Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 NİSAN 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
13
Tefc 0.212.512 05 05 Foks: 0.212.513 90 98
Asıl beninı vicdanmı isyan etti!
illiyet'ten Hasan Pulur'un,
gazetenin pazar ekinde "Ke-
sip SakJadıklanm" başlıklı
bir köşesi daha vardır... Ha-
san Ağabey, başkalanndan kesip sak-
ladığı bazı yazılan yeri geldiğinde bu
köşesinden yayımlar.
Biz de bugün Hasan Ağabey'in
"Olaylar ve Insanlar" köşesinden 24
Ağustos 1994'te kesip sakladığımız bir
yazısından alıntı yapalım:
"Bir köşe yazan, siyasete soyunsa,
tarihi bir misyonu yüklendiğini sanıp,
kendi kendini kurtancı' ilan etse, pe-
şine de bir takım cambazlan takıp,
seçimden önce kazandığını ilan ettir-
se! Fakat bu arada, bazılan da onun
söyledikleriyle yaptıkJannın, bugünüy-
le dünü arasında önemli farklar oldu-
ğunu görse ve hiçbir siyasetçiden esir-
gemedikleri eleştirileri, onun için de
yapsa, yazsa.
Çiçegi burnunda siyasetçimiz, buna
pişmiş aşa su katmak. diye sinirienip
soluğu o eleştirilerin çıktğı gazete-
nin patronunun odasında alsa, ken-
disini eleştiren yazan şikâyet etse, şi-
kâyet etmekle de kalmayıp, patronun
müdahaiesini istese.
Gazetenin patronu da, 'Ben yazan-
TatİLsesMn bağışı
umike programında kazandı-
ğı 100 milyon lirayla birlikte
Mehmetçik Vakfı'na toplam
170 milyon lira bağışladığını
açıklayan ibrahim Tatlıses. kendi he-
sabından 70 milyon lirayı vakfa ulaştır-
dı.
Şimdi sıra, Kanal-D yönetiminin 100
milyon liraiık ödülün vergisinı kestikten
sonra net 56 milyon lirayı Tatlıses adı-
na Mehmetçik Vakfı'na göndermesine
geldi...
Umanz, ekrandan dağıtılan ikrami-
yeleri, sahiplerine aylar sonra ödeme
"kurai"ı, Mehmetçik Vakfı için geçerli
olmaz... Güner Ümrt, bu konunun ta-
kipçisi olacaktır herhalde...
Bu arada Mehmetçik Vakfı ile ilgisi
olmayan "Haydi Türkiye Mehmetçikle
El Ele" kampanyasını üç günlük canlı
yayınla duyuran TRT de, kampanyaya
100 milyar lira bağış yaparak katıldı.
Ne ki ardından TRT'nin tüm birimle-
rine bir yazı gönderiterek, herkesin ma-
aşından bellı bir mtktar para vererek
100 milyar liranın denkteştirilmesi is-
tendi...
tstanbul ErkeL..
ma müdahale edemem, etmedim
de, siz benim gazetemin yazan ol-
saydınız, bir politikacı sizi şikâyet
etse, müdahale etmemi istese, ho-
şunuza gider miydi?' dese.
Gazetenin patronundan ağzının pa-
yını böylece alınca, bu defa da hızını
gazetenin yayın koordınatörünün oda-
sında alsa, Kontrgerilla bana saldı-
nya geçti, her gazetede adamlan
var!' dese.
Yayın koordinatörü de haklı olarak,
meraklanıp, Peki bizim gazetede
kontrgerillanm adamı kim?' diye sor-
sa, karşısındaki, biraz önce patronuna
şikâyet ettiği yazan ima etse, ya da
söytese..."
llginç değil mi?
Bu yazıdaki patron acaba Aydtn Do-
ğan mı? Kontrgerillanm adamı olmak-
la suçlanan yazar acaba Hasan Pulur
mu? Gazetenin yayın koordinatörü
acaba Yalçın Dogan mı?
Ve "şikâyetçi-muhbir" acaba Zül-
fü üvaneli mi?
Evet... Hasan Pulur'u gazetenin pat-
ronuna şikâyet ederek yazılarına san-
sür uygulanmasını isteyen ve gazete-
nin yöneticisine de "kontrgerillanm
adamıdır" diye ihbar eden kişi Zülfü ü-
vaneli'dir!
Bu bakımdan, halen Milliyet'te ya-
zarlık yapan Zülfü'nün geçen gün Ah-
met Altan için yazdığı "Vicdanım ka-
bul etmiyor" başlıklı yazısı karşısında,
asıl benim vicdanım isyan etti...
Acaba, Zülfü bu yazıyı, Ahmet için
yazdığı yazı yayımlanmadığı gerekçe-
sıyle istifa eden Can Dündar'ın izinden
gitmek için mi kaleme aldı, diye dü-
şünmeden edemedim...
Öyle ya hem "fikri kahraman "lar
kervanına katılmak, hem de birkaç ay
içinde ol rivayet 300 bin dolan cebe in-
direrek yeni bir transfer yapma olana-
ğını kim kaçırmak isteri
Işte Ufuk Güldemir. Beş ay çalışıp
istifa ederken Levent'te bir villanın sa-
hibi olmadı mı? Yeni yuvasında baka-
lım kimleri, omzunda Çiller eşarbı ile
haber yapacak!
Zülfü, "yicdani" yazısında "Et ko-
karsa tuzlaıiar, ya tuz kokarsa?" di-
yor. Hayır, Türkrye'de tuz kokmuyor.
Çünkü, medyadaşişirilen "fikri kahra-
man"lann tuzu öylesine kuru ki!
Tuzları, Paris'ten sonra Londra'da
da bir daire alıp kapısına "Yiğidim as-
lanım burada oturuyor" diye yaz-
dırabilecek kadar kuru!
T
Sayın
Cumhur-
başkanı'nın
avukâta ihtiyacı
yok.
Hüsamettin
Cindoruk
Sigortasız sanatçı çahşüranlaryandı
s
Y
azar Yılmaz Öner, "kültür
metrukesi" olarak nitelediği
250'ye yakın Almanca, Fran-
sızca, Ingilizce ve Türkçe ki-
tapla, klasik müzik plaklannı ve keman-
piyano notalannı 1946 yılında mezun
olduğu Istanbul Erkek üsesi'ne bağış-
lamak istedi...
Okul müdürü Mahir Bey, "Hay,
hay... Hemen bir araba gönderip aldı-
nnz" dedi.
Yılmaz Bey bir hafta evinde bekle-
diği halde, gelen-giden olmadı... Oku-
la teJefon edip durumu sorduğunda,
her seferinde "Müdür Bey cenazeye
gitti, bugün de araba gönderemiyoruz"
yanıtı aldı...
Anlaşılan makam otomobilini gön-
derecekti ama bir türtü fırsat olmuyor-
du...Oysa, hergün onlarca minibüs,
^Kadıköy'den Istanbul Erkek Lisesi'ne
öğrenci taşıyordu... Şoförlerden birine
rica edilse, Yılmaz Bey'in Kalamış'taki
evine uğrar, değeri 100 milyon lirayı
bulan "kültür metrukesi" bir an önce
okula getirilebilir, Müdür Bey de gönül
rahatlığı ile cenazelere gidebilirdi!
SK Genel Müdürü Kemal Kı-
lıçdaroğlu, Filmsan Başkanı
Ümit Utku'nun uğraşı ve
MHP Genel Başkanı AJpas-
lan Tûrkeş'in önergesi ile kabul edilen,
sanatçılann borçlandınlarak SSK'den
emekliliğine ilişkin yasa konusunda
gerçek "amele"lerin yüreğine su serp-
ti...
Kılıçdaroğlu, borçlanma için başvu-
ru formlannın Filmsan tarafından dol-
durulduğunu ama SSK tarafından da
incelemeye alınacağını bildirerek şöy-
le dedi:
"Sanatçı olduğunu ve sigortasız ça-
lıştığı işyerierini beyan edenlerin önce-
likle sanatçı olup olmadıklan Kültür Ba-
kanlığı'nın nonmlanna göre araştınla-
cak. Bu yasadan sonra öyle folklar der-
nekleri çıktı ki, bunlara üye olan herkes
sanatçı kesilmiş durumda.
Aynca, sigortasız çalıştığını beyan
ettikleri işyerleri denetlenecek. Bu iş-
yerferinin variığı arastınlacak ve o işyer-
lerine kaçak işçi çalıştırmanın hesabı
sorulacak, ceza verilecek.
Bu işlemlerden, işyerlerinden para
cezaları tahsil edildikten sonra, ger-
çekten sanatçı olanlann borçlanmala-
n gerçekleşecek."
O halde, mezarda emeklilige mah-
kûm edilmek istenen "amele'lere, bir
darbe de "amele rolü" yapanlar vura-
mayacak...
Mert Ali Başanr'dan
SÖZDEYİŞLER
Bacak bacak üstüne attığımda,
tabanımın delik olduğu günleri
anımsanm.
Kapah salon, zeytinlerve kaş-göz
B
üyükçekmece'den Mustafa
Yalçın, dikkatli bir gazete
okuru... Sporsayfalannda yer
alan "kapalı spor salonu" ta-
nımına itiraz ederek, haklı bir soru so-
ruyor "Salonun açık olanı nerede gö-
rülmüş ki?"
Yalçın, Sabah'ta Servet Gürbüz ım-
zasryla hazırlanan "Merak ettikleriniz"
köşesindeki bazı zeytinlerin neden si-
yah, bazılannın neden yeşil olduğunu
açıklayan yazıya da değiniyor.
Ağaçtan toplanan zeytinleri yeşil
yapmak için alkali su uygulayıp tuz
içinde saklamak, siyah yapmak için
yainızca su kullanıp zeytinyagında bek-
letmek açıklamasına açıklık getiriyor:
"Zeytinin meyvesini eylül-ekim ayla-
rındatoplarsanız yeşildir. Hiçbir işlem-
le siyah yapılmaz.
Kasım-aralık-ocak aylannda olgun-
laşan taneler siyahlaşır. Bunlan da ye-
şil yapma olanağınız yoktur."
Sonra da sözü Vaziyet'e getiriyor. Si-
nop'ta biriikte çay içmeleri soruşturma
konusu yapılan öğretmenler için kul-
landığımız"... neredeyse kaşının üs-
tünde gözün var' demeye getirildiği"
tümcesi için, "Bence hatalı, gözünün
üzerinde kaşı olmak' daha uygun
olur kanısındayım" diyor.
Doğru...
Deyimin aslı gözün üzerinde kaş ol-
ması...
Anatomik olarak da bu böyle...
Ama çay içmek soruşturma konusu
yapılınca, bu deyim yetersiz kalıyor...
Gözün üstünde kaş olması, sonuçta
varolan bir durumun bahane edilmesi-
ni anlatıyor... Oysa, kaşın üzerinde gö-
zün olması gibi bir saçmalık ancak ay-
nı saçmalıktaki bir duruma uyuyor...
Ve böyle olduğu için de bugüne dek
Sinop Valiliği'nden çrt çıkmıyort
'Eskiden de güzelArnavut taklidi yapardı hazret'
H
er "lhsan"ın bir "şükran "ı ol-
ması gerektiğini söylüyor
Prof.Dr.Aydın Aybay... Cum-
huriyet'te Işık Kansu'nun ya-
zısından Ihsan Doğramaa için bir ki-
tap yazıldığını öğrenince, Aybay da,
"20'nci yûzyılın Köse Musa'sı Bay
Ihsan Doğramacı" hakkında Vaziyet'e
yazıyor.
Biriikte okuyalım:
"Bir süre önce birtakım zevat da,
şükranlannın ifadesi olarak kendisinin
heykelini dikmişlerdi.
Sizin de, sokaktan toplayıp devlet
olanaklanyla mevkiler, mansıplarverdi-
ğiniz, akademik unvanlariadonattığınız
birsürü 'mahmi'niz olsa, emin olun si-
ze de heykel dikerler, methiye kitapla-
n düzerler.
Insanlık bunu gerektirir.
Kitapta, hazretin 'şair' yanına da de-
ğinilip Erbil Hasreti' adlı şiirine de yer
verilmiş.
Pek dokunaklı bir manzume.
Insanın, doğup büyüdüğü yere duy-
duğu bu tür hasreti rahmetli babaan-
nemden bilirim.
O da Bay Doğramacı'nın yöresinde
doğup büyümüştü.
Şehremini'ndeki evinde, zaman za-
man nazma dökmeden, bu hasretini
dile getirdiğine tanık olmuşumdur.
Bay Doğramacı'nın manzumesini
okurken, birden, Rıza Tevfik'in ilkokul-
da iken şarkı olarak terennüm ettiğimiz
bir şiirini anımsadım:
Uçun kuşlar uçun doğduğum ye-
re
Şimdi dağlannda mor sümbül var-
dır.
Ormanlar koynunda bir serin de-
re
Dikenler arasında san gül vardır
Orda geçti benim güzel günlerim
O demleri anar şimdi inlerim
Feryad-ı ömrümü yazar dinlerim
içimde oralı bir bülbül vardır.
Bay Doğramacı'nınkine ne kadar
benziyor değil mi?
Intihal mi, tevarüt mü, nazire mi filan
derken, birden üstadın Dr. Spock'un
Baby and Child Care' kitabına yaz-
dığı Türkçe nazire' aklıma geldi.
Demek ki hazretin nazire merakı
epey eskilere, gençlik yıllanna kadar
dayanıyor.
Bilim alanında olduğu gibi, edebiyat-
ta da bu marifeti var.
Bu da ona 'şair' kimliğini veriyor.
Derken başka bir çağrışım oldu ka-
famda:
Tevfik Fikret kendisinden epeydir
haber alamadığı Rıza Tevfik'in ne yap-
tığını dostlanna sormuş.
'Filozof oldu' demişler...
'Ya öyle mi?' demiş Fikret:
-Eskiden de güzel Amavut taldidi
yapardı hazret.
Garip bir çağnşım işte..."
Demirerin Valıdettinie Atatürk antsmdaki tercihi
ağdaş Yaşamı Destekleme
Demeği Genel Başkanı
Prof.Dr. Türkan Saylan,
atv'de şeriatçılann
propagandasının yapıldığı bir
programda Mustafa Kemal
Atatürk'ün Samsun'a padişah
Vahdettin'ce bol para verilerek
gönderildiği ve Bandırma'nın eski ve
ufak bir gemi olmadığı, tarihin yalan
yazdığı yolundaki iddiaları onaylayıp,
gerçekleri Islam Ansiklopedisi nden
okuduğunu belirten Türk Tarih
Kurumu Başkanı Yusuf
Halaçoğlu'nu Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'e şikâyet etti.
Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih
Kurumu'nu kapatıp, yerine kendince
bir kurum oluşturan emekli orgeneral
Kenan Evren'in kulaklan çınlasın!
Eserleri meyvesini veriyor!
Prof.Saylan, şikâyet mektubunda
yakın tarihimizi böylesine yozlaştırma
cesaretini kendisinde bulan
Halaçoğlu'nun, Türk Tarih
Kurumu'nun başından alınmasını
Demirel'den istedi...
Bir mektup da Halaçoğlu'na
gönderip istifasını istedi...
Halaçoğlu'dan istifa etmesini
beklemek yanlış olur...
Bay başkanın hangi düşünceye
hizmet ettiği ortada... Mevzisini
neden terk etsin!
Şimdi gözler Demirel'de... Kendisi
hakkında konuşanlan mahkemeye
vermesini bilen Demirel, acaba
Atatürk'e çamur atanlara karşı aynı
duyariılığı gösterebilecek mi?
Demirel'in Vahdettin Efendi ile
Mustafa Kemal Paşa arasındaki
tercihini yapmasını bekliyoruz...
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
HARBİ SEMİHPOROY
\jmi
BULUT BEBEK
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 30 Nism
'BUYUK TRBN SOYGUNU
19*1 t>£ 8UGÜH, ÛNLÛ AtAEIUKAU F/LM
öt-
TÛ. S/NEA/UİMN DOSOÇ YrLLA&tNM,
CIUĞtVtA BU SANApt ÖNEMLİ KATK/L4IİOA SU-
LÜMAM foereK, ÖZELUKLS pgA»A4rfK /coesa-
YU ÛJtT UYŞULArANLAHPAAIO*^. 19O3'TE YAPT(-
Ğl İO MtCİtCAUK "BÜYÜK TR£N SOYGUNll"(11/6
K K ) İİ
X*K/At PLAN Ç£/CİML£ttİ VE GÖRÜNTÜ
ÖNCÛ CtZEI I.İICLE& İÇ£RM£tcrt.rOİ. ,
&U7TJM KAME&A»* OOSfHJ ATEŞ ETMESr, &ÖST££/L-
tSı st/eMjiK nerecAN uy/*NO(KMtçrr. "SürüK
TtZSM &OY6UAIU*, \A/eST&İN TÜKÛMÛN HJC ÖNEM-
Lİ ÖfiNESİ
TMMOB Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği
BAĞIMSIZLIK, BARIŞ VE DEMOKRASİ
İÇİN 1 M>WSTAALANLARDAYIZ
- Çevre Mühendisleri Odası Istanbul Temsilciliği
- Fizik Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Gemj Makinaları Işletme Mühendisleri Odası
- Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ist.Şb.
- Jeoloji Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Inşaat Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Kimya Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Makîna Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Maden Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Metalurji Mühendisleri Odası Istanbul Şubesi
- Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şubesi
- Orman Mühendisleri Odası Marmara Şubesi
- Petrol Mühendisleri Odası Istanbul Temsilciliği
- Peyzaj Mimarları Odası Istanbul Şubesi
- Şehir Plancıları Odası Istanbul Şubesi
- Ziraat Mühendisleri Odası Marmara Şubesi
Kutlama Yeri - Kadıköy Iskele Meydanı
Toplanma Yeri : Söğütlüçeşme Kadıköy Belediyesi Parkı
Toplanrna Saati : 10.00
MAVİ YOLCULUK
Gulet tipi
yatlarla
sizi Akdeniz'e
götürüyonjz.
TARİHLER
06/05/95 -13/05/95
BODRUM/MARMARİS
13/05/95 - 20/05/95
MARMARİS/KEMER
27/05/95 - 03/06/95
KEMER/MARMARİS
03/06/95-10/06/95
MARMARİS/BODRUM
12.500,000TL
TAMPANSİYON
Bilgi ve rezervasyon içiru
BOCmUMFOM YATÇtUK
Tet: (0252) 316 30 46
316 46 64
KOSMOS TOURİSM & TRAVEl
Tel:(0216) 356 6884- 356 76 30
(0212) 234 34 20(4 Hat)
FARKLI BİR ROBINSON, FARKLI BİR YÖRE...
1995 İN YENİ MODASIYİNE İREMTUR DAN...
ROBINSON
S E L E C T
CLUB MARIS
M A R M A R i S
Patça yanmadasının dünya harikası koylanndan birinde Marmaris'ten 35 krtı. ilerde ve
sert vırajlara gelmeden önce benzersiz bir tcsis, ola^anüstü hizmet ve misafirperverlik
NEPEN SELECT CIU5 ?
• 156 dönüm üzerine kurulu özel bir koyda air-condition, TV, minibariı
ve son derece konforiu 2 9 0 od»...
• Gün boyu sınırsız yiyecck ikramı. 3 restaurant, 5 bar
* Gün boyu ücretsiz ve sınırsız, yerii. yabancı, alkollü ve alkolgüz içecek\er
• Hertürlü yer ve su sporlan (çoğu ücretsiz)
• Açık ve kapalı yüzme havuzlan, 6 tenis kortu • Günboyu enternasyonal
animaeyon (Türkçeye öncelik) • Ücretsiz sauna, hamam ve kondisyon aletleri
• Oisco, Mini Club Robins, 5anat atöiyesi «Penize kadar inen yatay asansörler
&GÜN/7GECE TP. 2 7 * 7 2 0 . 0 0 0 T L -denrtibaren
0-2 Yas arası cocuklar ücretsiz, 3-12 yas % 50 indirimlldir.
TEK YETKILI SATIS ACENTESI •MERKE2: 296 25 03 |5 hot) -296 25 75 |5 hat|
•FENERYOLU: 348 73 47 |2 hot) »BAHARIYE: 349 58 46 (2 hot)
•ŞAŞKINBAKKAL: 411 56 40 (3 hot) .ETİLER: 257 62 95 12 hat|
•ATAKÖY/Atrium: 661 24 86 (3 hot] »ANKARA : 425 34 70-425 28 70
ATİLLA COŞKUN
UĞUR MUMCU CİNAYETİ
Uğur Mumcu'yu kim ya da kimler öldürdü?
180.000 TL. / 3. BASKI
SÜRMENE KADASTRO
MAHKEMESt
1988/lOOEsas
1994/57 Karar
Davacı Orman tşletme Müdürlüğü tara-
fından davalılar AsiyeAlişanoğlu ve aıka-
daşlan aleyhine açılan Sürmene, Çambur-
nu, Kemerli mahallesinde kain 1183 par-
sel sayılı taşmmaza ilişkin. kadastro tespi-
tinin iptaline dair davada. mahkememizce
karar verilmiş olduğundan:
Davalılardan Ahmet çocuklan Asıye
Alişanoğlu, Resmiye Alişanoğlu (Işık),
Dursun Ali tazı Fatma Alişanoğlu, Remzi
Naıl kızı Kamuran Alişanoğlu, Remzi Na-
il kızı Sırma Alişanoğlu. Salih kızı Şazime
Bıçakçı, Abdurrahim çocuklan Ömer Yıl-
dırim Bıçakçı, Dogan Bıçakçı, Nuri Bıçak-
çi, Hayati Bıçakçı, Erdoğan oğlu Hilmi
Köksül, Ahmet kızı Fatma Alişanoğlu ve
Abdurrahim oğlu Metin Bıçakçı'ya ait
29.07.1994 tarihli ve 1994/57 karar sayılı
ve orman idaresi lehine sonuçlanan karar,
davalılar mirasçılanna tebliğ edilemedi-
ğinden ve adresleri de tüm aramalara rağ-
men te^)itedilemediğinden ilanen tebligat
yapılmasına karar verilmiş olmakla;
Yukanda karar tarihi ve numarası yazı-
h, orman ıdaresınin davasırun kabülü ile
sonuçlanan karar özetı tebliğ yerine kaim
olmak üzere ilan olunur.
Basın: 18497
ÇUMRA ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ
1994/176
Davacı Havva Vurdu tarafından davalı
Durmuşali Vurdu aleyhine açılan boşan-
ma davasının yapılan duruşmasmın veri-
len ara karan gereğince;
Karar gereğince davalı Çumra Yenido-
gan mahallesi Yıldınm Beyazıt Sokak No:
5'teki adresine yapılan tebligat iade edil-
mış. ve yapılan zabıta araştırmalanna ra|-
men tebligata elvenşli adresı bulunama-
mış olmakla dava dilekçesinin ilanen teb-
liğine karar verilmiş olmakla yukanda is-
mi yazılı davalı Durmuşali Vurdu'nun du-
ruşma günü olan 25.5.1995 gûnü saat 9'da
mahkememızde hazır bulunması veya
kendisini bir vekille temsil ettirmesi, be-
lirtilen gün ve saatte mahkememızde ha-
zır bulunmadığı takdirde yoklugunda du-
ruşmaya devam edileceğı ve hûküm veri-
leceginden ilan dava dilekçesi yerine ka-
im olmak üzere ilan olunur. 14.3.1995
Basın: 18471