Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç •
Genel Yayın Koordınatörır Hikmet
Çetinkava 9 Yazıışlerı Müdürlerı:
fbrahim S ıldız (Sorumlu), Dinç Tayanç
# Haber Merkezı Mûdûıü. Hakan Kara
# Görsel Yönetraen- Fikret Eser
Dış Haberter Ergun Bakı # Islıhharal Yalçın Çıkır
Ekonomı Bûlent Kızanlık • Radyo-TVr
UygarEremektar
Yayın Kurulu llhın Selçnk
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Kültür H«ndanŞtnk5ken»Spor AbdüHuKİir Yücelnun Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şükran Soner. Ergun
Balcu Dinç Ta> anç. tbrahim V ıldız,
Orhan Bursalı. Muslafa Balbav.
Yurt Haberien Mehmel Saraç • Makaleler Sami
Karaören 4 Çevın Seyfetrin Turhaıt # Düzeltme
Abdullab Yancı • Fotograf Erdoğan Köseoglu
AnkaraTemsılcisı Mustafa Balbav • Haber Müdürû: Doğan
Akın Atatûrk BuJvan No: 125. Kat:'4, Bakanlıklar-Ankara Tel:
4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • tzmıı Temsılcısı. Serdar
Kızık,H ZıyaBlv 1352S.2/3Tel 4411220,Faks-4419117
• AdanaTemsilcısı.Çetiıı YiğenoitmlnönûCd. 119 S.Nol
Kat.l. Tel. 3522550, Faks: 3522570
Mûessese Müdûrû: Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Koordmatör AJunetKondsan • Başkanı-Genel Mûdür Gülbin
Muhasebe Bölent Yeoer#Idare Erdnran • Koordınatör Reha
HnseyinGürer9t;letme Önder lşıtman • Genel Müdûr Yardım-
Çefik • Bılgı-tşlem Nail tnal • cısı Mine Akdağ • Halkla llış-
BılgısayarSıstem:Miirü\etÇiler kıler Mudürü. Nurten Berksoy
Yayımlayan ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm ve Yaymcılık A Ş.
Turkocagı cad. 3941 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0/212)513 85 95
4NİSAN 1995 İmsak: 5.08 Güneş: 6.37 Öğle: 13.14 Ikindi: 16.48 Akşam 19.38 Yatsı: 21.00 MEDYACTei 5i40753-5i39580-5i38460-6i.Faks 5H8466
Demet Şener,
Turkıye Guzeb
• TVSenisi-Türkiye
Güzellik Yanşması
sonuçlandı. Show TV
tarafindan Swiss Otel'de
gerçekleştirilen ve 20
güzelin yanştığı Miss
Turkey 95'te Demet Şener
Türkiye Güzeli seçildi.
Şener ülkemizi Miss World
yanşmasmda temsil edecek.
Yanşmada ıkjncı güzel
seçilen Gamze Saygı Miss
Universe, üçüncü Beste
Acar Miss Europe,
dördüncü Ahu Paşakay
Miss Internationa] güzellik
yanşmalanna katılacak.
Bunun yanı sıra Güzin
Gezer de Miss Palmolive
unvanına layık görüldü.
Show TV'den canh olarak
yayımlanan gecenin
sunuculuğunu Tank Tarcan
ve Defhe Samyeli yaptı.
Ünlüep anılıyor
• Haber Merkezi-
Gazetemiz yazarlanndan
Dr. Ihsan Ünlüer ölüm
yıldönûmünde bugün
anılıyor. Gazetemizde uzun
yıllar yayımlanan
karikatürleri, anekdotlan ve
mizahi yazılanyla tanınan
Dr. Ünlüer, 1923yılında
Izmir'de doğmuştu. Dr.
Ünlüer'i 4 Nisan 1990'da
yitirmiştik. Dr. Ünlüer'in
gazetemizde, Akbaba
dergisinde yayımlanan
yazılannın dışında 'Sevgi
Aşk ve Tutkulanmız' ve
'Oku Oku Budur Sonu' adlı
eserleri var.
TGHV'nin
konferansları
• Haber Merkezi-Türk
Gençliğine Hizmet Vakfi
tarafindan düzenlenen seri
konferanslann 24.'sü yann
saat 18.00'de sınema
yönetmeni Halit Refiğ
tarafindan verilecek.
Konferansın konusu:
'Türkiye'nin Batı Dünyası
ile tlişkilen.'
Eczacılar Birliği
davası başladı
• ANKARA - fstanbul
Eczacı Odası ve büyük
kongre delegelennin,
görevıru savsaklayarak
eczacı odası ile onun
üyelerinm seçme ve seçılme
haklannı ellennden alıp bu
kuruluşlan işlemez hale
getirdiği gerekçesiyle,
TBMM Başkanhğı aleyhine
açtıklan 1 mılyar 700
milyon liralık tazminat
davasının görüşülmesine
Ankara 5. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde başlandı.
Gençlik Pankı
• Haber Merkezi-
Şirinevler bölgesinde
gerçekleştirilen 2 bin
metrekarelik Gençlik Parkı,
Bahçelievler Beledıye
Başkanı Saffet Bulut
tarafindan düzenlenen
törenle hizmete açıldı.
Törende konuşan Bulut,
Bahçelievler'in mutlaka
yeşilleneceğini söyledi.
Vakıf
üniversiteleri
den6timsizf
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Tansu
Çiller'in Meclıs çalışmalan,
hükümet ve bürokrasiyle
doğrudan ilgili birçok
konuya el atan eşi Özer
Uçaran Çiller'in vakıf
üniversitelerinde
öğrencılerden alınacak
ücretin Bakanlar Kurulu
tarafindan belirlenmesini
öngören yasa tasansını
engelleme gırişimi üzerine
dikkatler vakıf
üniversitelerine çevrildi.
CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Birgen Keleş,
vakıf üniversitelerinin
devletten aldığı kaynak
açısından da hiçbir
denetime bağh olmadıgmı
belırterek, bu nedenle Ozer
Çiller'in müdahalesinin
daha da anlamlı olduğunu -
söyledi.
Ders geçme ve kredi sistemiyle yükseköğretim sınav sisteminin uyuşmadığı belirtiliyor
Suıav sistemi tarbşması• Ortaöğretim
kurumlannda ders
geçme ve kredi
sistemine geçilmesine
karşın, üniversite
sınavlannın klasik
sisteme göre yapılması,
Milli Eğitim
Bakanlığı'nda büyük
rahatsızlık yaratıyor.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Öğrenci
Seçme ve Yerleştirme sı-
navlannın (ÖSYS) ılk aşa-
ması olan OSS'ye az süre
kala, "ders geçme ve kredi
sistemiyle yükseköğretim
sınav sisteminin uyuşmadı-
ğı" tartışmaları yeniden
gündeme geldi. Milli Eği-
tim Bakanhğı (MEB),
yükseköğretime geçişin
yeniden düzenlenmesi için
15. Milli Eğitim Şûrası
kapsamında çalışma başla-
tırken, ortaöğretim ders
programlan ile üniversite
sınav soruları arasında
bağlantının kurulamadıgı
belirtildi. Bakanlık ve
Yüksek Öğretim Kurulu
(YÖK), sistemde yaşanan
aksaklıklar konusunda bır-
birlenni suçlarken, yıllar-
dır sürdûrülen çalışmalar-
da ortak bir noktada bulu-
şamadılar.
Milli Eğitim Bakanhğı,
ortaöğretim kurumlannda
ders geçme ve kredi siste-
mine geçilmesiyle başJa-
yan "üniversite sınav siste-
mi tarüşması"nı 15. Milli
Eğitim Şûrası'nda sona er-
dirmeyi planlıyor. Şûrada
ele alınacak konular ara-
sında "yükseköğretime ge-
çiş" de yer alırken, şûra ön
komisyon çalışmalanna
başlandı. Komisyon.
"yükseköğretime geçiş".
"yükseköğretime geçişte
aranılacak nitelikler" ve
"ortaöğretimde devam edi-
len alan dışında yükseköğ-
retime geçiş" başlıklan al-
tında çalışmalarını sürdü-
rürken, getırilecek önerile-
rin, "bazı derslerde başan-
nın öiçü ahnmamast, orta-
öğretimde bazı dersleri
önemli, bazı dersleri önem-
siz kılan anlayışa bağlı uy-
gulamalann değiştirilmesi,
ortaöğretimdeki başannın
tamamının değerlendiril-
mesi" yönünde olacağı bil-
dirildi.
İki kurum, birbirini
suçluyor
Yükseköğretime geçişte
yaşanan sonınlann çözüle-
memesınde MEB ve
YÖK, birbirini suçluyor.
Bakanlık yetkilileri, orta-
öğretim kurumlannda 4
yıldır ders geçme ve kredi
sistemi uygulanırken, üni-
versite sınav sisteminin de
bu yönde yeniden ele alın-
ması konusunda getinlen
önerilerin YÖK'ce kabul
görmediğine dikkat çekti-
ler. YÖK'e, üniversite sı-
navlannın ya ögrencilerin
mezuniyetinin kesinleşme-
sinden sonra yapılması ya
da üniversiteyi kazanması-
na karşın mezun olamayan
öğrencilere "kayıt dondur-
ma" hakkı tanınması yö-
nündeki önerilerin sunul-
duğunu kaydeden yetkili-
ler, aksaklıklann nedenle-
rinı şöyle sıraladılar:
- YOK, bakanlığın getir-
diği önerileri hiçbir bicim-
de dikkate almıyor. Ders
geçme ve kredi sistemine
geçilmesine karşın, klasik
sisteme göre yapılan üni-
versite sınavlarına devam
ediliyor.
- Ders geçme ve kredi
sisteminde; Türk dili ve
edebiyatı, sosyal bilimler,
fen bilimleri, matematik,
yabancı dil, sanat. spor ve
genel kültür alanları yer
alıyor. Üniversite sınavla-
rına ise sosyal bilimler,
Türkçe-matematik, mate-
matik, Türkçe-sosyal, fen
bilimleri, yabancı dil alan-
lanndan girilebiliyor.
- Üniversite sınav sorula-
nyla ortaöğretim kurum-
lannda görülen ders prog-
ramlan arasında koşutluk
sağlanamıyor. Bu nedenle
dershanelerde 'üniversite-
ye hazırlık ders program-
lan 'biçiminde bir program
oluşturuldu. Öğrenciler,
okullarında aldıklan bügi-
leri yeterli görmeyerek, bü-
tün maddi olanaklannı bu
kurumlara aktamoriar.
YÖK yetkilileri de sis-
temde yaşanan aksaklıkJa-
nn, Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nın sürekli öğretim
programlannı ve ortaöğre-
tim sisteminı değiştırme-
sinden kaynaklandığını
kaydederek, şu görüşleri
dile getırdiler:
"Yasa ve yönetmelikler
gereği. üniversiteye, mezun
olmayan bir öğrencinin
kaydının yapılması müm-
kün değil. Bakanlığın, sı-
nav lann öğrenciierin me-
zuniyetlerinin kesinleşme-
sinden sonra yapılması yo-
lundaki önerisinin kabul
ediunesi de öğretim takvi-
mini ahüst eder. Milli Eği-
tim Bakanhğı, bilimsellik-
ten uzak olarak her yıl eği-
tim sisteminde değişiklik
yapıyor."
Milli Eğitim Bakanlı-
ğı'nca hazırlanan araştır-
ma raporunda, üniversite
sınav sorulanyla ortaöğre-
tim kurumlan ders prog-
ramlan arasında büyük bir
dengesizlik yaşandığı vur-
gulandı.
Kireçlenme ve selüliti
deri altından îlaçla tedavi
• Mezoterapi; kısaca cilt
içine mikro enjeksiyonlar
şeklinde yapılan yani
hastalığın olduğu bölgeye
ilaçlama yapılan tedavi
olarak tanımlanıyor.
Mezo- orta ve
'terapen-tedavi",
"Mezoterapi" de "orta deri
tedavisi" anlamma geliyor.
Enjeksyonlar cildin derm
tabakasına uygulanıyor.
Bunun için 2,4 ve 6 mm'lik
iğneler kullanılıyor.
GÜNDÜZ İMŞİR
Kadınlann büyük derdi kireçlen-
me (artroz), romatızma, osteoporoz
ve selülitler, artık deri altına enjekte
edilen ilaçlarla tedavi ediliyor. Sade-
ce hasta bölge ve organı hedef alan
tedavi biçımi olarak adlandırılan
"Mezoterapi" yöntemi, ameliyat
gerektırmeyen yumuşak doku ve di-
ğer hastalık çeşitlerinde yüzde 90-95
başan sağlıyor.
Artroz ya da halk arasında tanınan
ismiyle kireçlenme kimi zaman yaş-
lılıkta, kimi zaman da oldukça genç
yaşlarda ortaya çıkan bir hastaiık
olarak tanımlanıyor Rahatsızlık me-
zoterapi yöntemiyle kolaylıkla teda-
vi edilebiliyor. Ortopedi ve travma-
toloji alanında da başanyla kullanı-
lan yeni yöntemin ülkemizdeki sayı-
lı uygulayıcıiarından Baltalimanı
Kemik Hastalıklan Hastanesi Baş-
hekimi, Ortopedi ve Travmatoloji
Uzmanı Op.Dr. Nurettin Ümit
Özak, mezoterapinin başlıca avan-
tajlannı şöyle sırahyor
"Mezoterapi kısaca cilt içine
mikro enjeksiyonlar şeklinde yapı-
lan, yani hastalığın olduğu bölgeye
ilaçlama yapılan tedavi olarak ta-
nımlanıyor. Mezo- orta ve 'tera-
Operatör Dr. Nurettin Ümit Özak
pen-tedavi"," Mezoterapi" de "or-
ta den tedavisi" anlamına geliyor.
Enjeksiyonlar cildin derm tabaka-
sına uygulanıyor. Bunun için 2,4
ve 6 mm'lik iğneler kullanılıyor.
Ağızdan alınan ilaçların tümünün
kana karışması ve dolayısıyla hep-
sinin vücuda geçmesi mümkün de-
ğil. Damardan veya adaleden ya-
pılan ilaç ise vücudun tüm doku-
İarına dağılıyor. Hasta olan bölge
ise ancak ilacın yüzde 2'si ya da
3'ünden yararianabiiiyor. Sonuçta
her iki tedavide de ilaç kullanımı-
na karşı hasta bölge çok az yarar-
lanıyor. İkinci tedavi şeklinde de
ilacın çok büyük bir kısmı gerek-
siz yere vücudun sağlam bölgesine
gidiyor. Oysa mezoterapiyle yapı-
lan çok sayıdaki küçük enjeksi-
yonlarla vücuda giren ilacın, çok
büyük bir kısmı hasta bölgede
kalmakta ve hasta kısma yayıl-
maktadır. Üstelik artrozda alınan
ilaçlar mideye dokunuyor. Yeni
yöntemde tedavi lokal olduğu için
mideyi etkilemesi söz konusu de-
Fransız doktor Michel Pistor ta-
rafindan bulunan mezoterapi yönte-
mi hasta ve ağrılı bölgeye İcüçük
özel iğnelerle enjekte ediliyor ve
başlangıçta haftada bir yapılan iğne-
ler hastalığın derecesine göre gide-
rek ayda I'e kadar düşebiliyor.
Op.Dr. Nurettin Ümit Özak, hasta
bölgeye uygulanan enjeksiyonla do-
laşımın arttığını, kanın sulandığını,
adale ve siniri gevşeten şişmiş yağ
hücrelerinin azaltıldığını vurguluyor.
Fransa'nın dışında Italya, Alman-
ya, tsviçre ve Ingıltere'de yaklaşık
20 yıldır uygulanan mezoterapi yön-
temi ameliyat gerektirmeyen siyatik
tarzı ağnlarda, adale iltıhaplannda,
bilek ve diz burkulmalannda, oste-
oporozda, bazı bel ve kuynık soku-
mu hastalıklannda, çeşitli adale, bağ
ve yumuşak doku lezyonlannda yay-
gın şekilde kullanılıyor. Aynca cilt
kmşıklıklan ve estetikte de uygula-
yanlann mevcut olduğu belirtiliyor.
Mezoterapide kullanılan ilaçlar
arasında ise ağn kesiciler, adale gev-
şeticiler ve dolaşımı arttıncı iltihaba
karşı olanlar başı çekiyor. Terapi se-
anslan 2-3 dakika sürüyor. Seans
uygulaması hastalığa göre değişiklik
gösterirken selülit tedavisinde son
yıllarda yaygın bir şekilde kullanılı-
yor.
Op.Dr.Nurettin Ümit Özak, selüli-
tin bilindiği gibi belü bölgelerde or-
taya çıkan ve yağ dokulannın artma-
sı ile kendini gösteren bir hastalık
olduğunu belirterek şöyle konuşu-
yor: "Kalça, baldır ve diz içi böl-
gelerde portakal kabuğu görünü-
mü ile ortaya çıkan selülit yanlış
beslenme ve şişmanlık sonucu olu-
şuyor. Mezoterapi bölgedeki
dolaşımı arttırıyor ve şişmiş olan
yağ hücrelerini azaltıyor."
Bekâret
kontrolüne
iptal davası
• Milli Eğitim Bakanhğı Orta Öğretim
Kurumlan Ödül ve Disiplin Yönetmeliği'nin,
çağdışı ve anayasaya aykın olduğunu belirten
bir grup veli, öğretmen ve Izmir ÇHD'den
avukat iptal davası açtı.
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Kamuoyuna,
"kız öğrencilere bekâret
konrrolü" olarak yansıyan
Milli Eğitim Bakanhğı Or-
ta Öğretim Kurumlan Ödül
ve Disiplin Yönetmeli-
ği'nin "insan hakları ve
anayasaya aykın olduğu"
savıyla bir grup veli, öğret-
men ve Izmır Çağdaş Hu-
kukçular Derneği'nden
avukat, Danıştay 8. Daire-
sı'nde iptal davası açtı.
31 Ocak 1995 tarıhli
Resmı Gazete'de yayımla-
narak yürürlüğe giren Milli
Eğitim Bakanhğı Orta öğ-
retim Kurumlan Ödül ve
Disiplin Yönetmeliği'nin
çağdışı ve anayasaya aykın
olduğunu belirten ÇHD Iz-
mir Şubesı Başkanı Murat
Yıldırım, "Yönetmeliğin
adu disiplin ve ödül yönet-
meliği olmasına karşın, hü-
kümleri incelendiginde, bir
cezalandırma taümatname-
sjdü-" dedi.
Yönetmeliğin iptali için
lzmır Nöbetçi Idare Mah-
kemesı aracılığıyla Danış-
tay 8. Dairesi Başkanlı-
ğı 'na dava açtıklannı belir-
ten Yıldınm, konuyla ilgili
olarak yaptıgı açıİclamada
görüşlerini şöyle dile getir-
di:
"Yönetmetiğin, yalnızca
iffeöe ilgili hükmü değil, ta-
mamı Türkiye Cumhuriye-
ti Anavasası'na. \öncrmeti-
ğin dayanağı olan 1739 sa-
yılı MilH Eğitim Temd Ya-
sası'na ve Türkiye Cumhu-
riyeti'nin ünzalanuş olduğu
'Kadınlara Karşı Her Türlü
Ayınmcılığın Kaldınlması
Sözleşmesi', 'Çocuk Hak-
lan Sözleşmesi' gibi birçok
uluslararası sözleşmeye ve
cağunızın eğitim anlayışına
aylarKÜr."
lzmır Adliyesi önünde
toplanan davacı veliler ve
öğretmenler adına savun-
manlığı üstlenen ÇHD'Ii
avukatlar yaptıkları ortak
açıklamada da "Yönetme-
lik, amaç yönünden huku-
ka aykındır. Milli Eğitim
Bakanhğı Orta Öğretim
Kurumlan Ödül ve Disiplin
Yönehneliği telafîsi imkân-
sız zararlar doğuracaktır.
Bu nedenle yüriitmenin
durdurulması istemiyle
dava açak" dedıler.
ÖUPPft Flİ7ahpth-2 İsitnnhiJİ'da Dün
y^n
^ e n b
"yük
transatlantiği sayılan "Queen
UCCri HUZUUem 4 lSUinUUl UU Eiizabeth-2" gemisı Kuşadası'ndan sonra Istanbul'a da
uğrayarak Dolmabahçe açıklanna demirledi. 1049 yolcusuyla tstanbul'a gelen dev geminin yolculan motorla karaya
çıkanhrken. ıskelede bekleyen milli kıyafetler giymiş genç kızlar da yolculara lokum ve nazar boncuğu sundular.
'Katı atıkta devlet desteği şart'
• Bodnım'da yapılan " Yerel
yönetim uygulayıcılanna katı atık
yönetimi" adlı seminerde katı
atıklann ortadan kaldınlması için
belediyelerin güçlendirilmesi
geretiği belirtildi.
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Katı atık sorununun
devlet desteği olmadan çözülemeye-
ceği belirtildi. Bodrum'da düzenle-
nen toplantıda konuşmacılar katı
atıklann en önemli sorun olduğuna
dikkat çekerek, bu tür atıklann orta-
dan kaldınlması ve yeniden ekono-
miye kazandınlmasının yerel yöne-
tırrilenn olanaklanyla başanlamaya-
cağını belirttiler.
Akdeniz Uluslararası Vakfı, An-
kara Üniversıtesı Ziraat Fakültesi ile
Bodrum Belediyesı'nın katkılan ile
"Avrupa Birliği'nin Med-Campus
Programı" çerçevesınde "YereJ yö-
netim uygulayıcılanna katı atık yö-
netimi" adıyla düzenlenen seminer
Bodrum'da yapıldı. Seminerin açılı-
şında konuşan Bodrum Belediye
Başkanı Tuğrul Acar, katı atık soru-
nunun bütün yerel yönetimlerin en
önemli sorunu olduğunu belirterek
şöyle dedi:
"Kan atıklann çevreye etkflerinin
ortadan kaldınlması ve yeniden eko-
nomiye kazandınlması projelerinin
yerel imkânlaıia uygulamaya konul-
ması mümkün değildir. Bu anlamda
devletin mutlak desteği ile belediyele-
rin güçlendirilmeleri gerekiyor.
Gümriik birliğine girdiğimiz şu gün-
lerde dünyanın gözü üzerimizde. Bu
bağlamda başta çevreye bakış açımız
olmak üzere atık tesislerinin aktivrte-
leri dikkatle incelenecektir.'"
AÜ Ziraat Fakültesi Peyzaj Mi-
marlığı Bölüm Başkanı Prof". Dr.
•Nur Sözen, üniversite olarak artık
fildişı kulelerde oturmanın zamanı-
nın geçtiğini belirterek, katı atıklann
yalnızca çöp olarak algılanmaması
gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Sözen,
"Kaü aük sadece çöp değildir, çöple
açıklanamaz. Ozon tabakasının in-
celmesinden tutunuz, iklim degişikli-
ği ve yeraltı sularının kirlenmesine
kadar etkisini sürdürür. Bodnım'da-
ki katı aük sorunu Brüksei'deki Av-
rupa Topluluğu Mcrkezi'ni de ilgi-
lendiriyor. Bu nedenle yerel yönetim-
ler ile özel sektör işbiriigi şart olmuş-
tur" diye konuştu.
Siyanürlü altın için Alman
Parlamentosu'na yasa tasarısı
İBRAHÎMGÜNEL
Türkiye'de Bergama ve toplam 560
yerdeki altın madenlerinde uygulanmak
istenen "siyanüıie aynştınna" projesine
destek veren Alman bankalan ile şirket-
lere engel olunması için Alman Parla-
mentosu'na yasa tasansı verildi. Avrupa
Parlamentosu'nun "siyanür kullanımını"
Avrupa ülkelerinde kesınlıkle yasaklan-
ması konusunda aldığı karan örnek gös-
teren Alman Yeşiller Partisi milletvekil-
leri, siyanürle aynştırma yöntemiyle al-
tın çıkanlmasının Türkiye'de, "korkunç
ekolojik ve sosyal facialar yaratacağuıı"
öne sürdü.
Avrupa Parlamentosu'nun 17 Kasım
1994 tarihinde aldığı kararla, altın ma-
denciliğinde "siyanüne aynşürma" yön-
temini yasaklamasma ilk destek, Alman
Birlik 90 Yeşiller Partisi'nden geldi. Al-
man Yeşiller Partisi milletvekilleri Cem
Özdemir, Hulo Saibol ve Elizabeth Alt-
man, Alman Parlamentosu'na yasa tasa-
nsı vererek insan ve doğa için en zararlı
projelerden biri olan siyanürle aynştırma
yönteminin Alman parlamentosunca da
yasaklanmasını istediler.
Milletvekilleri, Türkiye'de siyanürle
aynştırma yöntemiyle işletılmesı düşü-
nülen altın madenlennın korkunç ekolo-
jik ve sosyal facialar yaratacağmı öne
sürdüler.
Milletvekilleri yaptıklan açıklamada,
"Yalnızca kâr peşinde koşan bankalar ve
flrmalar, 600 bin insanuı yaşama ortam-
larını tehlikeye atacaktır. Kullanılması
planlanan çok zehirii siyanür, verimli ve
sulak tanm alanlarını yok edecek, antik
Bergama (Pergamon) kentini ve kaphca-
lan yok cdccektir. " dediler.
Milletvekilleri, şu görüşlen savundu:
"Ortada büyük bir ayıp vardır. Dresdner
Bank siyanürle altın projesine para ve-
renlerden birisidir. Görüldüğü gibi kendi-
si her türlü ahlak kurallanm ve her türlü
sözleşmelerini unutarak yakaladığı her
nrsatta bu tür ölümcül projelere ortak ol-
muştur. Yine büyük bir ayıptır ki Türkiye
ile birçok işler yapan Alman hükümeti,
geçen seçim döneminde bu konuda soru-
lan bir soruya karşı resmi yanıt olarak sa-
dece 'Dış ülkelerdeki projelere karışma
hakkımız yok' demiştir. Türk hükümeti-
ne geiince, onun kendisine artık bir soru
sorması gerekir. Kendi ülkesinin ekono-
misini yeıie bir crfi. Şimdi halknun sağb-
ğmı sabşa çıkarmak istiyor."
Kanser Haftası başladı. Rekor Marmara Bölgesi'nde
En öııeıııli kanser
nedenlerinden biri asbest
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 1leri
düzeyde tedavi olanağı çok düşük olan kan-
ser, 20 yıl ıçmde ölümcül hastalık sıralama-
sında 4. dereceden 2. dereceye yükseldı.
Kanserli hastalann yörelere göre dağıhmın-
da Marmara Bölgesi yüzde 36.3 oranıyla bı-
rinci sırada yer alırken Türkıye'dekı her 10
ölümden birmın kanserden kaynaklandığı
vurgulandı. Uzmanlar, Anadolu'da özellikle
evlerin badana edılmesınde kullanılan as-
bestın, Türkiye'de kanser nedenlennin ilk sı-
ralannda geldiğıne dikkat çektiler.
Kanser Haftası nedeniyle Sağlık Bakanlı-
ğı'nca düzenlenen "4. Kanser Sempozyu-
mu"nda konuşan Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Göğüs Hastalıklan Anabılim Dalı
Başkanı Prof. Dr. İzzettin Banş, asbestın
özellikle kırsal yörelerde çok yaygın olarak
kullanıldığını ifade ederek "Evlerde asbestli
topraklaria duvaıiar sıvanıyor ve aüedeki
herkes her gün bu havayı soluduğu için kan-
ser oluyor. Vapağımız araşnrmalarda. aldığı-
mız bir gram havada 173 milvon asbest lifi
görüldüğünü belirledik. Bu insanlar asbest
işçisi ile aynı oranda bu havayı soluyor ve iki
yıl icinde ölüyorlar" dedi. Banş, bu nedenle
asbestli toprağı bulunan yerleşim yerlerinın
başka bölgelere taşınması gerektığmı kay-
dettı.
Kapadokya'da bulunan Karain, Tuzköy,
Sarhıdır köylerinin kanserli olarak nıtelendi-
rilerek dışlanmasmı eleştıren Banş, "Kara-
in'deki insanlar, kanserli olarak nitekndiril-
melerinden dolayı kendilerini dine veriyoriar.
Küçücük köyde üç cami var. Turistierin gei-
diği bu bölgede, bu soruna en kısa zamanda
çözümbuhınmalı'' dedi.
Kanser nedenlen arasında ilk sırada yer
alan asbestin, Iç Anadolu'nun kırsal yörele-
rinde çok yaygın olduğu belirtildi. Edınilen
bilgiye göre Çankın, Çorum, Tokat, Kayse-
ri, Sıvas, Malatya, Adıyaman, Elazığ, Diyar-
bakır, Yozgat, Konya, Kütahya ve Eskişe-
hir'ın kırsal yörelerinde, içinde asbestin bu-
lunduğu beyaz toprağın evlerde kullanılması
nedeniyle kanser oranı artıyor.
Sağlık Bakanı Doğan Baran da kanserin
önlenmesınde toplum eğitiminin önemli bir
yer tuttuğunu vurgulayarak kanserin ortaya
çıkmasında en büyük etkenin sigara kullanı-
mı olduğunu savundu. Baran, 20 yıl önce
ölüm nedenlen 4. sırada yer alan kansenn,
ıkınci sıraya yükseldiğinı açıklayarak ıleri
evTelerde tedavi başansının sınırlı kalması
nedeniyle erken tanının önem kazandığını
vurguladı.