardaki esas; din ile devle- tin kesin olarak a> nlığıdır. Çağdaş uygarlık düzeymde olan dev- letlerin ilk ilkesi. din ile dünyayı ayn görmektir. Bunun aksı, devletin kabul ettiği din esaslannı kabul etmeyen kım- selerin vicdanlanna baskı olur ki, mo- dern devlet anlayışı bunu kabul ede- mez. Din, devlet nazannda. vicdanlar- da kaldıkça saygındır ve dokunulmaz- dır. Çağdaş devlet dini dünyadan ayır- makla. insanlığı tarihin en kanlı girişim- lerinden kurtarmış ve dine gerçek ve de- vamlı bir taht olan ucdanı ayırmıştır. Özellikle çeşitiietnikgruplan kapsayan devlederde tek bir yasanın bütün toplu- lukta ujgulama alanı bulabilmesi için bunun, din ile ilişkisinin bulunmaması. ulusal egemenlik için zonınluluktur. Çünkü, yasalar dine dayalı olursa, vic- dan özgürlüğünü kabul zorunluluğun- da olan devlette, muhtelif dinlere bağlı vatandaşlar için ayn ayn yasalar yap- mak gerekir. Bu haL çağdaş devlette esas olan politik. sosyal, ulusal birtiğe tama- men karşıt olur. Türk ulusunun yüksek temsilcisi olan Büyük Meclis'in kabul ve onamasına sunulan Türk Medeni Kanunu tasarası yûrürlüğe konulduğu gün, ulusumuz, kendisini çevreleyen yanlış inançlardan ve kararsızlığından kurtulmuş, geri kal- mış uygarhğın kaptlannı kapayarak ya- şam ve verimlilik sağlayan çağdaş uy- garlığın içine girmiş bulunacaktır." Sonuç 1926 yılında kaleme alınan ve ilk kez laik hukuk düzenini aynntılı biçimde ve hemen tüm öğeleri ile açıklayan anıtsal nitelikteki bu tarihsel belge Medeni Ka- nun'un Gerekçesi başhğı altında bu ko- nudaki tek resmi belgedir. Şımdilerde ise, Medeni Yasa'daki ba- zı maddelerin zorunlu değişiklik gerek- sinimını fırsat sayan bazı karşıt görüş yanlılan. yasanın bugüne göre eskimiş dilini de değiştırmek bahanesiyle onun, yeni baştan ve yeni bir yasa gibi oluş- turulmasından yana gözükmektedirler. Asıl amaç bu tarihsel belgeyi (gerek- çe yansını) mevzuatımızdan çıkarmak- tır. Aradan geçen süre elbette ki bazı ge- reksinimleri kapsayacak şekilde deği- şikliği zorunlu kılmaktadır. Dili de bu güne uyarlanmalıdır. Ancak bütün bunlar özde değişiklik sayılamayacağından. yasa aynı kalmak kaydı ile bu değişikliğin yapılması olanaklı ve yeterlidir. Bu konuda gerekli ilgi ve direnmeyi sürdürmek, sorumlu kesimleri za- manında uyarmak toplumsal bir göre\ sayılmalıdır. ARADABİR DENİZ ILGAZ Boğaziçi Üni. Öğr. Gör. BİP "Turizm Günii"... Bunca "gün" var, neden bir "turizm günü"öe ol- masın? Örneğin yann 5 nisan! Çeşitli turizm etkin- likleriyle dopdolu bir bahar günü olarak kutlasak 5 nisanı her yıl... Bu yıl sanki kendi kendisine zaten oluşuvermiş gi- bi böyle bir gün. Yannın ne gibi turizm etkinlikleriy- le dolu olduğu aşağıda sözü edilen Aturjet Konfe- ransı ve Pabetland'ın Maslak Merkezi'ndeki Turizm Eşyalan Festivali gününü başlatması ile anlaşıhyor. Belki özel ışıklandırmalar, havai fışek gösterileri, kü- çük sokak konserteri ile katılanlar da çıkar bu "tu- rizm günü"ne\ Turizmi yalnızca devleti ilgilendiren bir konu ola- rak görmeye bir an önce son vermeliyiz. Turizmi semtsemt, mahalle mahalle içimizeçekmeli, biryö- renin belirli insanlan olarak ona sahip çıkmalıyız. Onu yalnızca ekonomik bir girdi olarak görmeden, çevremizi iyi, güzel ve bakımlı tutmamıza katkıda bulunacak, dostluklanmızı ve iç banşı pekiştirme- de, daha insanca yaşamada bize yardımcı olacak bir araç olarak benimsemeliyiz. MArkosıSo. 17. Sü. V de TARTIŞMA Bizi "fetva"larla yönetmeye çalışıyorlar — — emen her sürdürülmeye çalışılan eden halkı oyuna çocuk, kadın erkek, yaşlı insanlanmızı, özellikle de 1 1 gü 11 ' sanklı devlet olma ve hükümet gelmekle, demokratik genç demediniz, gençlerimizi. Borazan L>—M ya da sanksız etme anlayışıdır. tepki hakkını kullanmak yumrukladmız, medya ne dedi: "Oyuna 1 1 tt ruhani Bu korobaşlanna Ecevit üzere sokağa dökülen tekmelediniz. küfür gelmeyeceğiz''', u Sakin - A . JL~ Bderler"telev gibi. kendisini "seçenek" insanlanmızı kışkırtıcı, ettiniz, kurşunladmız; olun", "Komplo", "İşte izyonlarda boy gösterip olarak yutturmaya çalışan slogan atan gençlerimizi yaraladınız, öldürdünüz. provokatörler." bizlerin nasıl siyasilerle medya provokatör ilan etmekk Taraflarkimdi: Türkiye Yeter artık be, yeter! davranmamız gerektiğini, tellallan, borazanlanyla bu işin içinden SIY-RI- Cumhuriyeti vatandaşı ile Bırakm şu vaazlan! kime tapınıp kimi eşlik ediyorlar. Kana LA-MAZ-SI-N1II1Z. Türkiye Cumhuriyeti Olkemiz Türkiye, taşlayacağımızı, neyin doymayan faşist-gerici Kahvehaneyi tarayanlarla polisi. Kaç kişi öldü: 28. hükümranhk hayırlı neyin hayırsız ' güçlerin zilteri de cabası. bu protestolan organize Kaçı polis: Hiç. Ölenler töpraklannız olmadığı olduğunu vazedip Ne olmuştur? edenler aynı güçlermiş! kim: Türkiye gibi, 779.452 duruyorlar. Bunların Kahvehaneler taranmış, 2 "Ülkemizi bölmek isteyen Cumhuriyeti vatandaşlan. kilomerrekarelik bir sakın ola din adamlan, vatandaşımız ölmüş, iç ve dış mihraklar!»" Ön Öldürenler kim: Devletin ibadet alanı da değildir. cemaat temsilcileri ile saldır.yı protesto eden binlerce vatandaş da polisi. Türkiye Biz TC vatandaşlan da kanştırmayın. Sözünü halka emniyet güçleri bunlann zavallı piyonlan, Cumhuriyeti hükümetinin tebanız olmadığı gibi, ettiklerim. bizleri müdahale etmiş, 28 maşalan!.. başbakanı ne yaptı: cemaatiniz hiç değiliz. "cemaatleri" sanan vatandaşımız ölmüştür. Kahvehaneler taranmıştır. Polisini savundu. Duyuyoruz,görüyoruz, politikacılar, devlet Olay bu kadar sade ve Faillerini yakalayın. Aymaz, arsız ve uslanmaz söylüyoruz: adamlan ve açık, bu kadar vahimdir. Yakalayamadınız. politikacılar kimi. kimleri Biliyoruz. suç bürokratlardır. "Benün Uganda hariç tüm dünya Görevinizi yapmadığınız hedef gösterdi: Kurşun işliyorsunuz. vesairem" ile başlatılan, ülkelerini suçlu ilan için halk sizi protesto etti. yağdıran zalim silahlara ana-bacı teraneleriyle etmekle; saldınyı protesto Çatışma çıktı. Çoluk karşı taş atan Meral Bekar KUITÜR • SANAT n.*m.i.m*.mvmit ORTAKÜY KÜLTÜR MERKEZI KHUN mO., SUMRU YAVRUCUK. SAVA5 YUtTTAS.SAlİH KIRMIZ1 Oykü: HasonKıyofet Yönetmen : Failı Ahmet Akıncı 2. HAFTA OftlkoyOKM (25B SS (7; 12.OC-U.OO-U.00-11.00-30,00 kiı-ı EKCIfES '3519149! 7 N Ü B i ı r üıtirtn OKM Ortaköy, Dereboyu Cd. No . 110 Tel : 258 69 87 KIMO?NAZ ERAYDA Cumartev Pazar 19 2" istanbul Sanat Merkezı KUMPANYA SAHNESI Sakızağacı Cad Eskı Ceşme Sak 12 Tarlioasi Tahsjm 10212} 235 S4 57 . K jitur Bakanlıgt nm kafcıiarıyla) Nefrın TOKY4Y Pazartesi-Sah 21.00 ORTAOYUNCULAR Turne D o I a y ı s ı y I a Son 4 Hafta Ferhan Şensoy'un ŞU GOGOL DELİSİ Deryo Baykal Şensoy So', 21 00 Ferhan Şensoy'un ÜÇKURŞUNLUKOPERA 15 30/fan 15 30-18 30 Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER Çarşamba 21 0C T » 20 °25435 'i • Bjtet Sjtıs V « ( M : SES-1S6S OrtMyuncuUr W : 25118 65 VtKKORAMA Taksim.Rumeli.CtRSI Mnlak-lakırköy. Capitol Mjgjıjlan CAZ DERNEĞİ 04 Msın 1945 Salı €MİN FINDIKOĞLU "2000'c Doğru, CAZ" Saal: 19.00-20J0 BILSAK So^ancı Sok No 7 Cihang4r-lst 2 K« Caı Centeı Te ı 0!'2 243 28 99 1995 S E R G İ H A B I P A V D O Ğ D l " R E S İ M S E R G t S t * 9 VfAET 8 S I S A \ I «î 9 5 19~6'da ilk scrgisını .ıçan \nkjralı sanatçı Habip Aydogdu'nun re^ımk'rınde sosutlama ile figür bir hdreketı simgeler Sanalçı. gerek renk gereksc leke dokusunda ve çızgıFerınde. vıllardan berı hep kendıne özgü bir üslubu egemen kılmışlır Bu sergiMnde ıse buyuk boyutlu işlenyle leke renk ve çızgı usulıgını surduruvor T İ Y A T B O B İ R Y A L N I Z L I K H İ K Â Y E S İ ' K A F K A ' N I N K A D I N L A R I Almanca yazan un!u Çek yazar Franz Kafka'nın bunalımlarla dolu yaşamtna gıren uç kadının. aşktartnı ve vatnızlıklannı konu edınen Michae! Almaz'ın bu yapıtı. seckın bir kadro tarafından sunuluyor Laser-dı^c ten bııyiik ehraruiu kıttıser BEETHOVEN •Ptyatto Stmatt Op. 109-110-111" (SeHHn) Saat 12.30 (1 sa 10 d ) Tlyatnı BtR YA1NIZUK HİKÂYESt "KAPKA'NIN KADESTAR1- Saal 19-00 CARS A \1 [} A Vıdeodan \ntmk ekrandafilm. "CASS TIMBFJUA.NE" (Grorge SIDfiET) flngüızce Onpnalj Saafc 12.30 ve 1'. JO ı : ^J I P F. R S F. M B F. Laser-dacien bu\ük ekranda konser DVORAK •VtyoiomselKtmçmosu, Op 104" •SAIHT-SEAHS •VfyoknutlKonçerlosu Vo. /, Op. İ3' (Kacb) Saat 12.30 ' 1 sa 10 d ı Knnferans re Duı Göslensı "GEZt EDEBİYATDİDA SAX\TEy EVBENSElIJe^ (Hindiıtam ve SepaltUm Mrrr Kesü) Konuşmacı Prof. Dr. Orfaan KURAL Dıa Gfislenst Ouasel MLDIR1M S a » 18.00 Laser-dıSiien bû\iik ekraııda konser BKAHMS -SenfonJ N o . u r UCarajan) S a a t l 2 J O ( l sa V) d ) Ttvatm BtR YALNIZUK HİKÂYESİ "KAFKANEV KADINLAKr Saal: 18.00 <: ı • M A R ı v. s ı V uiecidtin Imyuk ekranda fiim CHARLIF CHAPIJN Saat: 15-00 (1 w 30 d ) STUPYO VE ATOLYELER ftesim Atölyesi'nde Rasım Konyar. Lİtografİ Atölyesi ndc. Semıh Balcıoglu. Scrigrafi Atölyesi'nde: Koray Arış- Bale Stüdyosu'nd.ı tstanbul Devlet Operj ve Balesı Mımar Sman Cnıver>ıtesı Devleî Konsen.atuvarı Ba!e Bölûmu; MÜZİK DİNLEME ODASI Zetıgm dtskcteğımtzden seçeceğınız klasık baıı mûzıgı CD'terınt Pazarte Pazartesı gûnlen dışında her gûn 14 00 - 15 00. 16 00 - 1 7 OO le 18 OO • 19 00 saatlerı arastnda özel kulaklıklarla dınleyehılırstntz Bir Yalntzhh HihÂyesi 'Kafkain* Kadımlan' adlı iıyunun bıletten AKSASATta 60 000 Tl'ndan satışa sunulmuştur Akkart Extra ve] Kart sabipteri içtn btietler 40O00 TL'dtr Dığer etkınltkler için ücrefnz daıetıyeler AKSASATtan saglanabihr Çok amaçlı salondakt gösienlere program başiadtktan so?tra gtrtlmemesi rica oiunur AKBAIMKS a n a t ı n , S a o . a t c i n . i n Y a n ı n d a AKSAN'AT, Istıklal Caddesı 80080 Beyoglu - Istanbul Tel (0212ı 2^2 3 i 0 0 - 0 1 02 Faks (0212) 24Î 12 28 EVRENSEL KÜLTÜR MERKEZİ 4 NİSAN SAL119.30 „ FİLM GOSTERIMI UÇ RENK-MAVİ YÖN: Krzystof Kieslowski 1993-93' slıklal Cd. Aznavur Pasajı 212 6 Beyoğlu Tel: 243 08 06-03 b i r g ü n d e i k i KONSER e z gini n g u nI u ğ u 8 NISAN, CLMARTESİ 1 8 . 3 0 VE 2 1 . 1 5 Beşlktaş Kültür Merkezl u 4 4 < • Bir baraj yapımı nedeniyle barajın bulunduğu bölgedeki koyler boşaltılır ve yıkılır Insanlar yerleşım bölgelermden kovulmuş, aç ve ışsızdırler Yerlerınder i > yurtlarından edılmış olan ınsanların bir kısmı. baraj yapımında çalıştırılmak uzere ışe alınır Azgın bir sumuru. ış kazaları ve bu nedenle ölumler yoksul köylulerın yeni yaşamıdır artık Olenierın yerine ışe alınacak olanlar ıçın babasınn, kardeşının akrabasının ölumunü beklemek . BİUt Sıtif Yerleri VAKKORAMA ( Tıksım, Suıdıye, Rumeli) Takslm.Mephısto, Anon, Hamleı, Metıopol, Pındora Kıtsbevlen BakırkAy, Beyaz Adam Kıtabevı, Karya Sanat Merkezı KadıkAy, Mephısto Kıubevi TOPIUMSAL ARASTIRNAALAR VAKFI Tel. 0.212.293 10 96 | 3 H) Fok.: 293 10«5 ADA Müzik v» Yayıncılık kotkılarıyla TC KULTUPBAKWLI3 î DP,lETrYATP0W : îl İ3TANBÜL DEVLET TİYATROSüH AKM BİRIM TİYATROSU 251 56 00/254 PAZAR SOHBETLERİ • 8 | 2 Kisan Pazar güni gerçekleştirilen ve biyft ilgi göreı. İSTANBUL MÜZİKLERİ adlı etkinliğimize katkıda bulınan Gönil Paçacı Dersaadet Oda Mizip Toplalağı (Solist: Doğan Dikmen) Leonidas Asteris A. DoMıryan, D. Lokmagözyan, J. Çarkçı, S. Şencan Ba? Muganni N. Çalgıcryan ve Tegaımi Gruba ve Los Paşaros Sefaradis Toplaloğvna kaikılanndan dolayı teşekkSr ederiı. PENCERE 2000e 5 Var!. 'Yön' dergisi 1961'de yayın yaşamına atıldı. O günlerde 27 Mayıs'ın sağladığı özgüriük havasın- da bir kültür devrimi yaşanıyordu. Derginin başya- zarı ve yönetıcısi Doğan Avcıoğlu idi. Kemalizm- le sosyalizmi bağdaştırarak antiemperyalist yörün- gede yayın yapan Yön'de Güneydoğu sorunu epey irdelenmiştir. O zaman konuya nasıl yaklaşılmıştı? Doğu'da seçim sandığı mütegallibe, ağa veaşi- ret reisinin avucunun içindeydi; bunlar devrim içe- riği taşıyan bir toprak reformuyla tasfiye edilirierse demokrasiye giden yollar açılabilirdi. 1967'de 'Yön' yayın yaşamını noktaladı; karan Avcıoğlu vermişti; dergi ilgi görüyordu; ama Do- ğan'ın kafasında 'Devrim' tasanmı vardı. 1969'da çıkan Devrim'den bir süre sonra aynldım. Kürt sorunu Devrim'de daha açıklıkla işienmiş- tir. • Oktay Akbal, Milliyet'teki köşesıne, Avcıoğ- lu'nun Devrim'de çıkan 21 Nisan 1970 günlü yazı- sını aktarmıştı. Doğan Avcıoğlu diyor ki: "Türkiye'de bir Kürt devleti kurma peşinde ko- şan kişilerin var olup olmadığını bilmıyoruz. Yalnız eğer böyle hayaller besleyenler varsa, bugüne ka- dar uyguladığımızpolitikanın temelinden yanlış ol- duğuna inanan bir Türk aydını olarak, bu kişilere akıllannı başlanna toplamalan gereğinı hatırlatı- nz." "Hangi açıdan bakarsanız bakınız, bir Kürt dev- leti kurmak hayaldir ve halkların çıkarlanna aykın- dır. Böyle bir hayal, milletlerarası planda tehlikeli çatışmalaryaratmaktan ve gereksiz ıstıraplara yol açmaktan başka sonuç verecek değildir Bazı ka- pitalist çevrelerce Kürt devleti kurma peşinde ol- duğu iddia edilen Sovyetler Biriiği dahi Kürt dev- leti tezine karşıdır." "Türkiye şimdiye kadar yalnızca edebiyatı yapı- lan bir 'Doğu polrtikası' çızmekzorundadır. Şimdi- ye kadar uygulanan ve çağımızın ölçüleriyle bir cins 'sömürgecilik' sayılabilecek olan politikalarif- lasetmiştir. Kanımızca gerçekçi politika, feodaliz- mi tam tasfiye eden köklü bir toprak reformu, Do- ğu'nun Batı ile bütünleşmesini amaç edinen bir bölgesel kalkınma programı ve bölgenin etnik özelliklerini göz önünde tutan geniş kapsamlı bir plan çerçevesinde yürüriüğe konabilir." "Feodal ve yan feodal unsuriara yaslanan bu- günkü iktidarın böyle bir politikaya yönelmesi, el- bette olanaksızdır. Gerçekçi bir politika, devrimci güçlerin iktidara gelmesiyle ancak yürüriüğe ko- nabilir. Emperyalizmin yararianabileceği tehlikeli hayaller peşinde koşmak yerine, Türkiye devrim- cileri, el ele devrimci iktidan pekiştirmeye çalışma- lıdır." Bu yazının üstünden tam 25 yıl geçmiş; 1995 Türkiyesi'nde Avcıoğlu'nun çeyrek yüzyıl önceki yürekli yaklaşımıyla Kürt sorununa bakan ne kadar az kişi var?.. Bugün Güneydoğu'da aşiret düzeni geçerlidir; ağalık sürüp gidiyor; devlet PKK'nin karşısına "köy koruculan"r\\ çıkarmak zorunda kalıyor; aşiret re- isinin silahh adamlan, bütçeden ödenekle düzeni koruyorlar. • Sevgili Doğan'ın hayali birden beliriyor, dudak- lanndan eksilmeyen sigarasıyla, yüzünde güleç bir anlam, hafrf alaylı konuşuyor: - Ben sana dememiş miydim!.. Doğan, kardeşim kadar yakın dostumdu, Türki- ye'de demokrasiyi taşıyacak altyapının eksikliğin- den söz açardı, demokratik bir devrimle engelle- rin kaldınlacağını söyterdi, 12 Mart'ın acı deneyi- minden sonra fikrinden vazgeçmemişti, sık sık yi- nelerdi: "2000 yılına kadar yaşamak üzerine kendimi programladım, haklı olduğumu göreceksiniz!.." Avcıoğlu kansere yakalanınca değışmedi; yü- zünde hep aynı gülümsemeyle: - Benim, diyordu, 2000 yılına dönük program bozuldu; bakalım sizinki ne olacak? 2000'e 5 var.. Ülkenin yansı köylü; üçte biri yarı köylü sayılan kondulu: 1994'te Türkiye yüzde 6 geriledi, yoksul- laştı; 12 Eylül faşizminin yasaları bugün de geçer- li; demokrasiyi ara ki bulasın; terör dorukta; şeri- atçı saldırı gündemde; ülke parçalanmaya doğru sürükleniyor... Doğan haklı mı çıktı?.. HUSEYİN KOKU HADEP Elbistan İlçe Başkanı 20 Ekim 94'te (malum) listeye yeni bir kayıp(!) olarak eklendin. Anın, mücadelen, kısa ama onurlu yaşamın yolumuza ışık tutmaktadır. Ailesi adına yeğeni AZİZBEKEM BAKIRKÖY 7. ASLİ\ E HUKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN 1994/158 Davacı Farma Meral Kalafat vekili tarafından davalı Cem Cihangir Arslan aleyhine ikame edilen şirketin feshi ve tasfiyesi davasında: Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu 22.2.1994 tarihli dava dilekçesiyle, davalınm ortakhğı ile 10.4.1992 tarihinde Marabel's Turizm Ticaret Ltd. Şti'nin 50.000.000 lıra sermayeli olarak kuruldugunu, ortaklık ana sözleşmesine göre davalınm ilk 5 yıl için şirket müdürlüğüne secildiğini. ancak davalı Cem Cihangir Arslan'm bulunamaması nedeniyle şirketin amacının elde edilememesi nedeniyle Marabel's Turizm Tic. Ltd. Şti'nin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dav a etmiş, davalı adına çıkartılan davetiyenin bila tebliğ iade edilmiş olmakla ve zabıtaca da araştınlmasına rağmen bulunamadığından ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Davalı Cem Cihangir Arslan'ın duruşma gûnü 19.4.1995 saat: 10.25'te mahkememizde hazır bulunması, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edilerek karar verileceği HUMK.nin 213 ve 377. maddeleri gereğince dava dilekçesi özeti ve davetiye yerine kaim olmak üzcre ilanen tebliğ oiunur. 22.11.1994 Basın: 14882
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle