09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 1995 PAZAR 4 HABERLER Çillerden Erdem'e hentbol kuttaması • ANKARA(Cıunhuriyet Bfirosu) - Başbakan Tansu Çiller, DYP'li bakanlara dün Başbakanlık konutunda verdiği öğle yemeğinde, bütün yatınmlann eksiksiz yapılmasmı ve yatınmlara hız venlmesini istedi. Çiller. ayrıca, Dışişleri Bakanlığı'nın ıtirazına karşın Hentbol Ulusal Takırru'nı lsrail üzerinden Güney Kıbns'a gönderen spordan sorumlu Devlet Bakam Şükrü Erdem'i tebrik etti ve "Hentbol takımınm zaferinden gururlandık" dedi. VaUlikten BSP'ye izinyok • tstanbul Haber Servisi - Istanbul Valiliği, Birleşik Sosyalist Partisi'nce (BSP) çıkanlan afîşlerin asılmasına izin vcrmedi. Konuya ilişkin olarak BSP'den yapılan yazıh açıklamada, söz konusu uygulama kınanarak. valiliğe karşı yasal işlemlerin başlatıldıgi bildirildi. Harran suya kavuştu • ŞANLIURFA - Harran Ovası'nda 11 nisanda başlatilacak sulu tanm öncesi Urfa tünellerinde hazırlıklar hızla sürdürülürken dün tûnellerden deneme amacıyla su bırakıldı. Şanlıurfa Valisi Ziyaeddin Akbulut, düzenlenen törende yaptıği konuşmada, Fırat'ın toprağın suya en çok gereksinimi oldugu dönemde ovaya bırakılacağina dikkat çekerek "Bu su. kıyamete kadar akacak ve gittikçe her yere bereket tasıyacak" dedi. Muhtara yapılan tebligat geçersiz • ANKARA(ANKA)- Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi. tebligatlann mutlaka ilgili kişinin evine yapılmasını istedi. Daire, muhatabının evde bulunmaması halinde köy ya da mahalle muhtanna yapılan tebligatın geçerli olmadığına karar verdi. tcra ve davalann yürütülmesinde en önemli işlemler arasında yer alan tebligatın nasıl yapılacağı konusuna açıklık getiren Yargıtay 19'uncu Hukuk Dairesi bu karannı bir sigorta şirketiyle birlikte iki ayn kişi aleyhine açılan tazminat davasında aldı. Sorgun'da ölii say ısı 39 oldu • KAYSERİ(AA)- Yozgat'ın Sorgun ilçesinde kurulu Madsan işletmesine ait kömür ocağında geçen pazar günü meydana gelen patlamada ölenlerin sayısı 39'a yükseldi. Madende 1.5 saat boyunca zehirli gaza maruz kaldığı içın ciğerleri ıle nefes borusunda ağır tahribat bulunan ve bir süreur komada bulunan Ali Göçer (35) adlı işçi, dün gece tedavi gördüğü Erciyes Oniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde öldü. hiD raporu • İstanbul Haber Servisi - Insan Haldan Derneği (ÎHD) Istanbul Şubesi, Gazıosmanpaşa Gazi Mahallesi ve Umraniye Mustafa Kemal Mahallesı'nde meydana gelen olaylarla ilgili olarak hazırladığı raporu basına açıkladı. Raporda, 32 kişinin kayıp oldugu iddiası da yer alıyor. Dernek yöneticileri. yakınlan kaybolanlann kendilerine baş\urmalannı istedi. Hastane imamı, göreve başladı • ERZURUM(AA)- "H&tanelerde din adamı uygüaması" Erzurum'daki hastaıelerde de başladı. Uygılama çerçevesinde Erzırum Müftulüğü'nce göre-lendirilen 2 imam, kenteki hastaneleri belirlı bir program dahilinde ziyast edecek. Imanlar. hastalan dinfcyerek onlarla sohbet edeck ve isteyenlere dini telkr.de bulunacak. Tabıler Odası Başkanı Pro: Selçuk Bozhalil, uygıiamanm 1980yılında DüraTabipler Koifresi'nde alınan kanriara uygun olduğunu belrri. Karayalçın, 18 aylık genel başkanlık dönemini Cumhuriyet'e değerlendirdi: MOletvekilî olmatnam eksildiktiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın. bir genel başkan olarak milletvekıli olamama- nın biiyük eksikliğinı hissettiğıni söyledi. "Ara seçinüerde millervekili seçilse>dün be- nim için çok vararlı olacaktı" diyen Kara- yalçın. kurultayda geçirdıkJeri mücadele- den sonra Aydin Güven Giirkanın millet- vekillerinın büyük desteğı ile grup başkan- lığına seçilmesinin partide iki başlılık gö- rüntüsü yarattığını kaydetti. Partı içinde hizipler, klikler olmaması için çok çaba sarf ettiğini, herkesi kucak- lamak istediğini kaydeden Karayalçın, an- cak bu sorunlann sürekli olarak gündem- de kaldığını bildirdi. 14 temmuzda ANAP'ın. Başbakan Tansu Çiller'in mal- varlığının araştınlması konusunda verdiği önergenın ardından, kendilerinin girişimi ıle araştırmanın tüm siyası parti liderleri ve partileri kapsaması üzerine çok ağır ve haksız eleştirilere uğradıklannı belirten Murat Karayalçın, "Aslında çok büyük bir haşan kazanmışbk" dedi. Geçmiş döneme ilişkin değerlendirmeleriyle ge- leceğe ilişkin hedeflerini anlatan Karayalçm'a yö- nelttiğimiz sorular ve ya- nıtlan şöyle: - Hiç avran yapbnız mı? - Parti pratiği açısından belki bunun bir anlamı olabilir; ama ben SHP içindeki hiziplerin, klikle- rin kaldınlmasını gerekli görüyordum. Şucu, bucu aynmının uygun olmaya- cağını düşünüyordum, herkesı kucaklamak iste- dim ve bunun sorunlan daha sonra sürekli olarak yaşandı. Aslında gruptada bir başka sorun vardı. - Neydi bu sorun? - Benim mıiletvekilı ol- mamam, gerçekten ciddi bir eksiklikti. Belki seçil- digim anda milletvekili ol- mamamın çok büyük bir önemi yoktu; ama daha sonra eger milletvekıli olabilseydim ara seçimler- de. bu benim için çok ya- rarlı olacaktı. Tabii. mil- letvekıli olmadığım için yasalara göre grup başka- nı da olamadım. Ancak gruptaki arkadaşlann tü- mü için söylemiyorum, ama hiç olmazsa bir bölü- mü için bunu söyleyebile- ceğim kanısındayım: bel- • "Kurultaydan sonra Gürkan, milletyekillerinin büyük çoğunluğunun desteği ile grup başkanı seçilince iki başlı bir jgörüntü ortaya çıktı." "Gürkan'ın grup başkanlığına seçilmesi, rnilletvekillerinin bana gönderdiğı bir mesajdı. Sen kurultayda seçilebilirsin ama, biz kurultayda da destekledığirniz Gürkan'ı kendi başımıza seçiyoruz, deâiler. Doğrusu daha sonra ilişkileri iyileştirme imkânıbulamadık." ki grup başkanı seçmeyebilirlerdi. Millet- vekili olmamam nedeniyle grup başkanı olmayabilirdim. ama grup başkanlığı ma- kamı boş olabilirdi. - Bu mümkün müydü? - Evet, ama arkadaşlanmız grup başka- nı seçimini tercih ettiler. Grup başkanlığı- na kurultaydan bir ay sonra Sayrn Aydın Güven Gürkan'ı getirdiler. Aydın Bey'le biz '93 kurultayına son derece uygar iliş- kiler içinde katıldık. tlişkilerimiz çok iyiy- di, çok sıcaktı. Hiçbir şekilde birbirimizi üzmemeye, kırmamaya çahştık. Ama so- nuç itibanyla kurultayın bitiminden bir haf- ta sonra Sayın Gürkan'ın grup başkanlığı- na gelmesi, ilişkiler ne kadar iyi olmuş olur- sa olsun. o karşıtlığın devamı olarak görül- dü ve sürdürüldü. - Bu, iki başlı görüntü mü doğurdu? - Çok doğal olarak, Kurultayda biri ge- nel başkanlığa seçildi. ötekı de grup baş- kanlığına getirildi ve bir iki başlı görüntü- ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART ANAP lideri Yılmaz, Kuzey Irak harekâtını Cumhuriyet'e değerlendirdi: Hükümet, sorunu ağırlaştırdı DÜRDANE KOCAOĞLl? ANKARA-ANAP Genel Başka- nı Mesut Yılmaz. bugün Güneydo- ğu'da nispı bırsükûnet ve PKK'nin etkınliğinde azalma görüldüğünü, ancak sorunun çok daha büyüdüğü- nü ve ağırlaştığını söyledi. Hükü- metin, Güneydoğu sorununu eko- nomik, sosyal ve kültürel boyutunu ihmal ederek daha da büyüttüğünü ileri süren Yılmaz. "Çiller hükü- meti işbaşına geldiğinden itibaren sorun tümüvle enternasyoneüeş- miştir, bu da Türkrye için en kötü ge- Bşmedir" dedi. Yılmaz. Cumhuriyet'e Kürt so- rununu \e Kuzey Irak harekât unu değerlendirdi. "Ben Kürt sorunu demiyorum" diyen Yılmaz, kendi deyimiyle Güneydoğu sorunu ko- nusunda, hükümetin tutumunu sert bir dılle eleştîrdi. Dışişle- ri Bakanı Erdal İnö- nü'nün kendisinin yüreği- ne su serpercesine Kuzey Irak"a yapılan harekâtın, demokratik önlemlerden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceğini söytediği- ni belirten Yılmaz, "3.5 senedir yapmadıklarını, bundan sonra >apacaklar- nnş" dedi. Hükümetin işbaşına geldiğinden beri, ANAP' ın Güneydoğu politikası- nın >alnızca güvenlik bo- yutunu sürdürdüğünü, üs- telik bunda herhangi bir yenileme ve iyileştirme yapmadığını söyledi. Yıl- maz, Olağanüstü Hal Va- liliği'nin, koruculuk siste- minin ve Asayiş Komu- tanlığı'nın aynen sürdü- rüldüğünü anlatan Yıi- maz, işin kültürel, sosyal ve ekonomik boyutunun ise tamamen öldürüldüğü- nü bildirdi. Yılmaz. şöyle devam etti: "Sadece bunlan öldür- mekle kalmadılar. ila% eten yaprıkları u\gulamalarla, sorunu daha da ağırlaştır- dıiar. Bunlardan bir tane- si köylerin boşaltüması olavıdır. Oradaki insanla- nn kentlere göç ettirilme- si olayı. Vetkililerlc konuş- tum. PKK">e ilrihaklar ar- ük daha çok merropoller- den oluyormuş. İkincisi, devlerin bölgede güvenilir- liğini tahrip ettiler. İkide bir gittiler bölgeye paket- ler açtılar. arkadan hiçbir şe\ gelmedi. Vatırımlar durdu, bölgedeki ekono- mik hayat öldü, işsizlik dayandmaz boyutlara vardı. Dola\ısı\la hükü- met, Güneydoğu sorununu, ekono- mik •ısyal kültürel bovutunu ihmal ederek, daha da ağırlaştırdL Bölge- de yine kendi dönemlerine kıyasla nispi sükunet sağjanmış, terör örgü- tünün nispi olarak etkinliği azalmış- tır. ama Güneydoğu sorunu çok da- ha büyümüş ve ağırlaşmışrır." ANAP liden Yılmaz, Çiller hü- kümeti işbaşına geldiğinden bu ya- na da sorunun tümüyle enternasyo- nalleştiğinı ıleri sürerek, "2 yıl ön- ce Amerika'da onlann deyimiyle Kürt meselesi di\e bir mesele yok- tu. Şimdi bize en çok sordukları ko- nu, bukonu" dedi. Yılmaz. Türkiye'ye en dost bıli- nen ülkelerden Almanya'da da çok büyük bir iç kamuoyu oluştuğunu, Türkive'nin kendilerinin verdıkle- ri silahlan kullanmasına karşı çık- tıklannı anımsattı. Mesut Yılmaz, Kuzey Irak hare- kâtının, aynı zamanda Türkiye'nin bölgede bağımsız bir Kürt devieti- ne izin vermeyeceğini gösteren bir hareket olduğunu söyledi. Yılmaz, geçen hafta içinde Genelkur- may'dan biryetkilinin gelerek, ken- disine bilgi verdiğini, ancak yetki- lilerin harekât tamamlandıktan son- ra ne yapılacağı konusunda herhan- gi bir bilgilerinin olmadığım söyle- di. Yılmaz, hükümeti harekât hak- kında yeterlı strateji planlamadan harekâta kalkışmakla suçladı. Yıl- maz. konuya ilişkin daha sonra şun- lan söyledi: "Çekiç Güç'ün kara unsurunun takviye edilip, onun TSK'nin so- rumluluğuna verilmesi \c belli bir kuvvetin bu bölgenin denetimi için sü çok doğal olarak ortaya çıktı. Aslında ben, sayın milletvekillerimizden çok az oy alrruştım. Grubun çok büyük bir bölümü Sayın Gürkan'ı desteklemişti. Çok büyük bir bölümü. Üçte ikiden fazla bir bölümü. Sayın Gürkan'la daha sonra da iyi ilişkiler içinde olmaya çahştık. Ama buna karşılık Sayın Gürkan'ın grup başkanlığına getiril- mesi, bir anlamda bana milletvekillerimiz tarafından verilen bir mesajdı. *Sen genel başkan seçilmiş otabilirsin, ama biz destek- lediğimiz genel başkan ada>ını kendi baş- kanlığımıza seçiyoruz' dedi ler ve doğrusu o ilişkileri daha sonra iyileştirme olanağı bulamadık. Gruptan bir milletvekili çıkıp, 'Genel başkan gidene kadar sakal uzatacağun' di- yebildi, sakal uzattı ve grup yönerimi. grup disiplini bununla ilgili bir uygulama yap- madı. Bizim için çok önem taşıyan konu- lann savunulmasında maale- sef istenilen noktaya geline- medi. Bir güvenlik soruştur- masıyla ilgili tasannın oylan- masında 11 mılletvekilimiz olabildi, TBMM'de. - Mecüs'ten geçti ama_ - Mecüs'ten geçti, ama bi- zim 11 milletvekilimiz vardı. Şimdi partinin ve grubun bu şekilde yapılanması, benim önüme çeşitli sorunlarçıkart- tı. Bunlardan bazı ömekleri vermek isterim. Bakın bugün. kamuoyun- dan Mercümekdosyası, Dar- çın dosyası, yardım paralan aynntılı bir biçımde soruştu- ruluyor. Bugün kamuoyunda liderlerin malvarlıklan, kaç kilo altını var, ne kadar gay- rimenkulü, dövizi var; bunlar aynntılı bir biçimde ortaya konuluyor, geriye yönelik olarak yapılabiliyor; kimin kardeşi zengin. bu araştınla- biliyor. Bu, SHP sayesinde olmuş- tur. 14 temmuz tarihinde ANAP'ın Tansu Çiller için vermiş oldugu araştırma önergesini bence biz çok bü- yük bir beceriyle, çok büyük bir başanyla bütün genel merkezler için. bütün genel başkanlar için taşıdık. Şimdi onlar araştınlıyor. Bizim bu doğrultudaki karanmız kimi milletvekilleri tarafından, hatta daha sonra DSP'ye ge- çen kimi parti yöneticileri ta- rafından Tansu Çiller'e tes- lim olmak olarak değerlendi- rildi. Oysa çok büyük bir başan elde etmiştik biz. O basan- nın sonuçlannı bugün yaşı- yoruz. Fakat o başan kimi grup yöneticileri tarafından, kimi parti yöneticileri tara- fından kamuoyuna, ihanet olarak taşındı. - Vani tam tersi mi? - Evet, öyle gösterildi. Çok üzüntü duymuşrum. Bugün o değerlendirmeleri yapanlann bir bölümü, as- de bu tartışmalar yapıldı, bu iddıalar ortaya atılabildi. Sürecek Türkrye tarafından tahsisi. Bu da, ancak Amerika ile anlaşarak olabi- lir. O zaman bizim harekât. BM'nin şemsiyesi altına girmiş olur. Bunun, hn'da yanlış yaptıklannı söy- Türkiye'nin komşulan ile ilişkileri leyebîliyorlar, amaogünler- açısından bazı riskleri olabilir, ama faydalan ağır basar. Ku/e\ Irak'ta bir kuvvet boşluğu var, otorite boş- luğu var. Bu otorite boşluğundan PKK yararlanrvor. Bu kuv^'et boş- luğunun, PKK'nin orada yuvaian- masına hizmet ettiği. bu da bizim güvenliğimizi tehdit ettiği için Çekiç Güç'ün bö> le ila%e bir misyonla tak- viyesini istiyoruz." Yılmaz. kendısine Çekiç Güç'ün bölgede bağımsız bir Kürt devleti- ne şemsiye görevi yaptığına ilişkin endişeleri bulunduğunun hatırlatıl- ması üzerine de, bunun içın yazılı bir anlaşma yaparak somut bir gü- vence sağlanabileceğini söyledi. MİKRO DİNÇ TAYANÇ 'Dayı Varmış' Diyorlar! TV'de, kulak tırmalayıcı sesleriyle haykıran, kenar mahalle btçkını tipli iki varlık... "Ardımızda şukadaryûz bin oy var" diye ortalığı birbirine katıyor ve yolsuzluk- lanyla ilgili dosyalann açılmasını engellemeye çabalı- yorlar. Bakıyorlar ki yiyen yok, bu kez de gazeteciye ve gazetecilik mesleğine dayılanmaya başlıyorlar... Sonlan, boşaltılan birer tükürük hokkası gibi, kamu- oyunun gözünden ve denetiminden sıvışmak! "Yahu, bunlar nesebi gayn sahih birkaç yüz bin oy- la birer kenti ele geçirince böyle yaparlarsa, kendi düzenlerini kurduklannda neleryapmazlar?" dryorum kendi kendime. Tam kararnsarlığa dalacağım ki, geçmişin anılan canlanıyor gözümün önünde... Yıl 1989, yerel yönetim seçimleri yapılmış ve oy sa- yımına geçilmiş. O günlerde. Türkiye'nin en büyük ga- zetesinde dizi yazılan yayına hazırlıyorum. Elimdeki di- zinin dehşet ıddialı bir başlığı var: Ben, Bedreddin Da- lan! Şöyte bir duruyorum. Dalan-Talan tekeriemeleri öy- lesine yaygın ki... Dizi desem, baştan sona Dalan'ın ağzından Şehr-i istanbul'a yaptıkları ve yapacaklany- la dolu. Hakkındaki yolsuzluk söylenti ve iddalanyla ilgili tek satır yok. Şeytan dürtüyor, kalkıp gazetenin "beyni'ne vanyor ve "Bu dizi, Dalan'ın kazanacağı varsayırrvyla yapıl- mış. Ya yitirirse?" diyecek oluyorum. "Dalga mı geçiyorsun, gündüz düşüne mi daldın!" diye haykınyor gazetenin beyni... "Içimden bir ses, enaz200 bin oylayitireceğini söy- lüyor" diyorum, umarsızca kapıdan çıkarken... O geceyansı, "Ben, Bedreddin Dalan" bir daha ya- yımlanmamak üzere sayiadan çekiliyor... Bendeniz de, Abdülcanbaz'ın "işgal lstanbulu"nun sokaklannı haraca kesen işbirlıkçi bitirimleri Gözlüklü Samı ya da Ebu Cehil Kadri Kadrettinleri anlatan do- yumsuz tiyatro oyunundaki şarkıyı mınldanıyorum: Şu istanbul yollan/Hem geniştir, hem dardır/Ahval- lan hallan yamandır/Kalkın dostlar, duracak oturacak zaman(mı)dır? Bu "mesleki" anıyı anımsamakla keyfim ve de umu- dum yerine dönüyor, kapattığım TV'yi sorgulamaya oturuyorum Nicedir, hangi kanalda hangi "tartışma" ya da "uz- laşma" programını açsam, bu türden, eril ya da dişil variıklar çıkıyor. Karşılannda, hemen hemen her zaman "uzlaşmanın faziletine" inanmış; aydın (ama aydtn- lanmacı değil), laik (ama 'elhamdülillah' dinibütün!) Atatürkçü (ama ne hikmetse uzlaşmacı) birileri... Ortaya ya çanak sorular atılıyor ya da hokka gibi bir konu. Bu variıklar da ahyoriar sazı ellerine ve kendile- rini ezen(!) laik Cumhuriyet'e, Atatürk Devrimleri'ne, aydınlanmaya, kısacası bu ülkeyi çağdaş kılabilecek ne varsa onlara verip veriştiriyoriar, en inandıncı ses ve mimikleriyle. Variıklaria uzlaşıp, biriik içinde ve de bir arada kardeş kardeş oturacağız ya! Üstlerine gi- den ya yok ya da yok denecek kadar az... AJ gülüm, ver gülüm bir uzlaşıyoruz ki sormayınü! Sonra yolda, toplu taşıma araçlannda, topluca gi- dilen dinlence ya da eğlence yerierinde zorianıyoruz dinlemeye; "falanca hoca efendi hazretleri pek bir mülayimiş" de, "filanca yazann laik olmaması değil, yobazlığını ne denli uygarca savunduğu önemliymiş" de, "fişmekan yazara liboş ve dönek denmekle birlik-> te, sonunda doğnı yolu bulduğu için böyle konuşu- yormuş" da, "fişmekanca hanımın cehaleti, bir za- manlar okuma yazma bilmemesinden kaynaklanmak- la biriikte, o gün yazdıklan değil bugün söyledikleri- ne bakılmalıymış" da... "Hem, uzlaşmadanyana olan katılımcılarda, kardeşçeyaşamayı beceremezsek ül- kenin bölüneceğinin altını çizmemişler mi zatenü!" Bu kez kaçan keyfim ve kınlan umudum, öyle ke- yrfli mesleki anılaria onanacak gibi değil. Uzlaşmacı- larla asla uzlaşmamaya; variıklara da her zaman her yerde anlayacakları dilden karşılık vermeye karartı, açıp "Abdülcanbaz"\ okumaya koyuluyorum. Ana fikir: Her şeyin içine tükürmeyi hak sayan var- iıklaria uzlaşmaya çabalamak, kendini tükürük hokka- sı sanmakla bıtecek bir ruhsal hastalıktır. Ana fikrin ana fikri: Ruhsal hastahklardan kurtul- manın yolu, rahatsızlığa neden olan vartıklan, hak et- tikleri biçimde yok etmekle başlar. GORBON IŞIL SERAMİK ANONİM ŞİRKETİYÖNETİM KURULU BAŞKANUĞI'NDAN Şırketımız olağan genel kurul toplantısı aşağıdaki gündemi görüşmek üzere 01 Mayıs 1995 Pazartesı günü saat 15.00'te Kore Şehıtleri Caddesi Mithat Onlü Sokak No: 19, Hotel Niza Park Otel Zincirlikuyu - Istanbul adresinde toplanacaktır. Bırincı toplantıda gerekli çoğunluk sağlanamazsa 31.05.1995 Çarşamba günü anılan yer ve saatte ikinci toplantı yapılacaktır. Olağan genel kurul gündemr. 1- Genel kurul başkanlık divanının seçımi ve tutanağın imzalanması için dıvana yetki \enlmesi, 2- Yönetim kurulu \e denetçi raporlan ile dış denetım kurumunun özetraporununokunması ve görüşülmesi. 3- 1994 yılı bilanço kâr zarar hesaplannın okunması. görüşülmesi ve onaylanması, 4- Yönetim kurulu üyeleri ile denetçinin ibrası, 5- Yönetim kurulunun kâr dağıtım teklifinin görüşülmesi. kânn dağıtım şekli ve zamanı hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesi, 6- Yönetim kurulu üyelennin iki yıl için ve denetçinin bir yıl için seçimi. 7- Yönetim kurulu üyelenne ve denetçiye verilecek ücretin tespiti, 8- Yönetim kurulu üyelenne T.T.K. 334 ve 335. maddelennde belırtilen işleri yapabilmeleri için karar alınması, 9- Dilekler. GORBON IŞIL SERAMİK ANONİM ŞİRKETt'NDEN ORTAKLARINA DUYURL: Gorbon Işıl Seramik Anonim Şırketi'nin yukanda yazılı günde yapılacak olağan genel kurul toplantısında, kendilerini vekâleten temsil ettirecek tüzel kişi veya gerçek kişi ortaklanmızın vekâletnameleri aşağıdaki forma göre hazırlamalan veya vekâlet formu ömeğinı "Ecza Sk. Safter Han No: 6 Levent - tstanbul" adresinde bulunan şirket merkezinden temin etmeleri- nı ve 09.03.1994 günü Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kurulu sen IV No: 8 teblığ hükümleri çerçevesinde notere onaylatacaklan vekâletnamelennı şirkete tevdi etmelenni nca ederiz. VEKÂLETNA.ME Gorbon Işıl Seramik Anonim Şirketi'nin 01/05/1995 günü saat 15.00'te Kore Şehitleri Caddesi Mithat Ünlü Sokak No: 19 Hotel Niza Park Otel Zincirlikuyu - Istanbul adresinde yapılacak olağan genel kurul toplantısında aşağıda behrttiğim görüşler doğrultusunda beni temsile. oy vermeye, teklıfte bulunmaya ve gerekli belgelen ımzalamava yetkili olmak üzere vekil tayın edıyorum. A. TEMSlL YETKtStNtN KAPSAMI a) Vekil, tüm gündem maddeleri için kendi görüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. b) Vekil. aşağıdaki talimatlar doğrultusunda gündem maddeleri içın oy kullanmaya yetkilidir. (Özel talımattar yazılır.) c) Vekil, şirket yönetiminin önerileri doğrultusunda oy kullanmaya yetkihdir. d) Toplantıda ortaya çıkabılecek diğer konularda vekil, aşağıdaki talimatlar doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir. Talimat yoksa vekil, oyunu serbestçe kullanır (Özel talimatlar yazılır.) B. ORTAĞ1N SAHİP OLDL'ĞU HİSSE SENEDlNtN a) Tertıp ve sensı. b) Numarası, c) Adet-nominal değeri, d) Oyda imtiyazı olup olmadığı, e) Hamiline-nama yazılı oldugu, ' ORTAĞIN AD1 SOYADI veya UNVANI İMZASI: ADRESİ: Not: A) Bölümünde (a), (b) veya (c) olarak belirtilen şıklardan binsi seçilir. (b) ve (d) şıklan için açıklama yapılır. FOÇA BELEDİYESİ AMBLEM YARISMASI i o ç a Beledıyesi Foça ılçesini Türkiye'de ve uluslararası platformda temsil edecek çağdaş bir amblem seçmek amacıyla bir amblem yarışması duzenlemiştir. 1. Foça ılçesi tarıhi ve kültürel açıdan ıncelendığınde en çok ağırlık kazandığı görülen özelliğinin günu- müzde de Foça'yı kendilerine yaşam alanı seçmiş olan Foklar oldugu görülmüştür Bu sebebten yarışma- cılardan Foça amblemini oluşturur- ken "FOK" imajı uzerınde yoğun- laşmaları ve FOÇA BELEDİYESİ ibaresini amblemle birlikte uygun gördüklen bir biçimde kullanmaları ıstenmektedir 2. Yarışma amatör ve profesyonel tüm grafik sanatçılarına açıktır. Her sanatçı en çok" 2 amblem önerisiyle yarışmaya katılabılecektir. 3. Amblemler 30 x 30 cm ebadında kağıt üzerine uzun kenan 12 cm olmak üzere bir adet siyah- beyaz bir adet te renkli olarak çalışılacak, ayrıca amblemlerin 2 cm'lık siyah-beyaz ve renkli örneklerı sağ alt köşeye yapıştırılacaktır. 4. Eserlerin arka sağ üst kısmına beş rakamdan oluşan bir rumuz yazılacak ayrıca aynı rumuzu taşryan bir zarfa da yarışmacı açık kimliğinı, adres ve telefonunu yazarak zarfı kapatacak ve eserlerle birlikte teslim edecektır. 5. Eser teslimi; "Foça Belediye Başkanlığı-İZMİR" Posta Kodu 35680 adresıne elden veya posta ile yapılacak. Yanşmaya katılma ışlemlerı 31 Mayıs 1995 günu saat: 1 7.00'de sona erecek ve postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. 6. Ödüller; Birincilık ödülü 50 milyon TL Ayrıca; Club Med' de 2 kışilik tam pansıyon hafta sonu tatilı. Ikıncilık ödülü : 30 milyon TL. Ayrıca, Hanedan Beach Hotel'de 2 kışilik hafta sonu tatıli (oda + kahvaltı) Üçunculuk ödulü . 20 milyon TL. Ayrıca; Hotel Karaçam'da 2 kişilik hafta sonu tatili (öda + kahvaltı) 2 adet mansiyon: Foça'da birer hafta pansıyonda 2 kişilik tatil (oda + kahvaltı) 7. Seçici Kurul (Soyadlanna gore alfabetık olarak) ERTUĞRULALPARMAN (Şehır Plancısı, O.Ç K. Kurumu Etud, Plan. Proje ve Uygulama Daıre Bşk) AVNİ ARBAŞ (Ressam) MEHMETALIAYTAÇ (Foça Kaymakamı) A. NIHAT DİRİM (Foça Belediye Başkanı) FEYZİ HEPŞENIC^L (Gazetecı - Yazar) YURDAKUL KABASAKAL (Yönetmen - Kaptan) EMRE MADRAN (Mimar. IZMIR. 1 Nolu Kültür ve Tabıat Varlıklannı Koruma Kurulu Uyesı) REHA MİDİLÜ (Foça eskı Belediye Başkanı) RECAI SEYREK (Grafik Sanatçısı) 8. Yarışma sonuçları en geç 15 Haziran 1995 tarihine kadar basında duyurulacaktır. 9. Yarışma şartnamesı ve daha genış bilgı Foça Belediye Başkanlığı Halkla İlişkiler Mudurluğü'nden temin edilebilir. Tel-0(232) 812 19 95 Faks-0(232)812 24 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle