Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 1995 PAZAR
12 DKIYAZI
Kurtuluş savaşçısı Atatürk, 12 Eylül ortamında çok kötü
kullamldı. 12 Eylülcüler, sıh biçımde Atatürkçülük yaptılar.
Oysa görünen gerçek, 12 Eylülcülerin Amerika 'nın güdümünde
biryönetimi, acı biçımde yüriittükleriydi. Hemen herkurum,
Atatürk'ün vüzüncüdoğumyılı dolayısıvla birşeyleryapmavı
tasarlıyordu. 12 Eylül 'iin sıh Atatürkçü paşaları,
Bülent Ecevit zamamnda kararlaştırdmış
"yüzüncü yıl etkinlikleri"çerçevesinde
gösteriye giriştiler. Sanki, yüzüncü yıl etkinlikleri.
kendilerinin düşündügünü bir şeydi ve onlar,
ülkenin bağımsızhğı, hal/an özgüriüğü, toplumun demokmtık
savaşımı için ortaya atılmışlardı! 12 Eylülcülerin bu tutumları.
beni, Atatürk üzerine bir araştırmaya yönlendirdi. Öldüğügüne
değin yaptıklannı, yapmadıklarım ve yapamadıklannı inceleyerek
birsonuca varmaya çalıştım. Atatürk neyapmıştı? Daha önemlisi,
ülkesini ve halhnı hangi çağdaş diteye getirmeye çalışmış, bunu
vaparken nasü bir toplumsal siyasa ızlemişti? Neden, başı sıkışan
her siyasal örgüt, ona sığınmak gereğini duyuyordu? Bir de şu
vardı:
Kim, halktn demokratlaşma savaşımım kösteklemek istiyorsa,
hemen Atatürk 'e sanlıvordu. Bugün de böyle bir eğilim var.
Başı sıkışan, Atatürk
y
e sığınıyor
Neredeyse, Refah Partisi bile Atatürk 'ün sonsuz önderliğini kabul
edecek! Herkesin Atatürkçü olmak zonınluluğu varmış gibı bir
durumla karşı karşıyavız. Ülkeye ve halka her kötülüğü yapmaya
hazuianan kümeler, örgütler ve kişiler, Atatürk'ün arkasına
sığımyorlar. Ozaman, Atatürk'ü araştırmakgerehyor. Nasdbır
kalıt bırakmış ki, ülkeye her türlü kötülüğü yapanlar, onun adına
hareket edebiiiyoriar. Kuşkusuz bu durum, Atatürk'ün kusuru
olabileceği gibi erdemi de olabilir. Çünkü, ölümünden elliyediyıl
sonra bile, toplum onun i\i vönetiminin özleminı çekiyorsa, yeni
hünerlerle gelen darbeciler, halhn özlemini Atatürk 'e dönüşle
gerçekleştireceklerini söylemek zorunda kalabiliyorlar.
Ben, Kurtuluş Savaşçısı Atatürk ile ilgili araştırmama
bu düşüncelerle başladım. Araştırmam, giderek bir
denemeye dönüştü.
Gördüm ki, gerçekten ülkemizin çağdaşlaşmasını
amaçlayan her düşünceye, çıkarları zedelenenler,
Atatürk kalkanı ile karşı duruyorlar. "Efendim, Atatürk demiş
ki..." diye başlıyorlar savunmaya ve saldırmaya.
Gericilik kabardığında da, ilericiler yahntyorlar: "Böyle mi
olacaktı Atatürk TürkiyesL" Demek, Atatürk, Cumhuriyetin
kalkanıdır. Cumhuriyete saldınmlar da, Cumhuriyeti savunanlar
da onunla çıhyorlar yola.
ABD güdümlü AtatürkçülükAtatûrk'le ilgili araştır-
malara başladığımda, Tur-
gut Ozai yoktu onalıklarda.
ANAP kurulrnamıştı. Siya-
sal partılere ızin çıkmamış-
tı. Türkiye'nın siyasal orta-
mında belirsizliklervardı. 12
Eylül yönetimı. dağa taşa
u
Ne mutlu Türidiın!" diye
yazdınyordu Bir sloganlan
daha vardı ki, insanı güldü-
rüyordu: "Her şey vatan
Gelişmeler hiç de, her şe-
yin vatan içm olduğunu gös-
termıyordu. Ülke. Atatürk-
çülük adına emperyalizme
köleleştirilıyordu. lşçı, me-
mur. küçük esnaf, yoksul
köylü. generallenn gölge-
sinde ezihyordu. Bütün bu
gerçeklenn ışığında Ata-
türk'ü aydınlatmak önemlıy-
di. Ne ki, Aydınlar Oca-
ğı'nın 12 Eylülcülerle yap-
tıklan gizli işbırlığını bilmı-
yordum. "Milli Küttür Ra-
poru" henüz hazırlanma-
mıştı. 12 Eylül Anayasası
yoktu ortada. Cumhuriyet,
12 Mart'a ve Milli Cephe
dönemlerine karşın, insana
bazı umutlar veriyordu. Hiç
olmazsa, Milli Eğitim Ba-
kanlığı, bütün olumsuzluk-
lara karşın. şeriatçılara tes-
lımedılmemışti.
E$i görülmemiş
seçim
12 Eylülcü generallenn
Amerika'dan aldıklan buy-
rultu doğrultusunda yapılan
seçimlerinden sonra, Türki-
ye'nin vardığı yer ıyıce anla-
şıldı 12 Eylül'ün generalle-
ri, ABD'nin işaretiyle adam-
lar bulmuşlar, onlan halka
seçtirmışlerdi. Dünyanın
hiçbir yerinde böylesine bır
seçim görülmemiştir. Darbe-
ciler, partı seçiyorlar, partile-
nn üyelerinı belirlıyorlar, lis-
teleri düzenliyorlar, sonra da
halka "seçin" dıyorlar. Ve
halk da, Nakşibendi tankatı-
nı iktidar yapıyor!
Doğrusu, bu gelişmeler-
den sonra, Atatürk, yeni bır
görüntü verdi. Sanıyorum,
bugünlerde. birçok pisliği
örtmek içm yeniden bir Ata-
türkçülük dalgası kabartılı-
yor. Bir yandan da, Atatürk-
çülügün artık geçerlı olama-
yacağını yüksek sesle söyle-
meye başlayan ikinci cum-
huıiyetçiler etkin olmaya ça-
lışıyorlar. Birdönemın ıleri-
YECİHİ T!MUR0ĞLU
. ıtiüTLU TuRKüM DlYtMf
12 Eylül yönetimi, dağa taşa "Ne mutlu Türküm!" diye yazdınyordu. Bir sloganlan daha vardı ki, insanı güldürüyordu: "Her
şey vatan için!" Gelişmeler hiç de, her şeyin vatan için olduğunu göstermiyordu. Ülke, Atatürkçülük adına emperyalizme
köleleştiriliyordu. Işçi, memur, küçük esnaf, yoksul köylü, generallerin gölgesinde eziliyordu.
cilen olan ikinci cumhuri-
yetçflerin gencı burju\a ke-
simiyle bağdaşıkhk kurma-
lan da ayn bir görüntü.
Şeriatın dalga dalga geldi-
ği bugünlerde. 12 Eylül'den
sonraki gelişmelen de göz
önüne alarak. Atatürk'e ye-
niden bakmaya çalıştım. Şe-
natçılar. artık adam yakiyor-
lar, yurt dışındakı lslamcı
güçlerle ışbirlıği yapıyorlar.
devlet güçlenyle ortak ey-
lemlere gınşivorlar. Şenata,
ıktidann ucu gözüktü.
Jkinci Cumhuriyetçiler.
yeni kuramlarpeşinde fante-
zi > apıyorlar. Ulkenin aydın-
lan, sağ bir sÖ7 söylediler
mi, ıçeri alınıyorlar. Sovyet-
ler Bırliği'nin çökmesinden
sonra, solcular, öğretilerinin
çöktüğü düşüncesine kapıl-
mışlar. Sosyalızmin sılindi-
ğını düşünen sığ zthınhlere
karşı. Marksçılar örgütsüz.
Görünüm bu. Siyasal ıktı-
dar bütün bu gerçeklere kar-
şın. Türkıye'yı ıyıce köleleş-
tirecek siyasalan yaşama ge-
çırmek ıstıyor. Meclıs. em-
peryalıstlerin köleleştırme
siyasasını durduracak güçte
görünmüyor. Bu gerçekler
karşısında, Atatürk'e yeni-
den baktım.
Atatürk gerçeği
Bılgılenme eklemem ge-
reken durumlann \arlığını
gördüm. Atatürk. tanhsel bır
gerçek olarak Cumhuriyetin
geçmişinden sökülüp atıla-
Dk olmanın zorluğu• Mustafa Kemal Atatürk, tarihin ilk antiemperyalist
bağımsızlık savaşını yapmış ve devletini, bu savaşın
sçnunda kurmuştur. Savaşını, antiemperyalist ulusal
bir savaş olarak yürütürken ona evrensel bir nitelik de
vermiştir. Tarihsel ilkliği buradan geliyor.
1933te Türkiye'nin dış siyasetini anlatan Musta-
fa Kemal, "Emperyalizm ve sömürgecilik yeryü-
zünden yok olacak ve yerlerine, uluslann arasın-
da hiçbir renk, din ve ırkfarkı gözetmeyen yeni bir
ahenk ve işbirtiği çağı egemen olacak diyordu.
Türkiye Cumhuriyeti devletini Mus-
tafa Kemal Atatürk kurdu. Kanımca
kurduğu devletin en büyük sorunu,
devletin kurucusu olmuştur. Atatürk,
yıkılan bir imparatorluğun tanığı ol-
muş "paşa''lanndan birisidir. Tarihin
son feodal imparatorluğu, Mustafa Ke-
mal kuşagının ellerinde can vermiştir
tmparatorluğu kuran Bey 'in halkı, bü-
yük kültür kaymasına uğramasına kar-
şın tanhsel varlığını, önemli sayılabi-
lecek kültür özgürlüğünü korumasinı
bilmiş, bu zenginliğini bir ana toprak
üzerinde yoğunlaştırmıştı.
Anadolu, imparatorluğun yıkılışın-
da, Türk halkımn yoğunlaştığı bir ana
toprak olarak belirmiştir.
Yüzyıllarca birlikte yaşadığı halkla-
nn kültürleriyle kaynaşmış müziğiyle,
şiiriy le, mimarisiyle ve folkloruyîa öz-
gül bir kültür varlığını saklamıştır.
Mustafa Kemal. işte bu özgül varlı-
ğını saklayan halkın antiemperyalist
savaşını yaratmış adamdır.
Bu savaşıyla da dünya tarihinde,
kendisine eskimesi zor bir yer ayırmış-
tır.
Bağımsızhğına kavuşturduğu ülke-
sinin en büyük sorunu olması da tarih-
te kendisine ayırdığı bu yerin iyice ay-
dınlatılmamasından kaynaklamyor.
Kurduğu cumhuriyetinin tanhsel ilkli-
ği. yapısal bir ilklik gibı sunulduğun-
dan, gelişme sürecinde, tüm seçenek-
lere set çeker gösterilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, tarihin ilk
• 12 Eylülcü generallerin Amerika'dan aldıklan buyrultu
doğrultusunda yapılan seçimlerinden sonra, Türkiye'nin
vardığı yer iyice anlaşıldı. Darbeciler, parti seçiyorlar, partilerin
üyelerini belirliyorlar, listeleri düzenliyorlar, sonra da halka
"seçin" diyorlar. Ve halk da, Nakşibendi tarikatmı iktidar
yapıyor!
• Birçok kimseye abartma gibi gelmesine karşın, emperyalizm,
Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçirdi. Amerika, en sonunda,
"milli görüş" sahibi Müslüman Necmettin Erbakan'ı da yola
getirdi. Atatürk'ün Cumhuriyeti, şimdi Suudi kuşak
bölgesinde yeşil bir hilaldir.
tikalannı aynntılanyla ser-
gilemedım. Sadece, izlenen
siyasalan gösterebilecek
ekonomik kararlardan, ya-
bancı sermaye ıhşkilerinden,
dış politikada tutulan yolu
belirleyen antlaşmalardan,
eğirım politikasındaki geriye
dönûşlerden, siyasal iktidar-
lann gerici güçlerle bağda-
şıklıklanndan birer, bazen
de ikişerömek seçtim. Gide-
rek yoğunlaşan şeriat devle-
ti özlemlennın yaşama nasıl
geçirildiğini göstermeye ça-
lıştım.
Emperyalizm ülkeyJ
ele geçirdi
Birçok kimseye abartma
gibı gelmesine İcarşın, em-
peryalizm, Türkiye Cumhu-
nyeti'ni ele geçirdi. Ameri-
ka, en sonunda, "miDI gö-
rüş" sahibi Müslüman Nec-
mettin Erbakan'ı da yola ge-
tırdi. Atatürk'ün Cumhuri-
yeti, şimdı Suudi kuşak böl-
gesinde yeşil bir hilaldir.
Eklemelerde kullandığım
kaynaklar, devletin resmi
belgelendır. Resmı Gazete,
yasa ve antlaşma metinleri
vb. Bu belgeler, siyasal ikti-
darlann gerçek amaçlannı
gösterdiklerinden, başka yo-
rumlara gerek yok. gerekti-
ğinde. resmı belgeleri des-
tekleyen yabancı kaynaklara
da başvurdum. Bu kaynakla-
n, elbette kendı yorumlany-
la ahnadım. Doğrudan me-
tinlerden hareket ettım. 12
Eylül askeri darbesinin ild-
yüzlü Atatürkçfilüğü sergi-
leyen Milli Kültür Rapo-
ru'na sırası geldikçe değin-
dim.
Atatürk, bir "kurtuluş sa-
vaşlandevrimcisi^dir Bütün
düşüncelen ve eylemleri bu-
nu doğnıluyor. Atatürk'ün
kurduğu devletin sonu, Ata-
türkçülüğün vardığı yer. kur-
tuluş savaşlan devnmleri-
nin, sosyalızmle bütünleş-
medikçe, dünya kapitalist
sisteminin içinde eriyeceği-
ni ve emperyalizme teslim
olacağını belgehyor. Tam
bağımsızlık için, dünya işçi
sınıfının evrensel devnm il-
kesını izlemek gerekiyor. Ve
de, Sovyetler Bırlıği deneyı
göstenyor ki, dünya ışçi sı-
nıfı. demokrası savaşımım
kazanmadıkça, mazlum
halklann sömürülmesi son
bulmayacaktır.
Atatürk'ün açtığı yolun
namusuna ınanıyorum. Ne
kı. bu yol, sosyalıst devrime
çıkmadıkça, emperyalizmin
kıskacından kurtulamıyor.
Lumpen burjuvazinin kolay-
ca iktidar olabildiği azgeliş-
miş toplumlarda, demokrasi
oyıınu, ıkıyüzlü bir "halkçı-
ük"a dönüşüyor. Emegi
planlayacak bir demokrasi
savaşımını kazanmak zorun-
dayız.
mayacağı gibı, geleceğınden
de çıkanlamaz. Ancak bu,
bundan sonraki toplumsal
gelişmemızin "Atatürk ilke-
leri"yle gerçekleştinlebile-
ceği anlamına gelmiyor. Öy-
le görünüyorki, Atatürkçü-
lük, tanhsel bir kahttır artık.
Bu kalıtı kullanacak herhan-
gı bir siyasal örgüt görünmü-
yor Bütün bunlara karşın.
Kemalıstler. ülkeyı karanlık-
tan kurtarmak için bütün
güçleriyle ve ıyı niyetle sa-
vaşıyorlar. Başaracaklan
kuşkulu olmakla birlikte,
teslim olmamalannı saygı
ile karşılıyorum.
Atatürk'ün yaratmak iste-
diği çağdaş toplumun nasıl
geriletildiğini, onun tam ba-
ğımsız devletinın nasıl köle-
leştirildiğini gösterebılmek
ıçın ölümünden sonra izle-
nen sıyasalara baktım. Özel-
likle, izlenen ekonomi polı-
tikasına göz attım Kuşku-
suz, Atatürk dönemının eko-
nomi polıtikasmı ve ondan
sonra izlenen ekonomi polı-
antiemperyalıst bağımsızlık savaşını
yapmış ve devletini, bu savaşın sonun-
da kurmuştur.
Savaşını, antiemperyalist ulusal bir
savaş olarak yürütürken ona evrensel
bir nitelik de vermiştir. 1933'te Türkı-
ye'nin dış siyasetini anlatan Mustafa
Kemal, 26 Ağustos 1922'de, Kocate-
pe'den, kızaran ufukta, Yunan ordula-
nnın dağılışını seyreder gibi. "Şimdi,
günün ufukta ağardığını nasıl görüyor-
sam, bütün mazlum Doğu uluslannın
da uyanışını öyle göriiyorum. Bağım-
sızhklanna ve özgüriüklerine kavuşa-
cak daha birçok kardeş ulus var. („)
Empenalizm ve sömürgecüik yeryü-
zünden yok olacak ve yerlerine, ulusla-
nn arasında hiçbir renk. din ve ırk far-
kı gözetmeyen veni bir ahenk ve işbir-
liği çağı egemen olacakür" diyordu. (1)
Tanhsel ilkliği buradan geliyor.
(1) Dr. M. Gönlübol, Dr. C. Sap, Ata-
türk ve Türkiye 'nin Dış Siyaseti, 1933.
Yarın: İkiyüzlülük
Bayar'la başlıyor
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANIFATİH 2. İCRA DAİRESİ'NDEN
1994 1509 Tal.
Satılmasına karar venlen gaynmenkulün cınsı. kıymetı, adedı, evsafi Istanbul Fatıh, Kırmastı Mah Arslanhane sokakta kaın topunun 247 pafta, 2124ada. 9 parselınde kayıtlı kargır bınanın tamamı
Tapu kaydı: Fatıh 3 Bölge Tapu Sıcıl Müd nun dosyada me\cut yazısından satışa konu bınanın tamaraı borçlu adına kayıtlı olup. kaydında dosvamız takıp mevzuu ıpotek ile hacız şerhınm mevcut oldugu anlaşılmıştrr.
Imar durumu: Fatıh Bld, Bşk Imar \e Pl. Md imar Uyg Bürosu'nun dosyada mevcut yazısından Koruma amaçlı planm tasdikıne kadar ımar durumu tanzim edılmediği bıldirilmiştir
Gavrimenkulün haliha/ır durumu: Satışa konu bına zemın. asma kat. 2 normal \e çatı katlı olup. /emin katta bulunan asma kallı dükkân tadıl edılerek ıkı ayn kat \e ıkı ayn dükkâna dönüşmüştür. Bına normal katlannda ıse bırer adet
daıre, çatı katta ise depo olarak kullanılan bölüm bulunmaktadır Zemın katta tretuvarla ınılen dukkânda 40.00 m2 alanlı olup kıralık-boştur Asma kat bına ana gınşinden çıkılarak ulaşılmakta olup takribi 50,00 m2 bağımsız bolüm dükkân
vardır. Normal katlar uçer oda, mutfak. banyo. VVC'den oluşan ıkı daıre olup, daırelenn brut alanlan 35.00 m2'dır Çatı katı ıse depo olarak kullanılan bötümdûı. Bına şehir elektnk ve su tesısatı döşeli olup, 3. sınıf yapıdadır.
Gavrimenkulün kıymcti: Bılırkışıce satışa konu bınanın tum mülkıyetıne 3.500.000.000 - TL. kıymet takdır edılmıştir.
Şatı; şartlan:
1- Satış 22 05 1995 Pazartesi günü saat 14 00ten 14 30'a kadar Fatıh 2. tcra Dairesi'nde açık artırma suretiyle yapılacaktır Bu artırmada tahmin edılen kıymetın % 75'inı ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış mas-
raflannı geçmek şartı ile ıhale olumır Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü bakı kalmak şartıyla 01.06 1995 Perşembe gunu Fatıh 2 tcra Dairesi'nde saat 14-14 30'da ıkıncı artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da bu
mıktar elde edılemetnışse gaynmenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ılanında gostenlen müddet sonunda en çok artırana ıhale edılecektır Şu kadar kı artırma bedelının malın tahmin edılen luymetının % 40'ını bulması
ve satış ısteyemn alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan ba^ka, para\a çevırme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir
2- .Artırmaya ıştırak edeceklenn, tahmm edılen kjymetın % 20sı nıspetmde pe\ akçesı \ eya bu mıktar kadar mıllı bır bankanın temınat mektubunu vermelen lazımdır. Satış, peşın para ıledır, alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl
venlebılır Tellâliye resmi. ihale pulu. tapu harç \e masraflan alıcıya aıttır Bmkmış vergıler satı^ bedelınden ödenır K.atma Değer Vergısı alıcıya aıttır
3- Ipotek sahibi alacaklılarla dığer ılgilılenn (•"-) bu gaynmenkuİ uzenndekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı dayanağı belgeler ile on beş gün ıçınde daıremıze btldırmelen lazımdır. Aksi takdırde haklan tapu sıcılı
ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklardır
4- thaleye katılıp daha sonra ıhale bedelmı yatırmamak suretiyle ıhalenın feshıne sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen teklıf ettıklen bedel ile son ıhale bedelı arasındakı farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizınden müteselsilen
mesul olacaklardır Ihale farkı ve temerrüt faızı aynca hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak, bu fark, varsa öncelıkie temınat bedelınden alınacaktır
5- Şartname. ılan tarihinden itıbaren herkesin görebılmesı ıçın daırede açık olup masrafı venldıgı takdırde ısteyen alıcıya bır orneğı gondenlebılır
6- Satışa ıştirak edenlenn sartnameyı görmuş \e munderecatını kabul etmış savılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1994'1509 T sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümûze başvurmalan ılan olunur 10 4 1995
(Ic. lf K 126)
(+) tlgililer tabirinc irtifak hakkı sahipleri de dahildir.
Basın 17249
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Doğan Öz Cinayeti: (8)
Mahkemelerden Şantajla
Karar Alıyorlar...
Eski Ülkücü Ali Yurtaslan, "ltiraflar"\nda, üniver-
sitelerde, mahkemelerde yaptıklan "rezaletleri" de
sergiliyor. Ali Yurtaslan, bunların arasında, Gazi Eği-
tim'de kayrtlan ülkücülenn nasıl yaptıklannı, ODTÜ'de
sılahlan nasıl ıçen soktuklannı bir bır aniatıyor. Ali Yur-
taslan, 1977'den sonraki yılları anlatırken şöyle diyon
"O zamanki mütevelli heyeti MC tarafmdan atân-
mıştı. Hemen hepsibizı destekliyordu. En başta Rek-
tör Hasan Tan, Idarı Işler Genel Müdürü Ünal Bey,
Sağlık-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğ-
lu (O zaman ODTÛ mütevelli heyetindeydi), Muha-
sebe Müdürü Özcan Bey, Personel Müdüru Sevim
Tapan, İBM Başkanı Atilla Bey (sonradan aynldı),
Evrak Müdürü Baha Bey (sonradan Tariş'e geçti),
Bütçe Mali Işler Genel Müdürü Şeref Çağlayan 'dan
(sonra aynldı) özellikle destek gördük. Bunlar 'Hoş
geldinız. Hepimiz aynı dava için çalışıyoruz' dediler.
Bizim işe alınmamız öncelikle bunlann sayesinde ol-
muştur...
Mesela Hasan Tan biri mhsatlı, dığerı ruhsatsız iki
sılahı okula getıriyordu. Bunlan okulda bize veriyor-
du, biz kullanıyorduk. Yine Şeref ve Ünal beyler de
okula silah sokmamıza yardımcı oluyohardı. Aynca
o dönemdekı jandarma komutanı da başımıza bir
şey gelmeyeceğine daır temınat verdı. Birhafta için-
de 100 kişıyle işe başladık..."
"İBM kısmını denetim altına aldık" diye açıklama-
lannı sürdüren Ali Yurtaslan, daha sonra şöyle diyon
"6 kasımda okul açıldı. Bu döneme kadar pek bir
şey olmamıştı. Sadece tek tük dövme olaylan vs var-
dı. İBM kısmını tamamen kontrolümuz altına almış-
tık. Burası okulun en hayatı bölümlerinden bıriydi. Sı-
nav sonuçlan burada değerlendiriliyordu. Daha son-
ra Bahçeli son durakta vurulan iki mühendis Muhit-
tin Canberk ve Hasan Hüseyin Sanlı İBM kullan-
masını öğretıyorlardı. Bunlar ODTÜ'ye sözleşmeli
olarak ve bu amaçla gelmışlerdi..."
(Bu dönemde neler mı oldu? ODTÜ'de IBM'i ku-
ran Doç. Necdet Bulut, ızlenerek Trabzon'da öldü-
rüldü. Yakup Kepenek, ıkı kurşunla ağır yaralandı.
Kepenek, kendisini vuran ülkücülerin kim olduğunu
bilmiyor. "Gelsinler, kendılenyle konuşacağım, bağış-
layacağım!" dıyor. Doğan Öz davası tanıklanndan â -
ya Aktaş'ın "keşifte bulunmayarak, apar topar
ABD'ye ücretsız ızınle gıtmesi, bu olaylardan sonra-
dır. Kim bılir kan-koca Aktaş'lara ne baskılar yapıl-
dı?)
Ulküculerin işlediklerı cmayetlerin yanında, adale-
te yaptıklan baskılar, tüyler urperticıdır. Ali Yurtaslan
"Itıraf"lannda "Hâkimleri elde etmek için rüşvet, şan-
taj ve baskı yollannı kullandık" dıyor. Baskılan şöyle
aniatıyor:
"Adliyeye düşen ülkücüleri kurtarmak için hemen
MHP'Iİ hâkım ve savcılan devreye sokuyorduk. Da-
ha doğrusu, dosyalann bunlara gitmesini sağlıyor-
duk. Çeşitlı durumlarda yardımını gorduğümüz hâ-
kım ve mahkemeler şunlardı: Ulus'takı adliyenın 1.
ve 6. asliye ceza mahkemeleri. Aynca ağır cezalar-
dan 5. ağır ceza ve sorguda 2. sorgu hâkımlığı bizim,
için iyiydı. 5. ağır cezadaki kadın hâkim bize yardım-
cı oluyordu. Ülkücülerin daha çok bunlara düşme-
sinı başanyorduk. Çoğunun daha tutuklanmadan
sert>est bırakılmasını sağlıyorduk.
Aynca, 5. asliye cezanın başkatibi de bizdendi. 5.
asliyenin kaleminde çalışanların tümü ülkücüydü.
Burada çalışan ve Gazi Eğitim'de okuyan Yaşar is-
mindeki şahıs da bize yardım edıyordu..."
Ali Yurtaslan, yargıçların adlarını da vererek kıme
ne kadar ruşvet önerıkjiğını, rüşvetı kabul etmeyen
yargıçlann da "şante/'layolagetmldıklennı aniatıyor:
"Hâkimleri tuzağa düşürmek için kızlan devreye sok-
tuk" diyor. Bır yerinde "/f/raf'ının, "Hâkım ve adliye
görevlilerinın kızlaria yatakta fotoğrafiannı çekerek
şantaj yaptık" dıyeekliyor. Şu açıklamaları yapıyor Ali
Yurtaslan:
"1978 'in Eylül, Ekim ve Kasım aylannda bu kurdu-
ğumuz tezgahla birçok hâkım ve savcıya kanca atıl-
Öı. Bunlann bir kısmı tekliflerimızı kabul ettiler ve yu-
karda isimlerini belirttiğim (O belirtiyor, ben yazma-
dım!) dört kızla ılışkı kurdular. Bunlann kızlaria ilışki-
len sırasında filmleri çekildi ve sonra kendılenne şan-
tajyapıldı. Tehdıtleyıldıramadığımız, ruşvet teklifimi-
zı kabul etmeyen hâkimler bile bu dunımla karşıla-
şınca ısteklenmizı kabul etmek zonında kaldılar.
Şantaja boyun eğen hâkimler şunlardı:
... Mahkemesı reisi: SA.'nın davası karar safhası-
na gelmiştı. Deliller toplanmış, adli tıptan raporgel- •
miştı. Kamuoyunda bu davaya çok ilgi vardı. Bizim
için çok önemli olan, bu davayı uzatmak ve unuttur-
maktı. Sonra da beraat için çalışacaktık. Bu davanın
hâkimine ne tehdit mektuplanyla ne de mşvet tek-
lifleriyle isteğimizı kabul ettirememiştik. Fakatkıztar-
dan biri gidip odasında kucağına otunjnca kabul et-
ti. Dosya bundan sonra dört defa adli tıpa gitti gel-
di. Böylece, yedi sekiz aylık bir zaman kazandık. Fa-
kat sonra, sıkıyönetim gelince dosya buraya gönde-
rildi ve planımız suya düştü..."
BULMACA SEDAT YAŞAYAJSl
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA:
V Zekı ve becerik-
li olrnadığı halde
kendini öyle sa-
nan. 2/Buğdayta-
nesinin olgunlaş-
mış içi... Huysuz
hayvanlann ağzı-
na takılan ağaç. 3/
Baldırla uyluğun
birleştiği yer... Üc 6
kişiyle oynanan j
bir iskambil oyu-
nu. 4/ Dolma yap- 8
mak için hazırla- n
nan kanşım... Es-
kiden trajedıye verilen ad. 5/
Ögrencının genel dummunu
gösteren belge. 6/ Koyun kır-
kılığında üzennde bırakılan
yün... Yığıt. 7/Halk edebıya-
tı şiır türlennden bın... Kan-
şık renkli. 8/Kıraya verilerek
geljr getıren mülk... Maksat.
9/ Öne sürülen bır savın doğ-
ruluğunu mantıksal yöntem-
le gösterme
YUKARTOAN AŞACrYA:
1/ Kaynatılmış bugday... Dogu Anadolu"nun Irak smın ya-
kınında yüksek bır dağ. 2/ Türk muzığınde bir makam...
SSCB'de 1917-1922 yıllan arasındakı gızlı polıs örçütü. 3/
Kunduracılann dehk açmakta kullandıklan çelik tığ... Bir
çalgı. 4/ Ha>-\anlara vurulan damga... Çok yaramaz, ele
avuca sığmaz. 5/ Bır bütûnün parçası. 6/ Yüksek bır sapın
ucunda şemsıye halmde toplu çıçeklen ol?r güzel bır süs
bıtkısı... Fenıke mitolojısınde en büyük tann. II "Bir reko-
ruyıneleme" anlamında kullanılan sportenmı... MesafeS/
Terazigözü.. Üzüntü9/MaksimGorki'ninbırromanı... tri
tanelı bezelve