Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 30 NİSAN 1995 PAZAR
12 DIZIYAZI
François Georgeon ve Paul Dumont'un
"Osmanlı İmparatorluğu Tarihi" adlı eserinden)
SUNUŞ: Osmanh Imparaîorlıığu 'nda, 19.
yüzyüın sonlanyla 1. Dünya Savaşı 'nınyangın
yıllannda ortaya çıkan "Ermeni sorunu" ve
onun yeryer büründüğü trajikgörünümler,
bugün de tartışma konnsudur. Bu konıtda
yapılması gereken ilk iş, ciddi ve soğukkanlı
tarihçiye başvurmaktır; çünkü konu tarihe mal
olmuş bulunuyor. Biz de aynı şeyiyaptık.
Bu yazı dizisinde, söz konusu niteliklere
gerçekten sahip iki Fransız tarihçisinin,
François Georgeon ile Paul Dumont 'un
Robert Matran 'ın başkanhğındayayımlanmış
"Osmanh İmparatoriuğu Tarihi"nde
kaleme aldıkları konuyla ilgili
değerlendirmeleri Server Tanilli 'nin
Türkçesinden okuyacaksınız.
Server Tanilli 'nin Türkçeye çevirdiği
vebuyazı dizimizin kaynağı olan eserin ikinci
cildi, yahnda Cem Yayınlan arasında
çıkacaktır.
Ertnenilerin özgün konumuYüzyılın sonuna doğru.
ulusal topluluklann hareket-
ienişinde bir artış görülür. Er-
menı illerinde, kanayan bır
yara halindeki şiddet. 1894
yılının sonunda birden ağır-
laşır Sasun yöresınde. tki yıl
boyunca, ayaklanma ve bas-
tırma eylemleri, Doğu Ana-
dolu'da ve tstanbul'da birbı-
rini ızler ve Ermeni mılliyet-
çiliğınin gücünü serer gözler
önüne.
Aynı döneme doğru, dev-
rimcı komıteler harekete ge-
çerler Balkanlarda; Make-
donya İçi Devrim Örgütü'nü
(1893), bir dış örgüt izleye-
cektir çok geçmeden; aynı
yöre ıçın hak ıleri süren Yu-
nan Etnike Hetairia ile Sırp
örgütlenışlerini de unutma-
malı! 1868"den beri bir
özerldik statüsünden yararla-
nan Girit'te, Girit komıteleri,
adayı Yunanistan'a bağla-
mak amacıyla, Etnike Heta-
iria ile işbirliği içindedir;
1896 Mayısı'nda, genel bir
ayaklanışın pençesindedir
Girit. On beş yılhk kişisel ve
merkeziyetçi bir ıktıdarla,
Abdülhamit, imparatorlukta-
ki ulusal topluluklann özerk-
lik ve özgürlüğe olan özlem-
lerini dizginleyememiştir
böylece.
Girit sorunundan
Makedonya'ya
1895'e doğru su yüzüne
çıkan üç sorundan yalnız Gi-
rit sorunu çabucak çözümle-
necektir. 1897'nin başlann-
da, Yunan yönetimı, Girit ve
Makedonya üzerindeki öz-
lemlerin coşkusuyla, Osman-
lılar'a karşı bir savaşın içine
sürüklenır ve Yunan ordulan
için hrzla bır felakete dönü-
şür çarpışma (Mayıs-Haziran
1897). Osmanlılann askeri
zaferi, sultanın saygınlığına
çok şey katar ve Alman aske-
ri danışmanlannm başansını
ortaya koyarsa da, bır diplo-
matik başanya dönüşemez;
çünkü. büyük devletler, Av-
rupa denetiminde bir özerk-
lik davatırlar Gint'te. Türk
bayrağı simgesel olarak dal-
galansa da, Girit yitırilmiştır
Osmanlı tmparatorluğu içın. Adanın
Müslümanlannm Anadolu'nun batısuıa
doğnı büyük göçü başlar.
Makeaonya'ya gelince, 1912 yılına
değin Osmanlı kalacaktır, ne güçlükler
pahasına ama! Makedonya mı? Balkan-
larda, Arnavutluk'tan Trakya'ya değin
uzanan bır ülke ve üç ili alıyor ıçine; Ko-
sova, Manastır ve Selanık bunlar. Yığın-
la etnik topluluğun da dirsek dirseğe ya-
şadığı bir ülkedir bu: Türkler, Arnavut-
lar, Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar, Yahu-
diler, Çingeneler, Eflâklar var; ve yalnız
dinler, Islamla Hıristiyanlık değil, Orto-
doksluğun bağnnda da, Bulgar ruhani
temsilcilıği ile Rum Patrikliği çatışıp du-
rur. Bir ülkedir ki bu, dört dev let; Sırbis-
tan, Bulgaristan, Yunanistan ve Osman-
lı İmparatoriuğu ilgilenır kendisiyle; bu
arada, Eflâk azınhğı ile ilgilenen Roman-
ya ile bütün komşu devletlerin ıleri sür-
düklerini reddeden öz Makedonya milli-
yetçiliğinin ortaya çıkışını da unutma-
19. yüzyılın ortalarından itibaren Ermeni toplumunda bir hareketienme başlar. Bir modem okul-
lar şebekesinin gelişmesi, Ermenilerin Avrupa'ya gönderilmesi, Ermenice kitap ve gazetele-
rin çoğalmasıyla önemli bir kültürel uyanış yasayan Ermeni toplumu, Avrupa ve Kafkasya ile
de ilişkilerini geliştirir. Yukandaki afış Ermeni tarihi ve ulusal ideallerini sembolize ediyor.
• 19. yüzyılın
sonlanna doğru
imparatoıiuğun çeşitli
bölgelerinde ortaya
çıkan hareketler
içinde, Osmanlı
Devleti'ni kaygılandınr
görünen, özellikle
Ermeni ulusal
hareketinin gelişimidir.
Yüzyılın ortalarından
beri belirgin bir
kültürel uyanışı
yaşamıştır Ermeni
toplumu.
• Bu kültürel uyanış,
1860'ta, birtemel
düzenlemeye,
patrikliğin geleneksel
yetkilerini burjuvazinin
yaranna azaltan bir
Ermeni Ana
Tüzüğü'nün kabulüne
vanr. Onu izleyen
aşamaya damgasını
vuran, 186O'lı yılların
başlarında Ermeni
ulusal hareketinin
doğuşu olur.
• Ermeniler,
Müslüman olmayan
diğer azınlıklardan
daha fazla devletin
siyasal ve idari
yapısıyla
bütünleşmişlerdir.
1864 kanunuyla
kurulan yerel
kurumlarda da sayıları
haylidir. Böylece,
ulusal kimliklerinin
bilinci daha da
keskinleştiği bir
sırada,
sürecektir; Parlamento ise,
reformlar, güvenlik, vb. elde
etmek içın, cemaatlerinin
özlemlenni sergileme ola-
nağı sağlar Ermeni millet-
vekillere.
Ermeni mılliyetçiliğinin
kökeninde görülen bu öğeler
(okullann gelişmesi, edebi-
yattaki yenileşme, hareket-
lenış), bütün ulusal hareket-
lerin çıkış noktasındadır im-
paratorlukta. Bununla bera-
ber, Ermeniler söz konusu
oldukta kendıne özgü kimi
özellikler göze çarpar. ön-
ce, Osmanh lmparatorlu-
ğu'nda Ermeni halkın coğ-
rafyası bakımından, Doğu
Anadolu'da ve Kilikya'da,
Ermeni nüfus, Müslüman
nüfus örgüsü içinde alabildi-
ğine iç içedir onunla, Ayn-
ca, Ermenilenn en çok otur-
duklan altı doğu ilinde. Er-
meniler, yüzyılın sonlannda
nüfusun çoğunluğunu oluş-
turmaz hiçbır yerde: Erme-
niler, Türkler, Kürtler, Çer-
kesler, dirsek dirseğedirier
aynı köylerde, aynı kentler-
de.
Devlette
Ermeni gücü
malı. Her bın, aynı toprakparçası üzerin-
de tanhsel haklannı saydırmak istemek-
tedir. Kjmi, II. Philippos ile Büyük ts-
kender'in Makedonya Krallığmı ıster-
ken, kimisi de Makedonya ülkesinin bü-
yük bölümünü ıçine alan San Stefano
Antlasmasf nın Büyük Bulganstanını
ılen sürmektedır
Mafcedonya'da kanlı dönem
XIX. yüzyılın sonlanndan baslayarak,
Makedonya, devrimd komitelerin üyele-
ri (komitacı) arasında, kanlı çarpışmala-
nn sahnesi olur. Terörcülerin yöntemle-
ri, köyleri baştan aşağıya kınp geçirmek-
ten, trenlere heyecan uyandıncı saldın-
lara varıncaya değin değişeeektır, arada,
kurtulmalık karşılığında insan kaçırmak,
camileri ya da kiliseleri ateşe vermek.
holdup'lar, vb. vardır. Uyuşmazlık. az
çokgizli biçimde, Balkan savaşlanna de-
ğin sürecektir böylece: 1902-1903'te ol-
duğu gibi, İç Örgüt'ün, Manastır kenti
dolayında, gercekbir ayaklamşı başlattı-
gı sert patlayışlar olacaktır kimi zaman.
Osmanlı egemenhgi, bu üç eyalet üzerin-
de varlığını sürdürür, ne var ki, çatışma
tehlikesini üzerlerine almak istemeyen
büyük devletlerin Balkanlar'daki oyunu
sonucu, gitgide daha eğreti bir durumda-
dırbu. Balkanlar'daki gehşmeyle doğru-
dan doğruya ilgili ıki deviet, Avusturya-
Macaristan ile Rusya, statükonun sürdü-
rülmesi konusunda iki kez anlaşırlar. İl-
ki, 1897'de Saınt-Petersburg'da olur:
tkincisi ise, 1903 'te Mürzsteg'de gerçek-
leşir ve François-Joseph ile II. Nıcolas,
Makedonya için, başka önlemlerin yanı
sıra bir uluslararası jandarma gücü kurul-
masını öngoren bır reform prograrru ha-
zırlarlar. Abdülhamit, Makedonya'yı,
Osmanlı egemenlığı altında tutmayı ba-
şaracaktır, ancak, şıddette taşkınlıklara
giderek olacaktır bu ve Avrupalı devlet-
ler de -gitgide artan bir biçimde- ışlere
büyük olur devlette.
burunlannı sokup duracaklardır.
Ne var ki XIX. yüzyıhn sonunda, Os-
manlı Devleti'ni kaygılandınr görünen,
özellikle Ermeni ulusal hareketinin geli-
şimidir. Yüzyıhn ortalanndan beri, ala-
bildiğine değişmiştir Ermeni toplumu.
Bir modern okullar şebekesinin gelişme-
si, Ermeni gençlerinin Avrupa'ya gönde-
rilmesi, Ermenice basılan kitap ve gaze-
telerin çoğalmasıyla, belirgin bir kültü-
rel uyanışı yaşamıştır toplum. Bu kültü-
rel uyanış, 186O'ta, bir temel düzenle-
meye patrikliğin geleneksel yetkilerini
burjuvazinin yaranna azaltan bir Erme-
ni Ana Tüzüğü'nün kabulüne vanr. Onu
izleyen aşamaya damgasmı vuran,
186O'lı yıllann başlannda Ermeni ulusal
hareketinin doğuşu olur. Anadolu'nun
doğusunda, Ermeni halkı arasında toplu
dılekçelerdolaşır; 1862'deZeytun'daol-
duğu gibi, henüz yerel ayaklanmalarpat-
lakverir. Bukaynaşma, 1876'da Osman-
lı Parlamentosu'nun toplanışına değin
Belirtilmesi gereken bir
başka nokta da şu: Ermeni-
ler, Müslüman olmayan baş-
ka bütün azınlıklardan kuş-
kusuz daha fazla olarak,
devletin siyasal ve idari ya-
pısıyla bütünleşmişlerdir.
Rumlann imparatorlukta si-
yasal nüfuzlannın çok azal-
ması sonucuna varan Yunan
başkaldınsından beri, Erme-
niler, Saray'a ya da Babı-
âli'ye bağlı siyaset kadrosu
içinde önemli bir yer tut-
maktadırlar 1864 kanunuy-
la lcurulan yerel kurumlarda
da sayılan haylidir.
Beledıye kunıllannda,
mahkemelerde yerleri var-
dır, mali konularda uzman-
lar, çevirmenler, sağlık ve
tanm hizmetlerinde teknis-
yenler sağlarlar. Böylece,
ulusal kimliklerinin bilinci
daha da keskinleştiği bir sı-
rada, yerieri daha da büyük
olur devlette.
Ermeni sorununa özgünlüğünü veren
bir üçüncü nokta da, Ermeni nüfusun dı-
şansıyla kurduğu ilişkilerin türüdür. Er-
menilerin, Avrupa'da bir bakıma eski sa-
yılabilecek dağılışına bağlıdır bu ilişki-
ler. Bu dağılıştan, Mekhitaristlenn Vene-
dik'te kurduklan gibi, ulusal kültürün
parlak merkezleri çıkmıştır ortaya. Öte
yandan, Kafkasya ile ilişkiler ve Rusya
Ermenileriyle bağlar sıkıdır. Kafkas-
ya'dan yola çıkan ınsanlar ve düşünceler,
hatta tstanbul'a erişmeden önce, Doğu
Anadolu'da dolaşırlar. Son olarak, mis-
yoner takımı, özellikle de Amerikan mis-
yonerleri, alabildiğine sızarlar Ermeni
cemaatine. Böylece, seçkınlerinın dış
dünyaya açılmasıyla. Ermeni toplumu,
özellikle de Doğu Anadolu'dakı, kendı-
sini çevreleyen Müslüman toplumdan
farklılaşır gitgide.
Yann: Ermeni hareketinin
kölctencile$mesi
(12.7.1972- )
Yönetim Kurulu Üyemiz
Sevgili REŞAT BULUT,
Atatürk sevgisi ile dolu yüreğinin
duruşunun birinci yılında seni her geçen
gün daha da artan bir özlemle anıyoruz.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE
DERNEGİ İSTANBUL
ŞUBESİ YÖNETİM KURULU
TEŞEKKÜR
14 Nisan 1995 günü kaybettiğimiz Yıldız
Üniversitesi emekli profesörlerinden Ga-
zanfer Erim'in rahatsızhğı sırasında teda-
visini yürüten, başta Aile Hekimliği Uzma-
nı Dr. Can Kayabal olmak üzere dostça
yardımlannı esirgemeyen Sayın Cahit Öz-
den ve Balıklı Rum Vakfı Kurulu Başkanı
Sayın Dimitri Karayani'ye ve tüm idari
personele, hastanedeki tedavisini üstlenen
ve yakından ilgilenen Saym Dr. Sevda Er-
soy ile tüm uzman doktorlara, tüm hemşi-
re, hastabakıcı, sağlık personeline ve ölü-
münden sonra arayan arkadaşlan ve mes-
lektaşlan ile bütün dost ve akrabalara te-
şekkür ederiz.
AİLESİ
GERZE KADASTRO MAHKEMESİ
Davacı Gerze Orman Idaresı tarafından Gerze Acısu Kövü'ndekı 187 nolu parselle ilgili olarak davalılarGerze Çarşı
Mahallesi'nden Ahmet Karagülle ve arkadaşlan aleyhıne açılan kadastro tespitıne ıtıraz davasının mahkememızde
yapılan açık yargılamas>ı sırasında da^lılardan Ahmet Karagülle mırasçılan eşı Muazzez Karagülle ve çocuklan Fısun
ve Teksın Kafagülle'nin bütün aramalara rağmen adreslen tespıt edılememış, duruşma günü ve yargıtay ılaraı tebliğ edıle-
memıştir.
Mahkememizce tebligat yapılamayan Ahmet Karagülle mırasçılan eşi Muazzez ve çocuklan Fısun ve Teksın
Karagülle'nın mahkememizm 1993/13 esas sayılı dosyasının 27.06.1995 günü saat 10.00'da yapılaoak olan duruşmasında
hazır bulunmalan veya kendılerını bır vekılle temsıl ettirmeleri gerektıği,
Belırtılen günde hazır bulunmadıklan takdırde vargılamanın gıyaplannda devam edıleceği ve Yargıtay bozma ilamına
uymuş sayılacaklan ılanen tebliğ olunur.
Basm: 19042
AKYAZIAS1İYE HU KUK HÂKİMLÎĞİ' NDEN
GÜVENÇLERKÖYÜ
DosvaNo:
1995/347
1995/348
1995/349
1995-350
1995/351
1995/352
1995/353
1995/354
1995/355
1995/356
Parsel No: Yüzölcümü Bedeli
9 1725 m2 45.550.000.-TL
380.000-TL
18.8OO.OOO.-TL
2.500.000 - TL
10.400.000.-TL
45.400. 000.-TL
30.400. 000.-TL
6.500.000.- TL
12.450.000.-TL
27.000. 000.-TL
10m2
730 m2
110m2
520 m2
2270 m2
1045 m2
325 m2
480 m2
970 m2
Yukanda dosya ve parsel numarası ile sair evsafi belir tilen taşınmazlann 2942 sa
yılı yasanın 19. maddesi uyannca Karayollan Genel Müdürlüğü adına tesciline karar
veriİmiştir.
Kamulaştırma bedelleri tstanbul-Küçükyalı Ziraat Bankası Şubesi'ne bloke edılen
ışbu taşınmazlann üzennde herhangi bır hak iddia edenlerin bu ılan tari hinden iti-
baren üç ay içinde Akyazı Asliye Hukuk Hâ kimhği'ne müracaatlan ilan olunur.
Basın: 18629
10
7
6
5
4
3
1
2
Zilyeti:
Nuri Özcan
Mustafa Özcan
Celal Özcan
Adem Özcan
Seyit Özcan
Nuri Özcan
Nuri Özcan
Ali Yıldıztaş
Mehmet Özcan
Nadir Özcan
AFŞİN KADASTRO MAHKEMESİ
Sayı: 1993/128
HÂKİM Turkan ZENGİN 33297
KÂTİP. Mustafa YAZICIOĞLU
DAVACI: Bağdat MERCİMEK - Yusuf kızı Şehribanı kızı 1954 D lu, Dağlıca kasabası - Af-
şın
DAVALILAR- I- Afişın Kadastro Müdürlüğü
2- Ismaıl GÖÇER - Yusuf oğlu Gaziosmanpaşa mahallesi Mımar Sınan Cad. - Afşın
DAVA TESPİTE İTİRAZ
Davacı Bağdat MERCÎMEK tarafından davalılar, Kadastro müdürlüğü ve Ismaıl Göçer aley-
hine açılan Kadastro tespıtıne ıtıraz da\asının 4 4 1995 tarihlı otururaunda verilen ara karan ge-
refınce. yapılan tahkikatta adreslen betlı olmayan, Afşin Çobanbeyli Kasabasmdan Çoban Yusuf
oğlu lsmaıl Göçer mırasçılanndan Yusuf Mırasçılan, Emıne Nihal, Zübeyde, Ayhan. Gülhan ve
lsmaıl GÖÇERler ile yıne Afşin Çobanbeyli Kasabasuıdan Mustafa Göçer mirasçılan, Selma,
Mustafa, lsmaıl, Yusuf, Fatma. Sevda. Feramuz GÖÇER'let ile yıne mırasçılardan Feramuz GÖ-
ÇER mırascısı yine aynı yerden Feramuz Göçer'ın adreslen tespıt edılemedığınden ılanen tebli-
gat yapılmasma karar veriİmiştir.
Yukarda ısımlen belirtilen lsmail GÖÇER mirasçılanran mahkememıze ait 1993/128 Esas sa-
yılı dava dosyasının durusması olan 13.6.1995 günü saat 9 00'da mahkememızde hazır bulunma-
lan ve delıllennı bıldırmelen veya kendılennı bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdirde yargi-
lanmanın yokluklannda yapılacağı ve karar venlcceğı davetıye yenne kaım olmak ûzere ılanen
tebliğ olunur. 5.4.1995
Basın: 18757
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
Çankaya'da Kürt Sorunu
Birteşik Sosyalist Parti (BSP) Genel Başkanı Prof..
Sadun Aren'in, Çankaya'da Süleyman Bey'le gö-
rüşmesinden sonra, izlenımlerini merak ediyordum:
- Ben olumlu ızlenimleraldım, Cumhurbaşkanı'nın
tutumu ile ilgili olarak...
- Evet. (Ben tanıdığım Süleyman Bey'in yasaksav-
dığını düşünüyordum!)
- O zaten şöyle yapıyor konuşmalan: Kendisi bir
şey söylemıyor. Diyorki: "Memteketin makrosorun-
lan hakkında partinizin görüşlerini dinleyeceğim."
Zaman zaman not alıyor söylenenleri. Ondan sonra
da, işte çay ikram ediliyor. Çıkıp gidiliyor. Ordan da,
basın bürosunda konuşmalannız hakkında bılgi ve-
riyorsunuz. Herkes öyle yapt, ben de öyle yaptım.
Fakat oldukça rahat göründü.
Ben tabii, bütün meselelerüzennde konuşmaktan-
sa, "iç banş" üzerindeki görüşlerimizi, işte Kürt so-
rununu, bu Terörie Mücadele Yasası'nın 8. madde-
sini söyledim. Esas itibanyla şu doğrultuda: Bunlar,
Kürtler, Kürt sorunu, bir bölücülük nedeni olmaktan
çıkmıştır Yani, böyle bir manzara görünmüyor. Bu
bakımdan, işte "EğerTMY'nin 8. maddesini kaldınr-
sak memleket bölünür, tehlikeler uyandınr" ülan gi-
bi görüşler geçersizdir. Bu madde kaldınlırsa, bugün
söylenenlerden fazla bir şey söylenecek değildir. Bu
madde kadük olmuştur. Çünkü bu madde, "Bölücü-:
lükyapılamaz" diyor. Yani, bunun anlamı nedir? "Tür-1
kiye bölünmeye müsait bir ülkedir, onun için bu ya--
p\\amaz\"demekistiyor. Çünkü, böyle müsait bir şey.
değilse, zaten böyle bir şey söylenmez.
-Evet!
- Ben bunu Anayasa Mahkemesi'nde söylemiştim.',
Bu münasebetle değil de, işte partiler, TC'nin top-,
raklan üzennde dil, din, ırk farklanna dayanan azın-'
lıklar bulunduğunu öne süremezler, diye bır madd&,
varya, partileri ondan kapatıyorlar zaten. Yanı, var-\
dırda "söylemeyin* d/yormadde. Diyorki, "Gaileolur,
ilerde", "Uyuyan yılanı uyandırmamak" gibi. "Hırsı-;
za yol göstermeme" gibi laflar vardır ya hani? «
- Nasıl? ;
- Hırsıza yol gösterme, pencereden girme! fılar>
derier ya (gülüşmeler). "Bunlan fazla söylemeyin,.
tehlikeli olur sonra!" Ben Anayasa Mahkemesi'nde*
sözlü savunma da yaptım, o zaman demiştim ki$
"Bunun gerekçesi budur: "Bir gaile çıkmasın"d/r. "\ş-k
te o gaile çıkmıştır" dedim. Adamlar dağlarda. ko-,
nuşuyoıiar. Kürt sorunu, silahlı silahsız savunulur ü-\
lan bir hale gelmiştir. Bu arada, vaaay "Türkjye'de!
Kürt vardır, yoktur" demeyi cezalandırmak anlamsız
kaçmaktadır. İşte siz Yüksek Mahkeme olarak "«a--
dük olmuştur bu madde" diyebilirsiniz. Yanı, geçer-,
liliği kalmayan bir maddedir.
Şimdi bu, "bölücülük" için de söz konusu. Ben\
şöyle düşünüyorum: Türkıye, yani Kürt halkı daha ne
kadar kışkırtılsın? Yani, içerden, dışardan Kürthalkh
yeterince kışkırtıiıyor, ayaklanmıyor! Yani bu açık;\
ayaklanmıyor! Bu kadarkışkırtıldığı halde ayaklanmı-.
yori Eee, şimdı "Yok ayaklanır!" diye, birsürü baskı',
altına almanın, bölücülüğü yasaklamanın filan biran-',
lamı yok. Bu yasakladığınız şey, zaten herkesin bil-',
diği, söylediği, fiilen gözleriyle gördüğü bir durum.\
Yani, gereksiz bir şey yapılıyor. Hatta, bö/ücüfijğüî
tahrik edicı. Yani, Kürt halkından bu kadar da kork-\
mak, asıl bölücülük filan olmaya başlıyor; gerçekten\
böyle ayn ırkı, dili filan olabilir, bölünmeyebilirsin.ı
Farklılıklann olur, bunu tanırsın. Bunlan anlattım ben\
Onun için, Terör Yasası'nın 8. maddesi filan kalka-i
bilir. Demokrasinin gereği olarak kalkması gerekir.*
Fakat, demokrasinin gereğine o kadarsaygısı olma-'
yan ınsanlar, bölünmeye neden olur diye, sadece bd
bakımdan karşı çikanlara da bunu söyledim... Bun-,
lara tepkı göstermedi. "Efendim olmaz!" filan deme-i
di. Yüzünün ifadesinde böyle bir şey olmadı. O ba-;
kımdan genel tavnnı olumlu buldum. Tabii, "şeri-;
aVtan, sendikalyasalardan sözettım. Yargısız infaz->_
lar, failimeçhul cinayetler, hapıshaneierdekı kotü /ş-,
lemler, iç banşı bozucu şeylerdir. Ve bunlann çaresh
kesinlikie bulunmalıdır. Işkenceleri de söyledim. Iran-
lılan lade ediyoriar, bazen yakalayıp... '•
- Konuşmanızla ilgili haberleri aynntılı olarak, ga-
zetelerde pek göremedim!
- Basına söyledim, ama Kürt sorununu, bu ince-
likleri anlatmakzor olacağı için onlan söylemedim!
•••.
Kemal Sanibrahimoğlu Ankara'da öldü. Kadir-
li'de Küçükçınar köyünde toprağa verildi. Sanibrahi-
moğlu'nun babası Yakup Ağa, 1923'te oğluna Mus-
tafa Kemal adını vermış. Sanibrahimoğlu, Yaşar Ke-
mal'in ilkokuldan sınıf arkadaşıymış. Yaşar Kemal,
"Benim adım da Mustafa Kemal" dedi, "doğumumu
Yavuz Abadanou/du benim. 1923 doğumluyum.
Adımı da Ali Saip Ursavaş koymuş. Cumhuriyete
değin Mustafa Kemal adı koymak yasaktı" diye ek-
ledi. (Ali Saip Ursavaş 1923 yılında milletvekili oldu.)
• • •
Yann 1 Mayıs! Işçıye, emekçiye, emekten yana
olanlara kutiu olsun!
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7SOLDANSAĞA:
1/ Güreşte bır
oyun... SSCB'de
1917-1922 yılla-
n arasında görev
yapan sıyası polis
örgütü. 2/ Su kıyı-
lannda yeüşen ve
kökü hekimlikte
kullanılan otsu bir
bıtkı. . Uzak. 3/
Neodim elementi-
nin simgesi.. Bir
kımseye yardım
eden. vanındabu-
iunan kadın arka-
daş. 4/ Çıft dırekli yelkenlı
gemi.. Italya'da yaşamış an-
tik halk. 5/ Şık, lüks \e gös-
tenşlı giyım tarzı. 6/ Deniz
kıyısındakıbüyükkaya... Al-
tı dûz, küçük gezıntı vapuru.
II Uzun süre cınsel ıhşkide
bulunmadığı ıçın aşın ıstek
duyan kimse... Bir nota. 8/
Hızlı.. Asya'dabirgöl. 9/Bir
me>-ve... Ordeğe benzer bır
sukuşu.
YUKARTOANAŞAĞIYA: \
V Arpın atası olduğu sanılan, Ekığu'ya özgü telli çalgı... De-'
nnce çanak. 2/ Bir meyve... Orta Anadolu'da bir göl. 3/ Ma-i
tematikte kullanılan sabit bir sayı... Üzerinde çok sayıda ığ-1
ne bulunan balık oltası. 4/ Bır ışı yaptırabilme gücü .. Bir
kâğıt oyunu. 5/ Vücuttakı AJDS virüsünü saptamakta kul-
lanılan test. 6/ İnsan resmi... Şöhret. 7/ Tıp dilınde derinınî
kanlanmasına verilen ad... Bır nota. 8/Japon ınanışındaâo-\
ğaüstüvarlıklara verilen genel ad...Habercı.9/0lgunIaşm-;
ca kendıliğınden çatlayıp açılmayan tek tek tohumlu kunıj
meyve.. lsviçre'ye özgü, ağaç kütükJerinden yapılma dağ»
evi. '