29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 NİSAN 1995 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Tefc 0.212.512 05 05 Foks: 0.212.513 90 98 KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK Siyasalarenadakiyanm beyinliler oç. Or. Mehmet Semih Ge- malmaz, koca kafalı olmak- la, akıllılığın karşılığı koca be- yinli olmak arasında, her za- man doğrudan ve mutlak bir ilişki bu- lunmadığını söylüyor. Doç.Dr. Gemalmaz, devleti yönet- meye soyunanlann "beyin"lerinin bo- yutunu bu açıdan irdeliyor: "Kocaman ya da mütevazı, ama mevcut beynini, ona buna paylaştır- madan kullanabilecek siyasal figürle- re gereksinim hususunda, paylaşılan bir kabul var: Eğer bir siyasal figür, ör- neğin beyninin yansının sahipliğini, bir ekonomi bürokratına bahşediyorsa, hiç kuşku yok, yanm beyinli birisi siya- sal arenada yer alıyor demektir. Belki, tam 'buna da şükür' dememiz gerektigini düşünürken, bu çok bonkör siyasal fıgür, beyninin diğeryarısını da, bu kez bir diplomasi bürokratına lütfe- dince, ortaya altından kalkılması zor birtabloçıkıyor." Beyninin iki yansını iki bürokrata has- reden kişinin, geriye kalan nesi ile du- rumu idare edeceğini soruyor ve yanı- tını anyor Doç.Dr. Gemalmaz: Köleler-İşçfler "İki olasılık var. Ya işleri yürütmek için, aslında beyne gereksinim yoktur. Ya da hiçbir iş beyinsiz yürütülemez, hatta yarım beyinle de yürütülemez. Ama, o kişiden iş bekleyenlerin bu ola- sılığı görüp, sesini çıkartacak kadar be- yin sahibi olmaları gerekir." Acaba burada, beyin bahşedilen ki- şilerin durumu ne oluyor? Bunlar bir il- tifata mı mazhar oluyor, yoksa ondan bundan toplama beyinlerle iş yürüten kişiler durumuna mı geliyor... Gemal- maz, "Kaldı ki, başka beyinlerden ya- rarlanabilmek için yanm değil. tam be- yinli olmak gerekir" diyor. Devam ediyor Doç. Gemalmaz: "Her alanda olduğu gibi siyasette de akıl, bilgi, düşünme ve bilmeyi bilince, öneriye, eleştiriye, üretime dönüştür- mede, herkesin kapasıtesi kendine. Ama, ne ise o, onu tam kullanmak, ona tam sahip çıkmakla olanakh. Bir işi ta- şerona ihale edemeyeceğiniz tek alan, herhalde düşünmek, bilgilenmek, öz uslamlamayı yapabilmektir." Ve tekrar siyasete geliyor: "Siyaset, boy-pos, endam ile üreti- lemez. Siyasete paraşütle inilince, doğru eksen tutturulamaz, Akademik ünvanlar dahil, hikmeti kendinden menkul 'bir bilen' varsayımlan ve tak- dimleri ile ülkeler, düşünen siyasetçi beyinleri bulamaz." Sözü burada medyaya getiriyor: "Laf ola, ekran dola, dürtüsüyle medya gruplannın, neredeyse ayda bir 'kimin eli kimin belinde' güzeller seçti- ğini sanıyordum. Yanıldığımı, bunlar si- yasa) aktöriüğe soyununca sezinledim. Türedi kimi siyasal figürleri ise, çok sa- tan bir gazetenin tanınmış bir edebiyat eleştirmeni, o zat gömleğine kol man- şeti taktığı için göklere çıkannca hep- ten anladım. Beyin ya da düşünmek değil, kol, bacak, göğüs, saç rengi, gözlük mo- deli, eşarp ya da kravat modeli, daha doğrusu markası, kol düğmesi, laf ebe- liği, unvan pazarlaması önemli. Beyinsiz olmak iltifat haline gelince adayları çoğaltmak için uğraşmak işin icabıdır." Öte yandan işkembe salonlannda ayıklanmış yanm başın fiyatı, beyinli olduğu zaman daha pahalıdır. Demek ki yenilebilen beyinler para ediyor! Ç alışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı Aydın Güven Gürkan, emeklilik yaşına ilişkin tavrıyla I Başbakan'ı epeyce kızdırdı. IMF'ye verdiği sözle ülkeyi yöneten Tansu Çiller, sinirinden Gürkan'ın is- tifasını istedi. Peki Gürkan, Çiller'e kafa tutan tav- n sonunda işçilerin desteğini aldı mı? Bir "amele", olayı şöyle yorumluyor "Eskiden Afrika'dan Amerika'ya 9©- milerle köle taşınırdı... Gemilerde kötü koşullar nedeniyle kölelerin bir kısmı yolda ölürdü... Bir gün adamın biri çı- kıp müdahale etti, "Ne yapıyorsunuz?" dedi. Kölelerin hastalanmaması için ambarlann kireçlenmesini, ölmemele- ri için de biraz su ve yiyecek verilme- sini önerdi. Adam, "Bu köleler bize la- zım" dedi. Haklıydı, çünkü ölü köle bir ise yaramıyordu." Kıssadan hisse! Guatrlı köy ektup Kayseri'nin Tomarca ılçesinin Alakuşak köyünden geliyor... Ramazan Şen yazmış... Diyor ki: "Köyümüzün nüfusu 2 bin. Bu kadar insan, köydeki üç veya dört çeşmeden su içiyor. Ve köydekilerin yüzde 4O'ı guatr hastası. Üç yıl önce kaymakam, çeşmelerden su içilmesini yasaklamış- tı. Ama bizimle kimse ilgilenmedi, su- yumuz temizlenmedi, aynı suyu kul- lanmaya mecbur kaldık. Sağlık Oca- ğı'ndaki doktora sorduğumuzda, 'Ameliyat olacaksınız' diyor. Sağlık Ba- kanı'na sonnak istiyoruz, bizim sağlı- ğımız ne olacak?" Sanınm yanlış adrese başvuruyor- lar... Sağlık Bakanı Doğan Baran'a katea, "Köyün imamına gidin" diyecek- tir... Malum, kendileri hastanelere imam atamakla meşgul... Banşkes... Tansu Çiller Ceyhun AtufKansu'yu anarken A nkara'da bugün Ceyhun Atuf Kansu anılacak. Mus- tafa Kemal'in yanında Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'na katılan ve Hakimiyeti Milliye gazetesinin yazı- işleri müdürlüğünü yapan, cumhuriye- tin ilanından sonra da ulusuna bir eği- timci olarak hizmet vererek eğitim bir- liği yasasının hazırlanmasına katkıda bulunan Kuvayı Milliyecı Nafi Atuf un oğlu Ceyhun Atuf Kansu için şiirler okunacak... Biliyorsunuz, bir başka Kuvvacı Mazhar Müfrt Kansu, Atatürk'ün sır- daşıydı... Bağımsızlık savaşının sonu nereye varacağı beUi olmayan günle- rinde Atatürk, bir gün cumhuriyet ilan edileceğini Mazhar Müfit'e söylemişti. Mazhar Müfit ve Nafi Atuf kardeş ço- cuklanydı ve ikisi de Mustafa Kemal'in yanında Anadolu'daki savaşa girmiş- ti... Ve Ceyhun Atuf Kansu, bu savaşın çocuğuydu... Işte bu gece, bir çocuk doktoaı ol- masına karşın ozan kimliği ile tanınan Ceyhun Atuf Kansu'nun anısına tören yapılacak. Şinasi Sahnesı'nde bu yılki "Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü"nü "Sürek Avında Dünya" kitabıyla kaza- nan Ali Cengizkan'a ödülü verılecek. Saat 20.00'da başlayacak tören, "Cumhuriyet Bayrağı Altında Ceyhun Atuf Kansu" izlencesi ile sürecek. Rüştü Asyalı Gülgün Kutiu. Alpay Izbırak ve Bahar Gökler, Kansu'nun Atatürkçülük ve cumhuriyetçilik öğre- tisini işlediği çeşitli kitap ve çalışmala- rından şiirlerle süslenmiş örnekler su- nacak, Mehmet Gökağaç da bir say- dam gösterisi yapacak. Artık aramızda olmayan Ceyhun Atuf Kansu, yazdıklanyla aramızda olacak: "Aslında bugünlerde görüyoruz, bü- tün dünyada ulusal kurtuluş savaşları- nı veren birçok ulus, devrimlerini ta- mamlayamadıkları, devrimi yarıda bı- raktıklan için Atatürk'ün çizdiği, 'man- zarai umumiye' dediği yere yeniden dönüyor. Burada, Atatürk'ün söyle- vinde belirtmek istedtği dram da budur. Türkiye, kendi ülkesi yeniden kuşatıla- bilir. Bunu söylemek istiyor. Bunu, bir çığlık halinde gençliğe, geleceğe bıra- kıyor. Bizim için çok sıcaktı sesi. Bizim için çok inandıncıydı, çok yol açıcıydı. Ama, bir dramatiktir bu. Kabul edelim. Biz şimdi Türkiye olarak, çok sesli bir tarihin içinden geçmekteyiz ve bu çok sesli tarihin içine Atatürk'ün sesi de ka- tılmaktadır. Bu çok seslilik içinde, ola- bilir ki Atatürk'ün sesini yitirebiliriz. Tür- kiye'nin, Söylev'in bugünkü dramatiği de budur. Türkiye, bunu böyle yaşa- maktadır. Bu sesi yitirebiliriz. Bu tarih- sel bir akışın sonucudur. Sözlerimi bi- tirirken, şunlan söylemek istiyorum": Bu ses, bu çok sesliligın içinde akıp gider- ken, biz bu sesi yeniden duyacağız. Kulaklarımızı verirsek..." Şebinkarahisar'da kurs kapatma bahanesi E skiden Şebinkarahisar'da bir tek lise vardı. Şimdi altı lise var. Eskiden Şebinkarahisar Lisesi'nden mezun olanlann çoğu üniversiteye girer avukat. dok- tor, mühendis olurdu. Şimdi Şebinkarahisar'daki liseleri bi- tirenlerin çok azı üniversiteye girebili- yor... Okul sayısı arttı ama eğitimin kalite- si azaldı... Salt bu nedenle bir grup öğretmen ücretsiz üniversiteye hazıriık kursu aç- tı Şebinkarahisar'da... Milli Eğitim'den izin de alındı. Öğrenciler, öğrenci velileri memnun- du... Ama memnun olmayan çevreler var- dı. Emekli astsubay Mehmet Kelem- ci'nin bildirdiğine göre, kaymakam ve- killiği de yapan Devlet Hastanesi'nin Başhekimi Op.Dr. Kürşat Erdem, kur- sun verildiği lise binasına geldi ve öğ- retmenlerle birtoplantı düzenledi. Kay- makam vekili sıfatıyla, öğretmenlerden kurslarda Atatürk'ten fazla sözetme- melerini istedi... Düşünebiliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti'nde, Türkiye Cumhuriyeti'nin mülki amiri tarafından, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusunun adının bazı çevreleri rahatsız etmekte olduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin öğret- menlerine bildiriliyor... Ne ki öğretmenler Türkiye Cumhu- riyeti'nin yasalan çerçevesinde öğren- cilerini üniversite sınavına hazıriamaya devam etti... Tabii ki baskılar bitmedi... Giresun Milli Eğitim Müdürlüğü'nden bir müfettiş gönderildi Şebınkarahi- sar'a... Müfettiş, ücretsiz üniversiteye hazır- iık kursuna ilişkin gerekli incelemeyi yaptı ve sakıncalı bir tarafı olmadığına karar verdi... Ancak köktendinci ve ırkçı çevrele- rin baskısı daha da arttı... Ve kaymakam vekili doktor, sonun- da üniversiteye hazıriık kursunu ka- pattı... 4 Nisan 1995 tarih ve 181 sayılı kay- makamlık yazısı ile kursun kapatılma- sına karar verilirken şu gerekçe gös- terildi: "Üniversite sınavlannın yakJaş- ması nedeniyle..." Mert Ali Başanr'dan SÖZDEYİŞLER Anlaşılmadığınız sürece gerçekten problem yok demektir, çünkü anlaşılır hale geldiğinizde bu kez siz kendinizi anlamayacaksınız. vazıyet ...21'inci yüzyıla 5 kala, bi- zim toplumun durumundan çok vaziyetini konuşmak gere- kiyor. Ancak konuşmak kimi za- man yazarla okur arasında bir iletişimle gerçekleşir. Deniz Som'un kalemi bu işi Türkçenin hakkını vererek ya- pıyor, durumu değil vaziyeti anlaîıyor. Bu kitapta okuyacağınız ya- zılar, güncel yaşamın toplum- sal, siyasal ve insansal man- zaralarını sergiliyor. llhan Selçuk SON 500 YILIN KISA ÖZETİ YA DA 1992 İLE 1994 ARASI VAZİYET Deniz Som GUNCEL YAYINCILIK Barbaros Bulvan Dörtyüzlüçesme Sk. 2/7 Beşiktaş-lstanbul Tel: 0.212.261 25 41 İLAN KUŞADASIASLİYE HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1994/793 Hâkim: Şefık Aslan 23912 Kâtip: Durmuş Gürsoy 526 Davacı Erdoğan Eker tarafından mah- kememize verilen 29.12.1994 tarihli di- lekçe ile özetle; Izmir Üçyol Yapı Kredi Bankası Şubesi'ne ait 31.1.1995 vade ta- rih ve 0141128 seri nolu 50.000.000 TL meblağlı alacakhsı Erdoğan Eker, borç- lusu S.Nafiz Kantaroğlu olan çekini ban- kaya ibraz edeceği sırada kaybettiğini bildirdiginden, Çek iptali davasmın 31.5.1995 tarihin- de mahkememizde yapılacak duruşma- sında anılan çeki ellerinde bulunduran- lar ve çekten malumatlan olanlar Türk Ticaret Kanunu'nun 37. maddesi gere- ğince 3 ay içinde mahkememizin 1994/793 E. sayılı dosyasına ibraz etme- leri veya beyanda bulunmalan aksi hal- de çekin iptaline veya kayıp olduğunun tespitine karar verileceği İLAN olunur. 4.4.1995 Basın: 16919 ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBÎ SEMtHPOROY Z-/ / & BULUT BEBEK NVRAYÇÎFTÇİ TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAIS 16 Nisan İLK OTOMOBİLLER Yl'NB SOKAKTAL 13SO'OB SU6Uhl,0TDM08ıUM UMUTUUAUŞ ÖUCÛLEKİ, YILLAH SONBA VİYAUA (AvuSTUeYA) SOKAKLAfUHM 6ÖGÜNOÛ '.. VİrANA TEKNIK. AAÜZSSİ YETKİLİL&eİ, MERAKLllAB'N Kf**U SAUM/L/UeM İZİ.£M£y£ AUÇTfĞl BU İMŞU £4 (Ztp ÇALtf77£M/fT7. YAP1LAN GÖST&&L£R£>e, 13O4 MOOetLİ T/U UZ2/E' FOtZD T 'A/İH B'R ÖKME£We>eiV OT&Moerl&EM ÇOK BİSf/U£Tt A\/PI&W tses SEUZ'S(SAĞDA') re iB+s're yAPILAM MAHCUS'£(SOLDA) PEĞİN BA2I TAşrrtAfi YER AUYoefia- BAT MAeais'ûu BıR K£Z BİAJtP SOA/e/) BİR AHtBPA U/JUTTZ/ĞU BU FAYTVUA 8£*JZ£Y&J O7O- AAOŞİL, 192O'LEBÜ£ £ MÜZBSİ'ME At-INMIŞTT.. TEŞEKKUR Eşim ve babamız Doktor CEMAL ÖZKAN'ı zamanında müdahale ederek gece yansında özveriyle yaptıklan ameliyatla sağlığına kavuşturan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi doktorlanndan başta; Operatör Doç. Dr. CUMHUR YEĞEN olmak üzere, Ana Bilim Dalı başkanlanndan; Prof. Dr. RIFAT YALIN'a Prof. Dr. ÖZDEMİR AKTAN'a Asistan doktorlardan; ÖMER GÜNAL, BAHADIR GÜLLÜOĞLU, GÜNEŞ YAVUZ, ARZUM ÇİNGİ, EMEL SAYIN, ALİ BEKRAKİ ile Üroloji ve Genel Cerrahi Bölümü hemşire ve hastabakıcılanna teşekkür ederiz. EŞİ VE ÇOCUKLARI Özgürlüğe, aydınlığa ve güzel günlere inancın ve umudun taşıyıcısı HULUSİ ÖNÜRÜ özlemle anıyoruz. 16 Nisan Pazar günü saat 13.00'te mezarı başında biıiikte olalım. AİLESİ Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'nun 15 Nisan 1995 günü yapılan Genel Kurul toplantısında çoğunluk sağlanamarriıştır. Genel Kurul 29 Nisan 1995 Cumartesi günü saat 14.30'da, Kurum Maslak binasında aynı gündemle toplanacaktır. Gündem: s . 1. Açılış ve Divan seçimi 2. Yönetim ve Denetim Kurulu raporiannın okunması 3. Yönetim Kurulunun ibrası 4. Tüzük değişikliği 5. Parklar ve köştder konusunda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi 6. Dilekler İLAN HAYDARPAŞA GİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Gûmrüğümüzce Tokuş Tekstil tth. Ihr. Paz. A.Ş. Ortaklan: Ahmet Aydm ve Sıtkı Ziya Birinci adına tescilli aşagıda sayı ve ta- rihleri belirtilen giriş beyannameleri muhteviyatı eşyadan aranılan gelir eksiği ile ilgili firmaya ve ortaklanna yaptığımız tebli- gatlanmız adres yetersizligi nedeniyle tebliğ edilemediğinden ve tebligata sarih en son adresi tespit edilemediğinden, söz konu- su aşagıda nevi ve miktarlan belirtilen gelir eksiklilderinin tebligat yerine kaim olmak üzere 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. ve 29. maddelen gereğince ilanen tebliğ olunur. 9457 sayüı 6J.1992 günlü be>annameden: Fazlahk eşya için: 68.358.000.- TL KDV 19.807.000.-TL DFtF 459.274.000.- TL TKF Kıymet yönünden: 35.870.000.- TL KDV 17.413.000.-TL DFİF 20048 sayılı 13.5.1992 günlü beyannameden: Fazlalık eşya için: 66.732.000.-TL KDV 19.336.000.-TL DFİF 448.351.000.-TL TKF Kıymet yönünden: 31.472.000.-TL KDV 15.278.000.-TL DFtF NOT: DFİF ve TKF'na 2976 sayılı kanunun 4. maddesi uyannca müeyyide uygulanacaktır. Basın: 16770
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle