Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÖAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 1995 PAZAR
14 KULTUR
7. Uluslararası İstanbul Çizgi Film Festivali bugün sona ererken ülkemizdeki sorunlar da gündeme geldi
'ÇÜzgifilııı^duraldama noktasında'
PELtNÖZER
Istanbul'da geçen günlerde ilgınç bir
festıval gerçekleşti: "7. üluslararası
İstanbul Çizgi Film Festivali". 30
^ülkeden 200 çızgi fılmı meraklısıyla
•buluşturan bu festival, özellikle
televizyonlarda kendilerine sunulan
^ticari çızgı fılmlen görmeyı
•reddedenleri memnun etti.
Bugün sona erecek olan festivalde hem
:canlandırma sanatınm ılginç örneklen
hem de daha önce Tiirkıye'de hıç
gösterilmemış, doğrudan fılm üzenne
ıboyama, bilgısayar animasyonu, kolaj
animasyonu gibi alışılmadık teknikler
kullanılarak ûretilen fîlmler göstenldi.
rSinemanın doğuşuyla varolan bu
(sanatın örneklerine festival
Jcapsamında özellikle çocuklar ilgı
gösterdı "Çocuklara Yönetik
BölünTde 2 salonda 800-1000 kişıyı
bulan seyircı sayısı, "Büyüklere
Yönelik BölünTde 100"e kadardüştü.
Özellikle sinema yazan, yönetmen,
'grafiker ve yetışkın sinemaseverlerden
'hak ettiği ilgiyi göremeyen festival, bir
grup sinemasever içın tam bir şenlik
oldu yinede.
Festıvalin koordinatörü Erhan
Cerrahoğiu'ndan, Türk çizgi filminin
4)ugünü ve festival üzerine bılgı aldık'
- lluslararası bir çizgi film festivali
düzenleme fikri nasd doğdu ve getişti?
Uluslararası Çızgi Fılm Festivali,
F,
Ankara"da, çocuk ti> atrosu kokenlı
Anadolu Sanat Merkezi yönetıcılen
tarafından, sanat merkezi etkinlikleri
çerçevesinde çocuklara yönelik bir
düzenleme isteğıyle doğdu. 1992
yılında Anadolu Sanat Merkezi'nin
kapanması ıle îstanbul'a taşınması
kararlaştınlan Uluslararası Çizgi Film
Festivali, firmamız Demo Ltd.'nın
devralmasıyla farklı bir kimlik
kazandı 1994 'te ilk kez uluslararası
1200 anımasyon stüdyosu ve dünya
festıvalleri ıle gerçekleştirilen
yazışmalar sonucunda, canlandırma
sinemasmın seçkin örnekleri ve
estivalin koordinatörü
Erhan Cerrahoğlu, ülkemizde
çizgi film sanatının, 3-4
stüdyoda gerçekleştirilen ticari
çalışmalarve 10-15
animatörün kişisel çabasıyla
ayakta kalmaya çalıştığını
vurguluyor. Hem özel sektörün
ilgisizliği nedeniyle hem de
hükümetlerin uyguladığı
yanlış politikalar sonucunda
duraklama noktasına geldiğini
belirtiyor.
çocuklara yönelik özel programla
ızleyıci karşısına çıktı. Bu yıl 7.
festivali kapsamlı bir programla
düzenledık.
- Türkiye'de çizgi fflm sanatmuı
bugünkü durumu üzerine bügi verir
misiniz?
Ülkemizde çizgi film sanatı 3-4
stüdyoda gerçekleştirilen ticari
çahşmalar ve 10-15 animatörün kişisel
çabasıyla ayakta kalmaya uğraşıyor.
Yaklaşık 200 anımasyon sanatçısı ile
varlığını sürdüren bu sanat dalı, gerek
özel sektörün bılgisızliğınden
kaynaklanan ilgisizliği nedeniyle
g c hukumetlenn uvguladığı
yanlış politikalar sonunda duraklama
noktasına geldi
Her şeye karşın, mizah dergılerinin ve
çizgi romanlann önemlı satış
rakamlanna ulaştığı ve birçok dergide
dünya çapında yeteneklen banndıran
çizerlenn bulunduğu ülkemizde, çizgi
fılm sanatı varlığını sürdürecektir.
Olkemizin, Kore ya da Polonya gibi,
Avrupa'nın animasyon atölyesı olması
için mucizelere değil, pazarlama için
yatınma ihtıyacı var.
- Çizgi film festivaDerinin Türk çizgi
fflrn yaratıcılanna sağladjğı katküar
nelerdir? FestivaDer aracıhğry la
Türkiye'de üretikn çizgi filmler
uluslararası pazara açüabüiyor mu?
Festivallenn Türk çızgi filmlerine üç
katkısı var.
Ilki, dünyada ûretilen örnekleri görerek
sanatlannın dünyada nasıl algılandığı
konusunda fıkir sahibi olabiliyorlar.
tkincisi, basına ve izleyicilere ulaşmak
ve yapıtlannı gösterebilmek için
ıhtiyaç duyduklan platforma
kavuşuyorlar.
Uçüncüsü ise uluslararası piyasalarda
festıvalin adı geçtiği sürece ülkemizde
de bu sektörün varhğı kabul edilerek
pazara açılma fırsatı buluyorlar
- Festrvalkri gerçekJeştirmek için
gereken finansı nasıl sağladınız? Kültür
Bakanhğı'nın festivalleri katkısı nedir?
Festıvalin fınansmanı, sponsor
firmalar ve TC Kültür Bakanlığı
tarafından karşılanıyor. Kültür
Bakanlığı, geçen altı yılda
festıvalimize kısıtlı da olsa destek
vermişti. Bu yıl ise destek talebimızin
gündeme alındığı tarafimıza yazı ile
bildirilmesine karşın henüz bir ödeme
ya da yardım edileceğıne daır bir yazı
elimıze ulaşmadı. Ancak sponsor
destekleri sonrasında kalan bütçe
açığımızı Kültür Bakanlığı'nın
karşılayacağını umdugumuz için
şirketimızin imkânlannı kullanarak
gereklı harcamalan yaptık.
Çizgifîbninsosyolojik boyutu da var
EMRESENAN:
' Çizgi filmciliğimiz sessiz
sakın harikalar yaratıyor. Bu
yalnızca boş bir iddia değil.
Az da olsa ortaya çıkan
ürünlere baktığımızda görü-
nen bu. Gerek bilinen ustala-
nmız, gerek genç lcuşak şu
bırkaç yılı oldukça verimlı
geçirdi. Hıç tanımadığımız
ısimlerden umulmadık tatta
arünler izledik. Şımdi haklı
olarak sorulabılir. "Bu film-
ler nerede, biz neden göremi-
voruz?" Yanıt hayh acıklı
Özel TV kanallan yerli çizgi
film satın almıyorlar, proje-
leri desteklemiyorlar.
, Sinemalar kısa filmler
göstermıyorlar. Dahası yatı-
nmcılann aklma çizgi film
projeierine yatrnm yapmak
gelmiyor. Bütün bunlar, çiz-
gi filmcıleri yeni projeler "~~~^~
üretmekten, festivallerde uluslararası
yapımlarla baş başa yanşmaktan, yurt-
dışına fılm pazarlamaktan alıkovmu-
yor Onlar zaten tuhaf kahramanlardır.
Hiç uslanmayacaklar, bir gün tüm
ürünlerinin değerleneceğıni bilerek
çizmeye devam edecekler. lzleyiciler
ise lütfen, küçücük, ama dopdolu şen-
likleri izlesinler, haklı olduğumu göre-
cekler.
ALt MURAT ERKORKMAZ:
Çizgi film Türkiye'de diğer sanat
dallanna paralel olarak, ancak onlar-
dan çok daha verimsiz bir şekilde sız-
lana sızlana gelişmeye çalışıyor Dün-
yada uygulaması geniş kıtlelerce yapı-
lan bu sanat dalı, bizde kişisel çabalar
dışına taşamıyor. Geçmişte kurulmuş
olan atölyeler; pazar, eleman, bılgı.
kültür ve heyecan yetersızliklennden,
çok kısa ömürlü oldular. Bir çizgi ça-
lışma birçok ülkeye satılmadığı takdır-
izgi filmi sadece eğlence ve reklamcılık alanında yararlı bir sanat aracı
olarak görmek, sosyolojik bir yanılgıdır. Temel insancıl ve toplumsal
sorunlann anlaşılmasına olağanüstü yardımcıdır. Çocuklann ve gençlerin
yetiştirilmesinde pedagojik anlamdaki işlevi yadsınamaz. -*\ Î* -• • j
de masrafını çıkaramaz, ancak bu du-
rumu bile bile yapımcılar hep tek gös-
tenmlık yapıtlara zorlandılar TRT ve
Kültür Bakanlığı gibi kurumlar, sadece
kendi gösterimleri için filmler yaptırdı,
yüksek maliyetler yerine az masraflı
uyduruk işleri teşvik edip hem bu sa-
natı hem de sanatçının içindeki heye-
canı yok ettıler.
DERVtŞ PAStN:
Çızgi filmi sadece eğlence ve rek-
lamcılık alanında yararlı bir sanat aracı
olarak görmek, sosyolojik bir yanılgı-
dır. Temel insancıl ve toplumsal sorun-
lann anlaşılmasına olağanüstü yardım-
cıdır. Çocuklann ve gençlerin yetişti-
nlmesınde pedagojik anlamdaki işlevi
yadsınamaz. Çizgi filmi sosyolojik bir
fenomen düzlemine çeken nedensellik
de budur Güncelle sınırlı politıkalarla
yönetılen ülkemizdeki durum ise ol-
dukça düşündürücü Toplum üst yöne-
tımlerı, çızgi filmın toplumbılimsel
önemıni değil fark etmeleri, bu ülkede
böyle bir sanat aracının varlığından bi-
haber durumdadırlar. Fiili durum bu
kadar acı olunca, çizgi film uzun vade-
li hıçbir plan ve programda. konjonk-
türlerde, toplumsal sorun bağlamında
kendıne yer bulamamaktadır. Ülkemiz
devlet bazında bir çızgi filmsizliği ya-
şamaktadır. Dolayısıyla çizgi fîlm, je-
nerasyonlann eğitimindeki fonksiyo-
nunu yerine getirememektedir. Büyük
bir kriz içinde yok olma tehhkesi ile
karşı karşıya olan Türk çızgi fılm sa-
natını kurtaracak, sektörü sanayi halıne
getirecek talebin, TRT tarafından yenı-
den oluştuıması gerekmektedir. Festi-
valler, kamuoyunun, medya, kamu ve
özel sektör üst yönetimlerini bilgilen-
dirmesi açısından büyük önem taşı-
maktadır.
TUNÇ tZBERK:
3'ünden 70'e ınsanlann büyük bir
keyifle izlediğı çızgi fılm, dünyada TV
kanallannın artmasıyla, gerek nitelik
gerekse nıcelik olarak gelişme göster-
mektedir. Ülkemizde çizgi film, önce-
leri reklam sektöründe tecimsel film-
lerle kendını göstermış; "firmalann, isj
bugün verip dün istemesi!" mantığıyla
gıttikçe nıtelıksız hareketlı şekıllere
dönüşmüş; bu yüzden reklam alanında
çizgi fılm yapımlan azalarak yok de-
necek düzeye inmiştir.
80'lı yıllarda TRT yönetiminde gö-
rev alan ve 23 Nisan Çocuk Şenli-
ği'nın babası sayılan Dr. Tekin Ozer-
tem'ın çabalanyla, yabancı kültür he-
gamonyasına karşı yerli yapımlara yö-
nelınmiş, ne hikmetse bu kişinin görev
değışikliği sonucu TRT, Türk çizgi
filmcilerine kapısını kapatmıştır... Di-
ğer TV kanallan ise yabancı yapımla-
nn açık pazan halıne geldiğinden, yerli
yapımlara gereken ilgı gösterilmemiş-
tir. Bu kanallann kültürümüze katkısı
konusunda bir düşünceleri de yoktur.
Kültür Bakanhğı'na gelince;
Türkiye bütçesınden binde beş
pay alan bakanlık, ancak çizgi
fılm sanatçısı ölmesin, sürünsün,
biz de bakanlık olarak bir şeyler
yaptık mantığıyla projelere maddi
destek vermeye çalışmaktadır.
Projelere venlen destek, emeği
karşılamaktan uzak ve bıktıncı
bürokratik engellerle, sanatçıyı
üretmekten çok, yıpratıcı özellik
kazandırmaktadır.
Bu koşullarda yüksekokullan-
mız bir tarafta çizgi fılm elemanı
yetiştınrken dığer yönde mesleğe
30-35 yılını vermış msanlar, atöl-
yelerini kapatrnak üzeredir.
ORHAN BÜYÜKDOĞAN:
Türk canlandırma sinemasının
ciddı sorunlan vardır. Dün, bir
elin parmaklan kadar az "gönül
vermiş" sanatçının canla başla
eser vermeye çalıştığı bu sanat
" " " dalı, hiçbir ciddi destek görme-
miştir. Bugün ise gönül verenler çoğal-
mıştır, potansiyel oluşmuştur ve yine
hiçbir destek görmemektedir.
Artık dünyanın Türk canlandırma
sanatı ıle tanışma zamanı gelmiştir.
Kültürümüzün ülkemizde de devamlı
sergilenmesi ihtiyacını hissediyorum.
Çizgi fılmin eğitim alanlannda da iyi
sonuçlar verdiği bilinmektedir. Gele-
neksellik kazanmak lazımdır. Bunun
için de profesyonel çahşmalar gerekir.
Profesyonellik için gerekenlerden
en önemlilerı, dış pazarlara atlamak;
bunun için ise anımasyon eğitimi şart.
Günümüzde yok denecek kadar yeter-
siz eğitim şartlan vardır. Bir diğeri ise
cihaz parkurlandır ve yatınm gerekti-
rir.
Bütün bunlar canlandırma sineması-
nın sanatkârlannın sırtına yüklenmiş-
tir. Onlar ne yapabılirler ki? Destekten
kastımız budur işte.
KOŞEBENT
ENIS BATUR
Aydınlar ve Medya
Geçen sayılanndan birinde, Le Nouvel Observa-
teur dergisi, canalıcı önemde bir söyleşiye yer ver-
di. Salman Rüşdî-Bernard Henri Levy ikilistyle der-
ginin yaptığı konuşmanın anatemasını "aydınlarla
medyanın ilişkisi'' oluşturuyordu.
Bernard Henri Levy, 1970 sonrası bir dönem orta-
lığı kasıp kavuran "yeni ///ozoHann sonuncusu, en
genci. Sol cepheden eleştirilen "yeni sağcı" yafta-
sıyta ele alınan bu beyaz gömlekli dandy'nin önem-
li bir düşün adamı olarak görüldüğünü, görülebile-
ceğini söylemek güç açıkçası. Gene de etkili oldu-
ğunu itiraf etmek gerekir: Bosna konusunda da gö-
rüldüğü gibi, son derece etkin biri çünkü. Televizyo-
nu, basını, neredeyse kendi yatak odasını, banyosu-
nu kullanıyormuşçasına rahat, fütursuz bir biçimde
kullanıyor.
Salman Rüşdî, bütünüyle kendi iradesiyie olmasa
bile, bir o kadar medyatik kılınmış bir yazar. Kendi
payıma, başına gelenleri onaylamam şüphesiz söz
konusu değil; ne ki, bütün bunlann onu iyi bir yazar
kıldığını, kılabileceğini de sanmıyorum.
Bu ikilinin medyayı kullanış biçimleri, medyanın bu
ikiliyi kullanış biçimiyle biıieştiğinde ortaya tuhaf bir
gerçekJik çıkıyor. Gündemi en sık belirleyen onlar
oluyor. Derin, kalıcı işler çıkardıklannı düşünmesem
de, ışık tuttuklan sorunlan hafifseyem'ıyorum: Sonuç
olarak, her türlü baskıya diklenen insanlar bunlar,
üstelik hedef kimliği taşımak sanıldığı kadar kolay
katlanılabilecek bir durum değil. Herkes göze ala-
maz, alamamıştır.
Türkiye'de de özellikle son dönemde, medyayı bu
yolda kullanan, medya tarafından aynı yolda ele alı-
nan, konu edilen yazar, bilim adamı ya da sanatçılar
olduğu göze çarpıyor: Yaşar Kemal'den Aziz Ne-
sin'e, Zürfü Livaneli'den Orhan Pamuk'a. Tokta-
mış Ateş'ten Bedri Baykam'a, Doğu Ergil'den Ab-
durrahman Dilipak'a pek çok örnek.
Kamuoyunu yonlendirmeye, uyarmaya, aydınlat-
maya çalışan insanlar bunlar. Görsel, sözlü ya da ya-
zılı kanallan kendi doğrulannı ıfade etmek, eğri ya da
yanlış gidişatı adlandırmak için kullanmaian doğal
bana kalırsa. Her toplumun, her bireyin yoruma ge-
reksinmesi vardır. Bu aydınlar, aciliyet sınırtan içinde
eyleyen kişiler: Sonuçlan çok sonra ortaya çıkacak.^
etkileri zamanla anlam taşıyacak bir üretimden çok^/
sıcağı sıcağına venlecek tavırlar temelinde seçimle-
rini yapıyorlar. Bu tercihe olsa olsa saygı duyulur, di-
ye düşünüyorum. Bunun tek doğru tercih olduğunu
ileri sürmemek koşuluyla tabiı.
Le Nouvel Observateur dergisi, söz konusu söy-'
leşide, söz konusu ikiliyi öteki seçeneği anımsata-
rak biraz sıkıştınyordu ömeğin. Aynı alanlarda büyük'
emek sarfeden, buna karşılık ortada gözükmekten'
hoşlanmayan aydınlar da var Pierre Bourdieu bun-,
lardan biri. ;
Pek yakında, dilimizde ilk kitabı yeni kurulan Ke-'
sit Yayınlan arasindan çıkacak olan Bourdieu, günü-;
müz toplumbilimcılerinin en önemlilerinden biri. Otu-^
zu aşkın kitatnnın, yüzlerce makalesinin, yönettiği
"Toplumsal Bilimlerde Araştırma " ve "Uber" dergi-'
lerinin yanı sıra, sıkı bir eyiem adamı: Başkanlığını'
SalmanRüşdTninyaptığı "Uluslararası YazariarPar-j
lamentosu"nun gerçek kurucusu sözgelimi. Bir sû-
redir kendisiyle yazışıyorum. Orta vadede Türk ya-,
zannı, aydınını daevrensel zeminde yer almaya ça-;
ğıracak bir iki proje üzerinde yol almaya çalışıyoruz.,
Bourdieu'nun ayıncı özelliği, gizliliğe elbette değil,,
ama anonim üretkenliğe büyük önem vermesinden'
kaynaklanıyor. Düşünce, ifade, azınlık kültürleri ya da'
araştırma özgürlüğü bağlamında yürüttüğü, öncülü-'
ğünü üstlendiği bütün projelerde kişinin ya da kişi-
lerin yerine işin ve eylemin öne çıkmasını esas alıyor. ı
Geçen yıl, kırk yılın bir başı yaptığı söyleşılerden bi-
rinde, Diderot - d'Alembert tarzı ansiklopedistlerin'
tarzında kolektif düzlemde üretken olan bir aydın tü-
rüne gereksinme olduğu görüşünü savunmasının'
nedeni de buydu.
Görsel, sözsel ya da yazılı medyanın gerektiğince
ve gereğince kullanılmasından yanayım. Kişisel üre-
tim bağlamında bir yazar, sanatçı ya da bilim adamı,
bunun ayannı kendisi yapar, yapmalıdır. Kolektif bağ-
lamda farklı bir ayar aranmalıdır: Ipin ucu kaçınldı-
ğında, üretkenliğin ya da görünüriüğün ne kadan
toplumsal sorumljluktan, ne kadan kişisel efsane
arayışından hız almaktadır, bunu ayırdetmek güçle-
şebtlir. •
Maçka Mezat ve Artium Sungur
Sanat Evi'nden iki müzayede
Kültür Servisi - Bugün
Istanbul'da iki müzayede
gerçekkştirilecek. Maçka
Mezat'ındüzenlediği"Sa-
nat Eserieri Müzavedesi",
bugün saat 15.00"te Hyatt
Regency Balo Salonu'nda
gerçekleşecek.
Müzayedede, Kütahya
yöresının köv dokuması
"Batı Anadolu Hahsı" 1
mılyar 600 mılyon liradan
açıkarttırmaya sunulacak.
Hoca AH Rıza'nın "Dere"
adlı yağlıboya peyzajı 1
mılyar liradan, "Boğaz"
adlı peyzajı ise 750 milyon
liradan satışa sunulacak.
Amadeo Preziosi'nın
"Son Cemaat MahallT ve
Sami Yetik'in "Kazlar"
adlı tablolan 600'er mil-
yon liradan. Avni Lifij'in
a
Süle>maniye Camn" ad-
lı yağlıboya peyzaj1
550
mılyon liradan satışa sunu-
lacak. Bu müzayedede ah-
şap üzerine istanbul işı.
döşemesi metalh ipek do-
kuma Hereke kaplı "Os-
manlı Beşik", 500 milyon-
dan açıkarttırmaya katıla-
cak.
Artium Sungur Sanat
Evi'nin düzenlediği 'Sa- Maçka Mezat'ın müzayedesinde 'Baü Anadolu Hahsı'
nat Eserieri Müzayedesi' de 1 milyar 600 milyon liradan açık arnrmaya çıkacak.
bugün saat 12.30'da The
Marmara Oteli Büyük Balo Salonu'nda iz-
lenebilir.
Bu müzayedede Hoca Aü Rıza'nın "Pey-
zaj" adlı yağlıboya tablosu 1 milyar 250
milyon liradan satışa sunulacak.
Namık tsmail'ın "Alie Tör'ün Portre-
si "adlı ahşap üzerine yağlıboya tablosu, Ce-
vat Dereli'nin "Pfeyzaj" adlı yağlıboya tab-
losu 300'er mılyon liradan, Naci Kalmu-
koğlu'nun "Oryantalisfadh kompozisyonu
ve Givanian'ın "Dobnabahçe'den Bella Vis-
ta" adlı yağlıboya tablosu 250'şer rrulyon li-
radan, Nazmi ZJya'nın ahşap üzerine yağlı-
boya "Peyzaj" adlı tablosu ise 200 mılyon
liradan alıcı karşısına çıkacak. Müzayede-
de Fahrunissa Zeid'ın "Feridun Karakaya
(Cilalı Ibo)" portresi teklif usulüyle satışa
sunulacak.
'Anne Frank'ın Günlüğü' tiyatroda
Kültür Servisi - îlk gençlik
çağlanmızda pek çoğumuz "Anne
Frank'ın GünlüğüT
'nü okumuş, iki
yıl kaçtıktan sonra ailesıyle biıiikte
yakalanıp Auschvvitz'e götürülen bu
lcüçük kızın acıklı öyküsüyle
gözyaşı dökmüşüzdür. Tavan
arasında kapaiı geçen bu iki
korkunç yılı iki Amerikalı aktör;
Frances Goodrich ve Albert
Hackette sayfa sayfa inceliyor ve bir
oyun yazıyorlar. Georges Nerveus
tarafından Fransızca'ya aktanlan bu
oyun, Pierre Franck tarafından
sahneye konuyor.
Bugünlerde Paris Theatre
Hebertot'da sahnelenmeye başlanan
oyvın, daha önce Lyon'da izleyici
karşısına çaktı. Anne Frank'ı,
Bertrand Tavernier'nın Berlın Film
Festivalf nde AJtın Ayı ödülünü alan
son fılrru "Appafyla yıldızı
parlayan Marie Gillain
canlandınyor. Tavernier'nin
fılminde zengin erkekleri baştan
çıkanp paralannı çalan Nathalie
rolünde gördüğümüz Gillain, bu
oyunla 'çocuksu, masum
1
bir
kimliğe bürünüyor.u
O>Tinu
okuduğum zaman altüst oldum"
diyor Mane Gillain: "Çokgenç
yaşta aşkla tanışan bu kızın sesini
duyar gibi oktum. Onu yeniden
yaşama döndürmek Lstedim". Baba
Otto Frank rolünde ise tiyatro ve
sinema sanatçısı Bernard Crombey
var.
Crombey, "Anne Frank'ın
Günlüğü"nü oynamanın kendisine
bir sorumluluk yüklediği
görüşünde: "Her akşam bir tarih
dersi yaşar gibiyim. Lyon'da bize
sorular sormak için bekleyen, çıkısta
Idtabı satın alan gençler olu>T)rdu.
Kendi kendime boşuna
oynamadığunızı sövlüyordum.
Oyıınun etkisi inanılmaz. böyle bir
şeyi daha önce görmemiştim".
Crombey 'in canlandırdığı Otto
Frank, oyunda acılan dindirmeye
çalışıyor- "Güçlü, bflge, güvenilir
bir adamı oynuyorum. Daha önce
oynadığım gel-gitli, fırtınalı
karakterierden çok farklı".
Otto Frank ve ailesi bir tavanarasına
saklanıyoriar.
Bu kapaiı yerde sürekli bir arada
olmanın etkisiyle Anne, sık sık
annesıyle tartışmaya başlıyor. Bu
arada anne, baba ve oğullan
Peter'den oluşan Van Daan aılesı de
onlara katılıyor Oytında Peter'i
Andre Techine'nin "Les Roseaux
Sauvages" adlı filminde rol alan
sevimli ve genç oyuncu Frederk
Gorny canlandınyor. Fredenc,
kitabı ve oyunu okuyvınca çok
etkilendiğini söylüyor "Baştan
itibaren, daha ilk okuyuşta bu roiü
çok sodim, çünkü Peter'in
gençlikten olgunluğa geçisi var. İlk
aşk heyecanları ve öfke krizleri
CHümün onun yaşamına son
vereceğhıin biüncinde ve onun
yaşmda bu dayanılmaz bir şey.
Oyunda gerilim, mizah, ve gerilimin
ardından gelen mutluluk anlan iç
S O S Y A L Y A Y I N L A R
KTTAP SARAY'DA
BÜYÜK KİTAP
ŞÖLENİ
Bütün Kitoplarda
%30İNDİRİM
Babıâli Cad. No. 14 - Cağaloğlu/tstanbul
Tel.-Fax: (0212) 522 52 13 - Tel. 528 33 14
Pazar Hariç9-19.00 arası
GALERI • ATÖLYE ^ H 293 89 78 (3HAT)
Paris'te
sahneyenmey
e başlayan
'Anne
Frank'ın
Günlüğü'nde
Anne Frank'ı
ovnayan
Marie
Gillain,
'Marie'
fflmindeki
rolüyle Paris
Film
Festivali'nde
ödülalmışD.
AYŞE
ERKMEN
"Bu Galeri"
25 Nısan - A Uvı/ıntn 1995
) u ıı «,l.;aa.ı l«,.,l»,
SANAT SHERİSİ
GlNAYSAGlN'u
ANMA SERGISI
2 Mayıs - 24 Mayıs
T I; Bankası
Parmakkapı Sanat Galerısı
Beyoğiu. Tti 244 20 21
SATILIK
Marmara Adası'nda
12 daireli, 48 yataklı komple pansıyon
Tel.:(0 266)89 58110
(0 266) 89 58 228