Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 1995 PAZAR
4 HABERLER
Çillerden
Erdem'e hentbol
kuttaması
• ANKARA(Cıunhuriyet
Bfirosu) - Başbakan Tansu
Çiller, DYP'li bakanlara
dün Başbakanlık
konutunda verdiği öğle
yemeğinde, bütün
yatınmlann eksiksiz
yapılmasmı ve yatınmlara
hız venlmesini istedi.
Çiller. ayrıca, Dışişleri
Bakanlığı'nın ıtirazına
karşın Hentbol Ulusal
Takırru'nı lsrail üzerinden
Güney Kıbns'a gönderen
spordan sorumlu Devlet
Bakam Şükrü Erdem'i
tebrik etti ve "Hentbol
takımınm zaferinden
gururlandık" dedi.
VaUlikten BSP'ye
izinyok
• tstanbul Haber Servisi -
Istanbul Valiliği, Birleşik
Sosyalist Partisi'nce (BSP)
çıkanlan afîşlerin
asılmasına izin vcrmedi.
Konuya ilişkin olarak
BSP'den yapılan yazıh
açıklamada, söz konusu
uygulama kınanarak.
valiliğe karşı yasal
işlemlerin başlatıldıgi
bildirildi.
Harran suya
kavuştu
• ŞANLIURFA - Harran
Ovası'nda 11 nisanda
başlatilacak sulu tanm
öncesi Urfa tünellerinde
hazırlıklar hızla
sürdürülürken dün
tûnellerden deneme
amacıyla su bırakıldı.
Şanlıurfa Valisi Ziyaeddin
Akbulut, düzenlenen
törende yaptıği konuşmada,
Fırat'ın toprağın suya en
çok gereksinimi oldugu
dönemde ovaya
bırakılacağina dikkat
çekerek "Bu su. kıyamete
kadar akacak ve gittikçe
her yere bereket tasıyacak"
dedi.
Muhtara yapılan
tebligat geçersiz
• ANKARA(ANKA)-
Yargıtay 19'uncu Hukuk
Dairesi. tebligatlann
mutlaka ilgili kişinin evine
yapılmasını istedi. Daire,
muhatabının evde
bulunmaması halinde köy
ya da mahalle muhtanna
yapılan tebligatın geçerli
olmadığına karar verdi.
tcra ve davalann
yürütülmesinde en önemli
işlemler arasında yer alan
tebligatın nasıl yapılacağı
konusuna açıklık getiren
Yargıtay 19'uncu Hukuk
Dairesi bu karannı bir
sigorta şirketiyle birlikte
iki ayn kişi aleyhine açılan
tazminat davasında aldı.
Sorgun'da ölii
say ısı 39 oldu
• KAYSERİ(AA)-
Yozgat'ın Sorgun ilçesinde
kurulu Madsan işletmesine
ait kömür ocağında geçen
pazar günü meydana gelen
patlamada ölenlerin sayısı
39'a yükseldi. Madende
1.5 saat boyunca zehirli
gaza maruz kaldığı içın
ciğerleri ıle nefes
borusunda ağır tahribat
bulunan ve bir süreur
komada bulunan Ali Göçer
(35) adlı işçi, dün gece
tedavi gördüğü Erciyes
Oniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi'nde öldü.
hiD raporu
• İstanbul Haber Servisi -
Insan Haldan Derneği
(ÎHD) Istanbul Şubesi,
Gazıosmanpaşa Gazi
Mahallesi ve Umraniye
Mustafa Kemal
Mahallesı'nde meydana
gelen olaylarla ilgili olarak
hazırladığı raporu basına
açıkladı. Raporda, 32
kişinin kayıp oldugu iddiası
da yer alıyor. Dernek
yöneticileri. yakınlan
kaybolanlann kendilerine
baş\urmalannı istedi.
Hastane imamı,
göreve başladı
• ERZURUM(AA)-
"H&tanelerde din adamı
uygüaması" Erzurum'daki
hastaıelerde de başladı.
Uygılama çerçevesinde
Erzırum Müftulüğü'nce
göre-lendirilen 2 imam,
kenteki hastaneleri belirlı
bir program dahilinde
ziyast edecek.
Imanlar. hastalan
dinfcyerek onlarla sohbet
edeck ve isteyenlere dini
telkr.de bulunacak.
Tabıler Odası Başkanı
Pro: Selçuk Bozhalil,
uygıiamanm 1980yılında
DüraTabipler
Koifresi'nde alınan
kanriara uygun olduğunu
belrri.
Karayalçın, 18 aylık genel başkanlık dönemini Cumhuriyet'e değerlendirdi:
MOletvekilî olmatnam eksildiktiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın. bir
genel başkan olarak milletvekıli olamama-
nın biiyük eksikliğinı hissettiğıni söyledi.
"Ara seçinüerde millervekili seçilse>dün be-
nim için çok vararlı olacaktı" diyen Kara-
yalçın. kurultayda geçirdıkJeri mücadele-
den sonra Aydin Güven Giirkanın millet-
vekillerinın büyük desteğı ile grup başkan-
lığına seçilmesinin partide iki başlılık gö-
rüntüsü yarattığını kaydetti.
Partı içinde hizipler, klikler olmaması
için çok çaba sarf ettiğini, herkesi kucak-
lamak istediğini kaydeden Karayalçın, an-
cak bu sorunlann sürekli olarak gündem-
de kaldığını bildirdi. 14 temmuzda
ANAP'ın. Başbakan Tansu Çiller'in mal-
varlığının araştınlması konusunda verdiği
önergenın ardından, kendilerinin girişimi
ıle araştırmanın tüm siyası parti liderleri
ve partileri kapsaması
üzerine çok ağır ve haksız
eleştirilere uğradıklannı
belirten Murat Karayalçın,
"Aslında çok büyük bir
haşan kazanmışbk" dedi.
Geçmiş döneme ilişkin
değerlendirmeleriyle ge-
leceğe ilişkin hedeflerini
anlatan Karayalçm'a yö-
nelttiğimiz sorular ve ya-
nıtlan şöyle:
- Hiç avran yapbnız mı?
- Parti pratiği açısından
belki bunun bir anlamı
olabilir; ama ben SHP
içindeki hiziplerin, klikle-
rin kaldınlmasını gerekli
görüyordum. Şucu, bucu
aynmının uygun olmaya-
cağını düşünüyordum,
herkesı kucaklamak iste-
dim ve bunun sorunlan
daha sonra sürekli olarak
yaşandı. Aslında gruptada
bir başka sorun vardı.
- Neydi bu sorun?
- Benim mıiletvekilı ol-
mamam, gerçekten ciddi
bir eksiklikti. Belki seçil-
digim anda milletvekili ol-
mamamın çok büyük bir
önemi yoktu; ama daha
sonra eger milletvekıli
olabilseydim ara seçimler-
de. bu benim için çok ya-
rarlı olacaktı. Tabii. mil-
letvekıli olmadığım için
yasalara göre grup başka-
nı da olamadım. Ancak
gruptaki arkadaşlann tü-
mü için söylemiyorum,
ama hiç olmazsa bir bölü-
mü için bunu söyleyebile-
ceğim kanısındayım: bel-
• "Kurultaydan sonra Gürkan, milletyekillerinin büyük
çoğunluğunun desteği ile grup başkanı seçilince iki başlı bir jgörüntü
ortaya çıktı." "Gürkan'ın grup başkanlığına seçilmesi,
rnilletvekillerinin bana gönderdiğı bir mesajdı. Sen kurultayda
seçilebilirsin ama, biz kurultayda da destekledığirniz Gürkan'ı kendi
başımıza seçiyoruz, deâiler. Doğrusu daha sonra ilişkileri iyileştirme
imkânıbulamadık."
ki grup başkanı seçmeyebilirlerdi. Millet-
vekili olmamam nedeniyle grup başkanı
olmayabilirdim. ama grup başkanlığı ma-
kamı boş olabilirdi.
- Bu mümkün müydü?
- Evet, ama arkadaşlanmız grup başka-
nı seçimini tercih ettiler. Grup başkanlığı-
na kurultaydan bir ay sonra Sayrn Aydın
Güven Gürkan'ı getirdiler. Aydın Bey'le
biz '93 kurultayına son derece uygar iliş-
kiler içinde katıldık. tlişkilerimiz çok iyiy-
di, çok sıcaktı. Hiçbir şekilde birbirimizi
üzmemeye, kırmamaya çahştık. Ama so-
nuç itibanyla kurultayın bitiminden bir haf-
ta sonra Sayın Gürkan'ın grup başkanlığı-
na gelmesi, ilişkiler ne kadar iyi olmuş olur-
sa olsun. o karşıtlığın devamı olarak görül-
dü ve sürdürüldü.
- Bu, iki başlı görüntü mü doğurdu?
- Çok doğal olarak, Kurultayda biri ge-
nel başkanlığa seçildi. ötekı de grup baş-
kanlığına getirildi ve bir iki başlı görüntü-
ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART
ANAP lideri Yılmaz, Kuzey Irak harekâtını Cumhuriyet'e değerlendirdi:
Hükümet, sorunu ağırlaştırdı
DÜRDANE KOCAOĞLl?
ANKARA-ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yılmaz. bugün Güneydo-
ğu'da nispı bırsükûnet ve PKK'nin
etkınliğinde azalma görüldüğünü,
ancak sorunun çok daha büyüdüğü-
nü ve ağırlaştığını söyledi. Hükü-
metin, Güneydoğu sorununu eko-
nomik, sosyal ve kültürel boyutunu
ihmal ederek daha da büyüttüğünü
ileri süren Yılmaz. "Çiller hükü-
meti işbaşına geldiğinden itibaren
sorun tümüvle enternasyoneüeş-
miştir, bu da Türkrye için en kötü ge-
Bşmedir" dedi.
Yılmaz. Cumhuriyet'e Kürt so-
rununu \e Kuzey Irak harekât unu
değerlendirdi. "Ben Kürt sorunu
demiyorum" diyen Yılmaz, kendi
deyimiyle Güneydoğu sorunu ko-
nusunda, hükümetin tutumunu sert
bir dılle eleştîrdi. Dışişle-
ri Bakanı Erdal İnö-
nü'nün kendisinin yüreği-
ne su serpercesine Kuzey
Irak"a yapılan harekâtın,
demokratik önlemlerden
vazgeçildiği anlamına
gelmeyeceğini söytediği-
ni belirten Yılmaz, "3.5
senedir yapmadıklarını,
bundan sonra >apacaklar-
nnş" dedi.
Hükümetin işbaşına
geldiğinden beri, ANAP'
ın Güneydoğu politikası-
nın >alnızca güvenlik bo-
yutunu sürdürdüğünü, üs-
telik bunda herhangi bir
yenileme ve iyileştirme
yapmadığını söyledi. Yıl-
maz, Olağanüstü Hal Va-
liliği'nin, koruculuk siste-
minin ve Asayiş Komu-
tanlığı'nın aynen sürdü-
rüldüğünü anlatan Yıi-
maz, işin kültürel, sosyal
ve ekonomik boyutunun
ise tamamen öldürüldüğü-
nü bildirdi. Yılmaz. şöyle
devam etti:
"Sadece bunlan öldür-
mekle kalmadılar. ila% eten
yaprıkları u\gulamalarla,
sorunu daha da ağırlaştır-
dıiar. Bunlardan bir tane-
si köylerin boşaltüması
olavıdır. Oradaki insanla-
nn kentlere göç ettirilme-
si olayı. Vetkililerlc konuş-
tum. PKK">e ilrihaklar ar-
ük daha çok merropoller-
den oluyormuş. İkincisi,
devlerin bölgede güvenilir-
liğini tahrip ettiler. İkide
bir gittiler bölgeye paket-
ler açtılar. arkadan hiçbir
şe\ gelmedi. Vatırımlar
durdu, bölgedeki ekono-
mik hayat öldü, işsizlik dayandmaz
boyutlara vardı. Dola\ısı\la hükü-
met, Güneydoğu sorununu, ekono-
mik •ısyal kültürel bovutunu ihmal
ederek, daha da ağırlaştırdL Bölge-
de yine kendi dönemlerine kıyasla
nispi sükunet sağjanmış, terör örgü-
tünün nispi olarak etkinliği azalmış-
tır. ama Güneydoğu sorunu çok da-
ha büyümüş ve ağırlaşmışrır."
ANAP liden Yılmaz, Çiller hü-
kümeti işbaşına geldiğinden bu ya-
na da sorunun tümüyle enternasyo-
nalleştiğinı ıleri sürerek, "2 yıl ön-
ce Amerika'da onlann deyimiyle
Kürt meselesi di\e bir mesele yok-
tu. Şimdi bize en çok sordukları ko-
nu, bukonu" dedi.
Yılmaz. Türkiye'ye en dost bıli-
nen ülkelerden Almanya'da da çok
büyük bir iç kamuoyu oluştuğunu,
Türkive'nin kendilerinin verdıkle-
ri silahlan kullanmasına karşı çık-
tıklannı anımsattı.
Mesut Yılmaz, Kuzey Irak hare-
kâtının, aynı zamanda Türkiye'nin
bölgede bağımsız bir Kürt devieti-
ne izin vermeyeceğini gösteren bir
hareket olduğunu söyledi. Yılmaz,
geçen hafta içinde Genelkur-
may'dan biryetkilinin gelerek, ken-
disine bilgi verdiğini, ancak yetki-
lilerin harekât tamamlandıktan son-
ra ne yapılacağı konusunda herhan-
gi bir bilgilerinin olmadığım söyle-
di. Yılmaz, hükümeti harekât hak-
kında yeterlı strateji planlamadan
harekâta kalkışmakla suçladı. Yıl-
maz. konuya ilişkin daha sonra şun-
lan söyledi:
"Çekiç Güç'ün kara unsurunun
takviye edilip, onun TSK'nin so-
rumluluğuna verilmesi \c belli bir
kuvvetin bu bölgenin denetimi için
sü çok doğal olarak ortaya çıktı. Aslında
ben, sayın milletvekillerimizden çok az oy
alrruştım. Grubun çok büyük bir bölümü
Sayın Gürkan'ı desteklemişti. Çok büyük
bir bölümü. Üçte ikiden fazla bir bölümü.
Sayın Gürkan'la daha sonra da iyi ilişkiler
içinde olmaya çahştık. Ama buna karşılık
Sayın Gürkan'ın grup başkanlığına getiril-
mesi, bir anlamda bana milletvekillerimiz
tarafından verilen bir mesajdı. *Sen genel
başkan seçilmiş otabilirsin, ama biz destek-
lediğimiz genel başkan ada>ını kendi baş-
kanlığımıza seçiyoruz' dedi ler ve doğrusu
o ilişkileri daha sonra iyileştirme olanağı
bulamadık.
Gruptan bir milletvekili çıkıp, 'Genel
başkan gidene kadar sakal uzatacağun' di-
yebildi, sakal uzattı ve grup yönerimi. grup
disiplini bununla ilgili bir uygulama yap-
madı. Bizim için çok önem taşıyan konu-
lann savunulmasında maale-
sef istenilen noktaya geline-
medi. Bir güvenlik soruştur-
masıyla ilgili tasannın oylan-
masında 11 mılletvekilimiz
olabildi, TBMM'de.
- Mecüs'ten geçti ama_
- Mecüs'ten geçti, ama bi-
zim 11 milletvekilimiz vardı.
Şimdi partinin ve grubun bu
şekilde yapılanması, benim
önüme çeşitli sorunlarçıkart-
tı. Bunlardan bazı ömekleri
vermek isterim.
Bakın bugün. kamuoyun-
dan Mercümekdosyası, Dar-
çın dosyası, yardım paralan
aynntılı bir biçımde soruştu-
ruluyor. Bugün kamuoyunda
liderlerin malvarlıklan, kaç
kilo altını var, ne kadar gay-
rimenkulü, dövizi var; bunlar
aynntılı bir biçimde ortaya
konuluyor, geriye yönelik
olarak yapılabiliyor; kimin
kardeşi zengin. bu araştınla-
biliyor.
Bu, SHP sayesinde olmuş-
tur. 14 temmuz tarihinde
ANAP'ın Tansu Çiller için
vermiş oldugu araştırma
önergesini bence biz çok bü-
yük bir beceriyle, çok büyük
bir başanyla bütün genel
merkezler için. bütün genel
başkanlar için taşıdık. Şimdi
onlar araştınlıyor. Bizim bu
doğrultudaki karanmız kimi
milletvekilleri tarafından,
hatta daha sonra DSP'ye ge-
çen kimi parti yöneticileri ta-
rafından Tansu Çiller'e tes-
lim olmak olarak değerlendi-
rildi.
Oysa çok büyük bir başan
elde etmiştik biz. O basan-
nın sonuçlannı bugün yaşı-
yoruz. Fakat o başan kimi
grup yöneticileri tarafından,
kimi parti yöneticileri tara-
fından kamuoyuna, ihanet
olarak taşındı.
- Vani tam tersi mi?
- Evet, öyle gösterildi.
Çok üzüntü duymuşrum.
Bugün o değerlendirmeleri
yapanlann bir bölümü, as-
de bu tartışmalar yapıldı, bu
iddıalar ortaya atılabildi.
Sürecek
Türkrye tarafından tahsisi. Bu da,
ancak Amerika ile anlaşarak olabi-
lir. O zaman bizim harekât. BM'nin
şemsiyesi altına girmiş olur. Bunun, hn'da yanlış yaptıklannı söy-
Türkiye'nin komşulan ile ilişkileri leyebîliyorlar, amaogünler-
açısından bazı riskleri olabilir, ama
faydalan ağır basar. Ku/e\ Irak'ta
bir kuvvet boşluğu var, otorite boş-
luğu var. Bu otorite boşluğundan
PKK yararlanrvor. Bu kuv^'et boş-
luğunun, PKK'nin orada yuvaian-
masına hizmet ettiği. bu da bizim
güvenliğimizi tehdit ettiği için Çekiç
Güç'ün bö> le ila%e bir misyonla tak-
viyesini istiyoruz."
Yılmaz. kendısine Çekiç Güç'ün
bölgede bağımsız bir Kürt devleti-
ne şemsiye görevi yaptığına ilişkin
endişeleri bulunduğunun hatırlatıl-
ması üzerine de, bunun içın yazılı
bir anlaşma yaparak somut bir gü-
vence sağlanabileceğini söyledi.
MİKRO
DİNÇ TAYANÇ
'Dayı Varmış' Diyorlar!
TV'de, kulak tırmalayıcı sesleriyle haykıran, kenar
mahalle btçkını tipli iki varlık... "Ardımızda şukadaryûz
bin oy var" diye ortalığı birbirine katıyor ve yolsuzluk-
lanyla ilgili dosyalann açılmasını engellemeye çabalı-
yorlar. Bakıyorlar ki yiyen yok, bu kez de gazeteciye
ve gazetecilik mesleğine dayılanmaya başlıyorlar...
Sonlan, boşaltılan birer tükürük hokkası gibi, kamu-
oyunun gözünden ve denetiminden sıvışmak!
"Yahu, bunlar nesebi gayn sahih birkaç yüz bin oy-
la birer kenti ele geçirince böyle yaparlarsa, kendi
düzenlerini kurduklannda neleryapmazlar?" dryorum
kendi kendime.
Tam kararnsarlığa dalacağım ki, geçmişin anılan
canlanıyor gözümün önünde...
Yıl 1989, yerel yönetim seçimleri yapılmış ve oy sa-
yımına geçilmiş. O günlerde. Türkiye'nin en büyük ga-
zetesinde dizi yazılan yayına hazırlıyorum. Elimdeki di-
zinin dehşet ıddialı bir başlığı var: Ben, Bedreddin Da-
lan!
Şöyte bir duruyorum. Dalan-Talan tekeriemeleri öy-
lesine yaygın ki... Dizi desem, baştan sona Dalan'ın
ağzından Şehr-i istanbul'a yaptıkları ve yapacaklany-
la dolu. Hakkındaki yolsuzluk söylenti ve iddalanyla
ilgili tek satır yok.
Şeytan dürtüyor, kalkıp gazetenin "beyni'ne vanyor
ve "Bu dizi, Dalan'ın kazanacağı varsayırrvyla yapıl-
mış. Ya yitirirse?" diyecek oluyorum.
"Dalga mı geçiyorsun, gündüz düşüne mi daldın!"
diye haykınyor gazetenin beyni...
"Içimden bir ses, enaz200 bin oylayitireceğini söy-
lüyor" diyorum, umarsızca kapıdan çıkarken...
O geceyansı, "Ben, Bedreddin Dalan" bir daha ya-
yımlanmamak üzere sayiadan çekiliyor...
Bendeniz de, Abdülcanbaz'ın "işgal lstanbulu"nun
sokaklannı haraca kesen işbirlıkçi bitirimleri Gözlüklü
Samı ya da Ebu Cehil Kadri Kadrettinleri anlatan do-
yumsuz tiyatro oyunundaki şarkıyı mınldanıyorum:
Şu istanbul yollan/Hem geniştir, hem dardır/Ahval-
lan hallan yamandır/Kalkın dostlar, duracak oturacak
zaman(mı)dır?
Bu "mesleki" anıyı anımsamakla keyfim ve de umu-
dum yerine dönüyor, kapattığım TV'yi sorgulamaya
oturuyorum
Nicedir, hangi kanalda hangi "tartışma" ya da "uz-
laşma" programını açsam, bu türden, eril ya da dişil
variıklar çıkıyor. Karşılannda, hemen hemen her zaman
"uzlaşmanın faziletine" inanmış; aydın (ama aydtn-
lanmacı değil), laik (ama 'elhamdülillah' dinibütün!)
Atatürkçü (ama ne hikmetse uzlaşmacı) birileri...
Ortaya ya çanak sorular atılıyor ya da hokka gibi bir
konu. Bu variıklar da ahyoriar sazı ellerine ve kendile-
rini ezen(!) laik Cumhuriyet'e, Atatürk Devrimleri'ne,
aydınlanmaya, kısacası bu ülkeyi çağdaş kılabilecek
ne varsa onlara verip veriştiriyoriar, en inandıncı ses
ve mimikleriyle. Variıklaria uzlaşıp, biriik içinde ve de
bir arada kardeş kardeş oturacağız ya! Üstlerine gi-
den ya yok ya da yok denecek kadar az... AJ gülüm,
ver gülüm bir uzlaşıyoruz ki sormayınü!
Sonra yolda, toplu taşıma araçlannda, topluca gi-
dilen dinlence ya da eğlence yerierinde zorianıyoruz
dinlemeye; "falanca hoca efendi hazretleri pek bir
mülayimiş" de, "filanca yazann laik olmaması değil,
yobazlığını ne denli uygarca savunduğu önemliymiş"
de, "fişmekan yazara liboş ve dönek denmekle birlik->
te, sonunda doğnı yolu bulduğu için böyle konuşu-
yormuş" da, "fişmekanca hanımın cehaleti, bir za-
manlar okuma yazma bilmemesinden kaynaklanmak-
la biriikte, o gün yazdıklan değil bugün söyledikleri-
ne bakılmalıymış" da... "Hem, uzlaşmadanyana olan
katılımcılarda, kardeşçeyaşamayı beceremezsek ül-
kenin bölüneceğinin altını çizmemişler mi zatenü!"
Bu kez kaçan keyfim ve kınlan umudum, öyle ke-
yrfli mesleki anılaria onanacak gibi değil. Uzlaşmacı-
larla asla uzlaşmamaya; variıklara da her zaman her
yerde anlayacakları dilden karşılık vermeye karartı,
açıp "Abdülcanbaz"\ okumaya koyuluyorum.
Ana fikir: Her şeyin içine tükürmeyi hak sayan var-
iıklaria uzlaşmaya çabalamak, kendini tükürük hokka-
sı sanmakla bıtecek bir ruhsal hastalıktır.
Ana fikrin ana fikri: Ruhsal hastahklardan kurtul-
manın yolu, rahatsızlığa neden olan vartıklan, hak et-
tikleri biçimde yok etmekle başlar.
GORBON IŞIL SERAMİK ANONİM ŞİRKETİYÖNETİM KURULU BAŞKANUĞI'NDAN
Şırketımız olağan genel kurul toplantısı aşağıdaki gündemi görüşmek üzere 01 Mayıs 1995 Pazartesı günü saat 15.00'te
Kore Şehıtleri Caddesi Mithat Onlü Sokak No: 19, Hotel Niza Park Otel Zincirlikuyu - Istanbul adresinde toplanacaktır.
Bırincı toplantıda gerekli çoğunluk sağlanamazsa 31.05.1995 Çarşamba günü anılan yer ve saatte ikinci toplantı yapılacaktır.
Olağan genel kurul gündemr.
1- Genel kurul başkanlık divanının seçımi ve tutanağın imzalanması için dıvana yetki \enlmesi,
2- Yönetim kurulu \e denetçi raporlan ile dış denetım kurumunun özetraporununokunması ve görüşülmesi.
3- 1994 yılı bilanço kâr zarar hesaplannın okunması. görüşülmesi ve onaylanması,
4- Yönetim kurulu üyeleri ile denetçinin ibrası,
5- Yönetim kurulunun kâr dağıtım teklifinin görüşülmesi. kânn dağıtım şekli ve zamanı hususunda yönetim kuruluna yetki
verilmesi,
6- Yönetim kurulu üyelennin iki yıl için ve denetçinin bir yıl için seçimi.
7- Yönetim kurulu üyelenne ve denetçiye verilecek ücretin tespiti,
8- Yönetim kurulu üyelenne T.T.K. 334 ve 335. maddelennde belırtilen işleri yapabilmeleri için karar alınması,
9- Dilekler.
GORBON IŞIL SERAMİK ANONİM ŞİRKETt'NDEN
ORTAKLARINA DUYURL:
Gorbon Işıl Seramik Anonim Şırketi'nin yukanda yazılı günde yapılacak olağan genel kurul toplantısında, kendilerini
vekâleten temsil ettirecek tüzel kişi veya gerçek kişi ortaklanmızın vekâletnameleri aşağıdaki forma göre hazırlamalan veya
vekâlet formu ömeğinı "Ecza Sk. Safter Han No: 6 Levent - tstanbul" adresinde bulunan şirket merkezinden temin etmeleri-
nı ve 09.03.1994 günü Resmi Gazete'de yayımlanan Sermaye Piyasası Kurulu sen IV No: 8 teblığ hükümleri çerçevesinde
notere onaylatacaklan vekâletnamelennı şirkete tevdi etmelenni nca ederiz.
VEKÂLETNA.ME
Gorbon Işıl Seramik Anonim Şirketi'nin 01/05/1995 günü saat 15.00'te Kore Şehitleri Caddesi Mithat Ünlü Sokak No: 19
Hotel Niza Park Otel Zincirlikuyu - Istanbul adresinde yapılacak olağan genel kurul toplantısında aşağıda behrttiğim
görüşler doğrultusunda beni temsile. oy vermeye, teklıfte bulunmaya ve gerekli belgelen ımzalamava yetkili olmak üzere
vekil tayın edıyorum.
A. TEMSlL YETKtStNtN KAPSAMI
a) Vekil, tüm gündem maddeleri için kendi görüşü doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir.
b) Vekil. aşağıdaki talimatlar doğrultusunda gündem maddeleri içın oy kullanmaya yetkilidir. (Özel talımattar yazılır.)
c) Vekil, şirket yönetiminin önerileri doğrultusunda oy kullanmaya yetkihdir.
d) Toplantıda ortaya çıkabılecek diğer konularda vekil, aşağıdaki talimatlar doğrultusunda oy kullanmaya yetkilidir.
Talimat yoksa vekil, oyunu serbestçe kullanır (Özel talimatlar yazılır.)
B. ORTAĞ1N SAHİP OLDL'ĞU HİSSE SENEDlNtN
a) Tertıp ve sensı.
b) Numarası,
c) Adet-nominal değeri,
d) Oyda imtiyazı olup olmadığı,
e) Hamiline-nama yazılı oldugu, '
ORTAĞIN AD1 SOYADI veya UNVANI
İMZASI:
ADRESİ:
Not: A) Bölümünde (a), (b) veya (c) olarak belirtilen şıklardan binsi seçilir. (b) ve (d) şıklan için açıklama yapılır.
FOÇA
BELEDİYESİ
AMBLEM
YARISMASI
i o ç a Beledıyesi Foça ılçesini
Türkiye'de ve uluslararası platformda
temsil edecek çağdaş bir amblem
seçmek amacıyla bir amblem
yarışması duzenlemiştir.
1. Foça ılçesi tarıhi ve kültürel
açıdan ıncelendığınde en çok ağırlık
kazandığı görülen özelliğinin günu-
müzde de Foça'yı kendilerine yaşam
alanı seçmiş olan Foklar oldugu
görülmüştür Bu sebebten yarışma-
cılardan Foça amblemini oluşturur-
ken "FOK" imajı uzerınde yoğun-
laşmaları ve FOÇA BELEDİYESİ
ibaresini amblemle birlikte uygun
gördüklen bir biçimde kullanmaları
ıstenmektedir
2. Yarışma amatör ve profesyonel
tüm grafik sanatçılarına açıktır. Her
sanatçı en çok" 2 amblem önerisiyle
yarışmaya katılabılecektir.
3. Amblemler 30 x 30 cm ebadında
kağıt üzerine uzun kenan 12 cm
olmak üzere bir adet siyah- beyaz bir
adet te renkli olarak çalışılacak, ayrıca
amblemlerin 2 cm'lık siyah-beyaz ve
renkli örneklerı sağ alt köşeye
yapıştırılacaktır.
4. Eserlerin arka sağ üst kısmına beş
rakamdan oluşan bir rumuz yazılacak
ayrıca aynı rumuzu taşryan bir zarfa
da yarışmacı açık kimliğinı, adres ve
telefonunu yazarak zarfı kapatacak
ve eserlerle birlikte teslim edecektır.
5. Eser teslimi;
"Foça Belediye Başkanlığı-İZMİR"
Posta Kodu 35680 adresıne elden
veya posta ile yapılacak. Yanşmaya
katılma ışlemlerı 31 Mayıs 1995
günu saat: 1 7.00'de sona erecek
ve postadaki gecikmeler dikkate
alınmayacaktır.
6. Ödüller;
Birincilık ödülü 50 milyon TL
Ayrıca; Club Med' de 2 kışilik
tam pansıyon hafta sonu tatilı.
Ikıncilık ödülü : 30 milyon TL.
Ayrıca, Hanedan Beach Hotel'de
2 kışilik hafta sonu tatıli
(oda + kahvaltı)
Üçunculuk ödulü . 20 milyon TL.
Ayrıca; Hotel Karaçam'da 2 kişilik
hafta sonu tatili (öda + kahvaltı)
2 adet mansiyon: Foça'da birer
hafta pansıyonda 2 kişilik tatil
(oda + kahvaltı)
7. Seçici Kurul
(Soyadlanna gore alfabetık olarak)
ERTUĞRULALPARMAN
(Şehır Plancısı, O.Ç K. Kurumu Etud,
Plan. Proje ve Uygulama Daıre Bşk)
AVNİ ARBAŞ (Ressam)
MEHMETALIAYTAÇ
(Foça Kaymakamı)
A. NIHAT DİRİM
(Foça Belediye Başkanı)
FEYZİ HEPŞENIC^L (Gazetecı - Yazar)
YURDAKUL KABASAKAL
(Yönetmen - Kaptan)
EMRE MADRAN
(Mimar. IZMIR. 1 Nolu Kültür ve Tabıat
Varlıklannı Koruma Kurulu Uyesı)
REHA MİDİLÜ
(Foça eskı Belediye Başkanı)
RECAI SEYREK (Grafik Sanatçısı)
8. Yarışma sonuçları en geç 15
Haziran 1995 tarihine kadar
basında duyurulacaktır.
9. Yarışma şartnamesı ve daha
genış bilgı Foça Belediye
Başkanlığı Halkla İlişkiler
Mudurluğü'nden temin edilebilir.
Tel-0(232) 812 19 95
Faks-0(232)812 24 22